XVI. Yüzy›l›n ‹lk Yar›s›nda Üsküdar’da Asayifl ve Güvenlik A R fi .
G Ö R .
E K R E M
T A K
Marmara Üniversitesi
Osmanl› Devleti’nin kuruluflundan itibaren toplumun huzur ve refah› için baz› idarî ve hukukî düzenleme ve uygulamalar yap›lm›flt›r. Bunlardan ilki Fatih’ten itibaren varl›¤›n› bildi¤imiz kanunnamelerdir. Kânunnâmeler vas›tas›yla asayifl ve güvenli¤in azami derecede temini için suç say›lacak fiil ve hareketler tespit edilmifl, bunlar›n ifllenmesi halinde suçlular›n hangi cezai müeyyidelerle karfl›laflacaklar› ilan edilmifltir. Bunun kontrolü ve uygulamas› için de, devletin kuruluflundan itibaren her kazaya kanundan sorumlu bir kad› ve asayiflten sorumlu bir subafl› tayin edilmifltir. Kazada adaleti sa¤lamakla memur olan kad›n›n yan› s›ra kazan›n asayifl ve güvenli¤inden subafl› sorumlu tutulmufltur. Kad› formasyon ve e¤itim olarak hukuktan sorumlu olmakla beraber örfî hukuk ve bunun hukûkî gerekçelerini oluflturan kânunnâmeleri de bilmek zorundad›r. Bu sebeple ferman fleklinde tanzim edilmifl hukuk metinleri Osmanl› Devleti’nin ilgili bütün kad›l›klar›na ulaflt›r›lm›flt›r. Kad›lar ald›klar› medrese e¤itiminin sonucunda Hanefî mezhebini esas alan bir yarg› formasyonuna sahip oluyorlard›. Fakat kad›lar›n ellerinde kodlar halinde tespit edilmifl flerî hukuka ait düzenli bir kanun metni yoktu. Bunun için kaza faaliyetlerinde f›k›h ve fetva kitaplar›ndan yararlan›yorlard›. Osmanl› toplum hayat›nda asayifl ve güvenli¤i sa¤layacak ve suç oran›n› azaltacak di¤er bir uygulama ise, en küçük yerleflim birimleri olan mahallelerde uygulamaya konulan kefalet sistemidir. Burada amaç yay›nlanan kânunnâmeler ile asayifl ve güvenli¤i sa¤layacak önlemleri almak ve örfî hukuk olarak isimlendirilen bu sistemle toplum üzerinde bir bask› meydana getirerek suça meyili azaltmakt›r. fieriye sicillerinde, mahallelinin kefil olmad›¤› birinin mahalleden ihraç edilmesinin mümkün oldu¤unu gösteren vakalar mevcuttur.
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Bu çal›flmada fleriye sicillerinin ›fl›¤›nda XVI. yüzy›l Üsküdar’›nda toplum hayat›na yans›yan emniyet, asayifl ve güvenlik ile ilgili tespitlerde bulunulacakt›r. Bu çal›flma için Üsküdar kad›l›¤›na ait 14 defter incelenmifltir. Çal›flmada kullan›lan bu defterler H.919/M.1513 ila H.955/M.1549 aras›n› ihtiva etmektedir. ‹ncelenen defterlerin tekabül etti¤i tarihler Yavuz Sultan Selim döneminin tamam›n› (1512-1520) ve Kânûnî Sultan Süleyman döneminin ise ilk 29 senelik dönemini (1520-1549) ihtiva etmektedir. Osmanl› tarihinde 8 senelik bir devreyi oluflturan Yavuz Sultan Selim ile, Osmanl› tarihinde en uzun süre tahtta kalan padiflah olan Kanuni’nin iktidar› döneminde tutulmufl olan bu siciller, Üsküdar’da toplum hayat›n›n bütün yönlerini ortaya ç›karmas› bak›m›ndan önemlidir. Bu çal›flmada sicillerde Üsküdar’›n asayifli ile ilgili olarak mahkemeye intikal etmifl olan flikayet, sulh, küfür, h›rs›zl›k, içki içme, adam öldürme, darp ve zina konulu hüccetler incelenmifltir.
