esarp, tesettür, tekbiryaşam, tekbirgiyim

Page 1

SAYI 8 - OCAK 2013 TEKBİR’İN ÜCRETSİZ YAYINIDIR.

Yaşam www.tekbir.com.tr

... i r h e Ş ı l n a m s Bir O

E N R İ D E

Yenilenen

Mağazalarıyla

TEKBİR TEKBİR’den

ERKEK ŞIKLIĞININ Vazgeçilmezleri

Haftalık Kombininiz

TEKBİR’den

MUSTAFA KARADUMAN “Uluslararası Tesettür Forumu İstanbul’daYapılmalı”

yle i t e ohb S cak ı s Sım

m EM e l z R Ö P E Y



®

Yaşam

EDİTÖR’DEN

Tekbir A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa KARADUMAN Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Cafer KARADUMAN Yayın Danışmanı Yılmaz SÖNMEZ Yönetim Yeri Atlas Cad. No: 18 Mahmutbey BAĞCILAR/İSTANBUL Tel: 0212 444 0 393 Faks: 0212 446 43 15 www.tekbir.com.tr Editör Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Moda Editörü Esra KARADUMAN Grafik Tasarım Gülizar AŞIK EMECAN Yayın Kurulu Muhammed KADADUMAN Abdullah KARADUMAN Abdurahman KARADUMAN Enes KARADUMAN Hatice KARADUMAN Psk.Tuba KARADUMAN Katkıda Bulunanlar Zeynep Fatma TUNÇ Psk.Dan.Esra KARADUMAN Dr.Hafize ERKAL Fethiye İNAL (Teknik Destek) Zuhal DENİZ Yapım Metam Medya Tel: 0212 258 04 94 www.metammedya.com Baskı SCALA BASIM Yeşilce Mah. Girne Cad. Dalgıç Sk. No:3 4. LEVENT - İSTANBUL Tel: (0212) 281 62 00 ••• Tekbir Yaşam Dergisi, Tekbir Giyim San. Ve Tic. A.Ş.’nin ücretsiz süreli kurumsal bültenidir. 5.000 Adet basılmaktadır. Soru, Görüş ve Talepleriniz İçin: tekbir@tekbirgiyim.com.tr ••• Reklam Satış Pazarlama Metam Medya Tekbir Yaşam Dergisi,

Metam Medya tarafından hazırlanıp baskıya sunulmuştur. Dergide

yayınlanan tüm yazı ve görseller izinsiz kullanılamaz. Tüm sorumluluk Metam Medya’ya aittir.

Tekbir, bu dergide yer alan ürünler ve fiyatlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar.

Merhaba; 8. sayısıyla birlikte 2 yaşına giren Tekbir Yaşam Dergi’si bu sayısında da yine dopdolu. İçinde bulunduğumuz bu dönemde dünyaca ünlü markalar İlkbahar-Yaz koleksiyonlarını hazırlamış durumdalar. Tekbir de koleksiyonu hazır markalar arasında. Sizlerle buluşturacağımız 2013 İlkbahar/Yaz Koleksiyonumuzu şubat ayı itibariyle mağazalarımızda görebileceksiniz. Biz bu sayımızda kış indiriminin son demlerinde, gelecek yıla yatırım yapmanız için bir kombinasyon sayfası hazırladık, hem de bunu size haftalık bir program olarak sunduk. Kara kış günleri için birçok alternatif bulabileceğiniz bu sayımızı okumadan alışverişe çıkmamanızı öneririz. Sayfaları çevirdiğinizde; yeni açılan şubelerimiz Eyüp-Yeşilpınar ve Urfa City AVM, henüz tadilatı yapılmış olan Maltepe, Üsküdar ve Fatih Plaza mağazalarımıza kısa bir tur yapacaksınız. Mağazalarımızı gezdiğinizde Tekbir’in değişen yüzünü görme şansı bulabilirsiniz. Basında çıkan haberlerimizi, yaptığımız etkinlikleri, katıldığımız organizasyonları, 2013 Kış sezonu eşarp ve şal koleksiyonumuzu, muzlu milföy pastası, krem peynirli krema ile çikolatalı cupcake yapımını ve Osmanlı şerbetlerinin hazırlanışını anlattığımız “Lezzet” sayfamızı, bir Osmanlı şehri olan Edirne’yi, psikologlarımızın ve doktorumuz Hafize Erkal’ın sizin için hazırladığı çok özel yazıları okuyabilirsiniz. Derginin yapımında emeği geçen herkese ayrıca sımsıcak sohbeti, bitmeyen enerjisi ve gülen yüzüyle bize zaman ayıran Özlem Yeprem’e teşekkür ederim.

Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Kurumsal İletişim Müdürü merve@tekbir.com.tr


BİZ’DEN

Uluslararası tesettür forumu

İstanbul’da yapılmalı Biz moda yapmıyoruz, tasarım yapıyoruz. Modacılarla aramızdaki fark bu. Moda olduğunda bu sezonda kısaysa, geçen sezon uzun olabilir. Bizde bu olmaz. Biz geliştiririz. Bizden bu anlamda sadece bizim değil, Avrupa modacılarının da etkilendiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu süreçte, mini etek bile tarihe karıştı.

Tekbir Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karaduman, tesettür giyimin modaya etkisini Nedim Odabaş’a değerlendirdi. “Uluslararası tesettür forumunun İstanbul’da yapılması çok güzel olur. Bu konuda yapılan belgesellerde moda dünyasını bayanda İtalya, erkekte Fransa, tesettürde ise İstanbul’un ve Tekbir’in etkilediğini söylüyorlar. Türkiye tesettür markasını dünyaca ünlü bir şekilde İstanbul’dan çıkarmış.”

Cumhuriyet dönemi özellikle kılık kıyafet devrimiyle insanların rotasını batıya ayarladığı bir dönem oldu. Tesettür modası olarak bu rotayı geriye çevirdiğinizi söyleyebilir misiniz? Tesettür’ün mimarı olarak takdim ediyoruz kendimizi. Kendi öz değerlerimize döndürdük. Bu da tasarımla, modayla, estetikle, sanatla... Bu bir estetik olmazsa, karşısına çıkıp kanunlarla kurallarla yönünü değiştiremezsiniz. Bunun en büyük örneğini İran yaşıyor. İran’da kadınlar çarşaf giyiyor ama bunun sayısı yüzde 10 bile değil. Onlar onu giymiyorsa, onları dünyayla yarıştırmak için alternatifler geliştirmek zorundasınız. Siz o modaya karşı çıkarken, kendi değerlerinize uygun bir alternatif ortaya koymazsanız, başarılı olamazsınız.

Modanın arkasında koskoca bir sinema sektörü, film sektörü, reklam sektörü, televizyon sektörü var, moda okulları var. Bunun karşısında siz insani değerlere uygun bir tasarım geliştirdiğiniz zaman ayakta kalabiliyorsunuz. Bunlar devlet gücüyle Türkiye özellikle son yıl kırk yıl içinde kırılma Tekbir Yönetim Kurulu olacak işler değil. Bizim yapacağımız noktaları yaşadı. Tekstilde bu kırılBaşkanı Mustafa Karaduman; kültürel hareketlerdir. Burada doğru bir ma noktalarından birisi Tekbir’in 3 ARALIK 2012 tarihinde Milli şekilde tasarımlarımızı inançlarımızla piyasaya girme süreci oldu. İnbirleştirdiğimizde etkili olabileceğiz. BiGazete yazarlarından Nedim sanların giyiminde kılık kıyafeliyorsunuz tesettür bütün peygamberler tindeki bu değişim sürecini deOdabaş’a tesettür giyimin ğerlendirir misiniz? modaya etkisini anlattı. O yıllarda moda dünyasına bayanlarda İtalya, erkeklerde Fransa yön veriyordu. Alternatif moda tasarımı geliştirilmemişti. Böyle bir ortamda mini etek furyası Türkiye’yi kasıp kavuruyordu. Genç örtülü yok denecek kadar azdı. Moda adeta insanların ruhuna kadar işlemişti. Ama o yıllarda biz modaya alternatif kültür tasarımlarla ortaya çıkıp öz değerlerimize uygun yeni bir tarz geliştirdik. Tabiri caizse, Mimar Sinan, doğu ile batı kültürünü birleştirip nasıl yeni bir sentez ortaya koyduysa, yeni bir çığır açtıysa, biz de var olan geçmişteki tesettür anlayışımızı günümüzdeki modern çizgilerle birleştirerek yeni bir tarz ortaya koyduk. Ama biz bir milleti, bir ırkı esas almadık. Global anlamda bütün dünyayı kucaklayacak bir tarzda ortaya çıktık. Ve bu etkili oldu.

