Moda
Çocuklarda Kaygı ve Nedenleri
Dr. Nesli Güven Dünya Anaokulları
Çekmeköylüler 2016’ya Park Adana’da Girdi İngilizce Öğrenmenin Doğru Adresi ENGLISH TIME
Güneşin Çocukları 2016’ya Hep Birlikte Girdi Aşkınıza Sıcacık Sarılın
Sanatçı Davet Beklemez Dilek Türker Çekmeköy Gönüllüleri TSM Korosu’ndan 5 Yıldızlı Kutlama Yeni Yılda 7 Adımda Kanser Riskinizi Azaltın Memorial Hastanesi / Doç. Dr. Soley Bayraktar
Dünyanın En Hafif 4K Projektörü
Soner Arıca www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
3
Moda
4
Ocak 2016 - 114. Say覺
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
1
KICK BOX Moda
Saatte minimum 500 kalori
Saatte minimum 500-700 kalori harcayarak en fit siz olun. Haftada 2 gün maksimum 10 kişilik gruplardan oluşan KICK BOX derslerimize kayıtlar başladı. Ayrıntılı bilgi eğitmenlerimizde.
2
T. 0216 642 2732 F. 0216 642 2699 W. mayadromsports.com Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
3
Moda
4
Ocak 2016 - 114. Say覺
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
5
İçindekiler 10
Moda/ Aşkınıza Sıcacık Sarılın - Kemal Tanca’dan Aşka Özel İndirimler
12
Teknoloji / Dünyanın En Hafif 4K Projektörü - Aşk İyi İletişimle Beslenir
14
Çekmeköy’e Dair / Çekmeköylüler 2016’ya Park Adana’da Girdiler
16
Çekmeköy’e Dair / Çekmeköy Gönüllüler TSM Korosu‘ndan 5 Yıldızlı Kutlama
18
Çekmeköy’e Dair / Güneşin Çocukları 2016’ya Hep Birlikte Girdiler
20
Röportaj / İngilizce Öğrenmenin Doğru Adresi ENGLISH TIME
24
Röportaj / Sanatçı Davet Beklemez - Dilek Türker
30
Çocuk / Çocuklarda Kaygı ve Nedenleri / Dr. Nesli Güven
34
Röportaj / Soner Arıca
40
Sağlık / Yeni Yılda 7 Adımda Kanser Rizkinizi Azaltın Memorial Hastanesi - Doç. Dr. Soley Bayraktar
6
Ocak 2016 - 114. Sayı
44
Eğitim
46
Sahne Sanatları
48
Konser
50
Sinema
52
Aralık Ayı Burç Yorumları Klasik Astroloji Uzmanı Meltem Yalçındağ
54
Bulmaca
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
7
Editör Kardelen Çiçeği...
İMTİYAZ SAHİBİ 2M Danışmanlık Reklam Ajansı Adına Muharrem ÇAĞIL YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ (Sorumlu) Muharrem ÇAĞIL GENEL YAYIN ve SANAT YÖNETMENİ Rıza CÜCE
Sevgili dostlar, bu ayki sayımızda sizlerle çok klasik olan bir öyküyü paylaşmak istiyorum. Öykümüz, “Kardelen Çiçeği’nin Yaşamı”. Klasik ancak unuttukça hatırlanması gereken bir öykü aslında bu... Bu öyküden her türlü paylaşımlar ve yaklaşımlar çıkarabilirsiniz. Kardelen çiçeği, etrafındakilerin, dostlarının anlatımıyla güneşe aşık olur. Aslında hayatında güneşi hiç görmemiştir. Çünkü bilir ki güneşi gördüğü an canından olacaktır. Ama bu aşk içinde öyle büyür öyle büyür ki artık dayanılmaz bir hal alır ve Allah’a dua eder, bana bir defacıkta olsa güneşi görmeyi nasip et diye.... Ve bir gün dayanamaz Allah’ın huzuruna çıkar ve şöyle der; “Allah’ım güneşi görmem için bana izin ver.”, Allah’ta ona şöyle seslenir; “Ey kardelen bilmez misin ki sen narin bir çiçeksin ve güneşle karşılaştığın an canından olabilirsin. İyi düşün sana iki gün mühlet veriyorum, ya güneş ya canın.”. Kardelen, yüce Rabbin huzurundan ayrılır ve düşünür. Ama içindeki güneş sevdası adeta onu içten içe kemirir. 2. günün sonunda Rabbin huzuruna çıkar ve şöyle der; “Bu aşk beni öyle büyüledi ki güneşi görmek için can atıyorum. Allah’ta ona; “Cesaretini takdir ederim ey kardelen ama bir yandan da üzülürüm, çünkü canından olacaksın.” der. Ve kardelen güneşi görmenin aşkıyla tutuşurken karın üstüne çıkmaya karar verir. Tam o beyaz karın içinden kafasını çıkardığı an güneşi görür ama ona daha önce söylendiği gibi canından olur. Bu olay herkesin kalbinde yer eder. Herkes çocuklarına ve torunlarına bu olayı anlatır, nasihatte bulunurlar. “Eğer günün birinde aşık olursan, birini çok seversen “KARDELEN” gibi cesaretli ol. Eğer “KARDELEN” kadar cesaretin yoksa sakın aşık olma! Evet Sevgili Dostlar, aslında birkaç versiyonu olan bu öykünün birini sizlerle paylaştık. İnsan bildiği doğrular sonucunda, “eğer ki menfaati uğruna kötü sonuçlanacak bir durum dahi olsa” dimdik durmalı. Bunun sonucu her zaman ölüm vs. gibi durumlar olmayabilir. Bu bağlamdan yola çıkarak sonuç her ne olursa olsun korkmadan bildiğiniz “doğruları” mutlaka yapın. Kendiniz veya birlerinin mutluluğu için yanlış şeyler yapmayın. Ve hatalar insanlar içindir hata yapılabilir, ancak hatalarınızı görün, kabul edin ve bir daha yapmamaya çalışın. Sevgiyle kalın...
8
Ocak 2016 - 114. Sayı
YAYIN KURULU Muharrem ÇAĞIL Rahmi ÇAĞIL Av. Toyhan GİRGİN Müh. Rıza CÜCE Öğrt. Sertaç ULU Av. Mete AKKAYA Meriç GÜNDOĞAN HALKLA İLİŞKİLER Ahmet SARAL GÖRSEL TASARIM Burak OKAY Meriç GÜNDOĞAN BASIM YERİ Özlem Matbaacılık ve Reklacılık Ltd. Şti. ULAŞTIRMA & LOJİSTİK Şeref BULUT YÖNETİM Mehmet Akif Mah. Recep Ayan Cad. No:9/B Çekmeköy / İSTANBUL REKLAM PAZARLAMA Ünsal ÇAĞIL 0216 640 43 43 0535 983 01 41 www.cekmekoymagazin.com pazarlama@cekmekoymagazin.com Yazı ve fotoğrafların tüm hakları Çekmeköy Magazin Dergisi’ne , yayınlanan reklamların sorumluluğu ilan sahibine aittir.
www.cekmekoymagazin.com
Moda
EN İYİLERİN
EN İYİSİ TÜM DÜNYADA EN İYİ NISSAN BAYİLERİNDEN BİRİ SEÇİLMENİN
GURURUNU YAŞIYORUZ
YÜZBAŞIOĞLU
2015 Nissan Global Ödülü Kazananı Adres: Ekşioğlu Mah. Şile Otobanı Taşdelen Mevkii Ulusal Cad. No: 1 34782 Çekmeköy/İstanbul Telefon: (0216) 484 66 66 www.yuzbasiogluoto.com.tr Bayimiz 09.00 – 18.30 saatleri arasında açıktır. www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
9
Moda
AŞKINIZA SICACIK SARILIN! Fashion Friends, Sevgililer Günü’nde tarzını ortaya koymak isteyenler için 2016 Kış Koleksiyonuyla “Moda Sensin” diyor… Sevgilinizi bir gün değil her gün düşündüğünüzü Fashion Friends’ten ona alacağınız hediye ile gösterin. Sevgililer Günü romantikliğine yakışan renkleri modern çizgilerle birleştiren Fashion Friends, sevgilisine unutulmaz bir hediye sunmak isteyenler için doğru tercih oluyor. Sevgilinizi bu özel günde Fashion Friends koleksiyonun parçalarıyla şımartın. Kışın olmazsa olmazı kaban, mont, deri mont, trenchcoat, yelek, yağmurluklar ile sevgilinize soğuk kış günlerinde ona en ihtiyaç olan hediyeleri sunarken kadın ve erkek koleksiyonundaki parçalar ile özgür şıklık anlayışıyla kombinler yapmanızı sağlıyor. Kalite ve şıklığı tarzında yakalamak isteyenlerin tercihi Fashion Friends hazırladığı özgün koleksiyonuyla gençlerin vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. SEVGİLİLER GÜNÜ KOMBİNİ
Kadın koleksiyonunda özellikle uzun hırkalar, günümüzün moda trendi triko elbiseler, skinny denim jean pantolonlarla farkınızı ortaya koyarken erkek koleksiyonunda slim fit formdaki gömlek, ceket, pantolonu oversize paltolarla kombini kendiniz yaparak modanızı kendiniz yaratın. “Moda Sensin” sloganıyla yola çıkan, dünyanın en yeni moda trendlerini takip eden Fashion Friends 300’ü aşkın satış noktasında sizlerle buluşuyor. Ayrıntılı Bilgi: www.fashionfriends.com
Kemal Tanca’dan AŞK’a Özel İndirim... Yılın en sevgi dolu gününde Kemal Tanca’dan aşka özel hediye…
Kemal Tanca, 14 Şubat’ta sevgilisinin gönlünü yeniden fethetmek isteyenler için tüm ürünlerde yüzde 50’ye varan indirime ek yüzde 20 indirim fırsatı sunuyor Konfor ve şıklığı bir arada sunan Kemal Tanca, her tarza uygun tasarımlarıyla Sevgililer Günü için birbirinden özel hediye seçenekleri sunuyor. Tüm ürünlerde yüzde 50’ye varan indirime ek yüzde 20 indirim kampanyası düzenleyen Kemal Tanca, ayakkabı tutkunlarının şıklıklarını tamamlamasına yardımcı oluyor.
adidas'tan Sportif Aşıklara Özel Hediyeler!
adidas, Sevgililer Günü’nde aşkını özel ve sportif bir hediye ile anlatmak isteyenlere kırmızı, pembe ve beyaz renklerinde farklı alternatifler sunuyor.
adidas, Sevgililer Günü’nü birbirinden şık ürünler ile kutluyor. Sevgilisini özel hissettirmek ve sevgilisine aşkını anlatacak hediyeyi seçmek isteyenler aradıklarını adidas mağazalarında ve shop.adidas.com.tr adresinde bulabilecek. adidas Originals ve Performance koleksiyonlarında ayakkabıdan tişörte, koşu ürünlerinden çantalara kadar sevgiliyi özel hissettirecek, özgün bir hediye bulmak mümkün. adidas tüm sevgilileri, hediyelerini bulmaları için adidas mağazalarına ve shop.adidas.com.tr ‘ye bekliyor. 10
Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
11
Teknoloji
DÜNYANIN EN HAFiF 4K PROJEKTÖRÜ “Panasonic PT-RQ13K” ile 4K Çözünürlüğün Ötesi Dünyanın önde gelen ve yenilikçi görüntü teknoloji markalarını Türkiye’deki kullanıcılarıyla buluşturan Astel Elektronik; Panasonic tarafından konsept tanıtımı “ISE 2015 Fuarı”nda yapılan 4K+ DLP lazer projektörü “PT-RQ13K”yı, 23 Aralık 2015’te Ritz Carlton’da gerçekleştirilen “Panasonic Roadshow 2015” ile Türkiye pazarına tanıttı. Ocak 2016 tarihinden itibaren satışa sunulacak “PT-RQ13K”, sadece “43 kg” ağırlığı ile dünyanın en hafif 3-çip DLP lazer projektörü olmasının yanı sıra gerçek 4K+ çözünürlüğü (5120x3200) ile Full HD ekranların 8 katı piksel sayısına sahip.
Hatır İçin... Sevgililer Günü’nde GoldMaster Sohbet Elektrikli Cezve, 2’li porselen fincan hediyesi ile hayatınıza keyif katıyor. Aşk, muhabbetten geçer; kahve muhabbete eşlik eder. Sevdiğinizle geçireceğiniz en güzel günlerde aşk dolu muhabbetlerinizi, GoldMaster Sohbet Elektrikli Cezve ile yapacağınız bol köpüklü kahve eşliğinde yapın. Sevgililer günü için beyaz ve mor renklerde özel olarak tasarlanan Sohbet Elektrikli Cezve, 2’li porselen fincan hediyesi ile unutulmaz bir “Sevgililer Günü” hediyesi sunuyor. Kahvenizi nasıl içtiğiniz değil içerken size kimin eşlik ettiğidir önemli olan. Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır sevgiliyle içilen kahvenin ise bir ömür. Ürün kalitesi ve tasarımdaki şıklığıyla dikkat çeken Elektrikli Cezve, 300ml/4 fincan kapasitesi ve 800W performansıyla muhabbetlerinize ara vermeden kahvenizi yapmanızı sağlıyor. Ayrıntılı bilgi: www.goldmaster.com.trv
ASK İyi İletişimle Beslenir... Sunny SS70 Cep Telefonlarıyla Kesintisiz Sevgi Türkiye’nin teknoloji markası Sunny, kendi üretimi olan SS70 Akıllı Telefonu, Sevgililer Günü’nde bol bol selfie çekmek isteyenler için sunuyor. 1.7 GHz, 8 çekirdek işlemci ile süper hızlı, 2 GB RAM, 16 GB ROM ve 32 GB’a kadar artırılabilir hafıza ile güçlü bir telefon olan Sunny SS70’e tüm uygulama, fotoğraf ve dosyalarınızı kaydederek, güzel anılarınızı her an yanınızda taşıyacaksınız.
12
Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
13
Çekmeköy’e dair
Çekmeköylüler 2016’ya Park Adana’da Girdi... Park Adana’nın lezzetli menüsü ve sınırsız eğlence, yeni bir yıl için iyi bir başlangıç tercihiydi. Çekmeköylüler yeni yıla Park Adana’da girdi. Herkes o gece için özel olarak hazırlanmıştı. Şık bir mekanda, leziz bir menüyle, keyifli dakikalar geçirmek, doyasıya eğlenmek ve yeni yıla güzel bir başlangıç yapmanın adresi Çekmeköylüler için Park Adana Kebapçısı oldu. Güzel bir müzik eşliğinde yenen yemekler ve edilen sohbetlerin ardından eğlence hızlı bir şekilde başladı. Gece boyu canlı müzik ve fasıl tüm konuklara eğlenceli dakikalar yaşattı. Sanatçılarda, her zevke hitap eden, o gece için hazırladıkları repertuarları ile hem eğlendiler hem eğlendirdiler. Park Adana’nın geniş dans pistinde herkese yer vardı. Eğlenceli ortamı, güleryüzlü personeliyle Park Adana, misafirlerini kendi evlerindeymiş gibi rahat ettirdi. Aileleri ve çocuklarıyla eğlenmeye gelen misafirlerin memnuniyetleri yüzlerinden okunuyordu. Gece boyunca çeşitli sahnede halaylar çekildi, horonlar tepildi oyun havaları oynandı. Gecenin sonunda bir vazgeçilmez olan işkembe çorbası da Park Adana’nın ikramları arasındaydı.
