121 sayıweb

Page 1

Moda

Evidea Sitesi “Ezgi’nin Günlüğü” ile Yaz’a Damgasını Vurdu Aqua City 1. Etap’ta 2016 Yaz Okulu QUE 2017 Sonbahar Kış Koleksiyonu

Röportaj

Parla Şenol Gear S3’e İlk Bakış Ekşioğlu Beş Yıldız 3. Etap’ta Sinema Keyfi Zeka Oyunları Dr. Nesli Güven Dünya Koleji

iPhone 7 Almamak İçin 5 Neden!

Vera Wang Sonbahar Gelinlikleri

Seray Gözler Röportaj

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

3


Moda

4

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Moda

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

1


Moda

2

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Moda

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

3


Moda

4

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Moda

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

5


Moda

İçindekiler 10 10 12 12 16 20 22 24 30 34 44 46

Teknoloji / iPhone 7 Almamak için 5 Neden! Teknoloji / Gear S3’e İlk Bakış Moda / QUE 2017 Sonbahar Kış Koleksiyonu Moda / Vera Wang Sonbahar Gelinlikleri Çekmeköy’e Dair/Aqua City 1. Etap’ta 2016 Yaz Okulu Çekmeköy’e Dair/Evidea Sitesi “Ezgi’nin Günlüğü” ile Yaz’a Damgasını Vurdu Çekmeköy’e Dair/Ekşioğlu Beş Yıldız 3. Etap’ta Sinema Keyfi Röportaj/Parla Şenol Sağlık/Zeka Oyunları / Dr. Nesli Güven Röportaj/Seray Gözler Eğitim Sahne Sanatları

48

Konser

54

Bulmaca

50 Sinema 52 Astroloji/Klasik Astroloji Uzmanı Meltem Yalçındağ

6

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

7


Editör

İMTİYAZ SAHİBİ 2M Danışmanlık Reklam Ajansı Adına Muharrem ÇAĞIL YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ (Sorumlu) Muharrem ÇAĞIL GENEL YAYIN ve SANAT YÖNETMENİ Cansu BERK

7 1 0 2 a 2016d n ı l ı Y m i t e r ğ Ö m e i r t i e l ğ i E c n e r ğ Ö m z i r Tü e l i D r a l ı r a ş Ba

Moda

YAYIN KURULU Muharrem ÇAĞIL Rahmi ÇAĞIL Av. Toyhan GİRGİN Müh. Rıza CÜCE Öğrt. Sertaç ULU Av. Mete AKKAYA Meriç GÜNDOĞAN HALKLA İLİŞKİLER Ahmet SARAL GÖRSEL TASARIM Burak OKAY Meriç GÜNDOĞAN BASIM YERİ Özlem Matbaacılık ve Reklacılık Ltd. Şti. ULAŞTIRMA & LOJİSTİK Şeref BULUT

Sinemaya geçmeden önce Bakırköy’deki plajlarda can kurtaranlık yaparken bir yandan da sokaklarda işportacılık yapıyordu. Zor dönemlerinde kimseye boyun eğmeyen, geçimini sağlamak için taksicilik yapan Tarık Akan, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, Makina Mühendisliği okuduktan sonra Gazetecilik Yüksek Okulu’na girdi ve bu okuldan da mezun oldu. Ve asla, hiçbir zaman dik duruşunu kaybetmedi... Mekanın Cennet Olsun “Yakışıklı Dev”... 8

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

YÖNETİM Mehmet Akif Mah. Recep Ayan Cad. No:9/B Çekmeköy / İSTANBUL REKLAM PAZARLAMA Ünsal ÇAĞIL 0216 640 43 43 0535 983 01 41

final okulları Çekmeköy

www.cekmekoymagazin.com pazarlama@cekmekoymagazin.com Yazı ve fotoğrafların tüm hakları Çekmeköy Magazin Dergisi’ne , yayınlanan reklamların sorumluluğu ilan sahibine aittir.

www.cekmekoymagazin.com

Kirazlıdere Mah. Cumhuriyet Cad. No: 2 (Şile yolu üzeri) Taşdelen / ÇEKMEKÖY Tel: 0216 312 65 65 Fax: 0216 312 65 15 E-Mail: cekmekoy@finalokullari.com.tr /CekmekoyFinal www.cekmekoymagazin.com

/FinalCekmekoy

/cfinalokullari AĞUSTOS 2016 - 120. Sayı

9


Teknoloji

Moda

Bataryası Patlayan Galaxy Note 7 İçin Yeni Uyarı Geçtiğimiz aylarda piyasaya sürülen son amiral gemisi Samsung’un başını ağrıtmaya devam ediyor. Bataryasında sorun tespit edilen ve Samsung tarafından geri çağırılan Galaxy Note 7 için yeni bir uyarı yapıldı. ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), yayınladığı uyarı mesajı ile akıllı telefonun uçuşlarda kullanılmasını yasakladı. Geçtiğimiz hafta İsveç, Danimarka ve Norveç’in ortak havayolları olan İskandinavya Havayolları (SAS) Samsung’un piyasaya çıkardığı yeni akıllı telefonu Galaxy Note 7 ile uçağa binilmesine yasak getirmişti. Geçtiğimiz günlerde Samsung Türkiye’den yapılan açıklamada kullanıcılar değişim programına katılmaya davet edilmişti.

iPhone 7 Almamak İçin 5 Neden! Apple’ın yeni iPhone modelleri iPhone 7 ve iPhone 7 Plus 16 Eylül’den itibaren raflardaki yerini alacak. Satışa çıkmasına bir gün kala ABD merkezli teknoloji sitesi The Verge bu cihazları mercek altına aldı ve iPhone 7’i almamak için 5 neden sıraladı. - Yeni iPhone modelinde kulaklık girişi bulunmuyor, Apple, wireless kulaklığa kutuda yer vermiyor. (Türkiye’de Ekim ayında satışına başlanacak kablosuz kulaklık, 779 liralık fiyat etiketine sahip olacak.) - Yeni modelleri kullanabilmek için pek çok dönüştürücüye ihtiyacınız var (yeni cihazda eski kulaklıkları kullanabilmek için bir dönüştürücü gerekiyor, kutunun içinden çıkmayan wireless kulaklığı uzun süre kullanmak için de şarj cihazınızı yanınızda taşımak zorunda kalacaksınız) bu da yanınızda taşımanız gereken ekstra malzemeler anlamına geliyor.

- Sunduğu yeniliklerin kısıtlı olması göz önünde bulundurulduğunda iPhone 7’nin fiyatı oldukça yüksek. - Tasarım olarak iPhone 7’nin geçen yıl piyasaya sürülen iPhone 6’dan hiçbir farkı yok. - En büyük yenilik iOS 10 (iPhone 7 iOS 10 ile geliyor) ancak iOS 10 dün kullanıma sunuldu bu işletim sistemini iPhone 6 ile de kullanabilirsiniz.

Samsung Gear S3’e İlk Bakış Samsung Gear S3 geçtiğimiz günlerde resmen tanıtılırken, cihaz için ilk bakış ve incelemeler de yapılmaya başlandı. Daha büyük ekranı ve gelişmiş özellikleri ile önceki versiyonlarına göre daha iddialı bir şekilde hazırlanan Samsung Gear S3, üstelik hem classic hem de frontier adı verilen iki farklı modeli ile gelecek. Samsung Gear S3 Classic versiyonu için yapılan ilk incelemelerde cihazın önceki versiyonlarına göre oldukça farklı bir şekilde tasarlandığı görülüyor. Özellikle daha büyük bir izlenim yaratılan farklı tasarımı, daha başarılı bulunurken, ekranda da 1.2 inçten 1.3 ince doğru bir geçiş yapılmış. Gear S3 ile birlitke Always on Display özelliği de saatlere kazandırılmış durumda. Bu da saatin sürekli açık kalmasını sağlarken, böylece saat olarak dahi kullanımını kolaylaştırıyor 10

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

AĞUSTOS 2016 - 120. Sayı

11


Moda

Moda

QUE 2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonu QUE bizi bu sezon güç kavramının sözlük anlamını değiştirecek kadar güçlü ve kendinden emin bir koleksiyon ile tanıştırıyor.

Yenilikçi, cesur, sofistike ve farklı anahtar kelimelerinin tek bir kadını işaret ettiği noktada QUE, modayı takip etmek yerine ona yön vererek sezonun stil kurallarını belirliyor. QUE kadını feminen duruşunu yeni sezonda yeniden tanımlıyor. Geometrik desenler; rahatlık ve şıklıkla buluşuyor. Sportif detaylar, payet, parlak metalik deriler ve şifonlarla bir araya gelerek sofistike bir duruş sergiliyor. Mono olarak kullandığı ana renkleri lacivert, haki, siyah ve beyazdan kopmayan Que kadını, nar çiçeği, saks, safran ve bordo gibi renkleri de paletine katarak kışın renk kullanmanın formülünü veriyor.

Guess 2016 Sonbahar Aksesuar Koleksiyonu Guess, 2016 sonbahar aksesuar koleksiyonuyla yine şıklığı beğeninize sunuyor. Greg Lotus’un çekimlerini gerçekleştirdiği koleksiyonda birbirinden tarz parçalar mevcut. Özellikle çantaların ön plana çıktığı koleksiyon oldukça beğeni ve dikkat çekiyor. Sonbahara damgasını vuracak birkaç modeli sizler için yayınladık...

Vera Wang 2016 Sonbahar Gelinlikleri

Moda denilince akla gelen ilk isimlerden olan Vera Wang 2016 sonbahar gelinlikleri yine sıradışı ve muhteşem. Artık yalnızca yaz aylarında evlenilmiyor. Kış sezonunda evlilik programları yapan çiftler için Vera Wang’ın sonbahar için hazırladığı koleksiyon oldukça dikkat çekici. Geleneksel yapımıza aykırı tarzı ile bizden uzak olan, ancak oldukça şık bu koleksiyondan birkaç modeli sizler için yayınladık. Belki fikir olarak değerlendirirsiniz. www.cekmekoymagazin.com 12 EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

13


Yeni sezonda Moda

Moda

CROSS FIT PERFORMANS dersleri ile tanışmaya ne dersiniz?

KAYITLARIMIZ DEVAM ETMEKTEDİR

5-12 YAŞ CUMARTESİ/PAZAR 1.DÖNEM: 3 EYLÜL / 27 KASIM 2.DÖNEM: 3 ARALIK / 5 MART 3. DÖNEM: 11 MART / 4 HAZİRAN

DETAYLI BİLGİ 0532 324 19 02

26 Eylül Pazartesi’den itibaren her Pazartesi - Çarşamba 19:30 Cross fit performans derslerine katılarak hiç sıkılmadan, kendi gelişiminizi izleyerek, vücudunuzu geliştirebilir, kilo verebilir ve şimdiye kadar olmadığınız kadar güçlü olabilirsiniz. Fiyat ve detaylı bilgiyi eğitmenlerimizden alabilirsiniz. Kontenjan sınırlıdır.

H.SİPAHİ NALBANT / DİDEM YILDIZ NALBANT

KAPALI KORTTA TENİS KEYFİ…

T. 0216 642 2732 F. 0216 642 2699 W. mayadromsports.com

14

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

www.sntenis.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

15


Çekmeköy’e Dair

Çekmeköy’e Dair

SİNPAŞ AQUA CITY 1.ETAP

2016 YAZ OKULU

Sinpaş Aqua City 1. Etap, 2016 yaz dönemini eğlenceli aktivitelerle geçirdi. Spor öğretmeni Tugay ŞEB, sitede yapılan yaz okulunda, ilk olarak çocukların eğlenceli bir yaz geçirmelerini hedeflediklerini, bu doğrultuda çocukların keyifli vakit geçirmeleri için yüzme, tenis, basketbol, voleybol, futbol, masa tenisi ve Jimnastik eğitimi verdiklerini ve bu eğitimler sonunda başarılı çocukları

16

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

ödüllendirdiklerini, ayrıca çocukların mutluluğunun kendisi için çok önemli olduğunu da belirten Şeb, çocuklarla kısa sürede kaynaşıp güzel bir takım olduklarını söyledi. Aktivitelere havanın sıcak olmasına rağmen 70 çocuğun katıldığı yaz okulunda, çocukların güzel bir yaz tatili geçirmeleri sağlandı. Site sakinleri ve

çocuklarla güzel bir hava yakalanan aktiviteler, ilerleyen zamanlarda daha farklı ve güzel çalışmalarla devam edecek. Aqua City 1. Etap’ta, herkesin spora doyduğu, sağlıklı, disiplinli, sporu seven bir nesil yetişiyor. Site sakinleri de bu tür aktivitelerin sürekli devam etmesini ve çok mutluluk duyduklarını ifade ederek eğitmen Tugay ŞEB ve Site Yönetimi’ne teşekkülerini ilettiler...

