Say覺 16
Say覺 16
YAYIN SAHİBİ
İÇİNDEKİLER
Türk Eğitim Derneği (TED) İktisadi İşletmesi adına Sinan Selçuk PEHLİVANOĞLU SORUMLU YAZI İŞLERİ Füsun OKUTAN
03 Başkanın Mesajı
YAYIN TÜRÜ Yerel Süreli Yayın PRODÜKSİYON Zeta Tasarım ve Reklamcılık Ltd. Şti. Arjantin Cad. Borazan Sok. No:13/A G.O.P. / Ankara T: 0 312 466 86 96 F: 0 312 466 96 86 info@zetatasarim.com.tr www.zetatasarim.com.tr EDİTÖR Firuze KAYA TASARIM Müge İMİR KATKIDA BULUNANLAR Sevinç Atabay, Prof.Dr. Ziya Selçuk, Nilgün Kaynaroğlu, Ceren Koçak, Gizem Kocaoğlu, Zeynep Ünlü Mutlu, Nuray Yılmaz, Derya Önder, Emre Kılıçarslan, Sevgi Çaman
04 Geçtiğimiz Aylara Bakış 06 YGS Türkiye Birincimiz ve İkincimiz ile Söyleşi 10 Kampus: TEDÜ’de İki Yeni Bölüm 12 Bilim Teknik 18 Eğlenceli Bilim 19 Dosya: Eğitim Siyaseti Nedir? 24
TED 85. Yılını Kutluyor
27 Sizce TED’li Olmak? BASKI
32 Okullarımızdan 40 İçimizden Biri: Murat Karahan BASIM TARİHİ Haziran 2013 YÖNETİM YERİ Türk Eğitim Derneği (TED) İktisadi İşletmesi TED Ankara Koleji Vakfı Okulları İncek Kampüsü Taşpınar Mah. 2800.Cadde No:5 İncek, Gölbaşı / ANKARA T: 0312 489 85 90 F: 0 312 489 85 86 www.ted.org.tr OKUR ÖNERİLERİ ve YORUMLARI İÇİN info@ted.org.tr Altı ayda bir ücretsiz dağıtılmaktadır. Yazıların hukuki mesuliyeti röportaj sahiplerine ve yazarlarına aittir.
43 Terapi: Çocuk ve Para 48 Kültür-Sanat: Nazım Hikmet 52 Yeşil Sayfalar: Alper Dalkılıç 56 TED’den Haberler 72 Kitap Raflarından 74 Büyürken
ISSN 1309-3673 TED Meşale
01
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ Taziye ve Mutlu Gün Çelenkleri Taziye Çelengi
Bırakın çiçekler dalında kalsın, katkılarınızla büyüyüp yeşeren çocuklarımız olsun. Türk Eğitim Derneği, başarılı ancak maddi olanağı yetersiz daha çok çocuğa erişmek için sizleri desteğe davet ediyor. Taziye çelengi ile acı kaybınızın anısı, bir Türk gencinin başarısında ve yüreğinde taşıyacağı şükran duygusunda daima yaşayacaktır. Mutlu gün çelengi ise nikah, açılış ve bütün özel günlerinizde sevincinizi paylaşırken çoğaltıp eğitime katkı olacaktır. Çelenk hizmetleri karşılığında ödediğiniz miktar, Türk Eğitim Derneği’nin burslu çocuklar fonuna aktarılacaktır.
Mutlu Gün Çelengi
Siparişleriniz için: 444 33 40 İstanbul: 0507 638 3434 Ankara: 0553 428 0606 İzmir: 0507 154 3535 www.ted.org.tr
BAŞKANIN MESAJI
Türk Eğitim Derneği Ailesinin Değerli Üyeleri, Türk Eğitim Derneği, bundan 85 yıl önce Büyük Önder Atatürk’ün talimatıyla, dönemin Başbakanı, 202 Milletvekili, Genelkurmay Başkanı gibi önde gelen kişiler tarafından, aynı Kızılay, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu, Yardım Sevenler Derneği gibi Cumhuriyet’in yön belirleyici kuruluşlarından biri olarak kurulmuştur. Dünya tarihinin en büyük toplumsal dönüşüm projelerinden olan Türkiye Cumhuriyeti, ‘gelecek tasarımı’nı Cumhuriyet’in bu yön belirleyici kuruluşlarına dayandırmaktadır. Türk Eğitim Derneği ülkemizin eğitim alanında milli olan en köklü kurumlarından birisidir. Türk Eğitim Derneği’nin temel misyonu başarılı ama maddi olanakları yeterli olmayan çocuklarımızın eğitimlerini sürdürebilmeleri için karşılıksız burslar vermek, çağdaş dünya ile rekabet edebilecek yabancı dilde eğitim veren okullar ve yurtlar açmak, Türk eğitim standartlarını en yüksek noktaya taşıyacak bilimsel platformlar oluşturmaktır. Dernek, 2013 itibariyle TED Üniversitesi, 25 okulu, 1 öğrenci yurdu, 2 temsilciliği, mezun dernekleri ve spor kulüpleri ile çalışmalarını yürütmektedir. Derneğimiz 85. yılında yaklaşık 48.000 öğrenciye burs vermenin gururunu yaşamaktadır. Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı olduğum günden beri arkadaşlarım ve ben temel bir gerçeği gündemde tutmaya çaba gösteriyoruz; ülkemizin aydınlık ve mutlu bir geleceğe doğru ilerlemesinin tek yolunun doğrudan “eğitim”den geçtiğine inanıyoruz. Eğer bir ülke milli bütünlüğünü sağlayacaksa, ülkesinin geleceğini dünyanın önder ülkelerinden biri olma hedefi üzerine kuracaksa, küreselleşmenin getirdiği nimetlerden faydalanırken zararlarından uzak duracaksa, yapması gereken tek şey, çocuklarını nitelikli bir eğitimle yetiştirmektir. Biz çağdaş Türkiye hayalimizin takipçisi olacağız. Bu noktadan hareketle, eğitime doğrudan veya dolaylı katkı sağlayan ve sağlayabilecek tüm kişi ve kuruluşların deneyim ve düşüncelerini paylaşmak, ortak hareket etmek ve geleceğimize sahip çıkmak istiyoruz. 85. yılımız hepimize kutlu olsun…
Saygılarımla, Selçuk Pehlivanoğlu Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı
03
GEÇTİĞİMİZ AYLARA BAKIŞ
Antalya Matematik Olimpiyatı’nın 18.si Gerçekleşti Akdeniz Üniversitesi Matematik Bölümü Topluluğu, Konyaaltı Belediyesi ve Toros Koleji ortaklığıyla düzenlenen “18. Ulusal Antalya Matematik Olimpiyatı”nda 700 lise öğrencisi 12 dalda yarıştı. Olimpiyat Jüri Başkanı Prof. Dr. İlham Aliyev, profesör unvanına sahip kişilerin bile 10 saatte çözmekte zorlanacağı soruları çözme yeteneğine sahip çocukların dikkatleri üzerine çektiğini ve Türkiye Matematik Milli Takımı’nın son 7 yılda dünya olimpiyatlarında önemli dereceler elde ettiğini belirtti. Türkiye’nin dünya matematik olimpiyatlarında 120 ülke arasında ilk 10’a girdiğini, Avrupa’da ise Rusya’dan sonra ikinci sırada yer aldığını hatırlatan Aliyev, bu başarılarda bu tür olimpiyatların katkısının çok büyük olduğunu vurguladı. Olimpiyatta lise 1,2 ve 3 kategorisinde katılan öğrencilerden 64’ü dereceye girerek madalyalarını ve ödüllerini törenle aldılar.
“Lego Okulu” Hizmetinizdedir Bu Ağustos ayında, Danimarka’nın küçük bir kasabası olan Billund’da, çocukları düşünmeye, soru sormaya ve eyleme geçmeye teşvik edecek yeni bir modelle, “Lego Okulu” kapılarını öğrencilere açıyor. Projenin mimarı, finansörü, Lego’nun sahibi ve Danimarka’nın en zengin adamlarından biri olan Kjeld Kirk Kristiansen, bu projeyle dünya eğitim arenasına çocuk-merkezli yeni bir okul modeli kazandırmayı hedeflediklerini belirtiyor. Kontenjanının %50’sini Danimarka’dan, diğer yarısını ise farklı ülkelerden gelecek öğrencilerin oluşturacağı Lego okulu, aylık 3.000 Danimarka Kronu (yaklaşık 344 £) eğitim ücreti talep edecek. Uluslararası Billund Okulu, uluslararası bakalorya sistemiyle Danimarka eğitim sistemini birleştirerek, öğrencilerine araştırma odaklı, “düşünmeyi öğreten” bir eğitim vaat ediyor. Okulunu basına tanıtan Kristiansen, Billund’da bisiklet parkurları, geniş ve çeşitli oyun alanları, müzik stüdyosunun yanı sıra çocuklara özel bir “Lego Laboratuvarı” da kuracaklarını ekliyor.
04
• • • • • •
Direksiyon sınavlarının süresi uzayacak. Park edemeyen ya da yokuşta otomobili kaldıramayan sürücülere ehliyet verilmeyecek. Teorik ders süreleri azalacak. İller tarafından belirlenen sınav alanları daha büyük mekanlar olacak, çok kısa mesafelerde sınav yapılmayacak. Direksiyonla ilgili gece eğitimleri olacak. Sürücü belgesi alma süresi de kısaldı.
Günlük aktif kullanıcı sayısı 618 milyon
350 milyon
Günde yüklenen ortalama fotoğraf sayısı
Günlü “like” s k ay 2,7 mily ısı ar
En çok kullanan 10 ülke:
70 farklı dil seçeneği
A (16 BD • il 0 m • Bree birin ilyon • H z ci k • En indisilya ) işi • M do ta • Tü eksiknezyna • İ rk a • Filingilteriye • Fra pinle e Alm nsa r an ya
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenleme ile pek çok yeni uygulama hayata geçecek. Yeni yönetmeliğin en önemli düzenlemesi direksiyon sınavının zorlaştırılması oldu. Artık yalnızca “her türlü şartta araba kullanabilen kişiler” sürücü belgesi alabilecek. Düzenlemedeki bazı değişiklikler şöyle:
Facebook’tan 2013 İstatistikleri
•
Ehliyet Almak Zorlaşıyor!
Ziyaret başına geçirilen ortalama süre 20 dakika
Haftalık ortalama yerel firma görüntüleme sayısı 645 milyon
Toplam kullanıcı sayısı 1,06 milyar Paylaşımda bulunulan kitap sayısı 1.47 milyon
40 Kişi başına düşen ortalama sayfa “like”ı
Mobil kullanıcı sayısı 680 milyon
Ülkemizden
aköy. okta: an 3 n aksim ve Ort ıl p a y in ı, T checkaliman En fazlal Atatürk Hav İstanbu
05
SÖYLEŞİ
YGS TÜRKİYE BİRİNCİMİZ VE İKİNCİMİZ
ZEYNEP NUR KARAGÖZ DENİZHAN ALAN
Bu yıl iki Tam Eğitim Burslu öğrencimiz, TED Ankara Koleji’nden Zeynep Nur Karagöz ile TED Konya Koleji’nden Denizhan Alan YGS’de aldıkları derecelerle tüm TED Ailesini gururlandırdılar. 2013 Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) Türkiye birincisi olan Zeynep ve Türkiye ikincisi olan Denizhan ile yaşadıkları zorlu süreç hakkında konuştuk, arkalarından gelen arkadaşları için başarı tüyoları aldık… Öncelikle tebrikler... İkiniz de YGS’de güzel bir başarı elde ettiniz. Bu başarınızı neye borçlusunuz? Zeynep Nur Karagöz: Eksiklerimin farkına erken varıp bunların üstüne gitmeme borçluyum. Ayrıca bu süreçte her an yanımda olan ailemin, öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın payını da unutmamak gerek. Denizhan Alan: Bu başarının birçok etkeni var. Öncelikle, bu bir senenin ürünü değil dört senenin top-
06
lamı bir başarı. Ben kendi adıma öncelikle aileme çok şey borçluyum; zor zamanlarımda hep bana moral kaynağı oldular, beni yüreklendirdiler. Tabii ki daha sonraki adımda okul ve dershane öğretmenlerim geliyor. Öğretmenlerimin hepsi belli bir tecrübeye sahip insanlar ve onların yol göstermesi bana ışık tuttu. Ben ders çalışmanın ancak onu severek yapınca verimli olabileceğini düşünüyorum; bu açıdan ders çalışmanın niceliğinin değil de, daha çok niteliğinin önemli olduğu kanısındayım. Ders çalıştığımız zamanın hakkını vererek çalışırsak çok da fazla çalışmaya gerek
duymadan hedeflediğimiz noktalara ulaşacağımız kanısındayım. Şunu da belirtmeliyim ki, kendime hep güvendim, kötü denemelerimin olduğu dönemlerde bile başaracağıma inandım, umutsuzluğa düşmedim. Bu açıdan bu işin psikolojik boyutunun da en az çalışma kısmı kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Nasıl bir çalışma programı / takvimi izlediniz? Z. Karagöz: Senenin başında haftalık planlar yapıp konuları adım adım bitirdim. Son iki aylık döneme girdiğimde eksiklerimin farkındaydım. Öğretmenlerimin de yardımıyla üstesinden geldim ve genel tekrarlar yapıp deneme çözmeye başladım. D. Alan: Bu sınav benim gelecekteki yol haritamı çizeceğinden, 11.sınıftan itibaren sıkı bir tempoya girdim. Dershanede 12. sınıfların girdiği tüm denemelere biz de giriyorduk. Bu açıdan belli bir tecrübeye daha 11. sınıfın sonunda ulaşmıştım. 12. sınıfın yazını ise geçmiş yıllardaki açıklarımı kapatmak için çok iyi bir fırsat olarak gördüm ve bu doğrultuda çalıştım. Ben genellikle konuları yazarak çalışırım; bu benim konuyu kavramamda çok yardımcı oluyor. Aynı zamanda test çözmekten çok, sık aralıklarla denemeye girmenin beni daha çok geliştirdiğini düşünüyorum; bu yüzden sık sık denemelere girdim. Ben belki çok aşırı çalışmıyordum, ama düzenli çalıştığım için başarılı oldum. Her gün belli bir rutinim vardı, bu hem benim düzenli bir insan olmamı sağladı, hem de beni başarıya götüren yol oldu. Tam Eğitim Burslu bir öğrenci olarak TED’in başarınızdaki rolünü nasıl açıklarsınız? Z. Karagöz: Başka bir okulda olsam, yine aynı başarıyı gösteremezdim belki de. Altıncı sınıftan beri
aldığım eğitim, sınava daha iyi hazırlanmamı sağladı. Öğretmenlerim hiçbir zaman desteklerini benden esirgemediler. Tam Eğitim Bursu sayesindeyse derslerin yanında sosyal aktivitelere de zaman ayıran bir öğrenci olmayı başardım. D. Alan: TED Konya Koleji’nde 6. sınıftan beri burslu olarak okumaktayım. Ve bu başarıda okulumun payı gerçekten büyük; benimle öğretmenlerim olsun, idarecilerimiz olsun çok güzel şekilde ilgilendiler; her türlü sorunumda bana canla başla yardımcı oldular. Aynı zamanda okulumda güzel bir İngilizce eğitimi aldım ve sosyalleşme açısından da iyi bir fırsat oldu benim için… Burada arkadaşlarıma da değinmek istiyorum; gerçekten onlarla bir bütün oldum ve benim başarıma onlar da benim kadar sevindiler… Bu açıdan onların da hakkını vermek isterim; onlara çok teşekkür ediyorum. Üniversiteye yönelik hedefleriniz neler? Hangi bölümü okumak istiyorsunuz? Kariyer hedefleriniz nelerdir? Z. Karagöz: Boğaziçi Üniversitesi’nde Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü okumak istiyorum. Sonra da yurtdışında mastır yapıp Türkiye’de mesleğime devam etmek istiyorum. D. Alan: Ben şu an tıp eğitimi almayı hedefliyorum. Kendimi bu mesleğe yakın görüyorum her açıdan. İnsan hayatı kurtarmak çok yüce bir davranış; ben de bu şerefe nail olmak istiyorum. İleriye dönük
07
kariyer hedeflerim doktorluk eğitimimde çıkabileceğim en yüksek basamaklara çıkmak; yani akademisyenlik… Ayrıca uzmanlaşmak istediğim alanları da göz ve kulak-burun-boğaz olarak söyleyebilirim. Genel olarak üniversite sınav sistemi hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Z. Karagöz: Sınav üç saatlik bir yarış olduğu için sene başından itibaren üzerimde onun baskısı vardı. Emeklerimin boşa çıkmasından korkuyordum. Geleceğimle ilgili planlarımın bir sınava bağlı olmasını pek sağlıklı bulmuyorum. D. Alan: Sınav sistemini çok iyi bulmuyorum. Çünkü tek bir sınavla belki geleceğimiz belirleniyor; bu gerçekten çok acımasız bir durum. Ama şu anki şartlarda da en mantıklı sistem bu gibi görünüyor… Keşke üniversite sınavına giren öğrencimiz kadar kontenjanlarımız olsa da, öğrencilerin belki 1-2 sene hayatlarından çalan bu sistemi kaldırsak. Ülkemizde herkes belli bölümlere odaklandığı için de belki bu yığılma yaşanıyor; oysa herkesin farklı alanlarda yetenekleri vardır. Öncelikle kişi kendini tanımalı ve yetenekleri doğrultusunda hayatına yön vermelidir. Bence bu ileride mutlu olmanın birinci şartı. Sınava hazırlık sürecinde okul ve dersler dışında bir şey yapmaya fırsatınız oldu mu? Olduysa, neler yaptınız? Olmadıysa, bu konudaki duygu ve düşünceleriniz nedir? Z. Karagöz: Geçen senelerde olduğu kadar sosyal bir dönem geçirmedim; ama yoğun ders çalışma temposunda haftada bir günü kendime ayırmayı ihmal etmedim. Arkadaşlarımla vakit geçirdim; sinemaya, tiyatroya gittim. Sadece derse odaklanmamın bir süre sonra verimimi düşüreceğinin farkındaydım;
08
bu yüzden bir günü kendime ayırmam haftanın geri kalanında daha iyi ders çalışmamı sağladı. D. Alan: Tabii ki bu süreçte ders çalıştık, ama farklı aktivitelerde de bulunduk. Mesela ben günlük 2 saat bilgisayar kullanırım, takip ettiğim 5-6 tane yabancı dizim vardır… Sıkı bir Galatasaray taraftarıyım ve elimden geldiğince maçlarını kaçırmamaya çalışırım. Ayrıca basketbol maçlarını da izlemeyi çok severim; Euroleague olsun NBA olsun, severek izlerim. Ve hafta sonları arkadaşlarımla 2-3 saat gezerdik. Sizden sonra bu sınav sürecine girecek öğrencilere neler tavsiye edersiniz? Z. Karagöz: Senenin başından beri bırakmadan çalışsınlar, bir iki kötü deneme sonucunun onları yıldırmasına izin vermesinler. Planlı ve disiplinli çalıştıktan sonra başarı da beraberinde gelecektir zaten. D. Alan: Ben bizden sonrakilere şunları diyebilirim: Herkes başarılı olmak için ders çalışmak gerektiğini biliyordur. Ama “bu çalışmayı en verimli nasıl yaparız”ı düşünmek gerekiyor. Kendimizi nerede eksik hissediyorsak, öncelikli olarak o noktalara yoğunlaşmalıyız. Hiçbir konuyu ve dersi küçümsememeli, hepsine önem vererek çalışmalıyız. Psikolojik olarak da kendimizi rahat tutmalı, üzerimizde bir baskı hissetmemeliyiz. Stres konusundaysa, yerinde stresin başarının anahtarı olduğunu düşünüyorum; ama bu eşik değerin üstüne çıkarsa gerçekten çok yıkıcı olabiliyor. Kendimize güvenmeli ve yapacağımıza inanmalıyız. Arkadaşlarımıza teşekkür ediyor ve üniversite yıllarında ve gelecek hayatlarında şimdiden başarılar diliyoruz…
KAMPUS
TED ÜNİVERSİTESİ’NDE İKİ YENİ BÖLÜM DAHA:
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ
2012-2013 eğitim öğretim yılında ilk öğrencilerini alan TED Üniversitesi’ne iki yeni bölüm daha eklendi. TED Üniversitesi Makine Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği bölümlerinin açılması Yükseköğretim Kurulu’nun 20 Şubat 2013 tarihli yürütme kurulu toplantısında kabul edildi. Kontenjan açılması ve öğrenci kabulü ise 20142015 akademik yılında gerçekleşecek. Ancak bu yıl, 2013-2014 eğitim öğretim yılında mühendislik programlarını tercih ederek üniversiteye giren öğrenciler, TED Üniversitesi’nde birinci yıl öğretim programının ortak olması sayesinde, 2014 Güz yarıyılında tercihlerini Makine Mühendisliği veya İnşaat Mühendisliği olarak yapabilecekler. TED Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Reşit Tolun konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: 2012 yılında kurulan TED Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi birbirinden seçkin dört
10
bölümüyle lisans düzeyinde, uluslararası akreditasyon kuruluşlarınca kabul edilen kalite ve standartlarda İngilizce mühendislik ve mimarlık eğitimi sunmaya başlamıştır. Fakülte, mühendislik programlarına ve mimarlık bölümüne öğrenci almaktadır. Mühendislik programlarına Matematik-Fen (MF-4) puan türünde başarı elde ederek yerleştirilen öğrenciler 1. sınıfı ortak çekirdek programda geçirdikten sonra, 2. sınıftan itibaren Bilgisayar, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Makina Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği bölümlerinden birini tercih edebilmektedirler. Öğrencilerimizin bu seçimlerinde ilk yıl alacakları genel mühendislik eğitiminin sağlayacağı etki ve kendi ilgileri belirleyici olmaktadır. Mimarlık bölümüne Matematik-Fen (MF-4) puan türünde başarı elde ederek yerleştirilen öğrenciler ise 1. sınıfı ortak çekirdek programda geçirmeyip, doğrudan bölüm derslerine devam etmektedirler. Bilim ve teknoloji ile kendi alanlarındaki gelişmeleri
ve yönelimleri sürekli izleyen bölümlerimiz, verdikleri eğitimin öğrenci merkezli olmasına ve kalitesine özel bir önem vermekte, bunların sağlanmasına yönelik tüm süreçleri dikkatle uygulamaktadırlar. Bölümlerimiz, öğrencilerine yan dal ve çift ana dal programlarının yanı sıra, dilerlerse kendi alanlarında veya başka bir alanda genişlik/derinlik sağlayan seçmeli ders seçenekleri (ek dal) sunmaktadırlar. TEDÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi’nin lisans düzeyindeki eğitiminin temel hedefleri şunlardır: • Mesleki alanının temel bilgi ve becerilerini edinmiş, • Ekip halinde çalışabilen, • Analiz, sentez, tasarım ve uygulama yeteneklerine sahip,
• Öğrenmeyi öğrenmiş ve yaşam boyu öğrenme alışkanlığı kazanmış, • İngilizceyi en üst düzeyde kullanabilen, • Bilgisayarı etkin bir biçimde kullanabilen ve bilgisayar teknolojisinden yararlanmasını bilen mühendis ve mimarlar yetiştirmektir. Bu hedeflerin gerçekleştiğinden üniversite bünyesinde öz denetimden sorumlu Kalite Güvence ve Geliştirme Birimimizin katkı ve geri beslemesiyle emin oluyoruz. Ayrıca TEDÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, ODTÜ Mühendislik Fakültesi ile işbirliği yapmaktadır. ODTÜ öğretim üyeleri, fakültemizin komisyonlarında görev alarak bölümlerimizin işleyiş, gelişim, eğitim ve öğretim sürecine katkıda bulunmaktadırlar.”
