‹stanbul’dan Sibirya’ya Geçen Yol A L ‹
fi A M ‹ L
H Ü S E Y ‹ N O ⁄ L U
Azerbaycan Milli ‹limler Akademisi
XX. yüzy›l, bir taraftan büyük savafllar›yla, di¤er taraftan da hayret verici keflifleriyle hat›rlanmaktad›r. Böyle bir dolafl›k zamanda Hüseyin hayata at›lm›flt›r. Kafkasya’y› zaptetmifl Rusya bununla yetinmiyordu. Deli Petro’nun vasiyetlerini hayata geçirip ‹stanbul’u ele geçirmek, s›cak denizlere ç›karak dünya devleti - büyük imparatorluk kurmak istiyordu. Mazlum halklar ise kendi özgürlüklerine kavuflmaya can at›yorlard›. Rusya, milli bölgeleri yönetmek için yerli halklardan kendisi için kadro yetirme¤e çal›fl›yordu. Okuyanlar, dünyay› alg›layanlarsa önce halk›n›n kötü durumda kalmas›n›n nedenlerini araflt›r›yordu. Kimisi bunu geleneklerden kopmakta görüyorduysa, kimisi de geleneklerin halk›n aya¤›na bir kelepçe oldu¤unu söylüyordu. Hatta Avrupa gibi olmak için bin y›ll›k inançtan, alfabeden, elbiseden böyle uzaklaflmay› teklif ediyorlard›. fiunun karfl›l›¤›nda eski ça¤lara kay›tmay› gündeme getirmek isteyenler de vard›. Halk durumunu düzeltip iyi yaflamay› düflünüyordu. Hüseyin de böyle bir fikir, düflünce karmas› yaflanan günlerde - 1882. y›l 24 Ekimde Nahç›van kasabas›nda do¤mufltur.
1.Hüseyin Cavid’in ‹stanbul’a gelmesinin nedenleri Hüseyn’in babas› da, annesi de 1877’de Nahç›van’a ba¤l›, Araz ›rma¤› k›y›s›ndaki fiahtaht› köyünde çifçilikle u¤raflmaktayd›lar. Hüseyin’in babas› Abdulla’n›n ve annesi Ümmügülsüm’ün güzel sesi varm›fl. Toplant›larda okuyormufllar. Abdulla’n› Hazreti Ali’nin o¤lu Hüseyin ve torunlar› Kerbelâ’da flehid edildi¤i günlerin y›ldönümünde toplant›lara ça¤›r›r, mersiye, novhe okutuyorlarm›fl. Nahç›van’a yak›n büyük flehir Tebriz oldu¤undan Hüseyin’in kardefli Mehemmet orada medresede e¤itim almaktayd›.
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Hüseyin Cavid
Hüseyin molla yan›nda 5 y›l okuduktan sonra ünlü maarifçi, flair Memehmetta¤› Sid¤i’nin çal›flt›¤› cedit okullar›ndan olan “Mektebi-terbiyeye” gidiyor. Bunu duyan babas› Abdulla k›zsa da, Memhmetta¤› Sid¤i onu sakinlefltirebilir. O zaman Hüseyin’in 14 yafl› varm›fl. fiuran› bitirdikten sonra kardefli gibi Tebriz’e giderek orada “Talibiye” medresesine dahil olmufltu. ‹lk fliirlerini Gülçin, Arif imzalar›yla yazan genç Hüseyn’in Tebriz hayat› hakk›nda de¤erli bilgilere ö¤retmeni, flair Memehmetta¤› Sid¤i’ye yazd›¤› mektuplar›ndan ö¤renmekteyiz. 1903-1905. y›llarda Tiflis’te yay›nlanan “fierki Rus” gazetesi Kafkasya’da Türkçe yay›nlanan tek gazete idi. Gazetenin 22 Ocak 1904. y›l say›nda “Edebiyat. Urmiyeden” bafll›¤› alt›nda Memehmetta¤› Sid¤i’nin ölümüne hasrolunmufl bir fliir bas›lm›flt›r. Alt›nda H.C.Rasizade Nahç›vani imzas› var. Araflt›r›c›lar flu fliiri Hüseyin Cavid’in matbuatla ilk alakas› sayarlar.1 fiair matbuatta yay›nlanan ilk fliirlerini Sal›k imzas›yla da yay›nlatm›flt›r. Hüseyin Cavid’in