Röportaj
Çekmeköy Gönüllüleri Derneği Cumhuriyet Bayramı’nı ve Kuruluş Yıldönümlerini Coşkuyla Kutladı. Vücudunuzu Kısa Sürede Yeniden Şekillendirebilirsiniz Memorial Hastanesi Op. Dr. Mehmet Gökhan Şahin
İlkbahar/Yaz 2017 Sezonunun En Favori 20 Ayakkabısı Policromia Saat Koleksiyonu
Merve Engin Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
Crossfit, FMS ve SFMA Görkem Aslan Mayadrom Sports Center
Elysium Garden’da “29 Ekim ve Yaza Veda Partisi” Coşkuyla Yapıldı Neden Eskidji Bazaar Sancaktepe? İyi Anne-Baba Olmak İçin İyi Dinleme Nasıl Olmalı? Dr. Nesli Güven Dünya Koleji
Evidea Sitesi’nde Cumhuriyet Bayramı Coşkusu KASIM 2016 - 123. Sayı
3
Rรถportaj
4
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
1
Rรถportaj
2
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
3
Rรถportaj
4
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
5
İçindekiler 12 Moda / İlkbahar/Yaz 2017 Sezonunun En Favori 20 Ayakkabısı Delfina Delettrez Fendi’den Policromia Saat Koleksiyonu/Les Benjamins’17 14 Çekmeköy’e Dair / Çekmeköy Gönüllüleri Derneği Cumhuriyet Bayramı’nı ve Kuruluş Yıldönümlerini Coşkuyla Kutladı. 16 Yaşam & Sağlık / Crossfit, FMS ve SFMA / Görkem Aslan Mayadrom Sports Center 20 Çekmeköy’e Dair / Elysium Garden'da “29 Ekim ve Yaza Veda Partisi” Coşkuyla Yapıldı 22 Yeme & İçme / Kebabın Nam-ı Nam-ı Kebap 24 Çekmeköy’e Dair / Evidea Sitesi’nde Cumhuriyet Bayramı Coşkusu 26 Alışveriş / Neden Eskidji Bazaar Sancaktepe Neden EB Çekmeköy Advertorial ORJ.pdf
1
1.11.2016
14:47
28 Röportaj / Merve Engin 36 Çocuk / İyi Anne-Baba Olmak İçin İyi Dinleme Nasıl Olmalı? Dr. Nesli Güven / Dünya Anaokulu 40 Sağlık & Güzellik / Vücudunuzu Kısa Sürede Yeniden Şekillendirebilirsiniz Memorial Hastanesi/Op. Dr. Mehmet Gökhan Şahin 42 Eğitim / EKS Mutfak Akademisi - Masterpiece / Dans Edenler - Dinler Tarihi
C
M
Y
44 Sahne Sanatları
CM
MY
CY
CMY
K
46 Konser 48 Sinema 50 Astroloji / Klasik Astroloji Uzmanı Meltem Yalçındağ 52 Bulmaca
6
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
7
Editör ATAMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ... İMTİYAZ SAHİBİ 2M Danışmanlık ve Reklam Ajansı Adına Muharrem ÇAĞIL YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ (Sorumlu) Muharrem ÇAĞIL GENEL YAYIN ve SANAT YÖNETMENİ Cansu BERK YAYIN KURULU Muharrem ÇAĞIL Rahmi ÇAĞIL Av. Toyhan GİRGİN Müh. Rıza CÜCE Öğrt. Sertaç ULU Av. Mete AKKAYA Meriç GÜNDOĞAN GÖRSEL TASARIM Meriç GÜNDOĞAN BASIM YERİ Özlem Matbaacılık ve Reklacılık Ltd. Şti. ULAŞTIRMA & LOJİSTİK Şeref BULUT Sami Onur KAHRAMAN YÖNETİM Mehmet Akif Mah. Recep Ayan Cad. No:9/B Çekmeköy / İSTANBUL REKLAM PAZARLAMA Ünsal ÇAĞIL 0216 640 43 43 0535 983 01 41 Çekmeköy Magazin dergisi Çekmeköy Magazin Dergisi
www.cekmekoymagazin.com pazarlama@cekmekoymagazin.com Yazı ve fotoğrafların tüm hakları Çekmeköy Magazin Dergisi’ne , yayınlanan reklamların sorumluluğu ilan sahibine aittir.
8
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
9
Rรถportaj
10
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
11
Moda
Delfina Delettrez Fendi’den Policromia Saat Koleksiyon...u
İLKBAHAR/YAZ 2017 SEZONUNUN EN FAVORİ 20 AYAKKABISI Balenciaga’nın tayt-çizmeleri, Valentino’nun topuklu puantları, Saint Laurent’in ikonik YSL topukları, Dior’un tutku bantlarıyla işlenen ayakkabıları ve daha fazlası. İlkbahar/Yaz 2017 sezonundaki ayakkabılar birbirinden iddialı ve renkli. Maison Margiela, Stella McCartney ve Chanel gibi fütüristik adımları tercih eden markaların yanı sıra, yüksek modanın topukları gelecek yaz romantik hikayeler de anlatacak. Gucci, Erdem ve Alexander McQueen bu hikayelerin başında.
Fendi, Italyan mücevher tasarımcısı Delfina Delettrez Fendi işbirliği ile yaratılan “Policromia” serisi ile mücevher ve saat dünyasında yeni bir sayfa açıyor. Fendi tarafından bu yılın en önemli mücevher ürünü olarak gösterilen Policromia serisi, ilk kez Basel’de moda ve sanat severlerin beğenisine sunuldu. Antik Yunan ve Roma’dan esinlenilerek yaratılan Policromia serisi, Fendi’nin üstün el işçiliği ve değerli mücevherlerin birleşimi ile hayata geçirildi.
LES BENJAMINS’17
Les Benjamins’in kent yaşamını kabile yaşamıyla harmanlayarak yeni hayata dair vizyonunu sürreal bir dilde yorumladığı İlkbahar/Yaz’17 koleksiyonu, Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul kapsamında özel bir sunumla sergilendi. Kabile kültürünü temsil eden Tuareg halklarının Afrika çöllerinden yürüyerek geçen erkeklerini cesur bir renk ve dokuyla “Mavi Erkekler” olarak sunuyor. Doğal ve teknik kumaşlardaki yeni ilerlemeler modern antik çağın görkemli hissini uyandırırken; Les Benjamins gardırobunun atletik siluetini güçlendiriyor. Tasarımcı Bünyamin Aydın, Tuareg üniformalarının canlı mavi “Alasho” tonlarına, bu tonlara eşlik ettirdiği siyah, mor ve Sahra’nın kumlu çöl tonlarıyla saygı duruşunda bulunuyor. Vücut boyama ritüeliyse, çarpıcı ve çağı yakalayan bir etkiye ulaşmak için Afrika’ya özgü hayvan desenlerini; zebra çizgilerini ve leopar beneklerini renk bloklarıyla buluşturan kumaşlarda, göz alıcı fırça darbeleriyle gözlemleniyor. Koleksiyonda bomber ceket, sweatshirt gibi parçalar maskülen bir gardıroba göz kırparken; harem şortu, pantolonu ve geleneksel şalvarı da yeniden yorumluyor. 12
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
13
Çekmeköy’e Dair
Çekmeköy Gönüllüleri Derneği Cumhuriyet Bayramı’nı ve Kuruluş Yıldönümlerini Coşkuyla Kutladı. Çekmeköy Gönüllüleri Derneği, Cumhuriyet’in 93. kuruluşunu ve dernek kuruluşunun 13. yıldönümünü, her yıl olduğu gibi bu yılda mahalle sakinleriyle birlikte, geleneksel fener alayı etkinliği ile coşkuyla kutladı. 28 Ekim günü, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Taşdelen Meydanı’nda düzenlenen törene Başkan Canan Oğuz ve Gönüllüler katıldı. Atatürk Anıtı'na çelenk koyarak, saygılarını sundular. 29 Ekim akşamı, dernek önünde yürüyüş için toplanıldı. Fener alayı, davul-zurna sesleri ve halaylarla başladı. Etkinliğe, "Boğaziçi Müzik Organizasyon Bando Grubu” da katılarak müzikleriyle geceyi renklendirdi. Yürüyüşün coşkusuna mahalle sakinleri, cam ve balkonlardan bayraklarını sallayarak, selamlayarak katıldı. Kimi mahalle sakinleri de yürüyüşe bizzat katıldı. Cumhuriyet bayramı için yapılacak gece yürüyüşü ve sadece CHP’nin resmi izin aldığı fener alayı etkinliğine, dernek merkezinde ellerinde fener ve bayraklarıyla toplanan ÇGD gönüllülerinden oluşan grup, Madenler Meydanı'nda davul-zurna eşliğinde katılarak Doğa Parkı’na kadar yürüdü. Oradan Boğaziçi Müzik Organizasyon Bando Grubu eşliğinde Mecidiye Parkı’na gelindi. Bando’nun verdiği konsere marşlar söylenerek ve halaylar çekilerek eşlik edildi. Etkinlik sonunda konuşan ÇGD Başkanı Canan Oğuz; “29 Ekim 1923 tarihinin, İstiklal Savaşı'mızın sonunda kazanılan zaferin, bağımsız ve çağdaş devletle taçlandırılması, özgür yurttaşlardan oluşan bir toplumun inşa edilmesinin önünün açılması anlamına geldiğini belirtti. Bu nedenle, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına şükran duyduklarını, o günkü heyecanı, coşkuyu, azmi aynı şekilde paylaştığını“ söyledi. Cumhuriyetimizin 93., Derneğimizin 13. Kuruluş Yılını, hep birlikte kutluyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirtip, saygı ve sevgi ile selamlayarak konuşmasını tamamladı. Katılımcıları, bugüne kadar ülkemizin bağımsızlığı, tüm yurttaşların özgürlüğü için çalışan, çağdaş uygarlık yolunda gelişmesine katkıda bulunan tüm kahramanlarımızın anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunmaya davet etti.
14
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
SİHİRLİ ORMAN ANAOKULLARI
7. ŞUBESİ İLE ALEMDAĞ’DA AÇILDI l e z Ö a ş ı l ı ç r A a l t a y i F
Akıl Oyunları Gems Atölyesi Sanat Atölyesi Doğa Atölyesi Bilim Atölyesi 5 gün İngilizce Mutfak Atölyesi Lego-Robotik Müzik-Orff Modern Dans Bale
Sizleri Okulumuza Bekliyoruz Gsm: 0535 375 35 35 Tel: 0216 225 06 35 - 0850 582 15 35 Websitesi: www.sihirliormananaokullari.k12.tr 15 www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
CROSSFIT, FMS VE SFMA... Yaşam & Sağlık
Tüm Crossfit egzersizleri fonksiyonel hareketlere dayalıdır ve bu hareketler cimnastik, halter, koşu, kürek branşlarıdır. Bunlar hayatın temel hareketleridir. Antrenmanın yoğunluğu sonuçlar için esastır daha fazla işi daha kısa sürede yapmak, ya da daha yüksek güç çıkışı. Genel olarak, CrossFit amacı, ölçülebilir gözlemlenebilir ve tekrarlanabilir sonuçlar tarafından desteklenen geniş, genel ve kapsayıcı uygunluğunu taklit etmektir.
Crossfit herkese uygun mudur? Olimpik kaldırış kişiye uygun olmalıdır. Etkili ve yaralanma riski olmadan kaldırabilmek için özel anatomik yapıya sahip olmak gerekir. Kalça ve omuzlarda sahip olunması gereken özel esneklik birçok kişide genetik mirastır. Ne kadar germe yaparsa yapsın bazı insanlar, deep squat yapmak ve barı başının üstünde tutabilmek için uygun kalça ve omuz eklem anatomisine sahip olmamaktadırlar. Ancak buna rağmen denediklerinde, meydana gelen kompansatuar mekanizma yaralanma mekanizmalarını tetikleyecektir.”Bazen grup fitnes ortamında gerekli dikkati çalıştırdığınız kişilere verebilmek zor olabilmektedir. Ancak FMS sertifikalı antrenör, başlangıçta kişilerin hareket paternlerini test ederek kimlerin teknikleri öğrenmeye hazır ve yeterli olduğunu belirleyebilir. Kimse CrossFit’in insanları "Daha Sık Hareket Etme"ye (Move Often) yönelik cesaretlendirdiğinden kuşku duymaz, ancak bu sporculara "Doğru Hareket Etme"yi (Move Well) öğretmek bizim sorumluluğumuzdur.