11
BİLİM TEKNİK
15 yaşında Nasa’da! Küçük çocuklara “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sorun, mutlaka bazılarından “Astronot” cevabı gelecektir. Çoğu zaman gülümsemeyle geçiştirilen bu hayaller henüz 15 yaşındaki Abigail Harrison için ise gerçek olmak üzere.
“Ata dil”in 15 bin yıllık sözcükleri Dil üzerine çalışan antropologlar, uzun yıllardır bir sözcüğün yok olmadan kaç yıl dolaşımda kalabileceğine dair teoriler üretmekteydiler. Yakın zamanda yayınlanan bir çalışma, yeni bir kuram ortaya koyuyor: Bugüne kadar bir dilin, daha ziyade, bir sözcüğün azami ömrünün 8-9 bin yıl olduğu savunulurken, farklı dil gruplarındaki ortak sözcüklerin izini süren bir çalışma, bu zaman zarfına direnen 20’den fazla sözcük tespit etti. Bugün dünya nüfusunun yarısının kullandığı 700 modern dilin ortak atası olduğu varsayılan “Eurasiatic öncesi” bir dil olduğunu iddia eden araştırmacılar, bu hiç yazılmamış ve aktarabilecek kimse tarafından da duyulmamış dille ilgili bazı ipuçlarına rastladıklarını belirtiyor. Araştırmayı yürüten İngiltere’nin Reading Üniversitesi’nden evrim teorisyeni Mark Pagel ve meslektaşları, ‘Eurasiatic öncesi’ dillerin toplamda yedi dil grubunun doğmasını sağladığını düşünüyorlar. Ancak Çince, Tibet dili, Afrikaya özgü birçok dil ve Amerikan yerlileri ile Avustralya’daki aborjinlerin konuştuğu diller gibi birçok büyük dilin, bu grubun dışında kaldığını da ekliyorlar. Bu iddialara temel teşkil eden araştırmada, eski ve ortak bir dilin mevcut olup olmadığını tespit edebilmek için farklı dillerde aynı anlam ve benzer sese sahip olan ‘akraba’ kelimelerin izi sürüldü. Örneğin, İngilizce’de ‘father’ (baba), İtalyanca’da ‘padre’, Fransızca’da ‘pere’, Latincede ‘pater’ ve Sanskritçe’de ‘pitar’ gibi... Bu kelimelerin Hint-Avrupa dil ailesinden gelmesinden yola çıkan araştırmacılar, birçok dil grubunda aynı benzerliği tespit etmeye çalıştı. Pagel ve ekibi, 200 çekirdek kelime belirleyerek, farklı dil grupları arasında ‘akraba’ sayılabilecek kelimeleri araştırdı ve aynı anlama ve benzer sese sahip 23 kelime buldu. Ardından sözcüklerin kullanılma oranı ve yaygınlığını ölçmeye çalışan araştırmacılar, en sık tekrar edilen sözcüklerin en yavaş kaybolanlar olduğunu tespit etti. Buna göre günde ortalama 16 kez tekrarlanan bir kelimenin en az üç dilde hayatta kaldığı anlaşıldı. Hayatta kaldığı tespit edilen sözcüklerden bir cümle kurulmaya çalışıldığında ise ortaya şu ifadeler çıktı: “Sen, beni duydun! Bu ateşi şu yaşlı adama ver. Siyah solucanı ağaç kabuğundan çıkar ve anneye ver. Ve küllere tükürmek yok!”
12
Henüz çok küçükken astronot olmaya karar veren milyonlarca çocuktan birisi Abigail. Ancak onu bu sayfalara taşıyan şey azmi sayesinde başardıkları. Hayalini sadece anlatmakla yetinmeyen Abigail, açtığı blog sayfası ve sosyal medya ağlarıyla dünyanın dört bir yanında binlerce takipçiye ulaşmış durumda. Ortaya koyduğu arzu dolu çalışmayla NASA’nın dikkatini çeken, Space.com ve Mashable gibi önde gelen bilim ve teknoloji sitelerine konuk olan Abigail, ABD televizyonlarının da merak ettiği bir isim haline geldi. Bunun en önemli sebeplerinden biri, Mayıs sonunda Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (UUİ) göreve başlayacak olan astronot Luca Parmitano’nun, Abigail’i ‘Dünya’daki irtibat şefi’ olarak seçmiş olması. Abigail için, bu rüya gibi serüven, Kennedy Uzay Merkezi’ne gerçekleştirdiği bir gezi sırasında astronot Luca Parmitano ile tanışınca başlamış. Luca, sahip olduğu ilham veya uzaya olan sevgisini anlatan Abigail’i irtibat şefi olarak seçince macera da başlamış. Dünyanın dört bir yanından gelen tweet, e-posta ve destek mesajları ile motive olan Abigail düzenli olarak Çince ve Matematik çalışıyor, haftada 15 saat jimnastik yapıyor ve Nasa’nın eğitimlerine katılıyor. Henüz 15 yaşında olan ve kendisine ‘Mars’a ayak basan ilk insan olmak’ gibi büyük bir hedef koyan Abigail Harrison, bugüne kadar başardıklarıyla hayallerini gerçeğe dönüştürmek isteyen yeni nesil için iyi bir örnek oluşturuyor.
14 yaşında kendi aplikasyonunu yazdı SEV ilköğretim okulu 8. sınıf öğrencisi Dağhan Ege Koç, genç yaşına rağmen, akıllı telefonlar için yazdığı oyun uygulamasını AppStore’a satmayı başardı. Geçtiğimiz yaz, dünyanın teknoloji alanındaki en prestijli üniversitelerinden biri olan Stanford Üniversitesi’nin iki haftalık “ID Tech” kampına katılmış olan Koç, burada oyun yazılımları üzerine çalıştı. Daha sonra, bir süredir üzerinde çalıştığı “My Planet Needs Me” adlı oyununu nihayet 5 Nisan 2013’te Apple’e sundu. Apple’ın testlerini geçen ve RTÜK’ten onay alan bu arcade tipi oyun, artık AppStore’da 0.99 dolara satışta. Bilgisayar oyunlarına okuma-yazma öğrenmeden önce bile ilgi duyduğunu belirten Koç, “Öncelikle, Türkiye’de bir yerde staj yapmak istedim ama küçük olduğum için ilgi göstermediler. Ben de 2012 yılında, Stanford Üniversitesi’nde oyun geliştirme konusunda bir yaz okuluna gittim. Bu kursa kabul edilmek için minimum 13 yaş sınırı vardı ve en küçüklerden biri olarak kabul edildim. Oyunuma da ilk olarak bu kampta başladım.” dedi.
Mayın temizlemede arılardan yararlanılacak Savaşlardan ve çatışmalardan artakalan ve binlerce kişinin ölümüne yol açan kara mayınlarını temizlemede arıların koklama yeteneklerinden yararlanılması planlanıyor. Hırvat bilim insanları, Bosna ve Hırvatistan Savaşı sırasında ülkenin çeşitli yerlerine döşenen ve 1991’den bu yana 2.500 kişinin ölümüne yol açan 90 bin mayını temizleyebilmek için yeni bir yöntem deneyerek, arıları eğittiler. Bugün ülkede halen 1.200 kilometrekarelik bir alanı kaplayan mayınlar, köpeklerden bile daha iyi koku alabildikleri bilinen arıların yardımıyla tespit edilerek temizlenebilecek. Doğaya salınan bu eğitimli arıların hareketleri ısı algılayıcı kameralarla takip edilerek, yoğunlaştıkları bölgelerde mayın gömülü olduğu anlaşılacak. Arıları mayınlara duyarlı hale getirmek için Hırvat bilim insanlarının geliştirdikleri yöntem ise, yemeklerine koku maddesi katmaktan ibaret. Şeker solüsyonlarına az sayıda TNT patlayıcı katılan arılar, beş dakika bu solüsyonu arayıp bulacak şekilde eğilerek, TNT kokusunu tespit edebilecek hale getirildiler. Geçmişte köpekler ve farelerle de denenen ve iyi sonuç vermeyen mayın tespit çalışmaları, arılarla gerçekleştirildiğinde patlamalara da neden olmayacak.
13
İnsan kök hücresi klonlandı ABD’de ilk kez klonlama yöntemiyle insan kök hücresinin üretildiği bildirildi. Klon koyun Dolly’nin geliştirilmesini sağlayan bir yöntemle üretilen kök hücrenin, özellikle tedavisi zor sinirsel hastalıklar, omurilik ve kalp rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılacağı ifade edildi. Çalışmayı gerçekleştiren Portland’daki Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi bilim insanları, amaçlarının insan klonlamak olmadığını özellikle vurguladılar. Üretilen bu hücreler, her türlü hücrenin yeniden üretilmesi potansiyeline sahip; bu yüzden bu teknolojiyle hasta veya yaralanmış hücrelerin yenilenmesi yoluyla, Multipl Skleroz (MS), Parkinson ve diğer tedavisi güç hastalıklarla mücadelede büyük bir yol alınması bekleniyor.
Renk körleri için gözlük ABD’de geliştirilen teknolojik bir gözlük, renk körlüğüne çözüm getiriyor. Kırmızı, yeşil, mavi renklerinden en az bir ya da birkaçını seçememe durumu olarak bilinen ve ağırlıklı olarak erkeklerde rastlanan renk körlüğü üzerine çalışan Boise State Üniversitesi bilim insanları, bu durumu ortadan kaldıran bir gözlük geliştirmeyi başardılar. Araştırmacılardan nörobiyolog Dr. Mar Changizi, 2006 yılında renk körlüğü ile ilgili teorisini ortaya sürmüştü: Changizi, renkleri görmenin, tamamen renkler ile kanın fizyolojisi arasındaki ilişkiye dayalı olduğunu öne sürmüştü. Aynı yıl üzerinde çalışmaya başladığı projelerde, “oksijenleşmiş kanı daha keskin görmeyi sağlayan” gözlükler geliştirmeyi hedeflemekteydi. Üretilen bu gözlükleri kullanan deneklerin çoğunda, rahatsızlığın ortadan kalktığı görüldü. Renk körlüğünün tedavisine yönelik geliştirilen üç çeşit gözlük, İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde profesör olan, aynı zamanda renk körlüğünden mustarip Daniel Bor’a gönderildi. ‘Ishihara’ renk körlüğü testini önce çıplak gözle yapan ve 0/8 sonuç elde eden Bor, Oxy-iso gözlüğünü takarak aynı testi tekrarladığında 8/8 sonucunu elde etti ve sonuçları derhal meslektaşlarına iletti.
14
Dünya çürük yumurta kokuyordu Kuzey Amerika’da Superior Gölü çevresinde bulunan kaya oluşumlarını inceleyen bilim insanları ilginç bir gerçeği ortaya çıkardı. Elde edilen bulgulara bakılırsa bundan 2 milyar yıl öncesinde var olan “yamyam bakteriler” birbirini yediği için kimyasal tepkimeler sonucunda dünyanın çürük yumurta gibi kokmasına sebep oluyordu. Bilim insanları şu günlerde tarihin en eski “yamyam bakteri” örneklerine ulaşmanın heyecanını yaşıyor. Batı Avustralya Üniversitesi’nden Dr. David Wacey’in başında bulunduğu araştırmada, çubuk şeklindeki Gunflintia fosillerini yiyen bir bakterinin 3 boyutlu görüntüsü elde edildi.
Dünyadaki açlık sorununa çözüm: Böcekler Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler (BM), Gıda ve Tarım Örgütü, Roma’daki merkezinde bir basın toplantısı düzenleyerek “Yenilebilir Böcekler: Gıda ve Yem Güvenliğinin Geleceği için Öneriler” adlı 200 sayfalık raporunu açıkladı. Rapora göre, şu anda dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan 2 milyar kişinin sofrasında halihazırda protein ve mineral açısından son derece zengin olan böcek çeşitleri de yer alıyor. Bu bilgi, kültürel bir detay sunmanın çok ötesinde bir öneme sahip; çünkü insanoğlunu bugün tehdit eden ve yarın çok daha fazla tehdit edecek açlık sorunu karşısında bir çözüm önerisine ilham veriyor. Raporda belirtilen rakamlara göre 1 kilogram et elde etmek için büyükbaş bir hayvan 8 kilogram, böcekler ise sadece 2 kilogram yem tüketiyor. Böcekler, çevreyi tehdit eden sera etkisi yaratan gazları da büyükbaş hayvanlara göre çok daha az üretiyor; üstelik insan ve hayvan atıklarının yanı sıra çürümüş bitkilerle de beslenme özelliğine sahipler. Bu da onları iki misli “çevreci” kılıyor. Kendi toplumumuzdan hareketle konuşacak olursak, karidesin yenilebilir, çekirgenin ise “iğrenç” olduğu düşüncesi, aslında tamamen kültürel olarak belirlenmiş bir önkabul. Bizlerin afiyetle yediği “işkembe”, sözgelimi Batılı toplumların çoğu için “iğrenç”ken, Fransızların yediği salyangoz veya kurbağa bacağı bizler için kabul edilemez. Bu durumda Birleşmiş Milletler’in önündeki en büyük engel, insanların neyin “yenilebilir” olduğu konusundaki köklü kabullerini kırmak gibi gözüküyor…
16
Gölün kuzeyinden batısına kadar uzanan ve ‘Gunflint chert’ olarak bilinen antik kaya oluşumu, 1.9 ile 2.3 milyar yıl öncesine uzanan bakteri kalıntıları barındırıyor. Kayalarda araştırma yapan bilim insanları, Gunflintia adı verilen bir siyanobakteri (fotosentez yapan bakteri) ile beslenen mikrop tespit etti. Gölün kuzeyinden batısına kadar uzanan kayalıklarda araştırma yapan ekip, Gunflintia bakterisinin dış yapısının ölü bir bakteriye kıyasla çok daha delikli, yani hasarlı olduğunu fark etti. Yapılan araştırmalar sonucu hasarlı bakteri fosillerinin bir başka bakteri tarafından yenildiği ortaya çıktı. Sciencespacerobots sitesinin haberine göre, Profesör Braiser araştırma hakkında şu açıklamayı yaptı: “Dış beslenme, yemekten sonra vücudumuzda yaşanan tepkimelerle aynıdır. Midemizdeki bakteriler besinleri çözerler. Bilimsel bulgular, bu kimyasal tepkimenin 3.5 milyar yıl öncesine uzandığını gösteriyor. Modern günümüzde, tepkimelerden ortaya çıkan hidrojen sülfür biyolojik olarak boşaltılıyor. Ancak 1.9 milyar yıl öncesini düşünürseniz, dünya çürük bir yumurta gibi kokuyordu.”
Güvenlik Koruma Hizmetleri Ticaret Ltd.Şti. Cinnah Cad. Kuloğlu Sk. No:27/4 06410 Çankaya/ ANKARA Tel: 0312 442 55 78-79 Fax: 0312 442 55 60 www.kolartguvenlik.com.tr
Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı, 200 mil uzunluğunda ve 60 mil genişliğindedir ve Belçika’dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir. Kaptan Cook, Antarktika hariç bütün kıtalara ayak basan ilk insandır. Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır. Tarih boyunca karada bulunan altının 200 kat daha fazlası okyanuslarda bulunmaktadır. Timsahlar, dillerini dışarıya çıkaramazlar. En fazla asfaltlı yola sahip ülke Fransa’dır. Eyfel Kulesi'nin tepesine çıkan tam 1792 basamak bulunmaktadır. Yarım kilo bal yapabilmek için arılar 2 milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar. Istakozların kanı mavi renktedir. Türkiye’de en fazla heyelan Doğu Karadeniz'de görülür. En fazla yağış da yine bu bölgemizde yağar. Kış aylarında, Moskova’daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alanı kaplar. Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı. Rehber, 1878 yılının Şubat ayında Connecticut New Haven’da yayınlanmıştı. Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır. İnciler sirkede erir. Bir sineğin, saatteki hızı 8 kilometredir. İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir. Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar. Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır. İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir. Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde “başkent” anlamına gelir. Nil nehri, 6650 kilometre ile dünyanın en uzun nehridir ve Afrika kıtasının üçte birini kaplar. 18
Eğ
Bu yıl kuruluşunun 85. yılını kutlayan Türk Eğitim Derneği, sivil toplum faaliyetlerine
aseti
S m i i y t i
Uluslararası Eğitim Forumu’nun üçüncüsüyle devam ediyor.
Türk Eğitim Derneği’nin veriye dayalı eğitim politikaları üretmek ve yaymak amacıyla kurmuş olduğu Tedmem tarafından düzenlenecek olan etkinlik,
ulusal ve uluslararası düzeyde siyasetçi, medya temsilcileri
bir araya getiriyor.
e
N
ve ilgili taraf temsilcilerini
d i r Kayıt ve detaylı bilgi için: http://egitimsiyasetinedir.ted.org.tr 0 312 417 42 02 / 0 312 418 06 14 Kontenjan dahilinde katılım ücretsizdir * Katılımları halinde
san 2013 27-28 Ni
DOSYA
ULUSLARARASI EĞİTİM FORUMU III: “EĞİTİM SİYASETİ NEDİR?” Türk Eğitim Derneği tarafından, farklı ülkelerden farklı bireylerin bakış açılarıyla, yerel ve küresel anlamda eğitim siyasetine eleştirel bir yaklaşım getirmek üzere 27-28 Nisan 2013 tarihlerinde TED Ankara Koleji İncek Kampüsü’nde düzenlenen “Eğitim Siyaseti Nedir?” konulu III. Uluslararası Eğitim Forumu değişik ülkelerden temsilcilerin katılımıyla ilgi çekici tartışmalara sahne oldu. Türk Eğitim Derneği, okul öncesinden yüksek öğretime kadar tüm seviyelerde yaptığı eğitim çalışmalarının yanı sıra düzenlediği Uluslararası Eğitim Forumları ile dünyadan ve ülkemizden liderlerin, siyasetçilerin ve eğitimcilerin farklı konuları ele aldıkları bir platform oluşturuyor. Bu yıl Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın katılımıyla düzenlenen etkinlikte, Türkiye ve dünyada eğitim-siyaset ilişkisi, çeşitli ülkelerde sıçrama yaratan eğitim politikalarının arkasında yatan stratejiler ve siyasetçilerin rolü, farklı siyasi partilerin ulusal bir eğitim politikası oluşturma stratejileri, eğitimin taraflarının eğitim politikaları algısı gibi konular konuşuldu. Forum’a Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen, Çin Halk Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı Ulusal Eğitim Reformları ve Araştırma Merkezi Direktörü Yinfu Yang, Avrupa Parlamentosu Parlamenteri Katarína Neveďalová, ABD Eski Başkanı
20
Bush’un Eğitim Bakan Yardımcısı ve Brookings Enstitüsü Eğitim Politikası Direktörü Grover (Russ) Whıtehurst, TBMM Eski Başkanlarından Hikmet Çetin, Devlet Eski Bakanı Tınaz Titiz, milletvekilleri Fikri Işık, Prof. Dr. Nur Serter, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, gazeteciler Taha Akyol, Sedat Ergin, Balçiçek İlter, Okan Müderrisoğlu, Muharrem Sarıkaya, Murat Yetkin, İdil Şırnak’tan Okul Müdürü Bilal Toprak, Gaziantep Şehitkamil İlçesi Batıkent Mahallesi Muhtarı Mecit Katırcı, ODTÜ Öğrenci Konseyi Temsilcisi Esat Özen, Fatih Üniversitesi Öğrenci Konseyi Temsilcisi Emre Polat ve TED Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Barış Oruç ve çok sayıda davetli katıldı. Türk Eğitim Derneği’nin veriye dayalı eğitim politikaları üretmek ve yaymak amacıyla kurmuş olduğu TEDMEM’in koordinasyonunda düzenlenen etkinlik serisinde eğitime ilişkin gündem konuları uzmanlar tarafından masaya yatırıldı.
Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk PEHLİVANOĞLU’nun Forum Açış Konuşmasından: “Bu yılki başlığımız, “Eğitim Siyaseti Nedir?” Bu başlığın seçilmesinin en önemli nedeni eğitimin ve siyasetin özgürleşmesi için alan açma çabasıdır. Siyasetin özgürleşmesi vicdanın, düşüncenin; eğitimin özgürleşmesi ise aklın, hukukun özgürleşmesidir. Platon’un deyişiyle, “Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye dönüşebilir”. Gerçek bir demokrasi yolculuğu, düşünce ve vicdan özgürlüğüyle başlar. Bu yolculuğun sahiciliği, kendi düşüncelerimiz ve vicdani kanaatlerimiz kadar başkalarınınkine de saygı duymamıza bağlıdır. Diğer yandan, aklın özgürleşmediği, ahlaki değerlere dayanmayan bir sistemde kalıcı ve adil bir hukuk sistemi oluşmaz. Büyük filozof Kant’ın deyişiyle eğitim her bireyi “Aklını kendin kullanma cesaretini göster!” (sapare aude!) sözüyle tanıştırmalıdır. Bunun geciktiği tüm coğrafyalarda demokrasi de gecikir. Octavio Paz’ın deyişiyle, hiçbir toplum aklı özgürleştirmeden büyük filozoflar, düşünürler, yazarlar çıkartamaz, uygarlığın gelişmesine katkıda bulunamaz. Etik, hukuk ve akıl uygarlığın ve demokrasinin yapıtaşlarıdır. Bir toplumun oluşması için, bireylerin uzlaştığı bir mutabakat alanına, toplumsal sözleşmeye ihtiyaç vardır. Bunun temel şartı, ortak bir kültür ve eğitim anlayışıdır. Bir eğitim reformu olmadan hazırlanamayacak olan böyle bir toplumsal sözleşme zemini için, ulusal bir eğitim programına ihtiyaç vardır. Kısa vadeli siyasi kararlar popüler olmanın ötesine geçemezler. Eğitim politikaları, doğası gereği geleceğe yönelik kararlar içerirler. Gündelik politikalar ise, çoğunlukla kalıcı bir değer yaratamazlar. Ülkemizde ise birleşmeye ve dayanışmaya hizmet etmesi gereken eğitim sistemimizin çatışmaya ve ayrışmaya yol açması, yanlış giden şeyler olduğunu göstermektedir. Muhtelif nedenleri olabilecek bu yanlışlıklar üzerine düşünmek için buradayız. Siyaset ve eğitim ilişkisi arasındaki karmaşanın çözülmesi de önemlidir.
Şu sorular bize bu konuda yararlı olabilir: 1. Eğitim bir devlet politikası haline gelmeli ve siyasilerin görevi bunu hayata geçirmek mi olmalıdır? 2. Yoksa her hükümet kendi dünya görüşünü eğitim politikalarına mı yansıtmalıdır? 3. Ya da toplumsal mutabakata dayalı ulusal bir program olmalı ve hükümetler bu programın hedeflerini kendi öncelikleri ve tarzlarına göre icraata mı geçirmelidir? Bu sorulardan ilki, sıklıkla tartışılan bir konudur. Burada “hangi devlet” sorusu önem kazanmaktadır. Otoriter bir düzende bu politikalar dogmatik süreçlere yol açabilir. Demokratik bir yapıda ise sistem zaten çalışmakta ve evrilmektedir. Ancak devletlerin eğitim politikası dayatmaları, çoğu kez donuk ve katılaşmış bir eğitim sistemi doğurabilmektedir. O halde eğitim politikalarının devlet tarafından belirlenmesi ve hükümetlerin sadece bu politikaları uygulaması ne derece yarar sağlar? Peki, bu politikaların hükümetlerin kendi anlayışlarına göre belirlendiği durumlarda ne tür faydalar oluşur? Siyasetin eğitim politikasına karışmaması mümkün mü? Yaşayan bir organizmaya benzeyen siyasetin eğitim politikalarını yönlendirmesi doğaldır. Ancak, bu müdahale doğal seyirin ötesine geçtiğinde nasıl bir denge oluşacaktır? Bunun en aşırı hali, hükümetlerin seçmenlerinin dünya görüşünü eğitim sistemine yansıtmasıdır. Sürekli karşıtını da doğuran bu tür politikalar, eğitim sisteminin yerinde saymasına neden olabilmektedir.
