Üsküdar Debba¤haneleri ve Üretim Kapasiteleri (Klasik Osmanl› Dönemi) D O Ç .
D R .
Z E K ‹
T E K ‹ N
Yüzüncü Y›l Üniversitesi
‹stanbul’un et ihtiyac›n›n karfl›lanmas›ndan kaynaklanan canl› hayvan ticareti, ‹stanbul debba¤hane üretimlerinin esas›n› oluflturmaktayd›. Yaz ve k›fl mevsimlerinde aksat›lmadan ‹stanbul’a sevk edilen hayvan sürü1eri; selhhane1erde kesildikten sonra derilerinin ifllenmesi için, selhhanelerin hemen yan› bafl›nda debba¤haneler tesis edilmiflti.1 ‹stanbul debba¤haneleri befl ayr› mahalde toplanm›fllard›. Bunun için bunlara “befl ocak” tabiri kullan›l›rd›. ‹stanbul debba¤hanelerinden ilk tesis edileni, Fâtih Sultan Mehmed’in ‹stanbul’un fethini müteâkip Ayasofya-› Kebir Câmii’ne vak›f olmak üzere, Yedikule d›fl›nda binâ etti¤i sekiz yeniçeri meydan›, otuz üç selhhane ile üç yüz altm›fl debba¤hane binâs› idi.2 Fâtih Sultan Mehmed kurdu¤u debba¤hanelere, ‹stanbul merkezinde kesilen hayvan derilerini tahsis etmiflti.3 Mevcut debba¤haneler içinde faaliyeti en uzun süreli ve kapasitesi en büyük olan› bu idi. Kas›mpafla debba¤haneleri ise; kapasite aç›s›ndan ikinci büyük debba¤hane grubu idi. K›l›ç Ali Pafla, Kas›m Pafla ve Sinan Paflalar›n kurduklar› toplam k›rkdört debba¤hane mevcut idi. Bunlar Galata’daki selhhanelerin derilerini paylafl›rlard›. Ayr›ca bunlardan miri için ifl yapan debba¤haneler; meydan selhhanelerinden de her gün elli koyun derisi al›rlard›. Kas›m Pafla’n›n kurdu¤u yirmi dört debba¤hane; Balat Kap›s›, Has›r ‹skelesi ve Samatya kap›s›nda üç adet selhhanenin kesti¤i hayvan derilerini, Sinan Pafla’n›n kurdu¤u on iki adet debba¤haneye ise; Eski Saray için kesilen koyundan alt› yüz vukiyyelik ete tekabül eden deriler de tahsis edilmiflti.4 Eyüp kazas›nda kurulan debba¤haneler ise, üçüncü s›ray› teflkil etmekte idiler. Hasköy’deki Piri Mehmet Pafla’n›n kurdu¤u debba¤haneler ile Eyüp iskelesinde-
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
ki debba¤haneler otuz dokuz adet olup, Eyüp kazas›ndaki selhhanelerin derileri bunlara tahsis edilmiflti. Ayr›ca Piri Mehmet Pafla debba¤lar›, Yedikule d›fl›ndan her gün yirmi koyun derisi, Eyüp debba¤lar› da, Ayvansaray kap›s› d›fl›nda ve Yenikap› d›fl›nda Mevlüthane yak›n›nda bulunan selhhanelerden deri al›yorlard›.5 Kapasite aç›s›ndan dördüncü s›ray› alan Üsküdar debba¤haneleri ise; Atik Vâlide Sultan,6 Safiye Sultan7 ve Mihrimâh Sultan’›n8 kurduklar› otuz bir debba¤haneden oluflmaktayd›. Üsküdar selhhanelerindeki derileri bunlar al›rlard›. Ayr›ca Atik Vâlide Sultan’›n on iki debba¤hanesine; Yenisaray’›n Matbâh-› Âmire’si için kesilen koyunlar›n derisi, Safiye Sultan›n on bir debba¤hanesine ise; Eski Saray için kesilen hayvanlar›n derisi, Mihrimâh Sultan’›n sekiz debba¤hanesine ise; Suhut kap›s›nda ve Bal›k pazar›nda kesilen hayvanlar›n derisi tahsis edilmiflti.9 Bu tahsislere iliflkin istisnalar aras›nda flu hususlar› da görmekteyiz; Yedikule debba¤lar›n›n ulufesiz miri hizmet için, kendi aralar›ndan alt› kifli seçmeleri halinde; Yedikule’den, Kas›mpafla ve Üsküdar debba¤lar›na deri verilmedi¤i gibi, ayr›ca sonradan kurulan selhhanelerin derileri de Yedikule debba¤lar›na verilirdi. Yedikule debba¤lar›n›n aralar›ndan seçilen miri hizmetle vazifeli alt› kifliden ikisi ‹stabl-› Âmire, dördü ise Saray-› Âmire ihtiyac›n› karfl›larlard›.10