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

17


Moda

18

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Moda

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

19


Çekmeköy’e Dair

Çekmeköy’e Dair

i s e t i S Evidea NLÜĞÜ” Ü G N İ N ’ İ . . . “EZG u d r u V ı n ı s a g m a D ’a ile Yaz

“Evidea Sitesi Geleneksel Yaz Partisi” 27 Ağustos 2016 Cumartesi günü büyük bir çoşku ile yapıldı. Katılımın yüksek olduğu parti gündüz saatlerindeki çeşitli etkinliklerle başladı. Bahçeşehir Koleji tarafından basketbol sahasına kurulan şişme oyuncaklarda çocuklar bol bol oynama fırsatı buldular. Daha sonra havuzda su oyunlarına geçildi. Çeşitli eğlenceli su oyunları müsabakaları yapıldı, derece alanlara kupa ve madalyaları verildi. Akşam olduğunda havuzbaşındaki sahnede “Ezgi’nin GÜnlüğü” yerini aldı. Kendi özgün şarkıları ile “Ezgi’nin GÜnlüğü” katılımcılara keyifli dakikalar yaşattı. Gecenin ilerliyen saatlerinde Dj Aytek Teoman sahne aldı. Muhteşem performansı ile yaklaşık 2 saat boyunca havuzbaşındaki katılımcıları çoşturdu. Site sakinleri tüm gece eğlendiler ve yeni dostluklar kurmanın mutluluğunu yaşadılar. Komşuluk ilişkilerinin de pekiştiği bu tip organizasyonların artık geleneksel hale geldiğini ve devam edeceğini belirten site yönetimi tüm site sakinlerinin gönlünü kazandı. Site yönetimi gecenin sonunda, sponsor olan; La Piatto, Bahçeşehir Koleji, Little Caesars Pizza, Idea Market, Kafe Bistro, Taşdelen Su, Bağ Pastanesi, Görgülü Pastaneleri, Astor Asansör, Elit Taksi, Bengü Yoğurt, Vitra Door, Kurtul Kantar, Kervan Dersanesi, Site Kuaförü, Bjk Spor Okulları ve Site Ajans firmalarına teşekkürlerini iletti. 20

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

21


Çekmeköy’e Dair

Moda

Ekşioğlu Beş Yıldız 3. Etap’ta

Sinema Keyfi

Sıcak geçen yaz akşamlarında, site sakinlerine nostalji yaşatmak isteyen Ekşioğlu Beş Yıldız 3. Etap Site Yönetimi “Açık Hava Sinema Etkinliği” düzenledi.

Sinemanın olmazsa olmazı patlamış mısır ve gazozunda hazır bulunduğu gecede tüm site sakinleri farklı bir keyif yaşarken, çocuklarda belki hayatlarında ilk defa katıldıkları bu organizasyonda oldukça heyecanlandılar. Günümüzde artık özlemle andığımız açık hava sineması çocuklar için bambaşka bir deneyim oldu. Gösterimde ise yönetmenliğini ve senaristliğini Yüksel Aksu’nun yaptığı, baş rollerde Cem Yılmaz ve Berat Efe Parlar’ın rol aldığı 2016 yapımı komedi türündeki sinema filmi “İftarlık Gazoz” vardı. Sandalyelerinde heyecanla mısırını yiyerek film izleyen çocukların bazılarının uyuması ise yüzlerde tebessüm yarattı. Gecenin sonun da ise Site Sakinleri Yönetim’e teşekkürlerini iletirken bu tip organizasyonların tekrar yapılmasını istediler. Günümüzde kaybolmaya başlayan komşuluk ilişkilerinin pekişmesini sağlayan bu organizasyondan dolayı bizde Ekşioğlu Beş Yıldız 3. Etap Site Yönetimi’ni kutluyoruz. 22

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

23


Parla Senol , Röportaj

Röportaj

Çok yönlü sanatsal faaliyetlerine ilaveten, psikolog kimliğiyle de derinlikli bir felsefi bakışla toplum ve birey ilişkisini irdeleyen değerli sanatçı Parla Şenol ile keyifli bir sohbet.

Eşref Kolçak’la kaç film çektiniz?

Bu akşam sizi izleyeceğimiz “Bekârlığa Veda” oyunu hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Üç kez diye hatırlıyorum. “Bekârlığa Veda” oyunumuz 2015 Aralık ayında Prömiyer yaptı. Çok severek oynuyoruz, oyun günlerinde BO Sahne’ye adeta koşarak geliyoruz. Avustralyalı yazar Elizabeth Coleman’ın yazdığı oyun Akasya Asıltürkmen tarafından sahneye uyarlandı. Evlilik, arkadaşlık ve anne-kız ilişkisini işleyen bir romantik komedi. Her anında kahkahalar atabileceğiniz, sırf güldürmek amacıyla yazılmış bir oyun değil. İnsanları ilişkiler hakkında yönlendiren ve düşündüren bir tarafı var, arada da güzel güzel gülüyorsunuz. Oyunumuz önümüzdeki sezonda da devam edecek. Ayrıca yaz aylarında da daha seyrek periyodlarda yine sahnede olacak. Sizi, izleyiciler öncelikle çocuk oyuncu olduğunuz dönemden hatırlıyorlar. Oyunculuğa yönelmenizde yakın akrabalarınız Necdet Mahfi Ayral ve Jean Mahfi Tözüm sizin rol modeliniz mi oldular? Yakın akrabalarımın tiyatrocu olması ve etrafımda tiyatro konuşulmasının mutlaka etkisi vardır ama ben ilk filmimi çevirdiğimde beş yaşında olduğumdan bir rol model alabilecek çağda değildim. Benim sanatla tanışmam, üç buçuk yaşında bale başlangıcımladır. Bale resitallerinde de aslında bir rol oynanır. Beden kullanımı dışında bir de oyunculuk yönü vardır. Esas etkilenişim bale ile başlamıştır. Bu etkileşim, müzisyen olan babamın çalıştığı orkestranın çaldığı mekânlarda gelişmiştir. Eğer ben de oraya gitmişsem ve erken saatlerde samimi bir ortam varsa orkestra önünde sahnede bale ile karışık bir şov yapardım. Bazen şarkı söyler mişim! Diyorum. Çünkü ben tam olarak hatırlayamıyorum. O günleri, ailemin bana anlattıklarından biliyorum. Bir gün babamla röportaja gelen gazetecilerden biri, bir artist müsabakası yapılacağı haberini veriyor. Çeşitli karakter oyuncuları yanında, çocuk oyuncu da seçileceğini belirtiyor. Bunun üzerine, annem beni o yarışmaya sokuyor. Önce babamdan habersiz, babam sonra öğreniyor. 260 çocuk arasından jürinin oybirliğiyle birinci seçiliyorum. Yarışmanın anlaşma şartı, birinci seçilen ile Türker İnanoğlu’nun yeni firması Erler Film bünyesinde peş peşe iki film çevirmesi şeklinde. İlk filmde ufak bir deneme rolü şeklinde yer aldım. İkincisinde ise tamamen benim üzerime yazılan “Çöpçatan” isimli filmde başroldeyim.

Eşref Kolçak’la çocuk oyuncu olduğunuz dönemin sonunda yetişkin oyuncu olarak başka bir sinema filminde birlikte rol aldınız mı? Bir filmde değil ama Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde, Kaan Erkam’ın yönettiği ve Harun Kolçak’ında rol aldığı bir oyuna beni ve Eşref Kolçak’ı konuk oyuncu olarak davet etmişler. Bu davet ikimiz için hazırlanmış sürprizmiş meğer. O akşam sahnede, çok hoş, duygusal bir buluşma gerçekleşmiş oldu, çok keyifliydi. Çocuk oyunculuk döneminden itibaren, bir taraftan da devam eden eğitim hayatınız sizi zorlamadı mı? Benim için çok zor olmadı, çünkü ben inanılmaz bir şekilde öğrenmeye aç bir çocuktum. Her şeyi birden yapmak isterdim, tabii ev işleri hariç. Okul sürecinde, aynı zamanda belediye konservatuarında bale bölümünde ve piyano bölümde öğrenciydim, ayrıca mimik, ritmik ve solfej dersleri alıyordum. Bir süre sonra zaman yetmediği için piyanoyu bırakmak zorunda kaldım. Bale eğitimimi ise belediye konservatuarından ayrılarak özel bir dershanede sürdürdüm. Toplam 8-9 yıl bale, 2 yıl da piyano dersi aldım. Beş sene solfej okudum ve o bölümü de bitirmiş oldum. Bu eğitimler sonrası, sahnede çalışırken kendi notalarımı takip edip, orkestrayı yönlendirebilecek kadar nota bilgisine sahip oldum. Anlattığınız kadarıyla çocukluğunuzda oyun oynamaya zaman kalmamış gibi, bu açığı büyüyünce mi kapattınız? Biraz öyle oldu galiba ama tüm bu sanatsal aktiviteler benim için bir oyun gibiydi. O yüzden mutlu bir çocuktum ve çok eğleniyordum. Şimdiki çocuklardan farklıydık, set işçileriyle film makaralarına tel takar araba yapardık, kule ve ev yapardık. Ayrıca ilkokulda ders aralarında oynardık. İlkokula gittiğimde bana bir alışma dönemi yaşattılar, birkaç ay sonra da arkadaşlarımla, her çocuk gibi seksek saklambaç oyunları oynardık. Evlerimizin önünde sokağa çıkar, bu oyunları ilaveten “Kral, Kraliçecilik” oynardık. Bu benim uydurduğum bir oyundu, ben hep kraliçe olurdum. İlkokuldan sonra İtalyan kız ortaokulunu bitirdim. Lise sonda Site Koleji’ne gittim. Üniversite sınavlarına daha sağlıklı hazırlanmak için. İtalyanca terimlere çok hâkimken, Türkçe’ye biraz daha uzak kaldığımdan sınavda zorluk çekebilirdim. Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji bölümünü okudum ve üstün başarı listesi içinde mezun oldum. Fiilen çalışmış olmasam da titrim psikolog. Ayrıca fotoğraf kurslarına da gittim.

O filmde başrolleri kimlerle paylaşmıştınız? Eşref Kolçak, Fatma Girik, Semra Sar. Eşref Kolçak’ın sizinle daha yakın bir diyaloğu olduğunu duymuştum.

Sanat kariyerinizin bir de sahne sanatçılığı dönemi olmuş. Bütün erkek oyuncular arasında en sevdiğim aktör Eşref abi idi. Kendisiyle ailece görüşürdük, babamın yakın arkadaşıydı, karısı Özcan abla annemle, Harun da bizlerle. 24 EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

Şarkıcı olarak sahneye çıktığım dönemde 7 tanede kırkbeşlik plâk doldurdum. 11 yaşımda sinemadan gazinoya geçen ikinci kişi oldum. İlk geçen Ajda Pekkan’dır. EYLÜL 2016 - 121. Sayı 25 www.cekmekoymagazin.com


Röportaj

Moda

Sahnede çocuk şarkıları mı söylüyordunuz? Bazı komik şarkılar söylesem de, babamın öğrettiği yabancı şarkıları söylerdim. Arada da skeç gibi bir şeyler yapardık. Meselâ boyacı diye bir şarkı vardı, orada erkek kardeşimle birlikte boyacı müşteri ya da başka bir şarkıda anne oğul temalı skeçler oynardık. Şarkıcı olarak sahneye çıkmış olsam da oyunculuk tarafımı da vurgulamak için bu tarz sunumlar yapıyordum. Müzik kariyerim pek bilinmese de Hey Dergisi’nin müzik listesinde dördüncülüğe kadar çıkmışlığım vardır. “İsmail” ve “İnanmam” gibi şarkılarım o dönemde çok sattı. Sinemadan 11 yaşlarında ayrılmıştım, sahneden sonra da tiyatroya başladım. 18- 23 yaş arasında tekrar birkaç film yaptım ama o filmler beni, ben de o filmleri çok sevmedik. Sanat yaşamınızın yoğunluğunda evlilik ve çocuk süreci nasıl gelişti? Boğaziçi Üniversitesi’ne başladıktan bir süre sonra, okulun bitmesini beklemeden evlendim. Bir oğlunuz olduğunu biliyoruz, onun da mesleki tercihi sanattan yana mı? İlk başlarda o da sanatçı olmayı çok istiyordu ama ben destekte olmadım köstekte olmadım. Arzu ederse bir deneme yapabilir. Ancak eğitim alanı olarak Bilgi Üniversitesi’nde Televizyon Programcılığı ve Haberciliği, gazetecilik okudu. Üniversiteye girişte Türkiye dördüncüsü olmuştu, bundan sonra master ve doktora yapmayı planlıyor. Sanat yaşamınıza bir süre ara mı verdiniz? Evlenmeden hemen önce paraya ihtiyacım vardı, kazanabilmek amacıyla bildiğim yabancı dillerin avantajını kullanarak Turist Rehberliği yaptım. Fransızca, İtalyanca ve İngilizce dillerini biliyorum. Turizm Bakanlığı’ndan Bröve aldım ve 8 sene bu alanda çalışarak, evliliğimde aileme katkıda bulundum. O dönem dublaj dışında başka bir sanatsal faaliyetim olmadı. Rehberlik dönemimde grupla ortak bir samimiyet yakalarsam o zaman kimliğimi ifşa edip bir şarkı söylediğim olmuştur. Sanat yaşamına yeniden dönüşünüz ne şekilde oldu? Tiyatroya geçişiniz nasıl gelişti? 1994 yılında bir televizyon dizisinde Tuncay Önder benimle çalışmak istedi. Çalıştım ama çok sevmedim. Televizyon için daha sonra 2000 yılında tekrar başka bir diziden teklif geldi, o zaman oluruma geldi ve evet dedim. Ara ara TV dizilerinde çalışıyorum. 70’li yılların sonunda Tuncay Özinel tiyatrosunda “Çatal Matal Kaç Çatal” isimli bir oyunda ve “Hababam Sınıfı Müzikali”nde oynamıştım. 7-8 yıl önce de Yalçın Menteş ile oynadım. Şimdi de BO Sahne’deyim. Psikolog yönünüz günlük yaşamınızda etken midir? Tiyatro dışında kalan zamanlarınızda neler yaparsınız? Psikolog yönümün mesleki deformasyonu olarak insanları farklı bir gözle değerlendiririm. Bir de sanırım bende deli mıknatısı var. Ruhsal sorunu olanları adeta üzerime çekiyorum. Tabi bunun sebebi çok basit, herhangi bir diyalog esnasında onlara odaklanmam, anladığımı hissettirmem sonucu beni seviyor ve hayatıma giriyorlar. Dikişle uğraşmayı çok severim. Annem, biçki-dikiş yurdu mezunu olduğu için sahnede ve sinemada kullandığım kıyafetleri dikmiştir. Hatta annemle birlikte gelinliğimi dikmiştik, gelin tacımı da kendi ellerimle hazırlamıştım. Ayrıca el becerilerim gelişmiştir. Matkapla delmeyi, testere ile kesmeyi, marangoz aletleri ile çalışmayı severim. Son zamanlardaki en büyük hobim ise Candy Crush oynamak. Hiçbir şeyden sorumlu olmadan, hiçbir kaygı duymadan zaman öldürüp stres attığım bir oyun. Kolayca bir şey başarmanın rahatlığı içinde bir terapi yöntemi gibi. Günlük problemlerle boğuşurken, aradaki yarım saatlik bir zaman boşluğunda beni off konumuna alıp uyumadan uyku gibi bir şey. Rengârenk bir masal dünyası. 26 EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