14
Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
Çekmeköy’e dair
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
15
Çekmeköy’e dair
Çekmeköy Gönüllüleri Korosu, 5. Yılına 5 Yıldızlı Kutlamayla Girdi... Çekmeköy TSM Gönüllüleri Korosu, 2015’in son günlerinde Villa Belde Taşev’de “Gönül Dostları” ile buluştu. 2016’ya yaklaştığımız günlerin heyecanı ile koronun, 5. yılına girmesinin coşkusu da birleşince gecenin güzelliği ikiye katlandı. 5. yılını kutlayan Çekmeköy TSM Gönüllüleri Topluluğu, Kurucu Başkan M. Celil DOKTOROĞLU önderliğinde ve Şef Gürcan ÖZDEMİR eğitimleri ile başarılarına yeni başarılar ekleyerek, büyümeye devam ediyor. Gönül Dostları ile güzel bir birliktelik oluşturmak amacı ile düzenledikleri yemeğe üyeler, yakınları, Çekmeköy Ulus Pazarı Kurucusu Bülent Reisoğlu ve birbirinden değerli sürpriz konuklar katıldı. Gecenin başlangıcında, organizasyona iştirak eden grubun saz sanatçıları ve misafir sanatçılar icra ettikleri saz eserleri ile dinleyenleri mest ettiler. Koro, Şef Gürcan ÖZDEMİR yönetiminde hazırladıkları mini Hüzzam Faslı ile davetlileri Türk Müziği’nin engin denizine sürükledi... Gecenin sonunda bilgi aldığımız koronun Kurucusu M. Celil Doktoroğlu, çalışmalarının tüm koro içerisinde büyük bir şevk ve uyum içinde devam ettiğini, koro’nun her geçen büyüyerek 16 Ocak 2016 - 114. Sayı
çok değerli isimlerin koroya dahil olduğunu ve yaşı kaç olursa olsun, katılacak yeni dostlara her zaman kapılarının ve gönüllerinin açık olduğunu belirtti. Çekmeköy TSM Gönüllüleri Korosu’na kayıt olmak isteyenler koronun çalışmalarına ait ön bilgileri Çekmeköy TSM Gönüllüleri facebook adresinden izleyebilir veya aşağıdaki telefonlardan bilgi alabilirler... İletişim: M. Celil DOKTOROĞLU 0532 412 49 68 Gürcan ÖZDEMİR 0536 321 60 88 Ayrıca biz de Çekmeköy Magazin Dergisi olarak, TRT Ankara Radyosu Türk Sanat Müziği Müdürlüğü tarafından, Türk Musikisi’nin geniş kitlelerce sevilmesini, verilecek kısa bilgiler ve söz bölümleri ile Türk Müziği’ne ait kültür zenginliğinin aktarılmasını amaçlayan ve TRT Nağme kanalı için yapılan “Türk Sanat Müziği Amatör Ses Yarışması”nda, Şef Gürcan Özdemir 3. oldu. Her zaman mütevazı, alçak gönüllü, güleryüzlü bir kişiliği olan ve son derece duygulu, güzel bir sese sahip Şef Gürcan ÖZDEMİR’i, bölgemize ve korosuna yaşattığı bu mutluluk için kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz. www.cekmekoymagazin.com
Çekmeköy’e dair
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
17
.. . GuNesiN .. .ÇOCUKLARI 2016‘ya. HEP Birlikte MERHABA dedi...
Çekmeköy’e dair
Çekmeköy Gönüllüleri Derneği, merkezlerinde mahalledeki çocuklar için düzenledikleri kutlamayla 2015 yılına keyifli ve eğlenceli bir şekilde veda etti. Gençler her yıl olduğu gibi Gönüllü Odaları’nı rüya gibi süsleyerek kardeşlerine harika bir sürpriz yaptılar. Aralık ayı başında yılbaşı ağacına dileklerini asan çocuklar dileklerinin gerçekleşeceği etkinlik gününü heyecanla beklediler. Dilekler her yıl olduğu gibi gönüllü dostlara ve Dünya Koleji’ne gönderildi. Geleneksel yeni yıl şöleninde çocukların dileklerinin gerçekleşmesine özenle emek veren Dünya Koleji Yönetimi bu yılda aynı özenle velileriyle birlikte çocukların mutluluğuna ortak oldu.
18
Ocak 2016 - 114. Sayı
Annelerin özenle hazırladıkları ikramlarla çocuklar yılın son yemeğini birlikte yediler. Keyifli sohbetle yenen yemek boyunca yıl içinde yaşadıkları sevinçli ve hüzünlü anıları 2016 yılındaki hedefleri ve beklentileri paylaştılar. Sohbetin ardından müzik eşliğinde söyledikleri şarkı ve türkülerle dans edip doyasıya eğlendiler. İlerleyen saatlerde dileklerine kavuşmanın heyecanı noel babanın aralarına katılmasıyla doruğa ulaştı. Hediye dağıtımın ardından topluca geleneksel takvim fotoğrafı çekildi. Gecenin en özel anısı ise bir çocuğun misafir gelen kardeşiydi.
Noel Baba’nın onu çağırdığını duyunca inanamadı. Şaşkın bakışlarla ürkek bir halde yanına geldi. Kucağına oturdu. Hediye paketinden çıkan ayıcığa sımsıkı sarıldığında gözlerindeki mutluluk ve gözyaşı herkese duygusal anlar yaşattı. Dernek Başkanı Canan Oğuz geceyi, “Dünyamız’a 2016 yılının huzur getirmesini, çocukların daha iyi koşullarda barışın ve dayanışmanın hakim sürdüğü bir dünyada insan ve doğa sevgisinin yoğunluğu içinde büyümesi dileğiyle, yeni yılınızı kutluyor sağlık ve mutluluk diliyorum.” sözleriyle noktaladı.
www.cekmekoymagazin.com
Moda
“Bilgi” beș harftir, bește dördü “ilgi”dir! Mümin SEKMAN
Kirazlıdere Mah. Cumhuriyet Cad. No: 2 (Şile yolu üzeri) TAŞDELEN/ ÇEKMEKÖY Tel: 0216 312 65 65 Fax: 0216 312 65 15 www.finalokullari.com.tr | http://fiass.final.com.tr
/CekmekoyFinal www.cekmekoymagazin.com
/FinalCekmekoy Ocak 2016 - 114. Sayı
19
R繹portaj
20
Ocak 2016 - 114. Say覺
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
İngilizce Öğrenmenin Doğru Adresi:
ENGLISH TIME Bu ayki sayımızda bölgemizin seçkin eğitim kurumlarından English Time’ın konuğu olduk. Keyifli bir sohbet gerçekleştirdiğimiz Kurucu Mehdi Ranjdost ile bakın neler konuştuk.
Özel kursların kendilerini kabul ettirebilmeleri için mutlaka farklı bir yanlarının ve kendilerine özgü bir taraflarının olması gerekiyor. ENGLISH TIME Çekmeköy Şubesi olarak sizin farkınız veya özelliğiniz nedir?
şubemizin alternatif değil, tamamlayıcı unsur olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerimzin eksik olduğu konular en kısa sürede tespit edilerek deneyimli öğretmenlerimiz eşliğinde giderilmektedir
>>Evet çok fazla özel kurs var ve hepsinin de birbirinden farklı politikaları, kampanyaları, duruşları bulunmaktadır. Bizim eğitim anlayışımızda ilk hedef, öğrencilerimizin ve velilerimizin burada mutlu bir şekilde eğitim görmeleridir. Bireysel ilgiye verdiğimiz önem ve kaliteli eğitim duruşumuz aynı zamanda fiyat konusunda oluşan istikrarımız bizi diğer yabancı dil kurslarından ayıran en büyük özleliğimizdir. Öğrencilerimizi ve velilerimizi aldatıcı hiçbir politika bizim kurumumuzda yer alamaz.
Günümüzde yabancı dil kurslarının arttığını görmekteyiz. Bu durum eğitim kalitesi açısından bir olumsuzluk oluşturmakta mıdır?
Yabancı dil kursu olarak ENGLISH TIME sizce eğitim sistemimizde alternatif midir ,yoksa tamamlayıcı unsur mudur?
Genel anlamda yabancı dil kurslarının sorunlarını bize anlatın desek?
>>Öğrencilerimizin daha iyiye, daha ideale ulaşma çalışmalarının adresi olan ENGLISH TIME Çekmeköy
www.cekmekoymagazin.com
ile ifade edebilirim. Öğrencilere verilen sözlerin tutulmaması, öğretmen kalitesi konusunda ve devamlılığı konusunda titiz olunmaması ve fiyat konusunda oluşan kişiye özgü farklı fiyat politikalarının olması aynı zamanda kur atlamak için yapılan sınav sonuçlarında çok şeffaf olunmaması gibi birkaç olumsuz neden söylenebilir.
>>Eğitim amaçlı açılan hiçbir yerin olumsuzluk oluşturacağını düşünmemekteyim, fakat eğitimin olduğu bir yerde öncelik ticari kaygı yada ticari beklenti olursa ki açılan bir çok kursun bu yönde olduğu kanısındayım, o zaman çevresel faktörlere olumsuz etki oluşturacağı kanısındayım.
>>Bizleri tercih eden, daha önceden farklı kurslarda kötü deneyimler yaşamış olan öğrencilerimizden aldığımız geri bildirimlere dayanarak birkaç kelime
Ocak 2016 - 114. Sayı
21
Röportaj
Öğretmenleri işe alırken genel kriterler üç aşağı beş yukarı her kursun aynıdır. Ancak şunu bilmekteyiz ki her yabancı dil kursunun bu kriterlere ilave olarak olmazsa olmaz değerlendirme yöntemleri bulunmaktadır. Sizin olmazsa olmazlarınız var mıdır? >>Öğretmen seçimi bir eğitim kurumu için çok önemlidir. Konu yabancı dil eğitimi ise bunda çok daha titiz olmak gerekir. Öğretmenlerimizi değerlendirmeye alırken olmazsa olmaz kriterlerimiz elbetteki bulunmaktadır. Tüm öğretmenlerimiz ENGLISH TIME yetkilileri tarafından demo derste izlendikten ve birkaç görüşme yapıldıktan sonra işe alınmaktadır. Öğretmenlerimizin güler yüzlü olması yabancı dil gibi önemli bir unsurda öğrencilerimize en ince
öğretmenlerimiz klasik ders modeli değil farklılaştırılmış görsel algıyı destekleyici ders metodlarıyla eğitim vermektedirler. >>Tüm öğretmenlerimiz üniversite mezunu olup uluslararası serfikalara sahiptir. Yaş düzeylerine uygun pedagojik formasyonları bulunmaktadır. Kısacası her İngilizce bilen yabancı uyruklu kişiler okulumuzda öğretmen olarak çalışmamaktadır. Pedagojik formasyon önemli bir unsurdur. Özellikle öğretmenlerinizin mesleki ve kişisel gelişimleri için ne tür program ve seminerler hazırlıyorsunuz?
>>Bizleri tercih eden öğrenci adaylarımız çoğunlukla başka velilerimizin ve öğrencilerimzin memnuniyetini referans alarak gelirler. Ama tabiki rüştünü ispatlamış bir kurum olarak, reklamlar ve başarılarımızı baz alarak bizi tercih eden velilerimiz de bulunmaktadır. Sadece yetişkinlere özel mi eğitiminiz var yoksa her yaş grubu için kurlarınız veya özel dersleriniz bulunmakta mıdır? >>Yabancı dil öğrenmenin yaşı yoktur, artık 5 bile çok geç diyerek sözlerime başlamak istiyorum. 6 yaşından itibaren başlayan çocuk gruplarımız, iş İngilizce’si, genel İngilizce ve sınav İngilizce’si gibi ihtiyaca yönelik olan yetişkin gruplarımız da bulunmaktadır. 7’den 70’e herkese yabancı dili öğretmeyi hedef edinmiş bir kurumuz. İngilizce eğitimini çok iyi tamamlayan bir öğrenci için yurtdışı programınız bulunmakta mıdır? Ve nereye gidiyorlar?
>>Öğretmenlerimizi eğitim için, İngiltere Üniversitesi’nin hazırladığı yurtdışı seminerlerine gönderiyoruz. ayrıntısına kadar her konuyu severek, etkinliklerle, eğlenceli bir şekilde akılda kalacak örneklerle öğretiyor olması bizim olmazsa olmaz kriterlerimizdir. Bizim 22 Ocak 2016 - 114. Sayı
Öğrenci adayları sizleri daha çok nasıl tercih ederler. İnternetten mi bulurlar yoksa referansla mı?
>>Evet bulunmaktadır. İngilizce eğitimini tamamlayan hatta kursumuza kayıt olan ve 4 kur alan tüm öğrencilerimiz için Londra’da bulunan şubemizde 15 gün eğitim alma hakkı sunulmaktadır. Yerinde ve doğru öğrenmeyi destekleyici bu programa katılan ve Londra’dan çok donanımlı dönen öğrencilerimiz bulunmaktadır. www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
23
R繹portaj
24
Ocak 2016 - 114. Say覺
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
SANATÇI DAVET BEKLEMEZ..
Atatürk’ün aydınlanmacı felsefesinin ışığında bir Cumhuriyet Kadını Dilek TÜRKER bu ayki konuğumuz... Bu sezonda sizi birkaç oyun birden sahnelerken görüyoruz, bu oyunlara ilişkin bizi bilgilendirir misiniz? >>1965 yılında başladığım sanat yaşamımda 50. yılımı doldurdum. 25 yıldan beri de bir özel tiyatronun sahibiyim. Şehir Tiyatroları kökenli bir oyuncuyum, Muhsin Ertuğrul’un talebesiyim. 18 yaşından itibaren 14 yıl süreyle Şehir Tiyatroları’nda sahneye çıktım. İlk yılımdan hemen sonra başrollerde yer aldım. Brecht’in bir oyunu ile yılın oyuncusu ödülünü almıştım. Daha sonra Haldun Taner’in de tavsiyesi ve cesaretlendirmesiyle kalkıp Almanya’ya gittim. 12 sene Almanya’da yaşadım, 7 yıl tek kişilik bir oyun oynadım. Eyalet Devlet Tiyatrosu’na kendi özgün projemi kabul ettirerek, Türk Yazarları’nın oyunlarını oynadım. Türk Tiyatrosu’nun yurtdışındaki başarısını sağlamanın gururunu yaşıyorum. Aziz Nesin’in isteği doğrultusunda, Türkiye’ye geri dönerek Tiyatro Ayna’yı kurdum. Küçük Sahne’de Ferhan Şensoy sevgiyle kucakladı beni, ayrıca Tiyatro Karaca’da, Aziz Nesin’in tek kişilik oyununu oynarken ilk kadın meddah olarak anılır oldum. Bu kabareyi oynadıktan sonra Ataol Behramoğlu’nun Vera Tulyakova’nın anılarından Nazım Hikmet’in son 7 yılını geçirdiği Rusya’da www.cekmekoymagazin.com
ülkesine duyduğu büyük aşk ve hasreti anlatan; aynı zamanda da bu büyük sanatçımızın acılar içinde dünyadan geçmesine neden olduğumuz bir politikanın hikâyesini içeren “Mutlu Ol Nazım” adlı oyunu 23 yıldan beri oynamaktayım. Tiyatro Ayna’nın hikâyesi Aziz Nesin’in benim için oyun yazmasıyla başladı ve 25 senesini doldurdu. Ağırlıklı olarak benim, Türk Yazarları’na yazdırdığım oyunları sahneliyoruz. “Kuvayi Milliye Kadınları”, “Abidei Aşk 2015” oyununu 1996 yılında Nezihe Araz’a yazdırmıştım, sahnelemeye devam ediyorum. Ragıp Ertuğrul’da oyunun içine Dilek Türker’i yazarak ilave etti. Ellinci sanat yılımda kısa bir bölümünde kendimi de oynuyorum. Yaşamımdaki kıymetli insanları hatırlayıp anıyor ve bugünkü toplumsal kaygılarımı dile getiriyorum. Çok da başarılı oldu. Sanatçı olmak çölde çiçek açmak gibi mi? >>Yook, biz makiler gibiyiz, güçlüyüz, çok güçlü bir sanatçı malzemesine sahibiz. Kendimi bir sanat meraklısı, bir icracı sayarım, yorumcuyum, sanat emekçisiyim ben; biz kadınlara tanıdığı haklar verdiği değerden dolayı Atatürk’e duyduğum sevgi, saygı ve ahde vefayı göstermek için üretmeye devam edeceğim.