4


döneminde vardı. Bizim dönemimizde ortaya çıkan bir kavram değil. Sadece amatör anlamda olan bu tasarımı daha profesyonel anlamda bir sektör oluşturmuş olduk. Bütün Peygamberlerin bir meslekle ilişkileri var: Lokman (as) tıp, Davut (as) demirci, İsa (as) tıp... Bilgisayar çağı ve bilimin, Süleyman (as)’a verilen mucizelere ulaşma şansı yok. Peygamberlere verilen mucizeler teknolojiyle yakalanacak değerler değil. İslam ülkeleri içinde bir nokta atışı yaparak moda sektörünün, tesettürün tasarımsal öncülüğünü yapan bir firmasınız. Bununla birlikte bir akademi fikriniz olduğunu biliyoruz. İslam ülkelerinden modacılarla bir araya gelip bu işin nereye gidebileceği noktasında bir akademik forum, tesettür forumu yapmayı düşündünüz mü? Girişimimiz oldu. Tsunaminin olduğu sene, yanlış hatırlamıyorsam 2004 senesinde Malezya’da 15 İslam ülkesinin katıldığı tesettür tasarımcılarının, 15 ülke akademisyenlerinin katıldığı “Tesettürün Bugünü Yarını” konulu bir forum düzenlenmişti. İslam Bankası’nın sponsorluğunda yapılmıştı. Ben buna katıldım... Bir saatlik bir konferans vermiştim ve etkili olmuştu. Kraliçe katılmıştı, bakanlar vardı. Mutlaka bu hareketi etkilemek anlamında siyasi gücün olması gerektiğini söylemiştim. Karar alındı, “bunu her sene bir ülkede tekrarlayalım” dendi. Dolayısıyla biz de bunu kabul ettik. Buraya döndükten 15 gün sonra bunu Endonezya’da yapacağız. “Katılır mısınız?” denildi. 4 ay sonra yeniden planlamışlardı. Katılacağımızı söyledik, ama arkasından tsunami gelince program olmadı. 2007-2008’de İran’da 15 ülkenin katıldığı fuarlar düzenlendi. Orada 15 ülke içinde bize tasarımda birincilik plaketi verdiler.

Böyle bir organizasyonu biz yaptığımız zaman çok daha büyük bir etkisi olacağını düşünüyorum. Akademik boyutunu da ele almak lazım. Dolayısıyla böyle bir çalışma olması gerekir. Bizim orada verdiğimiz mesaj da şuydu: “Biz sıfırdan başlayıp dünyanın gündeminde bir marka yapabildiysek, 15 ülkenin bir araya gelip de akademisyenlerin katıldığı, İslam Bankası’nın içinde olduğu böyle bir çalışmada başarmamak için hiçbir neden yoktur”. Biz onların rüyalarında bile görmedikleri tasarımı aktarmışız. Zor olan taraf burasıdır. 100 yıldır Fransa’nın modaya yön vermesi, onların zihinlerinin oluşturduğu bir performanstır. Tasarım bu kadar etkili ve önemli bir şeydir. Bizim ortaya çıktığımız zamanda hiçbir mağazada tesettür kıyafeti yokken, bugün her yerde tesettür kıyafeti vardır. İslam ülkelerinin bir araya gelerek ortaya koyacakları bir tasarımın dünyayı etkileyecek bir yönünün bulunacağını söylememiz gerekir. “Bayanda İtalya erkekte Fransa tesettürde ise İstanbul” Böyle bir forum; estetiğin, güzelliğin, tarihin, estetik güzelliklerin merkezi İstanbul’da yapılsa nasıl olur? Böyle bir forumun İstanbul’da yapılması çok güzel olur. Bu konuda yapılan belgesellerde moda dünyasını bayanda İtalya, erkekte Fransa, tesettürde ise İstanbul’un etkilediğini söylüyorlar. Türkiye, tesettür markasını dünyaca ünlü bir şekilde İstanbul’dan çıkarmış. http://www.milligazete.com.tr/haber/uluslararasitesettur-forumu-istanbul-da-yapilmali-257159.htm

YERLİ MALI HAFTASINDA TEKBİR’E ZİYARET 12-18 Aralık Yerli Malı Haftası nedeni ile İHKİB Kız Meslek ve Teknik Lisesi öğrencileri, Müdür Yardımcısı ve branş öğretmenleri, yerli üretim yapan Tekbir Genel Merkezi’ne ziyaret gerçekleştirdiler. Tekbir tanıtım filminin izlenmesiyle başlayan etkinlik öğle yemeği ile devam etti. Modelhane, Kumaş ARGE, Kesimhane, Atölye, Ütü, Showroom gibi üretim sürecini ilgilendiren bölümler öğrenci ve öğretmenlere tanıtıldı. Tasarımcıların modellerini ilgiyle inceleyen öğrenciler, Kumaş ARGE sorumlularından da sezonun moda renkleri ve kumaşları hakkında bilgi almayı ihmal etmediler.

Öğrenciler ziyaretten çok memnun kaldıklarını bildirirken; öğretmenleri de öğrencilerin staj döneminde Tekbir’in birimlerinde görev almaları için İnsan Kaynakları Müdürü Serkan Kayın ile görüşme gerçekleştirdiler. Tekbir’in Kurumsal İletişim Koordinatörü Merve Mücaviroğlu Ayan ve Kurumsal İletişim Asistanı Zeynep Fatma Tunç, öğrenci ve öğretmenlere ziyaretleri için teşekkür hediyelerini takdim ettiler. 5


BİZ’DEN

BAYRAMLAŞMA

Etkinlik saat 12.00’de Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Cafer Karaduman’ın konuşması ile başladı. Bayramlarda dayanışma, hoşgörü, birlik ve beraberlik duygularının yoğun olarak yaşandığı vurgulandı. Dünyadaki sıkıntıların sona ermesi ve herkesin bayramı bayram tadında yaşaması temennisinde bulunan Cafer Karaduman “Bayramlar herkesin bir arada olduğu umut ve sevgi duygularının yoğun olarak yaşandığı özel günler. Bizler de genciyle, yaşlısıyla, çocuğuyla böyle anlamlı bir günde birlikte olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Bayramlar, insanlar arasında bir bütünleşmenin, birlik ve beraberliğin, kardeşliğin ve paylaşmanın ifadesidir. Bu bayram da farklı ülkelerde, şehirlerde, evlerde yine üzüntü ve gözyaşı var. Dünyadaki tüm sıkıntıların bir an önce bitmesini, herkesin bayramı bayram tadında yaşamasını temenni ediyoruz. Tekbir yönetimi adına tüm Tekbir ailesinin Kurban Bayramı’nı en kalbi duygularımla kutluyor sevdikleriyle birlikte nice bayramlar geçirmelerini diliyorum. Bayramlarda yoğun olarak yaşanan hoşgörü, sevgi, saygı, kardeşlik, dayanışma ve birlik beraberlik duygusunun daimi olmasını temenni ediyorum” dedi. Bayramlaşma töreni sonunda vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, topraklarında yaşam savaşı veren Arakan ve Suriye halkı için de dua edildi.

6

Tekbir ailesi Kurban Bayramı dolayısıyla düzenlenen bayramlaşma töreninde bir araya geldi.

Genel Müdür Yardımcısı Aydın Karaduman, Üretim Müdürü Nurettin Sevilmiş ve Yönetim Kurulu Üyeleri, genel merkez binasında çalışan yüzlerce personel ile tek tek bayramlaşıp çikolata ve kolonya ikram ederek yakından ilgilendiler. “Dünyadaki tüm sıkıntıların bir an önce bitmesini, herkesin bayramı bayram tadında yaşamasını temenni ediyoruz.”


EYÜP yeşilpınarda’yız... Eyüp-Yeşilpınar şubemiz 19 Ekim 2012’de White Hill AVM’de hizmete başlamıştır. Eyüp civarındaki müşterilerden gelen yoğun talep nedeniyle bu civarlarda bir mağaza açmayı düşünen Tekbir yönetimi AVM yönetiminin de talebi üzerine böyle bir adım atmıştır. Mağaza, AVM içerisindeki tek katlı en büyük mağaza olma özelliğini taşımaktadır. Eyüp ve civarından Fatih’teki Tekbir mağazalarına gelen müşteriler için Yeşilpınar şubesi büyük bir avantaj oluşturmaktadır. Yeşilpınar mağazasının diğer AVM mağazalarına göre en belirgin farkı metrekaresinin diğerlerine göre yaklaşık 2 kat daha büyük olmasıdır.

URFA CITY AVM’DEYİZ... Şanlıurfa mağazası şehrin en büyük alışveriş merkezi olan Urfa City AVM’de 14 Ekim 2012’de hizmet vermeye başlamıştır. Urfa’da muhafazakâr bir kesimin bulunması Tekbir’in müşteri kitlesi olan bir şehir olduğunu göstermektedir. Doğu insanının samimi talepleri ve AVM yönetiminden gelen istekler de gösteriyor ki Tekbir Urfa halkı tarafından oldukça ilgi görecek. Urfa mağazası Tekbir şubeleri arasındaki en küçük mağaza olmasına rağmen bayan ürün gruplarında eksiksiz hizmet vermektedir. Şehrin en iyi alışveriş merkezinden olan Urfa City AVM’de hizmetinizdeyiz. 7


BİZ’DEN

cumaertesi

TEKBİR,

FERACEDE

ÇITAYI YÜKSELTTİ Zaman Gazetesi yazarlarından Kezban Karagöz, 1 Aralık 2012 tarihli yazısında ülkemizde ferace kullanımına dikkat çekti ve Tekbir’in Berceste koleksiyonu hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. Feracelere, tesettür giyimin sokak modası dersek yanılmış olmayız. Zira hayatımıza giriş hikâyesi biraz bunu doğruluyor. Özellikle Fatih, Eyüp gibi semtlerden yayılmaya başladı alışkanlık. Hanımlar yakın bir yere markete giderken, komşusuna uğramak için evden çıkarken, çocuğunu okuldan alırken feracelerini alıp hızlıca hazırlanmaya başladılar. Feracelerin sağladığı pratikliğin aslında şık olduğunu, sayıları giderek artan Arap turistler vesilesiyle anladık. Ferace böylece hızla tesettürlü kadınların dolaplarında özel günler için de kullanılacak kıyafetlerin arasına girdi.