27


Röportaj

Moda

Bu hobiniz, içinizdeki çocuğu yaşatmaya devam ettiğinizi hissettiriyor. Aslında biraz daha olgunlaşıp yaşımın insanı gibi olabilirdim ama içimdeki çocuk daha üstün geldi. Herkesin olduğu standart bir kalıba girmek istemedim, ben neysem o olmalıyım. Burcum Boğa, yükselenim Aslan biraz zor bir bileşim. Kendisiyle ve hayatla barışık insanlar en zor koşullarda bile kendilerini mutlu edecek bir sebep bulabiliyorlar. Bu Polyannacılık oyunu içimizdeki çocuğun beslenme kaynağı oluyor. Saygın olmak için ciddi insan rolü oynamak gerekmez, mesafenin korunması için karşılıklı özen gösterilmelidir. İnsanların birçoğu saygınlığı ciddiyetle eşdeğer tuttukları için zaman zaman ciddi olmak gerekiyor ama ben öyle bir ihtiyaç hissetmiyorum. Özgür ve mutlu olmayı tercih ediyorum. Özgürlüğümden ödün vermiş olsaydım, bugün kariyerimde de farklı bir yerde olurdum. Canım ne isterse onu yaparım, bu benim mutluluğumun anahtarı. Çok yönlü birikimlerinizi değerlendirmek istediğiniz bir idealiniz var mı? İdealize etmeyi hiç sevmem, hayattaki tek isteğim bir Manolya ağacının sahibi olmaktı. O da gerçekleşti. Geçmişte evimizin bahçesinde yetiştirmiştim. Anılarımın yer aldığı bir kitap yayınlanmıştı, benimle ilgili merak edilenler orada görülebilir. Evdeki filmlerimi bile attım, çünkü hepsi internette yer alıyor. Bilinen bir isim olarak buradan ulaşılabilirim. Mesela bir müzikalde oynamak isterim, çünkü oyunculuğuma ilaveten dans edip, şarkı söyleyebiliyor olmam bu konuda büyük bir avantaj. Hababam Sınıfı bir müzikaldi ama kalabalık bir müzikaldi. Orada yeteri kadar tatmin olmadım, daha ön planda olduğum bir rol isterim. Örnek vermek gerekirse Nisa Serezli’nin “Tatlı Kaçık” oyununu bir müzikal olarak yeniden sahneye koymak isterim. Hayat bana ne getirirse, onu yaşamayı isterim. Biraz önce manolya ağacı tutkunuzdan bahsetmiştiniz, Zeki Müren’in şarkısından mı geliyor bu istek. Çok güzel bir çiçektir, çok da güzel kokar ağacını da çiçeğini de çok severim. Asimetrik bir ağaçtır, monoton değildir. Ben Arnavutköy’ün tepesinde oturuyorum, mevsim sonlarında oradan Bebek’e doğru inerken kırılmış manolya dallarını toplar, onlardan dekoratif objeler yapardım. Ayrıca manolya çok pahalı bir ağaçtır, ona sahip olmak çok kolay bir şey değildir. Şu an iyi bir manolya ağacı 100-150 bin lira civarında. Sizin düşündüğünüz gibi öyle pratik bir daldırma yöntemi ile tutturulamaz. Yok öyle yağma, bedavadan. Gerek ülkemizin, gerekse yaşadığımız şehir olan İstanbul’un birçok zorlukları var. Bunlar arasında en çok gözünüze batan sorun sizce hangisidir? Bu konuda iki ayrı şeyden söz edebilirim. Dünyadaki bütün sorunların sadece bilimsel eğitim ile çözümleneceğini düşünenlerdenim. Dolayısıyla ilk adım eğitim eşitsizliğinin giderilmesidir, bu benim ütopyamdır. Çözümü gereken ikinci konu ise trafik, çünkü trafik bir ülkenin yaşam kültürünü yansıtır. Nasıl yönetildiğimizden tutunda ekonomiden sanata ve aile ilişkilerine kadar genel bir yansımadır. Bir ülkenin sosyolojik göstergesidir, trafik. Şu an yaşadığımız sosyal hayatı, ben kurye cumhuriyeti olarak nitelendiriyorum. Nasıl ki motor-kuryeler hiç bir kural tanımadan ters yöne bile girebiliyor ya da iki aracın arasında büyük tehlike yaratarak ilerlemeleri gibi bazıları da bunu bir yaşam biçimi olarak görüyor. İşin acı tarafı böylesi kolaycılıkların toplumun her kesiminden kabul görmesi. Herkes kendi gemisini kurtaran kaptan mantığını benimsediğinde, olumsuzlukların önce topluma yansıyacağını ama sonrasında da tekrar kendisine geri döneceğini bilmelidir. Öncelikle, tepeden tabana bu olumsuz domino etkisine neden olacak kişilere kritik görevler verilmemeli ve rol modeli olmalarının önü kesilmelidir. Sui misâl, emsâl olamaz. ( Kötü örnek, örnek gösterilemez). İnsanlar önce kendilerini sevmek zorundadır, kendini sevmeyen başka hiçbir şeyi sevemez. Sevgi olmadan hiçbir alanda ilerleme kaydedilemez. Dolayısıyla kendini sevmekten utanmasın insanlar, tam tersi bu bir görevdir. İster inançlı, ister inançsız olsun kişi varoluşunu ödüllendirmelidir. Allah’ın yarattığı bedene ve kişiliğe, sevgi ve saygı duyulmalıdır. Herkesin mutlaka sevilecek bir yönü vardır. Hiç kimse tek başına mükemmel olamaz, öyle bir kişilik yoktur. Yetişirken sevgisiz büyüyen insanların elbette ki sevgiye yönelmeyi başarabilmesi çok zordur; Neredeyse imkânsızdır ama öğrenilmeyecek bir şey de değildir. Herkes bu konuda çaba sarf etmelidir, kendinize değer verin ve sevin. 28

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

29


Çocuk

Moda

Zeka Oyunları

Zeka oyunları, çocukların eğlenirken zekasını geliştirmesi, zihnini açması ve yeni bir şeyler öğrenmesi için hazırlanmış oyunlardır. Çocuklar bu oyunlarla var olan zihinsel ve bilişsel yeteneklerini geliştirebildikleri gibi, yeni yetenekler de kazanırlar. Zeka oyunları çocuklara; çabuk karar verme, sonraki aşamaları düşünme ve öngörme, olasılıkları hesaplama, mantığını etkili ve yetkin bir şekilde kullanma yeteneği kazandırır. Bu oyunlar çocukların yalnızca yeteneklerini geliştirmekle kalmaz, kötü alışkanlıklar edinmelerine de engel olur.

Planlı hareket etmeyi, hızlı ve doğru karar vermeyi öğretir. Olaylara ve durumlara nasıl farklı açılardan yaklaşılabileceğini, nasıl farklı yorumlar getirilebileceğini gösterir. Kişiliği ve karakteri olumlu yönde etkiler ve geliştirir. Çocuk zeka oyunlarında bir şeyler öğrendikçe ve zekasını, bilgi ve becerisini kullanarak kazanmaya başladıkça, kendine güveni artar. Yeteneklerini, bilgi ve zekasını ölçme fırsatı bulur. Kendini ve sınırlarını tanır. Eksik yönlerini görür ve geliştirmek için neler yapabileceği üzerinde düşünür. Kendi başına, büyüklerinden bağımsız bir şekilde karar vermeyi ve verdiği kararın sorumluluğunu üstlenmeyi öğrenir. Zeka oyunları yüksek konsantrasyon gerektirdiğinden çocuk bu oyunları oynarken, dikkatini yoğunlaştırma ve bir tek işe konsantre olma becerisi edinir. Bu da çocuğun ders çalışırken veya okulda öğretmenini dinlerken konsantre olmasına yardımcı olur. Zeka ve bilgisinin işe yaradığını gören çocuk, bunları geliştirmek için çalışacaktır. Başka olasılıkların da var olduğunu görmek çocuğa durum ve olaylara şüpheyle yaklaşma, diğer ihtimalleri de göz önünde bulundurma alışkanlığı kazandıracaktır. Böylece ezberci değil; araştırıcı, sorgulayıcı bir yaklaşımı benimseyecektir. Bu araştırmalar ve sorgulamalar çocuğun yaratıcılığını da geliştirecek, hayatta daha başarılı ve fark yaratan bir birey olmasını sağlayacaktır. >>> 30 EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Dünya Koleji Dr. Nesli GÜVEN

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

31


Çocuk

Moda

Zeka Oyunlarını Oynamanın 8 Faydası Eskiden bildiğimiz ve oynadığımız monopoly gibi oyunlar yerine artık çocukların zeka gelişimini artıran çok daha eğlenceli ve ilgi çekici oyunlar geliştirilmiştir. Bu oyunlar çocukların (ve ailelerin) önemli şekilde becerilerini geliştirmelerine yardımcı olurlar. Onlardan bazıları;

.

İleri Görüşlülük: Kompleks oyunlar çocuklara sadece şu anki mevcut durumu değil bir sonraki aşamada yapması gereken stratejik hamlesini düşünmeyi ve ona göre nasıl pozisyon alması gerektiğini öğretmeyi amaçlar. Yeri ve zamanı geldiğinde doğru hamleyi yapmak, bunu hayatında uygulamak üzere bu tür oyunlar kurgulanmıştır.

.

. . . .

.

.

Hamle ve Sonuçları: Her yapılan hamlenin hem yapan hem de oyundaki diğer paydaşlar için olumlu ve olumsuz sonuçları vardır. Yapacağınız hamleler gerçek hayatta da size akıl yapınızı kullanmada yardımcı olacaktır. Kritik Kararlar Alma Becerisi: Çocuk yaptığı hamlelerin sonuçlarını anladıktan sonra bir sonraki adım kritik karar verme yeteneğini geliştirmesidir. Verdiği kritik kararlar sonucunda aldığı riskle kazanmayı ve kaybetmeyi öğrenir. Takım Olma Becerisi: Bu oyunlar belirli bir amaca yönelik başarıyı elde etmek için takım halinde nasıl çalışılması gerektiğini öğretir. Buradaki temel strateji herkesin kendi görev ve sorumluluklarını bilmesidir.

Sırayla Oynamak: En önemli kazanım oyun esnasında aktif ve pasif olarak rol almayı öğrenmektir. Bazı durumlarda sırasını bekleme zorunluluğu karşısında çocuğun sabırlı olmayı öğrenmesidir. Bu da gerçek hayatta çocuğa “her şeyin bir zamanı vardır” prensibini kazandırır. Matematik Becerisi: Tüm oyunlar için matematiğe ihtiyacınız olmayabilir ancak basit bile görünse bazı oyunlar için temel matematik bilgisine ihtiyaç duyulmaktadır. Çoğu zaman sözel ifade içeren matematik problemlerini çözmek yerine çocuklar bu tarz oyunları oynayarak hem eğlenirler hem de matematik öğrenirler.

32

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Centilmenlik: Rekabet gerektiren akıl oyunlarının sonunda kazanan ve kaybeden olacaktır, önemli olan sonuç değil oyundan alınan hazdır. Bu tür oyunlarda dostluk ön planda tutulduğu sürece oyunun sonucu kazanan ve kaybeden için çok fazla önem ifade etmeyecektir. Kaliteli Vakit Geçirme: Yukarıdaki sebepler içerisinde belki de en önemli yeri tutmaktadır. Aile ile çocukların birlikte geçirdikleri kaliteli vakittir. Bu tür oyunlar televizyona bakmak yerine yüz yüze ve fiziksel temasla oynandığından aile içinde etkileşimi arttıran ve eğlenceli vakit geçirmeyi sağlayan araçlardır.

