Osmanl›’dan Türkiye’ye Üsküdar’da Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i’ne Dair Kurumlar ve Üsküdarl› Müzisyenler Ö ⁄ R . G Ö R . S E Y ‹ D
Y Ö R E
Selçuk Üniversitesi
Kent ya da baflka bir yer olsun, yaflad›¤›m›z mekânlar üzerinde düflünmek, yaflama belli bir uzakl›ktan bakmay› gerektiren bir etkinliktir. Öte yandan, “kent” ve “kültür” belki de birbirini en yo¤un biçimde ça¤r›flt›ran iki kavram ya da tümel olarak insan dünyas›nda önemli bir yer tutmaktad›r (Çotuksöken, 2003). Geçmiflten bugüne kent ve kültür kavramlar›n› içinde bar›nd›ran en önemli flehirlerden biri de ‹stanbul’dur. ‹stanbul bugün oldu¤u gibi Osmanl›’da da kültür ve sanat hayat›n›n geliflmesinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle 1453’ten itibaren bir baflkent olmas› itibariyle Osmanl›’daki her geliflme ve yenilik ‹stanbul’da gerçekleflmifl ve daha sonra di¤er flehirlere yay›lm›flt›r. Kentin her bir kültürel ö¤esine kendi s›n›rlar› içinde katk›da bulunmufl olan semtlerde kentin gelifliminde önemli bir role sahiptir. Bu çal›flmada bir semt/ilçe ba¤lam›nda incelenen Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i de bir kent kültürü ö¤esi olarak esas geliflimine XV. yüzy›ldan itibaren ‹stanbul’da bafllam›flt›r. Bilindi¤i gibi birço¤u ‹stanbul’da olmak üzere Osmanl›’da saray içinde ve d›fl›nda müzik e¤itimi ve icrâ kurumlar› vard›; bunlar Enderûn, Muzika-i Hümâyun Mevlevihâneler ve di¤er tekkelerle Osmanl›’n›n son zamanlar›nda -yâni 20. yüzy›l›n bafllar›nda- kurulan “özel musiki cemiyetleri”dir. Gerek tekkelerin ve Mevlevihanelerin gerekse özel musiki cemiyetlerinin saray d›fl›nda olmalar›, hem daha özgür müzik yapabilme hem de kent yaflam›yla bire bir iliflki içinde olabilme olana¤›n› ortaya ç›karm›flt›r. Müzi¤e iliflkin bu kurumlar›n ve bu kurumlardaki müzisyenlerin de semtlerin gelifliminde ve ad›n›n ön plana ç›kmas›nda önemli yeri vard›r. Bu ba¤lamda yap›lan araflt›rmada Üsküdar’da Osmanl›’dan Türkiye’ye müzi¤e dair kurumlar ve müzisyenlerin varl›¤› sorgulanm›fl ve ön
Ü S K Ü D A R
Üsküdar Mevlevihanesi
S E M P O Z Y U M U
V
Üsküdar Musiki Cemiyeti
araflt›rma sonucu afla¤›daki bilgilere ulafl›lm›flt›r: XVII. ve XX. yüzy›l aras›nda Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i’ne ve ‹stanbul kent kültürüne müzik kurumlar› ve müzisyenleriyle katk›da bulunmufl ve bugün ilçe olan eski ‹stanbul semtlerinden biri de Üsküdar’d›r. Bu çal›flmada Üsküdar’da Osmanl› döneminde kurulmufl ve önemli baflar›lara imza atm›fl “geleneksel sanat müzi¤i”ne dâir iki ayr› kurum üzerinde durulacakt›r. Bunlar, Üsküdar Mevlevihânesi ve Üsküdar Musiki Cemiyeti’dir. ‹lki daha çok dînî ve ikincisi din d›fl› (lâ dînî) müzik e¤itiminin ve icrâs›n›n yap›ld›¤› ve pek çok müzikçinin yetiflti¤i bu iki kurum, öncelikle Üsküdâr’a ve sonras›nda ‹stanbul’a kent müzik kültürü alan›nda katk› sa¤lam›flt›r.1 Üsküdar Mevlevihânesi ve Üsküdar Musiki Cemiyeti ile iliflkisi olanlar d›fl›nda bu kurumlarla iliflkisi olmayan Üsküdarl› birçok müzisyen de bulunmaktad›r. Bu ba¤lamda çal›flmada Üsküdar Mevlevihânesi ve Üsküdar Musiki Cemiyeti ile bu kurumlarla ilgili olan veya olmayan Üsküdarl› müzikçiler de incelenmifl ve bir veri kayna¤› olarak târihî, biyografik ve istatistiksel bilgiler ortaya ç›kar›lm›flt›r. Bu çal›flman›n bilimsel alan› olan Etnomüzikoloji (Kültürel Müzikoloji), ortaya kondu¤u 1955’den bu yana gelifltirilerek toplum, kültür ve müzik iliflkisini inceleyen bir disipline dönüflmüfltür. Bu ba¤lamda bu araflt›rma da tarih, kültür ve müzik iliflkisi kapsam›nda etnomüzikolojik bir çal›flma olarak ortaya ç›kmaktad›r.
