Üsküdar’›n Toplumsal Zenginli¤inin Bir Farkl› Yönü: Sarayl› Cariyeler B E T Ü L
‹ P fi ‹ R L ‹
A R G I T
Araflt›rmac›
Bu çal›flma XVIII. yüzy›lda, Üsküdar’›n toplumsal zenginli¤inin farkl› bir yönü olan sarayl› cariyeleri tan›mak, mahalle halk› ile olan iliflkilerini anlamak ve sarayl› kimli¤inin Üsküdar’a katk›lar›n› nas›l etkiledi¤ini görmeyi hedeflemektedir. Osmanl› tarih yaz›c›l›¤›nda kad›n çal›flmalar› geç bir dönem olan 1970’li y›llar›n ortalar›nda bafllam›flt›r. Osmanl› kad›n› üzerine yap›lan çal›flmalar genellikle halk kad›n› üzerine yo¤unlaflmaktad›r.1 Bunun yan› s›ra hanedan mensuplar› veya köle kad›nlar üzerine yap›lan çal›flmalar yeterli de¤ildir.2 Di¤er taraftan hem köle statüsüne ve hem de saray tecrübesine sahip olan sarayl› cariyeler farkl› bir grup olup bu konu üzerinde çal›flmalar hemen hemen yok denecek kadar azd›r. Bu durumun en önemli nedeni birinci kaynaklarda bu konu ile ilgili bilgi azl›¤›d›r. Örne¤in, vakayinameleri de¤erlendirdi¤imizde, hanedan mensubu kad›nlar›n do¤umlar›, evlenmeleri, yaflad›klar› di¤er baz› hadiseler hakk›nda bilgi mevcuttur. Ancak harem hiyerarflisinde daha düflük statüye sahip olan sarayl› cariyeler hakk›nda malumat yok denecek kadar azd›r. Benzer flekilde, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda hat›rat ve günlük yaz›m›n›n XIX. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan itibaren yay›nl›k kazanm›fl olmas›, yine bu grup kad›n›n izlerini sürmemizi zorlaflt›rm›flt›r. Osmanl› döneminde aile yap›s› hakk›nda k›smi bilgi sa¤layan seyahatnameler de¤erlendirildi¤inde, bu kaynaklarda, Osmanl› Saray› hareminde yaflayan bu kad›nlar hakk›nda bilgi yok denecek kadar azd›r. Dolay›s›yla bu çal›flma, sicillerden, vakfiyelerden ve Topkap› Saray› Müzesi Arflivi’nde bulunan muhallefat kaynaklar›na dayal› olarak haz›rlanm›flt›r.
Ü S K Ü D A R
Kethuda Kad›n
S E M P O Z Y U M U
Müslüman Osmanl› Kad›n› (Gravürlerle Türkiye VI/I, 119)
V
Valide Sultan (Gravürlerle Türkiye VI/I, 132)
Osmanl› Haremi farkl› statülerden oluflan kad›nlardan müteflekkildir. Haremde köle menfleli üç grup kad›n yaflamaktad›r. En küçük grup hanedan mensubu içinde yer alan gözdeler, ikballer, kad›n efendiler ve valide sultanlard›r. ‹kinci grup, haremin idare ve genç k›zlar›n e¤itiminden mesul olan idareci kad›nlard›r. Son grup ise haremin ve hanedan mensuplar›n›n hizmetlerini gören cariyeler grubu olup haremin en kalabal›k kesimini oluflturmaktad›r.3 Saraya savafl esiri, sat›n alma veya hediye yollar› ile giren cariyeler için üç kariyer imkân› söz konusudur. En çok arzu edilen durum hanedan ailesinin bir mensubu olmakt›r. Ancak bu mevki çok az say›da insana nasip olur. ‹kinci olarak harem kurumunun idari görevlerinden birinde ilerlemek ve ilerleyen yafla kadar haremde kalmakt›r. Son olarak da hizmet süresini tamamlad›ktan sonra azat edilip münasip biri ile evlendirilmektir. Haremde bulunan muhtelif seviyelerdeki bu cariyeler, evlenip farkl› muhitlerde yaflamlar›n› sürdürmektedir. ‹flte farkl› kesimlerden insanlar› bar›nd›ran Üsküdar’da, saraydan ç›kan sarayl› kad›nlar da yaflamaktad›r. Bu kad›nlar›n saraydan ç›kt›ktan sonra genellikle nerelerde oturduklar›n› görmek önemlidir. Acaba sarayl› kad›nlar için standart bir uygulamadan bahsedebilmek mümkün müdür? Sarayl›lar›n yo¤un olarak yaflad›¤› mahalleler mevcut mudur? Bu kad›nlar saraylara yak›n semtleri mi tercih etmektedirler?