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

33


r e l z ö G y a r e S Röportaj

Röportaj

Dizide eşinizi oynayan Ahmet Mümtaz Taylan ile mükemmel bir uyum içinde olduğunuzu görmekteyiz.

Bu ay ki konuğumuz Devlet Tiyatrosu’nun ve ekranların değerli ismi Seray Gözler. Zarif hanımefendi bizleri harika bir İstanbul panaroması olan evinde, en içten samimiyeti ve nazik ikramlarıyla konuk etti. Sohbetimize bir süre sonra yine Devlet Tiyatrosu’nun değerli yönetmen ve oyuncusu, eşi Saydam Yeniay’ın da katılımıyla eşsiz bir gün yaşadık.

Sohbetimize son işiniz olan Hayat Şarkısı isimli dizinin yeni sezon haberleri ile başlamak isteriz. İzleyicinin bir sonraki bölümünü sabırsızlıkla beklediği ve soluksuz izlediği dizinin yeni sezon çalışmaları ne durumda? Yeni sezon birçok yeni sürprizleriyle geliyor, senaristler 15 gün kendilerini kapatıp, dış dünyayla irtibatlarını keserek çalışmalarına başladılar. Yeni sezonda dizinin daha da yükseğe çıkacağı kanaatindeyim. Senaryo, oyuncular ve tüm ekip çok iyi. Dizinin çok sevildiğini, karşılaştığım izleyicilerin yakın ilgisinden anlıyorum. Herkes dört gözle yeni bölümü bekliyor, ben ilk 2 bölümü okudum ve çok etkilendim. Her yaş grubuna hitap eden yanıyla, tüm izleyicinin ilgi ve sevgisini kazanmış durumda. Acısıyla tatlısıyla bizden olan, insana has hataların yarattığı sorunları da objektif olarak işleyen gerçekçi bir kurgusu var. Senaristler ve oyuncular olarak, konudaki olayların bizim toplumumuzda, bizim kültürümüzde nasıl yaşandığını en objektif biçimde yansıttığımızı, aldığımız geri dönüşlerden anlıyoruz. Biz buna dizinin mayası tuttu diyoruz. Yeni bölüm için çekimler 22 Ağustos itibariyle başladı. Yayına gireceği tarihi net olarak bilmemekle birlikte senaryoyu okuduğumda, biraz sıkışacakmışız gibi geldi. Dizide aileyi derleyip toparlayan ama aynı zamanda eşinden kaynaklanan insani zaaflı hatalar dolayısı ile kendi evliliğinin sorunlarına da yönelik çabalar içinde bir anneyi canlandırıyorsunuz. Diziyi seyircinin severek izlediğini öğrendiğimizde, gelen mesajlardan aynı zamanda büyük bir dikkatle izlediklerini de anlıyoruz. Eve terlikle girmemizden tutunda, kimi zaman telaşla girilen sahnelerde yönetmenin “Ablacığım terliksiz koş!” önerisine kadar, bizden bir ev ve aile olduğunu yansıtan küçük nüanslarına kadar. Bizim coğrafyamızda her evde yaşananların gösterildiği bir gerçeklik. Ben tabii ki kişilik olarak dizideki Süheyla değilim ama o Süheyla her ailede var olan bir anne. Rolümü oynarken ben de bize ait yeni kazanımlar elde ediyorum. Dizide anneleri ya da diğer karakterleri incitmeyecek davranış ölçülerine özellikle dikkat ediyoruz. Bazen yanlışlarıyla ve hatalarıyla da yüzleşen karakterler olarak, evet burada ben de hatalıyım itirafını yaparak rolün hakkını verme çabası içerisindeyiz. Çünkü bu dizi hayatın ta kendisi. Nasıl ki hayat, iniş ve çıkışlarıyla bir şarkı gibiyse dizi de yaşattıklarıyla ismi gibi bir “Hayat Şarkısı”. Karakterler hep doğru davranışlar içinde değiller, çünkü herkesin doğrusu farklı. Bu noktada seyircilerden beklediğimiz, karakterlere yönelik empati kursunlar. İzleyicileri karakterlerin yerine düşündürmeli, o şartlarda ben nasıl davranırdım sorusunu sordurmalıyız. Süheyla Hanım ya da Bayram Bey keşke şöyle yapmasalardı yerine, o anda yaşananlar karşısında verdikleri insani tepkileri algılatmaya çalışıyoruz. Ekran önünde bizi izleyenler ile birlikte yaşayan bir dizi Hayat Şarkısı. Senaristimiz Mahinur Ergun, ülkeyi ve kültürü çok iyi bilen, kıvrak bir zekâya sahip. Seyirciyi de, yaşanan kültürü de çok iyi tanıyan bir birikime sahip. Dizinin temel öyküsü Kore kökenli, ancak ilk iki bölümden sonra tamamen bizim hikâyemiz oldu. Hayat şarkısı sadece bir ailenin yaşadıklarını değil, ülkemizde yaşananların da gerektiği ölçüde yer yer yansıtıldığı, yaşanan genel sorunlara da değinen yönüyle, sosyal yaşamı da yansıtmakta. Bal parmak dokunuşlarla sorunlara soft bir anlayışla değinmekte. www.cekmekoymagazin.com 34 EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Ahmet’le karşılıklı olarak ikinci oynayışımız, daha önce bir abi kardeşi oynamıştık Sonbahar dizisinde Senaristimiz Mahinur Ergun ikimizi tekrar bir arada görmek istemiş, karı-koca rolünde. Ahmet’e dedim ki, abi kardeşi oynadıktan sonra karı-kocayı oynamak her oyuncuya kolay kolay nasip olmayacak bir durum. Aynı oyuncuyla birlikte tekrar böylesi yakın bir rolde denk gelmek çoklukla kısmet olmayan bir durum Daha önce bir yıl birlikte çalışmış olmamız, yapabileceklerimizi bilmemiz fevkalâde bir avantaj, böylesi bir durumda oyun gücümüzü daha yukarıya taşımak ve birbirimizden faydalanmak fırsatı doğuruyor. Oyunculuk pinpon topu gibidir, topu düşürenin ayağı kayar. Diziye ilişkin şunu da söylemeliyim, bugüne kadar oynadığım diğer dizilerde de çok beğendiğim genç oyuncu arkadaşlarım oldu ama buradaki tüm genç arkadaşlar birbirinden yetenekli. Birkan Sokullu kıvırcık saçlarıyla hanımların gönlünde yer ederken, Burcu Biricik de yeşil ve derin bakan gözleriyle izleyicinin ilgisini toplamakta. Yeteneklerinin yanı sıra, bu genç oyuncu arkadaşlarımız son derecede saygılı ve bizden gençler. Böyle bir ekiple çalışmaktan şahsım adına ben çok memnunum. Gençler bizlerden bir şeyler öğrenirken, emin olun bizde onlardan bir şeyler öğreniyoruz. Oyunculukta kişisel gelişim ile birlikte özen gösterilmesi gereken başka hangi hususlar vardır? Oyunculuk bir derttir, oyuncunun mesleğini kendisine dert etmesi gerekir. Ben yaştaki arkadaşlarda erkek ya da kadın oyuncunun, çağı yakalamak için ne yapmalıyım? Kendimi nasıl geliştirebilirim? Derdi olmalıdır. Hocamız Müşfik Kenter şöyle derdi “Oldum demeyeceksin, oyunculuğun sonu yoktur.”. Ben halâ bir role hazırlanırken çok heyecanlanırım.

Oyunculuğunuzun gelişmesinde önemli katkıları olan hocalarınız kimlerdir? Müşfik Kenter öğrenciliğimin son döneminde derslerime girmişti, katkıları tartışılmaz. Zeliha Berksoy, Serpil Tamur ve Haluk Kurdoğlu gibi hocalarım çok büyük şans oldu benim için. En önemli katkıyı ise Serpil Tamur hocamdan aldım. Kendisinin şöyle bir saptaması vardır, “Tiyatroda birçok oyunu yönettim, oynadım, birçok ödül aldım ama bilinirliğimin önemli bir kısmı televizyonda gerçekleşti.”. Bir oyuncu açısından oldukça üzücü bir durum. Bana çok emeği geçmiş değerli bir hocamdır, kendisinden çok kazanım sağladım. EYLÜL 2016 - 121. Sayı 35 www.cekmekoymagazin.com


Röportaj

Röportaj

Kendi alanında uzmanlaşmış olan kişinin birikimlerini yenilerle paylaşması, insanlığa karşı olan borcudur, çünkü bilgi paylaştıkça çoğalır. Serpil Tamur birikimlerini aktarmakla kalmadı, ayrıca beni gözlemleyerek gelişmemin takipçisi oldu. Kendisine her zaman söylediğim, önce hocam sonra yönetmenim ve daha sonra da ablam ve arkadaşım oldunuz. Aramızdaki güçlü bağ hala devam etmektedir. Bu sıralarda aktif olarak rol aldığınız diziden başka, diğer bir oyunculuk meşgaleniz var mı? Şu an yok ama bir süre önce senaryosundan, dekoruna kadar hazır hale gelen bir oyunun çalışmaları aşamasında, çeşitli olumsuzluklar dolayısıyla her seferinde ertelenen “Çok Özel Bir Gün” isimli oyunu sahneye koyma şansını bulamadık. Sophia Loren ve Marcello Mastroianni “A SPECIAL DAY - Una Giornata Particolare (1977)” isimli sinema filminin bir tiyatro versiyonuydu, umarım gelecekte sahneleyebiliriz. O zamana kadar izleyicilere filmin orijinalini izlemelerini tavsiye ederim. Bir Devlet Tiyatrosu oyuncususunuz, orada veya özel tiyatrolarda, özel bir oyun tercihiniz var mı? Kurumsal tiyatroların ayrı bir sorumluluğu vardır. Oyun seçiminde geniş bir yelpazeye sahip olmalıdır. Sahnesiyle dekoruyla oyunlara zengin prodüksiyon olanağı sağladığı için kurumsal tiyatrolarda oyun sahneleme şansı daha yüksektir. Özel tiyatroda düşünüyoruz.

oynamaya

zamanınız

kalmıyordur

diye

Olabilir aslında, olmalıdır da, ancak derdi olan bir oyun beklemekteyim, oyunun bir mesajı olsun. Şu an bir oyunum yok ama doğru bir senaryo ile hemen olabilir. Röportaj öncesi ön konuşmamızda öğrencilerim demiştiniz, eğitim alanında bir faaliyetiniz mi var? Başkent İletişim Akademi ‘de hocalık yapıyorum, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel bir kurum. Orada 5 yılı aşkın süredir hocalık yapmaktayım. Biliyorsunuz geçmişte de, eşim yönetmen ve oyuncu Saydam Yeniay ile birlikte Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin Tiyatro Bölümü’nün Kurucu Üyeleri olduk. İşlerimizin genel olarak İstanbul’da olması nedeniyle bir süre sonra oradan ayrıldık. Burada doğaçlama ve oyunculuk eğitimi 36 EYLÜL 2016 - 121. SAYI

veriyorum. Oyuncu olmak istemiş ancak çeşitli sebeplerle başka bir mesleğe yönelmiş kişilerin kariyerleri dışında, bir rehabilite aracı ya da içinde kalmış bu isteğin kısmen tatmini için tercih ettikleri bir yöntem. Kursiyerlerimize hep söylerim, bu bir rahatlama yöntemi olmakla birlikte, kendi derinliklerinizi keşfetme fırsatı veren bir uğraştır. Önce diksiyon eğitiminden geçerler, sonra da oyunculuk alanında çeşitli dersler alırlar. Diksiyon derslerini değerli hocamız Cihan Ünal vermektedir. Oyunculuğa başlangıcınız nasıl gelişti? Kız lisesinde okurken, tiyatro bölümü bir erkek oyuncu rolü için erkek oyuncu olmadığından arayış içindeydi, ben oynarım dedim! Bir Fransız oyunu olan “Hasır Şapka”da oynadığım erkek rolü ile başladım oyunculuğa. Annem pedagogdur, tercihimi desteklediğini söyledi. İlk zamanlar babam çok yorulacağım zor bir tercih yaptığımı söylese de, İlerleyen zamanlarda “İyi ki oyuncu olmuşsun!” dedi.

