şeffaf bütçe 2020 Merkezi Bütçe İkinci Çeyrek Verileri Değerlendirme Raporu
ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK DERNEĞİ YEKRUT LANOITANRETNI YCNERAPSNART
Uluslararası Şeffaflık Derneği Uluslararası Şeffaflık Örgütü yolsuzlukla mücadeleye öncülük eden küresel bir sivil toplum kuruluşudur. Dünya genelinde 100’den fazla ülke kolu ve Berlin’deki uluslararası sekreteryası aracılığıyla, yolsuzlukların yıkıcı etkileri hakkında toplumların bilinçlendirilmesi ve kamu, özel sektör
ve
sivil
toplum
ortaklarıyla
işbirliği
halinde
etkin
önlemlerin
geliştirilmesi
ve
uygulanması için çalışır.
2008 yılında gönüllü çabalarla kurulan Uluslararası Şeffaflık Derneği ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik yönden gelişimi için toplumun tüm kesimlerinde şeffaflık, dürüstlük ve hesap verebilirlik ilkelerini hakim kılma amacını taşımaktadır. Dernek, yolsuzluğun azaltılması yönündeki çalışmaları kapsamında kamu kesimi, iş dünyası, sendikalar, üniversiteler, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütleri gibi konuyla ilgili tüm tarafları bir araya getirerek faaliyetlerinde bu çok aktörlü işbirliğini esas alır. Toplumsal yapıyı oluştran ve/veya kamu gücünü elinde bulunduran tüm kişi ve kurumların açık, dürüst, hukuka uygun, etik, izlenebilir ve hesap verebilir şekilde davranmasını talep eder ve kendisi de bu ilkeler erçevesinde faaliyetlerini sürdürür.
2020 Merkezi Bütçe İkinci Çeyrek Verileri Değerlendirme Raporu Yazar: Mustafa Sönmez © 2020 Uluslararası Şeffaflık Derneği
Bu rapor Hollanda Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu MATRA programı ile desteklenen Şeffaf Bütçe projesi kapsamında hazırlanmıştır. İçeriğinin sorumluluğu tamamıyla Uluslararası Şeffaflık Derneğine aittir. Hollanda Krallığı İstanbul Başkonsolosluğunun görüşlerini yansıtmamaktadır
1
Şeffaf Bütçe Şeffaf
ve
Hesap
sürdüreceğimiz;
verebilir
ekonomi
Kamusal
Harcamalar
yönetiminin
izlenerek
(Şeffaf
Bütçe),
değerlendirilmesi
2020 ve
yılı
boyunca
şeffaflık,
hesap
verebilirlik, katılımcılık ilkeleri kapsamında veriye dayalı savunuculuk ve eğitim faaliyetlerini içeren bir çalışmadır. Çalışmamızın, kamusal harcamaların aylık ve çeyrek dönemlere ait verilerle incelenmesi, toplumun bütçe kullanımına ilişkin doğru bilgilendirilmesi, bütçe izleme seminerleri
ile
harcamaların
hangi
kaynaklardan
ve
hangi
yöntemlerle
izlenebileceği
konusunda eğitim programları düzenlenmesi, sağlanan veriler ışığında kamusal harcamalara ilişkin düşüncelerin paylaşılabileceği platformların oluşturulması gibi hedefleri bulunmaktadır. Projenin farkındalık, görsel iletişim ve eğitim alanları Vergi Araştımaları Derneği (VAT) ile ortaklık halinde yürütülmektedir.
Şeffaf
bütçe;
finansal
okuryazarlık
ve
ekonomi
politikaları
farkındalığını
ve
kamu
kaynaklarına dair toplumsal bilinci artırmayı hedeflemektedir. Toplumun, kamu harcamalarını denetleme,
bilgilenme
ve
katılımı
açısından
güçlendirilmesini
hedeflemektedir.
Kamu
harcamalarını kamu yararına öncelik vererek izleyecek, adil, şeffaf ve hesap verebilir ekonomi politikaları konusunda bilgi ve verileri görselleştirerek paylaşacağız.
Çeyrek dönemlik ekonomi verilerinin değerlendirildiği dönemsel raporların yanı sıra bütçe yapımına ilişkin yasama faaliyetinin de izlendiği projenin araştırma çıktıları arasında, ekonomi yönetimi ve harcamalara ilişkin Meclis tartışmalarının raporlanması da bulunmaktadır.
.
2
2020 Yılı İkinci Çeyrek Merkezi Bütçe Sonuçları Üzerine 2020 yılının Nisan-Haziran arasını kapsayan
ikinci çeyrek döneminde merkezi bütçe
sonuçlarına etki eden ön önemli faktör, bu aylarda etkisini
iyice hissettiren COVID’19 oldu.
Tüm dünyada toplumsal yaşamı etkisi altına alan bu salgın (pandemi), Türkiye toplumunun da Mart ayından başlayarak gündelik yaşamına, ekonomisine ve dolayısıyla kamu maliyesine damgasını vurdu. COVID’19 sorununun, 2020 yılının tamamına ve bazı tahminlere göre 2021 yılının seyrine de hakim olacağı yönündeki belirtiler güçlendi.
Salgından korunmak için tüm dünyada baş vurulan sosyal mesafeleşme önlemleri, Türkiye’de de Mart ayının ortasından itibaren hızla uygulandı. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığı genelgesi ile çoğu hizmet sektöründe yer alan 150 bine yakın kahvehane, bar, kantin, birahane, internet kafe gibi işyerleri, geçici olarak kapatıldı. Bunu takip eden bir genelge ile berber ve kuaförler,
lokantalar
kapatıldı.
