XVIII. Yüzy›ldan Bir Kebikeç: Hac› Selim A¤a Kütüphanesi S E L D A
S E R T
Araflt›rmac›
Büyülü bir âleme aç›lan kap›n›n anahtar›n› sunar her kitap. Ne ilginçtir ki; ça¤lar boyunca devam eden bu serüvende, kendisini korudu¤una inan›lan de¤er de, yine bir t›ls›m olmufltur. Kültürlere göre farkl› kabullere sahip olan kebikeç için getirilen nitelendirmelerden biri, t›ls›ml› söz veya dua alg›lamas›, bir di¤eri de, do¤u mitolojisindeki konumuyla kitaplar› haflerattan koruyan cinin ad› olmas›d›r.1 Bir baflka rivayete göre ise kebikeç, kitap kurtlar›n›n fleyhinin ad›d›r ve haflerat›n kendisine duydu¤u korkuyla kar›fl›k sayg› nedeniyle üzerine yaz›ld›¤› kitaba zarar verememektedir. Bu inanç do¤rultusunda kitaplar›n ilk, bazen de son sayfalar›nda bir veya üç kez “kebikeç”, “yâ kebikeç”, “yâ hâf›z yâ kebikeç” ifadeleri yer al›r.2 Asl›nda zehirli bir bitki olan kebikeç bünyesinde bar›nd›rd›¤› bu özellik sayesinde zaten haflerat› engelleyici niteliktedir.3 Buna karfl›l›k k⤛tlar›n yap›m›nda balmumu, niflasta hamuru gibi malzemelerin kullan›lmas› do¤al olarak kitaplar›, haflerat için oldukça çekici k›lmaktayd›. Bu sebeple eskiça¤lardan itibaren insano¤lu, kitaplar›n korunmas›nda çeflitli yöntemler gelifltirmifltir. Kebikeç bu yöntemlerden biri, belki de en ilginci ve efsanevî olan›d›r. Art›k kebikeç bir inanc›n temsili haline gelmifltir. Hac› Selim A¤a Kütüphanesi hiç flüphe yok ki, imar›ndan itibaren korunmas› gereken bir yap›d›r. Bu durumun, do¤al bir uzan›m› olmas› dolay›s›yla, bu tarihi miras› adeta bir kebikeçhane olarak nitelendirmenin yerinde bir alg›lama oldu¤u kanaatindeyim. Durum böyle olmakla beraber, “yâ kebikeç” yazmak asl›nda bir çözüm olmam›flt›r. Haflerat›n hücumuna u¤ramak kitap sayfalar›n›n kaderi olmufl mudur, evet! Bu noktada, bizlere emanet edilmifl bir de¤er olan bu k›ymetli eserin kaderini de¤ifltirmek yine bizlerin elindedir. Biçilen rol gayet aç›kt›r: ‹nflas›ndan itibaren Üsküdar’›n çehresinde bir ilim yuvas› vazifesini üstlenmifl, bünyesindeki zen-
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
ginliklerle Türk-‹slâm kültürünü yaflatmay› hizmete adanm›fl bu kebikeçhaneyi korumak. Yaz›k ki tesadüfen varl›¤›ndan haberdar oldu¤um naif ve huzur kayna¤› görünümüyle, yorgun zihinleri flehrin tüm hengâmesinden çekip alarak bambaflka bir âleme sürükleyen bu güzel yap›n›n devaml›l›¤›, araflt›rmac›lar›n ilgisine ve ziyaretine muhtaçt›r. Bu tebli¤in sunulmas›ndaki temel gaye de bu fikrin hayat bulmas›na yard›mc› olmakt›r. Bundan baflka vurgulanmas› gereken bir husus da Hac› Selim A¤a Kütüphanesi’nin genel olarak XVIII. yüzy›l Osmanl› mimarisini, özelinde ise kütüphane mimarisini temsili noktas›nda da oldukça k›ymetli ve kayda de¤er bir yap› özelli¤i tafl›mas›d›r. Nitekim Hac› Selim A¤a Kütüphanesi, Üsküdar’daki kütüphaneler içinde müstakil binaya sahip tek yap› olma özelli¤i göstermektedir.4 Kütüphanelerin oluflumunun tarihi serüveni ise flu flekilde gerçekleflmifltir. Ortaça¤’da kitapl›k, camii ve medrese içinde kitap odas› fleklinde iken; manast›rlarda kitapl›klar dikdörtgen bir salonun dört taraf›na kitap dolaplar›n›n yerlefltirilmesiyle oluflturulmufltur. XV. yüzy›l itibariyle günümüz kütüphane alg›lamas›na yaklafl›ld›¤› tespit edilmektedir.5 Michelangelo projesine göre (1525) yap›lan Frans›z Laurenziona Kütüphanesi’nde bulunan s›n›rl› kitaplar (püpitr) s›ralar› üzerine yerlefltirilmifltir, yerinden oynatmadan okuyucu bir bankoya oturarak kitap okuyabilirdi. Bunlar›n hemen üstünden