Oğlunuz da oyuncu mu olmak istiyor? Bir ara o da oyuncu olmak istediğinde hocaları, bu konuda bir okula ihtiyacın yok, okul senin evinde dediler. Lisede fen sosyal ve matematik alanlarında da çok iyi olduğu için, oğlumuz Gemi İnşaat ve Makine Mühendisliği Bölümü’nü kazandı ve çok istediği Piri Reis Üniversitesi’nde bu yıl eğitimine başlıyor. Artık kendi kanatlarıyla uçmaya başlıyor ama benim annelik içgüdüsüyle korumacı yönüm biraz ağır basıyorsa da çocuğumun özgür yaşamına engel teşkil etmeyecek şekilde frenliyorum kendimi. Ergenleşme çağında kendilerine ne kadar yakın olsak da çocuklarımızla arkadaş gibi olmamaya da özen gösteriyoruz. Ancak yetişkin birer birey olduklarında onlar hem evlâtlarımız hem en yakın dostlarımız olacaklar. Lise yıllarında oyunculuğunuzu keşfettikten sonra sesinizi geliştirmek için özel bir eğitim aldınız mı? Konservatuar Tiyatro Bölümü’ne girdiğimde, şan dersleri alıyordum. Hocam Yekta Kara bana “Operaya girsen çok iyi olur.” dedi ama benim ilgim oyunculuğa yönelmişti. Hem Yekta Kara’dan hem de Güzin Gürel’den çok değerli eğitimler aldım. Güzin hoca üç ayda bir bizi Çapa Tıp Fakültesi’ne ses tellerimizden bakıma gönderirdi. Bize “Şimdi biz sizin sesinizi her yönüyle kontrol edeceğiz ve geliştireceğiz ki, sesinizi bir ömür boyu muhafaza edebilesiniz, ama dikkat ederseniz.” derdi. Bir önceki dönemin hocalarının daha idealist olduklarını görmekteyiz. Sizin anlatımınızdan da anlıyoruz ki öğrencilerini

O dönem konservatuvar olarak Ankara, İstanbul Belediye ve Mimar Sinan vardı, ben oradan mezunum. Bir de Ege’de oyunculuk bölümü vardı, Özdemir Nutku’nun. Şimdi biraz da ticari bir oyuncu eğitimi enflasyonu var. Çoğalması güzel ama doğru yapılması koşuluyla. Televizyon kanallarının çoğalması etkiledi birazda talebi. Artık öğrenci adayları sınava girerken oyuncu olmak için değil artist olmak için geliyorlar. Aralarında çok yetenekli çocuklar çıksa da, genel olarak herkes televizyon yıldızı olma çabası içerisinde. Konservatuvar sonrası oyunculuk başlangıcınız nerede oldu? Eğitim sonrası İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda oyunculuğa başladım. Başlangıç aşamasında şanslıydım, öncelikle o dönem mecburi hizmet kalktı. Bir cuma günü üç arkadaş Bursa ve Adana sahnelerine atandığımızı öğrendik. Turgut Özakman dönemi ve İstanbul’da tiyatronun başında Can Gürzap vardı. “Benim elimde genç oyuncu yok, siz hepsini gönderiyorsunuz. Bunlar benim öğrencilerim, hepsini yakından tanıyorum ve onlarla çalışmak istiyorum.” diyerek bizi tuttu. Bu da benim için diğer önemli şans oldu. Devlet Tiyatrosu, oyuncu potansiyeli çok yüksek bir kurumdur.

Bu arada gözlemlediğim bir şey var ki oyuncular fiziğiyle, sesi ve yeteneğiyle sanki en başından genetik olarak kodlanmış doğuyorlar. Ben de inanıyorum böyle bir yazgıya, yaşamda hiçbir şey tesadüf değildir diye düşünüyorum. Doğanın buluşturduğu genler bir yerde geleceğimizi şekillendiriyor. Bir abim Diş hekimi, protez uzmanı fevkalade iyi derecede klasik gitar çalar, onu dinlerken çocukluğumdan itibaren müzikal olarak da kulağım gelişti, bu da aile ortamının yarattığı bir şans.

İzleyiciler olarak o dönem performansını, geniş hazırlanma süreci açısından daha olumlu buluyoruz. Kurum performansının daha da yukarıya taşınması için önerileriniz nelerdir?

Ben oyuncuyum, büyük abim hobi olarak klasik gitar çalıyor, buna karşılık küçük abim sporla ilgili. Sanata olan ilgisi izleyici olmakla sınırlı, onun genlerinde böyle bir buluşma yaşanmamış. Babam Adana’da gazetecilik yaptığı yıllarda Adanaspor’un logosundaki turuncu beyaz renkleri öneren kişi. Onun sesi o zaman da güzelmiş, halâ da güzeldir. Sonuç olarak genetik kodlamalar hayatımızın şifreleri bunu değerlendirmek ise kişiye bağlı. Öğrencilerimi çalıştırırken dili yanlış kullanma veya müzikal kulağınızın yetersizliği sizin suçunuz değil, sosyal ortamınızındır. O ortam sizin kulak gelişiminizin temelini oluşturuyor derim. Meselâ oğlum Ege’nin diksiyonu çok iyidir ama biz ona özel olarak bir diksiyon dersi vermedik. Sürekli duyduğu doğru Türkçe ile kendiliğinden gelişti. www.cekmekoymagazin.com

hem eğitiyorlar, hem de gelecekteki koşullara da hazırlıyorlarmış.

www.cekmekoymagazin.com

Ben oyuncuların idari işlerin dışında kalmasını istiyorum. Bir sanat kurulu olmalı, yönetmen ve oyuncu karma bir grup şeklinde. İşletme yönü ayrı olmalıdır. Sanat kurulu sanatsal yönde, idari birim ise Amerika’da var olan tiyatro işletmeciliği şeklindeki yapıyla daha rasyonel sonuçlar elde edecektir. Sanat kurulu repertuarı seçerken, işletmeci grup bilet satışından, tanıtıma kadar diğer görevleri üstlenmelidir. Yönetmen sahnede bir şey istediğinde, onun finansal süreciyle meşgul olmamalı, sanatını üretmeli. Yönetmen oyunu sahneleme tarzında tamamen bağımsız olmalıdır. Sanat özgürdür. Sanatta sınır olmaz. Çünkü sanatçı muhaliftir. EYLÜL 2016 - 121. Sayı 37


Röportaj

Moda

Çizilen sınırlar içinde yapılması istenen şey zaten sanat değildir. Sanat demokrasinin sahne yansımasıdır, farklılıkların ve aksaklıkların temsili bağlamında. Sizi ekranlarda ilk defa “Süper Baba” dizisi ile mi tanıdık? Öncesinde TRT’de yayınlanan “Hanımlar Sizin İçin” isimli bir programda dublajla başlamıştım. Oradaki yönetmenimiz daha sonra “Bir Tren Yolculuğu” isimli iki bölümlük dizide bana da rol vermişti. Tiyatrocu olmak isteyen kızın, bir kumpanya ile seyahatleri konuluydu. Eskiden TRT dizileri bir kaç bölümden oluşurdu, Bilgesu Erenus bu dizide o dönem yasaklı olduğu için başka bir isimle yer almıştı. Sonrasında “Ayaşlı ve Kiracıları”, sonra da “Yağmur Beklerken” isimli TRT dizileri ile ekranda yer aldım. Özel kanallardaki dizi yolculuğum ise “Süper Baba” ile başladı. 4 yıl süren uzun soluklu bir iş oldu. İyi ki ben de onun içinde yer almışım. Çünkü orada da çekirdekten yetişmiş, alaylı oyuncularının deneyimlerinden faydalanmak bana çok şey kattı. O dizide rahmetli İsmet Ay ve Sümer Tilmaç’ı tanıdım. Ayrıca uzun ömürler dilediğim Şevket Altuğ ile çalışmış olmaktan çok mutluyum. Onlar tiyatroyu var eden alaylı dediğimiz insanlar. Oynarken aslında bir taraftan da bu işin okulunu okuyor ve okutuyorlar. Zaten her alanda olduğu gibi sanatın başlangıcında da bir okul yok. Oyuncuların birikimleri, deneyimleri tiyatro eğitiminin temelini oluşturuyor. Onlar okulun bizatihi kendisi oldular ve tiyatronun teorisi o şekilde ortaya çıktı. Eğer yeteneği varsa kişinin oyuncu olmasını hiçbir şey engelleyemez. Ben 4 yıl boyunca onlarla oynarken başka bir boyuta geçtiğimi hissettim. Bir sonraki dönemde popüler olan Yabancı Damat’ta da üç yıl oynadım. Proje bazında yapılan işler, seyircinin aklında kalıyor. Ekrandaki yaptığım en hit işler Süper Baba, Yabancı Damat ve şu an içinde yer aldığım Hayat Şarkısı’dır. Dünden bugüne baktığımızda sizin oyun gücünüzün bize hissettirdiği, rolünüzün gerçekliği duygusu oldu. Sizi izlediğimizde sanki gerçekten o roldeki kişiydiniz.

Aslında bizim de bütün çabamız seyirciye o gerçekliği hissettirebilmek, başardıysam ne mutlu bana. Tiyatro ve dizi oyunculuğu ile birlikte eğitmenlik yönünüze ilaveten başka bir uğraşınız var mı? Sanat yaşamınızda idealize ettiğiniz özel bir hedef var mı? Oyunculuğumu besleyecek seyahatler yapmayı istiyorum, sanatım için. Sosyal alanda ise Şefkat-Der isimli oluşuma fırsat buldukça katkıda bulunuyorum. Bilinirliğinin artırılması yönünde de çaba sarf ediyorum. Derneğinizin hedef kitlesi kimlerdir ve işleyiş nasıl olmaktadır? Sokaklarda yaşayan evsizlere çorba dağıtarak onlara hem fiziksel, hem de ruhsal toplumsal dayanışmayı hissettirmeye çalışan bir dernek gönüllüsüyüm. Bu aralar yoğunluğumdan dolayı biraz uzak kalsam da, bulduğum ilk fırsatta yine destek olmaya devam edeceğim. Evsizler çok ilginç insanlar, Konyalı işadamı Hayrettin Bulan onlar için Cihangir’de bir merkez oluşturmuş. Tahsis ettiği binada Ayşe Tükrükçü organizasyonu ile yapılan çorbalar termoslara konuyor ve gönüllüler aracılığı ile bu insanlara ikram ediliyor. Onların yaşadığı yerler biliniyor, oraları ziyaret ederek ve kişiliklerini incitmeden bu yardımlar yapılıyor. Bazen uyurken rastladığımız evsizlere dikkatle yaklaşılması gerektiğini orada öğrendim. Çünkü onlar tehlikelere açık bir biçimde yaşadıkları için, tetikte uyuyorlar, o yüzden ani tepkiler verebilirler. Derneği temsil edenler tanıtıcı önlükler giyiyor ve hijyenik olarak hazırlanan çorbaları kendilerine sunuyorlar. Meselâ Cihangir’de Şadırvan çevresinde yaşayan ve Kaliforniyalı olarak anılan bilinen şahıs hayatında yaşadığı çöküntüler sonrası yaşamına evsiz olarak devam ediyor. Hepsinin bir hikâyesi var, duygusal bağlamda pes etmiş insanlar. Çoğuyla oturup konuştuğunuzda bir felsefesi olan insanlar olduğunu da görüyorsunuz. Bu sunumda kendimiz de o çorbadan içerek, onlara sunduğumuzun kalitesini davranışımızla vurguluyoruz. Dikkat edilecek hususlardan biri de görünümleri ne olursa olsun, onları yargılamadan iletişim kurmak. İkinci bir çorba ister misiniz? diye sorduğumuzda onurları ve gururları öylesine tavan yapıyor ki, onu dahi almak istemiyorlar. Bir sanatçı arkadaşım evsizlerle birlikte bir sokak tiyatrosu yapmayı önerdi ama ülkemiz koşulları içerisinde neredeyse olmayacağını gördük. Evsizler hakkında farkındalık yaratma çabalarının sürmesi şart, bu tüm dünyanın ortak bir sorunu.

38

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

39


Röportaj

Moda

Eşinizle birlikte aynı oyunda yer almak ister misiniz? Oyunculuklarınızın oturduğu bu ustalık döneminizde sanıyorum kolaylıkla hayata geçirebilecek bir çalışma olur. Belki daha önce de yapabilirdik, ancak çocuğumuzu nöbetleşe bakarak büyüttüğümüzden aynı anda sahnede olmamız çok zordu. Ya eşim Saydam Yeniay’ın yönettiği bir oyunda oynamak ya da onunla aynı oyunda oynamak en büyük isteğim. Bir başka hayalimiz de, Saydam ile birlikte bir arazi alıp üzerinde oluşturduğumuz yaşam alanına dostlarımızı davet etmek. Orada yazar olan yazısını yazsın, ressam olan resmini çalışsın, müzisyen arkadaşımız müziğini çalsın. Dostlarla paylaşımcı bir hayatın içinde olmak istiyorum, diğer insanlarla yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum. Böyle bir çiftlik evi Saydam’ın projesiydi, ben de çok istiyorum. Bir de aklıma geleni, hemen hayata geçirmek isterim ki en zoru bu herhalde. Sanatçı bedenen ve ruhen, başkalarının hayal dahi edemeyeceği birçok şeyi yapmaya kendini hazır ve muktedir hisseden kişidir.

yaptım. Bir de hatırlarım Kosova’ya turneye gitmiştik. O insanların hüzünlü yüzlerini görmek, bana çok büyük bir acı vermişti. Civan Canova ile gittiğimiz bu turnede “Mayınlar var çok dikkatli olun!” uyarısı yapmışlardı. Hem kendimin hem de diğer insanların kariyer birikimlerinin en ücra köşelere kadar taşınıp paylaşılmasının önemini tekrar vurgulamak isterim, sanat da paylaştıkça çoğalır. İçinde bulunduğumuz şartlarda, her alanda olduğu gibi sanatta neredeyse durdu. Belirsizliklerin bir an önce ortadan kalkması ve hayatın tüm canlılığıyla devam etmesini diliyorum. Sanat adına yapılacak şeylerin durma noktasına gelmesi içimi acıtıyor.