1-Üsküdar Debba¤lar›n›n Deri ve Debagat Malzemesini Temin Yollar› a) Deri Tahsis ve Temin Yollar› ile Aralar›ndaki ‹htilaflar ‹stanbul debba¤haneleri içerisinde kapasite aç›s›ndan dördüncü s›rada olan Üsküdar debba¤haneleri, üç gruptan oluflmaktayd›. Otuz bir debba¤haneden meydana gelen Üsküdar debba¤hanelerinin on birini Safiye Sultan’›n kurdu¤u vak›f debba¤haneleri, sekizini Mihrimah Sultan’›n kurdu¤u vak›f debba¤haneleri, di¤er onikisini ise Atik Vâlide Sultan’›n binâ etti¤i vak›f debba¤haneleri oluflturmaktayd›.11 Bu debba¤haneler, Üsküdar s›n›rlar› içerisindeki selhhanelerden ve kendilerine hisse tâyin edilen yerlerden deri temin ederek debagat ifllemini yaparlard›. ‹stanbul içindeki Yahudi cemaati kendi kestikleri koyunlar›n derilerini, Üsküdar’daki debba¤hanelere verirlerdi. 5 Receb 980 (11 Kas›m 1572) tarihinde Yahudilerin ‹stanbul’da koyun kesmelerinin yasaklanmas› üzerine, kesecekleri koyunlar› Edirnekap› d›fl›nda bo¤azlamalar› karara ba¤lanm›fl ve Yedikule debba¤lar› da bu derileri sahiplenmek istemifllerdi. Bunun üzerine gönderilen hükümde, Yahudilerin kesti¤i hayvan derilerinin eskiden oldu¤u gibi Üsküdar debba¤hanelerine verilmesi emredilmiflti.12 308
Ü S K Ü D A R
D E B B A ⁄ H A N E L E R ‹ V E ( K L A S ‹ K O S M A N L I
Ü R E T ‹ M K A P A S ‹ T E L E R ‹ D Ö N E M ‹ )
Debba¤ ham maddesi deri
Üsküdar debba¤hanelerinden Safiye Sultan Vakf›’na ba¤l› on bir debba¤haneye; a) Üsküdar’daki yerler: Büyük ‹skeleden Zencirli Kuyu’ya ve oradan da Atpazar›’na kadarki yerlerde kesilen koyun derileri tahsis edilmiflti.13 b) ‹stanbul’daki yerler: Kumkap›’daki Niflanc› Mehmed Pafla’n›n kasap dükkân›nda, eski saraya et veren kasaplar›n, Eminönü’nden Ayasofya’ya kadarki koyun kesen kasaplar›n ve Galata’daki Ermeni Ahmet’in zaptetti¤i hayvan derileri de, Safiye Sultan debba¤lar›na ait idi.14 2 Rebiyyülâhir 1124 (9 Mayas 1712) tarihinde Safiye Sultan debba¤lar› ile Mihrimah Sultan debba¤lar› aras›nda anlaflmazl›k meydana gelmiflti. Safiye Sultan debba¤haneleri baflka yere tafl›nd› diyerekten Mihrimah Sultan debba¤lar› Safiye Sultan debba¤lar›n›n derilerini almak istemifllerdi. Görülen davada; “baflka yere debba¤hanelerin nakledilmesiyle tâyinât ve tahsisat›n de¤iflmeyece¤i” ifâde edilerek, Mihrimah Sultan debba¤lar› haks›z bulunmufltu.15 Fakat daha sonraki Evâhir-i Safer 1169 (30 Ekim 1755) ve Evâsat-› Zilkade 1188 (17 Ocak 1775) tarihli davalarda durum yeniden incelenerek, ehl-i vukuftan da bir rapor al›narak dava sonuçland›r›lm›flt›. Buna göre; Safiye Sultan debba¤lar›, Üsküdar içinde Balaban ‹skelesinden Atpazar›’na var›ncaya kadarki derileri alabileceklerdi.16 Mihrimah Sultan Vakf›’na ba¤l› sekiz debba¤haneyi iflleten debba¤lar ise; a) Üsküdar’daki yerler: Büyük ‹skeleden Zincirli Kuyu’ya kadar olan yerlerde kesilen hayvan derilerini alabileceklerdi. 309
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
b) ‹stanbul’daki yerler: Yedikule selhhanelerinden iki hisse, Galata Saray›’nda, Befliktafl’ta, Yahudiler Mahallesi’nde, Gülfem Hatun’un Vak›f dükkânlar›nda, fiuhut Kap›s› içinde ve d›fl›nda ve Balat Kap›s›’nda kesilen koyun derilerini de alabileceklerdi.17 Üsküdar debba¤hanelerinin en geliflmifli olan Atik Vâlide Sultan Evkaf›na ba¤l› debba¤hanelere gelince; bunlar›n say›s› on iki olup, hisse ve tayinatlar› itibariyle genifl bir çevreye da¤›lm›fllard›. Atik Vâlide Sultan Vakf›’na ba¤l› debba¤hanelerin vakfiyelerinde kay›tl› olan deri hisseleri ve tayinatlar› flu flekilde idi: a) Üsküdar’daki Yerler: Mahalle-i Ma’mure (Yeni Mahalle) ve Köprü üzerindeki iki selhhanede kesilen koyun derileri, Sultan Selim zaman›nda tâyin edilmiflti18. Üsküdar’a tabi ‹stavroz, Çengelköy, Kanl›ca, Beykoz ve Yoros’ta kesilen koyun, keçi ve s›¤›r derileri, Sultan III. Murad’›n emri ile hisse tayin edilmiflti.19 b) ‹stanbul’daki Yerler: Çatlad›kap› d›fl›ndaki Miri selhhanede kesilen koyun derileri ile Eminönü ‹skelesinde ve Kumkap›’daki selhhanede kesilen hayvan derileri tâyin edilmiflti.20 c) Eyüp’teki Yerler: Eyüp ‹skelesi’nde, Balat’da, Kasap Süleyman dükkân›nda ve Mehmed A¤a dükkân›nda kesilen hayvan derisi, Atik Vâlide Sultan debba¤lar›na aitti.21 d) Kas›mpafla’daki Yerler: Kara Süleyman isimli kasab›n Kas›mpafla, Galata ve Karaköy’deki dükkânlar›nda kesti¤i hayvanlar›n derisi.22 Canfeda Han›, Sururi Vakf›’ndan, Ortaköy, Kuruçeflme, Ak›nt›burnu, Yenihisar, Tarabya, Sar›yer