kolosal pencereler yükseliyordu. Bu karakteristik düzen Ortaça¤ ile modern kütüphane aras›ndaki son örnektir. XVII. yüzy›l mimarisinden XVIII. yüzy›l mimarisine geçifl sürecinde ise de¤ifliklikler göze çarpmaktad›r. Bu durum, Osmanl› toplum yap›s›yla yak›ndan ilgilidir. XVIII. yüzy›lda Bat›, özellikle Fransa ile iliflkilerin gittikçe artmas›, yeni kurumlar›n oluflturulmas› gibi etkenler mimarî alanda da de¤iflimleri beraberinde getirmifltir. “XVII. yüzy›l sonlar›ndan itibaren Sinan’›n ciddi üslubuna karfl› uyanan tepki, Sultan III. Ahmed zaman›ndan bafllayarak yeni bir üslubun do¤mas›na yol açm›flt›r. XVIII. yüzy›ldaki bu farkl› üslup 1703-1730 y›llar› aras›nda Lale devri ve 1730-1805 y›llar› aras›nda Barok ve Rokoko etkili devir diye iki dönemde ele al›nabilir”.6 XVIII. yüzy›lda “salon-kitapl›k” tipinin daha çok yayg›nlaflt›¤› görülmektedir. Kitaplar›n say›s›nda meydana gelen art›fl kitaplar›n tavana kadar yerlefltirilmesini gerektirmifltir. Bundan ötürü ara yerde bir galeri tasarlanm›fl ve buraya dikey merdivenlerle ç›k›lm›flt›r.7 XIX. yüzy›lda Bat›l› mimarlar bol ›fl›kl› ve havadar kütüphane projeleri yapmaya bafllam›flt›r. Okuma salonu, katalog ve kitap deposu ile idare bölümü birbirinden bu dönemde ayr›lm›flt›r. Matbaan›n ilk kuruldu¤u y›llarda s›n›rl› kitap bas›l›rken yeni teknikler sayesinde kitap miktar›n›n ço¤almas› ile özellikle kitap depolar› ayr› ve yüksek binalar fleklinde yap›land›r›lm›flt›r.8 Osmanl› devri Türk kütüphaneleri karfl›m›za bir vak›f kuruluflu olarak ç›kmaktad›r. ‹lk dönemlerde cami, türbe ve tekkelerin içinde bazen ise imaret tesislerinde oluflturulan bu yap›lar daha sonraki yüzy›llarda müstakil yap›lar olarak Osmanl› toplumuna hizmet sunmufltur. Müstakil kütüphaneler, ayn› hedef do¤rultusunda bir vak›f kuruluflu olma özelli¤ini devam ettirmifltir.9 86
X V I I I . H A C I
Y Ü Z Y I L D A N B ‹ R K E B ‹ K E Ç : S E L ‹ M A ⁄ A K Ü T Ü P H A N E S ‹
Kütüphane Girifl Kap›s›
87
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Hac› Selim A¤a Kütüphanesi’nden bir görünüm
Osmanl› kütüphaneleri konumlar›na göre, ba¤›ms›z kütüphaneler, külliye içi kütüphaneler, ayr›k, baflka yap›ya bitiflik olarak nitelendirilmektedir.10 Mimarl›k aç›s›ndan ‹stanbul eski kütüphaneleri flöyle grupland›r›labilir:11 I- Ba¤›ms›z kütüphaneler12 a- Ayr›k yap›lar b- Camiye bitiflik yap›lar13 II- Külliye içi kütüphane yap›lar›14 III- Camii, medrese, türbe, tekke içi kütüphaneleri15 IV- Mektep içi kütüphaneler16 V- Saray içi kütüphaneler17 88
X V I I I . H A C I
Y Ü Z Y I L D A N B ‹ R K E B ‹ K E Ç : S E L ‹ M A ⁄ A K Ü T Ü P H A N E S ‹
Osmanl› kütüphane mimarisi, XVII. yüzy›l ortalar›ndan sonra bir külliyenin parças› veya tam ba¤›ms›z binalar olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bilindi¤i üzere ‹stanbul’da ilk ba¤›ms›z kütüphane Faz›l Ahmet Pafla’n›n kurdu¤u Köprülü Kütüphanesi’dir (1661).18 Osmanl› kütüphane mimarisinde planlamada okuma odalar› yahut salonlar dörtgen mekânlar görünümündedir. Genel olarak da kare planl› çizimler yap›lm›flt›r. Öncelikle kitap dolaplar› salon duvarlar›n›n dikine yerlefltirilmifl veya okuma salonu ortas›nda flebekeler içerisinde toplanm›flt›r. Ayr›ca kitap mahzeni olan mekânlar okuma salonuna ilave edilmifl, bundan baflka yönetim odalar›na da yer verilmifltir. Okuma salonlar› büyük boyutta oldu¤unda planda bir orta mekân oluflturan dört kolonlu bir plan tipi ortaya ç›kar›lm›flt›r. Ifl›k için çok pencere aç›lm›fl ve üstten de ayd›nlat›larak ayr›ca