1 minute read
Yiıkışmaz Türklüğe, Sığmaz Namusa ....................................................................... 332 Yeni Facialar Ya�amarnak İçin
YENİ FACİALAR YAŞAMAMAK İÇİN
15 Temmuz 1997
1 959'da komünist kürt militanlar, Türkmenleri, boyunlarına geçirdikleri ilmiğin ucunu katır terkisine bağlayıp, yerde sürüklemek, kurşunlamak, satırla doğramak, kazmayla kafasını parçalamak ve ipe çekmek suretiyle imha ederken, Ankara Radyosu aceleci bir telaşla Kerkük petrol şirketlerinde çalışan İngiliz ve işçi ve teknisyenlerinin hayatlarının emniyet altında olduğunu bildiriyordu. Devlet radyosuna gö
re Kerkük Türkmenleri'nin katliama uğradığı yolundaki haberlerin de aslı faslı yoktu. Katliamın aslı faslı olmadığına göre ilgilenmek de gerekmezdi. Fakat Irak lideri General Kasım, Kerkük Türkmenleri'nin bunlarca katledildiğini resmen açıkladıktan sonra da M e n deres h ü k ô m et i ' n i n başı kumdan çıkmadı. hükumet,
Kerkük Türkleri'nin huzur ve güven içinde olduğu izlenimini uyandırmak için katliamla ilgili fotoğrafların yayınlanmasını dahi yasakladı. Eğer o vahşi katliam, Menderes hükumeti ' nin şeref ve haysiyetine indirilen bir darbe olarak kabul edilseydi, bir da
ha değil imhaya yeltenmek, Kerkük Türkmenleri' ne yangözle bakmak bile yürek isterdi. Türkiye ' y i yöneten hiçbir hükumet Kerkük Türkmenleri 'nin yaşayageldiği insan l ık dramıyla ilgilenmemiştir. Asla onurlu bir davranış olarak kabul edemeyeceğimiz bu korkakça sükut sebebiyle, asılanların, kurşuna dizilenlerin, hapishanelerde iskelet haline getirilenlerin dışında yüzbinlerce Türkmen sürgüne gönderilirken, onlardan boşalan ev ev arazilere de çölün fellahı getirilip yerleştirilmiştir. Şimdi, bugüne kadar yaşayageldiklerimizden daha drama-
tik ve tabii daha buruk acılarla karşı karşıyadır Kerkük Türkmenleri. 36. paralelin kuzeyinde fanatik Kürtler'in, güneyinde Saddam' ı n planlı ve sürekli yoketme operasyonlarına he
def olan Türkmenler, canlarını v e namuslarını korumak için Türkiye 'ye sığınmakta ama ağlayarak öptükleri anavataiı topraklarına geldikleri anda da yeni facialarla karşılaşmaktadırlar. Evet: Türk Devlet i ' yle savaşanlara, Mehmetçiğe kurşun atanlara, Türkiye toprakları üzerinde başka bayrak dalgalandıranlara tahammül eden Türk hükumetlerinin bu öz be öz Türk evl3tlarına tahammülü yoktur!
Misak-i Milli sınırları içindeki Türkmenleri Irak ' ta korumak luzumunu dahi idrak etmeyen Türkiye, anavatana sığınanlara da "Çık dışarı! .. " deyince bilinen facialar yaşanmaktadır. 1 990'dan bugüne Türkmen, Yunanistan' a kaçarken denizde boğulduysa, A nkara otur u p ne yaptığın ı düşünmek zorundadır. hükumetin, Irak Türklerini lrak'ta koruyacak dirayeti yoksa, onlara çifte vatandaşlık vermekten veya diledikleri kadar Türkiye'de misafir etmekten başka çaresi de yoktur.
Önümüzdeki günlerde Ege Denizi' nde yeni Türkmen faciaları yaşanmadan S ayın Mesut Yılmaz hükumetini tedbir almaya davet ediyoruz.