ve Büyükdere’de kesilen koyunlar›n derileri de Atik Vâlide Sultan debba¤lar›na aitti.23 Bu tahsisatlara Yedikule debba¤lar›n›n müdâhalesi olup bu müdâhale 14 Zilkade 1016 (2 Mart 1608) tarihli davada ele al›narak incelenmifl ve Yedikule debba¤lar›n›n bu tür müdâhalesi haks›z bulunarak vazgeçmeleri emredilmiflti.24 Atik Vâlide Sultan debba¤lar›na kesti¤i koyunlar›n derilerini veren Kara Süleyman isimli kasab›n Cemâziyelevvel 986 (Temmuz 1578) tarihinde dirlik tasarruf etmek üzere kasapl›ktan ayr›lmas› üzerine, Kara Süleyman’›n emrindeki kasaplar›n yine eskiden oldu¤u gibi derileri Atik Vâlide Sultan debba¤lar›na vermeleri emredilmiflti.25 Atik Vâlide Sultan Vakf›’na ba¤l› on iki debba¤hanenin günlük kiras›, yüz yirmi akçe idi. Her bir debba¤hanenin günlük kiras› on akçe olup, debba¤ esnaf›na kiraya verilmiflti.26 Ayr›ca Üsküdar debba¤lar›na Beylik selhhaneden günlük olarak yüz elli deri verilirdi. Bu derilerin yüz onunu Atik Vâlide debba¤lar›, k›rk›n› de Safiye Sultan debba¤lar› al›rlarken, Evâhir-i fievval 1181 (16 Mart 1768) y›l›nda meydana gelen bir ihtilaf üzerine Üsküdar debba¤lar›n›n istihkak› art›r›lm›flt›r. Bu olay; Yeni Camii avlusundaki çaryekçi kasaplar›, kestikleri hayvanlar›n derilerini Üsküdar debba¤lar›na vermek istediklerini bildirmeleri üzerine, Üsküdar ve Yedikule debba¤lar› bir araya gelerek aralar›nda anlaflm›fllard›. Buna göre; 310
Ü S K Ü D A R
D E B B A ⁄ H A N E L E R ‹ V E ( K L A S ‹ K O S M A N L I
Ü R E T ‹ M K A P A S ‹ T E L E R ‹ D Ö N E M ‹ )
nizâm gere¤i çaryekçi kasaplar›n kesti¤i derileri, Yedikule debba¤lar› alacak, Üsküdar debba¤lar› da, eskiden beylik selhhaneden ald›klar› günlük yüz elli deriyi iki yüz deriye ç›karacaklard›.27 Nitekim bu husus Evâhir-i Recep 1188 (1 Ekim 1774) tarihinde tekrar gündeme gelmifl ve iki yüz deriye ç›kart›lan istihkak›n yüz onunu Atik Vâlide, doksan›n› da Safiye Sultan debba¤lar›n›n almas›na karar verilmifltir.28 Mevcut selhhane ve kasap dükkânlar›nda kesilen hayvan derilerinin tamam› debba¤hane gruplar›na tahsis edildi¤inden, gizlice kurulan debba¤haneler mevcut yap›lanmay› tehdit etmekte idi. Nitekim Evâs›t-› Muharrem 1104 (26 Eylül 1692) tarihinde Istavros köyündeki Kabakulak-zâde Yal›s›nda, Yedikule iflçilerinden Mehmed ve orta¤› Tosya1› Mehmet gizlice bir debba¤hane kurarak, çevresindeki derileri fazla ücretle sat›n al›p debâgat yapmakta idi. Bu durumdan etkilenen Atik Vâlide Sultan debba¤lar›n›n flikâyeti üzerine, temessüksüz kurulan bu debba¤hanenin kald›r›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›.29 Evâil-i Safer 1104 (16 Ekim 1692) tarihinde yap›lan kontrolde ise, kaçak olarak faaliyetini sürdüren debba¤hanenin befl kireçli kuyusu ve iki büyük teknesi oldu¤u, ayr›ca içinde doksan yedi tola30 denen deri, yüz yirmi meflin, yüz befl meflinlik deri ve yüz vukiyye yapa¤› tespit edilmiflti. Gönderilen emirde, debâgat yapmalar›n›n önlenmesi de istenmiflti.31 Yeni bir debba¤hane kurmak isteyen kimse, durumu resmî organlara bildirir ve uygun görülürse, kurulacak yerdeki debba¤lar›n ba¤l› oldu¤u vakfa mu’accele ve mü’eeceleleri verilerek, vakf›n hissesinden kendilerine de bir pay ayr›l›rd›. Nitekim Evâhir-i Ramazan 1075 (11 Nisan 1665) tarihinde sipahi o¤lu olan Mehmed isimli bir flah›s, Mihrimah Sultan Vakf›’na ba¤l› bir arsa üzerine debba¤hane kurmak istemifl, vakfa mu’accele ve mü’eccelelerini ödeyerek arsay› kiralam›flt›. Üsküdar mollas›na gönderilen emirde, bu flahs›n hisseye dâhil edilerek debagat yapmas›na izin verildi¤i bildirilmiflti.32 Her esnaf›n nizam› gere¤i belirli bir hammadde temin bölgesi bulunmaktayd›. Buna uyulmamas› esnaf›n ma¤dur olmas›na neden olufltururdu.33 Bunlar›n ilki 1755 y›l› Aral›k bafllar›na tarihlenen Üsküdar naibine hitaben yaz›lan hükümde; Üsküdar’da Mihrimah Sultan vakf›n›n kirac›lar› olan