21
Etkileri ancak 20-30 yıl sonra ortaya çıkabilecek kararların sorumluluğu çoğu kez sahipsiz kalmakta, bu isimler bugün bilinseler o dönemde unutulacakları muhtemel görülmektedir. Popüler etkilerin gündelik olmalarına karşılık, uzun vadeli etkiler çok sonra ortaya çıkar. Eğitim politikası oldukça spesifik bir karakter taşır. Vergi, imar vb. konulardaki kararlar ile bu kararların doğası çok farklıdır. Hükümetlerin eğitim politikası belirlememesinden söz etmiyoruz elbette. Dileğimiz, uzlaşmanın, toplumsal sözleşmenin, ileri vadeli hedeflerin önemini vurgulamaktır. Gündelik siyasetler üzerinden yürütülen eğitim politikalarının gelecek nesiller için sıkıntı yaratıp yaratmayacağı da sorulacak sorulardan biridir. Acaba demokrasinin yerleştiği ülkelerde ne tür stratejiler uygulanıyor? İlgili literatüre bakıldığında hükümetlerin ortak paydalar üzerine inşa edilmiş uzun vadeli milli hedefleri hayata geçirdiklerini görüyoruz. Yani partiler, ulusal programlarındaki hedeflere kendi stratejilerini kullanarak ulaşmaya çabalıyorlar. Bu tür programların olmadığı ülkelerde ise eğitim sistemi sürekli değişmekte, başlangıçlar yapılmakta ama
22
süreklilik sağlanamamaktadır. Böylelikle, girdileri artsa da nitelikli çıktıları olmayan eğitim sistemleri oluşmaktadır. Peki, ulusal program olmadan milli hedeflere ulaşmak nasıl mümkün olabilir? Bugün en temel problemimiz, toplumsal sözleşmeye dayalı bir eğitim ve kültür reformu yapılmamış olmasıdır. Buna katkı sağlayacak eğitim politikalarının üretilmesi öncelikli meselemizdir. Geçmiş birikimlerini dikkate alan, günün ihtiyaçlarına duyarlı ve geleceği tasarlayan eğitim politikalarının işlevsel oldukları dünya deneyimlerinde görülmektedir. Bir felsefeye ve ulusal kültüre dayanan, bilimsel zihniyetle oluşturulduklarında ise kapsayıcı ve geliştirici de olmaktadırlar. Adil ve fırsat eşitliğini gözeten bir ulusal program, Cumhuriyetimizin ilelebet payidar olmasının ön koşullarından biridir. Cumhuriyetin kuruluşundan beri cinsiyet ayrımcılığı, ekonomik ve bölgesel eşitsizlikler gibi nedenlerle bu fırsat eşitliği sağlanamamıştır. Bu eksiklikler, eğitim politikalarının kültür ve
bilim alanlarının da zayıf kalmasına yol açmaktadır. Siyasal tasarruflar eğitim felsefeleri için araç olacakken, siyasi hedeflerle eğitim felsefesi birbirine karışmaktadır. Oysa siyaset kurumları uzlaştırıcı bir kimlik taşıdıklarında bu ortak felsefe toplumun her kesiminde canlanmaktadır. Bu da istikrarlı, tekamüle açık ve kabul gören bir eğitim felsefesinin oluşmasını sağlar. Kültür, eğitim politikalarının önemli bir parçasıdır ve bu politikaların sahici olması kültürel dinamiklerin dikkate alınmasına bağlıdır. Toplumsal sözleşmeye dayanmayan icraatlar ise sağlıklı bir sosyal değişimin engelidir. Eğitim politikalarının bireysel tercihlere, belirli bir zümreye ya da ideolojiye göre yapılandırılması, kalıcı ve üretici olmayan bir sisteme yol açar. Bu politikalar ülke ödevi olarak görülmeli, milletin ortak davası olarak algılanmalıdır. Felsefe ve kültür, eğitim politikalarını etkileyen daha soyut konularken; bilim, uzlaşmayı kolaylaştıran, nesnel yöntemleri büyük oranda kabul gören bir araçtır. Bilimsel bir anlayışa dayanmayan, otorite kaynaklı politikalar kısa vadede iflas ederken, bilimin kılavuzluğu, uzun vadede eğitim-siyaset ilişkisinin sağlam bir zemine oturmasını kolaylaştırmaktadır. “Eğitim Siyaseti Nedir?” başlığını seçmemizin bir diğer nedeni, dünyadaki değişimlerin Türk eğitim siyasetini etkiliyor olmasıdır. Eğitimin, kavramlara boğulan, ticarileşen bir hal alması, büyük bir risk teşkil etmektedir. Artan bilgi fazlalığı ve kirliliğinde toplum yeni bilgilere yer açmak için giderek daha unutkan hale gelmekte; geçmişin kötülenmesi, geleceğin yüceltilmesi, eski olan her şeyin kötü, yeni olanın ise iyi olduğu algısı oluşturmaktadır. Uzmanlaşma, yaşamı bütün olarak algılamamızı engellerken, uzmanlığın olası patolojisiyle, sıradanlığın sağduyusu arasındaki boşluk büyüdükçe büyümektedir. Sosyal medyanın, dijital teknolojilerin özel hayatı kuşatması, ekonominin tüm insani değerleri satın alma çabası ise eğitimi dejenere bir “tüketim kalemi”ne dönüştürüyor. Dünyada 70’li yılların başından beri eğitim sistemlerinin kapitalizme eklemlenmesi nedeniyle, eğitim sistemlerinin doğası değişmeye başlamıştır. Kamu kaynaklarının rasyonel olarak kullanılamaması, neoliberal politikaların eğitim sistemini kuşatmasına yol açmıştır. Devletin eğitime müdahalesinin dijital kapitalizmin üretim anlayışına engel teşkil etmesi, eğitimi anayasal konumundan giderek uzaklaştırmaktadır. Eğitimin bir yatırım aracına dönüştürülmesiyle bu etkiler ülkemizde de kendisini göstermiştir. SBS, YGS, LYS sonuçları okulların piyasa değerini belirlemekte; kurumlar bu değerleri artırmak için farklı iletişim mecralarını kullanabilmektedir.
Alınan puanlar ve sınav performansları, ön plana geçerken; ödüller, medyanın ilgisi, birincilik hediyeleri vb. piyasalaşmanın habercisi konumundadırlar. Dershanelere rağmen başarılı olamayanlar gizlenirken, kazanan öğrenci reklam aracı olarak kullanılmakta; üstün zekâlı, engelli, hiperaktif vb. çocuklar pazarlama öznesine dönüştürülmektedir. Sınıf atlamanın ve yoksullukla mücadelenin bir aracı olması gereken eğitim, parası olanın sahip olabileceği bir metaya dönüştürülmüştür. Özgür düşüncenin üsleri olması gereken üniversiteler, devletten aldıkları pay karşılığında özgür ve özerk stratejiler izlemekte zorlanmaktadırlar. PISA ve TIMSS gibi sınavlar eğitim sistemiyle tüketim ekonomisinin eklem noktaları olarak görülebilmektedirler. Öğretmen okulları ve köy enstitüleri gibi güçlü deneyimleri olan ülkemizin küresel düzeydeki oluşumlardan etkilenmesi doğaldır ancak etkilenmekle savrulmak arasındaki farkın önemi unutulmamalıdır. Yapılması gereken zihinsel ve ruhsal inşa meselesinin ciddiyetle ele alınmasıdır. Eğitim için ulusal seferberlik ve gerçek bir eğitim reformu, öncelikli ve acil projelerimiz olmalıdır. Ülkemizi özgün kılan tek sermayemiz olan kültürümüz, tarihimiz ve coğrafyamızdan yola çıkarak dünya uygarlığına yeni bir tasavvur armağan edecek bir bakış açısını içselleştirmeliyiz. Özgün yanlarımızı dikkate almalı, artık, tanklarla, parklarla, alt geçitlerle, köprülerle, fabrikalarla değil, fırsat eşitliği sağlayan, emeği öne çıkaran adil bir eğitim düzeniyle kendimizi ifade edebilmeliyiz.
23
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ 85. YILINI KUTLUYOR Türk Eğitim Derneği, Atatürk’ün işaret ettiği hedef doğrultusunda, çoğu Cumhuriyet’in kurucuları arasında yer alan isimlerin bir araya gelmesiyle, 31 Ocak 1928 tarihinde kuruldu. Türk Maarif Cemiyeti adıyla kurulan Dernek, 1946 yılında Türk Eğitim Derneği adını aldı. Türk Eğitim Derneği, Cumhuriyet’in içinden doğan bir kuruluş olmanın verdiği sorumluluk ve bilinçle 85 yıldır eğitim alanında faaliyetlerine devam ediyor.
24
85. Yıl Anıtkabir Ziyareti
“85 Dakikada 85. Yıl” Gecesi
Türk Eğitim Derneği’nin yıl boyunca düzenlenen 85. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında 29 Mart 2013 tarihinde geniş bir katılımla Anıtkabir ziyareti gerçekleştirildi.
Türk Eğitim Derneği meşalesi, 29 Mart’ta Congresium Ankara ATO Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda 3 bin kişiyi aşkın sayıda izleyicinin katılımıyla yakıldı.
Tören ellerinde kırmızı ve beyaz renkte karanfiller ve bayraklar olan yaklaşık 15 bin TED Ailesi üyelerinin Anıtkabir’de toplanmasıyla başladı. Türkiye’nin değişik illerindeki TED Okullarından her yaştan öğrenciler, TED Üniversitesi öğrencileri, veliler, öğretmenler, çalışanlar, mezunlar ve TED Spor Kulüplerinden sporcular Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu başkanlığında mozoleye çelenk bıraktılar ve saygı duruşunda bulundular.
“85 dakikada 85 yıl” sloganıyla Beyhan Murphy’nin sanat danışmanlığını üstlendiği, Rengim Gökmen’in de konuk orkestra şefi olarak yer aldığı gecede, TED Senfoni Orkestrası ve Korosu Orkestra Şefi Ahmet Ünlü ve Serdar Dilekcan yönetiminde klasik eserleri seslendirdi. Rus Bolşoy Tiyatrosu’nda 40 yıl sonra sahne alan ikinci Türk sanatçı olan Murat Karahan’ın da sahne aldığı gecede değişik sektördeki üyelerini temsilen TED Okullarının tanınmış mezunlarından oluşan ünlüler korosu “İzmir’in Dağlarında” eserini seslendirdi.
25
85. Yıl Resepsiyonu Türk Eğitim Derneği, 85. kuruluş yıl dönümünü 31 Ocak 2013 tarihinde Sheraton Otel’de düzenlenen resepsiyonla kutladı. Geceye aralarında TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, CHP Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan, eski bakanlardan İsmet Sezgin MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir’in de bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Geçmişten günümüze Türk Eğitim Derneği’ni anlatan tanıtım filmi gösterimi ile başlayan resepsiyonun açılış konuşmasını yapan TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, ülkeye olan borcun gelecek inşa
26
ederek ödendiğini belirterek, “TED’i güçlü kılan bu ülkenin ortak paydası olmasıdır. Sizlerin desteği bizim için güç kaynağıdır” dedi. Eğitim ve kalkınma ilişkisinin günümüzde de açık şekilde görüldüğünü belirten Pehlivanoğlu, eğitimde seferberlik yapma zamanının geldiğini savunarak, “Ülkemizde fark yaratacak yeni eğitim kurumları açmaya devam edeceğiz” dedi. Gecede konuşma yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, TED’in 85 yıldır kaliteli bir hizmet verdiğini söyledi, “Bu eğitim kurumlarında yetişmiş insanlarımız, her alanda çok konular başarmışlardır. Türkiye’nin geldiği noktada TED kurumlarında yetişen çocukların büyük katkısı vardır” dedi. Çiçek, TED Üniversitesi ile çıtanın yükseldiğini sözlerine ekledi.
Türk Eğitim Derneği 85. Yıl etkinliklerine katılan misafirlerimize “Sizce TED’li Olmak Nedir?” diye sorduk. 85. kuruluş yıl dönümümüzü kutlayan ve TED Ailesi üyelerine en iyi dileklerini ileten bazı mesajlar... CEMİL ÇİÇEK TBMM Başkanı “Genç ve eğitim çağında bir nüfusumuzun olması ve ülkemizin büyük hedefleri, eğitimi bizim için çok önemli hale getirmektedir. Bireyin kendisini ve becerilerini geliştirmesine, üretken, düşünen ve sorgulayan bireyler olmalarına dönük eğitim anlayışı bizim için önceliklidir. TED gibi eğitimde marka olmuş eğitim kurumlarının böylesi çabalarıyla ülkemizin bu hedeflerine ulaşacağına inanıyorum.” ERDEM BAŞÇI Merkez Bankası Başkanı 1983 TED mezunuyum. Bizim efsane öğretmenlerimiz vardı. Kıvılcım Özkök hocamız, Nadide Canman hocamız vardı. Bizim bir medeni cesaret içerisinde kamuoyuna karşı kalkıp söz söyleyebilmemiz mümkün ise ister bu İngilizce olsun, ister Türkçe olsun, zorlu ortamlarda olsun, uluslararası toplantılarda olsun, geniş kitlelere karşı olsun, burada ben özellikle Nadide Canman hocamın çok büyük bir emeği olduğunu söylüyorum. TED Ankara Koleji bizi aynı zamanda spor alanında da yetiştirdi. Ben eskrim sporuna TED’de başladım. Orada da Akan hocamız vardı. TED’in ne kadar çok şey kattığını daha sonra, aradan yıllar geçtikten sonra insan anlıyor. Ben bu 85. yıl dönümünde gerçekten bütün emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Türkiye eğer beşeri sermaye alanında bir atak yapacaksa bu gibi kurumların çok büyük değeri ve önemi var. Katkı yapanlara içten teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılar sunuyorum.
ÖZDEN İNÖNÜ TOKER İnönü Vakfı Başkanı Ben İsmet İnönü’nün kızıyım. Ayın zamanda Cumhuriyetin ilk kuşağından yani Cumhuriyetin ilk on senesinde doğan bir çocuğum. Onun için kendimi Cumhuriyetin ilk kuşağı olarak belirliyorum. Çok önemli benim için ve hep bu heyecanla doğduk, büyüdük ve aynı heyecanı her zaman sizin okullarınızda, yani TED okullarında buldum. TED benim için çok önemli. Cumhuriyetin ilk kuşağı olarak en çok heyecanla, sevinçle ve benimseyerek sorumlulukla bağlandığımız, takdir ettiğimiz derneklerden bir tanesi TED. Devamlı olarak Türkiye’nin her tarafına o Cumhuriyet meşalesini götüren, Atatürk sevgisini, Cumhuriyet bağlılığını götüren oldu. Şimdi bakıyorum, görüyorum ki, seksen beş sene evvel kurulan bu dernek çalışıyor, kendine güveniyor ve Türkiye’nin her tarafına, ışık, aydınlık, medeniyet ve çağdaşlık götürmeye devam ediyor. Buradaki herkese, gençlere güveniyorum, inanıyorum, başarılarının devamını diliyorum. 27
OKTAY VURAL MHP Genel Başkan Yardımcısı “TED Türkiye’nin geleceği, geleceğine yatırım. En büyük beşeri zenginliğimizin gelecekte rekabet gücü sağlayan, en önemli gurur kaynaklarımızdan biri. Kutluyorum hizmetlerinden dolayı.”
FRANCIS JOSEPH RICCIARDONE ABD Türkiye Büyükelçisi “Bu akşam burada olmaktan çok mutluyum. Çok önemli bir tören. Herkes çok derin bir şekilde gurur duyuyor.”
İSMET SEZGİN Eski Bakan Ben İsmet İnönü’nün kızıyım. Ayın zamanda Cumhuriyetin ilk kuşağından yani Cumhuriyetin ilk on senesinde doğan bir çocuğum. Onun için kendimi Cumhuriyetin ilk kuşağı olarak belirliyorum. Çok önemli benim için ve hep bu heyecanla doğduk, büyüdük ve aynı heyecanı her zaman sizin okullarınızda, yani TED okullarında buldum. TED benim için çok önemli, Cumhuriyetin ilk kuşağı olarak en çok heyecanla, sevinçle ve benimseyerek sorumlulukla bağlandığımız, takdir ettiğimiz derneklerden bir tanesi TED. Devamlı olarak Türkiye’nin her tarafına yalnız Ankara’ya değil, o Cumhuriyet meşalesini götüren, Atatürk sevgisini, Cumhuriyet bağlılığını götüren oldu. Şimdi bakıyorum ve görüyorum ki, seksen beş sene evvel kurulan bu dernek çalışıyor, kendine güveniyor ve Türkiye’nin her tarafına, ışık, aydınlık, medeniyet ve çağdaşlık götürmeye devam ediyor. Buradaki herkese, gençlere güveniyorum, inanıyorum, başarılarının devamını diliyorum.
GÜLSÜM BİLGEHAN Milletvekili “Bugün burada TED camiasının içinde bulunmaktan çok mutluyum. Çünkü TED’in kurulmasında katkıları olan ve derneğin ilk başkanı olan İsmet İnönü’nün de torunuyum. Daha önemlisi bence, ben ve eşim TED mezunuyuz ve üç çocuğum da buradan mezun ve onun için de harika bir TED velisiyim. Hayatımın en güzel yılları kolej bahçesinde geçti Kızılay’da. Ayrıca bir Ankara milletvekili olarak TED’in gelişmesinden, ülkemize başarılı eğitim kurumları kurmasından çok mutluyum. Başarılar diliyorum. TED’in yeni, çağdaş, Atatürk ilkelerine bağlı kuşaklar yetiştireceğine inanıyorum ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
SÜMER ORAL Milletvekili “Eğitim, bir ülke için son derece önem arz eden bir alan. Bugün eğitimde fevkalade ileri noktaya gelmiş ve eğitimde en yüksek çizgiyi yakalamış ülkelerin hepsi, gerek ABD gerek Japonya olsun, eğitimde ileri düzeydeki ülkelerdir. Bunlar dahi her sene yeni projeler ve yeni yatırımlarla eğitimde ilerlemektedirler. Yani eğitim alanında bir sınır yoktur ve özellikle 21. asırda bilgi çağında ve bilgiye ulaşma çağında eğitim daha da önem kazanıyor. Ülkeler, eğitim alanında ne kadar ilerlemişse yeni dünya yapısı içerisinde o kadar ağırlıklı yere sahip olacaklar. Bugün bizim Türkiye olarak iyi eğitilmiş, sağlıklı gençlere ihtiyacımız var. Bu alanda TED de Türkiye’nin iftihar ettiği bir kuruluştur. Faaliyetlerini ve bu faaliyetlerinin sonuçlarını da büyük bir memnuniyetle görüyoruz. Hergün biraz daha faaliyetini ilerletiyor. TED’i candan kutluyorum ve başarılarının devamını diliyorum.”
28
YAŞAR OKUYAN Eski Bakan Türk Eğitim Derneği’nin 85. kuruluş yılını kutluyoruz bununla da gurur duyuyorum. Cumhuriyetimizle hemen hemen eş değer bir tarihe ve geçmişe sahip olan TED tabii ki Türkiye’de çok önemli işlevleri yerine getirmiştir ve getirmeye de devam etmektedir. Özellikle cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında eğitim, cumhuriyetin en önemli ve öncelikli konusuydu. O sürecin içerisinde TED’in kurulmuş olması ve o sürecin içerisinde çok önemli etkinlikler ortaya koyması, başarılar ortaya koyması, Türk milli eğitimine de bir yön vermiştir, katkı sağlamıştır. Bu gün geldiğimiz noktaya baktığımızda özellikle TED Üniversitesi’nin de açılışını da hatırladığımızda gerçekten Türk milli eğitim hayatına çok değerli katkılar yapmaya devam ediyor. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Şu anki yöneticilerine de başarılar diliyorum.
GÜLER ALİS BERKİN Avukat 1949 mezunuyum, ondan sonra Hukuk Fakültesi’ne gittim, şimdi de avukatım. Ankara Koleji’nde geçen yıllarım ki ben Ankara Koleji’nde 6 yıl yatılı da okudum. Orası benim için hem bir aile yuvası hem de bir kültür yuvası oldu. Ondan sonraki bütün çalışmalarımı Ankara Koleji’nde aldığım arkadaşlık, dostluk ve bilgilerle devam ettirebildim. Daima biz 1949 mezunları Ankara Koleji’ne geri döndük, hiç okulumuzdan kopmadık, her sene bir araya geldik. Yurdun bütün illerinden toplandık, hatta yurt dışından dahi gelen oldu. Hep birlikte kolejimizi andık, kolejimizi ziyaret ettik. Bana daima bir şiiri hatırlatır: Adın unutulmuş, hatıran sönmüş Bir bilen kalmamış yaramazlığını Eskiden tapusu senin olan bu sokaklarda Hep koleje gittikçe bu hatırıma gelir ve keşke hiç mezun olmasaydım hep kolejde kalsaydım, kolej öğrencisi kalsaydım diyorum. Ama şimdi de kolej mezunu olarak iftihar ediyorum ve dediğim gibi de her sene okulumuzda buluşuyoruz.
KAMİL AYDOĞAN Ankara İl Milli Eğitim Müdürü TED, Türkiye’nin en köklü kurumlarından birisidir. Gördüğüm kadarıyla öğrencilere, başarılı öğrencilere, ihtiyacı olan öğrencilere burs veren, onları destekleyen, onları hayata hazırlayan bir yapısı var. Ayrıca yabancı dille eğitim yapan, dünyaya açılan, Türk çocuklarının dünyaya açılmasını sağlayan okullar açan, destekleyen, geliştiren, oralardaki çocukların daha nitelikli eğitim almasını sağlayan, buna yönelik çabalar içerisinde faaliyet gösteren, çok köklü sivil toplum kuruluşlarımızdan birisi olarak görüyorum. Yolları açık olsun. Başarılar diliyorum.
ERGÜN ALKAN GAMA Holding Yönetim Kurulu Üyesi “1963, TED Ankara Koleji mezunuyum. 85 yıl evvel Atatürk’ün talimatıyla kurulan bu dernek, Türk eğitimine, Türk insanına, TED’in okullarında okuyan tüm insanlara büyük katkı verdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ana ilkelerinin en büyük savunucusu ve koruyucusu oldu. TED okulları bana da çok şey verdi. Hayatımda TED’in ve okuduğum okulun büyük önemi var. Başarımda ve yaptığım işlerde hep ondan, onun öğrettiği şeylerden feyz aldım. Ona minnet borçluyum.”
29
MASUM TÜRKER DSP Genel Başkanı Ben TED mensubu değilim ama yaşantımda, gerek özel hayatımda, gerek akademik hayatta gerekse siyasette en son devlette de bakan olarak çalıştığım sürece, sürekli karşıma TED’nin mensupları çıktı. En önemlisi, belli bir süre sonra yaptığım saptamada TED mezunu olanların geleceği düşünen insanlar olmasıdır. Geleceği düşünen insanları eğiten, TED’nin bu okullarının çok önemli bir işlevi yerine getirdiğini düşünüyorum. Özellikle çağdaşlık adına, geleceği yakalamak adına, geleceği düşünüp dizayn eden insanlarımız arttıkça daha önemli bir role sahip olacağız dünyada. TED’i de popüler olarak en son Sayın Pehlivanoğlu’nun başkanlığından sonra görmeye başladık ve ben bu vesile ile Selçuk Bey’i de bir konuda tebrik etmek istiyorum. Hem TED’nin ve okullarının da popülaritesini halka hatırlattı, amacını halka anlattı hem de Türkiye’ye önümüzdeki dönemde seçkin insanların mezun olacağı bir üniversite kazandırdı. TED’ine herkesin sahip çıkmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Çalışan bütün yöneticilerini, personelini ve mensuplarını ve de TED camiasından yetişmiş bütün vatandaşlarımızı kutluyorum.