fiikâyet ve Sulh Konulu Hüccetleri fiikâyet hüccetleri, flah›slar›n her hangi bir konudaki flikâyetlerini bir dava konusu olarak mahkemeye intikal ettirmeleri üzerine sicillere kaydedilmifl hüccetlerdir. Bu hüccetlerin birço¤u, kanunnameler ile yasaklanm›fl ve ifllendi¤i takdirde bir cezai müeyyide gerektiren suçlar› ihtiva etmektedir. Tespit edilen hüccetleri muhtevalar› bak›m›ndan flu flekilde grupland›rmak mümkündür. XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›na ait Üsküdar kad›l›¤› sicillerinde toplam 247 flikâyet konulu hüccet tespit edilmifltir. Bu hüccetlerden 78 tanesi muhtelif s›n›r ihlalleri ve arsa analaflmazl›klar›na aittir. Bunu 57 kay›t ile flah›slar›n birbirlerinin mallar›na zarar vermelerinden dolay› yap›lan flikâyetler takip etmektedir. Di¤er kay›tlar ise genel manada fleriata muhalif hareket, flah›slar aras› husumet, niza ve hakaret gibi konulardan oluflan flikâyetlerdir. Bu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m› flu flekildedir:
Grafik 1: fiikâyet konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m›
340
X V I .
Y Ü Z Y I L I N
‹ L K
Y A R I S I N D A
Ü S K Ü D A R ’ D A
A S A Y ‹ fi
V E
G Ü V E N L ‹ K
‹ncelenen sicillerde Yavuz Sultan Selim’in 8 y›ll›k iktidar› döneminde 39 adet flikâyet hücceti tespit edilmifl olup, bu flikâyetlerin 13 tanesi ilk 7 y›lda gerçekleflirken kalan 26 tanesi Yavuz Sultan Selim iktidar›n›n son y›l›na tesadüf eden 926 (1520) y›l›nda meydana gelmifltir. Yani 926 (1520) y›l›nda flikâyet say›s›nda adeta bir patlama yaflanm›fl ve mahkemeye bir y›l içinde önceki 7 y›l›n iki kat› kadar flikâyet baflvurusu yap›lm›flt›r. Kanuni’nin ilk 8 y›ll›k iktidar› döneminde ise 56 adet flikâyet vakas›n›n sicile kaydedildi¤i görülmektedir. Kanuni’nin ikinci 8 y›ll›k iktidar› döneminde flikâyet davalar›nda bir azalma görülse de daha sonraki dönemlerde dava say›s› artm›fl ve 951 (1544) senesinde 28 flikâyet ile XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda bir y›la ait en fazla dava tespit edilmifltir. 921 (1515) senesinde bir yol anlaflmazl›¤› sebebiyle Evranos b. Yahfli’nin mahkemeye müracaat etmesi üzerine düzenlenmifl bir hüccetde mahkeme, yolun hususi olarak tasarruf edildi¤ine hükmetmifltir. “Sebeb-i tahrîr-i kitâb budur ki ‹brahim b. Mehmed’in evi havlusu kap›s›ndan Evranos b. Yahfli kap›s›ndan geçince olan yol mahallenin mescidi yoludur deyu Evranos b. Yahfli mahzar›nda Bâyezid b. Yusuf da‘vâ etdikde mezkûr Evranos inkâr edecek mezbûr Bâyezid’in da‘vâs›na muvâf›k Ali Hac› b. Mustafa ve Süleyman b. ‹brahim flehâdet-i sahîha-i fler‘iyye eylediler ba‘de’t-tezkiye ve’t-tahlîf flehâdetleri kabul olundukda tarîk-i hâsl›k üzere hükm olundu hükmen sahîhan fler‘iyyen öyle olsa Bâyezid’in talebiyle deftere sebt olundu.Tahrîren fî evâs›t-› Cemâziyelâhir sene 921. fiuhûdü’l-mazmûn Mevlânâ fiakir Halîfe b. fieyh Sevindik ve Seferflah b. Süleyman ve Baflc› Yusuf b. Abdullah ve Kâtib Ferhad b. Abdullah ve Mehmed b. Hac› Veli el-hatîb” 1 Sicillerde ayr›ca bir flikâyete ba¤l› olarak mahkemeye intikal etmifl davalarda flah›slar›n mahkemede anlaflmalar› üzerine kaydedilmifl sulh hüccetleri de bulunmaktad›r. Bu hüccetler flah›slar›n aralar›ndaki anlaflmazl›¤› sulh yolu ile çözmeleri üzerine, konunun daha sonra tekrar bir anlaflmazl›¤a sebep olmas›n› önlemek üzere kaleme al›nm›fl hüccetler olup, flikâyet hüccetlerine nazaran daha k›sa ve standart ifadelere sahiptir. Sulh hüccetlerinin birço¤unda sulh olunan konu hakk›nda bilgi sahibi olmak mümkün olmamaktad›r. Konusu tespit edilemeyen bu tür hüccetler bir dava konusu olarak mahkemeye intikal etmifl bir olay›n, davac›n›n “hakk›mdan feragat ettim”, “davamdan vazgeldim”, “aram›zda dava ve niza yoktur” fleklindeki standart ifadeleri ile hangi konuda sulh olundu¤una de¤inilmeden kaydedilmifl hüccetlerdir. Mesela Demir b. Musa ile yeniçeri Sinan b. Abdullah ile aralar›nda yaflanan münaza‘a sonucunda Demir b. Musa ‘hiçbir nesnede da‘vam ve nizâ‘›m yokdur’ diyerek davas›ndan vazgeçmifl ve aralar› sulh olunmufltur.
