Röportaj
Röportaj
Gülen Karaman Hitit Ayaş Termal Merkezi
Aqua City 1. Etap’tan Örnek Davranış
Aqua Zumba Julia BOR
Meme Kanseri Kaderiniz Olmasın Dr. Aylin Tekin Kaşıkçı
Mayadrom Sports Center
Çocuk Resimleri Bize Neler Anlatır?
Radyoloji Uzmanı
Beyonce ve Thopshop Yeni Sezona Hazır
Dr. Nesli Güven Dünya Koleji
İtalyan Mutfağı’nda Olmazsa Olmaz
Köksal Engür
Yeni Dior
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
Meksika Mutfağı
EKİM 2016 - 122. Sayı
3
Röportaj
4
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
1
Röportaj
2
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
3
Röportaj
4
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
5
İçindekiler 10 14 22 26 28 30 38 42 44 46
Moda / Beyonce ve Thopshop Yeni Sezona Hazır - Yeni Dior Röportaj / Gülen Karaman Sağlık / Meme Kanseri Kaderiniz Olmasın/Dr. Aylin Tekin Kaşıkçı/Radyoloji Uzmanı Yaşam & Spor / Aqua Zumba/Julia BOR/Mayadrom Sports Center Sağlık & Tatil / Hitit Ayaş Termal Merkezi Röportaj / Köksal Engür Çocuk / Çocuk Resimleri Bize Neler Anlatır? / Dr. Nesli Güven / Dünya Anaokulu Çekmeköy’e Dair / Aqua City 1. Etap’tan Örnek Davranış Eğitim / İtalyan Mutfağı’nda Olmazsa Olmaz - Meksika Mutfağı - Proje Aşk Sahne Sanatları
48
Konser
54
Bulmaca
50 Sinema 52 Astroloji/Klasik Astroloji Uzmanı Meltem Yalçındağ
6
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
7
Röportaj
Editör
İMTİYAZ SAHİBİ 2M Danışmanlık Reklam Ajansı Adına Muharrem ÇAĞIL YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ (Sorumlu) Muharrem ÇAĞIL GENEL YAYIN ve SANAT YÖNETMENİ Cansu BERK YAYIN KURULU Muharrem ÇAĞIL Rahmi ÇAĞIL Av. Toyhan GİRGİN Müh. Rıza CÜCE Öğrt. Sertaç ULU Av. Mete AKKAYA Meriç GÜNDOĞAN HALKLA İLİŞKİLER Ahmet SARAL GÖRSEL TASARIM Burak OKAY Meriç GÜNDOĞAN BASIM YERİ Özlem Matbaacılık ve Reklacılık Ltd. Şti. ULAŞTIRMA & LOJİSTİK Şeref BULUT Sami Onur KAHRAMAN YÖNETİM Mehmet Akif Mah. Recep Ayan Cad. No:9/B Çekmeköy / İSTANBUL REKLAM PAZARLAMA Ünsal ÇAĞIL 0216 640 43 43 0535 983 01 41
Çekmeköy Magazin dergisi Çekmeköy Magazin Dergisi
8
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com pazarlama@cekmekoymagazin.com Yazı ve fotoğrafların tüm hakları Çekmeköy Magazin Dergisi’ne , yayınlanan reklamların sorumluluğu ilan sahibine aittir. www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
SİHİRLİ ORMAN ANAOKULLARI
7. ŞUBESİ İLE ALEMDAĞ’DA AÇILDI l e z Ö a ş ı Açıl atlar Fiy
Akıl Oyunları Gems Atölyesi Sanat Atölyesi Doğa Atölyesi Bilim Atölyesi 5 gün İngilizce Mutfak Atölyesi Lego-Robotik Müzik-Orff Modern Dans Bale
Sizleri Okulumuza Bekliyoruz Gsm: 0535 375 35 35 Tel: 0216 225 06 35 - 0850 582 15 35 9 Websitesi: www.sihirliormananaokullari.k12.tr www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
Moda
SONBAHAR KIŞ’16
Beyonce ve Topshop Yeni Sezona Hazır. Beyonce, yarattığı “Ivy Park” adlı spor giyim koleksiyonunun en yenisiyle karşımızda. Tabii ondan beklediğimiz gibi parçalar yine, spor salonuyla şıklığı tanıştırmaya hazır. Topshop ile birlikte hazırladığı Ivy Park’ın Sonbahar/ Kış’16 koleksiyonunda yine siyahlar ve logo ön planda. Onların yanı sıra kamuflajlar, pencereli taytlar, ‘body’ler, terlikler, sweatshirt’ler olmazsa olmazlarından. Yeni koleksiyonda kumaş teknolojisi ve teknik detaylara verilen önem de, çok daha fazla. Üstelik, yüksek modanın giderek sportif bir form kazandığı şu günlerde kombinler yaratmak adına bu parçaları etkileyici...
CARRIE BRADSHAW’İN SİYAH ELBİSELERİ Sex and the Citys bitse bile, Bradshaw’ın giyeceği siyah elbiseler satışta. Oyunculuktan sonra ayakkabılarla tasarım dünyasına adım atan Sarah Jessica Parker, markasını genişletiyor. Hatta şimdilerde hepimizin ihtiyacı olan, birbirinden şık ‘küçük siyah elbise’ler koleksiyonuyla karşımızda. Bloomingdales’e hazırladığı koleksiyonda her yer ve etkinliğe giyebileceğiniz, SJP zevk testinden geçmiş elbiseler yer alıyor. Bu gelişmeyi kendi Instagram hesabından da duyuran oyuncunun koleksiyonu Ekim’de satışa çıkıyor. Koleksiyonla ilgili daha fazla detay bilinmiyor, ama sizi nasıl bir koleksiyon beklediğini oyuncunun Instagram hesabından paylaştığı, döner kapı temalı videodan anlayabilirsiniz. Çünkü Parker’ın o videoda giydiği spor sırtlı, siyah midi elbise de kendi koleksiyonundan.
YENİ DIOR Dior’un devrim niteliğindeki SS’17 defilesinden detayları sizler için yazdık. Markanın 70 yıllık tarihi boyunca ilk kadın kreatif direktör olan Maria Grazia Chiuri, Dior’daki ilki olan, İlkbahar/Yaz’17 koleksiyonunu sundu. Dior’un geçmişi ve kadın vücudundan etkilenen Chiuri, korseler, eskrim den ilham alan parçalar, sloganlı tişörtler ve elastik bantların yer aldığı ve Dior için sıra dışı diyebileceğimiz bir koleksiyonla karşımıza çıktı. 10
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
11
Röportaj
12
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
13
Gülen Ka Röportaj
Türk tiyatrosunun iki değerli oyuncusu, “Pişman Olmazsın” oyununda bir araya geldiler. Biz de dünden bugüne tiyatroyu ve toplumsal yaşamda mutluluğu konuştuk Bu ayki konuğumuz Gülen Karaman diyor ki; “Hep daha iyisini istiyoruz ve bunu mutlaka parayla yapabileceğimizi düşünüyoruz.” Oyununun hazırlık aşaması ve sahneye konulması sürecindeki katkılarınız neler oldu?
Ben oyunlaştırma işlerinde çok iyi değilim. Özdemir Çiftçioğlu’na sen yazarsın birlikte oynarız, dedim. Özdemir de, olur dedi ama bir şekilde ben de bu oyunlaştırma süreci içerisinde yer aldım. BO Sahne’yi ziyaret ettiğim bir gün projeyi Nilüfer Bıyıklı’ya söylediğimde büyük bir içtenlikle, kendimizi de mutlu edecek böyle bir oyunu oynayalım noktasına geldik. Oyun tekstini kendisine gönderdim, okuduktan sonra “Çok tatlıymış, gelin tekrar görüşelim” dedi. Hayatta bazen taşlar kendiliğinden yerini bulur ya, o misal oyumuzda böylece BO Sahne’deki yerini bulmuş oldu. Burada yaz aylarında da tiyatronun kapanmayıp performanslara devam etmesi özelliği işimizi kolaylaştırdı.
Oyunun perde demesi, toplumsal siyasi olayların tırmanışa geçtiği bir süreç dolayısı ile biraz gecikmiş. Başladıktan sonra, seyircinin ilgisinin üzerinizdeki yansıması ne oldu? İlk hafta ben okey deseydim, Özdemir o şartlar altında da oynardı. Özdemir “Ne olursa olsun ben oynamaktan yanayım” dedi. Ama ben, şu an için seyirci de çok moralsiz hazır değil, biraz bekleyelim dedim. Ben daha depresif yapıdayım, bana kalsa daha uzun süre bekleyebilirdik. Bir “Çehov” oynasaydık, şimdiye kadar çoktan sahneye koyabilirdik. Esas lezzeti seyirciyle buluştuğumuzda anladık, çünkü sürekli tekrar edince oyuncu oyuna yabancılaşıyor.
Provalar sırasında oyuncunun oyunu kanıksaması bir yerde de çok iyi oluyor. O zaman tamamen doğal olarak oynuyor ve seyircinin reaksiyonunu da daha olumlu etkiliyor. Seyirci reaksiyonunu kendi inisiyatifi ile veriyor, oyuncuyu rol model almadan... Arkasında sonuna kadar durabileceğimiz, alnımızı dik tutan namuslu bir oyun oldu. Aldığımız eğitimin hakkını veren, hocamızı da göğsümüzü gere gere davet ettiğimiz bir sonuç elde ettik. Oyuncu bazen aldığı sorumluluğu tam olarak yerine getiremeyebiliyor oyunlarda. Sonuç olarak biz kendi tiyatrolarımızda oynamadık. Özdemir, Devekuşu’nda ve Ali Poyrazoğlu’nda oynadı, ben de Dormen’de ve muhtelif tiyatrolarda. Bu kez seçme şansımızı doğru kullanmışız, bizim çocuğumuz gibi oldu bu oyun. Yönetmenimiz Özdemir, yönetmenlik anlamında onun ciddi bir tecrübesi var. Özdemir’in değerlendirmelerine çok güvenirim ben. Perde demeden önce ülkede yaşananlardan dolayı, mutsuz olduğumuz, hayal kırıklığı yaşadığımız, kendimizi çok kötü hissettiğimiz anlar oldu tabi. Bu mesleğin belki de en tatlı yanı düşmeler, kalkmalar ve birbirine tutunmalar.
Oyuncuların, oyun sırasında birbirlerinin davranışlarını kestirebilmelerinin avantajları nelerdir? Oyuncu olarak birbirimizin nerede nasıl tepki vereceğini, hiç bir zaman net olarak bilmesek de böylesi durumlarda tahmin edebiliyorsunuz. Birbirinizi tanıyıp arkadaş olmak başka, sahnede beraberce deneyimlemek başka. Oyunculuk birbirine ve seyirciye top atmak gibi bir durum, oyunda bunların yerini bulduğunu gördük. Bundan sonra da inşallah aynı lezzette daha da tatlanarak oynamaya devam edeceğiz. www.cekmekoymagazin.com 14 EKİM 2016 - 122. SAYI
araman
Röportaj
Söylediğiniz bir şey dikkatimi çekti, oyunun namusu diyerek ne demek istediniz?
Sonuç olarak bu bizim mesleğimiz, tiyatro, seslendirme, sinema ve dizi yapıyoruz. Her zaman yaptığımız şeylerin arkasında duramayabiliyoruz. Şöyle ki, hoşlanmasak da sadece para kazanmak için yaptığımız bazı şeyler var. Belki bizler bunu çok az yaptık ama hiç yapmadık diyemeyiz. Neticede biz oyunculuktan kazandığımız para ile yaşayan insanlarız. Oynadığımız her rolü tam olarak sırtımıza alıp hepsi de mükemmeldi diyemeyiz. Çok iyi oynasak da, bir şeyler eksik kalıyor, teatral açıdan tatmin etmiyor. Daha güzel şeyler oynasak isteği ağır basıyor bazen. “Pişman Olmazsın” bir Santimantal komedi, duygusal aşk komedisi. Hayata dair bir şeyler söyleyen, felsefesi olan bir oyun.
Felsefesi olan bir oyun derken neyi kastettiniz? Gittik izledik, çok güldük ile son bulmasın, geriye dönüp hatırladıklarında akılda kalacak bir şeyler vermiş olmalıyız. Güzel olan, alnımızın akıyla, namusuyla oynamak dediğim o. Özellikle genç seyirci bir oyununu izlediği Moliere ile ilgili bir şey gördüğünde, ben bu yazarı biliyorum, diyerek araştırma merakı uyanır.
Nasıl bir merak meselâ? Meselâ, herkesin para ile olan ilişkisini gözden geçirmesinde yarar sağlar.