FMS VE SFMA NEDİR? Bir insanı hareketi üzerine ele aldığımızda, çoğu zaman hareketin kalitesini düşünmeyiz. Bunun yerine ne kadar sıklıkla egzersiz yaptığı, egzersiz sırasında neler yaptığı gibi egzersizin ve çalışmanın kalitesi üzerine yoğunlaşırız. Ancak hareketin kailtesi veya hareketin kalitesinin belirleyicileri üzerinde durmayız. Egzersiz ve çalışmalar üzerine odaklanırken kişinin kişisel hareket kalitesini değerlendirmede, belirleyicilerin aslında bilinmeyen gerçekler olarak saklı kaldığını fark etmekteyiz. Hareket kalitesini değerlendirmede standartları nasıl belirleriz? Kişinin hareket yeteneğinin geliştirilmesi için kişisel egzersiz programlarını nasıl planlayabiliriz? Hareket hakkında standartlar belirleyerek başlayabiliriz. >>>
16
KASIM 2016 - 123. SAYI
Görkem Aslan
Crossfit Eğitmeni/Egzersiz Uzmanı Functional Movement System Türkiye Eğitmeni
MAYADROM SPORTS CENTER
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
17
Yaşam & Sağlık Benzer şekilde diğer çalışmalarda FMS Deep Squat testinden tam puan alabilen kişilerin, daha düşük puan alanlara kıyasla performans gelişiminde daha ileri seviyede olduğu gösterilmiştir… FMS skorları ile yaşın karşılaştırıldığı bir çalışmada, 20-50 yaş aralığında ortalama FMS toplam skorunun 15 olduğu ve her 10 yılda bu skorun 1.5 gerilediği belirtilmiştir.
İlk önce belirlenmesi gereken bu yöntemin güvenilirliği. FMS’in güvenilirliğinin belirlenmesindeki testlerde sadece Composite (7 testin toplam skoru) skora bakmamak gerekir. Composte skor aslında oldukça güvenilirdir. Diğer bir farklılık 7 testten her birini ayrı ayrı değerlendirdiğimizde ortaya çıkmaktadır. Bu testleri doğru skorlamada güvenilirlik kriterleri belirlemek önemlidir.Yani testi uyguladığınız kişi ya da sporcu testin nasıl yapıldığını bilmelidir. FMS testleriyle ilgili diğer bir konu başlığı, yaralanma tahminidir. Fonksiyonel Hareket Analizi FMS yaralanma risklerini tayin eden bir tarama yöntemi değildir. Hareket kalitesindeki eksiklikleri belirleyen bir tarama ve değerlendirme metodudur. Bununla birlikte, FMS toplam skor (composite skor) 14’ün altında olduğunda belirli yaralanmalar için riskin yüksek olduğu bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.Yaralanma risk değerlendirme üzerine yapılan bilimsel çalışmalar her tür popülasyonda gerçekleştirilmiştir. Amerikan futbolu oyuncularında, askerlerde, itfaiyecilerde vs. çeşitli uzunluktaki düzeltici korektif çalışma programları sonrası FMS
18
KASIM 2016 - 123. SAYI
toplam skor değişimlerine bakıldığında. 6 haftadan itibaren skorlarda anlamlı değişiklikler gözlenmeye başlanmıştır. Düzeltici programlarda genel hareket eğitimi yapıldığında skorlarda anlamlı değişimin gözlemlenmediği belirtilmiştir. Ancak ardından yapılan devam çalışmasında genel hareket eğitimi değil de eksikliklere özel FMS düzeltici egzersiz programlarıyla 4. haftadan itibaren değişimler gözlenmeye başlamıştır. Hareket kalitesi ve FMS skorlarını geliştirmede genel ya da rastgele egzersiz programlarının sonuca etkisi olmadığı çalışmalarda gösterilmiştir. Bunun yerine FMS düzeltici programlarının kişisel eksikliklere göre doğru planlanması önemlidir. FMS’in performans üzerine etkisi ile ilgili bilimsel çalışmalara bakacak olursak: Performans ile FMS skorları arasında korelasyon bazı çalışmalarda gösterilmiştir. Amerika Atletizm Takımı üzerinde yapılan çalışmalarda toplam FMS skoru 15 ve üzeri olan sporcuların ulaşabilecekleri en iyi performans olma olasığının, 15’in altında olanlardan daha yüksek olduğu belirtilmiştir.
Diğer çalışmalarda aşırı kilolu çocukların, normal kilodaki çocuklara göre temel hareket paternlerine sahip olma yeteneklerinin daha geride olduğu gözlenmiştir. Hareket yeteneğinde limitasyona sahip insanları değerlendirebilmek için nasıl bir ölçüm yöntemine sahip olmalıyız; ayak bileği mobilitesinin omuz mobilite skorlarıyla körele olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Daha az dorsifleksiyon açısına sahip insanlar, omuz mobilitesinde daha düşük skorlar ortaya çıkarmıştır. Bunun tam olarak bize ne anlattığından emin olmamakla birlikte, bu bağlantılar hareket paternlerinin birbiriyle nasıl bağlantıda olduğu sorusunu aklımıza getirmeli ve bu soruyu bize sordurmalıdır.Yine fonksiyonel hareket paternlerini ve hareket yeteneğini değerlendirmeyi askeri birliklerde kullanarak, ne zaman koşmaya hazır olduklarını belirlemektedir. Yaralanma riski yüksek olanları bu yöntemle tespit edilebilmektedir. Yine aynı amaçlarla biz de FMS değerlendirmelerini, genç sporcu popülasyonda kullanmaktayız. Ne zaman koşmaya veya belirli aktivitelere hazır olurlar? Yaralanma riskleri ne zaman en aza indirilir? Gibi amaçlarla… Genç yaşlardan itibaren popülasyonlarda hareket kalite standartları belirlenip geliştirilmeye çalışılırsa, bu toplumun sağlığına ve genel iyilik halinin artmasına katkı sağlayacaktır.
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
19
Çekmeköy’e Dair
ELYSIUM GARDEN'DA “29 EKİM VE YAZA VEDA PARTİSİ” COŞKUYLA YAPILDI... Çekmeköy’ ün elit sitelerinden biri olan ELYSIUM GARDEN’da Site Yönetimi tarafından organize edilen "29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI PARTİSİ" site sosyal tesislerinde büyük bir katılımla kutlandı. Yönetim Kurulu Üyeleri Serdar ATAKLI, Eda BİZEL, Cüneyt BULCA ve Site Müdürü Abdullah SAYINER tarafından Cumhuriyetimizin Önemi ve Çocuklarımızın Cumhuriyetimize Bağlılığını Geliştirici bir etkinlik olarak da değerlendirilen ve büyük bir önem verilen partinin, tüm aileleri bir araya getirmesi site sakinleri tarafından memnuniyetle karşılanarak bu tür etkinliklerin her yıl yapılması arzu edilmiştir. Animatörler, parti esnasında çocuklarımızı eğlendirici etkinlikler ve oyunlarla hoşça vakit geçirmelerini sağlamışlardır.
20
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
21
Yeme - İçme
Kebabın Nam-ı
22
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Yeme - İçme
Çekmeköyde Ağaoğlu My Country’nin en üst katında “yeni”lenen bir yer var; Nam-ı Kebap. Alışık olduğumuz restoran, kendi içinde bir revizyona gitmiş. Önce ismi dikkatimizi çekti, eski Türkçe’nin şanından geliyor olsa gerek. Kapısından girdiğimizde bizi karşılayan şef garson aynıydı, ama mekan eski haline gore daha ışıltılı gözüküyordu. Boş bir masaya oturduk, menüyü istedik. İstanbul’un denizden uzak bir yerinde, duymaya alışık olmadığımız bir su sesi var fonda. Ufak bir şelale yapılmış içine, taşların arasından süzülerek zemine akan su var. Bu huzurlu ambiansa eşlik eden bir de büyük akvaryumları var. Daha fazla etrafa bakamadan menü geldi. Menünün ilk sayfasında bir yazıyla karşılaştık;
“Namımız Kebapsa, Hikayemiz Lezzettir..." Günün en erken saatinde canlanır ustalarımızın mahareti; etin en tazesini, en yumuşağını ve en güzelini seçmek için kasabımızda başlarlar mesaiye. Mutfakta devam eder daha sonra, etler doğranır, patlıcanlar közlenir, sıcak bir baharat kokusu sarar her yeri. Yılların tecrübesiyle seçilir her malzememiz; sebze meyve dalından kopar gelir, ne nerede iyiyse oradan getirtilir. Herkes işinin ehlidir bizde, mezeler geleneksel tariflerle yapılır, salatalar taze taze doğranır gelir masaya. Meyler soğuk, kebaplar sıcaktır her zaman. Muhabbetin de, keyfin de, yemeklerin de en şahanesi o yüzden buradadır. Yani özetle; "Mutluluğunuz Burada Büyür…” Hikayesi bize işlerini severek yaptıklarını hissettirdi. Mezeleri bol, ara sıcaklar menünün geneline uygun, kebaplar oldukça yöresel ve çeşitliydi. İçecekler konusunda yerli ve yabancı birçok seçenek koymuşlardı. Biz siparişlerimizi verdiğimizde garson, seçtiğimiz yemeklerden birinin pişme süresinin uzun olduğunu, ortalama bekleme süremizin ne kadar olduğunu söyledi. Genelde restoranlarda yaşadığımız zamanlama sorununu çözmüşler. Hem menüde yazıyor, hem www.cekmekoymagazin.com
garson söylüyor. Siparişlerimizin meze kısmı hemen geldi, sunumlarında özen gösterdiklerini mezelerden anladık. Alkollü bir yer olmasına rağmen çocuklu ailelerin kapıdan girdiğini gördük, masalarına oturduktan sonra çocuklar parka geçip oynamaya başladılar, çocukların da ailenin yanında keyifle vakit geçirebilmesi için getirdikleri bir yenilik, keyifli ve güvenli bir çözüm aslında. Beklerken müziklerini dinledik, atmosfere ve konsepte uygun, rahatsız etmeyen bir seste dinliyoruz. Hatta biz gittiğimizde bir milli maç olduğunu farkettik, bazı müşteriler maç seyrederken diğerleri müziğin ve yemeklerin keyfini çıkartıyordu, yani kimsenin keyfi kimseye rahatsızlık vermiyor. Muhabbet etmeye gayet müsait, keyifli bir mekan olmuş. Siparişlerimiz garsonun belirttiği sürede geldi. Menüde okuduğumuz hikayenin gerçek olduğunu yerken anladık; tereyağının Bursa’dan geldiğini, kırmızıbiberin Antep’ten, domateslerin Çanakkale’den… Geçirdiğimiz birkaç saatin ardından, lezzetli bir yemek ve keyifli bir sohbetten sonra lokantadan ayrıldık. Umarız adının hakkını vermeye devam eder ve hikayesine sadık kalır, siz de müdavim olmak için iyi bir başlangıç yaparsınız. KASIM 2016 - 123. Sayı 23
Çekmeköy’e Dair
Evidea Sitesi'nde Cumhuriyet Bayramı Coşkusu... Cumhuriyetimizin 93. yıl dönümü Evidea’da büyük bir coşkuyla kutlandı. Önce havuz başında toplanan site sakinleri "Büyük Önderimiz Atatürk ve Silah Arkadaşları"nın aziz ruhları için saygı duruşunda bulunup hep bir ağızdan İstiklal Marşı'mızı söylediler. Site sakinleri, şanlı bayrağımızın arkasında, ellerinde meşaleler ve bayraklarımızla site içinde fener alayına katıldılar. Çeşitli marşlar söyleyerek çoşkulu bir şekilde yürüyüşlerini tamamladılar. Animatörler tarafından kırmızı-beyaz renklere boyanan küçüklerde fener alayına ayrı bir renk kattılar. Daha sonra sosyal tesisteki Cumhuriyet Resepsiyonu'na geçildi. Burada buluşan site sakinleri, piyano sanatçısı Zeynep Er’in piyano ile çaldığı İstiklal Marşı'mıza eşlik ettiler. Daha sonra Zeynep Er, Mozart’ın Türk Marşı ile resitaline devam etti. Sanatçının söylediği, Ata'mızın sevdiği türkü ve şarkılar büyük bir coşkuyla izlendi. Barkovizyon gösterisiyle yüce Atatürk'ün, Cumhuriyeti nasıl kurduğu, vatanı kurtarmak için neler yaptığı ve Ata'mız hakkında yabancı kaynaklarca söylenen sözler katılımcılara izlettirildi. Daha sonra ışıklar söndürüldü ve salona Cumhuriyet Pastası getirildi. Salondaki en büyük site sakini ile küçük bir çocuk pastayı birlikte kesip, mumları söndürdüler. Resitalin 2. bölümünde de sanatçı Zeynep Er, isteklere daha çok yer verdi. Büyük bir katılım ve çoşkuyla geçen Cumhuriyet Resepsiyonu; 10. Yıl Marşı'nın söylenmesi, seneye ve daha nice seneler boyunca Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında buluşulmak dilekleriyle sona erdi.