438
Ü S K Ü D A R ’ I N
Sarayl› Cariye (Gravürlerle Türkiye VI/I, 104)
T O P L U M S A L Z E N G ‹ N L ‹ ⁄ ‹ N ‹ N S A R A Y L I C A R ‹ Y E L E R
Sarayl› Kad›n (Gravürlerle Türkiye VI/I, 145)
B ‹ R
F A R K L I
Y Ö N Ü :
Cariye (Gravürlerle Türkiye VI/I, 103)
On sekizinci yüzy›lda yaflam›fl 671 sarayl› kad›ndan, 406 tanesinin hangi mahallede yaflad›¤› bilinmektedir. 406 kad›n›n hangi mahallelerde yaflad›¤› incelendi¤inde, bu kad›nlar›n ‹stanbul’un muhtelif bölgelerinde di¤er mahalle sakinleri ile birlikte yaflad›klar› görülür. Arflivde bulunan bir belgede bu tespiti do¤rular mahiyettedir. Belgede, ‘Üsküdar, Eyüp, Galata, Tophane, Bo¤az›n iki yakas›nda ve di¤er yerlerde yaflayan sarayl›lar’ diye bahsedilmektedir.4 Ancak sarayl› kad›nlar›n ikamet ettikleri mahalleler de¤erlendirildi¤inde, genel olarak saraya yak›n yerlerde ikamet ettikleri tespit edilmifltir. Hangi mahallede oturdu¤u bilinen 406 tane sarayl›dan, 27 tanesi Üsküdar’da yaflamaktad›r. Dolay›s›yla, bu çal›flma on sekizinci yüzy›l’›n farkl› dönemlerinde Üsküdar’da yaflam›fl ve Üsküdar’a katk›da bulunmufl 27 kad›n›n tecrübeleri üzerine dayanmaktad›r. Say›ca fazla olmamakla birlikte bir grup sarayl›n›n Üsküdar’da yafl›yor olmas› bizi bu kad›nlar›n izlerini sürmeye sevk etmifltir. On sekizinci yüzy›l mahkeme kay›tlar›nda bulunan tereke, boflanma, vak›f, veraset ve vasi tayini ile alakal› hükümler, Üsküdar’da yaflayan bu kad›nlar›n hayatlar›ndan renkli kesitler sunmaktad›r. Mahkeme kay›tlar›na ve vakfiyelere dayal› yap›lan bu çal›flma üç bölümden oluflacakt›r. Birinci bölümde saraydan azat edilen ve Üsküdar’da yaflayan yirmiden fazla cariyenin muhtelif aç›lardan tan›t›lmas› amaçlamaktad›r. On sekizinci yüzy›l boyunca yaflam›fl bu kad›nlar›n, kocalar›n›n kim oldu¤u, mal varl›klar›, sarayda iken kimin cariyesi olduklar›, Üsküdar’›n hangi mahallelerinde oturduklar›na dair sorular ile sarayl› kimli¤inin 439
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
neye tekabül etti¤i hakk›nda genel bir fikir oluflturulmaya çal›fl›lacakt›r. ‹kinci bölümde, sarayl›lar›n mahalle halk› ile olan iliflkileri de¤erlendirilecek ve son olarak da bu sarayl› kad›nlar›n Üsküdar’a katk›lar›ndan bahsedilecektir. Gerek Saray-› Cedid ve gerek Saray-› Atik ile ba¤lant›l› olan sarayl› kad›nlar›n haremde iken hangi statüye sahip olduklar›n› görebilmek pek mümkün de¤ildir. Zira sarayl› olmak genifl bir gruba tekabül edip haremde temizlik ifli ile u¤raflan kifliye de sarayl›, vaktiyle odal›k olmufl sonra bir baflkas› ile evlendirilmifl kifliye de sarayl› denmektedir. Ancak bu çal›flmada yer alan sarayl›lar›n isimleri incelendi¤inde genelde idari personel veya hizmet grubuna tekabül eden kad›nlar olduklar› görülür. ‹ncelenen kad›nlar içinde vaktiyle sultanlar›n odal›¤› veya kad›n› olmufl ve daha sonra bir baflkas› ile evlendirilmifl sarayl› kad›nlar yoktur. Sarayl› cariyelerin hangi mahallelerde oturduklar›na bakacak olursak, belli bir mahallede yo¤unlaflma olmad›¤›n›, Üsküdar’›n muhtelif semtlerine yay›ld›klar› görülmektedir. Ahmet Çelebi Mahallesi, Gülfem Hatun mahallesi, Süleyman Pafla mahallesi, Bulgurlu mahallesi, Gerede mahallesi, Tavafli Hasan A¤a mahallesi, Arakiyyeci Mahallesi, Aflç›bafl› mahallesi, Hace Hatun mahallesi, Mahmud Pafla mahallesi, Kabasakal Sinan A¤a nam-› di¤er Solak Sinan mahallesi,5 Haydarpafla, Sultan tepe, Çengel, Beykoz Dereseki ve Yoros kazas›na ba¤l› Anadoluhisar› bölgelerinde yaflad›klar› görülmektedir.6 Ancak, dikkati çeken bir husus befl sarayl›n›n Solak Sinan Mahallesi nam-› di¤er Kabasakal Sinan Mahallesi’nde oturuyor olmas›d›r. Sarayl›lar›n bu mahallede oturmalar›n›n belli bir sebebi olup olmad›¤›n› bilebilmek güzel olurdu, ancak bu sorunun cevab›n› tespit etmek bu aflamada mümkün görünmüyor. Belirtilmesi gereken önemli bir husus, Üsküdar’da yaflayan sarayl›lar›n tamam›n›n evlerinde yaflamad›¤›d›r. Örne¤in, Zeynep Sultan ç›ra¤lar›ndan Sarayl› Goncafem Hatun