
3 minute read
Apiterapi Dr. Seyfullah İSLAM
SAĞLIK NOTLARI
Advertisement
Apiterapi
Dr. Seyfullah İslam seyfullahislam@tevhiddergisi.net
Rahman ve Rahîm olan Allah'a hamd olsun. Son Nebi ve Resûl olma şerefine nail olan Muhammed'e salât ve selam olsun.
Geleneksel ve tamamlayıcı tedavi yöntemleri yazı serimize bu yazımızda Apiterapi yöntemini ele alarak devam edeceğiz inşallah. Apiterapi (arı ürünleriyle tedavi); arının Latincesi olan "apis" kelimesinden gelmektedir. Arı ürünlerinin bir ya da birden fazla hastalığın önlenmesi ya da iyileştirilmesi amacıyla kullanılması şeklinde tanımlanabilir. Bal arıları tarafından yapılan ürünlerin sağlıkta kullanımı olarak da bilinir. Bal arısı ürünleri; başta bal ve polen olmak üzere propolis, bal mumu, arı tutkalı, arı sütü ve arı zehrini içermektedir.
Her geçen gün sonuçlanan araştırmalar toplumların dikkatini bu konu üzerine çekmekte ve özellikle Uzak Doğu ülkelerinde başlayan ve dünyada gittikçe ilerleyen "Apiterapi" hızla yaygınlaşmaktadır. Hatta başta Doğu Asya ülkeleri olmakla birlikte özellikle Japonya, Rusya, ABD ve Kanada gibi ülkelerde bilimsel çalışmaların yürütüldüğü Apiterapi merkezleri kurulmuştur.
Rabbimiz (cc) 1400 küsur yıl önce arı ve arı ürünü olan bal ile ilgili bizlere şu ayeti kerimelerde şifa olduğunu bildirmiştir:
"Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: 'Dağlardan, ağaçlardan ve onların yaptıkları bal kovanlarından kendin için evler edin. Sonra tüm meyvelerden ye ve Rabbinin senin için kolaylaştırdığı yollarda seyret.' Karınlarından çeşitli renklerde içecek/bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz ki bunda, düşünen bir topluluk için ayet vardır." 1
Arı ürünlerini kullanırken dikkatli olmakta fayda var. Çünkü çok nadiren de olsa alerjik etkileri olabilir. Alerjik etkisi, birden çok sebebe bağlı olsa da, çoğunlukla bağırsaktaki bazı problemlere bağlı olarak gelişmektedir.
Bal alerjisi kesinlikle hafife alınacak bir durum değildir. Bal alerjisi özellikle gıda alerjisi ile karıştırılmamalıdır. Belirtileri ve gösterdiği sonuçlar her ne kadar benzer olursa olsun bu durum oldukça farklıdır. Bu hastalığın belirtileri neredeyse anında kendini gösterir ve ağızda hoş olmayan hisler, boğaz ağrısı ve şişme ile kendini gösterir. Belirtilerin hızlı bir şekilde ortaya çıkması nedeniyle yeni bir bal kullanmadan önce (özellikle küçük yaşlarda ve sık hastalanan kişilerde) dilden çok az miktarda yedirilir ve biraz beklenmesi gerekir. Yukarıda tanımlanan belirtilerin görülmesi hâlinde, hemen ağız içini suyla durulayıp ilgili balı bir daha tüketmemek gerekir.
Alerji için balın test edilmesinde bir diğer yöntem; kolun iç bilek kısmına az miktarda sürülmesidir. Kısa sürede farklı cilt reaksiyonları kaşınma, şişme ve kızarıklık şeklinde ortaya çıkmaya başlarsa bu ürün de kullanılmamalıdır. Balın vücutta alerjik reaksiyonu cinsiyet ve yaş farkı gözetmeksizin gelişebilir.
Bal alerjisinde yaşanan rahatsızlıkların seyri genellikle kişinin bağışıklık sisteminin gücüne bağlı olmaktadır. Çünkü bağışıklık sistemi çok güçsüz olan bir kişide bu durum çok daha ağır bir şekilde geçebilmektedir. Bağışıklık sistemi biraz daha güçlü olan kişiler ise bu durumdan çok fazla etkilenmezler. Arı ürünlerinden en korkulanı aslında arı zehridir. Arı zehri usulüne uygun kullanıldığında şifa vesilesi olabiliyor.
Aslında günümüzde Apiterapi, geleneksel tıpla modern tıbbı birleştiriyor.
Arının ürettiği propolis de pek çok hastalığa iyi geliyor. Hastalanmadan önce kullanmak hastalıklara karşı büyük fayda sağlıyor.
Apiterapi Yöntemi Hangi Hastalıklara Karşı Etkili? Kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarından kadın hastalıkları ve zihinsel gelişime kadar arı ürünleri insan sağlığı için bilinenden çok daha etkili.
"Apiterapi öncelikle sağlıklı yaşamı destekleme, ikincisi de bazı kronik hastalıklarda klasik tedaviyi destekleme açısından bizlere yeni bir kapı sunuyor." Yani aslında arı ürünleri, hem hastalık önleyici hem de tedaviyi tamamlayıcı nitelikte diyebiliriz.
Arı ürünleri içerisinde özellikle bal ve polen, mide ve bağırsak şikayetlerinin giderilmesinde, kemoterapi ve radyoterapi alan hastalar da çok etkili olmaktadır. Kaliteli bir polenin %40-60'ı proteinden oluşmaktadır. Bu da zihinsel ve mental gelişimlerde çok önemli. Polen ve propolis, antioksidon olarak gıdalar içinde en yüksek ürünlerden biridir.
Sadece bal, polen ve propolisin değil, arı sütü ve zehrinin de birçok kronik hastalığın tedavisinde ciddi rolleri bulunmaktadır. Ana kraliçe sadece arı sütü ile besleniyor ve diğer arılar kısa sürede ölüyorlarken kraliçe arı yıllarca yaşayabilir. Kadın hastalıkların giderilmesinde, erkeklerde sperm hareketsizliğinden kaynaklanan infertilite (kısırlık) problemlerine karşı çok iyi sonuçlar vermektedir.
Hastanın arı zehrine karşı alerjisi yoksa özellikle kas iskelet sistemine ait kronik rahatsızlıkların giderilmesinde büyük etkileri bulunmaktadır.
Duamızın sonu; Âlemlerin rabbi olan Allah'a hamdolsun.