YAKUP ODABAŞI Gölbaşı Belediye Başkanı TED sadece Ankara için değil, Gölbaşı için de çok şey ifade ediyor. Daha doğrusu Türkiye için çok şey ifade ediyor. Ancak Gölbaşı’mızda da Türk Eğitim Derneği’mizin kolejinin olması ayrı bir mutluluk veriyor. Bu memleketin geleceğinde, ülkemizin geleceğinde gençlerimizi yeterince hatta fazlasıyla yetiştirdiğini düşünüyorum. Bu başarılı gençlerimiz inşallah ülkemizin geleceğinde ve yönetiminde önemli rol oynayacak, bu ülkeye katma değer katacak diye düşünüyorum. Ben TED’i bu başarılarından dolayı kutluyorum. Ayrıca 2012 yılında üniversite eğitimini de başlattılar. Bu da ülkemiz açısından önemli bir gelişme diye düşünüyorum. İnşallah kolejde yakaladığı başarıyı üniversitede de yakalarlar ve ülkemize hayırlı hizmetler sunarlar. Yöneticilerini tebrik ediyor, orada yetişen çocuklarımıza da başarılar diliyorum.
FİKRET BİLA Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi “TED, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kurumlarından biridir benim için. Atatürk’ün öncülük ettiği eğitim kurumlarımızdandır. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik yapısını ve modern eğitimi temsil eder. Nitekim yetiştirdiği birçok değer, ülkeye bu yönde hizmet vermiştir. Bu hizmetinin devamını diliyorum.”
ŞÜKRÜ KÜÇÜKŞAHİN Hürriyet Gazetesi Yazarı Gerçekten TED gibi eğitim kuruluşlarının sayısının Türkiye’de hiç değilse bin olmasını ve bütün okulların da en az bu kalitede olmasını arzuluyorum. Bunu çok yürekten söylüyorum. Türkiye’de TED’lerin sayısı en az bin olmalı.
FARUK MERCAN KanalTürk Ankara Temsilcisi En son TEDÜ açılış törenine katıldım. Orada şunu gördüm: 85 yıldır TED okulları bu ülkede çok hizmet yapmış. Zaten en son üniversite açılması da bunu gösteriyor. Biraz önce bu törende Sayın Selçuk Pehlivanoğlu’na sordum. Dedim ki: “Kaç öğrenciniz var? Kaç okulunuz var?” “20 bin öğrencimiz var ve 25 okulumuz var” dedi. “Belki yakın planda 15 okul daha açacağız” dedi. 15 okul daha açılması demek öğrenci sayısının 30 bine kadar tırmanması demek. Dolayısıyla Türkiye’nin geleceğinde bu kadar nitelikli bir eğitim kadrosunun yetişmesinde TED okullarının çok daha uzun yıllar önemli hizmetler yapacağını düşünüyorum. Bu vesile ile 85 yıldan bu yana TED okullarında hizmet vermiş bütün öğretmenlerimize ve bütün TED çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum.
30
OKULLARIMIZDAN
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ’NİN 85. YILI TÜM TED OKULLARINDA COŞKUYLA KUTLANDI
TED Afyon Koleji
TED Afyon Koleji düzenlediği balo ile Türk Eğitim Derneği’nin 85. yılını coşkuyla kutladı. Geceye veliler ve öğrencilerin yanı sıra Afyonkarahisar Ticaret Odası Başkanı Hüsnü Serteser ve AEV Kadın Kolları Başkanı Serpil Özer katıldılar. Programa birici sınıf öğrencileri korosuyla, altıncı sınıf öğrencisi Beyza Şahin udu ve Atatürk’ün sevdiği şarkılarıyla katıldı. Anasınıfı öğrencilerinin parmak ısırtan vals gösterileri ve Atatürk ile ilgili sesli slayt sunumun-
dan sonra sahne alan orkestra, veli ve öğrencileri Cumhuriyet’e yakışır şekilde coşturdu. Balonun yanı sıra TED’in 85.yılı nedeniyle gerçekleştirilen turnuvalarda basketboldan bocceye çok geniş bir yelpazede yer alan spor dallarında müsabakalar yapıldı. Okul genelinde gerçekleştirilen turnuvalar, veliler ve öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
TED Aliağa Koleji TED Aliağa Koleji, Türk Eğitim Derneği’nin 85. Kuruluş Yılı Etkinlikleri kapsamında Aliağa, Dikili, Foça, Bergama ve Menemen ilçelerinde görev yapan okul öncesi öğretmenlerinin katılımı ile “Okul Öncesi Sempozyumu” gerçekleştirdi. Uzman Öğretmen Şule Gezer, TED Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç Dr. Sühendan Semi-
32
ne Er ve Dr. Mustafa Kavici’nin konuşmacı olarak katıldığı, gün boyu süren sempozyumda katılımcılarla “Güncellenen Okul Öncesi Programı” “Okul Öncesinde Yabancı Dil Eğitimi” “ Okul Öncesinde Origami Sanatı” konularında sunumlar ve atölye çalışmaları gerçekleştirildi.
TED Antalya Koleji TED Antalya Koleji çalışanlarına TED’in 85. kuruluş yıldönümü ve etkinlikleri yanında, TED okulunda çalışmanın ayrıcalığı, Türk Eğitim Derneği’nin ilkeleri ve TED’lilik misyonunun çalışanlara yüklediği büyük sorumluklar üzerine Md. Yrd. Sn. Hü-
meyra Özkan tarafından detaylı bilgi verildi. Genel Müdür Lütfi Ünsal ve Lise Müdürü Hakan Çortancıoğlu da yaptıkları konuşmalarda TED’in vizyon ve misyonunu anlatarak önemini belirttiler.
TED Bodrum Koleji 29 Mart 2013 Cuma günü Türk Eğitim Derneği’nin 85. kuruluş yıldönümü TED Bodrum Koleji’nde bir dizi etkinlik ile kutlandı. Bu etkinliklerden biri de 3. sınıf öğrencilerimiz ile gerçekleştirilen Türk Eğitim Derneği Kronolojisi çalışmasıydı. 3. sınıf öğrencilerimiz, okulumuzda bulunan TED kronolojisi merdivenlerinde, kuruluştan bu yana Türk Eğitim Derneği’nin ve TED okullarının geçirdiği aşamalar ve Türk Maarif Cemiyeti’nden günümüz Türk Eğitim Derneği yapısına kadar tarihsel gelişim üzerinde çalışmalar yaptılar. Her bir öğrenci farklı bir merdivende yer alarak hangi yıl hangi değişimin gerçekleştiğini açıkladı ve konu hakkında fikir tartışmaları yaptılar. TED Bodrum Koleji’nin en genç temsilcisi olduğu bu köklü derneğin kuruluştan bugüne nasıl geldiğini daha iyi anladılar. Tüm 3. sınıf öğrencilerimiz bu köklü ailenin bir üyesi olmanın bilincine vardılar ve 85. yıl coşkusunu hep beraber yaşadılar.
33
OKULLARIMIZDAN
TED Ege Koleji Türk eğitim sisteminin en büyük değerlerinden biri olan Türk Eğitim Derneği’nin 85. yılı etkinlikleri kapsamında, TED’in amaçlarını, misyon ve vizyonunu anlamak ve derneğimizi daha yakından tanımak için 26 Nisan Cuma günü TED Ege Koleji konferans salonunda öğrencilerimize bir sunum yapıldı. 6-C sınıfından Dağca Ünüvar ve Selina Kara tarafından yapılan sunumda, Atatürk
önderliğinde kurulmuş olan derneğimizin, 85 yılda yapmış olduğu çalışmalardan ve eğitim alanındaki öncülüğünden bahsedildi. TED 85. yıl tanıtım filminin ardından Okul Müdürümüz Sayın Ahmet Şaba, TED aidiyet ruhu, TED’li olmanın ayrıcalıkları ve TED kültürünün önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Öğrencilerimiz TED’li olmanın gururunu dolu dolu yaşadılar.
TED Gaziantep Koleji TED Gaziantep Koleji, Türk Eğitim Derneği’nin kuruluşunun 85. yılı nedeniyle okul üst yönetimi, tüm personelin ve velilerin tamamının katılımıyla “85. Yıl Kahvaltısı” düzenledi. Düzenlenen kahvaltıda TED Gaziantep Koleji Müdürü Hasan Büyükçerçi yapmış olduğu konuşmasında Türk Eğitim
34
Derneği’nin kuruluş amacını, hizmetlerini, misyonunu ve ülke için önemini vurguladı. 85. yılında da yoluna büyük bir onur ve eğitim sorumluluğuyla gelişerek devam ettiğine değindi. Tüm katılımcılar TED’li olmanın ayrıcalığını bir kez daha yaşayarak memnuniyetlerini dile getirdiler.
TED Hatay Koleji TED Hatay Koleji, Türk Eğitim Derneği’nin 85.yılını tüm öğretmen, öğrenci, veli ve yönetim kurulumuzun da katılımlarıyla okulumuzun ”Mehmet Özat Kültür Salonu”’nda kutladı. Programda Türk Eğitim Derneği’nin kuruluş hikayesi 5 ve 6.sınıf öğrencilerimiz tarafından başarıyla dramatize edildi. Birlikte söylenen 10.Yıl Marşı’yla kutlamalar sona erdi.
TED İstanbul Koleji TED İstanbul Koleji; Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine bağlılıklarını ve ülkemizin aydınlık geleceğine olan inançlarını ifade etmek üzere, 29-30 Mart 2013 tarihlerinde Türkiye’nin dört bir yanından gelen TED’lilerle Anıtkabir’de buluştu. Aynı günün akşamı ATO Congresium’da “85 Dakikada 85 Yıl”
etkinliğine katılan TED İstanbul Koleji öğrenci ve yetkilileri, 85 yıldır eğitim alanında faaliyetlerine devam eden TED okullarının Cumhuriyet’in içinden doğan bir kuruluş olmanın verdiği sorumluluk ve bilinçle daha uzun yıllar yoluna devam edeceğini coşkuyla vurguladı.
35
OKULLARIMIZDAN
TED Karabük Koleji 22 Ocak 2013 Salı günü, TED Karabük Koleji’nde Türk Eğitim Derneği’nin kuruluşunun 85. yıldönümünü coşkuyla kutlandı. Türk Eğitim Derneği Genel Müdürü Sevinç Atabay’ın da katıldığı kutlama organizasyonunda, öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz yapılan etkinliklerden çok keyif aldılar.
TED Kdz. Ereğli Koleji Türk Eğitim Derneği’nin 85. yıl etkinlikleri çerçevesinde yapılan, TED Kdz. Ereğli Koleji 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Şenliği’nde, çocuklar için birbirinden özel etkinliklerde ziyaretçiler ve çocuklar doyasıya eğlendi. Eğlencenin tadını çıkaran çocuklara TED Etkinlik Bahçesi’nde, öğretmenlerimiz, İngilizce ve Türkçe oyun ve aktiviteler sundular.
36
Hem kendi öğrencilerimiz hem de çevre okullardan gelen öğrenciler, yaparak öğrenmenin zevkini tattılar. Gün boyunca eğlenerek öğrenmenin de keyfini yaşayan çocuklar tarafından çok ilgi gören stantlarda öğretmenlerimiz birebir yardımcı oldular. Bu günde yapılan tüm etkinliklerde bir kez daha, Atatürk’ün çocuklara verdiği değer ve bıraktığı Cumhuriyet’in anlamı vurgulandı.
TED Kayseri Koleji Türk Eğitim Derneği 85. yıl kutlamaları kapsamında, TED Kayseri Koleji Tam Eğitim Burslu öğrencileri hazırladıkları “TEDE TORUN” adlı oyunda TED tarihini izleyenlere anımsattılar. Ayrıca okul öncesi öğrencileri, “TED VE 85. YIL” adlı bir etkinlik düzenleyerek gösteriler sundu.
TED Malatya Koleji Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türk Eğitim Derneği’nin 85. yılını 5 Nisan 2013 günü, TED Malatya Koleji ailesi coşkuyla kutladı.
Kurucu temsilcimizin konuşmasıyla başlayan tören, öğrencilerimizin müzik, dans, ront, bale gösterileriyle süslendi. Program 10. Yıl Marşı ile sona erdi.
37
OKULLARIMIZDAN
TED Polatlı Koleji Türk Eğitim Derneği’nin 85. yılı nedeniyle TED Polatlı Koleji’nde, öğrencilerimizde TED aidiyet duygusunun ve Cumhuriyet bilincinin güçlenmesine katkıda bulunmak amacıyla “Cumhuriyet Işığı TED” temalı şiir, kompozisyon ve resim yarışmaları düzenlendi. Yarışmaya TED’li öğrencilerimizin gösterdikleri ilgi, bizlerin ne kadar güçlü bir aile olduğumuzu bir kez daha kanıtlamış oldu. Ayrıca öğrencilerimizin işlenen temayla ilgili duyguları ve düşünceleri Cumhuriyet’in kazanımları ve Atatürkçü düşünceyi içselleştirdiklerini de gösterdi. Yarışmanın yanı sıra, Polatlı’da yayınlanan “Ayrıntı” gazetesinde “Cumhuriyet Işığı TED” başlığı altında dört bölümden oluşan yazı dizisi yayınlandı. TED’in daha geniş kitlelerce tanıtılmasını amaçlayan yazı dizisinde derneğimizin kuruluşu, çalışmaları ve bursluluk sistemi hakkında bilgiler yer aldı.
38
SÖYLEŞİ
İÇİMİZDEN BİRİ:
MURAT KARAHAN
Murat Karahan, müzik alanının en zor alanlarından birinde, dünyanın en önemli sahnelerinde Türkiye’yi gururla temsil eden bir isim. Kendisiyle operadan Kolej yıllarına uzanan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik… 40
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1977 yılında Ankara’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi TED Ankara Koleji’nde tamamladım. Kolej’95 mezunuyum. Ardından Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde lisans eğitimimi tamamladım. Hemen sonra Ankara Devlet Opera ve Balesi’ne solist olarak girdim ve aynı sene 2003 yılında Bilkent’te mastıra başladım. 2006 yılında da doktoramı tamamladım. O zamandan beri yurt içinde ve dışında sanatımı icra ediyorum. Operaya olan ilgi nasıl başladı? Ailede sesi güzel olan var mı? Annem, babam ve ablamın sesi muhteşemdir. Büyürken evde hiç detone ses duymadım ben. Ancak ailede profesyonel olarak ilgilenen yok. Kolej’deyken de sesim güzeldi ve müzik bilgim vardı, hatta 6 yaşında piyano almışlardı, derslerden sıkıldığım anda piyanomun başına geçer, kendi kendime çalardım. Ancak profesyonel olarak yapmayı düşünmüyordum. Siyasetçi olmak istiyordum, siyaset bilimi okuyacaktım. Dayımdan etkilenmiştim. Ben müziğe biraz annemin zoruyla başladım. Şanslıydım, annem bende olağanın dışında bir yetenek gördü ve bunu yönlendirdi. İyi ki yapmış, çok dua ediyorum anneme. O olmasaydı belki ben masa başı bir işte çalışıp şarkı söyleyenleri gördükçe içim acıyacaktı. Ama şimdi ben sahnedeyim. Şarkı söyleyen benim. Bunun hazzı anlatılamaz.
duğu zaman, onu geçtiğinizde hedefsiz kalırsınız. Başarı hırsınız biter. Ben kendime bir kariyer planı yaptım, basamak basamak bir sonraki hedefe yürüyorum. Örneğin kadrolu solist olduktan sonra hayatıma devam edebilirdim, bu bana yetmedi. İtalya’ya gittim. Accademia di Santa Cecilia’da dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sopranolarından, en büyük divalarından birisi olan Renata Scotto ve Akademi başkanı Profesör Bruno Cagli ile çalıştım. Kendimi daha üniversal bir seviyeye taşıdım. Yine başarının temelinde olan şeylerin başında insanın mesleğini sevmesi geliyor. Sonrası çalışmayla geliyor. Tabii, yetenek de önemli. Benden bir futbolcu olmaz. Bir de hiçbir zaman “oldum” demeyeceksin. Avrupa’da kariyer yapıyorum şu anda. Letonya Operası’nın devamlı konuk sanatçısıyım. Bu sene Şubat ayında Moskova’da dünyaca ünlü Bolşoy tiyatrosunda sahne aldım. Gelecek sene Berlin’de yine dünyanın en önemli opera sahnelerinden birisi Deutsche Oper Berlin’de sahne alacağım. Bunlar hem benim kariyerim açısından güzel şeyler, hem de ülkemizin tanıtımı açısından önemli. Avrupa’ya bir kez adım attınız mı, bir de işinizi iyi yaptınız mı, gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Popüler müziğe yakın şeyler yapmayı düşünüyor musunuz?
Başarı için takip ettiğiniz bir felsefeniz var mı?
Zaman zaman yapıyorum. Burak Kut ile güzel bir çalışmamız olmuştu. Bana albüm yapmam için baskılar var. Ama bunun için vakit lazım... İleride gerekli şartlar oluşursa, belki...
Ben her zaman kendimle yarışırım. Hedefim hiçbir zaman başkası olmamıştır. Hedefiniz bir başkası ol-
En son TED 85. Yıl Resepsiyonu’nda “Nazende Sevgilim” ve “Kalamış” gibi halkımızın aşina olduğu
41
sanatımız olmayabilir; ama çok özel bir sanattır. Öğreneceğiz. Modern dünyada büyümeye çalışan, her türlü gelişmeyi yakalamaya çalışan bir ülkeyiz; o zaman sanatın en zor olanını, en yüksek ve en zor icra edileni olan operayı da desteklemeliyiz. Şu anda biz bireysel olarak dünya sahnelerinde Türk sanatçı olarak görev yapıyoruz. Ülkemiz için de bir gurur kaynağı olmalı, desteklenmeli bu. Müziğe ilgi duyan çocuklara eğitimle ilgili neler önerebilirsiniz? Müziğe ya da sanatın herhangi bir dalına ilgi duyan kardeşlerimiz aileleri tarafından mutlaka desteklenmelidir. Okulların erken müzik eğitimi programları bunun için vesile olabilir. Ses eğitimine gelirsek, sesin gelişimi ergenlik çağının sonuna kadar devam ettiği için şan derslerine erken yaşta başlama imkanı yoktur; ama çocuk korolarına devam edilerek temel olarak sesi eğitmek mümkün olabilir. Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
eserleri çok sesli söyledim. Biz insanlara müziği götürürken, en zengin icra ediliş şeklini götürmek istiyoruz. Müziğin en zengin icra ediliş şekli çok sesli halidir. Yurtdışında Domingo, Carreras, Pavarotti de bunu yaptı, diğer yabancı opera sanatçıları da yapıyor; kendi halk şarkılarını çok sesli seslendiriyor. Konserlerinde örneğin yirmi parça varsa, on tanesi napoliten şarkılar oluyor. Napoliten dediğimiz, bildiğiniz Napoli türküleridir. Mandolin ile söylenir. Ben de albüm yaparsam bu tarzda bir şey olur. Kendi şarkılarımızı, türkülerimizi çok sesli söylemek, senfonik düzenlenmiş halde söylemek isterim. Opera sanatında örnek aldığınız kimseler var mı? Domingo, Carreras, Corelli, Distefano… Hepsi çok çok önemli sanatçılar. Ama benim için Pavarotti’nin yeri ayrı. Türk opera seyircisi için neler söyleyebilirsiniz? Bilinenin aksine opera seyircisi toplumun belirli kesimlerine mensup kişilerden oluşmuyor. Toplumun her kesimi geliyor bizi dinlemeye. Her geçen yıl doktor, öğrenci, bankacı seyircimiz çoğalıyor. Bu mesleğin en güzel taraflarından biri de geri dönüşü anında almak. Ayakta alkışlayanlar, sosyal medyada beğenilerini paylaşanlar… Hep şöyle derler: “opera bizim sanatımız değil”. O zaman futbol da bizim sporumuz değil; İngiliz sporu… Futbol da oynamayalım. Evet, opera bizim
42
Boş zamanım olmuyor zaten. Bu sene 2012-2013 sezonuna Letonya’da Lucia di Lammermoor Operası ile başladım. Arkasından İzmir’de La Sonnambula ile devam ettim, ardından Ankara’da Macbeth, Letonya’da La Traviata ve La Boheme, Moskova’da Lucia di Lammermoor, şimdi de Ankara’da Rigoletto, tabii yaz aylarında festival ve konserler... Bir senede aklıma şu anda gelen altı eserden bahsediyorum; konserleri hiç saymıyorum. Yurtdışı, yurtiçi seyahatler, başka ülkeler, başka şehirler… Yeni eser provaları falan derken, zaten çok fazla boş vaktim olmuyor. Olduğu zaman Kolej’den arkadaşlarla buluşuyoruz genelde. Unutamadığınız bir Kolej anınız var mı? Sanırım lise sondaydım. Eski binamızdaydık. Bayram törenleri vardı. Bir halkoyunları ekibi gelmişti. Tören bitti. Herkes dağıldı. Ders başladı. Orada davulla zurnacıyı tuttuk. Sessizlik… Bir anda zurna sesi falan… Herkes camda… Hocalarımız da dahil olmak üzere herkes çok gülmüştü, o kadar güzel karşılamışlardı ki... Kızmışlardı ama gülerek, farklı kızmışlardı. Çok masum bir yaramazlıktı. Ben her yerde söylüyorum. TED’li olmaktan gurur duymayan kimse yoktur, diyorum. TED’liyim demek bazen bazı üniversitelerden mezun olmaktan daha değerlidir. Sadece öğretim vermez, aynı zamanda hayata dair eğitim verir TED. Biz Kolej’de bir kişilik eğitimi aldık. Özgüvenimizi kazandık, başkalarına saygıyı öğrendik. Hoşgörüyü, kardeşliği öğrendik. Her zaman Ankara Koleji’nin bir mezunu olmaktan gurur duyarım. Ankara Koleji bugün eğitimde esaslı bir markadır.
TERAPİ
ÇOCUK VE PARA Psikolog Nuray Yılmaz
Her gün elimizde olan, cebimizden eksik etmediğimiz, alışverişlerde kullandığımız, borç alıp verdiğimiz para; büyük küçük herkese karar verme ve seçenekleri değerlendirme olasılığı tanıyan bir araçtır. Biz farkına varamayabiliriz ancak para kavramı ile tanışmak çok erken yaşlarda gerçekleşir. Her anne baba çocuğunun rahat etmesini ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamayı ister. Ancak bilinmelidir ki çocukların talepleri sınırsızdır ve çocuğunun taleplerini yerine getirmeye çalışırken bu taleplere bir sınır koyulması gerekmektedir. Her isteği yerine getirilen çocuk doyumsuz ve mutsuz olurken, hiçbir isteğini elde edemeyen çocuk mahrumiyet ve öfke yaşar. Bu nedenle çocuğun her gördüğünü alamayacağını öğrenmesi ve bu bilinci kazanması, isteklerini sıraya koyması ve elindeki kaynağı isteklerine uygun şekilde kullanmayı öğrenmesi büyük önem taşır. Çocukların ileriki yaşlarda parayı doğru kullanabilmeleri için küçük yaşlarda kazandırılan alışkanlıklar
43
ve ebeveynlerin de bu doğrultuda bilinçli ve kararlı hareket etmeleri büyük önem taşımaktadır. Çocukları, erken yaşta elindeki parayı bilinçli kullanabilme, para biriktirme, öz denetimini yapabilme ve para kazanmanın önemiyle ilgili eğitmek ve cesaretlendirmek, ileriki yaşlarda parasını iyi değerlendirmesine yardımcı olmaktadır. Para ile Tanışma Yaşı Küçük yaşlardan başlayarak isteklerinin alınabilmesi için para gerektiğini öğrenen çocuk, okul öncesi dönemde paranın miktarını anlayamaz. 3-4 yaşından itibaren çocuğa para anlatılmalı ve yaşı büyüdükçe paranın miktarını öğrenmesi sağlanmalıdır. Yapılan araştırmalara göre, çocukta para kavramı 5 yaş civarında oluşmaktadır. Bu yaşlardaki çocuklar özellikle anne babalarından duyarak bazı şeylerin bedelinin daha fazla olduğunu, paranın bir sayısal değeri olduğunu fark etmeye başlarlar. 7 yaşındaki çocuklar genellikle düzenli harçlık almaya ve para biriktirmeye hazır hale gelmektedir. Bu sebeple 7 yaşından itibaren çocuklara düzenli harçlık vermeye başlanılmalıdır. Çocukların Parayı Öğrenmesi İçin Yapılabilecekler Çocuğun parayı kullanması ve öğrenmesi harçlığı sayesinde olur. Bu nedenle çocuklara mutlaka düzenli bir şekilde cep harçlığı verilmelidir. Cep harçlığı demek çocuğun sorumluluk sahibi olması ve paranın değerini öğrenmesi demektir. Çocuğa her istediğinde değil, düzenli aralıklarla ve belirli miktarda harçlık verilmeli, belirlenen süre içinde harçlığını gerçekten ihtiyacı olan şeylere ve planlı bir şekilde harcaması gerektiği anlatılmalıdır. Hatta tasarruf fikri geliştirilmelidir. Örneğin biriktirdiği parayla önemli günlerde arkadaşlarına küçük hediyeler alabilir. Böylelikle çocuğun sosyal ilişkilerinin gelişmesi de desteklenecektir. • Başlangıçta onunla birlikte, bu parayla ne yapmak istediği konuşulabilir, önerilerde bulunup, yönlendirme yapılabilir.