1. Osmanl› Döneminde Üsküdar Mevlevihanesi ve Bu Kurumdaki Üsküdarl› Müzisyenler Üsküdar Mevlevihanesi, ‹mrahor semtinde Do¤anc›lar’›n bat›s›ndad›r ve âsitâne2 olmay›p, asl›nda bir zâviyedir.3 Son y›llarda yap›lan onar›mlar sonunda bir bölümü câmiye dönüfltürülmüfl ve yap› tüm özelli¤ini yitirmifltir. Bu Mevlevi324
O S M A N L I ’ D A N M Ü Z ‹ ⁄ ‹ ’ N E
T Ü R K ‹ Y E ’ Y E Ü S K Ü D A R ’ D A O S M A N L I / T Ü R K S A N A T D Â ‹ R K U R U M L A R V E Ü S K Ü D A R L I M Ü Z ‹ S Y E N L E R
hane’nin di¤erlerinden farkl› bir özelli¤i ‹stanbul’dan Anadolu’ya giden dervifllerin konaklamalar› için kurulmufl olmas›d›r. Galata Mevlevihanesi Postniflini Ye¤en Ali Pafla’n›n o¤lu Nûman Bey kendi evini semâhaneye dönüfltürmüfl, bahçesine de di¤er yap›lar› ekleyerek bu Mevlevihane’yi kurmufltur (1794). Sultan II. Mahmud Mevlevihane’yi yeni bafltan yaparcas›na onarm›fl (1834-1835), Sultan Abdülmecid de yap› toplulu¤unun eksiklerini tamamlam›flt›r. Semâhâne, selaml›k, harem, matbâh-› flerif, dervifl hücreleri ve türbeden oluflan Mevlevihane iki katl› bir yap›d›r. Zemin kat› türbeye, üst kat› da semahaneye ayr›lm›flt›r. Bu Mevlevihane’de türbenin semâhâne alt›nda oluflu tarîkat mimarisinin tek örne¤i olarak nitelenir. Yap›n›n bu plân düzeninde oluflu yer k›s›tl›¤›ndan kaynaklanmaktad›r. Ayr›ca Mevlevihane içerisinde sanat tarihi yönünden de¤erli bezemelere rastlanmam›flt›r. Günümüzde Mevlevihane hem cami hem de konuyla ilgili bir dernek taraf›ndan kullan›lmaktad›r Bilindi¤i gibi Mevlevihaneler özellikle Mevlevî Tarîkatine mensup kimselerin dînî e¤itim ve uygulama yapt›klar› kurumlard›r. Mevlevîlikteki dînî bir uygulama olan “semâ”n›n müzik eflli¤inde yap›lmas› itibariyle Mevlevihanelerde müzisyenlere de ihtiyaç duyulmaktad›r. Mevlevihanelerde bulunan ve yetiflen müzikçiler oraya icrâc› olarak katk› sa¤lamakla birlikte, yüzy›llard›r Geleneksel Sanat Müzi¤inin hem dîni hem de din d›fl› formlar›nda eserler ortaya koymufllar ve Osmanl› Sanat Müzi¤i’nin geliflimine ve repertuar›na katk› sa¤lam›fllard›r. Mevlevihanelerdeki müzisyenler sadece Mevlevihanelerde de¤il din d›fl› müzik ortamlar›nda da bulunarak kent müzik kültürüne de katk›da bulunmufllard›r. Bu ba¤lamda Üsküdar Mevlevihanesi’nde de bugün adlar› bilinen veya bilinmeyen birçok müzisyen yetiflmifl ve hem Mevlevîhaneye hem Üsküdar’a hem de ‹stanbul’a kültürel ve sanatsal katk› sa¤lam›fllard›r. Bu araflt›rmada hem Üsküdarl› olup hem de Üsküdar Mevlevihanesi’nde çal›flm›fl dört müzisyenden bahsedilecektir. Bunlar; Neyzen Sâlim Bey, Hac› Fâik Bey, Vâhib Efendi ve Neyzen Aziz Dede’dir. 1794’te kurulmufl olan Üsküdar Mevlevihanesi’nde 19. yüzy›l›n ilk yar›s›ndan 20. yüzy›l›n bafl›na kadar s›ras›yla bulunarak Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i’ne icrâc›, besteci ve ö¤retici olarak katk›da bulunan Üsküdarl› dört besteciye iliflkin bilgiler flu flekilde özetlenebilir: Neyzen Sâlim Bey (1829 -1884), Üsküdarl› Sâlim olarak da bilinir. 1829 ya da 1830 y›l›nda Üsküdar’da do¤du. Ney üflemesini neyzen ve giriftzen Said Dede’den ö¤rendi. Pek çok tekkede ney çalm›flt›r. Sâlim Bey, 1884’te -fieyh Edhem Efendi’nin Rifâî dergâh›nda yap›lan ayinde taksim yaparken- vefat etmifltir. Sal› Tekkesi alt›ndaki türbeye defnedilmifltir. Sâlim Bey, ünü ‹stanbul’a yay›ld›kça musiki sever çevrelerce aranan bir neyzen olmufl, Üsküdar Mevlevihanesi’ndeki neyzenli¤inden baflka K›yâmi tekkelerinde “mansur ney” çalm›flt›r. fiiirle de u¤raflm›fl ve baz› fliirler yazm›flt›r. Yaflad›¤› sürece isteyen her hevesliye ney çalmay› ö¤retmifl çok ö¤renci yetifltirmifltir. Bunlar›n içinde en ünlüsü Neyzen Aziz Dede’dir Ayn› zamanda bir besteci olan Sâlim Bey sözlü eserler de bestelemifl olmakla birlikte daha çok saz eserleriyle tan›nm›flt›r. Bir tarikat üyesi ve 325
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