Ancak çevresinde o kadar engel var ki bunları aşabilme mücadelesi, hedefine odakladığı tüm enerjisini alıp götürebilir.

Demokrasiden ve halkın sağduyusundan umudumuzu kesmeyeceğiz! Vitrinde bir klarnet görüyoruz, onu kim çalıyor?

Tiyatronun çağdaşlık kültürüne etkileri ve katkıları hakkındaki görüşlerinizi almak isteriz.

Klarneti oğlum çalıyor. Bir dönem, ben de akordeon çalma isteğine kapılmıştım, ancak bir kadın olarak kamburum çıkabilir endişesiyle vazgeçtim. İtalyan bir hocadan akordeon dersleri almıştım, kadınlar için zor bir enstrüman, çalmayı sevemedim ama dinlemeyi çok severim. Bir de yazmayı çok seviyor ve istiyorum, ancak zaman sorunu beni sıkıntıya sokuyor.

Tiyatro başlı başına bir kültür eğitimidir. Anadolu’nun her köşesinde tiyatro olmalıdır. Ben birçok turneye katıldım, böyle turneler sırasında, anons dahi

Çünkü ben yazacaklarımı düşüncemde yaşamak isterim. İstanbul’da yaşanmış veya rivayet edilen, şehir hikâyelerini yazıp oyunlaştırmak istiyorum. Anladığım kadarıyla siz, yazacağınız bir oyunu kurgudan ziyade, yaşanmışlıklar üzerine inşa etmeyi düşünüyorsunuz. Belirtmeliyim ki, ekstrem olayların sahneye taşınması çok büyük zorluklar içerir. Yaşanmış olayları temel alarak kurgulamak istiyorum. Günümüzde de Baltalı Hano gibi trajik olaylar yaşanmakta ne yazık ki. Ekalliyetten bir kadın ve ilk kadın kabadayı Baltalı Hano. Çocuklu genç bir kadın olan Hano’nun zamanla bir sevgilisi olur ve bir süre sonra çocuğu ortadan kaybolur. Sevgilisinden şüphelenip takip ettiğinde çok trajik bir sonuçla karşılaşır. Günümüze uyarlaması, çarpıcı müziklerle yükseltillmiş bir müzikal halinde sunulabilir. Bir de “Aşkın Samatyası Selanik’te Kaldı” isimli bir öykü var ki, o da özellikle oyunlaştırmak istediklerimden. Tiyatroya önermiştim, Samatya’da o eski dokuyu yansıtan evlerin olduğu bir sokakta oynayalım, seyirciler kapı aralıklarında otursun, eski yaz akşamlarında olduğu gibi. Yaz oyunları kapsamında oynanabilir, koltuk numaraları kapı numaraları olsun, oturduğunuz bir kapının içinden çıksın oyuncular. Seyirci kendini bir filmin içinde gibi hissetsin. Sadece uygun bir sokak seçmek yeterli, çok büyük bütçeli olmayan ama çok çarpıcı bir iş olur. Evlilik oyuncuyu nasıl etkiliyor? Çünkü yaptığınız iş hayatın ta kendisi… Mutlu evliliğin şartlarından biri de eve iş getirmemektir ama oyunculukta bu mümkün olmuyor. Eve geldiğimizde işimizde bizimle birlikte geliyor. Aslında hepimiz oynuyoruz hayat sahnesinde…

40

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

41


Moda

42

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Moda

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

43


Moda

Sandviçler & Salatalar 21 Eylül 2016 19:00 d.ream Akademi, İstanbul

eğitim

Harika sandviçler ve salatalar yapmanın püf noktalarını şeflerden öğrenin! “Yaz tatilinin etkisinden çıkıp, yoğun iş temposuna ayak uydurmaya çalışırken, pratik olduğu kadar lezzetli ve sağlıklı öneri arayışındakiler için birbirinden farklı sandviç ve salata tarifleri bu atölyede!”

Çikolata Yapım Teknikleri (Demo Ders) 20 Eylül 2016 12:00 Le Cordon Bleu İstanbul , İstanbul Çikolata sevenler için tatlı bir workshop... Le Cordon Bleu İstanbul; pastacılık ve mutfak tekniklerini öğrenmeye hevesli gastronomi tutkunları için teori derslerinin kapılarını aralıyor. Le Cordon Bleu şeflerinin yemek sırlarını öğrenmek ister misiniz? Master şeflerimiz; Şef Christophe Bidault, şef Arnaud Declerqs , şef Franck Bruwier’nin sunumuyla çeşitli yemek ve pasta yapım tekniklerini ve aşçılığın püf noktalarını öğrenebilirsiniz. Kağıt kaleminizi alın ve 3 saat boyunca, büyülü Le Cordon Bleu dünyasına tanık olun. Le Cordon Bleu master şefleri çikolata severlerle kalıplama, temperleme, şekillendirme, dolgu yapımı gibi özel teknikleri tüm incelikleriyle paylaşıyor. Bu programda katılımcılar trüf çeşitleri, şekilli çikolatalar, fındık ve bademin sütlü çikolata ile birleşimiyle Malakoff ve karamel gibi çikolata sanatının seçkin örneklerinin yapımını, püf noktaları ile beraber öğrenecekler.

EKS Mutfak Akademisi 21 Eylül - 30 Eylül İstanbul EKS Mutfak Akademisi “2011 yılında Anadolu Yakası’nın diplomalı eğitim veren ilk profesyonel aşçılık okulu olarak kuruldu. Okulda verilen diplomalı uzun dönem profesyonel eğitimlerin yanı sıra kısa dönem temel eğitimler, dünya mutfağı eğitimleri ve günlük workshop çalışmaları yapıyor. Değişik ilgi alanları ve damak zevklerine uygun program seçenekleri sunuyor. Başta Türk Mutfağı olmak üzere Akdeniz, Fransız, İtalyan, İspanyol, Meksika,

44

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Hint, Japon ve Uzakdoğu mutfakları gibi dünya mutfaklarından seçmeleri kapsayan derslerimizin yanı sıra Pastacılık, Sushi, Etler ve Pişirme Teknikleri, Renkli Macaronlar, El Yapımı Makarna ve Soslar, Davet Menüleri gibi ders seçenekleri ile farklı taleplere hitap etmeye çalışıyor. www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

45


Sahne Sanatları

Sahne Sanatları

BİR DELİNİN HATIRA DEFT

AGORAFOBİA

ERİ

CAFE THEATRE

Bir şizofrenin iç dünyasının anlatıldığı “Bir Delinin Hatıra Defteri” oyununu bir de Metin Zakoğlu yorumuyla izlemek için Cafe Th eatre’da yerinizi alın. Metin Zakoğlu’ndan Gogol’un “Bir Delinin Hatira Defteri” adlı klasik oyununa bambaşka bir yorum. Zakoğlu seyirciyi içine kat tığı bu yorumda kim oyuncu kim seyirci soruları ile sizler i başbaşa bırakacak ve bir şızofrenin iç dünyasına kendi içinden yolculuk yap manızı sağlayacak.

AZSIN

ODA TİYATROSU

Tarih

Kaan Erkam’ın yazdığı Fer di Merter’in yönetti Agora fobia, Oda Tiyatrosu’nda sahneleniyor. “Agorafobia bu yılın en karmaşık ve en şaşırtıcı oyunlarından bir i olacak. Çok sivri dilli ve kar şısındaki psikoloğu bile yıldırabilen Agorafobik Ga ye ve belediyede mühendis olan Onur’un karşılaşm aları ve olayların olay olmaktan çıkıp planlı bir fina le gitmesi. Ve Onur’un klostrofobisinin olması ilgi nç bir çift yaratıyor.

22 EYLÜL 2016 Saat

20:30

Tarih 24 EYLÜL 2016

PİŞMAN OLM

BO SAHNE

LMABAHÇE

Dü ny a bu ism i as la un ut ma dı ! Te d Bu nd y, 28 Ey lü l’d e Us ta la rın Sa hn es i’n de ... 19 89 ’d a el ek tr ikl i sa nd al ye de id am ed ilm ed en ön ce 78 ka dı na öl dü rd ük te n so nr a te ca et mi şt i. He ps i on u te rk ed en kız ar ka vü z da şın a be nz iyo rd u. Ge lm iş ge çm iş en az ılı se ri ka til ve ne kr of il Te d Bu nd y’n in öl me de n ön ce ce lla dı yla ge çir di ği so n 1 sa at ... Or ha n Kı lıç ve Ke ma l Ba şa r oy nu yo r.

KEZİ

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Jo ke r, 18 Ha zir an ’d a Bo Sa hn e’ de ge rç ek le şe ce k. ‘’S ev di ği n işi ya p! Sa hn ed e en ço k se ni n de di ko du n ya pı lır ! Ev et , sa na sö yle di m se yir ci! İzl ed ikl er in in ar ka pl an ı he p da ha eğ le nc el i. Ki ms e du ym as ın ! Kü çü k bi r sır ve re yim size. ... Oy un cu de di ği n ne di r ki? Bir bi lse n ku lis ha lle rin i... Be n kim mi yim ? Be n de ko rc uy um , ye ri ge lir ko st üm cü yü m, be n as lın da .... mü dü rü m, ya ni kıs ac a Jo ke r.’ ’

06 EKİM 2016 Saat

20:30

Tarih

20 EYLÜL 2016 Saat

20:30

BEKARLIĞA VE

PANYA

ÇEŞİTLİ MEKAN

LAR

Tarih Enver Aysever, daha önce benzeri gerçe kleştirilmemiş bir sahne gösterisiyle 4. 25 EYLÜL sezonunda seyirciy e tekrar merhaba diyor. Yakın geçmişi mizi şekillendiren so 20 16 syal ve siyasal olayları edebiyatla, müzikle ve kayda ge çmiş görüntülerle canlı bir belgesel ta dında sahneye taşıy an Aysever, izleyici bir zaman tünelinde yi Saat n geçirerek bellek ta zeliyor; anlatısına kişisel tarihinden ha tıraları da ekleyerek 18:00 kâh güldürüyor, kâh ağlatıyor, çokça düşündürüyor, zihinl ere ve yüreklere dokunuyor.

46

BO SAHNE

Tarih

R’LE AYKIRI KUM

VE SAHNE MER

20:30

JOKER

BORUSAN OTO DO

ENVER AYSEVE

Saat

ne”, Bo iği “Son Zen tt e n yö p zı inden an’ın ya ayatımızın iç “H Serdar Saatm r. yo şu lu a erle bu Saat nımız da ols Sahne’de sizl ıdık. Çok yakı ... n ız ta m rı e d la ık çü Ü yd geçenler... 20:30 , hatta yok sa a biziz, geldiklerimiz n e zd e ünkü onlard rm Ç ö g ... ız m rı ile la b ık çamad nlar demek Ama asla ka adır onlar. O rç a p r e ğrulduk ir b n hamurdan yo hepimizde ı yn a , kü n nız çü ayıbımız; insa ız?” ın ıs farkında m

TED BUNDY

TRUMP KÜLTÜR

23 EYLÜL 2016

Tarih 23 EYLÜL 2016

SON ZENNE

BUL MALL OF İSTAN ”, 2016 Yaz etersiz Bakiye of İstanbul MOİ “Y i d e m ko lül’de Mall İki perdelik a mında 24 Ey ha fırtınasın Saat Turnesi kapsa cisiyle buluşuyor. “Kahka rçeklerle yi acı ge a d n u n Sahne’de izle yu o ? Bu tiyatro Günümüzde sadece 20:30 hazır mısınız zleşiyoruz. insanların yü iş a h m a in d d z e ke lık n bir ketmeyi alışka nlatan bu tüketen ve tü den nasıl koptuklarını a ıf alığı olan sın rin asıl değerle ünümüz hast ısınız? G . i.. ğ e rn ö h a m öykü bir miz şmeye hazır alığı ile yüzle st a h a m a tl a

Tarih

DA

Elizabeth Coleman ’ın kaleme aldığı ve Akasya Asıltürkm tarafından uyarla en nan romantik kom ed i “Bekarlığa Veda” Sahne’de sahnelen Bo iyor. Düğünden ön ce son gece... En arkadaşların seni yakın gerçeklerle yüzle ştirsin ister miydi bu sihirli elbisenin n? “Kim büyüsüne kapılm ışken, birden bire plastik kutusuna çıkarıp koyabilir? Kim otuz üç yaşında, biyolo saatinin tik taklarıy jik la uykusuz gecele r geçirmek ister? değil... Ah o salak Ben peri masalları!

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

Tarih

22 EYLÜL 16 EKİM 2016 Saat

20:30

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

47


Halil Sezai 07 EKİM 2016 22:00 JOLLY JOKER

Fatma Turgut Jolly Joker İstanbul 23 Eylül 2016 Mehmet Erdem Jolly Joker İstanbul 24 Eylül 2016 Koray Avcı Jolly Joker İstanbul 28 Eylül 2016

23 EYLÜL 22:00 JOLLY JOKER

Yaptığı şarkılarla büyük beğeni kazanan Mehmet Erdem, 24 Eylül’de Jolly Joker İstanbul sahnesinde...