Günümüz dünyasında toplum ve sanat ilişkisini değerlendirmenizi isteyeceğim. >>Bugün dünya insanlarını sarmalayan üzücü gelişmeler ve yaşanan şiddete karşı, kültür ve sanat, iyileştirici bir rol oynayacaktır, bu derdin şifasıdır. Enerji savaşları içerisinde kaybedilen insan değerleri biz sanatçılarda kızgınlık ve öfke yaratıyor ama bizler muhalif tavırda belki de yaşımımızın getirdiği olgunlukla, insanları, ılımlı çözüm yolları aramaya ve şiddeti reddetmeye davet ediyoruz. Tepkilerini hoyratça değil, yumuşak bir üslupla ortaya koymalarını öneriyoruz. Sevecen, umutsuzluğa yer vermeyen işler yapmaya gayret etmeliyiz. İnsanlar eğer haklarını kendilerine teslim edecek hukuk kurumundan umut keserlerse, objektif yargılama niteliğinin kaybedildiği kaygısını yaşarlarsa, çözüm için en kısa yolun ihkak-ı hak dediğimiz, kendi hakkını kendi teslim alma yolunu tercih ederler ki, bu da şiddeti doğurur. Çözümün en temel unsuru hukuk düzeninin evrensel normlarda tesis edilmesi önceliğidir, tabii bu da tek başına yeterli olmayıp, toplumsal bilinç düzeyinin hak aramada en doğru yolun hukuk kurumu olduğu bilincini sağlayacak eğitimle mümkündür. Ocak 2016 - 114. Sayı 25
Röportaj Biz de, siz sanatçıların gerek rol modeli olarak, gerekse oyunlarınızda işleyerek bu anlayışa dikkat çekmeniz dolayısı ile tüm sanatçılarımıza sizin şahsınızda ayrıca teşekkür ediyoruz. >>Ben Almanya’da da muhalif tiyatro yaptım, özellikle yabancılara yönelik olumsuz davranışları eleştiren işler yaptım. O gün söylediğim şuydu, bugün de aynı şeyleri söylüyorum. Sanatçı çözüm getirmez, sanatçı problemi gösterir. Kurumlar vardır, çözümü onlar üretmek zorundadır. Benim şiddetten kastım ise kimi yapımcıların dünyada bir sektör haline gelmiş, beyinlerimize pompaladığı, beyin tecavüzü olarak adlandırdığım şiddeti kanıksatan yapımları. Bunun yanı sıra komedilerde zekâdan uzak kaba ve yüzeysel gülmeceler ve taklitlerin sunulması ile kötü karakterleri sevimli kılma yoluna gidilmesi bir başka olumsuzluk. Güzel Türkçe’mize verilen zararlar, diğer tarafta şiddet içeren, mafya liderlerine sempati yaratan yapımların öne çıkması, buna karşılık saygı, sevgi, yardımlaşma, merhamet, toplumsal davranış üslupları içerisinde zarafeti, nezaket i sunan yapımların neredeyse kalmaması. Selamlaşmanın kalmadığı, teknolojinin yanlış kullanıldığı, sevgi ve saygı kavramlarının içinin boşaltılarak; saygının güç karşısında korkuyla boyun eğmekmiş gibi kabul görmesi yanlışlığı, oysaki saygı toplumsal değerlere sahip olana verilen kıymettir. Saygıyı ifade etmenin kültürümüzde çeşitli nazik biçimleri vardır. Bütün bunların unutturulması, hitaplarda hanımefendi, beyefendi sözcüklerinin kaybolması gibi. Bu değerlerin yeniden kazanılması için toplumun rehabilitasyona ihtiyacı var. Toplum hasta, ben sanatçı olarak sevgisinde de, öfkesinde de samimi bir insanım, kirlenmemeye çok çalıştım ama masumiyetimizi nereye kadar koruyabiliriz. Bu ortamda yüzde yüz zaten mümkün değil. Bu sistemin içinde bir de acılarımıza yenilmemek lazım.
Çağdaş dünyadaki en üstün insan hakkı normu yaşam hakkı, bu böyle kabul görmüşken ölmek ve öldürmenin sıradanlaştırılması; diğer taraftan insan sadece fiziki bir varlıkmış, en kaliteli yaşam markalaşmış olandır gibinin kabul görmesin yanlışlığı ile manevi zenginliklerin değersizleştirilmesi… Yaşarken ruhun yok sayıldığı böylesi insanın robottan ne farkı kalır. Almanya’ya gitmenizin temel sebebini evrensel sanatların çağdaş düzeyine yakınlaşma çabanız olarak anlıyorum, oradaki süreci biraz anlatır mısınız? >>Bir oyunu Almanca oynayabilmem için öncelikle dili öğrenmem gerekiyordu, bu maksatla Goethe Enstitüsü’nde dil eğitimi aldım. Tek kelime Almanca bilmediğim için bir buçuk yıl bu eğitimi almam gerekti. Süreç içinde 1982-84 arası Tuncel Kurtiz, Kerim Avşar, Ayla Algan ve Beklan Algan ile “Keşanlı”yı oynadık, Haldun Taner’de oradaydı. Sonrasında tek kişilik bir oyunu 7 yıl oynadım. Tek kişilik oyunumu Eyalet Devlet Tiyatrosu’na sundum, 10 dakikada kabul ettiler. Oynadığım iki ayrı televizyon dizisinden ARD TV’de gösterilen “Komşumuz Balta Ailesi” ismiyle yayınlandı. Müziklerini Cem Karaca yapmıştı. Türkiye’ye döndükten sonra “Ben Nazım”ı oynarken bu kez de ZDF televizyonu için teklif geldi. Dizinin çekimleri, önce Antalya’da sonra Münih’te devam etti “İki Kulağı Kesik Bir Antalyalı” dizisinde başrolleri, çok önemli Alman oyuncular ile paylaştık. Türkiye’de de dizi yapmıştınız hatırladığımız kadarıyla? >>Türkiye’de iki dizi yaptım, birisi arkadaşım Tuncay Önder’in Anna Karenina’nın Türkçe bir versiyonunu yaptı orada bir Rus kadını oynadım. Sonra “Gözlerinde Son Gece”de, Türkan Şoray ve Rutkay Aziz ile bir doktoru canlandırdım. Almanya’da kariyerinize devam ederken Türkiye dönmenizi sağlayan etken ne oldu?
26
>>Sebebi Aziz Nesin’dir. 1985 İstanbul Tiyatro Festivali’ne davetli olarak geldiğimde, bütün Alman ekibimle birlikte gelmiştik, dizimizin müziklerini Cem Karaca yapmıştı ama yasaklı olduğu için afişlerde “Muhtar Cemalettin” olarak geçer; orada bana Türkiye’ye gelin size burada ihtiyacımız var çağrıları oldu. Ben Almanya’da ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum, gerek yaptığım işlerde gerekse benimle yapılan televizyon röportajlarında, ülkemizi tanıtma çabam hep sürdü. Orada tanıştığım entellektüel sanatçılar benim ayrı bir zenginliğim oldu. Karşılıklı olarak birbirimizden çok şey öğrendik. Festivalde Aziz Nesin’le karşılaştığımda bana “Sen ne zaman döneceksin?” dedi. Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj Ben de birazcık şımarıklık olsun diye “Siz ne zaman benim için bir oyun yazarsanız o zaman dönerim.” dedim. Sen misin bunu diyen? Bir ay sonra Aziz Nesin’den bir telefon “Dilek, ben Aziz, Çatalca’ya gel oyunun hazır okuyalım.” dedi. Şok geçirdim ve çok sevindim kalktım geldim hemen. Kenan Işık’ta o zaman Devlet Tiyatrosu’nda, “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” oynuyor. Talihsiz dostum, gelmiş geçmiş en yetenekli tiyatro adamlarından biridir. Kendisine şifalar diliyorum. Sanatçı ve insani değerleri tartışılmaz büyük bir yönetmendir, birlikte çalışma fırsatım oldu. Aziz Nesin’in size gösterdiği ilginin, fikirlerinin sahneden topluma yansıtılmasında sizi yetkin görmesi ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Sizin şaka ile söylediğiniz isteğinizi o görev addetmiştir. Topluma yansıtmak istedikleri mesaj için sizin doğru mecra olduğunuzu değerlendirilmiştir. >>Evet, kendisi de bunu böylece belirtti. Konuşmasında “Kimi yazarlar şanslı, kimi şanssız olur. Ben şanslıyım ki DilekTürker tarafından oyunum oynanıyor.”diye bir konuşma yaptı. Bana yönelik çömez iltifatı onur ve gurur kaynağıdır. El yazısı ile yazıp imzaladığı kitabında “Ruhu bedenine, bedeni kendisine sığmayan coşkular prensesi Dilek Türker...” diye yazmıştı. Aziz Nesin ayarındaki değerler nezaket olsun diye iltifat etmezler ama hak edene de övgülerinde cimrilik yapmazlar. >>Nazım’ı oynadığımda Vera Tulyakova, benim için o kadar güzel şeyler söyledi ki, ayrıca Ataol Behramoğlu, bu güzel insanların o güzel övgüleri hayatta aldığım en değerli armağanlar oldu. Onlar benim itici gücüm oldu, çok şanslıydım. İnsan öleceğini bilen trajik bir canlıdır. Ölüme bakış onu reddetmek değil çare olarak görmemektir. Ama hemen devamında içimdeki güç onu dönüştürmüş üretime yöneltmiştir. İnsanoğlu iyi ki tiyatroyu yaratmış, sanatı keşfetmiş. Bu yapı ölüm karşısındaki direncinin tezahürüdür. Hayatın gücü ve vazgeçilmezliğinin projesi kendim yaptığım bir eylemdir. Bir elimde çekiç, bir elimde çivi ile kendimi yonttum diyebilirim. Mutluyum, mutluluk bir çiçeğe bakabilmek, bir müzikten hayaller kurabilmek, dünyadaki acılara kayıtsız kalmadan içinde hissederek buna karşı durabilmektir. Belki mutluluğun resmini yapamam ama mutluluk için haz duygusunu besleyen hedonist yapım var. Ben çocukken bile yaşlıydım, şimdi 70 yaşındayım ama çocuğum. Her zaman yaşlı ve her zaman genç. Epeyce geçmişe dönsek 1940’lı yıllarda ülkemizde kız çocuğunu sanata yöneltecek zihniyete sahip ailelerin azlığını fark ederiz. Ailenizi tanımak isteriz. >>Aileden ziyade kendimle ilgili bir durum bu, ben bir halk çocuğu değil burjuva çocuğuydum. Nişantaşı’nda doğup büyüyen, aslında tezatlarla dolu bir çocukluk ve çok erken yaşta bir evlilik. Yine küçük yaşta kaybedilmiş bir baba, babamı iki buçuk yaşında kaybetmişim. Kendisi askeri mühendisti, aristokrat bir aileden geliyordu. Annem daha şehirli bir aileden geliyordu. Sanata yönelimimde dayım büyük rol oynamıştır. O bir Kuvayi Milliyeci ve eğitimciydi. Çok erken evlendim, 16 yaşındayken İngiltere’de tahsil etmiş bir mimardı ve benden 20 yaş büyüktü. Kendisine büyük saygı duyarım, çünkü tiyatrocu olmama izin verdi. 18 yaşında o zaman ki şehir tiyatroları ve www.cekmekoymagazin.com
Muhsin Ertuğrul beni çok önemli bir eğitimden geçirdi. Şan dersinden tutun da eskrim derslerine kadar. Şehir Tiyatroları hem bir okul bir ekol. Zaten tuhaf bir çocuktum, 9 yaşında Balzac, Dostoyevski okuyan... Ailem psikiyatra götürelim bu çocuğu diyorlardı, okul bana yetmemeye başlamıştı. Şişli Terakki’de okudum çok değerli hocalar vardı felsefe hocamız İhsan Kongar, Emre Kongar abimizin babasıydı. Edebiyat hocamız Behçet Necatigil, cebir geometri hocamız Profesör Kemal Gürsan. Kemal bey deli dolu çok şeker bir adamdı. Camı açar bağırırdı “Ben bu ahmaklarla birlikte yaşamak istemiyorum.” diye. Şimdi üniversitelerde asistanların derse girdiğini düşünürsek, o yıllarda lisede Bir profesörden ders almak akıl alır gibi değil. >>Çocukluğum etrafımda şiir okuyan, klasik müzik dinleyen insanların olduğu, her hafta pazar günü Şan Sineması’nda konserlere götürülen bir ortamda geçti. Küçük yaşta kaybettiğim babam Lütfi Bey, kendisinden hep saygı ile söz edilen ve nezaketi bugün anlaşılamayacak düzeyde bir insandı. Diyelim grip oldu, etrafa bulaştırmamak için kendini tecrit edip hastaneye yatan bir kişilik. Anneme Fransızca hocası tutan Frankofon insan. Atatürk kendisini Kırıkkale Silah Fabrikası’nın Fen ve İşletme Müdürlüğü’ne tayin etmiş. Aslında annemi de erken kaybettim. Arkadaşlarım, dostlarım benim ailem oldular. 17 yaşındayken bir oğlum oldu, babası onu büyük bir sevgiyle büyüttü, üzerinde emeği çoktur. Oğlum şimdi bir akademisyen, İtalyan Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu bir dil bilimci, Bologna Üniversitesi’nde doktora yaptı. 1000 sayfalık bir kitap yazdı, ”Anne Kaçın Türkler Geliyor!” İtalyanca yazdığı bir eser. Aramızdaki yaş farkının az olması nedeniyle arkadaş gibiyiz. Ocak 2016 - 114. Sayı 27
Röportaj
İnsanlar genel anlamda kişiliklerinin oturduğu, eğitimlerini tamamladıkları 25 yaş civarında, her yaş grubu ile arkadaş seviyesini erişir. >>Çevrem bana hep Kraliçe gibi davrandı, soylu şeyler yakıştırıldı ama ben bir maden işçisi gibi çalıştım. Hiçbir zaman kralın soytarısı olmadım ama içimde bir soytarıyı da barındırdım. O da acılarıma yenilmemek için geliştirdiğim bir savunma mekanizması olmuştur. soytarılık gerçek anlamda “Kral Çıplak” diyebilmektir. Kendimi kendime borçluyum, esas mesele içinizdeki kendinizi ortaya koymak için emek sarf etmektir. Ruhumu doğru beslemeye çalıştım, hissettiğim gibi yaşadım. Tekrar günümüze dönecek olursak, bugün itibariyle kendi alanınızda özellikle yapmayı istediğiniz bir şey kaldı mı? >>Bir oyuncunun hayal bile edemeyeceği her şeyi oynadım, benim için 12 oyun yazıldı, herhalde bir tek kelebeği oynamışımdır. Sahip olduğum az bir ekonomik bütçe ile beni anlatan kitabı bastırdıkdan sonra klasik manada imza günleri değilde, kitaptan benim okuyup 28 Ocak 2016 - 114. Sayı
bölümler üzerinde söyleşilerde bulunarak gençlere ulaşmak istiyorum. Gençlere kendimizi nasıl keşfedebiliriz, nasıl tedavi edebilirizi göstermek istiyorum, kendi hayatımdan örnekler vererek. Büyükler için bir masal Tiyatrosu kurmak isterdim. Sosyal hayatı 360 derece saran her açıdan bakmaya çalıştığınızı görmekteyiz. >>Bir tek şey yapamadım. Çok iyi Dramaturji yaparım ama kendim yazmadım, yazmaya sabrım olmadı, açıkçası vaktimde olmadı. İlerleyen yaşlarımda etkin olarak resim yapmayı çok istiyorum. Hepimiz genel bilgilere sahip olsak da; her yeni olay ve yeni kişi ufkumuza yeni pencereler açar. Sizin birçok genç insana açacağınız bu yeni pencereler toplumsal gelişmemize önemli katkılarda bulunacaktır. Canlandırdığınız karakterler içerisinde sizi farklı etkileyen biri oldu mu? >>Türkan Saylan oynadım, halâ da oynayabilirdim, ancak ben de bazı farklı etkiler yarattı. Onu yanımda hisseder olmaya başladım. Onun ruhu ile oynamak, kendi yorumum da olsa çok farklı
etkiliyordu, bende şizofrenik bir hal yarattı. Müziklerini Fazıl Say yapmıştı. Yapmak istediğim farklı bir şey de üst kültürden yola çıkan etrafın çatlak dediği bir mizahi kadını canlandırmak istiyorum. Yalnız sürdürdüğü yaşamında televizyon haberlerinde duyduklarına cevap verirken bir anda Bedri Rahmi hikâyesini yansıtır bulacak kendini. www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
29
Çocuk
Çocuklarda Kaygı ve Nedenleri! Çocukluk yılları insan hayatının en hızlı gelişim yıllarıdır. Bu yıllarda fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimin temelleri atılır. Çocuk çevresini tanımaya çevresindeki ilişkileri kendince anlamaya, olaylara karşı bakış açısı kazanmaya ve olayları yorumlamaya çalışır. Bu gelişim süreci içinde çocuğun içinde bulunduğu çevresel koşullara göre kaygı düzeyi de şekillenmeye başlar. Kaygı duygusu anne-babasının, öğretmenlerinin ve arkadaşlarının davranışlarına göre artar veya azalır. Kaygı iç ve dış dünyadan kaynaklanan bir tehlike olasılığı ya da kişi tarafından tehlikeleri olarak algılanıp yorumlanan herhangi bir durum karşısında yaşanan bir duygudur. Kişi kendisini bir alarm durumunda ve sanki bir şey olacakmış gibi bir duygu içinde hisseder. Teknolojinin hızla gelişmesi, bilimsel buluşlar, nüfus artışı ve ekonomik sıkıntılar gibi stresi arttıran çevresel faktörler insanların kaygı durumlarını da arttırmaktadır. Organizmanın refahını tehdit eden her durumun bir kaygı oluşturduğu varsayılır. Fiziksel zarar tehditleri, benlik değerine tehditler ve bir bireyin yapabileceğinden fazla performans gerektiren durumlar da kaygı meydana getirmektedir. Çok hafif tedirginlik ve gerginlikten panik derecesine varan değişik şiddette kaygı durumu yaşanabilir. Endişe, gerginlik, ürkme ve kendini rahatsız hissetme,
30
Ocak 2016 - 114. Sayı
güvensizlik, korku, panik, şaşkınlık, tedirginlik, berrak düşünememe, ağız kuruluğu, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, çarpıntı, güçsüzlük, halsizlik, iştahsızlık, kan basıncı düşmesi yada yükselmesi, kas gerginliği, mide bağırsak yakınmaları, solunum sayısında artma, terleme, titreme, uykusuzluk gibi belirtilen ruhsal alandan bedensel alana doğru sıralanabilir. Ayrıca kaygı kişiden kişiye farklılık gösteren davranışsal belirtiler de gösterebilir. Alışılmamış bir durum, nesne ya da kişi ile karşılaşma, korku veren durum veya nesnelerle karşılaşma, takıntılı düşünceler (yaptım mı?,
yapmadım mı?), iç ve dış çatışmalar (karar verme güçlüğü) kaygıya neden olabilirler. Kaygı İle Korku Genellikle Birbirine Karıştırılmaktadır. Aralarındaki en önemli fark korku, bilinçli olarak tanınan, belirli bir tehlike (genel olarak dış baskı veya tehlike) karşısında ortaya çıkan heyecansal bir tepkidir. “Ben arıdan korkarım” örneğinde olduğu gibi korkunun kaynağını biliriz. Veya savaşma biçiminde bir davranış gösterebilir ve korku veren durum ortadan kalktığında rahatlar. Kaygı daha genel bir durumdur, korkudan daha şiddetli ve daha uzun sürelidir.