Her oyun tüm seyirci profillerine uygun mudur, değilse nasıl bir öneriniz var? Uygun olmayan seyirciye daha gişede bu oyunda belki sıkılabilirsiniz, lisan-ı münasip ile söylenmelidir. Artık bizim çalıştığımız tiyatrolar gibi sahneler kalmadı. Ne Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu kaldı, ne Genco Erkal Devekuşu, Dormen zaten yok. Oralarda bilet gişeden satılırdı. Şimdilerde satış internet üzerinden yapılıyor, gişeden bilet almanın kendine has sıcaklığı kaybolup gitti.
O sahnelerde bilet karaborsaya düşecek kadar izdiham olurdu, çok zaman. Bu duruma kapı denirdi. Oyunun başlamasına 5 dakika kalaya kadar kapıda kuyruk bitmezdi. Kapıdan haber gelirdi, o zaman başlamak için biraz beklerdik. Çünkü insanlar halâ bilet almak için bekliyorlardı. Tiyatronun en güzel günlerini gördük, yeni duruma da yavaş yavaş alışmaya çalışıyoruz. Bu arada genç oyuncu arkadaşlarımız alınmasınlar söylediklerimizden. Ben geniş bir yelpazeyi ayrı ayrı değerlendirmek istedim. Tiyatro kolay anlaşılsın, seyirciye kolay ulaşsın. www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
15
Röportaj
Sizler tiyatro yapmakla birlikte beraberinde eğitimini de veriyorsunuz gördüğümüz kadarıyla. Ben Başkent İletişim Akademi’de eğitmenlik yapıyorum. Tiyatro, seslendirme ve diksiyon konusunda. Henüz bu yıl ders vermeye başladım. Biraz sabırsız bir insanım, başkasına birşey öğretebileceğime çok inanmazdım. Ama gördüm ki sabırlıymışım mesleğimi aktarmakta. Hatta ilk öneri geldiği zaman bir şey öğretebilir miyim? Ben önce biraz derslere girip öğretme yöntemini göreyim dedim, olabileceğine kanaat getirip ufak ufak ucundan başladım. İnsan deneyimlerinden yola çıkıp, üstüne bilgisini de koyarsa bir şeyler öğretebiliyor. Zaten bir okul değil burası, sınırlı süreli kurslar bunlar. 2-3 aylık dönemlerde komple oyunculuğu öğretmek zaten mümkün değil. İnsanlara minik bir giriş, bir lezzet, farkındalık yaratmak amacımız. Ben uzun yıllar da seslendirme yaptım, İyi ki de yapmışım. Birçok şeyi seçme özgürlüğünü bana o verdi.
Seslendirme yapmanın, seçme özgürlüğünü kazandırması nasıl oluyor? Ekonomik özgürlüğümü kazanmak açısından, seslendirme yapmak bir fırsat oldu. Öyle olunca istediğim işleri yapma özgürlüğünü elde ettim. Televizyon bir insan öğütme makinesi, çok ticari. Oyuncunun değerini yok ediyor seyircinin gözünde. Yorucu ve tatsız ilişkiler ortamı.
Sizi tiyatro oyuncusu olmaya yönlendiren ne oldu, nasıl gelişti? İnanın ne olduğunu tam olarak hatırlamıyorum. Bazen ne zaman başladım tiyatroya diyorum, aklıma hiçbir şey gelmiyor. Birdenbire kendimi Ankara Devlet Tiyatrosu’nda “Şan” sınavına girerken buldum. Canım tiyatro yapmak istemişti, ancak başvuru süresini kaçırmıştım. Üstelik de İstanbul’da oturuyoruz, niyetim şan bölümünden yatay geçiş yaparak tiyatro bölümüne geçmekti. Nedense öyle bir şey düşünmüşüm, ilk elemeyi kazandım, ikincide çok kötüydüm sonuca bile bakmadım, elenmiştim. Oysa ilk sınavdan sonra Cebeci’deki sahnede, bir çocuk koşa koşa peşimden gelip “En son kim girmişti, sınava?” dedi. Ben girdim dedim, 40 kişiden sonra en son girmiştim, “Bayıldılar sizİ kesin alacaklar abla” demişti. Bu denemeden sonra İstanbul’da direk tiyatro bölümüne girdim. Bendeki bu sevgi, belki babamın Halk Evleri’nde sahneye çıkmasından kaynaklanıyor olabilir. Çocukluğumda ailem bizi, Ankara’da önce çocuk oyununa sonrada yetişkin tiyatrosuna götürürlerdi. Belki de bunun önemli bir etkisi var. Biz 4 kişilik bir aileydik. Annem, babam, ablam ve ben. Hafta sonları önce çocuk oyunu seyredilir, öğleden sonra da yetişkin tiyatrosu, öyleydi o zamanlar Ankara.
Ailelerin eğitim düzeyi, kültürel yapısı çocukların meslek seçiminde önemli bir rol oynuyor. O zaman bunun farkında değildim. Yıllar sonra geriye dönüp baktığımda arkadaşlarımın ailelerini düşündüğümde, evet ben aile ortamı açısından çok şanslı bir çocukmuşum diyorum. Mesela babam benim konservatuara gitme isteğime hiçbir şekilde engel olmadı. 17 yaşında bir kız, üstelik o yıllarda, düşünün 10 yıl önce falan yani, dün gibi!
Toplumsal travmalar herkesin olduğu gibi oyuncuların da kaderine hükmediyor. Ben hayatımda ilk kez, doğrudan profesyonel olarak sahneye çıktım. Rahmetli Çetin Hoca beni şimdi olmayan Tepebaşı Deneme Sahnesi’ne götürdü. Ne güzel bir sahneydi orası, şimdiki TRT binasının olduğu yer, ortada sahne etrafında seyircilerin olduğu. Çok güzel bir sahneydi şimdi şahane bir otopark oldu! Çetin İpekkaya hocam benim orada profesyonel olarak bir çocuk oyununda yer almamı sağladı. Konuk oyuncu olarak başladığım bu tiyatrodan 1980 yılında atıldık! Şehir Tiyatrosu o yıl konuk kadrosunu lav etti.
Halihazırda veya geçmişte ödenekli bir tiyatroda bulundunuz mu? Başlangıç dışında hiçbir ödenekli tiyatroda yer almadım. Sadece 7-8 sene önce Şehir Tiyatrosu’nda “Savaş ve Kadın” isimli bir oyunda, konuk oyuncu olarak yer aldım. Çok sevdiğim arkadaşım Aslı İçözü ile birlikte oynadık. Orhan Alkaya sahneye koymuştu, Bosna’lı yazar Matei Visniec’in yazdığı, Bosna Savaşı sonrasında bir Amerikalı kadın psikolog doktor ile tecavüze uğramış savaş mağduru bir kadının hikâyesi olan iki kişilik oyunu bir yıl sahneledik. Benim umudum “Pişman Olmazsın” oyunumuzu seyirci ilgisiyle birlikte haftada 2 kez oynayabilmek. >>> 16 EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
BAYRAKTAR OTOMOTİV
ÇEKMEKÖY’DEN 4x4’LÜK TEKLİF! SUBARU XV, Forester, Levorg ve Outback, 5.600 TL’ye varan takas desteği veya çok cazip kredi koşullarıyla Subaru yetkili satıcılarında sizleri bekliyor.
#4x4lükTeklif Bayraktar Otomotiv Çekmeköy Madenler Mah. Serencebey Cad. No:40/2 Ümraniye - İstanbul – TÜRKİYE Tel: 0(216) 645-5858 subaru.com.tr www.cekmekoymagazin.com bayraktar-otomotiv.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
17
Röportaj
Ödenekli tiyatro oyuncusu ile özel tiyatro oyuncusu arasında bir fark var mıdır? Ben bu durumu Şehir Tiyatrosu’nda konuk olarak oynadığım dönemde çok gözlemledim. İdealist bir grup işini büyük bir aşkla yaparken, diğer bir grup tamamen ticari bir iş olarak bakıyor.
Tiyatro oyuncusu, özel hayatında oyunculuk dışında farklı uğraşları bir arada barındırabilir mi? Tabii ki bir hayatın olacak ama tiyatro boş zamanlarda hobi olarak yapılacak bir iş değildir.
Tiyatro kültüründe selama çıkmanın anlamı nedir? Selam bu işin en tatlı yanı değil mi? Biz alkış almak için oynamıyor muyuz?
Tiyatro oyuncuları için sahne dışında da ekip ruhunu pekiştirecek sosyal birliktelik olmalı mıdır? Eskiden Pazartesi, Salı dışında her gün oynardık. Hatta Matine Suare oynardık Çarşamba, Cumartesi, Pazar. Kenter Tiyatrosu’nda ilk oynamaya başladığımda etkili bir çocuk oyununda rol alıyordum. Sabah 9’da gelir, gece 12’de çıkardık tiyatrodan ve hiç şikâyet etmezdik. Dormen’de, Ali Poyrazoğlu’nda, Zeki Metin’de de patronların başarısıdır bu disiplin. Kenterlerde tüm hafta yoğunluğunun üstüne Pazar günleri de oyun sonrasında birlikte yemeğe giderdik. Sosyal hayatımızın önemli bir bölümü ekip olarak bir arada geçerdi. Şimdi kimse birbirini görmek istemiyor. Özellikle gözlediğim bu durum İstanbul’da tavan yapıyor. Bu işin doğrusunun böyle olduğunu maalesef ben, bu tiyatrolar kapandıktan sonra anladım. O zamanlar ben doğal olarak yapılması gerekenin, bu olduğunu zannediyordum. Tüm tiyatrolarda herkes kendi grubunun içinde mutlu mesut yaşardı o zamanlar. Tiyatrodan kazanılan parayla hayatımızı sürdürebiliyorduk.
Kendi alanınızda idealize ettiğiniz projeler nelerdir? Her sezon kapıları kırılan oyunlar oynamak isterim. Oyunumuzdaki Türkân gibi, beni heyecanlandıran, keyifli, alnımın akıyla altından kalktığımı düşündüğüm rollerde yer almak soluk aldığımız tiyatro yapmak isterim. Mesela hep bir “Tennessee Williams” karakteri oynamak istedim hayatım boyunca, fakat maalesef bu tür klasik oyunları ödenekli kurumların dışında oynayabilmek pek mümkün değil. Bir hayal olarak kalacak diye düşünüyorum. Ben hedefime bir ara çok yaklaştım, Emre Kınay’la bir ara Hamlet oynayacaktık. Duru’da oynayacaktık, iki sene üst üste niyetlendik fakat bir türlü denk gelmedi.
Siz nasıl sahnede bir şeyler söylemeye çalışıyorsanız, dergimiz aracılığı ile de okuyucularımıza toplumsal bir mesaj vermek ister misiniz? Ben toplumun öfke meselesine çok takılıyorum, herkes çok öfkeli! Ama anlıyorum da, insanlar birçok şeye maruz kalarak, özlemlerine ulaşamadan hayatlarını sürdürüyorlar, bu yüzden mutsuz bir toplumuz. Kimsenin kimseye saygısı yok, oysa öfkelendiklerinde içlerinden ona kadar sayıp öfkelerini biraz daha frenleyebilirler. Karşılarındakilere saygıyla yaklaşabilmelerini, ellerindekiyle yetinmeyi beceren bir toplumun bireyleri olarak yaşamalarını isterim. Çünkü özlemlerine yönelik hırsları, ellerindekiyle mutlu olmanın daima bir adım önünde. Herkesin zengin veya alanında mükemmel olması mümkün değil. Yurt dışına çıktığımızda görüyoruz ki, bireyler çok basit bile olsa yaptığı işle mutlu, bu vizyonla ilgili bir sonuç. Hep daha iyisini istiyoruz ve bunu mutlaka parayla yapabileceğimizi düşünüyoruz. Toplumun kendi içinde daha barışık yaşamasını özlüyorum. www.cekmekoymagazin.com 18 EKİM 2016 - 122. SAYI
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
19
Röportaj
20
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
21
Sağlık
Meme Kanseri Kaderiniz Olmasın!
ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!
Hayatımızdan iyisiyle kötüsüyle bir yaz daha geçti. Biraz kendimizle ilgilenme zamanı. Ekim ayı ülkemizde ve dünyada meme kanserine dikkat çekmek için belirlenmiş bir aydır... Her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan kanserlerdir. Meme kanseri oluşumuna genetik yapıda çeşitli faktörler ve normal yaşlanmanın etkisiyle ortaya çıkan bozukluklar neden olur. Ancak meme kanserlerinin sadece bir kısmı ailesel geçişlidir.
Meme Kanserinde Bilinen Risk Faktörleri Annesinde, teyzesinde, kızında ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan çok daha fazladır. Uzun süre hormon tedavisi görmüş, hiç doğum yapmamış veya ileri yaşlarda doğum yapmış kadınlarda risk artmaktadır.