Halil Sezai Jolly Joker İstanbul 07 Ekim 2016

CEYLAN ERTEM

Berkay Jolly Joker İstanbul 08 Ekim 2016

Emre Aydın Jolly Joker İstanbul 14 Ekim 2016 Cem Adrian Jolly Joker İstanbul 15 Ekim 2016 Yeni Türkü Jolly Joker İstanbul 21 Ekim 2016

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

24 EYLÜL 22:00 JOLLY JOKER

Fettah Can Jolly Joker İstanbul 01 Ekim 2016

Selami Şahin Jolly Joker İstanbul 12 Ekim 2016

48

MEHMET ERDEM

2012 yılında yaptığı iddialı çıkış ile tüm ödülleri tek tek toplayan ve sayısız konsere imza atıp zirveden inmeyerek Türkiye müzik camiasının en saygın isimlerinden biri olmayı başaran Mehmet Erdem, önceki yıllarda Sony Music etiketiyle yayınladığı “Herkes Aynı Hayatta” ve “Hiç Konuşmadan” albümlerinden sonra yine Sony Music tarafından yayınlanan 3. stüdyo albümü “Hepsi Benim Yüzümden” ile sevenlerinin karşısında!

Levent Yüksel Jolly Joker İstanbul 30 Eylül 2016

FATMA TURGUT

konser

www.cekmekoymagazin.com

13 EKİM 21:00 JOLLY JOKER

Sevilen sanatçı Ceylan Ertem, 13 Ekim’de Jolly Joker İstanbul sahnesinde “Amansız Gücenik” adlı albümünden şarkılarını seslendirecek. “1999 yılında müzikal şarkıcılığı ve müzikoloji eğitimleri için İstanbul’a taşınan Ceyl’an Ertem, 2000 yılında rock grubu Anima’ya katıldı. 2006 yılında Sony Müzik etiketiyle ilk albümleri ‘Animasal’ yayınlandı. Phillipp Gropper ile Almanya’da, United Fools ile birlikte Fransa’da, Barana ile birlikte Hollanda’da müzik üretti, albüm kaydetti ve turneler gerçekleştirdi. 2010 yılında ilk solo albümü ‘Soluk’, 2012 yılında ise ‘Ütopyalar Güzeldir’ albümü yayınlandı. Her iki albüm de birçok eleştirmen tarafından olumlu yorumlar aldı ve yılın en iyi albümleri arasına girdi. Barana ile Amsterdam’da kaydettikleri Xenolopolis albümü Baykuş Müzik etiketiyle yayınlandı.

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

49


Sinema

SİCCİN 3: CÜRMÜ AŞK Orhan ile Sedat çocukluk arkadaşıdır. Yıllar sonra Orhan, Sedat’ın kız kardeşi Kader’le birbirlerine aşık olup evlenirler. Sedat’ın yaptığı araba kazası üçünün de hayatlarının dönüm noktası olur. Sedat’ın oğlu Mehmet felç olur. Kader ise geçmişini hatırlayamaz. Orhan bu olay yüzünden Sedat’ı suçlar ve onunla bütün iletişimini keser. Sedat, duyduğu vicdan azabı ve yaşadığı tuhaf ürkütücü olaylar nedeniyle iyice dağılır. Orhan ise çok sevdiği ilk ve tek aşkı Kader’i kaybetmeme uğruna korkunç bir şey yapacaktır.

el değmemiş aşk Zafer hala büyümemiş bir adamdır. En büyük tutkuları fanatiği olduğu futbol takımı ve büyük aşkı Duygu’dur. Ancak bir türlü olgunlaşmaması ailesinin canına tak ettirir ve oğullarının geleceği için bir plan çizmeye karar verirler. Çocukluk aşkıyla evlendirilen Zafer, Duygu’ya olan aşkı için bu evlilikten kurtulmanın binbir yolunu denemeye başlar. Sevgilisi Duygu evliliğine onay verse de ikilinin arasındaki bağlar zedelenmiştir. Yönetmen koltuğunda Umut Kırca’nın oturduğu yerli romantik yapımın başrollerini Ceren Moray, Begüm Kütük, Oya Başar, Emre Karayel ve Cem Kılıç üstleniyor. Filmin kadrosunda Ececan Gümeci, Haldun Boysan, Güneş Hayat, Ferdi Akarnur, Mine Teber ve Gülsüm Alkan yer alıyor. 50

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Moda

SUİKAST Jason Statham, Jessica Alba ve Tommy Lee Jones gibi isimlerin başrollerini paylaştığı, Dennis Gansel’in yönetmen koltuğuna oturduğu aksiyon dolu suç filmi… Dünyanın en tehlikeli kiralık katili Arthur Bishop, kanlı geçmişini geride bırakır. Artık amacı sakin bir hayat sürerek sevdiği kadınla olmaktır. Fakat bir gün korkunç düşmanları hayatının aşkını kaçırır. Şimdi ise Arthur dünyayı dolaşarak üç imkânsız suikast gerçekleştirmek ve hayatının aşkını kurtarmak zorundadır.

KAYIP BALIK DORI Nemo ve Marlin’le birlikte mutlu mesut yaşayan, herkesin sevdiği unutkan mavi Tang balığı Dori aniden ailesinin kendisini arıyor olabileceğini hatırlayınca Marlin ve Nemo alarak okyanusu aşar ve Kaliforniya’nın prestijli rehabilitasyon merkezi ve akvaryumu olan Deniz Yaşam Enstitüsü’ne gider. Bunlar, sık sık çalışanlardan kaçıp duran huysuz ahtapot “Hank”, eko-konumlama becerisinin düzgün çalışmadığını düşünen bir Beluga balinası “Bailey” ve miyop bir balina köpekbalığı olan “Destiny”’dir. www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

51


Astroloji

Astroloji

EYLÜL AYI BURÇ YORUMLARI facebook.com/siriusastroloji www.siriusastroloji.com

instagram.com/siriusastroloji

siriusastroloji@gmail.com

Sevgili Başaklar ve yükseleni Başak olanlar, Eylül ayı hayatınızı ilgilendiren konularda burcunuzda gerçekleşen önemli bir Güneş tutulması ile başlıyor olacak. Özellikle bu tutulmayla beraber yeni girişimlerde bulunmak için güçlü dürtüler hissedebilir ve yapacağınız girişimlerinizden başarılı sonuçlar elde edebilirsiniz. Bir yandan da karşınıza değiştirici ve dönüştürücü olayların geldiğini görebilirsiniz. Kısacası hayatınızda değiştirmek istediğiniz ama şimdiye kadar erteleyip yapmadığınız konu ve olaylar bu tutulmayla beraber karşınıza çıkabilir. Bu ay tutulması ile beraber özel hayatınızda önemli kararlar alabilir, birtakım sonlanmalar yaşayabilir ya da yeni bir ilişki için önemli adımlar atabilirsiniz. Ayrıca taşınmayla ilgili konu ve olaylar gündeminizde yer alabilir. 22 Eylül itibariyle artık kimliğinizi parasal konularda ortaya koyarak, yatırımlarınızı gözden geçirebilir, kazançlarınızı oluşturacak durum ve koşulları daha fazla takip etmek isteyebilirsiniz. Ayrıca yönetici gezegeniniz Merkür’ün düzgün hareketine dönmesi ile kendinizi daha rahat ifade ederek, yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan sorun ve sıkıntıların geride kaldığını göreceksiniz.

BAŞAK

Klasik Astroloji Uzmanı Meltem Yalçındağ

Kişisel Harita Analizi ve Danışmanlık

Sevgili Koçlar ve yükseleni Koç olanlar, 1 Eylül’de meydana gelen parçalı Güneş tutulmasıyla beraber yoğun ve hızlı bir tempoyla çalışma hayatına giriyorsunuz. Sabırlı olmak ve beraber çalıştığınız insanlara karşı anlayışla yaklaşmak bu dönemde öncelikleriniz arasında olmalı. 9 Eylül’de Jüpiter’in Terazi burcuna geçmesiyle beraber bir yıl boyunca evlilik, ikili ilişkiler ve ortaklaşa yapılacak işlerinizde önemli şanslar ve fırsatlarla karşılaşabilir ya da evli iseniz eşiniz ile hayatınızda daha mutlu gelişmeler yaşayabilirsiniz. 16 Eylül’de meydana gelen parçalı Ay tutulması ise kontrolünüzün dışındaki etkenleri devreye sokabilir. Bu dönemde bir süredir gizli kalan sırlar açığa çıkabilir ya da bir olayın iç yüzü ile karşılaşabilirsiniz. Sağlığınıza dikkat etmek, gevşemek, yoga, meditasyon gibi sizi sakinleştiren yöntemler sizin için faydalı olacaktır. 17 Eylül tarihinde yönetici gezegeniniz Mars’ın Uranüs ile yapacağı güzel açısıyla seyahat, eğitim ya da yabancılarla yapılacak işlerinizde değişik ve farklı şansları ayağınıza gelebilir. 22 Eylül itibariyle ise kimliğinizi daha çok ikili ilişkiler ve ortaklı işler alanında ortaya koymaya başlayacaksınız. Bu dönemde kendinizle ilgilenmek yerine daha çok karşı tarafı düşünerek onun beklentilerine göre hareket edeceksiniz.

KOÇ

Sevgili Boğalar ve yükseleni Boğa olanlar, Eylül ayına parçalı Güneş tutulması ile başlıyorsunuz. Bu dönemde aşk hayatınız, yaratıcılık gerektiren işler hayatınızda önem kazanmaktadır. Bu alandaki konularla hızlı ve beklenmedik gelişmeler etrafınızda cereyan edebilir. Zaman zaman bazı ilişkilerinizde, aşk hayatınızda ya da çocuklarla ilgili konularda birtakım sıkıntılar ya da hayal kırıklıkları çıkabilir. Özellikle iş konusunda çeşitli fırsatlarla ve şanslarla karşılaşabilir yeni teklifler alabilirsiniz. Ayrıca sağlık alanında da güzel gelişmelerin yaşanacağı bir yıl olacak sizin için. 16 Eylül’de meydana gelen Ay tutulması sizin sosyal aktivite, organizasyon ve arkadaş evinizde gerçekleşmektedir. Bu tutulma ile beraber özellikle hayatınızda uzun zamandır rolü olan kişilerle duygusal kopma, bitişler söz konusu olabilir. Artık hayatınızdan eski arkadaşlarınızı ya da eski çevrenizi çıkartmak isteyebilirsiniz. Yeni insanlarla, gruplarla bir araya gelmek, faydalı insanlarla tanışmak önem kazanabilir. 22 Eylül itibariyle artık tam anlamıyla iş hayatınıza odaklanacaksınız. Bu tarih aynı zamanda Merkür gezegeninin düzeldiği tarih olduğu için artık önemli kararlarınızı rahatlıkla alabilir, anlaşma ve sözleşmelerinizi yapabilirsiniz. 27 Eylül’den sonra ise enerjinizi daha çok seyahatler, yabancılarla yapılacak işler, yurt dışı bağlantılı konular, eğitim ve ticaretle ilgili konulara harcamaya başlıyorsunuz.

BOĞA

İKİZLER Sevgili İkizler ve yükseleni İkizler olanlar, 1 Eylül’de meydana gelen Güneş tutulması ailevi konularda hızlı başlangıçları hayatınıza

taşıyabilir. Ev değiştirme, dekoratif veya tamirat amaçlı değişikliklere girme konusunda hızlı kararlar gündeminize gelebilir. Geleceğinizi ilgilendiren önemli kararlar, yine bu süreçte hayatınızda yer edecek. Çalışma hayatındaysanız iş hayatınızda birtakım zorlanmalar, iş ve ev hayatınız arasındaki dengeyi iyi oturtmanız gereken durumlar söz konusu olacak. 16 Eylül’de ise parçalı bir Ay tutulması yaşanacak ve bu Ay tutulması sizin kariyer evinizde gerçekleşecek. Bu tarih itibariyle kariyeriniz ve iş hayatınızla ilgili konularda beklenmedik, ani ve hızlı duygusal oluşumlara açık olacaksınız. Belki işinizde sonlanmalar ya da kadınlardan kaynaklanan kaynaklanan birtakım problemler, sıkıntılar yaşamanız söz konusu olabilir. Bu süreçte hem ailevi hem de iş konularına oldukça dikkat etmelisiniz. Yönetici gezegeniniz Merkür’ün düzgün hareketine dönmesi ile yaşanan sıkıntı ve problemler geride kalmaya başlayarak kendiniz daha rahat ifade etme ve gösterme fırsatları bulacaksınız.