www.cekmekoymagazin.com
Çocuk
Çocuğun bebeklik döneminde temel ihtiyaçlarının karşılanmaması veya
anneye aşırı bağımlı hâle getirilmesi ilkel kaygı denilen durumun önemli bir unsurudur. Bütün gereksinimleri annesi tarafından karşılanan çocuğun anneden ayrılma durumunda kalması çocukta güvensizlik ve kaygı oluşturabilir. Birden ortaya çıkan çevre değişiklikleri de küçük çocukları endişelendiren en önemli durumlardan biridir. Çocukların yoksunluk ve kayıpları anlamaları zor olduğu için, alıştığı günlük işler, rahat pozisyon ve herhangi bir şeyini yitirmesi halinde kaygı duygusu ortaya çıkabilir. Aniden memeden kesilme hâli kızgınlık ve düşmanlık duygularını ortaya çıkararak kaygıya neden olacak çatışmalar meydana getirebilmektedir. 3-4 yaşındaki erkek çocuklarda iğdiş edilme, kızlarda ise cinsel organının erkeklerden farklı olduğunun anlaşılmasından kaynaklanan kaygılar görülürken, daha ileri yaşlarda okula başlama, kardeşinin doğumu, arkadaş edinememe, başarılı olamama, arkadaşları tarafından istenmeme kaygıları görülmekte, ergenlikte ise kaygılar gencin fizikî görünüşü, varlığını tehdit eden tehlikeler, içsel çatışma, sosyal çatışma, arkadaş ilişkileri ve karşı cinsle ilişkiler ve anne-baba tutumuna bağlı kaygılar görülebilmektedir.
Kaygıyı İnsanlarda İki Şekilde Gözlemleyebiliriz. 1- Ayşe çok kaygılı birisidir (sürekli kaygılıdır). 2-Ayşe çok kaygılı bir kişi değildir ama özel bir durum onu kaygılandırmaktadır (duruma göre kaygılanır). Bu, insanların özel durumları tehlikeleri olarak yorumlaması sonucu oluşan bir durumdur kaygı ve kişinin içinde bulunduğu durumları genellikle stresli olarak algılama veya yorumlama eğilimi sonucu olaşan sürekli kaygının bir başka biçimi şeklinde de açıklanabilir. Kaygı süreklilik kazandığında kişinin benliğini tehlikeye sokabilmektedir. Kaygının yararlı veya zararlı olduğunu anlayabilmek için kaygının derecesinin ve başarılması amaçlanan görevin zorluk düzeyinin bilinmesi gerekir. Kaygının şiddeti ve başarmak istenen görevin zorluk düzeyinin bilinmesi gerekir. Kaygının şiddeti ve başarmak istenen
DÜNYA KOLEJİ Dr. Nesli GÜVEN
görevin zorluk derecesi, kaygının yararlı ya da zararlı olduğunu belirler. Zor bir fizik problemini anlayarak çözümleme gibi, oldukça karmaşık bilişsel işlemleri içeren bir görevi başarma durumunda, kaygının zararlı olduğu gözlenmiştir. Öte yandan, belirli nesneleri önceden belirlenmiş grupları seçtirme gibi, basit bir işlemi gerektiren durumlarda orta derecelik kaygı, göreve daha erken başlamada ve daha erken bitirmede yararlı bulunmuştur. Yaş Yaş kaygıyı etkileyen önemli bir faktördür. Çocuğun gelişiminde her yaşın kendine has gelişimsel özellikleri vardır ve çocuğun kaygıları, içinde bulundukları yaşın özelliklerine göre farklılık göstermektedir. İlk yıllarda anneye bağımlı olan çocuğun en büyük kaygısı annesinden ayrılma kaygısıdır. 3-4 yaşında erkeklerde iğdiş edilme kaygısı, kızların babalarının sevgisini, erkeklerin ise annelerinin sevgisini kazanma kaygısı, ilkokul yıllarında ise arkadaş edinememe, derslerinde başarılı olamama kaygısı ve ergenlik yıllarında ise yakın arkadaşlar edinme, bir grubun üyesi olma, karşı cinse hoş görünme ve bedenindeki değişikliklere karşı duyulan kaygılar görülür. Her yaş düzeyinde kaygının şiddeti veya durumluk sürekliliği değişir. Kaygının en yoğun yaşandığı yıllar doğumdan sonraki iki yıl ve ergenlik yıllardır. Araştırmalar küçük çocukların kaygı düzeyinin büyük çocuklardan daha düşük olduğunu göstermiştir. Yaşa bağılı olarak hayattan beklentilerin artması, gerçeklerin daha iyi farkına varılması ve sorumlulukların artması buna sebep olabilir.
Anne-Baba Mesleği İnsanlar zamanının yarısından çoğunu çalışarak geçirirler. Ebeveynlerin meslekleri onların kişilik özelliklerini etkileyebilmektedir. Sürekli stresli ortamda çalışan ebeveynler gün boyu gergin ve sinirli olacak ve bunu eve gittiğinde istemeden de olsa çocuğuna yansıtabilecektir. Mesleklerin ebeveynler üzerinde psikolojik etkilerinin yanı sıra çocukta da bazı kaygılara sebep olabilir. Anne veya babasının tehlikeli işlerde çalışması (polis, asker vs.), gece nöbetlerinin olması, iş saatlerinin düzenli olmaması, sürekli seyahati veya evden uzun süre ayrılmayı gerektiren bir işlerinin olması çocukların kaygı düzeylerini etkileyebilmektedir.
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
31
Çocuk Ana-Baba Tutumları Kaygı kökenini, çocukluk yıllarından almaktadır. Çocukluk döneminde maruz kalınan aşırı reddedici, küçük düşürücü tutumlar, ergenlik döneminde diğer yetişkinlerin alaycı tutumları, ceza verirken ana-babaların cezaya eşlik eden itici davranışları, çocuğun fiziksel veya psikolojik baskı altında tutulması, çocuğun altını ıslatma ve cinsel oyunlarının tepkiyle karşılanması, aşırı koruyucu tutumlar, ana-babaların birbirine karşıt düşen istekleri, tutarsızlıkları, boşanmış ailelerde ana-baba arasında boşandıktan sonra bile devam eden çekişmeler, çocukta kaygının oluşmasına neden olabilmektedir.
oluşturabilir. Ekonomik düzeyi yetersiz olan ailelelerdeki çocukların ihtiyaçlarının karşılanamaması da kaygı yaratabilir. Kardeş sayısı arttıkça çocuk sadece anne-babasının ilgisini değil, odasını, eşyalarını, kitaplığını, harçlığını paylaşmak zorunda kalmaktadır. Odasına çekilip kendi başına kalmak isteyebilir, kardeşlerine ters davranabilir ve tartışmalar yaşanabilir. Bu koşullar da onun kaygı seviyesinin yükselmesine yol açabilir. Çocuğun tek çocuk olması veya kardeşinin olması onun kaygı düzeyini etkileyebilmektedir. Kardeşler arası kıskançlıklar, çekemezlikler, annebabanın ilgisini paylaşamama kaygı oluşumuna temel teşkil edebilir. Çocuğun Başarı Durumu
Kaygı bulaşıcı bir duygu olduğundan çocuğun çevresindeki kaygılı insanların (anne-baba veya öğretmeni gibi otorite figürlerinin) varlığı ve bunların çocuk tarafından algılanması veya özdeşim kurulmasıyla gelişebilmektedir. Çocuklar ebeveynlerinin veya onların yerine geçen kişilerdeki kaygı, kızgınlık ve düşmanlık gibi çeşitli heyecanları algılayabilir. Anneden geçen kaygı sonucu çocuk zihninde yeni bağlantılar kurarak çevresindeki bazı kişiler ve durumlar karşısında da kaygı duymaya başlayabilir. Koşullu sevgi ortamında yetiştirilmiş çocuklar sevgi ve ilgi görmek için yetişkinlerin kendinden beklentilerini yerine getirmeye çalışırlar. Eğer yetişkinlerden istediği ilgi ve sevgiyi göremezse kaygı duygusu oluşur. Çocuk kaygıyı önlemek için savunma mekanizmalarını kullanır ve bu mekanizmaların sık kullanılması karakter oluşumunu olumsuz olarak etkileyebilir. Kardeş Sayısı Kardeş sayısı ailenin tutum ve davranışlarına ve ekonomik duruma bağlı olarak kaygıyı etkileyebilir. Ebeveynlerin çocuğu yeni kardeşe hazırlamamaları, kardeşler arasında ayırım yapmaları, eşit olmayan tutumlar, kardeşler arasında anne ve babanın sevgisini kazanamama gibi kıskançlıktan doğan kaygılar 32 Ocak 2016 - 114. Sayı
Çocukların çoğu ailesi tarafından okulda derslerinde başarılı olmaya doğrudan veya dolaylı olarak zorlanır. “Sınıfını gerçersen sana bisiklet alırım”, “Zayıf getirirsen eve gelme gibi dolaylı veya direkt ifadeler çocuğun başarı konusunda aşırı hassasiyet kazanmasına neden olabilmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER Çocuğun sağlıklı gelişiminde temel amaç onun fiziksel, zihinsel yönden olduğu kadar sosyal ve duygusal yönden de ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Sevgi olgusuna dayanan duygusal gelişim anne-baba çocuk etkileşiminden kaynaklanır. Çocuğun anne ve babası tarafından sevilmesi, sözel olarak desteklenmesi, korunması ve ilgi görmesi onun duygusal ihtiyaçlarını oluşturmaktadır. Bu ihtiyaçların karşılanmaması veya karşılanmasındaki aksaklıklar, dengesizlikler, duygusal örselenmelere neden olmaktadır. Duygusal örselenmeler önlenemediğinde ise çocukta istenmeyen süreğen kaygının oluşmasına zemin hazırlanmış olur. Çocuklarda Kaygının Anormal Boyutlara Ulaşmasını Önlemek İçin; .Çocuk doğduğu andan itibaren kaygılı düşünceler, tutum ve davranışlarla değil, sevgi ve güven duygusu içinde yetiştirilmeye çalışılmalıdır. Kaygıyı artıracak anne-baba tutumları yerine hoş görülü ve tutarlı tutumlar sergilenmelidir. .Çocuk hem anne-babası hem de öğretmeni tarafından iyi bir şekilde tanımalı, yaşıtlarıyla karşılaştırılıp, yapabileceğinin üstünde bir performans için zorlanmamalıdır. Yapamadığı durumlarda dalga geçmeden destek olunmalı, bir daha denemeye teşvik edilmelidir. Başarılı olduğunda takdir edilmelidir. .Çocuk yeni kardeşinin doğumu, yeni eve taşınma, okula başlama veya yeni bir okula geçiş yapma gibi yeni durumlara hazırlanmalıdır. Açıklamalar yapılarak çocuğun bu durumlara hazırlanması onun kaygıya olan hassasiyetini azaltacaktır. .Evde anne ve babalar, okulda öğretmenler çocuğun gelişimsel özelliklerini ve kaygı düzeyinin temel özelliklerini bilmeli ve iyi bir gözlemci olmalıdırlar. Kaygı düzeyi yüksek olan çocukları belirlemeli ve hem bu çocuklar hem de aileleri rehberlik hizmetinden yararlanmalı, çocukların ilerdeki davranışları ve başarı durumları incelenmelidir. www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
33
R繹portaj
34
Ocak 2016 - 114. Say覺
www.cekmekoymagazin.com
Soner Arica Röportaj
BU KEZ BİR CENTİLMENİN KONUĞUYDUK, EN BAŞTA DUYGUSAL DERİNLİKLER İÇEREN SESİ VE BİR KOLTUĞUNDA DÖRT AYRI MARİFETİYLE SONER ARICA...
Son döneme ilişkin sanatsal aktivitelerinizi öğrenebilir miyiz?