Böylece
geçici
olarak
kapatılan
işyeri
sayısı
300
bine
yaklaşırken, burada kendi hesabına ve/veya ücretli çalışan 1,5 milyona yakın çalışan kişi, işsiz duruma düştü.
Pandemiye karşı bir başka önlem olarak Haziran ayı başına kadar 65 yaş üstü nüfusun ve 17 yaş altı nüfusun sokağa çıkması kısıtlandı . Bu yaş gruplarında da yaklaşık 1,5 milyon kişinin formel ya da enformel çalıştığını söylemek mümkündü. Böylece , bu iki önlem kümesinden yaklaşık 3 milyon çalışan, işsiz duruma düştü. Türkiye ekonomisi, 2020 yılına yüzde 14 işsizlik oranı ve yaklaşık 4,5 milyon işsiz ile girmişti.
En sonuncusu Nisan ayı için açıklanan işgücü verilerine göre, istihdamda büyük gerilemeler yaşanırken Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 12,8 olarak açıklandı. TÜİK, iş arayan işsizlerin sayısını 3,8 milyon olarak açıklarken istihdamda ve işgücünde de hızlı azalmalar olduğunu ortaya koyuyordu. Özünde, pandemi döneminde ekonomi kapandığı için istihdam hızla azalmış ama işini kaybedenlerin yanında öteden beri iş bekleyenler, böyle bir dönemde iş aramanın umut verici olmadığına inandıkları için, eve çekilmiş ve umutsuz iş aramayanlar arasına katılmışlardı. Öyle ki 3,8 milyon iş arayana karşılık Nisan ayında 6 milyona yakın iş aramayan ve haftada çalışma süresi 40 saatin altına düşenler vardı ve bunlar toplandığında gerçek işsiz, ya da geniş tanımlı işsiz sayısı 9,7 milyonu buldu, geniş tanımlı işsizlik oranı da yüzde 28,7’ye ulaştı.
3
2020 Yılı İlk Çeyrek Merkezi Bütçe Sonuçları Üzerine
Kaynak: TÜİK veri tabanından hesaplandı, detaylar için bkz : http://disk.org.tr/2020/07/temmuz-2020-issizlik-ve-istihdamraporu-turkiye-tarihinin-en-buyuk-issizligi/
Ama
bununla
bitmiyor,
işsizliğin
boyutlarına,
istihdamda
göründüğü
halde
fiili
olarak
istihdamda olmayanları da eklemek gerekiyor. Bunların bir kısmını , “ücretsiz izinli”ler, bir kısmını, işyerleri geçici kapandığı halde iş akitleri bozulmayan ve yine geçici olarak İşsizlik Sigortası Fonu’ndan “kısmı çalışma ödeneği” alanlar oluşturdu. Kuşkusuz bunlar, “ücretli” statüsünde olanlar. Ama, kendi hesabına çalışan, esnaf, küçük üretici de bu dönemde, işyerini kapamasa da, istihdamda görünse de, fiilen çalışamadı. Dolayısıyla, bu şekilde uğranılan iş kayıpları da eklendiğinde, toplam işsiz ve iş kaybı, Nisan ayında 17,7 milyonu, oran olarak da yüzde 52,2 gibi ürpertici bir sayıyı buldu.
Türkiye genelinde ağır bir yoksullaşma dalgasına maruz kalmak demek olan bu süreç, ekonomide ağır bir küçülmeyi getirdi. 29 Ağustos’ta TÜİK tarafından açıklanacak 2. Çeyrek GSYH’da değişimin en az yüzde 20 küçülme şeklinde duyurulması bekleniyor.
Bu ölçüde bir daralmanın kamu maliyesine yansıması elbette merkezi bütçe gelirlerinde hızlı bir azalma ve buna bağlı olarak harcamaların da kısılması oldu. İkinci çeyrekte gelirler azalırken harcamalar da eski temposunu koruyamadı , sonuçta bütçe açığı her ay biraz daha arttı. Pandemi için öteki ülkelerde verilen desteklerin çok geride kalınmasına rağmen, bütçe açığı endişe verici büyüklüklere ulaştı. 4
2020 İkinci Çeyrek Bütçe Açığı Pandeminin ekonomiyi büyük ölçüde kapattığı Nisan ,Mayıs ile , ekonominin görece açıldığı Haziran aylarını içeren 2. Çeyrekte, merkezi bütçenin gelir, gider ve açığı da ekonomideki bu durumdan etkilendi. İç ve dış talebin sert düşüşler, buna bağlı olarak mal ve hizmet arzının da sert daralmalar gösterdiği 2. Çeyrekte daralmanın yüzde 20 dolayında açıklanması bekleniyor. Bu makro seyre paralel olarak ikinci çeyrekte
bütçenin gelirlerinde ilk çeyreğe
göre yüzde 22’ye yakın daralma yaşandı. İlk çeyrekte 256 milyar TL olan merkezi bütçe gelirleri ikinci çeyrekte yaklaşık 200 milyar TL’ye düştü.
Gelirlerdeki yüzde 22 gerilemeye karşılık, merkezi bütçenin harcama temposunda düşüş daha hafif seyretti ve ikinci çeyreğin harcamaları yaklaşık 280 milyar TL ile ilk çeyreğin harcamalarına
göre
yüzde
2
düştü.
Faiz
harcamalarının
yüzde
14’e
yakın
azalması,
harcamalarda gerilemeye destek oldu. Faiz dışı harcamalar, ilk çeyreğe yakın seyretti. Dolayısıyla,
ikinci
çeyreğin
bütçe
açığı
daha
çok,
gelirlerin
düşmesinden
ve
faiz
harcamalarının azalmasından etkilendi, denilebilir.