binti Abdullah, Kabasakal Sinan A¤a mahallesinde bulunan merhume Ayfle Sultan odalar›nda sakinedir.7 Üsküdar ile ba¤lant›l› bu kad›nlar›n aileleri incelendi¤inde binti Abdullah yani köle kökenli olduklar› görülmektedir. Üsküdar’da yaflayan sarayl› kad›nlar aras›nda en ilginç olan› Sarayl› Amine Hatun binti Ahmed Befle bin Abdullah’d›r. Çengel nam karyede yaflar iken vefat eden Amine Hatun’un di¤er sarayl›lar›n aksine babas›n›n kimli¤i bilinmektedir ve bu çok nadir rastlan›lan bir durumdur. Muhtemelen Amine vaktiyle ailesi taraf›ndan saraya verilmifltir. Üsküdar’da yaflayan Amine Hatun vefat etti¤i zaman babas›n›n hayatta oldu¤u ve k›z›n›n terekesinden hisse ald›¤› görülür. Dolay›s›yla, Amine Hatun bir aileye sahip olmas› ve muhtemelen ailesi ile iliflki içinde olmas› sebebiyle Üsküdar’da yaflayan di¤er sarayl›lardan farkl›l›k göstermektedir. Elimizdeki kaynaklar maalesef sarayl› kad›nlar›n menfleleri hakk›nda fikir vermemektir. Genel kan›, on alt›nc› yüzy›l sonundan itibaren Haremdeki kad›nlar›n Kafkas kökenli oldu¤udur.8 Ancak bir örnekte, Üsküdar’da Gerede mahallesinde oturan Sarayl› fiehbaz nam-› di¤er Fatma Hatun’un Maltal› oldu¤u belirtilmektedir. 440
Ü S K Ü D A R ’ I N
T O P L U M S A L Z E N G ‹ N L ‹ ⁄ ‹ N ‹ N S A R A Y L I C A R ‹ Y E L E R
B ‹ R
F A R K L I
Y Ö N Ü :
Bu sarayl›lar›n büyük ço¤unlu¤unun hanedan mensuplar›n›n ve ço¤unlukla padiflah ve padiflah k›zlar›n›n cariyeleri oldu¤u görülüyor. Küçük bir grubun ise harem personelinin cariyeleri oldu¤u görülmektedir. Örne¤in, Sarayl› Zeynep binti Abdullah taraf›ndan azat edilen ve Üsküdar da yaflayan fiehbaz nam-› di¤er Fatma Hatun binti Abdullah bu gruba bir örnektir.9 Sarayl› kad›nlar›n kimlerle evli oldu¤u sorusu de¤erlendirilecek olursa, bak›ld›¤›nda 27 kad›ndan 24 tanesinin kocas›n›n askeri statüye sahip oldu¤u görülür.10 Unvanlar› inceledi¤imizde, kocalar›n askeri s›n›f›n farkl› kollar›na mensup olduklar› ve dolay›s›yla farkl› e¤itimlerden geçtikleri görülür. Maalesef her kocan›n mesle¤i belirtilmemifltir.11 Ancak kocalar›n›n büyük ço¤unlu¤u a¤a unvan›na sahiptir. Befle unvan›na sahip olan kocalar›n varl›¤›, yeniçeri olduklar›n›n ipuçlar›n› vermektedir. Kocalar›n nadir olarak belirtilen meslekleri, homojen statüye sahip bir gruptan bahsetmenin mümkün olmad›¤›n› gösterir. Örne¤in Enderun’dan yetiflmifl olan Hadika-i hassa fiehriyari Bostanc›lar Odabafl›s› Haseki ‹smail A¤a bin ‹brahim ve Kapukulu Ocaklar›ndan yetiflmifl olmas› muhtemel Saka Mehmet Befle buna iki örnektir. Kocalar›n kimlikleri de¤erlendirildi¤inde sarayl› kad›nlar›n aksine bin Abdullah olanlar›n say›s› yok denecek kadar azd›r. Bu durum muhtemelen devflirme sisteminin çözülmüfl olmas› ile aç›klanabilir. Ancak, bir örnekte kocan›n köle kökenli oldu¤u görülmektedir. Kabasakal Sinan Mahallesinde oturan Sarayl› Hace Hatun, el-hac Ahmed A¤a bin el-hac Mustafa bin el-hac Kas›m’›n sulbi o¤lu Dervifl Mehmed A¤a taraf›ndan azad edilmifl olan el-hac Hüseyin A¤a bin Abdurrahim bin Abdulmennan ile evlidir.12 Bu kad›nlar sosyal statüleri itibari ile mahalle sakinlerinden farkl›l›k göstermektedir. Acaba ekonomik durumlar› incelendi¤inde sarayl›lar o dönemde Üsküdar’da yaflayan kad›nlara k›yasla ne durumda idiler? Terekeler sarayl›lar›n ekonomik durumlar› hakk›nda bilgi vermektedir. Bak›ld›¤›nda ekonomik olarak homojen bir gruptan bahsetmenin mümkün olmad›¤› görülür.13 Örne¤in, I. Mahmud’un hizmetkârlar›ndan olan Sarayl› Aifle Hatun binti Abdullah, Üsküdar’da Kabasakal Sinan mahallesinde yaflamaktad›r. Sarayl› Aifle Hatun 13137 kuruflluk mal varl›¤› ile zengin bir kad›nd›r. Di¤er taraftan Üsküdar’da Arakiyyeci mahallesinde oturan Sarayl› Safiye Hatun binti Abdullah ise yaln›z 43 kurufl servete sahiptir.14 Belirtilmesi gereken di¤er bir nokta, hane mensuplar›n›n bilindi¤i 14 sarayl› kad›ndan, sadece 3 tanesinin çocu¤unun olmas› bu kad›nlar›n farkl› bir aile yap›lar› olma ihtimali üzerine durmam›za neden olur.