gözleri hastalanmasayd›, onun hayat› baflka türlü de olabilirdi. A¤abeyi gibi Tebriz’de medreseyi bitirip ö¤retmenlik eder, divan edebiyat›n› yaflatanlardan olurdu. Hastal›k onun hayat›n› tamam›yla baflka yöne sal›yor. Genç flair tedavi için 1906. y›l›n Nisan›nda ‹stanbul’a geliyor. Arkadafl› Mefledi Kurbaneli fierifova yaz›yor: “13 gün ‘‹zmir’ otelinde kald›ktan sonra Balidexani’de bir ota¤ kiralay›p oraya köçdüm2…” ‹stanbul muhiti tedavi için gelmifl genç flairi kendine ba¤l›yor. Arkadafllar›na yazd›¤› mektuplardan anlafl›l›r ki, paras› az oldu¤undan çal›flmak zorunda kal›678
‹ S T A N B U L ’ D A N
S ‹ B ‹ R Y A ’ Y A
G E Ç E N
Y O L
yor. M. K. fierifova yaz›yor: “…Günde bir saat Frans›zca ve iki saat Türk lisan›nda baz› edebiyat ve tarihe dair ilimlerden okuyorum3…” H.Cavid’in Üsküdar’da yaflad›¤›n› da arkadafl›na yazd›¤› mektuptan ö¤reniyoruz. Maalesef, Balidexani ve Üsküdar’da yaflad›¤› adresler ne mektuplarda, ne de arkadafllar›n›n hat›ralar›nda korunmufltur. Araflt›r›c› Enver Uzun yaz›yor: “ …Cavid’e as›l etki eden ise Darül Fünun’a kay›t olunduktan sonra tan›flt›¤› N. Kamal, Z. Pafla, R. M. Ekrem, A. Hamit ve filozof R. Tevfik olur. ‹flte Cavid’in kalan otuz iki y›l›nda kendini hissettirecek, Türk Kültürü ve romantizminin izleri böylece dört y›ll›k bir süreç içerisinde Cavid düflüncelerinin beslendi¤i bir dönem olarak kendini gösterecektir.”4 Hüseyin Cavid ‹stanbul’da okudu¤u ve yaflad›¤› y›llarda Bak›’da ve Tbilisi’de yay›nlanan gazete ve dergilere fliirler, makaleler gönderdi¤i gibi, Mehmet Akif Ersoy’un S›rât-› Müstakim dergisinde Kafkasyal› Hüseyin Cavid, Hüseyin Cavid, Darü’l-fünun edebiyat söbesinden imzalar›yla “‹smi befler”, “Yâd› mazi” ve “Son baharda” fliirlerini yay›mlat›yordu. fiair ‹stanbul’da yaflayan Güney Azerbaycan’l› Türklerle s›k› irtibat kuruyor. Mektuplar›ndan görünüyor ki, bu dönemde ‹stanbul’da yaflayan “Gencineyi-fünun” dergisinin sahibi, Tebriz’deki “Terbiyet” kütüphanesinin kurucusu, “Daniflmendani-Azerbaycan” ansiklopedisinin yazar› Mehemmedeli Terbiyet, Iran’›n ünlü devlet adamlar›ndan, diplomat Seyid Hasan Ta¤›zade, ink›lapç› flair Seid Salmasl›yla s›k-s›k görüflüyor, fikir mübadelesi ediyormufl. fiu tart›flmalardan ald›¤› neticeyi arkadafl›na böyle anlat›yor: “Ben ‹ranl›lar›n ve Kafkasya’n›n henüz medeniyeti yahflileflmemifl taraflar›n›n gelece¤inin yirmi, otuz seneye kadar çok zahmetli ve karanl›k görüyorum… Kafkasya’n›n istikbalini ‹ran’a nispeten daha ziyade ve parlak görüyorum5…”