• 4-5 yaşlarındaki çocuk, ebeveyni ile çarşıya çıkarak kendisiyle ilgili alışverişlere katılabilir. Alışverişlerde bazı ödemeleri çocuğun yapmasına ve para üstü almasına fırsat vermek parayı öğrenmesinde etkili bir yöntem olacaktır. • 5-6 yaşlarında, evinin yakınındaki bakkal, market vb. yerlerden ekmek, bisküvi gibi küçük alışverişleri yapabilir. Eline verilen paranın yettiği kadarıyla alışveriş etmesini sağlamak, nelere gücünün yetip nelere yetmediğini öğrenmesini kolaylaştırır. Harçlık Vermenin Önemi • Miktarı az olsa bile verilen harçlık, çocuğun hem bağımsız olmasını hem de sorumluluk almayı öğrenmesini sağlar. • Aldığı düzenli harçlık sayesinde çocuk parayı kullanmasını öğrenir. Kendisine ait olan parayı idare etme becerisi kazanır. • Nasıl harcaması gerektiği konusunda karar verdiği için hem çok yönlü düşünme hem de karar verme becerisini geliştirir. • Başkalarının harçlığına ve malına saygı göstermeyi öğrenir. • İsteklerini sıraya koymayı, ertelemeyi ve zaman içinde harçlık miktarıyla almak istedikleri arasında denge kurmayı öğrenir.
44
Çocuğun Parayla İlişkisini Sağlıklı Kılmak İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler • Anne babalar ekonomik güçleri ve yaşam koşulları hakkında çocukları bilgilendirmelidir. • Çocuğa, harcama yaparken nelere dikkat etmesi gerektiği öğretilmelidir. (Son kullanma tarihine veya garanti belgesine bakma, alışveriş fişini alma, para üstünü alma ve sayma vb.) • Harçlık miktarı çocukla beraber belirlenmelidir. • Harçlık miktarı ne çok fazla, ne de az olmalıdır. • Belirlenen harçlık miktarı çocuğun gelişim dönemine uygun olmalıdır. Çocuğun yaşı, koşulları ve gereksinimleri düşünülerek hesaplanmalı, çocuk büyüdükçe ve değişen ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirli miktarlarda artırılmalıdır. • Harçlık miktarı belirlenirken ailenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulmalıdır. Ailenin ekonomik durumu yerinde olsa da çocuğa yaşının üzerinde harçlık verilmemelidir. • Harçlığın günlük ya da haftalık olması çocuğun yaşına bağlı olarak değişir. 12 yaş altı çocuklara günlük verilen harçlık, 12 yaş üstü çocuklara haftalık verilebilir. • Çocuğa harçlığı nasıl kullanacağı konusunda yol gösterici olunmalı, ancak müdahaleci olmadan tecrübe kazanmasına izin verilmelidir. • Çocuklar birikim yapmaları konusunda özendirilmeli, para biriktirme motivasyonlarının devam
edebilmesi için kısa vadede ulaşabilecekleri hedefler koymaları teşvik edilmelidir. Anne babalar çocuklarına kumbara alarak tasarruf yapmalarını destekleyebilir. Küçük yaşlardan itibaren parasının bir kısmını kumbarasına koymak, çocuğa sorumluluk yükleyerek, parasını daha bilinçli kullanmasını sağlayacak ve sürekli tüketime dönük yaşamasını engelleyecektir. • Harçlık bir ceza yöntemi olarak kullanılmamalıdır. İstenmeyen bir davranışta bulunduğunda ceza olarak harçlığın kesilmesi çocuğa istenmeyen davranışın neden yapılmaması gerektiğini öğretmez. Benzer şekilde çocuğun okuldaki başarısı ya da evde yaptığı işlerle ilişkili de olmamalıdır. Çocuklara verilecek ödül ve cezalar harçlıktan bağımsız tutulmalıdır. • Bir şey isteyen çocuğu geri çevirmek için ‘param yok’ denmesi sakıncalıdır. Çocuğun istediği bir şey; anne baba tarafından doğru bulunuyor, almak isteniyor, ancak o anki maddi sıkıntı nedeniyle alınamıyor olabilir. Bu durumda çocuğa bazı şeyler almak için para olması gerektiği uygun bir dille anlatılmalıdır. Ama çocuğun almak istediği şey, anne baba tarafından uygun bulunmuyorsa bu net ve kararlı bir şekilde ifade edilmelidir. Sonuç olarak, çocuklar ne paranın her şeyi halledebilir olduğunu düşünüp gereğinden fazla ne de gereğinden az önemsemelidir. Para amaç değil, ihtiyaçları karşılamak için bir araçtır.
45
KÜLTÜR-SANAT
NÂZIM HİKMET: “VE O GÜN BUGÜNDÜR ŞİİR YAZMADAN EDEMİYORUM”
Derya Önder
48
UNESCO tarafından her yıl için belirlenen anma ve kutlama yıldönümlerine, 2013 yılı için, ölümünün 50. yılı nedeniyle Nâzım Hikmet’in adı da eklendi. Ülkemizde de, Nâzım Hikmet’in yaşamının önemli bir bölümünü geçirdiği Moskova’da da yıl boyunca düzenlenecek farklı etkinlikler planlanıyor. 2002 yılı da Nâzım Hikmet’in doğumunun 100. yılı olarak UNESCO tarafından anma ve kutlama yıldönümleri arasına alınmıştı. Türkçe yazılan şiirin temel taşlarından birisi olan Nâzım Hikmet, sadece şiirleriyle değil hayatının hemen her dönemiyle kendine özgü bir şairdir. Şair olan büyükbabası Mevlevi Nâzım Paşa nedeniyle şiirin her zaman evlerinde başköşede olduğunu belirten Nâzım Hikmet, şiirle kurduğu ilk temasın da 13 yaşlarında olduğunu söylüyor. Oturdukları mahallede çıkan bir yangından etkilenerek yazdığı ilk şiirinin adı da “Yangın”dır aynı nedenle. Bu yıllar aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği yıllardır. İkinci şiir 14 yaşlarında bu izlerle gelir. Üçüncü şiir Nâzım Hikmet’in ilk gençlik yıllarında ahbaplıkları nedeniyle Yahya Kemal’in de o günlere dahil olduğu 16 yaşlarında yazılır. Kendi deyimiyle “basılan ilk şiiri” ise Yahya Kemal’in düzeltmeleriyle 17 yaşında yayımlanır. İlk şiirlerini hece ölçüsüyle ve dörtlükler halinde yazan Hikmet, 1902 yılında Selanik’te doğmuştur. 1918 yılında Bahriye’yi bitirerek Hamidiye Kruvazörü’ne stajyer güverte subayı olarak atansa da, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle 1920 yılından itibaren fiili askerlik Nâzım Hikmet’in yaşamından çıkar. Aynı dönemde İstanbul’un işgali ve Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç günlerinden sarsılacak kadar etkilenir ve Anadolu’ya geçer. Bir süre Bolu’da öğretmenlik yapar. Nâzım Hikmet, o günlerin atmosferini ve kendi ruh halini şu sözleriyle dile getiriyor: “Anadolu’ya işgal altındaki İstanbul’dan geçişimde bilhassa Bolu’ya gelip halkla, hele köylüyle yakından temasımda ve Sovyet Rusya’da olup bitenleri kulaktan duyup 1 2
Marx’ın Lenin’in filan isimlerini işitişimde, şiirle yeni şeylerin, şimdiye dek söylenmemiş şeylerin ifade edilmesi gerektiğini sezdim. Ve o gün bugündür de şiir yazmadan edemiyorum.”1 Böylece şairin ilk yurtdışına çıkışı da bu dönemde gerçekleşir. Moskova’da ekonomi ve politika eğitim alır. Ekim Devrimi’nin şairi olarak daha o zamanlarda bile tanınıp bilinen Mayakovski’nin şiirlerini görüp etkilenir. Bu şiir kendi yazdığı şiirden çok farklıdır. Bir vesileyle Mayakovski’yle tanışır. Onunla birlikte şiir okur. Sonraları, Mayakovski’yle ilgili kendisine sorulan bir soruya verdiği cevap belki de bu ilişkinin öneminin en iyi göstergesi olarak okunabilir: “Sevgilinin gözlerini mi, yoksa burnunu mu seviyorsun sorusunu nasıl yanıtlamalı? Mayakovski’yi tepeden tırnağa severim ben. (…) Öylesine büyük bir şairdir ki, onunla karşılaştırdığımızda, biz çağdaş şairler, hepimiz küçük kalırız. O, öğretmenimizdir bizim, ve kişisel olarak benim. Pablo Neruda, Louis Aragon, dünyanın bütün dürüst şairleri aynı şeyi söyleyeceklerdir: o, öğretmenimdir benim.”2 1924’te ülkeye geri döner. Bundan sonraki yaşamı yazdığı yazılar, şiirleri, düşünceleri, gösterdiği tepkiler nedeniyle ara ara kesintiye uğrayacak; belki de Şair Nâzım Hikmet’in inşası en çok bu süreçler içerisinde belirginleşecektir. 61 yıllık ömrünün neredeyse dörtte birini düşünceleri ve ürettikleri nedeniyle hapishanede geçir. Sadece şiir değil, çok sayıda hikâye, masal, roman ve piyes de yazar. Uzun süren hapishane günleri ve yurtdışında
Konuşmalar, Nâzım Hikmet, 4. Basım, Adam Yayınları, 1993, İstanbul, s. 167. Konuşmalar, Nâzım Hikmet, 4. Basım, Adam Yayınları, 1993, İstanbul, s. 167.
49
geçirdiği zamanlar nedeniyle, mektup Nâzım Hikmet için ayrıca önemli bir edebi tür haline gelir. Kimi zaman Orhan Selim adını kullanarak, kimi zaman imzasız şekilde uzun yıllar boyunca Aydınlık, Yeni Gün, Akşam, Tan, Resimli Ay gazetelerinde hemen her konuda yazılar kaleme alır. Ancak şair Nâzım Hikmet, her zaman esas olandır. Diğer yazın türlerindeki eserleri de hep şiirin ana yolundan geçerek belirli bir noktaya varır. Tanzimat dönemiyle başlayan edebiyatta yenileşme hareketleri ve arayışlar özellikle şiir alanında Nâzım Hikmet’le birlikte hem içerik hem biçim olarak farklı bir nirengi noktası oluşturur. Ancak içerik değişirse biçimin de değişebileceğine inanan Nâzım Hikmet, Kurtuluş Savaşı’yla başlayan dönemin yaşamda da yeni bir yola açılacağının farkındadır ve yeni bir yaşamı da ancak yeni bir şiirin, -biçimin- içeriğin- karşılayacağını düşünür. 835 Satır (1929), Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932), Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı (1936), Kurtuluş Destanı (1965), Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967), bütün şiirleri her dönemde ilgi çekmesine rağmen, öne çıkan eserleri arasındadır. Dünya üzerinde pek az şair onun konumunda olduğu gibi, bir kırılma noktasında durur. Modern Türk şiirinin ya da Cumhuriyet sonrası Türk şiirinin bu oluşum sürecinde neredeyse kendinden sonra yazılacak şiir için ilk durak niteliğini taşır. İlk yıllarda Yahya Kemal, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi şairlerden etkilense ve izler taşısa da giderek kendi şiirini kurar. Özellikle konuşma dilini de şiire dahil edişi, o döneme dek alışılagelmiş şekilde ilerleyen ölçüyü ve belirli bir biçimi haiz olan şiiri serbest bir ölçüde yazması, dizelerin ve genel olarak biçimin bütünlük ve ahengi kaybetmeden başka bir şiir evrenine dönüştürmesi, şiire sesleri, nidaları dahil edişi ile yol açıcı olur.
50
Bütünüyle şiirin ekseninde dönen bir yaşamı sürmesi, doğallıkla hemen hemen her türlü temanın şiirine dahil edilmesine neden olmuştur. Bu anlamda içerik olarak da son derece zengin bir şiire varmıştır. Öte yandan, sadece Türkçe yazılan şiir açısından değil tüm dünya şiiri açısından da çok önemli bir yere sahip olan Nâzım Hikmet, o dönemin ceza yasalarına dayanılarak “komünizm propagandası” yaptığı gerekçesiyle 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. 12 yıllık hapis hayatının sonunda tekrar Sovyetler Birliği’ne gittiğinde, bu kez alınan kararın da etkisiyle bir daha ülkesine dönememiş, 3 Haziran 1963 yılında Moskova’da yaşamını kaybetmiştir. Bu dönem içerisinde şiirleri elden ele, dilden dile dolaşmış, kimi zaman bestelenerek müzik sanatıyla yine kalıcı başka bir yapıya bürünmüş, düşünceleri ve mücadelesi geride bıraktığı insanlara bayrak olmuş ve iyi şiirin, şiiri hayatına dahil eden bir şairin en verimli örneklerinden birini teşkil etmiştir. Nâzım Hikmet’le ilgili son yıllarda yaşadığımız en önemli şey ise, 2009 yılında Nâzım Hikmet’in Türk vatandaşlığından çıkarılmasına dayanak olan ceza maddelerinde gidilen değişikliğin ardından 58 yıl sonra tekrar Türk vatandaşı olarak kabul edilmiş olmasıdır. O günlerin deyimiyle büyük şaire “iade-i itbar”da bulunulur. Nâzım Hikmet’in Bakanlar Kurulu kararıyla tekrar Türk vatandaşlığının kabulünden sonra, mezarının Türkiye’ye getirilmesi konusu da tartışmaya açılsa bile mezarı, bugün hâlâ Moskova’da, son eşi “saçları saman sarısı, kirpikleri mavi” dediği Vera Tulyakova’nın, Çehov’un, Gogol’un, Mayakovski’nin ve Rus tarihinin önemli pek çok isminin daha bulunduğu Novodeviçiy Mezarlığı’ndadır.
Bahçelievler Mah. Bahriye Üçok Cad. No: 3/3 Beşevler / ANKARA Tel: 0 312 432 5 432 Faks: 435 8 435 E-posta: info@dolunayambulans.com
Sahra Çölü
ALPER DALKILIÇ: 7 KITADA HAYALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞUYOR Avustralya’daki ultra maraton koşusunu başarıyla bitirip ülkeye dönen Alper Dalkılıç, gerçekten de “ayağının tozuyla” sorularımızı yanıtladı. Türkiye’deki ilk gününü bize ayıran Dalkılıç’la medyada hak ettiği yeri bulamayan ve az tanınan Ultra Maratonlardan ve yaşadığı deneyimlerden konuştuk…
52
Antarktika
Atakama
Alper Bey, son zamanlarda adınızı medyada sıkça duyuyoruz. Türkiye’de ultra maraton koşan az sayıda insandan birisiniz ve grand-slam unvanı alan ilk Türk olma sıfatına sahipsiniz… Öncelikle Ultra Maraton ve Grand Slam nedir, buradan başlayalım…
telendirdiğim Antarktika, ziyaret ettiğim çöller ve kıtalar arasındaydı. Her bir maraton 250 kilometreden oluşmakta ve dört maratonu bir sene içinde bitiren sporcular “Grand Slam” unvanını hak ediyorlar. Dünya üzerinde bu unvana sahip 28 kişiden biriyim ve ilk Türk sporcusuyum.
Maratonların sayısı arttıkça eminim medyada daha çok çıkacağız, çıkacağım. Türkiye’de ultra maraton henüz yeni bir spor dalı. Maraton koşan binlerce sporcumuz var. Buraya kadar benim de katıldığım maratonlar var elbette. Bu maratonlarda kazandığım deneyimler çok çok önemli. Klasik şehir maratonları 42,195 kilometreden oluşmaktadır. Ultra maratonlarda her şey sınırsız: Mesafeler, disiplinler, kurallar, kullanılan malzemeler. Hepsi de yapılan yarışa göre farklılık gösterebiliyor. Maratona adını veren Atina Maratonu’nda da koştum. Gerçekten mükemmel bir maraton. Eğimli bir maraton olmasından dolayı New York ya da Berlin kadar koşucu çekmese de Marathonas kasabasından başlayan muhteşem maraton, olimpiyatların Dünya’da ilk kez yapıldığı Atina Olimpiyat Stadı) maratonun bitiş noktası. Her koşucunun o anı yaşamasını isterim. Ultra maratonlarda mesafeler farklı olabiliyor, Selanik’te katıldığım 40.5 kilometrelik ultra maraton (900 metrelerde başlayan maraton bir anda 2600 metrelere çıkabiliyor ve sonrasında tekrar yükseklik kaybı yaşanıyor) olduğu gibi geçen hafta katıldığım Avustralya’daki Ultra Maraton 520 kilometre ve 10 günden oluşmaktadır. Maratonlarda kullanılan malzemeler de farklı olabiliyor. Katıldığım çöl maratonları kendine yeterlik kuralı üzerine kurulu. Yanınızda tüm yiyecek ve her türlü malzemenizi sırtınızdaki çantada taşıyorsunuz. Organizasyon size sadece içeceğiniz ve yemeğinizi hazırlayacağınız suyu veriyor. Yüzlerce yarışmacı onlarca ülkeden katılıyor. Herkesin bir amacı, bitiş çizgisini kendi hikayeleriyle koşmak.
Avustralya’dan yeni geldiniz, nasıl geçti?
Geçtiğimiz yıl 4 ayrı kıtada 4 ayrı ultra maratonda koştum. Sırasıyla Atakama Çölü, Gobi Çölü, Sahra ve Son Çöl olarak geçen, “Beyaz Dünya” olarak ni-
Avustralya oldukça zorlu bir ultra maraton. Benim 5. kıtam ve zorluğu açısından hafızalardan silinmeyecek cinsten. 12 gün süren kamp yaşamı, 10 gün süren maraton süresince 520 kilometre koştuk. Günlük sürede koştuğumuz 400 kilometre sonrasında son gün 120 kilometre koştuk. Üstelik son 60 kilometreden fazlası da asfalttan oluşmaktaydı. 9 kişi başladığımız yarışı 5 kişi bitirebildik. Diğer yarışmacılar mesafe üzerinden yarışmaya devam ettiler. Bitirdikten sonra o madalyayı almak ve “FINISHER” t-shirt’ünü giymek gerçekten büyük gurur verici. Aslında yaşanan sadece bir ultra maraton değil, onun çok ötesinde mental bir süreç, kendi ruhsal yolculuğumuz ve kattıkları çok fazla. Maraton süresince gün gün yazdıklarıma ulaşmak için http://alperdalkilicbesincikita.org sayfasına bakabilirsiniz. Maratona, çalıştığım banka, Finansbank sponsor oldu ve yanımda profesyonel bir kameraman ile gittim. Oldukça güzel anları, anıları kaydettiğimize inanıyorum. Çok yakında bir film ile karşınızda olacağım. Sırada ne var? Sırada 6. kıta olan Avrupa var. Ağustos ayında yapılması planlanan İzlanda Ultra Maratonu’na katılmak istiyorum. Daha önce katıldığım maratonlar gibi 250 kilometre uzunluğunda ve bir hafta sürüyor. Ultra Maraton koşma fikri nereden çıktı? Öğrencilik yıllarınızda da bu sporla ilgileniyor muydunuz? Ülkemizde 2010 yılında ilki düzenlenen Likya Yolu Ultra Maratonu ile başladım. Sonraki süreçte çalıştığım
53
Bayrak Kolaj
bankanın desteğiyle bu maratonlara katıldım. Üniversite dönemi ile aktif spor yaşamına başladım. Dağcılık, atletizm, fotoğrafçılık, havacılık ve de bisiklet sporlarını yaptım. Öğrencilik yılları bu konuda çok önemli, iyi değerlendirilmeli ve de sonraki süreçte emin olun yaşam boyu hayat tarzınız haline geliyor yaptıklarınız. Bildiğimiz kadarıyla aynı zamanda 9-6 tabir edilen bir işiniz var, üstelik masa başı bir iş? Bir yanda dünyanın bir ucunda akıl almaz mesafelerde koşmak, öbür yanda takım elbise… Bu ikisini bir arada nasıl sürdürüyorsunuz? Her daim yapılanlar oldukça zor. Zoru başarıyorum denilebilir. Ezber bozan cinsten mesafeleri koşmak, 250 kilometre, 520 kilometrelik yarışlara katılmak… İş yaşamı dışında antrenmanlar yapmak, aynı zamanda özel hayatı da dengede tutmak için çabalamak. Aslında hepsi de istedikten sonra yolunda gidiyor. Elbette tüm yaşananlar mental düzeyde ne kadar kuvvetli olduğunuzla ilgili. Bir orada bir orada tarzı bir yaşam, çöldeyken geride bıraktıklarınız aklınızda, şehir yaşamında ise özlemle takip ettiğiniz ve tekrar orada olmak istediğiniz çöl yaşamı. Hepsi de ayrı tutkular, her daim bir yerde olmaktansa
54
hepsini de ayır ayrı zamanlarda yaşamak çok büyük ve özel bir deneyim. Bu maratonlara katılırken masraflarınız nasıl karşılanıyor? İsteyen herkes bu maratonlara katılabilir mi? Bunların bir maliyeti var mıdır? Maratonlara katılımım sponsorlar ile oluyor. 4 kıtadaki 4 çöl projemde Grand Slam unvanını almak için yola çıktığımda KlimaPlus-Mitsubishi Electric firması sponsorumken, beşinci kıta olan Avustralya’da, çalıştığım banka Finansbank sponsor oldu. Geçtiğimiz yıl katıldığım çöller elbette yüksek maliyetli idi, uçak bileti ve malzemeler haricinde tek bir yarışın katılım bedeli 3.300 Amerikan Doları idi. Antarktika ise sadece katılım bedeli olarak 10.500 Amerikan Doları’ydı. Bu masraflara elbette uçak yolculukları, konaklama, vize ve kullanılan malzemeler daha sonra ekleniyor. Üstelik malzemelere ülkede erişmek oldukça zor. Vize konusunu da göz önünde bulundurursak evinizden çıkarak aslında başlı başına ultra bir maraton yaşamına başlıyorsunuz. Olimpik bir spor dalı olmayan ultra maratona devletin katkısı yok. Sporcular kendi imkanları ile hayallerini gerçekleştirmek için çaba veriyorlar. Sponsor olmadan bu başarıların elde edilmesi oldukça zor.