Yaz mevsiminde ise onları bir kez daha keşfettik. Özellikle tatil valizi hazırlarken feraceler hemen yanı başımızdaydı. Bir ferace, birkaç tane fazladan kıyafet almaktan kurtarıyordu bizi. Havuz ve deniz çıkışında haşemaların üstüne de giydik onları ve çok rahat ettik. Artık tatillerin yegane parçası olmayı hak ettiler. Hayatımızda giderek daha çok yer edinen feraceleri genellikle hac umre malzemesi satan mağazalardan edindik. Fakat feracelere olan bu ilgi, tesettür giyime yönelik tasarımlar yapan markaların gözünden kaçmadı. Özellikle bu yıl birçok marka özel ferace koleksiyonları hazırladı. Kış sonu umre sezonu olduğu için koleksiyonlar kış için hazırlandı ama yazın da devam edecek. Taşlı değil sade tasarımlar hazırlandı Daha evvel de ferace tasarımı hazırlayan Tekbir Giyim, bu sezon çıtayı oldukça yükseltip daha geniş bir koleksiyon yapmış. Berceste adını verdikleri koleksiyonda 50 farklı model yer alıyor. Berceste koleksiyonunu diğer ferace koleksiyonlarından ayıran en önemli fark renkleri. Normalde siyah olarak bil8

diğimiz feraceler bu koleksiyonda; tütün, yeşil, bordo, lacivert, kahve, vizon, bakır, açık kahve olarak da yer alıyor. İpek tuşeli akışkan, dökümlü kumaşların kullanıldığı koleksiyon, kalite olarak yurtdışında üretilenlerden farklı. Modellerde de büyük farklar var. Önemli bir nokta ise Ortadoğu’daki modellerin daha çok işlemeli, abartılı yani abiye formatında olması. Türkiye’de modeller günlük hayatta kullanıma daha müsait.

Haberin ayrıntısı: www.zaman.com.tr/moda/turk-isi-feraceler-geliyor/2023130.html


Tekbir, Türkiye’deki ilk durakları oldu Ülkemize gelen iş adamı ve iş kadınlarının ilk durakları olmaktan gurur duyuyoruz. Sektörler arasında iletişim kurarak ülke ekonomisinin gelişmesi ve ticaret köprüleri kurulması gibi faaliyetleri olan dernekler aracılığı ile ülkemize gelen iş adamı ve iş kadınlarının ilk durakları olmaktan gurur duyuyoruz. 2012–13 Sonbahar/Kış sezonuna yoğun bir tempoda giren Tekbir, ticaret köprüsü kuran dernekler aracılığıyla gelen Mısırlı ve Ugandalı işadamı ve iş kadınlarını genel merkez binasında ağırladı. Fabrikayı gezen misafirler, Tekbir’in bayilik sistemi ile ilgili bilgi aldılar. Öğle yemeğine konuk olan iş adamları ve iş kadınları Tekbir ailesine getirdikleri yöresel hediyeleri takdim ettikten sonra fabrika satış mağazasında yoğun bir alışveriş temposu geçirip, teşekkürlerini bildirerek genel merkezden ayrıldılar.

YENİ ŞAFAK MÜSAİD FUARI ÖZEL Yeni Şafak Gazetesi’nin Müsiad Fuarı’na özel çıkarttığı hafta sonu ekinde, Müsiad üyesi firmaların haberlerine ve bültenlerine yer verildi. Tekbir’in; “Tekbir zincirine 5 halka daha” başlığıyla yer aldığı haberde, yeni açılan Çankırı, Kırıkkale, Adana, Adapazarı, Şanlıurfa mağazalarından bahsedildi. Müşterilerinin daha iyi şartlarda alışveriş yapabilmesi için Tekbir mağazalarında yapılan restorasyon çalışmalarının da konu edildiği haberde franchise sistemiyle ilgili bilgiler ve 2012 yılında açılan bayiliklere de yer verildi. 9


BİZ’DEN

Müşteri istek ve beklentileri ticaretin yönünü tayin eden en büyük etkendir. Müşterilere kulak veren

YENİLENEN

firmalar daha doğru hareket ederler. Tekbir de

MAĞAZALARIYLA

li çalışmaları yapmak için harekete geçmiş du-

TEKBİR

müşterilerine kulak veren bir firma olarak gerekrumda.

Müşterilerine, alışveriş yaparken daha rahat ve ferah bir ortam sağlamak, personelinin de bu şekilde bir ortamda çalışması için mevcut mağazalarında gerekli tadilat işlemleri başlatmış olan marka, her geçen gün yeni bir mağazanın dekorunu değiştirmektedir. Yakın zamanda Anadolu yakasında hizmet veren Maltepe, Üsküdar mağazaları ve Avrupa yakasının Fatih semtinde hizmet veren Plaza mağazasının baştan aşağı her metrekaresi tadilattan geçirilmiş ve müşterilerin beğenisi için gerekli çalışmalar yapılmıştır.

10


11


ısparta bayisi Isparta bayimiz Mehmet Ali Balıkçı, Tekbir Yaşam okuyucularına mağazası hakkında bilgi verdi. Güller diyarı ve halı sanatının eşsiz örneklerini görebileceğiniz, yaşanabilir iller sıralamasında ilk üçe giren nadide, güzel Isparta’nın tesettür giyim noktasındaki eksikliğini görüp, bu yönde kendisini ispat eden Tekbir ailesine 1995 yılında katılmaya karar verdik. Tarihi Üzüm Çarşısı’ndaki 30 metrekarelik küçük bir mekanla başlayan ticaret hayatımıza son 4 yıldır Isparta’nın en büyük caddesi olan Cumhuriyet Caddesi’nde 170 metrekarelik mağazamızda devam etmekteyiz. Müşterilerimizin birçoğu Isparta halkı olup dışarıdan gelen ziyaretçilerin de giyim tarzı, kalite ve moda hususunda bizi

Makedonya bayisi Makedonya bayimiz Özlem Treyd Doo, Tekbir Yaşam okuyucularına mağazası hakkında bilgi verdi. Makedonya’nın başkenti Üsküp, ülkenin tek büyük akarsuyu Vardar Nehri’nin iki kıyısında kuruludur. Bir yakada Arnavutlar ve Müslümanlar, diğer tarafta Ortodoks Hristiyanlar’ın yaşadığı kent, aynı zamanda tarihi bir Osmanlı yerleşimidir. Kentte Makedonlar’dan sonra Arnavutlar ikinci, Türkler üçüncü etnik grup olma özelliğine sahiptir. Tarihi şehir Üsküp’te bulunan tarihi Türk Çarşısı’ndaki mağazamız 3 katlı ve 170 m2’dir. Mağazamızı 14/10/2010 tarihinde mini bir defile ile açtık. Açılışımız yerel gazete ve televizyonlarda yer aldı. Hemen hemen her yaşta müşterisi bulunan mağazamızda gençler biraz daha spor model ve renkli ürünleri, orta yaş bayanlar ise daha çok klasik ve sade modelleri tercih etmektedirler. Ürünlerimize Müslüman Makedonlar, Arnavutlar ve Türkler ilgi göstermektedir. Makedonya’yı gezmeye gelen Müslüman yabancıların da ilgisi büyük tabii ki… Mağazamızın satışlarına baktığımızda ağırlıkla takım elbise, kaban, tunik, pantolon, etek, gömlek, elbise tercih edilmektedir.

12

tercih etmeleri ayrıca bizleri onurlandırmaktadır. Tekbir’in ürün yelpazesi geniş olduğu için her yaştan müşteri grubuna hitap etmemizi sağlıyor. Erkek ve bayan giyim olarak hizmet vermiş olduğumuz mağazamızda elbise, ferace ve tunik tercih edilen grupların başını çekmektedir. 18 yıldır devam eden iş hayatımızda müşteri memnuniyeti için elimizden gelen bütün gayreti sarfediyor ve bayisi olduğumuz Tekbir ailesinin bir ferdi olmaktan da mutluluk duyuyoruz. Dileğimiz odur ki bu birlik ve beraberliğimiz ilelebet devam etsin. Nice 18 yıllara…


BİZ’DEN

YERLİ MALI HAFTASINDA TEKBİR’E ZİYARET HUZUR SOKAĞI

SPONSOR OLDUK

HİLAL TV ANA HABER

Tesettürün öncü firması Tekbir, ekranlarda keyifle izlenen birçok dizi, kısa film ve programın kıyafet sponsorluğunu üstlendi. Tekbir, 15 yaşındaki Hayat’ın, 70 yaşında bir adamla evlendirilmesini konu alan, Türkiye’nin büyük bir yarası olan ‘çocuk gelin’ sorununu ele alan ve ATV ekranlarında yayınlanan “Hayat Devam Ediyor” dizisinin, bir babanın ölmeden önce can dostuna emanet ettiği oğlunun hayat hikayesini konu alan “Baba Dostu” dizisinin, Şule Yüksel Şenler’in, yıllardır çok satan “Huzur Sokağı” romanından uyarlanan ve ATV ekranlarında yayınlanan “Huzur Sokağı” dizisinin, STV ekranlarında yayınlanan “Görülmemiş hesaplarla ötelere gitmeyin” sloganıyla yola çıkan ve insanlarla helalleşmenin öneminin vurgulandığı “Küçük Kıyamet” dizisinin, Kanal 7 ekranlarında yayınlanan biri zengin diğeri fakir iki küçük kızın birbirlerine olan benzerliklerini fark etmeleriyle başlayan maceralarını konu alan “Zeliş ile İrem” filminin ve Kanal 7 ekranlarında yayınlanan birçok kısa filmin, Dost TV ekranlarındaki Adım Adım Kuran Dili programının yapımcısı ve sunucusu olan Necla Yadsıman’ın, Hilal TV Ana Haber Bülteni spikerlerinin kıyafet sponsorluğunu üstlenmiştir.