tasavvufla u¤raflan bir kimse olmakla birlikte, eserlerinde daha çok [din d›fl›] duygu ve düflüncenin hâkim oldu¤u bir yolda ilerledi¤i görülmektedir. 117 saz eserinden befl peflrevi ile dört saz semaisi günümüze ulaflm›flt›r. Hac› Fâik Bey (1830?-1890), Neyzen Sâlim Bey’in kardefli Hac› Fâik Bey 1830’da(?) Üsküdar’da do¤du. Küçük yafl›nda Enderûn’a al›narak musikiyi Dellâl-zâde ‹smail Efendi’den ö¤rendi. Saraydan ayr›ld›ktan sonra Aksaray’daki “K›z Sanayi Mektebi” ile Haseki Hastanesi müdürlüklerinde bulundu. 1890’da Takriben altm›fl yafllar›nda öldü. ‹yi bir neyzen ve giriftzen olmas›na ra¤men, daha çok usta bir hanende (flark›c›) olarak tan›nd›. Hac› Fâik Bey 19. Yüzy›l›n en baflar›l› bestecilerindendir. Dînî ve dîn d›fl› birçok formda eser bestelemifltir. A¤abeyi Sâlim Bey gibi saz eseri de¤il söz eserleri besteledi. Hac› Fâik Bey de Üsküdar Mevlevihânesi’nde müzisyen olarak bulunmufl ve bu sebeple Yegâh ve Dügâh makamlar›nda iki Mevlevi Âyini de bestelemifltir. Bu âyinler kendi döneminde Üsküdar Mevlevihânesi’nde okunmufltur. O büyük beste formlar›n›n son ustas›d›r. “Fâik” mahlas›yla fliirle de ilgilenmifl ve beste eserlerinin ço¤unun sözlerini kendisi yazm›flt›r. Bütün bunlar›n d›fl›nda Hac› Fâik Bey Geleneksel Sanat Müzi¤ine çok say›da ö¤renci yetifltirmifltir. Hac› Fâik Bey befl yüzden fazla eser bestelemifl, bunlardan yüz elli kadar› günümüze gelebilmifltir. Vâhib Efendi, XIX. yüzy›lda Üsküdar’da do¤du. Do¤um tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ortaokuldan sonra memuriyete bafllad›. Hamâmizâde ‹smail Dede Efendinin ö¤rencisi oldu. Hânende olarak tan›nd›. Mevlevîlik Tarîkat›na girerek Üsküdar Mevlevihanesi kudümzenbafl›l›¤›na kadar yükseldi. 1896’da öldü. Kudümzen ve hânende olarak Geleneksel Sanat Müzi¤i içerisinde yer alm›flt›r. Neyzen Aziz Dede (1840?-1905), Üsküdar Do¤anc›lar’da 1840 da do¤an Aziz Dede, genç yafl›nda Kahire Mevlevîhanesi’ne gitti. Burada, Neyzenbafl› Nakflî Dede’den ney üflemesini ö¤rendi. Daha sonra Gelibolu Mevlevîhanesi’ne geldi. Çilesini tamamlayarak ‹stanbul’a geldi, Üsküdar ve Galata Mevlevîhaneleri neyzenbafl›s› oldu. Üsküdarl› Neyzen Sâlim Bey’in ö¤rencisi oldu. Üsküdar Mevlevîhanesinin neyzenbafl›s› iken, Atâullah Efendi ve Hüseyin Fahreddin Dede’nin iste¤i üzerine, Galata, Bahariye, Kas›mpafla ve Yenikap› Mevlevîhanelerinde de neyzenbafl›l›k yapm›flt›r. Ayn› zamanda besteci olan Aziz Dede saz eserleri bestelemifltir.
2. Osmanl›’dan Türkiye’ye Üsküdar Musiki Cemiyeti ve Bu Kurumdan Yetiflen Üsküdarl› Müzisyenler Osmanl›’n›n son devirlerinde özellikle XX. yüzy›l bafllar›nda saray d›fl›nda çeflitli semtlerde kurulan özel musiki cemiyetleri, kent yaflam›n›n içinde daha çok 326
O S M A N L I ’ D A N M Ü Z ‹ ⁄ ‹ ’ N E
T Ü R K ‹ Y E ’ Y E Ü S K Ü D A R ’ D A O S M A N L I / T Ü R K S A N A T D Â ‹ R K U R U M L A R V E Ü S K Ü D A R L I M Ü Z ‹ S Y E N L E R
bulunmalar› ve müzi¤in daha çok yay›lmas› bak›m›ndan önemli bir yere sahiptir. Bu özel musiki cemiyetlerinden biri de Üsküdar Musiki Cemiyeti’dir ki bugünde varl›¤›n› sürdürerek hem Üsküdar hem ‹stanbul hem de Türkiye’nin müzik kültürüne katk›da bulunmufl ve bulunmaktad›r. Üsküdar Musiki Cemiyeti ‹stanbul’un Anadolu yakas›nda kurulan ilk özel musiki cemiyeti olmas› bak›m›ndan da örnek teflkil etmifltir. Üsküdar Musiki Cemiyeti, telgrafç› Ata Bey, Türkmenzâde Osman Bey ve Sakall› Nûri Bey ile arkadafllar› taraf›ndan 1918’de ‹mrahorda bir eski konakta Anadolu Musiki Mektebi veya Cemiyeti ad›yla kurulmufltur. Anadolu Musiki Mektebi, 1915’te kurulan Darü’l Feyz-i Musiki ile 1919 y›l›nda birleflerek çal›flmalar›n› Darü’l Feyz-i Musiki Cemiyeti ad› alt›nda sürdürmüfl ve buradan Selahaddin P›nar, Necati Tokyay, fiükrü Tunar ve Emin Ongan gibi ünlü müzisyenler yetiflmifltir. Kuruldu¤undan beri sürekli bina de¤ifltiren Cemiyet, Üsküdar Musiki Cemiyeti ad›yla Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluflundan sonra da çal›flmalar›n› sürdürmüfl ancak 1934’te kapat›lm›fl, 1939’da Yeni Üsküdar Musiki Cemiyeti ad›yla ikinci kez kurulmufl, 1944’te kendini feshetmifl ve 1946 y›l›nda üçüncü kez kurulmufltur. 