sekiz debba¤ ustalar› Büyükdereden Zincirlikuyu’ya kadar olan yerlerde kesilen hayvan derilerini, Safiye Sultan Vakf› debba¤lar› ise Balaban ‹skelesinden Atpazar›’na kadar olan yerlerde kesilen hayvanlar›n derilerini almalar› usul ve nizam iken Safiye Sultan vakf› debba¤lar› Büyük iskele- Zincirlikuyu aras›ndaki derileri alarak nizam› bozdu¤u gerekçesiyle flikâyet edilmiflti.34 1756 fiubat ay›nda da benzer bir yak›nma mevcuttu.35 Bir di¤er ihtilaf konusu da 1755 y›l›n›n Nisan ay› ortalar›na ait olup, keçeci esnaf› ile yaflanm›flt›r. Keçeci esnaf›n›n nizam›ndan olan ‹stanbul, Üsküdar, Galata ve Haslar kazalar›nda kesilen koyun ve keçi derilerini debba¤ esnaf› al›p, yünlerini keçecilere verirlerdi. Bir müddetten beri nizama ayk›r› davranarak yünleri depolayarak Yahudilere ve döflekçi esnaf›na satt›klar› belirtilerek flikâyetçi olunmufltu. Bu durumun devam› üzerine 1758 fiubat ay›nda ayn› flikâyet tekrarlanm›flt›r.36 311
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
1745 tarihli bir hükümde Üsküdar da Atik Valide Sultan vakf›na ba¤l› Atpazar› içinde olan debba¤hane dükkân› tasarruf eden ustan›n ölmesi üzerine yerine evlatlar› geçmifl, fakat bu durum vak›f defterlerine kaydedilmemesi üzerine vakf›n zarara u¤ramas›na neden oldu¤u ifade edilerek flikâyette bulunulmufltur.37 ‹stanbul selhhanelerinden temin edilen deriler, bu flekilde “befl ocak” tabir edilen debba¤lara tahsis edilirdi. Ancak bu deriler ‹stanbul debba¤hanelerinin kapasitesine kifayet etmedi¤inden, gerek Anadolu ve gerekse Rumeli taraflar›ndan tuzlu ve kurutulmufl ham gön ve deriler getirilirdi. Özellikle ifllenmeye müsait hayvan derilerinin Macaristan topraklar›nda bol miktarda bulunmas›38 ham derilerin Osmanl› topraklar›na, özellikle ‹stanbul’a tüccarlar vas›tas› ile bol miktarda sevk edildi¤ini görmekteyiz.39 D›flar›dan tüccarlar vas›tas› ile kurutulmufl ve tuzlanm›fl olarak getirilen bu deriler,40 “Lonca Yeri” denen borsada, gümrükleri ve vergileri ödendikten sonra dükkân tasarruf eden debba¤ esnaf›na, esnaf ileri gelenleri taraf›ndan ellerindeki mühürlü defterlere göre dükkân say›s›na ve hisse adedine ba¤l› olarak da¤›t›l›rd›. Buna hiçbir kimse de müdahale edemezdi.41 Bir dükkân kullanana bir hisse, iki dükkân kullanana iki hisse, üç dükkân kullanana üç hisse ve daha fazla dükkân kullanana daha fazla hisse verilirdi. Fermanlardaki “Taife-i mezkureden dükkâna mutasarr›f olmayanlara hisse verilmeye” ifadesi esas kabul edilerek, dükkân tasarruf etmeyenlere hisse verilmeyip, bunlar iflçilik yaparlard›.42 Anadolu ve Rumeli taraflar›ndan gelen koyun, keçi, kuzu ve inek derileri, ölçülü bir flekilde kasapbafl› taraf›ndan sat›n al›narak öncelikle sefer ihtiyac› ve devletin di¤er ihtiyaçlar› karfl›land›ktan sonra kalan deriler, kasapbafl› denetiminde Yedikule, Eyüp, Kas›mpafla, Tophane ve Üsküdar debba¤lar›na da¤›t›l›rd›. 17 fievval 1161 (10 Ekim 1748) ve 10 Safer 1214 (14 Temmuz 1799) y›llar›nda kasap esnaf›n›n “Anadolu ve Rumeli’den gelen derileri biz satar›z” demeleri, kânun ve nizama ayk›r› görülerek reddedilmifl ve nizam› bozmamalar› emredilmiflti.43 b) Deba¤at Malzemesi olan Palamutun Temini: Palamut. debagatta kullan›lan en mühim maddelerden bir tanesidir ve dericili¤in geliflmesinde palamutun, özellikle ‹zmir ve çevresinde bol yetiflen kaliteli palamutun rolü çok olmufltur44. ‹htiva etti¤i tanen45 maddesi, derinin kimyevî olarak piflmesini temin eder. Tanen oran›n›n yüksek olmas› debagat› kolaylaflt›r›r ve derinin sertleflmesini temin eder. Palamut, yeflil meflenin meyvesi olup, palamut meflesi ismini al›r. Bu meflenin meyvesine Kayseri ve çevresinde “pelit” denmektedir. Palamut’un debagatta kullan›lan esas k›sm›, meyvenin etraf›n› yar› yar›ya kuflatan “yüksük” denilen kabuk k›sm›d›r. Ticarette pek çok palamut cinsi bulunursa da en meflhuru ‹zmir palamutudur.46 312