2. H. Cavid’in ‹stanbul’dan Kafkasya’ya dönüflü Hüseyin Cavid’in Kafkasya’ya dönüflü hakk›nda elimizde net bilgi yoktur. Bakü’deki “Hakikat” gazetesi 1909 y›l›n›n Aral›k ay›ndan itibaren iki günde bir fliir ve makalelerini yay›nlat›yor. Onun makale ve fliirlerinin konusu bölgesellik düflüncesiyle yaflayanlar› rahats›z ediyor. H. Cavid “Molla Nesreddin” dergisinde mizahla karfl›lan›yor.6 Arkadafl› Abdullah fiaik’e yazd›¤› mektubundan anlafl›l›yor ki, 1910 y›l 5 Haziranda Bakü’den Nahç›van’a gelen flair yol üstü Gence’de 3 gün ö¤retmen ve edebiyat tarihçisi Abdulla Tofik’in (Sur) misafiri oluyor, 6-7 saat Tiflis’i geziyor ve sonra Nahç›van’a geliyor.7 Az sonra H. Cavid’i Gence’de (Yelzavetpol) medresede-Müslüman seminaryas›nda ö¤retmen görüyoruz. Böyle anlafl›l›r ki, Nahç›van’a giderken yol üstü Gence’de çal›flaca¤› yeri muayyenlefltirirmifl ve 1912 y›la kadar flurada yafl›yor. fiu y›llarda Bakü, Tbilisi, ‹revan, Nahc›van gibi flehirleri, ayn› zamanda köyleri de dolafl›yor. Bir ay Ah›skan›n Azgur köyünde arkadafl› Ömer Faik Nemanzade’nin misafiri oluyor. 679
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
1912. y›l›nda çal›flt›¤› medrese kapand›¤›ndan Tbilisi’ye göçüyor ve ömrünün sonuna kadar Tbilisi’de, Bakü’de ö¤retmenlik yap›yor. Milli de¤erlere, geleneklere sayg›y› göstermek maksad›yla “misafir hatta o¤lunun katili olsa böyle ona dokunmamal›s›n” düflüncesiyle H.Cavid bir perdelik “Ana” piyesini yaz›yor ve bununla Azerbaycan’da manzum piyesçili¤in esas›n› koymufl oluyor. Az zamanda Kafkasya’da, Türkistan’da, Türk dünyas›nda ünlü bir piyes yazar› olarak tan›nan Cavid’in “Maral”, “fieyh Senan”, “fieyda” piyesleri ve yay›mlanan “Geçmifl günler”, “Bahar flebnemleri” kitaplar› edebiyat›m›za büyük bir kiflinin geldi¤inden haber veriyor. Onun konusunu tasavvuftan ald›¤› “fieyh Sanan” manzum piyesi 1915. y›lda Bak›da bas›lan “Kurtulufl” dergisinde yay›mlan›yor, sonra da kitap halinde bas›l›yor. fiu sahne eseri onu görenlerin kalbine hâkim kesiliyor. ‹nsanlar toplant›larda “fieyh Sanan”dan parçalar söylemekle gurur duyuyorlar. 1918. y›l›n Mart›nda Rusya Bolfleviklerinin Bak›da yaratt›klar› oyuncak Bak› Kommunas› hükümeti Ermeniler’in eliyle müslümanlara karfl› katliamlar yap›yor. En önemli evleri yakan, on binlerle kifliyi öldüren Ermeni katiller katliamlar›n ikinci günü H.Cavid’in yaflad›¤› “Tebriz” oteline bask› yaparak 60’tan fazla kiflini rehin al›yor ve esirleri kurfluna düzüyorlar. Yaln›z iki kifli kurtulabilir ki, onun da biri Hüseyin Cavid oluyor.8 1918. y›l›n A¤ustosunda K›r›m’›n Akmescit flehrinde Ba¤çasarayl› ö¤renciler Hüseyn Cavid’in “Maral” facias›n› sahneye koyuyorlar. Ba¤çasaray’da yay›mlanan “Millet” gazetesi 31 Temmuz say›s›nda yaz›yor: “Maral! Ne de münasip bir intihap… Bu facia Kafkasya Türklerinin hayat-› ictimaiyyesini bütün kuvvesiyle göstermektedir. Sanatkâr, bu eserde Türk-Tatar aile hayat›n›, kad›na olan eskilik ile yenili¤in çekiflmesini gösteriyor”. 1919.y›lda Cavid’in “fieyda” piyesi Türkistan’›n Aflkabat, Taflkent, Namangan flehirlerinde gösteriliyor. “‹blis” piyesi ise yaz›ld›kdan az sonra sahneye koyuluyor. 1920. y›l›n Ekiminde Aflkabat’ta, Aral›k ay›nda Bakü’de gösterilen piyes temaflac›lar taraf›ndan büyük ilgi ile karfl›lan›yor.