1987 y›l›nda Emin Ongan Üsküdar Musiki Cemiyeti ad›n› alm›flt›r. Üsküdar Musiki Cemiyeti Üsküdar’da kurulmufl olmakla birlikte ‹stanbul’un di¤er semtlerinden olan kimselerin de müzisyen olarak yetiflmesini sa¤lam›fl ve Osmanl› döneminden bugüne Üsküdarl› olan veya olmayan birçok müzisyen yetifltirerek, öncelikle ‹stanbul sonras›nda da Türkiye’ye “geleneksel sanat müzi¤i” alan›nda katk›da bulunmufltur. Üsküdarl› olup ayn› zamanda Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde ö¤renci, ö¤retmen veya icrâc› olarak yer alm›fl befl müzikçi tespit edilmifltir. Bunlar; Bestenigâr (Hoca) Ziyâ Bey, Ûdî Besim fierif (Üstünöz) Bey, Selâhaddin P›nar, Neyzen Halil Can ve Emin Ongan’d›r. 1918’de kurulmufl olan Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde XIX. yüzy›l›n bafllar›ndan XX. yüzy›l sonuna kadar Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i’ne icrâc›, besteci ve ö¤retici olarak katk›da bulunan Üsküdarl› befl besteciye iliflkin bilgiler flu flekilde ortaya ç›kmaktad›r: Bestenigâr (Hoca) Ziyâ Bey, Üsküdarl› Ziya Bey olarak da bilinir. 1877’de Üsküdar’da do¤du. ‹lkokul ve Rüfltiyeyi bitirdikten sonra Harbiye Nezâreti’nde memurluk yaparak 1916’da emekli oldu. Sesinin güzel olmas› sebebiyle küçük yafllarda, döneminin hânendeleri aras›na girdi. fiark Musiki Cemiyeti, Üsküdar Musiki Cemiyeti ve Dar’ül Elhân’da ö¤retmenlik yapt›. On civar›nda eser besteledi. En çok hânendeli¤i ve ö¤retmenli¤i ile tan›nm›flt›r. 1923’te Mersin’de öldü. Ûdî Besim fierif (Üstünöz) Bey, 1893’te Üsküdar Rum Mehmed Pafla Mahallesinde do¤du. Ravza-i Terakkî ‹lkokulu’ndan sonra ‹stanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu ve uzun y›llar avukatl›k yapt›. ‹lk müzik dersini Hâf›z Vehbi Efendi’den ald›. Ûdî ve hânende olarak tan›nan Besim fierif Bey, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin kurucular› aras›nda yer alarak, burada uzun y›llar ud ve nazariyat ö¤retmenli¤i yapm›flt›r. On civar›nda eser bestelemifltir. 1970’te öldü. 327
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Selâhaddin P›nar, 1902’de Üsküdar Altunizâde’de do¤du. ‹lkokulu babas›n›n memleketi Çal’da (Denizli), ortaokulu Edirne’de okudu. 1918’de tekrar ‹stanbul’a geldi. ‹lk müzik derslerine 1914’te Ûdî Sâmi Bey’den ud dersleri alarak bafllad›. 1919’da tanbur çalmaya bafllad›. ‹lk eserini flark› formunda on sekiz yafl›nda besteledi (Mülkün ne yaman flûle-i ikbâli karard›). Darü’l Feyz-i Musiki’nin ile Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin kurucular› aras›nda yer ald› ve buradaki müzikçilerden de yararlanarak kendini yetifltirdi. Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde icrâc› olarak yer ald›. Besteci olarak tan›nan ve yüz civar›nda flark› besteleyen P›nar 1960’ta öldü. Halil Can, 1905’te Üsküdar, ‹hsaniye Mahallesinde do¤du. Rüstempafla ‹ptidâ Mektebi, Selim-i Sâlis Nümûne Mektebi ve Üsküdar Sultânisi’nde okuduktan sonra 1925’te Eczac›l›k Fakültesini bitirdi. ‹stanbul d›fl›nda ve içinde çeflitli kurumlarda eczac› ve yönetici olarak çal›flt›. Ailesinin ço¤u Mevlevî oldu¤u için evlerindeki dînî müzik ortam›ndan ciddi biçimde etkilendi. ‹lk müzik ve ney derslerini Neyzen Emin Yaz›c›’dan ald›. Din d›fl› müzik e¤itimini Darü’l Feyz-i Musiki’de Üsküdarl› Bestenigâr Ziya Bey ve Arap Cemal’le sürdürdü. Rauf Yekta Bey’den de nazariyat dersleri ald›. Müzik hakk›nda araflt›rmalar yapt›. Üsküdar Mevlevîhanesi fieyhi Ahmet Remzi Akyürek Dedenin sikkesini tekbirlemesiyle Mevlevî oldu. Daha çok neyzen ve ö¤retmen olarak tan›nd›. ‹ki adet peflrev bestelemifltir. 1973’te öldü. Emin Ongan, 1906’da Edirne’de do¤du. ‹kinci Balkan fiavafl›ndan sonra (1914) ailesiyle ‹stanbul’a gelerek Üsküdar’a yerleflti. ‹lkokulu Ravza-i Terakkî Mektebi’nde, ortaokul ve liseyi Edirne’de tamamlayarak tekrar Üsküdar’a yerlefltiler. Müzi¤e a¤abeyinin keman› ile bafllad›. ‹lk hocas› M›z›kal› Celal Bey’dir. Üsküdarl› Bestenigâr Ziya Bey’le nazariyat, Arab Cemal’le repertuar çal›flt›. Edip Nâz›m Bey’den nota ö¤rendi. Amatör topluluklarda keman çald›. 1926’da Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne icrâc› olarak girdi ve bu kurumda uzun y›llar ö¤retmenlik ve yöneticilik yapt›. Ço¤unlu¤u flark› olan 93 kadar eser bestelemifl olan 1985’te öldü. Aslen Üsküdarl› olmamas›na ra¤men küçük yafllardan itibaren Üsküdar’da yaflad›¤› ve Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne katk›da bulundu¤u için bir Üsküdarl› müzikçi olarak de¤erlendirilmifltir.