havaland›rma sa¤lanm›flt›r. Okuma salonuna minderler ve uzunlamas›na rahleler yerlefltirilirken kütüphane zeminine has›r döflenerek üzerine hal› veya kilim serilmifltir. Vaziyet plan›na uygun yap›lan yap›larda ise, Hac› Selim A¤a Kütüphanesi’nde oldu¤u gibi, kütüphane binas› bir avlu içerisine al›narak sokak gürültüsü engellenmekte ve okuma için gerekli sâkin bir ortam oluflturulmaktad›r. Dekorasyon bak›m›ndan kütüphaneler oldukça sadedir. D›fl mimarisinde tafl tu¤la örgülü duvarlar›n kullan›lmas› kendili¤inden renkli bir dekorasyon sa¤lam›flt›r. Türk usulü bafll›klar› ile mermer kolonlar kemer tafllar›yla bu havay› çeflitlendirir ve ahflap girifl kap›lar›n›n kündekâri yap›m ve süslemeleri buna katk›da bulunur. Bronz parmakl›k flebekeleri, çini duvar lambirileri ile kubbe içi kalem iflleri desen ve renkleri ile enteriyöre, renklilik ve ferahl›k getirmektedir. Binan›n stili, üslubu ne tarzda olursa olsun bu süslemeler hep klasik temal› ve ifllemeli olmufltur. Bu, pencere parmakl›klar› için de geçerlidir.19 Ba¤›ms›z kütüphanelerden ayr›k yap›l› türe Hac› Selim A¤a, Köprülü, fiehit Ali Pafla, III. Ahmed, Hekimo¤lu Ali Pafla, Aflir Efendi, At›f Efendi, Rag›p Pafla, Hüsrev Pafla, Murad Molla ve Esad Efendi Kütüphanesi örnek teflkil etmektedir.20 Ba¤›ms›z ayr›k kütüphaneler plan bak›m›ndan befl tipte de¤erlendirilebilir: a- Kare planl›: Köprülü ve Hekimo¤lu kütüphanesi b- Kare planl› ve içi kolonlu: Rag›p Pafla, Murad Molla ve Esad Efendi kütüphanesi c- Dikdörtgen planl›: III. Ahmed ve Selim A¤a kütüphanesi d- Özel biçimde planl›: At›f Efendi Kütüphanesi bunlar›n temsilcisidir.21 Kütüphaneler hakk›ndaki bu genel bilgilerden sonra as›l konumuz olan Hac› Selim A¤a Kütüphanesi’ne gelecek olursak; eski eser okuyucular›na, yerli yabanc› tüm araflt›rmac›lara, ö¤retmenlere, ö¤rencilere, din adamlar›na y›llard›r Türk ve ‹slâm kültür ve sanat›n› yaflatmaya ve tan›tmaya hizmet eden kütüphane Üsküdar’da Tembel Hac› Mehmed Efendi Mahallesi’nin Atlamatafl Mevkii, günümüzdeki ismiyle Selami Ali Efendi Caddesi’nde bulunmaktad›r. Darü’s-saade Kap›c›bafl›lar›ndan Matbah-› Amire Emini Hac› Selim A¤a taraf›ndan 1196/1782 tarihinde yapt›r›lm›flt›r. Hac› Selim A¤a, Tersane Eminli¤i görevini sürdürdü¤ü esnada bu kütüphaneyi ve yan› bafl›nda bulunan s›byan mektebini infla ettirmifltir. Hac› Selim A¤an›n kimli¤ine de¤inide bulunmak gerekirse; Reisü’l-küttâb, Ta89
Ü S K Ü D A R
Kütüphane avlusu
90
S E M P O Z Y U M U
V
X V I I I . H A C I
Y Ü Z Y I L D A N B ‹ R K E B ‹ K E Ç : S E L ‹ M A ⁄ A K Ü T Ü P H A N E S ‹
91
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
vukçubafl› damad› Mustafa Efendi taraf›ndan ‹ran’dan köle olarak sat›n al›nm›fl ve daha sonra âzat edilmifl biri oldu¤u görülür. Tafl›d›¤› üstün yeteneklerinin fark edilmesiyle Darphâne Eminli¤i, Matbah-› Âmire Eminli¤i, Edirne Defterdarl›¤›, Dârussa’ade A¤al›¤› ve kap›c›bafl›l›k, Hotin Defterdarl›¤›, Binâ Eminli¤i ve Tersâne Eminli¤i gibi devlet kademelerinde bulunarak h›zla yükselmifltir. Ancak 1788 y›l›nda padiflah II. Selim tebdil-i k›yafetle tersâneyi dolaflt›¤› s›rada Hac› Selim A¤a’n›n vazifesini ihmal etti¤ini görerek katledilmesi emrini vermifltir. Yukar›da hay›rseverli¤ine de¤inilen Hac› Selim A¤a vakfiyesinde kütüphanenin iflleyifl düzenine ve buna ba¤l› olarak personeline yaklafl›m›na k›saca temas etmekte yarar vard›r. Muharrem 1197 (Aral›k 1782) tarihli vakfiyesiyle Üsküdar’da tesis edilen kütüphanede, ö¤retimin birinci planda tutuldu¤u, tayin edilecek