Kaynak: Muhasebat GM veri tabanı
2020 ikinci çeyrek gelirlerinde, ilk çeyreğe göre yüzde 22 azalma ve harcamalardaki yüzde 2 gerileme sonucu, bütçe açığı ilk çeyrekteki düzeyini yüzde 170 geçerek yaklaşık 80 milyar TL’ye ulaştı. Faiz harcamaları dışarıda tutulunca, faiz dışı açık 47 milyar TL oldu. İlk çeyrekte faiz dışı denge 9 milyar TL fazla vermişti.
Özetle, ikinci çeyrekte ekonominin sert düşüşü kamu maliyesi gelirlerinde de sert azalma getirdi. Ayrıca ilk çeyrekte Merkez Bankası’ndan Hazine’ye aktarılan kâr payı katkısının ikinci çeyrekte olmaması da ikinci çeyrek gelirlerinin düşük seyrinde ve açığın hızla artmasında etkili oldu denilebilir. Harcamalar ayağında da faizlerin düşmesi ile merkezi bütçenin ödediği faizlerin oransal olarak azalması, bütçe açığının daha da büyümesini önledi denilebilir.
6
İlk çeyreğin Mart ayı, pandemi ikliminde geçerken, ikinci çeyreğin son ayı Haziran, pandemi önlemlerinin gevşetildiği, ekonominin açıldığı şartlarda yaşandı. 2020’nin ilk 6 ayı birlikte alındığında, 2019 ilk 6 ayına göre, bütçe açığının yüzde 39 arttığı gözlendi. 2020’nin ilk çeyreğinin açığı, ikinci çeyreğin 80 milyar TL’ye yaklaşan açığına eklendiğinde ilk yarının açığı 110 milyar TL’ye yaklaştı ve 2019’un ilk yarısının açığının yüzde 39 üstüne çıktı. Yıllık yüzde 13’e yakın tüketici enflasyonundan arındırılsa bile, ortada net önemli bir bütçe açığı olduğu söylenebilir.
7
Merkezi Yönetim Bütçe Denge Tablosu (2019 ve 2020 İlk 6 ay, Milyon TL)
2019 İlk Yarı 2020 İlk Yarı
Değişim %
Harcamalar
481.567
564.862
%17,3
1- Faiz Hariç Harcama
430.823
493.605
%14,6
Personel Giderleri
125.836
145.945
%16,0
Sosyal Güv.Kur. Devlet Primi
21.675
24.261
%11,9
Mal ve Hizmet Alımları
31.914
35.588
%11,5
199.269
239.129
%20,0
30.964
32.642
%5,4
7.329
2.286
%-68,8
Borç Verme
13.836
13.754
%-0,6
2-Faiz Harcamaları
50.744
71.257
%40,4
Gelirler
402.984
455.411
%13,0
1-Genel Bütçe Gelirleri
389.630
441.041
%13,2
Vergi Gelirleri
307.743
335.948
%9,2
45.513
52.325
%15,0
6.100
6.317
%3,6
26.701
42.536
%59,3
2.881
3.324
%15,4
694
591
%-14,8
2-Özel Bütçeli İdarelerin Öz Gelirleri
9.235
9.547
%3,4
3-Düzen. ve Denet. Kurumların Gelirleri
4.119
4.823
%17,1
Bütçe Dengesi
-78.583
-109.450
%39,3
Faiz Dışı Denge
-27.839
-38.193
%37,2
Cari Transferler Sermaye Giderleri Sermaye Transferleri
Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri Alınan Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler Faizler, Paylar ve Cezalar Sermaye Gelirleri Alacaklardan Tahsilat
Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı Veri tabanı
8
İlk 6 ay itibariyle, açığı büyüten en önemli kalemin cari transferlerdeki yüzde 20’yi bulan artış olduğu söylenebilir. Bu artış da büyük ölçüde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) Hazine’den aktarımlarla ilgili. Ekonominin iyice daraldığı 2020’de SGK’nın hem prim gelirleri önemli ölçüde geriledi hem de sağlık ve sosyal yardım yükümlülükleri arttı. Buradan kaynaklanan cari transfer artışları, ilk yarıdaki yüzde 39 açıkta önemli bir etken. Ayrıca hızlanan kamu borçlanmasından dolayı, 2020’de faizler düşmüş olsa bile, mutlak değer olarak faize ayrılan payın yüzde 40 artarak 71 milyar TL’yi geçmiş olması da açığı büyüten önemli bir etken.
Bütçe Kanunuyla, 2020 yılının tümü için 138,9 milyar liralık bir bütçe açığı tahmin ediliyordu. Yılın ilk yarısındaki açık yıllık tahminin yüzde 78,8’i kadar bir büyüklük oluşturdu. Bu büyüklükteki bir açık, yılda bir defa tahsil edilen Merkez Bankası kârının yılın ilk altı aylık bölümünde bütçeye aktarılmış olmasına rağmen, verildi. Bütçe açığı yılın ikinci yarısında bu düzeyde kalsa bile, yılı 220 milyar liralık bir açıkla kapatmak zorunda kalabilir. Bu da makro ekonomide yaşanan cari açık sorununa bir de yükselen bir bütçe açığının eklenmesi, dolayısıyla “çifte açık” denilen tehlikenin baş göstermesi demek.