3. Osmanl›’dan Türkiye’ye Üsküdarl› Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i Müzisyenleri Osmanl› Döneminde Üsküdarl› bestecilere/müzisyenlere ilk olarak 17. yüzy›ldan itibaren rastlanm›fl olup Türkiye Cumhuriyeti döneminde de yaflam›fl toplam on dokuz Üsküdarl› müzikçi tespit edilmifltir: Üsküdarl› Hâf›z R›fat Efendi, XVII. yüzy›lda ortalar›na do¤ru Üsküdar’da do¤du, 18. yüzy›l›n ilk çeyre¤inde ‹stanbul’da öldü. As›l ad› Süleyman’d›r. Rifat 328
O S M A N L I ’ D A N M Ü Z ‹ ⁄ ‹ ’ N E
T Ü R K ‹ Y E ’ Y E Ü S K Ü D A R ’ D A O S M A N L I / T Ü R K S A N A T D Â ‹ R K U R U M L A R V E Ü S K Ü D A R L I M Ü Z ‹ S Y E N L E R
Üsküdar Musiki Cemiyeti kurucular›ndan telgrafç› Atâ Bey (Türk Musikisi Hizmetinde 50. y›l, s. 9)
Üsküdar Paflakap›s›’nda Darülfeyz-i Musiki Cemiyetinin ilk binas› (Türk Musikisi Hizmetinde 50. y›l, s. 13)
ad›n› mahlas olarak kullanm›fl ve bu adla tan›nm›flt›r. Medrese ö¤renimi görüp kad›l›k yapm›flt›r. Dînî ve dîn d›fl› besteler yapm›flt›r. Ço¤u eseri kaybolmufltur. Günümüzde 11 eseri bilinmektedir. Ahmed Vefki Efendi, XVII. yüzy›l sonlar›nda Üsküdar’da do¤du, tüm e¤itimini Halvetî Tekkesi’nde ald› ve bütün ömrünü Sivasî Dergâh›’nda bir hücrede geçirdi. 1751’de öldü. Hattat, flâir ve besteci olan Vefkî Efendi çok say›da ilâhi, tevflih ve flugl gibi dînî eser bestelemifltir. Üsküdarl› Mehmed Efendi, XVIII. yüzy›lda Üsküdar’da do¤mufltur. Hânende ve bestecidir. Dînî ve dîn d›fl› otuz civar›nda eser bestelemifltir. Dellâl fieyh Osman Efendi, XIX. yüzy›l›n bafllar›nda Üsküdar’da do¤du ve 1878’de ‹stanbul’da öldü. Müzik hocas› F›nd›k Hâf›z ve Hac›kad›n ‹mam› Hopla’d›r. Bir bestekâr olan Osman Efendi dînî formlarda eser bestelemifl ve çok ö¤renci yetifltirmifltir. Hamâmîzâde Osman Bey, do¤um tarihi tespit edilememifltir. Üsküdar’da do¤mufltur, bu nedenle Üsküdarl› Osman Bey ad›yla da bilinir. Müzik hocas› Üsküdarl› Hac› Fâik Bey’dir. Neyzen ve hânendedir. Halep’e sürgün edilmifl ve orada 1887-1892 y›llar› aras›nda ölmüfltür. Çok ö¤renci yetifltirmifl ve dinî ve din d›fl› besteler yapm›flt›r. Hâf›z Hüseyin Tevfik Efendi, 1846’da Üsküdar’da do¤du. Müzik hocas› Üsküdarl› Hac› Fâik Bey’dir. Üsküdar’daki Yeni Câmi’de müezzinbafl›l›k ve okullarda ö¤retmenlik yapm›flt›r. ‹yi bir hânende olarak tan›nm›flt›r. 1906’da ‹stanbul’da ölmüfltür.
329
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
Emin Ongan bugün de Musiki Cemiyeti’nin bafl›nda olan fieref Çakar Bey ile (Ömrünü Musikiye Adayan ‹nsan, s. 118 )
V
Emin Ongan (Fehamet Ünal, Ömrünü Musikiye Adayan ‹nsan, ‹stanbul 2000, s. 116)
Enderûnî Hâf›z Hüsnü, as›l ad› Mehmet Hüsnü’dür. 1858’de Üsküdar Selimiye Mahallesinde do¤du. Mahalle mektebinde okuduktan sonra Enderûn’a al›nd›. 1882’de Enderûn Mektebinde Kuran-› Kerim ö¤retmeni oldu. Müzik hocalar› Sermüezzin R›fat Bey ve Üsküdarl’l› Hac› Fâik Bey’dir. Kendi kendine ney çalmay› ö¤renip ilerletti. Hânende olarak tan›nm›fl, dînî ve dîn d›fl› besteler yapm›flt›r. Günüme 100 civar›nda eseri kalm›flt›r. 1910’da öldü. Yukar›da say›lan Osmanl› dönemi müzikçilerinin d›fl›nda hem Osmanl› döneminde hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluflundan sonra yaflam›fl olan Üsküdarl› müzikçiler ise günümüzde daha çok tan›nmaktad›rlar : Halid Lemî Adl›, buraya kadar say›lan besteci ve icrâc›lar aras›nda en tan›nan›d›r. 1869’da Üsküdar Sultantepesi semtinde do¤du. ‹lkokuldan sonra Fatih ve So¤uktepe Rüfltiyelerinde e¤itim gördü.1887’de Mülkiye Mektebi’ne girdi ama bitiremedi. Gazete yazarl›¤› yapt› ve çeflitli memuriyetlerde bulundu. 