üç hâf›z-› kütübden ikisinin bu görevlerinin yan›nda ayn› zamanda müderrislik de yapmalar›n›n flart kofluldu¤u görülmektedir. Kütüphane personelinin tayininde ise flöyle bir yol takip edilmektedir: Kütüphanede boflalan herhangi bir vazife için vakf›n mütevellisi, vakfiyedeki flartlara uygun bir aday seçmekte ve bunu vakf›n nezaretinde bulunan fleyhülislam, Darüssaade a¤as› veya flehr kad›lar›na arz etmektedir. Vak›f naz›rlar› bu arz›, uygun bulduklar›n› belirten bir kay›tla Divan’a göndermektedirler. Hac› Selim A¤a vakfiyesinde bir ifllem aç›k bir flekilde anlat›l›r: “mütevelli-yi vakf›n intihab ve ihtiyâr idüb arz eyledi¤ü ehl-i ilm ve sâhib-i fazl kimesneyi nâz›r-› vak›f hazretleri iflâret-i aliyyeleri ile tavsiye ve ihsân buyrula…”22 XVIII. asr›n bafllar›ndan itibaren kütüphanelerde ö¤retim de verilmeye bafllam›flt›r bu nedenle Selim A¤a Kütüphanesi’yle Rodosî Ahmed Efendi kütüphanelerinde bu iflle meflgul olacak bir müderrisin tayin edilmemesinden dolay›, bu vazife hâf›z-› kütübün görevlerine ilave edilmifltir.23 Üç hâf›z-› kütübden ikisi kütüphanede talebeye ders okutacak, bunun karfl›l›¤›nda ise ek ücret alaca¤› vakfiyede belirtilmektedir.24 Hâf›z-› kütüblerin kütüphanede tüm gün vazife almalar› gerekti¤ine Hac› Selim A¤a, Rag›p Pafla, Veliyüddin Efendi, Yusuf A¤a, Raflid Efendi ve Vahid Pafla vakfiyelerinde rastlanmaktad›r. Ancak hâf›z-› kütüb say›s› fazla olan kütüphanelerle sadece bir tanesinin yeterli oldu¤u küçük kütüphanelerde, bu personelin kütüphanede bulunma flart›n›n nöbet usulüyle biraz esneklefltirilmeye çal›fl›ld›¤› anlafl›lmaktad›r. Hac› Selim A¤a ise nöbet usulünde di¤er kütüphanelerden farkl› bir yol takip ederek bünyesinde görevli hâf›z-› kütüblerin kütüphanede hep beraber bulunmas›n› istemifl ancak kütüblerden biri ders okuturken di¤erleri kütüphaneyle ilgileneceklerdi.25 Vakfiyede kütüphanenin nezaretinin fleyhülislama b›rak›ld›¤› ve tayin edilecek hâf›z-› kütüblerin ders verme iktidar›nda olup olmad›klar›n›n da fleyhülislam taraf›ndan kararlaflt›r›laca¤› beyan edilmektedir.26 Üç hâf›z-› kütübten baflka personel de bulunmaktayd› kütüphanede. Hâf›z-› kütüblere iki adet yard›mc›, bir adet hizmetli, bir adet mücellid ve her sene bunlar› denetleyip kütüphanedeki yazma eserler ile kay›tlar›n› kontrol etmekle sorumlu bir vak›f müfettifliydi bu personel.27 Kütüphanede görevli yamaklar›n ücretinin 10’ar akçe oldu¤u vakfiyeden anlafl›lmaktad›r.28 Rag›p Pafla Kütüphanesi vakfiyesinde say›mla ve kütüphaneye kontrolle görevli müfettifllere kürk bahas› olarak y›ll›k 4.800 akçe ve92
X V I I I . H A C I
Y Ü Z Y I L D A N B ‹ R K E B ‹ K E Ç : S E L ‹ M A ⁄ A K Ü T Ü P H A N E S ‹
rilece¤i bildirilmifltir. Veliyüddin Efendi Kütüphanesi vakfiyesinde y›ll›k say›m yapacak müfettifle 40 kurufl, Selim A¤a Kütüphanesi 30 kurufl verilmektedir.29 Bu kadrolar›n ayl›klar› ve kütüphane masraflar› için Selim A¤a birçok tafl›nmaz›n› kütüphaneye vakfetmifltir. Bunlar genellikle, Tembel Hac› Mehmed, Pazarbafl›, Toygar Hamza gibi Üsküdar’›n çeflitli mahallelerinde ve Yoros, Galata, Aksaray, Befliktafl gibi çeflitli semtlerde bulunan arsa ve kiral›k dükkânlardan sa¤lanan gelirlerdir.30 Hac› Selim A¤a Kütüphanesi’nde 4172 kitap bulunmaktad›r. Bu kitaplar Türkçe, Arapça ve Farsça olup basma olanlar konular›na göre yazmalar ise kitap ad›na göre tasniflenmifltir.31 Kütüphane içerisinde befl koleksiyon bar›nd›rmaktad›r. Bunlar: a- Hac› Selim A¤a kitapl›¤›, b- Üsküdar Valide-i Atîk Camiinde bulunan ve 1583’te kurulan Nurbânû Sultan Kütüphanesi, c- Buna 1860 y›l›nda eklenen Yakup A¤a ba¤›fl› kitaplar, d- 1722’de kat›lan Kemâkefl Emir Hoca Vak›f Kütüphanesi, e- Üsküdar’›n ilk tekke kütüphanesi olma özelli¤inin yan› s›ra, içerisinde tasavvuf edebiyat›yla ilgili çok k›ymetli yazma eserler ve dîvânlar bulunduran ve tekkenin son fleyhi Mehmed Gülflen taraf›ndan 1915’te kurulan Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri Dergâh›’n›n kitaplar›. 