Alper Dalkılıç kimdir? 1978 yılında İzmir’de doğan Alper Dalkılıç, ilk ve orta öğrenimini Türkiye’ nin farklı illerinde tamamladı. Uludağ Üniversitesi’nde yüksek öğrenimine başladıktan sonra birçok öğrenci kulübünde faaliyetlere katıldı. Dağcılık, paraşüt, yamaç paraşütü, maraton koşuları, bisiklet turları ve fotoğrafçılık alanında kendisini geliştiren Dalkılıç üniversite ve diğer dağcılık kulüpleri bünyesinde gerçekleşen uluslararası tırmanışlara katıldı, ayrıca fotoğraf çalışmalarına ağırlık verdi.
Gobi 2011
Antarktika’dan Avustralya’ya, dünyanın dört bir köşesinde zorlu parkurlarda koştunuz. Bunların size muhakkak kattığı şeyler olmuştur. Bu deneyimler size neler kazandırdı? Kazandığım deneyimleri dünyada hiçbir şeye değişmem. Koşarak yeni insanlar, yeni kültürler tanıdım, yeni coğrafyalara adım attım ve hayal edemeyeceğim anlar yaşadım. Kısıtlı imkanlar ile kendine yeterlik üzerine kurulu yarışlardan sonra eldekilerin değerini daha iyi bilmeye başladım. Günlük yaşam koşturmacasında rutine kapılıp giden insanoğlu elbette bir irkilse ve de farkına varsa, aslında sandığından daha zengin manevi dünyasında. Katıldığım maratonlar dünya harikası olarak nitelenebilecek yerlerde gerçekleşiyor. En kuru, en sıcak, en zorlu ve en soğuk yerlerle beraber dünya harikası piramitler, koruma altına alınmış, dünya mirası sayılabilecek konumlarda gerçekleşen yarışlar ufkumuzu genişleterek hayata farklı perspektiften bakmamıza vesile oluyor. Neden koşuyorsun sorusuna en güzel yanıt benim için tüm yaşananlar. Kas gücünü tamamlayan yüksek irade gücü ile başarıları elde etmek hedefe ulaşmak kaçınılmaz. Dünyanın her tarafından sporcular tanıyorum ve bu açıdan çok zengin olarak görüyorum kendimi. Kendi kas gücümle kendi zengin dünyamı kurmak ve de durmadan devam etmek… Hayallerimin peşinden koşmaya devam edeceğim, nefesim yettiği sürece…
İFSAK eğitimleri sonrasında DSLR makine ile tanışan Alper Dalkılıç Türkiye’de gerçekleştirdiği birçok tırmanış dışında İran, Gürcistan, Rusya ve Çin’de yüksek irtifa tırmanışları yaparak ileriki dönem için rotasını Himalayalar’a yöneltti. Bu konuda hazırlıklarına devam eden, yurtiçi ve yurtdışında gerçekleşen maraton, dağ koşuları ve Türkiye’de ilki düzenlenen “6 günde 240 km” koşulan Likya Yolu Ultra Maratonu (240 km)’na da 3 kez katılan Alper Dalkılıç, Nisan 2012’de İznik Ultra Maratonu’na (126 km) da katılarak başarıyla tamamlamıştır. Finansbank Kurumsal İletişim Birimi’nde çalışmaktadır. Banka bünyesindeki Fotoğrafçılık Kulübü’nün çalışma gurubunda da görev almış, çektiği fotoğraflar Autrans, Fransa’daki Dağ ve Macera Filmleri festivali, İFSAK ve banka bünyesinde sergilere dahil edilmiştir. Dağ Keçisi Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği’nin kurucusu olup halen tırmanışlara ve gittiği yerleri görüntülemeye devam etmektedir. 2011 Haziran ayında katıldığı Gobi Çölü Maratonu sonrasında KlimaPlus-Mitsubishi Electric sponsorluğunda dünyanın 4 ayrı kıtasında gerçekleşen, bir hafta süren ve 250 km mesafe koşulan 4 ultra çöl maratonuna (sırasıyla Atakama Çölü, Gobi Çölü ve Sahra Çölü ultra maratonları ve Antarktika maratonu) katılan Alper Dalkılıç, bir yıl içinde maratonları başarı ile tamamlayarak bir ilki gerçekleştirdi; Grand Slam’e bir Türk sporcunun adını yazdırdı. Yönetmenliğini yaptığı “EKSİARTI” isimli filmde yaşadıklarını kendi kamerasından görüntülerle paylaşmaktadır. 5.kıta olan Avustralya’daki The Track Outback Race isimli etkinlik 520 km ile Dünyanın en uzun yarışı olarak kabul edilmektedir. Finansbank sponsorluğunda katıldığı yarış süresince Alper Dalkılıç’a profesyonel bir kameraman eşlik ederek, belgesel film çekmiştir. Sıradaki diğer 2 kıtada (Avrupa ve Kuzey Amerika) ultra maratonlar koşarak “7 kıtada 7 ultra maraton projesi”ni tamamlamayı planlamaktadır. Sonraki süreçte kitap, sergi ve sunumlar ile anılarını paylaşacaktır.
55
TED’DEN HABERLER
TÜRKİYE PERSPEKTİFİNDEN TIMSS 2011 SONUÇLARI AÇIKLANDI
Türk Eğitim Derneği, veriye dayalı eğitim politikaları üretmek amacıyla kurulan birimi Tedmem’in organizasyonunda yeni bir çalışmayı daha kamuoyuyla paylaştı. Bu çalışmada, 2011 TIMSS (Trends in International Mathematics and Science Study) araştırmasının ülkemiz açısından ne ifade ettiğine ilişkin bir analiz ayrıntılı olarak ele alındı. 30 Mayıs 2013 tarihinde TED Üniversitesi’nde düzenlenen tanıtım toplantısında analiz tüm boyutlarıyla tartışıldı. TIMSS’e katılan okullar Türkiye’yi temsil edecek şekilde, coğrafi bölgeler ve okulların devlet veya özel okul olmaları da gözetilerek tesadüfi yöntemle seçildi. Rapordaki analizlere göre, Türkiye dünya genelinde başarılı öğrenciler yetiştiren okullara sahipken, diğer yandan öğrenci başarısında en düşük okulları bulunuyor.
56
Rapordaki bazı başlıklar şöyle: • “4. sınıf seviyesinde alt düzey okullarımızın Fas, Kuveyt, Tunus civarında, orta düzey okullarımızın ise Polonya, Romanya ve Şili civarında bir ortalama başarı düzeyinde. • Üst düzey okullarımız ise, bütün Batı Avrupa ülkelerini geçerek TIMSS matematik başarı sıralamasında 5. sırada bulunan Japonya civarında başarılı. • 4. ve 8. sınıf seviyelerinde alt düzey okullarımızdaki öğrencilerin yaklaşık yüzde 90’ı TIMSS yeterlik düzeylerine göre dört basamağa kadar doğal sayılarla toplama, çıkarma yapamayan, paralel ve dik doğruları tanımayan, basit grafikleri ve tabloları okuyamayan öğrencilerden oluşmaktadır. • 8. sınıf seviyesinde alt ve orta düzey okullardaki öğrencilerin bilme alanındaki ortalama başarısı uy-
gulama ve akıl yürütme alanlarındaki başarılarından önemli oranda düşük. • 8. sınıf öğrencileri özellikle açık uçlu soruları cevaplandırmakta zorluk çekiyorlar. Öğrencilerimiz birkaç cümle ile açıklama yazılması gereken soruları yanıtlamakta zorlanıyorlar. • Okullarımızda yetersiz beslenen öğrenci oranı çok yüksek ve bu öğrencilerin başarı ortalamaları daha düşük; alt düzey okullardaki öğrencilerin yüzde 78’ini okutan öğretmenler yetersiz beslenmenin öğretimin kalitesini aksatacak düzeyde. • Varlıklı ailelerden gelen öğrencisi fazla olan okulların ortalama başarısı genel olarak daha yüksek olsa da kaliteli öğretim veren üst düzey okullar arasında bu başarı farkı azalıyor. • Evlerindeki eğitim kaynakları fazla olan öğrencilerin ortalama başarısı çok net bir şekilde daha yüksek. • Sınıflarda eğitim kaynağı olarak çoğunlukla ders kitabı kullanılmakta olup bu oran TIMSS ortalamasının oldukça üzerinde bulunuyor. • Alıştırma kitabı veya çalışma kâğıtları üst düzey okullarda esas kaynak olarak daha fazla kullanılıyor. • Nüfusu 15 binden az olan yerlerdeki okullarda okuyan öğrencilerin ortalama matematik başarısı nispeten düşük. • Okuldaki genel disiplin, sınıf düzeni, öğrencilerin ilgisi ve öğrencilerin arkadaş çevrelerinde zorbalık görmeleri açısından Türkiye’nin TIMSS ortalamasına kıyasla daha fazla sorun yaşıyor. • Disiplin sorunların çok yaşandığı durumlarda matematik ve fen başarısı da düşüyor.
• Diğer yandan, Türkiye’deki okullarda başarı düzeyi yükseldikçe disiplin problemlerinin azalma eğiliminde olduğu görülüyor. • Okullarda disiplin problemleri olarak okula geç gelme, devamsızlık, sınıf düzenini bozma, kopya çekme, küfür, hırsızlık, arkadaşlar arasında şiddet ve tehdit ile öğretmen ve diğer çalışanlara karşı tehdit veya sözlü saldırı ilk sıralarda yer alıyor. • Öğretmenleri matematikte yirmi yıl ve üzerinde deneyimli olan öğrencilerin matematik başarısının daha yüksek olduğu görülmektedir. • Mesleğinden memnun olan öğretmenlerin öğrencileri de başarılı oluyor. • 4. sınıf üst düzey okullarda okuyan öğrencilerin çoğunluğu matematik öğrenmeyi severken, alt düzey okullardaki öğrencilerin yarıdan azı matematik öğrenmeyi sevmektedir. • 4. sınıf düzeyinde öğretmenleri derste bilgisayar kullanan öğrencilerin ortalama başarısı kullanmayanlardan daha yüksek. • Fen öğreniminde her iki sınıf düzeyinde de öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun ön bilgi eksikliği nedeniyle öğretim alt düzey okullarda daha da kötüleşmektedir (TIMSS 2011 analizlerinin tüm ayrıntılarını www.ted.org.tr ile www.tedmem.org.tr’de bulabilirsiniz.).
TIMSS Nedir? Trends in International Mathematics and Science Study & Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması, her dört yılda bir yapılır. Bu araştırma çerçevesinde yapılan sınavla ülkelerin Matematik ve Fen Bilimleri alanında başarı seviyesini belirlenir. TIMSS Uygulamasının merkezi ABD Boston’daki TIMSS Proje Araştırma ve Hollanda Amsterdam’daki IEA Yürütme Merkezi’dir. Ülkemizdeki koordinasyonu Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı tarafından sağlanmaktadır. TIMS 2011 uygulamasına 67 ülke katılmıştır.
57
TED’DEN HABERLER
5. GENÇ İNOVATİF GİRİŞİMCİLİK PROJESİ FİNAL FUARI”NDA GENÇ GİRİŞİMCİLERİN YENİLİKÇİ ÜRÜNLERİ YARIŞTI
Türk Eğitim Derneği’nin (TED) Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçiliği desteği ile yürüttüğü “5. Genç İnovatif Girişimcilik Projesi” 31 Mayıs 2013 Cuma günü TED Ankara Koleji Vakfı Okulları’nda gerçekleştirilen “Genç İnovatif Girişimcilik Projesi Final Fuarı’ ile sona erdi. Projeye 20 il ve 34 okuldan toplam 170 öğrenci katıldı. Proje kapsamında 9. ve 10. sınıf öğrencileri, yenilikçi iş fikirleri paralelinde iş planlarını hazırladılar, sanal şirketler kurarak daha önce hiç üretilmemiş ürünlerini ya da üretilmiş ürünler üzerinde tasarladıkları yenilikleri sergilediler ve ürünlerine ilişkin reklam filmlerini çektiler. Bir yandan kendi çalışmalarını yapan öğrenciler diğer yandan ABD okullarındaki öğrencilerle de sosyal medya üzerinden fikir alış verişinde bulundular. Törenin açılış programına ABD Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone ve TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu katıldı. Selçuk Pehlivanoğlu, proje kapsamında amaçlarının hızlı değişimlerin yaşandığı günümüzde Türk gençliğinin yaratıcılık, yenilikçilik ve girişimcilik yeteneklerinin artırılması ve girişimci ruha sahip gençler yetiştirmesi olduğunu ifade ederek “Verdikleri destekten dolayı Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçiliği’ne teşekkür ediyoruz” dedi. Gençleri yeniliğin öneminden haberdar olan ve sürdürülebilir bir ekonominin yenilikçi girişimcilik yönü
58
ile ilgilenen bireyler olarak yetişmesinin önemini ve öğretmenlere bu yönde düşen görevi vurguladı. En iyi iş planı ve en iyi inovatif ürün/hizmet alanlarında birinci olan S Kozmetik adlı sanal şirketle yarışan Diyarbakır Nevzat Ayaz Anadolu Lisesi öğrencileri birincilik ödülü olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne gezi kazandı. Mobil cihaz kullanıcılarına bulundukları yerde cihazlarını şarj etmeye yarayan bir ürün üreten Baybars adlı sanal şirketle yarışan Samsun Garip Zeycan Yıldırım Fen Lisesi öğrencileri birinci olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne gezi kazandı. Yük gemileri için bir filtre tasarlayan Moged adlı sanal şirketle yarışan Diyarbakır Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi öğrencileri üçüncü oldu. Gün içerisinde bozulabilecek ilaçların korunumu ve organ naklinde kullanılabilecek düzeyde soğutma özelliği olan bir çanta yapan Eureka adlı sanal şirketle yarışan Antalya Yusuf Ziya Öner Fen Lisesi öğrencileri dördüncülük ve arkasında bulunan UV ışık ile testlerin gizlenmiş cevaplarına ve ya çözümlerine erişim sağlayan bir kalem tasarlayan Orion adlı sanal şirketle yarışan Trabzon Yomra Fen Lisesi öğrencileri beşincilik kazandılar.
ELT Konferanslarının 6.’sı, ‘From
Inspiration to Implementation’ TED Kayseri Koleji’nde Yapıldı
Her yıl bir TED okulunda gerçekleştirilen English Language Teaching (ELT) Konferanslarının altıncısı, ‘From Inspiration to Implementation’ TED Kayseri Koleji ev sahipliğinde 27 Nisan 2013 tarihinde gerçekleştirildi. Bu yılki organizasyona TED okullarından, özel ve devlet okullarından ve üniversitelerden 300 İngilizce öğretmeni, akademisyen ve öğretmen eğitimcisi katıldı. Açılışını dünyaca ünlü öğretmen eğitimcisi Jamie Keddie’nin yaptığı konferansta, Robert Koleji ve Özel Bilkent Lisesi’nin yabancı diller bölüm başkanlarının yanı sıra, Eyüboğlu Eğitim Kurumları, Terakki Vakfı Okulları, Üsküdar SEV Amerikan Koleji gibi okullardan da İngilizce öğretmenleri tarafından 8 atölye çalışması gerçekleştirildi. Konferansın diğer oturumlarında TED okulları İngilizce öğretmenleri tarafından hazırlanan 9 video ve 12 poster sunumunda, İngilizce öğretmenleriyle İngilizce dil eğitiminde ilham verebilecek sınıf içi uygulamaları paylaşıldı ve İngilizce dil eğitimi üzerine çalışmalar sergilendi.
59
TED’DEN HABERLER
Türk Eğitim Derneği Tam Eğitim Bursu Sınavı Türk Eğitim Derneği Tam Eğitim Bursu (TEB) Sınavı 6 Nisan Cumartesi günü yapıldı. Yaklaşık 23 bin aday, TED tarafından belirlenen 43 sınav merkezinde, 1044 salonda sınava katıldı. Türk Eğitim Derneği, 2003-2004 eğitim-öğretim yılından itibaren, başarılı ve maddi imkanları kısıtlı öğrencilerin Tam Eğitim Bursu - TEB kapsamında okutulması uygulamasına başlamıştı.
Geleceğini Seç...
A Her şey bir günde değişebilir ve o da belki bugündür! Türk Eğitim Derneği Tam Eğitim Bursu Sınavı 06 Nisan 2013 Cumartesi günü saat 09.30’da yapılacaktır.
B
A A
D C
B
D
C
Bilgi için: 0312 418 06 14 / 159
Sınav başvuruları 07 Ocak - 03 Mart 2013 tarihleri arasında www.ted.org.tr adresinden online olarak alınacaktır.
Projesi İkinci Etabı Tamamlandı Türk Eğitim Derneği (TED) ile Big Chefs’in başlattığı “Geleceğim Parlak, Kariyerim Mutfak” sosyal sorumluluk projesinin 2. etabı TED Ankara Koleji’nde tamamlandı. Seyyar mutfak taşıyan TIR aracının mutfağına girerek şeflerden öğrendikleri özel tariflerle yemek yapan öğrencilerimiz, Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, proje ortakları ve lise öğrencilerimizin katılımıyla düzenlenen basın toplantısında pişirdikleri yemek ve pastaları ikram ettiler. Etkinlik proje ortaklarına ve katılımcı öğrencilere plaket ve hediyeler verilmesiyle sona erdi. Günümüzün yükselen değeri olan mutfak sanatını geleceğin şeflerine öğretmek ve gastronomi sevgisini gençlere aşılamak için tam donanımlı gezici bir Big Chefs mutfağına çeviren araç geçen yıl Karadeniz’de TED Karabük Koleji’nden başlayarak, TED Zonguldak, TED Kdz. Ereğli ve TED Polatlı Kolejlerini ziyaret etmiş, bu yılda değişik tarihlerde sırasıyla TED Batman, TED Malatya, TED Gaziantep, TED Hatay, TED Mersin ve TED Kayseri Kolejlerinde öğrencilerle buluştu.
60
Türk Eğitim Derneği ‘Farklılıkların Rengi’ Öykü Yarışması Sonuçlandı Türk Eğitim Derneği (TED) Okulları öğrencileri arasında “Farklılıkların Rengi” temasıyla düzenlenen öykü yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri 31 Mayıs 2013 Cuma günü Ankara’da TED Üniversitesi’nde düzenlenen törenle verildi. Türk Eğitim Derneği (TED) İletişim Komitesi tarafından tüm TED özel okulları öğrencilerinin katılımıyla düzenlenen öykü yarışmasını kazanan öğrenciler ve okulları şöyle: 1. Ahmet Berat Bayar - “Çok Kötü Şeyler” TED Kayseri Koleji 2. Afet Nur Selek - “Kavak Ağacı” TED Konya Koleji 3. Kaan Mıhçı - “Bahçelerden Davut Geçti” TED İstanbul Koleji TED Karabük Koleji’nden Gizem Yılmaz da “Bir Nazi Askerinin Günlüğü” adlı öyküsüyle jüri özel ödülü kazandı.
Yarışmada mansiyon ödülü kazanan öğrenciler ve okulları şöyle: • Elif Kazak “Her Şeyini Ver İnsana” TED Alanya Koleji • İrem Şahin “Sadece İnsanız” TED Karabük Koleji • Sema Akkurt “Birlik Tanımı” TED Ankara Koleji Suzan Bilgen Özgün, Gamze Güller, Ayfer Niğdelioğlu ve Koray Özer’den oluşan jüri tarafından ödülle layık görülen öğrencilerin öyküleri bir kitapta toplandı. Ödül törenine katılan yazar Attila Şenkon katılımcılarla öykü üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.
61
TED’DEN HABERLER
Öykü Gürman
Piyanist
Burslu Öğrenciler İçin Söyledi
10 Bin Genç Meşale İçin Sahne Aldı
Türk Eğitim Derneği’nin maddi imkanlarından yoksun öğrencilere destek olunması amacıyla başlattığı 10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye Kampanyası kapsamında, yorumcu Öykü Gürman’ın katıldığı akustik bir müzik dinletisi düzenlendi. Geceden elde edilen bağışların tamamı maddi imkânları yetersiz öğrencilere üniversite eğitimlerinin sonuna kadar burs sağlayan fona aktarıldı. Ankara Ramada Oteli’nde gerçekleşen etkinliğe çok sayıda davetli katıldı.
62
Hakan Ali Toker
Türk Eğitim Derneği, “10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye” kampanyası kapsamında piyanist Hakan Ali Toker ile piyano resitali verdi. Resitalden sağlanan bağışlar burs fonuna gönderildi. 1976 doğumlu piyanist, besteci ve doğaçlama ustası Hakan Ali Toker klasik müzikte doğaçlama sanatını bugün canlı tutan, dünyadaki çok az sayıda piyanistlerden biri olarak tanınıyor. Yerli ve yabancı medyada pek çok kez kendinden övgüyle söz ettiren Toker’in klasik batı müziği, caz ve Türk müziği formlarında 100’ün üzerinde bestesi bulunuyor.
TED’DEN HABERLER
Tam Eğitim Burslu Üniversite ve Lise Öğrencileri Antalya’da 4. TEB Kampı’nda Buluştu Değişik üniversitelerde ve TED okullarımızda eğitimlerine devam eden Tam Eğitim Burslu öğrencilerimizin kişisel gelişimine katkıda bulunmak ve aralarındaki iletişimi güçlendirmek amacıyla, bu yıl 4. TEB Öğrenci Kampı 7-9 Şubat 2013 tarihlerinde Antalya’da gerçekleşti. 210 Tam Eğitim Burslu öğrencimizin katıldığı kamp etkinliğinde, TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu; Motivasyon TED Isparta Koleji Beden Eğitimi Öğretmeni Derya Keser; Dans Eğitimi
64
TED Ankara Kolejliler Spor Kulübü Antrenörü Doğancan Özcan; Takım Oyunları Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Ayşe Okvuran; Yaratıcı Drama Kaan Cici; İletişim kariyer.net İç Anadolu ve Karadeniz Bölge Müdürü Didem Arıkan; CV Hazırlama ve Mülakat Teknikleri konularında bilgi deneyimlerini tam burslu öğrencilerimizle paylaştı.
TED Aliağa Koleji USOBO Türkiye Birincisi
TED Afyon Koleji Atletizmde Madalyaları Topladı
Milli Eğitim Bakanlığı ile Fatih Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği “5.Ulusal Sosyal Bilimler Olimpiyatı’nda (USOBO)”, TED Aliağa Koleji 11. sınıf öğrencileri Melisa Erdoğan ve Büşra Algeç’in hazırladığı tarih projesi Türkiye birincisi oldu. Yaklaşık 1200 projenin başvurduğu yarışmaya “Genç Cumhuriyet Türkiyesi’ne Muğla’dan Işık Olmuş Kişilerin Başında Gelen Hafız Sabri Aksoy’un Aydın, Öncü, Toplumcu, İleri Görüşlü Kişiliğinin İrdelenmesi ve Tanıtılması” adlı proje dalındaki çalışmalarıyla katılan Kolejliler, jürinin yaptığı değerlendirme sonucu Türkiye birincisi olarak altın madalya aldı. Öğrenciler ödülünü Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın elinden aldılar.
Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği atletizm şampiyonası 17-18 Nisan 2013 tarihleri arasında Afyonkarahisar Atatürk Kapalı Stadın’da gerçekleştirildi. Şampiyonada yüksek performans gösteren TED Afyon Koleji öğrencileri; yüksek atlama, uzun atlama ve engelli atlama kategorilerinde yarıştılar. Zeynep Genç yüksek atlama kategorisi yıldız kızlar il 1.si, Çağla Demirtaş uzun atlama kategorisi yıldız kızlar il 1.si, Ayça Demir 100 metre koşusu küçük kızlar il 2.si, Yusuf Özer yüksek atlama kategorisi küçük erkekler il 2.si, Sıla Yılmazer 100 metre engelli koşusu yıldız kızlar il 2.si ve Ayça Demir yüksek atlama kategorisi küçük kızlar il 3.sü oldu.