24
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Çekmeköy’e Dair
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
25
Alışveriş
26
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Alışveriş
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
27
Merve Röportaj
Oyuncular genellikle sanat yaşamları için bir hedef idealize ederler, O ise hedeften başlayan şanslılardan. Bu sayıdaki konuğumuz genç yaşına büyük başarılar sığdırmış bir isim Merve Engin. Röportaj: Gürsel TOROS
"Merak Hapı" yapılsın istiyorum!
Bo Sahne'deki iki oyununuzdan biri olan "Bekârlığa Veda"yı izlediğimde çok eğlendirici ve düşündüren oyun gücünüzü fark ettiğimde, sizinle röportaj yapmaya karar verdim. Oyununuz ve çarpıcı oyunculuğunuz üzerinden rolünüzü konuşarak başlamak istiyorum. Farklı bir kumaşınız var. Bunun sebebi olarak kişisel görüşüm, yurtdışında aldığınız tiyatro eğitimi ile Avrupa ve Amerika’da önemli sahnelerde rol almanız diye düşünüyorum. 2006 ‘da Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldum. 2007 yılında ise "Scuola İnternatzionale Comico Attore" den de mezun olduktan sonra Antonio Fava’nın çırağı oldum. İki özel okulu var, her ikisini de bitirdim. İlki "Stage" diğeri ise komik oyunculuk üzerine "Commedia Dell`Arte". Beni bir adım öne çıkaran fark, alternatif sahnelerde diğer arkadaşlarıma göre daha çok oyun oynamış olmamdır. Bu avantaj, seyirciye çok değdiğimi bilerek daha minimal ve daha doğala yakın oynamaya çalıştığım içindir. Bu anlamda melekelerim daha fazla gelişti, bu nokta itibarı ile fark edildiğimi düşünüyorum. Daha çok eğitim ve daha çok deneyim her zaman fark yaratır. Tiyatrocu olmaya nasıl karar verdiniz? Klasik oyuncu hikâyeleri vardır ya; küçük yaştan itibaren isteklidirler, herkes onlara karşı çıkar ama sonuçta tüm zorluklara rağmen oyuncu olurlar, benimki de öyle. Çocukluğumda izlediğim bir oyun sonrası oyuncularla tanışmak istedim. Bursalı'yım ben, Devlet Tiyatrosu orada bir kurs açmıştı ona gittim ve sonrasında bir daha da tiyatrodan hiç ayrılmadım. Çocukluğumda sokaklarda oynayıp, ağaçlara tırmanan, ezan okunduktan sonra eve giren bir çocuktum. Bursa’da sizin çocukluğunuz döneminde sokaklarda doğal bir ortamda oynayabilme olanağı oyunculuğunuzu besleyen önemli bir yan olmalı. Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu'nda izlediğim bu oyun beni çok etkilemişti, özellikle canlı oyun izlemek. Çocukluğumda öyle çok taklit yapan biri değildim, güvenmediğim ortamlarda kendimi çok göstermem, bu yanım bazen sosyofobik diye nitelendirilir. Seyrettirmenin güzel bir şey olabileceğini tiyatroda algıladım. 28 KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Engin Röportaj
Bu konuda kendiniz için kullandığınız bir tanım var. Homo Ludens, oynayan ve oynarken eğlenen insan. Zaten eğlenmeden oynamak, yaptığınız işi sıradan sıkıcı bir meslek haline getirir. O yüzden herkes sevdiği işi yapmalı. Meselâ ben prova sevmem, provalarda çokça tekrar vardır, akış yoktur. Ben daha çok oynama meraklısıyım. Prova kesildiğinde o an mutsuz olurum, ne güzel oynuyorduk yani! Devlet Tiyatrosu’nda Celal Kadri Kınoğlu başta olmak üzere birçok güzel dost edindim. 10 yaşımdan beri yanımda olmuştur. Halâ da öyledir, okul harcımı ödeyebilecek kadar yakın bir dost. Ben ana baba ayrı bir ailede büyüdüm. Öyle olunca, annem "Tiyatro istiyorsun ama bileğinde de bir altın bilezik olsun, bir meslek edinmelisin!" dediği için öncet ticaret lisesini okudum, muhasebeden anlarım. Herhangi bir tiyatroda kaşeniz bu kadar dendiğinde, az veriyorsunuz, buranın stopajı ile karşılaştırdığımda bunu anlayabiliyorum diyorum. Sonrasında da oyunculuğumu üniversitede denemek istiyorum dedim, yoksa içimde kalırdı. Tek bir yere girme hakkım vardı, Devlet Tiyatrosu’nda, ustalarımla konuştuk, Hacettepe’yi önerdiler. Jüride Bozkurt Kuruç, Ejder Akışık, Cihan Ünal, Mithat Erdemli filan vardı. Biraz şanslıydım herhalde, ilk seferinde kazandım. O noktadan sonra da oyunculuğumun önünde kimse duramadı. Sanat orjinli meslekler seçildiğinde ailenin desteğinden ziyade, köstek olmaması çok önemli. Özellikle ayrılık yaşanmış ailelerde, çocuğun sorumluluğunu üstüne alan anne ya da baba, büyük bir çevre baskısı altında kalıyor. Altın bileziğimi elime aldığım için artık ailem de rahattı, oyunculukta başarılı olamazsam muhasebeciliğim garantiydi! "Bekârlığa Veda" oyununu sizin rolünüz açısından değerlendirmenizi isterim. Oyunda gelinin en yakın arkadaşlarından biriyim. Seyirci için burada yazarın değişik bir yaklaşımı var 3 farklı arkadaşın, yakın arkadaşlığı anlatılıyor. Gelinimizin, Ayça’nın ve Melike’nin hayata bakış açılarından. Ayça’yı oynuyorum ben, onun karakteri biraz uçarı ve hafif meşrebe yakın ama dürüstlükten de ödün vermeyen bir karakter. Bunların hepsi bir arada olunca seyirci için enteresan bir izleğe dönüşüyor oyun. Hem dürüst hem uçarı, ikisi bir arada olamazmış gibi, bizim toplumumuzda! Bu sentez karakteri izledikten sonra çıkışta, seyircilerin benim oyunda sorduğum sorulara takılıyor olmasını çok seviyorum. Rol aldığınız diğer oyun "Uşak Kral ve Ötekiler"i de rolünüz üzerinden değerlendirmenizi isteyeceğim. Köksal Engür abimle birlikte oynadığımız oyunda 5 ayrı karakteri canlandırıyorum. Ülkede uşak ve kraldan başka kimse kalmamış ve uşak hayatta kalabilmek için kralın tüm istediklerini yapmaya çalışıyor, bir fıkra üzerinden. Kral dinlemeye tahammül edemediği bir fıkrayı, ısrarla uşaktan anlatmasını istiyor. Uşakta allem edip, kallem edip uygun bir şekilde anlatmaya gayret ediyor. Bu fıkra yüzünden yaşam savaşı veren uşağı oynuyorum. Uşağın içinde dolaştığı diğer karakterler de günümüz insanının fıtratı olan iktidara yakın olma telaşındakiler. İktidara soytarılık edenler, iktidarla baş göz olmaya çalışan karakterlerin, bu durumunu sadece siyasi olarak algılamamak gerekir. İktidar olarak gördüğümüz herkes, meselâ çalışan için patron gibi, daha çok denklik üzerine bir hikâye. Çünkü kral her yerde ve her şekilde. KASIM 2016 - 123. Sayı 29 www.cekmekoymagazin.com
Röportaj En az iki kişinin olduğu yerde biri kral! Meselâ bir örnek de benden, evlilikte de çiftlerden biri ya kral ya kraliçe! İşte bu yüzden evlenmeyeceğim sanırım, bu da burada kayıtlara geçsin! Sizin tek kişilik oyunlarınızın da olduğunu biliyoruz, bunlarla ilgili de bilgi alabilir miyiz? Tek kişilik oyunlarımdan biri olan "Kıyıya Oturmanın Böylesi" beşinci yılını bitirdi, altıncıya girdi. Onu seyircinin isteği ve desteği dolayısıyla sonlandıramıyorum. Diğeri de geçen yıl Prömiyer yapan oyunum "Madde 9", bir başkası da "Kaplumbağalar Şişmanlamaz Çünkü Kabukları Vardır" ile üç ayrı tek kişilik oyunum var. Ayrıca repertuarımda durmayan, başka oyunlar da var. Mine Söğüt’ün "Deli Kadın Hikâyelerinden", "Sinekler Sevişirken"i yaptım. "İntihar mı, Cinayet mi?"yi de oynadım. Her yıl seyircide bir beklentiye dönüştü, "Merve bu yıl tek kişilik ne yapacak?" diye. Küçük alternatif sahnelerin seyircisinin az olduğunu düşünürsek, 3000-3500 civarında beni seven bir kitle var. Onların beklentisini karşılamaya çalışıyorum. "Uşak Kral ve Ötekiler" geç sezonda başladığı için aslında yeni sezon oyunu sayılır. Biraz onun tadını çıkarmaya çalışıyorum, ağırlıklı iki kişilik oyunda; hem Köksal abinin hem de benim çok dengeli bir rol bölüşümümüz var. Her ne kadar hikâye kralın etrafında dönse de. Bu oyunlarla birlikte gündemde yeni bir şey var mı? Yeni bir fikir var ama sanırım o tek kişilik olmayacak. Ayrıca halen "Madde 9" devam ediyor, onu Tatav'la sahnede oynuyorum. Belli ki oyunlarınız bir program dâhilinde uzun süre devam edecek… Evet, önce BO Sahne'deki programı dikkate alıyoruz, buradaki oyunlar kalabalık seyircili oyunlar. Onun dışında kalan zamanları da diğer oyunlarıma bırakıp, boşluklara yerleştiriyorum. Tek kişilik oyunlarınızın sitilinden biraz bahseder misiniz? İtalyan Commedia Dell’Arte’nin bir stili var, adı "Gabrielano". Tek kişinin bütün bir komedi oyununu oynaması üzerine kurulu. Tek başıma 12 ayrı Commedia Dell’Arte karakterini oynayarak bir hikâye anlatıyorum. Hikâyenin kendi içinde bir önemi yok, Commedia Dell’Arte âşıklar tam evlenecekken bir sorun çıkması ama sonuçta evliliğin gerçekleşmesi üzerine kurulu bir tarz. Bu tarz, hikâyenin nasıl ve nerede anlatıldığıyla alakalı bir yapı. Türk filmleri gibi mutlu sonlanıyor. Her zaman, mutlu son vardır, bu tarz daha çok nasıl anlatıldığı üzerine kuruludur. Oyun içinde bir kaybolma, adaya düşme hikâyesi var, orada belli teknikler kullanarak 12 karakteri aynı anda diyalog, trialog kurarak canlandırıyorum. Böyle oyunların hep bir interaktif yanı da vardır. Hatta bazen telefonunu kapatmayarak oyunu sabote eden seyirciye laf dokundurmak da, yeni bir interaktif yaklaşım. Bence hayattan böylesine kopamamakta yeni bir hastalık, ben bu durumu anlayamıyorum. Alternatif sahnelerde seyircinin varlığı zaten inkâr edilemez, bu iç içe durum oyunu interaktif hale getiriyor. Sağlıklı olan da, hastanın halinden anlamıyor azizim! İnsan kendi değerli yönlerini hava atmak amacıyla değil ama rol model olmak açısından ortaya koymalıdır bence. Farklı ülkelerde oynadığınız oyunlarda hangi dili kullanıyorsunuz? Chicago’da, Second City’de, Broadway’de, Havai’de, Dubai’de ve Avrupa’nın birçok yerinde sahneye çıktım. Master Class dersleri verdim, oyunculuk üzerine. Dünyada başka seyircilerin karşısına çıkmak enteresan, özellikle de Prag’da oynadığımızda kimse kimsenin dilini anlamıyordu. Bir şey anlatmanın derdine düşmek ve anlattığınız şeyin onlara geçtiğinden emin olmak. Onun için bazı anahtar kelimeler öğrenmek gerekiyor. Oyun dili olarak İngilizce konuşuyoruz, bilenler bilmeyenlere anlatıyor. Ortada bir dil birliği yok, İtalyanca da kullanıyoruz, bazı evrensel kelimeler de. Antonio Fava’nın yazdığı ve yönettiği Pulcinella’s War adlı oyunda, Fava’nın partnerliğini yapmaya başladım. Oyunda İtalyanca, antik İtalyanca, İngilizce ve bir ara benim konuştuğum Türkçe de var. Oyun bir yönüyle de bizim için Challenge bir durum (Gerekli bilgi ve tecrübeden (burada dil) yoksun iken bile bunu yapabilirim, anlamında bir kavram, bir çeşit meydan okuma). Beni değiştiren olgu sadece yurtdışında oynamış olmak demek istemiyorum. Çünkü içki, sigara içmeyen, gece 12 de yatıp sabah beşte kalkan disiplinli bir hayatın içinde olmamın da çok önemli bir rolü var. Bu arada ritim dersleri alıyorum, sahnede vurmalı çalgıları çalabilmek için. Bu disiplini muhafaza etmek zorundayım, çünkü tiyatro çok Âşîftan bir meslek, disiplini terk ettiğiniz anda çok çabuk ihanet eden manasında kullanıyorum. Yularını çok sıkı tutmak, sürekli flört etmek lâzım. >>> www.cekmekoymagazin.com 30 KASIM 2016 - 123. SAYI