KÜÇÜK KIYAMET

ZELİŞ İLE İREM

HAYAT DEVAM EDİYOR Sizin de fark edeceğiniz üzere Tekbir her yerde görülmeye ve beğenilmeye devam ediyor.

BABA DOSTU 13


BİZ’DEN

Cihan Tv Network 10. yıl Resepsiyonu

29 Kasım 2012 Perşembe günü Cihan Tv Network’ün 10.yıl resepsiyonuna davetli olan markamızı Kurumsal İletişim Koordinatörü Merve Mücaviroğlu Ayan ve Kurumsal İletişim Asistanı Zeynep Fatma Tunç temsil etti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleşen resepsiyona Feza Gazetecilik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Akbulut, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet

Karaca, TRT Haber Koordinatörü Ahmet Böken, TRT 6 Koordinatörü Fethullah Kırşan, Fox Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, Ülke TV Genel Yayın Koordinatörü Hasan Öztürk, Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Korucu, ATV ve A Haber Haber Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş, Yeni Asya Gazetesi Genel Müdürü Recep Taşçı, Kaynak Kültür Yayın Grubu Genel Yayın Yönetmeni Reşit Haylamaz, Hilal TV Genel Müdürü Adnan İnanç, Samanyolu Haber Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar, Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya, TRT Arapça Koordinatör Yardımcısı Salih Boztaş, Kıbrıs Genç TV Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Birinci, Toshiba Türkiye Ceo’su Mehmet Engin’in, Sürat Eğitim Araçları Genel Müdürü Salih Kahraman, Zambak Yayınları Genel Müdürü Bayram Murat, Sürat Kargo Genel Müdürü Halis Sağırlı’nın yanı sıra 50’ye yakın yerel televizyon temsilcisi ve davetliler katıldı. Resepsiyonda konuşan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Cihan TV Network’un 10 sene içinde önemli bir başarı kat ettiğini ifade etti. İkramların da sunumların da tam not aldığı gecenin sonunda 10. yıl pastası da kesildi.

TESETTÜR MARKALARI GÖRÜNÜR OLDU Zaman Gazetesi cumartesi eki yazarlarından Aslıhan Köşekoğlu 27 Ekim’deki yazısında Tekbir’e de yer verdi. Tesettür giyim markalarının son aylarda bilinirliklerini artırmak için önemli adımlar attığına, çeşitli mecralarda verilen boy boy ilanların yanı sıra sponsorluk yarışları, sosyal medya atakları gibi konuları ele aldı. Haberde, Tekbir Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Cafer Karaduman’ın görüşlerine de yer verildi. Cafer Karaduman ‘’Eskiden sadece ev hanımlarına gündelik kıyafetler üretir satardık. Bu da cadde ve AVM mağazalarında değil, ara sokaklarda yapılırdı. Çalışanların sayısı ve meslek çeşitliliği, ekonomik özgürlüğünün artması, daha görsel mağaza ve ürünlere yönelmeleri üreticileri de bu yönde hizmete zorladı. Pazarda hâlâ ciddi bir boşluk olduğu da malum. Alternatifleri yeterli bulmayan bir müşteri kitlesi var’’ şeklinde görüşlerini bildirdi. 14


15


RÖPORTAJ

Özlem Yeprem; 1973 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Üniversite hayatının ardından 1990 yılı Türkiye güzeli, 1991 Dream Girl ve Malezya’da yapılan dünya güzellik yarışmasında sempati güzeli seçilmiştir. Çeşitli ajanslarda mankenlik yapan sanatçı, Enis Fosforoğlu tiyatrosu’nda ve bazı özel tiyatrolarda görev almıştır. Tiyatronun ardından 13 dizi film, üç sinema filminin yanı sıra Power FM, Günaydın FM ve Numberone FM radyolarında çeşitli programlar yapmıştır.1996 yılında çekilen ve Reha Yeprem’le rol arkadaşı oldukları ‘Kimsesizler’ ve ‘Ayrı Dünyalar’ isimli iki filmin ardından aynı yıl Reha Yeprem’le dünya evine girmiştir. Özlem Yeprem ve Reha Yeprem çiftinin, Enes ve Handan Zehra isimli iki çocuğu vardır. Bu kısa bilgiden sonra Özlem Yeprem ile yaptığımız röportajın ayrıntılarını sizlerle paylaşalım. Medyatik bir insanken, kendi işletmenizi açmanız nasıl oldu? Çok küçük yaşlardan beri çalışıyorum ama kendi işletmem olmamıştı. Bu hikaye öyle gelişti. Bir arkadaşımla spor salonuna giderken orayı devralma fikri aklıma geldi. 1 yıl içinde diyet ve egzersizle 30 kg verdim, spor salonunda uzun süre geçirdiğim için aklıma böyle bir fikir geldi sanırım. Ardından wellness antrenörü ve işletmeci oldum. Bize biraz B-fit’ten bahseder misiniz? B-fit’in diğer spor merkezlerinden farkı nedir?

, i s i j r e n e E l İ f i i t t e b h Pozi o S k a c ı s m ı S EM

R P E Y m Özle

16

B-fit kendi itme ve çekme kuvveti ile ağırlık kullanmadan, 30 dakikada yapılan bir spor türüdür ve bunu Türkiye’ye ilk getiren “kadın spor zincirinin” ismidir. Kadınlar hem incelip, kilo verirken hem de eğlenip arkadaşlık kuruyorlar. Rahatça eşofmanlarını giyip gittikleri bu salonlarda her ay yağ ölçümleri ve şımartılma onları bekliyor.


İş yaşantınız aile yaşantınıza engel oluyor mu? Allah’a şükür iş hayatım aile yaşantıma engel olmuyor. İlgilendiğim iş, hizmet sektörü, gelen kişilerin memnun ayrılmaları gerekiyor. Eşim bu konuda çok anlayışlı, kendisi de sporu seviyor ve destekliyor. Çocuklarım saat 17.00’de evde oluyor ama artık büyüdüler ve kendilerine de bizlere de güzel bakıyorlar. Sizce bir bayan giyim konusunda kişisel tarzını nasıl yansıtabilir? Mesela sizin kendinize has bir tarzınız var bunu nasıl yansıtıyorsunuz? Öncelikle kadınlar kendilerini sevmeli ve değerli görmeli ve her kadın güzel ve temiz görünmek ister. Kendi bütçelerine göre giyinmek ve bir tarz yakalamak ellerinde diye düşünüyorum. Dolabınızda kurtarıcınız olan her zaman işe yarayacak bir kombininiz var mı? Açıkçası ben herhangi bir marka yerine kendime yakışanı, beğendiğim herhangi bir kıyafeti almayı tercih ederim. Tabi bunu yaparken her yerden her şeyi almam. Giyim alışverişini yemek yemeğe benzetiyorum. Her şeyi yer fakat damak lezzetine önem gösteririm diyelim zararlı şeylerden uzak durmak gibi… Bir kadının gardırobunda mutlaka kendi tarzını yansıtacak kıyafetler de bulunur aksesuarlar da bulunur; çanta, fular düğme gibi… Bu aksesuarları kullanarak her zaman kendinizi kurtarabilirsiniz, kişinin zevkine kalmış bir durum. Mesela yemeğe gideceksiniz Reha Bey’in giyeceklerini siz mi hazırlarsınız yoksa kendisi mi ayarlar? Ben hazırlarım demek kulağa hoş gelebilir ancak herkesin bir zevki vardır. O da zevkine göre giyinmeyi tercih eder. 25 yıllık manken, ne giyeceğini bilir, kendine de yakıştırır.

Peki Reha Bey ile sizin giydiklerinizin birbiriyle uyumlu olmasına dikkat eder misiniz, yoksa bağımsız olmayı mı tercih edersiniz? Eşler birbirine uyumlu mu giyinmeli ya da bunu spor mu abiye mi diye adlandırabiliriz. Ben de Reha da özgürlükten yanayız, özel yerler haricinde zaten spor giyinmeyi tercih ediyoruz. Özel yerlerde de zaten çok nadir takım elbise ve elbise giyiyoruz. Giydiğimiz zaman da koyu renkleri tercih edince uyumlu gözüküyoruz. Bu da bizim işimizi kolaylaştırıyor açıkçası. Sizce moda nedir? Modanın açılımını burada vurgulamak modacılarımız dururken bana düşmez ama bence moda kadının ya da erkeğin kendine renk, doku, kumaş vs. her şeyi yakıştırması demek. Sizce tesettürlü, muhafazakar bayanlar kıyafet seçimlerinde nelere dikkat etmeli? Bu soruyu en son yanıtlaması gereken biriyim ama şu şekilde cevaplayabilirim. Temiz ve helal dairesi aşılmadıkça süper giyinilebiliniyor. Sizce “tesettür giyim endüstrisi “ genel olarak değerlendirildiğinde moda endüstrisi içinde nasıl bir yer kaplıyor? Ben bu soruyu genel olarak ele alıp kadın giyim olarak cevaplandıracağım; dediğim gibi kadınlar, bütçelerine göre herhangi bir yerden alışveriş yapabilir. Helal daire çerçevesinde her kadın güzel giyinebilir. Kadın giyim sektörü de çok geniş ve güzel isteklere cevap veren güzel bir sektör.