>>Öncelikle 1 Ocak’ta yeni single çıkıyor, saklı adında romantik bir şarkı. Klibi ise modern bir imaja sahip olacak. Bu şarkı aynı zamanda 2016 yılı içerisinde çıkacak olan albümümün müjdecisi... Mart ayında bir single daha yayınlayıp yaz başında da komple albümü sunacağız. 2 yıldır ara verdiğim tiyatroya da geri dönüyorum. “Burasi Orasi midur?” isimli oyun, adından da anlaşılacağı gibi Karadeniz insanının temel öge olduğu bir oyun. Ülkemiz coğrafyasının her yerinden tiplemeler var ama başrolde iki Karadenizli. Bunlara ilaveten Ocak ayında TRT Fm’de yeni bir programa başlıyorum. Ayrıca Anadolu Yakası’nda Küçükyalı Nanna’da her cumartesi sahne alıyorum. Çalışma tablosunda görülen dörtlü aktivitem bu şekilde ilerliyor. Bir koltukta dört karpuz diyorsunuz yani, zaman açısından bir kargaşa yaşamıyor musunuz? >>Bazen Cuma’ları da olmak üzere Cuma, Cumartesi’yi sahne çalışmalarına ayırmış durumdayım. Radyo çalışmam pazar gecesi, kalan günleri de stüdyo çalışmalarıma ve tiyatro provalarına ayırıyorum. Oyunumuz Ocak sonu gibi başlayacak ve tiyatro çalışmaları hafta içi günlere denk gelecek. Doğru program yapıldığında, zaman hepsi için yeterli. Radyo programım pazar akşamı 21-23 saatleri arasında TRT FM’de, programın adı “İçimizden Geldiği Gibi”. Bu ismi özellikle seçtim, telefonla bağlanan veya sosyal medya aracılığıyla ulaşan dinleyicilerimiz ve konuklar her hafta seçtiğim bir konu başlığı üzerinde içlerinden geldiği paylaşımda bulunacaklar. Örneğin bir hafta farkındalık, diğer hafta www.cekmekoymagazin.com
takıntılarımız, bir başka hafta ise yeni yıldan beklentilerimiz gibi. Programda konu seçiminde herhangi bir kısıtlama yok. Kendi içimden geldiği gibi, kendim olarak dinleyicilerimizle birlikte konuyu geliştireceğiz. Gündemdeki olaylardan çok kendi ilgi alanım olan insan psikolojisinin çeşitli durumlardaki tepki ve tavırlarını işleyeceğiz, gündemi zaten herkes konuşuyor. Genele baktığımızda insanlar kendilerini unutmuşlar, ben onlara kendilerini hatırlatacak bir şeyler yapmak istiyorum. Bir başka radyo programında benzer konuyu işlerken yeni yıldan beklentileriniz konu başlığına verilen cevaplarda barış, sağlık gibi genel ve toplumsal dileklere karşılık, dedim ki: Kimse kendisi için doğrudan bir şey istemiyor mu? Herkes küresel ısınma olmasın ister, burada önemli olan bireysel, kişisel bir isteğiniz var mı? Onu ortaya çıkarmak amacım… Bireysel dediğimde de çocuğuyla ilgili dilek vs. gibi değil doğrudan bireysel diyorum. Yani vişneli pasta istiyorum, vitrinde görüp beğendiğim o atkıyı istiyorum gibi.
doğrudan insana dokunan bir iş olduğu için, insanların iç dünyalarına duyduğum merak beni böyle bir program yapmaya itti. Bu noktadan bakınca insanın böylesi tercihlerde en büyük haksızlığı kendine yaptığını görüyorum. Ayrıca çok büyük hayaller kurmak da gerekmiyor, küçük bir saç tokası istemek veya deniz kenarında bir çay içmek gibi kişisel isteklerde bulunmak adeta ayıpmış gibi algılanıyor. İstemek ve hayal kurmak gelişmenin dinamosudur, hayal kuranlar olmasaydı halâ taş devrindeydik.
Sahne hayatınızın genel bir değerlendirmesini alabilir miyiz? >>Bu yıl sahnede onuncu yılım, Soner Olgun’dan sonra aynı sahnede bir rekora doğru gidiyorum. O aynı yerde 16 yıl çıktı, Patika’da. Bazen düşünüyorum, evet bir rekora doğru gitmek başarı ama yine de bu tekdüzeliğin dışına çıkıp farklı bir formatla mı devam etmeliyim? Sanatçı olarak her yıl repertuarımı yeniliyor olsam da acaba daha kabaremsi bir şeyler mi yapmalıyım sorusunu
Dünyadaki toplumsal yönetim yöntemi bireylerin öne çıkmasını istemiyor. Bu tarz yaşamın neticesinde de hayatın ilerleyen dönemlerinde, bir de bakıyoruz ki geçmişte kaybettiğimiz mutlulukları telafi edecek bir yol kalmamış. Kapitalist sistemin getirdiği bir aksaklık bu, başarılı olma duygusu, mutlu olma duygusunun önüne geçmiş… Çok acı bir durum, ben de yaptığım işlerde başarılı olma amacı güdüyorum ama aynı zamanda da kendimi mutlu kılmak esas amacım. İnsanların çocukları için bir şeyler istemeleri büyük bir erdem ama diğer taraftan kendileri için hiçbir şey istememelerini hüzünlü buluyorum. Herkes işini insan için yapıyor fırıncı ekmeği, inşaatçı evi. Benim işim
da sürekli soruyorum kendime. Diğer taraftan da farklı bir mantıkla çalışan bir şeyi fazla kurcalamamalıyım acaba diye düşündürüyor beni. Formatın ana yapısını bozmadan küçük denemelerle değiştirmeye çalışmak daha doğru galiba. Şu an dinleyici, patron ve sanatçı üçgeninde her şey yolunda gidiyor ama 2016 yılında işin formatı ile ilgili yeni bir karar vereceğim. Ocak 2016 - 114. Sayı 35
Röportaj Kendinize ait şarkıların mutlaka bir hikâyesi vardır, içinizdeki duygusal fırtınaların dışa vurumunu bizler de hissetmekteyiz. Size ait şarkılarda dikkatimi çeken bir şey var. Şarkıların bazılarının odağında kendiniz varsınız; “Beni Sev”, “Beni Terk Etme” gibi burada özellikle mesaj verdiğİniz bir kişi mi var? >>22 yıllık sanat hayatımda hep aynı kişiye sesleniyor olamam doğal olarak, bu süreç içerisindeki 150 şarkının yaklaşık 100 tanesini ben yazdım, daha fazla da olabilir. 22 yıl aynı insana aynı şeyleri söyleyemem tabii ki farklı insanları hedefliyorum. Genelde öznenin ben olduğum şarkıların genel tablosundan şunu anlayabiliriz, bu adam terk edilirse kendini kötü hissediyor! Ayrılıktan kötü etkileniyor, ayrılık acısı uzun sürüyor. Elimde olmadan yaptığım bir şey var bir ortamda eğer biriyle diyalog halinde değilsem, yalnızsam görüş alanımdaki bir kişiye odaklanır ve onun hikâyesini yazarım. Ama yanlış ama doğru. Bilincimde biriken bu hikâyelerin yüzde otuzu kendime de inandırıcı gelir ve belleğime yerleşir. Sonrasında bir gün ilham geldiğinde, nöronlar arasında saklı duran hayat hikâyesine ilişkin duygular besteyi şekillendiriveriyor. Son yıllarda beyin nasıl çalışıyor üzerine çok sayıda belgesel izledim ve kendime de büyük haksızlık yaptığımı gördüm. Böyle ifade ettiğimde, belki insanlar kendi zekâmı çok değerli bulduğum gibi bir algıya ulaşabilirler ama öyle değil tabii ki. Sürekli düşünen beyin kendi dinamizmiyle yoruluyor. O yüzden acaba zaman zaman hiçbir şeye odaklanmadan, hikâye yazmadan bazen boş boş da
36
Ocak 2016 - 114. Sayı
bakmalı mıydım diye düşündüğüm oluyor. Şarkılarımda ağladığım kadar ağlamadım gerçek hayatta, aslında kolay ağlayan biriyimdir ve karşımda ağlayan birini gördüğümde o zihnimde yer alan ve kendi kişiliğimle bütünleştirdiğim hikâye benim özelliklerimle bir sentez oluşturarak besteye dönüşüyor. Zaman zaman beni soğuk bulurlar, aslında o anlar benim hüzünlendiğim duygusallaştığım anlardır. Bu etkileşim geceleri uykumu kaçıracak düzeyde bile olabilir, o hikâyeler ve kişisel özelliklerim besteci yönümü ve besteyi fevkalâde besliyor. Kendi kendime sorduğum olur, bu şarkıyı besteledim ama bunu besleyen duyguyu nerede yakaladım? Bestenin bittiği tarihe çok yakın olmayabilir, hatırlarım ki geçmişte yaşadığım ya da kurguladığım bir hikâyenin yansımasıdır bu. Kimi bestelerimin tarihini yani onu yaratan hikâyeyi net olarak hatırladığım tarihler vardır; ama istiyorum ki o net fotoğraflar bende kalsın... Duygusal kişiliğinizin yansımalarının besteleriniz dışında açığa çıktığı başka durumlarda oluyor mu? Sizi pragmatik bir kişi olarak tanımlayabilir miyiz? >>Kendimi duygusaldan ziyade duyarlı olarak tanımlıyorum. Başka insanlara yönelik empati yaptığımda onları yargılamamaya çalışıyorum. Tüm dünyayı kurtaramayacağımı tabii ki de biliyorum ama “Deniz Yıldızı” hikâyesindeki gibi ne kadar çok kişiye faydam dokunursa o benim de mutluluğum olacak. Böylesi katkılarım varsa kimsenin görmediği yerlerde yaptıklarımın daha da makbul olduğunu savunurum. Bence faydacı bir kişiliğim var, kalan küçük bir ekmek kırıntısını bile belki bir kuşa faydam olur diye onun ulaşabileceği bir yere bırakıyorum. Bu tribünlere oynanandan daha kıymetli bir davranış bence. Diyelim ki bir provadayım veya tatile gittiğim bir ortamdayım daha önce tanışmadığım birileri bana, “Siz her zaman böyle misiniz?” diye soruyorlar. Cevap olarak ben de yalnızken nasıl olduğumdan zaten kime ne, önemli olan her zaman herkesle aynı diyalog tarzı içinde olmaktır. Diğer insanlar için önemli olan benim sosyal hayatta nasıl göründüğüm olmalıdır, yalnızken davranışlarım
sadece beni bağlar. 15 yıldır aynı evde yaşıyorum, süreç içerisinde bir ya da iki kez evimden müzik sesinin yüksek duyulması, benim o sadece o andaki durumumla değerlendirilmelidir. Gerçi komşularım, “Siz bu apartmana taşındığınızda artık burada gürültülü partiler ve hareketli bir yaşam olacak diye düşünmüştük ama tamamen şablon bir ev yaşamının parçası gibisiniz.” Sözün özü şu, önemli olan toplumsal yaşamdaki davranışlarımızın toplumda yarattığı algıdır, hiç kimse çok mükemmel değildir. Ben de her insan gibi birileriyle tartışırken de görülebilirim ama bu tartışmanın 15 dakika öncesini algılamak yerine çok efendi görünümlü bir insan ama bak bu da böyle davranabiliyormuş! Gibi bir değerlendirmeye tabi tutulmamalıyım. İşimin getirdiği tanınırlık beni rahatsız etmiyor, ancak kişiliğimin sadece son görülen fotoğrafla değerlendirilmesi beni üzüyor, çok yorucu oluyor bu durum. Şikâyetçi bir ifade gibi de algılanmasın. Halka malolmuş sanatçının bedeli de bu sanırım, sanatçının kaderi. Temel felsefem başta insanlar olmak üzere çevremdeki tüm canlılara zarar vermemek saygı göstermek, faydalı olmaya çalışmaktır. Bunun dışında zaten sansasyonel bir kişiliğim de yok. Faydacı yönünüzün topluma ve çevreye dönük sorumluluğuyla yaptıklarınızın sağladığı sinerji dönüp dolaşıp yine size olumlu sonuçlar getirecektir. Mesela, markette ihtiyacım olmayan fazla bir poşeti almamadan çevreye sağladığı faydanın o anda bana hissettirdiği mutluluk dahi yeterli. Bu bağlamda şunu da anlayabiliyorum, çevreye ve hayvanlara önem veren kişi kendisini sarmalayan bu duyguyla bir süre sonra bu işin militanı haline dönüşebiliyor. Ben bu tarz aşırılıklardan da kaçınıyorum. Bu da mutsuzluğa götüren bir davranış, sınırları iyi belirlemek lazım. www.cekmekoymagazin.com
R繹portaj
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
37
Röportaj Beste yapmaya ne zaman başladınız? >>Kendimi bildim bileli yapıyordum ama teorisini bilmiyordum, farkındalığına varmam süreç içinde gelişti. Şimdi de eksiklerini tamamlamak üzere bir konservatuar hocasından, bir öğrenci gibi eğitim olarak kendimi tamamlıyorum. Hızlandırılmış bir konservatuar eğitimi diyebiliriz. Zihnimden melodiler çoğunlukla da kelimeler geçiyor. Mesela, bir kâğıt üzerindeki dağınık birçok kelimeden diğer insanlara göre daha hızlı olarak bir kompozisyon ve şiir üretebilirim. Buradan hareketle bazı konularda diğer insanlardan daha farklı ve daha hızlı odaklanan kişilerin bir çeşit otistik olduğunu düşünüyorum. Belki de bir enstrüman çalmaya başladığınızda besteci yönünüz gelişmiştir? >>Bir enstrüman özellikle de klavye çalmak için hocalara gittiğimde, kelimeleri düzenleme konusundaki yeteneğimi belirttiğimde hocam Melih Kibar “Melodilerine güzel söz yazıyorsun, bunu şekillendirmek için sana biraz daha yoğun ders aldırmamız gerekiyor.” dedi. Daha sonra Timur Selçuk’un okuluna gittim, orada şarkı da söyledim. Önceleri gençlik korosunda yer almıştım, iç içe geçen farklı deneyimler sonucunda ortaya bir sentez çıktı. Yine fark ettim ki bilgi yakıcı bir şey! Bilgisizken bir çeşit cahil cesareti göstermek daha kolay oluyor, bilinçlendikçe üretiminizi daha iyileştirir hale, eleştirir hale geliyorsunuz, seçicilik artıyor. İnsanlarla paylaşacağım bu üretimde bana ait olduğunu hissettirecek altyapı bilgi ile mümkün oluyor. Anlıyoruz ki, kişilikteki gelişmeler bilgi ile tamamlandığında ortaya çıkan olgunluk son fotoğrafta üretimin en ideal halini oluşturuyor. Kulağı iyi dedikleri bir tanım var, ses olmadıktan sonra iyi kulak ne işe yarar? >>İyi bir enstrümanist olabilirsiniz, yabancı bir dili kolayca öğrenebilirsiniz mesela. Ben Fransa’ya dil öğrenmeye gittiğimde aksanla ilgili fonetik başarımı fark eden hoca mesleğimi sormuştu. Müzisyen olduğumu söylediğimde “Evet, tamam, şimdi başarınızın sebebini daha iyi anlıyorum.” demişti. Bu dil sizin besteci yönünüzü besleyen çok değerli bir olgu haline gelmiş. >>Hem de çok besledi, oraya gidişim burada sahneden kopmam bir kayıp gibi görünebilir. Oysa çok farklı edinimler sağlayan bir deneyim, başkalarının nasıl değerlendirdiği önemli değil, tam tersi yaptığım işlere büyük bir ivme ve kalite katan bir süreç. Fransa’dan döndükten sonra tiyatroya da daha sıcak bakmaya ve ilgi duymaya başladım. Fransa’da bulunduğunuz sıradaki insan ilişkilerinden biraz bahsetmenizi ve bizim insanlarımızla karşılaştırmanızı istesek. >>Yabancılar bizler tarafından soğuk insanlar olarak değerlendirilir. Orada işleyiş farklı, gerektiği zaman onlar da son derece sıcak ve yardımseverler. Ancak yardımı gerektiren durumlar zaten üst yapılar tarafından doğru zamanda ve doğru şekilde yapılacak biçimde yapılandırılmış olduğundan, sokakta sağlık sorunu nedeniyle düşmüş bir insan süratle kurumsal çözüm ve doğru yardıma erişiyor. 38
Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj Tiyatroya yönelişiniz nasıl gerçekleşti. >>İlk teklif geldiğimde çok korktum, tiyatroyu izleyici olarak çok seviyordum ama sahnesini bilmediğim için yapabilir miyim endişesi ağır bastı. Daha önce Bursa’da özel bir tiyatroda çok küçük bir deneyimim olmuştu, bu deneyim son teklife evet demem için bir cesaret vermedi. Abdullah Şahin Tiyatrosu’ndan teklif geldiğinde çok tereddüt ettim ama cesaretlendirdiler beni. İlk provalarda onlardan onay alıp da kendimi iyi hissettikçe ve sonrasında sahneye çıkıp da seyirciden onayı aldığımda hissettiğim; Tamam sen bunu yapıyorsun, yapabilirsin. Hemen bir parantez açıyoruz burada herkes bir oyun, bir karakter oynayabilir. Hiç değilse kendini oynar! Ama ben kendime hiçbir zaman bir tiyatro oyuncusuyum demeyeceğim. Çünkü o başka bir kategori, eğer dersem, o zaman gerçek tiyatroculara büyük haksızlık yapmış olurum. Yeni bir oyun “Burasi Orasi Midur” da bir lâz karakteri oynayacağım. Doğduğunuz şehrin Karadeniz bölgesinde olması laz şivesini daha rahat kullanabileceğiniz anlamına mı geliyor? >>Ben on yaşında İstanbul’a geldim, bölgenin şivesine herkes kadar aşinayım. Oyun yazarı Filiz Bozok beni özellikle çalıştırıyor, her kelimeyi çok doğru kullanamıyorum, yoğun bir şekilde şive çalışıyoruz. Oyunumuz İstanbul’da birçok yerde sahnelenecek. Filiz Bozok aynı zamanda benim annemi oynuyor. Ocak 15 den hemen sonraki bir tarihte prömiyer yapacağız. Birkaç işi bir arada yapmanın zorluğu ve yoğunluğu arasında kendinizi rahatlatacak bir hobiniz var mı? >>İlginçtir bunların çok dışında yeni bir şey yapamıyorum. Hobilerim de dolaylı yoldan yine bu alana katkı yapıyor. Mesela film izlemek gibi, bir sahnenin fon müziğini dinlerken; işte bu müzik sahnedeki duyguyu en iyi şekilde anlatmış diyor ve yine kendimi bu çemberin içinde buluyorum. Ayrıca gerektiği kadar da spor yapıyorum. Bir gün bir olanak sunulsa, Soner, gel sana istediğin bir şeyin ortamını oluşturalım dense bahçe işleriyle uğraşabileceğim bir ortam isterdim. Hayalimdeki hobi bu, bir de marangozluk ilgi duyduğum bir alan. Bir sandalye, bir çekmece yapmak isterdim meselâ. Yemek yapmayı bilmem, beceremem ama bir yemek programı izlerken, şunu şunla karıştırsalar daha iyi bir lezzet elde ederler gibi fikirler geliştiririm. Kısmen yorgunluktan kaçtığım tek alan film izlemek oluyor. Hayalinizdeki hobiler de bir yaratıcılık içeriyor. Güncel toplumsal hayatımız içerisinde en çok gözünüze batan ve bir çözüme ihtiyaç olduğunu düşündüğünüz konu nedir? Bir insanın, diğer insanın yaşam hakkına saygı göstermemesi en rahatsız olduğum konu. Elimde bir megafon olsa mahallenin delisi gibi dolaşarak, öncelikle önyargılardan vazgeçmelerini yüksek sesle söylerdim. Herhangi bir olaya dışarıdan bakarak, içeriğini bilmeden sebep ve sonucu hakkında fikir sahibi olmadan, yorum yapanlara; Sen şimdi bunu anladın da mı bu konuda yorumda bulunuyorsun diye bağırmak istiyorum. Belki zaman zaman ben de aynı hatayı yapıyor olsam da herkese seslenmek isterim, “Anladın da mı yapıyorsun bu yorumu!”. Analitik düşünüp yorum yaptığımızda, empati duygusunu geliştirdiğimizde, aslında hayatımız kolaylaşacak. Aynı hatayı ben de yaparsam, birileri de aynı şekilde bana söylesin.