Röportaj Yurtdışı tiyatro eğitiminiz ve sonrasında ünlü sahnelerde oynamış olmanın katkılarını sormak isterim. Bazı durumlarda insanın kendinden bahsetmesi gerçekten zor oluyor. Yurtdışında oynamanın sağladığı en önemli kazanımınız nedir? Türkiye’de oyuncunun yanlışlarıyla barışmasına izin vermezler, yanlış yaptığımızda hocalarımız ve ustalarımız hatamızı yüzümüze çok çirkin bir yerden vururlar. Oysa ben yurtdışındaki ustamdan, insan olduğumu, hata da yapabileceğimi ve bu hatanın seyirci tarafından mutlaka görüldüğünü; Hatamı yok saymadan hemen o an seyirci karşısında hatamla barışıp, onunla devam etmem gerektiğini nazik bir dille öğrendim. Sahnede yanlışlıkla bir bardak kırıldığında, eyvah ne yapacağım yerine, bardak kırıldı hadi toplayalım, diyerek seyircinin de içini rahatlatmayı öğrendim. Bizde egolar tavan yaptığından hatayı yüze vurmak adeta hocanın, ustanın doğal hakkı gibi algılanıyor. Batılı toplumlarda hatanın Tolere edilmesindeki nazik yaklaşım, bireylerinin birbirine saygılı olduğu kendiyle barışık bir topluma olan özlemimizin cevabı aslında. Gelecekte idealize ettiğiniz sanatsal projeler nelerdir? Tabi içinde yaşadığımız toplumsal dönüşümler sizin tiyatrodaki hedeflerinize ne kadar olanak tanır, o da büyük bir soru işareti. Benim tiyatroların geleceğinden yana kaygım yok, tiyatro hep var olacaktır. Biraz şımarıkça görünebilir ama ben bu mesleğe ilk başladığımda; Hepimizin hayalinde olan bir şey vardır ya, Oscar almak gibi. Ben de hep Amerika’da oynamak istemiştim. Chicago’ya ilk gittiğimde hissettiğim duygu ise nereden kameraya çekiyorlar acaba oldu. İlk profesyonel oyunumu İtalya Como’da, ikincisini ise Chicago Second City’de oynayınca benim büyük hayalim daha başlangıç noktasında gerçek oldu. O zaman şöyle bir rahatlığa kavuştum, artık istediğimi, istediğim gibi oynamak. O yüzden bir gün şunu yapmalıyım diye bir kaygım yok, daha da genişleyerek bir şeyler yapmalıyım. Genişleyerek bir şeyler yapmak nedir? O an aklıma takılan, gündem olan, o gün tarihe not düşmek istediğim şeyi kaygısızca yapmak. Tek kişilik oyunlarımda hep şöyle bir kaygım oldu; ‘Kıyıya Oturmanın Böylesi’ oyunu hicivli bir yerden yönetim eleştirisidir. Saygısını bozmayan bir yerden, orta oyunu geleneğinden gelen, dünya üzerinde tiyatronun varlık amacı olan devlet eleştirisi, muhalif bakış. Her oyunda güncelleyerek, gündeme dokunan bir nüktedanlık ile devam eder. ‘Madde 9’ tecavüzcüsüyle evlendirilen bir kadının hayatını anlatır. ‘Kaplumbağalar şişmanlamaz’ kendi kilosu nedeniyle toplumsal baskıya yenik düşüp kendinden uzaklaşan kadını, Naif bir yerden anlatmaya çalışır. Gelecek zamanlarda da hep böyle işler yapmak istiyorum. Toplumu, insanı, özellikle kadın üzerinden irdelemek. Neden kadın üzerinden? Kadın gücünü, kendini var etmek üzerine değil, hayatı var etmek üzere kullanıyor. Evli ve eşinden çok ciddi şiddet gören kadın, aile bütünlüğünü korumak için müthiş bir güç sarf ediyor. Biz çoğunlukla bu gücü, göz ardı ediyoruz. Hayatta dik durabilmek için eşine karşı sakin kalmaya çalışırken, olanları da çevresine hissettirmemeye çalışıyor. Çocuklarını da bütün bu zor şartlar altında en iyi şekilde yetiştirmeye çalışıyor. Bu kadar güçlü olan kadın, her zorluğu tek başına aşabilir, derdim gücüm hep bunları anlatmak üzerine olacak. Kadınlara yapılan haksızlıklar içimizi acıtmaya devam ediyor. Bu mücadeleden siz kadınların galip çıkması en büyük dileğimiz. Bu oyunlar aracılığıyla erkekleri düşündürüp, doğru yönde rehabilite eden bu çabanızda daima sizin destekçiniz olacağız. Bizdeki eğitim sistemi bu sorunun çözümüne ne yazık ki katkı vermiyor, birçok eğitimli erkeğin de aynı hatalar içerisine düştüğünü görmekteyiz. Aile içi eğitim deseniz zaten rol model erkek ortada. Bu şartlarda hayat, sanata ve sanatçıya böyle bir ağır görev yüklüyor. Ben elimden geleni yapıyorum, bunun için zaman zaman kimi derneklerle çalışıyorum. Meselâ bu kısmı benim için yurtdışına gitmekten daha önemli, oyunlarımı doğuya götürüp öncelikle kadınlara yer kalmışsa da herkese oynamak. Bu noktada endişem, oyun sonrası sizin de şiddete maruz kalabileceğiniz ihtimali. Yok yok öyle şeyler olmuyor, aksine sanatçı büyük bir saygıyla karşılanıyor oralarda. Onlar için ben Avrupalıyım, onlara gelmiş medeni bir kadın, mecbur oturup dinliyorlar.
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
31
Röportaj Yurtdışı tiyatro eğitiminiz ve sonrasında ünlü sahnelerde oynamış olmanın katkılarını sormak isterim. Bazı durumlarda insanın kendinden bahsetmesi gerçekten zor oluyor. Yurtdışında oynamanın sağladığı en önemli kazanımınız nedir? Türkiye’de oyuncunun yanlışlarıyla barışmasına izin vermezler, yanlış yaptığımızda hocalarımız ve ustalarımız hatamızı yüzümüze çok çirkin bir yerden vururlar. Oysa ben yurtdışındaki ustamdan, insan olduğumu, hata da yapabileceğimi ve bu hatanın seyirci tarafından mutlaka görüldüğünü; hatamı yok saymadan hemen o an seyirci karşısında hatamla barışıp, onunla devam etmem gerektiğini nazik bir dille öğrendim. Sahnede yanlışlıkla bir bardak kırıldığında, eyvah ne yapacağım yerine, bardak kırıldı hadi toplayalım, diyerek seyircinin de içini rahatlatmayı öğrendim. Bizde egolar tavan yaptığından hatayı yüze vurmak adeta hocanın, ustanın doğal hakkı gibi algılanıyor. Batılı toplumlarda hatanın tolere edilmesindeki nazik yaklaşım, bireylerinin birbirine saygılı olduğu, kendiyle barışık bir topluma olan özlemimizin cevabı aslında. Gelecekte idealize ettiğiniz sanatsal projeler nelerdir? Tabi içinde yaşadığımız toplumsal dönüşümler sizin tiyatrodaki hedeflerinize ne kadar olanak tanır, o da büyük bir soru işareti. Benim tiyatroların geleceğinden yana kaygım yok, tiyatro hep var olacaktır. Biraz şımarıkça görünebilir ama ben bu mesleğe ilk başladığımda; hepimizin hayalinde olan bir şey vardır ya, Oscar almak gibi. Ben de hep Amerika’da oynamak istemiştim. Chicago’ya ilk gittiğimde hissettiğim duygu ise nereden kameraya çekiyorlar acaba oldu. İlk profesyonel oyunumu İtalya Como’da, ikincisini ise Chicago Second City’de oynayınca benim büyük hayalim daha başlangıç noktasında gerçek oldu. O zaman şöyle bir rahatlığa kavuştum, artık istediğimi, istediğim gibi oynamak. O yüzden bir gün şunu yapmalıyım diye bir kaygım yok, daha da genişleyerek bir şeyler yapmalıyım. Genişleyerek bir şeyler yapmak nedir? O an aklıma takılan, gündem olan, o gün tarihe not düşmek istediğim şeyi kaygısızca yapmak. Tek kişilik oyunlarımda hep şöyle bir kaygım oldu; "Kıyıya Oturmanın Böylesi" oyunu hicivli bir yerden yönetim eleştirisidir. Saygısını bozmayan bir yerden, orta oyunu geleneğinden gelen, dünya üzerinde tiyatronun varlık amacı olan devlet eleştirisi, muhalif bakış. Her oyunda güncelleyerek, gündeme dokunan bir nüktedanlık ile devam eder. "Madde 9" tecavüzcüsüyle evlendirilen bir kadının hayatını anlatır. "Kaplumbağalar Şişmanlamaz" kendi kilosu nedeniyle toplumsal baskıya yenik düşüp kendinden uzaklaşan kadını, naif bir yerden anlatmaya çalışır. Gelecek zamanlarda da hep böyle işler yapmak istiyorum. Toplumu, insanı, özellikle kadın üzerinden irdelemek. Neden kadın üzerinden? Kadın gücünü, kendini var etmek üzerine değil, hayatı var etmek üzerine kullanıyor. Evli ve eşinden çok ciddi şiddet gören kadın, aile bütünlüğünü korumak için müthiş bir güç sarf ediyor. Biz çoğunlukla bu gücü, göz ardı ediyoruz. Hayatta dik durabilmek için eşine karşı sakin kalmaya çalışırken, olanları da çevresine hissettirmemeye gayret ediyor. Çocuklarını da bütün bu zor şartlar altında en iyi şekilde yetiştirmeye çalışıyor. Bu kadar güçlü olan kadın, her zorluğu tek başına aşabilir, derdim gücüm hep bunları anlatmak üzerine olacak. Kadınlara yapılan haksızlıklar içimizi acıtmaya devam ediyor. Bu mücadeleden siz kadınların galip çıkması en büyük dileğimiz. Bu oyunlar aracılığıyla erkekleri düşündürüp, doğru yönde rehabilite eden bu çabanızda daima sizin destekçiniz olacağız. Bizdeki eğitim sistemi bu sorunun çözümüne ne yazık ki katkı vermiyor, birçok eğitimli erkeğin de aynı hatalar içerisine düştüğünü görmekteyiz. Aile içi eğitim deseniz zaten rol model erkek ortada. Bu şartlarda hayat, sanata ve sanatçıya böyle bir ağır görev yüklüyor. Ben elimden geleni yapıyorum, bunun için zaman zaman kimi derneklerle çalışıyorum. Meselâ bu kısmı benim için yurtdışına gitmekten daha önemli, oyunlarımı doğuya götürüp öncelikle kadınlara yer kalmışsa da herkese oynamak. Bu noktada endişem, oyun sonrası sizin de şiddete maruz kalabileceğiniz ihtimali. Yok yok öyle şeyler olmuyor, aksine sanatçı büyük bir saygıyla karşılanıyor oralarda. Onlar için ben Avrupalı'yım, onlara gelmiş medeni bir kadın, mecbur oturup dinliyorlar. >>> 32 KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
33
Röportaj
"Merakını kaybeden insanın, bir adım öteye gidemeyeceğini düşünüyorum. Kişisel gelişimin devamlılığı için okumak şart."