3. Sovyet döneminin kavgalar› H. Cavid’in hayat›n›n ve yarat›c›l›¤›n›n en kavgal› y›llar› Sovyet dönemine rastlamaktad›r. Zulme, zalime karfl› olan Cavid sömürgecilerin Türk halklar›na karfl› yürüttükleri siyasete karfl› bar›flmaz idi. Bu durum kendini Sovyet döneminde daha artarak gösteriyor. Sovyet döneminde Azerbaycan’›n, ayn› zamanda eski Rusya’daki Türklerin tiyatrolar›nda en çok sevilen oyunlar Hüseyin Cavid’in piyesleridir. Bask›lara, tenkitlere ra¤men Cavid “Uçurum”, “Afet”, “Peygamber”, “Topal Timur”, “Siyavufl”, “Hayyam”, “Knyaz” ve b. piyeslerini yaz›yor. fiu piyeslerden öylesi oluyor 680
‹ S T A N B U L ’ D A N
S ‹ B ‹ R Y A ’ Y A
G E Ç E N
Y O L
Hüseyin Cavid’in Darülfünûn’a kay›t olduktan sonra tan›flt›¤› Ziya Pafla (solda) ve Nam›k Kemal (sa¤da)
ki, yaln›z bir gün gösteriliyor. Sonra siyasi nedenlerle gösterilmesi yasaklan›yor. Yasaklara, gazete ve dergilerdeki elefltirilere ra¤men H.Cavid’in piyesleri gösterildi¤inde tiyatro salonlar› dolup-tafl›yor. Bu da Sovyet ideologlar›n› rahats›z ediyor. Onlar görüyorlar ki, dramlarda sadece Türklük alemindeki facial› durumdan kurtulma idealleri de¤il, evrensel atmosferde baflka milletlerin de istekleri dile getiriliyor. Zulüm ve bask›lar karfl›s›nda fiark halklar›n›n gerçeklikleri gösteriliyor, bu facial› ortama son verme yollar› aran›yor. Bu da tekdüze bir uyan›fltan ziyade, medeni, felsefi, tarihi alanlarda bir özgürlük, bu halklar›n kendi devletlerini kurmaya götüren uyan›flt›r. Yazar her fleye ra¤men hür, mutlu bir gelece¤i önceden görerek kendi ülkü ve felsefi anlay›fl›nda ortaya koydu¤u eserlerinde halk›n, insanlar›n mutlu ve azat yaflamas›na büyük gayret gösteriyor. ‹stanbul muhiti, dünyaya bak›fl›n›n formalaflmas› onda öyle bir etki yaratm›flt› ki, hiçbir ink›lap, devrim, güç onu deyiflemezdi. Sovyet ideologlar› ise Hüseyin Cavid’i de¤ifltirmek, kendi maksatlar›n›n tebligatç›s›na çevirmek istiyordular. Böyle bir zamanda H.Cavid “Topal Timur” peysini yaz›yor. fiurada Türkler aras›ndaki çat›flmalar› tarihi bir sentezle dile getiriyor. Eserin sonunda fikirlerini böyle veriyor: “ Teymur:- Acaba, ma¤rur Y›ld›r›m ne düflünüyor? Y›ld›r›m Bayazit:-Düflünecek bir fley yok. Evet, sen galipsin. Lakin bu galebe Türk egram›n›, yaln›z f›rsat bekleyen komflu hükümetleri memnun etti. (Ac› bir gö¤üs geçirdikten sonra, çok müteessir ve fliddetli.) Ah! Daha do¤rusu ‹slam alemini bafls›z koydu.” Sovyet hükümeti ateist tebligat›n› güçlendirdi¤i, “Allahs›z” dergisi yay›nlatt›¤› bir zamanda H.Cavid “Peygamber” piyesini yaz›yordu. Sovyet flairleri hatta Güneflin Kuzeyden, yan› Moskova’dan do¤du¤unu yazanda H.Cavid “Uçurum” 681
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