Dr. Aylin Tekin Kaşıkçı Radyoloji Uzmanı 22
EKİM 2016 - 122. SAYI
İlk adetini erken yaşlarda görenler (12 yaş öncesi), ileri yaşta (55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Menopoz sonrası dönemde aşırı kilolar bu dönemde yağ oranı yüksek gıdalarla beslenme, fazla alkol tüketimi kadınlarda östrojen hormonu düzeylerini arttırdığı için kanser gelişim riskini arttırabilir. >>> www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
/CekmekoyFinal www.cekmekoymagazin.com
/FinalCekmekoy
/cfinalokullari EKİM 2016 - 122. Sayı
23
Sağlık
“Meme kanserine erken evrede tanı konulması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını yüksek oranda arttırır.” Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların bir kısmında ağrı da belirtilere eşlik edebilir. Diğer belirtiler arasında meme başı akıntısı, memede büyüme, şekil bozukluğu, meme cildinde çekintiler ve kalınlaşma, ödem, deride tahriş, kızarıklık ya da bozulmalar, meme ucunun hassaslaşması ya da içe çekilmesi, koltuk altında şişlik yer almaktadır. Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör önerilen kontrol programlarını uygulamanızdır. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır.
Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar; 20 yaşından sonra menopoz öncesi dönemde adetin başlangıcından sonraki 7.-10. günlerde, menopoz sonrası dönemde ise her ayın aynı gününde evde kendi kendine yapılan memeye ve koltuk altına yönelik elle muayene, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve 40 yaşından sonra uygulanan mamografi (meme röntgen filmi) olarak sayılabilir. Kontrol süreleri risk durumuna, meme yapısına ve memede görülen diğer lezyonların takibine göre değişiklik gösterebilir. Bu tetkiklere gereklilik halinde ultrason, meme MRG tetkiki ve diğer yöntemler eklenir.
Korunma Bazı risk faktörleri sizin kontrolünüz altındadır. Genel sağlık durumunuzu koruma amaçlı dengeli beslenme, zayıflama veya kilonuzu koruma, sigara içmeme, alkolü sınırlandırma, düzenli egzersiz gibi faaliyetlerde bulunabilirsiniz. Ancak bunlar riskinizi tamamen yok etmez. Gülen yüzleriniz solmasın dileklerimle... Dr. Aylin Kaşıkçı Detaylı bilgi ve sorularınız için: Tel: 0 545 589 73 72 e-mail: draylinteka@gmail.com 24 EKİM 2016 - 122. SAYI
Genel sağlık durumunuzu koruma amaçlı; dengeli beslenme, zayıflama veya kilonuzu koruma, sigara içmeme, alkolü sınırlandırma, düzenli egzersiz gibi faaliyetlerde bulunabilirsiniz. www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
25
Yaşam & Spor
26
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Yaşam & Spor
Aqua Zumba
Son zamanlarda özellikle genç neslin Fitness ve Spor aktivitelerine olan ilgisi ve katılımı hızla artıyor… Bu artışı tetikleyen en önemli unsuru nerede ise hemen her mahalle de açılmaya başlayan spor salonları, açık alan spor aktivite alanları ve site sosyal alanlarında spor için ayrılan alanlar ve açık/kapalı yüzme havuzları olduğunu görüyoruz. Öyle ki eski dönemde havuz olmayan şehirler çoğunlukta iken şimdilerde ise havuzsuz site bulmak zor… Yakın çevremize Çekmeköy’ümüze de bakarsak havuzlu sitelerin çoğunlukta ve revaçta olduğunu hepimiz biliyoruz… Eğer Sizde Suyu, Dansı, Spor Yaparken Eğlenmeyi ve Latin Müziği’ni Seviyorsanız, “Aqua Zumba” Tam Size Göre Havuzda grup olarak, müzik ve profesyonel Zumba eğitmeni eşliğinde yapılan “Aqua Zumba” en çok tercih edilen spor aktivitesi olmaya başladı. Öyle ki, Zumba’nın başlangıç noktası olan başta Amerika’da ve Avrupa’da eğlenirken spor yapıp, eklemlerinize zarar vermeden, çok hızlı kilo vermeye yaradığı için en çok tercih edilen aktivite oldu.
www.cekmekoymagazin.com
Fitness’dan 12 Kat Daha Etkili
Aqua Zumba’nın en önemli özelliklerden biri, normal ortamda yaptığımız hareketlerin suda 12 kat daha fazla etkili olmasıdır. Yani, suda hareket ederken, kalori yakımı daha yüksek ve kas çalışımı daha yoğundur. İkinci önemli özelliği ise suda iken yapılan spor esnasında suyun vücudumuza uyguladığı basınç ile vücudumuzdan atmayı istediğimiz su fazlası ve ödemi atmamıza çok daha hızlı yardımcı olmasıdır. Üçüncü önemli özelliği ise suyun içerisinde iken suyun vücüdümuza yaptığı basınç ile kan dolaşımımızın normal ortama göre daha hızlı olması kaslarımızın ihtiyacı olan oksijen ve mineralleri kaslarımıza daha hızlı ve daha çok taşımamıza yardımcı olmasıdır. Dördüncü önemli özelliği ise suda vücudun ağırlığı azaldığı için, eklemlere ve bağlara binen ağırlık ve basıncın minimuma inmesidir. Bu yüzdendir ki eklem ağrısı olduğu için spor yapamayanlar ve ileri yaşta olanlar için “Aqua Zumba” en çok önerilen spordur.
Beşinci önemli özelliği ise suda egzersiz yaparken vücudun sıcaklığı ve kalp atışı da normal ortamda yaptığımız sporda ki gibi yükselmez. Çünkü havuz suyu sıcaklığı 30,0 - 35,0 C derecedir. Bu ne demek? Hiç terlememiş ve yorulmamış gibi hissedersiniz. Bu beş avantajın sonucunda, suda bir saatlik aktivite ile normal ortamda yaptığımız spora göre 12 kat daha etkili bir çalışma, minimum yorgunluk, sıfır eklem ağrısı ve gün sonunda kaliteli, keyifli, düzenli bir uyku garantidir! Unutulmaması gereken en önemli konu ise, “Aqua Zumba”dan doğru yararlanmak ve güzel sonuçlar almak için, profesyonel, “Aqua Zumba Sertifikalı” bir eğitmen eşliğinde yapmanızdır. “Aqua Zumba”yı mutlaka deneyin, vazgeçemeyeceksiniz… Spor ile kalın… Julia BOR Zumba Eğitmeni Mayadrom Sports Center
EKİM 2016 - 122. Sayı
27
Sağlık & Tatil
Hitit Ayaş Termal Sağlık Merkezi
TERMAL, HİTİT AYAŞ ecedeki Yüksek der e İçerdİğİ sıcaklığı v eral yüksek mİn İle İ değerler ma erallİ” ol İn m o m er “t sahİp suyu özellİğİne İne mİsafİrler sayesİnde, u sağlık dol İl t bİr ta . vadedİyor
Termal ile tedavi, içinde termomineral su barındıran insan sağlığına olumlu etkileri olduğu kanıtlanmış doğal bir tedavi yöntemidir. Termal tatil ise tatilcilerin hem dinlendiği hem de tesiste bulunan termal havuz, çamur banyosu, diğer termal kürler ile uzmanlar eşliğinde tatilleri süresince bu sağlık dolu hizmetten yararlanmaları olarak açıklanabilir. Hitit Ayaş Termal, ANKARA/Güdül’de bulunan tesisi ile yıl boyunca oluşan yorgunluğunuzu doğa ile iç içe bir ortamda uzman terapistleri eşliğinde atmanızı sağlıyor. 12 ay boyunca açık olan tesiste, ister dönemsel olarak tatil rezervasyonu yaparak ister RCI güvencesi ile devre tatil satın alarak bu hizmetlerden yararlanabilirsiniz. Web sitesi üzerinden yapacağınız online rezervasyon esnasında tatiliniz boyunca almak istediğiniz masaj, kür ve diğer uygulamaları ek bir hizmet olarak satın alabilirsiniz. Hitit Ayaş Termal, geçireceğiniz bu süre zarfında en kaliteli hizmeti almanızı sağlamak için çalışıyor. Sizde sağlık dolu bir tatil planlıyorsanız ister web siteleri üzerinden online ister 444 86 06 no’lu çağrı merkezini arayarak rezervasyon yapabilirsiniz. Hitit Ayaş Termal Sağlık Merkezi sadece beden sağlığınız için değil cilt sağlınız içinde uzman kadrosu ile sizlere hizmet sunmaktadır. özellikle şehir ve çalışma hayatından yıpranan cildinizin tıpkı bedeniniz gibi dinlenmeye ve bakıma ihtiyacı olduğunu unutmayın. Cilt bakım hizmetlerinden Hitit Ayaş Termal’de tatiliniz boyunca yararlanabilir, yenilenmiş bir cilt ile tatilinizi bitirebilirsiniz. Hitit Ayaş Termal Spa & Wellness bölümü temel cilt bakımından, özel masajlara, akneli cilt bakımlarından, kuru cilt bakımlarına, altın maskelerine kadar cildinizin ihtiyacı olan tüm bakımları sizlere sunuyor. Özellikle cildinizdeki tıkanan gözeneklerin açılması ile yeniden nefes alan cildiniz sayesinde yaşlanma etkilerini de daha az göreceksiniz. www.cekmekoymagazin.com 28 EKİM 2016 - 122. SAYI
Sağlık & Tatil
Hattuşa Astyra Thermal Resort & Spa
Erzin İsos Termal
Hattuşa denince her ne kadar akla öncelikle devre tatil ve termal geliyorsa da, aslında Hattuşa, yalnızca bir devre tatil tesisi veya sadece bir termal otel değil. Hattuşa, 21. yüzyıla yakışır, hem tedavi/kür hem tatil boyutunun bir arada yaşandığı ileri yaşam merkezi...
Erzin İsos Termal Tesisleri, siz değerli konuklarına konforu, rahatlığı ve birbirinden huzurlu mekanları sunuyor. Tesis içinde bulunan Zümrüt, Yakut ve Safir tipi daireler, bayanlar için kapalı tatlı su havuzu, erkekler için tatlı su havuzu, bayanlar için kapalı termal havuz, erkekler için termal havuz, çocuklar için açık havuz, özel aile banyoları, kuaför hizmetleri, cilt bakım üniteleri, Türk hamamları, kese odaları, saunalar, buhar odaları, çamur odası, şok duşları, spor salonu, soyunma kabinleri, doktor ve hemşire ünitesi, vitamin cafe, İsos restaurant, tenis kortu, bisiklet kiralama gibi üniteler ile tatilinizi huzur ve sağlık içerisinde geçirmenize yardımcı olacaktır. Erzin İsos Termal Otel Sağlık Merkezi ve Tatil Köyü, Amanos Dağları’nın Akdeniz’e uzanan kıyılarında yer alıyor.
İleri yaşam merkezi denince de; her kesimden her ulustan herkesin sağlıklı ve mutlu yaşadığı bir yaşam merkezi anlıyoruz. Hattuşa A.Ş. sağlık turizmine yatırım yapan bir kurum olmakla beraber Hattuşa Astyra’da şirketinin bir yatırımı olarak yer almaktadır. Şirin tatil beldesi Akçay’da yer alan Kazdağları Hattuşa Astyra Thermal Resort & Spa, özel plaj alanı, açık yüzme havuzu ve spa olanaklarıyla misafirlerine unutulmaz bir tatil yaşatıyor. www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
29
Köksal Röportaj
Bu ay konuğumuz tiyatronun bir büyük ustası; Köksal Engür. “Soytarı ile Uşak bile Kralın ağzıyla konuşuyor.” “Üzerine söylenmesi gereken o kadar çok şey oluyor ki, en önemlisi yapılan işler hep yarım, yamalak.” Röp: Gürsel Toros “Uşak, Kral ve Ötekiler” isimli oyununuzun sahnelenmesi süreci nasıl gelişti? Eskişehir’de öğretim görevlisi bir arkadaşımız Süleyman Karaahmet yazdığı metinlerden birini BO Sahne’ye getirmiş, yapılan değerlendirme neticesi beğenilerek oyun haline getirilmesi kararlaştırılmış. Bir sonraki aşamada oyunu kimlerle oynayabiliriz noktasında, eski arkadaşım Levent Özdilek konuyu bana getirdi. Oturduk, konuştuk olabileceğine karar verdik.