Her seferinde bir ya da birkaç kişiyi doğru yönde dönüştürmek bile çok büyük bir katkı. Düşünmeye ittiğiniz erkekler, davranışlarını bir tık olsun yukarı taşıyacaktır. Lütfen bu misyonunuzu çoğaltarak devam ettirin. Ülkemiz kadınının buna çok ihtiyacı var. Gelecekteki amaçlarım, hep bu konuyu genişletmek üzerine. Bir gün sahici bir sponsor bulursam, işim daha da kolaylaşacak. Çünkü ben bu çalışmayı şöyle yapıyorum. Bir kadın derneği ya da bir sivil toplum kuruluşu aracılığıyla teklifimi iletiyorum. Onlar benim uçak biletimi alıyorlar, oradaki ilgililerden birinin evinde misafiri oluyorum. Bir belediye ücretsiz olarak salon açıyor, ben de bedelsiz olarak oyunumu oynuyorum. İstanbul’dan gelen, ne sevimli bir kadın yaklaşımına, ben de sohbetimle katılıyorum. Bu çabam için bir şey kazanmıyorum demek büyük haksızlık olur, müthiş dostluklar kazanıyorum. Bunları daha sık ve daha görünür bir şekilde yapmak esas amacım. Görünürlüğümde tek endişem, oyunları oralara götürmek konusunda, bir gün tembelleşmekten korkarım. Farklı bir toplumsal soruna daha değinmek ister misiniz? Bu aralar cahilliğin meşrulaştırılması, çok gözüme batıyor. Toplumun içine düştüğü yanlış bir algı var. Biliyorsun da ne oluyor? Ya da "Bırak şu enteli" diye bir küfür söylemi oluştu. Kendince, bilen insanı aşağılayan bir söylem. Naçizane ben, okumaya çalışan ve okuduklarımı belli eden bir profil sergiliyorum. Bu durum ukalalık gibi algılanıyor. Toplum araştırmayı, okumayı, bir adım ileri gitmeyi terk etmeye başladı. Bu da insanların kabalaşma sınırındaki inceliğini kaybetmesine sebep oluyor. Bu yanlış meşrulaşmanın ortadan kalkmasını istiyorum. Okuma alışkanlığı çocukluktan itibaren kazandırılmalı. Bizim dönemimizde sadece radyo olduğu için hayal dünyamızın açlığını, tüm harçlığımızı yatırdığımız hikâye kitaplarından tatminle başlayıp geliştirdik. Okuma alışkanlığı oluştuğunda ağır makaleleri ve eğitim düzeyine göre akademik yayınları da okumak kolaylaşıyor. Hele bir de işin içine merak unsuru girdiği zaman! Alışkanlığı olmayan, okumayı angarya olarak görüyor. Bizler ise her seferinde yeni bir şey öğrenecek olmanın heyecanı içinde okuyoruz. Merak merakı uyandırıyor, okumak ve merak birbirinin kurdu. Merakını kaybeden insanın, bir adım öteye gidemeyeceğini düşünüyorum. Kişisel gelişimin devamlılığı için okumak şart. Öğrendiği her yeni şey, kişinin kendi içindeki başka bir karanlık noktayı aydınlatıyor. İnsan hangi arada kaybediyor bu yetisini merak ediyorum. İlkokul sonrasında, çok kişide okuma merakı sanki birden yok oluyor. Bu soruna çözüm için "Merak Hapı" yapılsın istiyorum! Kendinizle ilgili ilave etmek istediğiniz bir şey var mı? Beni daha yakından tanımak isteyenler www.merveengin.com adresinden daha çok detaya ulaşabilirler. 34 KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
35
Çocuk
İYİ ANNE-BABA OLMAK İÇİN İYİ DİNLEME NASIL OLMALI?
Anne-baba ve çocuk arasındaki iletişim yalnızca bilgi alışverişi anlamına gelmez. Bu ilişkide, aynı zamanda karşılıklı duygu ve düşüncelerin aktarımı da söz konusudur. İletişim denilince çoğu insanın aklına konuşmak gelir. Oysa ki burada konuşmaktan daha önemli olan ve belki de en zor öğrenilen şey dinlemektir. Anne-baba ve çocuk arasındaki iletişimin ilk temelleri bebeklik döneminde atılır. Bebeğin kendilerine gülümsediğini gören anne ve baba da ona gülümseyerek ve konuşarak karşılık verirler. Bu bebeği daha da mutlu eder. İyi gözlemci olan ve bebeğin diyalog isteğini fark eden anne-babalar bu konuda daha başarılı olurlar. Anne-baba ve çocuk arasındaki mesaj alışverişi yalnız konuşulan sözcüklerle sınırlı kalmaz, onların ötesinde anlamlar taşır. Karşılıklı bilgi alışverişinden başka duyguları da paylaşırlar ve birbirlerine destek olurlar. İyi iletişim kurmayı başarabilen aileler yaşamlarındaki acı-tatlı tüm olayları ve sorunları paylaşmayı bilen ailelerdir. İyi iletişim kurmak için çocukla yalnızca konuşmak yetmez; aynı zamanda, ona hareketlerle duyguların da hissettirilmesi, yani vücut dilinin de kullanılması gerekir. Bu da zamanla öğrenilebilen bir durumdur. Anne-babanın okul çağındaki çocuklarıyla iletişiminde çok sık yaptığı bazı hatalar vardır. www.cekmekoymagazin.com 36 KASIM 2016 - 123. SAYI
Çocuk
Aşağıda bu hatalardan bazı örnekler verilmiştir: Emrivaki Konuşmak “Bunu söylediğim gibi yapacaksın, yoksa...” Ders Verme “Ben çocukken senin yaptığın işin iki katını yapardım.” Eleştirmek “Bugün her şeyi berbat yapıyorsun.” Alay Etmek “Bu yaptığın çok aptalca bir şeydi.” Küçük düşürmek “Senin yaşındaki bir çocuğun bunu bilmesi gerekir.” Çocukla iletişim kurarken ona olumlu bir bakış açısıyla yaklaşılmalı ve gerektiğinde onurlandırılmalıdır. Örneğin, "Bugünkü matematik ödevlerini çok güzel çözdün." gibi takdir söylemleri kullanılabilir. Ancak bunu yaparken, anne-baba onu "kendi görmek istediği biçimde davrandı" diye yapmamalıdır. Onun etkinliklerine çok karışmadan, onu olduğu gibi kabul ettiğini göstermelidirler. Örneğin, resim yapmakta olan bir çocuğa hangi boyaları karıştıracağını göstermek yerine, karışmadan onu izlemek çocukta doğru şeyler yaptığı hissi uyandıracaktır.
İyi bir iletişimin koşulu: Dinlemesini bilmek. Çocukla iyi bir iletişim kurabilmek için ondan gerekli mesajların alınması gerekir. Bu da ancak dinlemekle sağlanır. Anne-baba iyi bir dinleyici olabilirse çocuk için de iyi bir model oluşturacaktır. Aktif dinleme, iletişimin önemli bir parçası olup, iletişim kanallarının açık tutulmasıdır. Bir başka deyişle, anne-babanın çocuğun duygu ve düşüncelerini söyleme isteğini fark etmesi ve onu dinlemeye hazır olduğunu belirtmesi anlamındadır. www.cekmekoymagazin.com
Çocukla iyi bir iletişim kurabilmek için ondan gerekli mesajların alınması gerekir. Bu da ancak dinlemekle sağlanır.
Çocuklarla Konuşma Yöntemleri Anne-baba çocukla konuşurken ona karşı yargılayıcı ve suçlayıcı olmamalı, olumlu bir diyalog kurmaya çalışmalıdır. Bu diyalog, çocuğun herhangi olumsuz bir davranışını düzeltirken "sen" mesajı yerine "ben" mesajı kullanılarak sağlanabilir. Aşağıda bir kaç "ben" mesajı örneği verilmiştir: -Okurken daha çok sessizliğe gereksinimim var. -Masamı en son kullanan toplamadığı için aradığım şeyleri bulamıyorum. -Çok yorgunum, mutfağın toplanması için yardıma gereksinimim var. "Ben" mesajları, aslında "sen" mesajları ile aynı şeyleri söylemesine karşın, tehdit içermediğinden, çocuk tarafından daha kolay kabul edilecektir. Böylece, örneğin babasına "sesimin seni rahatsız ettiğini fark etmedim" ya da annesine "yorgun olduğunu söylemen iyi oldu, sana yardım edeyim" gibi yanıtlar verecektir. "Sen" mesajlarına örnek: -Bir daha bunu sakın yapma. -Beni çok kızdırıyorsun. -Neden dikkat etmiyorsun? KASIM 2016 - 123. Sayı 37
Çocuk
Bu mesajlar daha çocuğa yönelik olduklarından, çocuk kendini savunmak zorunda hissedecek, o da benzer karşılıklar verecek ve böylece de etkili bir iletişim olanağı ortadan kalkacaktır. Bundan daha da kötüsü çocuğu küçük düşürücü konuşma biçimidir. Eğer çocuğa sürekli olarak onun kötü, aptal ve düşüncesiz olduğu biçiminde mesajlar verilirse, yalnız çocukluk döneminde değil, belleğinde o biçimde yer ettiği için sonra ki yıllarda bile birey kendini o biçiminde algılayabilir ve toplumla olan ilişkilerinde zorluklar yaşayabilir. Doğal olarak, her çocuk "ben" mesajlarını başlangıçta algılamayabilir ve bu yöntem yararlı olmayabilir. Bu durumda bile, belki başka bir biçimde ya da daha değişik bir ses tonuyla, "ben" mesajları verilmesi sürdürülmelidir. Çocuğa bu mesajları algılaması için biraz zaman tanınmalıdır. Konuşurken ses tonunun, verilmek istenen mesaja uygunluk göstermesi de çok önemlidir. Eğer anne ya da baba kendi sorunlarını konuşmaya yansıtırlarsa verilmek istenen mesaj tam algılanmayabilir. Anne-baba da, çocukların huylarına göre bazı ufak tefek değişiklikler olsa bile, bütün çocuklarına eşit davranmalı ve ayrım gözetmemelidir. Sonuç ve Öneriler
DÜNYA KOLEJİ Dr. Nesli GÜVEN 38
KASIM 2016 - 123. SAYI
"Çocuk uykuda sevilir" kuralını önceki kuşaklardan olan hemen herkes iyi bilir. Yoksa, çocuk şımarır ve babanın otoritesi sarsılır! Eski zamanlarda, çoğu ailede baba ile çocuk arasındaki diyalog elçi anne tarafından sağlanırdı. Ülkemizin sanayi ülkesi olma yolundaki adımları, hızlı kentleşme ve medyanın önemli etkisi sonucunda, eski büyük ailelerin yerini çekirdek aileler almakta, feodal dönemin özelliklerinden olan babanın mutlak otoritesinin sarsılması ile birlikte baba ile çocuk arasında da daha sıcak ilişkiler kurulmaktadır. Ama yine de çoğu ailede erişkinlere tanınan söz hakkı nedense bugün bile çocuktan esirgenmektedir. Birer anne-baba olarak çocukların bize saygılı davranmasını istiyorsak, bizim de onları saygıyla dinlememiz ve olaylara bir de onların gözüyle bakarak onları anlamaya çalışmamız gerekir. www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
Kültür ve Sanat ile İçiçe Bir Mekan
Müzik Piyano Gitar Bateri Keman Çello Şan Dersleri
Atölyelerimiz Ritim Atölyesi Fotoğraf Atölyesi Latin Dansları Sirtaki Arjantin Tango Yoga Modern Dans
Müzik Okullarına Hazırlık Konservatuvar Bölümlerine Hazırlık Royal Academy Sınavlarına Hazırlık
Meclis Mah. Teraziler Cad. Derviş Sok. Dadaş İş Mrk. B Blok Çekmeköy / İstanbul
Tel: (0216) 365 55 35 Email: info@metronomkultursanat.com www.metronomkultursanat.com www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
39
Sağlık & Güzellik
Vücudunuzu Kısa Sürede Yeniden Şekillendirebilirsiniz... Diğer sağlık sorunları iyi araştırılmalı Op. Dr. Mehmet Gökhan ŞAHİN Memorial Hastanesi
Yaşam biçiminiz vücut şeklinizi de etkiliyor Hazır gıdalar nedeniyle değişen beslenme alışkanlığı, durağan yaşam nedeniyle ortaya çıkan hareketsizlik, gün geçtikçe kilo alımına neden olmaktadır. Doğum sonrası alınan kilolarla birlikte de vücutta şekil bozuklukları oluşmaktadır. Kış aylarında geniş elbiselerle saklanabilen bölgesel kilolar, ilkbahar ve yaz aylarındaki ince ve dar kıyafetlerin giyilmesiyle sorun haline gelmektedir. Bu dönemde estetik müdahaleler yaşam kalitesini de arttırmaktadır.