Üsküdar halk› ile olan iliflkiler Bilindi¤i gibi toplumsal iliflkilerin düzenlenifli ve biçimlenmesinde mahallelerin önemi büyüktür.15 Sarayl› cariyeler, azat edildikten sonra yaflad›klar› mahallelerdeki insanlar ile iliflki içinde bulunduklar› ve yaflad›klar› toplumun sosyal ya441
Sarayl› kad›nlar e¤lenirken (Hamse-i Ataî)
p›s›na uyum sa¤lad›klar› görülmektedir. Mahkeme kay›tlar›nda muhtelif vesileler ile zikredilen ev tarifleri, bu kad›nlar›n mahalle halk› ile kar›flm›fl olduklar›n› ve komfluluk iliflkilerine sahip olduklar›n› gösterir. Örne¤in, Üsküdar da Ahmet Çelebi mahallesinde yaflayan Sarayl› Kahraman Hatun’un terekesinde yer alan ev tarifinde komflular› Hamami Hüseyin A¤a ve el-hac Ali olarak belirtilmifltir.16 Bu kad›nlar girdikleri toplumda nas›l karfl›land›lar, nas›l muamele gördüler sorular›n›n cevab›n› bilebilmek güzel olurdu. Ancak bu sorular›n cevaplar›n›, kullan›lan kaynaklarda görebilmek mümkün de¤ildir. Bunun yan› s›ra Üsküdar mahkeme kay›tlar› sarayl›lar›n, mahalle sakinleri ile olan iliflkilerini a盤a ç›karan örnekler tafl›maktad›r. Bak›ld›¤›nda iliflkilerin çift tarafl› oldu¤u 442
her iki taraf›nda bu iliflki a¤›ndan istifade etti¤i görülmektedir. Sarayl›lar ve mahalle sakinleri aras›ndaki iliflkinin en fazla flahitlik durumlar›nda yafland›¤›n› görüyoruz. Birçok durumda mahalle sakinleri ve özellikle mahalle imamlar› mahkemede flahit olarak bulunur. Vak›alar›n birço¤unda mahalle sakinlerinin bir olaya flahit oldu¤u ve daha sonra mahkemede görgü tan›¤› olarak bulundu¤u görülür. Sarayl› atikas› Hanife binti Abdullah’›n acem as›ll› cariyesi mahkemede “Sarayl› Hanife beni mal›ndan itak etti” der. Delil talep edilir ve Gülfem Hatun mahalle sakinlerinden flahitler: “evet Sarayl› Hanife ölmeden evvel cariyesini mal›ndan azat etmiflti” derler.17 Sarayl›lar ile Üsküdar sakinleri aras›ndaki iliflkinin di¤er bir boyutu da mahalle 443
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
sakinlerinin vasi olarak yer almas›d›r. Sarayl› cariyeler öldükten sonra sülüs-i mal›ndan tasarruf için mahalle sakinlerinden insanlar belirlemifllerdir. Üsküdar sakinlerinden Ali isimli bir kifli mahkemede, Sarayl› Ayfle vefat etti¤i vakit, sülüs mal›ndan 70 kurufl ile teçhiz ve tekfin masraflar›n› karfl›lamas› için beni vasi muhtar k›lm›flt› diye belirtir. Delil talep olunur ve Üsküdar Mahallesi sakinleri “evet Ali’nin vasili¤ine flahidiz” derler.18 Benzer flekilde Yoros kazas›na tabi Anadoluhisar› sakinlerinden olan Sarayl› Fatma Hatun binti Abdullah bin Abdulmennan sülüsüne vasi olarak, hisar-› mezbur diz-dar’› el-hac Ahmed A¤ay› seçmifltir.19 Al›m-Sat›m Ayr›ca sarayl› han›mlar›n mahalle sakinleri ile al›fl verifl yapt›klar›, mal al›p satt›klar› görülmektedir. Kabasakal Sinan mahallesinde oturan Sarayl› Sühendan binti Abdullah’›n borç ald›¤› mahalle sakinlerinden biri mahkemede borcunu talep etmektedir.20 Sorulabilecek di¤er bir soru sarayl› kimli¤inin mahalle sakinleri ile olan iliflkileri nas›l etkilemifl olabilece¤idir. Zira bu kad›nlar›n gerek sarayda iken yaflad›¤› tecrübeler, gerekse saraydan ç›kt›ktan sonraki yaflam tecrübeleri kendilerini di¤er kad›nlardan ay›r›r. Saraydan azat edilmifl olan bu kad›nlar›n saray ile ba¤lant›lar›n› koparmad›klar›, muhtelif vesileler ile saray ile irtibat halinde olduklar› görülmektedir. Örnekler incelendi¤inde bu özelliklerinin, sarayl› kad›nlar›n Üsküdar’a katk›lar›n› etkiledi¤i ve sarayl›lar ile iliflki içinde olan Üsküdar’da meskûn insanlar›n sarayl›lar›n dünyas›na ve farkl› statülerinden kaynaklanan farkl› tecrübelerine vak›f olmalar›na neden olur. Örne¤in sarayl›lar› ile alakal› belirtilmesi gereken en önemli husus, sarayl›lar›n davalar›nda saray personelinin flahit olarak bulunmas›d›r. Bu durum sarayl› kad›nlar›n irtibat halinde olduklar› mahalle sakinlerinin örne¤in Üsküdarl›lar›n saray dünyas› ve sarayl›lar ile irtibat kurmas› manas›na gelir.
