KIRK HADİS ŞERHİ
Ne yazık ki camilerde, türbelerde, mezarlıklarda ya da mevlitlerde okunan bu Kur'ân insanların hayatlarında görünmüyor. İnsanlar Kur'ân'ı sadece "inanılması gereken bir kutsal" olarak kabul ediyor, ancak onun iklimini yaşamıyorlar.
KUR'ÂN VE BİZ Ömer AKDUMAN omerakduman@tevhiddergisi.org
Allah'ın adıyla.
K
ur'ân, Allah (cc) tarafından bize hidayet, nur, ruh ve şeref olarak indirilmiştir. Bunu kabul etmekte müminler olarak bir sıkıntımız yoktur. Sıkıntı olan nokta, Kur'ân ile aramızdaki ilişkidir. Kur'ân, hidayettir; ama biz onunla bilcümle hidayeti arıyor muyuz? Kur'ân, nurdur; biz onunla hayatımızı nurlandırıyor muyuz? Kur'ân, ruhtur, şereftir; peki, biz ruhumuzu onunla besleyip izzetin yolunu onda arıyor muyuz? Tüm benliği ile evet diyebilen var mı? Zor... İtikadi anlamda Kur'ân bizim dayanağımızdır. İnandığımız esasları Kur'ân -ve sünnet- ile delillendirmeli, neye niçin inandığımızı Kur'ân rehberliğinde tespit etmeliyiz. Amelî/ahlaki anlamda Kur'ân bizim kaynağımızdır. Neleri yapacağımızı ve/veya yapabileceğimizi, neleri terk edeceğimizi ve/veya terk edebileceğimizi Kur'ân belirler. Nelerin ahlaki olduğuna ya da ahlaka aykırı olduğuna yine Kitap karar verir. Görüldüğü üzere Kur'ân dinin temelidir, hayattır. Bunu sloganik bir söylem olsun diye söylemiyoruz. Kur'ân müminin hayatında bu özelliği
61