3 Mart 1924 günü ve 340 say›l› “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” ile bu tarihe kadar Evkaf Nezareti’ne ba¤l› olan kütüphaneler Maarif Nezaretine devredilmifltir. Tekke ve zaviyelerin kapat›lmas› (30 Kas›m 1925) üzerine de Üsküdar’da bulunan Pertev Pafla Kütüphanesi ile Selimiye tekkesinde kurulan kütüphane 1916’da Millet Kütüphanesi’ne 1963 y›l›nda da Süleymaniye Kütüphanesi’ne nakledilmifltir. Nurbanu Valide Sultan, Yakup A¤a, Gülnûfl Valide Sultan, Kemankefl Emir Hoca, Efgâni Ali Haydar Efendi, Hüdâyî Aziz Mahmut Efendi kütüphaneleri Hac› Selim A¤a Kütüphanesi’ne toplanm›flt›r. Bu koleksiyonlar 1924 tarihinde yürürlü¤ü giren Tevhîd-i Tedrisât Kanunu üzerine Hac› Selim A¤a Kütüphanesi’ne nakledilmifltir. 1927 y›l›nda ise semtin di¤er tekkelerinden ve camilerinden toplanan irili ufakl› yazma eser koleksiyonlar›, önce Hac› Selim A¤a’ya oradan da Süleymaniye Kütüphanesi’ne ba¤lanm›flt›r. Hac› Selim A¤a Kütüphanesi mimarî aç›dan da önemli bir yap›d›r. Klasik üslupta mimar Mehmet Tahir A¤a taraf›ndan yap›lm›fl I. Abdülhamid dönemi eseridir. Konumuna göre; külliye içinde ayr›k, zeminden yükseltilmifl, okuma salonuna göre ise merkezî, kare planl›d›r32. Okuma salonu ve kitap deposundan meydana gelmesi itibariyle çift mekânl› kütüphaneler aras›nda yer almaktad›r33. Avlu içinde bulunan kütüphanenin girifl kap›s›n›n kitâbesinde: “Mükemmel bir kütübhâne binâ etti li vechillâh, S›gâr-› ümmete mekteb, kibâr›na kütübhâne” fleklinde bir ifade yer almaktad›r. Hac› Selim A¤a Kütüphanesi’ne zeminden yükseltilmifl revaktan girilmekte olup okuma salonuna geçifli sa¤layan girifl kap›s› üzerinde Yesarî Mehmed Es‘ad Efendi’nin yaz›s›yla befl sat›rl›k bir kitabe bulunmaktad›r.34 Okuma salonunda 93
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
özgün dolap veya nifl olmad›¤› gibi döfleme kaplamas› da orijinal de¤ildir. Kitap deposu mekân› okuma salonundan ayr›d›r. Bu bölüm havaland›rma sa¤lanmas› aç›s›ndan iki basamak yükseltilmifl ve döfleme ahflapla kaplanm›flt›r. Kitap deposu ve okuma salonu, 1 metre kal›nl›kta bas›k bir kemer ve süslemeli orijinal demir parmakl›klarla ayr›lm›flsa da görsel bir bütünlük tafl›maktad›r.35 “Üç gözlü revak›n kenarlar›, mermer pano korkuluklarla çevrilidir. Kap›, pencere ve revak kemerleri yar›m yuvarlakt›r. Okuma salonu toplam 14 adet pencere ile d›fla aç›l›r. Girifl cephesi kap›n›n iki yan›nda birer adet dikdörtgen alt s›ra pencere, sa¤ ve sol yan cepheler ise üçer adet tepe penceresi ile d›fla aç›l›r. Kitap deposu mekân› ise iki yan›ndaki ve giriflin kap›s›ndaki duvarlarda bulunan birer adet dikdörtgen alt s›ra pencere ile d›fla aç›l›r. Filgözü alç› revzenlidir. Genifl saça¤›, revzen ve lokma parmakl›kl› pencere biçimleriyle gelenekçi, bafll›klar› köfle yaprakl› sütun ve yar›m yuvarlak kemer ve dikdörtgen kesimli bölme parmakl›¤› ile de yenilikçi bir mimarisi vard›r. Strüktür* Kare planl› okuma salonu, kubbe ile örtülüdür. Kubbeye geçifl pandantiflerle** sa¤lan›r. Kitap deposu ve revak üstü aynal› tonoz örtülüdür. Revak