341
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
“Sebeb-i tahrîr-i kitâb budur ki Demir b. Musa efl-flehîr Bulguro¤lu yeniçerilerden Düdükcü? Sinan b. Abdullah ile münâza‘a-i kesîreleri vâki‘ oldukda mezkûr Sinan’a yemîn etdirdikden sonra min-ba‘d vechen mine’l-vücûh hiçbir nesnede da‘vâm ve nizâ‘›m yokdur e¤er olacak olursa ›nde’l-hükkâm mesmû‘ olmaya dedi¤i mezbûr Sinan’›n talebiyle deftere sebt olundu. Tahrîren fî evâil-i Rebi‘ulevvel sene 924. fiuhûdü’l-mazmûn Baflc› Yusuf b. Abdullah ve Süleyman b. Abdi ve H›z›r b. Ramazan ve Mehmed b. Yahya ve gayruhum mine’l-hâz›rîn”2 ‹ncelenen dönemde toplam 82 adet sulh konulu hüccet tespit edilmifltir. Bu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m› flu flekildedir:
Grafik 2: Sulh konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m›
Küfür Konulu Hüccetler Küfür konulu davac›n›n mahkemeye müracaat ederek kendisine küfür eden flah›stan flikâyetçi olmas› üzerine kaydedilmektedir. Küfür hüccetlerinin tanzim flekli di¤er flikâyet hüccetlerinin tanzim flekline benzemektedir. Hüccetde davac› daval›n›n ismini verildikten sonra, u¤rad›¤› hakaret veya küfürü kad› huzurunda tekrar ederek “bana ...... deyu fletm itdi” cümlesi ile dava açmaktad›r. Burada dikkat çeken bir husus flikâyet konusu olan küfür kelimelerinin aç›k ifadelerle kad› huzurunda aynen tekrar edilmesi ve bunlar›n yine kullan›ld›¤› flekilde sicillere kaydedilmesidir. ‹ncelenen dönemde 150 adet küfür konulu hüccet tespit edilmifltir. Küfür konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m› flöyledir: 342
X V I .
Y Ü Z Y I L I N
‹ L K
Y A R I S I N D A
Ü S K Ü D A R ’ D A
A S A Y ‹ fi
V E
G Ü V E N L ‹ K
Grafik 3: Küfür konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m›
Küfür konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›mlar›na bak›ld›¤›nda Yavuz dönemini kapsayan 8 y›lda 42 adet dava dikkat çekmektedir. 920 (1514) y›l›nda 11 adet ve 925 (1519) y›l›nda 18 adet küfür konusunda dava kayd› bulunmamaktad›r. Kânûnî dönemindeki da¤›l›ma bak›ld›¤› zaman küfür konulu hüccetlerde bir azalma oldu¤u tespit edilebilmektedir. Özellikle 8 y›ll›k Yavuz dönemine karfl›l›k, Kanuni’nin ilk 8 y›l› incelendi¤inde, bu dönemde küfür davalar›nda 28 adet kay›t ile %35’e yak›n bir azalma tespit edilebilmektedir.
