“Vergi reformu ihracat ve üretimin önünü açacak" Naci Ağbal Maliye Bakanı
TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ RESMİ YAYIN ORGANI
1 Ağustos 2017 / Sayı: 150
İhracat yılın ilk yarısında 76 milyar doları aştı İnoSuit Projesi'nin yeni dönemi başlıyor
İran'a ihracatta yeni dönem:
TÜRKiYE TiCARET MERKEZi
TAHRAN'DA AÇILDI
KARADENİZ FINDIK VE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ
BAŞKANDAN
Algıları yönetmek
D MEHMET BÜYÜKEKŞİ TİM Başkanı
İhracatçılarımızın günümüz teknolojileri ve eğilimlerini bir arada değerlendirmesi, küresel arenadaki trendleri yakından takip etmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde istediğimiz seviyelere ulaşabiliriz.
ünya ticareti 2016’da yüzde 3,2 daralmıştı. Ancak Kasım 2016’dan bu yana istikrarlı bir şekilde artıyor. Yılın ilk 5 ayında yüzde 8,8’lik bir genişleme söz konusu. Küresel ticaretteki bu olumlu trend ülkemiz ihracatı için de kaldıraç etkisi yapıyor. İhracatımız ilk 6 ayda yüzde 8,2 artarak 77,5 milyar dolara ulaştı. Biz, Ekonomi Bakanlığımız ile birlikte 2017 yılını ihracatımızda Atılım Yılı ilan edip, 155 milyar dolarlık hedef koyduk. Yani şimdiden, hedefimizin yarısına ulaşmış olduk. Yılın ilk yarısında ihracatımızda miktar bazında yüzde 12,6’lık bir artış gördük. Ancak ihraç birim fiyatlarımız henüz istediğimiz seviyelerde değil. Bu noktada, yüksek katma değere ve marka değerine sahip ürünler üretmemiz gerekiyor. Yani; ArGe, inovasyon, tasarım ve markalaşma bizler için büyük bir öneme sahip. Aynı şekilde, ihracatçılarımızın günümüz teknolojileri ve eğilimlerini bir arada değerlendirmesi, küresel arenadaki trendleri yakından takip etmesi gerekiyor. Bütün bunların yanında, yurtdışında ihraç ürünlerimize yönelik algı da ihracatımızı etkiliyor. Bu noktada, TİM olarak, Ekim 2016’da başladığımız Türk İhraç Ürünleri Algı Araştırmamızı başarıyla tamamladığımızı paylaşmak isterim. Bu araştırma ile yurtdışındaki alıcılarımızda Türkiye ihraç ürünlerine yönelik algı seviyesini ölçmek istedik. Bunun yanı sıra orta ve uzun vadede yapacağımız ihracat için firmalarımıza kılavuzluk edecek bir alan çalışması ortaya çıkarmayı arzuladık. Altı temel sektör grubunda en fazla ihracat yaptığımız yirmi altı ülkede toplam 2 bin 520 firmanın satın almadan sorumlu yöneticileriyle yüz yüze görüşerek gerçekleştirdiğimiz çalışmada üç farklı alanda ölçümler yaptık. Bunlar; Türk İhraç Ürünleri Algısı, Türkiye Genel Algısı ve yine Meclisimiz tarafından yürütülmekte olan Turkey: Discover the
Potential Kampanya’sının bilinirlik ve etkinlik algısı. Bu çalışmamızda stratejik bulgular ile karşılaştık. Araştırmamıza katılanların yüzde 62’si Türk ihraç ürünlerinden özellikle memnun olduğunu söylerken, memnun olma oranı en yüksek ülkeler yüzde 85 ile İngiltere, yüzde 77 ile Fransa ve yüzde 74 ile Hindistan oldu. Sektörlerimizin Türk ihraç ürünleri memnuniyet derecesine bakıldığında ise bütün sektörlerimizde bu oran birbirine oldukça yakın ve yüksek olmakla birlikte memnuniyet derecesi en yüksek olan sektörümüz yüzde 65 ile ElektrikMakine olarak öne çıkıyor. Öte yandan, Türkiye’nin imajını olumlu bulanlarının oranı yüzde 60 iken, İspanya, Almanya ve Hindistan’da oranın yüksek olduğunu görüyoruz. AB genelinde de bu oran yüzde 65 ile yüzde ortalamanın üzerinde. Türkiye genel imajının en yüksek olduğu iki sektör grubumuz yüzde 63’lük oranlarıyla Kimyevi Maddeler ve Tekstil, Halı, Deri oldu. Son bölüm olan Turkey: Discover the Potential Kampanya Bilinirlik ve Etkinlik Algısı’nda Türkiye Markasının bilinirliğini, beğeni düzeyini ve Türkiye ile ilgili düşünceleri yansıtma düzeyini inceledik. Genel olarak Türkiye Markamızın bilinirlik oranı yüzde 41 olup bu oranın en yüksek olduğu ülkeler İtalya, Mısır ve Rusya oldu. Araştırmamız sonucunda yabancılardaki Türk ihraç ürünleri, markası ve imajına ilişkin hâlihazırda yerleşik algıların olumlu olduğunu görüyoruz. Bu araştırma, her sene yapılması planlanan bir zincirin ilk halkası. Önümüzdeki sene araştırmamızın ikinci etabını yapacağız ve elde ettiğimiz bulguları bu yıl çıkan sonuçlar ile karşılaştırma olanağına sahip olacağız. Bu sayede, bize 1 yıllık süre zarfında ülkemiz ve ihraç ürünlerimizin algısı konusunda nasıl bir yol kat ettiğimizi ve bundan sonra neler yapmamız gerektiğini anlatacak. Böylece, ihracat hedeflerimize daha emin adımlarla yürüyeceğiz.
İÇİNDEKİLER
10
KÜNYE SAHiBi: TİM adına Genel Sekreter Dr. Halil Bader Arslan
BİRLİKTELİK
15 Temmuz’da 81 il meydanlarda tek yürek
YAYIN KURULU: Mustafa Çıkrıkçıoğlu Tahsin Öztiryaki Süleyman Kocasert Bülent Aymen Şahin Oktay Okan İnce YÖNETİM YERİ: Sanayi Caddesi Dış Ticaret Kompleksi Yenibosna-İstanbul T: (212) 454 04 71 F: (212) 454 04 13 www.tim.org.tr YAYIN TÜRÜ: Süreli yerel dergi YAPIM:
GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Erkan Ersöz erkanersoz@kucukmucizeler.com
DÜNYA Türkiye’nin imajını olumlu bulanların oranı yüzde 60
34
BÜYÜME
22
İkinci yarı çok daha büyük atılımlar yapacağız
Makine sektöründe birim fiyat yükselmeli
İNOVASYON
74
55
REKLAM DİREKTÖRÜ: Özgür Seyhan ozgurseyhan@kucukmucizeler.com ADRES: Küçük Mucizeler Yayıncılık ve İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. Darülaceze Cad. Bilaş İş Merkezi A Blok No: 31 K: 6 D: 63 Şişli-İstanbul T: (212) 211 68 53 F: (212) 211 56 54 BASKI VE CİLT: Promat Basım Yayın San. Tic. A.Ş. Orhangazi Mahallesi 1673.Sokak No:34 Esenyurt-İstanbul
DOĞU-BATI Tahran Türk Ticaret Merkezi açıldı
GRAFİK TASARIM: Elif Gülaydın elifgulaydin@kucukmucizeler.com FOTOĞRAF: Fatih Yalçın fatihyalcin@kucukmucizeler.com
88
İnoSuit Projesi’nin yeni dönemi başlıyor
EDİTÖRLER: Bülent Onur Şahin bulent@kucukmucizeler.com Cenk Sarıoğlu cenk@kucukmucizeler.com Elif Ceren Çıngı elif@kucukmucizeler.com
SİNERJİ
Timreport, TİM üyelerine ücretsiz olarak dağıtılır. Alıntı yapılması yazılı izne bağlıdır.
68 YILDIR ÜRETİYOR
%85’İNİ İHRAÇ EDİYORUZ
1949 yılından beri sanayimize hizmet veren Şenlikoğlu A.Ş kimya sektörüne %100 Türk Malı Reaktör üretmekte ve tesisler kurmaktadır. Uluslar arası standartlara uygun üretim yapan firmamız üretimin %85ini ihraç etmektedir. Yurtdışında (Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Katar, Fas, İran ve Dubai) önemli projelere imza atmıştır.
Tasarım ve Kurulum
www.senlikoglu.com.tr
• Alkid Reçinesi Tesisleri • Polyester Reçinesi Tesisleri • Plastifyan Tesisleri • Üre-formaldehit Reçinesi Tesisleri • Poliüretan Reçinesi Tesisleri • Akrilik Emülsiyon Tesisleri • Akrilik Reçinesi Tesisleri • P.V.Ac.Homo- , CoPolymer Tesisleri • EPS Reaktörleri ( -1 / +12 barg )
Tasarım ve Üretim
• Reaktörler 150 m³ ‘e kadar, -1/+12 barg • Blenderlar • Eşanjörler • Mikserler • Pilot Reaktörler
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Gaziosmanpaşa Mahallesi 22. sokak no:9 Çerkezköy / Tekirdağ
Tel: +90 282 726 11 71 Fax: +90 282 726 22 37 info@senlikoglu.com.tr
BÜYÜME / MAKALE
Hedef pazarlar, yeni rotalar
T DR. HALIL BADER ARSLAN TİM Genel Sekreteri
İhracatçılarımızın bu hedefe ulaşabilmeleri için yeni pazarlara açılmalarını, farklı coğrafyalara ulaşmalarını son derece önemsiyoruz. TİM olarak bu amaca hizmet eden etkinlik zincirimize Temmuz ayında başladık. “Pusula” olarak adlandırdığımız etkinliklerde rotayı 10 farklı ülkeye çevirecek, firmalarımıza bu ülkelerle ilgili pazara giriş, tutunma, müşterilere ulaşma ve ihracat yaparken dikkat edilmesi gereken konular gibi başlıklar paylaşacağız. 8
ürkiye İhracatçılar Meclisi olarak ihracatçılarımızı temsil etme ve ihracatımızı geliştirme görevlerimizin yanında, kamuoyunda ihracata dair gündem oluşturma ve bilinirlik yaratma gibi bir vazifemiz daha var. Nitekim bu vazifenin bir gereği olarak 6 ayda bir ülkemizin tüm ulusal basın kuruluşlarının ekonomi yöneticileri ile bir toplantı düzenliyor, geride bıraktığımız dönemi değerlendiriyoruz. Bu toplantılardan sonuncusunu 13 Temmuz’da İstanbul’da gerçekleştirdik. Sayın Ekonomi Bakanımızın da katılımı ile gerçekleşen toplantıda 2017’nin ilk yarısına dair gerçekleşme ve ikinci yarısına dair beklentilerimizi paylaştık, basın mensuplarının sorularına yanıtlar verdik. Benzer bir toplantıyı 2017’nin ilk günlerinde, 3 Ocak’ta Ankara’da yine Bakanımızın teşrifleri ile düzenlemiştik. O toplantıda hem 2016 yılının ekonomi ve dış ticaret gerçekleşmelerini ele almış, hem de 2017 hedeflerimizi ortaya koymuştuk. Başkanımız ilk defa o toplantıda “2017 sonunda ihracatın 155 milyar dolara yükselmesini öngörüyoruz” diyerek bu yıla ilişkin ihracat hedefimizi açıkladı. Yılın ilk yarısını geride bıraktığımız şu günlerde, ilk 6 ayda gerçekleşen 77,5 milyar dolar ihracat ile hedefin tam olarak yarısının başarı ile gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu hem bizler hem de bu başarının elde edilmesi için canla başla çalışan ihracatçılarımız için büyük bir gurur. Yılın kalanında da benzer bir performans ile hedefimizi yakalayacağımıza olan inancımız tam. Ancak, ihracatçılarımızın bu
hedefe ulaşabilmeleri için yeni pazarlara açılmalarını, farklı coğrafyalara ulaşmalarını son derece önemsiyoruz. TİM olarak bu amaca hizmet eden etkinlik zincirimize Temmuz ayında başladık. 'Pusula' olarak adlandırdığımız etkinliklerde rotayı 10 farklı ülkeye çevirecek, firmalarımıza bu ülkelerle ilgili pazara giriş, tutunma, müşterilere ulaşma ve ihracat yaparken dikkat edilmesi gereken konular gibi başlıklar paylaşacağız. Geçen yıl başlayıp Mayıs ayında tamamladığımız 10 İl 10 Ülke etkinliklerimizin devamı olacak nitelikte diyebiliriz. Ancak Pusula etkinliklerimizde yeni bir yaklaşım ortaya koyuyoruz: bir ülke ile ilgili bilgileri sadece eski Ticaret Müşavirimiz, İş Konseyi Başkanlarımız, ilgili ülkenin Büyükelçi veya Başkonsolosu anlatmasın dedik ve bu etkinliklerimize hâlihazırda ilgili ülkeye başarı ile ihracat yapan firmalarımızın temsilcilerini de konuşmacı olarak davet ettik. Bu sayede o bölgede başarı yakalayan firmalarımız, deneyimlerini diğer firmalara aktarmış olacak. Pusula etkinlik zincirimizin ilk halkasını 25 Temmuz’da 'Rota: Güney Kore' sloganı ile başarıyla tamamladık. Devamında 17 Ağustos’ta Gana pazarını ele alacağız. Yılsonuna kadar Rusya, Irak, Japonya, Kenya, Hindistan, ABD, Nijerya ve Kuveyt etkinliklerimizi de gerçekleştirerek ilgili bu pazarlara odaklamaya çalışacağız. Umuyoruz ki, daha fazla ihracatçımızın, çok daha farklı pazarlara, daha fazla ürün ihraç etmeleri suretiyle hem 2017 hedeflerimize, hem de 2023 yılı için ortaya konan hedeflere başarı ile ulaşacağız.
Yoka
designed by KaCeTu & Ersa Design Team
Çalışma mekanlarında okyanus esintisi...
The ocean breeze in the workplace...
Japonca “okyanus kokusu” anlamına gelen Yoka, yalın tasarımı ve ergonomik yapısıyla çalışma alanlarına doğanın dinamizmini taşıyor. Çapraz açılı genişleyen ayakları çalışma alanlarındaki tekdüzeliği kırarken, sahip olduğu elips formu sayesinde farklı açılardan bakıldığında mekâna sıra dışı illüzyonlar kazandırıyor. Yoka; özellikli ayak yapısı, kenar bitişleriyle dikkat çeken masa tablası ve gövdesine eklenebilen depolama üniteleri sayesinde hem yenilikçi hem de işlevsel bir tasarım sunuyor.
Yoka, referring “the smell of ocean” in Japanese, brings the dynamism of nature to the workplace with its modest design and ergonomic structure. Yoka pulls down the monotony of traditional workplaces thanks to its transversal legs and its elliptical form presents extraordinary illusions in any space. Yoka offers an innovative and functional design with its characteristic legs, a table top with special finishes and mounted storage systems to the table.
ersamobilya.com
BİRLİK / 15 TEMMUZ
15 Temmuz’da 81 il meydanlarda tek yürek
T
ürkiye’nin yaşadığı en büyük badirelerden biri olan 15 Temmuz’un üzerinden bir yıl geçti. Yaşanan o karanlık gecede milletin darbe girişimine karşı verdiği mücadele yıldönümünde anma ve 10
etkinliklerle yurdun dört bir yanında hatırlandı. FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişiminin birinci yılında, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” anma etkinlikleri çerçevesinde 81 ilde vatandaşlar meydanlara
akın etti. Türkiye’nin 81 ilinde ellerinde bayraklarıyla meydanlara akın eden milyonlarca vatandaş, FETÖ’nün darbe girişimine tepki gösterdi. Geçen yıl ellerinde Türk bayraklarıyla cadde ve sokaklara çıkıp meydanları
doldurarak darbecilere karşı koyan, tanklara kaşı savaş veren vatandaşlar, bu yıl da ülke genelindeki demokrasi nöbetleriyle milli iradeye nasıl sahip çıktığını bir kez daha tüm dünyaya gösterdi. 15 Temmuz darbe girişimi-
Türkiye’nin yaşadığı hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti. 81 ilde etkinliklerin gerçekleştirildiği 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde halk meydanları boş bırakmadı.
nin birinci yılında gerçekleştirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Töreni’ne katılmak amacıyla İstanbul’da 3 farklı noktada toplanan vatandaşlar, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne doğru “Milli Birlik Yürüyüşü”nü
başlattı. Yürüyüşün tamamlanmasıyla anma etkinlikleri gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Töreni’nin ardından Şehitler Makamı’nın açılışını gerçekleştirdi.
Köprüde anma 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında, vatandaşların direnişiyle kahramanlık destanı yazdığı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü tarihi bir anmaya sahne oldu. Darbeye direnişin simge mekanlarından, aralarında
reklamcı Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok’un da bulunduğu 2’si polis 34 kişinin şehit edildiği köprünün Anadolu Yakası girişinde, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Töreni düzenlendi. Kısıklı Meydanı, Çengelköy 11
BİRLİK / 15 TEMMUZ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz Şehitler Abidesi'nin açılışını gerçekleştirdi.
ce tüm İstanbul’a, tüm Türkiye’ye ve tüm dünyaya “artık kontrol bizim elimizde” mesajı vermek istediklerini belirterek, aynı saatlerde İstanbul’un ve Ankara’nın çeşitli yerlerinde de benzer işgal girişimlerinin haberlerinin geldiğini anlattı.
ve Altunizade’de bir araya gelen vatandaşlar, ellerinde Türk bayrakları taşıyarak köprüye doğru Milli Birlik Yürüyüşü’nü tamamlayarak tören alanına ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşlarla yürüdü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, anma törenine katılmak için Nakkaştepe’den yürüyerek alana geldi. Erdoğan, anma töreni için kurulan platformdan eşi Emine Erdoğan ile birlikte halkı selamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, selamlamanın ardından şehit yakınları ve gazilerin oturduğu protokole geçti.İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Tem12
Milletimiz harekete geçti
muz Şehitler Köprüsü’nde düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Töreni’ndeki konuşmasına “Şehitlerimizin emaneti kıymetli kardeşlerim, değerli gazi kardeşlerim, şehrimizin dört bir yanından 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne gelerek buradaki programa katılan sevgili İstanbullular,
15 Temmuz ihanet girişiminin birinci yıl dönümünde Türkiye’nin her köşesinde bir kez daha meydanları dolduran değerli vatandaşlarım, aziz kardeşlerim, hepinizi en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle, saygıyla selamlıyorum” diyerek başladı. Erdoğan, köprüyü kapatan darbecilerin kendilerin-
O esnada kendisi, eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, kızı ve torunlarının Dalaman’dan bu tarafa doğru hareket ettiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Milletimiz kullanılan yönteme ve üsluba bakarak anında bu darbe girişiminin arkasında FETÖ ihanet çetesinin bulunduğunu tespit etmiştir. Türkiye’nin FETÖ ihanet çetesi aracılığıyla bir saldırıya, bir işgal girişimine maruz kaldığını
gören milletimiz hemen harekete geçmiştir. Sayın Başbakan’ın ve şahsımın televizyon ekranlarından yaptığı çağrıyla milyonlarca vatandaşımız darbecilere karşı sokakları, meydanları, kışla önlerini, havalimanlarını doldurmuştur. En büyük direnişler ve en kanlı saldırılar İstanbul ve Ankara’da yaşanmıştır. Diğer illerimizde darbeciler henüz harekete geçmeye
fırsat bulamadan milletimiz, vatansever askerlerimiz ve polislerimiz tarafından derdest edilmişlerdir. İstanbul’da en çok kanın döküldüğü yer işte burasıdır, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’dür. Köprüyü kapatan tankların önünde tam 36 vatandaşımız şehit oldu. Allah rahmet eylesin.” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbecilerin gasp ettikleri tankların namlularının bombalarla, ellerindeki silahların kurşunlarla, helikopterler ve uçakların en öldürücü mühimmatlarla dolu olduğunu belirterek, “Bunlar vatandaşlarımıza karşı acımasızca kullanıldı. En küçük bir tereddüt göstermediler. Peki onların karşısına dikilen milletimizin neyi vardı? Benim vatandaşımın elinde silah mı vardı? Sadece elinde aynen bugün
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şehitleri anan ve demokrasisine sahip çıkan milyonlarla beraber 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeydi.
olduğu gibi bayrağı vardı, ama bunun yanında çok daha etkili bir silah vardı. O silah da imanıydı imanı” diye konuştu. Erdoğan, milleti o gece imanıyla dünyanın en modern silahlarına galebe çaldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Tekbirle tankın üzerine
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi bu hilal uğruna batan tüm güneşlerimize, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Özgürlüğüne, ezanına, bayrağına, vatanına, devletine, geleceğine sahip çıkan milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum” dedi.
giden milleti kim esir edebilir? Sırtındaki tişörtünü tankın egzoz borusunun içine tıkamak suretiyle, onu çalışamaz hale getiren imandır, iman. Önünde, arkasında, sağında, solunda onlarca kişi vurulup düştüğü halde geri dönüp gitmeyi bir an bile aklından geçirmeyen, tam tersine bulduğu ilk fırsatta yeniden hainlerin üzerine yürüyen bu milleti kim durdurabilir? Hemen 3-4 metre ilerisine düşen kurşunlara aldırış etmeden yürüyen ve kendisine ‘geri dön, yoksa öleceksin’ diyenle-
13
BİRLİK / 15 TEMMUZ
re, şu cevaba bak; ‘Bugün ölmeyeceksek ne zaman ölmeyeceğiz’ diyen bir millete kim zincir vurabilir. Ah şu köprünün dili olsa da o gece burada yaşanan kahramanlıkları bir anlatsa. Ah o gece şehit kanlarıyla sulanan her karış toprağın, her taşın, her santim asfaltın dili olsa da yiğitlik nasıl olurmuş tüm dünyaya anlatsa. Çünkü bizim dilimiz bunları kelimelere dökmekte kifayetsiz kalıyor.”
İstiklalimize ve istikbalimize değer biçemeyiz Erdoğan, “15 Temmuz gecesi bu hilal uğruna batan tüm güneşlerimize, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Onlar bizim güneşlerimizdi. O gece yaralansa da eğilmeyen tüm başlara şükranlarımı sunuyorum. Milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Özgürlüğüne, ezanına, bayrağına, vatanına, devletine, 14
geleceğine sahip çıkan milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum.” dedi. Erdoğan,”Ödediğimiz bedel ağır. Anaların, babaların, eşlerin, kardeşlerin, evlatların göz yaşlarına, yürek yangınlarına değer biçmek asla mümkün değildir ama bu fedakarlıkların karşılığında elde ettiğimiz istiklalimize ve istikbalimize de değer biçemeyiz.” diye konuştu. Ülke, özgürlük, gelecek milletle beraber yürümeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “15 Temmuz’u unutmamak ve unutturmamak, sadece şehitlerimize, şehit yakınlarımıza ve gazilerimize değil, tarihimize karşı da en büyük sorumluluğumuzdur. İşte hamdolsun cuma günü 100 bini aşkın Hatm-i Şerif indirildi. Ankara Millet Camisi’nde bu Hatm-i Şeriflerin duası yapıldı. Unutmayacağız, unutturmayacağız. Eğer
15 Temmuz’un bize verdiği dersleri doğru şekilde okumazsak yeni 15 Temmuzları yaşamamız kaçınılmaz olacaktır. Üstelik bir sonraki 15 Temmuz’da düşmanın karşımıza hangi oyunlarla çıkacağını, kimleri kullanacağını da bilemeyiz. Müslüman, akıllı insandır. Aynı delikten iki defa ısırılmaz. 15 Temmuz’u yaptıranların
hangi amaçları taşıdığı, 15 Temmuz’u yapanların da nasıl bu güce ulaştığı ortadadır. Bu gerçekleri siz de biz de çok iyi biliyoruz. Her 15 Temmuz anması bizi şehitlerimizi yad etmenin, şehit yakınlarımıza ve gazilerimize minnettarlığımızı sunmanın yanında bu konuda ne kadar mesafe kat ettiğimizin muhasebesini yapmaya da yöneltmelidir.”
Gazi Meclis’te tören Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişiminin 1’inci yılı nedeniyle Ulus’taki Birinci Meclis binası önünden TBMM’ye kadar süren “Milli Birlik Yürüyüşü” düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılımıyla saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı’nın ardından anma töreni başladı. TBMM yerleşkesinin ön bahçesinde binlerce vatandaş, Meclis’e gelerek anma törenine katıldı. Şehit yakınları ellerinde şehitlerin fotoğrafları ve Türk bayraklarıyla alanı doldurdu. TBMM’deki törene Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MHP lideri Devlet Bahçeli ile eski baş-
bakanlardan Tansu Çiller de katıldı. Gece 00:13’ten itibaren camilerde salalar okunmaya başladı.
Millet olduğumuzu tüm dünya gördü Ankara’daki törenlerin merkezi olan TBMM’de Cumhurbaşkanı Recep
TBMM’deki törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MHP lideri Devlet Bahçeli ile eski başbakanlardan Tansu Çiller de katıldı.
Tayyip Erdoğan, konuşma yaptı. Saat 03:25’te kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “15 Temmuz’un 1'inci yıldönümünde başkentimizin dört bir köşesinden meclisimizin bahçesine teşrif eden vatandaşlarım hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Türk milleti 15 Temmuz’da herhangi bir topluluk değil, kelimenin tam anlamıyla millet olduğunu, hem de nasıl bir millet olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Yaşadığı ülke, mensubu olduğu millet, özellikle de gençler konusunda ümitsizliğe düşmüş olanlar vardı. 15 Temmuz gecesi hep beraber gördük ki küllerin altında kor bir ateş yanıyor. Vakti, saati geldiğinde o kor ateş istiklaline ve istikbaline el uzatan herkesi yakıp kül eden bir aleve dönüşüyor. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere darbecilerin karşısına dikilerek ihanete geçit vermeyen milletimin her ferdine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bir asır önce yedi düvelin bir araya gelip, tüm gücüyle yüklendiği Çanakkale’de
herkesi şaşırtan bir zafere imza atmıştık. 15 Temmuz’da da yedi düveli arkasına alan bir ihanet çetesinin 40 yıllık planını 20 saate kalmadan bozarak tarihimize yeni bir zaferi nakşettik. Savaşlar, ordular arasında olur. Türk milleti 15 Temmuz’da ordulaşmış bir ihanet çetesine karşı yüreğindeki imanı ve çıplak elleriyle bir mücadele verdi. Türk milleti 15 Temmuz’da herhangi bir topluluk değil, millet olduğunu hem de nasıl bir millet olduğunu göstermiştir. Başaramayacaksınız. Milletimizi bölemeyeceksiniz. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Vatanımızı parçalayamayacaksınız. Halkımıza boyunduruk vuramayacaksınız. Bizi yolumuzdan geri döndüremeyeceksiniz.”
15
BİRLİK / 15 TEMMUZ
15 Temmuz destanı birinci yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu, sektör ve birlik başkanlarının katılımıyla “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” anma programı gerçekleştirildi. Anmada bir yıl önceki acı tablonun ardından çalışma ve hedeflere odaklanma mesajı verildi
T
İM 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün birinci yıldönümünde Dış Ticaret Kompleksi’nde “15 Temmuz Şehitlerini Anma Programı” gerçekleştirdi. Programa; Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TİM Yönetim Kurulu Üyeleri ve İhracatçı Birlik Başkanları katılım gösterdi. Anma programının ardından, ihracatçı birlik başkanlarının katıldığı Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı basına kapalı gerçekleştirildi. 16
Temmuz ayında tarihimizin aylık bazda ihracat artış rekorunu kıracağız 15 Temmuz'un dünya demokrasi tarihine bir Türk demokrasi devrimi, zaferi olarak geçeceğini söyleyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Bu zaferin bütün kahramanlarının mensubu olduğu bu milletin mensubu olmak, bizim için gurur onur vesilesidir. Mehmet Akif'in 'Cenabı Allah bu milleti bir daha İstiklal Marşı yazmak zorunda bırakmasın' dediği gibi bir daha bu milletin 15 Temmuz destanı
gibi destanlar yazmak zorunda bırakmasın. FETÖ ve diğer bölücü terör örgütü, diğer adı asla İslamiyet'e yakışmayan, İslamiyet'e tarih boyunca en büyük zararı veren terör örgütlerini de bu devlet, mücadele yöntemiyle hepsinin üstesinden gelecektir. Sonu da görünmüştür Bundan sonra artık o muasır medeniyet yolculuğumuzu ve yürüyüşümüzü de başarıyla tamamlayacağız" dedi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türk ekonomisinin 100 barlık teste tabi tutulduğunu
ve bu testten başarıyla çıktığını belirten Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Türk ekonomisi her şeye rağmen 2016 yılını yüzde 2,9'luk bir büyümeyle kapadı. 2017 yılında başlatmış olduğumuz o ihracat seferberliği ile ilk çeyreğini yüzde 5'le kapadı. İkinci çeyrekte bu ve bunun üzerinde beklentimiz güçlenerek devam ediyor. 3. ve 4. çeyreklerden sonra yıl sonunda şu anda bütün dünyadaki kuruluşlar, IMF, Dünya Bankası ve kredi derecelendirme kuruluşları sırayla Türkiye'nin büyüme
ilgili beklentilerini yukarı doğru revize ediyorlar. Onların yukarı doğru revize etmeleri dahi Türkiye'nin 2017 yılı büyümesine yetişmeyecek. Sizlere burada ilk kez bir şey söyleyeyim. Temmuz ayı ihracatımız tarihimizin aylık bazdaki en yüksek ihracat artışına da şahit olduğumuz bir ay olacak" dedi.
Ülkemizin yolunu hiç kimse kesemeyecek Büyükekşi, geçen yıl 15 Temmuz gecesinde Türkiye'nin hain bir darbe girişimine tanıklık ettiğini belirterek, yakın tarihin en ağır travmasının
yaşandığını kaydetti. Terör örgütü mensuplarının şanlı asker üniformalarının altına gizlendiğini ifade eden Büyükekşi, şunları söyledi: "Ülkemizin birlik ve beraberliğine, yüce milletimizin ise canına kastettiler. O gece hiç bitmeyecek bir gece gibi geldi hepimize. İhanete ve en acı tablolara şahit olduk. Meydanlara akın eden milyonlarca insan canlarını ateşe attı. 16 Temmuz sabahına Türkiye tek yürek olarak uyandı. Gencinden yaşlısına herkes, devasa bir Kaf Dağı'nı omuzladı. İşte o gece Türkiye'nin sadece geleceği değil, geçmişi de aydınlandı. Dost, düşman herkes gördü ki ülkemizin yolunu hiç kimse kesemeyecek, hiç kimse ilerleyişimize mani olamayacak. TİM olarak darbe girişiminin başladığı ilk saatlerden itibaren dik duruşumuzu sergiledik. Darbe kalkışmasının yaşandığı gecenin erken saatlerinde bir basın açıklaması yayınladık, 'Demokrasi, milli irade ve hükümetimizin yanındayız' dedik. Ertesi gün başka basın açıklaması ile 'İradesine sahip çıkan millet ihanete teslim olmadı' diyerek
NİHAT ZEYBEKCİ Ekonomi Bakanı
MEHMET BÜYÜKEKŞİ TİM Başkanı
kalkışmayı kınadık. Yine aynı gün 'Durmak yok çalışmaya devam' dedik. Panama ve Guatemala heyetimizi yolcu ettik. 15 Temmuz'dan bu yana 30 ülkeye ticaret heyeti gerçekleştirdik."
15 Temmuz özel sayısını çıkarıyoruz. Ülkemizden mal/hizmet alan tüm müşterilerimize, yatırımcılarımıza bize inanan, bize güvenen tüm ortaklarımıza teşekkürlerimizi ilettiğimiz mektuplarımızı gönderdik. Resmi web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımızdan, 15 Temmuz temalı özel paylaşımlar yapacağız" diye konuştu.
İhracatçılarımızla Milli Birlik Yürüyüşüne katılım sağlayacağız Büyükekşi, yarın 15 Temmuz'un yıl dönümü olduğunu anımsatarak, "Bu günü unutmamak ve unutturmamak için TİM olarak biz de bir takım çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Meclisimiz yayın organı TİM TV üzerinden 15 Temmuz temalı özel yayın gerçekleştiriyoruz. TİMReport dergimizin
17
BÜYÜME / MAKALE
G20’nin ticaret taahhütü
T DOÇ. DR. HATICE KARAHAN
G20 Zirvelerinden çıkan kararların ince detayları bir yana, bunların uygulanmasının da öteden beri önem taşıyan bir mesele olduğunu vurgulamak gerekir. Nitekim sadece ticaret değil diğer birçok maddede de, G20 ülkelerinin toplantılarda verdikleri sözleri tutmakta tam anlamıyla başarılı olduğu söylenemez.
emmuz ayında Hamburg’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nden geriye akıllarda, kolay kolay unutulamayacak vandal görüntüler kaldı. Dünya liderlerinin toplandığı şehir çılgın bir saldırıya uğrarken, açıkçası müzakerelerin mahiyetinde de huzursuzluklar baş gösterdi. Bu anlamda özellikle enerji faslında ABD’nin yeni tutumu, bildiriye de açık açık yansıdı. Ülkenin Paris Anlaşması’ndan çekilmiş olmasıyla birlikte, G20’de konu bu kez tam uyum sağlanamadan 19-1 kapandı. Dev platform böylelikle, temel meselelerinden birinde ilk kez mutabakat sağlayamamanın rahatsızlığını hissetti. Üstelik rahatsızlık yaratan mevzu sadece enerji ile de kalmadı. Ticaret de, yine Trump’lı ABD’nin baskısıyla gündemi geren bir diğer konu oldu. Kurulduğu günden bu yana serbest ticaretin savunuculuğunu yapan ve korumacılığa rest çeken G20, Hamburg’dan çıkan bildirgede ilgili cümleleri nasıl bir araya getireceğini resmen bilemedi. 2016’da Çin’de kaleme alınan satırlar hatırlanacak olursa, “Ticarette 2018 sonuna kadar korumacı önlemlerin yenilerinin önüne geçileceğine ve mevcutlarının azaltılacağına” dair taahhüt verilmişti. Dikkat edilirse, hem mücadelenin tanımı hem de verilen süre zarfı, cümleyi ve de ilgili kararlılığı güçlü kılmıştı. 2017’de Almanya’nın başkanlığındaki zirve ise, bu duruşun zayıfladığını kanıtladı: Korumacılıkla mücadelenin devam edeceğini ifade eden 2017 sonuç bildirgesi, bunun adaletsiz ticaret uygulamalarını da içereceğini belirtmeden geçmedi. Ayrıca bu minvalde, ticareti savunma araçlarının rolünün hakkı da teslim edildi.
Doğrusu bu noktada, G20 Zirvelerinden çıkan kararların ince detayları bir yana, bunların uygulanmasının da öteden beri önem taşıyan bir mesele olduğunu vurgulamak gerekir. Nitekim sadece ticaret değil diğer birçok maddede de, G20 ülkelerinin toplantılarda verdikleri sözleri tutmakta tam anlamıyla başarılı olduğu söylenemez. Ülkeden ülkeye ve alandan alana değişen başarı(sızlık)ları, G20 Research Group’un ilgili raporlarında her dönem izleme şansı buluyoruz. İşte tam bu noktada, Çin’den çıkan kararların Eylül 2016’dan Temmuz 2017’ye uzanan süreçte ne derece icra edildiğine dair bulguları not düşmek de anlamlı olacaktır. Öyle ki söz konusu rapor, ticarette korumacılık sorununa ilişkin taahhütlerin, bu dönemde ortalamada yüzde 65 oranında bir gerçekleştirilme notu aldığını gösteriyor. Bu ise, diğer maddelerle karşılaştırıldığında, fosil yakıtlar ve kadın istihdamı meselelerinden sonraki en düşük 3. skor anlamına geliyor. Nedenine bakıldığında da, birçok ülkenin verdiği sözlere binaen ancak “kısmi adımlar” attığı bir tablo karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla ticarete dair daha güçlü sözlerin verildiği bir önceki dönemde dahi pek tatmin edici bir performans sergileyemeyen G20’nin, Trump’ın izlerinin çok net görüldüğü ve kayıtlara geçtiği Hamburg Zirvesi sonrasında nasıl bir seyir izleyeceği ister istemez bir tedirginlik yaratıyor.
18
VF IO
Vodafone İş Ortağım’dan istihdam seferberliğinde KOBİ’lere tam destek Arayın, gelelim: 0850 542 42 42
Vodafone
İşOrtağım 5 hat ve üzeri Red Business abonelerine.
Kampanya, 9 Haziran - 9 Ağustos 2017 tarihleri arasında geçerlidir. Kampanya, 1 Mart 2017 tarihi itibariyle yeni işe aldığı çalışanının SGK işe giriş belgesini Vodafone yetkilisine ibraz eden, hattını Vodafone’a taşıyan ya da mevcut Vodafone müşterileri için geçerlidir. Her 5 adet Red Business hattına karşılık 1 adet Dönüşen 3 Tarifesi 12 ay boyunca ücretsizdir. Kampanya en fazla 10 adet hat için geçerlidir. Tarife ücreti dışında faturada yer alan vergiler, telsiz ve ruhsat kullanım ücretleri, katma değerli servis ücretleri, tarife aşım ücretleri ve sair içerikli hizmetlere ilişkin ücretler müşterinin sorumluluğundadır. Detaylar: vodafone.com.tr
DÜNYA / RAPOR
İsviçre'deki Kıbrıs Konferansı sonuçsuz tamamlandı
İngiltere'de işsizlik 42 yılın en düşüğünde İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) ülkede Mart, Nisan ve Mayıs aylarını kapsayan üç aylık dönemde işsizlik oranının yüzde 4,5 seviyesinde gerçekleştiğini bildirdi. ONS'den yapılan açıklamada ülkede işsizlik oranının geçen yılın aynı döneminde yüzde 4,9 olduğu; bu yılın Mart, Nisan, Mayıs aylarını kapsayan üç aylık dönemdeki işsizlik seviyesinin 1975 yılından bu yana kaydedilmiş en düşük seviye olduğu vurgulandı.
Rusya, Mayıs’ta yüzde 0,4 büyüdü Rusya’da GSYH Mayıs ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış öncü verilere göre bir önceki aya göre yüzde 0,4 büyüme gösterdi. Büyüme mevsimsel etkilerden arındırılmamış verilere ve 2016’nın aynı dönemine göre yüzde 3,1 oldu. Toptan satış hacmi yıllık bazda yüzde 7,7, sanayi üretimi de yüzde 9,5 büyüdü. İnşaat sektörü 2017’nin başından bu yana yüzde 3,8 ile ilk kez büyüme kaydederken, perakende sektöründeki büyüme ise yüzde 0,7 oldu.
Kıbrıs'ta kapsamlı çözüme ulaşılması için 12 Ocak'ta Cenevre'de başlayan ve Temmuz’da Crans-Montana kentinde düzenlenen toplantı ile sona eren Kıbrıs Konferansı sonuçsuz kaldı. Konferansı değerlendiren KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı “Bunun için elimizden geleni yaptık. Yaptığımıza inanıyoruz.
Vicdanen müsterihiz. Manen üzüntülü olmakla birlikte rahatız. Ancak ‘Bizim neslin son denemesidir’ dediğim bu uğraşının ne yazık ki başarıyla sonuçlanmasını sağlayamadık” dedi. Akıncı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in konferansta, toprak, siyasi eşitlik, mülkiyet, Türk ve Yunan vatandaşlarına eşdeğer muamele, güvenlik ve garantiler gibi başlıkları masaya koyduğu bilgisini paylaştı. Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafının konferansı ısrarla sadece “Güvenlik ve Garantiler” konusunun ele alındığı bir konferans yapmak için çaba sarf etmesini eleştirdi. Rumların konferansın başından itibaren adada “sıfır asker, sıfır garanti” söyleminden vazgeçmediğini vurgulayan Akıncı, konferansın Rumların aynı söylemiyle bittiğini kaydetti.
Küresel siber saldırı 53 milyar dolar zarara yol açabilir Dünyanın en köklü sigorta şirketlerinden Lloyd’s of London ve risk modelleme şirketi Cyence tarafından hazırlanan raporda, bir bulut hizmeti sağlayıcısına varsayımsal olarak siber saldırı düzenlenmesi ve dünya çapındaki işletmelerin bilgisayarlarına yönelik saldırılarda oluşabilecek potansiyel ekonomik kayıplar incelendi. Küresel bir siber saldırının 4,6 milyar ila 53 milyar dolar ekonomik kayba neden olabileceği belirtildi. Raporda, böyle bir siber saldırının yol açacağı fiili kaybın ise 121 milyar dolara kadar çıkabileceği ifade edildi. En son Rusya ve Ukrayna'yı etkileyen “Petra” virüs yazılımı tarafından Haziran ayındaki
saldırıda binlerce bilgisayar etkilenmişti. Saldırıya neden olan yazılımın Avrupa'da bazı ülkeler ile ABD'de de yayıldığı ve bazı önemli şirketlerin bilgisayarlarını ele geçirdiği belirtilmişti.
Dünya nüfusu 7,6 milyara ulaştı BM’nin tahminlerine göre dünya nüfusu son 12 yılda 1 milyar artarak 2017 itibarıyla 7,6 milyara ulaştı. Nüfusun 2030'da 8,6 milyara, 2050 yılında 9,8 milyara ve yüzyıl sonunda 11,2 milyara ulaşması bekleniyor. Çin 1,4 milyarlık, Hindistan da 1,3 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık iki ülkesi konumunda yer alıyor. 2017 itibarıyla dünyada her 100 kadına karşılık 20
102 erkek yaşıyor. Dünya nüfusunun yüzde 13'ünü 60 yaş üstü oluşturuyor. 2017-2050 arasında dünya nüfusuna 2,2 milyar insanın eklenmesi bekleniyor. Söz konusu dönemde Afrika kıtasından dünya nüfusuna 1,3 milyar, Asya kıtasından 750 milyon insanın katılması bekleniyor. Bu dönemde nüfusunda azalma olması beklenen tek bölge ise Avrupa.
DÜNYA / ALGI ARAŞTIRMASI
Türkiye'nin imajını olumlu bulanların oranı yüzde 60 Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk ihraç ürünlerinden memnun olunduğunu belirterek, en yüksek memnuniyetin yüzde 85 ile İngiltere, yüzde 77 ile Fransa ve yüzde 74 ile Hindistan'da olduğunu söyledi.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 26 ülkede gerçekleştirilen Türk İhraç Ürünleri Algı Araştırması'nın sonuçlarını açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya TİM Genel Sekreteri Halil Bader Arslan, Selas Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ziya Nisanoğlu, ihracatçı birlik başkanları ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Türk ihraç ürünlerinden memnuniyet oranının yüzde 62 olduğunu söyleyen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Memnun olma oranı en yüksek ülkeler; yüzde 85 ile 22
İngiltere, yüzde 77 ile Fransa ve yüzde 74 ile Hindistan. İhracatımızın neredeyse yarısını yaptığımız AB genelinde ise bu oran yüzde 59” diye konuştu. Türkiye ülke imajının da sorulduğunu söyleyen Büyükekşi, “Türkiye'nin imajını olumlu bulanların oranı yüzde 60 çıktı” dedi. Büyükekşi, “Turkey: Discover the Potential markasının bilinirlik oranı ise yüzde 41” dedi.
6 temel sektör grubunda görüşmeler gerçekleştirdik Büyükekşi, Türk İhraç Ürünleri Algı Araştırması'na
yönelik düzenlenen basın toplantısında, gerçekleştirdikleri araştırmada ürünler ve ülkeler arasındaki ilişkinin algıyı nasıl şekillendirdiğini incelediklerini dile getirdi. İhraç edilen ürünlerin, dış dünyada ülkelerin algısını doğrudan etkilediğini gördüklerini belirten Büyükekşi, "Örneğin çelik denince aklımıza İsveç, makinede Almanya, puroda Küba, parfümde de Fransa geliyor. Bu algıyı oluşturan en büyük unsur, ihraç edilen ürünler ve ihracatçıların vizyonları" dedi. Büyükekşi, Türkiye'nin bugün makine halısında dünyada ikinci sı-
rada, sentetik iplikte birinci sırada olduğunu, Türkiye'nin fındıkta dünya ticaretinin yüzde 70'ini elinde tuttuğunu ve mermerde küresel ticaretin lideri olduğunu ifade etti. Türk İhraç ürünlerinin uluslararası algısını ölçmek için bir çalışma gerçekleştirdikleri bilgisini veren Büyükekşi, Ekim ayında başladıkları çalışmayı Kantar TNS firması işbirliğiyle yürüttüklerinin altını çizdi. Büyükekşi, araştırma genelinde 6 temel sektör grubunda görüşmeler gerçekleştirdiklerine işaret ederek, "Her ülkede ortalama 3 sektörü incele-
dik. Ülkelerdeki sektörleri seçerken, o ülkeye ihracatımızın yapısını dikkate aldık ve en çok ihracat yaptığımız sektörleri seçtik" diye konuştu.
Türk İhraç Ürünleri Tercihi Bilmiyorum/Fikrim Yok %5 Asla Tercih Etmem %3
Tercih Ederim %55
Her sektörde 30 firma ile temas ettik Araştırmada en fazla ihracat yaptıkları 26 ülkeyi masaya yatırdıklarını belirten Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti: "Her kıtadan en az bir ülkeye yer verdik. Bu ülkelerdeki firmaların yüzde 70'i halihazırda Türkiye'den ithalat yapan firmalar, yüzde 30'u ise Türkiye'den mal almayan firmalar. Araştırma için firmaların satın almadan sorumlu yöneticileriyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi. Yapılan toplam yüz yüze görüşme sayısı 2 bin 520. Her sektörde 30 firma ile temas ettik. Her ülkede en az 2 sektörde görüştük. İlk sırada 6 sektörde yapılan 180 görüşme ile ABD yer aldı. Bunu 5 sektörde yapılan 150 görüşme ile Rusya izliyor. İran, İtalya ve İsrail ile 4 sektörde 120 görüşme gerçekleştirildi. Araştırmamızı 3 ana boyutta ele aldık. Bunlar; 'Türk İhraç Ürünleri Algısı', 'Türkiye Genel Algısı'
Uygun Koşullar Olursa Tercih Ederim %37
MEHMET BÜYÜKEKŞİ TİM Başkanı
Türkiye Genel İmajı Cevap Yok %2 Olumlu %60 Ne Olumlu Ne Olumsuz %26 Olumsuz %12
ve 'Turkey: Discover the Potential Kampanya Bilinirlik ve Etkinlik Algısı."
İngiltere, Fransa ve Hindistan Türk ürünlerinden memnun Büyükekşi, firmalara Türk ihraç ürünlerinden memnun olup olmadıklarını sorduk-
AB genelinde ise bu oranın yüzde 59 olduğunu dile getirdi. Büyükekşi, bu oranı aşağıya çeken ülkelerin yüzde 49 ile Hollanda, yüzde 54 ile Polonya ve yüzde 57 ile de Almanya olduğunu, ihracatçıların bu ülkelere özel bir önem vermesi gerektiğini vurguladı.