Üsküdar da sarayl› izleri Sarayl› kad›nlar›n Üsküdar halk› ile iliflkileri olmas›n›n yan› s›ra, Üsküdar’a muhtelif katk›lar sa¤lad›klar› görülür. Sarayl› kimli¤i bu kad›nlar›n Üsküdar’a katk›lar›n› nas›l etkiledi¤i soruldu¤unda, bu kad›nlar›n infla faaliyetleri ve vak›flar› en baflta zikredilmesi gereken husustur. Mahkeme kay›tlar›nda kaydedilen baz› hadiseler, sarayl› kad›nlar›n vak›f yapt›rmam›fl olsalar bile Üsküdar’daki baz› vak›flar ile ba¤lant›lar› oldu¤unu görmemizi sa¤lar. Sarayl›lar›n vak›flar›n tasarrufunda etkili olduklar› görülür. Bir örnekte, Üsküdar’da ‹brahim Pafla-y› Atik mahallesinde oturan Sarayl› Fatma Hatun binti Abdullah bin Abdulmennan’›n vekili mahkemede, Darüssade A¤as› hazretlerinin nezaretinde olan Üsküdar’da Atik Valide Sultan vakf›n›n kemerlerin senede 120 akçe mukataa ile Sarayl› Fatma’n›n tasarrufunda oldu¤unu, 444
Ü S K Ü D A R ’ I N
T O P L U M S A L Z E N G ‹ N L ‹ ⁄ ‹ N ‹ N S A R A Y L I C A R ‹ Y E L E R
B ‹ R
F A R K L I
Y Ö N Ü :
su yollar›n›n harap oldu¤unu ve tamir olunmas›n› talep eder.21 Di¤er bir örnekte Haydarpafla kurbunda B›çakç› mahallesinde sakine olan Sarayl› fiehbaz nam› di¤er Rukiye Hatun binti Abdullah, kocas› ‹smail Befle bin Mustafa’dan talak ile boflan›r. Mehir ve nafaka ücretinin mukabili olarak, yine ayn› mahallede bulunan ve sarayl›n›n kocas› ile ale’l ifltirak mutasarr›f oldu¤u vak›ftan ayda 20 akça müeccele’yi Sarayl› fiehbaz’a fera¤ eder.22 Baz› durumlarda, sarayl›lar›n Üsküdar da sakin olmasalar dahi Üsküdar semtine katk›da bulunduklar› görülür. Fenerbahçe mevkiinde vakf› olan fiuhi Kad›n binti Abdulmennan, Harem’de üst bir rütbe olan kethüda kad›nl›k rütbesine sahiptir.23 fiuhi Kad›n, 1191 tarihinde mal›n›n sülüsünden 2000 kuruflu çeflme ve köprü yap›lmas› için vakfetmifltir.24 ‘Medine-i Üsküdar’da Fener bahçesi kurbunda müceddeden bina vakf eylenen mai leziz çeflmesi ile yine medine-i mezkure muzafat›ndan Maltepe karyesi kurbunda bostanlar derununda müceddeden bina ve kezalik vakf eylenen köprü’ denmektedir.25 ‹mtiyazl› bir kimlik olan sarayl› kimli¤ine sahip olan bu kad›nlar›n, bu zenginliklerini Üsküdar’daki faaliyetlerine de yans›tt›klar›n› görüyoruz. fiuhi Kad›n’›n Üsküdar’daki faaliyetleri, sarayl›lar hakk›nda ve sarayl› kimli¤inin mevcut faaliyetlere nas›l yans›d›¤› noktas›nda birçok ipucu sunmaktad›r.26 ‹lk olarak, sarayl› kimli¤inin bu kad›nlar› saray uygulamalar›ndan haberdar olmalar›na neden oldu¤unu görüyoruz. Bilindi¤i gibi on sekizinci yüzy›lda çeflme yapt›rma e¤iliminde bir art›fl söz konusudur.27 1703 tarihinden 1809 tarihine kadar 385 çeflmenin yapt›r›lm›fl oldu¤u tespit edilmifltir. O dönemde çeflme yapt›ran kad›nlar incelendi¤inde en fazla çeflme yapt›ran kad›nlar›n hanedan mensubu kad›nlar aras›nda yayg›n oldu¤unu ve bu uygulaman›n daha düflük statüye sahip olan sarayl› di¤er kad›nlar taraf›ndan da tatbik edildi¤i görülür.28 Bak›ld›¤›nda sarayl› kimli¤inin bu kad›nlar›n vak›f idaresini de etkiledi¤i görülür. Saray ile ba¤lant› halinde olmalar› ve akrabalar›n›n bulunmamas›n›n mütevelli seçimlerinde etkili oldu¤u ve genellikle saray personelinin vakfiyelerde mütevelli olarak göründü¤ü görülür. fiuhi Kad›n, kahveci bafl›s› Teberdar Süleyman A¤a bin Hüseyin ve harem’de oda halifesi olan Müstesna Kad›n binti Abdullah’› vakf›na vekil ve mütevelli olarak seçer.29 Benzer flekilde fiuhi Kad›n’n›n vakf›n›n Darüssade A¤as›n›n nezaretinde oldu¤unu görüyoruz. Darüssade a¤as›n›n nezaretinde olan vak›flar incelendi¤inde, genellikle padiflahlar, eflleri, saraya mensup di¤er kifliler, baz› sadrazamlar ve Darüssade a¤as› taraf›ndan kurulmufl vak›flard›r.30 Di¤er bir nokta ise infla edilen binan›n veya vakf›n büyüklü¤ünün cariyelerin sosyo-ekonomik statüsü hakk›nda bilgi verdi¤idir. Baz› vak›f kurucular›n›n fakir veya vaktiyle hizmetkâr olduklar› bilinen bir gerçektir. 31 Vaktiyle köle statüsüne sahip birçok kad›n›n genifl aile ve akraba ba¤lar›n›n olmamas›n›n onlar› mevcut mallar›n› vakfetmeye sevk etti¤i görülür. Ancak bu dönemde örne¤in çeflme yapt›rman›n ekonomik güç gerektirdi¤i görülür. O dönemde çeflme yapt›ran di¤er han›mlara bak›ld›¤›nda, genellikle tamam›n›n üst düzey askeri s›n›fa mensup erkekler ile ba¤lant›l› olduklar› görülür. Çeflme yapt›ran sarayl›lar›n ise padiflah›n kad›nlar› ve k›zlar› d›fl›nda ancak üst düzey idareci personel taraf›ndan yap›ld›¤› görülür. Genellikle evlenmeyen ve haremde 445
