SİYER NOTLARI
Sahabe de insanlardan oluşan bir topluluktu. Onların da her insan gibi dünya ve içindekilere meyilleri vardı. Kendilerini terbiye etmek için çabalıyor ve düşe kalka kulluk vazifelerini yerine getirmeye çalışıyorlardı. Tam da bu noktada diğer insanlardan farkları açığa çıkmaya başlıyordu. Sahabe hata ettiğinde ve vahyin kendileri hakkındaki hükümlerini öğrendiğinde "amasız" bir şekilde hemen ona tabi oluyor ve sonraki yaşamlarında aynı hataya düşmemek için çaba gösteriyordu.
BEDİR SAVAŞI'NIN SONUÇLARI ÜZERİNE BİRKAÇ DEĞERLENDİRME Enes YELGÜN enesyelgun@tevhiddergisi.org
E
nfal Suresi'nin 41. ayetinde Furkan Günü olarak adlandırılan Bedir Savaşı'nın Mekke, Medine ve Arap Yarımadası için çok ciddi sonuçları oldu. Bu sonuçlar üzerinde yapılacak değerlendirmeler günümüze de ışık tutacak, İslami harekete yol gösterecek niteliktedir. Biz gücümüz yettiğince bunlardan bazılarına değinmeye çalışacağız: Vela ve bera akidesi, İslam inancının en temel meselelerindendir. Dostluk ve düşmanlık hususu itikadın meyvesidir. Ancak her teoride olduğu gibi bu hususta da bir meselenin anlaşılıp anlaşılmadığı pratikle test edilmeli, sağlaması yapılmalıdır. Bedir Savaşı, vela ve bera akidesi açısından sahabe için bir pratik vazifesi görüyordu. Ve onlar hem sahadaki hem de kalplerdeki savaşı kazandılar. Kavmiyetçiliğin zirvede olduğu bir toplumda en yakın akrabalarına kılıç çekmekten, onlarla savaşmak için can atmaktan bir an olsun geri durmadılar. Bir tarafta Ebu Bekir (ra), diğer tarafta müşriklerin safında yer alan oğlu Abdurrahman; bir tarafta müşriklerin liderlerinden Utbe ibni Rebia, karşı tarafta oğlu Ebu Huzeyfe (ra); bir tarafta Ali (ra), diğer tarafta kardeşi Akil vardı…
27