www.cekmekoymagazin.com
Anladın da mı alıyorsun bu tavrı; Bu röportaj yayınladığında ve dergi dışında sosyal medya üzerinden de paylaşıldığında birileri mutlaka bana diyecektir ki: Yani sen her şeyi anlıyor musun? O zaman ben de onlara: Anlamadıklarınızı bana anlatın diyeceğim. Tabii ki benim de her şeyi birden anlamam mümkün değil, kimse için mümkün değil. İnsanlar sosyal medya eleştirilerinde de lütfen seviyeyi korusunlar, hakaret bile bir akıl ürünü bir estetizm içermelidir. Bazı ifadeler vardır ki küfürden ağırdır, ama içeriği estetik bir zekâ tezahürüdür. Tamam, çakacaksın kaçış yok, bari güzel çak. Çekmeköy Magazin Dergisi okuyucularına en içten sevgi ve saygılarımla. Ocak 2016 - 114. Sayı 39
Sağlık
7
YENİ YILDA RİSKİNİZİ
ADIMDA KANSER AZALTIN
Yeni yıl, sağlıklı yaşam konusunda yeni kararlar ve önlemler almak için önemli bir fırsattır. Dengesiz beslenme, fast food tüketimi, sigara, alkol ve hareketsizlik gibi zararlı alışkanlıklardan kurtulup, hayat tarzı değişiklikleri ile kanserden korunmak mümkün olabilmektedir. Memorial Şişli ve Ataşehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Soley Bayraktar, kanserin oluşumunda çevresel faktörlerin önemli rol oynağını belirterek, kanser riskine karşı dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Sağlıklı ve dengeli beslenin: Doğru bir beslenme planı uygulamak başta kanser olmak üzere birçok hastalığı engellemektedir. Aşırı kilo yani obezite vücuttaki yağ oranının artması ve organları etkilemesi nedeni ile hayati riske neden olan hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Obeziteyi engellemek için az kalori içeren yiyecek ve içeceklerin tercih edilmesi gerekir. Rafine şekerle yapılmış yiyecekler ve yağlı et ürünlerden uzak durulmalıdır. Bol sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmeli, tam tahıllı yiyecekler tercih edilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün yayımlandığı rapora göre, işlenmiş et ürünlerini fazla tüketmek kanser riskini arttırmaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalar uygun miktarlarda zeytinyağı ve kuruyemiş tüketen kadınların meme kanserine daha az yakalandığını ortaya koymuştur. Sigaradan uzak durun: Nikotin içeren herhangi bir ürün tüketmek, kişiyi doğrudan çağın hastalığı kanserle karşı karşıya getirir. Sigara tiryakileri akciğer kanseri, baş-boyun, pankreas, mesane, karaciğer ve böbrek kanserleri başta olmak üzere birçok kanser türüne yakalanabilmektedir. Sigara tüketmeyen ancak aynı ortamda bulunan insanlar bile maruz kaldıkları duman nedeniyle akciğer kanserine yakalanma riski taşımaktadır. Sigarayı bırakmaya karar vermek sağlıkla ilgili alınabilecek en önemli kararlardan biridir. Yapılan çalışmalar sigara bırakmak için en başarılı yolun, günlük tüketim miktarını azaltmak değil kararlılıkla bir daha içmemek olduğunu göstermiştir. İdeal kilonuzu koruyun: Vücut için ideal olan kiloyu belirleyip korumak; meme, prostat, akciğer, bağırsak ve böbrek kanseri riskini azaltmaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalar fiziksel aktivitenin meme ve bağırsak kanseri riskini azalttığını göstermiştir. Günde 30 dakika, haftada 150 dakika orta derece aerobik aktivite ya da 75 dakika kuvvetli aktivitede bulunarak meme ve bağırsak kanserinden korunmak mümkün olabilir.
40
Ocak 2016 - 114. Sayı
Kış güneşinden kendinizi koruyun: Hayati riske neden olan önemli kanser türleri arasındaki cilt kanserinden korunmada güneş ile ilişkilerin iyi ayarlanması çok önemlidir. Bu riski en aza indirmek için yaz aylarında güneşe çıkılması gerekiyorsa kesinlikle güneş gözlüğü ve geniş kenarlı bir şapka tercih ederek uygun güneş koruyucu ürünlerin kullanılması gerekir. İklim değişiklikleri nedeniyle günümüzde kış aylarında da güneşe maruz kalınmaktadır. Bu nedenle kış güneşinden de yaz aylarında olduğu gibi korunmak gerekir. Bronzlaşmak için solaryumu tercih edenlerin gereğinden fazla kalmaları cilt kanseri riskini artırmaktadır. Bu nedenle solaryumda 5-10 dakikadan fazla durulmaması gerekir.
Aşı olmayı ihmal etmeyin: Kansere neden olan bazı virüs tiplerinden aşı ile korunmak mümkündür. Hepatit B karaciğer kanserine, HPV rahim ağzı kanserine sebep olabilir. Bu konuda bir uzmana başvurarak aşı takvimi hakkında mutlaka bilgi alınmalıdır.
Alkolü bırakın ya da azaltın: Alkol ürünleri de sigara gibi birçok kanser türüne neden olabilmektedir. Uzun süre ve fazla miktarlarda alkol tüketenlerin başta kanser olmak üzere hayati önem taşıyan birçok hastalığa yakalanma riski tüketmeyen insanlardan daha fazladır. Aşırı alkol tüketimi meme, bağırsak, böbrek ve karaciğer kanserine yol açmaktadır.
Kanser taramalarınızı yaptırın: 40 yaş sonrasında kadınların meme ve rahim ağzı kanseri, 50 yaşına gelmiş erkeklerin ise prostat kanseri taraması yaptırmaları çok önemlidir. 50 yaşından sonra ile herkesin bağırsak ve akciğer kanseri taraması yaptırması gerekmektedir. www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
41
Moda
42
Ocak 2016 - 114. Say覺
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
43
Eğitim
Satış Liderliği Micro MBA Programı Univerist® Education Company 31/01/16 Türkiye’nin ilk online tematik işletme okulu Univerist Business School, bünyesinde Satış Liderliği e-Mikro MBA eğitim programı veriyor.
eğitim
Satışçı doğulmaz, olunur! Satış liderliğinin inceliklerini Univerist Business School farkıyla öğrenin! Satış Liderliği e-Mikro MBA Programı, size satış alanında hedeflerinize ulaşmanın yolunu gösteriyor. Hedeflerinize ulaşmak için hangi yöntemleri kullanmanız
gerektiğini, bire bir satış tekniklerinden uluslararası satışa, satışta kanal yönetiminden sunum tekniklerine kadar başarılı bir satışçı olmayı ve büyük resmi görebilmek için gereken tüm satış basamaklarını programımız süresince öğreneceksiniz.
Değişen dünya koşulları ve artan rekabet ile birlikte yeni trendleri takip eden ve bunları uygulayan başarılı bir eğitmen kadrosu, size satış rekorları kırmanın hayal olmadığını göstermek için bekliyor.
Aret Vartanyan ile Aşktan Kariyere Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi 16/01/2016 Aret Vartanyan ile Aşktan kariyere hayatta karşılaştığımız zorluklara çözümler bulmak için 16 Ocak’ta Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde buluşuyoruz. Yaşam amacını ’Dünyada bir tek insanı bile dışarıda bırakmadan, her bireyin kendini ve yaşam amacını sevgi üzerine kurulu bir zeminde gerçek kılmasını sağladığı
bir dünyaya hizmet etmek’ olarak ifade eden Aret Vartanyan, her şeyden önce insana inanıyor. Din,dil,ırk,ünvan,cinsiyet,zengin fakir gibi etiketlerin ötesinde insanın gerçekliğinin altını çizerken çalışmalarıyla kısa sürede yüzbinlerce insanın yaşamında farklılık yarattı.
Aromaterapi Yaşam Atölyesi 14/01/2016
Aslı San Bilgin eğitmenliğindeki “Aromaterapi” workshop etkinliği, 14 Ocak’ta Yaşam Atölyesi’nde düzenleniyor. “Beş duyumuz içerisinde bilinç altımızı direkt olarak etkileyen tek duyumuzu kokudur. Her çakranın bir frekansı, bir dönme hızı vardır ve aynı şey bitkiler ve onların özleri için de geçerlidir. Çakra yağları her çakrayı yine aynı titreşimdeki uçucu yağlar ile dengelemek için hazırladığımız, çok etkili yağlardır. Bu workshop çalışmasında ruhsal dengeyi sağlamayı kendi çakra yağlarımızı hazırlayarak öğreneceğiz. * Aromaterapi nedir, ne kadar eskiye dayanır? * Aromaterapinin kullanım alanları ve kullanım yolları * Uçucu yağ ve taşıyıcı yağ nedir, hangi yollarla elde edilir? * Uçucu yağlar ve özellikleri (Verdikleri ruh - BedenZihin dengesi) * Taşıyıcı yağlar ve özellikleri (Verdikleri ruh-bedenzihin dengesi) * Hidrolatlar (bitki suları) ve özellikleri
44
Ocak 2016 - 114. Sayı
* Saf, gerçek uçucu yağları anlayabilmek ve ayırt edebilmek * Kokuların beynimiz, zihnimiz, vücudumuz ve ruhumuz üzerindeki etkileri * Hangi yağlar hangi hastalıklardan korunmamıza yardım eder? * Hangi yağlar, hangi ruhsal dengeyi sağlar? * Elementler (Hava - Su - Ateş - Toprak) * Kremler, Masaj Yağları, Bitki Suları ve Ovmalarla karışımlar hazırlamak * Uçucu yağlar ve Çakralar * Kendi Çakra Yağını Kendin Hazırlama” www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
45
Sahne sanatları
3G Show – Geldim Görd BEŞİKTAŞ AKATLAR KÜLTÜ
üm Güldüm
R MERKEZİ “3G Show” yani “Geldim Gö rdüm Güldüm Show”; eğlenceli, komik, tempolu skeçleriyle ve müthiş oyuncu kadrosuyla her ha fta Bkm’de seyirciyle buluşuyor. Küçük sürprizleriy le izleyenlere unutulmaz bir gece yaşatacak olan şovun oyuncu kadrosund a ise, ekranların en sevilen yüzleri yer alıyor. Komedi alışkanlıklarınızı de ğiştirecek ve her hafta izlemeyi heyecanla bekle yeceğiniz bir gösteri Bkm’de sizleri bekliyor...
Tarih
16 Ocak 2016 Saat
20:00
Tarih 16 Ocak 2016
İye Yetersİz Bak Mall of İstanbul
r Bakiye”, sizle edi “Yetersiz m ko ra ka İki perdelik anıyor. nmeye hazırl le e n h sa in iç r mısınız? ınasına hazı rt fı a h rle bir kez ka h a “K acı gerçekle a n d n u n yu o dece tükete Bu tiyatro ünümüzde sa G z. l sı ru a yo n şi rı e daha yüzl inmiş insanla u öykü alışkanlık ed yi e tm ke tü nı anlatan b e rı v a kl tu p ko l en nası değerlerind ah örneği... iz bir kara m
Saat 22:00
MARKOPAŞA MÜZİK PROFİLO KÜLTÜR ME
RKEZİ
ALİ
Sü he yl & Be hzat Uy gu r Ti ya tr os u, Ne ja t uz un yıl la r ba şa rıy la oy na dı ğı Ma rkop Uy gu r’u n aş a oy un un u ye ni bi r yo ru ml a mü zikal ol ar ak se rg ile ye ce kle r. Pr ov al ar ın a ge çt iğ im iz gü nl er de ba şla na n oy un da Sü he yl ve Be hzat Uy gu r, Şa hn az Ça kır al p, Uğ ur Ba bü rh an , Le yla Yü ng ül , Ön de r Ke sk in , Bu rc u Af şin , Öm er Yıl ma z ve uz un bi r ar ad an so nr a te kr ar sa hn ed e gö re ce ği mi z Nejla Uy gu r ro l al ıyo r.
Tarih
23 OCAK 2016 Saat
16:00
MÜFETTİŞ
YUNUS EMRE KÜ
LTÜR MERKEZİ
Tarih Büyük usta Haldun Dormen’in başrol ün de “Müfettiş”, sanats oynadığı 03 ŞUBAT everlerle buluşmay a hazırlanıyor. 2016 Tiyatro Kedi, bu se zon Nikolay Gogo l’ün artık klasikleşm ölümsüz eserinde iş bu rolleri başta büyü Saat k usta Haldun Dorm olmak üzere, Tolg en a Güleç, Hakan Al tın er , Bayındır, Emre Bü Selda Özbek, Sava yükpınar, Barış Kı ş 20:30 ralioğlu, Tayfun Yı Burcu Akyürek, Ca lm az, ner Tör, Efe Yeşil ay paylaşıyorlar.
46
Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
GÜLDÜR GÜLDÜR BEŞİKTAŞ KÜLTÜR MERKEZİ
13 OCAK 2016 20:00 Ekranların beğenilen gösterisi Güldür Güldür, 20 Aralık’ta BKM’de sevenleriyle buluşmaya devam ediyor. Güldür Güldür birbirinden eğlenceli skeçleri ve sürprizleriyle izleyenlere unutulmaz bir akşam yaşatacak. Günlük hayatın sıradan konularına farklı bir bakış açısı ile yaklaşan Güldür Güldür, aileden aşka, şöhretten teknolojiye, futboldan arkadaşlığa, birçok konuya yine kendi mizah anlayışları ile yeni yaklaşımlar ve çözümler getirecek.