örtüsü, dört adet sütun ve yuvarlak kemerler yard›m› ile tafl›n›r. Bezeme; yap› iç mekânda oldukça sadedir. Mermer ve demir iflçili¤i görülmektedir. Kitap deposunu okuma salonundan ay›ran süslemeli demir parmakl›k özgündür. Tepe penceresi alç› revzenlidir. Avlu kap›s› ahflap kündekari, kütüphane kap›s› ise dövme devirdir.”36 Hac› Selim A¤a’n›n ve baz› aile fertlerinin kabirleri, kütüphane bahçesinin sa¤ arka taraf›ndad›r.37 Kütüphane en son 2006 y›l›nda restorasyona girmifltir. Çat› iskelesiyle çamur ve kurflunlar›n›n, duvar s›valar›n›n, elektrik, kalorifer tesisatlar›n›n ve pencerelerle kap›lar›n tamamen sökülüp yenilenmesi; karbondioksitli yang›n alarm sistemi ile güvenlik alarm sisteminin kurulmas›; bahçe ve kabristan›n temizlenip yeniden dizayn›; d›fl duvar tafllar›n›n düzeltilerek taraklan›fl elden geçirilmesi; bahçe içindeki çeflmenin onar›l›p tafl›n›n yenilenmesi; d›fl kap› üstündeki kitabenin, iç kap› üzerindeki Âyet-i Kerîme’nin ve saçak alt› ç›talarla flerefiyedeki alemin alt›n varakla kaplanmas›; kubbe tavan› ve eteklerindeki kalem iflçili¤inin ortaya ç›kar›lmas›; iç mekân›n –depo hariç- boyanmas› bu restorasyon esnas›nda gerçeklefltirilmifltir. Hac› Selim A¤a, Tersane Eminli¤i görevini yapt›¤› s›rada bu kütüphaneyi ve yan› bafl›nda bulunan s›byan mektebini yapt›rm›flt›r. Bugün görüldü¤ü üzere s›byan mektebinin yerinde Hac› Selim A¤a ‹lkokulu bulunmaktad›r. Son olarak de¤inilmesi gereken konu da kütüphaneyle birlikte yapt›r›lan ancak daha sonra y›kt›r›lan mekteptir. Bir ara rüfltiye mektebi olarak kullan›lan bu yer daha sonra ilkokul haline getirilmifl ve hala Hac› Selim A¤a ‹lkö¤retim Okulu olarak hizmet vermektedir.38 D‹PNOTLAR 1 Tuba Çavdar, “Kebikeç”, D‹A, Ankara 2002, XXV, 161-162. 2 Kelimenin kökeni hakk›nda çok farkl› görüfller bulunmaktad›r. Süryanice’de “c ve ç” sesleri olmad›¤› için
94
X V I I I . H A C I
Y Ü Z Y I L D A N B ‹ R K E B ‹ K E Ç : S E L ‹ M A ⁄ A K Ü T Ü P H A N E S ‹
kesinlikle Süryanice olamayaca¤›na dair görüfller de bulunmaktad›r. Cavit Orhan Tütengil, A¤r› Da¤›ndaki Horoz adl› eserinde kebikeç kelimesi üzerinde durmufl ve bu görüflü dile getirmifltir. Ayr›ca Hüsrev Hatemi 1987 y›l›nda Süryani Baflkiposlar›ndan Aziz Günel Bey’e bu konudaki fikrini sormufl ve kesinlikle bu kelimenin Süryanice olamayaca¤› yan›t› alm›flt›r. Hatemi, kelimenin Steingass’a dayanarak Hind-‹ran mitolojisinden geldi¤ini söylemektedir. Hüsrev Hatemi, “Yâ Kebîkeç”, Kebîkeç, Ankara 2006, sy. 21 (say› 21 ekidir). Dozy, kelimenin etimolojik olarak Farisî bir kökten geldi¤ini yazmaktad›r. Dihkhuda, Farsça sözlü¤ünde kelimenin birçok Arapça karfl›l›¤›n› vermifltir: kaff al-subu‘ (ya da kaff al-asad, aslan yapra¤›), kaff al-dab‘, flacarat al-dafadi‘ (kurba¤a a¤ac›) […] Dihkhudâ’ya göre de kebîkeç Süryanice’de böceklere hükmeden kral›n ismi oldu¤unu zikretmektedir. Mu‘în’e göre kebikeç kelimesi kabîkag (ya da kabîkah) kelimesinin Arapçalaflm›fl bir fleklidir. Adam Gacek de kelimenin Süryanice’den gelmifl olabilece¤ine pek ihtimal vermemektedir. Magribî el yazmalar›nda kelime çarp›t›lm›fl bir flekliyle kaykatac olarak kullan›lmaktad›r ve bir t›ls›m formülü olarak kullan›l›r. Ayr›nt›l› bilgi için bkz. Adam Gacek, “Arapça El Yazmalar›nda Kebîkeç”, çev. Ali Yayc›o¤lu, Kebîkeç, Ankara 1997, S. 5, s. 5-8. Aziz Gökçe, “Kebîkeç’in Asl›-Fasl›: Kebîkeç Ad› Üzerine Bir Araflt›rma”, Kebîkeç, Ankara 1996, S. 3, s. 5-7. “De¤iflik kaynaklarda kebikecin bir bitki olarak dü¤ün çiçe¤i, sar› çiçekli dü¤ün