Türk ürünlerinin ihraç potansiyeli yüzde 92 larını belirterek, "Yüzde 88'i genel anlamda olumsuz bir yorum yapmadı. Yüzde 62'si ise özellikle memnun olduğunu söyledi" dedi. Memnun olma oranı en yüksek ülkelerin yüzde 85 ile İngiltere, yüzde 77 ile Fransa ve yüzde 74 ile Hindistan olduğunu aktaran Büyükekşi,
Büyükekşi, sektör gruplarına bakıldığında en yüksek memnuniyet oranına elektrik-elektronik-makine sektörünün yüzde 65 ile başı çektiğini belirterek, kimyevi maddelerde yüzde 64, gıdada yüzde 63'lük memnuniyet oranı yakalandığını söyledi. Memnuniyet derecesinin bütün sektörlerde birbirine yakın ve oldukça yüksek olduğunu, yüzde 61-65 arasında değiştiğini dile getiren Büyükekşi, bu oranı yüzde 80-90'lara çıkarmak istediklerinden bahsetti. Büyükekşi, "Türk ihraç ürünlerini tercih ederim" diyenlerin oranının yüzde 55 olduğunu kaydederek, "Uygun koşullar olursa tercih edeceğini belirten firmaların oranı da yüzde 37. Tüketici odaklı çözüm süreçleri geliştirerek uygun koşulları sağlamalıyız. 23
DÜNYA / ALGI ARAŞTIRMASI GÜÇLÜ TÜRKİYE MARKASI Mehmet Büyükekşi, Türkiye markasının şirket itibarını ne yönde etkilediğini sorduklarını belirterek, şirket itibarını olumlu etkilemediğini söyleyenlerin oranının sadece yüzde 3'te kaldığının altını çizdi. Olumlu veya olumsuz bir etkisi yok diyenlerin oranının yüzde 49, olumlu etkilediğini söyleyenlerin ise yüzde 44 olduğunu aktaran Mehmet Büyükekşi, markaların "Güçlü Türkiye markasının omuzlarında yükselebileceğini" ifade etti.
26 Ülkede Türkiye Markası'nın Bilinirliği (%) 70 60
58 58 56 55 53 53 52
50
49 47 46 46 46
40
42 41 40 40 40 37 37 36 34
30 20
22
21 18
10 0
r lya ısı ya ail an ya AE yir an ya ya ya nel EL an da ya sa re BD an an da lya Çin çika frika alya l r İta M Rus İsr İr pan B eza nist man pon olon Ge GEN ayc llan man Fran gilte A bist dist ana rezi a n K B C me Al Ja P B b o Be ey A vust İs İn A er H Ro Ar Hi rk ün A Az di G u Tü Su
Bu potansiyeli değerlendirdiğimizde ise yüzde 92'ye ulaşıyoruz" diye konuştu. AB genelinde bu oranın yüzde 52 ile biraz daha düşük olduğunu dile getiren Büyükekşi, ancak bu bölgenin Türkiye'den yaptığı ithalatın her geçen yıl arttığını anlattı.
Ülkemizin imajı İspanya, Almanya ve Hindistan'da yüksek Araştırmanın Türkiye Genel Algısı başlıklı ayağının sonuçlarına değinen Büyükekşi, şu ifadeleri kullandı: "Firmalara ülkemizin imajı konusunda ne düşündüklerini sorduk. Türkiye'nin imajını olumlu bulanların oranı yüzde 60 çıktı. Yüzde 12'lik bir grup ise ülke
imajımızı olumsuz bulduklarını belirtti. Özellikle hain darbe girişiminden sonra ülkemizin imajına yönelik bir karalama kampanyası başlatıldı. Bu suni algının etki alanını sınırlamak için Ekonomi Bakanlığımızın himayesinde TİM ve TOBB işbirliğinde bir imaj kampanyası başlattık. Şu ana kadar 7 ülkede toplam 517 milyon kişiye ulaştık. Hedefimiz: 2,6 milyar kişiye ulaşmak." Büyükekşi, Türkiye'nin genel imajının en yüksek olduğu ülkeler arasında yüzde 80 ile İspanya, yüzde 79 ile Almanya ve Hindistan'ın başı çektiğini aktardı. Mehmet Büyükekşi, Türkiye genel imajının en yüksek olduğu sektör gruplarının
TÜRK İHRAÇ ÜRÜNLERİ ALGI ARAŞTIRMASI ÖNEMLİ BULGULAR • Ticari faaliyetlerde önem verilen kriterler içinde Fiyatların uygun olması, kalite ve güven kriterleri tüm ülkeler ve sektörler genelinde öne çıkan kriterlerdir. Fransa ve İtalya'da Uluslararası Standartlara Uygunluk, Kanada ve İngiltere'de Döviz Kuru Avantajı kriterlerinin de yüksek önemde değerlendirildiği görülmektedir. • Ticari faaliyet kriterleri katılım analizinde Kanada ve Suudi Arabistan'ın Türk ihraç ürünleri ile ilgili değerlendirmelerinde ortalamanın altında algılandığı görülmektedir. • Türk ihraç ürünleriyle ilgili bilgi alınan kaynaklarda genelde sektörel yayınlar, internet ve kurum içi araştırma departmanları öne çıkmaktadır. • Logo/sloganın genel bilinirlik oranı yüzde 41 düzeyindedir. 24
30 28 27 27
kimyevi maddeler ile tekstil, halı ve deri gruplarının olduğunu bildirdi.
Markamızın bilinirlik oranı yüzde 41 Büyükekşi, araştırmanın "Turkey: Discover the Potential Kampanya Bilinirlik ve Etkinlik" kısmının sonuçlarını da paylaştı. Firmalara Turkey: Discover the Potential markasını daha önce görüp görmediklerini sorduklarını dile getiren Büyükekşi, "Markamızın bilinirlik oranı yüzde 41 çıktı. Bunun çok önemli bir oran olduğunu düşünüyoruz. İmaj kampanyasının katkılarıyla bu rakamın daha da yukarılara çıkacağını düşünüyoruz" diye konuştu. Türkiye markasının yüzde 45 ile en çok tekstil, halı ve deri sektöründe bilindiğini aktaran Büyükekşi, onu yüzde 43 ile metal, cam, seramik ve orman ürünlerinin takip ettiğini anlattı.
Kuzey Ren-Vestfalya’da Yeni Yatırım Fırsatları Avrupa’daki Yatırım Merkeziniz Bir bölgeyi güçlü bir yatırım merkezi yapan en önemli şey; ekonomik güç, altyapı ve kültürel yaşam gibi faktörlerin mükemmel etkileşimidir. Bu bakımdan Kuzey Ren-Vestfalya birçok açıdan eşsizdir. Almanya’nın bu en kalabalık nüfusa sahip olan eyaletinin size sunduğu sayısız imkân ve koşullardan faydalanın. Hangi sektör veya proje için olursa olsun, yeni fırsatlar için ideal yatırım ortamını burada bulacaksınız. Halihazırda 18.000’den fazla yabancı şirket tercihini metropol bölge Kuzey Ren-Vestfalya lehine kullandı. Bizimle iletişime geçin ve sizi de memnuniyetle bilgilendirelim. Bir One-Stop-Acentesi olarak yatırım projelerinizde size destek veriyoruz: www.nrwinvest.com
BÜYÜME / RAPOR
Kapasite kullanım oranı Temmuzda yüzde 78,7 oldu
Protesto edilen senet sayısı yüzde 2 azaldı
Merkez Bankası'nın açıkladığı Temmuz ayı kapasite kullanım oranı, Haziran ayına göre 0,3 puan düşüşe işaret etti. İmalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı, Temmuz’da yüzde 78,7 oldu. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0,2 puan azalarak yüzde 78,4 seviyesinde gerçekleşti. Mal gruplarına göre kapasite kullanım oranları değerlendirildiğinde, yatırım malları, dayanıksız tüketim malları ile gıda ve içeceklerde artış görülürken, dayanıklı tüketim malları ve ara mallarda azalış gözlendi.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi'nin yaptığı açıklamaya göre, yılın ilk 6 ayında 463 bin senet protesto edildi. Protesto edilen senetlerin parasal tutarı 6 milyar TL oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre protesto edilen senet adedi yüzde 2 azalırken, senet tutarı yüzde 16 arttı. Adet olarak en fazla senedin protesto edildiği ilk 5 il sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Konya ve Bursa oldu. Tutar olarak, protesto edilen senetlerin yüzde 31'ini İstanbul, yüzde 9'unu Ankara oluştururken, bunu yüzde 6'lık oranlarla İzmir ve Antalya, yüzde 5'lik oranla Kocaeli izledi.
Tüketici güveni Temmuz'da arttı TÜİK ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 1,9 oranında arttı. Haziran ayında 70 olan endeks değeri Temmuz ayında 71,3 oldu. Hanenin maddi durum beklentisi endeksi yüzde 2,1 oranında artarak Temmuz ayında 91,9 oldu. Genel ekonomik durum beklentisi yüzde 1,6 oranında azalarak 95,7 değerine düştü. İşsiz sayısı beklentisi endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 5,2 oranında artarak temmuz ayında 74,4 oldu.
Cazibe Merkezleri Programı'nda sona gelindi bulunmadığı gibi konuların değerlendirildiğini de bildirdi. Programın bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması açısından önemine işaret ederek, başvuranlar arasında büyük ölçekli yabancı firmalar bulunduğunu söyleyen Bakan Elvan, yüksek teknoloji alanında yatırım yapan bazı firmaların da başvuruda bulunduğunu dile getirerek, “Bu, Türkiye ekonomisinin ne kadar sağlam temeller üzerine oturtulduğunun önemli bir göstergesi” diye konuştu.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Cazibe Merkezleri Programı ile ilgili son durumu paylaştı. Programa 3 bin 380 firmanın başvurduğunu ifade eden Elvan, söz konusu projeler kapsamında 92 milyar liralık yatırım ve 365 bin kişilik istihdamın öngörüldüğünü söyledi. Ayrıca, anılan firmaların değerlendirilmesi ve program dahilindeki 23 ilin yapısı itibarıyla hangi yatırımların öncelikli olduğu, firmaların teklif ettikleri yatırım alanıyla ilgili deneyimlerinin bulunup
İşsizlik, Nisan döneminde yüzde 10,5 oldu TÜİK'in açıkladığı verilere göre; Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 yılı Nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 463 bin kişi artarak 3 milyon 287 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,2 puanlık artış ile yüzde 10,5 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 1,4 puanlık artış ile yüzde 12,4 olarak 26
tahmin edildi. Genç nüfusta işsizlik oranı 3,8 puanlık artış ile yüzde 19,8 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 1,2 puanlık artış ile yüzde 10,7 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı 2017 yılı Nisan döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 519 bin kişi artarak 28 milyon 157 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 47,2 oldu.
BÜYÜME / İHRACAT
İhracat yılın ilk yarısında 76 milyar doları aştı İhracat rakamları Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in katılımıyla Gaziantep’te açıklandı. Haziran 2017 ihracatı yüzde 1,8 artışla 12,1 milyar dolar oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Şunu gururla söyleyebiliriz ki, Kasım ayından bu yana yani tam 8 aydır ihracatta artış açıklıyoruz” dedi.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi, Haziran 2017 ihracat rakamlarını Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in katılımıyla Gaziantep’te, TİM 1000’de 30’uncu sırada yer alan Altunkaya Şirketler Grubu’nun bebek bezi üretim tesislerinde açıkladı. TİM verilerine göre Haziran 2017 ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 artışla 12 milyar 70 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. 28
İlk 6 ayda yüzde 8,2 artış TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Şunu gururla söyleyebiliriz ki, Kasım ayından bu yana yani tam 8 aydır ihracatta artış açıklıyoruz. Haziran ayında da Ramazan Bayramı sebebiyle 2 iş günü eksik olmasına rağmen ihracatımızı artırma başarısını gösterdik. Atılım Yılı ilan ettiğimiz 2017’nin başından beri istikrarlı bir artış elde etmemiz bizler için büyük bir mutluluk kaynağı” diye
konuştu. Büyükekşi, yılın ilk 6 ayında ihracatın yüzde 8,2 artışla 76 milyar 383 milyon dolar ve son 12 aylık ihracatın yüzde 4,5 artışla 147 milyar 329 milyon dolar olduğuna dikkat çekti. TİM olarak ihracatı ivmeli bir performansla artırma gayreti içinde olduklarını söyleyen Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü 2017, İhracatta Atılım Yılı. Dünya ticareti yeniden canlanırken, çevre ülkelerle aramızdaki
sorunlar Hükümetimiz tarafından tek tek çözülürken, ihracatçılarımıza her koldan verilen teşviklere her gün bir yenisi eklenirken tabi ki bu yılın hakkını vereceğiz.”
İhracat büyümeye desteğe devam edecek TÜİK’e göre yılın ilk 5 ayında ihracatın yüzde 9,5 gibi çok güçlü bir artış gerçekleştirdiğini hatırlatan Büyükekşi, yılın ilk 4 ayı için geçerli küresel verilere işaret ederek “Şu
122 ÜLKEYE IHRACAT ARTTI En fazla ihracat yapılan ilk 20 ülke arasında Haziran’da en fazla ihracat artışının yüzde 89,1 ile Rusya’da olduğunu söyleyen Büyükekşi, “Rusya’ya ihracatımızdaki bu artışta bu ülkeye yaptığımız yaş meyve ve sebze ihracatının 5 katına çıkması etkili oldu” dedi. Haziran ayında 122 ülkeye ihracatın arttığını, 109 ülkeye olan ihracatın gerilediğini belirten Büyükekşi, “En fazla ihracat yaptığımız ilk 5 ülkeye bakacak olursak; Almanya’ya ihracatımız yüzde 4,4, İngiltere’ye ihracatımız yüzde 2,1, İtalya’ya ihracatımız yüzde 1,8, ABD’ye ihracatımız yüzde 14,1 ve Irak’a ihracatımız yüzde 4,4, ve artış gösterdi” diye konuştu.
Soldan sağa; TİM Başkanvekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı ve Altunkaya Şirketleri Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Abdülkadir Çıkmaz.
ana kadar 3 büyük rekor kırdık. Dünya ticaretinden aldığımız payı binde 8,9’dan binde 9’a çıkardık. ABD’nin ithalatındaki payımız binde 3’ten binde 3,1’e yükseldi. AB’nin ithalatındaki payımız ise yüzde 1,28’den yüzde 1,29’a çıktı. İnşallah önümüzdeki dönemde rekorlarımıza yenilerini ekleyeceğiz” dedi. Önceki ay açıklanan 2017 yılı birinci çeyrek büyüme rakamının yüzde 5 olarak gerçekleştiğini anımsatan Büyükekşi, böyle güçlü bir büyüme yakalanacağını hiç kimsenin beklemediğine işaret ederek, “Bizi sürekli olumsuz şekilde değerlendiren uluslararası kuruluşlar bile önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini revize ettiler” dedi. Büyükekşi, ihracat camiası olarak kendilerini daha mutlu eden şeyin ise net ihracatın büyümeye yarı yarıya destek vermesi olduğunu, gelecek dönemde ihracatın katkısıyla daha da yüksek büyüme rakamları yakalayacaklarına olan inançlarının tam olduğunu dile getirdi.
“İhracatla şahlanan ve büyüyen bir Türkiye göreceğiz inşallah” diyen Büyükekşi, gerek Rusya'dan, gerek Irak'tan, gerekse Orta Asya ülkelerinden gelen turist sayısında yükseliş gördüklerini hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: “Umuyorum ki Avrupa'dan gelen turist sayısında da bir süre sonra canlanma başlayacaktır. Bu sene ülkemizde ağırlayacağımız turist sayısı, geçen yılın üzerinde olacak. İnşallah 2018'de daha da iyi rakamlar göreceğiz. Burada vurgulamak istediğim konu şu; zor gibi görünen, ulaşılması imkansız gelen hedefler bu ülkenin dinamizmi ile, milletimizin azmi ve Allah'ın da yardımıyla bir bir ulaşılabilir hedeflerdir. İhtiyacımız olan 3 şey inanmak, çalışmak ve sabretmek...” Mehmet Büyükekşi, "2017 İhracatta Atılım Yılı ve Hükümetimiz yaptığı reformlarla ihracatçılarımızın sorunlarına derman oluyor. Özellikle Kredi Garanti Fonu'nun sağladığı hazine kaynaklı kefaletin
kapsamının genişleyip 250 milyar TL’ye çıkarılması, ihracatın yüzde 85’ini ve istihdamın 55’ini üstlenen KOBİ’lerimizin finansmana erişimi gibi konularda büyük iyileştirmeler yapıldığını ve bunun dışında yeşil pasaport konusunda bugüne kadar 4 bin kişinin pasaport sahibi olduğunu 10 bin kişinin de işlemlerinin devam ettiğini” vurguladı.
Miktar bazında artış yüzde 4,1 Haziran’da miktar bazında ihracat yüzde 4,1, ilk 6 ayda ise yüzde 12,6 artış gösterdi. Haziran'da ihracatın lideri yüzde 2,5 milyar dolarla yine otomotiv oldu. Bu sektörümüzün ihracatı Haziran ayında yüzde 16,4 artış kaydetti. Otomotivi sırasıyla 1,4 milyar dolarla hazır giyim ve konfeksiyon ile 1,3 miyar dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti. Haziran ayında en fazla ihracat artışını sanayi ürünlerinde; yüzde 178 ile gemi ve yat sektörü elde etti. Tarım ürünlerinde ise en fazla 29
BÜYÜME / İHRACAT
MEHMET ŞIMŞEK Başbakan Yardımcısı “Eğer Türkiye orta gelir tuzağına düşmeyecekse, bunu ihracata dayalı bir büyüme modeli ile sağlayabilir.”
MEHMET BÜYÜKEKŞI TİM Başkanı “İhracatın yüzde 85’ini üstlenen KOBİ’lerimizin finansmana erişimi gibi konularda büyük iyileştirmeler yapıldı.”
ABDÜLKADIR ÇIKMAZ GAİB Başkanı “Dünyanın farklı noktalarında öne çıkan Türk marklarının varlığı bizleri mutlu ediyor, bu markaları artırmalıyız.”
MAHSUM ALTUNKAYA Altunkaya YK Başkanı “Çağın gerisinde kalarak, pazardaki tüketicilerin taleplerine karşılık veremeyen firmaların kalıcı olması çok zor.”
ihracat artışını yüzde 63 artış ile zeytin ve zeytinyağı sektörü yakaladı.
yüzde 17, Uzakdoğu’ya ise yüzde 21,1 artış gösterdiğini söyleyen Büyükekşi, ilk 6 ayda AB’den sonra ihracat artışına en büyük katkıyı 936 milyon dolar artış ile Kuzey Amerika ülkelerinin verdiğini kaydetti. Katar'a olan ihracatımız ise yüzde 49,2 artış
gösterdi. TİM Başkanı Büyükekşi, Haziran ayında 43 il ihracatını artırırken, 37 ilin ihracatının gerilediğini söyledi. En fazla ihracat yapan ilk 10 ile yönelik, Haziran ayında bu illerinden 6'sı ihracatını artırırken, en
yüksek ihracat artışını yüzde 267 ile Sakarya'nın gerçekleştirdiğini belirten Büyükekşi, “2017 başından bu yana Sakarya, otomotiv sektöründeki yeni yatırımı ile birlikte ihracatını ciddi ölçüde artırmayı başardı” şeklinde konuştu. Büyükekşi, “Bunun yanında en fazla ihracat yapan ilk 5 ilimizin ihracat değişimleri şu şekilde oldu; Bursa’nın ihracatı yüzde 0,1, Kocaeli'ninki yüzde 9,5, İzmir'inki yüzde 2,3 artarken, İstanbul'un ihracatı yüzde 2,2, Ankara'nınki ise yüzde 10,9 geriledi.” ifadelerini kullandı. İhracat rakamlarının açıklandığı Gaziantep’in toplam ihracattan aldığı payın 2016’da yüzde 4,5 olduğunu ve aslında Gaziantep’in sırrında birlik ruhu olduğunu ifade eden Büyükekşi şöyle devam etti: “Ben de bir Gaziantepli olarak Gaziantep’e yapılan katkılarından dolayı gurur duyuyorum. Gaziantep her konuda ülkemize anlam katan bir şehirdir. Biz
AB’nin payı yüzde 50,5’e yükseldi Haziran ayında AB’ye ihracatın yüzde 2,8 arttığını ifade eden Büyükekşi, “Böylelikle Haziran’da AB’nin ihracatımızdaki payı 50,5 oldu. İlk 6 ayda ise AB’ye ihracatımız 3 milyar dolar artış kaydetti” dedi. Haziran ayında Kuzey Amerika’ya ihracatın yüzde 17,8, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine
Türkiye'nin 2000'li yılların başında alt orta gelir grubunda bir ülke olduğunu anımsatan Şimşek, “Aslında üst gelir ülke grubuna girmeye ramak kalmış. Allah'ın izni ile yeni reform hamlesi ile bunu da başaracağız” dedi.
Altunkaya Şirketler Grubu Başkanı Mahsum Altunkaya da Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye günün anısına Antep işi bakırdan imal edilmiş birer hediye takdim etti.
30
bugün kararlaştırdık. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Valimizle, biz her sene büyükelçilerimizi eşleriyle çocuklarıyla her yıl bir şehirde ağırlıyoruz. İlk sene MardinHasankeyf’te ağırladık, 2'nci sene Trabzon’da ağırladık geçen sene Çanakkale’de ağırladık. Bu sene de Gaziantep’te ağırlayacağız. Evliya Çelebi Gaziantep’i şu sözlerle anlatıyor: 'Bolluk ve verimliliği bitimsiz nehirleriyle burası dünyanın gözbebeği. Bu şehiri anlatmaya ne dil ne kalem yeter' Gaziantep'in milli mücadele döneminde gelen cesaretini üretim ve yatırımda da gösterdiğini söyleyen Büyükekşi, "Gaziantep ilimiz gerçekten Türkiye’nin gururu. Gaziantep son 10 yılda ihracatını 3 kat artırdı, Türkiye’de en fazla ihracat yapan 5 ilimizden biri oldu. Toplam ihracatımızdan aldığı payı yüzde 4,5’a çıkardı. Gaziantep ilk 1000’e firma veren 3'üncü şehremiz oldu, 73 firmayla. Gaziantep’ten çok daha büyük olup da bunu başaramayan şehirler var. Aslında bu ihracatın tabana yayılmasının göstergesidir. Halı konusu çok önemli. Gaziantep halı ihracatı konusunda dünyada ikinci, bir Çin ikinci Gaziantep.”
Türkiye daha güçlü performans gösterecek Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Haziran ayı ihracat rakamlarına ilişkin düzenlenen basın toplantısında, Türkiye'nin rekabetten korkmadığını, rekabet
TİM Başkanı Büyükekşi, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve beraberindekiler ihracat rakamlarının açıklandığı Altunkaya Şirketler Grubu’nun tesislerini gezdi ve ürünleri incelediler.
çarkları daha adil hale geldiği zaman Türkiye'nin daha güçlü performans göstereceğini kaydetti. Zor bir dönemden geçilmesine rağmen Türkiye'nin de Gaziantep'in de ihracatında güçlü performansın devam ettiğini belirten Şimşek, “Belki dolar cinsinden arzuladığımız noktada değiliz ama miktar olarak ihracat artmaya devam etti ve değer olarak ihracat çok güçlü bir toparlanma sürecinde” dedi. Şimşek, ancak burada esas belirleyici olanın Türkiye'nin büyümesi olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin 2000'li yılların başında alt orta gelir grubunda bir ülke olduğunu anımsatan Şimşek, “Aslında üst gelir ülke grubuna girmeye ramak kalmış. Allah'ın izni ile yeni reform hamlesi ile bunu da başaracağız” dedi. Mehmet Şimşek, Türkiye'nin dünya ticaretinden aldığı payın arttığını, yüzde 1'e yaklaştığını belirterek, “Dünya ticareti
eğer yüzde 5 büyüyecekse, bizim yüzde 10 büyüyüp, bunu gelecek dönemde çok daha hızlı bir şekilde artırmamız gerekiyor” dedi. Türkiye'nin 2000'li yılların başında 1 milyar doların üzerinde satış yaptığı ürün sayısının 9 olduğunu, bugünse bu sayının 30 olduğu bilgisini veren Şimşek, “1 milyar dolar ve üzeri ihracat yaptığımız ülke sayısı 8 idi, şu anda 30 ve bunu çok daha artıracağız” ifadelerini kullandı. Şimşek, orta ve ileri teknolojili ürünlerin toplam ihracat içindeki payının üçte iki oranına çıkması gerektiğini dile getirdi. “Eğer Türkiye orta gelir tuzağına düşmeyecekse, bunu ihracata dayalı bir büyüme modeli ile sağlayabilir. Yani orta gelir tuzağının ilacı ihracattır. Başka da bir formül yoktur” diyen Şimşek, Türkiye'nin tam bir ihracat seferberliği içerisinde olması gerektiğinin altını çizdi. Güneydoğu Anadolu İhra-
catçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı Abdülkadir Çıkmaz, Türkiye'nin her anlamda güçlü olabilmesinde ihracatın önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Çıkmaz, Güneydoğu'dan bu yılın ilk yarısında gerçekleştirilen ihracata ilişkin, bölge işadamlarının büyük fedakârlıklarla ihracata katkı sağlamaya devam ettiğini belirtti. Çıkmaz, son yıllarda Türk menşeili ürünlerin güvenilen markalar olduğunu vurgulayarak, “Bugün dünyanın farklı noktalarında öne çıkan Türk marklarının varlığı bizleri mutlu ediyor. Elimizden geldiğince bu markaları artırmalıyız” diye konuştu.
31
BÜYÜME / YARIYIL DEĞERLENDİRME TOPLANTISI
İkinci yarı çok daha büyük atılımlar yapacağız
TİM 2017 İlk Yarıyıl Değerlendirme Toplantısı, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin katılımıyla gerçekleşti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Yeni yatırımlar olursa, yüzde 1,5 olması işten bile değil. Özellikle yüksek teknoloji ürünü ihracatının toplam ihracattaki payı artarsa çok hızlı bir şekilde yüzde 1,5'u yakalarız” dedi.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi, 2017 İlk Yarıyıl Değerlendirme Toplantısı İstanbul'da gerçekleştirildi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin katılımıyla gerçekleştirilen TİM'in yarıyıl değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) geçen yıl 15 Temmuz'daki darbe girişiminin sadece demokrasi ve Cumhuriyeti değil ekonomiyi de hedef aldığını ifade etti. Ancak kendilerinin, 2017'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla, Ekonomi Bakanı Zeybekci ile birlikte ihracatta, 32
üretimde ve istihdamda 'Atılım Yılı' ilan ettiklerini belirten Büyükekşi, bu atılıma hükümetin de destek verdiğini ve yıllardır bekledikleri birçok teşviğe sahip olduklarını dile getirdi. Büyükekşi, 2017 yılının ikinci yarısının çok daha büyük atılımları gerçekleştirecekleri bir dönem olacağını vurguladı. İhracatta yarıyıl bazında en yüksek miktar görüldü Türkiye'nin ihracatının bu yılın ilk 6 ayında yüzde 8,2 artarak 77,5 milyar dolara çıktığını aktaran Büyükekşi, 155 milyar dolarlık hedeflerinin yarısına ulaştıklarını bildirdi. İlk 6 ayın tamamında hem değer hem miktar bazında ihracatın
arttığını vurgulayan Büyükekşi, "Miktar bazında ihracatımıza ayrıntılı bakarsak; en yüksek artışlar yüzde 22,2 ile Mart ve yüzde 19,6 ile Ocak aylarında oldu. OcakHaziran döneminde yüzde 12,6 artışla 59 milyon ton mal ihraç ettik. Bu, yarıyıl bazında şimdiye kadar gördüğümüz en yüksek miktar" diye konuştu. Büyükekşi, yılın ilk yarısında en çok ihracatı her zaman olduğu gibi Avrupa Birliği'ne (AB) gerçekleştirdiklerini, AB'nin ihracattaki payının yüzde 49,2 olduğunu kaydetti. Türkiye'nin ihracatının yarısını Avrupa'ya yaptığını, yabancı yatırımların 3'te 2'sinin de Avrupa'dan
geldiğini aktaran Büyükekşi, şöyle konuştu: "Avrupa Parlamentosu'ndan geçtiğimiz günlerde çıkan talihsiz karar bizleri oldukça üzdü. Karşılıklı ilişkilerimize yakışmadı. Türkiye ve AB ilişkileri böyle duygusal, subjektif ve öngörüsüz adımlarla şekillenmemeli. Tam tersi, kazan-kazan prensibine uygun bir şekilde, her iki tarafın da faydasına olacak şekilde şekillenmeli. Önümüzdeki dönemde parlamentoda yapılan bu oylamanın AB Komisyonu tarafından reddedilmesini bekliyoruz."
TL ile ihracat artıyor TİM Başkanı Büyükekşi, Türk Lirası ile ihracatın günden güne arttığına
NİHAT ZEYBEKCİ Ekonomi Bakanı “İkinci çeyrekte birinci çeyrekten daha iyi bir büyüme gelecek. İhracatçının katkısı devam edecek."
dikkati çekerek, Şubat itibarıyla TL ile yapılan ihracatın tutarının 1 milyar doları aştığını, ilk 5 ayda ihracatın yüzde 9,5'ini TL ile gerçekleştirdiklerini anlattı. Büyükekşi, sektörel bazda kilogram başı ihracat değerlerinin çimento, cam, seramik ve toprak ürünlerinde 0,13 dolar, zeytin ve zeytinyağında 2,72 dolar, elektronikte 3,95 dolar, otomotivde 6,78 dolar, deride 9,79 dolar, savunma ve havacılıkta 35 dolar, mücevherde ise 700 doların üzerinde olduğu bilgisini verdi. Büyükekşi, hazır giyim ve konfeksiyonda ihracat birim fiyatının 15 dolar olduğunu belirterek, İtalya'nın hazır giyim sektöründeki birim fiyatının ise 55,4 dolar olduğuna dikkati çekti. Türkiye'de birim değeri 17 dolar olan spor kıyafetlerini ihraç eden sadece bin 200 firma olduğunu aktaran Büyükekşi, "Ülke ortalamamızın 1,31 dolar olduğunu göz önüne alırsak, bu bin 200 firmayı 12 bin firmaya çıkarmamız gerekiyor" dedi.
Makine ve aksamlarında ihracat birim fiyatının ise 5,4 dolar seviyesinde bulunduğunu kaydeden Büyükekşi, Türkiye'nin, aynı kategoride birim değeri 19,7 dolar olan Almanya ve 13 dolar olan Rusya ile yarışabilir seviyelere gelmesi gerektiğini söyledi. Mehmet Büyükekşi, geçen ay açıkladıkları 'İlk 1000 ihracatçı' listesinde, teknoloji seviyesinin hızla yükseldiğinin görüldüğünü dile ifade etti. Bu yıl 3 tane rekor kırdıklarını belirten Büyükekşi, "Dünya ticaretinden aldığımız payı binde 9'a, AB'nin ithalatından aldığımız payı yüzde 1,29'a, ABD'den aldığımız payı yüzde 0,31’a çıkardık" dedi. Türkiye'nin dünya ticaretinde halıda yüzde 13, değirmencilik ürünlerinde yüzde 7,4, çimentoda yüzde 5'e yakın pay sahibi olduğunu anlatan Büyükekşi, şunları kaydetti: "Ancak, elektronikte binde 3,3, test ve optik cihazlarda binde 1,3, fotoğrafçılık cihazlarında on binde 8 pay alıyoruz. Hedefimiz yüzde 1'in altındaki sektörleri-
mizi bu rakamın üzerine taşımak. Böylece, genel olarak dünya ticaretinden aldığımız payı 2018'de yüzde 1'e, 2023'te ise yüzde 1,5'e ulaştırabiliriz." Büyükekşi, Almanya’nın ithalatından yüzde 1,3, İngiltere'nin ithalatından yüzde 1,7, Bulgaristan'ın ithalatından yüzde 8,6, İsrail'in ithalatından 4,6, Romanya’nın ithalatından ise yüzde 3,6 pay aldıklarını söyledi.
21 ülkeye TTM açılacak
MEHMET BÜYÜKEKŞİ TİM Başkanı “Ocak-Haziran döneminde yüzde 12,6 artışla 59 milyon ton mal ihraç ettik. Yarıyıl bazında gördüğümüz en yüksek miktar.”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de, Bakanlık olarak ihracatı ve ihracatçıyı daha güçlü desteklemek için çalıştıklarını söyledi. İran’a gerçekleştirdikleri ziyarette, Tahran’da Türkiye Ticaret Merkezi’ni de açtıklarını anımsatan Zeybekci, “Bu merkezler, çok sayıda ihracatçımızın aynı binada yer alabileceği, yüzde 70 masraflarını karşıladığımız, her merkez için yıllık 3 milyon dolar bütçe ayırdığımız bir proje. Şimdi 21 ayrı ülkede açacağız” diye konuştu. Özel sektörün bir gün
öncesinden daha fazla üretim ve ihracat yapmasını istediklerini belirten Bakan Zeybekci, sürdürülebilir bir ihracat artışının ekonomide büyüme ve istihdama olumlu katkı verdiği bir döneme girmeye odaklandıklarını dile getirdi. Bakan Zeybekci, ihracatta yeni bir safhaya geçmek için uygulamaya aldıkları desteklerle 2016’da yeni bir ihracat seferberliği başlattıklarını ifade ederek, geçen yılın son 2 ayından bu yana ihracattaki kesintisiz artışın
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Otomotivde bizi izlemeye devam edin. Yakında çok güzel şeyler ortaya çıkacak. Bazı var olan markaların dünyadaki en önemli üretim merkezlerinden biri haline gelmekle ilgili gelişmeler olacak” diye konuştu.
33
BÜYÜME / YARIYIL DEĞERLENDİRME TOPLANTISI devam ettiğine dikkati çekti. Dünya ekonomisinde 2017’nin ilk 6 ayında olumlu gelişmeler olduğuna değinen Zeybekci, şunları kaydetti: “Küresel büyüme görünümünde pozitif gelişmeler var, büyüme tahminleri artırılıyor. IMF bu yıl dünya ekonomisinin yüzde 3,5 büyüyeceğini tahmin ediyor. Türk ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5 büyümesinden sonra, Türkiye’nin 2017 büyüme tahminiyle ilgili iyileştirmeler yapıldı ama bu iyileştirmeler bile bizim yılsonu itibarıyla ulaşacağımız büyüme rakamını yakalayamayacak. İlk çeyrekteki yüzde 5’lik büyümemizin yüzde 2,2’si ihracattan geldi. İkinci çeyrekte, birinci çeyrekten daha iyi bir büyüme gelecek. İhracatımızın büyümeye net katkısının 4 çeyrek boyunca devam edeceğine inanıyoruz.”
Süreç Türkiye için fırsatlar doğuracak Yılın ilk 4 ayı itibarıyla küresel ihracatta yüzde 8’lik bir artış yaşandığı bilgisini veren Ekonomi Bakanı Zeybekci, siyasi ve coğrafi risklerin ise varlığını koruduğunu ifade etti. ABD’deki korumacılık rüzgarının gelecek dönemde dünya ekonomisini sarabileceğine dikkati çeken Zeybekci, pek çok ülkede kamu borcu seviyesinin hala yüksek olduğunu söyledi. Zeybekci, “2016 sonu itibarıyla Türkiye’de kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 28,3. Bu oran AB’de yüzde 84, Euro Bölgesinde yüzde 34
89 seviyesinde” diye konuştu. Bu sürecin Türkiye için fırsatları da beraberinde getirebileceğine işaret eden Nihat Zeybekci, şu görüşleri aktardı: “Ülkelerin ve şirketlerin ticaret ve ekonomi anlamında çekingen olduğu bu coğrafyada bizim kahraman ihracatçılarımız, yatırımcılarımız, müteahhitlerimiz
muhteşem işler yapıyor. Biz bu süreçte de oradaki varlığımızı güçlendirerek devam edeceğiz. Katar’la ilgili bugün itibarıyla 200 kargo uçağı, 20’nin üzerinde tır ile bir gemi yaklaşık 15 bin tonluk gıda sevkiyatı yaptı. Ticari anlamda belki de dünyadaki ilk ve en büyük hava kargo taşımacılığını gerçekleştirdik. Şimdi
YENI YATIRIM GEREKLI Bazı firmaların, potansiyeli değerlendirerek sektörlerinde dünya ticaretinden yüzde 1'den fazla pay aldığına değinen Büyükekşi, "Mesela Türk Hava Yolları 2016 itibarıyla küresel pazar payını yüzde 2'ye çıkardı. Beko, son 10 yılda beyaz eşya pazarındaki payını artırarak Avrupa'nın ikinci büyük markası oldu. Hedefimiz bu firmalarımızın sayısını 10 iken 100, 100 iken 1000 yapmak" ifadelerini kullandı. Büyükekşi, ihracatın daha hızlı yükselebilmesi için yeni yatırıma ihtiyaç olduğunu ifade etti. Bunu en güzel örneğinin bu yıl otomotiv endüstrisinde yaşandığını anlatan Büyükekşi, şunları kaydetti: "Otomotiv endüstrisi ilk 6 aydaki ilave 2,8 milyar dolar ihracat yaptı. Yılsonunda 6 milyar dolar ilave ihracat olacak. Toyota'nın yaptığı hibrit araba yatırımı Japonya dışında sadece Türkiye'de üretiliyor. Sakarya'nın ihracatı her ay yüzde 200-240 artış gösteriyor. Ayrıca Fiat ve Ford'un son 3 yılda yaklaşık 2 milyar dolara yakın yatırım, otomotiv ihracatımızı bu sene 28 milyar doların üzerine çıkaracak."
artık daha stabil bir halde deniz ve kara yolunu kullanmaya başladık. Katar bu süreci herhangi bir olumsuzluk olmadan atlatırsa Türkiye ile Katar arasında çok önemli bir ekonomi ve ticaret dönemin başlayacağını göreceğiz.” Yılın ilk yarısında Türkiye’nin ihracatının yüzde 8,2, ithalatının yüzde 8,7 arttığı bilgisini veren Zeybekci, aynı dönemde dış ticaret hacminin yüzde 8,5 artışla 185,8 milyar dolara, dış ticaret açığının da yüzde 10 yükselişle 30,9 milyar dolara ulaştığını, geçen yılın aynı döneminde yüzde 71,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranının da yüzde 71,5’e düştüğünü kaydetti.
En önemli artışı yakalayacağız Türkiye’nin gerçek dış ticaretinin resmini görebilmek için serbest bölgeler üzerinden gerçekleştirilen net ticareti, bavul ticaretini ve hizmet ticaretini de esas almak gerekeceğini aktaran Zeybekci, Orta Vadeli Plan’da (OVP) bu yıl ihracat hedeflerinin 153,3 milyar dolar olduğuna değinerek, 155 milyar doları geçeceklerini, hatta 157,6 milyar dolarlık tarihi rekoru aşmak istediklerini dile getirdi.
BÜYÜME / YARIYIL DEĞERLENDİRME TOPLANTISI
SEKTÖRLERİN İLK 6 AYDA Otomotiv 2017’nin ilk yarısında ihracatın lideri olan otomotiv endüstrisi yüzde 22,4 artış yaşarken, 14,36 milyar dolarla toplam ihracattan yüzde 18,8 pay aldı.
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
Çelik Çelik sektörü, yüzde 30,9 artış ve 5,82 milyar dolar ihracatıyla payını 7,6’ya yükseltti.
7,92 milyar dolarla Kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü 2017’nin ilk ayında ihracatını yüzde 13,1 artırdı ve yüzde 10,4 pay aldı.
Makine ve Aksamları
Madencilik Ürünleri
İhracatını ilk 6 ayda yüzde 5 artıran makine ve aksamları sektörü 2,84 milyar dolarla toplam ihracattan 3,7 pay aldı.
Yaş Meyve ve Sebze Yaş meyve ve sebze sektörü ilk 6 ayda yüzde 7,5’lik artış ve 995,2 milyon dolarla ihracattan yüzde 1,3 pay aldı.
Meyve Sebze Mamulleri Meyve sebze mamulleri sektörünün ihracatı 2017’nin ilk yarısında yüzde 4,9 yükselişle 655,7 milyon dolar oldu ve toplam ihracattaki payı yüzde 0,9 oldu.
36
Elektrik Elektronik ve Hizmet
Madencilik ürünleri sektörünün ihracatı ilk 6 ayda yüzde 29,6 oranında artış gösterdi ve 2,28 milyar dolarla yüzde 3 pay aldı.
Halı
Elektrik, elektronik ve hizmet sektörünün ihracatı 2017’nin ilk 6 ayında yüzde 3,8 düşüşle 4,76 milyar dolar oldu ve ihracattan yüzde 6,2 pay aldı.
Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri 2017’nin ilk 6 ayında ihracatını yüzde 2,8 artıran mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörü 2,14 milyar dolarla toplam ihracattan yüzde 2,8 pay aldı.
Fındık ve Mamulleri 2017’nin ilk 6 ayında halı sektörünün ihracatı yüzde 4,3 artış gösterdi ve 1 milyar dolarla toplam ihracattaki payı 1,3 oldu.
Gemi ve Yat Gemi ve yat sektörü yüzde 76,6 yükseliş ve 647 milyon dolarlık ihracatıyla toplam ihracattaki payını yüzde 0,8’e çıkardı.
Yılın ilk 6 ayında yüzde 8,5 kayıp yaşayan fındık ve mamulleri sektörü 845,5 milyon dolarla 1,1 pay aldı.
Kuru Meyve ve Mamulleri Kuru meyve ve mamulleri sektörünün ihracatı yılın ilk 6 ayında yüzde 3,3 düşüş yaşadı ve 596 milyon dolarla toplam ihracattan yüzde 0,8 pay aldı.
İHRACAT KARNESİ Hazır Giyim
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü yılın ilk 6 ayında yüzde 5,8 kayıp yaşarken 8,2 milyar dolarla toplam ihracattan 10,7 pay aldı.
Tekstil ve Hammaddeleri Yüzde 0,5 düşüşle ilk 6 ayı tamamlayan tekstil ve hammaddeleri sektörü 3,98 milyar dolarla 5,2 pay aldı.
İklimlendirme Sanayi Yılın ilk yarısında 1,82 milyar dolar ihracat gerçekleştiren iklimlendirme sanayi yüzde 2,6 artış gösterdi ve toplam ihracattan aldığı pay yüzde 2,4 oldu.
Su Ürünleri ve Hayvansal Mam. Sektörün 2017’nin ilk ayında ihracatını yüzde 19 artırırken 1,05 milyar dolarla toplam ihracattaki payını yüzde 1,4’e çıkardı.
Tütün
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör ihracatını 2017’nin ilk yarısında yüzde 1,7 artırdı ve 3,22 milyar dolarla ihracattan yüzde 4,5 pay aldı.
Mücevher Mücevher sektörü ihracatı 2017’nin ilk yarısında yüzde 54,5 artış gösterdi ve sektör 1,69 milyar dolarla payını yüzde 2,2’ye çıkardı.
Savunma ve Havacılık Sanayi Savunma ve havacılık sektörü 2017’nin ilk 6 ayında yüzde 2,3 düşüş ve 796,8 milyon dolar ile toplam ihracattan yüzde 1 pay aldı.
Zeytin ve Zeytinyağı Yılın ilk yarısında yüzde 25 kayıp yaşayan tütün sektörü ihracatı 418 milyon dolarla toplam ihracattan yüzde 0,5 pay aldı.
Zeytin ve zeytinyağı ihracatı ilk 6 ayda yüzde 82,3 artış ve 164,8 milyon dolarla toplam ihracattan yüzde 0,2 pay aldı.
Demir ve Demir Dışı Metaller Demir ve demir dışı metaller sektörünün ihracatı ilk 6 ayda yüzde 7,9 artarken, 3,26 milyar dolar gerçekleştiren sektörün payı yüzde 4,3 oldu.
Çimento, Cam Seramik ve Toprak Ürünleri Sektörün ihracatı yılın ilk yarısında yüzde 5,1 düşüşle 1,33 milyar dolar, payı ise yüzde 1,7 oldu.
Deri ve Deri Mamulleri Deri ve mamullerinde ihracat yılın ilk yarısında yüzde 4,5 artışla 732,7 milyon dolar olurken toplam ihracattaki payı ise yüzde 1 oldu.
Süs Bitkileri ve Mamulleri İlk 6 ayda yüzde 2,8 kayıp yaşayan süs ve süs bitkileri sektörü 50,8 milyon dolarla toplam ihracattaki payı yüzde 0,1 oldu.
37
BÜYÜME / TÜRK EXIMBANK
Türk Eximbank ihracata desteğini yüzde 15 artırdı Türk Eximbank’ın ilk 6 aylık performansı ve yıl sonu hedeflerinin açıklandığı toplantıda konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, "Eximbank’ın Haziran sonu itibarıyla kredi bakiyesi yıllık yüzde 34 artışla son 4 yılın en yüksek artışını yakaladı ve 66,1 milyar TL’ye yükseldi" dedi.
T
ürk Eximbank ilk 6 aylık performansı ve yılsonu hedeflerini 18 Temmuz Salı günü düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. Türk Eximbank'ın İstanbul Ümraniye'de bulunan genel merkezinde gerçekleşen toplantıya Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ihracatçı birlik başkanları katıldı. Ekonomi Bakanı Ni38
hat Zeybekci, 2017 yılında ihracatta bir seferberlik yılı ilan ettiklerini ve alınan sonuçlarla da artış kaydettiklerini belirterek, "İlk 6 ayda yüzde 8,2'lik bir ihracat büyümesi elde ettik. Tabiî ki bu 2016 yılında 15 Temmuz ihaneti işgal girişimine rağmen başlatmış olduğumuz o ihracat destekleri yatırım teşvikleri ile hedeflemiş olduğumuz 2017 yılına ihracatta yeniden bir atılım yılı yeniden bir seferberlik yılı ilan etmemiz sebebiyle
2016 yılının son iki ayında yaşamaya başladık biz bunu yani ihracattaki artışı en son 5 aylık 6 aylık aldığımız sonuçlarla da 8 aydan beri de bu artışı devam ettiriyoruz. Temmuz ayı ve yıl sonu itibariyle de ihracatta da güzel sonuçlar alacağız. Bugün bu buluşmada da ihracatın atılım yılında biraz önce dediğim gibi Türk Eximbank'ın ihracatçılarımızın hemen hepsi burada, ihracatçı birlik başkanlarımız burada, başkan
vekillerimiz burada çünkü Eximbank onların bankası onların gözlerinin içine baktıkları ve göz bebekleri gibi korudukları banka. Onun için Eximbank'ın ilk 6 ayında ne yaptık? Performansımız ne? Bunları kamuoyuna paylaşmak son derece iyi ve önemli. Öncelikle kendinizi ölçmüş oluyorsunuz. Bir şekilde değerlendirmiş oluyorsunuz kendinizi kamuoyunun beğenisine sunmuş oluyorsunuz" diye konuştu.