TED Polatlı Koleji’nde “Sınanma Kaygısı” Semineri
TED Antalya Koleji Ailesi 8. Dinlence Etkinlikleri
TED Polatlı Koleji, Polatlı’daki lise 11. ve 12. sınıf öğrencilerine yönelik olarak “Sınanma Kaygısı” temalı bir seminer gerçekleştirdi. Seminere konuşmacı olarak katılan TEDÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müge Çelik, yaptığı sunumda, öğrencilerin sınavla ilgili olası kaygılarının giderilmesine katkıda bulundu. Ayrıca, öğrencilerin sınava hazırlanma ve sınavla ilgili soruları da seminer sonunda yanıt buldu.
TED Antalya Koleji tarafından her yıl düzenlenen “Dinlence Etkinliklerinin 8. si”, Kişisel Gelişim ve Beden Dili Uzmanı Ahmet Şerif İzgören’in “Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı” konu başlıklı semineri ile gerçekleştirildi. İzgören’in yoğun ilgi gören semineri, TED Antalya ailesi üyelerinin güzel ve birbirlerini daha iyi tanıyabilecekleri bir hafta sonu gerçekleştirmelerine de olanak sundu.
65
TED’DEN HABERLER
TED Ankara Koleji’nden İnsan Haklarına Katkı Ödülleri TED Ankara Koleji Vakfı Okulları’nda anaokulundan lise son sınıfa kadar “İnsan hakları ve demokrasi önce okulda başlar” ilkesiyle öğrencilerin erdemli davranışlarını öne çıkarmak, yaşama, insana ilişkin farkındalıklarını artırmak ve özellikle insan haklarına saygılı, demokrasi bilincine sahip bireyler olarak yetişmelerini sağlamak amacıyla Kırıntı Eğitim Festivali düzenlendi. “İnsan Haklarını Benimsemek” temalı festival kapsamında öğrenciler çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi, insan haklarını konu alan afiş, poster, slogan ve resimlerden oluşan sergiler okul binalarında sergilendi.
TED Konya Ereğli Koleji’nde Şiir Dinletisi TED Konya Ereğli Koleji Türkçe öğretmeni Ferran Dinç’in başkanlığında 4 Ocak 2013 tarihinde 7-B sınıfının hazırlayıp sunduğu “Ozanlarımızın dilinden lirik şiir türüne örnekler” adıyla yapılan şiir dinletisi veli ve öğrencilere sunuldu.
66
TED Ankara Koleji öğrencilerinin oyları ile belirlenen İnsan Haklarına Katkı Ödülleri de 16 Mayıs Perşembe akşamı ilkokul kısmı amfi tiyatroda düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Törene öğretmen, öğrenci ve mezunların ilgisi büyük oldu. TED Ankara öğrencileri, “Geçmişten geleceğe yüzyılların dünya lideri” olarak Mustafa Kemal Atatürk’ü, eğitim dalında Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’yi, bilim dalında Prof. Dr. Ömer Özkan’ı, sivil toplum kuruluşu dalında AKUT Arama Kurtarma Derneği’ni ve sanat dalında okulun 1972 mezunlarından yönetmen Tomris Giritlioğlu’nu ödüllendirdi.
TED Bodrum Koleji’nde 23 Nisan Coşkusu TED Bodrum Koleji’nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tören ve ardından gerçekleştirilen ve tam gün süren çocuk şenliği ile kutlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin tören öğrenci ve velilerimizin katılımı ile Spor Salonunda coşkuyla gerçekleştirildi. Törende öğrenciler şiir, şarkı ve konuşmalar ile 23 Nisan’ın önemini vurguladılar. Törenimizin ardından öğrencilerimizin, velilerimizin ve misafirlerinin katıldığı TED Bodrum Koleji 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Halat çekme, yoğurt yeme, futbol turnuvası, serbest atış vb. gün içine yayılmış etkinliklerin, birçok farklı firmanın stant açtığı (yiyecek, kitap, oyuncak, hediyelik eşya vb.) gün boyu süren Çocuk Şenliği sona erdi.
V. TED Bursa Ulusal Forumu
V. TED Bursa Ulusal Forumu’nun açılışı 29 Mart 2013 tarihinde gerçekleştirildi. Bu yıl ilk kez ulusal olarak yapılan forumun açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Açılış töreninde ülkemizdeki eğitim sorunlarına ve gençlere yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken, “Genç Bakış” programıyla da tanınan Abbas GÜÇLÜ eğitim konusundaki fikirlerini gençlerle paylaştı. Ali Emre TARAKÇIOĞLU’nun Başkanlığında üç gün süren TED Bursa Ulusal Forumu’nda Bursa’dan ve farklı illerden gelen öğrenciler misafir edildi. Türkiye’nin küresel düzeyde sorunlarını masaya yatıran ve bu konuda çözümler oluşturan forumda öğrencilerimiz oluşturdukları önerileri sundular.
TED Ege Koleji Nefesli Bandosu Gösterisi Aydın’da düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında TED Ege Koleji Nefesli Bandosu 90 kişilik boru,trampet ve nefesli çalgılarla; Valilik önündeki törende Saygı Duruşu’ nun ardından, İstiklal Marşı’mızı çalarak Aydınlılara bayramın coşkusunu dolu dolu yaşattı. Ardından kortej yürüyüşüyle stadyumda yapılan etkinliklere katılan TED Ege Koleji nefesli bandosu, Aydın halkı tarafından büyük bir ilgi gördü.
67
TED’DEN HABERLER
Climes Award Proje Yarışmasında TED İstanbul Koleji’nden Sevgi Arca Avrupa Birincisi TED İstanbul Koleji 12. Sınıf öğrencisi Sevgi Arca ve 2012 Mezunu Melih İşeri’nin Fizik Öğretmeni Nurten Mersinlioğlu danışmanlığında hazırladığı “Gözenekli Seramik ve Zeolit İkilisinden Çevre Dostu Soğutma Sistemi Tasarımı” isimli projeleri, Avrupa Birliği Yaşam Boyu Öğrenme Programı kapsamında gerçekleştirilen CLIMES AWARD isimli proje yarışmasında birinci oldu. CLIMES, Avrupa Okullarında iklim dostu okul yönetimini hedefleyen uygulamalı bir öğrenme projesidir. Proje, Avrupa okul eğitimindeki temel yeterlikleri teşvik etmek üzere, yenilikçi öğrenme yaklaşımlarını ve formal öğretim programı ile program dışı öğrenme etkinlikleri ile ilgili araçları farklı düzeylerde yöneterek birleştirmektedir. CLIMES ortaklığı, Avrupa okullarında iklim değişikliğini hafifletme ve uyumun sağlanmasıyla ilgili yenilikçi fikirlerin ve projelerin ödüllendirildiği bu yarışmaya, Avrupa’daki 3000’den fazla okulu davet etmiştir.
“Oxford Big Read” TED Malatya Okuma Yarışmasında Koleji’nde 2. İskelet TED Gaziantep Koleji Güzellik Yarışması Türkiye Finalinde Oxford University Press tarafından düzenlenen “Oxford Big Read” okuma yarışmasında TED Gaziantep Koleji öğrencileri Türkiye finaline yükseldi. Öğrencilere okuma alışkanlığını kazandırmak, analitik düşünmelerini sağlamak, uluslararası kültürleri tanıtmak amacıyla düzenlenen yarışmanın birinci bölümünde Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgesinden TED Gaziantep Koleji 3. sınıf öğrencisi Ongun Özen finale kaldı. Yarışmanın ikinci bölümünde de Eylül Göksu, Eylül Yalçın, Ayşe Baştemir, Azra Baştemir, Arda Bektaş, Candan Yılmaz ve Berat Çağlar Demir Türkiye finallerine yükseldiler. Selin Nesanır ise bu yarışmada Türkiye 3.sü oldu.
68
TED Malatya Koleji Fen ve Teknoloji dersi etkinlikleri kapsamında öğrenciler öğrendikleri Destek-Hareket Sistemi ünitesini bu yıl ikincisi düzenlenen “İskelet Güzellik Yarışması” ile pekiştirdiler. Yaptıkları etkinlikte insan iskeleti ve yapısını öğrenme fırsatını yakalayan öğrenciler, meydana getirdikleri iskeletleri gönüllerince süslediler. Yapılan oylama sonucunda en çok oy alan “Model İskeletler” okul koridorlarında sergilendi.
TED Zonguldak ve Isparta Kolejlerinden İnönü Vakfı Madalya Ödülleri Lozan Barış Antlaşması’nın 90. Yıldönümü nedeniyle İNÖNÜ Vakfı’nın TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi Koordinatörlüğü’nde düzenlediği “Lozan Barış Antlaşması” konulu kompozisyon ve karikatür yarışması sonucunda TED Zonguldak Koleji Vakfı Okulları öğrencileri Naz ÜSTÜNDAĞ (8/B), “Yeni Bir Başlangıç” başlıklı yazısıyla birincilik, Cansu YAŞA (8/B), “Bir Güneş Gibi” ve Ekin Su Bayraklı (10/A) “Dünden Bugüne” başlıklı yazılarıyla mansiyon ödülleri kazandılar.
Özden TOKER tarafından Pembe Köşk’te karşılanan öğrencilerimize ödülleri TED Üniversitesi’nde düzenlenen törende verildi. Yarışmada Birincilik kazanan Naz ÜSTÜNDAĞ 17–20 Mayıs tarihleri arasında Lozan’a gidecek ve farklı etkinliklere katılacaktır. “Lozan Barış Antlaşması” Kompozisyon ve Karikatür Yarışmasında TED Isparta Koleji Özel Lisesi 9.Sınıf Öğrencimiz Kübra DİKBAŞ 3. olarak İnönü Vakfı Madalya ödülünü İsmet İNÖNÜ’nün kızı Özden İnönü TOKER’den aldı.
TED Karabük Koleji’nde Tamer Karadağlı ile Söyleşi TED Koleji mezunu olan oyuncu Tamer Karadağlı, 22 Mart Cuma günü TED Karabük Koleji’nde genç TED’lilerle bir araya gelerek keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Usta oyuncunun TED’deki öğrencilik günleri, oyunculuk hayatı ve gelecek projeleri ile ilgili soruları yanıtladığı söyleşiye öğrenciler yoğun katılım gösterdiler.
69
TED’DEN HABERLER
TED Kdz. Ereğli Koleji miniTED Şenliği
TED Kdz. Ereğli Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Okul Öncesi öğrencilerinin düzenlediği MiniTED Şenliği veliler, öğretmenler, yöneticiler ve öğrencilere gece boyunca renkli dakikalar yaşattı.18 Nisan 2013 akşamı Türkçe ve İngilizce olarak sunuculuğunu Şevval Kazokoğlu ve Berke Akova’nın gerçekleştirdiği MiniTED Şenliği yoğun ilgi gördü. Gösterilerin yanı sıra öğrencilerin yaptıkları eserlerin de sergilendiği gecede öğrenciler kadar aileleri de heyecanlandı. Yoğun ilgi gösterilen gecede okul bandosunun muhteşem müzik dinletisi seyircileri coşturdu. 5 yaş ve 6 yaş öğrencilerinin yaptıkları danslar ve ritim çalışmaları izleyicileri büyüledi. Özellikle Minik şirinler
sınıfı “teacher face” müzikalini sergilemek için öğretmenlerinin maskeleri ile sahneye çıktıklarında izleyiciler tarafından büyük alkış aldı. Sevimli penguenler ve şirin penguenler sınıfı öğrencilerinin sergiledikleri “Grease Müzikali” ve beden perküsyon grubunun ritim gösterisi gerçek müzikalleri aratmayacak nitelikteydi. Sevimli ve Neşeli şirinler sınıflarının gerçek müzik aletleri ile yaptıkları ritim şovları ve ardından roman dansları izleyenleri coşturdu. MiniTED’liler gösterilerinin sonunda tüm öğretmenleri ve salondaki izleyiciler ile TED marşını hep birlikte söyleyerek geceyi neşe içinde sonlandırdılar.
TED Hatay Koleji Nostaljik Çocuk Oyunları Ligi Oyunun çocuğun gelişiminde büyük önemi olduğuna inanan TED Hatay Koleji, Hatay’da ilk kez yapılan Çocuk Oyunları Ligi’ne sponsor oldu. TED Hatay Koleji Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “SeksekMendil Kapmaca” şampiyonasında 16 takım kıyasıya mücadele etti. 2 gün süren turnuvada TED Hatay Koleji İlkokulu Antakya Merkez Şampiyonu olmayı başardı. Bundan sonra il genelinde nostaljik çocuk oyunlarının gelişmesi için daha önce 590 öğretmenin “Oyun Liderliği ve Hakemlik” seminerine ev sahipliği yapan okulumuz çalışmalarını ÇOSKF ile birlikte sürdürecektir.
70
TED Mersin Koleji’nde “Bir Varmış, Bir Yokmuş” Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TED Mersin Koleji Masal Günü etkinliği, lise öğrencilerimizin çeşitli masalları yeniden yorumlamasıyla büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Türk Dili ve Edebiyatı Zümresi önderliğinde gerçekleştirilen etkinliğe 9.10. ve 11. sınıf öğrencilerimiz katıldı. Takım çalışmasıyla bir araya gelen öğrenciler, kurgudan kostüme kadar kendi çabalarıyla hazırladıkları oyunları, büyük bir özveriyle sundular. Tıpkı birer usta oyuncu gibi sahnede rol yapan öğrenciler, oyunlara hazırlanmak için çok çalıştıklarını dile getirdiler. Klasik çocuk edebiyatının örneklerini modern hayata uyarlayan gençler başarılı senaryolara da imza attılar. Modern hayatın Şirinleri ve Şirine’si, Kurt Adamı ve Kırmızı Başlıklı Kızı, prens ve prensesi, kral ve kraliçesi oldular. Bazı televizyon programlarını komik bir dille, kendilerine göre uyarlayan öğrenciler, modern hayatın ilişkilerine dikkat çektiler.
TED Adana Bekir Sapmaz Öğrenci Yurdunda Söyleşi CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Şükrü Küçükşahin, TED Adana Bekir Sapmaz Öğrenci Yurdu’nda 6 Nisan Cumartesi günü düzenlenen söyleşide öğrencilerle bir araya geldi. Aylin Nazlıaka ve Şükrü Küçükşahin Adana’da Fen Lisesi, Anadolu Lisesi ve üniversite öğrenimi gören 125 öğrenciyle yaklaşık 2 saat sü-
reyle sohbet ederek yöneltilen soruları yanıtladılar Yurt öğrencilerinin masa tenisi maçını izleyen Aylin Nazlıaka, öğrencilerle masa tenisi oynadı. Söyleşi sonrası TED Adana Bekir Sapmaz Öğrenci Yurdu yöneticileri günün anısına Nazlıaka ve Küçükşahin’e birer belge verdiler.
71
KİTAP RAFLARINDAN
OSMANLI BİLİM KURGUSU: FENNİ EDEBİYAT Seda Uyanık İletişim Yayınları, 237 sayfa
Osmanlı ve bilimkurgu edebiyatı - yan yana geldiklerinde bile kafalarda soru işareti uyandıran kavramlar… Oysa imparatorluğu çöküşten kurtarma gayreti içindeki aydınların “Batı’nın bilim ve teknolojisinin Osmanlı’ya getirilmesi” tartışmaları dahilinde, bu konuları ele alan metinler yazılmıştır: Hasan Rûşenî Barkın, Refik Halid, Abdülhak Hâmid, Yahya Kemal, Behlül Dânâ, Ahmet Mithat, Molla Davudzade Mustafa Nâzım, Celal Nuri gibi isimlerin kaleme aldığı “fenni edebiyat” metinleri çerçevesinde ”Bir Osmanlı bilim kurgusundan bahsetmek mümkün müdür?” sorusuna cevap arayan kitap, edebiyat tarihi çalışmalarının bugüne kadar göz ardı ettiği bir alana ışık tutuyor..
FELİDAE Akif Pirinçci Çeviren: Selahattin Dilidüzgün Aylak Kitap, 292 sayfa
Dedektif Francis, yeni bir mahalleye taşındığı için biraz depresyondadır. Bu da normaldir aslında, zira Dedektif Francis bir kedidir. Gelişiyle birlikte, etrafında birer birer cinayetler işlenmeye başlar ve Francis bir seri katille karşı karşıya olduğunu anlamakta gecikmez. Tamamen kediler dünyasında geçen ve iyi bir polisiye romanın sahip olduğu tüm özellikleri barındıran kitapta, insanlar sadece yan rollerde. Kediler, bizimle paylaşmayı çok tercih etmedikleri dünyalarında, okuyorlar, bilgisayar kullanıyorlar, örgütleniyorlar – hatta seri cinayetler işliyorlar. İşi çözmek ise Francis’e kalıyor… İstanbul’da doğan, 10 yaşındayken ailesiyle Almanya’ya göç eden Akif Pirinçci’den, yayınlandığı yıldan beri Almanya’da milyonlar tarafından okunmuş ve çok sevilmiş, sıradışı bir polisiye…
KAHKAHA BENDEN YANA Sören Kierkegaard Çeviren: Nedim Çatlı
Ayrıntı Yayınları, 288 sayfa
“Rüyamda başıma harika bir şey geldi” diye yazar Kierkegaard, tanrılar katına çıkmıştır ve tanrılar ondan bir şey, ancak tek bir şey dilemesini isterler. Gençlik mi ister, uzun bir ömür mü, güç mü?.. Kierkegaard “Dileğim şudur ki, kahkaha hep benden yana olsun” der. Tanrılar bu cevaba kahkahalarla güler. Kierkegaard da dileğinin kabul edildiği sonucuna varır, zira ciddi bir tavırla “dileğin kabul oldu” demek tanırlara yakışmazdı, diye düşünür. Yaşadığı dönemde, yani 19. yüzyılda iyi anlaşılamamış, kıymeti ancak “birey”in öne çıktığı 20. yüzyılda takdir edilmiş bir deha, Kierkegaard. Kitaplarının güncelliği, okurlarını hep şaşırmıştır Kierkegaard’ın, yazılarının 150 yaşında olduğuna inanmak bazen zor gelebilir. Kitap daha önce Kierkegaard okumamış, yazarla tanışmak isteyenler için bir araya getirilmiş metinlerinden oluşuyor. Kierkegaard’ı tanıdığını düşünenler için ise oldukça eğlenceli ve şaşırtıcı bir kitap.
ASİ ŞEHİRLER David Harvey
Çeviren: Ayşe Deniz Temiz Metis Yayınları, 233 sayfa
Dünyada insan bilimlerinde en çok alıntılanan ilk 20 akademisyenden biri olan David Harvey, coğrafya, kentsel iktisat, mekan ve sosyal adalet gibi kavramlar etrafında yazdığı eserleriyle Batı’da iyi tanınan bir yazar. Türkçe’de de on kadar kitabı bulunan Harvey bu yeni kitabında temel olarak 2008 yılında ortaya çıkan global ekonomik krizi ve başta Wall Street işgali olmak üzere bütün dünyayı saran isyan hareketlerini ele alıyor.
72
ÇOCUK & GENÇLİK KİTAPLARI SIRADAN BİR ÇOCUK Andrew Clements Çeviren: Mine Kazmaoğlu
Günışığı Kitaplığı, 128 sayfa (8-12 yaş)
“O, sıradan bir çocuk. Ne uzun, ne kısa. Ne güzel, ne çirkin. Ne şişman, ne zayıf. Karnesi yıldızlarla dolu değil, ama sınıfta kalmaya da çok uzak. Ayakkabı numarası bile ortalama. Jordan evine, okuluna, kasabasına, hatta ona öyle geliyor ki, tüm dünyaya göre gösterişsiz, sıradan bir kız ve onun dışında herkesin bir yeteneği var. Ama sonunda kendini keşfetmeye karar verip, bir hedef belirliyor: Yıl sonuna kadar içindeki büyük yeteneği ortaya çıkarmak!..” Günümüz çocuklarının büyük bir korkusu var: Yeteneklerin, zekanın yüceltildiği bir toplumda sıradan olmak! Oysa hiçbir çocuk sıradan değildir… Okul hikayelerinin sevilen yazarı Andrew Clements, bu sefer de okurları yetenek ve başarı konuları üzerine düşünmeye davet ediyor. Kitap ayrıca aile veya sınıf içinde okunup tartışılmak için de ideal.
KAR BENEK KARA BENEK Yazan: Şiirsel Taş, Resimleyen: Özlem Özden TUDEM Yayınları, 24 sayfa (5+)
Sularla kaplı bir gezegende iki büyük ada vardır: Çok sıcak olan Tuz adası ve çok soğuk olan Buz adası. Tuz adasında kar benekli kara köpekler, Buz adasında kara benekli kar köpekler yaşamaktadır. Birbirinden habersiz yaşayan bu iki farklı köpek cinsi, huzurlu hayatlar sürmektedir - ta ki adalar birbirine yanaşıp, yeni bir ada oluşturana kadar: Tuzlabuz adası! Bu iki köpek türü, henüz birlikte yaşamaya hazır değildir. Ancak bir gün adaya rengarenk bir çocuk ve gri köpeği çıkagelir. Köpeklerin onlardan öğreneceği çok şey vardır.
KÜÇÜK ADAM Yazan: Erich Kästner, Resimleyen: Horst Lemke Çeviren: Süheyla Kara Can Yayınları, 240 sayfa
Beş santim boyunda, atmış gram ağırlığındaki Max gerçekten de çok küçük. Küçük yaşta anne-babasını kaybeden Max, tıpkı onlar gibi sirklerde çalışmak istiyor, ancak onu büyüten Profesör Hokuspokus, bu iş için fazla küçük olduğunu söylüyor. Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İsponyalca, Hollandaca, İsveççe ve Danimarkaca bilen Max için en uygun mesleğin tercümanlık olduğunu düşünen Profesör haklı mıdır? Çocuk edebiyatının en ünlü romanlarından “Uçan Sınıf”ın yazarı Kästner’den bir başka olağanüstü bir hikaye…
WONDLA - ARAYIŞ Tony DiTerlizzi Çeviren: Gökben Kurt
TUDEM Yayınları, 472 sayfa
20. yüzyılın en önemli edebiyatçılarından James Joyce’un çocuklar için yazdığı bir kitabı olduğunu biliyor muydunuz? Joyce, iki dünya savaşı arası yıllarını Paris’te geçirirken torununa yazdığı bir mektupta bir hikaye anlatır. Fransız halk masallarından ilham alan bu hikaye, kitaplaştırılarak tüm dünya çocuklarına ulaştırılacaktır. Klasik “ruhunu şeytana satma” temasını işleyen kitapta bu sefer şeytanın kucağına düşen, bir kedidir.