H›rs›zl›k Konulu Hüccetler H›rs›zl›k hüccetleri, di¤er flikâyet hüccetleri gibi, davac›n›n mahkemeye baflvurusu üzerine kaydedilmektedir. Hüccetin giriflinde, önce davac›n›n ismi kaydedilmektedir. Daha sonra davac› çal›nan mal›n› kad› huzurunda zikrederek “bir koyunum/k›l›c›m/at›m/alt›n›m… serika olundu” cümlesi ile mal›n›n çal›nd›¤›n› beyan etmektedir. Baz› h›rs›zl›k hüccetlerinde fail bellidir. Davac›, failin ismini biliyorsa bunu deftere kaydettirerek, “hakk›m talep iderüm” beyan› ile dava açmaktad›r. Bu durumda, mahkeme h›rs›zl›k yapt›¤› iddia edilen kifliyi dinleyerek bir karara varmaktad›r. Karar hüccette yer alm›flt›r. Fakat suçlu bulunup cezaland›r›ld› ise bu cezan›n ne oldu¤u deftere kaydedilmemifltir. Faili belli olmayan h›rs›zl›k hüccetleri ise sadece olay nakledilerek bitirilmektedir. Faili belli olan bir h›rs›zl›k hüccetinde, fail Ahmed b. fiirmerd’e daha önce Bulgurlu imam›ndan ald›¤›n› söyledi¤i merkebi nereden çald›¤› sorulmufl, Ahmed b. fiirmerd de suçunu itiraf ederek Gebze yak›nlar›nda Akp›nar mevkiinden çald›¤›n› itiraf etmifltir. “Kaziyye budur ki Ahmed b. fiirmerd meclîs-i fler‘a ihzâr olunup sâb›kan Bulgurlu imam› Seyyid Ahmed b. Yahyâ Fakih’den bey‘ eyledi¤i merkebi ne mevzi‘den sirka eyledin 343
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
[deyu sual] olundukda mezkûr Ahmed ikrâr-› sahîh ile ikrâr idüp didi ki zikr olunan merkebi Gekivize kurbunda Akp›nar nam mevzi‘den akflam vakti zaman›nda sirka eyledim diyu ikrâr› sebt-i sicîl olund›. Tahrîren fî târihi’l-mezbûre. fiuhûdü’l-hâl Mezkûrûn”3 ‹ncelenen dönemde toplam 231 h›rs›zl›k konulu hüccet tespit edilmifltir. Afla¤›da tespit edilen h›rs›zl›k konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m› verilmifltir:
Grafik 4: H›rs›zl›k konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m
Tespit edilen 231 h›rs›zl›k konulu hüccetin 41 tanesi Yavuz dönemine aitken, 190 tanesi Kânûnî dönemine aittir. Yavuz Selim dönemi ile Kanuni’nin ilk sekiz y›l› karfl›laflt›r›ld›¤›nda Kânûnî döneminde h›rs›zl›k olaylar›n›n artt›¤› görülmektedir. Yavuz döneminde 41 h›rs›zl›k olay›na karfl›l›k Kanuni’nin ilk sekiz y›l›nda bu say› 74’e ç›km›fl ve %80’lik bir art›fl olmufltur. Ayr›ca 925 (1519) y›l›nda tespit edilen 19, 931 (1525) y›l›nda tespit edilen 17 ve 938 (1532) y›l›nda tespit edilen 18 dava ile bu tarihler XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da en çok h›rs›zl›k vakas›n›n meydana geldi¤i y›llar olarak dikkat çekmektedir.
‹çki Konulu Hüccetler XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›na ait fleriye sicillerinde içki konulu hüccetler iki farkl› sebeple kayda geçmifltir. Birincisi, içkinin imal edilmesi ve sat›lmas› ile, di¤eri de müslüman kimselerin içki içmesi ile ilgilidir. Osmanl› kanunnamelerine göre içki imalat ve sat›fl faaliyeti devletin izin verdi¤i gayr-› müslim müteflebbisler taraf›ndan yap›lmakta idi. Bu müteflebbisler belirli bir süre bölgenin içki imalat ve sat›fl›na talip olurlar ve devletin izin verdi¤i yer ve ölçülerde imalatlar›n› yaparlard›. Devletin izin verdi¤i kimselerin haricinde kimse içki imal edemez ve satamazd›. 344
X V I .