9
Bütçe Gelirleri 2020 ikinci çeyrek gelirleri 200 milyar TL’ye yaklaştı ve ilk çeyrek gelirlerinin yüzde 22 gerisinde kaldı. Çeyrekler arası 57 milyar TL gelir azalmasının önemli bir kısmı, ilk çeyrekte Merkez Bankası kârının tahsilatıyla
ilgili. İlk çeyrekte Merkez Bankası’ndan Hazine’ye 44,5
milyar TL aktarılmıştı. Bu tutar 2019 ilk çeyreğinde 37 milyar TL idi. İkinci çeyrekte bu gelir yenilenmediği gibi, pandemiden dolayı diğer gelirlerin tahsilatlarında da gerilemeler yaşandı. Özellikle gelir ve kurumlar vergilerinde azalmalar oldu.
Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı Veri tabanı
10
Gelirlerde Nisan ve Mayıs’ta azalışlar belirginleşirken özellikle Haziran’da canlanan tüketim ile birlikte KDV ve ÖTV’de artışlar oldu. Ekonominin canlandırılması için kamu bankaları öncülüğünde tüketim kredilerinin cazip hale getirilmesiyle konut, otomobil ve öteki dayanıklı tüketim malları satışlarında Haziran’da hissedilir bir canlanma oldu. Bunların etkisiyle, Nisan ve Mayıs’ta düşük seyreden dahilden ve ithalattan alınan KDV’ler ile Özel Tüketim Vergisi(ÖTV), Haziran gelirlerinde önemli artışlara döndü.
Bu eğilimin izleyen Temmuz
ayında da yaşandığı söylenebilir.
Dolaylı Vergi Adaletsizliği Türkiye’de vergi adaletsizliğinin temelini oluşturan dolaylı vergilerin yüksekliği, pandemi döneminde daha da arttı. 2019’un ilk 6 ayında 308 milyar TL’lik vergilerin yüzde 61,4’ü dolaylı vergilerden oluşurken 2020’de bu pay yüzde 62,7’ye kadar çıktı.
2020’inin ilk yarısı iki çeyrek olarak alındığında, ilk çeyrekte dolaylı vergilerin payı yüzde 59,6 iken ve vergi toplamı 176,1 milyar TLl iken ikinci çeyrekte dolaylı vergilerin payı arttı. İkinci çeyrekte gelir ve kurumlar vergisi gibi doğrudan vergi tahsilatında azalma gözlendi, buna karşılık özelikle Haziran ayında yaşanan tüketim canlanması ile KDV,ÖTV gibi dolaylı vergi tahakkuku
hızla arttı ve ikinci çeyrekte 160 milyar TL’ye yaklaşan vergilerin içinde
dolaylıların payı yüzde 66’ya kadar yükseldi.
Tüketimden alınan dolaylı vergiler, kazancının neredeyse tümünü tüketen sınıfların tüm gelirini
tüketimde
vergilendirdiği
için
adaletsizdir.
Çünkü
varlıklı
sınıflar
tüm
gelirlerini
tüketemedikleri için tüketimden geri kalan kazançları dolaylı vergiye tabi olmaz, o nedenle dolaylı vergiler yükseldikçe adaletsizlik artmaktadır.
11
KDV’ler ve Ceza Ödemeleri Geciktiriliyor 2020 Haziran sonu itibariyle, merkezi bütçenin geçmiş yıllar dahil, tahakkuk etmiş 979 milyar TL vergi alacağı olmasına karşın, ilk 6 ayda bunun yüzde 45,4’ü tahsil edilebildi. Tahsilatında güçlük yaşanan gelir türünü devletin faiz, ceza ve vergi alacakları oluştururken, tüketiciden tahsil edilen KDV’lerin Maliye’ye yatırılmasında da önemli gecikmeler yaşanıyor.
Toplam tahakkuk eden gelirlerin yüzde 35’ini oluşturan 254 milyar TL’lik yargı ve para cezalarının ancak yüzde 2,7’si tahsil edilebilmiş durumda. Devletin 67 milyar TL’lik faiz alacaklarının ise ilk 6 ayda ancak yüzde 31’i tahsil edilebildi.
Tahsili geciktirilen önemli bir vergi türü de dahilde tüketiciden alınan ancak Maliye’ye yatırılması aksatılan KDV’ler. Devletin 116 milyar TL’lik KDV alacağına karşılık tahsilatı ilk 6 ayda yüzde 18’de kaldı.
12
2020 ilk 6 ay; Tahakkuk ve Tahsilat Farkı: Milyon TL,
2020 Haziran
(1)
(2)
Tahakkuk
Tahsilat
(3)
(2/1) %
Bütçe Hedefi
(2/3) %
Genel Bütçe Gelirleri
978.617
444.724
45,4
941.944
47,2
Vergi Gelirleri
573.632
335.948
58,6
784.602
42,8
Motorlu Taşıtlar Vergisi
22.890
7.908
34,5
17.403
45,4
Dahilde Alınan KDV
115.973
20.570
17,7
57.805
35,6
341.229
46.218
13,5
67.461
68,5
66.606
20.417
30,7
7.587
269,1
253.854
6.851
11.835
57,9
Faizler, Paylar, Cezalar Faiz Gelirleri Para Cezaları (Vergi ve Yargı)
2,7
Kaynak: Hazine, Muhasebat GM
Araç sahiplerinin ödemeleri gereken vergide de tahsilat yüzde 35’te kaldı.
Mükelleflerin vergi, faiz ve cezaları geciktirmeleri, pandemi nedeniyle işlerin , gelirlerini önemli daralmalar yaşamasından olduğu kadar, bir vergi affı beklentisi ile de ilgili gibi görünüyor.