Özlem

Bu ke yifli Yeprem röportaj iç in ’e teşe kkür e diyoru z.

17


EŞARP-ŞAL

18

eometrik g n e d n i r e l d tren 2013’ün enler ve Osmanlı mok ar des şekil er, leop lanan birbirinden şık ipe man nik tifleriyle har ern çizgilerle buluşan et tual er , mod i ayrıcalıklı bir dünyaya er k. desenler sizl sürükleyece i Tekbir n i r e l n e s e d zgeçilmez a v n u bilirsiniz. n o a l z u e b a S d n u n ksiyo Eşarp kole


Tekbir eşarplar ince ve zarif zevklerle size hitap etmeye devam ediyor. Bu yıl eşarplarımızı taşlarla süsledik. Katıldığınız bir davette salonun parlayan yıldızı siz olacaksınız. Farklı desen seçenekleri ve zengin renk yelpazesiyle tasarlanan taşlı eşarplar şıklığınıza yeni bir boyut katarken, dantel detaylı, zarif şallar da farklı zevkleri ortaya çıkarıyor.

19


PSİKOLOJİ

ERGENLİK Dünyayı anlamlandırmak için ideolojik bir bakış tarzı geliştirmek ister ve çabalarlar. Yine içerik önemli değildir. Burada boşluktan kurtulmak isteyerek var olma çabası gözlemlenebilir. Aksi takdirde boş dayanıksız gibi hissedebilirler.

tumları dışında rol denemeleri yaparlar ve genelde nem ö likle başarılı olunan roller ( genellikle aile yaşam d u eri b tmeden l tarzı ve kültürel yapının zıttı kişilik örüntüsü) n e Erg atsız e aygı kalıcı olabilir. Aileler bu durumlar karşısında s h ı a r tleyip lduklar e panikler ve ciddi önlemler almaya başlarlar. n e o i d z e ak v ettiğimi s r a duy e kabul erirsek Ergenlerin arkadaşları çoktur ancak dostst d şekil ettirir-gö ssettirip luklara ihtiyaç duyar ve aramaya başhiss ılımlı hi rız. larlar. Öyle bir dost ararlar ki; hem başa a dah lerini aç kaldırabilsin hem amaçları olsun, hem ön de sırlarını paylaşabilsinler. Böylelikle

E

rgenlerin temel uğraşı özerk olduğunu hissedip ayrı kimlik-kişilikte olduğunu kendisine ve etrafındakilere onaylatmaya ihtiyacıdır. Genellikle ilk özerklik dönemlerinde anne-babanın kendi aralarındaki ve başkalarıyla olan iletişimlerini taklit edip kendi bireysel özerkliği rengini vermeye çalışır. Ergenliğe giren gencin ilk tepkisi isyan etmektir ve isyanın içeriği hiç önemli değildir. Özerk bir birey olmanın tek yolu egemenliği altında olduğuna inandığı güç ve iktidara direnip muhalefet olmak ergenler için ilk kuraldır diyebiliriz. Yani ergenin psiko-toplumsal açıdan birinci gelen problemi evde ebeveynine okulda ise öğretmenlerine başkaldırmaktır. Ergenlere göre otoritenin kendisinden talep ettiği şeyin tersini yaparak özerklik temin etmiş olacaklardır. Bu dönemde güç ve otorite sahibi kişiler ergenin özerklik çabası adı altında sürdürdükleri çatışmaları anlayışla karşılar; onun özerkliğini kabul eder ve ciddiye alırlarsa bu süreç çok daha kolay atlatılır ve daha sonraki yaşamında sağlıklı gelişimin belirtilerini sürer. Diğer bir yandan düşünce ve davranışlarıyla alay edilen, dinlenmeyen, çocuk olarak dahi adam yerine konulmayan bir aile ortamında yetişen ergenlerin böyle bir beklenti bir yana başkaldırma gibi bir lüksleri dahi yoktur. Bu durumda son şansını kaybeden ergenlerin ileriki yaşamlarında; büyük bir kimlik krizi ve bocalamasına girip başkalarının peşlerinde dolaşan kendine ait fikirleri ve görüşleri olmayan bireyler olmaları maalesef ki pek kaçınılmaz son olabilir. Aynı zamanda amaç edinebilme, yönelebilme ve uygulayabilme yeteneği aramaya çalışacaklardır. Burada da içerik önemli değildir. Otorite olarak görülen kişiler bu uğraşı onaylamadıkları için olayın özüne değil içeriğine takılmaktadır. Bu da ciddi sorunlara yol açmaktadır. Hem başkaldırı hem uğraş isteyen ergen aile tu-

20

suni sırlar oluştururlar ve bu sırlar onlar için hayati önem taşır. Dostlarıyla gizlice buluştukları mekanları vardır, orada buluşup sırlarını paylaşırlar. Bu durumda aile yine panikler ve “ Biz dostuz, sırlarını bizimle de paylaşabilirsin” diyerek çocuklarını aldatıp dostlarının sırlarını açıklamalarını ister hatta zorlarlar.

Eğer olur da dostlarının sırlarını açıklarlarsa daha sonra kendilerinin güvenilmez ve asla kimseye güvenmeyen bireyler olduklarına inanırlar. Hele ki bu durum ortaya çıkarsa tüm sosyal çevrelerinden dışlanırlar. Bu dönemdeki sırdaşlığı otorite gördüğü kişilerce anlayışça karşılanır hatta desteklenir ve saygı duyulursa ergende sırdaşlık, güvenilirlik ve sır saklama yetisi gelişir. Hem kendisi başkalarına güvenebilecek hem de kendisine güven duyulduğundan emin olma formatını geliştirebilir. Hayatta gerçek manada başarılı olan bireyler ergenlik döneminde sırdaşlıkları öğrenmiş bu sınavları başarı ile vermiş ve güvenilirliklerini kanıtlamış insanlardan oluşur. Bu tip bireyler toplum tarafından saygı ile anılan, güvenilirlikleri çok yüksek kişiler olabilirler. Kimlik ve birçok rol denemeleri ile beraber tüm dünyayı yorumlayabilmek de isteyebilirler. Dünyayı anlamlandırmak için ideolojik bir bakış tarzı geliştirmek ister ve çabalarlar. Yine içerik önemli değildir. Burada boşluktan kurtulmak isteyerek var olma çabası gözlemlenebilir. Aksi takdirde boş dayanıksız gibi hissedebilirler. Ergenleri bu dönemde rahatsız etmeden denetleyip saygı duyarsak ve oldukları şekilde kabul ettiğimizi hissettirir-gösterirsek daha ılımlı hissettirip önlerini açarız. Bu yetileri destekler ve kimlik oluşturma konusunda cesaretlendirirsek, geliştireceği kimlik bu sefer gerçekten kendine özgü olur. Ruhsal açıdan sağlıklı ilerlediği kimliğini zamanla doldurup güçlendirerek hayatın içinde en iyi şekilde var olabilir. Bu süreç içerisinde desteklenip kişiliğini geliştirme yolunda fırsatlar yakalayabilenlerin, ileriki yaşantılarında daha iyi koşulların onları beklediğini söyleyebiliriz. Psikolog TUBA KARADUMAN

Kaynak: Tahir ÖZAKKAŞ – Bütüncül Psikoterapi



KOMBİNASYON

Pazartesi için n i z i s e d m ü Bu böl plan yaptık haftalık nınıza uygun ve bu pla yonlar hazırkombinas ladık.

Salı

22

Haftanın ilk iş günü önemlidir. İyi bir başlangıç için kendinizi rahat ve uyumlu hissedeceğiniz kıyafetler seçebilirsiniz. Hem rahat hem de şık kıyafetlerin başında gelen tunikler, bu yıl piliseli. Sezonun moda rengi bordo tonlarındaki bu ikili tuniği siyah bir pantolonla kombinleyerek, yakası kürklü siyah bir kaban ile şıklığınızı tamamlayabilirsiniz.

İş hayatının ayrılmaz parçalarından biri de şüphesiz toplantılar. Şirketler için önemli karar alma anları olan toplantılarda giyiminiz de bu duruma uygun olsun isterseniz şık bir etek ceket giyebilirsiniz. Ceketinizin içine bluz giyebileceğiniz gibi bir gömlek de tercih edebilirsiniz. Bu kış gömlekler hiç olmadığı kadar ön planda.


Çarşamba

Haftanın ortası çarşamba günü hızla devam eden iş temposunda kendinize vakit ayırmak iyi bir fikir olabilir. Hem iş hayatının ciddiyetine uygun hem de iş çıkışı vakit geçirirken rahat edeceğiniz zincir desenli bu tunik ve kombinlediğimiz pantolon güzel bir alternatif olabilir. Havanın giderek soğuduğu bu günlerde uzun kaşe mantonuzu da unutmayın. Fermuar detayların sıkça vurgulandığı 2013 kış sezonunda kabanınız oldukça beğenilecek.