YENGEÇ

Sevgili Yengeçler ve yükseleni Yengeç olanlar, Eylül ayı yakın çevrenizde oluşan bir parçalı Güneş tutulması ile başlayacak. Bu tutulma size bol bol hareketlilik ve sosyallik getirerek özellikle iletişim, satış, pazarlama ve bilgisayar alanlarında işleriniz var ise bu konularla ilgili konularda da hızlı ve beklenmedik sonuçlar ve kararlar karşınıza getirebilir. Yeni projelere dahil olmak adına önemli görüşmeler ve konuşmalar için çağırılabilirsiniz. 9 Eylül itibariyle ise bereket ve bolluk gezegeni Jüpiter Terazi burcuna geçecek ve bir yıl boyunca sizin ev, aile ve yuva alanlarınızda dolaşmaya başlayacak. Bu da yıl boyunca sizin hayatınızda ailevi konuların daha fazla ön plana çıkacağının, bir anlamda da ailenizde dengeyi, huzuru ve uyumu yakalayacağınızın göstergesi olacak. Seyahat, eğitim ve yurt dışı ile ilgili bağlantılar gündeminizde yer alabilir. 22 Eylül itibariyle iletişim gezegeni Merkür’ün düzgün hareketine dönmesiyle beraber yakın çevrenizde yaşadığınız iletişim problemlerinin geride kaldığını görmeye başlayacaksınız. Sevgili Aslanlar ve yükseleni Aslan olanlar, Eylül ayına para evinizde gerçekleşen bir Güneş tutulması ile gireceksiniz. Parasal konularda hızlı ve süprizlerle dolu gelişmeler yaşayabilirsiniz. Risk alacağınız ve özellikle uzun vadeli yatırım yapacağınız konuları iyi düşünmeniz ve karşınıza gelen koşulları iyi değerlendirmeniz çok önemli. Maddi konularda güzel gelişmeler altındasınız ve kendinizi parasal girişimlerinizde şanslı görebilirsiniz. Yalnız bu süreçte borç alacak-verecek dengesini iyi kurmak önem kazanıyor. Ayrıca kardeşleriniz, akrabalarınız, yakın çevrenizde kim varsa onların hayatındaki bolluk ve bereketinde arttığını görebilirsiniz. 16 Eylül’de gerçekleşen Ay tutulması yine para ile ilgili konularda hızlı ve beklenmedik gelişmeleri hayatınıza taşıyabilir. Özellikle kadersel olarak sizi etkileyecek değişimlere iten durumlara ya da başkalarına dayalı işlerde beklenmedik durumlara karşı dikkatli olmakta fayda var. Yani önemli parasal konularda güzel gelişmeler yaşarken bir anlamda bu tutulmayla beraber ekonomik dengenizi bozacak durumlarla da karşılaşabilirsiniz. 22 Eylül tarihi itibariyle iletişim gezegeni Merkür’ün düzgün hareketine dönmesiyle ticari anlaşmalarınız ve sözleşmelerinizi uygun şartlar altında gerçekleştirebilirsiniz.

ASLAN

52

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

Sevgili Teraziler ve yükseleni Terazi olanlar, Eylül ayı sizin için önemli bir parçalı Güneş tutulması ile başlayacak. Bu tutulma sizin kontrolünüzün dışında gelişecek olaylara karşı dikkatli olmanız gerektiğini anlatıyor. Bu süreçte hesapta olmayan birtakım gelişmeler, gizli düşmanlıklar ya da istenmeyen birtakım olaylar karşınıza gelerek canınızı sıkabilir. 16 Eylül tarihinde oluşan parçalı Ay tutulması sağlık, iş koşullarınız ve çalışmalarınız ile ilgili konulara hareketlilik getirecektir. Özellikle iş ortamınızda astlarınız ya da üstlerinizle, beraber çalıştığınız insanlarla ilgili beklenmedik durumlar birtakım olayların değişmesine sebebiyet verebilir. Her ne kadar şartlar sizi zorlasa da bu dönemde önemli kararlar vermekten kaçının. 22 Eylül itibariyle Güneş’in burcunuza geçmesi ile kendinizi daha rahat ifade etmek, daha fazla göstermek isteyeceksiniz. Yine bu tarih itibariyle Merkür’ün düzelmesiyle birlikte , yaşadığınız iletişim ile ilgili sıkıntılar da geride kalmaya başlıyor. 27 Eylül’den itibaren ise enerjinizi yakın çevre ve ailevi konulara harcayarak çevrenizi ve ailenizi kontrol etme ihtiyacı hissedebilirsiniz.

TERAZİ

Sevgili Akrepler ve yükseleni Akrep olanlar, 1 Eylül’de sosyal çevre alanınızı etkileyen Güneş tutulması ile beraber özellikle kendinizi sosyal aktiviteler içinde göstermek, daha fazla görünür kılmak açısından hızlı gelişmeler yaşayacaksınız. Geleceğinizi ilgilendiren, hedeflerinize ulaşmak için insanlardan ve çevrenizden fayda görmek isteyebilir ama bu konuda bazı zorlanmalara da açık olabilirsiniz. Bu dönemi bir daha ki yıla hazırlık dönemi olarak görmeli ve bu süreçte planlarınızı iyi bir şekilde oluşturmalı ve kendi kişisel gelişiminize daha fazla önem vermelisiniz. 16 Eylül’de meydana gelen parçalı Ay tutulması özellikle çocuklarla ilgili konuları, aşk hayatınızı ve yaratıcılık gerektiren işlerinizi ilgilendiriyor. Bu süreçte aşk hayatınızla ilgili süpriz ve hızlı gelişmeler, beklenmedik başlangıç ve bitişler yaşayabilirsiniz. Ya da çocuklarınızın sağlığıyla ilgili ya da onlarla olan ilişkilerinizde beklenmedik stresli durumlar oluşabilir. 22 Eylül’den itibaren ise biraz daha geri planda durarak iç dünyanıza çekilmek isteyebilirsiniz. Bu dönemde meditasyon, yoga gibi sizi rahatlatıp, sakinleştirecek yöntemler denemenizde fayda var.

AKREP

Sevgili Yaylar ve yükseleni Yay olanlar, Eylül ayına önemli bir Güneş tutulması ile başlıyorsunuz. Bu tutulmayla beraber iş hayatında oldukça hareketli ve süpriz getirecek günler sizi bekliyor. Bu süreçte sorumluluklarınız daha da artarak, toplum önü olaylar, toplumsal konular ve bir yandanda kariyer ve iş hayatınızda hızlı gelişmeler hayatınıza yansıyacaktır. 16 Eylül tarihinde meydana gelen Ay tutulması ailevi ilişkilerinizde sizi tedirgin edici bir şekilde gelişen durumlarla sizi karşı karşıya getirebilir. Yine ani bir şekilde ev değiştirme ya da gelecek hedeflerinizle ilgili beklenmedik durumlar ve değişimler söz konusu olabilir. Ayrıca bu değişimler iş hayatınıza da yansıyabilir bu sebeple bu zamanlarda hem iş hayatınıza hem de aile hayatınıza daha fazla dikkat etmelisiniz. 22 Eylül‘den sonra çevrenizde güçlü kişilerden destek alacağınız bir döneme giriyorsunuz. Daha fazla dışa açılarak organizasyonlar içine dahil olarak yeteneklerinizi sergileyebilme şansına sahip olacaksınız. Ayrıca Merkür’ünde bu tarihten itibaren düzelmesi ile kariyer ve iş hayatınızda yaşadığınız iletişimsel sorunların geride kalmaya başladığını görüyor olacaksınız.

YAY

Sevgili Oğlaklar ve yükseleni Oğlak olanlar, 1 Eylül’de meydana gelen önemli Güneş tutulması ile özellikle yabancılarla yapılacak olan işler, seyahat, eğitim, medya ve hukuk alanında etkilerini hissetmeye başlayacaksınız. Bu tarihten sonra bu konularda beklenmedik fırsatların, olayların ve durumların karşınıza geldiğini görebilirsiniz. Hala Merkür bu alanlarda gerilediğinden dolayı, bu tutulmayla beraber karşınıza gelecek olan fırsatlarda çok ani kararlar almamaya özen gösterin. Toplumsal konu ve olaylarla ilgilenmek, göz önünde olmak ve daha fazla sosyal ortamlarda bulunarak önemli iş anlaşmaları içine girebilir ve çeşitli fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. 16 Eylül’de meydana gelen parçalı Ay tutulması sizin özellikle yakın çevre, akraba ve kardeşlerle olan ilişkilerinizi etkilemektedir. Bir yandan kısa seyahatler ve eğitimsel konular gündeminizde yer alabilir. 22 Eylül tarihi itibariyle işlerinizde başarı ve ilerleme elde edebileceğiniz günlere giriş yapıyorsunuz. Odak noktanız daha çok iş ve kariyer alanına yönelerek kimliğinizi bu alanlarda göstermek isteyeceksiniz. Yeni bir iş ya da terfi söz konusu olabilir. Yine bu tarihlerde Merkür’ün düzelmesi ile beraber iletişimsel konularda yaşadığınız aksilikler ve sıkıntılar sona ererek kendinizi daha rahat ifade edebileceğiniz günler başlayacaktır.

OĞLAK

Sevgili Kovalar ve yükseleni Kova olanlar, Eylül ayı ortaklaşa parasal konulardaki parçalı Güneş tutulması ile başlıyor. Eşinizin ya da partneriniz hayatında, bu tutulmayla beraber parasal konularda beklenmedik gelişmeler devreye girerek hayatınızda önemli değişim ve dönüşümler yaşayabilirsiniz. Bu süreç parasal konularda şanslı bir dönem sizin için ama her halükarda bu konularda dikkatli adım atmakta fayda var. 16 Eylül’de meydana gelen parçalı Ay tutulması para evinizde gerçekleşmektedir. Bu ay tutulması ile elinize bir miktar para geçebilir fakat yine para ile ilgili konularda birtakım duygusal sorunlara da açık olabilirsiniz ya da beklediğiniz bir paranın gelmemesi ya da gecikmesi parasal olarak yeniden planlar yapmanıza ve kendinizi güven altına almanıza neden olacaktır. 22 Eylül tarihi itibariyle hedeflerinizi geniş tutarak ileriye dönük planlar yapabilir, yeni ortamlara ve yeni insanlarla tanışabilirsiniz. Özellikle sizi rahatlatacak konu ve olaylar içinde olmak, kendinizi geliştirme amacı ile daha derin bilgiler öğrenme içerisine girme ihtiyacı hissedebilirsiniz. Yine bu tarih itibariyle Merkür’ün düzelmesiyle beraber artık ortaklaşa parasal konularda iletişiminiz daha da hızlanacaktır.

KOVA

Sevgili Balıklar ve yükseleni Balık olanlar, Eylül ayı parçalı Güneş tutulması ile başlayarak özellikle sizin ikili ilişkiler alanınızı etkilemektedir. Bu tarihten sonra ikili ilişkilerinizde ve evlilikle ilgili konularda hızlı ve beklenmedik gelişmeler altında olacaksınız. Belki de hayatınızda ilişkilerinizde yaşadığınız zorluklar sebebi ile bitirme kararı alıp yeni başlangıçlar için adım atabilirsiniz. Yine bu süreçte elinize miras geçebilir ya da nafaka, sigorta, kredi gibi konularda şans sizden yana olacaktır. 16 Eylül’de oluşan parçalı Ay tutulması ile hayatınızla ilgili önemli değişimler söz konusu ve bu değişimler duygusal anlamda bir parça da olsa sizi zorlayacak ama bunun sonucunda önemli kararlar devreye girecek. 22 Eylül‘den sonra kimliğinizi ortaklaşa parasal konularında göstermeye başlıyorsunuz. Borç, alacak, verecek, tahsilat gibi konular özellikle ay sonuna kadar fazla gündeminizi meşgul edebilir. Ayrıca iletişim gezegeni Merkür’ün de bu tarihten itibaren düzgün hareketine dönmesi ile kendiniz karşı tarafa daha rahat ifade ediyor olacaksınız ve yaşadığınız sorun ve sıkıntıların geride kaldığını göreceksiniz. 27 Eylül itibariyle artık enerji ve motivasyonunuzu sosyal çevrenize kaydırarak arkadaşlarınızla bir arada olmak ve daha çok organizasyon ve gruplar içerisinde yer almak isteyebilirsiniz.

BALIK

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

53


Bulmaca & Sudoku

Moda

Kutucuklarda çıkan harfleri; AÇIK ADRES, TELEFON NUMARASI, ADINIZ SOYADINIZ ile birlikte pazarlama@ cekmekoymagazin.com adresine e-mail olarak gönderin. 3 adet Mini Kulaklıklı MP3 Çalar’dan birini kazanma şansını yakalayın. Kazanan kişiler istedikleri zaman hediyelerini, hiçbir yükümlülük gerektirmeden kullanabilirler / alabilirler. Kazananların isimleri Ekim ayı sayısında açıklanacaktır. Kazanan 3 kişi, cevabı e-mail olarak gönderenler arasında yapılacak kurada belirlenecektir. (Kutucuklardaki cevap herhangi bir anlam içermeyebilir)

Bu ın Ay yesi di He

Geçen Ay Kazananlar Gizem beyli / Dap space Ahmet Yurtseven / korukent kazım kortur / esnaf

ÖDÜLLÜ ÇENGEL BULMACA

SUDOKU

54

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

55


Moda

56

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

Moda

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

57


Moda

ÇEKMEKÖY MAGAZİN DERGİSİ

EYLÜL 2016 YIL: 11 SAYI: 121

Moda

58

EYLÜL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com

www.cekmekoymagazin.com

EYLÜL 2016 - 121. Sayı

59


Moda

60

EYLĂœL 2016 - 121. SAYI

www.cekmekoymagazin.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.