peysinde ‹talya’ya gezme¤e gitmek isteyen Y›ld›r›m’a arkadafl› Ekrem’in diliyle böyle diyor: “Seyahatten zevk alan bir Türk için K›r›m yal›lar›, ‹dil boylar›, Kafkas da¤lar›, flanl› Türk soylar›, Birer sergidir-seyrine doyulmaz, Genç bir ressam için de¤ersiz olmaz”9 Gazeteler, dergiler, hitabet kürsüsünden her gün türlü türlü konuflanlar›n dünyay› Ruslar›n kurtaraca¤›n› tebli¤ ettikleri bir zamanda H.Cavid’in belki de her gün sahnede gösterilen “‹blis” piyesinde temaflac›lara flöyle diyordu: “Türk ordusu etrafa bu gün helme ederken, ‹ran’a veya Kafkas’a imdada giderken, Rus ordusu durmaz, çekilirken önümüzden, Vasif! Ne revand›r ki, flu parlak günlerimizden Feyiz almayarak biz olal›m gaflete mail, Satmaz, satamaz milleti flahsiyete ak›l”10 Cavid ömrü boyu kimseye bafl e¤medi. Onu çok s›k›flt›rsalar da, Sovyet yetkililerin iste¤ince hiç karfl›l›k vermiyordu. Ondan Lenin’i, Stalin’i, komünist partisini, Bolflevik liderlerini öven eserler yazmas›n› talep ediyorlard›. Cavid ise yaln›z içinde olan Türklük sevdas›n› dile getiriyor, “Hayyam”, “Seyyavufl”, “Kinyaz” peysilerini, “Azer” uzun fliirini yaz›yordu. “Peygamber” dram›n› yazd›¤› için onu tenkit ediyorlard›. Cavid ise bir tasavvuf flairi gibi: “Peygamberi tasavvur edilen mazilisinden düflürüp sade bir insan flekline salmak gerek idi ki, “Peygamber dedi¤imiz insan baflka çamurdan yo¤rulmam›fl, o da bizim gibi bir ferd olmufl, zaman›n›n en sad›k bir evlad› olmufltur.”11 fiairi taraflar›na çekmek için Sovyet yetkilileri hatta “Siyavufl” dram›na göre ona ödül de veriyorlar. Hiçbir tenkit, tehdit onu yolundan, akidesinden döndürebilmedi¤i gibi, ödüller de aldatam›yordu. Azerbaycan Sovyet Yazarlar Birli¤i baflkan› Seyfulla fiamilov “Edebiyatta Bolflevizm u¤runda” makalesinde: “Yazarlar içerisinde Azerbaycan hayat› ile daha az meraklanan ve Azerbaycan emekçilerinin mübarezesine yabanc› olan eserler yazmaktan el götürmeyen H. Cavid’dir. Biz biliyoruz ki, H.Cavid burjuva romantizm mektebinde yetiflmifltir. Bununla beraber, o, Azerbaycan Sovyet ve parti teflkilatlar›n›n onun için yaratt›¤› imkanlarda ve hatta eserlerine verdi¤i mükafatlara bakmayarak, yine Azerbaycan emekçilerinin mübarezesine dair bir fley yazmam›flt›r.” diyordu. “Ben sema flairiyim, yere inmem ki, hüsnü Huda flairiyim” diyen Cavid’i yere indirmek, kendileri gibi yaltak ve meddaha çevirmek isteyenlere, ona karfl› duranlara flair böyle cevap veriyor: 682
‹ S T A N B U L ’ D A N
S ‹ B ‹ R Y A ’ Y A
G E Ç E N
Y O L
“Bana gülmektesiniz gerçi bu gün, Var yar›n sizler için korkulu bir gün. O zaman iflte ölenler diriliyor, Kim ne yapm›flsa ceza çektiriliyor.” Cavid’in uzak görüfllülükle söyledi¤i o gün geldi. “Ölü” sayd›klar› dirildi. Yar›n da bu böyle devam edecektir. Ta meflher gününe dek haks›z öldürülenler “dirilecektir”.