Y Ü Z Y I L I N
‹ L K
Y A R I S I N D A
Ü S K Ü D A R ’ D A
A S A Y ‹ fi
V E
G Ü V E N L ‹ K
‹çki konulu hüccetlerin fleriye sicil defterlerine kaydedilmesinin ikinci sebebi de Müslüman kimselerin içki içmeleri ile ilgilidir. fieri hukuk kurallar›n›n esas olmas› sebebiyle dîni yasalar› ihlal eden Müslümanlar yarg›lanmak üzere mahkemeye sevk ediliyorlard›. Bir kimsenin içki içti¤i veya sarhofl oldu¤u tespit edildi¤inde kad› huzuruna ç›kar›l›yordu. Bu durum sicil defterinde farkl› ifadelerle kayda geçirilmifltir. Bu ifadeleri flu flekilde s›ralamak mümkündür: “sarhofl tutuldu”, “a¤z›nda süci kokusu/rayiha-i süci var”, “flürb-i hamr itdi”, “sarhofllu¤u sücidendir”, “a¤z›nda rayiha-i hamr vard›r”, “süci içti¤i sabit olub” vs. Bu ifadeleri ihtiva eden bir hüccette Üsküdar zaiminin mahkemeye “hamr içüp serhofl olmufl deyu” getirdi¤i Ramazan b. Abdurrahman içki içti¤ini “benim serhofllu¤um hamrdand›r” diye itiraf etmifltir. “Kaziyye budur ki Üsküdar zaîmi olan Timurhan bin ‹smail meclis-i fler‘a Mehmed Pafla matbah›nda tabbah olan Ramazan bin Abdurrahman’› ihzar eyleyüb hamr içüp serhofl olmufl deyû da‘vâ eyledikde ikrâr eyleyüp eyitti ki benim serhofllu¤um hamrdand›r deyû ikrâr› talebiyle tescîl olundu tahrîren fî evâhir-i âhiri’l-cemâzeyn sene sitte ve selâsîn ve tis‘a mie. fiuhûdü’l-hâl Hoca Abdullah b. Yahfli ve Mahmud b. Muslihiddin ve Mehmed b. Süleyman” 4 XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda ait sicillerde 140 adet içki konulu hüccet tespit edilmifltir. Afla¤›da bu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m› verilmifltir:
Grafik 5: ‹çki konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m›
XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da içki içme ve sat›fl› ile ilgili davalar›n da¤›l›m›na bak›ld›¤›nda bu konudaki hüccetlerin 14 tanesi Yavuz dönemine ait iken, Kanuni’nin ilk sekiz y›l›nda bu say›n›n 44’e ç›kt›¤› görülmektedir. Geriye kalan 82 adet içki içme vakas› ise Kanuni’nin 935 (1529) ile 955 (1548) y›llar› aras›ndaki dönemine tesadüf etmektedir. Ayr›ca 950 (1543) y›l›, bu tarihte tespit edilen 21 adet içki içme vakas› ile, XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da en fazla vakan›n meydana geldi¤i y›l olarak kay›tlara geçmifltir.
345
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Adam Öldürme (Katl-i Nefs) Konulu Hüccetler ‹nceledi¤imiz dönemde adam öldürme (katl) ile ilgili 58 hüccet tespit edilmifltir. Bu hüccetler olay›n olufl ve kaydedilifl flekline göre üç grupta toplanabilir. Birincisi, bir kiflinin sokakta ölü bulunmas› üzerine, durum mahkemeye haber verilmekte ve olay kad› veya naip taraf›ndan kay›t alt›na al›nmaktad›r. Bu tür hüccetler, hüccetin yaz›lma sebebini bildiren bir formülle bafllamakta ve ölen kiflinin ad› zikredilmektedir. Sonra maktulün ölü olarak bulundu¤u yer etrafl›ca tarif edilerek “burada maktul bulundu” veya “meyyit bulundu” cümlesi