XVIII. Yüzy›l›n ‹kinci Yar›s›nda Üsküdar’da Sulh Anlaflmalar› ve Bunlar›n Ard›ndaki Sosyal ‹liflkiler D R .
I fi I K
T A M D O ⁄ A N
Araflt›rmac› / Fransa
Osmanl› döneminde kifliler aralar›ndaki anlaflmazl›klar› gidermek için çeflitli yollara baflvurabilirlerdi. Anlaflmazl›klar kad› mahkemelerine ya da arz-› hal yolu ile Divan-› hümayuna baflvurarak çözülmeye çal›fl›ld›¤› gibi, karfl›l›kl› anlaflma yoluyla, yani sulh anlaflmalar›yla da çözümlenebilirdi. Yaz›m›za konu olan araflt›rma, Üsküdar’da XVIII. yüzy›lda sulh anlaflmalar›n›n nas›l yap›ld›¤› ve bu tür anlaflmalar› yapan kiflilerin aras›ndaki sosyal iliflkileri konu al›yor. Burada sulh anlaflmalar›n›n kimler aras›nda yap›ld›¤›, anlaflmada kimlerin flahitlik ya da arac›l›k yapm›fl olduklar›na odaklanarak, bu anlaflmalar› mümkün k›lan sosyal doku ile ilgili baz› ipuçlar›na ulaflmaya çal›flaca¤›m. Daha somut bir biçimde ifade etmek gerekirse, bafllang›çta çat›flma hali içinde olan taraflar›n ayn› sosyal çevrenin, cemaatin, s›k› iliflki a¤›n›n, dini ya da mesleki bir grubun mensubu olup olmamalar›n›n sulhun yap›labilmesini mümkün k›lan koflullar üzerinde ne derece belirleyici oldu¤unu tart›flaca¤›m. Bu çal›flma Üsküdar kad› sicillerinden XVIII. yüzy›l›n ikinci yar›s›na ait üç tanesinde bulunan sulh kay›tlar›na dayan›yor.1 Osmanl› döneminin kad› sicilleri, kad›lar›n görevlerinin çok yönlülü¤ünü yans›t›r.2 Yaln›zca yarg› görevi bulunmay›p, bulundu¤u yörenin idarî ifllerinden de sorumlu olan kad›lar, sicillere bulunduklar› eyalet ya da kaza ile ilgili idari belgeleri, merkez ile yaz›flma kopyalar›n› da kay›t ederlerdi. Bunun yan› s›ra, bugünkü noterlerin ifllevine benzer, yaz›l› belgelerin geçerlili¤ini de tescil etmek gibi bir ifllevleri oldu¤undan, Osmanl› dönemi kad› sicillerinde farkl› türden ve farkl› ifllevlere tekabül eden çok çeflitli belgeler bulunmaktad›r.3 Sicillerdeki sulh kay›tlar› bu belge türlerinden biridir.
Ü S K Ü D A R
Arzuhal Uzatan Halk,
46
S E M P O Z Y U M U
V
S U L H
X V I I I . Y Ü Z Y I L I N ‹ K ‹ N C ‹ Y A R I S I N D A Ü S K Ü D A R ’ D A A N L A fi M A L A R I V E B U N L A R I N A R D I N D A K ‹ S O S Y A L ‹ L ‹ fi K ‹ L E R
Sulh anlaflmalar›n›n yer ald›¤› fleriye sicili
Osmanl› çal›flmalar›nda sulh anlaflmalar› ile ilgili araflt›rmalar daha henüz bafllang›ç aflamas›nda denilebilir. Bu konu ile ilgili araflt›rmalar, daha ziyade sulhun hukuki yönü ile ilgilidir.4 Yaz›m›zda Üsküdar’da XVIII. yüzy›lda yap›lm›fl sulh anlaflmalar›n› iki bölümde ele alaca¤›z. Birinci bölümde sulhun hukuki yönüne de¤inip, sulh anlaflmalar›n›n sicillere nas›l yans›d›¤›n› görece¤iz. ‹kinci bölümde ise Üsküdar’da yap›lan sulh anlaflmalar›n›n kimler aras›nda yap›ld›¤›na ve bu kiflilerin aras›ndaki sosyal iliksileri gözleyerek, sulhun kimler aras›nda hangi konularda gündeme geldi¤ini anlamaya çal›flaca¤›z.