NİHAT ZEYBEKCİ Ekonomi Bakanı
ADNAN YILDIRIM Eximbank Genel Müdürü
Her yüz dolarlık ihracatın 24 dolarını Eximbank kredilendirmiş oldu
milyar TL'lik kredi bakiyesine ulaşmış oldu. Tabi bu dönemdeki 2016 ve 2017 yılındaki kurdaki oynamaları da belki aklımıza şu soru gelebilir yüzde 34 TL bazındaki artış peki dolar bazında ne yapıyor diye. Bu da dolar bazında yüzde 10'luk bir artış. Bu da hakikaten son derece önemli bir artış ve toplamda da bakiye olarak 18,8 milyar dolarlık bir bakiye demek. Bu rakamlar gösteriyor ki Eximbank'ın ihracatçılarımız için risk almaya elini taşın altına koymaya eskisinden çok daha istekli hale geldi.”
Türk Eximbank'ın ihracata desteğini dolar bazında yüzde 15 artırdığını ifade eden Zeybekci, şöyle devam etti: "2017 yılının ilk yarısında 10,1 milyar dolar kısa vadeli, 1,6 milyar dolar orta vadeli. Orta ve uzun vadeli olmak üzere toplam 11,7 milyar dolarlık bir kredi kullandırdı. Yine aynı dönemde alacak sigortasıyla gerçekleştirilen ihracat tutarıysa 7 milyar dolar oldu. Böylece toplam destek tutarı yüzde 15 oranında artarak 18,7 milyar dolara ulaştı. Bu rakamlar Eximbank'ın ilk 6 ayda Türkiye'nin ihracatına destek oranını yüzde 1,1 oranında artırmasını sağladı. Bu sayede de toplam ihracatın kredilendirilme oranında da yüzde 24,2’ye ulaştı. Bir başka ifadeyle her yüz dolarlık ihracatın 24 dolarını Eximbank kredilendirmiş oldu. Eximbank'ın Haziran ayı sonu itibarıyla kredi bakiyesi bir önceki yıla göre yüzde 34 oranında artışla son 4 yılın en yüksek artışını yakalamış oldu. 66,1
Eximbank kendi inisiyatifiyle kredi verecek duruma geldi Eximbank ihracatı des-
tekleme misyonunu daha iyi yerine getirebilmesi amacıyla yeniden yapılandırıldığına da vurgu yapan Bakan Zeybekci, "Bu süreçte banka teminat mektubu dışında teminatlarla da kredi verilmeye başlandı. İlk Eximbank'ın Ekonomi Bakanlığı'na bağlanmasıyla yapmış olduğumuz istişarelerde o gün ki Eximbank Genel Müdürü ve yönetimindeki arkadaşlarımızla da bu konunun altını çok önemle çizmiştik. Dedik ki Türkiye'de belki bazı kamu kuruluşları, Türkiye'de birçok kredi derecelendirme kuruluşunun çok üst düzeyde değerlendirdiği ihracatçı firmalardan yüzde 100 banka teminat mektubu isteyerek kredi vermek Türkiye'deki kredi hatlarının boşu boşuna israfı, işgali anlamı taşır onun için artık Eximbank'ın bu firmalara kendi inisiyatifiyle kendisi risk alarak kredi vermesini sağlayacak bir döneme geçmemiz gerekiyor dedik. Bunun için olması gereken bazı yasal çalışmalar da vardı. Yani, Merkez Bankası Kanun'un değişmesi gerekiyordu, onu da değiştirdik. Dolayısıyla artık Eximbank bu şekilde bir kredi
TÜRK EXIMBANK'TAN 186,5 MILYON EUROLUK ANLAŞMA Türk Eximbank, ihracatın finansmanına destek sağlamak üzere Societe Generale koordinatörlüğündeki bir bankalar grubu ile 3 yıl vadeli 186,5 milyon euro (yaklaşık 208 milyon ABD doları) tutarında sendikasyon anlaşması imzaladı. Türk Eximbank'tan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Türk Eximbank, fonlama olanaklarını çeşitlendirme ve orta-uzun vadeli kredi portföyünü artırma stratejisi ile uyumlu olarak, uzun bir aradan sonra ilk defa 3 yıl vadeli yeni bir sendikasyon kredisi aldığını belirtti.
39
BÜYÜME / TÜRK EXIMBANK EXIMBANK IHRACATA FINANSMAN DESTEĞINI YÜZDE 15 ARTIRDI Türk Eximbank'ın 2017 yılının ilk yarısında ihracatçılara sunduğu toplam finansman desteği geçen yıla göre yüzde 15 artarak 16,3 milyar dolardan 18,8 milyar dolara yükselirken, bu desteğin 11,7 milyar doları nakdi kredi, 7 milyar doları ise alacak sigortası olarak sağlandı. Türk Eximbank'tan yapılan açıklamaya göre, bankanın sağladığı nakdi kredilerde yüzde 34 ile son dört yılın en yüksek artışı gerçekleştirildi. Mevcut 28 kredi programı ile sunulan destekler sonucunda 2017 yılının ilk 6 ayında kredi stoku TL bazında bir önceki yılın aynı dönemine göre imkânına ve inisiyatifine kavuşmuş oldu" şeklinde konuştu.
Dünyada bir numara olmak Türk Eximbank için en önemli hedef Dünyada bir numara olmayı hedeflediklerini dile getiren ve Eximbank'ın diğer hedeflerinden de bahseden Bakan Nihat Zeybekci, "Sağladığı finansman desteğinin ihracata oranını artırarak dünyada bir numara olmak Türk Eximbank için en önemli hedeftir. Bu yıl için konuşacak olursak Eximbank yılın 6 ayında ihracata toplam 21,3 milyar dolar destek vermeyi hedefliyor. Yılın ikinci yarısında atacağımız adımlarla bu hedefe yönelik olacak. Türk Eximbank finansman desteğinin komisyonu üzerinde de çalışmalarını sürdürecek. Bu çerçevede ihracatçılara sunulan orta vadeli destek miktarının bilanço içindeki payı yüzde 38'den yüzde 40'a çıkarılacak. Aynı şekilde bankanın 40
bilançosundaki son derece önemli bir alan burası İslami bankacılık esaslarına uygun ürünlerin payının yüzde 10'nun üzerine çıkarılması da sağlanacak. İslami finansman imkânlarıyla kaynak çeşitliliği sağlanırken banka tarihinde ilk defa sukuk yani İslami tahvil ihracı yapılacak. İslami
yüzde 34 artarak 66 milyar liraya ulaşırken, alacak sigortası kapsamında Ocak-Haziran döneminde sigortalanan sevkiyat yaklaşık 7 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33 arttı. Açıklamada şu bilgilere yer verildi: "Merkez Bankamızın bize tanıdığı 17 milyar dolarlık reeskont limitinin 2 milyar dolarını orta-uzun vadeli kredileri desteklemek için kullanmamıza imkan tanıması halinde, 2017 yılı sonu için belirlediğimiz 39,8 milyar dolarlık finansal destek ve ihracatın yüzde 26'sının desteklenmesi hedeflerimizi rahatlıkla aşacağız." enstrümanların kullanımıyla hala yüzde 8 civarında olan katılım bankalarının Türk Eximbank'ın toplam ihracat kredi portföyü içindeki payının yıl sonuna kadar yüzde 10'un üzerine çıkarılması sağlanacak. Aktif yapısıyla orta uzun vadenin payında görülen artışa paralel olarak
Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım modern bankacılığın önceliklerinden birisi olduğunu söyleyerek “Artık ihracatçılara doğrudan kredi verme ve sigorta yapmanın yanında, garanti veren bir banka olma hedeflerini bu yılın ikinci yarısında gerçekleştirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.
fonlamada da vade uzatımı sağlanacak. Bu çerçevede Dünya Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ve İslam Kalkınma Bankası'ndan toplam 750 milyon tutarında uzun vadeli kredi temin edilecek. Ayrıca, yaz döneminde bir Çin bankasından 3 yıl vadeli ilave bir kaynak girişimi sağlanacak. Bununla beraber uluslar arası piyasalardan bir yıl vadeli 500 milyon euro sendikasyon kredisi sağlama çalışmalarına da devam ediliyor. Ek olarak Körfez ülkelerindeki bankalardan ilave kaynak temini hususunda önemli adımlar atıldı. Bununla ilgili sonuçları da yakın sürede alacağız ve göreceğiz" ifadeleri kullandı.
BÜYÜME / MAKALE
Bir de iyi günleri doğru yönetsek, her şey tamam olacak
T PROF. DR. EMRE ALKIN
Kabine değişikliğinin cuma günü yapılacak Fitch açıklamasına etki yapıp yapmayacağını kestirmek zor. Mutlaka bir etkisi olacaktır ancak notu yükseltmeyeceğini söyleyebilirim. Belki de görünüm konusunda bir değişiklik olabilir. Bu bile başlı başına olumlu bir gelişmedir. 42
emmuz Ayında Türkiye'de yaşanan en heyecanlı gelişme kabine değişikliği oldu. Bazı isimler liste dışında kaldı, bazı yeni isimler görev aldı. Yerleri değişenler de, yerinde kalanlar da vardı. Bu gelişmeyi şöyle okumak gerekiyor: Değişen Anayasa, siyasetin artık parti içinde daha güçlü yapılmasını mümkün kılıyor. Eskiden siyasete atılanlar milletvekili olmadan temsil ettikleri bölgelerin yararına bir iş yapamazlardı. Bugün, siyasi partilerin içinde düşünce ve icraat üretmenin önü açıldı. Özetle, partinin içinde üretilen siyaset doğrultusunda icraat yapılabilir hale geldi. Bakanlık görevinden ayrılanlar siyasete parti içinde devam edecekler. Ayrılan isimler devlet yönetiminde ciddi tecrübeye sahip oldu. Dolayısıyla meselelere farklı bakma imkânları var. Yeni bakanlar da aynı tecrübeyi yaşayacaklar. Bakanlık yeri değişenler, büyük ihtimalle idari becerilerini ispat etmiş isimler ki, farklı konularda değerlendirilmeleri talep edilmiş. Görev yeri değişmeyen isimler için ise siyaset ve toplumdan destek var diyebiliriz. Aslında değişen siyasi anlayışta bakanların milletvekilleri arasından seçilmesine gerek yok. Ancak "bakan olmanın ön koşulu milletvekilliğidir" şeklinde yazılı olmayan bir kural var Türk siyasetinde. Nadir zamanlarda bu kuralın by-pass edildiğini de gördük. Kabine değişikliğinin cuma günü yapılacak Fitch açıklamasına etki yapıp yapmayacağını kestirmek zor. Etkisi olacaktır ancak notu yükseltmeyeceğini söyleyebilirim. Belki de görünüm konusunda bir değişiklik olabilir. Bu bile başlı başına olumlu bir gelişmedir. Hep söylediğim gibi, büyük beklentiler içine girip üzülmek yerine, mantığı elden bırakmadan yola devam etmek gerekiyor.
Analiz sorunu… Sosyal medyadan bildiğimiz medyaya kadar analiz yapan uzmanların önemli bir kısmı üç önemli öğeyi dışarıda bırakıyor: 1. Mantık, 2. Vicdan, 3. Ahlak Daha önceki deneyimlere bakarak geleceği tahmin etmek o kadar kolay olmasa da, en azından temkinli yorumlar yapmak mantıklı bir davranış sayılabilir. Vicdan sahibi olan bir uzman, yorumlarından dolayı zarar görebilecek insanlar olacağını düşünerek konuşur. Kendisinin ya da menfaatlerinin kesiştiği insanların serveti doğrultusunda yorum yapmadan, ahlaki çerçevede kalmak da önemlidir elbette. Ben bu üç önemli öğenin üzerine bir de tecrübeyi ekleyerek şunu diyorum: "Dolar/TL'nin düşmesi her seviyede bir alım fırsatıdır." Bu yaptığım olumsuz bir yorum değil. Aksine yol göstermek amaçlı bir önerme. Geriye dönüp baktığımızda bu önermenin yanlış olmadığı rahatça anlaşılır. BIST'in yükselişi veya Dolar/TL'nin düşüşü ekonomide işlerin rayına girdiğini göstermez. Buna rağmen, rayına girme ihtimalini gösterir diyebilirim. Yani umut var. Eğer ele geçen fırsatları doğru değerlendirilirse elbette. İşsizlik ve enflasyonda düşüş, büyümede yükseliş devam ederse pozitif hava mutlaka devam edecektir. BIST'in yükselişi ara sıra kar satışlarıyla kesilse de, trend kısa vadede yukarı doğru gözüküyor. Her zaman söylediğim gibi, Türkler kötü günlerden çıkmasını iyi bilirler ama iyi günleri doğru yönetemezler. Dolayısıyla dış ve iç politikada sakinleşme başlamışken, ekonomik parametrelerde toparlanma devam ederse, ortaya çıkan olumlu tabloyu doğru kullanmak belki de en elle tutulur icraat olacaktır. Firmaların ve bireylerin de benzer şekilde bu şartları lehlerine kullanmaları gerekir.
BÜYÜME / GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI
Vergi reformu ihracat ve üretimin önünü açacak Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Maliye Bakanı Naci Ağbal'a hazırlıkları devam eden KDV Reformu için ihracatçıların önerileri ve beklentilerinden oluşan raporu, Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısında sundu.
T NACİ AĞBAL Maliye Bakanı “Türkiye 2017'de yüzde 5 civarında bir büyüme yakalayacak. Büyüme ihracattan önemli bir katkı alacak. Bu bizi sevindiriyor.”
44
ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genişletilmiş Başkamlar Kurulu Toplantısı, Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın katılımıyla gerçekleşti. Maliye Bakanı Ağbal'ın 2 ay önce hazırlıkları devam eden KDV Reformu için ihracatçıların beklenti ve önerilerini almak istediğini belirtmesi üzerine danışmanlık firması KPMG işbirliğiyle hazırlanan KDV Reformu Raporu, toplantıda kendisine sunuldu. Yeni kabinenin ekonomiye ve ihracatçılara hayırlı olmasını dileyen
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Raporda ihracatçılarımızın yaşadığı zaman kaybının önüne geçecek, nakit akışını hızlandıracak, ekonominin kayıt altına alınmasını teşvik edecek önerilere yer verdik" dedi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Bakan Ağbal'ın ve ilgili bürokratların sorunlarını ve görüş önerilerini dinlediklerini kaydederek, bu toplantıların kendileri için çok önemli olduğunu, bakanlar sayesinde sorunlarının hızlı bir şekilde çözüm bulduğunu anlattı. Bakan Ağbal'ın KDV
MEHMET BÜYÜKEKŞİ TİM Başkanı "Raporda ihracatçılarımızın yaşadığı zaman kaybının önüne geçecek, nakit akışını hızlandıracak önerilere yer verdik."
uydurmamıza yardımcı olacak. Bu noktada, KDV Reformu bizler için oldukça önemli bir konu başlığı” diye konuştu. Büyükekşi, raporda örnek 9 ülkenin KDV uygulamalarının ve Türkiye'nin KDV sisteminin AB ile uyumunun da incelendiğine işaret etti. Reel sektörün 140 milyar lirayı aşan KDV alacağı olduğunu söyleyen Maliye Bakanı Ağbal ise “KDV Kanunu'ndan herkes şikâyetçiydi. KDV aslında tüketimi vergilendirmesi gereken bir vergiydi ama uygulamasıyla üretim vergilendirildi” dedi.
düzenlemesine ilişkin çalışmalara destek vermeleri amacıyla 2 ay önce kendilerine talimat verdiğini anımsatan Büyükekşi, Ağbal'ın düzenleme yapılacak KDV sistemi ile ilgili ihracatçıların beklenti ve önerilerini almak istediğini söyledi. Büyükekşi, kendilerinin de 67 bin ihracatçı firma adına, bu talimat çerçevesinde, bir çalışma başlattıklarını kaydederek, bir rapor oluşturduklarını, bu toplantıda raporu arz edeceklerini bildirdi. Başkan Büyükekşi, "İhracat yapan firmalarımızın karşılaştığı sorunları ele aldık. Bunlardan 38 tanesi Maliye Bakanlığımız ile ilgili. Burada dikkatimizi çeken husus şu: Bu 38 sorunun 20 tanesi direkt KDV ile ilgili. KDV sisteminde Bakanımızın gerçekleştirmeyi düşündüğü reformun ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Bu konunun gündeme gelmesi gerçekten bizim için çok önemli" diye konuştu.
Üç temel beklenti var TİM olarak KDV Reformu'ndan üç temel beklentileri olduğunu söyleyen Büyükekşi, şunları
söyledi: "Öncelikle var olan bürokrasinin azaltılması gerektiğine inanıyoruz. Bunun yanında bakanlıklar arasında süreçlerin daha hızlı işlemesi ve koordinasyonun artırılması bizler için büyük önem arz ediyor. Son olarak ihracatçılarımızın sıklıkla dile getirdiği KDV iadelerinde yaşanan gecikmelerin finansal bir yük haline gelmeden çözülmesi oldukça önemli. Bu taleplerimizin gerçekleşmesiyle hem işlem süreçleri basitleşecek ve bu sayede bürokratik engeller azalmış olacak hem de KDV iade süreçleri hızlanarak, uluslararası rekabetin hızına ayak uydurmamıza yardımcı olacak. Bu noktada, KDV Reformu bizler için oldukça önemli bir konu başlığı." Büyükekşi, TİM olarak ihracatçıların önündeki engelleri kaldırmak, sektörel ve yapısal sorunları tespit ederek çözüme kavuşturmak adına KDV konusunda çalışmalar yaptıklarını anlattı.
KDV sisteminin AB ile uyumu incelendi Taleplerinin gerçekleşmesi ile işlem süreçlerinin
basitleşerek bürokratik engellerin azalmış olacağını kaydeden Büyükekşi, “Hem de KDV iade süreçleri hızlanarak uluslararası rekabetin hızına ayak
Mevcut kanun sürdürülebilir değil Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 'Genişletişmiş Başkanlar Kurulu Toplantısında' yaptığı konuşmada, KDV Reformu kapsamında TİM’in görüşlerini birinci
4 BIN 400 YEŞIL PASAPORT BAŞVURUSU ÖN ONAYDAN GEÇTI İhracatın birinci çeyrek büyümesine 2,2 puanlık katkı sağladığını ve ilk 6 ayda 155 milyar dolarlık ihracat hedefinin tam olarak yarısının yakalandığını hatırlatan Büyükekşi, “Bu başarımızda Hükümetimizin payı elbette çok büyük. Son bir yılda birçok talebimize yanıt bulduk” dedi. İhracatçılara tanınan yeşil pasaport hakkı sonucunda 4 bin 400 başvurunun ön onaydan geçtiğini açıklayan Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeşil pasaportun yanı sıra ihracat desteklerinin 1 milyar liradan 3 milyar liraya çıkarıldı. Yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerin imalatına ilişkin işlemlere damga vergisi ve harç istisnası sağlandı. Gelirinin yüzde 85'ini yurt dışından elde eden hizmet işletmelerine çalışanları nedeniyle gelir vergisi stopaj teşviki verildi. İhraç malı taşıyan araçlara yönelik ÖTV muafiyetinin miktarı artırıldı. Verilen her destek için Hükümetimize teşekkür ederiz. 45
BÜYÜME / GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI ağızdan dinleyeceklerini kaydederek, onların ortaya koyacağı görüşler çerçevesinde KDV Reformu'nu şekillendireceklerini ifade etti. Türkiye’nin Katma Değer Vergisi ile 1985 yılında tanıştığını anımsatan Ağbal, 32 yıllık uygulaması olan bu kanunun Türk vergi sistemi açısından doğru bir tercih olduğunu aktardı. Ağbal, KDV’nin ekonomiye yaptığı katkıdan ve kamu maliyesine önemli bir gelir kaynağı olmasından bahsederek, ancak ihracatçıların, ticaret ve sanayi odalarının KDV Kanunundan şikayetçi olduğunu bildirdi. Türkiye’nin dört bir tarafında mevcut sistemle ilgili şikâyet olduğunu dile getiren Ağbal, bürokrasi için karmaşık bir sistem olduğunu, KDV'nin aslında tüketimi vergilendirmesi gerektiğini, mevcut kanunun tüketimi değil üretimi, yatırımı, işletmeleri ve ihracatı vergilendiren bir vergiye dönüştüğünü anlattı. Ağbal, "Reel sektörün devletten 140 milyar lirayı aşan bir KDV alacağı var" diye konuştu. Sistemin zamanla karmaşık hale geldiğini, farklı oranların uygulanmaya başlandığını, bunun kayıtdışılığa
46
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TİM olarak ihracatçıların önündeki engelleri kaldırmak, sektörel ve yapısal sorunları tespit ederek çözüme kavuşturmak adına KDV konusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi. neden olduğunu, rekabetin bozulduğunu anlatan Ağbal, KDV sisteminden memnun olan kimseyi görmediğini vurguladı. Ağbal, bu sistemden herkes gibi kendilerinin de şikayetçi olduğunu kaydederek, az sayıda firmadan KDV topladıklarını, milyonun üzerinde işletmenin hemen hemen hiç KDV ödemediğini bildirdi. Bakan Ağbal, "Sistem, bu haliyle sürdürülebilir değil. Yatırımın, üretimin, istihdamın ve ihracatın önünde ciddi bir engel oluşturu-
yor. Mevcut KDV sistemi yerli üretimin aleyhine çalışyor. İthalat yapmak daha cazip. bütün bunları gördüğümüz noktada, '32 yıllık kanunun artık reforma tabi tutulma zamanı gelmiş' dedik" ifadelerini kullandı. Bu kapsamda bütün STK'lara ve ilgililere KDV sisteminin değiştirilmesi konusunun çok önemli olduğu ve onlarla istişare yaparak bunu değiştirmeleri konusunda çağrıda bulunduklarını anımsatan Ağbal, STK'ların, ihracat-
çıların ve birçok ilgili kuruluşun kendilerine pozitif dönüş yaptığını aktardı. KDV reformuna ilişkin görüşlerin gelmeye devam ettiğini belirterek, "İnşallah birkaç ay içerisinde bunları toparladıktan sonra bütün bu çalışmaların bulgularını masaya koyacağız ve yine sizlerle birlikte KDV Reformu'nu yapacaksak nasıl yapacağımızı birlikte kararlaştıracağız" dedi. Bakan Ağbal, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ihracatçılara bu konuda verdikleri destek nedeniyle teşekkür etti. Ağbal, ihracatçıların önemine değinerek, onlara 'yeşil' değil kırmızı pasaportun bile az olduğunu, ihracatçıların önünün açılması, varsa sıkıntıların ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
DÜNYA / MAKALE
Büyük merkez bankalarının yeni politikaları TL'yi nasıl etkiler
K DR. CAN FUAT GÜRLESEL
Büyük merkez bankalarının para politikalarını normalleştirmeye başlaması ile birlikte küresel mali piyasalarda yeni koşullar oluşmaya başlayacak. Bundan gelişen ülkeler ve Türkiye de etkilenecek. Öncelikle artık küresel likidite azalacağından bankaların ve reel sektör şirketlerinin borçlanma olanakları sınırlanacaktır. 48
üresel kriz sonrası büyük merkez bankalarının başlattığı parasal genişleme politikaları yavaş yavaş yerini normalleşmeye bırakmaya başlamıştır. Buna bağlı olarak genişletici para politikalarının uygulandığı dönemin koşulları da ortadan kalkmaya başlayacaktır. Küresel kriz sonrası ABD, Avrupa Birliği, İngiltere ve Japonya merkez bankaları tarihin en büyük parasal genişlemesini gerçekleştirdiler. Burada temel amaç yaratılan genişleme ile krizin aşılması ve ekonomilerin yeniden büyümeye başlamasıydı. Ancak 4 büyük merkez bankasının parasal genişlemesinden sadece bu ülkeler değil tüm ülkeler farklı ölçülerde yararlandı. Öncelikle dünyada bir likidite bolluğu oluştu ve bundan gelişen ülkelerin bankaları ve şirketleri de yararlandı. Çok uzun süre çok düşük faiz oranları düşük finansman maliyetleri yarattı. Küresel kriz sonrası başlayan parasal genişleme sürecinden ilk çıkmaya başlayan ve para politikasını normalleştiren ABD Merkez Bankası FED oldu. FED öncelikle faiz oranlarını artırmaya başladı ve 4 faiz artışı gerçekleştirdi. Parasal genişlemeyi 2015 yılı Ekim ayında sona erdirdi. Şimdi ise bankanın bilançosunu küçültmeye hazırlanıyor. FED bununla ilgili bir plan açıkladı. Kademeli olarak bilanço büyüklüğünün 2022 sonuna kadar 4,5 trilyon dolardan 2 trilyon dolara indirilmesi hedefleniyor. Küçültmenin ne zaman başlanacağına ise bu yıl Eylül ayı toplantısında karar verilecek ve küçültme büyük ihtimalle Ekim veya Aralık ayında başlayacak. Avrupa Merkez Bankası küresel krizin ilk yıllarında çok tutucu davranmış ve parasal genişlemeye gitmemişti. Ancak
2013 yılında genişleme başlatıldı ve 2017 Haziran ayı itibarıyla Avrupa Merkez Bankası bilanço büyüklüğü FED bilanço büyüklüğünü de geçti. Avrupa Merkez Bankası’nın genişletici programı 2017 sonunda sona erecek. Bu çerçevede Avrupa Merkez Bankası’ndan programa ilişkin ilk gelen değerlendirmeler programın artık uzatılmayacağı ve 2018 yılından itibaren bilançonun küçültülmeye başlanabileceği yönünde. Avrupa Merkez Bankası eksi olan faizlerini de en azından ilk aşamada sıfıra getirebilir. İngiltere Merkez Bankası da Haziran ayında yaptığı toplantıda faiz artışlarına yaklaşıldığı mesajını verdi. İngiltere Merkez Bankası muhtemelen 2017 yılı son çeyreğinde faiz artırmaya başlayacaktır. Büyük merkez bankalarının para politikalarını normalleştirmeye başlaması ile birlikte küresel mali piyasalarda yeni koşullar oluşmaya başlayacaktır. Bundan gelişen ülkeler ve Türkiye de etkilenecektir. Öncelikle artık küresel likidite azalacağından bankaların ve reel sektör şirketlerinin borçlanma olanakları sınırlanacaktır. Faiz oranlarındaki artışların daha kademeli ve sınırlı olması beklenmektedir. Türk Lirası üzerinde değer kaybı baskısı ise artacaktır. Her üç banka da sıkılaştırmaya giderse TL yılsonuna kadar sepet kur bazında yüzde 6-8 arasında değer kaybı yaşayabilecektir. Hisse senedi ve tahvilden oluşan portföy girişleri ise sürecektir. Çünkü Türkiye bu iki alanda halen çok önemli getiri olanakları sunmaktadır. Portföy girişlerinin sürmesi TL üzerindeki değer kaybı baskısını da sınırlayacaktır. Yeni koşullar içinde Türk Lirası'nda değer kaybı ve Türk Lirası faizlerde artış kaçınılmaz görünmektedir.
25-28 Ekim Stand: 1216A
ROBOTLU PALETLEME & PALET BOZMA SİSTEMLERİ
YÜKSEK SEVİYE PALETLEME SİSTEMLERİ
STRETCH-HOOD MAKİNELERİ
ŞİRİNK SİSTEMLERİ
ÇEMBERLEME MAKİNELERİ
STREÇ SARMA MAKİNELERİ
ETİKETLEME & KODLAMA ÇÖZÜMLERİ
BANTLAMA ÇÖZÜMLERİ
CAMYÜNÜ/ TAŞYÜNÜ PALETLEME & MULTIPACK ÇÖZÜMLERİ
PALETSİZ PAKETLEME VE AMBALAJLAMA HATLARI
İNOVASYON / RAPOR
Üniversitelerden Ar-Ge’ye 3,3 milyar lira 2016 yılında merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge faaliyetlerine yapılan harcama bir önceki seneye göre yüzde 21,6 artarak 7,5 milyar liraya çıktı. Bu sene ise söz konusu faaliyetler için yaklaşık 8,2 milyar lira ayrıldı. Ar-Ge faaliyetlerine yapılan harcamalarda en fazla kaynak üniversite fonlarından finanse edilen faaliyetlere ayrıldı. Üniversitelerin Ar-Ge çalışmaları için geçen yıl merkezi yönetim bütçesinden 3,3 milyar lira harcandı. Bu sene söz konusu çalışmalar için ayrılan kaynak miktarı ise 2,9 milyar lirayı geçti. Üniversiteleri, savunma alanındaki Ar-Ge harcamaları takip ederken, bu faaliyetlere bütçeden 1,2 milyar lira harcandı. Bu yıl için ise savunma alanında yürütülecek Ar-Ge faaliyetlerine ayrılan rakam 1,7 milyar lira oldu. Geçen yılki Ar-Ge harcamalarında savunmayı 662 milyon lirayla endüstriyel üretim ve teknoloji izlerken, bu yıl söz konusu Ar-Ge faaliyetleri için bütçeye 807 milyon liralık ödenek konuldu.
50
İNOVASYON / İNOSUIT PROJESİ
İnoSuit Projesi’nin yeni dönemi başlıyor
TİM ve Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle hayata geçirilen Türkiye’nin ilk inovasyon odaklı mentörlük projesi İnoSuit’in yeni dönem kayıtları Ekim ayında başlıyor. Proje’nin hedefleri arasında inovasyon yönetimi yetkinliğinin sürdürülebilir şekilde artırılmasının, bunun sonucunda da ihracat performansının yükseltilmesinin sağlanması bulunuyor.
PROJE'NİN HEDEFLERİ İnovasyon sürecini sistematik, bütünsel ve odaklı bir yaklaşımla ele alan 'Kurumsal İnovasyon Sistemi'nin oluşturulması
T
İnovasyon süreçlerini ve sonuçlarını besleyecek stratejik, kültürel ve bilgi altyapısının oluşturulması
İM ve Sabancı Üniversitesi işbirliği ile geliştirilerek, 41 firma, 22 üniversiteden 30 mentörün katılımıyla 1 Kasım 2016 tarihinde başlamış olan İnoSuit 1.0 Projesi; ülkemizin ihracat gücünü yaratıcılıkla, yenilikçilikle ve yüksek katma değerle artırmak amacıyla, özgün ve bilimsel bir yaklaşımı ve metodolojiyi hayata geçirmeyi hedefledi. Bu kapsamda, ülkemizde 'inovasyon yönetimi' konusunda yetkinliği ve 54
Ürünlerde, süreçlerde, yapılanmalarda veya pazarlama faaliyetlerinde inovasyon projelerinin hayata geçirilmesi
üniversite-sanayi işbirliği konusundaki motivasyonu yüksek üniversitelerimiz ve akademisyenlerimiz ile 'kurumsal inovasyon sistemlerini' oluşturmayı hedefleyen ihracatçı firmalarımız eşleştirilmiş ve kapsamlı, odaklı, uygulamaya dönük ve bilimsel bir çalışma ile son derece değerli kazanımlar elde edildi. Firmaların projeye gösterdiği büyük ilgi ve projeye katılan firmalarımızdan elde edilen olumlu geri bildirimler ve ek katılım talepleri nedeniyle
İnovasyon çalışmalarının, etkinliğinin, rekabetçilik üzerine sürdürülebilir etkisinin, sistemli işleyişinin ve takip edilebilirliğinin sağlanması
İnovasyon yönetimi yetkinliğinin sürdürülebilir şekilde artırılmasının, bunun sonucunda da ihracat performansının yükseltilmesi
TİM projeyi genişletmeye karar verdi. Bu doğrultuda 2017 yılının Ekim ayında başlayacak projenin 2. dönemi için kayıtlar başladı. İlk seneden farklı olarak projeye katılım için farklı dönemlerde gelen talepleri ve başvuruları karşılama amacıyla, proje başvuruları sene içerisinde 4 ayrı dönemde alınabilecek. Başvuru sahibi firmaların, başvurdukları döneme bağlı olarak Ekim, Ocak, Nisan ya da Temmuz aylarında projeye başlamaları mümkün olacak.
İnovasyon yönetimi konusunda ülkemizdeki üniversiteler ve özel sektör arasında işbirliğinin artırılması
KOBİ’lere 22 bin 500 TL üst limitli finansman olanağı İnoSuit Projesi’ne başvuran KOSGEB üyesi firmalarımızın, KOSGEB Genel Destek Programı kapsamındaki "Danışmanlık Desteği"nden 22 bin 500 TL'ye kadar yararlanma olanakları bulunuyor. Destekten yararlanma konusunda mentörler de yönlendirmelerde bulunacaklar. Ekim 2017’de başlayacak dönemden itibaren, projeye katılım göstermek isteyen ve “inovasyon yöneti-
BILGI ALMAK VE HER TÜRLÜ SORULARINIZ IÇIN;
inosuit@tim.org.tr
mi” konusunda deneyime / uzmanlığa sahip, üniversiteler dışından uzmanların da projeye mentör olarak katılımları mümkün olacak. Projede mentör olarak görev alacak tüm uzmanlar, proje metodolojisi, kavramsal çerçeve, kullanılacak araçlar ve mentörlük yaklaşımları konularında hem proje başlangıcı öncesinde, hem de proje süresince düzenlenecek eğitim ve çalıştaylara katılacaklar.
Projenin İşleyişi TİM ve Sabancı Üniversitesi tarafından koordinasyonu sağlanan proje kapsamında, katılım gösterecek her bir şirket ile ilgili bölgedeki üniversitede inovasyon yönetimi alanında çalışmakta olan bir akademisyen/yetkili kişi ya da özel sektörde çalışmakta olan ve bu alanda deneyim sahibi olan uzman, 'mentör' olarak eşleştirilecek. Söz konusu kişiler tarafından, 11 ay süresince belli bir yol haritasını takip edecek şekilde mentörlük desteği sağlanarak belirlenen hedeflere ulaşılması amaçlanmaktadır. Projede
görev alacak mentörlerin seçiminde öncelikli seçim kriteri 'inovasyon yönetimi konusundaki uzmanlık ve uygulama deneyimi' seviyesidir. Program süresince mentör, eşleştirildiği şirket ile ortak olarak belirlenecek gün ve saatte, her hafta bir gün en az 4 saatlik bir zaman diliminde şirketi ziyaret edecek ve şirketin inovasyon kapasitelerinin artırılması çalışmalarında mentörlük yapacak. Bu süreç içerisinde katılımcı her bir firmanın, inovasyon çalışmalarına yakın bir uzmanlığı olan bir yöneticisini şirket içi proje lideri olarak görevlendirmeleri bekleniyor. 3'ncü, 6'ncı, 9'uncu ve 12'nci ay sonunda tüm mentörlerin ve firmaların katılacağı deneyim paylaşım toplantıları yapılıyor. Mentörler ve firmalar aylık olarak gerçekleştirilecek faaliyetler ve elde edilen çıktılar konusundaki gelişimleri, gözlem ve önerilerini, TİM – InoSuit portalına (www.inosuit. com) raporluyorlar.
ÇALIŞMA SONUNDA ULAŞILMASI HEDEFLENEN ÇIKTILAR 1. Şirketin inovasyon kapasitesinin değerlendirilmesi 2. Gelişim alanlarına göre, kuruma özgü bir inovasyon sisteminin tasarlanması, 3. Kurumsal inovasyon projesinin iç ve dış iletişim planının oluşturulması, 4. Şirketin inovasyon organizasyonunun belirlenmesi, 5. Şirketin inovasyon yönetimi yönergesinin hazırlanması ve süreçlerin tarif edilmesi, 6. Şirketin teknoloji yol haritasının ve gelecek dönem ihtiyaçlarının belirlenmesi, 7. Şirketin inovasyon stratejilerinin belirlenmesi, 8. Tüm şirket çalışanlarının katkıda bulunacağı öneri havuzunun oluşturulması, 9. Şirketin mevcut ve gelecek dönem ihtiyaçları baz alınarak, inovasyon proje portföyünün oluşturulması 10. Önceliklendirilmiş inovasyon projeleri için takımların oluşturulması, 11. İnovasyon projelerinin yönetimi, 12. Şirketin İK yönetim uygulamalarına inovasyonun entegrasyonu, 13. Takdir ve ödüllendirme sisteminin oluşturulması, 14. Şirket içi işbirliği ve bilgi paylaşımını besleyici uygulamaların geliştirilmesi, 15. Şirketin dış paydaşlarıyla işbirliğine dayalı inovasyon süreçlerinin tariflenmesi, 16. Dış finansman kaynaklarından faydalanılmasının sağlanması, 17. Fikri mülkiyet hakları yönergesinin hazırlanması, 18. Inovasyon yönetim sürecinin adımları konusunda iç yetkinlik oluşturmaya yönelik eğitimler verilmesi, 19. Kurumsal inovasyon sistemindeki gelişimin izlenmesi, değerlendirilmesi ve revizyonu.
55
İNOVASYON / İNOSUIT PROJESİ Projede yer alacak şirketler nasıl belirlenecek?
Projenin izleme ve değerlendirmesi nasıl yapılacaktır?
Projede yer alacak ve desteklenecek olan şirketler, başvuru formunu eksiksiz olarak ve belirtilen tarihe kadar dolduran şirketler arasından, formda verilen cevapların niteliğini göze alacak şekilde TİM tarafından yapılacak bir ön değerlendirme sonucunda ve başvuru formunu dolduruş tarihleri de göz önüne alınarak önceliklendirilecek ve belirlenecek.
Projenin ilerleyişi her ay sonunda mentör akademisyenler/yetkili kişiler tarafından TİM yönetimine İnoSuit portalı üzerinden
Projede mentör hizmet bedeli ödemesi nasıl yapılacaktır? Proje finansmanı, TİM’in ve bağlı bulunulan ihracatçı birliklerinin toplam %25 desteği ve projede yer alacak firmalarımızın yüzde 75 katkısı ile gerçekleşecektir. Söz konusu finansman modeline göre; projeye katılım gösterecek her bir şirketin 11 ay süresince proje kapsamında alacağı mentörlük hizmetleri karşılığında; merkezi İstanbul olup İstanbul içindeki üniversitelerden mentörlük alacak firmalar için üniversiteye vergiler hariç aylık 4 bin TL ödeme yapması, merkezi İstanbul dışında olup, İstanbul dışındaki üniversitelerden mentörlük alacak firmalar için üniversiteye vergiler hariç aylık 3 bin TL ödeme yapması, Toplamda yüzde 25 oranında ki TİM ve bağlı bulunduğu ihracatçı birliği desteği için ise üniversiteye ödediği aylık ödeme dekontunu bağlı bulunduğu ihracatçı birliğine ibrazı ile talep etmesi gerekiyor. 56
yazılı olarak raporlamalar halinde ve belirlenen formata göre sunulacak, kendilerine teslim ettikleri raporlamalar üzerinden geri dönüşler ve öneriler verilecek. Benzer şekilde, herbir şirketteki inovasyon
PROJE KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTIRILECEK FAALIYETLERIN PLANLARI 1. Faz: Ön değerlendirme, Analiz ve Yol Haritasının Oluşturulması, 2. Faz: Kurumsal İnovasyon Sistemi Projesinin Lansmanı ve İletişimi; Ortak Dil ve Ortak Algı Oluşturulması, 3. Faz: İnovasyon Organizasyonunun Oluşturulması, Süreçlerin Tarif Edilmesi ve Yönergelerin Hazırlanması, 4. Faz: Stratejilere İnovasyonun Entegrasyonu, Teknoloji Yol Haritalarının Hazırlanması ve İnovasyon Stratejilerinin Belirlenmesi, 5. Faz: İK yönetimi Altyapısının ve Uygulamalarının İnovasyon ile Uyumlaştırılması, 6. Faz: İnovasyon Eğitimleri ile İnsan Kaynaklarındaki Kapasitenin Arttırılması, 7. Faz: İhtiyaç – Fırsat ve Fikir Havuzunun Oluşturulması, İnovasyon Proje Portföyünün Belirlenmesi, 8. Faz: İnovasyon Projelerinin Çalışılması ve Uygulamaların Hayata Geçirilmesi, 9. Faz: Açık İnovasyon ve İşbirliği Stratejilerinin Belirlenmesi ve Uygulamaya Geçilmesi, 10. Faz: İnovasyon Çalışmalarının Etkinliğinin Değerlendirilmesi ve Revize Edilmesi.
sürecinin yönetilmesinden sorumlu yöneticilerin de, aylık değerlendirme formlarını doldurarak TİM ile paylaşmaları, bu şekilde projenin ilerleyişi hakkındaki görüşlerini, gözlemlerini ve önerilerini iletmeleri amaçlanıyor. Aylık takip ve değerlendirme raporlarına ek olarak; her 3 ayda bir projede yer alan tüm akademisyenlerin/ yetkili kişilerin bir araya gelerek deneyim paylaştıkları, benzer ancak ayrı bir etkinlikte de tüm inovasyon yöneticilerinin deneyim ve önerilerini paylaştıkları etkinlikler düzenlenecek. Projenin 6'ncı ayında en iyi örneklerin ve tecrübelerin paylaşılması amacıyla tüm ekipler bir araya gelecek, 11'inci ayda final raporlamaların tamamlanması istenecek, 12'nci Ay itibarıyla da başarı hikâyelerinin paylaşıldığı bir kapanış etkinliği gerçekleştirilecek. Projede yer almak isteyen akademisyenlerin/yetkili kişilerin başvurularını, bağlı bulundukları üniversitelerin rektörlüklerine yapmaları gerekiyor. Üniversitelerin başvuruları ise, http://www.tim.org. tr/tr/inosuit.html linkindeki üniversite başvuru formunun 1 Ağustos 2017 tarihine kadar doldurulması ile yapılacak.
DÜNYA / MAKALE
Kazan kazan ilişkisinin aracı: İtidal…
ALİ SAYDAM Bersay İletişim Grubu Yönetim Kurulu Onursal Başkanı
K
üçük bir ufuk turu atalım önce: Sözcü, 21 Temmuz: “Türkiye ile Almanya arasında yaşanan siyasi krizin ekonomiye yansımaları merak edilirken, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'den konuya ilişkin açıklama geldi. Bakan yaptığı açıklamada krizin geçici olduğunu ve ekonomilere kalıcı hasar verecek sözleri söylerken dikkat edilmesi gerektiğini söyledi: Türkiye-Almanya krizi geçicidir, ekonomilere kalıcı hasar verecek sözleri söylerken dikkat edilmeli; Almanya, kastı aşan sözleri tekrar gözden geçirmeli. Türk hukuku, Alman aktivist ile ilgili süreci kısa sürede sonlandıracaktır. Türk makamlarının Almanya’ya Gülen ile bağlantılı Alman şirketlerinin isimlerini verdiği iddiası doğru değil, bunlar asparagas haber; bu kayıtların tutulduğu bakanlık olarak söylüyorum.” Sputnik News, 21 Temmuz: “Binali Yıldırım: Almanya ile ilişkilerin zarar görmesinin iki ülkeye de yararı yok. Olayları daha fazla germenin bir anlamı yok. Alman şirketlere soruşturma haberi külliyen yalan." Sözcü, 20 Temmuz: “Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Türkiye’de Alman 58
yatırımcıların hoş karşılanacağını söyledi. İki ülke arasındaki ilişkiler gerilirken Alman basınında BASF ve Daimler gibi şirketlerin casusluk iddiasıyla Türk yetkililer tarafından Almanya’ya şikayet edildiği iddiaları yer almıştı. Şimşek attığı İngilizce tweette, ‘Türkiye’nin Daimler ve BASF’yi soruşturduğu haberleri tamamen yanlış. Alman yatırımcıları hoş karşılarız’ ifadesini kullandı.” Sputnik News, 20 Temmuz: “Almanya Ekonomi Bakanı Brigitte Zypries, Türkiye'deki mevcut siyasi iklim nedeniyle Alman şirketlerin Türkiye'de yatırım yapmalarının çok zor olduğunu söyledi. Zypries,‘Saygın Alman şirketleri bir anda kara listeye alınır ve terör destekçisi olarak nitelendirilirse bu Türkiye'de yeni iş ve yatırım yapmayı aşırı zor hale getirir’ dedi.” CNN Türk, 20 Temmuz: “Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, ‘Yatırımlarımıza 2017'de devam ediyoruz. Bu sene Türkiye'ye grup olarak 650 milyon lira yatırım yapıyoruz ve bu yatırımın aslan payı da Bursa'ya gelecek’ dedi. Young, kentin Bosch için çok önemli olduğunu belirterek, ‘Türkiye'de, Bursa bizim kalemiz diyebiliriz” ifadesini kullandı.” Gazete Duvar: “Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, CHP’li Tanrıkulu’nun sorusu üzerine AB ülkelerinin Türkiye'deki ekonomik faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi. Tüfenkçi Almanya, Hollanda Danimarka ve Fransa'nın yanı sıra İsviçreli kaç firmanın Türkiye'de faaliyet gösterdiğini de açıkladı. Tüfenkci, Türkiye’de 3 bin 242 Almanya, bin 86 Hollanda, 276 Danimarka, 336 İsviçre ve 726 Fransa firmasının faaliyet gösterdiğini belirtti.” Yeni Şafak 22 Temmuz: “Berlin yönetimi Türkiye'yi yaptırımla tehdit ederken, rakamlar 'Sen de kaybedersin' mesajı veriyor. Alman şirketlerinin Türkiye
yatırımları, dış ticaretimiz ve 5 milyonluk Türk diyasporasının finansal gücü Almanya için işlerin kolay olmadığını gösteriyor. Kısacası, 50 yıl önce gurbetçilerimizin yollayacağı parayı gözleyen Türk ekonomisi için artık her şey çok farklı. Almanya ile ticaret hacmi: 25.4 milyar $; Türk diasporası: 5 milyon; Türk şirketi sayısı: 100 binden fazla; Gurbetçi cirosu: 50 miyar $” TİM 1 Temmuz açıklaması: Almanya’ya olan ihracatımız Haziran ayında yüzde 1,3 artmış. Bu artış yılbaşından bu yana ise yüzde 2,8 olarak gerçekleşmiş. Bizim Haziran ayında AB ülkelerine yaptığımız ihracat Türkiye’nin toplam ihracatı içinde %50. Bu oran Mayıs’ta yüzde 49 imiş. Yüzde 50 içinde ise yüzde 10,3 ile Almanya alıyor. Alman Türk Ticaret Odası’nın bildirdiğine göre Türkiye’ye yatırım devam ediyor ve Türkiye’de ayrılan şirket sayısı 20 gibi son derece normal sayılabilecek düzeyde kalmış. Ahval ve şerait budur efendim… Fazla da yorumu gerekli kılmıyor aslında. Ancak TV’lerde arkadaşlarımız kâh hükûmeti, kâh Almanya’yı suçlayarak bol bol konuşacaklardır bu hususta. Bu kadar girift bir hale gelmiş ekonomik ilişkiler; NATO dahil bu kadar içiçe girmiş siyasi bağlantılar, Türkiye’nin adalet sistemi öyle veya böyle ülkeyi karıştırmakla suçlanan 6 kişiyi soruşturmak üzere içeri aldı diye, yerle yeksan olacaksa, olsun zaten… Oysa oyun çok daha büyük bir alanı ve çelişkiler zincirini kapsıyor. İşlerin böyle yürümeyeceğini, casuslukla suçlanan birkaç Alman vatandaşı yüzünden değil çok daha uzun vadeli ve derin stratejik hedefler doğrultusunda sorunların ortaya çıkacağını en azından Zbigniew Brzezinski’nin Büyük Satranç Tahtası kitabından sezinlememiz lazım… Biz Türkiye’nin yine de tüm bu çelişki yumakları arasında doğru yolda ilerleyeceğine inananlardanız…
n e t k i l İp e y i s y i G Turan tekstil’in şu andaki günlük kapasitesi:
Örme biriminde 30 Ton kumaş örme, Boyahanede 30 ton kumaş boyama, 30 ton apre Konfeksiyon biriminde 7.500 - 10.000 bin adet arası Konfeksiyon imalatı yapılmaktadır. Merkez Mahmutbey Yolu Yavuz Selim Mah. 3-11 Sokak No:27 Bağcılar / İstanbul Telefon: +90 212 435 34 34 Pbx Faks: +90 212 634 44 74 E-Mail: santral@turantextile.com
Fabrika Kuştepe Mevkii Çorlu Çerkezköy Yolu Üzeri Velimeşe Çorlu / Tekirdağ Telefon: +90 282 674 50 64 Faks: +90 282 674 50 68 E-Mail: info@turantextile.com
www.turantextile.com
DÜNYA / MAKALE
Maden cenneti: Güney Afrika
5 ŞÜKRÜ SIYASAL TİM Uzman Yardımcısı
Ülkemizin 2002 yılından itibaren başarıyla uygulamakta olduğu Afrika stratejisi sonucunda Afrika’da en önemli hedef ülkelerden biri olarak ortaya çıkan Güney Afrika Cumhuriyeti, ülkemiz ihraç ürünleri için önemli bir pazar olmakla beraber yüksek gümrük vergileri ve Avrupa Birliği ile 1 Ocak 2000 tarihinden bu yana aralarında var olan Serbest Ticaret Anlaşması'nın AB ülkelerine sağladığı rekabet avantajı nedeniyle, ülkemiz açısından pazara giriş anlamında bir takım zorluklar içeriyor. 60
5 milyonluk nüfusu ile 1.219.912 km alana yayılmış olan Güney Afrika Cumhuriyetini maden cenneti olarak tanımlamak pek yanlış olmayacaktır. Oldukça zengin maden kaynaklarına sahip olan ülkenin ihracat gelirlerinin yaklaşık 3’te 1’ini maden sektörü oluşturmakta ve ülkede yaklaşık olarak 45 farklı maden çeşidi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra dünya genelinde bitki örtüsü çeşitliliği bakımından üçüncü sıradadır. 11 resmi dili olan Güney Afrika'nın yürütme başkenti Pretoria, yasama başkenti Cape Town, yargı başkenti ise Bloemfontein’dır. Sanılanın aksine Johannesburg ülke başkenti olmayıp, siyasal başkent Pretoria’ya 53 km uzaklıkta yer alan sanayi ve ticaret merkezidir. Altın madenin bulunması ile Güney Afrika 19.yy’dan itibaren altın bulma ümidiyle bölgeye gelen kişilerin akınına uğramış ve Hollandalılar ile İngilizler arasında güç mücadelelerine sahne olmuştur. Johannesburg şehrinin kurulması da bu zamanlara denk gelmektedir. Güney Afrika Cumhuriyeti kişi başına düşen 10 bin dolar milli gelirle Afrika kıtasının en gelişmiş ülkelerinden biridir. Altın, elmas, krom, titanyum, antimon ve paladyum gibi madenlerin ihracatı ülke ekonomisinde önemli bir yer tutarken; Güney Afrika, kıymetli metaller arasında yer alan ve Fransız Kralı XV. Louis tarafından "krallara layık tek metal" olarak tanımlanan platinin de en önemli üreticisi konumundadır.