Diyet ve spor yapmalarına rağmen bölgesel yağlardan kurtulamayanlar için lazerlipo, vaserlipo ya da radyofrefkanslı lipoliz işlemleri önemli bir seçenektir. Genetik faktörler ve hormonal değişimlere bağlı metabolizmanın yavaşlaması sonucu ortaya çıkan bölgesel yağ dokusundaki fazlalıkların parçalanarak alınmasında, başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Bölgesel olarak zayıflamak isteyen kişilerin varsa diğer sağlık sorunları iyi araştırılmalıdır. Vücuttaki fazlalıklar konforlu bir şekilde alınabiliyor Bölgesel yağ alma konusunda öncelikle uygun kişilere; kan, kesi, dikiş olmadan sonuç verecek yöntemler iyi anlatılmalıdır. Operasyonlar için çok sık sorulan, “fiziki zarar verir mi?” sorusu ile ilgili net yanıtlar ve doğru bilgi verilmelidir. Vücut şekillendirme ve yağ alma işlemleri küçük bir kesiden sorunlu yağ bölgesine ulaşılarak gerçekleştirilir. Lazer, ultrason ya da radyofrekans enerjisi kullanılarak da yağ dokusu eritildikten sonra aynı delikten liposuction yöntemi ile fazlalıklar vücut dışına çıkartılmaktadır. Lazer lipoliz yönteminde, yağ alma işlemi olmadan sadece belirli bir bölgedeki yağlar parçalanır ve yağlar vücut tarafından emilmek üzere bırakılabilir. Bu yöntem belirli ve dar alanlarda uygulanır. Örneğin çene altındaki (gıdı) ve kol içlerindeki sarkmalara neden olan az miktardaki yağ dokusunun alınmasında lazer lipoliz yöntemi kullanılır. Lazer liposuction ise yağ parçalama ve yağ alma işlemlerinin aynı anda kombine bir şeklide yapıldığı operasyonlardır. Uzman doktorlar tarafından uygulanmalı
Sağlıksız beslenme ve hareketsizlikle ortaya çıkan vücuttaki fazla yağlanma ve şekil bozuklukları fiziksel görünüm ile psikolojiyi olumsuz etkiliyor. Spor ve diyete rağmen bölgesel yağlarından kurtulamayanlar için lazerlipo, vaserlipo ya da radyofrefkanslı lipoliz gibi modern uygulamalar hasta konforu ve etkili sonuçları ile öne çıkıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Mehmet Gökhan Şahin, vücut şekilledirmede en ileri teknolojiler hakkında bilgi verdi. 40
KASIM 2016 - 123. SAYI
Lazerlipo, vaserlipo ya da radyofrefkanslı lipoliz (Bodytite) işlemlerindeki başarı seviyesini cerrahın yeteneği ve kullanılacak cihazın ileri teknolojisi belirler. Bu işlemlerin doğru kişiler üzerinde uygulanması başarıyı arttırmaktadır. İşlem sırasında kontrollü ısı etkisi ile (kollajen uyarımı sonucu) sıkılaşan deri ile bölgesel olarak cildin uygun bir form alması sağlanır. Dolayısıyla işlem sonrasında bazı bölgelerde sarkmanın önüne geçilmiş olur.
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
41
EKS Mutfak Akademisi 11 KASIM 2016
EKS Mutfak Akademisi ile başta Türk mutfağı olmak üzere dünya mutfaklarından seçmeleri kapsayan derslere katılabilirsiniz.
eğitim
“2011 yılında Anadolu yakasının diplomalı eğitim veren ilk profesyonel aşçılık okulu olarak kurulduk. Okulumuzda verilen diplomalı uzun dönem profesyonel eğitimlerin yanı sıra kısa dönem temel eğitimler, dünya mutfağı eğitimleri ve günlük workshop çalışmaları yapıyoruz. Değişik ilgi alanları ve damak zevklerine uygun program seçenekleri sunuyoruz. Başta Türk mutfağı olmak üzere Akdeniz, Fransız, İtalyan, İspanyol, Meksika, Hint, Japon ve Uzakdoğu mutfakları gibi dünya mutfaklarından seçmeleri kapsayan derslerimizin yanı sıra Pastacılık, Sushi, Etler ve Pişirme Teknikleri, Renkli Macaronlar, El Yapımı Makarna ve Soslar, Davet Menüleri gibi ders seçenekleri ile farklı taleplere hitap etmeye çalışıyoruz. Senelerdir biriktirdiğimiz 1000’e yakın yerli ve yabancı yayından oluşan kitap koleksiyonumuz ile açtığımız kütüphanede, gastronomi alanına ilgi duyanlar için önemli bir kaynak tabanı sunuyoruz. Akademi’de verdiğimiz eğitimlerin yanı sıra çok önemli markalara ve restoranlara danışmanlık hizmeti sağlıyoruz. Kendi merkezimizde yürüttüğümüz Ar&Ge çalışmaları ile ulusal ve uluslararası markalar ile restoranlara ürün ve menü geliştiriyoruz.
Masterpiece - Dans Edenler 12 KASIM 2016 13:30 Masterpiece Beyoğlu, İstanbul
Sanat, müzik, keyif... Keyifli bir ortamda güzel müzikler eşliğinde, sonunda kendinizi bile şaşırtacak tablolar yapabilirsiniz. Daha önce resim yapmış olmanıza gerek yok, hatta yapmamışsanız çok daha keyifli olabilir. Masterpiece bir resim kursu değil, resim ile dolu 3 saat geçireceğiniz bir keyif seansı. Sonunda evinize, ofisinize götürüp asabileceğiniz, arkadaşlarınıza hediye edebileceğiniz size ait eserleriniz olacak. “Beyoğlu Galata’da bulunan Masterpiece, müziği ve gerekli tüm malzemeleri sizin için sağlıyor. Birlikte sanat konuşacağız, tablolar yapacağız ve çok eğleneceğiz.”
Dinler Tarihi
12 KASIM 2016 13:30 Merakettiklerin İstanbul Yahudilik - Hıristiyanlık - Müslümanlık Dinler birbirlerini etkilemiş midir? Nasıl yayılmıştır? Kutsal kitaplarda diğer dinlerden nasıl bahseder? İslam, diğer dinleri nasıl anlatır? O günlerin şartları ile değerlendirmeler... Bunlar ve bunun gibi daha nice sorular kafanızı kurcalıyorsa, bu programı kaçırmayın. Değerli hocamız Jak Soref, sizlere 3 semavi dinin tarih sayfalarındaki yerini ve birbirleriyle etkileşimlerini, benzersiz yorumuyla anlatıyor. 42
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
43
Sahne Sanatları
GULYABANİ
Trump Kültür ve Gösteri
Merkezi, Biraz hoppaca olan Muhsi ne, çok güzel bir kızdır. Annesi ve babası o daha genç yaşta iken ölür. Komşuları Muhsine’ye göz kulak olurlar ve hatta çey iz vererek onu birisiyle evlen dirirler. Fakat Muhsine kocasıyla pek anlaşamaz ve evden kaçar. Daha sonra annesinin dostu olan Ayşe Hanım adlı bir kadın onu bulur, ona hizmetçilik yapab ileceği iyi ve namuslu bir yere götüreceğini söyleyere k şehrin dışında dağın tepesinde bir köşke götür ür.
Tarih
9 KASIM 2016 Saat
20:30
Tarih 11 KASIM 2016
MUCİZE
Tiyatrosu Müjdat Gezen Bu mucizeyi ir mucizedir. b t ye l Atatürk’tür. ri u h m Cu ustafa Kema M e d n e ir şt gerçekle rk” Saat k Lideri Atatü yü Bü n E n ılı ün ve İlker ’un “21. Yüzy 20:30 İlker Başbuğ n yola çıkarak Melike İlg rktay’ın a Be d li ın A b ; ta ze ki ci li u M im is ığı zikleri, Ayşe eraber yazd Başbuğ’un b urgut Onur Avdan’ın mü ezen T tG dramaturjisi, yönetmenliği ve Müjda e buluşuyor. in yl si i’n ci sc yi e le M iz l Eme suyla n dev kadro u ’n su o tr a iy T
İDEAL KOCA
Beşiktaş Belediyesi
Akatlar Kültür Merk ez
i, 11 yıl lık bi r ev lili ği ay ak ta tu tm ak içi n en fa zla ne ya pa rd ın ız? Me se la sır f ka rın ızı mu tlu et me k içi n ha mi le ka lır mı yd ın ız? Ka dı nl ar as lın da Er ke kle r bu istek ne ister ? le rin ne ka da rın ı do gr u an la r? Ma de m ev lili k uz un bi r oy un o za ma n ha yd i oy na ma ya ba sla ya lım am a ku ra lla ra dı kkat ! Ba zıl ar ı size ço k da uy ma ya bi lir . İstan bu l ko me di tiy at ro su id ea l ko ca nı n ta rif ın i siz in içi n ya pt ı.
AH EVLENDİM,
Tiyatro 3023
Tarih
9 KASIM 2016 Saat
20:30
VAH EVLENEM
EDİM Tarih
Ah Evlendim Vah Ev lenemedim, 14 Ekim - 25 Kasım arasında Tiyatro 30 23 mekanında... 2 kişinin tanışıp evlen mesini seyircisini de içine katarak anlatan ve eski tiyat ro şarkılarının sesle ndirildiği interaktif müzikli bir güldürüdü r.
44
KASIM 2016 - 123. SAYI
11 KASIM 2016 Saat
20:30
www.cekmekoymagazin.com
Sahne Sanatları
FERHANGİ ŞEYLER
Ses 1885 - Ortaoyuncular
Tiyatrosu, Ferhan Şensoy, tek kişilik gösterisi Ferhangi Şeyler ile sezon boyunca Ses 188 5 - Ortaoyuncular Tiyatrosu’nda seyircisiyle buluşma ya devam ediyor. Ferhan Şensoy’un 7 Mart 1987’den beri aralıksız oynadığı tek kişilik gösteris i, gündelik herhangi olayların Ferhanca bir miz ah penceresinden değerlendirilmesidir.
Tarih
12 KASIM 2016 Saat
20:30
Tarih
SON ZENNE
10 KASIM 2016
Bo Sahne
ne”, Bo iği “Son Zen tt e n yö p zı inden an’ın ya ayatımızın iç “H Serdar Saatm r. yo şu lu a erle bu Saat nımız da ols Sahne’de sizl ıdık. Çok yakı ... n ız ta m rı e d la ık çü Ü yd geçenler... 20:30 , hatta yok sa a biziz, geldiklerimiz n e zd e ünkü onlard rm Ç ö g ... ız m rı ile la b ık çamad nlar demek Ama asla ka adır onlar. O rç a p r e ğrulduk ir b n hamurdan yo hepimizde ı yn a , kü n nız çü ayıbımız; insa ız?” ın ıs farkında m
JOKER Bo Sahne Jo ke r, 22 Ka sım ’d a Bo Sa hn e’ de ge rç ek ‘’S ev di ği n işi ya p! Sa hn ed e en ço k se le şe ce k. ni n de di ko du n ya pı lır ! Ev et , sa na sö yle di m se yir ci! İzl ed ikl er in in ar ka pl an ı he p da ha eğ le nc el i. Ki ms e du ym as ın ! Kü çü k bi r sır ve re yim size. ... Oy un cu de di ği n ne di r ki? Bir bi lse n ku lis ha lle rin i... Be n kim mi yim ? Be n de ko rc uy um , ye ri ge lir ko st üm cü yü m, be n as lın da .... mü dü rü m, ya ni kıs ac a Jo ke r.’ ’
Tarih
22 KASIM 2016 Saat
20:30
ORTANCA
Ezop Sahne
Ayşe Mine Salihoğ lu... Doğum yeri İzmir. Mesleği, yaşam ko çu. İnsanlara nasıl ya şamaları gerektiğ in i öğretmeye çalış kendi hayatını ya ırken, şamayı unutmuş bi r insan. Tam sahneye çık arken aldığı bir te lefonla tüm değe üst olur. rleri alt Artık sunum deği l, kendi hayatını so rgulamaya başlar sahnede.
www.cekmekoymagazin.com
Tarih
12 KASIM 2016 Saat
20:30
KASIM 2016 - 123. Sayı
45
SELAMİ ŞAHİN 11 KASIM 2016 JOLLY JOKER
İmera Jolly Joker 09 Kasım 2016 Selami Şahin Jolly Joker 11 Kasım 2016 Mehmet Erdem Jolly Joker 12 Kasım 2016 Mehmet Akatay Jolly Joker 14 Kasım 2016 Tan Taşçı Jolly Joker 16 Kasım 2016 Cem Adrian Jolly Joker 18 Kasım 2016
FETTAH CAN 19 KASIM JOLLY JOKER
Fettah Can Jolly Joker 19 Kasım 2016 Hakan Altun Jolly Joker 23 Kasım 2016 İlyas Yalçıntaş Jolly Joker 24 Kasım 2016 Levent Yüksel Jolly Joker 25 Kasım 2016 Berkay Jolly Joker 26 Kasım 2016 Koray Avcı Jolly Joker 30 Kasım 2016 Halil Sezai Jolly Joker 02 Aralık 2016 Yeni Türkü Jolly Joker 03 Aralık 2016
46
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
konser MEHMET ERDEM 12 KASIM JOLLY JOKER
Yaptığı şarkılarla büyük beğeni kazanan Mehmet Erdem, 12 Kasım’da Jolly Joker İstanbul sahnesinde... 2012 yılında yaptığı iddialı çıkış ile tüm ödülleri tek tek toplayan ve sayısız konsere imza atıp zirveden inmeyerek Türkiye müzik camiasının en saygın isimlerinden biri olmayı başaran Mehmet Erdem, önceki yıllarda Sony Music etiketiyle yayınladığı “Herkes Aynı Hayatta” ve “Hiç Konuşmadan” albümlerinden sonra yine Sony Music tarafından yayınlanan 3. stüdyo albümü “Hepsi Benim Yüzümden” ile sevenlerinin karşısında!