Devletin sık sık çıkardığı vergi afları, tahakkuk eden vergilerin tahsilatını geriletici bir etki yaratıyor, af beklentisi ile birçok mükelllef vergilerini, yükümlülüklerini geciktirebiliyor. Bu da vergi gelirlerinde önemli firelere yol açıyor. Tahsilat gecikmeleri, zaten toplumsal kesimlerden güçleri
oranında
toplanmayan
vergilerin
yükünün
toplumda
dağılımının
daha
da
adaletsizleşmesine neden oluyor.
Harcamalar Merkezi yönetim faiz dışı bütçe giderleri, 2020 yılının ilk çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,8 oranında artarak 247,1 milyar TL olmuştu. 2020 ikinci çeyreğinde de faiz dışı giderler 246 milyar TL ile ilk çeyrekten pek farklılaşmadı.
İkinci
çeyrekte
de
mal
ve
hizmet
alım
giderlerindeki artışlar faiz dışı harcamalarda
giderleri,
personel
giderleri
ve
cari
transfer
belirleyici olurken, SGK devlet primi giderleri
görece düşük bir artış kaydetti.
13
Kamu yatırımlarını gösteren sermaye giderleri ve transferlerindeki yatay seyir, kamunun yatırım kanalıyla büyümeye desteğinin bir önceki yılın ilk yarısına göre belirgin ölçüde azaldığını gösteriyor.
Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin etkisiyle bütçenin faiz harcamaları ilk çeyrekteki 38 milyar TL’lik düzeyinden ikinci çeyrekte 33 milyar TL’ye , yani yüzde 14’e yakın geriledi. Ama yine de toplamda faiz ödemelerinin payı yükseliyor. 2017 yılına kadar 50-60 milyar lira bandında dalgalanan bütçeden yapılan faiz ödemeleri, 2018 yılında yıllık olarak 74 milyar liraya, 2019 yılında da 100 milyar liraya yükselmişti.
Bu yılın ilk altı aylık döneminde yapılan faiz ödemeleri ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40,4 oranında artarak 71,2 milyar liraya kadar yükseldi. İlk 6 ayda bütçe açığına en yüksek katkı da geçen yılın aynı dönemine göre 20,5 milyar lira artan faiz ödemelerinden geldi. Geçen yıl aynı dönemde yüzde 16,5, önceki yıllarda da daha düşük olan faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranı bu yıl aynı dönemde yüzde 21,2’ye kadar yükseldi. Yani Devlet artık topladığı her 100 liralık verginin 21 lirasını faiz olarak ödemeye başladı.
Hızla büyüyen bütçe açığının finansmanının yanı sıra bütçe dışı borçlanmalardaki (Türkiye Varlık Fonu’na verilen borçlanma kağıtları gibi) artışın etkisiyle Türkiye gelecek yıllarda çok daha büyük bir faiz yüküyle karşıya kalabilecek. Bu arada AKP iktidarları döneminde (Ocak 2003- Haziran 2020 aylarını kapsayan dönem) bütçeden iç ve dış borçlar için yapılan toplam faiz ödemesi
1 trilyon 3 milyar liraya ulaştı.
14
2020 Merkezi Bütçe İlk 2 Çeyrek Harcamaları ve Bazı önemli alt kalemler (Milyon TL)
Kaynak: Muhasebat GM
15
Faiz hariç harcamaların yüzde 42,5’unu oluşturan cari transferlerin 2020 ilk çeyrek tutarı, 2019’un ilk çeyreğininkini yaklaşık yüzde 16 aşarken 2020’nin 2. Çeyrek cari transferleri, ilk çeyreğin yüzde 10 üstüne çıktı.
Takip eden çeyreklerde, salgına karşı önlemler nedeniyle toplam giderlerde daha çok pay alması beklenen cari transferlerden sosyal güvenlik kuruluşlarına , özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu’na ayrılan pay en büyük yeri tuttu ve bu kuruluşa hem “görev zararı” hem de finansman açığını kapamak üzere aktarılanlar, ilk çeyrek cari transferlerin neredeyse yarısını (yüzde 49) bulmuşken ikinci çeyrekte 125 milyar TL’lik cari transferlerin yüzde 69’una ulaştı. SGK’nın hem prim gelirlerinde azalma hem sağlık giderleri ve sosyal yardımlarındaki artışlar, cari transferlerin yüzde 70’e yaklaşan kısmının SGK’ya aktarılmasını gerektirdi.
Merkezi bütçeden SGK’ya transferlerin artarak süreceğini söylemek gerekir.
Yerel yönetimler, cari transferlerden ilk çeyrekte yüzde 20 pay alırlarken ikinci çeyrekte bu pay yüzde 12.8’e kadar geriledi. Tarımsal destekler için ayrılan kaynaklar, ilk çeyrekte cari transferlerin sadece yüzde 10’unu oluşturmuşken ikinci çeyrekte bu pay yüzde 3,6’ya kadar düştü. İkinci çeyrek tarım destekleri 11 milyar TL’den 4,5 milyar TL’ye kadar geriledi. Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na ilk çeyrekte cari transferlerin yüzde 5’i aktarılmıştı. Yoksullukla mücadelenin en önemli aracı olan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’na da ilk çeyrekte cari transferlerden yüzde 2 pay ayrılmıştı. Bu iki fona ikinci çeyrekte ayrılan paylar ilk çeyrekteki 7,5 milyar TL’den ikinci çeyrekte 4,5 milyar TL’ye düşürüldü.