Perşembe

Hafta sonuna doğru işler biraz daha yoğunlaşır. Daha hızlı tempoda çalışılan günlerde pantolonlu tunikler kurtarıcılarımızdır. Bu sezonun en çok tercih edilen modellerinden biri de incilerle süslenmiş bu şık tunik. İş çıkışı bir ev gezmesinde kendinizi incilerle bezenmiş tuniğinizle daha rahat hissedebilirsiniz. “Ben elbise tercih ederim” diyenlerdenseniz bu şık tuniğin elbisesini de tercih edebilirsiniz. Bu yıl açık tonlar ön planda, kaban ve mantolarda da uzun boylar bütün dünyanın tercihi.

23


KOMBİNASYON

Cuma Cuma günü haftanın en keyifli günlerinden biri şüphesiz. Genelde de davet günü gibidir cumalar. Davet demek, şık ve zarif olmak demek. Tekbir, tesettürde davet şıklığını tek kalemde sağlayabileceğiniz bir marka. Özel günler için tercih edeceğiniz özel kumaşlı ürünler sezonun en moda renklerini barındırıyor.

Cumartesi

24

Haftanın ilk tatil gününde; herkesin aradığı şeylerden biri rahatlıktır. Hafta içi yoğunluktan vakit bulamadığınız alışverişi yapmanın tam sırası. Aradığınız rahatlığı Tekbir’in birbirinden şık ve kullanışlı ürünlerinde bulabilirsiniz. Toprak tonlarının taba rengiyle uyumunu beğenmeyen yoktur sanırım. Size bu sezonun en trendlerinden olan şişme kabanı ve yine aynı tonlarla kombinlediğimiz tuniği tavsiye ediyoruz.


Pazar

Pazar günü sakin geçsin ama yine de keyifli olsun istediğimiz günlerden biridir. Tiyatro iyi bir alternatif olabilir. Bu keyifli günde yeşilin en güzel tonu zümrüt rengi elbiseyi tercih edebilirsiniz. Hava soğuk kaşe mantonuzu da almayı ihmal etmeyin. Sade şıklık dingin bir pazar gününe de oldukça yakışır. Ne dersiniz?

Fotoğraf Mustafa Kaan HEKİM

25


SAĞLIK İnsanların, hayvanların, bitkilerin hatta cansız kabul ettiğimiz eşyanın bile bir ruhu, bir frekansı, titreşimi vardır . İyilikler, güzel sözler, güzel ve iyi düşünceler onları olumlu bir şekilde etkiler ve ortama güzel ve ahenkli titreşimler, mutluluk ve huzur yayarlar. Masaru Emoto adlı Japon bilim adamının su ile yaptığı meşhur deneyinde, su molekülleri sevgi sözlerine maruz bırakıldığında çok estetik ve düzgün kristaller oluşturmuş, kötü sözler

MUTLULUĞU PAYLAŞMAK “Her yeni gün sana , hem herkese bir yeni alemin kapısıdır .” Merhaba, çok sevdiğim bir büyüğümüze ait olan bu sözün çağrıştırdığı duygu ve düşüncelerimi aktarmak istiyorum bugün. Özellikle İstanbul gibi bir şehirde yaşayan günümüz insanları için hayat öyle hızlı akıyor ki üzerinde düşünmeye bile vakit bulamadan ömrümüz geçip gidiyor. Trafik yoğunluğu nedeniyle evden çok erken çıkmak ve geç dönmek durumundayız. Akşamın geç saatlerinde eve geldiğimizde ise ev halkı ile geçirmemiz gereken değerli vakitleri televizyon başında harcıyoruz. Hiç olmazsa evimize güleryüzle ve selamla girmeye, eşimize iltifat edip çocuklarımızı kucaklamaya, bize lutfettikleri için Allah’a şükretmekle başlayıp bir yandan dinlenirken bir yandan da günün muhasebesini yapmaya ve bu peygamberane davranışı alışkanlık haline getirmeye ne dersiniz? Hemen başlamanızı tavsiye ederim. Neden mi? Çünkü ailenizdeki bireylerin tek tek hatırlarını ve gününün nasıl geçtiğini sorar, anlatmak istediklerini ve aktüel olaylarla ilgili yorumlarını dinler, onlara katkıda bulunur, küçüklerin başlarını okşar, büyüklerin omuzlarına dostça dokunur, yanınızdayım mesajı verir ve bu davranış biçimini birkaç gün değil sürekli hale getirirseniz, haneniz ve içinde yaşayanlar müspet manada öyle bir değişecektir ki bunu daha önce neden yapmadığınıza hayıflanacaksınız.

26

söylendiğinde ise düzensiz bir yapıya sahip kristaller ortaya çıkmıştır. ( Dr. Masaru Emoto ve su mucizesi. Youtube). Öyleyse bundan sonra her sabah, bize güzel bir gün daha bağışlayan yaratıcımıza şükredip bu güzellik ve iyiliğin tüm gün boyunca ve daha sonraki günlerde de hem biz, hem ailemiz, hem de ülkemiz için devam etmesini dileyerek ve bütün olumsuzlukları göz ardı ederek yeni bir hayata başlayın. Kendinizi daha iyi hissedeceğinizden emin olabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın… Dr. Hafize ERKAL



LEZZET

eler: Malzemy hamuru milfö r 1 paket rdağı toz şeke 1 su ba Muz in: ması iç e r k ı c a Past 0 ml süt 25 z şeker o t ı ğ a d ar 1 çay b et toz vanilya k 1 pa k kaşığı un sı 2 yeme ı mısır nişasta aşığ ı 1 tatlı k yumurta sarıs 4 ereyağı 50gr T

Muzlu Milföy Pasta Yapılışı: Öncelikle milföyleri üzerine bol toz şeker serperek merdane ile biraz açıyoruz. Hangi şekilde pasta yapmak istiyorsak o şekilde kalıplarla kesebiliriz. Biz kalp ve daire şekillerini tercih ettik.. Daha sonra yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizerek 170 derece fırında üzerleri altın rengi olana kadar kızartıyoruz. Kabarmalarını azaltmak için hamurlar üzerinde biraz delik açabilirsiniz. Fırından çıkarttığımız milföy hamurlarının soğumasını beklerken pastacı kremasının yapımına geçebiliriz. Krema için hazırladığınız malzemeleri tencereye koyun (tereyağı hariç). Çok kısık ateşte sürekli karıştırarak muhallebi kıvamı alana kadar pişirin. Sürekli karıştırma kısmı önemli, eğer karıştırmazsanız yumurtalar içinde pişecektir. Pişirdikten sonra ocaktan alıp tereyağını ekleyin, karıştırın ve soğutun. Son olarak, pişen milföy hamurlarından birini alt kat yapın, üzerine pastacı kremasını sürün. Dilimlediğiniz muzlardan ekledikten sonra bir milföy hamuru ile daha üstünü kapatın. Son olarak da üzerini istediğiniz gibi süsleyip soğuttuktan sonra servis edebilirsiniz. Afiyet olsun.

Krem Peynirli Krema ile Çikolatalı Cupcake Yapılışı: Öncelikle keki hazırlayarak başlıyoruz. 4 yumurtayı şeker ile birlikte köpük köpük olana kadar, yaklaşık 4-5 dk çırpıyoruz. Diğer malzemeleri de ekledikten sonra homojen bir karışım olana kadar karıştırmaya devam ediyoruz. Hazırladığımız kek karışımını küçük kek kağıtlarının 4/3’ünü dolduracak şekilde hamuru paylaştırıyoruz. 170 derece önceden ısıtılmış fırında 25 dk kadar pişiriyoruz. Krema için: Biz kremayı beyaz olsun istediğimiz için beyaz çikolata kullandık. Siz kakaolu krema hazırlamak isterseniz bitter veya sütlü çikolata da kullanabilirsiniz. Ben marie usulü çikolatayı eritelim. İçine tereyağını da ekleyip biraz soğumaya bırakalım. Ayrı bir kabın içerisinde krem şanti ve soğuk sütü çırpalım. Sonra içine vanilya ve labne peynirini de ekleyip homojen bir karışım elde edene kadar çırpalım. En son erimiş çikolatayı da spatula yardımı ile kremaya ekleyelim. Sıkma torbasına yıldız uç takıp kremayı dolduralım. Keklerin üzerine spiral şeklinde sıkıp en son şekerlemelerle süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun.

Duygu Çetin

www.emotionscakes.com Emotion’s Cakes http://www.facebook.com/EmotionCakes

28

Malzemeler: 4 Yumurta 1 su bardağı toz şeker 1 su bardağı zeytinyağı 1 çay bardağı süt 1 paket kabartma tozu, 2,5 su bardağı un 2 çorba kaşığı kakao, 1 paket vanilya Krema için: 1 paket krem şanti, 1,5 çay bardağı soğuk süt 250 gr labne peyniri 50 gr tereyağı (oda sıcaklığında) 1 çay kaşığı vanilya 100gr çikolata


Osmanlı Şerbetleri

Türkler, yetiştirdikleri her türlü meyvelerden, çiçeklerden, köklerden, bitkilerden şerbet yapmayı adet edinmişlerdir. Selçuklular’da misafirlere yemekle birlikte şerbet vermek adetti. Demir hindibağ şerbeti: Halkın demir hindi dediği Hint hurması şerbeti İstanbul’un en önemli şerbetlerinden biriydi. Eminönü’nde, Beyazıt’ta şerbetçiler; pipet tabir edilen özel şerbetlikleriyle halkın arasında dolaşır, şerbet dağıtırlardı.