ile maktulün durumu belirtilmektedir. Katl hüccetlerinin ikinci grubu, öldürülen kiflinin ailesinin mahkemeye baflvurmalar› sonucu düzenlenmifltir. Maktul yak›nlar› mahkemeye müracaatlar›nda katilin ismini vererek “[yak›n›m›z›] katl etti deyu” dava açmaktad›rlar. Katilin bilinmedi¤i durumlarda yine maktül yak›nlar›n›n mahkemeye baflvurarak “[yak›n›m›z] katl olundu kâtili talep iderüz” diyerek katilin bulunmas› için müracaat etmektedirler. Katl hüccetlerinin üçüncü grubu, katilin mahkemeye müracaat ederek fiilini itiraf etmesi üzerine düzenlenmifltir. Katilin bu itiraf› sicillere “katl-i nefs itdüm” veya “ben katl itdüm” cümleleri ile kaydedilmemektedir. Katl ile ilgili hüccetlerde, davan›n sonucuna dair bir kay›t bulunmamaktad›r. Hüccetlerde sadece durum tespiti yap›lmakta ve ayr›ca katile ne ceza verildi¤i ise belirtilmemektedir. 942 (1535) senesinde Üsküdar’da meydana gelen bir katl vakas›nda maktulün yak›n› Cemal isimli kimseyi mahkemeye getirerek, Cemal’in enifltesini öldürenlerle beraber oldu¤unu iddia etmifltir. Katil zanl›s› bunu inkar etmifl, ancak flahitler Cemal’in öldürenlerle beraber oldu¤una dair ifade vermifllerdir. Katl konulu bu hüccetde flahitlerin ifadeleri tescil olunarak bitirilmifltir. “Sebeb-i tahrîr-i sicil budur ki Yahyâ b. Hasan Bey mahfil-i fler‘a gelüp bilesine Cemâl nâm kimesnei ihzâr idüp üzerine takrîr-i da‘vâ k›lup didi ki mezbûr Cemâl enifldem Mehmed’i katl iden Ahmed ve Emrullah ve ‹brahim nâm kimesneler ile bile katl eyledin didikde mezbûr Cemâl’den istifsâr olundukda bi’l-mukâbele inkâr eyledi, g›bbe’l-inkâr beyyine taleb olunup udûl-i müslimînden Mustafa b. Seydi Fakîh ve ‹brahim b. Mustafa edâ-i flehâdet idüp didiler ki biz flâhidleriz ve flehâdet dahi ideriz ki mezkûr Cemâl merhûm Mehmed’i katl iden mezbûrlar ile bile idi deyu flehâdet eylediler flehâdetleri ba‘de’t-tezkiye ve’t-tahlîf-i âdî hayyiz-i kabûlde vâki‘ olup sebt-i sicil olund›. Tahrîren fî 17 Saferü’l-muzaffer li-sene 942. fiuhûdü’l-hâl Ali b. Musâ, Ebri b. Yûsuf, Mustafa b. Yûsuf, ‹mâm b. Mehmed ve gayruhum.”5
346
X V I .
Y Ü Z Y I L I N
‹ L K
Y A R I S I N D A
Ü S K Ü D A R ’ D A
A S A Y ‹ fi
V E
G Ü V E N L ‹ K
Afla¤›da XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›na ait 58 adet adam öldürme konulu hüccetin y›llara göre da¤›l›m› verilmifltir:
Grafik 6: Adam öldürme konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m›
925 (1519) y›l›na ait olan 6 hüccetten dördünün, 929 (1523) y›l›na ait 10 hüccetten de alt›s›n›n ayn› davaya ait oldu¤u dikkate al›n›rsa, Yavuz Sultan Selim’in 8 y›ll›k iktidar› döneminde 9 cinayetin ifllendi¤i, Kanunînin ilk 8 y›ll›k döneminde ise 23 cinayetin ifllendi¤i ortaya ç›kmaktad›r. Ancak Kanunî iktidar›n›n sonraki y›llar›nda adam öldürme konusunda bir azalman›n oldu¤u ve 938 (1532) tarihinden sonra Üsküdar’›n asayifl bak›m›ndan göreceli olarak daha güvenli bir hale geldi¤i gözlemlenmektedir.