Black Business Council ile işbirliği Potansiyel pazar niteliği taşıyan ülkelerde ihraç ürünlerimizin bilinirliğini artırmak amacıyla Ekonomi Bakanlığı koordinasyonu ile düzenlemekte olduğumuz ticaret heyetleri kapsamında 13-15 Mayıs 2017 tarihleri arasında TİM Yönetim Kurulu üyemiz Ahmet Güleç ve
25 firma temsilcisinin katılımıyla Güney Afrika’nın Johannesburg şehrine bir iş insanları heyeti düzenlenmiştir. Heyetin ikinci günü düzenlenen iş forumu ve ikili iş görüşmelerinde 80 Güney Afrikalı iş insanı yer almış ve 200’e yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Çeşitli sektörlerden firma temsilcilerinin yer aldığı heyetten katılımcılarımız genel olarak memnun ayrılırken, özellikle silikon ve fiberglass kablo üretimi yapan firmamız ile eşarp ve şal üretimi yapan firmamız Güney Afrika pazarında büyük ilgi görmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Pretorya Büyükelçisi Elif Ülgen’in de iştirak ederek Güney Afrika pazarına yönelik iş insanlarımız için önemli bilgiler verdiği iş forumunda Black Business Council ile Meclisimiz arasında mutabakat zaptı imzalanmıştır.
Black Economic Empowerment Ülkemizin 2002 yılından itibaren başarıyla uygulamakta olduğu Afrika stratejisi sonucunda Afrika’da en önemli hedef ülkelerden biri olarak ortaya çıkan Güney Afrika Cumhuriyeti, ülkemiz ihraç ürünleri için önemli bir pazar olmakla beraber yüksek gümrük vergileri ve Avrupa Birliği ile 1 Ocak 2000 tarihinden bu yana aralarında var olan Serbest Ticaret Anlaşması'nın AB ülkelerine sağladığı rekabet avantajı nedeniyle, ülkemiz açısından pazara giriş anlamında bir takım zorluklar içermektedir. Güney Afrika ile ikili ticari ilişkilerimize bakacak olursak, 2016 yılı TÜİK verilerine göre Güney Afrika’dan ithalatımız 1 milyar dolarken, söz konusu ülkeye olan ihracatımız 400 milyon dolar seviyesinde kalmış ve dış ticaret açığımız 600 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 1990’lı yılların başlarına kadar ülkede uygulanan Apartheid rejimi, ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik bünyesinde derin yaralar açmış, siyah ve beyazların
arasında var olan mevcut ekonomik ve sosyal uçurumlar yaratmıştır. İş gücü ve istihdam sorunları olan ülkede siyahların istihdamının artırılması, ekonomik hayata entegre olmalarının sağlanması ve siyah sanayicilerin yaratılmasına yönelik olarak “Black Economic Empowerment” politikası uygulanmaya başlanmıştır. Ülke ekonomisinde kaydedilen olumlu gelişmeler ve kayda değer büyüme oranlarına rağmen gelir dağılımındaki adaletsizlik devam etmektedir. Bu durum ise “akşam belirli bir saatten sonra sokaklarda tek başınıza yürümeyiniz” uyarılarıyla karşılaşacak kadar büyük güvenlik sorunlarına yol açmaktadır. Yatırımcılarımız için önemli bir konu olan Black Economic Empowerment politikasında: siyah ırkın ekonomik faaliyetlere anlamlı bir şekilde katılımını sağlayacak bir ekonomik yapının yaratılması, siyah ırkın iktisadi faaliyetlere daha fazla katılmasını sağlayacak yatırımların desteklenmesi gibi amaçlar yer almaktadır. Siyah yöneticilerin, siyah ırkın ekonomik alanlarda ön plana çıkması konusunda ne kadar kararlı olduklarını “Ekonomik faaliyet gösteren firmaların yönetim yapılarının, uzmanlarının ve idarecilerinin ırksal profillerinin temelli bir biçimde değiştirilmesi” ifadesinden de anlaşılmaktadır. Ülkede ünlü bir caddede veya büyük bir otobanda yapılan gezinti esnasında da Black Empowerment’a ilişkin birçok reklam afişi görülmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri Güney Afrika’ya özellikle finans ve madencilik sektörlerine yatırım yapan ülkeler
olmuşlardır. Finans ve madencilik sektöründe yapılan yatırımlar toplam yatırımların yaklaşık olarak yüzde 60’ını oluştururken, Hollanda ve İngiltere tarafından yapılan yatırımlar da yine toplam yatırımlarım yaklaşık olarak yüzde 60’ına tekabül etmektedir. Ancak son dönemlerde Çin yatırımlarının önemli ölçüde arttığı ve Güney Afrika’nın otomotiv endüstrisi içinde cazip bir ülke haline geldiği görülmektedir. Birçok lüks otomobil firmasının üretim tesisi, Sahra Altı faaliyetlerini yönetmek amacıyla Güney Afrika’da yer almaktadır.
Afrikaanslar, Zulular, Xhosalar ve Big Five! Güney Afrika’dan bahsederken hem bir dili hem de bir etnik kimliği ifade eden “Afrikaans” olgusuna değinmeden geçmek önemli bir eksiklik olacaktır. Güney Afrika’nın 11 resmi dilinden birisi olan Afrikaans, daha çok Hollanda'dan göç etmiş Avrupa kökenli beyazlar tarafından konuşulan bir dildir. Afrikaans dilinin ortaya çıkışı ise, Hollandalıların kendi dillerinin daha kolay bir halini yaratarak bu dili yerli halka benimsetmek istemeleri olduğu düşünülmektedir. 16. yy Felemenkçesinin yerel diller ve malayca ile karışımı olarak nitelendirebileceğimiz Afrikaans’ı ana dili ve ikinci dili olarak konuşanların sayısı yaklaşık 15 milyon civarındadır. Bu dili konuşan halka da yine Afrikaans ya da Afrikaner ismi verilmektedir. Afrikanerler genelde kara kıtaya 16. yy’da ayak basan çiftçi (boer) sınıfının oluşturduğu bir gruptur. Kara kıtada yer
alan diğer Avrupalıların aksine, Güney Afrika'ya yerleşen çiftçi Hollandalıların siyahları köle olarak kullanarak güç sahibi olmalarının ardından Hollanda’dan bağımsızlık talep etmesi, kendilerine ait bir dil ve bir kimlik oluşturmaları, bu kıtayı anavatanları olarak kabul ettiklerinin ve Avrupalı köklerinden koptuklarının bir kanıtıdır. Ülkede yer alan en büyük kabilelerden biri olan Zulular yaklaşık 10 milyonluk nüfusları ile Güney Afrika toplam nüfusunun yüzde 20’sini oluştururken, Nelson Mandela’nın da mensubu olduğu Xhosalar ise yaklaşık olarak 8 milyonluk bir popülasyona sahiptir. Günümüzde hızla büyüyen ve Afrika’nın en işlek limanlarından birisi olan Durban, KwaZulu vilayetinde yer almaktadır. KwaZulu, Zulu halkının yurdu; IsiZulu ise Zulu halkının konuştuğu dil anlamına gelmektedir. Zulu dili, Zimbabwe’nin resmi dili olan Shona dilinden sonra en çok konuşulan Bantu dilidir. Güney Afrika Cumhuriyeti dünyada “big five” olarak adlandırılan 5 yaban hayvanına (aslan, leopar, fil, bufalo ve gergedan) doğal ortamlarında ev sahipliği yapan tek ülke konumundadır. Söz konusu beş hayvanın big five olarak adlandırılmasının sebebi büyüklükleri ya da vahşiliklerinden ötürü değil, insan tarafından avlanması en zor olan beş hayvan olmalarından kaynaklanmaktadır. “Eğer bu hayvanları ilk seferde öldüremediysen, büyük ihtimalle ölen sen olursun” cümlesinden de anlaşılacağı gibi bu hayvanlarda intikam duygusunun çok yoğun olduğu söylenmektedir.
61
AHENK / İSTANBUL TAHKİM MERKEZİ iyi anlıyor ve ihtiyaçlarına daha hızlı ve kolay cevap verebiliyorlar.”
TRAC ve bağımsız bir kurum
Türkiye ve İran bölgesel işbirliği arayışında İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC), etkinliğini uluslararası arenaya taşıma hedefiyle başlattığı çalışmalar kapsamında, İran’da konferans düzenledi.
İSTANBUL TAHKİM MERKEZİ HAKKINDA İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC), gerek Türkiye’deki gerekse yurtdışındaki ticari aktörler arasındaki uyuşmazlıkların çözümlenmesi için tahkim ve arabuluculuk hizmeti sunan, bağımsız ve özerk bir kurum. İstanbul Tahkim Merkezi, herhangi bir üyelik şartı aramaksızın uyuşmazlık çözümü konusunda tüm taraflara hizmet vermekte. Tahkim Merkezi Tahkim ve Arabuluculuk Kuralları, 26 Ekim 2015 tarihinde yürürlüğe girdi. 62
İ
stanbul Tahkim Merkezi (ISTAC), etkinliğini uluslararası arenaya taşıma hedefiyle başlattığı çalışmalar kapsamında, İran’da konferans düzenledi. ISTAC’ın İran Bölgesel Tahkim Merkezi (TRAC) ile ortaklaşa düzenlediği konferansta, tahkim hukukçuları bölgesel fırsatlar ve işbirliği koşullarını değerlendirdi. ISTAC Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Akıncı, konferansta yaptığı konuşmada, “ISTAC-TRAC işbirliği her iki ülke tahkimi için azımsanamayacak olanaklar sunuyor, bunu fırsata dönüştürebiliriz” mesajını verdi.
İran, Türk yatırımcılar için çok önemli bir pazar Tahran konferansının da bu işbirliği yönünde atılmış bir adım olduğunu hatırlatan Prof. Akıncı, artık bölgesel
tahkimin önemini artırdığını vurguladı. Akıncı, şunları söyledi: “Elbette uluslararası tahkim alanında etkin konumdaki Paris, Londra, Cenevre gibi büyük merkezlerin önemini ve rollerini yadsıyamayız, ancak bölgesel tahkim merkezlerinin önemi gün geçtikçe artıyor. ISTAC olarak, Tahran Bölgesel Tahkim Merkezi TRAC’ı Türkiye pazarına sunmak istiyoruz. İran, Türk yatırımcılar için çok önemli bir pazar. Ayrıca batı dünyasından şirketlerin İran’da yapacağı yatırımlar açısından da, uyuşmazlıkların çözümünde ISTAC önemli fırsatlar sunuyor. İki merkez arasındaki işbirliği bölgesel açıdan ekonomik ve ticari büyümeyi beraberinde getirecek. Bölgesel tahkim merkezleri uyuşmazlıklara çözüm arayan taraflar için de avantaj. Zira kültürel ve sosyal olarak tarafları daha
Uluslararası dava deneyimine sahip hukukçuların buluştuğu konferansa ev sahipliği yapan Tahran Tahkim Merkezi (TRAC) Direktörü Oveis Rezvanian ise, bu alanda her türlü hukuki altyapıya sahip olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi “İran, (yabancı hakem kararlarının tanınması, icrası ve tenfizine yönelik) New York Sözleşmesi’ne taraf. Yurtiçi ve milletlerarası tahkimi düzenleyen kanunları, uzmanlardan oluşan zengin bir hakem listesi bulunuyor. Tahran Tahkim Merkezi’nin hükümet ile hiçbir bağı yok, tarafsız ve bağımsız bir kurumuz. Ayrıca TRAC, zaman ve masraf açısından uygun, pahalı olmayan etkin bir tahkim seçeneği sunuyor.” ISTAC Milletlerarası Tahkim Divanı Üyesi, İran asıllı hukukçu Hamid Gharavi, konferansta ISTAC-TRAC işbirliğini değerlendirirken, İran’ın “Washington Konvansiyonu” olarak bilinen Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıkları Çözüm Merkezi-ICSID Sözleşmesi’ni onaylamasının önemine dikkat çekti.
AHENK / MAKALE
Tedarikçi Beyanları
Ö NAZAN ÖZTÜRK Dış Ticaret Belgeleri Sorumlusu
Tedarikçi Beyanı için özetle şu tanımı verebiliriz: EUR 1/EUR-MED Dolaşım Belgelerinin düzenlenmesinde ya da (gelecek yazımda inceleyeceğimiz) Fatura Beyanlarına destekleyici olmak üzere üst paragrafta tanımını verdiğim “tedarikçi” tarafından düzenlenen, yazılı “menşe” beyanıdır diyebiliriz. Eğer üzerinde “Uzun Dönem” ibaresi yok ise tek bir sevkiyat için geçerli olacak demektir. 64
nceki yazılarımda Menşe Kümülasyonlarını ve bu kümülasyonların uygulandığı EUR.1 ve EUR-MED Dolaşım Belgelerine göz atmış idik. Bu iki belgeye konu eşyanın Avrupa Birliği (AB) menşeli olması halinde eşyanın menşeinin ispatında tarafların ikna olması amacıyla, sevk eden ülkenin, bu eşyayı nereden temin ettiğini bilerek belirlediğini, gerektiğinde bunu ispat edebileceği yolunda beyanda bulunması istenir. Türkiye ile Avrupa Topluluğu Arasında Serbest Dolaşımda Bulunan Eşyanın Tercihli Menşe Statüsünün Kanıtlanmasına Dair Yönetmelik ile usul esasları belirlenen Tedarikçi Beyanları iki şekilde kullanılır. Bir tek sevkiyat için olan ve bir takvim yılı için kullanılan iki tür Tedarikçi Beyanının da kullanım amacı aynı, geçerlik süreleri farklıdır. “Tedarikçi”ne demektir önce onu inceleyelim: Ticarete konu olan eşyayı AB ya da Türkiye’de üreten veya AB ya da Türkiye’deki alıcıya tedarik eden “satıcı”yı ifade ettiğine göre tedarikçinin üretici de olabileceğini ya da eşyayı temin/tedarik edip sevk eden de olabileceğini görüyoruz. Bu beyan sayesinde eşyanın tercihli menşe kurallarını sağladığını, beyan sahibi olarak tedarikçinin bu beyanı destekleyici her türlü bilgi/belge/kanıtı ibraz etmeye hazır olduğunu taraflar da anlamış olur. Bu itibarla eşyanın tercihli menşeinin ispatı için Tedarikçi Beyanı önemli bir enstrümandır diyebiliriz. Tedarikçi Beyanı için özetle şu tanımı verebiliriz: EUR 1/EUR-MED Dolaşım Belgelerinin düzenlenmesinde ya da (gelecek yazımda inceleyeceğimiz) Fatura Beyanlarına destekleyici olmak üzere üst paragrafta tanımını verdiğim “tedarikçi” tarafından düzenlenen, yazılı “menşe” beyanıdır diyebiliriz. Eğer üzerinde “Uzun Dönem” ibaresi yok ise tek bir sevkiyat için geçerli olacak
demektir. Uzun Dönem Tedarikçi Beyanı dediğimiz türü ise, beyan tarihinden itibaren bir takvim yılı sonuna dek tedarikçi tarafından belirli bir müşteriye, tercihli menşe statüsünün aynı kalacağı beklenen bir eşya tedarik edildiğinde, belirlenen bu dönem içinde aynı eşyadan yapılacak bir dizi sevkiyatı kapsayan tek bir tedarikçi beyanını açıklar. Örneğin, 01 Temmuz 2017 tarihinde düzenlemiş ise 01 Temmuz 2018 tarihine kadar olan aynı ürünün o tedarikçiden tedarik edildiğini gösterecektir. Tedarikçi Beyanının doğruluğundan kuşku duyulması halinde bu defa gümrük idarelerince düzenlenen INF 4 Bilgi Formunun ibrazının istendiği yolundaki talebini ithalatçıdan alırsınız. INF 4 Bilgi Formu ile Tedarikçi Beyanının gerçekliğinin kontrolü Çıkış Gümrük İdaresinin incelemesi sonucunda kesinleştirilmiş olacaktır. Böylece eşyanın menşeinin kontrolü yapılmış olacaktır. Gelecek sayıda Fatura Beyanları başlıklı yazımda buluşmak dileğiyle bol ihracatlar dilerim… TERCİHLİ MENŞE STATÜSÜNE SAHİP ÜRÜNLERE İLİŞKİN TEDARİKÇİ BEYANI Aşağıda imzası bulunan ben, faturada belirtilen........;ϭͿ tanımlı eşyanın ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϮͿ' de üretildiğini ve ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϯͿ .............. ile tercihli ticareti düzenleyen menşe kurallarına uygunluğunu beyan ederim. İstenildiğinde, gümrük idaresine bu beyanı destekleyecek tüm kanıtları sağlamayı taahhüt ederim. ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϰͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϱͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϲͿ /͕ ƚŚĞ ƵŶĚĞƌƐŝŐŶĞĚ͘ ĞĐůĂƌĞ ƚŚĂƚ ƚŚĞ ŐŽŽĚƐ ůŝƐƚĞĚ ŝŶ ƚŚŝƐ ŝŶǀŽŝĐĞ ͘͘͘͘͘͘͘͘;ϭͿ tĞƌĞ ƉƌŽĚƵĐĞĚ ŝŶ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϮͿ ĂŶĚ ƐĂƚŝƐĨLJ ƚŚĞ ƌƵůĞƐ ŽĨ ŽƌŝŐŝŶ ŐŽǀĞƌŶŝŶŐ ƉƌĞĨĞƌĞŶƚŝĂů ƚƌĂĚĞ ǁŝƚŚ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϯͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘ / ƵŶĚĞƌƚĂŬĞ ƚŽ ŵĂŬĞ ĂǀĂŝůĂďůĞ ƚŽ ƚŚĞ ĐƵƐƚŽŵƐ ĂƵƚŚŽƌŝƚŝĞƐ ĂŶLJ ĨƵƌƚŚĞƌ ƐƵƉƉŽƌƚŝŶŐ ĚŽĐƵŵĞŶƚƐ ƚŚĞLJ ƌĞƋƵŝƌĞ͘ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϰͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϱͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϲͿ Not: Aşağıdaki dipnotlara uygun olarak doldurulan kutu içerisindeki metin, tedarikçi beyanını olƵşturur. Dipnotlar beyanda tekrar edilmez. ϭͲ &ĂƚƵƌĂĚĂ LJĞƌ alan eşyanın sadece bir kısmı söz konusu ise, bunlar açıkça gösterilmeli veya işaretlenmelidir. Beyandaki gösterim şu şekilde yapılmalıdır. "Faturada gösterilen ve......ile işaretlenen,....................[eşya tanımı],........[Ülke]'de üretilmiştir" Fatura veya ekleri dışında biƌ ďĞůŐĞ kullanılırsa, "fatura" kelimesi yerine ilgili belgenin adı belirtilir. ϮͲ Türkiye, Topluluk, Topluluk üyesi ülkeler veya Pan Avrupa Menşe Kümülasyonu Sistemi'ne dahil diğer ülkeler. Pan Avrupa Menşe Kümülasyonu Sistemi'ne dahil diğer ülkelerde düzenlenmişse menşe ispat belgesini elinde bulunduran gümrük idaresi, idarenin referans numarası ve mümkünse gümrük beyannamesi numarası belirtilir. ϯͲ İlgili ülke ǀĞLJĂ ƺůŬĞůĞƌ ϰͲ dĂƌŝŚ ǀĞ LJĞƌ ϱͲ İmza sahibinin adı ve firmadaki pozisyonu ϲͲ İmza ͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺ ͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺΎΎΎΎΎΎΎΎΎΎΎΎΎΎΎΎΎͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺͺ
TERCİHLİ MENŞE STATÜSÜNE SAHİP EŞYAYA İLİŞKİN UZUN DÖNEM TEDARİKÇİ BEYANI Aşağıda imzası bulunan ben, ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϭͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϮͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘ tanımlı eşyanın,.........'e ;ϯͿ ĚƺnjĞŶůŝ ƚedarik edildiğini, ........;ϰͿ' de üretildiğini ve ................;ϱͿ ŝůĞ ƚĞƌĐŝŚůŝ ƚŝĐĂƌĞƚŝ ĚƺnjĞŶůĞLJĞŶ menşe kuralına uyduğunu beyan ederim. Ƶ ďĞLJĂŶ͕͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘ΖĚĞŶ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘ΖĞ ;ϲͿ kadar, bu eşyanın tüm sevkiyatı için geçerlidir. Bu beyanın geçerliliği süresi içinde dahi sona erdiğinde ......;ϯͿ’ e derhal bilgi vermeyi ve istenildiğinde, bu beyanı destekleyecek tüm kanıtları gümrük idaresine sağlamayı taahhüt ederim. ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϳͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϴͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϵͿ /͕ ƚŚĞ ƵŶĚĞƌƐŝŐŶĞĚ ĚĞĐůĂƌĞ ƚŚĂƚ ƚŚĞ ŐŽŽĚƐ ĚĞƐĐƌŝďĞĚ ďĞůŽǁ͗ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϭͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϮͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘ ǁŚŝĐŚ ĂƌĞ ƌĞŐƵůĂƌůLJ ƐƵƉƉůŝĞĚ ƚŽ͕͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϯͿ ǁĞƌĞ ƉƌŽĚƵĐĞĚ ŝŶ͕ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϰͿ ĂŶĚ ƐĂƚŝƐĨLJ ƚŚĞ ƌƵůĞƐ ŽĨ ŽƌŝŐŝŶ ŐŽǀĞƌŶŝŶŐ ƉƌĞĨĞƌĞŶƚŝĂů ƚƌĂĚĞ ǁŝƚŚ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϱͿ dŚŝƐ ĚĞĐůĂƌĂƚŝŽŶ ŝƐ ǀĂůŝĚ ĨŽƌ Ăůů ĨƵƌƚŚĞƌ ƐŚŝƉŵĞŶƚƐ ŽĨ ƚŚĞƐĞ ƉƌŽĚƵĐƚƐ ĚŝƐƉĂƚĐŚĞĚ ĨƌŽŵ͕͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘ƚŽ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϲͿ / ƵŶĚĞƌƚĂŬĞ ƚŽ ŝŶĨŽƌŵ͘͘͘͘͘͘͘;ϯͿ ŝŵŵĞĚŝĂƚĞůLJ ŝĨ ƚŚŝƐ ĚĞĐůĂƌĂƚŝŽŶ ŝƐ ŶŽ ůŽŶŐĞƌ ǀĂůŝĚ / ƵŶĚĞƌƚĂŬĞ ƚŽ ŵĂŬĞ ĂǀĂŝůĂďůĞ ƚŽ ƚŚĞ ĐƵƐƚŽŵƐ ĂƵƚŚŽƌŝƚŝĞƐ ĂŶLJ ĨƵƌƚŚĞƌ ƐƵƉƉŽƌƚŝŶŐ ĚŽĐƵŵĞŶƚƐ ƚŚĞLJ ƌĞƋƵŝƌĞ͘ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϳͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϴͿ ͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘͘;ϵͿ Not: Aşağıdaki dipnotlara uygun olarak doldurulan kutu içerisindeki metin, tedarikçi beyanını olşturur. Dipnotlar beyanda tekƌĂƌ ĞĚŝůŵĞnj͘ ϭͲ Tanım ϮͲ Faturalarda kullanıldığı şekliyle ticari açıklamalar, (örn. Model no) ϯͲ Tedarik konusu eşyanın gönderildiği firma adı ϰͲ Türkiye, Topluluk, Topluluk üyesi ülkeler veya Pan Avrupa Menşe Kümülasyonu Sistemi'ne dahil diğer ülkeler. ϱͲ İlgili ortak ülke veya ülkeler. ϲͲ dĂƌŝŚůĞƌ ŐƂƐƚĞƌŝůŝƌ͘ ^ƺƌĞ͕ Yönetmeliğin 9 uncu maddesi uyarınca 1 yılı aşamaz. ϳͲ zĞƌ ǀĞ ƚĂƌŝŚ ϴͲ İmza sahibinin adı ve firmadaki pozisyonu, firma ad ve adresi. ϵͲ İmza
İNOVASYON / MAKALE
Arda Turan ve kişisel marka üzerine
Ö TURGAY ADIYAMAN Saffron Brand Consultants Türkiye Direktörü Marka Danışmanı
ncelikle Arda Turan Türk futbolunun simge markası –henüz- değil. Türkiye’nin en çok kazanan ve en tanınan futbolcusu, o kadar. Kişisel marka olmak için bundan fazlası gerekli. Başarı, para ve popülarite sizi bugün için mutlu edebilir; ama bir ömür boyu saygı duyulan, peşinden gidilen bir idol, bir marka haline getirmez. İş dünyasına “ürün satar, ama marka değiştirir; Peki siz neyi değiştirdiniz, markanızın amacı ne?” diye soruyoruz. Arda’nın da aynı soruyu kendine sorması gerek.
Aklını ve iyiliğini paylaşmak
Hepimiz insanız ve hepimiz bir an için duygulara yenik düşebilir, hata yapabiliriz. Hata ile yüzleşmek ve kabullenmek, bazen bir saniye, bazen bir ömür alır. İşte burada çevrenin rolü kritik. Ünlü kişi çevresine, egosuna gaz verip, sadece onu pohpohlayanları topluyorsa, yandı gülüm keten helva. 66
Ünlü ve simge kişilerin büyük bir etkileme ve örnek olma kapasiteleri var. Akıl ve iyiliklerini paylaşarak, dünyayı daha iyi bir yer haline getirme potansiyelleri var. Elbette bunlar, şansa ve oluruna bırakılarak ortaya çıkan işler değil. Zaten parmakla sayılan yeteneklerimizin, kişisel itibar inşasına ciddi ciddi odaklanması, zaman ve emek harcaması şart. Zannedilenin aksine imaj parlatma işi değil, hem doğduğun topraklara ve hem de dünyaya borcunu ödeme sorumluluğu ve fırsatı. Arda’nın yaşadığı son krizde, buram buram bir duygusal patlama, anlık ve ani kararlar silsilesi görüyoruz. Hepimiz insanız ve hepimiz bir an için duygulara yenik düşebilir, hata yapabiliriz. Hata ile yüzleşmek ve kabullenmek, bazen bir saniye bazen bir ömür alır. İşte burada çevrenin rolü kritik. Ünlü kişi çevresine, egosuna gaz verip, sadece onu pohpohlayanları topluyorsa yandı, gülüm keten helva. Doğrusu
ise, icab eden acı gerçekle onu yüzleştirecek bir ağabey, bir mentor ve hatta profesyonel bir A takımı ile çalışmak. Amca, kardeş ya da kanka değil.
Ne yapmalı? 1. Evi tamir et Kriz her an, herkesin başına gelebilir. Futbolcu da olabilirsin, ABD Başkanı da. Telafi et! Ne kadar hızlı, o kadar iyi. Ama hiç bir zaman da geç değil. Sözlü ya da fiziksel şiddetin mazereti yok, ama bir telafi şansı var, o da özür! Bir telefon, içten bir söz yeni bir sayfa açabilir. 2. Kiisel Marka sloganlarını (en azından bir süre için) unut Adam olmak, harbi delikanlı olmakla ilgili sloganlar Twitter’da iş yapabilir. Ama Arda’ya bir faydası olur mu, pek emin değilim. Şu iki sorunun sahici ve samimi cevaplarını aramak en güzel bir başlangıç olur kanımca: Bugün neredesin? Yarın nerede olmak istiyorsun? Reaktif –günü kurtaran- itibardan, proaktif –geleceğe bakan- itibara geçmenin ilk adımı bu. 3. Az aslında çoktur Arda düşünen, düşündüğünü eğip bükmeden iyi ifade edebilen bir yetenek. Ancak bunlar tek taraflı iletişimde önemli bir avantaj. Ama elimizde tuttuğumuz telefonlar ve sosyal medya sayesinde monolog iletişimi son buldu. Artık korunmasız, acımasız dialog çağındayız. Çok iletişimin yarardan çok zararı var. O kadar gürültü patırtı var ki, çok alanda değil, dar alanda konuşmak maharet, az ve öz söz söylemek bir sanat artık.
Arda düşünen, düşündüğünü eğip bükmeden iyi ifade edebilen bir yetenek. Ancak bunlar tek taraflı iletişimde önemli bir avantaj. Ama elimizde tuttuğumuz telefonlar ve sosyal medya sayesinde monolog iletişimi son buldu.
4. Önceliklere odaklan Güçlü kişisel marka içten dışarıya uzun bir yolculuğu tarif eder. Neye inanıyor, neye değer veriyorsun? Geleceğe ne miras bırakmak ve nasıl hatırlanmak istiyorsun? Seni örnek alan milyonlarca gencin hayatına nasıl bir anlam katabilirsin?
Markalar ne yapacak? Arda ne yapacak? Arda kaç markanın reklam yüzü, bir ara saymayı bıraktım. Aynı anda hem lastik, hem deri, hem benzin, hem de kredi kartı. Elde popüler bir ünlü varsa, altına hücum şeklinde bir talep oluyor. Fazlaca düşünülmeden başlayan marka/ ünlü ilişkileri, genelde başladığı gibi son buluyor reklam dünyasında. Ne markaya, ne de ünlünün itibarına pek de bir katkısı olmadan hem de. Markalara: İnanın kimse sırf reklamda Arda’yı gördüğü için fazladan bir çift Lassa almıyor,
arabasını Opet’de fulletmiyor. Reklamcıların dediklerini boş verin, Sizin markalarınız bundan çok daha fazlasını ifade ediyor müşterileriniz için. Ürünle ve duruşunuzla birebir örtüşen bir ünlü kullanmıyorsanız, kötü haber paranızı camdan aşağı atın, aynı şey. Neden Türkiye’den tam 20 yıl süren bir Michael Jordan ve Nike birlikteliği çıkmaz? Neden tüm zamanların en çok satan Air Jordan ayakkabısının tasarımından, testine kadar birlikte çalışan markaünlü işbirliği örneği yakalanmaz? Arda’ya: Avrupa’nın en genç nüfusu olan ülkesi Türkiye. Bu gençlere ilham veren, onların hayatını değiştirmek isteyen bir marka ile hem kendi kişisel itibarını adım adım inşa edebilir, hem de milyonların hayatını değiştirebilirsin. 1 milyon nüfuslu kentin takımı Manchester United, 350 milyon gence futbolcu olma hayalleri kurduruyor. Sadece İbrahimoviç’in forması bir haftada 76 milyon sterlinlik satış yapıyor.
Sorunla mücadele etme kaslarımız gelişmemiş Mesele sadece iş ve markadan ibaret değil. Dünya çapında yüzlerce başarılı sporcu, sanatçı, kültür ve bilim insanları yetiştirdiğimizde, dünya da hak ettiğimiz saygı ve takdiri gösterecek Türkiye’ye. Rio’16 olimpiyatlarında kaç altın madalyamız var? Bir. Ondan önceki Londra’12 de? Bir. Pekin’08 de? Bir. Olimpiyat tarihimiz boyunca 80 yılda sadece 90 madalya. 5.5 milyonluk Danimarka’nın 179, 10 milyonluk Macaristan’ın 469 madalyası var. Neden hak ettiğimiz başarıdan uzağız? Uzmanlara göre sebep fiziksel değil, zihinsel. Başarısızlıkla ve sorunla mücadele katsayımız düşük. Korkuyoruz. Durup bir an nefeslenelim. En büyük korkumuzla yüzleşip, barışmadan yola devam etmeyelim. 67
BİRLİK / HAZIR GİYİM
Hazır giyim sektörü TTM'lere odaklandı Hazır giyim sektörü Türkiye Ticaret Merkezleri çalışmalarını yakından takip ediyor. Özellikle, Tahran, New York ve Moskova TTM'lerine firmalar büyük ilgi gösteriyor.
T
ürk hazır giyim sektörünü hedef pazarlarda yerinde tanıtma projesinin en önemli adımlarından biri olan Türkiye Ticaret Merkezleri (TTM) için geri sayımda sona gelindi. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Tahran ve New York TTM’lerin açılışa hazır olduğunu, Moskova TTM’nin ise 2017’nin sonuna kadar yetiştirilmesinin planlandığını bildirdi. Sektörel derneklerin üyeleriyle 10 gün içinde 5 kez bir araya gelen Hikmet Tanrıverdi, TTM’ler ve İHKİB öncülüğünde milli katılım düzenlenen fuarlar hakkında bilgi verdi. Türkiye ekonomisinin 68
itici gücü olan hazır giyim ihracatını daha yukarılara taşıma hedefinde TTM’lere büyük önem verdiklerini vurgulayan Tanrıverdi, şunları söyledi:
Tahran’da 18, New York’da 8 Firma İle Sözleşme İmzalandı “Eğer çok daha fazla ihracat yapmak istiyorsak alıcıyı oturup bekleyemeyiz, bizim onların ayağına gitmemiz, her an ulaşılabilir olmamız gerekiyor. Bu amaçla kurulması
planlanan ve hazırlıkları uzun süredir devam eden TTM’lerde artık sona aşamaya geldik. Tahran ve New York’taki TTM’ler açılışa hazır. İHKİB için Tahran’da 39, New York’ta 10 showroom ayrıldı. Tahran’da 18, New York’da 7 firmamızla sözleşme imzaladık. 80 showroomun İHKİB’e tahsis edileceği Moskova TTM’nin de yıl sonuna kadar hazır olması planlanıyor. LASİAD, OTİAD, ÇSD, TİGSAD, MESİAD, KYSD,
TRİSAD ve BATİAD ile gerçekleştirdiğimiz geniş katılımlı 5 toplantıda TTM’lerin sunduğu büyük fırsatları anlattık. Ekonomi Bakanlığımız hedef ülkelerde açılan TTM’lerde faaliyet gösteren firmalarımıza kira, personel ve tanıtım giderleri için yüzde 75 destek veriyor Açılış aşamasına gelen Tahran ve New York ve Moskova’daki TTM’lere firmalarımızdan büyük talep geldi. Özetle söylemek gerekirse ihracatını daha da geliştir-
mek isteyen firmalarımız için TTM’lerde büyük fırsatlar var. Biz bu fırsatı değerlendirecek 129 lejyoner firma ile ülkemizi ve sektörümüzü dünyaya hakkıyla tanıtacak, sektörel ihracatımızın gücüne güç katacağız.”
KATILAN DERNEKLER:
Ekonomi Bakanliği yüzde 70 fuar desteği veriyor Türk hazır giyim sektörü için uluslararası fuarların da büyük önemi olduğunu vurgulayan Hikmet Tanrıverdi, Londra, Las Vegas, Moskova, Paris, Kiev, Almatı ve Münih’teki fuarlara firmaların İHKİB öncülüğünde milli katılım düzenlediklerini söyledi. Tanrıverdi, Ekonomi Bakanlığı’nın fuarlar için de firmalara yüzde 70’e varan oranlarda destek verdiğinin altını çizdi. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektör Kurulu toplantısı, 25 Mayıs tarihinde İstanbul Dış Ticaret Kompleksi’nde yapıldı. İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya Uludağ
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, "TTM’lerde artık sona aşamaya geldik. Tahran ve New York’taki TTM’ler açılışa hazır. İHKİB için Tahran’da 39, New York’ta 10 showroom ayrıldı" dedi.
Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Şankaya, Akdeniz Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayri Uğur, Denizli İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kocasert ve diğer sektör kurulu üyeleri katıldı.
TTM’ler toplantının gündeminde… Hazırgiyim Sektör Kurulu’nda öncelikli olarak sektörün 4 aylık dönemdeki ihracat performansı değerlendirilirken, Türkiye Ti-
caret Merkezleri (TTM) ile ilgili son duruma ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu. Bu konuda yakın zamanda faaliyetine başlayan Tahran TTM’nin yanı sıra hazırlıkları devam eden New York ve Moskova TTM’deki çalışmalar da değerlendirildi. Sektör Kurulu’nda birliklerce düzenlenen fuar ve heyetlerde işbirliği ve ortak hareket edilmesi konusu da ele alındı.
Çocuk işçiye geçit yok Hazırgiyim, Tekstil ve Deri Sektörlerinde Çocuk İşçilik-
• Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği (LASİAD) • Osmanbey Tekstilci İş Adamları Derneği (OTİAD) • Tüm İç Giyim Sanayicileri Derneği (TİGSAD) • Çorap Sanayicileri Derneği (ÇSD) • Merter Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) • Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) • Türkiye Triko Sanayicileri Derneği (TRİSİAD) • Bayrampaşa Tekstilci ve Sanayici İşadamları Derneği (BATİAD) le Mücadele Platformu’nun kurulması da sektör kurulunda ele alınarak görüşülen diğer bir konu oldu. Ayrıca sektör kurulunda gelecek dönemde daha fazla işbirliği ve koordinasyon sağlanması konusunda da ihracatçı birlikleri arasında mutabık kalındı.
69
DOĞU - BATI / TTM
Tahran Türk Ticaret Merkezi açıldı
Türkiye’nin ilk Türk Ticaret Merkezi, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin açılışı ile İran’ın başkenti Tahran’a kuruldu. 4500 metrekarelik bir alanda kurulan merkez, Tahran’da açılan ilk yabancı ticaret merkezi özelliğini taşıyor. Açılışta Türkiye-İran İş Forumu gerçekleştirildi.
T
ürkiye ile İran arasındaki ekonomik ilişkilerde bir viraj daha dönüldü. Türkiye 50 milyar dolarlık hedefle, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, yatırımcı ve ihracatçılardan oluşan heyetle İran’a çıkarma yaptı. Türkiye’nin dünyada açacağı 21 ticaret merke70
zinin ilki, İran’ın başkenti Tahran’da açıldı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’yle İran İletişim Bakanı Mahmut Vaizi, geçen yıl itibarıyla iki ülke arasında 10 milyar dolara ulaşan ikili ticaretin artırılması için hedef yükseltti ve iki tarafın işadamlarına müjdeli haberi verdi. Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA) kapsamındaki ürün sayısının artırılması bek-
lenirken, serbest ticarete geçilmesi hedefleniyor. Bakan Zeybekci İran’a yaptığı ziyaret kapsamında İran Sanayi ve Maden Bakanı Muhammed Rıza Nimetzade ve İran İletişim Bakanı Mahmud Vaizi ile bir araya geldi. Zeybekci burada Tahran’da faaliyete geçecek olan Türkiye Ticaret Merkezi’nin (TTM) açılışını TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ile beraber
gerçekleştirirken, Türkiye-İran İş Forumu’nda bir konuşma yaptı. Görüşmelerde 3 yıl önce imzalanan tercihli ticaret anlaşmasına daha fazla ürünün dahil edilmesi için görüş alışverişinde bulunuldu. Şu an listede iki ülkeden toplam 265 ürün var. Vaizi’yle basın toplantısı düzenleyen Bakan Zeybekci, 2015 yılında imzalanan TTA’nın sonuçlarının
alındığını belirterek Zeybekci, “Ana fikir İran ve Türkiye ticaretinin önünde hiçbir engelin olmaması, serbest ticaret anlaşmasının başlaması. Ulaştırma ve gümrüklerdeki engeller kaldırılmalı. TTA’yı devreye soktuk ve sonuçlarını alıyoruz” dedi.
Başkanı Mehmet Büyükekşi, son 10 yılda İran’a ihracatın artış trendinde olduğunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılında koyduğu karşılıklı
30 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Bu hedef kapsamında, 1 Ocak 2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Tercihli Ticaret Anlaşması
İhracat yüzde 39 arttı İki yıl önce yürürlüğe giren TTA ile geçen yıl Türkiye’nin İran’a ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 39 artarak 725 milyon dolardan 1 milyar doların üzerine çıktı. Bu yılın ilk 5 ayında İran’a ihracat TTA kapsamındaki ürünlerde yüzde 8 artarak 391 milyon dolara yükseldi. TTA kapsamında İran’dan yapılan ithalat ise 2016’da yüzde 42 artarak 32 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Tahran TTM açılış seremonisinin ardından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin katılması ile başlayan Türkiye-İran İş Forumu’nda yaklaşık 200 katılımcı hazır bulundu. Söz konusu forumda açılış konuşmasını yapan TİM
TÜRKİYE TİCARET MERKEZLERİ NEDİR? Türkiye’nin 2023 ihracat stratejisi hedefleri doğrultusunda, değişen rekabet koşullarına ve ihtiyaca uygun olarak ihracatın gelişmesine olanak sağlamak amacıyla Türkiye Ticaret Merkezleri (TTM) Projesi Türkiye Ticaret Merkezleri'nin, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin öncülüğünde ve koordinasyonunda diğer işbirliği kurum ve kuruluşlarının katılımıyla kurulması hedeflendi. 2016 yılı içerisinde çalışmalara başlandı ve 2017 yılında ilk kez hayata geçirildi, Ticaret Merkezleri Projesi ülkemiz adına hedeflenen ihracat rakamlarına ulaşma noktasında önemli bir misyon üstleniyor.
ile gümrük vergisi indirimine/muafiyetine tabii ürünlerin her geçen yıl artmasının beklendiğinin altını çizen Büyükekşi, Türkiye Ticaret Merkezleri Projesi’nin ilk durağının Tahran olmasının da, Türkiye’nin İran ile olan ticarete verdiği önemin en büyük göstergesi olduğunu vurguladı. Konuşmasının devamında Tahran TTM ile ilgili bilgiler de veren Başkan Büyükekşi, söz konusu merkez aracılığıyla İran ile ticaretin ivme kazanacağını ve 30 milyar dolarlık ticaret hedefinin çok daha ilerisine geçileceğini belirtti.
265 üründe vergi kolaylığı Ekonomi Bakanı Zeybekci, Türkiye ve İran arasındaki ticaretin önündeki engelleri kaldırmak istediklerini ifade ederek, Tercihli Ticaret Anlaşması ile 265 üründe vergi kolaylığının sağlandığını, ancak en büyük hedefin iki ülke arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalanması olduğunu belirtti. 71
DOĞU - BATI / TTM
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve beraberindekiler Tahran'da açılan TTM'de yer alan ürünlerin bulunduğu stantları inceledi.
72
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci konuşmasının devamında, İran ve Türkiye’nin sadece İran’daki veya sadece Türkiye’deki değil, aynı zamanda üçüncü ülkelerdeki, yani iki ülkenin de kültür coğrafyası dediğimiz üçüncü ülkelerdeki çok büyük iş birliği potansiyelini birlikte değerlendirebilme kabiliyetine sahip iki ülke olduğunun altını çizdi. Dünyanın birçok bölgesinde açılması planlanan TTM’lerin ülke ekonomisine katkıda bulunacağını belirten Bakan Zeybekci, İran TTM ile ilgili olarak da, merkezin perakende bir satış noktası olmadığını, distribütörlerin ve firmaların ithalat ve ihracat bağlantılarını gerçekleştirdikleri bir ticaret merkezi olacağını vurguladı. Çok sayıda milletvekilinin yanı sıra, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Vekili Tarık Sönmez, TİM Başkan Vekilleri Mustafa Çıkrıkçıoğlu ve Tahsin Öztiryaki, Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Güleç,
İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi ve İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle’nin de katıldığı İş Forumu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin yaptığı konuşmanın ardından sona erdi. İran Ticaret Heyeti kapsamında düzenlenen ikili iş görüşmelerinde, mobilya, kâğıt ve orman ürünleri, inşaat ve yapı malzemeleri, kimyevi mamuller, elektrik-elektronik ve hizmet, otomotiv endüstrisi başta olmak üzere çok sayıda sektörden 84 firma ve temsilcileri ile İranlı muhatap firmalar arasında, iki gün boyunca çok sayıda karşılıklı iş görüşmesi gerçekleştirildi.