1. Sulhu anlamak Arapçada “do¤ru olma” “uyum içinde olma” anlam›na gelen “salaha” kökünden 47
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
gelen sulh kelimesinin anlam› çok yönlüdür. Genellikle “uzlaflma” anlam›na gelen sulh sözcü¤ü, bar›fl anlam›nda da kullan›l›r. Sulh kelimesi, çok anlaml›l›¤›n›n yan› s›ra ayn› zamanda gerek dinî, gerek ahlakî gerekse hukukî kavramalara tekabül eden çok yönlü de bir terimdir. Kuran’da sulha teflvik vard›r ve burada sulh daha ziyade dinî ve ahlakî erdemi simgeleyen bir terimdir. ‹slam f›k›h kitaplar›nda da önemli bir yeri olan sulh kavram›, ilk olarak fakih Muhammad efl-fieybanî’nin eserinde geçer.5 Bafllang›çta dinî bir kavram olan sulh teriminin, zaman içinde nas›l olup da gerek ahlaki, gerekse hukukî bir terime dönüfltü¤ünü, Aida Othman sulh üzerine yapm›fl oldu¤u çal›flmas›nda ele almaktad›r. Bizim burada, sulhu hukukî bir terim ve Osmanl› hukuku içinde belli bir anlaflma türü olarak ele almakla beraber, sulhun gerek sözcük, gerekse kavram olarak çok yönlülü¤ü ve anlaml›l›¤›na de¤inmemizin nedeni, sulh anlaflmalar›n›n çok yönlü bir “prati¤i/olguyu” ifade etmelerindendir. Çat›flma halinde olan iki taraf›n aralar›nda uzlaflmaya gitmelerini ifade eden bu anlaflma türü, hukukî oldu¤u kadar, ayn› zamanda da ahlakî, ekonomik ve sosyal bir anlaflmay›, olguyu ifade etmekte. Yaz›m›z›n ilerdeki bölümlerinde de de¤inece¤imiz bu çok yönlülü¤ü ile sulh anlaflmalar›, Frans›z antropolog ve sosyolog Marcel Mauss’un ifadesi ile “tüm bir sosyal olguya” tekabül etmekte.6 Sulhun sosyal iliflkilerde ve al›fl-verifllerde ald›¤› bu çok yönlü anlama gelmeden, hukukî bir kavram olarak içerdi¤i çok anlaml›l›¤a de¤inmek istiyorum. Yukar›da da de¤indi¤im gibi, Osmanl› döneminde sulh anlaflmalar› meflruiyetini ‹slâm f›kh›ndan almakla beraber Osmanl› kanunlar›na ve yerel geleneklere de (örf) dayanmaktayd›lar. Özellikle XVI. yüzy›lda uygulamada olan baz› kanunnamelerde sulha de¤inilmektedir.7 Örne¤in Sultan I. Selim dönemi kanunnamelerinde, sulh anlaflmas› yapm›fl olan taraflardan daha az cerime (yani para cezas›) al›nmas›na dair ibareler bulunmaktad›r.8 Osmanl› döneminde sulh anlaflmalar› meflruiyetlerini, ‹slâm f›kh›ndan ve kanunnamelerden oldu¤u kadar, yerel geleneklerden de al›yordu. ‹mparatorlu¤un de¤iflik bölgelerinde ve ayn› tarihlerde yap›lan sulh anlaflmalar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda, bunlar aras›nda, kuflkusuz yerel geleneklere dayanan farkl›l›klar oldu¤unu gözlemleyebiliyoruz.9 Bu farkl›l›klara yeri geldi¤inde ileride tekrar de¤inece¤iz. Sulh anlaflmalar› nas›l