Oyununuz genel hatlarıyla ne anlatıyor? Bir ülke anlatılıyor, şöyle bir ülke: oyunun başladığı anda görüyoruz ki, ülkede sadece Uşak ve Kral kalmış, ağaç kalmamış, hayvan kalmamış ve hatta insanlar kalmamış. Kral, ihtiyacı olan birisini çağırdığında, kendisinin öldürttüğünü Uşak’tan öğreniyor. Nedenini soruyor ve diyalog böylece sürüp giderken, sebepleri ortaya gelir ve seyirci düşünmeye başlar. Sürpriz sonuç ise finalde izlenecektir.
İnanması güç ama kimi ülkelerin gidişatı böyle sonuçlanabilir, tabii biraz abartılarak hicvediliyor. Yönetimin tek adamda toplandığı yerde fevkalâde olumsuz sonuçlar doğmaktadır. Oyunumuzda herhangi bir ülke doğrudan hedef alınmamıştır! Aynı koşullar geliştiğinde dünyanın her yerinde benzer sonuçlara neden olur.
Bu oyunla birlikte aktif olarak içinde olduğunuz başka bir proje var mı? Televizyon işleri, diziler devam ediyor. İlk bölümü kısa bir süre önce yayına giren “Kaçın Kurası” isimli dizi ATV’de ekranda. Kısa bir süre önce birkaç bölümden sonra yayından kaldırılan bir başka dizide daha rol almıştım. 30
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Engür
Röportaj
Dizilerin yayın süresi yayında kalma süresi birçok etkene bağlı olarak değişiyor. Bazen çok tutulduğu izlenimi veren diziler çok çabuk yayından kalkarken, vasat kabul edilenler, daha uzun bir süre sürüklenip gidiyor. Ben reytinglere pek inanmıyorum, kanal sahibinin keyfi ve işin ticari yönü dizilerin ömrü açısından belirleyici oluyor. İzleyicinin, dizinin niçin yayından kalktı sorusuna verebileceğimiz anlamlı bir cevap bulamıyoruz. Kanala yeni bir proje geldiğinde, daha iyi getirisi olabileceği düşünülerek değerli olan yapım birden sonlandırılabilir.
Rol aldığınız değerli işlerden biri olan “Leyla ile Mecnun” dizisinin sonlanması ile ilgili yorumunuzu alabilir miyim? Oradaki mantığı düşünebiliyor musunuz? Elbette ki içerdiği siyasi argümanlardan dolayı yayından kaldırıldı, sonrada TRT OKUL kanalında yeniden yayınlanmaya başladı. Tuhaf tuhaf işler!
Biraz geçmişe gidip en başa döndüğümüzde, 1956 yılında 10 yaşında bir çocuğu ailesi, TRT “Çocuk Saati” programına götürüp oyunculuğa başlangıcını sağlıyor. Sanatsal yaşamınızın gelişimini paylaşmanızı rica edeceğim. Şimdi rahmetli olan, benden 6 yaş büyük bir ağabeyim vardı. Radyo çocuk saatinde önce o başlamıştı. Radyo çocuk saatine başladığımda ben onlu yaşlarda çocuk iken, abim yirmili yaşlarda yetişkin. Bir çocuk hikâyesini oyunlaştırmıştı. Hikâyede bir de küçük kardeş vardı. Abim, “Benimle gel, bu rol için seni önereceğim” dedi ve beni radyoya götürdü. O zaman programı Mükerrem Kamilsoy idare ediyordu, “Çocuk Saati”nin rejisörü Mahir Canova ile “Deneyelim mi?” dediler. Programdan önce provalar yapılıyor, sonra da saat 17.00’de canlı yayın. Beni beğendiler ve “Sen hep gel” dediler. Abimin açtığı yoldan başlamış oldum. Aynı zamanda tiyatroya da başladım o sene. Kızılay’ın kurduğu bir gençlik tiyatrosu vardı, okullardan öğrenciler topluyorlardı. Beni de seçtiler, rahmetli Alev Sezer ile beraber, o sezon boyunca oynadık. Ertesi yıl da başka bir oyunla devam ettik.
Çocuk yaşta başlayan bu oyunculuk süreciniz daha sonra nasıl devam etti? Ben konservatuvara gitmedim, Tiyatro Kürsüsü’ne gittim, liseden sonra. Subay emeklisi bir babam vardı, çocuklarının geleceğine bakışı: “Önce müspet ilimler okuyacaksınız, yoksa sizi sanat okuluna veririm” şeklindeydi. Dolayısıyla ben de, abim de önce liseden mezun olduk. Lise bittikten sonra da gelişen kişiliğimiz neticesi Halk Evleri’ndeki kurslara gidiyorduk. Konservatuvar sınavına girdim, kazanamayınca ben de Tiyatro Kürsüsü’ne devam ettim. www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
31
Röportaj
Bunca yıllık sanat yaşamınız boyunca, şartlar oluşmadığı için gerçekleştiremediğiniz ama mutlaka yapmalıyım dediğiniz, içinizde kalan bir rol ya da proje var mı? Kalmadı diyebilirim. Tabi ki her oyuncunun içinde bir Shakespeare oynama arzusu vardır ama benim Türkiye’de Shakespeare oynamak gibi bir niyetim yok, başka bir ülkede olsaydı oynardım. Çünkü ben İngilizler’in Shakespeare oynamasını da beğenmiyorum, seçkinlerin konuşma tarzıyla oynanıyor. Oysa Shakespeare halk ağzıyla diyalogların olduğu bir söyleme sahiptir. Belki Kral farklı konuşabilir ama diğer karakterlerin diyaloglarının halk ağzıyla yansıtılması gerekiyor. Bizdeki oynanışında “Soytarı ile Uşak bile Kralın ağzıyla konuşuyor”. Belki de bir gün teklif gelirse bu şekilde oynamak zorunda kalacağımdan istemedim. Gelecekte arkadaşlarla anlaşırsak bir Kral Lear oynamak isterim, yaş itibariyle de uygun olur.
Uzun yıllara dayanan oyunculuk deneyiminize, birikiminize yakışan bir iş olur. Bende yakıştırabilirsem, yakışır! Hamlet gibi roller için yaş geçti tabi.
Tiyatro dünyasında ya da toplumsal alanda sizi çok rahatsız eden bazı konularda görüş ifade ederek bu olumsuz akışı değiştirebilecek görüşlerinizi almak isterim. İlle de şu fikrimden istifade etsinler diye bir egom yok ama tabii ki söylenecek çok şey var. Üzerine söylenmek gereken o kadar çok şey oluyor ki, en önemlisi yapılan işler hep yarım yamalak. Çocuklukta çok farkında değildik ama geçen zaman içerisinde şimdi bakıp değerlendiriyorum da; ister tiyatroya, ister sinemaya ister siyasete isterse kamuya ait işler olsun hepsi gündelik bir anlayışla icra ediliyor. Güya birçok alanda çözüm planları yapılıyor.
Sanırım söylemek istediğiniz, işlerin yapılıyormuş gibi yapılması? Tam da bu yüzden hiçbir zaman oh, ne güzel bir ülkede yaşıyorum diyemedim, her devirde! Sadece bu dönemi kastetmiyorum.
Ben bu durumu, görevi, kördüğüm olmuş bir trafiği çözmekle sorumlu kişinin orada mesai yaparken sadece bakmakla yetinmesi olarak değerlendiriyorum. Zaten oradan ayrılma şansın yok, karşılığında maaş da alıyorsun, bari problemi çöz! Bu tip sorumluların görevleri başka bir şekle dönüştü. Eğer oradan önemli biri geçiyorsa tüm akışı durdurup sadece o önemli kişinin rahatça geçişini sağlamak. Tabi o sırada diğerleri perişan oluyormuş kimin umurunda. Tiyatro alanında da buna benzer şeyler olur. Bizim gençliğimizde şöyle tartışmalar yapardık; Devlet Tiyatrosu görevini tam yapıyor mu, yapmıyor mu? Bölge Tiyatroları diye bir fikir vardı. O zamanlar nasıl hayata geçeceğini düşünürdük, merkezden mi oralara oyuncu gidecek yoksa orada mı yetiştirilecek. Buradan gidecek olsa, turnenin zorlukları ön plana çıkar. Bundan da öncelikle taşıma suyla değirmen dönmez sonucu çıkıyordu. Orada yetişmesi doğrudur falan derken neredeyse Devlet Tiyatroları kapansın diyecek olan da bizdik. Şimdi öyle bir duruma geldik ki tamamen bambaşka sebeplerden aynı sonuca yaklaştık. Televizyonlar ise başka bir garabet. Bir yarışma programında jüri diye oraya oturtulan birine, idare eden diğeri diyor ki, sen hiç tiyatroya gittin mi? Böyle bir soru sorulamaz bile. Şöyle bir oyun vardı, onun hakkında ne düşünüyorsun gibi nazik bir söylemle tiyatroya gittiği farz edilerek sorulmalıdır. Diğeri de gittim tabi diye cevap veriyor hemen, oysa kapısından geçmemiş. Hangisine gittin diye sorulsa, o zaman da herkesin bildiği spekülatif oyunlardan birinin adını söyleyip durumu kurtaracak. Bunun üzerine başka ne söylenebilir ki! TRT döneminde televizyonun belli kuralları vardı, sonra özel televizyonlar arasında bir sidik yarışı başlayınca hepsi unutuldu gitti. Oysa bir kanalın gün içerisinde belli yüzdelerde kültür, sanat, spor vs. gibi alanlara özel bir zaman ayırması gereklidir. >>> 32
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
33
Röportaj
Bu dizi, daha önce “Rengârenk” adıyla yayınlanan dizinin devamı gibi. O İzmir’de çekiliyordu, şimdi İstanbul’a geldi dizi ve bir kadro değişikliği ile burada çekiliyor. Romantik komedi tarzında bir aşk hikâyesi olan dizide bir emekli Korgenerali oynuyorum, esas oğlanın dedesi rolündeyim.
Bu dönem emekli ya da muvazzaf bir generali oynamak bile hayli zor olsa gerek! TRT de üç sezon dayanan Leyla ile Mecnun gibi işler yapılmalıdır, yapımda ve yayında emeği geçenlere de teşekkür etmek lâzımdır.
Özel kanallarda yayınların düzen ve denetimine ilişkin kural kalmadı mı diyorsunuz? Bugüne kadar yaptığınız işler içinde sizde özel bir yeri olan yapım ve rol hangisi oldu? Şimdi başka kurallar uygulanıyor, mesela Ramazan’da yapılan bir yayın içeriğinin örf ve adetlere uygun olmadığı gerekçesiyle yasaklanmasına karşılık, gün içinde reklamlarda yiyip içmenin göze batırılması gibi. Demek ki o örfümüze de, hepimize de uyuyor!
Şu sıralarda üzerinde çalıştığınız başka bir tiyatro projesi var mı? Daha önce çalıştığım ve yine çalışmayı istediğim Dot Tiyatro’dan bir teklif geldi. Yarın gidip görüşeceğim ama teknik olarak imkânsız görünüyor. Bir tarafta televizyon dizisi ve buradaki oyunumuza ilaveten bir de yeni bir oyunun provaları dersek zaman yetmez.
Rol aldığınız “Kaçın Kurası” isimli diziden bahseder misiniz biraz? 34
EKİM 2016 - 122. SAYI
Tarlabaşında Manastır isimli bir yer vardı, orada bir oyun oynamıştım. Moliere’in Tartuffe oyununu modernize ederek oynamıştık, çok güzel bir oyun çıkmıştı ortaya. Aksanat’ta oynadığımız bütün oyunlarda özel kadrolar ve özel çalışmalarla halkın ilgisini üzerinde toplayan çok işler yaptık. 27 Mart’ta Aksanat’ın dördüncü senesinde elimizdeki 4 ayrı oyunu peş peşe oynadık. Aynı gün içinde öğlen 1’de başlayıp akşam 9’a kadar oynamıştık.
Aynı oyunu 4 kez peş peşe oynarsınız tamam ama dört farklı oyun fevkalâde bir performans. O oyunlara ilgi, dışarıda kuyruk olacak düzeydeydi, İstiklal’deki sahnede. Dot’ta oynadığım Kutlama isimli bir oyun vardı, Maslak’tan inerken bir çadırları vardı orda oynamıştık. Unutulmazlarım arasında bunları sayabilirim, iz bırakanlar olarak. >>> www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
35
Röportaj
Aramızda çok büyük bir yaş farkı olmasa da, hassasiyetle ifade etmek isterim. Sizin tabirinizle onlu yaşlarda birimiz çocuk, diğerimizin yetişkin görünmesi açısından değerlendirmenizi rica ederim. TRT ’de yer aldığınız “Oyun Treni”ni o zaman büyük bir merakla bekler ve izlerdim. Müziği hala kulağımdadır. Müziğini Timur Selçuk yapmıştı. enstrümantal bir parçaydı. Ben bu oyun için parçanın her hecesine bir lâf yazarak, bir güfte oluşturmuştum. Timur’a gösterdiğimde, ben böyle bir şey yaptım, kusura bakma dedim. O da bana “Olmuş olmuş, mükemmel olmuş” dedi ve fon müziği olarak orada kullandık.