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Harem’de Kethüda Kad›nl›k rütbesine eriflmifl ve Fenerbahçe mevkiinde vakf› olan fiuhi Kad›n Çeflmesi
yaflam›n› sürdüren bu statüdeki kad›nlar›n belli maddi imkânlar ile donat›lm›fl oldu¤unu ve dolay›s›yla bu tür faaliyetlerde bulunabildiklerini, mütevaz› imkânlara sahip sarayl›lar›n muhtemelen ekonomik nedenlerden dolay› çeflme yapt›rmad›klar› görülür. Ayr›ca, fiuhi Kad›n vak›flar› ile alakal› di¤er bir husus da, sarayl›lar›n hayatlar›n›n hangi dönemlerinde vak›f kurduklar› sorusunun cevab› hakk›nda ipuçlar› vermesidir. Osmanl› ‹mparatorlu¤unda kölelerin efendilerinden izin alarak vak›f kurduklar› bilinen bir gerçektir.32 Sarayl›lar›n baz› durumlarda Harem’den ayr›ld›ktan sonra vak›f faaliyetlerinde bulundu¤u baz›lar›n›n ise fiuhi Kad›n gibi Harem’de yaflar iken Üsküdar’da vak›f faaliyetlerinde bulundu¤unu görüyoruz. Netice olarak, bu çal›flma sarayl›lar›n sadece Üsküdar halk› ile olan iliflkilerinin boyutu hakk›nda fikir vermekle kalmay›p ayr›ca, sarayl› kad›nlar›n saray sonras› yaflamlar› hakk›nda da bilgi vermektedir. Sarayl›lar›n Üsküdar tecrübesinin de¤erlendirilmesi, Osmanl› topraklar›nda yaflayan ve statü, maddi imkânlar, iliflki a¤lar› ve yaflam tecrübeleri bak›m›ndan Osmanl› kad›nlar› aras›nda farkl› bir pozisyonda olan sarayl›lar hakk›nda bilgi vermektedir. Saray tecrübesine ve azad edilmifl köle statüsüne sahip olan bu kad›nlar›n, ald›klar› saray e¤itimleri, farkl› aile yap›lar›, kocalar›n›n meslekleri, kurduklar› vak›flar›, komfluluk iliflkileri ile Üsküdar kültürüne farkl› alanlarda zenginlik katt›klar› görülür. Ayr›ca sahip olduklar› sarayl› kimli¤i ve saray ile devam eden münasebetleri, semt sakinlerinin saray ile ba¤lant› kurmalar›n› ve saray dünyas›na vak›f olmalar›n› sa¤lar. Tablo 1. Üsküdar’daki sarayl› kad›nlar›n eflleri, ikamet yeri, mal varl›¤› ve çocuklar›n› gösteren tablodur. 446
Ü S K Ü D A R ’ I N
T O P L U M S A L Z E N G ‹ N L ‹ ⁄ ‹ N ‹ N S A R A Y L I C A R ‹ Y E L E R
B ‹ R
F A R K L I
Y Ö N Ü :
447
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
D‹PNOTLAR 1 Bibliyografya için bk. Klaus Kreiser, “Women in the Ottoman World: A Bibliographical Essay,” Islam and
Christian-Muslim Relations 13, 2002, 197-206; Betül ‹pflirli Arg›t, “Osmanl› Kad›n› Hakk›nda Hukuk Kaynaklar›na Dayal› Çal›flmalar,” TAL‹D, sy. 3 (‹stanbul 2005), s. 575- 621. 2 Osmanl› toplumunda yaflayan köle kad›nlar› üzerine yap›lan çal›flmalar için bk. Alan Fisher, “Studies in Ot-
toman Slavery and Slave Trade, II: Manumission”, Journal of Turkish Studies, 4, 1980, 49-56; Halil, Sahillio¤lu, “Slaves in the Social and Economic Life of Bursa in the late 15th and 16th Centuries”, Turcica, XVII, 1985, 43-112; R. Jennings, “Black Slaves and Free Slaves in Ottoman Cyprus, 1590-1640”, JESHO, 30-3, 1987, 286302; ‹zzet Sak, “Konyada Köleler (16. Yüzy›l Sonu-17. Yüzy›l)” Osmanl› Araflt›rmalar›, IX (‹stanbul 1989); a.g.y. , fieriyye Sicillerine Göre Sosyal ve Ekonomik Hayatta Köleler (17. ve 18. yüzy›llar) (Bas›lmam›fl Doktora Tezi, Konya 1992); Ehud Toledano, “Shemsigul: A Circassian Slave in Mid-Nineteenth Century Cairo, in Struggle and Survival in the Modern Middle East”, Struggle and Survival in the Modern Middle East içinde (haz. Edmund Burke) III, (Berkeley 1993), 59-75; Ehud Toledano, Osmanl› köle ticareti: 1840-1890 (trc. Hakan Erdem), ‹stanbul 1994; Shaun Marmon (haz.), Slavery in the Islamic Middle East, Princeton 1999; Ahmet
448
Ü S K Ü D A R ’ I N
T O P L U M S A L Z E N G ‹ N L ‹ ⁄ ‹ N ‹ N S A R A Y L I C A R ‹ Y E L E R
B ‹ R
F A R K L I
Y Ö N Ü :