1907’den itibaren kendini tamamen müzik çal›flmalar›na verdi. Müzikli bir ortamda yetiflti. Enderûni Yusuf Bey’den müzik dersleri ald›, Hac› Ârif Bey gibi birçok hocadan yararland›. ‹lk eserini 1888’de 19 yafl›nda besteledi. (Karci¤ar flark› : Hüsnüne edvâr› nâz›n flan senin) ‹lk eserleriyle birlikte çok tan›nd›. Ayn› zamanda çok be¤enilen bir hânende olmufltur. 300 civar›nda flark› ve bir de ‹stiklal Marfl› bestelemifltir.1945’te öldü. Dr. Subhi Zühdü Ezgi, bugün kullan›lan ve Arel-Ezgi-Uzdilek sistemi olarak an›lan geleneksel sanat müzi¤i teorisinin kurucular› aras›nda yer almaktad›r. 1869’da Üsküdar Aç›ktürbe semtinde do¤du. ‹lk ve ortaokuldan sonra T›bbiye-i fiâhhâne’ye girdi ve 1892’de tabip yüzbafl› olarak mezun oldu. 20 y›l Libya’da tabur tabibi olarak çal›flt›. Babas› da müzikle ilgilendi¤inden müzik ortam›nda yetiflti. On yafl›nda Tahsin Bey’den keman ve usûl dersleri al›p bir y›l sonra keman› ile fas›llarda çalmaya bafllad›. Kânûni Hac› Arif Bey’den Bat› notas›n› ö¤ren330
O S M A N L I ’ D A N M Ü Z ‹ ⁄ ‹ ’ N E
T Ü R K ‹ Y E ’ Y E Ü S K Ü D A R ’ D A O S M A N L I / T Ü R K S A N A T D Â ‹ R K U R U M L A R V E Ü S K Ü D A R L I M Ü Z ‹ S Y E N L E R
di, Medenî Aziz Efendi’den dersler ald›. Dönemindeki birçok müzik adam›yla çal›flm›flt›r. Esas tan›nmas›n› sa¤layan kuramsal çal›flmalara 1913 y›l›nda Hüseyin Sadettin Arel ile birlikte Rauf Yekta Bey’in çerçevesinde bafllad›. Ord. Prof. Salih Murad Uzdilek’in de kat›ld›¤› bu çal›flmalar sonucu Arel-Ezgi-Uzdilek Sistemi ad› verilen Türk Sanat Müzi¤i kuram› ortaya ç›kt›. Ezgi, ney, tanbur ve keman gibi klasik sazlar› iyi derecede çalm›fl, yedi yüz civar›nda eser bestelemifl ve birçok kitap ve makale yay›nlam›flt›r. Amelî ve Nazarî Türk Musikisi en bilinen kitab›d›r. Ezgi 1962’de öldü. Fehmi Efendi, 1871’de Üsküdar’da do¤du. ‹lkokulu bitirdikten sonra Vâlide Medresesi’nden icâzet4 ald› ve ayn› zamanda hâf›z oldu. Selimiye Câmii imaml›¤› ve çeflitli okullarda ö¤retmenlik yapt›. Özellikle dînî müzik üzerine çal›flm›fl olan sanatkâr çok say›da eser bilmekteydi. Müzik alan›nda çok ö¤renci yetifltirerek ö¤retici olarak tan›nm›flt›r. 1942’de öldü. Gabriel Ebeyan, 1882’da Üsküdar, Selams›z semtinde do¤du. Ûdî Osep Efendi’nin a¤abeyidir. Babas› (Gabriel Efendi) rahip olmas›ndan dolay› ilk müzik derslerini Reteos Papazyan’da alarak dînî müzik ö¤rendi. Leon Hanc›yan’la din d›fl› müzik çal›flt›. Eserlerinde Nihânî mahlas›n› kulland›. Erken yafllarda bestecili¤e bafllam›fl ancak ço¤u eseri unutulmufltur. 1958’de öldü. Ûdî Osep (Ebeyan) Efendi, Üsküdarl› Osep olarak bilinir. XIX. yüzy›l›n sonlar›nda Üsküdar’da do¤du. ‹lk müzik derslerine küçük yafllarda Aram Efendi ve Leon Hanc›yan’dan dersler alarak bafllad›. Biraz tan›nd›ktan sonra sahnelerde ve özel konaklardaki müzikli toplant›larda çal›flt›. Nefle-i Dil ad›nda bir flark› kitab› yay›nlad› ve yirmi befl kadar eser besteledi. 1920’de Paris’e yerleflti ve 1966’da öldü. Hayrullah Tâceddin Yal›m, fieyh Tevfik Efendi’nin o¤ludur ve 1883’te Üsküdar’da do¤du. Ravza-i Terakkî ‹lkokulundan sonra Toptafl› Askerî Rüfltiyesi ve Üsküdar ‹dâdîsinde ö¤renim görerek memuriyete bafllad›.1898’de Çarflamba Dergâh›na fleyh oldu. Müzi¤i Malak Hâf›z, Ali Baba ve fieyh Abdülhalim Efendi’den ö¤rendi. fiair de olan Yal›m ilâhiler besteledi. 1954’te Üsküdar’da öldü. Mûsa Süreyya Bey, Besteci Giriftzen As›m Bey’in o¤ludur. 1884’te Üsküdar’da do¤du. ‹lkokuldan sonra Üsküdar Rüfltiye ve ‹dâdîsinde ö¤renim gördü. Daha sonra Berlin Kraliyet Akademisi ve Berlin Konservatuvar›’nda alt› y›l Bat› Müzi¤i e¤itimi ald›. ‹stanbul’a dönünce Dar’ül Elhân’a müdür oldu. Birçok okulda da müzik ö¤retmenli¤i yapt›. Türk Müzi¤i ö¤renimini ise babas› Giriftzen As›m Bey ve a¤abeyi Mustafa Sabri Bey’den alarak, Girift ve ud çalmay› da ö¤renmiflti. Aslen piyano çalan besteci yirmi befl kadar flark› bestelemifltir. 1932’de öldü.