Faiz hariç harcamaların yüzde 42,5’unu oluşturan cari transferlerin bileşimi, ayrıntısı pek açıklanmayan, şeffaf olmayan “Hanehalkı ekonomik/mali” giderlerin 2019 ilk çeyreğe göre yüzde 69 arttığını oraya koyuyor. Bu başlık altındaki 2,6 milyar TL’lik harcamanın yanında “Hanehalkına yapılan diğer harcamalar”ın da detayı bilinmiyor ve bu iki kalemin toplamı 2020 ilk çeyreğinde 5 milyar TL’yi ikinci çeyrekte ise 6,1 milyar TL’yi buldu ve cari transferlerden bu kalemler yüzde 4,9’a yakın pay aldılar.
Mega proje denilen ve üstlenicilere belli ciro garantileri sağlayan Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yatırımları için yapılan ödemelerin, örneğin köprü , otoyollar için Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesinden yapılan garanti ödemelerinin “Hanehalkına yapılan transferler” adıyla yapıldığı, ama şeffaf bir biçimde detayının açıklanmadığı , bir eleştiri olarak sıkça dile getiriliyor.
16
Yerel Yönetimlere Pay Azaldı Toplam kamu harcamalarında yerel yönetimlerin payı, ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Kamusal
yetki
ve
sorumlulukları
yerele
daha
fazla
aktaran,
bir
anlamda
daha
da
demokratikleştiren toplumlarda, yerel yönetimler daha güçlü bütçelerle yerel hizmetlerini yerine getiriyorlar. Örneğin İskandinav ülkelerinde kamu harcamaları içinde yerelin payı yüzde 45 ile 62 dolayında değişirken Japonya’da, G.Kore’de yüzde 35’i buluyor. OECD ülkelerinin ortalaması ise yüzde 21. Türkiye, merkezi bütçe, sosyal güvenlik kurumu ve yerelden oluşan toplam harcamalarda, yıllık ortalama yüzde 10 dolayındaki payı ile yerelin en az kaynak kullandığı ülkeler arasında yer alıyor. İsrail, İrlanda, Yunanistan, yine yerelin payının tek hanede kaldığı ülkeler arasında.
Devlet Harcamaları İçinde Yerelin Payı, % ,
75
62 50
49 35 35
30
25
25
21
20
15
12
10
Al m an ya M ac ar is ta n İs pa ny a Tü rk iy e
O EC D
Ja po ny a G ün ey Ko re Po lo ny a İn gi lte re
İs ve ç
D an im ar ka
0
https://stats.oecd.org/Index.aspx?QueryId=82342#
17
OECD verilerine göre, toplam kamu harcamalarından Türkiye’de yerel yönetimler yüzde 10 dolayında bir pay ile yetinmeye çalışırlarken bu pay özellikle büyüme yaşanan yıllarda yüzde 12-13’ü bulabiliyor.
2019 yılı genel bütçe harcamaları dikkate alındığında, yerel yönetimler içinde İstanbul, Türkiye nüfusunda yüzde 20’ye yaklaşan payına karşılık kamu harcamalarının ancak yüzde 3,5’unu gerçekleştirebilen bir bütçe büyüklüğüne sahip olmuştur. 31 mart 2019 yerel yönetim seçimleri ile Cumhuriyet Halk partili belediye başkanlarınca yönetilmeye başlanan, İstanbul dışındaki büyükşehir belediyeleri ile il belediyeleri , toplam kamu harcamalarının yüzde 5,2’sini oluşturan bir bütçe büyüklüğü ile yerel hizmetlerin finansmanını karşılamaya çalışmışlardır.
Başka bir ifadeyle, 2019’da ülke milli gelirinin üçte ikisinin üretildiği illerde yerel yönetimleri kazanan CHP’li belediyeler, kamu kaynaklarının ancak yüzde 8,5-9’unu kullanabildikleri bir bütçe ile görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Çoğu Güneydoğu’da bulunan , ama hukuk dışı yollarla
kayyım yönetimlerine devredilen belediyelerin de kamu harcamalarından
aldıkları paylar ancak yüzde 0,5’i bulmaktadır.
Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı veri tabanından hesaplandı
18
Pandemi sonrası , azalan kamu gelirleri, özellikle tüketimin hızla düşmesinden dolayı azalan dolaylı vergi gelirleri, yerel yönetimlerin merkezden sağladıkları gelirleri de hızla azalttı. 2018 yılında merkezi bütçeden yüzde 9 pay alan yerel yönetimlerin bu payı, birçok belediye yönetiminin muhalefet partilerine pandemi
iklimine
girilen
geçtiği 2019’da yüzde 7,8’e indi. 2020’nin
dönemde
ise
yerel
yönetimlere
565
milyar
ilk yarısında
TL’lik
merkezi
harcamadan 40,2 milyar TL, yani yüzde 7,1’lik pay düşmüş durumda.
YEREL YÖNETİMLERİN BÜTÇEDEN ALDIĞI PAY, %
HARCAMALAR Milyon TL Mahalli İdarelere Hazine yardımları Mahalli İdarelere Verilen Paylar
2018
2019
2020/6 ay
830.809
999.489
564.862
2.006
1.272
572
72.485
76.559
39.725
3.136
3.321
1.710
31.960
33.702
17.581
9.347
9.884
5.108
28.042
29.652
15.325
74.491
77.831
40.297
9,0
7,8
7,1
Genel Bütçe Gelirlerinden İl Özel İdarelerine Ayrılan Paylar Genel Bütçe Gelirlerinden Büyükşehir Bel. Ayrılan Paylar Genel Bütçe Gelirlerinden Diğer Belediyelere Ayrılan Paylar Genel Bütçe Gelirlerinden Büyükşehir İlçe Belediyelerine Ayrılan Mahalli İdarelere Yardım ve Pay Merkezi Bütçeden Mahalli İd. Pay, %
Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı veri tabanından hesaplandı
COVID’19 salgını şartlarında birçok ülkede yürürlüğe konulan destekleme paketlerinde yerel yönetimlere önemli kaynak aktarımları yapılırken Türkiye’de merkezi iktidar, bu yönde bir önleme yer vermedi. Başta İBB olmak üzere büyükşehir belediyeleri, verili şartlarda, merkezden gelen kaynakların da azalmasıyla, belediye harcamalarını kısıtlanmış bütçelerle yerine getirmek zorunda bırakıldılar.