Ü S K Ü D A R
D E B B A ⁄ H A N E L E R ‹ V E ( K L A S ‹ K O S M A N L I
Ü R E T ‹ M K A P A S ‹ T E L E R ‹ D Ö N E M ‹ )
Palamut, topland›klar› zamana göre çeflitli isim al›r. ‹htiva etti¤i tanen aç›s›ndan en zengin oldu¤u dönem Nisan ay›d›r. Eylül ay›nda toplananlarda tanen miktar› o kadar çok de¤ildir. ‹yi cins palamutta %30 oran›nda tanen vard›r. ‹kinci kalite palamutlarda tanen oran› ise %25’tir. Palamutun taneni sert kösele imalinde çok aranan bir maddedir.47 Palamut ‹stanbul’a çeflitli yörelerden tüccarlar vas›tas› ile getirilirdi. Pek çok yerde yetiflen palamut ekseriyetle; Biga, Ayd›n, Saruhan, Teke, Hamit, ‹zmir, Midilli, Kütahya, Bayramiç. Kazda¤›, Ezine, Tuzla, Kösederesi, Edremit, Kemer ve çevresindeki kazalar ile Rumeli’deki Mekrem ve çevresi, Semendre ile ‹mroz adalar›ndan temin edilirdi.48 Devlet, ‹stanbul’un palamut ihtiyâc›n› karfl›layabilmek için her türlü yetkisini kullanmaktayd›. Buna ra¤men debba¤ esnaf›, palamutu her zaman ayn› kolayl›kla temin edemiyor zaman zaman teminde zorluk çekiyordu. Debagat›n temel esâs›n› palamut oluflturdu¤undan, temin edilememesi halinde üretim duruyor ve debba¤lar özellikle devlete karfl› olan taahhütlerini yerine getiremiyorlard›. ‹stanbul’a palamut sevk›yat›n›n aksama sebeplerinden birisi de madrabaz tâbir edilen flah›slar›n palamutlar› sat›n alarak baflka yerlere götürmeleri ve baflka flah›slara satmalar›yd›. Bu durum, devlet taraf›ndan fliddetle k›nanm›fl ve önüne geçilmesi hakk›nda ilgili yerlerin kad›, mütesellim, nâib ve voyvodalar›na fermanlar gönderilmiflti.49 Nitekim Evâhir-i Rebiülah›r 1228 (24 Nisan 1813) tarihinde Biga sanca¤› mütesellimi ve Bayramiç kazas› naibine gönderilen bir hükümde; palamutun ‹stanbul debba¤lar›na gönderilmesinin nizâm-› kâdim oldu¤u belirtilmiflti. Fakat baz› flah›slar›n palamutun iyisini sat›n al›p, baflka yerlere götürmeleriyle ‹stanbul’da palamut s›k›nt›s›n›n çekildi¤ini ve ‹stanbul’a gönderilen palamutlar›n ise çürük ve kötü kokulu olduklar›ndan kullan›lamad›¤›n› ‹stanbul debba¤lar›n›n bildirmesi üzerine gönderilen hükümdü; madrabaz ve muhtekirlerin palamutun iyi ve temiz olanlar›n› almay›p, fena ve çürük olan palamutlar›nda ‹stanbul’a sevk edilmemesi emredilmiflti ayr›ca ayn› hükümde o yöre yöneticisi ile bu gibi madrabaz ve muhtekirlerin piflman olacaklar› tehdidi de yer almaktayd›.50 ‹stanbul debba¤lar›na ne kadar palamut gerekti¤i, Evâhir-i Cemâziyelah›r 1242 (20 Ocak 1827) tarihinde, debba¤ ve palamut tüccar›n›n bir araya getirilmesiyle yap›lan toplant›da karara ba¤lanm›flt›. Buna göre her sene; 1 - Yedikule Debba¤lar›na 2.000 Kantar, 2 – Eyüp Debba¤lar›na 6.000 Kantar, 3 – Üsküdar Debba¤lar›na 4.000 Kantar, 4 – Kas›mpafla Debba¤lar›na 12.000 Kantar, 5 – Tophane Debba¤lar›na + 2.500 Kantar, TOPLAM 36.500 Kant. gerekmektedir.
313
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Debba¤hane’de tabaklanm›fl deriler
Her sene otuz alt› bin befl yüz kantar palamutun yetece¤i kararlaflt›r›lm›flt›. Ayr›ca bu sene sonuna kadar da toplam on dört bin dokuz yüz kantara ihtiyaç olaca¤› belirtilmiflti. Bu miktar›n k›vr›k ve yolma tâbir edilen iyi cinsinin ifllerine yaray›p, düflük kalitedeki palamutun ifllerine yaramayaca¤› bildirilmiflti. Ayr›ca bu toplant›da ödeme flekli de karara ba¤lanm›flt›, ödeme bafllang›c›n›n ruz-› Kas›m bafl› olup, fievval ay›ndan itibaren ald›klar›n›n ücretlerini üç ayda bir kere vererek, dört taksit ile hesab› kapatacaklard›. Her sene için ifllerine yarayacak palamut cinsini tarif etmek üzere bir adam göndereceklerdi. ‹zin tezkereleri olmayan palamut tüccar›n›n d›flar›ya palamut göndermesi halinde, di¤er miri vergilerde oldu¤u gibi, iki üç kat vergi vermekle yakas›n› kurtaramay›p fliddetle cezaland›r›lacakt›.51 Bu durum debba¤larla palamut tüccar› aras›nda uyulmas› gereken bir nizâm kabul edilmiflti.