yap›l›yordu? Sulh anlaflmalar›nda prosedürün nas›l iflledi¤ini anlamak için, önce Üsküdar kad› sicillerindeki bir sulh anlaflmas›n› örnek alal›m: “Üsküdar’da Bimarhane’de mütemekkîn, gurrebadan Mustafa bin Abdullah meclis-i fler’ hat›rda, keresteci Zanberi veled Kürpe nâm zimmî muvacehesinde: ‘merkum Zanberi, haz›r bil meclis Marg›d›ç zimmî ile, bundan iki gün mukaddem Çaml›ca yolunda beni darb kasd›yla üzerime hücum etmiflti’ deyü eyledi¤i davas›ndan bivas›tat-i müslimîn, 40 para bedel-i makbuza mukabele sulh olub, husus-u mezkûra müteallike davadan gerek merkum Zanberi’nin ve gerek mez48
S U L H
X V I I I . Y Ü Z Y I L I N ‹ K ‹ N C ‹ Y A R I S I N D A Ü S K Ü D A R ’ D A A N L A fi M A L A R I V E B U N L A R I N A R D I N D A K ‹ S O S Y A L ‹ L ‹ fi K ‹ L E R
1720’deki geçit töreninde kad›lar Osmanl›larda Sa¤l›k, I, 320
bur Marg›d›ç’in zimmetlerini ibra’ ve iskat eyledi¤i tescil olunub, bil-iltimas huzur-u alilerine ilam olundu, fi 11 rebiülahir sene 1181.”10 Yukar›da gördü¤ümüz sulh örne¤i en s›k rastlanan iflleyifle bir örnek. Burada görüldü¤ü gibi aralar›nda anlaflmazl›k olan iki taraf, araya arac›lar›n11 girmesiyle, uzlaflmaya giderler ve bir sulh anlaflmas› yapmaya karar verilir. Bu uzlaflma, ma¤dur olan tarafa di¤er taraf›n bir bedel ödemesi ile elde edilir. Yukar›daki akitte sözü geçen “bedel”, sulh anlaflmalar›n›n temeli olan “sulh bedeli”ne tekabül eder. K›sacas› sulh akdinin geçerli olmas› için karfl›l›kl› r›za ve ma¤dur taraf›n sulhu kabul etmesi için kendisine bir bedel verilmesi gereklidir; bu anlamda sulh anlaflmalar›, al›fl verifl akitleri ile de benzerlik gösterirler. Yukar›da gör49
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
dü¤ümüz, sulh anlaflmas› Mustafa bin Abdullah ile kendisine Çaml›ca yolunda sald›rm›fl olduklar›n› iddia etti¤i iki zimmî aras›nda yap›lm›fl. Belgeden anlafl›ld›¤› üzere, taraflar aralar›nda uzlaflmaya gittikten sonra, Üsküdar kad› mahkemesine gelip, sulh akdini yaz›ya ve kayda geçirtmifllerdir. Sulh anlaflmalar›, kad› mahkemelerinde yap›labildi¤i gibi sözlü olarak mahkeme d›fl›nda da yap›labiliyordu. Osmanl› hukukunun meflru sayd›¤› di¤er türden anlaflmalar gibi (nikâh ya da bey’), sulh anlaflmalar› da en az iki flahit önünde yap›ld›¤›nda taraflar için ba¤lay›c› oluyordu. Üç tür sulh akdi oldu¤unu söyleyebiliriz: 1. tamamen sözlü olarak ve mahkeme d›fl›nda yap›lan, yaz›ya geçirilmeyen sulh anlaflmalar›, 2. taraflar aras›nda sözlü olarak gerçeklefltirilen ve daha sonraki bir aflamada, yaz›ya geçirilip sicile kay›t edilmek üzere kad› mahkemesine gelen sulh anlaflmalar›, 