İSLÂM İLE MÜSLÜMANLIK AYNI ŞEY Mİ? MÜSLİM İLE MÜSLÜMAN BİRBİRİNDEN NASIL FARK EDİLEBİLİR? Feriduddîn AYDIN
İslâmî ilimlerden tamamen habersiz ve hiç Arapça bilmedikleri hâlde Kur'ân-ı Kerîm'i Türkçeye çevirmeyi göze almış birçok Müslüman meâl yazarı, Kur'ân'ın metninde geçen "Müslimler" sözcüğünün Arapçasını "Müslümanlar" şeklinde tercüme etme cüretini göstererek, -dille ifade edilmesi zor- bir ahlâksızlık örneği vermişlerdir.
İ
nançlarda, düşüncelerde, zihniyetlerde ve kavramlarda bugün yaşanmakta olan karmaşa, -dıştan benzeşen fakat içerik olarak birbirine aykırı- birçok şeyin ayırt edilememesine neden olmaktadır. Bu da yanlış kanaatlere ve çoğu kez hatalı yargılara yol açabilmektedir.
İslâm ile Müslümanlığın -dıştan yansıyan benzeşmeleri- bu konudaki yanılmalara en çarpıcı bir örnektir. Buna bağlı olarak -dıştan benzeşenMüslim ile Müslüman kişilik arasında da inanılmaz farklar vardır. Dolayısıyla temelde birbirine aykırı olan bu iki kişilik arasındaki uçurumun derinliğini kestiremeyen kimse -eğer mü'min ise- îmânî risklerle karşılaşabilir. Bu ilgiyle İslâm akidesinde -insan ilişkilerine yansıyan sonuçları bakımındanîmânı zedeleyici inanışlara dair uyarıların büyük önem taşıdığına burada işaret etmek gerekir. Din ve inanç konularında özellikle günümüzde sıkça rastlanan ihlâller, birçok insan için îmânın zevâline neden olabileceği gibi, doğurduğu sonuçlar da -dolaylı yollarla- ahlâksızlığın yayılmasına yol açabilir. Onun için aslında -çok tanrılı bir din olan- Müslümanlık ile -bir tevhid dini olan- İslâm, (sırf dıştan benzeştikleri için), aralarındaki derin uçurumun farkında olamayanlar, Müslim ile Müslüman kişiyi de birbirinden kolayca ayırt edemeyebilirler. Bu ise ilişkilerde özellikle helâl ile haramın, sıkça ve kolayca birbirine karışmasına yol açabilir. Günümüz dünyasında İslâm'ı koruyup savunabilecek bir otorite -maalesef- bulunmadığı için bu tehlike
18