Zina Konulu Hüccetler Zina konulu hüccetler mahkemeye yap›lan flikâyetler üzerine, bir dava konusu olarak kaydedilmifl hüccetlerdir. Bu türden hüccetlerin tespit edilebilmifl belirli bir tanzim flekilleri yoktur. Bununla beraber genel hatlar› ile zina konulu hüccetler flikâyetçi olan kiflilerin isimleri zikredilerek bafllamakta, sonra zina yapt›¤› iddia edilen kiflilerin isimleri kaydedilmektedir. Daha sonra bu kiflilerin zina ettiklerine dair flüphe uyand›ran hal ve hareketleri, “evine namahrem ald›” veya “namahremle görüldü” vb. ifadelerle kayda geçirilmifltir. fiikâyetçiler aras›nda, flüphe uyand›ran bu hal ve hareketlere flahit olanlar varsa onlar›n da isimleri kaydedilmifltir. Bu tür hüccetlerde örfi hukukun daha a¤›r bast›¤› gözlemlenmektedir. Masum da olsa mahallelinin rahats›z oldu¤u herhangi hal ve tav›r mahkemeye suç olarak yans›maktad›r. Mahalleden herhangi birisinin “falan zina kasd›yla falan›n evine geldi” demesi o kiflinin mahkemeye getirilmesi için kâfi idi. Mesela 950 (1543) y›l›nda Üsküdar’da Dilber isimli bir kad›n Kadem isimli bir kad›n›n kendi o¤luyla zina etti¤ini iddia ederek davac› olmufltur. Kadem binti Abdullah ise 347
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
iddiay› reddetmifl, ancak mahkeme Kadem’in tedib olunmas›na hükmetmifltir. “Vech-i tahrîr-i hurûf budur ki Dilber binti Abdullah, Kadem binti Abdullah nâm hâtûna benüm o¤lum Hüseyin bin Süheyl ile çat›fl›p zina iderken gördüm dedikde mezkûre Kadem inkâr idüp hakk›n taleb itdikde, te’dîbine hükm olund›. Tahriren fi 25 Rebî’ulâhir sene 950. fiuhûdü’l-hâl Abdi bin Musa, Ali bin Nebi, Mehmed bin Abdullah, Asl›han bin Sad›k, Mevlana Taceddin Halife”6 XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da 55 adet zina konulu hüccet tespit edilmifltir. Bu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m› ise flu flekildedir:
Grafik 7: Zina konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m›
XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da mahkemeye intikal etmifl zina davalar›n›n %17’si Yavuz Sultan Selim dönemine geri kalan› ise Kânûnî dönemine aittir. Yavuz Selim’in sekiz y›ll›k saltanat›nda mahkemeye 9 zina davas› gelmiflken, Kanuni’nin ilk sekiz y›ll›k döneminde %50’lik bir art›flla 18 zina davas› görülmüfltür. Ancak ikinci sekiz y›ll›k periyoda bak›ld›¤›nda zina davalar›nda bir azalma oldu¤u ve sonraki y›llarda bu azalman›n devam etti¤i görülmektedir.
Darp Konulu Hüccetler Darp konulu hüccetler davac›n›n mahkemeye flikâyet baflvurusu üzerine tanzim edilmektedir. Darp hüccetlerinde daval› ile davac›n›n oturdu¤u mahalle ve isimleri zikredildikten sonra olay›n olufl flekli nakledilmektedir. Burada iki türlü ifade tarz› ortaya ç›kmaktad›r. Birinci ifade türünde, davac› vücudunun neresinin, ne flekilde zarar gördü¤ünü “koluma darb etti” veya “kolumu alet-i darbla mecruh etti” v.b. gibi ifadelerle nakletmektedir. ‹kinci ifade türünde ise, daval› “beni darb-› fledid ile darb etti” veya “beni alet-i darbla darb etti” gibi genel ifadelerle flikayetini dile getirmektedir. Hüccetin devam›nda, mahkeme davac›dan 348
X V I .
Y Ü Z Y I L I N
‹ L K
Y A R I S I N D A
Ü S K Ü D A R ’ D A
A S A Y ‹ fi
V E
G Ü V E N L ‹ K
veya daval›dan flahit talep etmifl ise, flahitlerin isimleri kaydedilmektedir. Darp kay›tlar›nda suçlulara ne tür ceza verildi¤i kaydedilmemifltir. Baz› kay›tlarda sadece “ta‘zir olundu” cümlesinden suçlunun ta‘zir yani dövme, azarlama ya da uyar›yla cezaland›r›ld›¤› anlafl›lmaktad›r. Mesela 954/1547 senesinde Turcihan isimli bir kad›n Ayfle isimli di¤er bir kad›ndan kendisini “darb-› fledîd ile” darp etti¤ini söyleyerek davac› olmufltur. Ayfle Turcihan’›n iddias›n› reddetmifl, ancak Turcihan’› darb etmedi¤ine dair yemin etmekten üç defa kaç›nd›¤› için tazir olunmas›na hükm olunmufltur. “Vech-i tahrîr-i sicil budur ki karye-i Viran’dan Turcihan bt. Saltuk ve Aifle binti