3. kad› mahkemesine yap›lan bir flikâyet üzerine, normal bir dava olarak bafllay›p, kad›n›n teflvikiyle sulhla sonuçlanan sulh akitleri. Sözlü olarak yap›lm›fl ve kad› mahkemesinde sicile kay›t edilerek yaz›ya geçirilmemifl olan sulh anlaflmalar›n›n izini ise yine kad› sicillerinde bulmak mümkün. Baz› durumlarda, sözlü olarak gerçeklefltirilmifl olan bir sulh anlaflmas›n›n akabinde, taraflardan biri anlaflmaya uymad›¤› takdirde –örne¤in sulh bedelini ödemedi¤i halde, ya da sulh bedeli kendisine takdim edildi¤i halde, mahkemeye baflvurup yine de davac› oldu¤unda- kad› mahkemesine yans›yabiliyordu. Bu gibi hallerde, daha evvel yap›lm›fl olan sulh anlaflmas›na uymamakla suçlanan taraf› flikayet için, di¤er taraf›n kad› mahkemesine baflvurdu¤unu ve bu baflvuru sonucunda flikayetçi tarafa verilen hüccetten daha evvel yap›lm›fl olan “sözlü” sulh akdinin nerede, kimler aras›nda cereyan etmifl oldu¤unu ö¤renmemiz mümkün oluyor. Ancak bu hususta Üsküdar kad› sicillerinde görece az örne¤e rastlamaktay›z. ‹nceledi¤imiz üç Üsküdar sicilinde yaln›zca bir tane bunun gibi sözlü olarak ve mahkeme d›fl›nda gerçeklefltirilmifl sulh örne¤ine rastlad›k.12 Oysa ayn› dönemin Adana sicillerinde bu tür örneklere daha s›k rastlamak mümkün. Yukar›da de¤indi¤imiz yerel iflleyifller aras›ndaki farkl›l›klardan bir di¤er örnekse, Üsküdar kad› sicillerindeki sulh anlaflmalar›nda sulh bedelinin yaln›zca nakit olarak ödenmesi. Ayn› dönemde, baflka eyaletlerin sicillerinden bildi¤imiz kadar, baflka kentlerde sulh bedeli ayni olarak da ödenebiliyordu.13
Hangi tür anlaflmazl›klarda sulha gidiliyordu? Osmanl› ve ‹slam hukukuna göre had cezalar› ile cezaland›r›lmas› gereken suçlar›n d›fl›nda, di¤er her türlü anlaflmazl›k konusunda/ihtilafta taraflar sulha gidebilirlerdi.14 Üsküdar kad› sicillerinde rastlad›¤›m›z sulh anlaflmalar›n›, anlaflmazl›k konular›na göre dört grupta toplayacak olursak. Bunlardan en s›k rastlan›lan› borçlar ile ilgili sulh anlaflmalar›d›r. ‹nceledi¤imiz 3 sicilde borçlarla ilgili sulh anlaflmalar› toplam sulhlar›n % 53’ünü oluflturmakta. ‹kinci s›rada yaralama vakalar› ile ilgili sulh anlaflmalar› gelmekte. Bunlar toplam sulhlar›n % 50
S U L H
X V I I I . Y Ü Z Y I L I N ‹ K ‹ N C ‹ Y A R I S I N D A Ü S K Ü D A R ’ D A A N L A fi M A L A R I V E B U N L A R I N A R D I N D A K ‹ S O S Y A L ‹ L ‹ fi K ‹ L E R
10’unu olufltururken, cinayet ile ilgili sulh anlaflmalar› toplam sulhlar›n %13’ünü oluflturmakta. Kalan toplam sulhlar›n %24’ini ise di¤er dava ve flikâyet konular› oluflturmakta (hakaret, h›rs›zl›k, ya da baflka zararlar).