FRANKESTEIN ZORLU PERFORMANCE
16 OCAK 2016 20:30 Mary Shelley’in romanından Nick Dear tarafından uyarlanan dünya sinemasının kült filmleri arasında gösterilen Frankenstein Şakir Gürzumar yönetimininde Çolpan İlhan - Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından sahneleniyor. Londra National Theatre’da 5 sezondur kapalı gişe olarak sahnelenen oyun SAKM Birim Sahne bünyesinde 20. Yıl Oyunu olarak Türkiye’de ilk kez sahnelenecek. Başrollerini Kerem Alışık, Cansel Elçin ve Deniz Uğur’un paylaştığı, Yılmaz Gruda ve Engin Gürman gibi usta oyuncularında rol aldığı Frankenstein, 12 Aralık Cumartesi Zorlu Center PSM’de prömiyer yapacak.
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
47
Konser
TEOMAN
16 OCAK 2016 21:00 TÜRKER İNANOĞLU CENTER Teoman’la “Yavaş Yavaş” konseri, 16 Ocak’ta Tim Show Center’da! Teoman’la “Yavaş Yavaş” konseri, 16 Ocak Cumartesi günü Tim Show Center’da hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Teoman’la “Yavaş Yavaş” albümü kapsamında Türkiye’nin pek çok şehrinde hayranlarıyla buluşan ve yoğun ilgi gören Teoman, bu kez 16 Ocak Cumartesi TİM Show Center’da... Teoman; konserinde “Paramparça”, “İstanbul’da Sonbahar” gibi geniş kitlelerin bildiği parçalarının yanı sıra “Bugün”, “En Güzel Hikayem”, “Bana Öyle Bakma” gibi şarkılarını da seslendirecek.
SEZEN AKSU 15-16 OCAK 2016 21:00 VOLKSWAGEN ARENA Sezen Aksu sizi 40 yıllık bir yolculuğa çıkartıyor. Son kırk yıldır hayatımızın fonunda hep onun sesi ve müziği vardı. Olağanüstü sesi, unutulmaz besteleri, şarkılarında insanın iç dünyasındaki serüvenine dair gözlemleri, dünyanın baş döndürücü hızına yetişme çabası, Türkiye’nin siyasi ve kültürel iklimin değişiminin birinci elden tanıklığının da yer aldığı 40 yıla damga vuran o müthiş şarkıları benzersiz bir ekibin işbirliği ile hayat buluyor.
Niran Ünsal & Mecit Can EthnoPop Jolly Joker İstanbul 11 Ocak 2016 Sansar Salvo Jolly Joker İstanbul 12 Ocak 2016 Bülent Altınbaş - Kirpi Jolly Joker İstanbul 13 Ocak 2016 Gökhan Kırdar Jolly Joker İstanbul 14 Ocak 2016 Halil Sezai Jolly Joker İstanbul 15 Ocak 2016 Yaşar Jolly Joker İstanbul 16 Ocak 2016 Resul Dindar Jolly Joker İstanbul 19 Ocak 2016 Kaan Tangöze Jolly Joker İstanbul 20 Ocak 2016 Buray Jolly Joker İstanbul 21 Ocak 2016 Fettah Can Jolly Joker İstanbul 22 Ocak 2016 Selami Şahin Jolly Joker İstanbul 23 Ocak 2016 Koray Avcı Jolly Joker İstanbul 27 Ocak 2016
48
Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
konser
Konser
SİMGE SAĞIN
02 ŞUBAT 2016 JOLLY JOKER Simge Sağın, 2 Şubat’ta Jolly Joker İstanbul sahnesinde gerçekleştireceği etkinlikle sizlerle buluşmaya hazırlanıyor. Müzisyen bir aileye doğan Simge Sağın, 12 yaşında gitar çalmaya ve besteler yapmaya başladı. İçindeki müzik sevgisini hiç kaybetmeyen Sağın, müzikle ilgili çalışmalarının İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Ses Eğitimi Bölümü’nü kazanarak devam ettirdi. Okulda Alaattin Yavaşça, Selahaddin İçli gibi pek çok değerli müzisyenle çalışma şansı buldu.
MABEL MATİZ
24 OCAK 2016 17:00 BOSTANCI G. M. Sevilen şarkıcı Mabel Matiz, 19 Aralık’ta gerçekleşecek etkinlikle garajistanbul sahnesine konuk oluyor. 2011 yılında kendi adını taşıyan ilk albümüyle müzik dünyasına merhaba dediği ilk günlerden bu yana, başta müzik eleştirmenleri ve Türk müzikseverlerin saygı ve büyük beğenisini kazanan Mabel Matiz, 2013 yılında ödüllere doymayan albümü “Yaşım Çocuk”tan sonra dinleyicilerini şimdi de “Gök Nerede” ile selamlamaya hazırlanıyor.
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
49
Sinema
BİZANS OYUNLARI
DİRİLİŞ
Güney Amerika’nın sıcağı Mayalar’ın canına tak ettirir ve taşının toprağının altın olduğunu duydukları Anadolu’ya göç etmeye karar verirler. Bağcılar civarına yerleşen Mayalar, Türk boyları ile kaynaşır ve Güney Amerika’nın tekniğini Anadolu’nun kültürüyle birleştirirler. Ama kısa zamandaki bu yükselişleri komşuları olan Bizans’ın dikkatini çeker. Barışsever Bizans Kralı 3. Klitor gerçek bir Maya hayranıdır ama imparatorluk içerisinde karısı 5. Klitorya ve kardeşi Muhteris’in entrikalarına engel olamaz. Plana göre Klitorya ve kayınçosu Muhteris, önce Klitor’u ortadan kaldıracak, ardından da Mayaların bütün kadınlarını kaçırıp Bizans zindanlarına atacaktır.
BASKIN Baskın beş polisin gece devriyesi sırasında gelen yardım çağrısı üzerine destek için gittikleri terkedilmiş tarihi bir Osmanlı karakolunda başlarına gelenleri konu alıyor. Dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nin “Midnight Madness” seçkisi kapsamında gerçekleştiren Baskın, Can Evrenol’un aynı adlı ödüllü kısa filminden uyarlandı. Filmin yönetmen koltuğunda Can Evrenol oturuyor; başrollerde ise Görkem Kasal, Muharrem Bayrak, Mehmet Akif Budak ve Mehmet Fatih Dokgöz yer alıyor. 50
Ocak 2016 - 114. Sayı
Hugh Glass kürkleri için hayvanları avlayan bir kuruluş için çalışan deneyimli bir tuzakçıdır. Fakat avlandıkları bölgelerde kendilerinden başka hem yerli Kızılderililer hem de Fransız birlikleri kol gezmektedir. Bir av ertesinde bir boz ayı tarafından ölümcül bir biçimde yaralanan Glass’ı, yavaşlamamak adına ekibi ölüme terk eder. Fakat bölgeyi herkesten iyi bilen avcı Glass hayata tutunur ve yavaş da olsa yaraları iyileşir. Zira yaşama tutunması için oldukça geçerli bir sebebi vardır...
ÇILGIN DOSTLAR Serinin dördüncü filminde bir boz ayı olan Boog, evcil hayvan gibi mutlu mutlu yaşarken, bir geyik olan Elliot ile tanışır. Elliot, Boog´u vahşi doğaya çıkmaya teşvik eder ve Boog zorla bu yeni hayatın içinde girer. Başlarda zorlanan ve alay konusu olan ayı Boog, yavaş yavaş doğal içgüdülerine ayak uydurmaya başlayacaktır. Filmin yönetmenliğini David Feiss üstlenirken, senaryo koltuğunda Steve Bencich ve Ron J. Freidman oturuyor.
www.cekmekoymagazin.com
Sinema
HIZLI VE TÜYLÜ Bir dizi yanlış anlaşılmanın sonrasında Alvin, Simon ve Theodore, Dave’in yeni sevgisilisine evlenme teklifi edeceğini düşünmeye başlar. Şimdi önlerinde Dave’i bu kararından vazgeçirip arkadaşlarını kaybetmeyi ve berbat bir üvey kardeşe sahip olmasını önlemek için üç günleri vardır. Walt Becker’ın yönettiği filmde Alvin ve arkadaşlarını New York şehrinde eğlenceli bir macera bekliyor. Filmin başrollerinde Jason Lee, Jesica Ahlberg, Josh Green, Bella Thorne bulunuyor. Seslendirme kadrosunda ise Justin Long, Matthew Gray Gubler, Jesse McCartney, Christina Applegate, Kaley Cuoco, Anna Faris yer alıyor.
ERTUĞRUL 1890
Film, iki ülkeni n, Japonya-Türk iye, dostluğunu pekiştir en iki tarihi ol ay ı anlatır. 1887 yılında Ja pon heyetinin İs tanbul’u ziyaret etmesin in ardından O smanlı firkateyni olan Ertuğrul Japony a’ya gider. Ertuğrul Japony a’dan geri dönm ek için yola çıktığında ise kayalıklara çarpar ve 681 kişiyle sula ra gömülür. Firk ateynden yalnızca 69 kişi sağ kalır, yara lıl ar sahile ulaştığında Ja pon köylüler ta ra fın dan misafir edilirle r.
İFTARLIK GAZOZ 1970’ler Türkiye’sinin barış ve huzur dolu Ege kasabalarından birinde ailesi ile beraber yaşayan Adem, zeki ve çalışkan bir öğrencidir. 5.sınıfı yeni bitiren Adem, yaz tatilini boş geçirmek istemez ve ailesine Gazozcu Cibar Kemal Usta ile çalışmak istediğini söyler. Zor da olsa ailesinden izni koparan Adem gazozcu çırağı olarak çalışmaya başlar. Ramazan ayının başıdır ve Adem camide imamın oruç ile anlattıklarını üzerine alınır, üstelik Berna da oruç tutacaktır. Küçük olduğu için oruç tutmasına izin vermeyen ailesinden gizli oruç tutmaya başlar fakat Ege’nin yaz sıcağında, bir yandan da gazoz satarken oruç tutmak hiç de kolay değildir. Hele de bozmanın kefareti 61 gün iken ve Berna’nın aslında direk orucu tuttuğunu öğrenmişken! Susuzluk ve açlık onu çok yormuştur, seraplar görmeye başlar. Adem’in yaşadığı bu zorluklar, onu bir maceranın içine sürükler. Bitmek bilmeyen bu uzun gün, Gazozcu Ustası Cibar Kemal ve Adem için nasıl tamamlanacaktır? Filmin yönetmeliğini ve senaristliğini Yüksel Aksu üstleniyor.
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
51
Astroloji
OCAK AYI BURÇ YORUMLARI facebook.com/siriusastroloji www.siriusastroloji.com
instagram.com/siriusastroloji
siriusastroloji@gmail.com
Klasik Astroloji Uzmanı Meltem Yalçındağ
Kişisel Harita Analizi ve Danışmanlık
Sevgili Koç’lar Güneş’in bu ay Oğlak burcuna geçmesi ile hayatınızda iş, kariyer, toplumsal statü ve tanınma konuları öncelik kazanacaktır. Özellikle Ay ortasında Güneş’in, şans gezegeni Jüpiter ile yapacağı olumlu açı ile iş hayatınızda ilerlemek için birçok fırsata sahip olacaksınız. Çalışma koşullarınız değişebilir, iş ortamında beklenmedik gelişmeler görebilirsiniz. 10 Ocak’ta Oğlak burcunda meydana gelen Yeniay’da sizi destekleyerek yine iş ve kariyerinize ait yenilikler, değişim ve dönüşümler getirebilir. Ancak iletişim gezegeni Merkür’ün 5 Ocak’ta geri gitmesi sebebi ile kariyeriniz ile alanlarda yeni anlaşma, kontrat ya da sözleşme imzalamaktan mutlaka kaçınmalısınız. Bu dönemde araştırmalar yapmak, eski projeler tamamlamak daha faydalı olacaktır. Yönetici gezegeniniz Mars’ın 3 Ocak’tan itibaren güçlü olduğu Akrep burcuna girmesi ile finansal alanlardaki masrafları daha iyi kontrol etmeye bakmalısınız. Bu dönemde ortak paylaşımlar, yatırımlar, miras, borç-alacak gibi konularla ilgilenmeniz gerekebilir. Finansal konularda agresif olmadan ve kişilik çatışmalarına girmeden hareket etmelisiniz. Sevgi ve Aşk gezegeni venüs ay boyunca Yay burcunda ilerleyerek size eğitsel konularda ya da yabancılarla ilgili çalışmalarda güzel fırsatlar sunmaktadır. Hayata bakış açınızda daha pozitif yönde gelişmeler hissedebilirsiniz.
KOÇ
Sevgili Boğa’lar ay boyunca Güneş’in Oğlak burcunda ilerlemesi ile uzak ülkeler, yabancılar, eğitim, medya ve hukuksal konular odak noktanız olacaktır. Yönetici gezegeniniz Venüs’ün bu ay Yay burcuna girmesi ile finansal konularda destek alabileceksiniz. Özellikle eşiniz ya da ortağınız ya da başka kaynaklardan gelen gelirden olumlu gelişmeler gelişmelere elde edeceksiniz. Bu ay ortaklı girşimlerde bulunmak oldukça uygun bir zaman sizin için. İletişim gezegeni Merkür’ün 5 Ocak’ta geri gitmeye başlaması ile özellikle iş birliği içerisinde olduğunuz kişilerle olan iletişiminize dikkat edin. Yanlış anlaşılmalardan kaynaklana sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bunun yanısıra bazı anlaşma ve sözleşmelede pürüzlerle karşılaşabilirsiniz. 3 Ocak’tan itibaren Mars gezegeninin güçlü olduğu Akrep burcuna geçmesi ile enerjiniz daha çok ilişkilere yönelebilir, ilişkilerinizde agresyon, rekabet ve mücadeleler gözükebilir daha çok agresif insanları kendinize çekebilirsiniz. Her koşulda bu ay ilişkiler hareketli, heyecanlı ve enerji dolu ama yorucu bir seyir izleyecektir.
BOĞA
Sevgili İkizler, bu ay Güneş’in Oğlak burcuna girmesi ile odak noktanız daha çok finansal konular, başklarından gelen
İKİZLER kaynaklar, gelirler söz konusu olacaktır. Miras, kredi, sigorta, gibi temalar gündeminizde yer alabilir. Mars gezeninin 3
Ocak’tan itibaren güçlü olduğu Akrep burcuna girmesi ile enerji ve motivasyonunuzu daha çok iş alanınıza yönelteceksiniz. Bu ay iş temponuzun yüksek olmasından kaynaklanan yorgunluk ve sinirsel gerginlikler yaşayabilirsiniz. Özellikle Ocak ayının ilk haftası Mars’ın Merkür ile sert kontağı iş ortamındaki ast ve üstlerinizle olan ilişkilerinizden kaynaklanan sorunlar, agresyon ve abartılı rekabetler ortaya çıkabilir. Bu dönemde ilişkilerinizde dengeyi sağlamak için sabırlı olmakta fayda var. Yönetici gezegeniniz Merkür’ün 5 Ocak’tan 25 Ocağa kadar geri gitmesi özellikle sizi daha fazla etkileyecektir. Bu ay yeni yeni projelere başlamak ya da önemli imzalar atmaktan mutlaka kaçınmalısınız. İletişim, eğitim ve sözleşmerin olabileceği konularda aksamalar, gecikmeler, planların değişmesi gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz. 10 Ocak’ta Oğlak burcunda meydana gelen Yeniay ile ortak paylaşımlarda bulunduğunuz maddi alanlarda güzel fırsatlar yakalayabilirsiniz.