Kas›m meclis-i fler‘a hâz›rân olduklar›nda mezbûr Turcihan takrîr-i kelâm k›lup eyitdi ki beni darb-› fledîd idüp darb etdi didikde mezbûre Aifle inkâr idüp g›bbe’l-inkâr beyyine taleb olunup âciz oldukda mezbûre Aifle’ye yemîn teklif olunup üç defa yeminden nükûl idüp ta’zîre müstehak olup bi’t-taleb sicil olund› vak’a tahrîr fî evâhir-i Safer sene 954. fiühûdu’l-hâl Abdullah Hamza b. Mehmed, Eymiri b. Hasan, fiaban Bey b. Bayez›d, Saru Musa b. Hüseyin, Kas›m Pafla b. Abdullah, Mehmed Bey b. ‹skender ve Mehmed b.Abdullah”.7 XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da 303 darp vakas› tespit edilmifltir. Darp hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m› flu flekildedir:
Grafik 8: Darp konulu hüccetlerin y›llara göre da¤›l›m›
XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar mahkemesine intikal etmifl darp davalar›n›n yo¤un oldu¤u görülmektedir. Tespit edilen 303 davan›n 50 tanesi Yavuz Selim’in sekiz y›ll›k dönemine ait iken, Kanuni’nin ilk sekiz y›ll›k dönemine 82 dava tekabül etmektedir. Darp davalar› Kanuni’nin ikinci sekiz y›ll›k döneminde artmaya devam etmifl ve 947 (1540) y›l›nda ise 28 davayla XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda bir y›la ait en yüksek dava say›s›na ulaflm›flt›r. XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da ifllenen suçlar›n tümüne bak›ld›¤›nda en çok ifllenen suçlar aras›nda 303 kay›t ile darp davalar›n›n birinci s›ray›, 247 ka349
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
y›t ile flikâyet davalar›n›n ikinci s›ray› ve 231 kay›tla h›rs›zl›k davalar›n›n üçüncü s›ray› ald›¤› görülmektedir. Bunlar› 150 kay›t ile küfür davlar› ve 140 kay›t ile müslümanlar›n içki içmeleri ile ilgili davalar takip etmektedir. 58 kay›tla adam öldürme ve 55 kay›tla zina davalar› XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da ifllenen en az suçlar aras›nda görülmektedir. Afla¤›da XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da ifllenen tüm suçlar›n say›sal da¤›l›m› grafik olarak verilmifltir.
Grafik 9: Bütün suçlar›n say›sal da¤›l›m›
XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’›n asayifl ve güvenli¤i hakk›nda bir kanaate varabilmek için, bu dönemde Üsküdar mahkemelerinde görülen tüm davalar içinde asayifl ve güvenlik ile ilgili davalar›n da¤›l›m›na bak›ld›¤›nda, XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar’da suç teflkil eden dava say›s›n›n di¤er davalara nazaran daha az say›da oldu¤u görülmektedir.
Grafik 10: XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Üsküdar mahkemesine intikal eden tüm davalar›n say›sal da¤›l›m›
KAYNAKLAR
350
1 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.919-927/M.1513-1520)
2 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.924-927/M.1518-1520)
3 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.927-930/M.1518-1523)
4 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.931-935/M.1524-1528)
5 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.931-936/M.1524-1529)
6 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.934-936/M.1527-1529)
7 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.936-938/M.1527-1531)
8 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.938-940/M.1531-1533)
9 No’lu Üsküdar fieriye Sicili
(H.940-942/M.1533-1535)
X V I .
Y Ü Z Y I L I N
‹ L K
Y A R I S I N D A
Ü S K Ü D A R ’ D A
A S A Y ‹ fi
V E
G Ü V E N L ‹ K
10 No’lu Üsküdar fieriye Sicili (H.942-945/M.1535-1538) 11 No’lu Üsküdar fieriye Sicili (H.945-947/M.1538-1540) 12 No’lu Üsküdar fieriye Sicili (H.947-950/M.1540-1543) 13 No’lu Üsküdar fieriye Sicili (H.949-953/M.1542-1546) 14 No’lu Üsküdar fieriye Sicili (H.953-955/M.1546-1549)
D‹PNOTLAR 1 Üsküdar Kad›l›¤› fieriye Sicili, nr.1, vr.49b. 2 ÜKfiS., Nr.1, vr.86b. 3 ÜKfiS, No.4, vr.13a. 4 ÜKfiS, No.5, vr.88b. 5 ÜKfiS, nr.9, vr.80a. 6 ÜKfiS, Nr.12, vr.15. 7 ÜKfiS, Nr.14, vr.40b.
351