9. Sayı | Serbest MİMAR

Page 64

ELEŞTİRİ

KIZILAY SOSYAL VE RANT TESİSLERİ

KİM KORKAR BOŞLUKTAN…

…Binanın büyüklüğü çevresinden öylesine farklıdır ki aslında bir ülke başkentine ait bina ölçeğinin ne olması gerektiğini bir seferde ve kuşkuya yer vermeyecek bir netlikte size anlatır Bunun önemi gökdelen olmayan bir yapıyla özgün bir kentsel büyüklüğün nasıl elde edildiğinde/anlatılabildiğinde düğümlenir…

Murat Sönmez*

* Dr. Mimar 64 ▲ ELEŞTİRİ

Genelde her şeyi en optimumda kullanmaya yönelik kültürel bir eğilimimizin olduğu söylenebilir. Son yıllarda moda haline gelen balkon kapatmaları da “ziyan etmeme” geleneğimizin en iyi örnekleridir. Elde olanı ne pahasına olursa olsun sonuna kadar kullanma alışkanlığının kentlerimiz ve mimarlığımız üzerine yansımaları gözden geçirildiğinde, boşluk kavramına yönelik ifadelerin eksik kaldığı, boşluğun kamusal ve mekânsal içeriğine yönelik değerlerimizin neredeyse olmadığı görülebilir. Aslında kent ve boşluk ilişkisini meydanların eksikliği olarak tartışmak çok bildik bir tartışmanın tekrarıdır. Kentlerimizde meydanların olmadığı malum. Avrupa kentleri ile temel farklılığımızı oluşturan bu eksiklik aslında inanış farklılığının kaynaklık ettiği bir alanı işaret ediyor. Binanın büyüklüğünü, imgesel gücünü göstermek, buradan da dine yönelik çıkarımlar yaptırma çabası, meydanı/boşluğu dini yapının hemen önünde konumlandırılmasını ve böylece binayı daha fazla algılamanın önünü açmaya yönelik bir tavrın sonucu olduğu söylenebilir. Oysa bizim kültürümüzde herhangi bir nedenle bir gösterge olarak mimarlığın kullanılması veya yapıların kamu tarafından algılanmasına yönelik kentsel bir yaklaşım söz konusu değildir. Kentlinin bir buluşma noktası olarak kullanılan mütevazı cami avluları boşluğa yönelik iki kültür, kent ve mimarlık bakışları arasındaki temel ayrımı tanımlar. Hal böyle olunca, geçmişte, mimarlık ve kent anlayışımızın temelleri boşluğun mekânsal bir yararlılık oluşturabileceği, binaya veya kente nitelik katabileceği yönünde düşüncelerle şekillenmemiştir. Bugün ise mimari değerlerini metrekare cinsinden hesaplayan yaklaşımların etkisinde boşluğun mimarlık kültürümüzde halen bir yeri olmadığı söylenebilir. Bunun anlamı boşluğun/boşlukların kentlerimizde buluşma, toplanma gibi kamusallığa katkı yapan alanlar veya mimarlıkta mekânsal bir değer olarak öneminin göz ardı edildiğidir. Bu durumda tasarımı boşluğun niteliği üzerine kuran her tasarımın tartışmalı hale geliyor, yoğun eleştirilere maruz kalıyor. Bu açılımların bağlamında Nesrin ve Affan Yatman ile Vedat İşbilir’e ait Ankara Kızılay binası bizleri 31 yıl öncesinden boşluk-bina-kent-mimarlık ekseninde çok önemli tartışmalarla baş başa bırakmıştır. Bu yazı, geçtiğimiz günlerde bir alışveriş merkezi olarak açılmış ve mimari tavrı nedeniyle birçok eleştiriye maruz kalmış Kızılay Binasına ait, mimari nitelikleri bağlamla etkileşimleri çerçevesinde tartışmak içindir.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.