2. Sulhun ard›ndaki sosyal iliflkiler Sulhun hukuki anlam›na de¤inip, nas›l ve hangi konularda yap›ld›¤›n› gördükten sonra, flimdi de sulh anlaflmalar›n›n ard›ndaki sosyal iliflkileri gözlemleyelim, yani sulhun kimler aras›nda yap›ld›¤›na bakal›m. Yukar›daki örnekte gördü¤ümüz gibi, sulh anlaflmalar› aralar›nda ihtilaf olan iki taraf aras›nda, araya baz› arac›lar›n girmesi ile en az iki flahit önünde yap›l›yordu. Sulh anlaflmalar›n›n ne tür ihtilaf konular›nda gündeme geldi¤i kadar kimler aras›nda yap›ld›¤› da incelemeye de¤er bir konu. Sulh anlaflmalar›na kat›lan kiflilerin (gerek taraflar, gerek arac›lar, gerekse flahitler ve kad›) kim oldu¤u ve aralar›ndaki iliflkinin niteli¤inin ne oldu¤u ilgimizi birçok nedenden dolay› çekmekte. ‹htilaf halinde olan taraflar›n bir uzlaflmaya varabilmesi için, bu z›t kutuplar› ikna edecek, aralar›ndaki çat›flmay› yumuflatabilecek arac›lara kiflilere ihtiyaç duyulur. Burada sordu¤umuz sorulardan bir tanesi, kad› mahkemesinde gerçeklefltirilen sulh anlaflmalar›nda ihtilaf halinde olan taraflar›n birbirleri aras›ndaki iliflkinin ne derece “s›k›” olup olmad›¤›d›r. Çal›flmam›z›n bu aflamas›nda, sulh anlaflmalar›na anglo-sakson literatürde “network analysis” diye adland›r›lan, “sosyal iliflki a¤lar›” kavram› arac›l›¤› ile bakaca¤›z. 1950’li y›llardan bu yana sosyal bilimlerde baflvurulan “iliksi a¤lar›” analizi yöntemi, sosyal olaylar› ve olgular› iliflkisel verileri esas alarak analiz eder.15 Henüz sürmekte olan bir araflt›rma oldu¤undan, bu çal›flmamda inceledi¤im üç Üsküdar sicilindeki sulh akitlerindeki ihtilaf halinde olan taraflar aras›ndaki iliflkileri nitelemek için çok basit bir yöntem kulland›m. Sulh anlaflmas›na baflvuran taraflar aras›ndaki iliflkinin bir akrabal›k ba¤› olup olmad›¤›na bakt›m ve dolay›s› ile taraflar aras›ndaki iliflkileri iki grupta toplad›m: birbiri ile akrabal›k ba¤› olanlar ve olmayanlar. Di¤er yandan da sicillerdeki sulhlara neden olan ihtilaf konular›n› üç gruba ay›rd›m: 1. yaralama ve cinayet 2. miras 3. borç konusunda yap›lan sulhlar. Son kertede ise ortak bir tabloda bu iki de¤iflkenin nas›l çak›flt›¤›na bakt›m. Ortaya afla¤›da görünen tablo ç›kt›. 466, 473 ve 474 numaral› Üsküdar sicillerindeki sulh anlaflmalar›n›n konular›na ve taraflar aras›ndaki iliflkilerin niteli¤ine göre da¤›l›m› ‹htilaf konusu
Akraba aras›nda yap›lan
Akraba olmayanlar aras›nda
sulh anlaflmalar›
yap›lan sulh anlaflmalar›
Cinayet ve yaralama
0
23
Miras
1
0
Borç
1
20 51
Ü S K Ü D A R
fieyhülislam Mustafa Efendi’ye dilekçe sunup haklar›n› arayan vatandafllar (Metin And, Osmanl› Tasvir Sanatlar›, ‹stanbul 2002, s. 337)
52
S E M P O Z Y U M U
V
S U L H