YENİ TÜRKÜ 3 ARALIK JOLLY JOKER
“Şimdi ve Sonra... Yeni Türkü... Adını albümde bir şarkı olarak yer alan Yılmaz Erdoğan’ın “Ankara” şiirinin dizelerinden alan yeni albüm, 10 yeni Yeni Türkü şarkısı içeriyor. Albümün çıkış parçası “Böyle Gitmez”, Cengiz Onural ve Derya Köroğlu imzalı... Şarkı radyolarda ve TTNet Müzik platformunda dinleyiciyle buluşmaya başladı.
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
47
Sinema
EKŞİ ELMALAR Sert mizacıyla tanınan Belediye Reisi Aziz Özay’ın kent çapında meşhur iki özelliği daha vardır: Biri herkesin imrendiği meyve bahçesi, ikincisi de evlenme çağına gelmiş, birbirinden güzel 3 kızı. Kasaba merkezine inmeyen, insan içine çok çıkmayan kızların taliplisi ise çoktur. Aziz Bey’in eşi Ayda ve kızları Muazzez, Türkan ve Safiye’nin öyküleri 1970’li yılların sonunda Hakkari’de başlar ve 1990’lı yılların sonunda Antalya’ya dek uzanır... Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği filmin başrollerinde Zeynep Farah Abdullah, Şükran Ovalı ve Songül Öden yer alırken kadroda kendilerine Şükrü Özyıldız, Fatih Artman, Ersin Korkut, Caner Cindoruk, Cezmi Baskın ve Aziz Özay rolünde Yılmaz Erdoğan eşlik ediyor.
DOKTOR STRANGE Başarılı cerrah Stephen Vincent Strange, geçirdiği bir trafik kazası sonucunda elindeki sinirler zarar görünce artık mesleğini yapamaz hale gelir. Tüm yaraları iyileştirebilen, Tibet’te yaşamakta olan Ancient One adlı büyücünün varlığını öğrenmesi onun için yeni bir umut olur. Tibet’e giden cerrah sandığından çok daha büyük güçlerle karşılaşacaktır. Marvel aleminin sevilen süper karakterlerinden biri olan Doctor Strange’in öyküsünü perdeye taşıyan filmde Doktor Strange’i İngiliz oyuncu Benedict Cumberbatch canlandırırken filmin yönetmen koltuğunda, ağırlıklı olarak korku-gerilim projelerinin aranan ismi haline gelen Scott Derrickson oturuyor. 48 KASIM 2016 - 123. SAYI
İKİMİZİN YERİNE Küçük bir kasabada yaşayan ve sürekli kendini tekrarlayan hayatının sırrını çözmeye çalışan Çiçek ailesinin kendisine dayattığı hayatın içinde sıkışıp kalmış genç bir kadındır. Hayata dair çözülmeyen soruları olan genç kadın kasabaya yeni gelen edebiyat öğretmeni Doğan ile karşılaşınca her şey değişir. Doğan bu yasak aşka ne kadar dirense de kendini Çiçek’e aşık olmaktan alıkoyamaz. İkili arasında büyük bir aşk başlar. Doğan ve Çiçek farklı hayatlarına rağmen birbirlerinin yaralarını sarmaya çalışırken bir ailenin de kaderini kökünden değiştirecektir...
DAĞ 2 Teröristlerin elinden kurtulmayı başaran iki arkadaş Oğuz ve Bekir, 6 yıl sonra özel bir görev için Özel Kuvvetler 8. Muharebe Arama Kurtarma Timi’ne katılır. Timin özel görevi ise Kuzey Irak’ta bir terör örgütü tarafından kaçırılan gazeteci Ceyda Balaban’ı kurtarmaktır. Ancak bu sefer düşman geçmişteki gibi bir tane değildir. MAK’ın karşısında bu acımasız coğrafyada birbiriyle çatışan birden fazla kuvvet vardır ve işler bu sefer hiç olmadığı kadar zordur. Gişede başarı kazanan Dağ filminin ardından gelen devam filmi Dağ 2 filminde yine başrolleri Çağlar Ertuğrul ve Ufuk Bayraktar paylaşırken Alper Çağlar da filmin yönetmenliğini ve senaristliğini üstleniyor. www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
49
Astroloji
KASIM AYI BURÇ YORUMLARI facebook.com/siriusastroloji www.siriusastroloji.com
instagram.com/siriusastroloji
siriusastroloji@gmail.com
Klasik Astroloji Uzmanı Meltem Yalçındağ
Kişisel Harita Analizi ve Danışmanlık
Sevgili Koçlar ve yükseleni Koç olanlar, Kasım ayına hem parasal konular, hem de geleceğinize etki eden konularda alacağınız önemli sorumluluklarla giriş yapacaksınız. Toplumsal konular, ön planda olmak, gelecek projeleri tüm ay boyunca sizi canlı kılacak. 3-7 Kasım arasında önemli ve sizi destekleyen iş görüşmeleri devrede olacaktır. Güçlü ve etkili insanlarla yapacağınız görüşmelerde ilerisi için oldukça önem taşıyacaktır. 9 Kasım itibariyle yönetici gezegeniniz Mars’ın Kova burcuna geçmesi ile enerjinizi daha çok sosyal ortamlara akıtmaya başlıyorsunuz. Bu sosyal ortamlarda özgür olma ve hareket ihtiyacınız artabilir. 12 Kasım ve sonrasında her türlü bilgi ve eğitim almaya yatkın bir zamana giriş yapacaksınız. Yurtdışı bağlantılı işler, medya, hukuk, seyahat ve eğitim alanlarında konuşma ve görüşmeleriniz artabilir, yeni insanlarla iletişim içine girmek isteyebilirsiniz. 14 Kasım’da meydana gelen Dolunay parasal alanlarınızı etkileyeceğinden parayla bağlantılı işlerinizde istediğiniz sonuçlara ulaşabilirsiniz. Ya da bu tarihlerde elinize bir para geçebilir veya kendi para birikimlerinizi, sahip olduklarınızı sorgulayabilirsiniz. 22 Kasım itibariyle iş bağlantıları ve bununla ilgili seyahatler söz konusu olabilir. Bu süreçte hedeflerinizi geniş tutmalı, farklı alanları denemekten korkmamalısınız.
KOÇ
Sevgili Boğalar ve yükseleni Boğa olanlar Kasım ayına Ekim sonunda aldığınız özel hayatınızla ilgili yeni kararlarla giriş yapacaksınız. Bu alanda güzel gelişmeler söz konusu olarak hem ortaklaşa iş konularında hem de özel hayatınızdaki durumları toparlamak için uygun koşullar buluyor olacaksınız. 9 Kasım’dan sonra artık tam anlamıyla enerjinizi kariyerinize ve iş alanlarınıza aktarmaya başlıyorsunuz. Kendinizi toplumsal konularda daha fazla ortaya koymak isteyecek ve bu alanda mücadele vermekten mutluluk duyacaksınız. 12 Kasım’da yönetici gezegeniniz Venüs’ün Oğlak burcuna girmesi ile yurtdışı bağlantılı işler, seyahatler ve eğitim konuları gündeminizde yer alabilir. Özellikle ay sonuna doğru tanıdığınız insanların üzerinde çok büyük değiştirici ve dönüştürücü özellikler olduğunu görebilir aynı zamanda işiniz ile ilgili değişim ve dönüşümler yaşayabilirsiniz. 14 Kasım’daki dolunay ile beraber hayatınızla ilgili önemli kararlara odaklanabilirsiniz. Kendi istekleriniz ve kendi kişisel hayatınızla olan bağlantılarınızın devreye girmesi ile özel hayatınızla ilgili önemli kararlar ve sonuçlar hayatınızda önem kazanabilir. 22 Kasım itibariyle artık kimliğinizi daha çok parasal konularda göstermeye başlayarak özellikle ortak parasal konularda yatırımlar yapabilir, riskli girişimlerde bulunmak isteyebilirsiniz.
BOĞA
Sevgili İkizler ve yükseleni İkizler olanlar, Kasım ayına Ekim sonunda gerçekleşen Yeniay ile ‘’merhaba’’ diyerek özellikle iş hayatınızdaki
İKİZLER oluşumları fazlası ile hissederek gireceksiniz. İşinizde kendinizi daha fazla göstermek isteyecek, çok fazla koşturacak ve başkalarına
hizmet edeceksiniz. Bir yandan da özel hayatınız hız kazanacak ve özel hayatınızın sorumlulukları, ortaklaşa işlerinizin sorumlulukları da devreye girmeye başlayacak. 9 Kasım itibariyle artık tam anlamıyla enerjinizi yurt dışı bağlantılı konulara, yabancılar, seyahat ve eğitim konularına verebilir ve bu alanda güzel fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. 12 Kasım’da yönetici gezegeniniz Merkür’ün Yay burcuna girmesi ile artık daha fazla özel hayatınızdaki konuları konuşmaya başlayacaksınız. Sevdiğiniz insanla aranızdaki konuları halletmek, konuşmak, paylaşmak için oldukça uygun bir süreç olacak. 14 Kasım’da sizin kadersel alanınızda bir dolunay meydana geliyor. Kontrolünüzün dışında gelişecek olay ve durumlara karşı hazırlıklı ve dikkatli olmalısınız. Hesapta olmayan birtakım gelişmeler ve durumlar sizi şaşırtabilir. Aynı zamanda hayatınız ile ilgili bir olayın iç yüzüyle de karşılaşabilirsiniz. Bu süreçte her şeyi doğal akışına bırakmaya çalışın. 20 Kasım’dan itibaren kariyer evinizin yöneticisinin düzelmesi ile birlikte artık kariyer konularında uzun zamandır süregelen sıkıntı ve yavaşlamaların geride kaldığını görmeye başlayacaksınız.
YENGEÇ
Sevgili Yengeçler ve yükseleni Yengeç olanlar, Kasım ayına oldukça olumlu etkilerle başlıyorsunuz. İş hayatınızda önemli sorumluluklar üstlenirken iş ve özel hayatınız arasındaki dengeyi iyi korumak zorunda kalacaksınız. 9 Kasım itibariyle enerji ve motivasyon gezegeni Mars’ın Kova burcuna geçmesi ile birlikte enerjinizi tam anlamıyla parasal konulara harcayarak, riskli ve yatırımlı işlerde bulunmak isteyeceksiniz. Bu süreçte kredi, vergi ve miras konuları oldukça gündeminizde yer alabilir. 14 Kasım’da meydana gelen Dolunay sizin sosyal çevre ve arkadaşlık evinizde gerçekleşmektedir. Bu süreçte sosyal çevrenizde ve arkadaşlarınız arasında önemli olaylar cereyan edebilir. Belki onlara yardım etmek durumunda kalabilir ya da arkadaşlarınızın sizin hayatınıza büyük bir etkisi olabilir. 22 Kasım itibariyle iş sorumluluklarınız artacağı, hizmet ve sağlığınızı ilgilendiren konularda önemli adımlar atacağınız bir döneme giriyorsunuz. Özellikle iş hayatınızda daha fazla sorumluluk ve görevlere eğilerek iş ortamında kendinizi daha fazla göstermek isteyebilirsiniz. Ayrıca iş değişikliği ya da terfi gibi konular bu tarihten itibaren söz konusu olabilir. Sevgili Aslanlar ve yükseleni Aslan olanlar, Kasım ayı özellikle ev, aile ve yuva konularına odaklandığınız bir ay olacak. Bir yandan aşk hayatınızda önemli ilişki sorumluluklarının devreye girdiğine şahit olacaksınız, bir yandan da varsa çocuğunuzla olan ilişkinizde önemli sorumluluklar ile karşılaşacaksınız ve bunlar sizin hayatı daha ciddi algılamanıza sebebiyet verebilecek. 9 Kasım itibariyle ikili ilişkiler, evlilik, ortaklık gibi konularda cesur kararların alınabileceği bir döneme giriyorsunuz. Bu dönemde ilişkileriniz enerji dolu, heyecanlı olacak ama bir anlamda mücadeleci bir tavır sergileyeceğiniz için yorucu da olabilecek. Bu süreçte özellikle partnerınız ve ortağınızla çok fazla sürtüşmemeye özen göstermeli, bir anlamda girişimleriniz için mücadele vermelisiniz. 14 Kasım’da meydana gelen Dolunay kariyer hayatınızda önemli birkaç günü karşınıza getirebilir. Bu süreçte ev ve aile arasındaki dengeyi iyi kurmaya çalışın. İşinizle ilgili oluşumlar aileniz ya da eşinizde hassaslık yaratabilir. 22 Kasım tarihi sizin için oldukça şanslı bir tarih .Özel hayatınızda yakın çevrenizden alacağınız bir teklifle karşılaşabilirsiniz. 29 Kasım’da devreye giren Yeniay ile beraber aşk hayatınızdaki hareketlilik daha da fazlalaşarak önemli kararlar ve başlangıçları devreye sokabilirsiniz.