DOĞU - BATI / İRAN
Ortadoğu’nun kilit aktörü İran Binlerce yıllık geçmişiyle dünyanın en eski uygarlıklarından birine ev sahipliği yapan İran, zengin petrol ve doğalgaz yatakları ve Fars-İslam kültürünün senteziyle oluşan siyasi kimliğiyle, Ortadoğu'nun önemli figürlerinden biri.
O
rtadoğu'nun temel aktörlerinden biri olan İran, Tarihi İpek Yolu sayesinde eski çağlardan bu yana Avrupa ve Asya’nın kesişme noktasında yer alıyor. Stratejik konumu ve petrolün keşfi ile daha da önemli hale geldi. Nükleer enerji üretimi konusundaki ısrarı nedeniyle ABD ve Avrupa'nın ağır ekonomik yaptırımlarına maruz kalan İran, 2013 yılında Hasan Ruhani'nin Cumhurbaşkanı seçilmesiyle beraber ılımlı politikalar izlemeye başladı. İran ekonomisi büyük ölçüde devlet merkezli yönetilen petrol üretimi ve ihracatına dayanır. Dünya petrol
74
rezervlerinin yüzde 10’unu barındıran İran’ın günlük üretim miktarı 3,65 milyon varildir. İran bunun 1,7 milyon varilini ihraç ediyor. OPEC tarafından belirlenen günlük petrol üretim kotası ise 4,11 milyon varil olarak ifade ediliyor.
Rafinerilere ciddi yatırımlar yapılması gerekiyor Dünyanın en büyük ikinci doğal gaz rezervine sahip olan İran aynı zamanda dünyanın en büyük 4’üncü petrol rezervlerine de sahip. Petrol, İran için eskiden beri önemli bir gelir kaynağı olduysa da, yaptırımlar nedeniyle İran’ın petrol arzında önemli dü-
şüşler yaşandı. Yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte, İran’ın petrol ihracatının artması bekleniyor. Daha yüksek üretim hacimlerine ulaşmak için, İran’daki rafinerilere ciddi yatırımlar yapılması gerekiyor. Özellikle üretime dönük endüstride (upstream) modern teknoloji transferine ihtiyaç
duyan İran, sektöre yabancı yatırım çekebilmek amacıyla eski «geri satın alma (buy back)» sözleşmelerini, yeni İran Petrol Sözleşmesi (Iran Petroleum Contract, IPC) ile değiştirmeye başladı. Diğer taraftan, İran’ın doğal gaz üretimi devasa rezervlerine karşın, yurtiçi talebi karşılamakta
dönük (downstream) ve üretime dönük (up-stream) faaliyetlerinde hakim konumda. İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) şu anda 48 farklı sahada ve 17 keşif parselinde toplam 49 proje yürütüyor. Bu bağlamda, İran Türk şirketlerine, özellikle dağıtım konusunda ve downstream (satışa dönük) sektöründe önemli fırsatlar sunuyor. Türk firmaları, ABD’li ve Avrupalı şirketlerle İran pazarında satışa dönük (down-stream) faaliyetlerde ortaklık yürütebilirler.
İran, Ortadoğu’nun en büyük ikinci ekonomisine sahip
zorlanıyor. Ancak, 2015 yılında Güney Pars doğal gaz sahasındaki yeni üretim sahalarının tespiti sonucunda, İran’ın doğal gaz üretimi önceki yıllara kıyasla daha yüksek bir büyüme kaydetti. İran’ın doğal gaz ihracatındaki artışın, kısa vadede ağırlıklı olarak bölge ülkelerinden sağlanacağı; doğrudan yabancı yatırımların etkisininse daha uzun vadede görüleceği tahmin ediliyor. Devlete ait olan İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC), İran Ulusal Doğal Gaz Şirketi (NIGC) ve Ulusal Petrokimya Şirketi (NPC); ülkenin petrokimya sektörünün yanı sıra petrol ve doğal gaz sektörünün de satışa
İran, 2014’te Ortadoğu’daki en büyük ikinci nüfusa (1'inci Mısır) ve ekonomiye (1'inci Suudi Arabistan) sahip olup, GSYİH’sini 425 milyar dolara ulaştırdı. İran, yüzde 41’i 25 yaş altında olan yaklaşık 78 milyonluk bir nüfusa sahip. Ortadoğu bölgesinde karşılaştırıldığında, İran GSYİH ve harcanabilir gelirde Türkiye ve Suudi Arabistan’ın gerisinde kalıyor. Fakat, yaptırımların kaldırılması, yeni yabancı yatırımlar ve teknolojilerin transfer edilmesi hedefiyle, bu rakamların İran için diğer ülkelere kıyasla daha hızlı büyümesi beklenebilir. İran’ın ekonomisi, doğrudan ya da dolaylı olarak (vakıflar/bonyadlar, yatırım fonları ve emeklilik fonları aracılığıyla), çoğunlukla devlet tarafından kontrol ediliyor. Örneğin, yoksul ve engelli kişiler için kurulmuş bir fon olan Mostazafan Fonu, devlete ait Ulusal
İRAN TÜRKIYE’YE KAZANDIRACAK İran’ın dünyanın en büyük doğalgaz kaynağına sahip Güney Pars sahasının geliştirilmesi konusunda Fransa ve Çin ile yapılan anlaşmalar ekonomik olarak entegre sürecini hızlandırırken, uzmanlar Türkiye’nin İran ile olan ilişkilerini doğru kullanması halinde kazanca dönüşeceğini belirtti. BANKACILIK SORUNU AŞILSA İran’ın sağladığı vergi indirimleri ve teşviklerle yatırım projelerinin ekonomik avantaj sağladığını hatırlatan uzmanlar, İran’daki yatırımların kredilendirilmesine ilişkin bankacılık sektörünün içerisinde bulunduğu zorlukların aşılmasıyla Avrupalı şirketlerin İran pazarına çok hızlı bir şekilde gireceğine dikkat çekti. 200 MİLYARLIK ENERJİ Avrupa’da bu hazırlıkların yapılmasının ilk işaretinin de Güney Pars sahasına ilişkin 4.8 milyar dolarlık Total anlaşması ile geldiği kaydedildi. Bundan sonra İran’daki yatırımlarda özellikle Fransız ve Alman şirketlerini öncü konumda olabileceğine işaret eden uzmanlar, “Komşumuzla yakın ticari işbirliği potansiyeli mevcut. Bekleyiş sürecindeyiz” diyor.
75
DOĞU - BATI / İRAN İran'ın dünyaya ihracatı (milyon dolar)
İran Petrol Şirketi’nin ardından ülkedeki ikinci en büyük kuruluş
Yaptırımlar ciddi etkilere sebep oldu 2011’de uygulanan yaptırımlar, ekonomik faaliyetlerin daralmasına ve enflasyonda artışa sebep oldu. İran’ın azalan petrol ihracatı ve ticaret kısıtlamaları sebebiyle GSYİH’si 2012 ve 2013 yıllarında sırasıyla yüzde 6,6 ve yüzde 1,9 oranlarında küçüldü. Ekonominin büyüme oranı 2014'te tekrar pozitif değerlere yükseldi. Ek olarak, İran’ın 2012 yılında SWIFT sisteminden çıkarılmasıyla İran’da tüketici fiyat endeksi 2010 sonrasında düzenli 76
Günümüzde İran ekonomisi gerçek potansiyelinin çok altında bir performans sergiliyor. Ancak, yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte, İran gerçek potansiyelini açığa çıkarma fırsatına çok daha yakın olacak. bir şekilde arttı ve 2013'te enflasyon yüzde 39,3’lik oranla zirveye ulaştı.
Türkiye İran’ın en büyük ticaret ortaklarından birisi Türkiye, 6,1 milyar dolarlık değerle İran’ın toplam ihracatının yüzde 15’ini oluşturuyor. Türkiye’nin İran’dan en çok ithal ettiği ürünler, yüzde 80’lik bir pay ile mineral yakıt ve petrol. Plastikler ve bakır da ilk üç
arasında olmasına rağmen, İran’ın Türkiye’ye toplam ihracatının sadece yüzde 11’i. İran’ın Türkiye’den en çok ithal ettiği ürünler ise 2011 öncesi ve sonrasında farklılık gösteriyor. İran’ın 2010’daki en büyük ithalat kalemi yaklaşık 470 milyon dolarlık ithalat değeri ile makineler oldu. İran 2012 ve 2015 arasında benzer miktarlarda makine ithal etse de, bu dönemde en çok ithal edilen ürünler ma-
kinelerin de üzerine çıkan değerli taşlar ve mücevherler oldu. 2012’de İran’ın Türkiye’den ithal ettiği mallar arasında 6,54 milyar dolarlık değerli taş olsa da, 2012’den sonraki 3 senede bu ürünler düşüş gösterdi. Değerli taşlar ve makine dışında, plastikler, ahşap ve tütün diğer en çok ithal edilen malların arasında yer aldılar.
VAR ETTİNİZ, VAR OLUN...
Darüşşafaka varsa sayenizde var. 151 yıldır iyi ki varsınız.
Bu bayram Darüşşafaka’ya bağış yapın, annesi veya babası hayatta olmayan binlerce çocuğumuzun eğitimine katkıda bulunun.
www.darussafaka.org | 444 1863
DOĞU - BATI / GÜNEY KORE
İhracat Pusulası'nda rota Güney Kore TİM'in Coface'ın desteğiyle düzenlediği ve 10 ülkeyi kapsayan İhracat Pusulası Programı, Rota: Güney Kore etkinliğiyle başladı. TİM Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu, “Hyundai, Samsung, LG gibi dünyaca ünlü Koreli firmalar bugüne kadar ülkemize büyük yatırımlar yaptılar ve kazandılar. Daha fazla Koreli firmanın ülkemize yatırım yapmasını bekliyoruz” dedi.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 10 İl 10 Ülke: Hedef Pazarlar Programı'nın ardından İhracat Pusulası Programı'nı başlattı. İhracat Pusulası'nda belirlenen 10 ülkeye yönelik gerekli bilgiler yapılacak toplantılarda aktarılacak, sonrasında ülkelere ticaret heyetleri düzenlenecek. İhracat Pusulası'nın ilk etkinliği Rota: Güney Kore oldu. Bu ülkeye 7-9 Ağustos tarihlerinde ise ticaret heyeti gidecek. İhracat Pusulası Programı kapsamında önümüzdeki aylarda Gana, Rusya, Irak, Japonya, Kenya, Hindistan, ABD, Nijerya ve Kuveyt etkinlikleri düzenlenecek. Rota: Güney Kore etkinliğinin açılışında konuşan TİM Başkanvekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu, “Dünyada 5G teknolojisine ciddi yatırım 78
yapan üç ülkeden biri olan Güney Kore ile daha fazla dış ticaret yapmalıyız. Bugün Güney Kore'nin ithalatından sadece binde 2 pay alıyoruz. 2016 ihracatımız 518 milyon dolar. İthalatımız ise 6,4 milyar dolar. Bir tarafın sürekli kazandığı bir sistem sürdürülebilir olamaz. Karşılıklı yatırımlarımızı artırmalıyız” dedi. Türkiye İmaj Kampanyası'nın çekimlerine katılan Hyundai CEO'su Mong Hyun Yoon'a teşekkür eden Çıkrıkçıoğlu, “Hyundai, Samsung, LG gibi dünyaca ünlü Koreli firmalar bugüne kadar ülkemize büyük yatırımlar yaptılar ve kazandılar. Daha fazla Koreli firmanın ülkemize yatırım yapmasını bekliyoruz. Hatta, iki ülke olarak ortak bir şekilde 3. ülkelerdeki işbirliği imkanlarını da değerlendirmeliyiz” dedi.
Umut verici ürünler tespit edilmeli Etkinliğe katılan Güney Kore İstanbul Başkonsolosu Cha Young-Cheol, Güney Kore pazarında Türkiye için umut verici ürünlerin tespit edilmesi gerektiğini belirtti. Tarım ürünlerinde ciddi potansiyel bulunduğunu ve zeytinyağı ile fındığın umut vaat eden ürünler olduğunu söyleyen Cha, “Tasarım ve inşaat malzemeleri ürünlerinde işbirliği imkanları bulunuyor. Yenilenebilir enerji de işbirliğinde umut vaat eden alan olma özelliği taşıyor” diye konuştu.
300 aktif firma var Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) TürkiyeGüney Kore İş Konseyi Başkanı ve Kibar Holding CEO'su Tamer Saka da iki ülke arasındaki ticarette 300 aktif firma bulundu-
ğunu ifade etti. Ağırlıkla otomotiv, toptan-perakende ticaret ve bilişim sektörlerinden firmaların faal olduğunu kaydeden Saka, “İki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşmasının hizmet sektörlerini kapsayacak şekilde genişletilmesinin ticari ilişkileri önemli katkıda bulundu. Samsung, geçtiğimiz günlerde yatırımlarını artıracağını açıkladı. Güneş enerjisi alanında da Koreli bir firma 1.3 milyar dolarlık işbirliği yapacak” dedi. Saka, iki ülke KOBİ'leri için de önemli fırsatlar bulunduğunu vurguladı.
10. yıl
%100
“Ar-Ge ve İnovasyon” yönet�m�nde l�der, özgün ve küresel danışmanlık ş�rket�...
398
Müşteri Referansı
Ar-Ge Merkezi Başarı Oranı
10.
80+
Başarılı İhracat Destekleri Projesi
792
Başarılı TEYDEB Proje Sayısı
YIL
200+ Ar-Ge ve İnovasyon Eğitimi
İSTANBUL
94
KOCAELİ
0 216 325 83 89
40 BURSA
6 Mühendis Çalışan
İZMİR
bilgi@etkinproje.com
Ar-Ge Merkezi Referansı
ANKARA
Farklı Lokasyonda Hizmet İstanbul Gebze Bursa İzmir Ankara Londra
LONDRA
www.etkinproje.com
SİNERJİ / SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞ ÖDÜLLERİ
Sürdürülebilir İş Ödülleri sahiplerini buluyor Yılın başarılı sürdürülebilir iş modellerini ödüllendiren Sürdürülebilir İş Ödülleri için başvurular başladı. Bu yıl dördüncü kez düzenlenen ödüller için başvurular 15 Ağustos'a kadar sürecek.
T
ürkiye'de, iş dünyasında sürdürülebilir iş modellerinin yerleşimi, gelişimi ve yaşam şeklinin yaygınlaştırılması için global bir yaklaşımla çalışan Sürdürülebilirlik Akademisi, alanında örnek olan kurumları bu yıl da 'Sürdürülebilir İş Ödülü' ile onurlandırıyor. Sürdürülebilir İş Ödülleri ile sürdürülebilir iş modellerine geçişi hızlandırmak ve önemli etkiler yaratmış kurumların sosyal, ekonomik ve çevresel konulardaki projelerini öne çıkararak, başarılı projeleri geniş kitleler ile paylaşmak ve bu projelerin rol model olmasını sağlayarak değişimi teşvik etmek amaçlanıyor. Bu yıl dördüncü kez düzenlenen Sürdürülebilir 80
İş Ödülleri için 2 Mayıs'ta başlayan başvuru süreci, 15 Ağustos'a kadar devam edecek. Sürdürülebilir İş Ödülleri'nde değerlendirme yapacak jüri üyeleri, Türkiye'nin alanında lider isimlerinden oluşuyor.
Sürdürülebilirlik Raporu ve Sürdürülebilir İnovasyon kategorileri eklendi İş dünyasının farklı alanlarındaki yeni iş modellerinin ödüllendirildiği Sürdürülebilir İş Ödülleri; Karbon ve Enerji Yönetimi, Su Yönetimi, Sosyal Etki, Sürdürülebilirlik İletişimi, İş birliği, Tedarik Zinciri Yönetimi, Atık Yönetimi, Çeşitlilik ve Dahil Etme, Start-Up ve bu yıl ilk kez eklenen Sürdürülebilirlik Raporu ve Sürdürülebilir İnovasyon-
kategorilerinde verilecek. Sürdürülebilir İş Ödülleri'ne merkezi ve/veya işletme yeri Türkiye sınırları içerisinde bulunan tüzel kişiliğe sahip KOBİ'ler, büyük ölçekli işletmeler, start-uplar ve yerel yönetimler başvurabiliyor. Sürdürülebilir İş Ödülleri başvuruları www.surdurulebilirisodulleri.com sitesi aracılığıyla yapılabiliyor. Sürdürülebilir İş Ödüllerini kazananlar, Ekim ayında düzenlenecek törende açıklanacak.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK AKADEMİSİ HAKKINDA Sürdürülebilirlik Akademisi, sürdürülebilir gelecek ve kalkınma için iş dünyasında sürdürülebilirlik dönüşümünü hızlandırmada öncü olmak misyonu ile ekonomik, politik, toplumsal ve çevresel sürdürülebilirlik ile ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapmak amacı ile kurulmuş kar amacı gütmeyen bir sosyal girişim. Sürdürülebilirlik Akademisi, gerçekleştirdiği tüm çalışmalarının karbon ayak izlerini silmekte.
SİNERJİ / SEKTÖR
Netaş son 10 yılda 10 kat büyüdü
C. MÜJDAT ALTAY Netaş/CEO
T
İM tarafından ilk kez düzenlenen “Türkiye'nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Araştırması” kapsamında yazılım ihracatının lider firmalarından Netaş CEO’su C. Müjdat Altay ile röportaj gerçekleştirdik. Altay, “Netaş kuruluşundan bu yana ülkemizin en yeni iletişim teknolojilerine sahip olması ve kendi mühendislik gücüyle milli çözümler yaratmasına odaklandı. Bu alanda kazandığımız başarılar çok değerli bilgi birikimi ve deneyime sahip olmamızı sağladı. En önemli hedefimiz; bu birikimimizle Türkiye’den küresel bir teknoloji markası çıkartmak” diyor.
Dünyada ve Türkiye’de hizmet ihracatının gelişimini nasıl değerlendirirsiniz? Sektörünüz ve firmanızı burada nasıl konumlandırırsınız? Türkiye’nin kendi teknolojisini üretmesi, bunu özgün ve yerli bir şekilde 82
yapabilmesi için en önemli unsurlardan birinin Ar-Ge olduğunu düşünüyoruz. Biz Netaş’ta 50 yıldır ArGe faaliyetlerini ve kazanımlarını ‘milli bir mesele’ olarak görüyor, gücümüzü Ar-Ge’den alıyoruz. Bizim gibi teknoloji firmalarının hizmet ihracatında dünyada bir yer edinebilmesi için de Ar-Ge’nin vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Netaş örneğinden devam edecek olursak; VoIP ve multimedya teknolojilerinde dünyanın ilk 10 laboratuvarlarından birine ve sinyal işlemede bölgenin en donanımlı laboratuvarına sahibiz. VoIP ve multimedya yazılım çözümlerimizi Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da bulunan 200’ün üzerinde küresel operatöre ihraç ediyoruz. Son 9 yılda 6 kez Türkiye’nin ‘Yazılım İhracatı Şampiyonu’ olma başarısını elimizde tutuyoruz. Bu sayede ülkemize 3 milyar doların üzerinde döviz kazandırmanın gururunu yaşadık. Son on yılda 10 kat büyürken, çok büyük
dönüşüm projelerine imza attık. Dünya için çalışan Ar-Ge merkezimizde ise VoIP ve Multimedya, Mobil Genişbant, Siber Güvenlik, Savunma çözümleri geliştirilmesi üzerinde yoğunlaştık. Son 3 yılda ulusal ve uluslararası platformlarda 58’i uluslararası olmak üzere toplam 106 bilimsel yayın yaptık, 220 patent başvurusu gerçekleştirdik. Türkiye’nin dönemin en son teknolojisi ile iletişim altyapısını kurması için üretime başladık, telekom alanında ilk özel Ar-Ge’yi 1973 yılında kurduk. 80’lerde sayısal teknolojiyi transfer ederek iletişim altyapımızın sayısala geçmesini sağladık. ArGe’mizde gerek ulusal şebeke için, gerekse kurumsal iletişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere özgün sistemler tasarladık. Türkiye’nin ilk veri şebekesini kurduk, savunmaya yönelik yerli ve milli çözümler geliştirdik. 2012’de, Türkiye’nin ilk ‘4G-LTE/Mobil ve Sabit Kablosuz Genişbant Erişim Teknolojisi’ ürününün demosunu yaptık. 2013 yılında, elektronik bilet altyapısı dâhil olmak üzere, Türkiye’nin ilk ‘akıllı stadyum’ projesi çözümünü gerçekleştirdik ve bugüne kadar 45 akıllı stadyum kurduk. 2015’te Türkiye’nin VoIP alanında ilk yerli siber güvenlik yazılımı olan NOVA’yı ve ürünlerini geliştirip pazara sunduk. 2016’da ise Borsa İstanbul’un Sürdürülebilirlik Endeksi'ne dâhil edildik ve endeksteki tek
sistem entegratörü olduk. Tamamı Ar-Ge’ye dayanan bu başarılarımız, bize global pazarlarda da önemli bir rekabet avantajı sağladı. Farklı bir örnek vermek gerekirse; ileri teknolojide milli katkılar sağladığımız alanların başında telekomünikasyon geliyor. Telekom alanında ulusal ve uluslararası operatörlerle yaptığımız işleri daha da çeşitlendirirken, ULAK projesi kapsamında Netaş, Türkiye’de 3G lisanslarının henüz verildiği 2008 yılında, teknoloji üreticisi kimliğiyle ve kendi kaynaklarıyla 4G geliştirme çalışmalarını başlattı. Şimdi ise ULAK projesi ile, dünyada az sayıda firmanın gerçekleştirebileceği bir teknoloji kullanılarak tamamen yerli imkanlarla ve Türk mühendisleri tarafından Türkiye’nin ilk yerli 4.5G LTE-Advanced baz istasyonunun temel bant ünitesini geliştirdik. 4.5G birikim ve altyapımız, 5G teknolojisini Türkiye’de geliştirebilmemize temel oluşturdu ve gerek fiziksel katman gerekse uygulama seviyesinde 5G ürün portföyümüz oluştu. Bununla birlikte, 5G Altyapı Birliği’nin de bir üyesi olarak Avrupa Birliği H2020 Programı çerçevesinde geleceğin mobil ve sabit haberleşme sistemlerine yön vermek için kurulan Avrupa Teknoloji Platformu NetWorld2020’nin yönetim kurulu üyesi seçildik. Hizmet ihracatı potansiyelimizin yanı sıra dünyanın en önemli teknoloji firmalarıyla
birlikte, öncelikle 5G olmak üzere, geleceğin haberleşme ve internet teknolojilerinin geleceğine Türk bayrağı altında yön vermekten gurur duyuyoruz.
Firmanızın hizmet ihracatına yönelik faaliyet ve projeleri hakkında bilgi verir misiniz? Netaş kuruluşundan bu yana ülkemizin en yeni iletişim teknolojilerine sahip olması ve kendi mühendislik gücüyle milli çözümler yaratmasına odaklanmıştır. Bu alanda kazandığımız başarılar çok değerli bilgi birikimi ve deneyime sahip olmamızı sağladı. En önemli hedefimiz; bu birikimimizle Türkiye’den küresel bir teknoloji markası çıkartmaktır. Bu hedefi kapsamında ArGe ve inovasyon yönüyle öne çıkan Netaş, bölge ülkelerinde büyük projelerde yer alıyor ve Türkiye’nin bir
numaralı sistem entegratörü olarak çalışmalarını sürdürüyor. Hizmet ihracatını toplam satışlarımız arasında biraz önce özetlediğimiz vizyon kapsamında değerlendiriyoruz. Zira servis sağlayıcılara ve kurumlara uçtan uca katma değerli çözümler, sistem entegrasyonu ve teknoloji servisleri sunan Netaş’ın en değerli gelir kalemlerinden
birini de hizmet ihracatı oluşturuyor. Netaş’ın hizmet verdiği alanlar arasında savunma, finans, telekom servis sağlayıcıları, enerji, eğitim, spor ve sağlık gibi sektörler bulunuyor. Bu alanlarda Asya-Pasifik, Türki Cumhuriyetler ve Kuzey Afrika ülkelerindeki kurumlara teknoloji danışmanlığı, satış sonrası desteği gibi uçtan
TÜRKIYE’NIN 500 BÜYÜK HIZMET İHRACATÇISI ARAŞTIRMASI'NIN FİRMAYA KATKISI Aldığımız tüm ödüllerin öncelikle Netaş’ın bilinirliğine katkısı bulunuyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Araştırması” kapsamında bizi ödüllendirmesi en başta Netaş’ın yazılım ve hizmet ihracatındaki güçlü konumunu teyit etmiştir. Bu teyidin bizi ve hizmet yelpazemizi henüz yeterince tanımayan potansiyel müşterilerimiz nezdinde önemli bir rolü vardır.
uca katma değerli hizmetler sunuyoruz. Örneğin Cezayir ve Afrika’nın en büyük, dünyanın da 11'inci petrol şirketi olan Sonatrach’ın veri merkezinin 3'üncü fazı Netaş tarafından gerçekleştiriliyor. Bangladeş’te 1999’dan günümüze kurulan fiber optik ağların yüzde 80’den fazlasında Netaş’ın imzası var. Diğer taraftan 44 yıldır son derece ciddi yatırım yaptığımız Ar-Ge birimimiz sayesinde geliştirdiğimiz yeni nesil geniş bant, VoIP ve multimedya yazılım çözümlerini Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da bulunan 200’ün üzerindeki küresel operatöre ihraç ediyoruz. Öyle ki Türkiye’nin yazılım ihracatında son 9 yılın 6’sında liderlik, gururla Netaş’ta…
Hizmet ihracatı gerçekleştiren diğer firmalara, TİM’in düzenlediği “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Araştırması”na katılmalarını önerir misiniz? Tam anlamıyla küresel bir ekosistemde yaşadığımız günümüzde, endüstri 4.0 ve IoT gibi kavramların hızla gerçekliğe dönüştüğünü gözlemliyoruz. Bu hızlı, “big data” üzerine kurulu ve “akıllı” dünyada kurumların katma değerli hizmetler üretebilmesi varoluşlarının devamı açısından çok kritik. Bu anlamda hizmet ihracatının her sektörden Türk kurumları için çok önemli olduğuna inanıyor, TİM’in araştırmasının bu alanda sektörlere vizyon sağladığına inanıyoruz. 83
SİNERJİ / TİM-TEB GİRİŞİM EVİ
Metin analitiğinde fark yaratmak için yapay zeka TİM-TEB Girişim Evi’nin desteklediği firmalardan Artiwise doğal dil işleme tekniklerini kullanarak ve makine öğrenmesi ile çalışan bulut tabanlı metin analitiği platformu hizmeti sunuyor.
T
İM ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) işbirliğiyle ihracatta katma değerli ürün ihracı sağlamak amaçlı hayata geçirilen TİM-TEB Girişim Evi’nin desteklediği girişimci/ firmalardan Artiwise firması, yapay zekâ ve makine öğrenmesi konularında 2020 yılına kadar Türkiye’nin en iyi bilinen firması olmayı hedefliyor. Artiwise Genel Müdürü Tanel Temel, “Artiwise olarak veri işleme ve analiz etme konularında kullandığımız makine öğrenmesi ve doğal dil işleme teknikleriyle dünyadaki yapay zeka trenini yakalamış durumdayız” diyor. Ürün ile insanlar tarafından üretilen doğal dilde yazılmış olan verilerin analizlerinin makineler tarafından yapılabileceğini gösterdiklerini ve bu sayede kurumların operasyonel verimliliklerinin arttığını belirten Temel şöyle devam ediyor: “Daha da önemlisi göz ardı etmiş oldukları verilerden anlamlı analitikler çıkarabilmekteler. Bu analitikler sayesinde, kurumlar vermiş oldukları kararlarda ya da planlamış
84
oldukları stratejilerinde nitelikli hale gelmiş oluyorlar.” Firmalar, ürün ya da hizmetlerini doğru analiz etmek istiyorsa hedeflerinin 360 derece müşteri analizi olması gerektiğinin altını çizen Artiwise Genel Müdürü, “Ancak bu tür bir analiz için yalnızca CRM’deki verilerle rapor alınması yeterli değil. Bunun yanında birçok yazılı içerik bulunuyor. Bunları CRM sisteminizle entegre edip ortak bir çözüm sunmanız gerekiyor. Konuşma, şikâyet verileri, açık uçlu anket verileri gibi yapısal olmayan veriler de analiz edilmeli ve firmalar müşterilerinin hangi segmentte olduğunu, ürünlerinin sınıf dağılımlarını ve neler yapmak istediğini anlamalı. Artiwise mühendislerinin geliştirmiş olduğu metin analitiği platformu makine öğrenmesi ve doğal dil işleme tekniklerini kullanarak müşteri içgörüsünü (customer insight) tek platformdan analiz edebiliyor. 360 derece analiz yaparak ‘firmanın rakipleri ile durumu nasıl? Makine öğrenmesiyle eğitilmiş sınıflara ait yazılı içeriklerin dağılımı ne?
Ürün ve hizmetleri duygu dağılımı ne?’ bunların hepsinin tek platformdan analiz edilebilmesini sağlıyoruz” diye konuştu.
Nitel veri analizi veya içerik analizi yapma imkanı Bunun yanında Artiwise, metin analitiği platformu yönetim danışmanlığı veya araştırma şirketlerine nitel veri analizi veya içerik analizi yapma imkanı veriyor. Platformun içerisinde yer alan kümeleme modülü tüm nitel verilerin içeriklerini hızlı analiz edip öne çıkan kümeleri ve sınıfları bulmasını sağlıyor. Konu hakkında bilgi veren Genel Müdür Tanel Temel, “Metin analitiği platformumuzu müşterilerimize bulut üzerinden kullandıkça öde modeliyle sunuyoruz. Bu sayede firmalar projeleri için ek yatırım yapma ihtiyacı duymuyor ve
proje yatırımının geri dönüşünü (ROI) rahatlıkla görebiliyorlar. Bunun yanında bankacılık sektörü gibi regülasyon kısıtları olan ve verisini bulutta bulundurmak istemeyen firmalar için kurum içi kurulum yapabiliyoruz” açıklamasını yapıyor.
Artiwise şubesi gibi oldu Tanel Temel, TİM-TEB Girişim Evi ile yollarının kesişmesini ise şöyle anlatıyor: “Webrazzi canlı yayınında ürün ve hizmetlerimizi aktardığımız günün sonrasında TİM-TEB Girişim Evi danışmanlardan gelen davet
üzerine TİM-TEB Girişim Evi ile tanıştık. Olumlu geçen görüşmelerimiz sonrasında çalışmalarımızın bir kısmını TİM-TEB Girişim Evi’nde sürdürmeye başladık. Birlikte çalışmamızın bize en önemli avantajlarının lokasyon ve danışmanlık hizmetlerinde olduğunu gördük. TİM-TEB Girişim Evi Artiwise firmasının bir şubesi gibi oldu veAnadolu yakasında merkezi bir lokasyonda ekiplerimize çalışma imkanı sunabildik. Bunun yanında TİM-TEB Girişim Evi’nin uzman danışmanları ile Artiwise ürün ve hizmetlerini birlikte değerlendirme imkanı bulduk. Danışmanların güler yüzlü ve pozitif yaklaşımları ve yönlendirmeleri ile Artiwise ürün ve hizmetlerini yaygınlaştırmak üzerine iyi bir birliktelik oluşturduk. TİM-TEB Girişim Evi’nin bize sağladığı olanaklar için teşekkür ediyoruz.”
4 dilde hizmet Projenin hedeflerinden de bahseden Temel, “Duygu analizi, öne çıkan söylemler, kümeleme, sınıflandırma, kök neden analizi, ismlendirilmiş varlık tespiti ürünümüzün önemli analiz modelleri arasında. Ürünümüzün yol haritası arasında
önümüzdeki 3 ay içerisinde içerik etiketleme modülü ürünümüze eklenmiş olacak. Şu anda geliştirmeleri devam eden büyük veri analiz modülü ile büyük veride hızlı analizlerin yapılması sağlanacak. Yakın gelecekte iç pazarda metin analitiği platformumuzun kullanımını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Şu an Türkçe ve İngilice dilinde hizmet veren ürünümüzü, devam etmekte olan Ar-Ge faaliyetleri ile hizmet verdiği dillere Arapça ve Çince başta olmak üzere yeni dillerin eklenmesi ile 2018 yılında yurtdışına açılmayı hedefliyoruz” diyor.
Dağılım raporlaması Artiwise olarak geliştirdikleri ürünün kullanıcılara ne tür faydalar sağlayacağı sorusuna ise Temel’in cevabı şöyle: “Artiwise olarak son 3 ayda 3,5 milyon haber kaydı, 400 bin anket verisi, 2 milyon sosyal medya verisi ve 450 bin de müşteri yorumu analiz ettik. Bunları yapabilmek için insan gücünde 2000 adam/gün gerekiyordu. Oysa tüm bu veriler Artiwise’ın metin analitiği platformunda anlık olarak analiz edilebiliyor. Verilerin hangi sınıfa ait olduğu, duygu dağılımı, kök neden analizi gibi raporlar
Artiwise metin analitiği platformu, altı farklı modül ile verilerinizi analiz edebiliyor. Bu modüller; duygu analizi, sınıflandırma, kümeleme, öne çıkan söylemler, kök neden analizi ve isimlendirilmiş varlık tespiti olarak karşımıza çıkıyor.
TANEL TEMEL Artiwise Genel Müdürü “Artiwise olarak veri işleme ve analiz etme konularında kullandığımız makine öğrenmesi ve doğal dil işleme teknikleriyle dünyadaki yapay zeka trenini yakalamış durumdayız.”
ile operasyonel verimlilik sağlanabiliyor. Kümeleme ve öne çıkan söylemler analizi ile veriniz ne kadar büyük olursa olsun kümelenme noktaları ve ürün ve hizmetlerini hakkında en çok konuşulan konuları anlık analiz edebilmenizi sağlıyoruz. Ürün üzerinde kısa zamanda dashbaordlar oluşturarak verilerinizin sınıf dağılımını hangi sınıfa ait ne kadar olumlu ne kadar olumsuz duygu dağılımı olduğunu raporlamınızı sağlıyoruz. Örneğin müşterilerinizde gelen yazılı içeriklerin talep mi, şikayet mi, öneri mi olduğunu sizin için oluşturulan modellerimiz ile otomatik tespit etmenizi sağlıyoruz.” Artiwise metin analitiği platformu ile veri analistlerinin ve uygulama geliştiricilerinin makine öğrenmesine ve doğal dil işleme tekniklerini bilmelerine gerek olmaksızın veri modellemesi yapabileceklerini aktaran Artiwise Genel Müdürü,ürünün API’lerini kullanarak analiz
sonuçlarını kendi platformlarına taşıyabileceklerini söylüyor. Genel Müdür, bunun yanında pazarlama uzmanları, müşteri yöneticileri ve medya ajansları gibi müşteriye yakın iş birimlerinde çalışan ekiplerin akıllı dashboardları kullanarak istedikleri marka, rakip, ürün, hizmet vb. ile ilgili yazılı içeriklerin analizlerini kolayca elde edebileceklerini belirtiyor.
Zamandan tasarruf Artiwise Genel Müdürü Tanel Temel, “Bankalar için veri analitiği, metin analizi ve text mining operasyonel verimlilik için önemli konulardan biridir. Bankalar gibi regülasyon kısıtı nedeniyle verisini bulut üzerinden analiz edemeyecek kurumlar için yerinde kurulum sağlayabiliyoruz. Böylece güvenlik kurallarına uygun olarak metin analitiği yapılmasını sağlayabiliyoruz. Bankaların müşteri yorumları, store kayıtları, sosyal medya verileri veya haber içerikleri gibi farklı yazılı kaynaklardan gelen verilerini tek bir ortamda analiz edebilmeleri Artiwise metin analitiği platform ile mümkün oluyor. Modellenmiş ve sınıflandırılmış verilerin şubeler ile yapılan entegrasyonlar ile şube uzmanları tarafından kullanılabilmesini sağlıyoruz” diyor.
85
SİNERJİ / DOSSO DOSSİ
Dosso Dossi ve The Land-Of Legends’ten Antalya tanıtımı
İşi ve tatili birleştiren moda organizasyonu Dosso Dossi Fashion Show dünya çapında bir etkinliğe imza attı. Antalya’da Avrupa’nın en büyük tema parklarından The Land-Of Legends’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen Dosso Dossi Fashion Show’da dünyaca ünlü mankenler yer aldı.
İ
ş ve tatili birleştiren bir modele sahip olan Dosso Dossi Fashion Show ile Türkiye'nin en büyük tema parkı The LandOf Legends Theme Park, Türk turizmi ve Antalya'nın tanıtımını yaptı. Dosso Dossi Fashion Show’un muhteşem defilesine ev sahipliği yapan Avrupa’nın en büyük tema parkı The Land of Legends içinde bulunan ve boyu 111 metreyi bulan
86
Legends Tower önünde havuz üzerinde kurulan özel podyum, Victoria’s Secret’in ünlü Brezilyalı modelleri Adriana Lima, Isabeli Fontana, Izabel Goulart ve Ana Beatriz Barros’ı ağırladı. Yaklaşık beş bin davetlinin katılımıyla gerçekleşen defilede Brezilyalı modeller 3’er kıyafet sergiledi. Konseptini ve koreografisini Öner Evez ile Yakup Biçer’in hazırladığı defilede
Rusya’nın son dönemde en çok konuşulan isimlerinden Viktoria Odintsova da yer aldı. Görsel bir şölen eşliğinde gerçekleşen şovun sürprizlerinden biri de mini konserler oldu. Ayşe Hatun Önal ve Ruslar’ın ünlü şarkıcılarından Nikolay Baskov, birer şarkılık performanslarıyla şova renk kattı. Defilede, Victoria’s Secret’in ünlü top modellerine 50 Türk manken de
eşlik etti. Defilenin ardından konuklar, düzenlenen after partiye geçti. The Land of Legends da gerçekleştirilen partide Nikolay Baskov bir konser verdi. Özellikle Rus hayranlarının büyük ilgisiyle karşılaşan Baskov, sahnede bir saat kaldı. DJ performans eşliğinde devam eden partide Adriana Lima, Isabeli Fontana, Izabel Goulart ve Ana Beatriz Barros da konuklara eşlik etti. Dosso Dossi Fashion Show, ünü Rusya sınırlarını aşan isimleri de ağırladı. 2003 Rusya Güzeli Victoria Lopyreva bu isimlerden biri oldu. Rusya’nın en beğenilen spor spikeri olarak anılan Victoria Lopyreva, Manchester City Teknik Direktörü Guardiola ile verdiği pozla şöhretini Rusya sınırlarının ötesine taşıdı. Dosso Dossi Fashion Show’un bir diğer ünlü konuğu ise, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Sözcüsü Dmitriy Peskov’un kızı Elizavetta Peskova oldu. Babasının görevi gereği bulunduğu Ankara’da dünyaya gelen Peskova, kendisini “Türkiye aşığı” olarak tanımlıyor…
Dünyanın gözü Türkiye’de Dosso Dossi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan, The Land of Legends ortaklığında gerçekleştirilen defilenin dünyanın dikkatini Türkiye’ye çektiğini söyledi. 8-13 Haziran tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilen Türkiye’nin en büyük moda organizasyonunda bir ilki gerçekleştirdiklerini belirten Hikmet
Eraslan, “İlk kez Brezilyalı 4 ünlü model aynı anda podyuma çıktı. Gerek modellerimizle, gerekse görsel şovumuzla çok ses getirecek bir etkinlik gerçekleştirdik. Türkiye’nin adını böyle güzel organizasyonlarla dünyaya duyurduğumuz için gururluyuz” dedi.
Türkiye için büyük tanıtım fırsatı Turizm ve hazır giyimin Türkiye ekonomisi için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Eraslan, gerçekleştirdikleri organizasyonla iki sektörün mükemmel uyumunu yakaladıklarını vurguladı. Hikmet Eraslan, şunları söyledi: “Defilelerimizde bugüne kadar bir top model ağırlıyorduk. Bu kez Brezilyalı ve Rus modelleri, ülkemiz ve moda sektörümüz için aynı podyuma çıkarmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadık. Adriana Lima, Isabeli Fontana, Ana Beatriz Barros, Izabel Goulart ve Viki Odintcova gibi hepsi birbirinden iddialı 5 top model, aynı defilede, firmalarımızın özgün koleksiyonlarını sergileyerek bizleri gururlandırdılar. Beşi de alanlarında dünyanın en çok konuşulan isimleri olan mo-
Dosso Dossi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan, defilenin dünyanın dikkatini Türkiye’ye çektiğini söyledi.
deller, organizasyondan bir ay önce sosyal medya hesaplarından 25 milyonu bulan takipçilerini Türkiye’ye davet ettiler. Takipçilerinin de paylaşımıyla bu rakamın 50 milyonu geçtiğini tahmin ediyoruz. Bununla da yetinmedik dünyanın neredeyse tamamına ulaşan Fashion TV, Word Fashion gibi moda kanalları ile Rusya’nın ulusal kanallarından RU TV ve
Music Box TV’de günlerce organizasyonumuzun reklamları yayınlandı. Ayrıca Rusya başta olmak üzere 10 ülkede açık hava ilanları ile alıcılara ulaştık. Bütün bu çalışmalar sayesinde hem Antalya hem de Türkiye için çok ciddi bir tanıtım fırsatı yakalamış olduk. Bu özel şovu yerinde izlemek için Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından konuklarımız geldi.Organizasyonla Türkiye’nin ve Antalya’nın tanıtımına 7-8 milyon dolarlık katkı sunduk.”
87
SİNERJİ / MAKİNE VE AKSAMLARI
Makine sektöründe birim fiyat yükselmeli Türkiye’nin makine ve aksamlarında ihracat birim fiyatı 5,4 dolar seviyesinde bulunurken, aynı kategoride birim değeri 19,7 dolar olan Almanya ve 13 dolar olan Rusya ile yarışabilir seviyelere gelmesi için çalışmalar yapılması gerekiyor.
SANAYIMIZIN; %36,4’Ü DÜŞÜK TEKNOLOJILI, %30,5’I ORTA DÜŞÜK TEKNOLOJILI, yor. Makine ve %29,5’I ORTA YÜKSEK TEKNOLOJILI aksamları sektöVE SADECE %3,4’Ü YÜKSEK rü gelişmiş ve gelişmekte TEKNOLOJILI SANAYILERDEN olan OLUŞUYOR. ülkelerde
T
ürkiye’de refahın ve mutluluğun artması için Türkiye’nin potansiyelinden daha iyi yararlanılarak; insanımızın girişimcilik kabiliyeti ile ekonomik hayatın her alanında kaliteli, verimli, sürdürülebilir, rekabetçi ve yenilikçi bir üretim yapısının oluşturulması gereki88
olduğu gibi ülkemizde de bu sürece katkı sağlayan en önemli sektörlerden. Sanayimizin en büyük sektörlerinden olan makine sektörünün sürdürülebilir üretim yapısına kavuşması ve rekabet üstünlüğünü artırarak sürdürmesi ülke sanayisinin geleceği için büyük önem taşıyor. Bir ülkenin dengeli ve istikrarlı sanayi ve ekonomiye sahip olabilmesi güçlü
makine sanayinin varlığı ile mümkün olmaktadır. Ekonomik kalkınma açısından çok önemli olan sektörün üretim ve istihdam büyüklükleri sanayileşmenin temel göstergeleri arasında yer alıyor. Makine sanayi, tüm gelişmiş ülkelerde büyük önem verilen ve öncelikli sektör olarak tanımlanan bir sanayi dalı. Makine sektörünün performansı, tüm endüstri dallarının başarısında anahtar rol oynuyor. Dolayısıyla, makine sektörünün gelişmişlik seviyesi diğer imalat sektörlerinin ulaşabileceği kapasite ve kabiliyetlerin de sınırlarını tayin eder. Makine sanayinin özelliği “teknoloji yoğun” bir sektör niteliği taşıması.
Pek çok sektöre girdi sağlıyor Uluslararası sınıflandırma-
larda çoğunlukla makine sanayi genel amaçlı ve özel amaçlı olmak üzere iki ana gruba ayrılmakta. Genel amaçlı makine imalatı, sanayilerin büyük bölümünde kullanılan makine ve ekipmanları kapsarken özel amaçlı makine imalatı belirli bir sanayide ya da sanayilerin küçük bir grubunda özel olarak kullanılan makineleri kapsıyor. Makine sektörü, sahip olduğu yüksek katma değer oranı, teknoloji üretimini zorunlu kılması, geniş bir yan sanayi ağı oluşturması, yatırım maliyetlerini düşürmesi, nitelikli personele yönelik istihdam alanı oluşturması, dışa bağımlılığı ve dış ticaret açığını azaltmasının yanı sıra pek çok sektöre girdi sağlaması ile tetikleyici güce sahip lokomotif bir sektör.
Türk makine sektörü, geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında değeri anlaşılmış, bilinirliği artmış ve devlet mekanizmaları tarafından üzerine stratejiler geliştirilen ve çaba sarf edilen bir konuma yükseldi.
Türkiye Endüstri 4.0’ı yakalamak zorunda Gelişmiş ülkelerde, geleneksel sanayideki standart işçilik anlayışının yerini akıllı fabrika sistemlerinin alacağı bir endüstri anlayışı gelişiyor. İleri teknolojili ülkeler, tedarik ve müşteri ağlarını data analiziyle yönetecek, Endüstri 4.0 olarak bilinen sanal fabrika sistemine hazırlanıyorlar. Uluslararası rekabette Endüstri 4.0 anlayışının öne çıkacağı 21. yüzyıl, internet üzerinden yönetilen ve birbirleriyle konuşan makinelerin çağı olacak. Türkiye olarak, süreç otomasyonunda devrimci yeniliklerin yaşanacağı Endüstri 4.0 çağını yakalamak zorunda. Dünya emtia ticaretinde ikinci sırada yer alan makine sektörünün Türkiye’nin 2023 hedef-
leri için kritik bir öneme sahip. Türkiye'nin orta gelir tuzağından, yüksek gelir seviyesine geçişte rekabetin şartlarını yeniden belirleyecek Endüstri 4.0 hayli önemli.