otu, keffü’s-sebu‘, k›rlang›ç otu, kes-i vîran, flecerü’d-defâd›‘, kibrit çiçe¤i kurba¤a otu, kurba¤a ayas›, K⤛thâne çiçe¤i, mastava çiçe¤i, ranunculus asiaticus, sar› çiçek, s›rtlan ayas›, sütle¤en, flakîk, verdü’l-hub, y›rt›c›lar ayas› gibi karfl›l›klar› da bulunmaktad›r. Kitaplar› haflerat›n tahribinden korumak amac›yla Eskiça¤’lardan beri çeflitli tedbirler al›nd›¤› bilinmektedir. Bunun için baz› bitkilerin suyu veya yap› kullan›lm›flt›r. T›p yazmalar›ndan elde edilen bilgilere göre kebikecin zehirli bir bitki olmas› ve o bitkiden üretilen bir maddenin mürekkebe kar›flt›r›l›p yaz› veya sadece kebikec kelimesinin yaz›lm›fl bulunmas› ihtimali büyüktür. Bu var say›ma göre kebikec önceleri ilmî temellere dayanan bir uygulamayken zamanla folklorik bir unsur, bir inanç fleklini alm›flt›r”. Tuba Çavdar, “Kebikeç”, D‹A., Ankara 2002, XXV, 161-162. Benzer bir tan›m için bkz. M. Zeki Pakal›n, Osmanl› Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlü¤ü, Ankara 1983 II, 236. “Eski keldânîlerce haflerata müvekkel zannolunan bir mele¤in ismi olup mütekaddimin yazma kitaplar› güve tecavüzünden mahfûz k›lamak için o kitaplar›n evveline veya nihayetine yaz›l›r idi”. Ali Seydi Bey, Resimli Kâmûs-› Osmanî, Darü’l-Hilafeti’l-Aliyye, 1352. 3 F. Steingass, Persian-English D›ctionary, London 1947. 4 Nimet Bayraktar, “Üsküdar Kütüphaneleri”, Vak›flar Dergisi, Ankara 1982, sy. 16, s. 45. 5 Behçet Ünsal, “Türk Vakf› ‹stanbul Kütüphanelerinin Mimarî Yöntemi”, Vak›flar Dergisi, Ankara 1984, XVIII, 95. 6 Nurcan ‹nci, “18. Yüzy›lda ‹stanbul Camilerine Bat› Etkisiyle Gelen Yenilikler”, Vak›f Dergisi, Ankara 1985, XIX, 223. 7 En belirgin örne¤i Viyana kraliyet kütüphanesidir (1726). Behçet Ünsal, a.g.m., s. 95-96. 8 Modern kütüphane binas›n›n bafllang›c› say›lan Paris’li mimar Labronste taraf›ndan yap›lan kütüphanenin (1848) kitap deposu alt kattad›r. Okuma salonunda masalar henüz kitap dolaplar›n›n aralar›na yerlefltirilmemifltir. Behçet Ünsal, a.g.m., s. 95-96. 9 ‹smail E. Erünsal, Kurulufltan Tanzimat’a Kadar Osmanl› Vak›f Kütüphaneleri: Türk Kütüphaneleri Tarihi II, Ankara 1988, s. XIII. 10 Alime fiahin, ‹stanbul’daki Osmanl› Dönemi Kütüphane Yap›lar› Üzerine Bir Araflt›rma ve Hac› Beflir A¤a Kütüphanesi (Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü 1997), s. 3. 11 Behçet ÜNSAL, a.g.m., s. 96. 12 Nimet Bayraktar, a.g.m., s. 45. 13 Ayasofya (1739-1740), Fatih (1742) ve Veliyüddin Efendi (1768-1769) kütüphaneleri camiye bitiflik kütüphane türüne örnektir. Behçet ÜNSAL, a.g.m., s. 101. 14 Çorlulu Ali Pafla (1708), Damat ‹brahim Pafla (1719-20), Ahmediye (1721), Mirzazâde Mehmed Efendi (1734), Amca Hüseyin Pafla (1754), Nuruosmaniye (1755) ve Hamidiye (1780) kütüphaneleri bu mimari özelliktedir a.g.m., s. 102. 15 Feyzullah Efendi Medresesi Kütüphanesi (1700-1701), Valide Sultan Türbesi Kütüphanesi (1724), Süleymaniye Camii Kütüphanesi ve Süleymaniye Kütüphanesi (1751-1752), Halet Efendi (Mevlevihane) Kütüphanesi (1828-1829) ve Beyaz›d Devlet Kütüphanesi (1882-1883) bu kategorinin örneklerini oluflturmaktad›r. a.g.m., s. 103. 16 Çemberlitafl’taki Valide Mektebi Kütüphanesi (1850), bu tarz›n bir üslubudur. A.g.m., s. 104. 17 III. Ahmed (1718), Y›ld›z Saray› (1881-1882) ve Topkap› Saray› kütüphanesi (1948) saray içine örnek teflkil etmektedir. a.g.m., s. 104. 18 Mahmut Gündüz, “‹slamda Kitap Sevgisi ve ‹lk Kütüphaneler”, Vak›flar Dergisi, Ankara 1976, C. 11, s. 184. 19 Behçet Ünsal, a.g.m., s. 97-98. 20 a.g.m., s. 98.