Demirhindi Şerbeti ler: zeme hindi, l a M emir u, gr d 500 bardak seker 8 dak ş r 2 ba apılışı: mdan bir Y i akşa h kay r a indile tılır. Sab ri sıcakh r i Dem erede ısla lür, .şeke sürahiye tenc ılıp süzü ritilir, . yapılır. nat konup e servis ken p soğuk koyu

Harnup şerbeti

Malzemeler: 1kg keçiboynuzu 1 lt su 5 adet karanfil 1 bardak pekmez Yapılışı: Keçiboynuzları kırılıp havanda dövülür.Su ilavesi kaynatılır, ateşten alınıp pekmez ilave edilir.1 gece bekletilir. Süzülüp sürahiye alınır.

Üzüm Şerbeti eler: üm , m e z l Ma kuru üz , rçın dak 1 bar çubuk ta aranfil k 2 aşığı suyu k ı l t 1 ta can gül eker 1 fin k toz ş da en 1 bar apılışı: nfil geced Y kara e rçın v bardağı ir taşım a t , m 8 su Üzü bah blür. a S . r ü p lı katılı ıslatı ıp süz suda kaynatıl ve şeker ır. lsuyu rvis yapıl ü g e İçin soğuk se Muhammed KARADUMAN

29


ERKEK GİYİM

ERKEK ŞIKLIĞININ VAZGEÇİLMEZLERİ Tekbir; erkek giyimin vazgeçilmezleri olan ceket-gömlek kombinasyonlarını birbirinden şık ve rahat tasarımlarla zenginleştiriyor.

30


İster çizgili, ister kareli, isterseniz yaka ve kol garnili birbirinden şık ve iddialı, zengin içeriği ile beğeninize sunduğumuz 2013 kış sezonu gömlek koleksiyonumuzda aradığınızı bulacağınıza eminiz.

31


ERKEK GİYİM

Podyumlardan yansıyan siyah silüetler sezonun vazgeçilmez rengini ortaya çıkarıyor. Bu kış gardrobunuzda siyaha yer açın. Cool görünmek için baştan aşağı siyahı tercih edebilirsiniz. Siyah kombininize bir renk katarak siyahın etkisini azaltabilir, bu harika rengi kendi tarzınızla harmanlayabilirsiniz.

Yaz-kış her sezonun vazgeçilmezi jean koleksiyonumuza yeni bir model ekledik. Bu modeli hem hafta sonu hem de ofiste kullanabilmeniz için iki farklı tarzda yorumladık. Kazaklar ve jean ile spor stilinizi ön plana çıkarabilirsiniz. Jean pantolon üzerine kadife ceket tercih edebilirsiniz. Kadife ceket, bu sezonun olmazsa olmazlarından. Toplantıların, davetlerin olduğu şu günlerde rahatınızdan ödün vermeden şıklığınızı koruyabilirsiniz. 32



GEZİ

EDİRNE

E

34

dirne, Türkiye Cumhuriyeti’nin; Marmara Bölgesi’nin Trakya yakasında, doğuda Kırklareli ve Tekirdağ, güneyde Çanakkale ve Ege Denizi, batıda Yunanistan ve kuzeyde Bulgaristan ile çevrili ilidir. Edirne ilinin geneli düzlük olup, il sınırları içerisindeki herhangi bir yükselti 500 m’yi aşmadığı için ilde dağ bulunmamaktadır. Korudağ Edirne’de bilinmesine rağmen bu yanlış bir bilgidir. %25’i ormanlık olan ve topraklarının %57’sinde tarım yapılan ilin en önemli akarsuyu, Karaağaç hariç olmak üzere Türk-Yunan sınırını çizen Meriç’tir. İlin iklimi, güneyden kuzeye doğru çıkıldıkça sertleşir; Ege Denizi’ne kıyısı olan güney kesiminde daha çok ılıman Akdeniz iklimi yaşanırken, il merkezinin de bulunduğu kuzey kesiminde sert kışlarıyla kendini gösteren karasal iklim hakimdir.

nüşmesi vurmuştur. Yabancı işgalini ilk olarak 1828-29 yılındaki Osmanlı-Rus harbinde yaşayan şehir, 93 Harbi’nde (18771878) tekrar Ruslar, Balkan Harbi’nde (1912-1913) ise Bulgarlar tarafından işgal edilmiştir. Birinci Balkan harbinden sonra kabul edilen barış anlaşmasıyla Bulgaristan’a geçen kent, daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan patlak veren İkinci Balkan savaşından sonra tekrar Türk topraklarına katılmıştır. I. Dünya Savaşı’ndan Osmanlı Devleti’nin yenilgiyle çıkmasının ardından Edirne, Temmuz 1920’de Yunan işgaline uğramış, Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasıyla 25 Kasım 1922’de nihai olarak Türk egemenliğine girmiş ve Lozan Anlaşması’yla Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak alınan Karaağaç’ın 15 Eylül 1923’te Türkiye’ye katılmasıyla ilin sınırı bugünkü halini almıştır.

Tarih Edirne il merkezini oluşturan kenti, bölgeye adlarını veren ve Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan Traklar kurmuştur. Bilinen en eski ismi aynı zamanda bir Trak boyu adı olan Odrysai’dir. Uscudama ismiyle de anılan şehir yaklaşık MÖ 170 senesinde Romalılar’ın hakimiyetine geçer. MS 125 yılında Roma İmparatoru Hadrianus’un buyruğuyla tekrar bayındırlaştırılan kente Hadrianopolis ismi verilir. Roma İmparatorluğu’nun bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu ya da diğer adıyla Bizans’ın payına düşen şehir, bir süreliğine Avarlar, Bulgarlar ve Haçlılar’ın eline geçse de kentin 1361 yılında Türklerce fethine değin Bizans’ta kalır. 1365 senesinde Osmanlılarca başkent yapılan Edirne, 1453’te İstanbul’un başkent olmasından sonra da önemini kısmen yitirse de, padişahların gözde yerlerinden biri ve canlı bir ticari ve idari merkez olarak kalmıştır. 18. yy.’da yangınlar ve depremle sarsılan kentin gelişimine en büyük darbeyi bir zamanlar avantaj teşkil eden Balkanlar’a açılan kapı olma niteliğinin Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemeye başlamasıyla dezavantaja dö-

Suyun Öte Yanında Bir Güzel ‘’Karaağaç’’ Küçük bir toprak parçasından öte, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘’suyun öte yanında’’ kalan tek toprak parçası, bunun da ötesinde Lozan Barış Antlaşması’nın da eşsiz bir simgesidir. Bu soyut fakat önemli algılamaların dışında, Arnavut kaldırımlı yolu, mesire yerleri, şirin evleri, büyük tren garı, Lozan Anıtı ve Müzesi ile eşsiz bir huzur beldesidir. Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, “Edirne Sağlık Müzesi” Edirne’de, İkinci Beyazıt Külliyesi’nin Darüşşifa ve Tıp Medresesi yapıları içinde hizmet veren, Trakya Üniversitesi bünyesindeki müze. Külliye içinde 1488’den beri yer alan darüşşifa (hastane), 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar aralıksız 400 yıl boyunca önceleri her türlü hastaya; sonraları sadece ruh ve akıl hastalarına hizmet vermiş bir sağlık kuruluşudur. Geçmişte hastalarının müzik, su sesi ve güzel kokularla tedavi edildikleri bu tarihi mekân, 1997 yılından bu yana Trakya Üniversitesi tarafından sağlık müzesi olarak düzenlenmiş, 2000 yılında


Selimiye Camii Edirne’de bulunan, Osmanlı padişahı II. Selim’in Mimar Sinan’a yaptırdığı camidir. Sinan’ın 90 (bazı kitaplarda 80 olarak geçer) yaşında yaptığı ve “en iyi eserim” dediği Selimiye Camii gerek Mimar Sinan’ın gerek Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından biridir. Caminin kapısındaki kitabeye göre yapımına 1568 (Hicri:976) yılında başlanmıştır. Caminin 27 Kasım 1574 Cuma günü açılması planlanmışsa da ancak II. Selim’in ölümünün ardından 14 Mart 1575’te ibadete açılmıştır. Mülkiyeti Sultan Selim Vakfı’ndadır.. Bugün şehrin merkezinde bulunan caminin yapıldığı alanda inşasına Süleyman Çelebi döneminde başlanan, sonradan Yıldırım Bayezid’in geliştirdiği Edirne’nin ilk sarayı (Saray-ı elik) ve Baltacı Muhafızları haremi bulunmaktaydı. Bu alandan “Sarıbayır” veya “Kavak Meydanı” diye bahsedilir.