Ar-Ge gücü sayesinde yüksek teknolojiye en hızlı dönüşüm Türkiye ekonomisine en büyük desteği verecek olan sektörün makine imalat sektörü olduğunu belirten makine üreticileri, Türkiye'nin ihtiyacı olan yüksek teknolojili üretimin makine sektörü sayesinde gerçekleştirileceğinin altını çiziyor. Yüksek
katma değer yaratan ve kendi teknolojisini sürekli geliştiren makine sektörü, hedef yatırımları ile uluslararası pazarda rekabetçi konuma geldi. İhracat rakamları 12 milyar dolar seviyesinde olan makine sektörü, buna karşılık 24 milyar dolar da ithalat olduğunu belirten makineciler, en çok Ar-Ge merkezinin makinecilerde bulunduğunu belirttiler. Makine imalat sektörünün zor bir sektör olduğunu ifade eden makineciler, iyi yönlendirilmesi gereken ve gözetilmesi gereken bir sektör olarak altını çizdiler. Dünyada en stratejik sektör olarak görülen
makinenin stratejik olarak görünüp daha fazla destek alması gerektiği belirtiliyor. Görüşler, makine üretimi ile Ar-Ge gücü sayesinde yüksek teknolojiye en hızlı dönüşümü sağlayacak tek sektör olma özelliğini taşıdığı ve savunma sanayisinden tıbba kadar çok geniş alanda yaygın bir imalat gücünün ortaya çıktığında birleşiyor.10 yılda sektör makine ihracatını ciddi oranda artırarak 2016 yılında 12,4 milyar dolar ihracata ulaştı. Türkiye makine ihracatının dünyadan aldığı pay 2,3 iken, binde 6,4 pay seviyesinde 3 katı bir artış var. Küresel ekonomide rekabetçi olan makinelerimiz 200'den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Bu seviye kesinlikle yeterli değil, daha çok alacak yolumuz var. Birçok makine üreticisine, ihracatçısına ve daha fazla inovasyon ve Ar-Ge çalışmasına ihtiyacımız var.
89
SİNERJİ / MAKİNE VE AKSAMLARI
Uluslararası standartların sağlanması başarı getirir yılından bu yana Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan fabrikaları ile birlikte ‘teknolojiyi’ baz alarak her sektördeki sanayiciye uluslararası standartlarda kaliteli ve hızlı bir hizmet sunuluyor.
Ar-Ge ile gelen başarı PANDELI ŞENİKOĞLU Şenlikoğlu İnoks Kimya Tesisleri San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Ş
enlikoğlu İnoks Kimya Tesisleri kurulduğu 1949 yılından bu yana gerek mevcut tesislerde gerekse yeni yatırımlarda her türlü mühendislik hizmeti sunarak endüstriyel ekipman imalatı ve çözümleri üreterek sektörde büyük bir başarı yakaladı. Bugün sadece ülkemizde değil; Belçika, Yunanistan, Bulgaristan, Mısır, Suriye, Tunus, Kenya, Gana, Suudi Arabistan Krallığı, Katar, Fas, İran, Dubai ve diğer Ortadoğu ülkelerinde kurduğu birçok tesis ile bölgedeki varlığını ve üstünlüğünü kanıtlayan, tüm bunların yanı sıra müşterilerine mühendislik, imalat, tedarik, inşaat ve montaj işlerinde anahtar teslimi tesis kurulumları ile hizmet sunan bir firmadan bahsediyoruz. Dört nesildir aynı isimle faaliyet gösteren Şenlikoğlu’nun iç piyasada bugün birçok sanayi tesisinin yapımında imzası var. Firmanın dış pazara açılma süreci ise 2000’li yıllardan sonra başlıyor ve 2010
90
Yönetim Kurulu Başkanı Pandeli Şenikoğlu, “Şenlikoğlu 1949 yılından bu yana edindiği tecrübeleri; mühendislik, planlama, her türlü basınçlı kap ve saha ekipmanı imalatı, ekipman temini, proje yönetimi, kalite yönetimi, elektrik, otomasyon, izolasyon, ekipman montajı, borulama tesisatı ve çelik konstrüksiyon kurulumu dahil olmak üzere müşterilerine sunmaktadır. Firmamız her dönem yenilenen teknoloji ile birlikte Ar-Ge yatırımlarına da başlamış olup TÜBİTAK desteklerinden faydalanarak kimya ve petrokimya sektörüne özel basınçlı kaplar, karıştırıcılar ve reaksiyon sistemleri üretmektedir” diyor. Özellikle Ar-Ge yatırımlarına önem veren Şenlikoğlu, bu yatırımların karşılığını fazlasıyla almış ve firmanın ürün portföyü Ar-Ge ile doğru orantılı olarak her yıl
artan bir çizelgede yükseliş göstermiş. Yönetim Kurulu Başkanı Pandeli Şenikoğlu, son dönemde TÜBİTAK destekli projeleriyle üretime başladıkları ürünleri iç piyasa yatırımlarına ve dış pazara ihraç ettiklerini belirterek şöyle devam ediyor: “Ürün portföyümüzün bu bağlamda genişlemesinde yapılan Ar-Ge çalışmalarına verilen TÜBİTAK desteklerinin payı büyüktür. Önümüzdeki süreçte temel olarak iç piyasada talep gören ithal ürünlerin üretimi ile ilgili Ar-Ge çalışmalarımızı hızlandırmayı planlıyoruz.”
Hedef, uluslararası bir marka olmak Şenikoğlu, ihracat hedeflerini ise şu şekilde anlatıyor: “İhracatta hedeflerimiz uluslararası standartlarla donattığımız üretimimizi doğru ticari ilişkiler kurarak portföyümüzdeki müşterilerimize ve yeni pazarlara sunmak. Bu sayede şirketimizi uluslararası pazarda bir marka haline dönüştürmek gayesindeyiz. Yoğun bir rekabetin var olduğu günümüz küresel pazarlarında şirketimiz adına başarılı olabilmek için rekabet ortamını iyi tanımak ve çağdaş bir pazarlama
anlayışını benimsemek ilkeleri ile hareket ediyoruz. Şirketimiz açısından son 20 yıllık süreçte ihracatın yurtiçi piyasaya oranla ciromuzdan daha yüksek bir pay alması ve şirketteki büyümeye katkısı neticesinde şirket pazarlama faaliyetlerini daha çok dış pazara yönlendirmemize sebep olmuştur. Dış pazarda son dönemde katılımcı olduğumuz yurtdışı fuarlar ve buradan sağlanan geri dönüşler ile birlikte hedeflediğimiz ihracat stratejisinde başarıya ulaştığımızı gözlemliyoruz.”
“Ar-Ge’ye yatırım şart” Ülkemizde makine üretimi ve müşteri grubu içerisindeki tüm sanayi firmalarının Ar-Ge’ye gereken önemi vermesi gerektiğini özellikle belirten Pandeli Şenikoğlu, “Devlet Teknolojik Yatırım Teşviklerini daha geniş kapsamlara taşımalı, sanayiye ve dış ticaret açığına değer katacak her ürüne ayrı teşvikler sunmalıdır” diyor. Uluslararası standartların sektörde imalatçılar için artık kaçınılmaz olması gerektiğine vurgu yapan Şenikoğlu, bu standartların sağlanması halinde başarının da geleceğini ve dünya pazarında daha rekabetçi olunacağını söylüyor ve ekliyor: “Bu durum katma değeri yüksek ve ileri teknoloji ile donatılmış ürünlerin dış pazarda marka haline dönüştürülmesine yardımcı olur.”
Sektör, gelişen teknolojiyi takiple kalmamalı uygulamalı
CEM BÜYÜKCINGIL Keramik Makina Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
K
eramik Makina olarak ürün ve sektör sınırlaması olmadan paletleme ve ambalajlama çözümleri sunuyor. Keramik Makina Yönetim Kurulu Başkanı Cem Büyükcıngıl, “Ağırlıklı robot ile gerçekleştirmekte olduğumuz paletleme çözümlerimizi, 10 yılı aşkın süredir resmi entegratörü olduğumuz dünyanın en büyük robot üreticisi olan Japon FANUC firmasının robotları ile gerçekleştirmekteyiz. Farklı tipte ürünlerin olduğu projelerde daha fazla esneklik sağlaması ve daha az alan kaplaması sebebi ile robotlu çözümleri tercih etmekteyiz. Paletleme çözümlerimizde robot dışında, özellikle torba ve kutulara yönelik high level dediğimiz mekanik palettizerlarımızı ve kartezyen sistemleri de yoğun olarak kullanmaktayız” diyor. Torbalı ürünler için özellikle çimento sektörü için geliştirdikleri ‘paletsiz
paletleme ve ambalajlama’ hattı çözümünün, gemi ile çimento ihracatı yapan firmalara işçilik maliyetlerinde ve ambalaj malzemelerinde ciddi avantajlar sağlamakla beraber gemi yükleme ve boşaltma süresinin kısalması ve daha güvenli ürün sevk edilmesine imkan vermesi açısından önemli çözüm olarak sektörde yer aldığını belirten Büyükcıngıl şöyle devam ediyor: “Bunun yanı sıra yine standart olarak 2002 yılından beri imal ettiğimiz otomatik palet çemberleme makineleri, birçok sektörde yüksek kapasitede, işçilik kullanmadan sağlıklı çemberleme yapılmasına olanak sağlayarak, ürünlerin sevk ve depolama esnasında sağlam ve stabil şekilde olmasını sağlamaktadır. Standart olarak ürettiğimiz bir makinemizde ‘Strecthhood’ makinemizdir. 3’üncü jenerasyonunu piyasa çıkardığımız bu makinemiz 120palet/saat kapasitede, 3 farklı palet/ film formatı ile otomatik değişim sağlamakta ve birçok sektörde çalışıyor.”
Katma değerli ürün ve mühendislik ihracatına ciddi katkı Her yıl Ar-Ge’ye ciddi bir bütçe ayırdıklarını aktaran Yönetim Kurulu Başkanı Büyükcıngıl, “Özellikle son 2 yıldır makinelerin ve hatlarımızın endüstri 4.0’a uyumlu hale getirilmesi ile ilgili mekaniksel, elektriksel ve özellikle otomasyonel değişim ve altyapı uyum çalışmaları yapmaktayız. Ar-Ge merkezi kurma çalışmalarımızda son aşamaya gelmiş olup, önümüzdeki günlerde tamamlanması ile Ar-Ge’ye çok daha fazla odaklanma imkanına erişeceğiz” diye ifade ediyor. İhracat hedefleri ve yeni Pazar çalışmalarından bahseden Cem Büyükcıngıl, şöyle aktarıyor: “04-10 Mayıs 2017 tarihleri arasında Almanya’nın Düsseldorf şehrinde ambalajlama ve süreçlerini kapsayan dünyanın ve sektörün en büyük fuarlarından biri olan Interpack Fuarı’nda katılımcı olarak yer aldık. Bu fuarda firmamız makinelerinin ve çözümlerinin verimlilik,
esneklik, yüksek kapasite ve endüstri 4.0’a uyum konusundaki özelliklerini ön plana çıkarmaya çalıştık ve bundan da çok güzel geri dönüşler aldık. 2012 senesinde kendimize belirlediğimiz ana hedef olan ‘Batı Avrupa’dan başlayarak ihracatın arttırılması’ çalışmalarının sonuçlarını 2014 senesinde Hollanda’ya robotlu paletleme hatları çözümleri satışı ile başlatmış olduk. 2015, 2016 ve 2017 senelerinde ise özellikle Almanya, Fransa ve İspanya ile hedeflerimizi büyütmeye devam ediyoruz. Özellikle ihracatını yapmış olduğumuz ürünlerimizin tamamı anahtar teslimi paletleme ve ambalajlama çözümleri olup, yoğun mühendislik, otomasyon ve know-how içermekte ülkemizin katma değerli ürün ve mühendislik ihracatına ciddi katkı sağlıyor.” Sektör mensuplarının, özellikle gelişen teknolojiyi sadece takip etmekle kalmayıp aynı zamanda ürettiği makinelerde uygulamak zorunda olduğuna dikkat çeken Büyükcıngıl, “Ancak üzerinde durulması gereken bir diğer önemli konu, araştırmacı, nitelikli ve iyi eğitimli mühendislerden oluşan mühendislik ve teknik departmanlardır. Bu konuda genç ve yetenekli mühendislerin kendilerini geliştirmek için gelişen teknolojiyi yakından takip etmeleri ve yenilikleri bilgi dağarcıklarına adapte etmeleri gerekiyor” diyor. 91
SİNERJİ / MAKİNE VE AKSAMLARI
Müşterinin ihtiyaçlarına uygun özel makineler tasarlıyoruz Özgün modeller tasarlanıyor
B
ugün itibarıyla 66 ülkede 700’ü aşkın makinesi ile sektörde yerini uluslar arası boyuta taşıyan Duran Makina’yı firmanın Genel Müdürü Abdurrahman Küçükaras’tan dinledik. Piyasaların son yıllarda yaşanan olumsuzluklarda daralmasına rağmen, bundan etkilenmeyerek aksine üretimini ve ihracatını daha çok artıran Duran Makina’nın bu başarısında yatan en önemli nedenlerden biri proje bazlı özel tasarımların yapılıyor olması olarak görülüyor. Küçükaras şöyle diyor; “Piyasaların dünyada genel olarak daralmasına karşın, biz proje odaklı özel tasarımlarımızla bu olumsuzluktan etkilenmiyoruz. Hedefimiz her zaman pazardaki konumumuzu korumak ve payımızı bir miktar daha artırmak olarak belirtebiliriz.”
Dünyanın lider üreticilerinden Başarılı ismin bu açıklamalarına geçmeden önce Duran Makina’yı 92
kendisinden dinleyerek başlayalım röportajımıza. Küçükaras, “60 yıla yakın matbaacılık bilgi birikimi ve tecrübesiyle 25 yıldır karton ve oluklu ambalaj katlama ve yapıştırma makinaları üretiyoruz. Omega Katlama Yapıştırma Makinaları’nın yenilikçi tasarımları, yüksek ürün kalitesi, sağlamlığı ve uygun fiyatlarının yanı sıra, geniş uluslararası organizasyonu ile tüm dünyada sunduğu hızlı ve etkin satış sonrası servisleriyle uzmanlık alanında dünyanın lider üreticilerinden biriyiz. Bugün itibariyle 66 ülkede 700'ü aşkın makinamız var.” Duran Makina’nın ürün yelpazesi bir hayli geniş ve bu ürünler maksimum kapasite ve verimlilik hedefi ile geliştirilerek ambalaj üreticilerinin kullanımına sunuluyor. Ürün gamında farklı üretim ihtiyaçlarına hitap eden karton ve oluklu ambalaj için farklı teknik özelliklerle donatılmış 6 standart Omega Serisinin yanı sıra tamamlayıcı makinalar ve ünitelerin olduğunu da özellikle belirtelim.
Duran Makina’da Ar-Ge çalışmaları ise iki farklı yönde yapılıyor. Genel Müdür Abdurrahman Küçükaras, bu yönlerden birini “Mevcut modellerin üretim hızı, kullanım ve bakım kolaylığı gibi özelliklerinin geliştirilmesi” olarak tanımlarken Ar-Ge çalışmalarının ikincisini ise “Piyasanın talep ettiği yeni kutu stillerinin üretilebileceği özgün modellerin tasarlanmasıdır” sözleri ile anlatıyor. Küçükaras, Duran Makina’nın sahip olduğu altmış yıllık matbaacılık deneyimi ile bu ikinci gereksinime kolayca, rakiplerinden çok daha hızlı reaksiyon verilmesine olanak tanındığını söylüyor. “Kartonu ve kutu mühendisliğini çok iyi bilmemizin yanı sıra, standardın dışında tasarım gerektiren özel projelere hemen cevap verebilecek bir yapımız var. Bu, bizim belki de en önemli özelliğimiz. Son yıllarda birbiri ardına çeşitli çokuluslu karton ambalaj üreticileri, yepyeni kutularının üretileceği
makinaların tasarlanması ve imalatı için bizi seçiyorlar. Bunun da bizim uluslarası pazardaki yerimizin önemli bir göstergesi olduğunu düşünüyorum” diyerek sözlerine devam eden Küçükaras, ihracat hedeflerini ve yeni pazarlara girme çalışmalarını da değerlendirdi.
Üretim hedefi şimdiden gerçekleşti Bu yıl Türkiye için Duran Makina’nın hedefi 15, toplamda ise 50 makine satışı gerçekleştirmek. Duran Makina Genel Müdürü Abdurrahman Küçükaras, üretim hedeflerinin şimdiden neredeyse dolduğunu söylüyor ve ekliyor: “Devamı için de çok sayıda görüşme sürdürüyor ve projeler üzerinde çalışıyoruz. Bütün bu göstergeleri değerlendirdiğimizde hedefimize ulaşacağımıza eminiz. Dünya geneline yayılmış 27 acente ofisimiz sayesinde çok geniş bir satış ağına sahip olmamızın getirdiği avantaj ile bu yılın da beklentilerimize uygun bir yıl olacağına inanıyoruz.”
Mühendislik firmaları ve yurtdışına açılma süreçleri
L
ondon Bridge Project, Etkin Proje’nin Londra ayağı olarak; iki tarihi ve köklü ülkeyi teknoloji, inovasyon ve yatırım konularında sıkı sıkıya bağlamak için yola çıktı. London Bridge Project (LBP), Türk şirketlerinin İngiltere üzerinden Avrupa Birliği, Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya ürün, hizmet ve proje satmasını sağlayan bir danışmanlık, mühendislik ve operasyonel yönetim şirketi. Hizmetleri tüm bireylere, sektörlere, şirket tiplerine, yatırımcılara ve kamu kurumlarına açık olan LBP; yazılım, elektronik, finans, mühendislik, gıda, kimya, tasarım gibi farklı endüstrilerden yerli ve yabancı onlarca firmaya hizmet vermekte, sadece Türk firmalarının İngiltere, Avrupa Birliği ve Amerika pazarlarına açılmasına değil, aynı zamanda başta İngiltere kökenli firmalar olmak üzere yabancı firmaların da Türkiye pazarına doğru ve verimli şekilde girmesine yardımcı olmakta. Şirketin hali hazırda Londra, San Francisco, Dubai ve İstanbul’da ofisleri bulunuyor.
Yenilikçi firmalar için önemli fırsatlar var Türkiye’de faaliyet gösteren mühendislik firmalarının küresel anlamda başarılı olması ve yüksek katma değer yaratması için;
geliştirdikleri mühendislik çözümlerinin uluslararası pazarlarda kendilerine yer edinebilmesi ve sadece ürün değil aynı zamanda katma değerli mühendislik işleri ile yazılım ihracatının önünün açılması gerekiyor. Yenilikçi firmalar için bu fırsatlar çok önemli; zira sadece içinde bulunulan pazarda değil, dış pazarlarda da bu tür firmalar için ciddi iş olanakları bulunuyor. Mühendislik temelli ürünler geliştirerek rekabet avantajı sağlayan tüm firmaların bir gözünün mutlaka ihracat fırsatlarında olması gerekiyor. Başta İngiltere olmak üzere küresel piyasalar Türk mühendislik şirketleri için büyük fırsatlar vaat etmekte. Ancak yüksek rekabetin var olduğu bu piyasalarda var olabilmek
ve sürdürebilir başarıya ulaşabilmek göründüğü kadar kolay değil. Peki, bir katma değerli ürün veya hizmet geliştiren bir mühendislik şirketinin örneğin İngiltere pazarında başarılı olması için nasıl bir süreçten geçmesi ve fayda maliyet optimizasyonun nasıl olması gerekir? LBP, bunun için 7 aşamalı bir süreç tavsiye ediyor: 1- Analiz ile şirketin hukuki durumu, sermaye yapısı, fikri mülkiyet hakları, İngilizce ürün manuelleri gibi farklı parametreler değerlendirilmeli ve bu değerlendirmeler sonucunda da bir yol haritası çizilmeli. 2- Teşvik planlaması ile yenilikçi mühendislik çalışması yapan şirketlerin, doğaları gereği ileri teknoloji ürünler geliştirdikleri için vergi muafiyetlerinden, vergi
indirimlerinden, hibe ve/ veya çok düşük faizli/ sıfır faizli kredilerden faydalanabilme imkânları incelenmeli. 3- Pazar ve teknoloji araştırması ile yurtdışına açılacak olan bir şirketin regülasyonlar, fikri mülkiyet hakları, kullanıcı deneyimleri, teknik karşılaştırmaları gibi birçok parametreyi esas alan pazar araştırmaları yapılmalı ve ürün süreçleri bu çalışmalarla toplanan veriler ışığında yeniden değerlendirilmeli. 4- Networking çalışması ile doğru kişiye, doğru zamanda, doğru proje sunulmalı. 5- Sunum ve stratejiler ile ürün ya da hizmetlerin doğru ve etkileyici şekilde pazara yansıtılabilmesi sağlanmalı. 6- Uluslararasılaşma aşamasında şirket adına müşteri görüşmeleri yapılmalı, ön-satış ve satış işlemleri gerçekleştirilmeli özellikle AB gibi büyük pazarlarda ilgili ülkede konuşlu temsilcilerin bulunmalı (bu durum hem yabancı müşteriler tarafından tercih edilmekte hem de operasyonel kolaylık sağlamaktadır) 7- Yabancı pazarda yerelleşme ile de istihdam maliyetleri, yerel teşvikler, vergi ve muhasebe sistemi, hukuk sistemi ve vize işlemleri gibi konularda bilgi sahibi olup ardından ofis kurulumuna geçerek emin adımlarla pazara giriş hedeflenmeli. 93
SİNERJİ / MOBİLYA, KAĞIT VE ORMAN ÜRÜNLERİ
Mobilya üretiminde ‘merkez’ oluyoruz
Mobilya, kâğıt ve orman ürünlerinde teknolojinin son nimetlerinden yararlanılması ve inovasyonun ürünlerin her birinde A’dan Z’ye kullanılması mobilya sektörünün hızla yükselişe geçmesine neden oldu. Uzmanlar, bu yükselişin devam etmesi halinde Türkiye’nin mobilya üretiminde merkez olacağını söylüyor.
S
on yıllarda yapılan yatırımlar ve özellikle ‘inovasyon’ odaklı projelerle mobilya sektörü, dünyaya adını altın harflerle yazdıracak gibi gözüküyor. Bu sözlerimizi ihracat rakamları da kanıtlıyor. Türkiye mobilya üretiminde dünyada 14’üncü sırada yer alıyor ve dünyada mobilya üretiminde birinci sırada yer alan Çin ve Çin’i sırasıyla takip eden ABD ve 94
İtalya’yı önümüzdeki yıllarda bu yükselişi ile birlikte zora sokacakmış gibi duruyor. Çünkü Türkiye, 15 yılda dünya mobilya ihracat sıralamasında 23’üncü sıradan 12’inci sıraya yükseldi ve son yıllarda ihracatını dünyada Çin’den sonra en fazla artıran ülke oldu. On yıl önce 2 doların altında olan ihracat kilogram fiyatı ise 3,80 dolara yükseldi. Bu yıl bitmeden mobilya sektöründe rekor bir büyüme
hedefleniyor. 2023 yılının hedefi ise ihracat kilogram fiyatının 7 dolara çıkması. Mobilya Sanayicileri ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı ve aynı zamanda İstanbul Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı olan Ahmet Güleç, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Son 15 yılda dünya mobilya ihracat sıralamasında 23’üncü sıradan 12’inci sıraya yük-
seldik. Geriye baktığımızda İsveç, İspanya gibi ülkeler var. Hedefimiz, 2023 yılında dünyada ilk 5 mobilya ihracatçı ülkesi içinde yer almak” diye konuştu.
Mobilya, kâğıt ve orman ürünlerine teknoloji damgası Uzmanlar bu yükselişin devam etmesi halinde Türkiye’nin özellikle mobilya üretiminde ‘merkez’ olacağında hem fikir. Peki,
ÇIN’E BILE MOBILYA SATILIYOR Dünya mobilya ihracat sıralamasında Çin 60 milyon dolar ile krallığını ilan ederken, Çin’in hemen arkasından gelen Almanya 10 milyar dolar, İtalya 10 milyar AHMET GÜLEÇ dolar, Polonya 7 milyar dolar, Vietnam 5 milyar dolar, ABD 5 milyar dolar ve Kanada’nın 5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini söyleyebilmemiz mümkün. Ülkemizde ise rakamlar şöyle, 2000’li yıllarda mobilya sektörü 350 milyon dolar ihracat yaparken, bu rakam geçtiğimiz bilhassa mobilya sektöründe son yıllarda yaşanan bu güzel gelişmelerin nedenleri nelerdir? İlk nedenlerden biri, mobilya, kâğıt ve orman ürünlerinde teknolojinin son nimetlerinden yararlanılmış olması olarak ifade ediliyor. Teknolojinin artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olması ve dünyadaki gelişmelerin takip edilmesinin ötesinde bu gelişmelere paralel olarak yeni ve farklı yaklaşımların
yıl 2 milyar 600 milyon dolara kadar çıktıı. Ahmet Güleç, içinde bulunduğumuz yılda mobilya, kâğıt ve orman ürünlerinin yılı en az 4,5 milyar doların üzerinde kapatacağını, sektörün ihracat artışının ikinci yarıda daha da hızlanacağını söylüyor. Çin’in sektörün lider ülkesi olmasına rağmen Türkiye’den mobilya satın almasını ise gururla şu sözlerle birlikte açıklıyor: “Çinli ithalatçılar yurtdışı fuarlarında Türk mobilyasına ilgi göstermeye başladı. Çinliler gelip bizden mal almaya başladı. Çünkü Türk mobilyası imajı yükselmeye başladı ve biz artık mobilyalarımızı marka olarak satmaya başladık.” Türk mobilyasına ilginin arttığı yerlerden biri de Katar oldu. Katar, lüks otel ve rezervasyonlarda son günlerde özellikle Türk mobilyasını tercih etmeye başladı. Kalite, hız, KDV indirimi ve diğerleri
tüm ürünlerde kullanılma zorunluluğu bu yükselişi de beraberinde getirdi. Başkan Ahmet Güleç, mobilya sektörünün, tasarım ve inovasyon ile katma değeri yükseltmek için en önemli sektörlerden birisi olduğunu bir örnek vererek açıklıyor. Güleç şöyle anlatıyor; “700 liralık bir sandalyeyle 70 liralık bir sandalyenin ham maddesi aynıdır. Bunların değerini ürünlerdeki tasarım ve inovasyon belirliyor”
Tüm bu değerlerin yanı sıra bugün Türk mobilyasının yükselişinde kaliteli ve hızlı hizmetinde tercih edilmesinde temel faktörlerden birisi olduğunu gösteriyor. Şöyle ki, Uzakdoğu’da üretilen malların Türk mobilyası kadar kaliteli olmaması ve Türk firmalarına rağmen yabancı firmaların ürün teslim tarihini dört aya
Türkiye'nin Toplam İhracatı İçinde Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri SEKTÖRLER
NİSAN 2016
2017
Değişim (%)
Pay (%)
Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri
93.153
110.094
18
0.9
Tarım Sektörü
1.635.751
1.614.956
-1.3
13.6
Sanayi Sektörü
9.437.457
9.802.037
3.9
82.6
Madencilik
337.035
448.854
33.2
3.8
Türkiye Toplam İhracatı
11.410.242
11.865.847
4
100
kadar vermeleri etkili oldu. Güleç, Türk mobilya sektörünün hem pazara yakınlık ve lojistik imkânları hem de esnek üretim metodunu benimsemesinin yanında kişiye özgü seri üretim yapıyor olmasının dünya çapında Türk mobilyasının artışa geçmesine neden olan bir diğer etkenler arasında gösterilebileceğini belirtiyor. Ayrıca KDV indirimi ve bazı fonlarda sağlanan avantajlarda mobilya sektörünün önünü açan etkenler olarak ifade ediliyor.
Kaynak: E-birlik.net 95
SİNERJİ / MOBİLYA, KAĞIT VE ORMAN ÜRÜNLERİ
AHK Gayrimenkul'den Antalya’ya özel proje
HALDUN KILIT AHK Worldwide Yönetim Kurulu Başkanı
Y
urtiçi ve yurtdışında özellikle otel, residance ve konut alanlarında dikkat çeken çalışmalara imza atan AHK Worldwide, Antalya’daki KNDU ismini taşıyan konut projesi ile yine adından söz ettirecek. AHK Worldwide bünyesindeki AHK Development tarafından hayata geçirilecek olan KNDU projesi, konut sektörüne farklı bir soluk getirecek. Temelleri Antalya’da atılan ve hızlı bir büyüme trendi ile özellikle uluslararası otel zincirlerinin tercihi haline gelen AHK Worldwide, kendi projelerini hayata geçirdiği AHK Development ile konut sektörüne yeni bir soluk getiriyor.
Lokasyonu ile dikkat çekici Otel projelerindeki başarısı ile dikkat çeken AHK Worldwide, 20 yıllık deneyimini Antalya’da hayata geçirmeye hazırlandığı KNDU projesi 96
ile gözler önüne seriyor. Antalya’nın Kundu bölgesinde yer alan KNDU konut projesi; dünyanın en prestijli lüks otellerinin yanı sıra Akdeniz’e dökülen ve çeşitli aktivitelerin yer aldığı Aksu Deresi’nin doğu sınırında yer alıyor. Şehir merkezine 20 km, Antalya Havaalanı’na ise 12 km, mesafede yer alan KNDU, mimari konseptinin yanı sıra tasarımsal açıdan da oldukça etkileyici özelliklere sahip. Konut sektöründeki kalıplaşmış çizgilerin dışına çıkacak olan KNDU projesi, sürdürülebilir yaşam ilkelerinden yola çıkarak tasarlandı. Sürdürülebilir yaşam felsefesiyle doğanın sadeliğini, modern mimari ve tasarımla buluşturan proje; küresel anlayışı yerel beklenti ve alışkanlıklarla buluşturacak.
Kendi enerjisini üretecek KNDU; Antalya’nın güneş yoluna göre yönlendirilmiş fotovoltaik güneş panelleri aracılığıyla kendi enerjisini üretmek üzere planlandı. Güneş enerjisinden elektrik ve ısıtma, yağmur suyundan ise çevrenin sulanması sağlanacak. Çatılarda bulunan özel kumandalı pencereler sayesinde de tüm ev, doğal bir şekilde havalanacak. KNDU projesinde en dikkat çeken kısım ise her villaya ait olan kış bahçesi ve sağlıklı yaşam için yeşil koşu parkurlarının bulunuyor olması.
Araç trafiği yer altında Evlerin temel yapısı üzerine oturtulan ahşap dış cephe kaplaması kabuk görevi gördüğünden yapıyı koruyarak, binanın dış biçiminin eklemli bir yapı kazanmasına yardımcı olacak. Gerek ortak yaşam alanlarında bulunan yeşil alan oranını artırmak gerekse de ortamdaki hava kirliliğini azaltmak amacıyla site girişinden itibaren araç trafiği yer altından yapılmış. Konut sahipleri yer altından villalarına ait özel garajlarına rahatlıkla ulaşabilecek. AHK KNDU projesi Türkiye’de sayılı proje için alınan “Breeam Very Good” yeşil bina sertifikasına uygun olarak yapılmış olup; geçtiğimiz aylarda Londra’da düzenlenen European Property Awards yarışmasında “En Başarılı konut geliştirme projesi” dalında
birinciliğe layık görüldü. Proje aynı zamanda Avrupa’daki en başarılı konut kategorisinde ise bir sonraki yarışma için aday gösterildi.
Çok daha fazlası KNDU’da KNDU projesi hakkında açıklamalarda bulunan AHK Worldwide Yönetim Kurulu Başkanı Haldun Kilit, KNDU ile konut projelerindeki kalıplaşmış tasarım ve çalışmaların dışına çıktıklarını söyledi. KNDU projesi ile yüksek konfor denilince akıllara gelenlerden çok daha fazlasını sunacaklarını belirten Kilit, “AHK KNDU kusursuz bir bütünlük adına en küçük ayrıntıları dahi projenin ana unsurları gibi değerlendirmeye özen göstermektedir. AHK KNDU projesi en seçkin markaları bir araya getirerek göz kamaştırıcı bir kombinasyona da imza atmaktadır” dedi.
ERSA Ar-Ge ve tasarımda ilki gerçekleştirdi
HASAN TİCİ ERSA Genel Müdür
M
obilya sektöründe 60 yılı bulan uzmanlık ve deneyimiyle Türkiye’nin en köklü firmalarından biri olan Ersa’nın İstanbul Altunizade binasında faaliyete geçirdiği Tasarım Merkezi; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescil edildi. Türkiye’de ofis mobilyası kategorisindeki ilk Tasarım Merkezini kuran Ersa, aynı zamanda bu kategoride ArGe ve Tasarım Merkezi olan ilk firma oldu. Ersa Mobilya Genel Müdürü Hasan Tici, “Mobilya sektöründe yenilikçi ve teknolojik tasarımları destekleyecek ham madde ve yarı mamul malzemenin geliştirilmesi ve üretilmesi ihtiyacına yönelik yapacağımız çalışmalarla sektöre ve ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda faaliyet gösterecek Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerimizde, malzemeden son ürüne kadar tüm süreçlerde katma değeri yüksek yeniliklere öncülük ederek sektördeki asıl ihtiyaca doğrudan
yanıt verecek gelişmeleri hedefliyoruz” sözleriyle konunun önemine işaret etti. Sektöre adımını attığı 1958 yılından bu yana teknolojik, yenilikçi ve çevreci bir üretim anlayışını benimseyen Ersa, bugün dünyanın 41 ülkesine ihraç ettiği ürünleriyle Türkiye ve dünyadan çok sayıda kullanıcısının mobilya, tasarım, üretim ve mimari ihtiyaçlarına yönelik yüksek kalitede çözümler sunuyor. Ulusal ve uluslararası tasarımcılarla iş birliğinde geliştirdiği ürünleri dünya çapında prestijli ödüllere layık görülürken, uluslararası pazarda sektörün öncüleriyle yaptığı iş birlikleri sayesinde küresel standartlarda ilerleme ve gelişmeleri hedefliyor.
Teknolojik ve çevreci mobilyalar Firmanın, Ankara Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim tesislerinin bulunduğu alanda teknolojik ve sürdürülebilir çevreci malzemeler geliştirmek amacıyla yaklaşık 3 milyon TL’lik bir yatırımla faaliyete
geçirdiği Ar-Ge Merkezi ise geçtiğimiz Mart ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescil edilmişti. İlk etapta 29 kişinin görev aldığı merkezde, Ersa’nın sürdürülebilirlik politikasına uygun teknolojik ve çevreci mobilyalar geliştirilecek. Yeni üretim tekniklerinden yararlanarak optimum düzeyde ham madde kullanan Ersa, hem üretici hem de kullanıcı tarafında üretimden montaja kadar tüm aşamalarda sağlanan kazancı, Ar-Ge merkeziyle bir adım öteye taşıyacak. Üretimden çıkan atıkların en aza indirilmesi ve yeniden üretime kazandırılması gibi çevreci uygulamalara yoğunlaşacak Ersa Ar-Ge Merkezi, çevresel faktörlere dayanıklı malzemeler, endüstriyel ve teknolojik açıdan geliştirilmiş ürünler üretecek. Yanmaz ya da ısı yalıtımlı kumaş gibi gelişmiş malzemeleri daha çok ürüne yaygınlaştıracak Ersa, hayatın her alanına yaygınlaşan akıllı cihazlarla entegre olabilen çok fonksiyonlu mobilyalar tasarlayacak.
Yılın en çevreci firması seçildi Toplamda 60 bin metrekare alan üzerinde senede 4,5 milyon metrekare panel işleme, 530 bin parça mobilya üretim kapasitesiyle sektörün en büyük üreticileri arasında yer alan Ersa; Haziran ayında Dünya Çevre Günü kapsamında Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün ev sahipliğinde, Ankara Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü koordinasyonunda, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi tarafından düzenlenen “Üretime Çevreci Bakış” seminerinde ödüle layık görüldü. Ersa, Ankara’da çevreye en iyi yatırım yapan 3 firmadan biri olarak derecelendirilirken, 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren 351 firma arasından ise “2017 Yılının En Çevreci Firması” seçildi. Ersa Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Erol Ata, firma adına ödülü teslim alırken, “Çevreye duyarlılık, bireyler için olduğu kadar her sektörden kurumlarından da çok çeşitli sorumluluklara sahip olduğu, küresel anlamda önem taşıyan bir konudur. Ersa Mobilya olarak sürdürülebilir kalkınma ve yeşil büyüme politikalarını destekliyor, bu anlamda çevreci yaklaşımlar dahilinde faaliyet göstermeye gayret ediyoruz.” sözleriyle konu ile ilgili görüşlerini paylaştı. 97
SİNERJİ / MOBİLYA, KAĞIT VE ORMAN ÜRÜNLERİ
Kartonsan, 50. kuruluş yılını gururla kutluyor
K
artonsan’ın 50 yıllık başarısı yalın bir formülün ve kurumsal genetiğinin eseridir. Girişimci bir ruhun eseri olarak hayat bulan Kartonsan, ekip olma duygusuyla hareket eden ve nitelikli insan kaynağı, teknoloji odaklı üretim gücü ve güçlü kurumsal yetkinlikleri ile seçkinleşmiş ve liderliğe yükselmiştir. Kartonsan, diğer taraftan, yüksek müşteri memnuniyeti başta olmak üzere; uluslararası normlara tam uyumlu, üstün kalite standartlarındaki üretiminin yanı sıra üretim-ticaretlojistik üçgenindeki güçlü konumu ile de rakiplerinden ayrışmıştır.
50 yıllık bir retrospektifte Kartonsan’ın bugünlere gelişinin kısa öyküsü Türkiye’de kuşeli karton sektörünün öncüsü ve doğal lideri olan Kartonsan, 1967 yılında Türkiye’yi yerli kuşeli karton ile tanıştırmıştır. Kağıt üretiminin devlet eliyle yürütüldüğü yıllarda, Türkiye’de kuru98
lan “ilk” özel kuşeli karton üreticisi olan Kartonsan, bugün üretim kapasitesi açısından Türkiye’nin en büyüğü, Avrupa kuşeli karton sektörünün ise dördüncü sırasında yer almaktadır. Kartonsan’ın 50 yıllık büyüme hikayesinin bir diğer kilometre taşı, 2002 yılında Pak Topluluğu’na katılması olmuştur. Kartonsan’ın hissedar yapısından yaşanan bu değişimle beraber, üretim gücünden kurumsallaşmaya pek çok alanda atılımlar hızla hayata geçirilmiş, lider konum daha da pekiştirilmiştir. Kartonsan’da kuşeli karton üretimi yıllar içinde kapasite artışı ve kalite iyileştirmeye yönelik yatırımlar ile büyük bir gelişme göstermiştir. 1967 yılında, 6 bin ton/yıl gibi mütevazı bir seviyede başlayan üretim, günümüzde 220 bin ton/ yıl mertebesine ulaşmış bulunmaktadır. Kartonsan sadece yurtiçi piyasada değil, uluslararası piyasalardaki müşterilerinin de taleplerini zamanında ve eksiksiz olarak karşılamaktadır. Üretimi-
nin ortalama yüzde 75’ini iç piyasa sunmakta olan Kartonsan 30’a yakın ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir. Kartonsan’ın Türkiye kuşeli karton pazarından aldığı pay ise yüzde 40’tır. Kartonsan’da son dönemde, üretimden müşteri memnuniyetine kadar farklı kulvarlarda önemli kazanımlar sağlayan Yalın Yönetim çalışmalarına da başlanmış olup kayda değer sonuçlar elde edilmektedir. Kartonsan, üretim ve ticaret döngülerinin odak noktasına aldığı sürdürülebilir büyüme stratejisi doğrultusunda ve kurumsal yönetim anlayışının rehberliğinde sektörel deneyimi, profesyonel insan kaynağı ve know-how’ı ile gelişmiş teknolojiye dayalı üretim gücü temellerinde ilerlemeye devam etmektedir.
Kartonsan’ın çevre ve sürdürülebilirlik yaklaşımı Paydaşları için kalıcı değer üretmeyi ve hissedar değerini artırmayı stratejisinin odağı olarak kabul eden Kartonsan, diğer taraftan,
kuşeli karton üretimini çevreci bir yaklaşımla gerçekleştirmeye özel önem vermektedir. Kartonsan, doğaya olan saygısını üretim aşamasında mümkün olan en yüksek miktarda atık kağıt kullanarak ortaya koymaktadır. Kuşeli karton üretiminde yüzde 99’a varan oranlarda atık kağıt kullanan Kartonsan, üretim atığı suyu modern teknolojiye sahip tesislerinde arıtmakta ve yeniden kullanmaktadır. Kendi enerjisini üreten Kartonsan, buhar üretiminde de türbin egzoz gazından faydalanmaktadır.
Sosyal sorumluluk ve Kartonsan Ürettiği katma değeri toplumla paylaşma ilkesi doğrultusunda, Kartonsan, çeşitli sosyal sorumluluk projelerine imza atmaktadır. Kartonsan özellikle eğitim ve çevre odaklı sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmekte; gelecek kuşakların refahı ve hayat kalitesine katkıda bulunulması önemli bir görev olarak kabul etmektedir. Kartonsan ikinci 50 yılına girerken; hissedarları, çalışanları, müşterileri ve toplum için en iyiyi üretmeye devam edecektir. Bugün Türkiye kuşeli karton sektörünün öncüsü ve yapı taşlarından olan Kartonsan; yarım asırlık deneyimi ve bilgi birikimi ile kaliteden ödün vermeden üretmeye ve müşterilerinin birinci tercihi olmaya devam edecektir.
Gentaş, “Liri” ile artık çok daha güçlü
ORHAN KAHRAMAN Gentaş Grup CEO
D
ekoratif yüzeyler üreten ve bu üretimle hayatımızın her alanında olan güçlü bir firma, Gentaş’ın başarısı sınırları aştı. Bu başarının arkasında yatan nedenler arasında yenilikçi bir ruh, özgün üretim ve daha pek çok değer dikkatleri üzerine çekerken, bu değerlere bir yenisi daha eklendi. Çünkü Gentaş, yabancı bir markayı, “Liri”yi satın alarak gücüne güç katmayı hedefledi. Hedeflerinin gerçekleştiğini, Gentaş’ın bugün sadece ülkemizde değil, Avrupa’da ve dünyanın pek çok bölgesinde adının geçtiğini söyleyebilmemiz mümkün.
Avrupa ve Dünya’da daha güçlü bir "GENTAŞ" Kısacası dünyada ve sektöründe bir marka olabilmeyi başarabilmiş Gentaş’ı sayfalarımızda konuk ediyoruz. Sorularımızı cevaplayan isim Gentaş Grup’un CEO’su Orhan Kahraman oldu. Kahraman, Gentaş’ı şu sözlerle anlatıyor: “Gentaş, dekoratif
yüzeyler üreten ve bu üretimle hayatın her alanında olan bir markadır. Üretmiş olduğu ürünlerle yaklaşık 55 ülkede Türkiye'nin bayrağını gururla sallandıran firmamız, yenilikçi ruhuyla dünyada ve sektöründe bir marka olabilmeyi başarmıştır. Gentaş olarak farklılığımız yenilikçiliğimiz sloganıyla yoğrulan ekibimiz, bunu bir politika olarak benimsemiş ve sektörüne öncülük etmeyi kendisine hedef belirlemiştir.” İtalya’dan satın alınan “Liri” markası için ise başarılı isim şöyle bir açıklamada bulunuyor: “Kapasite, kalite ve üretim anlamında birçok eksikliğimizi tamamlayarak yabancı bir markayı alarak sektörün önünü açmak ve dışarıdaki dikkati üzerimize çekmek anlamında atmış olduğumuz bu adım, hem ülkemize hem de şirketimize katma değer konusunda büyük fayda sağlamıştır.”
Üretimimizin yüzde 55'ini ihraç ediyoruz Gentaş’ın hedefi ise yapılan bu hamlelerin altını güçlendirerek gerek Türkiye pazarında üretilen ürünlerin
ihracatını artırmak, gerekse de Avrupa şirketinde yapılan faaliyetlerle Avrupa ve dünya pazarındaki hedeflerini ve varlıklarını büyütmek. Üretimlerinin yüzde 55’ini ihraç ettiklerini özellikle belirten Kahraman, “Pazarda var olmanın koşulu yenilikçi rekabet ve sürdürülebilirliktir” diyerek açıklamalarına devam ediyor. Gentaş, bilhassa Ar-Ge çalışmalarına önem veriyor. Orhan Kahraman’ın Gentaş’ın vizyon ve misyonunu anlattığı açıklamaları da tam da bu yönde. Kahraman, “Şirketimiz vizyon ve misyonuna uygun olarak nitelikli ve katma değeri yüksek ürünler üzerine yoğunlaşmaktadır. Hedeflerimiz, basta müşterilerimizin memnun olduğu yüksek kaliteli, katma değeri yüksek ve yenilikçi ürünler üretmektir. Bu çerçevede son zamanlarda geliştirdiğimiz "ZERO ve SR plus" ürünlerimiz az önce bahsettiğimiz nitelikli katma değerli ürünler kategorisi içerisinde dünyanın gelişen ve yükselen kalite taleplerini karşılamak için geliştirilmiş ve müşterilerin hizmetine sunulmuştur” diyor.
Hedef, yüzde 10’luk ihracat artışı Türkiye ihracatının 2017 yılının ilk altı ayında yüzde 8,2 arttığını ve Gentaş olarak bu rakamın üstüne çıkarak içinde bulunduğumuz bu yılı yüzde 10’luk bir ihracat artışı ile kapatmayı hedeflediklerini söyleyen Kahraman, yeni pazarlara açılmak istediklerini ve bu bağlamda Güney Amerika’da büyük bir potansiyel gördüklerini söylüyor. Gentaş Grup’un başarılı ismi sözlerine şu şekilde son veriyor: “Uzun sevk süreleri, uygulanan ithalat kısıtlamaları nedeniyle şimdiye kadar çok fazla ihracat yapamadığımız Güney Amerika ülkelerini, küresel markalaşma adına büyük bir fırsat olarak görmekteyiz.”
Ekonomi hedefleri için Ar-Ge şart Kahraman, Türkiye’nin ekonomik hedeflerine ulaşmasında Ar-Ge ve özgün tasarımların önemine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Ar-Ge ve tasarımı bir sanayi ve iş kültürü haline getirebilmek ve bu bilincin oluşturulup toplumsal düzeye taşımak ülkemizin hedeflerine ulaşmasını hızlandıracaktır. Toplum olarak, Ar-Ge ve tasarım bilinci oluşturularak bilgiye ulaşma, ulaşılan bilginin uygulamaya geçirilmesi ve kaynakların daha iyi kullanılmasıyla birlikte faydaya dönüşecektir. Böylece Türkiye hedeflerine ulaşarak nitelikli katma değerli ürünler üretebilen dünyanın en güçlü ekonomileri arasına girebilecek” diyor. 99
SİNERJİ / MOBİLYA, KAĞIT VE ORMAN ÜRÜNLERİ
TÜYAP Çukurova Mobilya Fuarı ile ihracat tetiklenecek kurova Mobilya ve Dekorasyon Fuarı’nı anlatan TÜYAP Anadolu Fuarları A.Ş. Genel Müdürü Cihat Alagöz, fuarda 15 ülkeden 150 profesyonel ziyaretçinin sektör temsilcileri ile bir araya getirilerek yeni iş ortaklıklarına kapı açılacağını söyledi.
