6 minute read
YARIŞMADAN UYGULAMAYA
by tsmd
T.C. MERKEZ BANKASI BURSA ŞUBESİ VE LOJMAN BİNASI
Kütle plastiği ve yüzey ifadeleri ile kurumsal kimlik ve işlevi olumlu şekilde yansıtan Bursa Şubesi yapısının diğer kamu kurumu yöneticilerini de olumlu yönde etkilemesini umut ediyoruz
Advertisement
VAZİYET PLANI
sM: Yapıyı kısaca tanıtır mısınız? Selçuk Baz: Yapı nispeten çok basit bir yapı. Dikeyde 2 ayrı bölgeye ayrılıyor. Yeryüzünde bildiğimiz ofis, gişe, yönetim gibi işlevler ve bazanın altında yüksek güvenlikli para akışının ve hareketinin gerçekleştiği kasaların yer aldığı bölüm. Ama bundan daha önemlisi sanırım yapının kurduğu mimari dil ya da aksan! Yapı düzensiz, dışarıya kapalı ve ağırlıklı olarak mesafeli bir duruş sergiliyor. Bu tutum aslında yapının güvenlik açısından gerçekten üst düzeyde bir durumu olmasından ve bunu dışarıya da alenen ifade ediyor olmasından kaynaklanıyor. Biz bu durumu tasarım sürecinde zırhlı araç olarak nitelendirdik. Bu yapısal kabuk yapıyı sarıp sarmalıyor inceliyor ve derinleşiyor… Dışarıdan kuşatan çevreleyen koruyan bir kabuk ama içeri girdiğinizde o kadar sert olmadığını görüyorsunuz. Yapı çatı kotundan itibaren eksilerek azalarak, döşemeleri yarılarak iç mekana doğru seyreliyor, bu seyrelme etkisi içerde aydınlık 3. Boyutta farklı girişimler üreten bir mekan kurabiliyor. sM: İşin anlaşmasını yaparken herhangi bir problemle karşılaştınız mı? Bu bir yarışma projesi ve diğer yarışmalarda olduğu gibi şartnamede işin alınma şekli belirtilmiş durumda, ama yine çoğu yarışma sonucunda olduğu gibi idareler bir takım pazarlıklar ya da işin tanımına yönelik müellifi zor durumda bırakan talepler ile geliyorlar. Bu konuda yaşadığınız bir durum oldu mu? S.B: Hayır, öyle bir pazarlık ortamı olmadı. Proje bedeli nasıl tanımlanmış ise iş bize tam olarak o şekilde verildi. sM: İdareler genelde karşılarında tecrübeli mimarlar görmek istiyor zaman zaman bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. Sonuçta birçok ödül sahibisin ama genç bir ekipsiniz. Bu konuda hiç sorun yaşadınız mı? S.B: Bu konuda psikolojik açıdan tedirgin bir ortam oluyor elbette. İdarede jüride çok genç bir ekip çıkınca biraz tedirgin oldu. Ancak daha sonra jürinin tavsiyelerini yerine getirmek için ufak bir revizyon süreci yaşadık. Bu süreçte idarenin bize güveni pekişti, işi yapabileceğimize olan inancı arttı. Biz tabi o vakte kadar Avusturya’da mimarlık yapıyorduk. Evet uygulama projesi nasıl çizilir detay nasıl olur biliyorduk ama Türkiye çok farklıydı değişikti.
TC. MERKEZ BANKASI BURSA ŞUBESİ VE LOJMAN BİNASI
Tasarım Ekibi: E.Didem Durakbaşa (Denge Mimarlık), Ömer Selçuk Baz (Yalın Mimarlık) Yardımcı Mimarlar: Berna Göl Danışman: Walter Stelzhammer, Ayşenur Kurtuluş Ünal Statik Projesi: Probi Mühendislik Elektrik Projesi: Öneren Proje Mekanik Projesi: Öcen Mühendislik Proje Tipi: Banka Yapım Türü: Betonarme Engelli Erişimine Uygunluğu: Uygun İşveren: TC. Merkez Bankası Proje Tarihi: 2005-2006 İnşaat Bitiş Tarihi: 2011 Arsa Alanı: 3600 m 2 Toplam İnşaat Alanı: 4900 m 2
Açık söyleyeyim uygulama ve detay projelerini çizerken de çok zorlandık 8 yıl önceki Türkiye de bugünkünden çok farklı. Tüm detaylar standart dışı idi, tip değildi, her şeyi çok fazla ve tek tek bizzat çizmek zorundaydık ve öylede yaptık. Verilen süreyi de aştık iyide bir ceza yedik. Ama eksik olsun istemedik ilk işimizde neticede. sM: Yapım aşamasında yaşadığınız sorunlar var mı? İdarenin projenin gereklerine ya da müellifin isteklerine karşı tutumu ne oldu. İşin gereği ile ilgili aksaklıklar oldu mu? S.B: Yapım aşamasında, ihaleyi alan firmanın yeterince seri davranamaması ve şantiyeyi doğru yönlendirememesi yüzünden bazı aksaklıklar oldu. Çok yavaş gitti iş. İdarede bize kontrollüğü vermekte çok gecikti. Yinede sıkı bir kontrollük aşamasından sonra her şeye rağmen tasarladığımıza çok yakın bir yapı olabildi. Ben ne kadar iyi proje çizerseniz çizin mimarının başında olmadığı bir yapının iyi bir yapı olabilmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. sM: Tüm idarelerin ve kurumların Selçuklu motifleri diye takla attığı bu günlerde bu yalınlıkta bir yapı yaparken tepkiler aldınız mı? S.B: Evet aldık, her tür çevreden tepkide aldık, övgüde aldık. Merkez Bankası başkanı Sayın Başçı binayı çok etkileyici bulduğunu söyledi, ardından içerdeki betonları neden sıvamadığımızı sordu. Yan tarafta Osmanlı çakması Belediye binalarına hayran olan memurlar ‘neden bunun gibi güzel bir bina yapmadınız’ dedi. Diğer yandan yapı Ulusal Mimarlık Ödülü kazandı, çeşitli Uluslar arası yayınlarda yer aldı. Çok sert bir yapı olduğunu kabul ediyorum. Ama işleviyle orantılı bir sertlik bu.