X V I I I . Y Ü Z Y I L I N ‹ K ‹ N C ‹ Y A R I S I N D A Ü S K Ü D A R ’ D A A N L A fi M A L A R I V E B U N L A R I N A R D I N D A K ‹ S O S Y A L ‹ L ‹ fi K ‹ L E R
Burada dikkati çeken ilk husus, akrabalar aras›nda sulh anlaflmas›na hemen hemen hiç gidilmiyor olmas›. Bunun yan› s›ra, cinayet ve yaralama konular›nda da akrabalar aras›nda hiç sulh anlaflmas› yap›lmad›¤›n› görüyoruz. Oysaki inceledi¤imiz dönemde (XVIII. yüzy›l›n ikinci yar›s›), Üsküdar’da fliddet olaylar›na bakt›¤›m›zda, buradaki fliddet olaylar›n›n hemen hemen yar›s›n›n akraba ve tan›d›klar aras›nda ortaya ç›kt›¤›n› görmüfltük.16 Yani cinayet ve yaralama, akraba aras›nda rastlanmayan vakalardan de¤il idi. Öyleyse mademki akraba aras›nda yaralama ve cinayet s›k görülen vakalardan idi, böylesi yak›n iliflki içinde olan kimseler neden sulh anlaflmas›na gitmiyorlard›? Burada ilk akla gelen, cinayet ya da yaralama gibi fliddet olaylar›n›n yak›n akraba ya da tan›d›klar aras›nda, muhtemelen uzlaflma ve arac›l›k kanallar›n›n t›kand›¤› noktada ortaya ç›kt›¤›d›r. Yani böylesi yak›n iliflkilerde fliddete baflvuruluyorsa, muhtemelen daha evvel taraflar aras›nda bafl göstermifl bir anlaflmazl›k ç›kmaza girmifltir. Ama ayn› sorunun yan›t›n›, sulh anlaflmalar›n›n niteli¤inde de aramak gerek. As›l olarak sözlü olarak gerçeklefltirilen ve mutlaka bir arabulucu gerektiren sulh anlaflmalar›, genellikle daha s›k› iliflki a¤lar›n›n hüküm sürdü¤ü iliflkilerde daha kolayl›kla sa¤lanabiliyor olsa gerek.17 Birbirine zaten yak›n olup, s›k› iliflkiler içinde bulunan kifli ve akrabalar aras›ndaki anlaflmazl›klar, uzlaflma ile bile sonuçlansa, tüm bu süreç muhtemelen sözlü ve kad› mahkemelerinden uzak bir alanda gerçeklefliyordu. Dolay›s› ile sicillere yans›mamalar› anlafl›labilir. Öte yandan bu bize, asl›nda “s›k› iliflki a¤lar›” içinde bulunan kimseler aras›nda daha kolay gerçeklefltirilebilinen karfl›l›kl› uzlaflman›n, kad› mahkemesi önünde yap›lmas›n›n bu kurumun birbirine yakin (akraba ya da yak›n tan›d›k) olmayan kimseler aras›nda da böyle bir uzlaflmaya gitme f›rsat› verebildi¤ini düflündürtüyor. Bafllarken de demifl oldu¤umuz gibi, sulh anlaflmalar› çok boyutlu olup, al›n›p verilen sulh bedeli ile ekonomik, dayand›¤› referanslar› ile dini ve ahlaki bir boyutu olan, dayand›¤› ve gerektirdi¤i sosyal iliflkiler aç›s›ndan da önemli toplumsal boyutlar› ve ifllevi olan, Marcel Mauss’un tabiri ile ‘tüm bir sosyal olguyu’ içeriyor. Bu k›sa ve s›n›rl› çal›flmam›zda, Üsküdar’da XVIII. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda yap›lan sulh anlaflmalar›n›n yaln›zca bir boyutuna ›fl›k tutmay› amaçlad›k. Sulh anlaflmalar› ve bunlar›n bu dönem Üsküdar’›ndaki sosyal dokuya etkilerini anlamak için, kuflkusuz cevap bekleyen daha birçok soru var. Ancak burada sundu¤umuz, sulh anlaflmalar›n›n arka plan›n› oluflturan iliflkiler üzerine yapt›¤›m›z çal›flma, böylesi karmafl›k bir sürecin birbirine tan›fl ya da akraba olmayan kiflilerin aras›nda da gerçeklefltirilebilmesinde, kad› mahkemesinin önemli bir ‘arac›l›k’ ifllevinin olmufl oldu¤unu düflündürüyor. D‹PNOTLAR 1 Bunlar: Üsküdar kad› sicillerinden 473 (1763 y›l›na aittir), 474 (1763 y›l›na aittir) ve 466 numaral› (1764-
1765 y›llar›n› kapsar) sicillerdir. Bunlardan 466 numaral› sicilin transkripsiyonu Sad›k Fethi Çetin taraf›ndan yüksek lisans tezi olarak yap›lm›flt›r (bk. 466 Numaral› Üsküdar fieriyye Sicili, Marmara Üniversitesi, 1997).
53
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
2 Osmanl› kad›lar›n›n görevlerinin çok yönlülü¤ü ile ilgili olarak bk. Halit Ongan, Ankara’n›n 1 numaral›
fier’iye Sicili, Ankara 1958, s. XXXIV-XXXVIII ; Haim Gerber, “Sharia, kanun and Custom in the Ottoman law : the court records of the 17th. Century Bursa”, International Journal of Turkish Studies, II/1 (1981), s. 135-136 ; Tayyib Gökbilgin, “XVI. As›rda Mukataa ve ‹ltizam ifllerinde Kad›l›k Müessesinin Rolü”, IV Türk Tarih Kongresi, Ankara 1952, s. 434; ‹. H. Uzunçarfl›l›, Osmanl› Devletinde ‹lmiye Teflkilat›, Ankara 1988, s. 109. 3 bk. Ahmet Akgündüz, fier’iye Sicilleri, ‹stanbul 1988, I-II. 4 Aida Othman, And Sulh is the best: Amicable Settlement and Dispute Resolution in Islamic Law, Phd. Disser-
tation, Harvard University, 2005; Abdülmecid. Mutaf, “Amicable settlement in Ottoman Law: Sulh system,” TURCICA, 36, 2004. 5 A. Othman, a.g.e., s. 127. 6 “Tüm bir olgu” diye çevirebilece¤imiz, “un fait social total” terimininden Marcel Mauss’un kastetti¤i, bazen
bir sosyal olgunun ekonomik, ahlâkî, sosyal, politik, dinî vb. gibi birçok iflleve birden tekabül etti¤i ya da sayd›¤›m›z nitelikte birçok niteli¤i ve anlam› birden oldu¤u yönündedir. Marcel Mauss, Sociologie et Anthropologie, PUF, Paris 1950-58, s. 207. 7 Uriel Heyd, Studies in Old Ottoman Criminal Law, Oxford 1973, s. 137. XVII. yüzy›l kanunnamelerinde sulhun yeri üzerine bk. A. Akgündüz, Osmanl› Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, ‹stanbul 1994, VII, 157 ve a.g.e., VI, 228. 8 Selami Pulaha-Yasar Yücel, Le code (Kânûnnâme) de Selim 1er (1512-1520), et certaines autres lois de la de-
uxième moitié du XVIème siècle, Ankara 1988, s. 17-19. 9 Sulh anlaflmalar›n›n arka plan›n› oluflturan bu üç ana hukukî kaynak aras›ndaki dengelerin sulh anlaflmala-