YENGEÇ
Sevgili Yengeçler, bu ay Güneşin Oğlak burcuna geçmesi ile ikili ilişkileriniz hareketlenmeye dikkat çekmeye ve önem kazanmaya başlamaktadır. Özellikle 13-17 Ocak arası Güneşin Jüpiter ile yapacağı olumlu açı ile yeni insanlarla tanışma fırsatı elde edebilir, yeni ilişkilere başlama şansı elde edebilirsiniz. Keza 10 Ocak’ta Oğlak burcunda meydana gelen Yeniay’da sizi ilişkileriniz ve beraberlikleriniz konusunda destekleyecektir. Evlilik ya da ciddi başlangıçlar için önemli kararlar verebilirsiniz. Venüs gezeninin ay boyunca Yay burcunda ilerlemesi ile iş ortamında, çalışma koşullarında rahatlık ve fayda görebilir, bayan arkadaşlarınızdan destek alabilirsiniz. Enerji ve motivasyon gezegeni Mars’ın kuvvetli olduğu Akrep burcuna girmesi ile aşk, romantizm ve çocuklarla ilgili konulara hareketlilik gelmektedir. Sportif faaliyetlerde bulunarak, kendiniz geliştirme, güçlendirmek ve enerjinizi dengelemek için olumlu bir şekilde yararlanabilirsiniz. Ayrıca aşk hayatınızda cinselliğiniz de arttığı bir dönem olacaktır. Merkür’ün 5 Ocak’ta yapacağı geri hareketi ile özellikle bu ay anlaşmalar ve sözleşmeler konusunda çok dikkat etmeniz gerekir. 5-25 Ocak arası yeni anlaşma ve kontrat imzalamaktan mutlaka kaçınmalısınız. 24 Ocak’ta Aslan burcunda meydana gelen Dolunay ile maddi konularda destek görebilir. Sevgili Aslanlar, bu ay Güneşin Oğlak burcunda ilerlemesi ile günlük iş ve sorumluluklarınız daha fazla önem kazanmaya başlayacak. Hayatınızdaki sorunlara, sorumluluklara ve görevlere daha fazla eğileceksiniz. Yine bu dönem çalışma koşullarında da iş temponuzun artacağı, iletişiminiz yüksek olacağı bir ay sizin için. İletişim gezegeni Merkür’ün 5 Ocak’ta yapacağı geri hareketi ile ast ve üstleriniz ile olan iletişiminizde yanlış anlaşılmaktan kaynaklanan sorunlar yaşayabilir, evrak ve sözleşmeler ile ilgili pürüzlerle karşılaşabilirsiniz. Venüs gezegeninin Yay burcuna ilerlemesi ile aşk hayatınız, sosyal yaşam, eğlence ve sanatsal aktiviteler günlük hayatınıza daha fazla dahil olabilir. 10 Ocak’ta Oğlak burcunda Yeniay meydana gelmektedir. Bu Yeniay ile iş hayatınız ile ilgili olumlu gelişmeler söz konusu olabilecektir. İş değişikliği, terfi ya da yeni projeler için girişimlerde bulunabilirsiniz. Özellikle 13-17 Ocak arası Güneş’in Jüpiter ile yapacağı olumlu açısı ile de işle bağlantılı maddi kazançlar konusunda yeni fırsatlar yakalama şansı elde edebilirsiniz. 24 Ocak’ta ise burcunuzda meydana gelen Dolunay ile yaşamınız ile ilgili yeni kararlar verebilir, toplum önündeki imajınız ve statünüz ile ilgili dönüşümler yaşayabilirsiniz.
ASLAN
52
Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
Astroloji
BAŞAK
Sevgili Başaklar, bu ay Güneş’in Oğlak burcuna geçmesi ile duygusal paylaşımlar, yaratıcılık ve yeteneklerinizi göstereceğiniz çalışmalar ve çocuklarla ilgili konular odak noktanız olacaktır. Yönetici gezegeniniz Merkür’ün 5 Ocak’ta geri hareketine başlaması sizi oldukça etkileyebilir. Herşeyden önce zihinsel enerjiniz geçmişe yönelik olabilir, geçmişi sorgulayabilir, yarım kalmış işler ve ilişkiler önünüze daha fazla çıkabilir. Mars gezegeninin güçlü olduğu akrep burcuna girmesi ile yakın çevre, kardeşler ve komşularla olan meşguliyetleriniz artabilir, kısa seyahatler gündeminize gelebilir. Ocağın ilk haftasında Mars’ın iletişim gezegeni Merkür ile yapacağı olumsuz açısı ile komşu ve kardeşlerinizle iletişimden kaynaklanan tartışmalar ve münakaşalar yaşayabilir, sert tepkiler verebilirsiniz. Kaza ve sakarlıklara açık olduğunuz bu dönemde biraz daha dikkat etmeniz gerekmektedir. Venüs’ün ay boyunca Yay burcunda ilerlemesi ile ev ve aileye yönelik konularda son derece olumlu etkiler yaratmaktadır. Dekoratif değişiklikler yapmak, yeni mobilyalar almak ya da ev değişikliği yapmak için uygun bir dönem. 10 Ocak’ta Oğlak burcunda meydana gelen Yeniay ile aşk hayatınız, romantizm ya da çocuklarla ilgili konularda yeni başlangıçlar yapabilir, yeni adımlar atabilirsiniz. Ya da sanatsal beceriler ve yaratıcılık konusunda güzel fırsatlarla karşılaşabilirsiniz.
Sevgili Teraziler, Güneşin bu ay Oğlak burcuna girmesi ile aile hayatınız, yaşam alanınız ve yerleşimle ilgili konular daha fazla ön planda olacaktır. Bu transit süresince geçmişte olan ve henüz aydınlanmamış olaylar, bu dönemde aydınlanmaya başlayabilir. Mars gezegeninin 3 Ocak’ta güçlü olduğu Akrep burcuna girmesi ile enerjini ve motivasyonunuzu daha çok parasal konulara yöneltebilir, parasal girişimlerde bulunmak için cesaret ve girişkenlik gösterebilirsiniz. Bu dönemde acaleci davranmamak ve riskli yatırımlardan uzak durmanız da fayda var. Venüs gezegenin Yay burcunda ilerlemesi size yakın çevre ile sosyallik ve iletişim konularında destek verecektir. Fikirlerinizi konuşma veya yazma yoluyla iletmek gereken işlerde son derece başarılı olabilirsiniz. 10 Ocak’ta Oğlak burcunda meydana gelen Yeniay ile ev ve aileye yönelik konularda özellikle ebeveynlerle ilgili önemli gelişmeler yaşanabilir ya da ev değişikliği, taşınma gibi kararlar alınabilir. Ancak iletişim gezegeni Merkür’ün geri hareketi ile aile bireyleri ile olan iletişiminizde aşırı inatlaşmanızdan kaynaklanan sorunlar gündeme gelebilir. 24 Ocak’ta ise Aslan burcunda bir Dolunay meydana gelmektedir. Geleceğe yönelik hedefleriniz ve arkadaş ilişkilerinizde radikal kararlar alabilirsiniz.
TERAZİ
Sevgili Akrepler bu ay Güneşin Oğlak burcuna girmesi ile eğitim, iletişim, yazışmalar ve yakın çevreniz ile olan ilişkileriniz ön planda olacaktır. Zihinsel faaliyetleriniz yoğun olduğu bu dönemde eğitim ile ilgili konularda kendinizi geliştirmek ve yeni bilgiler öğrenmek için güzel olanaklara sahip olacaksınız. Yönetici gezegeniniz Mars’ın 3 Ocak’ta burcunuza geçmesi ile enerji ve motivasyonunuzun artacağı bu dönemde cesaret ve girişken yönünüzle kendinizi ortaya koyabilir, başarılı girişimlerde bulunabilirsiniz. Ancak enerjinizin yüksek olduğu bu dönemde sakarlıklar, kazalar ve yaralanmalara karşı da son derece dikkatli olmalısınız. Venüs gezegenin ay boyunca para evinizde ilerlemesi size finansal konularda destek verecektir. Özellikle yabancılarla olan dış ticaret ya da yatırım konulardan olumlu sonuçlar alabilirsiniz. Ya da yaratıclık ve yeteneklerinizi kullanarak kazanç elde etme fırsatına da sahip olabilirsiniz. 10 Ocak’ta Oğlak burcundda meydana gelen Yeniay ile yakın çevrenizle olan faaliyetlerinize daha fazla odaklanabilir, eğitim ve iletişim konusunda yeni başlagıçlar yapabilirsiniz. Ancak Merkür’ün 5 Ocak’ta yapacağı geri hareket ile kardeşler ve komşularla olan iletişiminizde yanlış anlaşılmaktan kaynaklanan sorunlar yaşayabilirsiniz.
AKREP
Sevgili Yaylar, bu ay Güneşin Oğlak burcuna geçmesi ile daha çok finansal konular gündeminzde yer alacaktır. Bu transit ile kişisel gelirlerinizi ve maddi kaynaklarınızı arttırma şansına sahip olacaksınız. 10 Ocak’ta Oğlak burcunda meydana gelen Yeniay ile yeteneklerinizle çalışma kapasitenizi ve kazançlarınızı çoğaltmak için karşınıza çıkan fırsatları çok iyi değerlendirmelisiniz. Ancak Merkür’ün 5 Ocak’tan itibaren ay boyunca para evinizde geri gitmesi ile özellikle alımsatım, ticaret konularında çok dikkatli olmanız gerekmektedir. Yeni kontrat ve anlaşmalar için imza atmaktan mutlaka kaçınmalısınız. Venüs gezegeninin ay boyunca burcunuzda ilerlemesi ile kişisel çekiciliğinizin arttığı ve kendinizi rahatlıkla ifade ettiğiniz bu dönemde arkadaşlarınızla daha fazla sosyalleşerek eğlenceli vakitler geçirebilirsiniz. Mars gezeninin güçlü olduğu Akrep burcuna girmesi ile enerjinizi daha çok kontrol etmekte zorlandığınız kollektif alana ait temalara harcayabilirsiniz yine bu dönemde bilinçaltınıza attığınız korkularla yüzleşebilirsiniz. 24 Ocak’ta Aslan burcuna meydana gelen Dolunay ile hayata bakış açınızda bir takım farkındalıklar kazanıp geleceğe yönelik hedeflerinizde net kararlar alabilirsiniz. Hayata bakış açınızda daha pozitif yönde gelişmeler hissedebilirsiniz.
YAY
Sevgili Oğlaklar, bu ay Güneşin burcunuzda ilerlemesi ile fiziksel enerjinizin, cazibenizin ve kendinize olan güveninizin arrtığını hissedebilirsiniz. Bu transitin etkisi ile kendinizi başkalarına güçlü bir şekilde ifade ederek dikkatleri üzerinize rahatlıkla toplayacaksınız. Kişisel yeteneklerinizi iyi ve doğru yönde kullanabilme şansına sahip olacaksınız. Özellikle 10 Ocak’ta meydana gelen Yeniay’da sizi destekleyerek ilişkilere yönelik kişiliğinizi ortaya çıkarak durumlarla karşılaşabilir, hayatınızda önemli başlangıçlar ve girişimlerde bulunabilirsiniz. Mars gezegeninin 3 Ocak’tan itibaren güçlü olduğu Akrep burcuna geçmesi ile enerjinizi daha çok sosyal ortamlar ve organizasyonlar içerisinde harcayabilir, geleceğe yönelik hayallerinizi somut bir şekilde gerçekleştirmek için cesaretinizi ortaya koyabilirsiniz. Venüs gezegeninin ay boyunca Yay burcunda ilerlemesi ile kendi içinize çekilerek ruhsal konulara yönelebilir, manevi çalışmalar yapabilirsiniz. Aşk ilişkilerinizde ise duygularınızı ifade etmekte zorlanamalar yaşayabilir, bir müddet yalnız kalmak isteyebilirsiniz. Ayrıca platonik aşklar ya da gizli aşk ilişkileri de söz konusu olabilir.
OĞLAK
Sevgili Kovalar, Güneşin bu ay Oğlak burcuna geçmesi ile kontrol dışı olaylar gündeminizde yer alabilir. Bilinçlatınızda korkularınızla yüzleşebilirsiniz. Ruhsal alanda çalışmalar yapmak, terapi, meditasyon gibi sizi rahatlatan çalışmalar yapmak size bu ay iyi gelecektir. Enerji ve Mücadele gezegeni Mars’ın 3 Ocak’ta güçlü olduğu Akrep burcuna geçmesi ile grup çalışmaları ve sosyal bağlantılar aracılığıyla gelecek şansları değerlendirmek için efor harcayabilirsiniz. Ayrıca arkadaş toplantıları ve çeşitli organizasyonlarda kendinizi rahatça ortaya koyabilirsiniz. Enerji ve mücadele gezegeni Mars’ın 3 Ocak’ta Akrep burcuna geçmesi iş hayatına daha fazla odaklanma durumunda kalabilirsiniz. Mesleğinize yönelik idealleriniz ve hedeflerinizi gerçekleştirme konusunda daha fazla mücadele ve efor sarfetmeniz gerekebilir. 10 Ocak’ta Oğlak burcunda meydana gelen Yeniay ile kontrol dışı gelişen beklenmedik süprizlerle karşılaşabilirsiniz. Ayrıca iletişim gezegeni Merkür’ün de 5 Ocak’tan itibaren geri hareketi ile iletişimden kaynaklanan sıkıntılar yaşayabilirsiniz ve geçmiş ile ilgili konular tekrar karşınıza çıkabilir.
KOVA
Güneşin bu ay Oğlak burcuna girmesi ile kendinizi daha çok sosyal alanda arkadaşlar, grup ve organizasyon içerisinde ifade etmek isteyebilirsiniz. Geleceğe yönelik yeni plan ve projelere başlayabilir ve bu konuda destek görebilirsiniz. Mars gezegeninin 3 Ocak’ta güçlü olduğu Akrep burcuna geçmesi ile Mars’ın getireceği enerji ile yurtdışı bağlantılı işlerde, yabancılarla ilgili konularda, yükseköğretim ve akademik çalışmalarda mücadeleler ve eforlar sarfedebilirsiniz. Bu dönemde daha fazla çalışmanız gerekebilir. 10 Ocak’ta Oğlak burcunda meydana gelen Yeniay ile geleceğe yönelik hayalleriniz gerçekleştirmek için somut adımlar atabilir, içinde bulunduğunuz sosyal gruplardan destek alabilir, organizasyon içerisinde hareket edebilirsiniz. Ancak 5 Ocak’ta geri hareketine başlayan Merkür‘ün etkisi ile büyük kurumlarla ilgili konularda elinizde olmayan nedenlerden kaynaklanan iletişim problemleri, yanlış anlaşılmalar yaşayabilirsiniz. Venüs gezegeninin ay boyunca Yay burcunda ilerlemesi size kariyer ve iş alanında destek verecektir. İş hayatınızda daha dengeli ve uyumlu olma yönünde etkileyecektir. 24 Ocak’ta ise Aslan burcunda meydna gelen Dolunay ile iş ortamınızda kontrol dışında gelişen beklenmedik süprizlerle karşılaşabilirsiniz. Ayrıca beden sağlığınıza özen göstermeyi sakın ihmal etmeyin. Yeniay ile ortak paylaşımlarda bulunduğunuz maddi alanlarda güzel fırsatlar yakalayabilirsiniz.
BALIK
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Sayı
53
Bulmaca
Kutucuklarda çıkan harfleri; AÇIK ADRES, TELEFON NUMARASI, ADINIZ SOYADINIZ ile birlikte pazarlama@ cekmekoymagazin.com adresine e-mail olarak gönderin. 3 adet Mini Kulaklıklı MP3 Çalar’dan birini kazanma şansını yakalayın. Kazanan kişiler istedikleri zaman hediyelerini, hiçbir yükümlülük gerektirmeden kullanabilirler / alabilirler. Kazananların isimleri Şubat ayı sayısında açıklanacaktır. Kazanan 3 kişi, cevabı e-mail olarak gönderenler arasında yapılacak kurada belirlenecektir. (Kutucuklardaki cevap herhangi bir anlam içermeyebilir)
Bu ın Ay yesi di He
Geçen Ay Kazananlar altan kuzey/casa grande filiz gök/ekşioğlu 5 yıldız tansel güneri/mayavera
ÖDÜLLÜ ÇENGEL BULMACA
SUDOKU
54
Ocak 2016 - 114. Sayı
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
55
Moda
56
Ocak 2016 - 114. Say覺
www.cekmekoymagazin.com
Moda
www.cekmekoymagazin.com
Ocak 2016 - 114. Say覺
57
Moda
58
Ocak 2016 - 114. Say覺
www.cekmekoymagazin.com