Akgündüz, ‹slam Hukukunda Kölelik ve Cariyelik Müessesesi ve Harem, ‹stanbul 1995. Osmanl› Kölelerinin Hukuki aç›dan de¤erlendiren çal›flmalara örnek olarak: Hasan Fendo¤lu, ‹slam ve Osmanl› Hukukunda Kölelik ve Cariyelik: Kamu Hukuku Aç›s›ndan Mukayeseli bir ‹nceleme, ‹stanbul 1996; Ali Aktan, “XVII. Yüzy›l Kad› Sicillerinde Bulunan Köle ve Cariyelerle ‹lgili Baz› Belgeler üzerinde bir De¤erlendirme”, Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan), ‹stanbul 1997; Ehud Toledano, Slavery and Abolition in the Middle East, Washington, 1998; Géza David, “Manumissioned Female Slaves at Galata and Istanbul Around 1700”, Arts, Women and Scholars: Studies in Ottoman Society and Culture, Festschrift Hans Georg Majer içinde, haz. C. Neumann, I, ‹stanbul 2002; Madeline Zilfi, “Servants, Slaves and the Domestic Orders in the Ottoman Middle East”, Hawwa,II, Leiden 2004, 1-33. Saray kad›nlar› üzerine yap›lan mevcut çal›flmalar aras›nda flunlar say›labilir: Ça¤atay Uluçay, Harem II, Ankara 1971; a.g.y. Padiflah›n Kad›nlar› ve K›zlar›, Ankara 1980; Pars Tu¤lac›, Osmanl› Saray Kad›nlar, ‹stanbul 1985; Selma Delibafl, “Behice Sultan’›n Çeyizi ve Muhellefat›”, Topkap› Saray› Müzesi Y›ll›k, III, Ankara 1988; Tülay Artan, Architecture as a Theatre of Life: Profile of the Eighteenth-Century Bosphorus (yay›nlanmam›fl doktora tezi), Massachusetts Institute of Technology 1989; a.g.y., “Bo¤aziçi’nin Çehresini De¤ifltiren Soylu Kad›nlar ve Sultanefendi Saraylar›”, ‹stanbul Dergisi, III (‹stanbul 1992); Hans Georg, Majer, “The Harem of Mustafa II (1695-1703)”, Osmanl› Araflt›rmalar›, sy. 12 (‹stanbul 1992), s. 435-36; Leslie Pierce, The Imperial Harem: Women and Sovereignty in the Ottoman Empire, New York/Oxford 1993; Robert Dankoff, “Marrying a Sultana: the case of Melek Ahmed Pasha”, Decision Making and Change in the Ottoman Empire içinde, haz. Caeser Farah, Kirksville 1993; E. Berkson, “Padiflah K›zlar›n›n Evliliklerine Bir Bak›fl ve Saliha Sultan’›n Çeyizi”, III. Sanat Tarihi Araflt›rmalar› Haberleflme Semineri, Tarih Öncesinden Günümüze Anadolu Kad›n›n›n Sosyal ve Kültürel Konumu, 1994. (yay›nlanmam›fl makale); Hatice Aynur, “The Wedding Ceremony of Saliha Sultan:1834”, Harvard Üniversitesi 1995. Osmanl› Haremi üzerine yap›lan çal›flmalar Hanedan kad›nlar› üstüne yo¤unlafl›p di¤er harem üyelerinde bahis geçmemektedir: Barnette Miller, Beyond the Sublime Porte: The Grand Seraglio of Stamboul, New Haven 1931; N.M.Penzer, The Harem, London 1936. 3 Resim 1. Sarayl› Cariye. Mourradge D’Ohsson, Tableau Général de’l Empire Othoman, Paris 1790, II, pl.78.
Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, Ankara, C/442-2. 4 BOA, Cevdet Saray 7226. 5 Solak Sinan, Selami Ali Caddesi Üzerinde bulunan ve kendi ad›yla an›lan camiyi yapt›rm›flt›r. Kabasakal la-
kab›yla da bilinen Sinan A¤a, Kanuni’nin muhaf›z subay›d›r. Mehmet Nermi Haksan, Yüzy›llar Boyunca Üsküdar, ‹stanbul 2001, I, 364. 6 bk. Tablo 1. 7 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0193, s.38 (1188). Kaynaklarda Ayfle Sultan Odalar› ile alakal› malumata rast-
lan›lmam›flt›r. Ancak, Üsküdar’da ‹mrahor Camiinin karfl›s›ndaki Aifle Sultan çeflmesinin arkas›nda Ayfle Sultan Dar-ül-kurras› mevcuttur. ‹ki katl› bir bina oldu¤u belirtilir. Haf›z Hüseyin b. ‹smail Hüseyin Ayvansarayl›, Ali Sati Efendi, Süleyman Besim Efendi, Hadikatü’l Cevami (‹stanbul Camileri ve Di¤er Dini-Sivil Mimari Yap›lar) (haz. Ahmet Nezih Galitekin), ‹stanbul 2001, 110. Aifle sultan odalar› bu binalara yak›n binalar olabilir veya zaman içinde Ayfle Sultan Dar-ül-kurras› fonksiyonunu yitirmifl ve misafirhane olarak kullan›lm›fl olabilir. 8 ‹lk zamanlar savafl yap›lan uluslardan cariyeler al›nm›flt›r. Bu arada Çerkez, Gürcü ve Rus köleleri sat›n al›-
narak hareme girmifltir. Fakat XVII. yüzy›ldan itibaren hareme al›nan cariyelerin ço¤u Kafkasyal› olmufltur. Mustafa Ça¤atay Uluçay, Harem II, Ankara 1995, 10-12. Gibb and Bowen, on alt›nc› yüzy›ldan itibaren Harem’deki kad›nlar›n ço¤unun Kafkaslardan geldi¤ini belirtir. Gibb and Bowen, Islamic Society and the West, Oxford 1950, 1/1, 75. 9 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0109, s.20-22-25 (1129) 10 bk. Tablo 1 11 Di¤er bir baflka kocan›n mesle¤i de ‘kettani’ olarak belirtilir. BOA, D.BSM.MHF 12996. 12 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0116, s.58 (1135) 13 bk. Tablo 1. 14 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0110, s.11 (1130) 15 Ergenç, Özer Ergenç, “Mahalle’nin ‹fllev ve Nitelikleri Üzerine”, Osmanl› Araflt›rmalar›, sy. 4 (1989), s. 69-
78; Cem Behar, ‹stanbul’un bir Mahallesinin Portresi: 16.-19. Yüzy›llar, Ankara 2006. 16 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0101, s.141 (1126). 17 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0117, s.199.