r›na nas›l yans›d›¤›n›, Adana ve Üsküdar kad› sicillerindeki sulh anlaflmalar›n› karfl›laflt›rarak yapm›fl oldu¤um önceki bir çal›flmamda daha derinlemesine de¤inmifltim, bk. Ifl›k Tamdo¤an, “Sulh and the 18th Century Ottoman Courts of Üsküdar and Adana”, in Islamic Law and Society, n°15, 2007, bask›da. 10 Üsküdar Kad› sicili n° 474, sayfa 29, 4. belge 11 Sulh anlaflmalar›nda iki taraf› uzlaflt›rmada arac› olan kifliler belgelerde muslihûn ya da müslimîn diye adland›r›l›r. 12 Üsküdar Kad› Sicili n° 466, 344 numaral› hüccet. 13 XVIII. yüzy›lda Adana, Çank›r› ve Kastamonu’da, XVII. yüzy›lda ise Bal›kesir’de sulh bedelinin ayni olarak
ödenebildi¤ini görüyoruz, bk. I. Tamdo¤an, “Sulh and the 18th Century Ottoman Courts”, Bogaç Ergene, Local Court, Provincial Society and Justice in the Ottoman Empire, Legal Practice and Dispute resolution in Cankiri and Kastamonu (1652-1744), Leiden 2003, s. 184 ve A. Mutaf, a.g.e., s. 134. 14 Had cezas›n› gerektiren suçlarda taraflar›n sulha gidememesi üzerine bk. Haffeniong, “Sulh”, E. J. Brill’s First Encyclopedia of Islam, 1913-1936, vol. VII, E. J. Brill, Leiden-New York 1987, s. 541. 15 ‹liflki a¤lar› üzerine çal›flm›fl en klasikleflmifl olan antropologlardan baz›lar› flunlard›r: M. Gluckman, Cus-
tom and Conflict in Africa, Oxford 1973; J. B. Barnes, Social Networks, Addison Wesley pub., 1972; Elisabeth Bott, Family and Social Networks, Londra 1957; Clyde Mitchel, Social Networks in Urban Situations, Manchester University Pres, 1970; Jeremy Boissevain, Friends of friends, Networks, Manipulators and Coalitions, Oxford 1974. ‘S›k› iliflki a¤›’ (‘close knit networks’) terimi de Jeremy Boissevain ile literatüre geçmifltir. 16 Üsküdar’da XVIII. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, fliddetin nas›l ve kimler aras›nda ortaya ç›kt›¤›n› konu alan da-
ha evvelki bir araflt›rmamda, fliddet olaylar›n›n arkas›ndaki sosyal iliflkileri inceleme f›rsat›n› bulmufltum. Bu araflt›rmada, söz konusu dönemde Üsküdar’da, fliddet olaylar›n›n iki kutupta topland›¤›n› söylemek mümkün olmufltu. Bu iki kutuptan birincisi mahalle içi diyebilece¤imiz meskun kesimlerde, tan›d›k ve akraba aras›nda ortaya ç›kan fliddet olaylar›n› ve ikincisi ise periferik ve meskun olmayan (ba¤, bahçe, deniz kenar›, iskeleler gibi) mahalllerde birbirine akraba olmayan kifliler aras›nda ortaya ç›kan fliddet olaylar›n› içeriyordu, bkz. I.Tamdo¤an, “At› alan Üsküdar’› geçti, ya da XVIII. yüzy›lda Üsküdar’da fliddet ve hareketlilik iliflkisi”, N. Levy & A. Toumarkine eds., Osmanl›’da asayifl, suç ve ceza, ‹stanbul (bas›mda). 17 1960’larda Türkiye’de uzlaflman›n de¤iflik biçimleri üzerine yapt›¤› araflt›rmas›nda June Star bu tesbitte bu-
lunmufl idi, bk. Dispute and Settlement in Rural Turkey: An Ethnography of Law, Leiden 1978, s. 184.
54