O programda Levent Kırca ile birlikte yer almıştınız. Evet, sanırım Levent’in ilk işiydi, daha sonra Levent’le başka bazı işlerde yine beraber olduk. Mesela bir tanesi de “Bu yarış, başka yarış” programıdır. Özdemir Erdoğan’da vardı programda ve müziklerimizi de yapıyordu. Benim İstanbul’a geldiğim senelerde, Oya, Levent ve ben ondan önce de Ayşegül, Levent ve ben bir şeyler yapmıştık.
C
M
Y
CM
MY
Okuyucularımız için ilave etmek istediğiniz bir mesajınız olacak mı?
CY
CMY
Bu röportajı okuyanlara diyorum ki; Dikkatle baksınlar ülkelerine, çevrelerinde neler olup bittiğine. Her alan, sanat, siyaset, sosyal yaşam, özellikle de tiyatro öyle bir hale getirilmeye çalışılıyor ki! Yaratılan bir algı da tiyatroya gidilir mi? Çok sıkıcı! Bundan 3-4 sene önce bir oyun çıkarmıştık, Kocamustafapaşa Kumpanya’da, iki kişilik bu oyunda Bülent Emin Yarar ile birlikte oynuyorum. Sağlam bir oyun, şimdi adını vermeyeceğim eleştirmenlerden birisi, bizim için koskoca bir yazı yazmış ama başlık şöyle: “İki saati aşkın seyretmesi güç bir oyun”. Okuyan seyirci diyecek ki, sıkıcı ise gitmeyeyim. Böyle yaklaşan eleştirmenler bile, farkında olmadan tiyatroya zarar verebiliyorlar. Okuyucular tiyatroyu merak etsinler gitsinler, farklı bir dünya olduğunu görecekler. Sinemadan, televizyondan bambaşka bir sanat dalının farkına varacaklar. Her konuda uyanık olsunlar, söylenen her şeye inanmasınlar. Duyduklarını merak edip, araştırsınlar.
Ben tiyatroyu kadınların el emeği ile ürettikleri elişlerine benzetiyorum. Benzeri üretimler fabrikasyon olarak daha seri ve kusursuz yapılabilir ama elişinde kadının her ilmeğe kattığı duygu, göz nuru ve el emeği paha biçilmezdir. . Tiyatro canlı ve yaşayan bir sanattır. Her tekrarında oyunun geneli değişmez ama her seferinde oyuncunun ruh haline dair bir değişimi de içinde barındırır. Her gece başkadır, çünkü her gece değişen seyircinin enerjisi, oyuncunun o günkü hissiyatı oyunu değiştirecek gibi değildir ama bir yeri mutlaka başkadır. Her gece yeniden şekillenen oyun ruhuyla, tiyatronun en enteresan tarafı canlı olmasıdır.
Yaşayan ve yaşatan sanat değer biçilmez bir olgudur. Ancak toplumun kültürünü de şekillendiren bilimsellikten uzaklaşmış eğitimin kalitesi aşağıya doğru çekildikçe, çağdaş kültürden kopan bireylerin sanatı değerli kılan algısı da yozlaşmakta. Bu değerli sohbetinden ötürü usta oyuncu Köksal Engür’e en derin saygı ve sevgilerimizle veda ettik. 36
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
K
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
37
Çocuk
Resimler Bize ? Ne Anlatır Yaratıcı ve dışavurumcu sanatlar yapmak çocuklar için oldukça keyifli bir aktivitedir. Tüm çocuklar farklı farklı renkleri deneyerek çeşitli karamalarla ince kaslarını geliştirdikten sonra belirgin figürler ortaya çıkarmaya başlarlar ve daha sonra da hayallerini figürlerle anlatmaya… Bizler için de çocuğumuzu daha iyi tanımak ve anlamak için önemli bir fırsattır resimleri değerlendirmek...
DÜNYA KOLEJİ Dr. Nesli GÜVEN
Küçük yaşlarda sözcüklerden daha güçlü bİr anlatım aracı olan resİm, İyİ çözümlendİğİnde bİzlere çocuğun İç dünyası ve büyüme sürecİ hakkında çeşİtlİ bİlgİler verebİlmektedİr.
Küçük yaşlarda sözcüklerden daha güçlü bir anlatım aracı olan resim, iyi çözümlendiğinde bizlere çocuğun iç dünyası ve büyüme süreci hakkında çeşitli bilgiler verebilmektedir. Çocuğun kendisini nasıl gördüğünü, zeka düzeyini, kimlerle ve ne çeşit ilişkiler kurduğunu, düşüncelerini, duygularını ve davranışlarının sebeplerini keşfetmemizi sağlayabilmektedir. Resim yapmak çocuğa eğlenceli geldiğinden, çocukla korkutucu olmayan bir terapi ilişkisine girebilmek için iyi bir araçtır. Resim, çocuğun kendisini ve çevresini anlamasına da yardımcı olur, sözlü ve sözsüz iletişimi geliştirir. Çocuğun stresinin azalmasına ve duygularını ifade etmesine katkıda bulunur.
38
EKİM 2016 - 122. SAYI
Ama tabii ki, bu yazıyı okuduktan sonra çocuğunuzdan hemen bir resim yapmasını istemeniz, onu sadece o resme göre incelemeniz ve değerlendirmeniz, ya da çocuğunuzu yarım bıraktığı bir resmini bitirmeye zorlamanız doğru olmayacaktır. Çocuğunuz resmini yarım bıraktığında başka bir zaman mutlaka bitirmesi gerektiğini belirterek yarım bırakmasına izin verebilirsiniz. Böylelikle çocuğunuz başladığı bir işi hem keyifli ve istekli bir şekilde tamamlama imkanına sahip olur, hem de başlanan bir işin bitirilmesi gerektiği bilinci yerleşmesine yardımcı olacağından çocuğunuzun sorumluluk duygusunun gelişmesine katkı sağlar. Çocuk resimleri uzmanlar için tanı koyma araçlarından biridir, ancak tek başına yeterli olamamaktadır. Çocukları değerlendirirken birden fazla ölçek kullanılması daha sağlıklı olmaktadır. Çocuğun yaptığı resim kadar, resim yaparken alanı nasıl kullandığını, duygularını ifade ediş şeklini araç seçimini de gözlemlemek önemli ipuçları vermektedir. Resim tamamlandıktan sonra resimdeki şekillerin neler olduğu, çizdiği kişilerin kimler olduğu, neler yaptıkları gibi sorular yönelterek detaylı bilgi de alınabilir. www.cekmekoymagazin.com
Çocuk
Çocuklar güvende olmak istediklerinden, benmerkezci olduklarından, şimdiyi ve buradayı yaşadıklarından genellikle sayfanın ortasına resim yaparlar. Çocuğu resim yaparken gözlemlediğimizde onun yaklaşımından diğer çalışmalardaki yaklaşımlarının da benzer olacağı varsayımında bulunabiliriz. Örneğin çocuk sık sık izin alıyor, onay bekliyor ve kendisinden ne beklendiği konusunda emin olmadan bir adım
figürlerini normalden küçük ya da büyük çizebilirler.
atmıyor ise kendinden emin olmadığı, bu konuda desteğe ihtiyacı olduğu düşünülebilir. Eğer çocuk çizdiklerini sık sık siliyor ve yeniden yapmaya başlıyorsa, bitirdiği resmi eleştiriyor ise mükemmeliyet ve kusursuzluk beklentileri olduğunu göstermektedir.
güvende olmak istediklerinden, benmerkezci olduklarından, şimdiyi ve buradayı yaşadıklarından genellikle sayfanın ortasına resim yaparlar.
Çocuğun ne resmi yapmayı seçtiği de onun hakkında fikir verir. Örneğin, saldırganlık sorunu olan bir çocuk kötü adamlarla savaşan bir süper kahraman çizebilir. İçine kapanık bir çocuk ise köpek tarafından kovalanan minik bir fare veya etrafında çit olan bir çocuk resmi yapabilir. Resmin boyutları da bazen önemli ipuçları verebilir. Resimdeki figürlerin boyutları ile resim yapanın kendine güveni arasında ilişki vardır. Örneğin, kendine güveniyle ilgili bir güçlük yaşamayan çocuk normal boyutlarda bir insan figürü çizerken, içe dönüklük, ürkeklik veya saldırganlık, gibi problemler yaşayan çocuk insan www.cekmekoymagazin.com
Figürlerin sayfaya yerleştirilişi, detaylar, çizgi kalitesi, gölgelendirme, simetri gibi ayrıntılar da değerlendirme yapılırken göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklar
Sayfanın tepesine resim yapan çocuklarda ulaşılmaz hedefler için çabalama eğilimi, sayfanın en altını kullanan çocukta ise güvensizlik eğilimleri olabilmektedir. Aile resimlerinde aile üyelerine ait figürlerin her birinin birbirlerine göre yakın ve uzak olarak çizilmesi çocuğun aile üyeleri arasındaki iletişimi nasıl gördüğünü belirlemektedir. Aile resimleri, aile dinamiklerini ortaya çıkarmakta yardımcı olmaktadır. Bu resimlerdeki figürlerin büyüklük ve küçüklükleri, pozisyonları, engelleri, kullanılan semboller önemlidir. Figürlere bakıldığında ilişkileri, yüz ifadelerini ve bireysel aktiviteleri anlamak mümkündür. Çocuklar kendilerini korkutan veya önemli bulduğu nesneye resminde daha fazla önem vermektedir. EKİM 2016 - 122. Sayı
39
Çocuk
Hatırlıyorum benİm dönemİmde tüm arkadaşlarım arasındakİ etkİleşİm, manzara resmİ çİzmektİ; sayfanın ortasından geçen bİr dere, derenİn bİr tarafına çİtlerle çevrİlİ bİr ev ve derenİn dİğer tarafına ormanlık bİr alan yapıp, sayfanın yukarısına çİzdİğİmİz dağ, resİmlerİmİzİ süslerdİ.
40
EKİM 2016 - 122. SAYI
Figürler arası eylem de oldukça önemlidir. Eğer çocuk resminde kendisini bir bölüm içerisine almışsa bu korunma ihtiyacını ifade edebilir. Çocuk abisiyle olumsuz ilişkiler içindeyse onu bir çerçeve içine hapsedebilir. Aile bireylerinin her birini ayrı bir bölümde çizmişse, o ailede bireyler ya çok nadiren birbirleriyle ilişki kurabilmektedirler ya da tersine fazla yakın ilişkileri olduğu, çocuğun aile içinde özeli olmadığı ve bunu arzu ettiği düşünülebilir. Detayların miktarına, ne olduklarına, organize edebilme biçimlerine bakmak gerekmektedir. Detayın ne olduğu çocuğun neye önem verdiğinin göstergesi olabilmektedir. Örneğin, bir ev resmi yapan çocuk, evi fazla detaylı çizmediği halde evin pencere ve kapılarına birçok kilit yapmışsa çocuk, kendi ulaşılabilirliğine kısıtlama veya kontrol getirme ihtiyacında olabilir. Ancak yorum yapılmadan önce çocuğun hakkında daha fazla bilgi toplanmalıdır. Örneğin çocuğun evlerinin kapı ve pencerelerine yeni takılan alarm sistemlerini de çizmiş olabileceği düşünülmektedir.
Bazen çocuklar en iyi yapabildiklerini düşündükleri resimleri de (örneğin, sık sık ev çizmek gibi) tekrar tekrar yapabilirler. Ya da sınıf arkadaşlarının yaptıkları resimlerden etkilenip erkekler süper kahraman ya da araba resimleri, kızlar ise prenses ya da renkli ve kabarık elbise giymiş kızlar çizebilirler. Hatırlıyorum benim dönemimde tüm arkadaşlarım arasındaki etkileşim manzara resmi çizmekti; sayfanın ortasından geçen bir dere, derenin bir tarafına çitlerle çevrili bir ev ve derenin diğer tarafına ormanlık bir alan yapıp, sayfanın yukarısına çizdiğimiz dağ, resimlerimizi süslerdi. Çocuğun resimlerinden sonuçlar çıkarılmadan önce, çocuğun gelişimsel olgunluk düzeyi, bilişsel yetenekleri ve zayıflıkları başka yöntemlerden de yararlanılarak elde edilmelidir. Çevresel faktörler, çocuğa son okunulan hikaye ya da seyrettiği son çizgi film, ailenin o dönem içerisinde bulunduğu durum, hatta yılın hangi mevsiminde olunduğu ve hava durumu bile çocuğa ve resimlerine etki edebilmektedir. www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
41
Aqua City 1. Etap’tan Örnek Davranış... Çekmeköy’e Dair
Bölgemizin seçkin ve elit sitelerinden biri olan Aqua City 1. Etap’da geçtiğimiz ay, gelirinin eğitim gören ihtiyaç sahibi çocukların yararına bağışlanmak üzere bir kermes düzenlendi. Aqua City 1. Etap geçtiğimiz ay, MYK üyeleri ve çok değerli site sakinlerinin katkıları ile güzel bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Gelirinin tamamı eğitim gören ihtiyaç sahibi çocukların yararına bağışlanmak üzere düzenlenen kermeste, geniş kapsamlı birçok stand kuruldu. Toplumsal dayanışma, toplumun kurum ve kuruluşlarının ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir. Aqua City 1. Etap koordinesinde düzenlenen kermeste; site sakinleri elleriyle hazırladıkları yiyecekleri gelenlere sundular. Site sakinleri kermese yoğun ilgi gösterirken, duydukları menuniyetleri de yüzlerine yansıdı. Kocaman yürekleri ile bu güzel duyguya hizmet ederek bunun haklı gururunu yaşadılar. Biz de, Aqua City 1. Etap’ın tüm çalışanlarını ve site sakinlerini bu duyarlı organizasyonlarından dolayı kutluyor ve tebrik ediyoruz.