331
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Kânûnî Âmâ Nâz›m Bey, 1884’te Üsküdar Karacaahmed Mahallesinde do¤du. Küçük yafllarda ailesini ve befl yafl›nda kaza sonucu gözlerini yitirdi. 1897’de yak›nlar› taraf›ndan Dilsizler ve Âmâlar Mektebi’ne yerlefltirildi. Müzi¤e olan yetene¤inden bu okulda dolay› kânûn ö¤renmeye bafllad› ve dört y›l sonra mezun oldu. ‹yi bir kânûnî olarak tan›nd› ve 1908-1912 y›llar› aras›nda Musiki-i Osmânî’de ders verdi. ‹smail Hakk› Bey’den nota ve Medenî Aziz Efendi’den müzik kültürü ö¤rendi. 1916’da Dârüttâlim-i Musiki’nin kurucular› aras›nda yer ald›. Ayr›ca sahibi oldu¤u ‹nas Musiki Mektebi’nde birçok ö¤renci yetifltirdi. Besteledi¤i yirmi üç adet eseri bilinmektedir. 1920’de öldü. Fehmi Tokay, 1889’da Üsküdar Debba¤lar Mahallesinde do¤du. Ravza-i Terakkî ‹lkokulu’ndan sonra, Toptafl› Askerî Rüfltiyesi’ni bitirerek, Mühendis Mektebi’nde yar›m kalan bir yüksek ö¤renim yapt›. 1919’da Hendesehâne-i Mülkiye-i fiâhane’yi bitirdi. 1954’e kadar üst düzey memuriyetlerde bulundu. Babas›n›n da müzikle alakadar olmas› sebebiyle küçük yafllarda müzikle ilgilenmeye bafllayan Tokay, ilk müzik derslerini Hâdi Bey’den ald› ve Rauf Yekta Bey’den de yararland›. ‹lk eserini 1913’te flark› olarak besteledi (Gülle hembezm-i visâliz gerçi hâr olsak da biz). Görevli olarak gitti¤i yerlerde de müzik dernekleri kurarak dersler verdi. Dînî ve din d›fl› formlarda yüzden fazla eser bestelemifltir. Hânende ve besteci olarak tan›nm›flt›r. 1959’da öldü. Münir Mazhar Kamsoy, 1891’de Üsküdar’da do¤du. ‹lk ve orta ö¤reniminden sonra Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. Ayn› fakültede asistan oldu, Cenevre Üniversitesi’nde doktora yapt›. Türkiye’de çeflitli okullarda ö¤retmenlik yapt›. 1956’ya kadar çeflitli memuriyetlik yapt›. Müzi¤e yedi yafl›nda akordeon çalarak bafllad›, ilk keman derslerini Dr. Hulûsi Reflid Bey’den ald›. Sonra Kemânî ‹hsan ve Tatyos Efendi’yle çal›flt›. Bat› Müzi¤i ile de ilgilenen Kamsoy ilk konserini 1920’de yine Üsküdarl› Musa Süreyya Bey’le verdi. Ço¤u yirmi befl civar›nda eser bestelemifltir. Kamsoy 1973’te öldü. Fuat Sorguç, 1904’te Üsküdar’da do¤du. Babas› Kânûnî Hac› Arif Bey’in ç›raklar›ndand›. Müzik çal›flmalar›na Zühre-i Musiki Cemiyeti’nde Leon Hanc›yan ve Kemânî Aleksan A¤a’dan dersler alarak bafllad›. fiehzâde Ziyâeddin Bey’in meflkhânesinde Tanbûrî Cemil Bey ve Üsküdarl› Bestenigâr Ziyâ Bey’den yararland›. Sorguç, iyi bir tanbûrî ve ö¤retmen olarak tan›nd›. 1970’te öldü. Haluk Recâi, as›l ad› Haldun Menemencio¤lu’dur. 1912’de Üsküdar’da do¤du. Yüksek Ticaret Mektebini bitirdikten sonra uzun y›llar memuriyetlik yapt›. Ailesinin de müzikle ilgilenmesi sebebiyle müzi¤e 1919’da keman çalarak bafllad›. Daha sonra kendi kendine kemençe ö¤rendi ve çalg› yap›m›yla da ilgilendi. 1938-1971 y›llar› aras›nda Ankara ve ‹stanbul Radyolar›nda ses ve kemençe sanatç›s› olarak çal›flt›. K›rk civar›nda saz ve söz eseri besteledi. 1972’de öldü. 332
O S M A N L I ’ D A N M Ü Z ‹ ⁄ ‹ ’ N E
T Ü R K ‹ Y E ’ Y E Ü S K Ü D A R ’ D A O S M A N L I / T Ü R K S A N A T D Â ‹ R K U R U M L A R V E Ü S K Ü D A R L I M Ü Z ‹ S Y E N L E R
Anadolu Musiki Cemiyeti saz grubu, numara s›ras›na göre: 1. Klarnet ‹brahim Bey, 2. Udî Ali Bey, 3. Udî Hayrettin Bey, 4. Tanburî Fuat Bey, 5. Hanende Vahdet Bey, 6. Atâ Bey, 8. Kemanî Paflazade Mithat Bey, 9. fievket Bey, 10. Kemanî Binbafl› Ressam Cevat Bey (Türk Musikisi Hizmetinde 50. Y›l, s. 10)
Sonuç 1. Bu araflt›rmada Üsküdar’daki Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i’ne dâir iki kurum ve bu kurumlarda bulunmufl Üsküdarl› müzisyenlerle bu kurumlar d›fl›ndaki di¤er Üsküdarl› müzisyenler tespit edilerek incelenmifltir. 2. Bu araflt›rmayla birlikte Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i alan›ndaki Üsküdarl› müzisyenlerin bir arada yer ald›¤› bir bilgi kayna¤› oluflmufltur. 3. Bu inceleme sonucunda XVII. ve XX. yüzy›l aras›ndaki zaman diliminde Üsküdar’da yirmi sekiz Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i müzisyeni tespit edilmifltir. 4. Bu müzisyenlerden yirmi dördü ayn› zamanda besteci olup, dört müzisyen ise sadece icrâc› ve ö¤reticidir. 