95
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
21 a.g.m., s. 97-98. 22 Hac› Selim A¤a Kütüphanesi arflivinde kütüphane vakfiyesi mevcuttur. Bundan sonra Vakfiye, s. 23. 23 XIX. asr›n bafllar›nda kurulan baz› kütüphanelerin vakfiyelerinde, hâf›z-› kütüblerin kitaplar› muhafaza ve
okuyucuya hizmet verme yan›nda kütüphanede icra edilecek baz› dinî faaliyetlere de kat›lmalar› istendi¤i görülür. Mesela K›l›ç Ali Pafla Kütüphanesi vakfiyesinde hâf›z-› kütüblerin her gün kütüphaneyi dualar ile açt›klar›nda yasin-i flerif okuyacaklar ve ö¤le namaz›ndan sonra da kuran-› kerimden birer cüz okuyacak her hafta bir hatim yapacaklar› belirtilmifltir. ‹smail E. Erünsal, a.g.e., s.115. 24 Vakfiye, s. 21-23. Ayr›ca bk. ‹smail E. Erünsal, a.g.e., s. 166. 25 Vakfiye, s. 23. a.g.e., s. 167. 26 Vakfiye, s. 23-25. Selim A¤a vakfiyesinde, At›f Efendi, Rag›p Pafla kütüphaneleri vakfiyelerinin tesiri aç›kça görülmektedir. a.g.e., s. 120. 27 Vakfiye, s. 23-25. Vak›f naz›rlar›, personelin tayin ve azlinde söz sahibi olmakla birlikte belli dönemlerde kütüphane say›mlar›n› da yapt›r›rlard›. XVIII. Yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren kütüphane kurucular›n›n vak›flar›na tayin ettikleri naz›r d›fl›nda, kütüphanelerinin iflleyiflini daha iyi kontrol edebilmek için bir de naz›r-› kütüb veya naz›r-› kütüphane tayin ettikleri görülmektedir. Kütüphane naz›r›; kitaplar›n belli zamanlarda say›lmas›n› temin ve bu say›ma nezaret etme, kütüphanenin vaktinde aç›l›p kapanmas›n› sa¤lama, kitaplar› muhafazaya çal›flma gibi ifllerle görevlendirilmifltir. Alime fiahin, a.g.t., s. 4. 28 ‹smail E. Erünsal, a.g.e., s. 182. 29 a.g.e., s. 211. 30 Vakfiye, s. 9-20. 31 Meral Alpay, Safiye Özkan, ‹stanbul Kütüphaneleri, ‹stanbul 1982. 32 Selim A¤a d›fl›nda iki k›s›mdan oluflan At›f Efendi ve Nuriosmaniye kütüphanelerinin alt›ndaki mahzenler, kütüphane binalar›n› rutubetten korumak için yap›lm›flt›r. ‹stanbul’daki Hamidiye, Halet Efendi ile Rodos’taki Ahmed A¤a kütüphaneleri iki mekânl›d›r. Alime fiAH‹N, a.g.t., s. 254. 33 ‹smail E. Erünsal, a.g.e, s. 274. 34 Kitabeye göre kütüphaneyi Selim A¤a yapt›rd›¤› zaman padiflah saray›n›n matbah emini idi. ‹. Hakk› Konyal›, Üsküdar Tarihi, ‹stanbul 1977, C. 2, s. 404. 35 Alime fiahin, a.g.t., s.256. * Bir yap›n›n tafl›y›c› bölümü, tafl›y›c› sistemi. ** Kubbeleri tafl›yan kemerler aras›nda bulunan, küre fleklindeki üçgen. 36 a.g.t., s. 256. 37 Hac› Selim A¤a’n›n kabrinde “Sahibü’l hayrat v’el vâk›f dergâh-› âlî kapuc› bafl›lar›ndan tersane-i âmire emîni merhûm ve ma¤fûr maktûl el-hac Selim a¤a ruhuna Fatiha. Fi. 15 fi. Sene 1203” yazmaktad›r. Selim A¤a’n›n sa¤ taraf›nda o¤lu Ahmed Nazif Efendi (ö. 27 Ramazan 1203/1788) yatmakta olup Selim A¤a’dan 42 gün sonra idam edildi¤i anlafl›lmaktad›r. Üçüncü mezar, 23 Ramazan 1211 y›l›nda vefat eden Selim A¤a’n›n efli Zeynep kad›nd›r. Ayr›ca Halimi Hac› Mehmed Efendi’nin mezar› da burada bulunmaktad›r. 1134 (1721) y›l›nda ölen Halimi Efendi bu civardaki Tenbeller Mescidini yapt›ran bir hay›r sahibidir. Yukar›da de¤inildi¤i üzere okul yapt›r›l›rken kütüphane bahçesine kabri naklettirilmifltir. ‹. Hakk› Konyal›, a.g.e.,, s. 405-406. 38 “Yeni okulun inflas› için Tembel Hac› Mehmed Efendi Camii arsas›ndan yer sat›n al›narak alan geniflletilmifltir. ‹nflaat çal›flmalar› s›ras›nda Hac› Selim A¤a’n›n lahdi meydana ç›km›fl ve kemikleri toplanm›flt›. Camii arsas›n›n mihrab› taraf›nda bulunan Tembel Hac› Mehmed Efendi kabri yol ortas›nda kald›¤›ndan efltirilip kemikleri Hac› Selim A¤a’n›n kemikleriyle bir arada olarak kütüphane avlusundaki fiahin Bey taraf›ndan kald›r›l›p konulan Hac› Selim A¤a’n›n kabir tafl› kald›r›l›p geniflçe bir lahit yapt›r›lm›fl ve Kültür Direktörlü¤ünün emriyle Üsküdar Kültür ‹flyâr› Bekir Bey’in gözetiminde Müftü Hilmi Bey, kitap saray› iflyârlar› Remzi, Haydar, Fevzi, komflular›ndan Aziz Bey ve Tevfik Bey ile daha baflka kimselerin gözleri önünde 3 Haziran 1937 tarihinde lahit’e yerlefltirilmifltir”. 4 Haziran 1937 tarihli Hac› Selim A¤a haf›z-› küttübü Ahmed Remzi taraf›ndan tutulan not. Bu not Diyanet Ayl›k Dergisi’nde (s. 41-42) fiubat 1993‘te Muammer Ülker taraf›ndan yay›nlanm›flt›r. Mektep hakk›nda bk. ‹. Hakk› Konyal›, a.g.e., s. 405.
96