CIHAT ALAGÖZ TÜYAP Anadolu Fuarları A.Ş. Genel Müdür
T
ürkiye’nin klasik mobilya iskeleti üretiminin yüzde 10’unu tek başına karşılayan Çukurova Bölgesi’nde mobilya üretimi, 1950’li yıllardan itibaren hızla gelişiyor. Ortadoğu pazarına yakınlığı ve klasik mobilya ile özdeşleşen Çukurova, modern ve fonksiyonel mobilyaya olan talebin artması ile kendine yurtiçinde olduğu kadar dünyada da yer buluyor. TÜYAP Adana düzenlediği Mobilya Fuarları ile de bölgenin ufkunu açarak sektörün gelişimine katkı sağlıyor. Bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan Çu-
100
Üretici ve ihracatçı firmalar tek çatı altında 3-8 Ekim tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan Mobilya ve Dekorasyon Fuarı’nda yemek odaları, yatak odaları, oturma grupları, modüler mobilyalar, bebe-çocuk-genç odaları, çekyatlar, kanepeler, sehpalar ve büro mobilyaları sergilenecek. Mobilya sektörünün en önemli üretici ve ihracatçı firmalarını tek çatı altında topladıklarını söyleyen Alagöz, fuarın Adana başta olmak üzere Hatay, Kahramanmaraş, Ankara, Mersin, Gaziantep ve Osmaniye’den gelen firmaların katılımı ile düzenlendiğini özellikle belirtti. Adana’nın birçok yönden avantaja
sahip olduğunu söyleyen Alagöz, “Ortadoğu’dan ve Kuzey Afrika’dan fuarlara katılmak isteyen firmaların Avrupa ülkelerine gitmesi oldukça zor bir hale geldi. Bu konjonktür ülkemizi ve Adana’yı avantajlı konuma getiriyor. Ulaşımkonaklama bakımından geniş imkânlara sahip olan Adanamızda, nitelikli iş birlikteliklerine aracılık eden fuarlarımız; Avrupa, Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki 1,6 milyar kişiye ulaşmada önemli bir avantaj sağlıyor” diyor.
27 ülkede 89 temsilcilik Alagöz, 28 Haziran 1979 tarihinde İstanbul’da kurulan ve sonrasında sadece Türkiye değil, dünyanın da dört bir yanına hizmet ve kalitesini taşıyan Tüyap Fuarcılığın fuarcılık sektörünün önde gelen kuruluşlarından birisi olduğunu söyledi ve ekledi: “Tüyap Fuarcılık İstanbul'daki gelişim ve büyümesine paralel olarak, Anadolu'ya da birçok yatırım yapmıştır. Tüyap Fuarcılık,
yurtiçinde Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Sakarya, Samsun ve Trabzon, yurtdışında da 7 ülkede Kahire, Moskova, Sofya, Tahran, Tiflis, Ürdün ve Üsküp ofisleri ve 27 ülkedeki 89 temsilcilik ağıyla, dünyada ve ülkemizde fuarcılık sektörünün önde gelen kuruluşlarından birisi haline gelmiştir.”
Fuarlar kenti: Adana TÜYAP Fuarcılık Adana’daki faaliyetlerini 2006 yılında aktif hale getirmiş. 11 yıldır Çukurova Bölgesi’nde yaklaşık 144 fuar düzenleyen TÜYAP Adana Fuarcılık 32 ülkeden 5 milyon ziyaretçiyi ağırlayarak büyük bir başarıya da imza atmış. Alagöz, TÜYAP Adana fuarının ‘Fuarlar Kenti’ olarak anılmaya başlayan Adana’nın üretim, ihracat ve istihdamına büyük katkı sağladığını ve yeni işbirlikleri kurulmasına vesile olduğunu bilhassa belirtiyor. Cihat Alagöz konuşmasına şöyle devam ediyor: “TÜYAP Adana üretici, tedarikçi ve tüketiciyi tek bir çatı altında toplayarak yeni işbirlikleri kurulmasına vesile olmaya çalışmaktadır. Yurt içindeki etkin çalışmalarına ek olarak yurt dışında, Rusya, Bulgaristan İran, Gürcistan, Suriye, KKTC, Lübnan, Kuveyt, Azerbaycan, Türkistan, Irak, Çin, Hindistan, İspanya, Almanya, İtalya, İsviçre gibi pek çok ülkeden de fuarlarına ziyaretçi getirmektedir.”
Eurowood 20’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyor
ATILLA ATIKIR Eurowood Yönetim Kurulu Başkanı
E
urowood Masif Kaplama ve Kereste A.Ş., ağaç kaplama ve kereste üretiminde öncü firmalardan biri olup, sektöründe 1991 yılından bu yana Düzce’de faaliyetlerini sürdüren ve o günden bugüne ihracatını artırarak büyüyeni bir firma. Firma, her sene artan taleple beraber hem makine sayısını hem de çalışan sayısını artırarak ve aklında sadece müşteri memnuniyeti olarak bugünlere geldi. Eurowood Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Atıkır, “Firmamızın ınbaşarısını ürettiğimiz mamullerin kalitesine ve müşterilerimizin bize duyduğu güvene borçluyuz. Kalite ve güven iki sihirli
kelime ama daha önemlisi ürün kalitemizdeki istikrarı sürdürebilmemiz. Ve bu ilkelerimizden ödün vermeden üretmeye devam ediyoruz. Müşterilerimizin de bizi tercih sebebi ve uzun süreli iş ilişkilerimizin en önemli esasları bunlar” dedi. Üretim kalitesinin başta en önemli unsuru kaplama tomruğu denilen doğanın bize sunduğu en iyi tomrukları temin ettiğini ifade eden Atıkır, şöyle devam etti: “Bunların kaplama haline getirilmesinde ise en önemli öğeler iş bilen nitelikli çalışanlar, ileri teknoloji bir donanım ve tam bir özveri gerektirir. Bu özveri, fabrika ustasından makine ustasına, pazarlamadan mali işlere kadar her mevkii de çalışanların büyük katkısıyla olur. Aynı şekilde kereste üretiminde de aynı titizliği gösteriyor, bütün kurutmaları bilgisayar denetimi altında yapıyoruz. Yakın zamanda kontrplak gibi ve son yılların en popüler modası olan doğal görünümlü ahşap masa gibi ürünlerinde pazarlamasını yapmaya başladık. Bu ürünlerde de hızla ilerleyeceğimizi düşünüyoruz."
Her kıtaya ulaşıyoruz Atıkır, son yıllarda ahşap ürünler yerine birçok alternatif malzemelerin türediğini ve nüfusun artmasına rağmen dünya genelinde ahşap kullanımının azaldığını ifade ederek, şu açıklamalarda bulundu: “Kimi zaman ahşap, değerli tüketim haline gelse de hiçbir zaman vazgeçilemiyor. Çünkü ahşabın eşsiz güzelliğini ve sıcaklığını hiçbir şey dolduramıyor. Hızla değişen ve gelişen dünyamızda herkesin her yere, her zaman ulaşması mümkün. Bu sebeple rekabetin çok olduğu ve hammadde sıkıntısının çekildiği hassas bir sektörde olsak da yeni kaynaklar bulup üretimimizi daha da artırmayı ve yeni pazarlar keşfetmeyi planlıyoruz. Şu an 20’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz ve her kıtaya da ulaşıyoruz. Tabi ki bunun haklı gururunu yaşıyoruz. Reklam için yurtiçi ve yurtdışı fuarlara daha çok katılıp, firmamızı daha geniş kitlelere duyurarak marka değerimize değer katmak istiyoruz. Senelerin verdiği dış ticaret deneyimimizle Türkiye’de ve dünyada her noktaya ulaşma imkânına
sahibiz. Doğaya ve çevreye olan duyarlılığımız ve saygımızdan dolayı, kısaca FSC (Forest Stewardship Council) diye adlandırılan uluslararası bir kuruluşa 2 senedir üyeyiz. Tüm dünyada ki ormanların korunması ve gözetimi için kurulmuş, amacı orman işletmelerinin piyasaya dönük bir şekilde ekonomik, ekolojik, sosyal ve kültürel olarak sürdürülebilir bir şekilde olmasına rehberlik etmek ve bu sayede orman ürünlerinin pazarlanmasını teşvik etmektir. Bizde FSC’nin denetimi altındaki ormanlardan tomruk temin etmeye özen gösteriyoruz.”
101
BİRLİK / SEKTÖRLER
Tofaş'ın, Egea ihracatı 47 ülkede 200 bine ulaştı Üretim ve ihracat adetleriyle, Türkiye otomotiv sektörünün liderlerinden Tofaş, ihracattaki atağına hız kesmeden devam ediyor. Tofaş, ürün geliştirme alanında yaptığı istikrarlı yatırımlarını, Egea Projesi’yle küresel nitelikte bir başarıya dönüştürdü. Lansmanından bu yana, ülkemizde ve yurtdışı pazarlarda büyük talep gören Egea model ailesinin ihracatı
Temmuz 2017’de 200 bin adede ulaştı. İlk etapta İtalya, Fransa, Almanya, İspanya ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerine, yüksek adetlerde ihraç edilen Fiat Egea model ailesini, kademeli olarak dünyanın pek çok farklı noktasına göndermeye başladıklarını dile getiren Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu, “Tofaş’ta geliştirilerek üretilen Fiat Egea’nın kısa sürede ulaştığı başarı bizlere ne kadar isabetli bir karar aldığımızı gösterdi. Fiat Egea’yı pazara sunduğumuz günden bu yana, küresel anlamda sürekli artan talebe cevap verebilmek için üretimimizi artırdık. Bugün model ailemizi, dünyanın farklı bölgelerine de ihraç etmeye başladık; Fiat Egea’yı,
Ortadoğu’ya da, Güney Afrika, Almanya, Fransa, İzlanda’ya da gönderiyoruz. Tofaş mühendislerinin ve işçilerinin imzasını taşıyan Egea modelini ihraç ettiğimiz ülke sayısı 47’ye ulaştı. Temmuz 2017 itibarıyla 200 bininci aracımızı ihraç ediyor olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz” diye konuştu. Cengiz Eroldu, Hatchback ve Station Wagon modellerinin devreye girmesiyle birlikte Egea ihracatının 2017 yılının ilk 6 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 100’ün üzerinde artış gösterdiğini de vurguladı. Tofaş’ın Türkiye’nin otomotiv üretim ve ihracatına katkısının yanı sıra 2017 hedeflerini dile getiren Eroldu, şunları söyledi: “Özellikle iki yıldan bu yana gerçekleştirdiği atılımlar Tofaş’ın başarı hikâyesinden çok Türkiye’nin başarı hikâyesine dönüştü."
OTOMOTİV
Otomotivde haziran ayı ihracatı yüzde 16 artışla 2,5 milyar dolar Türkiye ihracatının lokomotif sektörü otomotiv, haziran ayındaki performansı ile yıl sonundaki 27 milyar dolarlık hedefine emin adımlarla ilerlediğini kanıtladı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre otomotiv ihracatı Haziran ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,4 artış ile 2 milyar 500 milyon dolar ihracata imza attı. Yılın ilk yarısında aylık bazda 2,4 milyar dolarlık ortalamayı yakalamayı başaran endüstrinin Ocak-Haziran döneminde ihracatı da yüzde 22,4 artışla, 14 milyar 359 milyon dolara ulaştı. Sektör, toplam Türkiye ihracatından aldığı payı da giderek artan bir grafikle yüzde 21’e yükseltti. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, binek otomobillerde yüzde 44 ihracat artışı olduğunu belirterek “Haziran ayında da temel belirleyici faktör binek otomobiller oldu. Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda da çift haneli ihracat artışI yaşadık. Yine Amerika Ülkelerine yüzde 102
220 ihracat artışı dikkat çekerken, Amerika Ülkelerinin otomotiv ihracatı içerisindeki payını da yüzde 9’a yükselttik” dedi. Mal grupları bazında Binek Otomobil ihracatı yüzde 44 artarak, 1 milyar 31 milyon dolar oldu.
ORHAN SABUNCU OİB Başkanı
Mercedes, kamyonda hedef yükseltti Mercedes-Benz Aksaray'da 8,4 milyon euroluk yatırımla kurduğu Türk Kamyon Fabrikası'ndan önümüzdeki senelerden itibaren 1 milyar dolarlık kamyon ihraç etmeyi planlıyor. Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Son senelerdeki yatırımımızla kamyon üretim kapasitemizi ikiye katlıyoruz. Bunun da çok ciddi bir bölümü ihraç edilecek. Aksaray'dan önümüzdeki senelerden itibaren 1 milyar dolarlık kamyon ihraç etmeyi planlıyoruz" şeklinde konuştu. Sülün, bu senenin başında Aksaray'da ikinci Ar-Ge merkezinin temelini attıklarını ve bir sene içerisinde bitireceklerini belirtti.
Türk Kızılayı, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin özel kumaştan üretip, modacı Hakan Akkaya’ya tasarlattığı yeni kurumsal giysileriyle dünyaya iyilik taşıyacaklar. İTHİB, dünyanın dört bir yanına yardım elini uzatan Türk Kızılayı’na tasarım ve kumaş desteği sağladı. İTHİB, Türk Kızılayı görevlilerinin yardım faaliyetlerinde giydiği kurumsal kıyafetleri, teknik tekstil kumaşı ve modern çizgileriyle yeniden tasarladı. İTHİB, Kızılay Koleksiyonu için başlangıçta 50 bin metre nano teknoloji, antibakteriyel, nefes alabilen, yanmayan, buruşmayan ve terletmeyen kumaş kullandı. Rahatlığı ve dünya modasına uygunluğu ile dikkat çeken koleksiyonu İTHİB’in Moda Danışmanı dünyaca ünlü Modacı Hakan Akkaya tasarladı.
dünyada ülkemizi temsil ederken giydiği kıyafetleri Türkiye’nin kumaşı ve Türkiye’nin tasarımı ile yeniledik. Türk tekstil sektörü olarak dünyadaki son teknolojik yeniliklerle ürettiğimiz nano teknoloji, antibakteriyel, nefes alabilen, yanmayan, buruşmayan ve terletmeyen kumaşlarımızla Kızılayımızın kurumsal kıyafet imajını tasarladık. 6 bin 500 çalışanı ile sadece ülkemizde değil, tüm dünyada insani yardım hizmetinde model alınan, insanların en zor anlarında yanında olan gurur kaynağımız Türk Kızılayı’na, bizler de Türk tekstilcileri olarak elimizden gelen katkıyı sunmak istedik. Dünyanın dört bir yanına Türk yardımseverliğini taşıyan Türk Kızılayı çalışanlarının kutsal görevlerini yerine getirirken hareket kabiliyetini kolaylaştırmayı ve keyifli hale getirmeyi hedefledik” dedi.
6 bin 500 Kızılay çalışanı yeni kıyafetleri ile farkını ortaya koyacak İTHİB’in Türk Kızılayı için nano teknoloji kumaştan ürettiği yeni kurumsal kıyafetleri basına tanıtıldı. Basın toplantısında konuşan İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, “Dünya markamız Türk Kızılayı görevlilerinin
Yeni kıyafetler, dünya insani yardım sektörüne örnek olacak Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık da ilk kez Türk Kızılaycılarının giyeceği nano teknoloji kumaştan üretilen giysilerin, tüm dünyada insani yardım sektörüne örnek olacağını kaydetti. Kınık şunları söyledi:
“Ülkemiz ihracatının lokomotifi tekstil sektörümüzle insani yardım ortak paydasında bir kez daha buluştuk. Kızılaycılar, dünyanın dört bir yanında değişik coğrafyalarda insani yardım çalışmaları yapıyor. Biz kıyafetlerimizde bayrağımızın hilalini taşıyoruz. Şimdi bu kıyafetlerimize sanatçı eli değdi. Dünyadaki mazlumlar bu kıyafetlerimizi gördüğünde kurtarıcı geldi diyerek seviniyorlar. Ülkemiz dünyada en çok insani yardım yapan ikinci ülke. Bu Ramazan'da da 13 milyon insana yardım ulaştırdık. İnsani yardımda çalışma şartları ve koşulları göz önüne alındığında, kan bağışı ve yardım konusunda da olduğu gibi her zaman desteğini bir kez daha esirgemeyen İTHİB Başkanı İsmail Gülle’ye teşekkür ediyorum. Bizler de Kızılaycılar olarak sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahiplerinin yaralarını sararken milli gururumuz olan Türk tekstili ve tasarımı ürünü olan yeni kıyafetlerimizi üzerindeki kırmızı hilalimizle gururla taşıyacağız. Bu proje sayesinde dünyada ‘Türk Tipi Yardım Modeli’nin yanında Türk kumaşı ve tasarımı da insani yardım sektörüne imzasını atacak" dedi. 103
TEKSTİL & HAZIR GİYİM
Nanoteknolojik kumaşlar Kızılay'ın hizmetinde
BİRLİK / SEKTÖRLER
KİMYEVİ MADDELER
Kimya ihracatına AB ve Rusya dopingi Kimya sektörü yükseliş ivmesini yılın ilk yarısında koruyarak Türkiye ekonomisine en çok katkı sağlayan üçüncü sektör konumunu sürdürdü. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre; yılın ilk yarısında kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre miktarda yüzde 11,79 artışla 9 milyon 477 bin ton, değerde ise yüzde 13,17 yükselişle 7 milyar 955 milyon dolar olarak gerçekleşti. OcakHaziran 2017 ihracatından yüzde 35’le en büyük payı AB ülkeleri aldı. Yılın ilk yarısında ihracatta yaşanan artış kimya sanayicisinin yüzünü güldürdü. Sektörün ilk yarı ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre miktarda yüzde 11,79 artışla 9 milyon 477 bin ton, değerde ise yüzde 13,17 yükselişle 7 milyar 955 milyon dolara ulaştı. AB ülkelerinden gelen talebe ek olarak en önemli pazarları arasındaki ABD ve Rusya’ya yapılan ihracattaki artışlar da yükseliş trendini destekledi. ABD’ye ihracat yüzde 36,74 artışla 334 milyon 337 bin dolar olarak gerçekleşti ve ülkeyi en çok ihracat gerçekleştirilen ülkeler sıralamasında 5’inci sıraya yerleştirdi. Rusya ise yüzde 35,21 artış ve 144 milyon 653 bin dolarlık ihracatla 18’inci sırada yer aldı. Ocak-Haziran 2017 döneminde kimya sektörünün en çok ihracat gerçekleştirdiği 10 ülke sırasıyla; Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Irak, Mısır, ABD, İtalya, İran, İspanya, Singapur ve Yunanistan oldu. İlk yarıda alt sektörler bazında liderlik, plastik mamullerde Yılın ilk yarısında kimya ihracatına alt sektörler bazında en fazla katkıyı plastikler ve mamulleri sağlarken, en güçlü artış ise mineral yakıtlar ve yağlarda yaşandı. Ocak – Haziran 2017 döneminde plastikler ve mamulleri yüzde 1,17 artış ve 2 milyar 545 milyon dolarlık ihracatla liderliğini sürdürdü. Mineral yakıtlar, yağlar ve ürünleri yüzde 61,82 yükselişle 2 milyar 67 milyon dolarlık ihracatla ikinci sırada yer alırken üçüncülüğü ise yüzde 3,20 artış ve 607 milyon 586 bin dolarla kauçuk ve 104
kauçuk eşyalar üstlendi. Kimya sektörünün ihracatına aylık bazda bakıldığında sektörün Haziran ayı ihracatının geride bıraktığımız yılın aynı ayına göre miktarda yüzde 1,64 azalışla 1 milyon 447 bin ton, değerde ise yüzde 2,57 düşüşle 1 milyar 291 milyon dolar olarak gerçekleştiği görüldü. Sektörün bu dönemde en çok ihracat yaptığı ilk on ülke; Mısır, ABD, Almanya, Irak, İspanya, İtalya, İran, Romanya, Birleşik Arap Emirlikler ve Bulgaristan olarak sıralandı. Kimya sektörünün ilk yarı performansını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz şunları söyledi: “İlk altı ayda elde
MURAT AKYÜZ İKMİB Başkanı
ettiğimiz ihracat rakamlarımıza bakınca hem sektörümüz hem ülkemiz adına mutluyuz. Türkiye’nin büyüme hedeflerine ulaşmasında ihracatçılar olarak üzerimize düşen sorumlulukların bilincindeyiz. Kimya ihracatımız yılın ilk yarısında miktar ve değer bazında artışlar yakaladı. Sanayicimizin kararlı tutumu ve çalışma azmi, sorun yaşadığımız ülkelerdeki problemlerin yavaş yavaş aşılması ve AB ülkelerinden gelen talep artışı gibi faktörlerin etkisiyle ihracatımızdaki artış trendi devam ediyor. Diğer yandan Rusya’daki toparlanmanın olumlu etkisini görmeye başladık. Temennimiz ilerleyen aylarda artarak sürmesi. Siyasi olarak ilişkiler normale dönse bile bunun ticarete yansıması maalesef çok daha geç gerçekleşiyor. Rusya’ya ihracatta da aynı durumu yaşadık. İlk yarı ihracat performansını göz önüne aldığımızda kimya sektörü olarak yılın ikinci yarısından da umutluyuz. Bu olumlu tabloyu sürdüreceğimizi düşünüyoruz. Özellikle sanayicilerimize finansal açıdan nefes aldıran teşvikler sayesinde daha cesur adımlar atılabileceğine inanıyoruz” dedi.
ABD’ye çelik misillemesi ABD Başkanı Donald Trump'ın çelik ithalatına yasak getireceğini açıklaması AB'den sonra Türkiye'yi de harekete geçirdi. Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, "Çelik ihracatında ABD'nin payı yaklaşık yüzde 14. Bu ticaretin durması Türkiye'ye çok büyük zarar verir. Bakanlık harekete geçti. ABD ile olan ilişkilerimizde onların ciddi miktarda ithalat yaptığı mısır, pamuk ve bazı sanayi ürünleri var. Avrupa'nın ve diğer ülkelerin ABD'ye karşı benzer tedbirleri alması halinde Türkiye'nin sessiz kalması gibi bir ihtimal asla bulunmuyor" dedi. Çelik ihracatında ABD'nin payı 13.6 Yayan, "Türkiye'nin çelik ihracatında 2016 yılı rakamlarına göre ABD'nin payı yüzde 13.6. AB'deki 28 ülkenin payı ise
yüzde 24" dedi. ABD'nin şu anda dünyada çelik sektörünü en fazla koruyan ülkeler arasında yer aldığına dikkat çeken Yayan,"Uyguladığı dampingle telafi edeceği işlem marjları her biri yüzde 270 olmak üzere yüzde 550'ye kadar ulaşıyor. Bu kadar hassasiyet gösteren bir başka ülke yok. Bu yetmiyormuş gibi Trump idaresi çok
daha yoğun ilave korumalar alıyor. Mesela petrol boru hatları için gereken borunun sacları mutlaka ABD'den alınacak. ABD'den alınmayı da öyle ABD'deki bir sachaneden alma şeklinde yorumlamıyor, 'Bu ABD'de işlenmiş bir çelikten üretilmeli' gibi daha net çizgiler belirliyor. Bunlar yetmiyormuş gibi çeliğin tümüyle ithalatını engellemek için 'Çelik ithalatı ulusal güvenliğimize bir tehdittir. Dolayısıyla engelleyici tedbirler almalıyız' şeklinde bir takım çalışmalar yapıyor" dedi. ABD'nin bu tutumuna karşı burayla iş yapan ülkelerin de karşı bir takım tedbirler geliştirme gayreti içinde olmasının anlaşılabilir olduğunu ifade eden Yayan, "Bu karşı tedbir arayışı da şöyle oluyor: Mesela AB bir yandan çelik ürünlerine aynı tedbirleri getirirken, aradaki ticaret rakamlarına bakıyor" dedi.
Türk çelik sektörü 2017’nin ilk yarısını yükselişle tamamladı. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre yılın ilk yarısında çelik ihracatı miktarda yüzde 16 artışla 9,7 milyon tona, değerde ise yüzde 31 artışla 5,8 milyar dolara ulaştı. Ocak-Haziran 2017 ihracatında en büyük payı 3 milyon tonla AB ülkeleri üstlendi. Söz konusu dönemde en dikkat çekici artış ise Singapur, Hong Kong, Malezya ve Endonezya’nın başı çektiği Uzak Doğu ülkelerinden geldi. Bu bölgeye yapılan miktar bazındaki ihracat yüzde 612 artışla 770 bin tona ulaştı ve en önemli ihracat pazarlarından olan Kuzey Afrika’yı geride bıraktı. Türk çelik sektörünün Haziran ayındaki ihracatı ise miktarda 1,4 milyon ton, değerde 904 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Çelik sektörünün direkt ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin 2017 yılının ilk yarısındaki toplam çelik ihracatı; miktar bazında 10,1 milyon ton, değer bazında ise 6,8 milyar dolar oldu. 2017 yılının Ocak-Haziran dönemi rakamlarına göre; Avrupa Birliği’ne ihracat yüzde 85 artış ile 3 milyon tona ulaştı. Avrupa Birliği bu dönemde, bölgeler arasındaki liderliğini sürdürdü. Avrupa Birliği’ni 2,2 milyon tonla Ortadoğu, 1.4 milyon tonla Kuzey Amerika ülkeleri ve 770 bin tonla Uzak Doğu ülkeleri izledi. Türk çelik sektörünün en önemli pazarları arasında yer alan Kuzey Afrika ülkelerine ihracat ise 700 bin ton olarak gerçekleşti. Çelik sektörünün yılın ilk
yarısında miktar bazında ihracatta en fazla artış yakaladığı ülkeler; Singapur, İtalya, İspanya, Hong Kong ve İngiltere olarak sıralandı. İnşaat çeliği ihracatı düştü Ocak-Haziran döneminde en çok ihraç edilen çelik ürünleri sıralamasında ilk sırayı yüzde 15’lik azalışla 3,2 milyon tona düşen inşaat çeliği aldı. İnşaat çeliği ihracatındaki düşüşte, referandum sonrası ertelenen talebe yetişmek için firmaların ürünlerini iç piyasaya yönlendirmeleri etkili oldu. İlk yarıda inşaat çeliği ihracatını; 1,4 milyon tonla yassı sıcak, 951 bin tonla dikişli boru, 780 bin ton ile filmaşin ve 737 bin tonla profil izledi. 105
DEMİR & ÇELİK
Çelik ihracatı göz doldurdu
BİRLİK / SEKTÖRLER
ELEKTRONİK
Bilişim 500 Ödülleri sahiplerini buldu
Türkiye’de bilişim alanındaki tek kapsamlı araştırma olan İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması bu yıl 18'inci kez gerçekleştirildi. BThaber Şirketler Grubu adına M2S Araştırma ve Pazarlama Hizmetleri tarafından yapılan İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması’nda Türkiye’nin en büyük 500 bilişim şirketi açıklandı. Bilişim sektörü yöneticilerinin yanı sıra; STK Başkanları, kamu görevlileri ve basın mensuplarının da katılımıyla gerçekleşen organizasyon, BThaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe’nin açılış konuşmasıyla başladı. Bilişim sektöründe faaliyet gösteren binden fazla şirketin, bu araştırma için kendileriyle verilerini paylaştığını dile getiren Göçe, elde edilen sonuçların bilişim sektöründe faaliyet gösteren şirketler için olduğu kadar kamunun ilgili birimleri için de son derece güvenilir veriler sağladığına vurgu yaptı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye’de bilişim sektörünün eğilimlerine ve vizyonuna uygun bir motto seçmeye özen gösterdiklerini belirten Göçe, sözlerini söyle sürdürdü: “Bilişim başlığında, her türlü yeniliğin, verimlilik ve fayda için, her ölçekli şirkette yerini güçlü biçimde aldığını görmek, bu yıl ‘Bilişim sektörü iş dünyasında kök salıyor’ mottosunu 106
belirlememize neden oldu. Bilişim 500 Araştırması'nda her yıl yeniliklere imza atıyoruz. Bu sene de araştırmamızın mottosu paralelinde tüm Türkiye’ye yayılıp, her ölçekte şirkette hayat bulan, bilişim odağında önemli yenilikleri hayata geçirdik. Bunlardan biri ‘Plus’ kavramı. Anadolu il listeleri, Ar-Ge şirketleri listesi, 3 yaşından küçük genç şirketler ve 3 yaşından küçük en hızlı büyüyen bilişim şirketleri, törenimiz sonunda takdim edeceğimiz bu seneki araştırma yayınımızda yerini aldı. Bilişimle kalkınan bir Türkiye için attığımız bu adımın, yani hayata geçirdiğimiz yeni kategorilerin büyük önem taşıdığına inanıyoruz.” Murat Göçe’nin ardından BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Kurul Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka da konuşma yaptılar. Suat Hayri Aka’ya, konuşmasının ardından Murat Göçe tarafından BTHaber Sektöre Katkı Ödülü takdim edildi. 69 kategoride ödüller sahiplerini buldu Törende bilişim teknolojilerinin toplam
69 kategoride zirveye ulaşan şirketleri ve ciro sıralamasına göre Bilgi Teknolojileri ve İletişim Teknolojileri sektörlerinin zirvedeki 5 şirketi ödüle layık görüldü. Bilgi Teknolojileri şirketleri arasında liderliği İndeks Bilgisayar alırken, Teknosa ikinci, Penta üçüncü, Arena dördüncü, Bilkom ise beşinci oldu. İletişim Teknolojileri Şirketleri sıralamasında zirve yine Türk Telekom’un olurken, onu sırasıyla; Turkcell, Vodafone, KVK ve Brightstar izledi. 2016 yılı büyük ödülü olan Bilişim Sektörü Türkiye Birincilik Ödülü’nü de Türk Telekom kazandı. Bilişim 500, Plus yapısı ile gelecek vaat eden şirketlere yer verdi Bilişim 500, bilişim dünyasında oyuncu olan daha fazla yetkin şirketi kapsayabilmek üzere bu yıl Plus yapısını da araştırmaya dahil etti. Böylece büyüklük ve ciro olarak Bilişim 500’de yer alamayan ancak sektör için önem taşıyan şirketler de araştırmada yer alma şansı yakaladı. Plus kapsamında kendi alanında veya bölgesinde güçlü konumda olan genç şirketler, Ar-Ge yapan şirketler ve Anadolu firmaları değerlendirildi. Böylece kendi kulvarındaki firmalarla yarışarak Plus tablolarında kendilerini gösterebilme şansı elde eden şirketler de Bilişim 500 kapsamında ödüllendirildiler.
Türkiye’nin makinecileri ITM Poland Fuarı’na katıldı Farklı pazarlarda tanıtım faaliyetlerine devam eden Türkiye’nin Makinecileri bu defa metal işleme makineleri alanında gerçekleşen ITM Poland Fuarı’na katıldı. 6-9 Haziran 2017 tarihleri arasında Poznan/ Polonya’da düzenlenen fuar 27 ülkeden yaklaşık bin firmayı ağırladı. 16 Türk firması fuara kendi stantlarıyla katılırken, 5 firma da bayileriyle fuarda yer aldı. Türkiye’nin Makinecileri fuarın doğu ve batı girişinde yer alan reklamlar ve fuar kataloğunun arka sayfasında verdiği reklamlarla dikkat çekti. Fuar boyunca ziyaretçilere üyelerimiz ve Türk makine sektörü hakkında materyaller dağıtılarak Türk makine sektörü ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Ayrıca Varşova Ticaret Müşaviri Okay Öztürk’ten Polonya pazarı hakkında bilgi alındı.
ADNAN DALGAKIRAN MAİB Başkanı
Yerli malı ürünlerine yüzde 15 oranında fiyat avantajı
Makine sektörü 105 firmayla ilk 1000'de TİM tarafından 2016 yıl sonu verilerine göre açıklanan "İlk 1000 İhracatçı Firma Araştırması"nda Makine İhracatçıları Birliğine (MAİB) üye 105 firma yer aldı. Araştırmada Türkiye’nin ihracat liderliğini MAİB üyesi Ford Otomotiv alırken zirvedeki ilk 10 firmadan 4’ü de MAİB üyeleri arasından çıktı. Araştırmada yer alan 105 MAİB üyesi firmanın 2016 yıl sonu itibarıyla toplam ihracat hacmi 18,5 milyar TL oldu. Açıklamada, MAİB üyelerinin listedeki toplam ihracat hacminin yüzde 23’ünü gerçekleştirdiği belirtildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen MAİB Başkanı Adnan Dalgakıran, makine ihracatçılarının ilk 1000 listesindeki ağırlığının, sektörün ülke ekonomisi için stratejik önemini açık bir şekilde ortaya koyduğunu ifade etti. Dalgakıran şunları ifade etti: "İhracat, dış ticaret açığının kapatılması ve ülke ekonomisinin büyümesinden toplumsal kalkınma ve refahın sağlanmasına kadar her derde deva bir reçete. Ama bu reçetenin hızlı
etki edebilmesi için asıl önemli olan yüksek teknolojili ürünler üretmek, verimli ve kaliteli imalatla dünyaya açılmak. Biz 'Türkiye’nin Makinecileri' olarak ülkemiz adına bu sorumluluğu üstleniyoruz. Yüksek teknolojili makineler ihraç ederek, yurtiçinde yerli makine teknolojilerinin tercih edilmesini sağlayarak hem ihracatı artırmaya hem ithalatı azaltmaya çalışıyoruz. Bu çabamızın sonucunda TİM’in İlk 1000 İhracatçı Firma Araştırmasına Birliğimiz üyesi 105 firmanın girdiğini görmek mutluluk ve gurur kaynağı." 107
MAKİNE
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran kamu ihalelerinde makine, malzeme ve ekipmanın yerli malı olması şartını getiren düzenlemenin Türk sanayiinin gücüne güç katacağını belirtti. "Üretim Reform Paketi" olarak adlandırılan kanunun yürürlüğe girmesinden memnun olduklarını belirten Dalgakıran şunları söyledi: "Reel sektörün finansman olanaklarının arttığı bir süreçte, iç piyasadaki talebin garanti altına alınması yerli üreticiyi cesaretlendiren bir düzenleme oldu. Bu uygulamayla, uluslararası markalaşma yönünde önemli adımlar atan Türk makinesinin yurtiçi pazarda da önü açılacak. Yerli makinenin tercih edilmesi dış ticaret açığının azaltılmasının yanında, sanayicimize yeni yatırımlar yapma konusunda da bir teşvik olacak. Yatırımların artması ve yurt içindeki işbirliklerinin güçlenmesi, inanıyoruz ki bir bütün olarak Türkiye sanayiinde kaldıraç etkisi yaratacak" Yılın ilk çeyreğinde yakalanan yüzde 5’lik büyümeyi sürdürülebilir kılmanın yolunun sanayiye yapılan yatırımların devam etmesine bağlı olduğunun altını çizen Dalgakıran şunları ekledi: "Türkiye’nin Makinecileri olarak, sektörümüzün ihracatta rekabetçi bir ivme kazanabilmesi için iç pazarda da yerli makine alımını teşvik edici önlemler alınması gerektiğini her fırsatta vurguladık."
BİRLİK / SEKTÖRLER
'Malatya kayısısı' sertifikasını aldı Malatya kayısısının AB tarafından coğrafi işaret olarak tescil edilmesine ilişkin sertifika töreni Ankara'da düzenlendi. Avrupa Birliği Komisyonu'nun Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Üyesi Phil Hogan, törende yaptığı konuşmada, Malatya kayısısının hem Malatya şehri için hem de Türkiye için gurur kaynağı olduğunu ifade etti. "Avrupa Birliği'nde coğrafi işaretleri, tarım ürünlerine katma
TARIM
İyi tarım uygulamalarıyla kuru üzümde okratoksin-a tehdidi aşılacak Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Türkiye'nin ihracatta dünya lideri olduğu ve yıllık ortalama 450-500 milyon dolar döviz geliri elde ettiği çekirdeksiz kuru üzümde en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği’nin Okratoksin-A konusunda (AB) kontrol ve denetimleri sıkılaştırılmasından dolayı üreticilere alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Önemli kuru üzüm üretim bölgeleri olan Saruhanlı ve Alaşehir’den sonra Salihli’de de üreticilere yönelik düzenlenen bilgilendirme toplantılarında üretici, ihracatçı ve diğer paydaşlara yönelik "Kuru Üzümde Okratoksin-A’yı (OTA) Önlemeye Yönelik İyi Tarım Uygulamaları” isimli toplantıda konuşan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, AB’de son dönemde yaşanan gelişmeler, üzüm yetiştiriciliğinde kalite, verim ve OTA’yı önlemeye yönelik alınması gereken tedbirler konularında bilgiler verdi. Altındişli, "OTA’yı önlemek bizim elimizde, 108
değer sağlayan araçlar olarak görüyoruz." diyen Hogan, bu tür coğrafi işaret özelliğine sahip tarım ürünlerinin bölgesel kalkınmaya katkıda bulunduğunu söyledi. Hogan, "Türkiye'nin coğrafi işaret stratejisini 2015'te kabul ettikten ve 2016'da bununla ilgili mevzuatı çıkardıktan sonraki süreci önemli bir dönüm noktası olarak görüyorum." ifadesini kullandı. Malatya'nın uzun ve köklü bir tarihe sahip olduğunun altını çizen Hogan, "Bugün burada kutladığımız, Malatya kayısısının tarihi ve mirası" dedi. Hogan, Malatya'da kayısı yetiştirmek için uygulanan yöntemlerin "nesilden nesle yüzyıllar boyunca aktarılmış bir gelenek, miras ve gurur hikâyesi" olduğunu belirtti.
Yaş meyve sebzede alternatif pazar arayışları
Yetiştiricilik aşamalarında budama, toprak işleme, sulama, hasat ve depolama gibi aşamalarda özenli ve dikkatli olunması halinde Okratoksin-A oluşumunun önüne geçilebilir” dedi. Avrupa Birliği'nin taleplerine göre hareket etmek zorunluluk Çekirdeksiz kuru üzümdeki kalıntı ve kalite sorunlarını üreticilerle birlikte masaya yatırmak üzere bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini dile getiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Almış ise; ülkemizde üretilen 300 bin ton civarı çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 8590’ının ihraç edildiğine işaret ederek, "İhraç ettiğimiz 250 bin ton civarı çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 80-85 gibi çok önemli bir kısmını Avrupa Birliği ülkelerine ihraç ederek ülkemize döviz kazandırıyoruz. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız, bir önceki sezona göre bugün itibarıyla miktar bazında yüzde 36 artışla 235 bin ton oldu" dedi.
Türkiye Yaş Meyve ve Sebze İhracatçı Birliklerinin daveti üzerine Seyşeller Cumhuriyeti'nden gelen 3 kişilik teknik heyet, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileriyle görüştü. Heyet, Mersin, Adana ve Antalya'daki üretim alanları ve paketleme tesislerinde incelemeler yaptı. Akdeniz İhracatçı Birlikleri'nden (AKİB) yapılan açıklamaya göre, Seyşeller Cumhuriyeti'nden yaş meyve ve sebze ihracatında alternatif pazar arayışları kapsamında davet edilen Bitki Biyolojik Koruma Dairesi Şefi Keven Selwyn Nancy, Uluslararası İlişkiler ve Ticaret Şubesi Sorumlusu Randy Garry Donald Stravens ile Sınır Kontrol ve Karantina Dairesi Şubesi Sorumlusu Bobb Petrousse Türkiye'ye geldi.
AHK’dan Antalya OSB’ye yeni fabrika
Gemi ve yat ihracatı "tam yol ileri" Gemi ve yat sektörünün yılın ilk yarısındaki ihracatı yüzde 76,6'lık rekor artışla 647 milyon 44 bin dolara ulaşırken, bu alanda ülke dış satımının yüzde 89'unu İstanbul ve Yalova gerçekleştirdi. Ocak-Haziran döneminde, gemi ve yat ihracatının 576 milyon 190 bin dolarını karşılayan iki kentten İstanbul'un sektörel dış satımı yüzde 77,28, Yalova'nın ise yüzde 120 artış kaydetti. TİM kayıtlarından yapılan derlemeye göre, 2016 Ocak-Haziran döneminde, 366 milyon 332 bin dolar olan sektör dış satımı, bu yılın aynı sürecinde yüzde 76,6'lık artışla 647 milyon 44 bin dolara yükseldi. Sektör, geçen yılın Haziran ayında 58 milyon 325 bin dolar olan ihracatını ise bu yılın aynı ayında yüzde
178'lik artışla 162 milyon 120 bin dolara taşıdı. Dalgalı bir seyir izleyen gemi ve yat sektörünün dış satımı,Ocak'ta yüzde 57, Şubat'ta yüzde 40, Martta yüzde 87 artmış, Nisan ayında ise yüzde 16 gerilemişti. Yılın ilk yarısında, aylık bazdaki en yüksek oranı ise yüzde 237'lik rekor artışla Mayıs ayında yakalamıştı. İhracatı İstanbul ve Yalova sırtladı Sektör dış satımının büyük bölümünü karşılayan İstanbul'un 2016'nın ilk yarısında 255 milyon 284 bin dolar olan ihracatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 77,28'lik artışla 452 milyon 575 bin doları gördü. İstanbul, Türkiye'nin toplam gemi ve yat ihracatından yüzde 69,94 pay aldı.
Ege’nin balığı Turkish Cargo ile Kuveyt sofralarında Dünyanın en geniş taşıma ağına sahip hava kargo şirketi Turkish Cargo, yolcu ve kargo uçakları ile dünyanın dört bir yanına ulaştırdığı taze balık gönderileri için bir yeni servis noktasını daha taşıma ağına ekledi. Ege Denizi’nden çıkan balıklar taze olarak Kuveyt’e transfer edilecek. Turkish Cargo, Bodrum’da yetiştirilen balıkların taze bir şekilde Kuveyt’e ulaştırılması için, direkt icra edilen Bodrum - Kuveyt yolcu seferleri ile taze balık gönderimine başladı. Her hafta Cumartesi günleri icra edilen seferle Turkish Cargo, Bodrum’da yetiştirilen balıkları, ürün tazeliğini ve kalitesini koruyarak aynı gün içerisinde Kuveyt’teki alıcılarına ulaştırmayı hedefliyor.
Bölgenin balık ihracatına katkı Su ürünleri pazarında, ihraç edilen her dört balıktan üç tanesini yetiştiren Ege Bölgesi’nden, gelen talepler doğrultusunda, 30 Haziran’dan itibaren icra edilen Bodrum - Kuveyt (BJV-KWI) yolcu seferlerinin kargosuyla taze balık gönderilerek, bölgenin su ürünleri ihracatına katma değer oluşturuluyor.
109
SEKTÖRLER
Türkiye ve yurtdışında birçok önemli otel projesine imza atan AHK, Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde temeli atılan yaklaşık 18 milyon TL tutarında ikinci fabrikasının inşaatına başladı. Otel, rezidans, avm gibi yapıların “anahtar teslim” projelerine imza atan ve özel tasarım projeleriyle dünya markası haline gelen AHK Antalya OSB’de temelini attığı 2’nci fabrikası ile kapasitesini yüzde 50 artırmayı hedefliyor. Firma, yılsonunda 40 milyon dolar ihracat, 210 milyon lira ciro hedefliyor. Dubai’de İtalyan markası Bulgari Hotel & Resort’ün iç dekorasyonunu ‘anahtar teslimi’ proje olarak aldıklarını belirten AHK Worldwide Yönetim Kurulu Başkanı / İç Mimar Haldun Kilit, yurtdışında yaptıkları projelerle de Türkiye ekonomisine katkı sağladıklarını vurguladı. Batı Akdeniz İhracatçı Birliği (BAİB) tarafından 2016’da en fazla ihracat yapan firmalar arasında 2’nci sırada yer aldıklarını anımsatan Kilit, 2016’da 19 milyon 700 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini kaydetti. Bu yıl sonu 40 milyon dolarlık ihracat hedeflediklerini anlatan Kilit, şöyle devam etti: “AHK Factory’de 20 bin metrekare kapalı alanda yıllık 5 bin otel odası ve onlarca otelin genel mekanını üretebiliyoruz. Mobilya ihracatımız da artacak. Geçen yıl Türkiye’de 170 milyon TL ciro gerçekleştirdik. 2017 yılsonu itibarıyla Türkiye cirosu olarak 200 milyon lira hedefledik. Yurtdışı şirketimizin cirosuda 200 milyon dolar. Türkiye’de 2016’ya göre önemli miktarda büyüdük. Bu büyüme yılsonu itibarıyla yüzde 60’a ulaşacak."
BİRLİK / BÖLGELER
Üç sektör ilk kez bir arada Türkiye’de ilk defa gıda, ambalaj ve ev dışı tüketim sektörleri aynı tarihte, aynı çatı altında buluşuyor. CNR Expo Yeşilköy’de organize edilen CNR Food İstanbul ve CNR Ambalaj fuarları ile EDT - Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçileri Buluşması sektör için bu güne kadar yapılmış en kapsamlı ticari platform olacak. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, CNR Holding ve Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği’nin 20-23 Eylül 2017 tarihleri arasında İstanbul CNR Expo Yeşilköy’de düzenleyeceği CNR Food İstanbul ve CNR Ambalaj İstanbul fuarları ile Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçilerinin buluşması için çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Toplam 80 bin metrekarelik alanda, 8 salonda düzenlenen bu büyük organizasyon, 84 ülkeden 65 bin ziyaretçiyi sektörle buluşturarak ihracatın gelişmesine önemli katkı sağlayacak. Gıda toptancıları, zincir marketler, tekil ve zincir otel, restoran, cafe, yemek ve catering şirketleri gibi kurumların işletme sahipleri satın almacıları, şefleri tarafından yoğun ilgi görecek olan organizasyonun ticari
hacmi de yüksek olacak. Ev Dışı Tüketim Derneği’nin (ETÜDER) CNR Food İstanbul Fuarı'na verdiği destekle çok daha güçlü bir fuar gerçekleştireceklerine vurgu yapan İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, “Türkiye’de ilk kez gıda, ev dışı tüketim tedarikçileri ve ambalaj
sektörlerinin eş zamanlı olarak buluşmasının ekonomimize önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Fuarımızda 60 bin metrekare alanda 1000’in üzerinde markanın katılımıyla, 35 bin profesyoneli ağırlamayı hedefliyorduk fakat ETÜDER’in de katılımıyla fuarı büyütme kararı aldık. Fuarda binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlayacağız” dedi.