42
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
Kültür ve Sanat ile İçiçe Bir Mekan
Müzik Piyano Gitar Bateri Keman Çello Şan Dersleri
Atölyelerimiz Ritim Atölyesi Fotoğraf Atölyesi Latin Dansları Sirtaki Arjantin Tango Yoga Modern Dans
Müzik Okullarına Hazırlık Konservatuvar Bölümlerine Hazırlık Royal Academy Sınavlarına Hazırlık
Meclis Mah. Teraziler Cad. Derviş Sok. Dadaş İş Mrk. B Blok Çekmeköy / İstanbul
Tel: (0216) 365 55 35 Email: info@metronomkultursanat.com www.metronomkultursanat.com www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
43
İtalyan Mutfağında Olmazsa Olmaz
eğitim
13 Ekim 2016 19:00 Eataly Mutfak
Eataly Mutfak Atölyesi’nin “İtalyan Mutfağında Olmazsa Olmaz - Pizza” adlı workshop etkinliğinde gerçek İtalyan pizzasının sırlarını keşfedeceksiniz. “Gerçek italyan pizzasının sırlarını keşfediyoruz. Muhteşem bir italyan pizzasının sırrı, hamuru ve malzemelerin uyumunda saklı. Evinizde sevdiklerinize gerçek İtalyan pizzası partisi için bu workshopu kaçırmayın.. “ Gün: 13 Ekim – 25 Ekim Saat: 19:00 – 22:00 Süre: 3 Saat
Meksika Mutfağı
11 Ekim 2016 19:00 EKS Mutfak Akademisi, İstanbul Latin Amerika esintisinde enfes lezzetler, EKS Mutfak Akademisi mutfağında sizler için pişecek. Fransa ve İspanyol mutfağının çokça etkisinin görüldüğü Meksika mutfağı acıseverler için kaçırılmayacak lezzetlere sahip. Tortillası ve tacosu ile akıllara kazınan Meksika mutfağı özel lezzetler için 11 Ekim 19:0022:00 saatleri arasında EKS Mutfak Akademisi’nde Meksika Mutfağı Workshop’u sizlerle.
Proje Aşk 12 Ekim - 26 Ekim
İstanbul
TerapistA, “Proje Aşk” eğitiminde insan ilişkilerini, aldatmayı ve aşkı ele alıyor. Hayatımızı güzelliklerle donatan ama çekip gittiğinde kederin en kuvvetlisini yaşatan aşk nasıl oluyor da kendimizi kontrol etmemizi engelliyor? Doğru insanı bulmakla doğru insan olmak arasındaki fark ne? İlişkilerimiz, evliliklerimiz nasıl oluyor da birden kabusa dönüşüyor? Sizin için “doğru” insanı öğrenmek ister miydiniz? Aslında kimi istediğinizi bilmek ister miydiniz? Peki neden aldatıldığınızı? TerapistA Proje Aşk’ta bu ve bunun gibi yüzlerce soruya cevap arıyor ve hepsini katılımcılarla beraber buluyor. 44
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
45
Sahne Sanatları
UŞAK, KRAL VE ÖTEKİLER BO SAHNE
Levent Özdilek’in yönettiği “Uşak, Kral ve Ötekiler” tiyatro oyunu, ekim ayı bo yunca Bo Sahne’de izleyic isiyle buluşuyor. “Krallığın alt ın yüzü ve tavuk poposu” na dair bir hikayedir bu... Oy unumuz her hangi bir ülkenin her hangi bir krallığ ında geçmekte. Elbette bir tane kralımız var, ve tabi ki bir tane de uşağımız, kra la krallığını hatırlatacak. Pek i ya ötekiler? İşte bu oyun onlar hakkında, onlara rağ men...
AZSIN
Tarih
14 EKİM 2016 Saat
20:30
Tarih
PİŞMAN OLM
12 EKİM
BO SAHNE
azsın” 2016 “Pişman Olm r. i iğ tt e n yö n buluşuyo tçioğlu’nu Özdemir Çif Bo Sahne’de izleyicisiyle , u n Saat tiyatro oyu bilirsin. iden başlaya “Hayata yen hadi, pişman olmazsın!” ni 20:30 Kır zincirleri ngiz Seçkin Çiftçioğlu e ir C m e ta A zd : Ö ye & a Hik an Gülen Karam Oynayanlar: ımcısı: Ümit İlban artinez rd Yönetmen Ya m Tasarım: Pedro Jose M fer Bıyıklı ü ilü Dekor & Kost nur Alagöz Prodüktör: N O : m rı sa a T ık Iş
JOKER BO SAHNE Jo ke r, ka sım ay ın da Bo Sa hn e’ de izl ey ici sy le bu lu şu yo r. “S ev di ği n işi ya p! Sa hn ed e en ço k se ni n de di ko du n ya pı lır ! Ev et , sa na sö yle di m se yir ci! İzl ed ikl er in in ar ka pl an ı he p da ha eğ le nc el i. Ki ms e du ym as ın ! Kü çü k bi r sır ve re yim size. ...O yu nc u de di ği n ne di r ki? Bir bi lse n ku lis ha lle rin i... Be n kim mi yim ? Be n de ko rc uy um , ye ri ge lir ko st üm cü yü m, be n as lın da .... mü dü rü m, ya ni kıs ac a Jo ke r.”
İKİ EFENDİNİN
BO SAHNE
“İki Efendinin Uşağı
EKİM 2016 - 122. SAYI
3 KASIM 2016 Saat
20:30
UŞAĞI Tarih
/Alaturka” 23 Ekim’de
Bo Sahne’de!
İtalyan yazar Carlo Goldoni’nin yüzyılla rdır dünya çapında büyük ilgi gören kla sik komedyası, Kıvan ç Kılınç’ın çağdaş uyarlaması ve Muha mmet Uzuner’in orta oyununa yaslanan rejisi ile dört kişilik ca nlı orkestra eşliğind e “Alaturka” bir komedi olarak sahn eleniyor.
46
Tarih
23 EKİM 2016 Saat
20:30
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
AGORAFOBİA ODA TİYATROSU
Kaan Erkam’ın yazdığı Fer di Merter’in yönetti Agora fobia, Oda Tiyatrosu’nda sahneleniyor. “Agorafobia bu yılın en karmaşık ve en şaşırtıcı oyunlarından bir i olacak. Çok sivri dilli ve kar şısındaki psikoloğu bile yıldırabilen Agorafobik Ga ye ve belediyede mühendis olan Onur’un karşılaşm aları ve olayların olay olmaktan çıkıp planlı bir fina le gitmesi. Ve Onur’un klostrofobisinin olması ilgi nç bir çift yaratıyor.
Tarih
23 EYLÜL 2016 Saat
20:30
Tarih 23 EYLÜL 2016
SON ZENNE BO SAHNE
ne”, Bo iği “Son Zen tt e n yö p zı inden an’ın ya ayatımızın iç “H Serdar Saatm r. yo şu lu a erle bu Saat nımız da ols Sahne’de sizl ıdık. Çok yakı ... n ız ta m rı e d la ık çü Ü yd geçenler... 20:30 , hatta yok sa a biziz, geldiklerimiz n e zd e ünkü onlard rm Ç ö g ... ız m rı ile la b ık çamad nlar demek Ama asla ka adır onlar. O rç a p r e ğrulduk ir b n hamurdan yo hepimizde ı yn a , kü n nız çü ayıbımız; insa ız?” ın ıs farkında m
JOKER BO SAHNE Jo ke r, 18 Ha zir an ’d a Bo Sa hn e’ de ge rç ek le şe ce k. ‘’S ev di ği n işi ya p! Sa hn ed e en ço k se ni n de di ko du n ya pı lır ! Ev et , sa na sö yle di m se yir ci! İzl ed ikl er in in ar ka pl an ı he p da ha eğ le nc el i. Ki ms e du ym as ın ! Kü çü k bi r sır ve re yim size. ... Oy un cu de di ği n ne di r ki? Bir bi lse n ku lis ha lle rin i... Be n kim mi yim ? Be n de ko rc uy um , ye ri ge lir ko st üm cü yü m, be n as lın da .... mü dü rü m, ya ni kıs ac a Jo ke r.’ ’
Tarih
20 EYLÜL 2016 Saat
20:30
BEKARLIĞA VE
ÇEŞİTLİ MEKAN
LAR
DA
Elizabeth Coleman ’ın kaleme aldığı ve Akasya Asıltürkm tarafından uyarla en nan romantik kom ed i “Bekarlığa Veda” Sahne’de sahnelen Bo iyor. Düğünden ön ce son gece... En arkadaşların seni yakın gerçeklerle yüzle ştirsin ister miydi bu sihirli elbisenin n? “Kim büyüsüne kapılm ışken, birden bire plastik kutusuna çıkarıp koyabilir? Kim otuz üç yaşında, biyolo saatinin tik taklarıy jik la uykusuz gecele r geçirmek ister? değil... Ah o salak Ben peri masalları!
www.cekmekoymagazin.com
Tarih
22 EYLÜL 16 EKİM 2016 Saat
20:30
EKİM 2016 - 122. Sayı
47
Konser
GÖKHAN TEPE 28 EKİM 2016 JOLLY JOKER
Selami Şahin Jolly Joker İstanbul Çar, 12/10/16 Ceylan Ertem Jolly Joker İstanbul Per, 13/10/16 Emre Aydın Jolly Joker İstanbul Cum, 14/10/16 Cem Adrian Jolly Joker İstanbul Cmt, 15/10/16 Yaşar İpek Jolly Joker İstanbul Çar, 19/10/16 Nevzat Ak - Türkü Gecesi Jolly Joker İstanbul Per, 20/10/16 Yeni Türkü Jolly Joker İstanbul Cum, 21/10/16
MERVE ÖZBEY 02 KASIM JOLLY JOKER
Levent Yüksel Jolly Joker İstanbul Cmt, 22/10/16 Koray Avcı Jolly Joker İstanbul Çar, 26/10/16 Deniz Tekin Jolly Joker İstanbul Per, 27/10/16 Gökhan Tepe Jolly Joker İstanbul Cum, 28/10/16 Yaşar Jolly Joker İstanbul Cmt, 29/10/16 Merve Özbey Jolly Joker İstanbul Çar, 02/11/16 Özlem Çelik Jolly Joker İstanbul Per, 03/11/16 Fatma Turgut Jolly Joker İstanbul Cmt, 05/11/16
48
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
konser
Röportaj
MEHMET ERDEM 24 EYLÜL 22:00 JOLLY JOKER
Yaptığı şarkılarla büyük beğeni kazanan Mehmet Erdem, 24 Eylül’de Jolly Joker İstanbul sahnesinde... 2012 yılında yaptığı iddialı çıkış ile tüm ödülleri tek tek toplayan ve sayısız konsere imza atıp zirveden inmeyerek Türkiye müzik camiasının en saygın isimlerinden biri olmayı başaran Mehmet Erdem, önceki yıllarda Sony Music etiketiyle yayınladığı “Herkes Aynı Hayatta” ve “Hiç Konuşmadan” albümlerinden sonra yine Sony Music tarafından yayınlanan 3. stüdyo albümü “Hepsi Benim Yüzümden” ile sevenlerinin karşısında!