II - Üsküdar Debba¤hanelerinin Üretim Kapasitesi Üsküdar debba¤hanelerinin her sene için ne kadar deri sat›n alarak bunlar› iflleyip, ilgili esnafa, tüccara ve devlete satt›klar›n› tam olarak bilememekteyiz. Yaln›z ‹stanbul selhhanelerinden 1 fiaban 1172 (29 Mart 1759) tarihinden 29 fiaban 1177 (4 Mart 1764) tarihine kadarki befl senelik devrede sat›n ald›klar› koyun, kuzu ve keçi derilerini o devirdeki birim fiyatlar›yla ayl›k periyotlar 314
Ü S K Ü D A R
D E B B A ⁄ H A N E L E R ‹ V E ( K L A S ‹ K O S M A N L I
Ü R E T ‹ M K A P A S ‹ T E L E R ‹ D Ö N E M ‹ )
halinde tespit edebilmekteyiz.52 Bedelini muntazam bir flekilde devlet yetkililerine ödeyen Üsküdar debba¤lar›n›n bu befl senelik dönemdeki kay›tlara göre, ayl›k ve y›ll›k kapasitelerini tespit etmemiz mümkündür. Yaln›z gerek kendilerinin, gerekse deri tüccar›n›n d›flar›dan getirdikleri deriler bu kapasiteye dâhil de¤ildir. Üsküdar debba¤lar›, kendilerine ba¤l› ‹stanbul selhhanelerinde kesilen koyunlar›n derilerini narh fiyat›ndan alarak tabaklam›fllard›. 1 fiaban 1172’den 29 fiaban 1177 tarihine kadarki befl y›ll›k dönemde, Üsküdar debba¤hanelerine 231.333 koyun ve kuzu derileri ‹stanbul selhhanelerinden gelmifl olup, Üsküdar debba¤lar› bu deriler için 2.451.196 akçe ödemifllerdi. Bu derilerin çok az bir k›sm› kuzu derisidir. Befl y›ll›k dönemde 329 kuzu derisi kaydedilmektedir. Bu derilere birim fiyat› alt› akçeden 1.976 akçe ödemifllerdi. Geriye kalan 231.004 koyun derisine 2.449.220 akçe ödemifllerdi. Koyun derilerinin 119.632’si yapa¤›l› cinsinden olup, her birisini on iki akçeden sat›n alarak 1.435.584 akçe ödemifllerdi. Kalan 111.372 deri “tola” denen cinsten olup, bunlar›n aylara göre birim fiyatlar› befl akçeden, on bir akçeye kadar de¤iflmektedir. Tola tabir edilen derilere ise 1.014.136 akçe ödenmifltir. Bu derilerin birim fiyatlara göre da¤›l›m› flu flekildedir: Adet 8.780 4.152 13.200 13.512 8.707 26.766 36.255 111.372
Birim Fiyat› Akçe 5 6 7 8 9 10 11
Toplam 43.900 akçe 24.912 akçe 92.400 akçe 108.096 akçe 78.363 akçe 267.660 akçe 398.805 akçe 1.014.136 akçe etmektedir.
Üsküdar debba¤hanelerine tahsis edilen bu derilerin, y›llara göre da¤›l›m›n› yapt›¤›m›zda 1172 y›l› hariç di¤er y›llar›n birbirlerine karfl› ayn› oran› korudu¤unu görmekteyiz.53 Üsküdar debba¤hanesinin, Muharrem 1250 (May›s 1834)’den 6 Muharrem 1251 (4 May›s 1835) tarihine kadarki geçen 360 günde 7.192 keçi derisini, adeti yüz otuz befl akçeden satarak 970.920 akçe, 53.500 koyun derisini ise cinsine göre yüz befl, doksan ve altm›fl akçeden satarak 4.047.540 akçelik bir gelir elde etmifllerdi.54 Keçi ve koyun derilerinden toplam 5.018.560 akçe girdileri olmufltur ki, bu da 41.821 kurufl 13 para 1 akçe etmektedir. Masraf kaydedilen bu bedel, bafl muhasebeden Üsküdar debba¤hanelerine ödenmifltir. Üsküdar debba¤hanelerinin bu durumunu Yedikule debba¤haneleri ile k›yaslad›¤›m›zda, aradaki fark›n gayet az oldu¤unu görürüz.55 Üsküdar debba¤hanesinin miri ihtiyac› karfl›layan üretim ve sat›fllar›n› üçer 315
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Debagat malzemesi olan ve mefle a¤ac›ndan yetiflen palamut
ayl›k periyotlarla gösteren 16 Ramazan 1250 (16 Ocak 1835)’den Gurre-i Rebiülah›r 1254 (24 Haziran 1838) tarihleri aras›ndaki tabloyu56 inceledi¤imizde, keçi derisini her y›l için 11.799 koyun derisini ise yaklafl›k iki y›lda bir 2.235 olarak devletin ihtiyâc›n› temin için satt›¤›n› görmekteyiz. Üsküdar debba¤lar› bu derileri Redif ve Asâkir-i Mansure’ye satt›klar›na dair gurre-i fievval 1253 ve gurre-i Muharrem 1254 tarihlerinde kay›t bulunmaktad›r.57 Üsküdar debba¤hanelerinin meflin üretimi ise, bir nevbette 15.000 adeti bulmaktad›r. gurre-i Rebiülah›r 1251 tarihinde 15.000 üretim yapan Üsküdar debba¤hanesi, bir di¤er üretimini ise ancak gurre-i fievval 1252 tarihinde gerçeklefltirebilmifltir.58 gurre-i fiaban 1254 tarihine kadarki iki y›l gibi uzun bir sürede yeni bir üretime rastlanmamaktad›r. ‹ki üretim aras› ise on befl ay sürmektedir.