sM: Projede sizi en çok zorlayan durum ne oldu? Eğer varsa. S.B: Her projede olduğu gibi ana fikirden ayrılmadan ve sürekli hatırlayarak en küçük detayı bile bu fikre hizmet edecek şekilde kurgulamak zordu. Hele gerçekten kendi başına daha önce yapı yapmamış bir mimar için büyük bir sorumluluk bu. Bu yapı özelinde; iç mekan kurgusunun dış kabuk ile kurduğu gerilimli ilişki ve bu ilişkinin malzeme ile ifadesi bizi zorladı diyebilirim. sM: Sonuç yapı ile ilgili düşünceleriniz nedir? Sonuçta herhangi bir konuda bir eleştirin ya da farklı yapabilirdik dediğiniz bir nokta var mı? S.B: O kadar çok şeyi eleştirebilirim ki… Şartnameleri yazarken yaptığımız hataları, bazı detayları gereksiz yüklememizi, cam çatılarda kullanılan malzemelerin niteliği… Ama şunu da söyleyebilirim, yerinde kontrollük esnasında projede iyi olacağını düşündüğümüz birçok noktaya müdahale edebildik, daha iyi tutarlı olmalarını sağlayabildik. Muhtemelen bugün çizdiğimiz yapılarda da benzer hataları daha az
olsa da yapıyoruz. Tip proje çizmiyoruz her defasında yeni bir şey üretme isteği bir miktar hatayı da beraberinde getiriyor. sM: Yapıda kullandığınız malzemeler ile ilgili biraz bilgi verebilir misin? Özellikle cephede kullandığınız malzeme. S.B: Cephede kullandığımız malzeme 3 cm kalınlığında hafif beton elemanlar. Biz projeyi yaparken henüz beton haliyle herhangi bir projede kullanılmamışlardı. Yani sürekli boyanarak sıvanarak kullanılıyorlardı. Biz ham halleri ile ve doğru renkte uygulanmasını istedik. Proje sırasında numuneler yaptırdık. Daha sonra uygulama esnasında daha büyük ebatlı numuneler yapıldı. Güneş kırıcı profiller de beton olarak imal edildi ve sökülebilecek sistemler olarak yerine monte edildiler. Birçok açıdan ilk kez kullanıldığı için üretici firmada sonuçlarını kestiremiyordu, yapabildiklerine onlarda şaşırdı.. sM: Hemen hemen tüm yapılarını yarışma ile elde eden Merkez Bankası Kurumu bu yöntem ile yapı elde etmeyi bıraktı ya da davetiyeli
yarışmalara döndü. Bunun nedeni sizce nedir? Bildiğim kadarıyla başarılı bir çalışma süreci geçirdiniz ve idare sonuç üründen çok memnun idi, başka bir neden olabilir mi? S.B: Sebebi biz değiliz! Sebebi ülkemizde hakim olmaya başlayan mimarlık üzerinde idarecilerin karar verme, inisiyatif alma istekleridir. Yarışma yapıldığında jüri teknik ve mimari kriterler koyarak bir seçim yapar. Jüri bağımsızdır. Bu bağımsız karar alma durumu günümüzde pek popüler bir kavram değil. Birçok kurumda olduğu gibi idareciler kendileri bir seçim yapabilecekken neden yarışma yapsınlar ki(!) sM: Yarışma ile yapı elde etmek ile ilgili fikirleriniz nedir? Sonuçta onlarca yarışmada ödül aldınız birçok birinciliğiniz var ve bunların birçoğu projelendirildi, hatta yapımına bile başlandı. Bu konuda şanslısınız. Çünkü genelde yarışmalar seçim yatırımı şov amaçlı kullanıma yönelik yatırımlar olduğundan çoğunlukla uygulanmak yerine rafa kaldırılıyor. Son dönemde bu konuda bir değişim var. Sanırım en
azından projelendirme oranı oldukça yükseldi. Sizin bu konuda bir gözleminiz var mı? Fikirleriniz nedir? S.B: Ben doğal olarak kamunun proje elde edebilmesi için hala en geçerli ve kamu yararına olan metodun açık yarışma olduğunu düşünüyorum. En önemlisi çok demokratik bir yol, çoğulcu, en az bedeli önerenin değil görece en iyi tasarımı önerenin seçildiği bir sistem. Ayrıca mimarlık ortamına katkısı, yaratacağı tartışma ortamında hiç bahsetmiyorum bile. Şunu anlamalıyız artık mimarlık manavdan domates salatalık alır gibi ihaleye çıkılarak yaptırılabilecek bir işe değildir! Mimarlık üretimi toplumu, kentleri şekillendirir verilecek en ucuz bedele yaptırılan işlerin nasıl bir fiziki çevre ürettiğini görüyoruz. Kamu mimari tercihlerini nitelik üzerinden yapabilmeli ve şuan bunu yapabileceği tek yol yarışma. Evet alternatif yarışma metodları olabilir, çağrılı, istekliler arasında vs… bunları konuşabiliriz. Ama önemli olan mimarlığı nitelik üzerinden konuşmaya başlamamız lazım