CEYLAN ERTEM 13 EKİM 21:00 JOLLY JOKER
Sevilen sanatçı Ceylan Ertem, 13 Ekim’de Jolly Joker İstanbul sahnesinde “Amansız Gücenik” adlı albümünden şarkılarını seslendirecek. “1999 yılında müzikal şarkıcılığı ve müzikoloji eğitimleri için İstanbul’a taşınan Ceyl’an Ertem, 2000 yılında rock grubu Anima’ya katıldı. 2006 yılında Sony Müzik etiketiyle ilk albümleri ‘Animasal’ yayınlandı. Phillipp Gropper ile Almanya’da, United Fools ile birlikte Fransa’da, Barana ile birlikte Hollanda’da müzik üretti, albüm kaydetti ve turneler gerçekleştirdi. 2010 yılında ilk solo albümü ‘Soluk’, 2012 yılında ise ‘Ütopyalar Güzeldir’ albümü yayınlandı. Her iki albüm de birçok eleştirmen tarafından olumlu yorumlar aldı ve yılın en iyi albümleri arasına girdi. Barana ile Amsterdam’da kaydettikleri Xenolopolis albümü Baykuş Müzik etiketiyle yayınlandı.
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
49
Sinema
YOK ARTIK Serinin ilk filminden 1 yıl sonra gelen Yok Artık 2’de, ilk filmdeki taksi muhabbetleri berber muhabbetiyle yer değiştirdi. Berber Adnan’ın (Şahin Irmak) dükkanında anlattığı hikayeler, plaza hayatından ve profesyonel dünyadan bıkarak her şeyi geride bırakıp köye yerleşen Merve’nin (Şebnem Bozoklu), işten çıkarılacağını öğrenince eli ayağına dolaşan ve kovulmamak için umutsuzca çırpınan Aykut’un (Cem Gelinoğlu), kızının sosyal medya hesaplarını kullanarak fenomen olmayı başaran İzzet’in (Zafer Algöz) ve kız istemeye gittikleri köyde karşılaştıkları sonrası müthiş bir şaşkınlık yaşayan Meriç’in (Onur Buldu) başlarına gelenleri izleyicilerle buluştuyor.
TRENDEKİ KIZ Eşinden ayrıldıktan sonra yeniden normal hayatına dönmeye çalışan Rachel Watson (Emily Blunt), her gün işe giderken bindiği trenle eski kocasıyla bir zamanlar birlikte yaşadığı, şimdi ise eski kocasının yeni ailesiyle birlikte yaşamayı sürdürdüğü evin önünden geçmektedir. Her seferinde aynı acıyı tekrar yaşamamak adına eve yakın başka bir evde yaşayan Megan Hipwell (Haley Bennett) ve Scott Hipwell (Luke Evans) çiftini dikkatle izlemeye, onların hayatlarıyla ilgili kendince yorumlar yapmaya başlar. Yine bir gün trenle oradan geçerken çok kötü birşeye tanık olur. Ertesi sabah uyandığında geceyle ilgili hiçbir şey hatırlamaz ve televizyonda Megan’ın kaybolduğunu öğrenir. 50 EKİM 2016 - 122. SAYI
PAMUK PRENS Türkiye’nin tanınmış ve hatta seyirciye mal olmuş oyuncularından Tamer Karadağlı, kariyerinde hep aynı rolle, taş fırın erkeği Haluk olarak anılmaktan sıkılmıştır. Farklı bir şeyler oynamak isterken beraber çalıştığı yapımcı Birol Güven’den taze bir dizi senaryosu için teklif gelir. Karadağlı, her türlü rolü oynayabileceğini herkese kanıtlamak için rolü kabul eder. Bu arada özel hayatında durduramadığı çapkınlıklarından dolayı ailesinden uzaklaşmıştır; zira eski eşi Arzu Balkan magazin haberlerine tahammül edemez.
PETE VE EJDERHASI Orman bekçisi olarak çalışan Grace (Bryce Dallas Howard), babası Meacham’ın (Robert Redford) çocuklara anlattığı ejderha hikayelerinin hiçbir doğruluk payı olduğunu düşünmemektedir. Ancak bir gün ormanda Pete (Oakes Fegley) adında yetim bir çocukla karşılaşır. Evi ve ailesi olmayan, başka çocuklara hiç benzemeyen Pete, ormanda Elliott adlı bir dostuyla yaşadığını söyler. Elliott’un bir ejderha olduğunu hayretle gören Grace, babası ve erkek arkadaşı Jack (Wes Bentley) ve onun kızı Natalie (Oona Lawrence), Elliott’ı yakalamaya kararlı Jack’in kardeşi Gavin’in (Karl Urban) planlarının suya düşmesi için ellerinden gelen tüm çabayı ortaya koyacaktır. www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
51
Astroloji
EKİM AYI BURÇ YORUMLARI facebook.com/siriusastroloji www.siriusastroloji.com
instagram.com/siriusastroloji
siriusastroloji@gmail.com
Klasik Astroloji Uzmanı Meltem Yalçındağ
Kişisel Harita Analizi ve Danışmanlık
Sevgili Koçlar ve yükselen burcu Koç olanlar, 1 Ekim’de meydana gelen Yeniay ile beraber özel hayatınız ve ilişkileriniz ile ilgili yeni oluşumlar ve güzel şanslar sizinle birlikte olacak, ilişkilerinizde kendinizi şanslı hissetmenizi sağlayacak. 7 Ekim tarihinden itibaren iletişim gezegeni Merkür’ün Terazi burcuna girmesi ile ikili ilişkilerinizde konuşmalarınız ve fikirsel paylaşımlarınız artmaya başlayacak. Bu dönemde ortaklaşa işlerinizle ilgili önemli anlaşmalar ve sözleşmeler karşınıza gelebilir. Yine ilişkilerinizde bir sorun varsa çözüm üretmek, bulmak ve bunu kullanmak adına bu ayı değerlendirebilirsiniz. 16 Ekim’de meydana gelen Dolunay hayatınızda önemli sonuçları ve kararları karşınıza getirebilir. Hem iş hem de ilişkiler açısından birtakım hassas oluşumlar yaşayabilirsiniz. Yönetici gezegeniniz Mars’ın ay boyunca kariyer evinizde ilerlemesi ile kariyerinizde güçlü ve etkili oluşumların içinde yer alabilirsiniz. Bu dönemde enerjinizi toplumu veya grubu ilgilendiren konulara harcayabilirsiniz. Güneş’in 23 Ekim’den sonra Akrep burcuna geçmesi ile hayatınızda ortaklaşa para konuları, kredi, vergi, alacak-verecek dengesi daha fazla önem kazanmaya başlıyor. Merkür’ünde bu alana girmesiyle beraber finansal konuları konuşmak, plan yapmak ve bu konularda belirli stratejiler geliştirmek isteyebilirsiniz.
KOÇ
Sevgili Boğalar ve yükselen burcu Boğa olanlar, 1 Ekim’de meydana gelen Yeniay sizin iş, hizmet ve sağlık alanlarınızda gerçekleşecek yani işinizle ilgili her türlü konudaki yeni başlangıcınızı, adımlarınızı, plan ve projelerinizi ortaya koymak için sizi destekliyor olacak. 7 Ekim tarihi itibariyle artık iş alanlarınızdaki becerilerinizi daha fazla ortaya koyacağınız bir sürece giriyor olacaksınız. Bir yandan da dengeli adımlarla iş arkadaşlarınızla iletişiminiz artabilir, plan ve projeleriniz devreye girebilir. 16 Ekim’de meydana gelen Dolunay sizin kadersel alanınızda gerçekleşerek etrafınızda beklenmedik konu ve olayların cereyan ettiğini görebilirsiniz. Bu süre zarfında gizli düşmanlıklar oluşabilir ya da bir olayın iç yüzünü öğrenebilirsiniz. 23 Ekim’den sonra tam anlamıyla özel hayatınız devreye girmeye başlıyor. Merkür’ünde bu alana geçmesiyle beraber artık özel hayatınızı daha fazla konuşur hale geleceksiniz. Bir yandan da iş bağlantılarınız devam ederken ortaklaşa iş alanlarınızda daha derin, daha dönüştürücü ve araştırmacı yapınızı ortaya koymak isteyebilirsiniz. 30 Ekim’de artık parasal sorumluluklar önem kazanıyor. Hayatınızla ilgili bir borcun altına girmek, belki de işinizi daha fazla geliştirmek için bir parasal sorumluluğun altına girmek önem kazanabilir.
BOĞA
Sevgili İkizler ve yükseleni İkizler olanlar, 1 Ekim’de meydana gelen Yeniay ile beraber aşk hayatınızda önemli kararlar alabilir, yeni
İKİZLER adımlar atabilirsiniz. Yine çocuklarla ilgili önemli karar ve adımlarınızı 1 Ekim’den itibaren vermek size fayda sağlayabilir. Ayrıca
Borsada yatırım yapmak, dövize dayalı işlerle uğraşmak için son derece uygun bir dönem. 7 Ekim tarihi itibariyle parasal işlerinizle ilgili ya da daha yaratıcı işlere dayalı parasal konuşmalar veya görüşmeler gündeme gelebilir. Özellikle 11 Ekim tarihi sizin için oldukça olumlu bir tarih. Aşk hayatınızda sevdiğiniz insanlarla paylaşımların yüksek olacağı ve destek göreceğiniz bir gün olacak. 16 Ekim’de meydana gelen dolunay sizin sosyal çevre alanlarınızda gerçekleşiyor. Arkadaşlarınızla olan bağlantılarınız ve ilişkileriniz bu dolunayda önem kazanarak birtakım önemli ve beklenmedik gelişmeler yaşamanızı sağlayabilir. Bu süreçte konuşulanlar ve söylenilenler sizin için önemli olacak. 19 Ekim tarihi dikkat etmeniz gereken bir tarih. Öfkenizi kontrol etmekte zorlanabilirsiniz bu yüzden de tehlikeli yerlerden ve ortamlardan uzak durmaya çalışın. Ayrıca bu dönemde önemli ameliyatlardan kaçınmakta da fayda var. 23 Ekim tarihi itibariyle artık iş hayatınıza daha fazla vakit ayırmaya başlayacaksınız. İş hayatınız daha fazla önem kazanmaya başlayarak plan ve projelerinizi geliştirme imkanı verecek.
YENGEÇ
Sevgili Yengeçler ve yükseleni Yengeç olanlar, 1 Ekim’de oluşan Yeniay, aile hayatınızda güzel gelişmeleri, önemli karar ve başlangıçları uygulayacağınız bir dönemi işaret ediyor. Yerleşimle, evle ilgili konular önem kazanarak, almak ya da kiralamak istediğiniz bir yer var ise hemen harekete geçebilir emlak işlerinde önemli yatırımlar yapabilirsiniz. İletişim gezegeni Merkür’ün de Terazi burcuna geçmesi ile aile arasında iletişimin artarak özel hayatınızı yeniden yapılandırmak, aranızda bir sorun varsa bunları halletmek için de uygun bir süreç olacak. Kariyerinizle ilgili önemli sonuçlar, önemli durumlar, beklenmedik olaylar karşınıza gelebilir. 19 Ekim’de ise kendinizi güçlü duygular içinde hissederek duygusal hareket edeceksiniz. 23 Ekim itibariyle aşk hayatınız ön plana çıkarak bu konularda kendiniz daha fazla göstermek isteyebilir bu süreçte belki yeni teklifler alabilir ya da planlar yapabilirsiniz. 26 Ekim’de hem iş hayatınızdaki davranışlarınız sayesinde beraber çalıştığınız insanların ve patronlarınızın ilgisini çekebilecek, hem de aile hayatınız için neler yapacağınızı rahatlıkla göstereceğiniz kendiniz ortaya koymak istediğiniz bir gün olacak. Sevgili Aslanlar ve yükseleni Aslan olanlar, 1 Ekimde oluşan Yeniay, yakın çevrenizde olup bitenlerle ilgili konu ve olayları hızlandırarak iletişiminiz yoğunlaşacağı bir dönemi işaret etmektedir. İletişim, satış, reklam, pazarlama ve ulaşım işlerinde herhangi biriyle uğraşıyorsunuz bu konularda yeni adımlarınızı ve yeni projelerinizi hayata geçirebilirsiniz. 7 Ekim’den itibaren özellikle iletişimsel konularda önemli anlaşmalar, görüşmeler ve konuşmalara hazırlıklı olun. Birden fazla işle uğraşmak, kısa yolculuklar yapmak, kısa vadeli bilgi alışverişlerinizde bulunmak için uygun bir zaman dilimine giriyorsunuz. 16 Ekim’de önemli bir dolunay devreye giriyor. Yakın zamanda çevrenizde iletişimsel konularda başlattığınız işlerinizin karşılığını bu dolunayda almaya meyilli olacaksınız. Hızlı beklenmedik oluşumlar karşınıza gelebilir özellikle medya, eğitim, hukuk ya da yabancıları ilgilendiren konularda yeni teklifler, anlaşmalar gündeminize gelebilir. 19 Ekim’de iş hayatınızda güçlü ve etkili insanlarla olan işbirlikleri devreye girebilir. Bu süreci iyi değerlendirmekte fayda var. 23 Ekim itibariyle artık ev, aile ve yuva alanlarınıza odaklanacaksınız. İletişim gezegeni Merkür’ün de bu alana girmesi ile beraber aile ortamlarınızda konuşmalar, görüşmeler, anlaşmalar, bazı eski konuların gözden geçirilmesi gibi durumlar öne çıkabilir. Ayrıca emlak alım satım işleri de bu süreçte devreye girebilir.