4.Ebediyete giden yol Cavid Sovyet döneminde ›rmakta ak›nt›ya karfl› yüzen kifliye benziyordu. O, ak›nt›n›n çok güçlü oldu¤unu bilse de, ona karfl› geliyor, hattâ yolunu de¤iflme¤e çal›fl›yordu. Hakim ideoloji onu s›k›yordu. Gazeteler, dergiler hükümetten yana olsa da, vatanseverler bir yol bularak kendi sözlerini halka çatt›ra biliyorlard›. Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesini gazetesi “Kommunist” de “Tenkitçi” imzas›yla birisi yaz›yordu: “‹blis” ölmez ve daima bir hayat olan bir eserdir ki, insanlar›n tahribi-ahlak›na dair bundan da nafe bir eser ola bilmez”12. Halil ‹brahim’se yaz›yordu: “fieyh Senan” ve “‹blis” sahnemizin ziynetidir. Ancak hatime olarak böyle eserlerin tez-tez oynanmas›n› arzu etmekle mufassal tekdir ve tenkidi iktidarla kalem erbab›na terk ediyoruz.”13 Cavid’in yaratt›¤› ‹blis suretini Avrupa sahnelerinde oynan›lan ‹blis’ten üstün tutan makalelerle de rastlafl›yoruz. Hakk›nda söylenen tenkit ve tariflerden çok yükseklerde bulunan Cavid yeni eserler yarat›yordu. Bu eserlerin Sovyetler Birli¤inde yaflayan halklar›n dillerine çevirisi yap›l›yor, sahnelerde büyük u¤ur kazan›yordu. Böylece “gelecek kuflaklara Türkçülük fluurunun aktar›lmas›nda önemli katk›da bulunuyordu. O, Türk halklar›na Türkçülük idea ve mefkuresini yans›tan, onlar›n manevi dünyas›ndaki mevcut Türk ruhunu, Türkçülük felsefesini ateflleyen bir ›fl›k olmufltur.”14 Büyük Turanc› olan Hüseyin Cavid karfl›s›nda duran güçleri görerek böyle yaz›yordu: “ Ben afl›¤›m, belalar var bafl›mda, Durmufl korkunç uçurumlar karfl›mda.”15 Uçurumlar›, belalar›, ölümü karfl›s›nda görse de, geri çekilmiyordu, savafl›n› davam ettiriyordu. Onun fikrince, Turan ülküsünün gerçekleflmesi, Türk Birli¤inin yaranmas› dünyan›n düzene düflmesi demektir. Türklerin birleflmesini baflka halklar›n s›k›flt›r›lmas›, mahvedilmesi, soyk›r›m›na u¤ramas› de¤il, tam tersi savafllara son koymak, sa¤l›kl› yaflamak demektir. Hüseyin Cavid yaz›yor: “Kim keserse dökülen kan izini, Kurtaran dahi odur yer yüzünü”16 fiair Türk birli¤ini, Turan›n yaranmas›n› savafllarda görmüyor. “‹blis” piyesinde 683