ASLAN
50
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Astroloji Sevgili Başaklar ve yükseleni Başak olanlar, Kasım ayında iletişimsel konularınız artarak daha çok yakın çevrenize yöneleceksiniz. Ev ve aileye yönelik konu ve olaylar sizi fazlasıyla meşgul edecektir. 9 Kasım itibariyle artık enerjiniz değişmeye başlıyor. Girişimleriniz adına iş hayatınız ve sağlıkla ilgili konular daha fazla önem kazanarak enerjinizi bu yönde harcayacaksınız. Yine bu alanlarda zaman zaman mücadeleleriniz söz konusu olabilir özellikle ast ve üstlerinizle olan ilişkilerinizde tepkisel ve agresif davranabilirsiniz. Bu süreçte biraz daha dikkat etmeye özen gösterin.14 Kasım’da meydana gelen Dolunay yurtdışı bağlantılarınızı, seyahat, eğitim ve ticaret konularını hareketlendirerek bu konularda birtakım kararlar almanızı sağlayabilir ve güzel fırsatları da karşınıza getirebilir. Hiç beklenmedik bir iş teklifi ya da bir seyahat sizi önemli kararlara ulaştırabilir. 20 Kasım itibariyle artık ikili ilişkiler, evlilik ve özel hayatınızda yaşadığınız bazı sıkıntı ve sorunlar düzelmeye başlayacak. Şanslı tarihlerden bir tanesi de 22 Kasım, evle ilgili bir işin çözüme ulaşması ya da aile hayatınıza beklenmedik para girişinin olması söz konusu olabilir.
BAŞAK
Sevgili Teraziler ve yükseleni Terazi olanlar, Kasım ayı, Ekim sonunda oluşan Yeniay’ın etkisiyle parasal konularda size güzel kazançlar sağlayacak. Parayla ve özellikle yakın çevrenizle ilgili önemli sorumluluklar bu ay devreye girerek, özellikle Kasım’ın ilk haftasında güzel ve özel olumlu etkiler sizi yukarıya taşıyabilir. 9 Kasım itibariyle enerji ve motivasyon gezegeni Mars’ın Kova burcuna geçmesi ile aşk hayatınızda hareketlenmeler başlayarak sevdiğiniz insanla daha fazla görüşmeler, konuşmalar gündeminizde yer alabilir. Ancak zaman zaman inatçılıktan ve fikir sabitliğinden kaynaklı olarak sürtüşmeler yaşamanız söz konusu olabilir. 12 Kasım’dan sonra yönetici gezegeniniz Venüs’ün ev, aile ve yuva alanınıza girmesi ile beraber artık evinizi düzeltmek, dekorasyona girişmek veya tadilat gerektiren işlere yoğunlaşabilirsiniz. 14 Kasım’da meydana gelen Dolunay ile partnerizin ve sizin ortaklaşa para haneniz önem kazanmaya başlayacak. Kazanımlarınızı değerlendirmenin, yatırıma dönüştürmenin yollarını bu Dolunay ile birlikte gerçekleştirme imkanı bulabilirsiniz. Bir yandan da beklemediğiniz, unuttuğunuz bir para ya da bir vergi konusu gibi parasal konular sizi bu Dolunay döneminde hassaslaştırabilir.
TERAZİ
Sevgili Akrepler ve yükseleni Akrep olanlar, Kasım ayı kişisel girişimlerinizle ve bu alanda yapacağınız yeni kararları uygulamaya koymakla başlıyor. Kasım’ın ilk haftası sizin için oldukça şanslı bir hafta. Özellikle 1 Kasım’da aşk hayatınızda sevdiğiniz insanla birbirinize karşı olan enerjiniz fedakar ve anlayışlı etkilerle dolu olacak. 9 Kasım’dan sonra artık enerjinizi tam anlamıyla ev, aile ve yuva konularına kaydırıyorsunuz. Aileniz, güvenliğiniz ve eviniz sizin için önemli olmaya başlıyor. Bir yandan onlarla olan bağlantılarınıza enerjinizi akıtırken bir yandan da zaman zaman oluşan agresif ve tepkisel tavırlarınızla onlarla aranızda sürtüşmeler yaşayabilirsiniz. 14 Kasım’da ki Dolunay sizin özel hayatınız ve ikili ilişki alanında gerçekleşmektedir. Kendi hayatınıza ve girişimlerinize bu kadar odaklandığınız bir dönemde özel hayatınızdaki insana daha fazla vakit ayırmalı ve bu dolunayda onun şartlarına göre hareket etmelisiniz. 22 Kasım’dan sonra artık tam anlamıyla kimliğinizi parasal konularda ortaya koymaya başlayacaksınız. Yatırımlarınız, cebinizdeki para önem kazanıyor. Girişimleriniz ve bunun sonucunda kazançlarınız sizin için önemli olacak.
AKREP
Sevgili Yaylar ve yükseleni Yay olanlar, Kasım ayı biraz geri planda durmanız gereken ve sağlığınızı hiçbir şekilde ihmal etmemeniz gereken bir ay. Özellikle 1 Kasım, aile hayatınızda fedakarlıklarınız, yardımseverliğinizin ön plana çıktığı tarihlerden birisi. Ailenizle olan bağlantılarınızı ve ilişkilerinizi, yapacağınız maddi ve manevi yardımalarla kurtarıp daha iyi bir noktaya taşıyabilirsiniz. 9 Kasım tarihinden itibaren enerjinizi ve hayat mücadelenizi daha çok yakın çevre konularına kaydırmaya başlıyorsunuz. Eğer iletişim, satış, reklam, pazarlama alanında çalışıyorsanız daha fazla mücadelenin devreye girdiği, daha fazla gruplarla hareket ederek bu konularda girişimlerinizi başlatacağınız bir süreç olacak. 14 Kasım’da meydana gelen Dolunay sizin iş, hizmet ve sağlık alanlarınızı etkileyecektir. Bu Dolunayla iş hayatınızda önemli önemli konu ve olayları görme şansınız yüksek. Oluşan olaylar karşısında dengenizi korumak, sağlığınıza özen göstermek yine çok önemli olacak. 22 Kasım itibariyle artık kendinizi çok iyi hissedeceğiniz bir döneme giriyorsunuz. Kendinize olan güveniniz artarak uzun zamandır üzerinde hissettiğiniz ağırlık ve isteksiziliğin geride kaldığını göreceksiniz.
YAY
Sevgili Oğlaklar ve yükseleni Oğlak olanlar, Kasım ayı Ekim sonunda oluşan Yeniay ile beraber sosyal çevre konularının aktif olduğu bir ay olacak. Ayrıca bu ay sizin için içerisinde geleceğe yönelik her türlü plan ve programlarınızı devreye sokabileceğiniz son derece olumlu bir ay. 9 Kasım itibariyle enerji ve motivasyon gezegeniz Mars’ın burcunuzdan çıkıp Kova burcuna geçiş yapması ile enerjinizi daha çok maddi konulara kaydırıyorsunuz. Bir yandan parayla ilgili daha fazla para harekete geçme ve kazançlarınızı arttırmanın yollarını arayabilirsiniz. Diğer bir yandan da harcamaların daha da artacağı bir süreç olacağı için aradaki dengeyi iyi korumanız gerekmektedir. 14 Kasım’da gerçekleşen Dolunay aşk hayatınızı tetiklemektedir. Bu Dolunayla beraber aşk hayatınızda beklenmedik sonuçlar ve kararlar alabilir ve bunun sonucunda duygusal hassaslıklar hissedebilirsiniz. 22 Kasım itibariyle artık biraz geri planda durmak sizin için önem kazanıyor. Bu süreçte önemli girişimlerde bulunmamalı ve kararlar alınmamalı, riskten kaçınmalısınız. Geçmişle alakalı olayların daha önce fark etmediğiniz konuların su yüzüne çıktığını fark edebilirsiniz.
OĞLAK
Sevgili Kovalar ve yükseleni Kova olanlar, Kasım ayı iş hayatınızda ve kariyerinize yönelik alanlarınızda çok güzel başlangıçlar ve kararlar ile başlıyor. Arkadaşlarınızın ya da sosyal çevrenizdeki bir organizasyonun sorumluluğunu alarak bunların kariyerinize etkilerini hissedeceğiniz ve güzel adımlar içerisinde bulunacağınız son derece olumlu bir ay sizin için. 9 Kasım’dan sonra artık Mars’ın sizin burcunuza girmesi ile beraber rahatlamaya başlayacaksınız. Daha rahat hareket ettiğiniz, enerjinizi iyi ve kontrollü bir şekilde kullanacağınız bir dönem olacak. Bu süreçte kendinize olan güveniniz artarak kendinizi ortaya koymak, girişimlerde bulunmak isteyebilirsiniz. 14 Kasım’da oluşan Dolunay sizin ev, aile ve yuva evinizde gerçekleşiyor. Ailenize, yuvanıza ve sevdiklerinize önem vermek bu Dolunayla beraber daha da önem kazanmaktadır. Ancak kariyerinizde yaşanan önemli gelişmeler aile ortamında duygusal oluşumlar yaşanmasına sebebiyet verebilir. 22 Kasım tarihinden itibaren önemli ticari konuşmalar ve sorumluluklar devreye girebilir. Ayrıca kendiniz daha fazla sosyal çevre ve organizasyonlar içerisinde bulabilir, yeni ve farklı insanlarla tanışabilirsiniz.
KOVA
Sevgili Balıklar ve yükseleni Balık olanlar, Kasım ayında odak noktanız daha çok eğitim, yabancılarla yapılacak işler ve seyahat konuları olacaktır. Kendinizi bu alanlarda göstererek fırsatları yakalama şansına sahip olacaksınız. Özellikle Kasım’ın ilk haftasını etkili bir şekilde kullanmaya çalışın. 9 Kasım itibariyle artık enerjinizi biraz geriye çekebilir, enerjinizde düşüşler yaşayabilirsiniz. Özellikle parasal konularda daha girişimci olmaktan ziyade, var olanı tutmaya çalışmaya özen göstermelisiniz. 14 Kasım’da meydana gelen Dolunay sebebi ile özellikle satış, reklam, iletişim ve bilgisayar alanlarında çalışıyorsanız birtakım kararlar ya da yurt dışı bağlantılı işlerinden birtakım sonuçlar alabilirsiniz. Yine yakın çevreniz kardeşlerle ya da akrabalarla ilgili hiç beklenmedik haberler alabilir, ani seyahatlere çıkabilirsiniz. 22 Kasım tarihi itibariyle kimliğinizi tam anlamıyla kariyerinizle göstermeye başlıyorsunuz. Tanınmak, yaptığınız işte görünür olma isteği içinde olmak isteyeceksiniz. Bu süreçte işlerinizin karşılığını almak önemli olacak. Etkili ve güçlü insanlarla bir araya gelerek kariyerinizde önemli fırsatlar elde edebilirsiniz.
BALIK
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
51
Bulmaca & Sudoku
Kutucuklarda çıkan harfleri; AÇIK ADRES, TELEFON NUMARASI, ADINIZ SOYADINIZ ile birlikte pazarlama@ cekmekoymagazin.com adresine e-mail olarak gönderin. 3 adet Mini Kulaklıklı MP3 Çalar’dan birini kazanma şansını yakalayın. Kazanan kişiler istedikleri zaman hediyelerini, hiçbir yükümlülük gerektirmeden kullanabilirler / alabilirler. Kazananların isimleri Aralık ayı sayısında açıklanacaktır. Kazanan 3 kişi, cevabı e-mail olarak gönderenler arasında yapılacak kurada belirlenecektir. (Kutucuklardaki cevap herhangi bir anlam içermeyebilir)
Bu ın Ay yesi di He
Geçen Ay Kazananlar CAN SANLI / ESNAF ŞİRİN PEKYILMAZ / CASA FIORE TAHSİN YÜCE / PARK VERDE
ÖDÜLLÜ ÇENGEL BULMACA
SUDOKU
52
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
53
Rรถportaj
54
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
55
Rรถportaj
Bilgi iรงin: 0532 409 1005
56
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com
Röportaj
www.cekmekoymagazin.com
KASIM 2016 - 123. Sayı
57
Rรถportaj
58
KASIM 2016 - 123. SAYI
www.cekmekoymagazin.com