ASLAN
52
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Astroloji Sevgili Başaklar ve yükseleni Başak olanlar, 1 Ekim’de para evinizde oluşan Yeniayla birlikte maddi konulardaki kararlarınızı ve düşüncelerinizi uygulamaya geçebilirsiniz. Onbeşgün boyunca ticari konularda önemli hareketlenmeler yaşayabilirsiniz. Elinize geçen parayla yatırımda bulunmak için oldukça uygun bir dönem. 7 Ekim’den itibaren yönetici gezegeniniz Merkür’ün Terazi burcuna girmesi ile parayı idare edebilme ve para kazanma becerileriniz artabilir. Finansla ilgili konularda daha pratik çözümler üretebileceğiniz gibi, gelirlerinizi daha da arttırmak için birtakım girişimlerde bulunabilirsiniz. 16 Ekim’de önemli bir dolunay meydana geliyor. Aybaşında başlattığınız parasal girişim ve işlerinizin karşılığını almaya hazırsınız. Özellikle sponsorluk ve parasal konularda anlaşmalar varsa bu dolunayda önemli sonuçlar karşınıza gelecek. 23 Ekim’den sonra artık yakın çevrenize odaklanacaksınız. Akrabalarınız, kardeşleriniz, yakın çevrenizde kim varsa onlarla olan ilişkileriniz ve bağlantılarınız önem kazanacak. Bir yandan da kendinizi geliştirmek adına eğitim ve kurslara katılmak için uygun bir döneme girmektesiniz. Bu dönemde kendinizi yazma ve konuşma yolu ile daha fazla ifade etmek, daha fazla görüşmeler yapma isteği duyabilirsiniz.
BAŞAK
Sevgili Teraziler ve yükseleni Terazi olanlar, 1 Ekim’de gerçekleşen Yeniay ile birlikte artık bir yıl boyunca hareket edeceğiniz konularda, yeni kararları ve başlangıçları devreye sokabilirsiniz. Kişisel kararlarınızla Jüpiter’den aldığınız güzel desteklerle hayatınızda kalıcı adımlar atmasını başaracaksınız. 7 Ekim tarihi itibariyle konuşma ve görüşmeleriniz hızlanarak güzel fırsatlar yakalayacağınız bir döneme giriyorsunuz. 16 Ekim’de meydana gelen dolunay, özel hayatınızla ilgili önemli konuları ve kararları karşınıza getirebilir. Belki de partnerinizin hayatındaki birtakım oluşumlar, değişimler sizin hayatınızı etkileyebilir. Birkaç gün boyunca eğer bir sıkıntı yaşamak istemiyorsanız ve ilişkinizi devam ettirmek istiyorsanız dikkatli adımlar atın. 19 Ekim tarihinde ev, aile, yuva alanlarında gücünüzü etkili bir şekilde kullanabilirsiniz. Aynı zamanda enerjinizin yükseldiği bir dönem olduğu için özellikle hareketlerinizde ve davranışlarınızda abartı ön plana geçeceği için enerjinizi kontrollü kullanmaya özen göstermeye çalışın. 23 Ekim tarihi itibariyle artık kimliğinizi parasal konulara kaydırmaya başlıyorsunuz. Parasal girişimleriniz ve yatırımlarınız için oldukça uygun bir zaman dilimine giriyorsunuz.
TERAZİ
Sevgili Akrepler ve yükseleni Akrep olanlar, 1 Ekim’de meydana gelen Yeniay sizin kadersel alanınızda oluşmaktadır. Kontrolünüzün dışında gelişecek olaylara karşı dikkatli olmanız gerektiğini anlatmaktadır. Bu süreçte hesapta olmayan birtakım gelişmeler, gizli düşmanlıklar ya da istenmeyen birtakım olaylar canınızı sıkabilir. Böyle zamanlarda olayları akışına bırakmak ve gözlemlemek daha iyi olacaktır. 16 Ekim’de meydana gelen dolunay iş, hizmet ve sağlık alanlarınızda önemli sonuçları ve kararları karşınıza getirebilir. Yeni bir iş teklifi ya da iş değişikliği söz konusu olabilir. 23 Ekim itibariyle artık kendinize olan güveniniz yerine gelmeye başlıyor. Kendinizi daha fazla ifade ederek daha fazla ortaya koyabileceğiniz bir dönem başlıyor sizin için. Bu dönem maddi anlamda da şans ve fırsatların size aktığı bir süreç olacak, ancak borsa gibi riskli yatırım ve işlerde bulunmamanızı tavsiye ederiz. Parasal sorumluluğunuz artacağı bu dönemde hayatınızı ilgilendiren çok önemli karar ve başlangıçlarınızı devreye sokabilirsiniz. Bu karar ve başlangıçlar aynı zamanda aşk hayatınızda içeriyor olacak. Eşinizin hayatındaki parasal değişimler, sizin hayatınızı da parasal olarak etkileyebilir.
AKREP
Sevgili Yaylar ve yükseleni Yay olanlar, 1 Ekim’de meydana gelen Yeniay sosyal çevrenizi etkilemektedir. Bu Yeniay ile beraber yeni çevreler, yeni gireceğiniz ortamlar size hayatı mutlu ve iyimser bir şekilde algılatabilir. Özellikle yeni kuracağınız ilişkiler aile hayatınızı da oldukça etkileyebilir. Yine 7 Ekim tarihi itibariyle arkadaşlarınızla daha fazla iletişim içerisinde olarak sosyal ortamlarda organizasyon ve aktive işlerinde yer alabilirsiniz. 16 Ekimde meydana gelen dolunay ise sizin aşk hayatınızı etkilemektedir. Özel hayatınıza daha fazla dikkat etmeniz gereken bir sürece gireceksiniz. Birkaç gün boyunca bu alanda hassaslıklar yaşayabilirsiniz. Özel hayatınıza daha fazla vakit ayırmak isterken kendinizi sosyal ortamlarda ya da yeni işler içerisinde bulabilirsiniz. 19 Ekim tarihinde parasal konularda güçlü işbirlikleri söz konusu olabilir. Beklenmedik insanlardan göreceğiniz güç ve destekler para gücünüze daha da büyük kazanımlar sağlayabilir. 23 Ekim’den itibaren artık kimliğinizi geri çekmeye başlayacaksınız. Bu dönemde özellikle girişim kararları almamak, riskli girişimlerde bulunmamak önemli olmalı. Yine bu dönemde gizli düşmanlıklar ve kıskançlıklar gündeminizde yer alabilir.
YAY
Sevgili Oğlaklar ve yükseleni Oğlak olanlar, 1 Ekim’de meydana gelen Yeniay ile beraber kariyer hayatınızda çok önemli konular hız kazanarak, kariyeriniz ile ilgili konularda, karar vermeniz gereken alanlarda önemli başlangıçlar ve kararlar söz konusu olacaktır. 7 Ekim tarihinden itibaren kariyerinizi bağlayan konularda eğitim almak, yeni teknikler öğrenmek, kendinizi dengeli bir şekilde ifade etmek önem kazanırken otoriteyi temsil eden insanlarla daha fazla iletişim halinde olacaksınız. Bu süreçte iş görüşmeleri, anlaşmaları, konuşmaları ve toplantıları daha fazla ön plana geçebilir. 16 Ekim tarihinde önemli bir dolunay meydana gelecektir. Bu dolunay sizin ev, aile ve yuva alanlarınızı etkileyecektir. Bu zaman zaman sizi zorlayabilir, iş ve aileniz arasında denge kurmakta problem yaşayabilirsiniz. 23 Ekimden itibaren artık kendinizi sosyal aktivite ve organizasyonlarda göstererek daha fazla arkadaşlarınızla iletişim halinde olabilirsiniz. Geleceğe dönük işlerinizi oluşturacağınız ve plan yapacağınız bir dönem olabilir.
OĞLAK
Sevgili Kovalar ve yükseleni Kova olanlar, 1 Ekim’de meydana gelen Yeniay ile yabancılarla yapılacak seyahatler, eğitim, hukuk, ticaret ve medya ile ilgili konularda yeni uygulamalar ve kararlar alabilir ve Jüpiter’den alacağınız destek ile de karşılaştığınız fırsatları değerlendirebilirsiniz. 7 Ekim tarihi itibariyle fikir ve görüşlerinizi daha fazla etrafınızdaki insanlarla paylaşmak, eğitimsel konulara kendinizi vermek isteyebilir, ufkunuzu geliştirecek seyahatlere çıkabilirsiniz. 16 Ekimde meydana gelen dolunay sizin yakın çevre, akraba ve kardeşlerle olan ilişkilerinizi etkilemektedir. Bu dolunay ile birlikte ilişkilerinizde birtakım fikir ayrılıklarına ve güç çekişmelerine hazır olmalısınız. Bu süreçte duygusal, hassas kararların karşınıza gelmesi söz konusu olabilir. 23 Ekim itibariyle artık kendinizi iş ve kariyer konularına odaklı bulacaksınız. Kendinizi, kimliğinizi işinizde göstermek, kariyerinizde ön plana çıkmak, bir statü kazanmak sizin için oldukça önemli olacak. Güçlü insanlardan destek alacağınız ve daha fazla toplumsal konular ve olaylarla ilgileneceğiniz bir döneme giriyorsunuz. Özellikle 27 Ekim tarihi iş ve kariyer açısından oldukça şanslı etkilere sahip bir tarih önemli görüşme ve toplantılarınızı bu tarihe getirmeye çalışın.
KOVA
Sevgili Balıklar ve yükseleni Balık olanlar, 1 Ekim’de meydana gelen Yeniay ile beraber ortaklaşa parasal konularda oldukça güzel etkiler altında olacaksınız. Karşınıza gelen teklifi en güzel şekilde değerlendirebilir, elinize geçen parayı yatırıma dönüştürebilirsiniz. 7 Ekim tarihiyle artık yatırımlarınızı devreye sokarak para konularında konuşmaların ve görüşmelerin artacağı bir döneme giriyorsunuz. Ayrıca ruhani konular, gizemli ve mistik konular da ilginizi çekmeye başlayabilir. 16 Ekim’de önemli bir dolunay meydana geliyor. Bu dolunay ile beraber kendi parasal ve finansal durumunuza odaklanabilir, yapacaklarınızı gözden geçirebilirsiniz. Uzun zamandır beklediğiniz bir para var ise karşınıza gelebilir ama bu para, geldiği gibi başka harcamalara da gidebilir, dengeyi iyi ayarlamaya çalışın. 23 Ekim itibariyle odak noktanız daha çok seyahatler, eğitim ve uluslararası ticaret konuları olacaktır. Bu konularda özel görüşmeler ve toplantılar gündeminizde yer alabilir. Ayrıca uzakta bulunan akrabalarınızdan da önemli haberler karşınıza gelebilir. Özel hayatınıza daha fazla vakit ayırmak isterken kendinizi sosyal ortamlarda ya da yeni işler içerisinde bulabilirsiniz.
BALIK
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
53
Bulmaca
Kutucuklarda çıkan harfleri; AÇIK ADRES, TELEFON NUMARASI, ADINIZ SOYADINIZ ile birlikte pazarlama@ cekmekoymagazin.com adresine e-mail olarak gönderin. 3 adet Mini Kulaklıklı MP3 Çalar’dan birini kazanma şansını yakalayın. Kazanan kişiler istedikleri zaman hediyelerini, hiçbir yükümlülük gerektirmeden kullanabilirler / alabilirler. Kazananların isimleri Kasım ayı sayısında açıklanacaktır. Kazanan 3 kişi, cevabı e-mail olarak gönderenler arasında yapılacak kurada belirlenecektir. (Kutucuklardaki cevap herhangi bir anlam içermeyebilir)
Bu ın Ay yesi di He
Geçen Ay Kazananlar DİDEM GAMLI / ESNAF SAKİNE CANSIZ / CASA GRANDE İHSAN BEYCEN / AQUA CITY
ÖDÜLLÜ ÇENGEL BULMACA
SUDOKU
54
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
55
Röportaj
56
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
EKİM 2016 - 122. Sayı
57
Röportaj
58
EKİM 2016 - 122. SAYI
www.cekmekoymagazin.com