449
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
18 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0103, s.122 (1128). 19 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0110, s.137 (1131). 20 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0117, s.263 (1141). 21 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0113, s.167 (1133). 22 Evkaf-› Hümayun Müfettiflli¤i 0113, s.177 (1133). 23 Resim 2.Kethüda Kad›n. K›yafet-i Atike veya Elbise-i Atike-i Osmaniye, Ty.9362. 24 BOA, EV. VKF 26/1 (1199/1784- 85). 25 Üsküdar’› tan›tan muhtelif çal›flmalarda bu çeflme hakk›nda ihtilafl› bilgiler mevcuttur. ‹lk olarak ‹brahim Hilmi Tan›fl›k, Kad›köy Göztepe aras›nda, tramvay yolu üzerinde bulunan ve infla kitabesi 1215 (1800) tarihli olan bir çeflmeden bahseder. Tan›fl›k bu çeflmenin banisinin kim oldu¤unun belli olmad›¤›n› ancak 1254 (1838) tarihinde II. Mahmud’un haznedar ustalar›ndan fiuhi Kad›n taraf›ndan tamir edildi¤ini belirtir. ‹brahim Hilmi Tan›fl›k, ‹stanbul Çeflmeleri, Beyo¤lu ve Üsküdar Cihetleri, ‹stanbul 1945, II, 398-400. Ancak kullan›lan vakfiyenin devam›nda, fiuhi Kad›n’›n vakf› ile alakal› 1215 tarihli baflka bir belge daha mevcuttur. Bu durum acaba fiuhi Kad›n vakf›n›n kurulmas› için ay›rd›¤› 2000 kuruflu 1191 y›l›nda vakfetmifl ve 1215 tarihinde bu çeflme yapt›r›lm›fl olabilir mi sorusunu akl›m›za getirir. Nitekim Affan Egemen Selami Çeflmesinin tamirine dair iki kitabe oldu¤unu belirtir. Birinci kitabede, ‘iffetlü Kethüda-y› fiuhi Kad›n Hazretleri’ ifadesi mevcuttur. ‹kinci tamir kitabesi 1254 y›l› tarihlidir ve II. Mahmud’un Hazinedar Ustas›ndan tamir yapmas›n› istedi¤i belirtilir. Affan Egemen, ‹stanbul’un Çeflme ve Sebilleri: Resimleri ve Kitabeleri ile, ‹stanbul 1993, 738. 26 Resim 3, fiuhi Kad›n Çeflmesi. 27 On sekizinci yüzy›lda Üsküdar’da çeflme yapt›ran hanedan mensubu sarayl› kad›nlar için bk. Hatice Ay-
nur-Hakan Karateke, III. Ahmed Devri ‹stanbul Çeflmeleri (1703-1730), ‹stanbul 1995. 28 Hatice Aynur çeflme yapt›rm›fl olan hazinedar usta, kalfa ve kethüdalar›n say›s›n› 21 olarak belirtir. Hatice
Aynur, Osmanl›’da Kad›nlar›n Yapt›rd›¤› Hayratlar I: ‹stanbul Çeflmeleri ve Sebilleri, devam eden proje. 29 BOA, EV. VKF 26/1 (1199/1784- 85). 30 Bahaeddin Yediy›ld›z, XVIII. Yüzy›l Türkiye’de Vak›f Müessese: Bir Sosyal-Tarih ‹ncelemesi, Ankara 2003,
189. ‹brahim Hakk› Konyal› Kavak ‹skelesi civar›nda mevcut olan Sarayl› Han›m çeflmesinden bahseder. Ancak dönem hakk›nda bilgi yoktur. Konyal›, Abideleri ve Kitabeleri ile Üsküdar Tarihi, ‹stanbul 1977, II, 84. 31 Fariba Shahr, “Kentsel Alana Kad›n›n Kat›l›m›: XVIII. Yüzy›l ‹stanbul`unda Kad›n Vak›flar›,” Türkler (haz. Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek ve Salim Koca), Ankara 2002, XIV, 20. Ömer Lütfi Barkan ve Ekrem Ayverdi, ‹stanbul Vak›flar Tahrir Defteri (953-1546 Tarihli), ‹stanbul 1970, xxvi. 1546 kayd›na göre, 2081 vak›f kurucusu aras›nda 383 kad›n ve 631 erke¤in köle kökenli oldu¤unu görüyoruz. 32 ‹slam hukukuna göre, köle efendisinin iznini alarak mal›n› vakfedebilir. Bahaeddin Yediy›ld›z, a.g.e., 173.
450