316
Ü S K Ü D A R
D E B B A ⁄ H A N E L E R ‹ V E ( K L A S ‹ K O S M A N L I
Ü R E T ‹ M K A P A S ‹ T E L E R ‹ D Ö N E M ‹ )
317
Ü S K Ü D A R
318
S E M P O Z Y U M U
V
Ü S K Ü D A R
D E B B A ⁄ H A N E L E R ‹ V E ( K L A S ‹ K O S M A N L I
Ü R E T ‹ M K A P A S ‹ T E L E R ‹ D Ö N E M ‹ )
319
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Üsküdar debba¤hanelerinin 1 fiaban 1172 (29 Mart 1759) tarihinden 29 fiaban 1177 (4 Mart 1764) tarihine kadarki birer y›ll›k deri tüketimini gösterir tablodur.59 Üsküdar debba¤hanesinin Muharrem 1250 – 6 Muharrem 1251 (May›s 1834 – 4 May›s 1835) Tarihleri aras›ndaki birer ayl›k deri sat›fllar›n› gösteren tablodur60. Üsküdar debba¤hanesinin 16 Ramazan 1250 – Gurre-i Rebiülah›r 1254 (16 Ocak 1835-24 Haziran 1838) tarihleri aras›ndaki üçer ayl›k üretim ve sat›fllar›n› gösteren tablodur62. D‹PNOTLAR 1 Ahmet Refik, Eski ‹stanbul, ‹stanbul 1931, s. 88. 2 Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi (BOA), Mühimme Defteri ( MD), nr. 108, s. 255-256, h.1081. 3 BOA, MD. nr. 110, s. 560, h.2594; Ahmet Refik, Hicri On ‹kinci As›rda ‹stanbul Hayat›, ‹stanbul 1931, s. 230-232. 4 BOA, MD.nr. 104, s. 274-275. 5BOA, MD. nr. 115, s. 304-305. 6 Sultan II. Selim’›n kad›n›, III. Murad’›n annesi Nur Banu Sultan’d›r. 6 Aral›k 1583 tarihinde vefat etmifltir. Üsküdar’da Mimar Sinan’a yapt›rd›¤› Valide-i Atik Camiinin giderlerini karfl›lamak için zengin vak›flar yapm›fl, Üsküdar, Çemberlitafl, Haliç, Yenikap› ve Toptafl›’ndaki hamamlara ilâveten Üsküdar’da Tabaklar Camii’nin yer ald›¤› Tabaklar Meydan›’n›n yan›ndan akan Tabaklar Deresi üzerinde 12 bab debba¤hane karhanesi infla ettirmifltir (tafsilat için bak: Mehmet Nermi Haskan, Yüzy›llar Boyunca Üsküdar, ‹stanbul 2001, I, 170, 365, 372). 7 Sultan III. Murad’›n kad›nlar›ndan olup, Sultan III. Mehmed’in validesidir. Gerek Sultan Murad’›n ve gerekse Sultan Mehmed’in zaman›nda oldukça nüfuzu vard› (fiemseddin Sami, Kamusu’l-A’lâm, Ankara 1996, IV, 2962). 8 Kanuni Sultan Süleyman’›n k›z› ve Sadrazam Rüstem Pafla’n›n kar›s›d›r. 16 Zilkade 985 ( 25 Ocak 1578) tarihinde vefat etti¤i ve Üsküdar’da Mimar Sinan’a yapt›rd›¤› Mihrimah Sultan Camii’nin haziresinde medfundur (Ayr›nt› için bk. Haskan, a.g.e, I, 264). 9 BOA, MD. nr. 180, s. 130, h.541 (Bu mühimme defterinin as›l numaras› 97/1 iken yanl›fll›kla 180 numaraya kaydolmufltur. Katologda 180 numara ile geçti¤i için burada ayn› numara kullan›lm›flt›r.) 10 BOA, MD, nr. 85, s. 214, h.491. 11 BOA, ‹stanbul Ahkam Defteri (‹AD), nr. 4, s. 37;BOA, MD, nr. 180, s. 130, h.541. 12 BOA, Kepeci, DHK, nr. 67, s. 330. 13 BOA, C.Evkaf, nr. 23153. 14 A.g.b. 15 A.g.b. 16BOA, ‹AD, nr. 4, s. 37; nr. 8, s. 222. 17 BOA, MD, nr. 180, s. 130, h.541; BOA, ‹AD, nr. 4, s. 37; nr. 8, s. 222. 18 BOA, MD, nr. 52, s. 309, h.822. 19 BOA, MD, nr. 79, s. 24, h.60; nr. 46, s. 165, h.337. 20 BOA, MD, nr. 52, s. 309, h.822; nr. 76, s. 24, h.60; BOA, Ali Emiri Tasnifi (AE), I.Ahmed, nr. 460. 21BOA, MD, nr. 76, s. 24, h.60. 22BOA, MD, nr. 27, s. 265, h.624; nr. 42, s. 118, h.407; nr. 52, s. 309, h.822; Ahmet Refik, a.g.e, s. 115. 23 BOA, MD, nr. 46, s. 165, h.337; nr. 52, s. 309, h.822; nr. 76, s. 24. 24 BOA, MD, nr. 76, s. 25, h.60. 25BOA, MD, nr. 42, s. 118, h.407. 26 BOA, MD, nr. 103, s. 26. 27 BOA, ‹AD, nr. 8, s. 87.