Darüşşifa’nın Şifahane kısmı Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği’nin katkılarıyla Psikiyatri Tarihi Müzesi haline getirilmiştir. Ayrıca Külliyenin bir parçası olan ve darüşşifanın yanında yer alan tıp medresesi de 2008 yılında müzenin 15. yüzyılda tıp eğitimini sergileyen bir bölümü olarak hizmete açılmıştır. Müzede, hekimliğin gelişmesi ve değişik sağlık hizmetleri hakkında geniş bilgiler içeren bölümler bulunur. Şehrin turizm hayatına önemli bir katkısı vardır, Selimiye Camii’nin ardından Edirne’de en çok ziyaret edilen ikinci mekândır. 2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü’nü, 2007 yılında ise Avrupa Kültür Mirası - Mükemmellik Kulübü En iyi Sunum Ödülünü kazanmıştır. Meriç Köprüsü Sultan II. Mahmut döneminde Meriç nehrinde Edirne/Karaağaç yolu üzerinde, 1833 yılında temelleri atılan, 1842 yılında yapımına başlanan köprü, Sultan Abdülmecit döneminde 1847 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. Ne Yenir? Edirne Ciğeri: Edirne ciğerinin (yaprak ciğer veya tava ciğer de denir) şöhretinde önemli bir etkendir. Çok pişmiş derseniz çıtır olur, az pişmişi bol vitaminli... Ciğerci dükkanında kızgın yağ sesinin yanı sıra, biberin ısırığındaki çıtırtı duyulur sadece. Edirne Kurabiyesi(Kavala Kurabiyesi) Ülkemizde, Edirne’ de Bademli Kurabiye, daha da genel adıyla Edirne Kurabiyesi isimleriyle de bilinen bir çeşit un kurabiyesidir. Yunanistan’ın Kavala şehri, kavrulmuş un ve bademin bu ağızda dağılan lezzetini kendi adını vererek tescillemişse de, birbiriyle tarih sü-

recinde yakın ilişkiler içindeki halkların ortak bir değeridir. Nasıl Gidilir? Edirne-İstanbul 235, Edirne-Ankara 688, Edirne-İzmir 534, Edirne-Tekirdağ 160 km uzaklıkta bulunuyor. Edirne’nin Yunanistan sınırı Pazarkule’ye uzaklığı 13 km, İpsala sınır kapısına 110 km, Bulgaristan sınırı Kapıkule’ye 18 km. İstanbul’dan özel araçla yola çıkanlar 120 km hız tavsiyeli otoyolda yaklaşık bir buçuk, iki saate Edirne’de olabiliyorlar. Birçoğu kapalı olan park ceplerinin yanısıra, satıh ve meyillerde üstün yol kalitesi gözlenirken, yolun ara bölümleri karşıdan gelen araçların far ışıklarını kesen bodur çalılıkların sergilediği renklerle estetik kazanıyor. Çeşitli viyadüklerle düz bir arazi de yol alan sürücüler, yolun her iki yanında herhangi bir yapılaşmaya rastlamadan huzurlu bir seyir yapabiliyorlar. Otomobillerin ücret ödedikleri otoyol, Edirne’den Güneşli gişelerine kadar otoyol, sonrasında kent içi trafiği olarak kullanılırken daha fazla geç kalmadan Avrupa otoyolunun bu kesimi by pass geçiş hattı gerektiriyor. Konaklama Edirne’de kaliteli hizmet veren butik hoteller ve özel belgeli konaklama tesislerinin yanı sıra, kamp yapılabilecek işletmeler de mevcuttur. Edirne’de konaklama çoğu şehir merkezinde, bir kısmı da şehre 2-3 km uzaklıktaki tesislerle sağlanmaktadır. Özellikle Tarihi Kırkpınar Güreşleri döneminde Edirne’deki konaklama doluluk oranı %100’e ulaştığı için, önceden rezervasyon yaptırmakta fayda vardır.

35


PSİKOLOJİ

SEVGİNİZLE KORUYUN ONLARI BEŞİKTEKİ KEDİ Çocuğum geçen gün doğdu; Dünyaya normal yolla geldi. Fakat yakalanacak uçaklar ve ödenecek faturalar vardı; Yürümeyi ben uzaktayken öğrendi. Ve ben farkına varmadan konumaya başladı, Ve büyüdükçe şöyle dedi, Senin gibi olacağım baba, Biliyorsun senin gibi olacağım. Ve beşikteki kedi gümüş kaşık, Mavi küçük oğlan ve aydaki adam. “Eve ne zaman gelecesin baba?” “Ne zaman olur bilmiyorum, Fakat geldiğimde görüşürüz; Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz.”

Ç

Oğlum geçen gün on yaşına girdi; “Top için teşekkürler baba.”dedi; “Gel oynayalım. Bana nasıl oynayacağımı öğretir misin?” “Bugün olmaz.”dedim, “Yapacağım birçok şey var.” “Problem değil.”dedi. Ve yürüyüp gitti, Fakat gülümseyişi hiçbir zaman sönükleşmedi, “Onun gibi olacağım, Biliyorsun onun gibi olacağım.”dedi. Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık, Mavi küçük oğlan ve aydaki adam. “Eve ne zaman geleceksin baba?” “Ne zaman olur bilmiyorum, Fakat geldiğimde görüşürüz; Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz.” Bir önceki gün okuldan geldiğinden; Ona söylemek istedim, “Oğlum seninle gurur duyuyorum,biraz yanı-

ocuklar aileleri üzerinde önemli olduklarını soyut kavram gelişmediği için sözle anlamazlar. Çocuklarla zaman geçirmek çok önemlidir. Önemli olan çok vakit geçirmek yerine kaliteli zaman geçirmektir. Anne-babaların günlük işlerin yoğunluğu yüzünden zamanları çok sınırlıdır ama çocuklar aileleriyle vakit geçirmeye ihtiyaç duyarlar. Ailelerin bu yoğun temposunda, çocuklarıyla keyifli zaman geçirmek için; sinema, kitap okuma, tiyatro, oyun alanları-parklar, birlikte yapılan hoş bir hafta sonu kahvaltısı, yürüyüş, alışveriş, müzik, oyunlar, tarihi mekanlar, yemek pişirme gibi çeşitli aktiviteler yapılabilir. Tabii birlikte geçirilen bu zaman diliminde, çocukların yapmaktan hoşlandığı etkinlikleri göz önünde bulundurmak gerekir, bu da çocukların aileleri üzerinde değerli olduklarını hissettirecektir. Birlikte geçirilen zamanda çocuğu dinlemeye, anlamaya, ihtiyaçlarını, sevinçlerini, mutluluklarını, kızgınlıklarını, üzüntülerini, kaygılarını anlamaya yönelik olarak geçirilmesi gerekir. Çocukların gelişimi için anne babaların duygusal açıdan vakit ayırması ilk beş yaşta çok önemli olduğu yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. Özellikle son yıllarda çocukların psiko sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimine olumlu katkıları olduğu göz-

36

ma oturur musun?” Kafasını salladı ve gülümseyerek, “Asıl istediğim şey baba,arabanın anahtarını ödünç almak; Seni sonra görürüm,verir misin lütfen?”dedi. Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık, Mavi küçük oğlan ve aydaki adam. “Eve ne zaman geleceksin baba?” “Ne zaman olur bilmiyorum, Fakat geldiğimde görüşürüz; Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz.” Uzun süre önce emekli oldum, oğlum yanımdan ayrıldı; Geçen gün onu aradım. “Eğer bir mahsuru yoksa seni görmek istiyorum.”dedim. “İsterdim baba, eğer zaman bulabilirsem.”dedi. “Biliyorsun yeni işim çok karışık ve çocuklar nezle, Fakat seninle konuşmak gerçekten güzeldi baba, Seninle konuşmak çok güzeldi.” Ve telefonu kapattığımda, Onun bana benzediğini; Oğlumun benim gibi olduğunu fark ettim. Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık, Mavi küçük oğlan ve aydaki adam. “Eve ne zaman geleceksin baba?” “Ne zaman olur bilmiyorum, Fakat geldiğimde görüşürüz; Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz.” Harry CHAPIN

lenmektedir. Ailelerin çocuklarıyla geçirdikleri kaliteli vakit çocukların özgüven gelişimi için de çok önemlidir. Çünkü çocuklara ayrılan zaman ona verilen değeri göstermektedir. Çocuklar ile geçirilen vakit onların stresle daha kolay baş etmesine, karşılarına çıkacak olan zorluklarla mücadele etmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca anne babalarından aldıkları sevgi ve mutluluk ile daha az zarar verici davranışlarda bulundukları, hayata karşı olumlu ve mutlu bakabildikleri, çevredeki insanlara karşı sevgi dolu oldukları, arkadaşları ile daha uyumlu oldukları yapılan araştırmalarla görülmektedir. Anne ve babaların ayırdıkları vakit, çocukların mutluluğunu sağlayacak ve onların normal psikolojik gelişimine katkıda bulunacaktır. Çocuğunuz size ne kadar yakın olursa kötülüklere o kadar uzak olacak, sizin ile birlikte ne kadar mutlu olursa hayatın diğer alanlarında da o kadar mutlu olacak, sizinle ve ailesi ile bağları ne kadar sağlam olursa onun tüm hayatı boyunca problemleri daha az olacaktır. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaştığı ve insanların bireysel meşguliyetlerinin arttığı günümüzde adı geçen konular için en önemli tehlike çocuklar ve onların duygusal ihtiyaçlarının karşılanmaması olmaktadır. Bugünden atılan tohumlar yarınlar için çok güzel sonuçlar verecektir. Eğer bu konuda bir gayret yok ise yarın oldukça geç olabilir. Psk.Dan.Esra KARADUMAN






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.