73
74
Sizlerle daha güçlüyüz... Tüm Hizmet Taleplerinizde Koşulsuz Müşteri Memnuniyeti Anlayışı ile
TLE
LİK • İLAÇLA N E V MA GÜ
•Y EM E
E ZM Hİ
•B
E
KIM A B
STEK HİZMETLER E D • İ
K
AH Ç
Çözüm Ortağınız Olmaktan Gurur Duyarız…
Rİ •
M
İK L Z İ
•
TESİS YÖN E T İ M İ
TE www.artemtesis.com
• A. Cezmi Erdemgil • A. Bülent Yıldız • A. Cem Davutoğlu • A. Semih Apa • Abidin Şevki Kuyulu • Aclan Acar • Adem Davut Baykan • Adil Gökhan Alkazan • Adnan Tunç Kayalar • Afet Demir • Afşin Akkerman • Ahmet Burç Cankat • Ahmet Cemal Bozer • Ahmet Çörtoğlu • Ahmet Hamdi Beştaş • Ahmet Küşat Yazıcıoğlu • Ahmet Levent Sipahi • Ahmet Lütfü Bilgen • Ahmet Metin Süerkan • Ahmet Muhteşem Ağıldere • Ahmet Şefik Öngün • Ahmet Zeki Hocaoğlu • Alev Akkerman • Alev Aybers • Alev Çelebi Malatyalıoğlu • Alev Özbay • Alev Semker Akal • Ali Aslan Uzun • Ali Burak Kargın • Ali Fuat Erbil • Ali Güven • Ali İhsan Çavdarlı • Ali Rıza Sungur • Ali Süha Ayrancı • Ali Şener • Ali Toker • Alp Karayalçın • Alper Aktaş • Altan Kayran • Arda Arat • Ardıç Gürsel • Arif Han Yarkın • Arzu Akman/Es Proje Mühendislik Müş. Ltd. Şti. • Arzu Baytar • Arzu Ergin • Arzu Köprülü • Aslı Bayraktaroğlu • Aslı Gürbüz Usluel • Aslı Kurgan Üstüner • Aslı Savcıözen • Aslı Uludağ • Aslı Yiğit • Aslıhan Salih • Aslıhan Tavil • Asuman Akar • Asuman Tuncel Bozyiğit • Ateks Tekstil Mak. Ltd. Şti • Ateş Yenen • Atilla Çadırcı • Atilla Önder Mekikoğlu • Ayberk Özcan • Aycan Emre • Ayda Uçul • Aydan Ercan • Ayfer Sunter • Aykimtaş Sanayi • Aylin - Kürşat Erbilgin • Aylin- Ahmet Eti • Aylin Eliçin • Aysel Akçay • Aysel Büyükerdoğan • Aysel Nergiz • Aysun Araz • Ayşe Bilgiç Bölükbaşı • Ayşe Dilek Eraslan • Ayşe Dirik • Ayşe Esra Günal • Ayşe Nilgün Işın • Ayşe Nilgün Keçeci Uz • Ayşe Nur Alpyürük • Ayşe Özlem İmece • Ayşe Saray • Ayşe Yaramanoğlu • Ayşe Yeşim Temiz • Ayşe Zeynep Aytaç • Ayşegül Küçükgöçmen • Ayşen Aksöyek • Ayşen Kılınç • Ayşenur Eren • Ayşın Argüden • Ayşın Erelmalı • Aytaç Keskinege • Azmi Binerbay • Azra Çakıl • B. Ayça Aygün • B. Beliz Büyükhanlı • Bahadır Eryılmaz • Banu Küçükel Tüccar • Banu Nerime Köksal • Baran Hakman • Baran Özer • Barış Aybay • Başak Korkmaz • Bedia Ebru Erdoğmuş • Begüm Salırlı • Belgin Boydak • Belgin Taşkın • Bengisu Kağızman • Bengü Çiğdem Baydar • Beray Ötügen Nemutlu • Berna Sarıoğlu • Berrak Güzeloğlu • Berrin Akman • Betül Doğru • Bige Ayan Ulusoy / Ahsel İnşaat Taah. A.Ş. • Bige Sayraç • Bilge Pehlivanoğlu • Bilge Rızvani • Bilge Şenol • Bingül Ataman Sabuncuoğlu • Birol Ensari/Maba İnşaat Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. • Boydak Eğitim ve Kültür Vakfı • Börekçi İnş. Taah. Tur. San. Tic. A.Ş. • Btm Bitümlü Tecrit Mad. San. A.Ş. • Burak Kurtuldu • Burak Sevindik • Burçin Kargın • Bülent Bağdatlı/İnoksan • Bülent Hiçsönmez • Bülent Yılmaz • Büşra Kodal • Büyükhanlı Kardeşler İnş. Turizm ve Tic. A.Ş. • Can Büyükburç • Can Özdemir • Canan Genç • Canan Üstünalp • Cansel Baydinç • Celal Bozkuş • Celil Cevat Kodak • Cem - Ayşem Işıl • Cengiz Ülger • Cenk Hasan Keylan • Cenk Soyak • Ceren Şaylı Meşalesi • Chevron International Ltd. Şti. • Coşkun Aras • Coşkun Ürünlü • Cumhur Karabacakoğlu • Cumhur Timuçin • Cüneyt Tez • Çağatay Çopuroğlu • Çağla Büyüktaşkın • Çağla Or • Çiçek Emed • Çiğdem Aker
78
• Çiğdem Görenel • Çiğdem Özyürek Azizaf • Çiğdem Üstün • Çiler Özgül • D. Ebru Tümer • Defne Türkeş/Saime Defne Elioğul • Değerhan Usluel • Demet Aydın • Demet Başeğmez/Demet Güz. Bak. Hizm. Ltd. Şti. • Demet Doğu • Demet Erdoğan Karamanlargil • Deniz Mit • Denizbank A.Ş. • Denizhan Sungur • Dicle Kurşun • Dilek Alkazan • Duravit Yapı Ürün. San. Tic. A.Ş. • Duygu Kıskanç Erpolat • Duygu Özbay • Easy Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı ve Kariyer Planlama Ltd. Şti. • Ebru Algım • Ebru Anıldı • Ebru Boyvadaoğlu • Ebru Özdemir • Ebru Yurdutemiz • Ece Şirin/Tanıta Tasarım Org. İnş. Taahh. Ltd. Şti. • Eda Aslı Özdemir • Eda Güneri • Edip Deniz • Efecan Karabulut • Elçin Gür Koralp • Elif Mıhçıoğlu Bilgi • Emel Dikici • Emin Caner • Emin Hisarcıklıoğlu • Emin Şenol • Emine Ersan • Emine Fahrünisa Altıoklar • Emine Tuna Gülten • Emine Tülin Demireller • Ender Uçuk • Engin İnanç • Enis Arpacı/Özel Medlab Polikliniği • Ercan Tanrısal • Ercüment Sunter • Erdal Tokcan • Eren Alkoç • Eren Anıl • Ergun Özen • Erman Ilıcak/Volga Dış Tic. Dan. Ltd. Şti. • Erol İren • Erol Şansal • Erol Ünsal • Esra Genç • Esra Korun • Esra Okçuoğlu • Evren Acar • Evrim Memecan • F. Banu Konuksay • F. Berna Canbay • F. Dilek Sanın • Fatih M. Özkara/Yeni Punto Medya Yatırımları A.Ş. • Fatma Erdoğan • Fatma Kardeşler • Fatma Nesrin Özdabak • Fatma Neşe Özdemir • Fatma Şule Cizreli • Fatma Ünsal • Feride Aksoy • Ferruh Sefa Öztürk • Fikret Yenigün/Yenigün İnşaat San. Tic. A.Ş. • Filiz Aydın/Mekay İnşaat Ltd.Şti • Filiz Güdüllüoğlu • Finansbank A.Ş. • Firdevs Filiz Okan • Funda Esen • Funda Usar • Fügen Kansak • Füsun Okutan • G. Mert Aksoy • Gama Ticaret ve Turizm. A.Ş. • Gamze Aydın • Gamze Demirtola • Gonca Dede • Gökhan Günaydın • Gökhan Güven • Gökhan Kargı • Gökhan Mendi • Gül Çamurdan Sürmen • Gülay Cilasun • Gülay Tan • Gülbanu Demirel • Gülbin Tan • Gülcan Düzovalı • Gülcan Uğur • Gülnur Dinçer Anlaş • Gülseren Orhon Meşalesi • Gülseren Özdemir • Gülsün Emüler • Gürkan Gürbüz • H. Akın İpek • H. Behçet Coşkun • H. Nesrin Dilbaz • H. Seçimer Tez • H. Ünal Koyaz • Hakan Bezginli • Hakan Özçelik • Halide Sevil • Hamret Şafak Erdemis • Hande Kuyumcu • Hatice Ela Ulaş • Hızıroğlu Vakfi • Hilal Yıldır • Hulki Karagülle/Tan Oto Motorlu Araçlar ve Taş. Ltd. Şti. • Hulusi Temel Gokulu • Huriye Lale Özdemir • Hülya Tez • Hüsamettin Akyıl • Hüseyin Arda Özer • Hüseyin Sait Sargın • Hüseyin Tekin Sevil • ISE Danışmanlık Uluslararası Eğt. Hiz. Paz. Ltd. Şti. • Işıl Yıldırım • Işınsu Kuzu • İ. Cengiz Biçakçıoğlu/Sebat Metal Mak. End. A.Ş. Prefabrik • İ. Deniz Coşkunsu/Dorçe Prefabrik • İ. Engin Turgut • İ. Hakan Şamlıoğlu • İbrahim Engin Şimşek • İbrahim Şengünlü/Kur Teknoloji İnş. Taahh. Dış Tic. Ltd. Şti. • İbrahim Şeref Topkaya • İlgen Yücel • İnci Sürenkök • İncihan Usluel • İpek Toplu Bilgiç • İrem Soysal • İsmihan Artan • İstanbul Ankara Kolejliler Derneği • İstek • İzel Akkarpat • İzzet Fehmi Güneş • İzzet Münir Uzun • K. Fusun Tür • K.Yalçın Mengü • Kaan Eczanesi • Kağan Işıkal • Kağan Usluel/Usluel Enerji Tesisleri A.Ş. • Kamil Ülker • Kamuran Latif Abbasoğlu • Kaplan Uluslararası Elek. Müm. Tic. Ltd. Şti. • Kemal Ziya Savran • Kerim Rota • Kıvanç Ersöz
• Koluman Motorlu Araçlar Tic. San. A.Ş. • Koray Kadas • Kumru Pınar Bilginsoy • Kurthan Tarakçıoğlu • Kutluk Armaoğlu • Lale Faika Karagözoğlu • Lale Nalbant • Levent Çelepçi • Levent Dimici • Levent Erpolat • Levent Şahin Erkan • Levent Yörük • Lut Sungur • M. Erdal Eren • M. Hakan Çınar • M. İhsan Erzurumluoğlu • M. Koray Eryılmaz • M. Murat Kuyrukcuoğlu • M. Nazlı Şencan • M. Niyazi Akdaş • M. Sani Şener/Sera Yapı End. Tic. A.Ş. • M. Süheyl Konuksay • M. Tuncay Altunsu • Mahir Yücedağ • Maral Kocaalp • Mehmet Can Ulusoy/Ultra Turizm Tic. Ltd. Şti. • Mehmet Emrah Aydın • Mehmet Ercan • Mehmet Gani Sönmez • Mehmet Sezgin • Mehmet Sindel • Mehmet Tugal • Mehmet Yeşilaydın • Mehmet Zeki Peker • Melahat Özer • Melih Zaim • Meltem Akyol • Meltem Ekenler • Meltem Ilıcak • Meltem Kopuz Korur • Meltem Nalça Andrieu • Meltem Özen • Meral Demirel • Meral Nevin Şişman • Mesan • Mesut Çakmak • Mete Demirsoy • Mete Rıza Kayaalp • Metin Aydar • Metin Malaz/Malazlar Kibrit Sanayi • Metis Bilgisayar Sist. San. ve Tic. A.Ş. • Mine Canbazoğlu • Mine Şenol • Mine Tuğçe Özdeş • Mine Usluel • Mitaş Proje İnşaat Tekstil San.Tic. A.Ş. • MNG Factoring A.Ş. • Murat Baskı • Murat Dedeman • Murat Toktamışoğlu • Murat Törüner • Musa Öztürk • Mustafa Aydar • Mustafa Ertürk • Mustafa Levent Ulusoy • Mustafa Nadas • Mustafa Sakarya • Mustafa Sinan Lenger • Mustafa Uğur Bozyiğit • Muzaffer Ulusoy • Müge Dinçel • Müge Fazilet Yalçın • Müge Heper • Müge Rızvani • Müge Tansel • Münevver Salırlı • Müşfik Hamdi Yamantürk • N. Orhun Köstem • Nadire - Zarifi Öngör Meşalesi / Öngör Ailesi • Nazan Aksaray • Nazan Şişmanoğlu/Kabataş Eczanesi • Nazire Cansen Kılıçöte • Necdet Osman Kolat • Necmiye Çölaşan • Neslihan Akyürek • Neslihan Özakıncı • Nezahat Tümer • Nezihe Polat • Nezihe Yılmaz Cebeci • Nezike İlke Aksoy • Nihal Akyıldız • Nilgün Akın Nergiz • Nil-Torhan Berke • Nilüfer Gözen • Nimet Anıl • Niyazi Ertan/Dinamik Mim. Müş. Dış Tic. A.Ş. • Nur Bayülker • Nur İnş ve San. A.Ş. • Nur Kardeşler • Nurcan Arsan • Nurdan Apa • Nuriye Ebru Ergenekon • Nurullah Çağatay Tiritoğlu • Nükhet Berk/Denta Form Sağlık Hizm. Tic. Ltd. Şti. • O. Birol Altınay • Okan Akhan • Oktay Ünsal • Onur Marşan • Opan Otomotiv A.Ş. • Orkun Açıkgöz • Orkun Oğuz • Ortadoğu Rulman San. ve Tic. A.Ş. • Osman İmamoğlu/Bto-Bilimtur Turz. Org. ve Tic. A.Ş. • Osman Levend Erden • Osman Özgül • Osman Tan Perksoy • Oya Çınarlı • Oya Erkan Karaer • Oya Tez • Ömer Ali Aydıner/Aydıner İnşaat A.Ş. • Ömer Dirim • Ömür Diril • Ömür Erçelen • Önder Bülbüloğlu/Bülbüloğlu Vinç San. A.Ş • Nadire - Zarifi Öngör Meşalesi/Öngör Ailesi • Örge Tulga • Öykü Yalçın • Özge Diril • Özge Saraçöz • Özge Yakıcı • Özlem Evren • Özlem Göksal • Özüm Özbay Erdem • Payam Yüce Işık/Celcius Tanıtım Hiz. Tic. Ltd. Şti. • Pınar Aras • Pınar-Fethi Köseliören • Pimeks Alüminyum Pvc ve Metal San. A.Ş. • Piraye Kuranel Başol • Prekons İnş. San. A.Ş. • R. Zerrin - Z. Bülent Koyunpınar • Rabia Aysun Üner • Rabia Başkal Çilsal • Rafi Mehter • Refik Çölaşan • Rengim Gökmen • Renk Yol Yapı İnş. San. Tic. Mad. Elek. Enerji İml. Proje Ltd.Şti. • Rezan Arıemre/Arıemre Hukuk Bürosu • Ruşen Kapucu • S. Sibel Eraslan • Saadet Bülbüloğlu Kaya/Meds Medikal Ltd. Şti. • Sabire Akın • Sardas End. ve Tarımsal Mad. San. Tic. Ltd. Şti. • Sarem Aytemiz
• Sarp Üner • Seda Ersan/Cem Ersan • Seda Özbulut • Sedat Kasan • Sedef Aksoy Abbasoğlu • Sedef Erenberk • Sedef Sena Helvacı • Selçuk Pehlivanoğlu/Sepe İnşaat Tic. Ltd. Şti. • Selda Davudoğlu • Selda Erünlü Altınay • Selehattin Aras • Sema Şengül Arıkan • Semih Nazım Us/Snu Ltd. Şti. • Senem İşmen • Sennur Arık Mustafaoğlu • Serhan Bacaksız/Limak İnş. San. Tic. A.Ş. • Serhat Özbayramoğlu • Serkan Kalemoğlu • Serruh Kaleli • Sevda Fatma Müftüoğlu • Sevgi Atalay • Sevgi Başman • Sevil Özkan • Sevim Eraslan • Sevin Nebahat Boz • Sevtap Tecimer • Seyit Erkunt • Sırma Yıldız • Sıtkı Arslan • Sibel Bağdatlı • Sibel Demiralp • Sibel Hatice Alaçam • Sibel Hayrullahoğlu • Sibel Helvacıoğlu • Simay Koçak • Sinan Başkan • Sinan Onat • Sinan Özer • Sinan Şahinbaş • Sinan Şenol • Sonsoy Madeni Yağlar San. Tic. Ltd. Şti • Sunullah Salırlı • Süer Okman • Süha Günel • Ş. Elif Başman • Ş. Elif Soral Yalçın • Şahika Kayserilioğlu • Şahin Mengü • Şebnem Genel • Şebnem Kamber • Şebnem Taş • Şenay Küçük Tanşu • Şerif Saraoğlu • Şevki Onur Öz • Şirin Ülgen • Şule Çataltepe • Tanla Doğan • Tarık - Neslihan Ekinci • Tayjet Hakalan • TED Adana Bekir Sapmaz Öğrenci Yurdu • TED Ankara Koleji 62 Mezunları • TED Ankara Koleji 73 Mezunları Meşalesi • TED Ankara Koleji 92 Mezunları Meşalesi • TED Ankara Koleji Vakfı 1.Kademe Öğretmenleri Meşalesi • TED Ankara Koleji Vakfı Okul Aile Birliği • TED Ankara Koleji Vakfı Öğretmenleri Meşalesi • TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Meşalesi • TED Antalya Koleji Öğretmenleri Meşalesi • TED Antalya Okul Aile Birliği Meşalesi • TED Bodrum Koleji Okul Aile Birliği Meşalesi • TED Ege Koleji Meşalesi • TED Karabük Koleji Öğretmenleri Meşalesi • TED Karabük Koleji Veliler Meşalesi • TED Kayseri Temsilcilik Meşalesi • TED Kdz. Ereğli Koleji Meşalesi • TED Polatlı Koleji Mezunları Meşalesi • TED Polatlı Koleji Öğretmenleri Meşalesi • TED Samsun Koleji Öğretmenleri Meşalesi • Tef/Turkish Educational Foundation • Teknopar Hid. Pinomatik End. Otom. San. Tic. Ltd. Şti. • Tetico Teknik Tic.A.Ş. • Tijen Armağan • Tijen Tortop Cengiz • Timur Koloğlu/Kolin İnşaat Turz. San. ve Tic. A.Ş. • Tolga Egemen • Tolga Işkır • Tomurcuk Ağaoğlu • Tuğba Deniz • Tuğba Kapsal Öztürk • Tuna Aksel • Tuna Doruk • Tunç Dinçel • Turhan Serdar Bacaksız • Tülay Nergiz Demirdağ • Tülin Yarkın • Türkan Topaloğlu • Türkay Saltık • U. Volkan Keçeci • Uğur - Hande Kardeşler • Uğur Boz • Ultra A.Ş. • Ulusoy İc. Turizm Ltd. Şti. • Umit Özgüç • Uruz Ersözoğlu • Utku Eke • Übeyde Barbara Elli • Üla Paçalı • Veli Ergin İmre • Volkan Akar • Volkan Tunarlı • Yakup Yüzüak • Yakut Akyön Yılmaz • Yapı Kredi Bankası Özel Bankacılık Merkezi • Yasemin Apaydın • Yasemin Eroğlu • Yasemin Golan • Yaşar Döngel • Yaşar Emre Dökmeci • Yavuz Selim Laçin • Yda İnşaat • Yelda Tolgay Çorlu • Yeşim Gül • Yeşim Kabalak • Yeşim Özşuca • Yeşim Toduk Akiş/Arto Yönetim Dan. Ltd. Şti. • Yurdanur Sakarya • Yusuf Ziya Aydınalp/Vinmar İnternational • Z. Kemal Gazioğlu/Can Sigorta Acenteliği Ltd. Şti. • Z. Kerem Mağdenli • Z. Sibel Aközer • Zafer/Naile Aylin İbrişim/Sun Medikal Tibbi Cihaz İth. ve Tic. Ltd. Şti. • Zehra Gonca Önsoy Caner • Zeliha Günnur Dikmen • Zerrin Ünsay • Zeynep Algan • Zeynep Arzu Çelik • Zeynep Barış • Zeynep Bora • Zeynep Çubuk • Zeynep Ece Arabul Günel • Zeynep Taptık • Zeynep Uçuk • Zeynep Uran • Zuhal Kızılot • Zuhal Ulutürk
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ
EĞİTİM MEŞALESİ BAŞVURU FORMU
Adı ve Soyadı
:
Doğum Yeri ve Tarihi
:
T.C. Kimlik No
:
Öğrenim Durumu
:
Mesleği
:
İş Adresi
:
İş Tel / Faks
:
Ev Adresi
:
Ev Tel
:
Cep Tel
:
e-posta Adresi
:
Size Ulaşamadığımız Takdirde Arayabileceğimiz Telefonlar:
ÖĞRENCİ BİLGİLERİ
Öğrenciyi Kimin Adına Okutmak İstiyorsunuz? (en az 1 öğrencinin tüm eğitim masrafları karşılığında doldurulacak)
Desteklemek İstediğiniz Öğrenciyi... (en az 1 öğrencinin tüm eğitim masrafları karşılığında doldurulacak)
TED’in Seçmesini İstiyorum ( )
Kendim Seçmek İstiyorum ( )
Desteklediğiniz Öğrenci ile Tanışmak İster misiniz?
Evet ( )
Hayır ( )
Web Sitemiz Üzerinden Desteklediğiniz Öğrenci Hakkında Bilgi Almak İster misiniz?
Evet ( )
Hayır ( )
Web Sitemizde Adınızın Açıklanmasını İster misiniz?
İstiyorum ( )
İstemiyorum ( )
79
ÖDEME BİLGİ FORMU
Ödeme Dönemi
Peşin ( )
Tam Eğitim Bursu (TEB)
Bir Öğrenci İçin Aylık Ödeme Tercihiniz
Öğrenci başı yıllık burs tutarı : 4.500 ’dir.
450
(
)
90 (
)
................... öğrenciye destek vermek istiyorum
225
(
)
80 (
)
110
(
)
45 (
)
Aylık ( )
............ (
)
Aylık ödemeler 10 ay boyunca yapılacaktır.
Ödeme Şekli
TED Banka Hesabına Havale ( ) Yapı Kredi Bankası - Akay Şubesi Hesap No: 69946958 IBAN NO: TR45 0006 7010 0000 0069 9469 58
Kredi Kartı ile Ödeme (
)
(Bu seçeneği işaretlediyseniz kredi kartı bilgilerinizi almak üzere size ulaşılacaktır.)
Seçilen Bağış Miktarı
: ..................................................................................................................................
Adı Soyadı Banka Adı
: .................................................................................................................................. : ..................................................................................................................................
Bağış Tutarının Kredi Kartımdan Her Ayın ................... nde Tahsil Edilmesini ve Bağış Makbuzunun* ...................................................................................... adına kesilmesini istiyorum. Türk Eğitim Derneği aracılığı ile öğrenim bursu desteğinde bulunduğum öğrenci / öğrencilerin burs kriterlerinin uygun halinin devam etmesi koşuluyla, öğrenim süresince bağış olarak; a) Yukarıda belirttiğim kredi kartımdan çekilmesini ve kredi kartı bilgilerimde değişiklik olması halinde bildirimde bulunacağım. b) Yukarıda belirtilen banka hesabına her ayın 15 (onbeş)’inde havale olarak göndereceğimi kabul ve taahhüt ederim. Tarih: ....... / ....... / ........
İmza
Türk Eğitim Derneği, Bakanlar Kurulu’nun 12.12.1938 gün ve 2/12441 sayılı kararı ile Kamuya Yararlı Dernek sayıldığından, bağışlarınızı gelir ve kurumlar vergisi matrahlarınızdan düşmeniz mümkündür. • Yıllık ödemeler formda belirtilen tarih itibariyle başlar ve takip eden bir takvim yılını kapsar. Her yıl sözleşmenin biteceği tarihten bir ay öncesine kadar bağışçı tarafından bursladığı öğrenciye desteğin sürdürülmeyeceği yazılı olarak TED Genel Merkezi’ne bildirilmediği takdirde sözleşme otomatik olarak uzar. Burs almaya hak kazanan öğrencinin bursu başarılı olduğu takdirde üniversite öğreniminin sonuna kadar devam eder. • Belirtilen burs rakamları 2012-2013 öğretim yılı için geçerlidir. TED Yönetim Kurulu kararı ile her yıl artış yapılabilir. • Ödemeler 1 Eylül’de başlar 10 ay boyunca devam eder ve 30 Haziran’da son bulur.
Türk Eğitim Derneği Kızılırmak Caddesi No: 8 Kocatepe 06640 / ANKARA 444 0 833 444 0 TED Tel: 0 (312) 418 06 14 - 417 42 02 Faks: 0 (312) 417 23 74 www.turkegitimdernegi.org.tr
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ
EĞİTİM MEŞALESİ BAŞVURU FORMU (BİREYSEL)
80