320
Ü S K Ü D A R
D E B B A ⁄ H A N E L E R ‹ V E ( K L A S ‹ K O S M A N L I
Ü R E T ‹ M K A P A S ‹ T E L E R ‹ D Ö N E M ‹ )
28 BOA, ‹AD, nr. 8, s. 194. 29 BOA, MD, nr. 103, s. 26; Ayn› vesika için bk. Ahmet Refik, Hicri Onikinci As›r, s. 9-10. 30 Tola: yapa¤›s› k›rp›lm›fl koyun derisi (BOA, ‹AD, nr. 3, s. 360). 31 a.g.d., s. 27. 32 BOA, MD, nr. 95, s. 58, h.375. 33 Nahide fiimflir, “ XVIII. Yüzy›l›n ‹kinci Yar›s›nda Üsküdar Esnaf› ve Meseleleri”, II. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler (1214 Mart 2004), ‹stanbul 2005, I, s. 337. 34 a.g.t., ayn› yer. 35 a.g.t., ayn› yer. 36 a.g.t., ayn› yer. 37 Ahmet Tabako¤lu, Ahmet Kal’a, Salih Aynural, ‹smail Kara, Eyüp Sabri Kal’a, ‹stanbul Esnaf Tarihi, ‹stanbul 1997, I, 166. 38 L.Fekete, “Osmanl› Türkleri ve Macarlar 1366-1699” (trc. Sadrettin Karatay), Belleten, XIII/52 (Ankara 1949), s. 700. 39 Gyöngyi Kovales, “Osmanl› Uygulamal› Sanat Eserleri Aç›s›ndan Macaristan’›n Balkanlarla ‹liflkileri (XVI-XVII. As›r)”, (trc. Vural Y›ld›r›m), Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Dergisi, sy. 50 (‹stanbul 1987), s. 207. 40 BOA, MD, nr. 110, s. 560, h.2495. 41 BOA, MD. nr. 110, s. 560, h.2495. 42 BOA, MD, nr. 115, s. 330, h.1422. 43BOA, C.‹ktisat, nr. 53. 44 Vedat Eldem, Osmanl› ‹mparatorlu¤unun ‹ktisadî fiartlar› Alt›nda Bir Tetkik, ‹stanbul 1970, s. 135. 45 Tanen: Derinin sertleflmesini ve mukavemetini sa¤layan kimyevî bir maddedir. Tabii tanen, bir deriyi yaln›z bafllar›na debagat edebilecek kudrete sahiptir. Tanen bazen bitkinin kabu¤unda (mefle, çam, sö¤üt, kavak, akasya... gibi), bazen de yapra¤›nda (sumak gibi) bulunur. Daha genifl bilgi için bk. Doktor Nuri, Debagat, ‹stanbul 1928, s. 83. 46Eldem, a.g.e, s. 97. 47Eldem, a.g.e, s. 98. 48 BOA, Tevziat ve Zehâir defteri (TZD), nr. 30, s. 11; BOA, MD, nr. 235, s. 230, h.780. 49 Ahmet Refik, ‹stanbul Hayat›, s. 163-164. 50 BOA, MD, nr. 234, s. 281, h.584. 51 BOA, TZD, nr. 30, s. 11-12; BOA, C.‹ktisat, nr. 585. 52BOA, D-BfiM, nr. 3450, s. 69-81. 53 Ayr›nt› için bk. Tablo – 1. 54 bk. Tablo – 2. 55 Buradaki miktarlar her iki debba¤hanenin bir y›ll›k kapasitelerini ve sat›fllar›n› tam olarak yans›tmamaktad›r. 56 bk. Tablo – 2. 57 BOA, Kepeci, Müteferrik, nr. 7476; ayr›ca bk. Tablo – 3. 58 BOA, Kepeci, Müteferrik, nr. 7476. 59 BOA, D-BSM, nr. 3450, s. 69-81. 60 BOA, Kepeci, Kasapbafl› Defteri, nr. 7409. 61 Rebiülah›r 1250 tarihinin hesaplar› yap›l›rken yar›m kurufl fazla kay›t edilmifltir. 62 BOA, Kepeci, Müteferrik, nr. 7476. 63 Gurre-i Recep 1251 Tarihli hesapta 9635 adet keçi derisinden sat›lan 825 adet ç›kar›l›nca 8810 adet keçi derisi kalmas› laz›m gelirken muhtemelen kâtip sehven 8720 adet olarak daha sonraki Gurre-i fievval 1252 tarihli hesaba geçmifl ve bu hata daha sonraki dönemlerin kay›tlar›na aynen yans›m›flt›r.
321