5. Üsküdar’daki Osmanl›/Türk Sanat Müzi¤i’ne dâir kurumlardan Üsküdar Mevlevihanesi’nde bulunmufl olan dört, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde bulunmufl olan befl ve bahsedilen bu iki kurum d›fl›nda Osmanl›’dan Türkiye’ye on dokuz Üsküdarl› müzisyen tespit edilmifltir. 6. Bu yirmi sekiz müzisyenden yaklafl›k on tanesi günümüzde de bilinmekte ve eserleri icrâ edilmektedir. 7. Tespit edilen bu müzisyenler Osmanl›’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne Geleneksel Sanat Müzi¤i alan›na kuramc›, icrâc›, besteci ve ö¤retici olarak katk›da bulunmufllard›r. 8. Bu müzisyenlerden on dördü ise Osmanl›’dan Cumhuriyet’e uzanan tarihsel ve kültürel bir zaman dilimi içerisinde yaflam›fllard›r. 333
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
9. Bu çal›flmayla XVII. ve XX. yüzy›llar aras›nda Üsküdar’›n önde gelen kurumlar› ve müzisyenleriyle Türk müzik kültürüne yapt›¤› katk› sistematik bir flekilde ortaya ç›kar›lm›fl ve yaklafl›k 400 y›ll›k süreç içinde bugüne en somut olarak Üsküdar Musiki Cemiyeti ve ortaya ç›kan müzik eserleri kalm›flt›r. Bu ba¤lamda Üsküdar’›n ismi, kent müzik kültürü içerisinde hem Üsküdar Mevlevihanesi ve Üsküdar Musiki Cemiyeti gibi kurumlarla hem de Üsküdarl› müzisyenlerle öne ç›kmaktad›r. Bu çal›flma Üsküdarl› müzikçilerin bir arada incelendi¤i bildiri-makale boyutundaki ilk ve tek çal›flma olarak kabul edilebilir. Bu konu Osmanl›’dan Cumhuriyet’e Üsküdar’›n tarihsel ve kültürel hayat›yla iliflkilendirilip zaman içerisinde gelifltirilebilir. Ayr›ca çal›flmada ad› geçen besteciler sistematik veri aç›s›ndan kronolojik s›rayla EK’te Tablolarla sunulmufltur EK. Tablo 1. OSMANLI’DAN TÜRK‹YE’YE ÜSKÜDAR MEVLEV‹HANES‹ VE ÜSKÜDAR MUS‹K‹ CEM‹YET‹’NDE BULUNMUfi ÜSKÜDARLI OSMANLI/TÜRK SANAT MÜZ‹⁄‹ MÜZ‹SYENLER‹ (Do¤um Y›l› Kronolojik S›ras›yla Verilmifltir)
KAYNAKÇA Ataman, Sadi Yaver, Türk ‹stanbul, ‹stanbul 1997. Çotuksöken, Betül, “Kent Kültürü Kültür Kenti”, ‹stanbul TÜYAP “Kent ve Müzik” Paneli, 28 Ekim 2003. Fonton, Charles, 18. Yüzy›lda Türk Müzi¤i (çev. ve haz. C. Behar), ‹stanbul 1987. Kösemihal, Mahmud Rag›p, Türkiye-Avrupa Musiki Münasebetleri, I, ‹stanbul 1939. Mayes, Stanley, Sultan’›n Orgu [An Organ for the Sultan-1956] (çev. H. Spatar), ‹stanbul 2000. Özalp, Dr. M. Nazmi, Türk Musikisi Tarihi, I-II, ‹stanbul 2000.
334
O S M A N L I ’ D A N M Ü Z ‹ ⁄ ‹ ’ N E
T Ü R K ‹ Y E ’ Y E Ü S K Ü D A R ’ D A O S M A N L I / T Ü R K S A N A T D Â ‹ R K U R U M L A R V E Ü S K Ü D A R L I M Ü Z ‹ S Y E N L E R
Tablo 2. OSMANLI’DAN TÜRK‹YE’YE ÜSKÜDARLI OSMANLI/TÜRK SANAT MÜZ‹⁄‹ MÜZ‹SYENLER‹ (Do¤um Y›l› Kronolojik S›ras›yla Verilmifltir)
Pakal›n, M. Zeki, Osmanl› Târih Deyimleri ve Terimleri Sözlü¤ü, II, ‹stanbul 1993. Sevengil, Refik Ahmet, Opera San’at› ‹le ‹lk Temaslar›m›z, ‹stanbul 1959. Sözer, Vural, Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi, I-II, ‹stanbul 1986. Tanr›korur, Cinuçen, Osmanl› Dönemi Türk Mûsikîsi, ‹stanbul 2003. Uzunçarfl›l›, ‹smail Hakk›, “Osmanl›lar Zaman›nda Saraylarda Musiki Hayat›”, Belleten, 41/161 (Ankara 1977), s. 47-114. www.kulturturizm.gov.tr http://www.erguner.com/neyzenler.htm http://www.tdk.gov.tr D‹PNOTLAR 1 Bir ara bilgi olarak; Üsküdar’›n ad› müzikle ilgili bir baflka kurum konusunda da geçmifltir: Osmanl›’da Bat›
Müzi¤i’nin yerleflmesine ve geliflmesine ortam haz›rlayan ve aslen bir askerî bando okulu olan Muzika-i Hümayun Mektebi’nin, Harbiye Mektebi ile birlikte Üsküdar’da kurulmas› düflünülmüfltür. Ancak bu kurumlar daha sonra Maçka’da (Taflk›flla) kurulmufltur (1831-32). 2 Âsitâne; Âsitân kelimesinin sözlük anlam› eflik, dergaht›r. Kamus-› Türki’ye gore âsitâne kelimesini: 1-Eflik,
aka, 2-Payitaht, merkez-i saltanat, 3-Büyük tekke, anlamlar›ndad›r. Burada büyük tekke ve Mevlevihane anlam›nda kullan›lm›flt›r. 3 Zâviye; köfle, görüfl, aç› ve küçük tekke gibi sözlük anlamlarda kullan›lmaktad›r. Burada küçük tekke anla-
m›nda kullan›lm›flt›r. 4 ‹câzet, izin, onay ve diploma anlam›ndad›r. Burada diploma anlam›nda kullan›lm›flt›r.
335
Üsküdar’dan bir görünüm
Büyük Çamlıca