Belediye bütçe açıklarında artışın kaçınılmaz olduğu bu şartlarda, belediyelerin daha çok borçlanmaları ve borç stoklarının kabarması da kaçınılmaz. Merkezi iktidar, birçok belediyenin bağış
kampanyalarını
engelleyerek,
kaynak
yaratma
yollarını
da
hukuksuz
biçimde
tıkamaktan geri durmadı.
19
Borçlanma 2020 yılı ilk çeyrekte 29,5 milyar TL açık veren merkezi bütçenin ikinci çeyrekteki açığı 80 milyar TL’ye yaklaşarak yüzde 170 arttı. Böylece yılın ilk yarısının açıkları 109,5 milyar TL’ye yaklaştı.
Merkezi bütçenin açıklarının 6 aylık dönemde toplamda 4 milyar TL’lik kısmı bütçe emanetleri ve avanslardan karşılanınca finanse edilmesi gereken açık 6 ay için 105 milyar TL’ye ulaştı. İkinci çeyrek bütçe açıkları yaklaşık 80 milyar TL olarak gerçekleşirken bütçe emanetlerinden de 7 milyar TL’lik bir açık oluştu ve finanse edilmesi gereken nakit açığı ikinci çeyrekte yaklaşık 87 milyar TL’yi buldu.
Hazine, ilk 6 ayda açıkların gerektirdiğinin yüzde 58 üstünde yani 166 milyar TL borçlandı. Faizlerin düşük seyri ve gelecekteki kamu açığı öngörüsünün bu fazladan borçlanmaya yönlendirdiği söylenebilir.
İlk 6 ayın 166 milyar TL’lik borçlanmasının yaklaşık 100 milyar TL’lik kısmı, yani yüzde 60’ı Nisan-Haziran döneminde yani ikinci çeyrekte gerçekleştirildi.
Hazine 2020 ilk yarısında dışarıdan borçlanma yerine dış alacaklılara 8,5 milyar TL’lik net ödeme yaptı, bunu karşılamak için de içeriden yapılan TL ve döviz cinsinden toplam 6 aylık borçlanma 174,5 milyar TL’ye ulaştı.
20
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE DENGESİ VE FİNANSMANI: 2020, Haziran,Milyon TL,%
Kaynak:Hazine ve Maliye Bakanlığı veri tabaınndan hesaplandı
İlk 6 ayda içeriden borçlanma 174,5 milyar TL’ye ulaşırken bunun 131 milyar TL’lik kısmı yani dörtte üçü ikinci çeyrekte gerçekleştirildi. Altı ayın borçlanmasının yüzde 30’unun döviz cinsinden devlet tahvili ile yapılması da dikkat çekti.
Açık için gerekenden fazla borçlanmaktan, hatta dövizle borçlanmaktan çekinmeyen Hazine, ilerisi için yığınak yaptı ve ikinci çeyrekte eklenen 13,2 milyar TL ile birlikte 6 ayın sonunda kamu mevduatı 61 milyar TL’ye yakın arttı.
Merkezi bütçe açığı ve borçlanma iki çeyrek toplamı ya da ilk yarı için yapılınca ortaya şu görüntü çıkmaktadır. 2020’nin ilk yarısında merkezi bütçe açığı 2019’un ilk yarısına göre yüzde 39 arttı. Bunun yüzde 13’ü enflasyon şişkinliği sayılınca, ortada net reel önemli bir açık artışı gözleniyor.
Açığı finanse etmek için Hazine daha çok borçlanmak zorunda kalıyor ve iç borç stoku hızla artıyor. 2019’un ilk yarısında 79,4 milyar TL borçlanan Hazine, 2020’nin ilk yarısında 166 milyar TL borçlandı. Bu borçlanmanın bir kısmı tahkimat için yapılsa da cari fiyatlarla yüzde 109’u aşan bir borçlanma gerçekleşti.
21
Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı veri tabanı
Ek bir bütçe zorunlu Yılın ilk 6 ayında yaşanan bütçe açıkları ve borçlanma düzeyi, muhalefet partileri tarafından ek bir bütçe yapılması talebini getirdi.
2020'nin tamamında Hazine'nin 134,5 milyar TL net borçlanma yapması öngörülüyordu. Fakat 6 ayda 166 milyar TL borçlanıldı. Bu tutar,
Hazine için rekor. 2019 Ocak-Haziran
döneminde 79,4 milyar TL net borçlanma gerçekleştirilmişti. Artış, yüzde 109’u bulmaktadır.
2020’nin ilk yarısında yapılan borçlanma bütçe başlangıcında öngörülen yılın ortasında yüzde 23 aşmış durumda.
borçlanmayı daha
Krizin yarattığı ekonomik maliyet nedeniyle, yıl
sonu bütçe açığının 220 milyar TL'yi bulabileceği tahmin ediliyor.
Bu veriler,
ek bütçe
yapmayı zorunlu kılıyor.