MARMARA
200 ülkeye mobilya ihraç ediyoruz İstanbul Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, bir milyon doların üzerinde dış satım yapan firma sayısı 589’u bulan ve dünya ihracat sıralamasında 12’nciliğe yerleşen Türk mobilya sektörünün, 10 yıl önce 2 doların altında olan ihracat kilogram fiyatını 3,80 dolara taşıdığını bildirdi. Güleç, 2002, 2003 yıllarında 350 milyon dolar ihracat yapan mobilya sektörünün, 2016’da 2 milyar 600 milyon doların üzerinde dış satım gerçekleştirdiğini söyledi. Güleç, bu başarının dünya 110
pazarlarından daha fazla pay alarak sağlandığını vurgulayarak “Son 15 yılda dünya mobilya ihracat sıralamasında 23'üncü sıradan 12'nci sıraya yükseldik. Geriye baktığımızda İsveç, İspanya gibi ülkeler var. Hedefimiz, 2023 yılında dünyada ilk 5 mobilya ihracatçı ülkesi içinde yer almak” diye konuştu. Mobilya sektörünün,
eskiden ihracatının yüzde 60’ını Irak ve Libya’ya yaptığını, şimdi ise pazarı tüm dünya olarak kabul ettiklerini belirten Güleç “Bugün ilk 5’te Fransa, Almanya, İngiltere, ABD var. Bir yandan da Türkmenistan, Suudi Arabistan, BAE var. 200 gümrük bölgesine mobilya satıyoruz ve ilk 5’te de dünya karması var. Mesela yine güçlü ülkelerde bir tanesi Vietnam. Ama bakıyoruz en büyük pazarı sadece ABD. Yani ABD ile arasında bir ticari anlaşmazlık olduğu zaman sektör ölüyor ama bizim Türkiye mobilya sektörü öyle değil. Çoklu olarak büyüyor, yani her tarafa eşit mesafede gidiyoruz” diye konuştu.
Marmarabirlik'e EZZİB'ten ziyaret Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, UZZK'nın son genel kurulunda usulsüzlük yapıldığına işaret ederek "UZZK'nın 6 Temmuz'da gerçekleşen genel kurulunda bazı usulsüzlükler mevcuttur. Genel Kurulun iptali için Bakanlığın Teftiş Kurulu'na yazımızı yazdık. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz. UZZK Yönetimi mutlaka değişmeli, yeni üye müracaatları kabul edilmelidir. Bakanlıktan bu konuda çözüm bekliyoruz. UZZK'nın mevcut haliyle sektörü temsil etmediğini düşünüyoruz. UZZK'da sofralık zeytin sektörünü temsil eden bir kişi bile yoktur, sektörün tamamını kucaklayan şaibelere yer bırakmayan, ayrıştırıcı değil, birleştirici bir çatı kuruluşu istiyoruz" diye konuştu.
Denizli ihracatı yüz güldürdü Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Süleyman Kocasert, Denizli'nin Haziran ayı ihracatının geçen yıla göre yüzde 4,8 artarak 255 milyon dolar olarak gerçekleştiğini söyledi. DENİB Haziran ayı ihracat rakamlarını açıkladı. DENİB Başkanı Süleyman Kocasert, Denizli ihracatındaki artışın devam ettiğini belirterek, "TİM tarafından açıklanan verilere göre ilimiz ihracatı Haziran ayında yüzde 4,8 arttı ve 255 milyon dolara ulaştı. Ocak-Haziran döneminde ise ilimiz ihracatının yüzde 6,9 yükselişle 1,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz" dedi. Kocasert, Haziran ayında Denizli İhracatçılar Birliği tarafından kayda alınan ihracatın, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,2 artarak 205 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ifade ederek, 2017'nin ilk 6 aylık döneminde kayda alınan ihracatın geçen yıla kıyasla 1,2 milyar dolar ile 10,4 artış gösterdiğini söyledi. Ülke ihracatında yılın ilk yarısında güçlü artış Ülke ihracatının yılın ilk yarısında güçlü
Aynı zincirin halkalarıyız EZZİB Başkanı Davut Er ise; kısır çekişmelerin içinde yer almak istemediklerini vurgulayarak şunları söyledi; "Marmarabirlik ile EZZİB arasında bugüne kadar sıkıntı varmış gibi bir algı yaratıldı. Bizler üretici birliklerinin rakibi değil, tamamlayıcısıyız. Bizler aynı zincirin halkalarıyız. Zincirin tamamı çalışırsa, sektör çalışır. Siz üretirseniz, biz ihraç ederiz. Üretici kazanırsa, ihracatçı kazanır" şeklinde konuştu.
Stratejik inovasyon eğitimi düzenlendi
SÜLEYMAN KOCASERT DENİB Başkanı
bir şekilde arttığını anlatan Kocasert, "Haziran ayında yüzde 1,8 artış oranıyla 12,1 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatımız yüzleri güldürdü. Yılın ilk yarısında ise ülke ihracatımızdaki artış yüzde 8,2 ile 76,3 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. 'İhracat Atılım Yılı' olarak belirlenen 2017'nin ilk yarısında böylesine olumlu bir tabloyla karşılaşmamız son derece cesaretlendirici ve motive edici. Aynı zamanda yılın ikinci yarısı için de umut verici" diye konuştu.
DENİB Akademi, 12 Temmuz 2017 Çarşamba günü DENİB Nihat Zeybekci Toplantı Salonu’nda, 13 Temmuz 2017 Perşembe günü de Denizli İhracatçılar Birliği ve Uşak Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğiyle Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda Stratejik İnovasyon Eğitimi’ni gerçekleştirdi. Eğitimde Rönesans Değişim ve Yönetişim Bilimleri Enstitüsü’nden eğitimci Mehmet Nail Şencan, yeniliği algılamak ve kavramak, algı ve kavrama ilkeleri, yenilikçi trendler, üretim üstün süreçler, kalite, müşteri odaklılık, yönetişim, değişim süreci, kurumsal yapılanma ve yenilikçilik, yönetim felsefesi, pazarlama ve satışta yenilikçi dönüşüm, organizasyonel yapılarda yenilikçi dönüşüm, strateji geliştirme, yenilikçi stratejik karar destek sistemleri konularını katılımcıları bilgilendirdi.
EGE
Türkiye genelinde faaliyet gösteren tüm zeytin ve zeytinyağı ihracatçılarının temsilcisi Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) Yönetim Kurulu, Gemlik’te düzenlediği Bölgesel Sektör Toplantısı sonrasında son 5 yıldır Türkiye'nin zeytincilik sektöründe ihracat şampiyonu olan 32 bin üreticinin çatı kuruluşu Marmarabirlik'i ziyaret etti. Marmarabirlik ziyaretinde konuşan EZZİB Başkanı Davut Er, "Ülkemizin ve sektörümüzün çıkarları için Marmarabirlik ve sektörün tüm bileşenleri ile ortak hareket etmeye hazırız" dedi. Görüşme esnasında Zeytincilik Yasa Tasarısı ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin Genel Kurulu ile ilgili gelişmeler değerlendirildi.
111
BİRLİK / BÖLGELER
Batı Akdeniz'de 6 ayda 845,7 milyon dolar ihracat Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Başkanı Mustafa Satıcı, bölgelerinde yılın geride kalan yarısında ihracatın yüzde 20,76 artışla 845 milyon 710 bin 627 dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi. Satıcı, yaptığı açıklamada, Antalya, Burdur ve Isparta illerinden yeni yılın ilk günü itibarıyla başlayan ihracat artışının yılın ilk yarısı boyunca aralıksız sürdüğünü belirtti. Artış oranının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Satıcı, "Geride kalan 6 aylık dönemde Batı Akdeniz'den gerçekleşen ihracat 845 milyon 710 bin 627 dolara yükselirken, ihracat artışı yüzde 20,76 olarak gerçekleşti. Bölgemizden sadece Haziran ayında gerçekleşen ihracat ise yüzde 17,09 artış ile 157 milyon 768 bin 710 dolar oldu. Yılın ilk yarısında
gerçekleşen ihracat rakamlarına ve sektörlerin performansına bakıldığında Batı Akdeniz'den yıl sonunda 1,6 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleşmesi bekleniyor" değerlendirmesinde bulundu. Bu yıl Batı Akdeniz ihracatında 2014 yılına kıyasla daha iyi bir performans sergilendiğine işaret eden Satıcı, bölgeden 2014 yılında 1,6 milyar dolar ihracat gerçekleştiğini ve bu rakamın o tarihe kadar gerçekleşen en yüksek ihracat olduğunu hatırlattı.
AKDENİZ
AKİB'in ihracatında artış
MAHMUT ARSLAN AKİB Koordinatör Başkanı
Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Koordinatör Başkanı Mahmut Arslan, 2017'nin ilk 6 ayında, 6 milyar 120 milyon 112
dolarlık ihracat rakamına ulaşılarak, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 24,3'lük artış sağlandığını bildirdi. Arslan, yazılı açıklamasında, AKİB'in, geçen aylarda yakaladığı ihracat artışı grafiğini Haziran ayında da sürdürdüğünü ve bu rakamın diğer aylarda da artacağına inandığını belirtti. Haziran ayında 868 milyon dolarlık ihracat rakamının yakalandığını belirten Arslan, "2016 yılının ilk 6 ayında 4 milyar 922 milyon dolar olan ihracatımız, 2017 yılının aynı döneminde 6 milyar 120 milyon dolara yükseldi. Bu durumda yüzde 24,3'lük ihracat artışı gözleniyor" ifadesini kullandı. Arslan, ihracat artışında ipi, yüzde 22 ihracat artışı sağlanan "yaş meyve ve sebze" sektörünün göğüslediğini belirterek, Haziran ayında en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 5 ülkenin ise Irak, ABD, Mısır, İtalya ve Birleşik Krallık olduğunu kaydetti.
Satıcı, istatistiklere bakıldığında 2014 yılının ilk 6 ayında 817 milyon dolar ihracat gerçekleştiğini vurguladı. Yılın ilk yarısında en fazla ihracatı maden sektörünün yaptığını belirten Satıcı, şunları kaydetti: "Maden sektörünün ihracat artışı yüzde 38,99’a yükseldi. Çin pazarının önemli aktörlerinden olan sektör temsilcileri, geliştirdikleri alternatif pazarlarla birlikte bölge ihracatının gelişmesine önemli katkı sağladılar. Bu dönemde yaş meyve sebze sektörü de ihracat rakamı ile bölge çiftçisinin destekçisi oldu."
BAİB 17 firmayla devler listesinde
TİM tarafından açıklanan verilere göre "İlk 1000 İhracatçı Firma” listesine BAİB üyesi 17 firma girme başarısı gösterdi. Geçen yıla oranla listeye giren BAİB üyesi firma sayısı 10’dan 17’ye yükseldi. Listeye girme başarısı gösteren BAİB üyeleri; yaş meyve sebze, mermer, tohum, tekstil ve kimya sektöründe faaliyet gösterirken, BAİB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, "İlk 1000 firma arasına giren üyelerimizi kutluyoruz. Firmalarımız gurur kaynağımız oldu” dedi.
bulunduğu Türk Heyeti tarafından ziyaret edildi. Ayrıca, Türk pavilyonu ve firmaların info stantları birçok resmi delegasyon tarafından ziyaret edilmiş ve firmalar açısından ikili görüşmelerinin olumlu geçtiği gözlemlendi. 1 Haziran günü Courtyard Marriott Otel’de
düzenlenen “IDET 2017 Türk Savunma Sanayi Resepsiyonu”na, Çek firmalarının temsilcileri ile beraber Çekya Savunma Bakan Yardımcısı Tomas Kuchta da katılarak, iki ülke arasında bundan sonraki süreçte işbirliklerinin artarak devam edeceğine inancını dile getirdi.
Hububat sektörüden Thaıfex-World Of Food Asia 2017 Fuarı’na milli katılım Tayland’ın Bangkok kentinde 31 Mayıs - 4 Haziran 2017 tarihlerinde gerçekleştirilen ve bu yıl 13’üncüsü düzenlenen THAIFEX-World of Food Asia 2017 Fuarı’na Türkiye başta olmak üzere Çin, Kamboçya, Almanya, Endonezya, İtalya, Japonya, Kore, Malezya, Filipinler, Singapur, Vietnam gibi 30 ülkeden gıda sektöründe faaliyet gösteren 2 binin
Savunma sanayi Çekya’da temaslarda bulundu 31 Mayıs – 2 Haziran 2017 tarihlerinde Çekya’nın Brno kentinde gerçekleştirilen IDET 2017 Uluslararası Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Fuarı’na Birliğimiz ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) işbirliğinde katılım sağlandı. Türkiye’nin partner ülke olarak yer aldığı fuara Türk pavilyonunda; Aselsan, AVS Tekstil, BMC, İşbir, Katmerciler Araç Üstü Ekipman San. ve Tic. A.Ş.,Medyacity,Nurol Teknoloji,Roketsan A.Ş.,Saha İstanbul,Vestel - Ayesaş firmaları da info standları ile yer aldılar. Fuar sırasında Türk pavilyonu, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Köksal Liman ve T.C. Prag Büyükelçisi Ahmet Necati Bigalı’nın
113
ORTA ANADOLU
üzerinde firma ve 45 bini aşkın ziyaretçi katıldı. Orta Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği sektörünün Güneydoğu Asya'daki en önemli fuarı niteliği taşıyan fuara, 35 firma ile milli katılım organizasyonu gerçekleştirdi. Fuarın ilk günü Tayland Başbakan
Yardımcısı Somkid Jatusripitak ve Ticaret Bakanı Apiradi Tantraporn ile T.C. Bangkok Büyükelçisi Evren Dağdelen Akgün ve Ticaret Müşaviri Burak Balkan Türkiye pavilyonunu ziyaret etti Fuarın ikinci günü olan 1 Haziran 2017 tarihinde Bangkok Ticaret Odası ve OAİB’in işbirliğinde Türk ve Taylandlı firmaların katılımıyla ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi. Birlik tarafından 2 Haziran 2017 tarihinde fuar katılımcısı firmalar onuruna bir akşam yemeği verildi. Fuarın son gününde ise Türk firmaları için bir alım programı gerçekleştirilerek firmalarımızın Taylandlı firmalarla görüşme yapması ve ürünlerini tanıtma imkânı sağlandı. Fuar süresinde info standı gezen ziyaretçilere tatlı ve tuzlu unlu mamuller tariflerini içeren İngilizce yemek kitabı ile sektörü tanıtan katalog dağıtıldı. Aynı zamanda, fuar süresince mutfak önlüğü ve çanta hediye edildi. Kum sanatçısı Veysel Çelikdemir'in un ve kum ile yaptığı gösterilere ziyaretçiler büyük ilgi gösterdi. Ayrıca Birliğimizin standında Şef Aşçı Emin Aydemir tarafından kurabiye, börek, poğaça vb. unlu mamul ürünleri hazırlanarak ziyaretçilere ikram edildi ve şov yapıldı.
BİRLİK / BÖLGELER
Trabzon, Rusya'ya ihracatta 4'üncü sırada Trabzon'dan Rusya'ya bu yılın ocak-haziran döneminde 66 milyon 469 bin 133 dolarlık ihracat yapıldı. Kentten Rusya'ya yılın ilk 6 aylık döneminde gerçekleştirilen ihracat miktarı 111 bin 750 tona ulaştı. Bu ihracattan 66 milyon 469 bin 133 dolar gelir elde edildi. Trabzon'dan geçen yılın aynı döneminde Rusya'ya 32 bin 421 tonluk ihracat yapılmış ve karşılığında 27 milyon 300 bin 944 dolar gelir elde edilmişti. Söz konusu dönemler itibarıyla Trabzon'dan Rusya'ya yapılan ihracat, miktar bazında yüzde 244, değer bazında ise yüzde 143 artış gösterdi.
ihracat gerçekleştirildiğini söyledi. Rusya'ya 64 ilden ihracat yapıldığını belirten Gürdoğan, bu iller arasında Trabzon'un 4’üncü sırada yer aldığını ifade etti. Gürdoğan, Trabzon'un ihracatta önemli bir konumda olduğuna işaret ederek, kentten Rusya'ya yapılan ihracatın, geçen yılın aynı dönemine göre değer olarak yüzde 143 arttığına dikkati çekti.
Rusya Federasyonu en öncelikli pazarlarımız arasında İki ülke arasında yaşanan normalleşme sürecine bağlı olarak ihracatın ilerleyen dönemlerde daha da üst seviyeye ulaşacağını öngördüklerini dile getiren Gürdoğan, "Bölgemiz açısından baktığımızda Rusya Federasyonu en öncelikli pazarlarımız arasında bulunuyor" dedi.
Trabzon, Rusya'ya ihracatta 4'üncü sırada DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Türkiye'den Rusya Federasyonu'na yılın 6 aylık döneminde 1 milyar 110 milyon 867 bin 508 dolarlık
KARADENİZ
205 bin ton fındık ihraç edildi KFMİB Başkanı Edip Sevinç, 2016-2017 fındık ihracat sezonunda 10 ayın geride kaldığını belirtti. Türkiye'den 1 Eylül 201630 Haziran 2017 arasında 205 bin 282 ton iç fındık ihraç edildiğini ifade eden Sevinç, "Bunun karşılığında 1 milyar 664 milyon 87 bin dolar gelir elde edildi. Veriler, geçen sezona göre miktarda yüzde 6,8, değer bazında ise yüzde 18,6 azalış olduğunu gösteriyor" dedi. Sevinç, geçen sezonun aynı döneminde 220 bin 210 ton iç fındık ihracatı gerçekleştiğini, karşılığında ise 2 milyar 44 milyon 661 bin dolar gelir elde edildiğini kaydetti. Fındık ihracatının büyük kısmının önceki yıllarda olduğu gibi AB ülkelerine yapıldığına işaret eden Sevinç, AB dışındaki ülkeler ile deniz aşırı ülkelere de ürün satıldığını söyledi. Sevinç, 2016-2017 sezonunun 31 Ağustos'ta sona ereceğini ve Türkiye'nin fındık ihracatını artırması noktasında ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. 114
Doğu Karadeniz'den 101 ülkeye ihracat yapıldı Doğu Karadeniz'den, bu yılın Ocak-Haziran döneminde, 101 ülkeye 701 milyon 145 bin 829 dolarlık ihracat gerçekleştirildiği bildirildi. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, yaptığı yazılı açıklamada, sorumluluk alanlarındaki Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane'den 2017'nin 6 ayında 101 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini belirtti. Bölgeden 701 milyon 145 bin 829 dolarlık ihracat yapıldığını açıklayan Gürdoğan, geçen yılın aynı döneminde ihracat rakamının 737 milyon 152 bin 108 dolar olduğunu ve geçen yıla göre yüzde 4,9 düşüş yaşandığını aktardı. Gürdoğan, Ocak-Haziran aylarında ihracatta ürün sıralamasında 425 milyon 834 bin 592 dolarlık fındık ve mamullerinin birinci, 120 milyon 110 bin 447 dolar tutarındaki ihracatla yaş meyve ve sebze ürünlerinin ikinci, 68 milyon 303 bin 851 dolar tutarındaki ihracatla
madencilik ürünlerinin ise üçüncü sırayı aldığını bildirdi. Doğu Karadeniz'den 2017'nin altı ayında 101 ülkeye ihracat yapıldığına değinen Gürdoğan, en fazla ihracatın sırasıyla İtalya, Almanya, Rusya Federasyonu, Fransa ve Gürcistan'a yapıldığına işaret etti. Gürdoğan, en çok ihracatın yapıldığı bu ülkelerden Rusya Federasyonu'na yönelik ihracatta yüzde 143 artış yaşandığını belirterek, "AB ülkelerine ihracatta kısmi düşüşler görüldü. Çin'e yapılan ihracatta yüzde 21, Güney Kore'ye yüzde 330, Suudi Arabistan'a yüzde 250, İran'a yüzde 117, Katar'a yüzde 100 ve Hindistan'a yapılan ihracatta ise yüzde 128 artış yaşandı" ifadelerini kullandı.
İhracatta Doğu atağa kalktı
Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Abdülkadir Çıkmaz, yılın ilk yarısında yaklaşık 100 milyon dolarlık kuru meyve ve mamulleri ihracatı yaptıklarını bildirdi. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliklerinden (GAİB) yapılan açıklamaya göre, Çıkmaz başkanlığındaki Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçılar Birliği yönetimi, sektördeki gelişmeleri değerlendirmek üzere Malatya'da bir araya geldi. İhracat verilerinin ele alındığı toplantıda, Türkiye'nin AB'yi ihraç edilen kuru kayısı ve kuru üzüm kontrol sıklığı değişikliği de ele alındı. Çıkmaz, toplantının ardından yaptığı yazılı değerlendirmede, dünyanın farklı kıtalarına kuru meyve ve mamulleri ihracatı gerçekleştirildiğini, yılın ilk yarısında yaklaşık 100 milyon dolarlık ihracata imza atıldığını belirterek "Yeni ürün hasadı başladı. Bu ürünlerin işlemlerinin tamamlanmasının ardından ihracatına başlayacağız" ifadelerini kullandı. Sektördeki gelişmeleri analiz etmek için sektör temsilcileriyle kayısının merkezi Malatya'da bir araya geldiklerini dile getiren Çıkmaz, toplantının çok verimli geçtiğini kaydetti.
Irak İlk sırada Bölgeden gerçekleştirilen ihracatın oldukça sevindirici olduğunu ve her geçen gün artışa geçtiğini belirten yetkililer, geçtiğimiz ay bölgeden yapılan ihracatın 152 milyon 115 bin dolara ulaştığını belirten yetkililer, ihracatta ilk sırayı Irak’ın aldığını, ikinci sırada İran yer alırken bu ülkeleri Azerbaycan’ın takip ettiğini söyledi. Bölgenin 6 aylık ihracat performansının sevindirici olduğunu belirten DAİB Başkanı Cemal Şengel, yılın ilk yarısının güzel geçtiğini ikinci yarıda ciddi bir toparlanma beklendiğini bölgedeki yatırımların ihracatı olumlu etkileyeceğini aktardı.
Güneydoğu’dan 184 ülkeye ihracat Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliklerini (GAİB) ziyaret eden Kredi Garanti Fonu (KGF) Genel Müdürü İsmet Gergerli ve beraberindeki heyete GAİB Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz ve Hububat,
ABDULKADIR ÇIKMAZ GAİB Koordinatör Başkanı
Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mahsum Altunkaya bilgi verdi. 2017 yılı sonunda belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için ihracatçıların yoğun bir mesai sarf ettiğini belirten GAİB Koordinatör Başkanı Çıkmaz, bu yılın ilk 6 ayında ihracatta artış yaşandığını söyledi. Elde edilen başarıda son dönemlerde devlet desteklerindeki gelişme ve ihracatçıların dünya pazarlarındaki ısrarlı çalışmalarının da yattığını belirten Çıkmaz, "Bölgemizden 2017 yılının ilk 6 ayında 3 milyar 939 milyon 584 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Bölge ihracatımızda Ortadoğu ülkeleri yüzde 54,1 payla ilk sırada yer almış olup, AB ülkeleri 18,3 payla ikinci, Afrika ülkeleri de yüzde 10,7 ile üçüncü sırada yer almakta. Bu süreçte toplam 184 ülkeye ihracat gerçekleştirildi" dedi. Çıkmaz, 2017 yılının son 6 ayında sonuçların istenilenin üzerinde gerçekleştirilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi.
115
DOĞU & G. DOĞU ANADOLU
Kuru meyve ve mamulleri ihracatçıları Malatya'da
2017 yılının ilk yarısına dair açıklanan ihraçta verilerine göre Doğu illeri büyük gelişme gösterdi. İhracat konusunda bu yıl güzel adımların atıldığını belirten Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği (DAİB) yetkilileri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunan 17 ilde yılın ilk 6 aylık sürecindeki ihracat oranı yüz güldürüyor. Bölgenin terörden temizlenmesi ve güven ortamının sağlanması ile bölgedeki illerden gerçekleştirilen ihracat rakamları da oldukça yükseldi. DAİB verilerinden alınan bilgilere göre 2017 yılının Ocak – Haziran döneminde bölgedeki 17 ilden 171 ülkeye ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılı ihraçta verilerinin 2016 yılı ile karşılaştırıldığında önceki yıla göre tarımda yüzde 5 oranında, maden sektöründe ise yüzde 4 oranında artış gösterdiğini belirten yetkililer, bölgedeki illerden bu dönemde toplamda 906 milyon 132 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini söyledi.
HAZİRAN 2017 İTİBARIYLA GÜNDEM KAPAK GÜNDEM İHRACAT RAKAMLARI TÜRKİYE İHRACATI
En fazla ihracat yapılan ilk 20 ülke arasında Haziran'da en fazla ihracat artışı yüzde 89,1 ile Rusya'ya gerçekleşti. Haziran ayında 122 ülkeye ihracat artarken 109 ülkeye ihracat geriledi.
● Son 12 aylık dönemde ihracat yüzde 4,5 artışla 147 milyar 329 milyon dolar olarak kayda geçti. ● Haziran'da miktar bazında ihracat yüzde 4,1, ilk 6 ayda ise yüzde 12,6 artış gösterdi. ● Yılın ilk 6 ayında ihracatın yüzde 8,2 artışla 76 milyar 383 milyon dolar oldu.
MİLYON DOLAR İNGİLTERE
ALMANYA
259
546
722
MİLYON DOLAR ROMANYA
MİLYON DOLAR FRANSA
510
MİLYON DOLAR İSPANYA
12.069.514.000
DOLAR OLARAK GERÇEKLEŞTİ
MİLYAR DOLAR
MİLYON DOLAR HOLLANDA
MİLYON DOLAR ABD
YÜZDE %1,8 ARTIŞLA
1,27
797
306
HAZIRAN AYINDA İHRACAT
285
730
MİLYON DOLAR İTALYA
MİLYON DOLAR İSRAİL
594
MİLYON DOLAR IRAK
ANA ÜRETİM GRUPLARININ İHRACATTAN ALDIĞI PAY
Madencilik %3,0
Tarım %13,3
Sanayi %83,7
İLLERE GÖRE HAZİRAN AYI İHRACAT DAĞILIMI
5,16
MİLYAR DOLAR
İSTANBUL
1,05
MİLYAR DOLAR
KOCAELİ
1,25
MİLYAR DOLAR
BURSA
740
MİLYON DOLAR
İZMİR
ANA ÜRETİM GRUPLARININ MART AYI İHRACATINDAN ALDIĞI PAY Sektör bazında Haziran ayında en fazla ihracatı 2 milyar 500 milyon dolarla otomotiv sektörü gerçekleştirdi. Bu sektörü 1 milyar 3394 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon ile 1 milyar 286 milyon dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti.
354
Hayvansal ürünler
%2,9
Ağaç ve orman ürünleri
MİLYON DOLAR
186,1
MİLYON DOLAR
%1,5
Tarıma dayalı işlenmiş ürünler
928,5
MİLYON DOLAR
%7,7
Bitkisel ürünler
Kimyevi maddeler ve mamulleri
1,29
MİLYAR DOLAR
%10,7
Sanayi mamulleri
1,06
MİLYAR DOLAR
%8,8
MUŞ
%1076,79 7,89
MİLYAR DOLAR
%65,3
455
MİLYON DOLAR
SAKARYA
486
MİLYON DOLAR
ANKARA
328
MİLYON DOLAR
MANİSA
255
MİLYON DOLAR
DENİZLİ
469
MİLYON DOLAR
GAZİANTEP
84 116
170
MİLYON DOLAR
HATAY
İHRACATI EN FAZLA ARTAN İL İhracatını Hazairan ayında en çok artıran ilk 10 il arasında Muş %1076,79 ile birinci oldu.
HAZİRAN 2017 İHRACAT RAKAMLARI SEKTÖREL BAZDA RAKAMLAR -1000 $ HAZİRAN
SEKTÖRLER
SON 12 AY
2016
2017
Değişim
2016 - 2017
Değişim
Pay(16) (%)
I. TARIM
1.703.009
1.601.503
-6,0
13,3
20.402.382
20.434.809
0,2
14,8
A. BİTKİSEL ÜRÜNLER
1.168.020
1.061.386
-9,1
8,8
14.577.513
14.206.921
-2,5
10,3
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri
532.805
467.507
-12,3
3,9
6.235.151
6.411.558
2,8
4,7
Yaş Meyve ve Sebze
170.140
190.817
12,2
1,6
1.978.067
2.040.025
3,1
1,4
Meyve Sebze Mamulleri
118.828
111.339
-6,3
0,9
1.333.606
1.356.607
1,7
0,9
Kuru Meyve ve Mamulleri
99.357
75.901
-23,6
0,6
1.357.109
1.277.529
-5,9
0,9
Fındık ve Mamulleri
154.725
112.815
-27,1
0,9
2.400.264
1.905.644
-20,6
1,3
Zeytin ve Zeytinyağı
15.907
25.930
63,0
0,2
171.829
265.246
54,4
0,2
Tütün
73.103
73.440
0,5
0,6
1.017.218
870.408
-14,4
0,6
Süs Bitkileri ve Mamulleri
3.157
3.637
15,2
0,0
84.269
79.905
-5,2
0,1
155.034
186.160
20,1
1,5
1.776.379
2.058.596
15,9
1,4
155.034
186.160
20,1
1,5
1.776.379
2.058.596
15,9
1,4
379.955
353.957
-6,8
2,9
4.048.490
4.169.292
3,0
2,8
379.955
353.957
-6,8
2,9
4.048.490
4.169.292
3,0
2,8
II. SANAYİ
9.788.410
10.100.383
3,2
83,7
108.154.447
113.095.255
4,6
76,8
A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER
1.010.422
928.486
-8,1
7,7
11.372.016
11.234.977
-1,2
7,6
Tekstil ve Hammaddeleri
713.443
648.464
-9,1
5,4
7.961.333
7.848.747
-1,4
5,3
Deri ve Deri Mamulleri
124.400
116.694
-6,2
1,0
1.422.603
1.425.839
0,2
1,0
Halı
172.579
163.328
-5,4
1,4
1.988.080
1.960.390
-1,4
1,3
B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM.
1.316.136
1.286.393
-2,3
10,7
14.445.994
14.857.891
2,9
10,1
C. SANAYİ MAMULLERİ
7.461.852
7.885.503
5,7
65,3
82.336.438
87.002.388
5,7
59,1
Hazırgiyim ve Konfeksiyon
1.526.216
1.394.579
-8,6
11,6
17.510.514
16.451.100
-6,1
11,2
Otomotiv Endüstrisi
2.147.765
2.500.046
16,4
20,7
22.395.914
26.512.779
18,4
18,0
Gemi ve Yat
58.325
162.120
178,0
1,3
958.361
1.253.582
30,8
0,9
Elektrik Elektronik ve Hizmet
925.528
878.707
-5,1
7,3
10.339.656
9.785.177
-5,4
6,6
Makine ve Aksamları
474.822
509.098
7,2
4,2
5.510.389
5.437.821
-1,3
3,7
Demir ve Demir Dışı Metaller
538.464
561.659
4,3
4,7
6.123.242
6.183.760
1,0
4,2
Çelik
903.306
904.137
0,1
7,5
8.992.541
10.448.234
16,2
7,1
Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri
239.476
232.389
-3,0
1,9
2.746.177
2.579.076
-6,1
1,8
Mücevher
156.341
253.072
61,9
2,1
2.326.878
3.039.688
30,6
2,1
Savunma ve Havacılık Sanayii
143.121
156.565
9,4
1,3
1.741.021
1.658.357
-4,7
1,1
İklimlendirme Sanayii
335.511
324.925
-3,2
2,7
3.590.869
3.553.701
-1,0
2,4
Diğer Sanayi Ürünleri
12.976
8.207
-36,8
0,1
100.874
99.112
-1,7
0,1
III. MADENCİLİK
361.235
367.628
1,8
3,0
3.676.472
4.307.678
17,2
2,9
11.852.654
12.069.514
1,8
100,0
132.233.302
137.837.742
4,2
93,6
8.744.873
9.491.410
8,5
6,4
140.978.175
147.329.152
4,5
100,0
B. HAYVANSAL ÜRÜNLER Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ Mobilya,Kağıt ve Orman Ürünleri
T O P L A M (TİM*) İhracatçı Birlikleri Kaydından Muaf İhracat T O P L A M (TİM+TUİK*)
Pay(16) (%) 2015 - 2016
117
GÖSTERGELER Haziran ayı en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke (1000$) ÜLKE (Bin$) ALMANYA BİRLEŞİK KRALLIK İTALYA BİRLEŞİK DEVLETLER IRAK FRANSA İSPANYA HOLLANDA İSRAİL ROMANYA
2016 1.215.390,50 780.181,27 717.226,74 632.582,16 568.815,03 560.124,28 443.533,71 334.947,46 266.700,54 271.368,87
2017 1.268.671,27 796.863,25 730.212,17 721.576,43 593.707,09 546.198,02 509.790,91 305.584,36 284.986,51 259.102,14
Haziran ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan ilk 10 ülke (1000$) Değ. % 4,38 2,14 1,81 14,07 4,38 -2,49 14,94 -8,77 6,86 -4,52
ÜLKE (Bin$) LİBERYA İZLANDA SINGAPUR MARSHALL ADALARI MALTA CEBELİ TARIK ŞİLİ RUSYA SOMALI KANADA
2016 5.276.872,55 1.252.368,48 966.184,84 723.071,00 545.670,85 548.803,06 124.064,48 334.922,03 243.266,94 129.765,13
2017 5.159.851,52 1.253.164,09 1.057.670,98 739.584,68 486.047,93 468.892,30 455.047,74 328.457,58 255.026,10 170.181,99
Değ. % -2,22 0,06 9,47 2,28 -10,93 -14,56 266,78 -1,93 4,83 31,15
En fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke sıralamasında Haziran ayında Almanya lider oldu. Haziran’da Almanya’ya yapılan ihracat 1,27 milyar dolar olarak gerçekleşti.
2016 2017 2.147.765,07 2.500.045,85 1.526.216,28 1.394.578,76 1.316.135,52 1.286.393,12 903.306,15 904.137,29 925.527,70 878.706,99 713.442,91 648.464,00 538.464,43 561.658,88 474.822,43 509.098,01 532.804,51 467.506,69 361.234,93 367.628,47
Haziran ayında en fazla ihracat yapan ilk 10 sektörden ihracatını en çok artıran gemi ve yat, zeytin ve zeytinyağı ile mücevher sektörleri oldu.
118
Değ. % 1378,15 1020,70 282,96 194,88 175,84 97,99 94,72 89,11 70,97 70,88
ÜLKE (Bin$) MUŞ TUNCELİ BİNGÖL SAKARYA BİTLİS KASTAMONU ZONGULDAK ÇANKIRI ERZİNCAN KIRIKKALE
2016 75,88 2,66 34,20 124.064,48 158,48 2.494,52 15.300,74 7.859,66 620,42 546,12
2017 892,93 21,66 157,49 455.047,74 546,63 7.122,81 37.136,89 16.334,23 1.223,43 978,82
Değ. % 1076,79 712,67 360,52 266,78 244,91 185,54 142,71 107,82 97,19 79,23
Haziran ayında en çok ihracat artışı yaşanan ülke ise Liberya oldu. Haziran’da Liberya’ya gerçekleşen ihracat yüzde 1378,15 oranında yükseldi.
Haziran ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan ilk 10 sektör (1000$)
Haziran ayı en fazla ihracat yapan ilk 10 sektör (1000$) ÜLKE (Bin$) OTOMOTİV ENDÜSTRİSİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON KİMYEVİ MADDELER VE MAMUL. ÇELİK ELEKTRİK ELEKTRONİK VE HİZMET TEKSTİL VE HAMMADDELERİ DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER MAKİNE VE AKSAMLARI YAĞLI TOHUMLAR VE MAMULLERİ MADENCİLİK ÜRÜNLERİ
2017 44.593,37 19.236,71 43.849,12 18.339,08 69.916,31 17.728,72 27.205,22 237.006,34 12.376,88 89.220,01
Haziran ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan ilk 10 il (1000$)
Haziran ayı en fazla ihracat yapan ilk 10 il (1000$) ÜLKE (Bin$) İSTANBUL BURSA KOCAELİ İZMİR ANKARA GAZİANTEP SAKARYA MANİSA DENİZLİ HATAY
2016 3.016,85 1.716,48 11.449,93 6.219,12 25.346,39 8.954,18 13.971,62 125.326,95 7.239,34 52.211,48
Değ. % 16,40 -8,63 -2,26 0,09 -5,06 -9,11 4,31 7,22 -12,26 1,77
ÜLKE (Bin$) GEMİ VE YAT ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI MÜCEVHER SU ÜRÜNLERİ HAYV. MAM. OTOMOTİV ENDÜSTRİSİ SÜS BİTKİLERİ VE MAM. YAŞ MEYVE VE SEBZE SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİİ MAKİNE VE AKSAMLARI DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER
2016 2017 58.325,26 162.119,97 15.906,68 25.930,34 156.340,66 253.072,20 155.034,37 186.159,81 2.147.765,07 2.500.045,85 3.156,90 3.637,22 170.139,92 190.817,48 143.121,24 156.565,40 474.822,43 509.098,01 538.464,43 561.658,88
Değ. % 177,96 63,02 61,87 20,08 16,40 15,21 12,15 9,39 7,22 4,31
İhracatı Haziran ayında 1 milyar doları aşan sektörler otomotiv, hazır giyim ve konfeksiyon ile kimyevi maddeler ve mamulleri sektörleri oldu.
İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİKLERİ BAZINDA İHRACAT RAKAMLARI (1000 $) HAZİRAN
SON 12 AY
2016
2017
Değişim (%)
Pay (%)
2015 - 2016
2016 - 2017 Değişim (%)
İMMİB
3.302.310
3.418.454
3,5
28,3
35.779.620
37.268.792
4,2
27,0
UİB
2.240.562
2.591.911
15,7
21,5
23.301.583
27.101.289
16,3
19,7
İTKİB
1.663.269
1.517.823
-8,7
12,6
18.791.363
17.982.868
-4,3
13,0
OAİB
819.255
868.835
6,1
7,2
10.237.082
11.207.269
9,5
8,1
AKİB
964.172
921.553
-4,4
7,6
11.138.314
11.159.943
0,2
8,1
EİB
1.008.130
1.005.681
-0,2
8,3
10.655.273
10.984.675
3,1
8,0
GAİB
674.736
584.064
-13,4
4,8
8.184.450
7.784.974
-4,9
5,6
İİB
559.801
487.934
-12,8
4,0
6.111.252
6.530.813
6,9
4,7
DENİB
189.229
204.708
8,2
1,7
2.151.695
2.258.547
5,0
1,6
DAİB
162.994
152.116
-6,7
1,3
1.959.877
1.837.816
-6,2
1,3
BAİB
134.745
157.769
17,1
1,3
1.393.016
1.575.072
13,1
1,1
KİB
79.935
87.791
9,8
0,7
1.756.163
1.239.682
-29,4
0,9
DKİB
53.516
70.877
32,4
0,6
773.614
906.000
17,1
0,7
TOPLAM
11.852.654
12.069.514
1,8
100
4,2
100
Haziran ayında İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterlikleri’nin sergilediği performansta DKİB yüzde 32,4 ihracat artışı ile dikkat çekiyor.
İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterlikleri arasında Haziran ayında İMMİB’in ihracattaki payı yüzde 28,3 olarak gerçekleşti.
Haziran ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan ilk 10 ülke grubu (1000$)
Haziran ayı en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke grubu (1000$) ÜLKE GRUP(Bin$) Avrupa Birliği Ülkeleri Ortadoğu Ülkeleri Afrika Ülkeleri Bağımsız Devletler Topluluğu Kuzey Amerika Serbest Ticaret Diğer Avrupa Ülkeleri Diğer Asya Ülkeleri Uzakdoğu Ülkeleri Diğer Amerikan Ülkeleri Serbest Bölgeler
2016 5.932.962,02 2.150.580,73 987.713,17 744.411,31 715.427,23 367.797,39 393.401,00 193.406,41 127.848,38 170.811,67
Haziran'da AB'nin ihracatımızdaki payı 50,5 oldu. İlk 6 ayda ise AB'ye ihracatımız 3 milyar dolar artış kaydetti.
2017 6.097.760,27 1.937.588,86 928.604,97 871.121,08 842.727,75 386.357,72 375.663,20 234.296,35 166.582,80 152.960,40
132.233.302 137.837.742
Pay (%)
Değ. % 2,78 -9,90 -5,98 17,02 17,79 5,05 -4,51 21,14 30,30 -10,45
ÜLKE GRUP(Bin$) Diğer Amerikan Ülkeleri Uzakdoğu Ülkeleri Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bağımsız Devletler Topluluğu Okyanusya Ülkeleri Diğer Avrupa Ülkeleri Avrupa Birliği Ülkeleri Diğer Asya Ülkeleri Afrika Ülkeleri Ortadoğu Ülkeleri
2016 2017 127.848,38 166.582,80 193.406,41 234.296,35 715.427,23 842.727,75 744.411,31 871.121,08 65.671,31 74.462,81 367.797,39 386.357,72 5.932.962,02 6.097.760,27 393.401,00 375.663,20 987.713,17 928.604,97 2.150.580,73 1.937.588,86
Değ. % 30,30 21,14 17,79 17,02 13,39 5,05 2,78 -4,51 -5,98 -9,90
Haziran ayında Kuzey Amerika'ya ihracat yüzde 17,8, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine yüzde 17, Uzakdoğu'ya ise yüzde 21,1 artış gösterdi.
KAYNAK: TİM 119
ADRES DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. B-BLOK K:9 YENİBOSNA / İSTANBUL TEL: 0 212 454 04 90 - 91 FAKS: 0 212 454 04 13 / 454 04 83 E-POSTA: tim@tim.org.tr WEB ADRESİ: www.tim.org.tr GENEL SEKRETER: DR. HALİL BADER ARSLAN GENEL SEKRETER YRD.: TAMER GÜNDOĞAN GENEL SEKRETER YRD.: MEDINE ATAY GENEL SEKRETER YRD.: CANER ÇOLAK GENEL SEKRETER YRD.: CİHAT GÖK AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ LİMONLUK MAH. VALİ HÜSEYİN AKSOY CAD. NO: 4 YENİŞEHİR/MERSİN TEL: 0 324 325 37 37 FAKS: 0 324 325 41 42 E-POSTA: akib@akib.org.tr WEB ADRESİ: www.akib.org.tr GENEL SEKRETER: İSMET YALÇIN GEN. SEK. YRD: CANAN AKTAN ERDOĞMUŞ BATI AKDENİZ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ ASPENDOS BULVARI NO:221 07200/ANTALYA TEL: 0 242 311 80 00 FAKS: 0 242 311 79 00 E-POSTA: baib@baib.gov.tr WEB ADRESİ: www.baib.gov.tr GENEL SEKRETER: FİSUN PEKTAŞ DENİZLİ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ ANKARA YOLU 10. KM. 246. SOKAK NO: 8 AKKALE/DENİZLİ TEL: 0 258 274 66 88 (PBX) FAKS: 0 258 274 72 22 - 62 E-POSTA: denib@denib.org.tr WEB ADRESİ: www.denib.org.tr GENEL SEKRETER: UĞUR DAYIOĞLU DOĞU ANADOLU İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ CUMHURİYET CAD. EREN İŞ MERKEZİ NO: 86 K: 4-5 / ERZURUM TEL: 0 442 214 11 85 (4 HAT) FAKS: 0 442 214 11 89 - 91 E-POSTA: daibarge@daib.org.tr WEB ADRESİ: www.daib.org.tr GENEL SEKRETER: MURAT KARAPINAR GENEL SEKRETER YRD: MELIH LEYLİOĞLU DOĞU KARADENİZ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ PAZARKAPI MAH. SAHİL CAD. NO: 95, TRABZON TEL: 0 462 326 16 01 FAKS: 0 462 326 94 01 - 02 E-POSTA: dkib@dkib.org.tr WEB ADRESİ: www.dkib.org.tr GENEL SEKRETER: İDRİS ÇEVİK
120
EGE İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ ATATÜRK CAD. NO:382 ALSANCAK İZMİR TEL: 0 232 488 60 00 FAKS: 0 232 488 61 00 E-POSTA: eib@egebirlik.org.tr WEB ADRESİ: www.egebirlik.org.tr GENEL SEKRETER: CUMHUR İŞBIRAKMAZ GENEL SEKRETER YRD: KEMAL COŞKUN GENEL SEKRETER YRD: ÇİĞDEM ÖNSAL GENEL SEKRETER YRD: NERGİS BÜYÜKKINACI
İSTANBUL TEKSTİL VE KONFEKSİYON İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ B-BLOK ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL TEL: 0 212 454 02 00 FAKS: 0 212 454 02 01 E-POSTA: info@itkib.org.tr WEB ADRESİ: www.itkib.org.tr GENEL SEKRETER: BEKİR ASLANER
GÜNEYDOĞU ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ GAZİMUHTARPAŞA BULVARI MÜCAHİTLER MAH. 52012 NO'LU SK. NO: 6 27090 ŞEHİTKAMİL GAZİANTEP TEL: 0 342 211 05 00 (PBX) FAKS: 0 342 221 05 09-10 E-POSTA: gaibevrak@gaib.org.tr WEB ADRESİ: www.gaib.org.tr GENEL SEKRETER VEKILI: MİKAİL İRTEGÜN GENEL SEKRETER YRD: AYDIN KUTLU
KARADENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ ATATÜRK BULVARI NO:19/E 28200 GİRESUN TEL: 0 454 216 24 26 FAKS: 0 454 216 48 42 E-POSTA: kib@kib.org.tr WEB ADRESİ: www.kib.org GENEL SEKRETER T.: BÜLENT CEBECİ
İSTANBUL İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ C-BLOK ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL TEL: 0 212 454 05 00 FAKS: 0 212 454 05 01 - 02 E-POSTA: iib@iib.org.tr WEB ADRESİ: www.iib.org.tr GENEL SEKRETER: İZZET SELÇUK ŞAĞBAN GENEL SEKRETER YRD: DOĞUŞ TOZANLI
ORTA ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ CEYHUN ATUF KANSU CAD. NO: 120 BALGAT/ANKARA TEL: 0 312 447 27 40 (5 HAT) FAKS: 0 312 446 96 05 E-POSTA: oaibwebmaster@oaib.org.tr WEB ADRESİ: www.oaib.org.tr GENEL SEKRETER: ÖZKAN AYDIN
İSTANBUL MADEN VE METAL İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ A-BLOK ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL TEL: 0 212 454 00 00 FAKS: 0 212 454 00 01 E-POSTA: immib@immib.org.tr WEB ADRESİ: www.immib.org.tr GENEL SEKRETER: ARMAĞAN VURDU GENEL SEKRETER YRD: COŞKUN KIRLIOĞLU GENEL SEKRETER YRD: FATİH ÖZER
ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ 2. GELİŞİM SAHASI KAHVERENGİ CAD. NO: 11 16140 NİLÜFER/BURSA TEL: 0 224 219 10 00 FAKS: 0 224 219 10 90 E-POSTA: uludag@uib.org.tr WEB ADRESİ: www.uib.org.tr GENEL SEKRETER: MÜMİN KARACAKAYALILAR GENEL SEKRETER YRD: ÖZCAN KOLBAŞI GENEL SEKRETER YRD: TANSU SİNAĞ
Sao Paolo •
• Prag
Paris •
• Kano
Riga •
Antananarivo •
• Johannesburg
(Madagascar)
Dünyanın en büyük ulaşım ağlarından birini sağlayan Turkish Cargo, işinizi 120 ülkede 295’ten fazla noktaya taşıyor.
www.turkishcargo.com | +90 850 333 0 777