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Vasif’in dili ile Hüseyin Cavid diyor: “Turana k›l›çtan daha keskin ulu küvet, Yaln›z medeniyet, medeniyet, medeniyet!”17 Savafllara karfl› olan flair dünyay› güzelliklerin kurtaraca¤› düflüncesindedir: “Her kesin bir aflk›, bir ilah› var, Benim tanr›m güzelliktir, sevgidir”18. Tanr›s› güzellik, sevgi olan flair 1937’nin 4 Haziran’›nda gece gözalt›na al›n›r. 1937’de mahkûm olunan tekçe Hüseyin Cavid de¤ildi, binlerle kifli siyasi görüfllerine göre mahkûm olundu, kurfluna dizildi ve ceza evlerine gönderildi. Azerbaycan’da gözalt›na al›narak dindirilen siyasilerin, devlet adamlar›n›n Hüseyin Cavid’in onlarla ayn› teflkilat›n - Sovyetler Birli¤ini da¤›tarak özgür Türk-Tatar devleti kurmak isteyen bir teflkilat›n üyesi olduklar›n› gösteriyorlar. Birçok milli tefekkürlü, haks›zl›¤a dayanamayan, ezilen halklar› kurtarmak isteyen kifliler gibi H.Cavid de milletçi teflkilata üye imifl. Bu teflkilat›n faalleri s›ras›nda RSFSR (Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Respublikalar›) Halk Komissarlar› Sovyeti baflkan›n›n yard›mc›s› R›skulov’un, RSFSR Merkezi ‹craiye Komitesinin katibi fiuku Emiresen’in, Özbekistan Komünist (Bolflevikler) Partisi Merkezi Komitesinin katibi Rahimbayov’un, RSFSR Halk Maarif Komissar› Yumankulov’un, Da¤›stan Muhtar Sovyet Sosyalist Respublikas›n›n Halk Maarif Komissar› Taxo Godin’in, Karaçay-Çerkez Muhtar Sovyet Sosyalist Respublikas› Merkezi ‹craiyye Komitesinin baflkan› Ömer Aliyev’in, Azerbaycan Merkezi ‹craiyye Komitesinin baflkan› Sultanmecid Efendiyev’in, ZSFSR (Zakafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Respublikalar›) Halk Toprak Komissar› Dadafl Bünyadzaden’in, Azerbaycan Halk Maarif Komissar› Mustafa Guliyev’in ve b. onlarla ayd›n›n ad› çekiliyor. Teflkilat›n siyasî ve harbî üyeleri, liderleri kurfluna dizilir. Hüseyin Cavid gibi ayd›nlar ise Sibirya’daki cezaevlerine gönderilirler. fiair 1941. y›l›n 5 Aral›¤›nda Sibirya’ya ba¤l› ‹rkutiski ilinin fievcenko kasabas›ndaki cezaevinde ölür. 1956. y›l 6 Martta flaire ölümünden sonra beraat verilir. 1982. y›l›n 26 Ekiminde flairin kemikleri Nahç›van’a getirilerek an›t kabre konularak19 evi müzeye çevrilir.