Hazine'nin
borçlanma
limitleri
Kamu
Finansmanı
ve
Borç
Yönetiminin
Düzenlenmesi
Hakkında Kanun ile belirlenmiştir. Bu kanun, borçlanma üst limitini, bütçe kanununda verilmesi öngörülen bütçe açığının yüzde 5'i kadar artırılabileceğini hükme bağlamıştır. Mevcut borçlanma tutarları ile, bu sınırın aşılacağı kesindir.
20
Diğer taraftan, özellikle Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı için, 2020 Merkezi Bütçe Kanunu için öngörülen ödeneklerin aşılması muhtemel gözükmektedir. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na göre, ödenek üstü harcama yapmak mümkün değildir.
Tüm bu göstergeler, yeni bir program ve yeni bir bütçeye ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor.
Muhalefet
partileri,
bütçe
hakkının,
parlamentoya
ait
olduğunu
hatırlatarak
yürütmenin, kanunlarla Meclis'e tanınmış bir yetkiyi kullanmasını eleştiriyorlar.
Meclis'in
acilen toplanarak, ek bütçe kanunu görüşmesi gereklidir, diyorlar. Çıkarılacak Ek Bütçe Kanunu ile,
* Borçlanma limitinin artırılması, * Salgın nedeniyle ödenekleri yetersiz kalacak kurumlar için ek ödenek tahsisi, * Salgına karşı alınan önlemler kapsamında ertelenmesi mümkün harcamaların, ihtiyacı olan Kamu Kurumlarına aktarılması, * Salgından ivedilikle etkilenecek alanlara yönelik yeni ödeneklerin tahsis edilmesi , talep ediliyor.
21
IMF’e Göre Pandemide Mali destekler
Kısa adı IMF olan Uluslararası Para Fonu, Haziran ayında güncellediği “Dünya Ekonomik Görünüm Raporu; Haziran 2020”de küresel ekonomik daralma tahminini 2020 için yüzde yüzde 4,9’a çekerken dünyanın karşı karşıya olduğu işsizlik verilerine ve devletlerin pandemi karşısında aldıkları mali destek önlemlerine de yer verdi.
Raporda Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2020’nin ilk çeyreğinde gerçekleşen 130 milyon tam zamanlı iş kaybının yılın ikinci çeyreğinde 300 milyona yükseleceği öngörüsüne yer verildi. Emek piyasasında evden çalışma olanağı bulunmayan “düşük becerili” işçilerin krizde daha şiddetli darbe yiyeceği, toplumsal cinsiyet boyutuyla da kadınların daha keskin gelir kaybına uğrayacağı belirtildi. Dünyadaki 2 milyar civarı kayıt dışı çalışan işçinin yüzde 80’e yakınının durumunun belirgin biçimde kötüleşeceği de vurgulandı.
IMF raporunda günde 1,90 dolardan daha düşük gelirle aşırı yoksulluğun pençesinde bulunan insanların sayısının artması tehlikesine de dikkat çekiliyor.
Raporun
mali
gelişmelerle
ilgili
bölümünde,
çeşitli
hükümetlerin
pandeminin
yarattığı
ekonomik ve sosyal hasara karşı açıkladığı mali yardım paketlerinin toplamı 11 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Nisan ayı raporunda, bunun 6-7 trilyon dolar olduğu belirtiliyordu.
Haziran için tahmin edilen 11 trilyon dolarlık desteğin 5,4 trilyon dolarının doğrudan merkezi bütçe açıklarını artıran ek harcamalar ve vergi indirimlerinden oluştuğu bildiriliyor. Geri kalan 5,4 trilyon dolar ise likidite kolaylıkları, krediler ve garantilerin toplamını yansıtıyor.
Kaynak: https://www.imf.org/en/Topics/imf-and-covid19/Fiscal-Policies-Database-in-Response-to-COVID-19
22
IMF’nin doğrudan bütçe kaynaklı destekleri temel alarak yaptığı sıralamada, ülkelerin GSMH’lerinin oranına göre ilk üç basamakta ABD, Japonya ve Almanya yer alıyor. Buna karşın son sıraları kaynakları yetersiz gelişmekte olan ülkeler paylaşıyor. Türkiye; Hindistan ve Meksika’nın gerisinde tüm G-20 ülkeleri arasında sonuncu sırada bulunuyor.
COVID'19 Mali Destekler: Ülke GSYH'na Göre, % Direk Likit
Vergi-kredi
Ülke/Bölge
yardım/GSYH
kolaylık/GSYH
ABD
12,28
2,56
Japonya
11,33
23,99
Almanya
9,39
31,51
Avustralya
8,84
1,83
Brezilya
6,53
5,40
İngiltere
6,16
16,88
Kanada
5,64
3,29
G.Afrika
5,33
4,21
Çin
4,1
0,5
Italya
3,5
34,0
İspanya
3,4
10,6
G.Kore
3,1
9,7
Arjantin
2,8
2,0
Fransa
2,7
16,2
Endonezya
2,4
1,1
S.Arabistan
2,3
0,9
Rusya
1,9
1,1
Hindistan
1,2
4,9
Meksika
0,7
0,5
Türkiye
0,2
9,1
Düşük Gelirli Ülke
1,0
0,1
Yükselen Çevre
3,1
2,0
G20
5,8
6,4
Gelişmiş Ülke
8,9
10,9
Kaynak:IMF
23
IMF tahminini göre pandemi dönemi mali destekler 11 trilyon doları bulurken Türkiye’nin destekleri 65 milyar dolarda kaldı ve bunun da hanehalkına değen nakdi destekler kısmı 2 milyar dolardan ibaret.
24
Şeffaf Bütçe
2020 Merkezi Bütçe İlk Çeyrek Verileri Değerlendirme Raporu © Tüm Hakları Saklıdır.