Sonuç Nahç›vanda do¤an, gençlik y›llar›nda “Gülçin”,“Salik” mahlaslar›yla fliirler yazan Hüseyn’in dünyaya bak›fl›n›n formalaflmas›nda ‹stanbul öyle bir rol oynad› ki, flair bu yolun onu ölüme apard›¤›n› görse de, geri çekilmedi. Kendi fliirinde “Ölüm var ki, hayat kadar de¤erli, hayat var ki, ölümden de zehirli” demektedir. fiair zehirli hayat› de¤il, flerefli ölümü seçti. Uzak görüfllülükle söyledi¤i ölümünden 50 y›l sonra da olsa, do¤ru ç›kt›. Azerbaycan özgürlü¤üne kovufltu. fiu Hüseyin Cavid’in istedi¤inin birinci merhalesi idi. Onun en büyük amac› ise esarette olan bütün Türklerin özgürlüklerine kavuflmas›, Turan›n kurulmas›d›r. 684
‹ S T A N B U L ’ D A N
S ‹ B ‹ R Y A ’ Y A
G E Ç E N
Y O L
KAYNAKLAR 1. Ziya Bünyadov, K›rm›z› Terror, Bakü 1993. 2. Cavid Hüseyin, Seçilmifl Eserleri, Bakü 1982. 3. Cefer Memmed, Azerbaycan Edebiyat›nda Romantizm, Bakü 1963. 4. Ekberov Z., Hüseyin Cavid’in “fieyh Senan” Facias›, Bakü 1977. 5. Elioglu Masud, Hüseyin Cavid’in Romantizmi, Bakü 1975. 6. Eliyev Karman, Cavid Möcüzesi, Bakü 2002. 7. Eliyev Karman, Azerbaycan Romantizminin Poetikas›, Bakü 2002. 8. Handan R., Cavid Sanat›, Bakü 1981. 9. ‹bado¤lu E., Hüseyin Cavid’in “‹blis” Facias›, Bakü 1969. 10. ‹brahim Halil, “Edebiyat fierareleri”, Kommunist Gazetesi, 1-2 Aral›k, Bakü 1921. 11. Kas›mov Celal, Repressiyadan Deportasiyaya Do¤ru, Bakü 1998. 12. Kas›mov Celal, Mahbus Tercümeyi-Hal›, Bakü 2003. 13. Maarif ve Medeniyet Dergisi, Bakü 1925, say› 1. 14. Molla Nesreddin Dergisi, Tiflis 1909, say› 10. 15. Memmedli Gulam, Cavid Ömrü Boyu (Hayat› ve Yarat›c›l›k Salnamesi), Bakü 1982. 16. fiaig Abdulla, Hat›ralar›m, Bakü 1973. 17. Tenkitçi, “‹blis”, Kommunist Gazetesi, Bakü 1921, 4 Ekim. 18. Uzun Enver, Hüseyin Cavid ve Türk Edebiyat›, Bakü 1998. 19. Yafl›l Yapraklar Dergisi, Bakü 1922, say› 1. 20. Zeynall› Hanafi, Edebi Parçalar, Maarif ve Medeniyet Dergisi, 1922, say› 3, Bakü 1926. D‹PNOTLAR 1 Gulam Memmedli, Cavid Ömrü Boyu (Hayat› ve Yarat›c›l›k Salnamesi), Bakü 1982, s. 29. 2 a.g.e. s. 29. 3 a.g.e., s. 35. 4 Enver Uzun Enver, Hüseyin Cavid ve Türk Edebiyat›, Bakü 1998, s. 14. 5 Gulam Memmedli, a.g.e., s. 40. 6 Molla Nesreddin Dergisi, Tiflis, 1909, say›,10. 7 Gulam Memmedli, a.g.e., s. 49. 8 Abdulla fiaig, Hat›ralar›m, Bakü 1973, s. 205. 9 Hüseyin Cavid, Seçilmifl Eserleri, Bakü 1982, s.182. 10 a.g.e., s.182. 11 Hanafi Zeynall› Hanafi, “Edebi Parçalar”, Maarif ve Medeniyet Dergisi, 1922, say› 3, Bakü 1926, say› 1, s.34. 12 Tenkitçi, “‹blis”, Kommunist Gazetesi, Bakü 1921, 4 Ekim. 13 ‹brahim Halil, “Edebiyat fierareleri”, Kommunist Gazetesi, 1-2 Aral›k, Bakü 1921. 14 Enver Uzun Enver, Hüseyin Cavid ve Türk Edebiyat›, Bakü 1998, s. 53. 15 Hüsey›n Cavid, Maarif ve Medeniyet, 1922, say› 3. 16 Hüseyin Cavid, Seçilmifl Eserleri, s. 272. 17 a.g.e., II, 272. 18 Hüseyin Cavid, Yafl›l Yapraklar Dergisi, Bakü 1922, say› 1. 19 Kas›mov Celal, Mahbus Tercümeyi-Hal›, Bakü 2003, s. 135.
685