Bizans Dönemi’nde Üsküdar Y R D .
D O Ç .
D R .
B ‹ R S E L
S ‹ P A H ‹ O ⁄ L U
‹stanbul Üniversitesi
Bizans kaynaklar›nda ad› genellikle Alt›n fiehir1 anlam›nda Khrysopolis olarak geçen Üsküdar’›n Scutarion fleklinde an›ld›¤› da bilinmektedir. Özellikle XII. yüzy›ldan sonraki dönemde kullan›lan Scutarion isminin kalkanl› Roma askerlerine verilen Scutarii isminden ve bu askerlerin Scutarion denilen k›fllalar›ndan geldi¤i belirtilmektedir.2 Dördüncü Haçl› Seferi’ne kat›lan Villehardouin’›n ise bu seferi anlatmak üzere kaleme ald›¤› eserinde Üsküdar için Escutaire ad›n› kulland›¤›na rastlanmaktad›r.3 Üsküdar’›n ‹mparatorluk tarihinde sur içindeki ‹stanbul ve Beyo¤lu gibi kal›c› bir yerleflim yeri oldu¤u görünmemekle birlikte birçok önemli olaya tan›kl›k etti¤i tespit edilmektedir. Üsküdar ismine ‹mparator Büyük Konstantinos’un ‹stanbul’u baflkent yapmadan önce muhalifi Licinius ile 324 y›l›nda burada yapt›¤› ve Licinius’un öldürülmesiyle sonuçlanan meflhur Üsküdar Savafl› dolay›s›yla rastlan›r. 306 y›l›nda babas› bat› augustus’u4 Konstantinos Khlorus’un ölümü ile ordu taraf›ndan imparator ilan edilen Büyük Konstantinos, bundan sonra muhalifleriyle özellikle de Do¤u ‹mparatoru Licinius’la mücadele etmek zorunda kald›. Bu mücadele bilhassa her ikisinin 313 y›l›nda Milano’da bir araya gelerek hristiyanlara serbestlik tan›yan Milano ferman›n› yay›mlamalar›ndan sonra daha da artt›. Aralar›ndaki husumetin savafla dönüflmesi ve 316 y›l›nda yap›lan iki savaflta da Licinius’un yenilmesi Büyük Konstantinos’a önemli avantajlar sa¤lad› ve 323 y›l›na kadar aralar›nda ciddi bir sorun yaflanmad›. Ancak bu tarihten itibaren Licinius’un hristiyanl›¤a yönelik düflmanl›¤›n› art›rmas› ve mensuplar›n› yönetimden uzaklaflt›rma çabalar› her geçen gün hristiyanlar›n sevgisini kazanan Büyük Konstantinos’a Licinius’a karfl› sefere ç›kmak için f›rsat verdi. 120.000 kiflilik bir ordu ve donanma ile harekete geçen Büyük
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Bir Bizans Minyatürü
Konstantinos ile 150.000 kiflilik bir orduya ve 350 gemiden oluflan donanmaya sahip olan Licinius aras›nda önce Edirne’de5 ard›ndan 18 Eylül 324’te Üsküdar’da yap›lan savafl Licinius’un hezimeti ile sonuçland›. Bu savaflta Licinius’un ordusunun önemli bir k›sm› öldürülmüfl, kalanlar da canlar›n› zor kurtarabilmifllerdi. Licinius, Büyük Konstantinos’un k›zkardefli olan efli Konstantia arac›l›¤› ile ba¤›fllanma talebinde bulundu ve bu talep imparator taraf›ndan kabul edildi. Ancak daha sonra yine sorun ç›kartabilir düflüncesi ile katledilmesi uygun görüldü. Bu savafltan sonra Büyük Konstantinos art›k tek bafl›na Roma ‹mparatorlu¤u’nun sahibi oldu ve ‹stanbul’u baflkent yapmak için haz›rl›klara bafllad›.6 Rivayete göre o bu Üsküdar zaferinin an›s›na binaen Kas›m 324 tarihinde Byzantium ad›n› Constantinopolis olarak de¤ifltirdi, Licinius’un istemedi¤i hristiyanlar› himayesi alt›na ald› ve 1 y›l sonra da ‹znik Konsili’ni toplayarak hristiyanl›¤›n iman esaslar›n›n belirlenmesini sa¤lad›. Tarihte bir Üsküdar savafl› da ‹mparator II. Basileios zaman›nda (976-1025) 988 y›l›nda oldu. ‹mparator II. Nikephoros Phokas’›n (963-969) ye¤eni olan Bardas Phokas bu dönemde önemli devlet görevlerinde bulunmufl ve pek çok baflar›ya imzas›n› atm›flt›. Hatta o Bizans’› oldukça meflgul eden Bardas Skleros’un7 isyan›n› bast›rarak imparatorlu¤u büyük bir tehlikeden kurtarm›fl ve imparator taraf›ndan ödüllendirilmiflti. Ancak zamanla Bardas Phokas gözden düfltü¤ünü, hiç kimsenin kendisi ile art›k eskisi kadar ilgilenmedi¤ini, oysa onlar›n güvenlerini sarsacak hiçbir fley yapmad›¤›n› düflünmeye bafllad›. Buna bir de 34
B ‹ Z A N S
D Ö N E M ‹ ’ N D E
Ü S K Ü D A R
Manuel Komnenos
domestikos8 görevinden al›nmas› eklenince çok üzüldü ve 15 A¤ustos 987’de isyana kalk›flt›. Bizans tarih yazar› Psellos’a göre Phokas bir taraftan ordunun büyük bir k›sm›n› kendi yan›na çekerken bir taraftan da meflhur ailelerle görüflerek destek istedi. Mücadele etmek için bir ordu oluflturmas›, imparatorlara mahsus elbiseyi, pelerini ve tac› giymesi onun ne kadar ciddi oldu¤unun göstergesiydi. ‹mparator II. Basileios, bu zor durum karfl›s›nda Ruslardan yard›m istedi ve onlardan yard›ma gelen Varaeg birli¤ini kendi askerleri ile birlikte Bardas’›n üzerine yollad›.9 Bu kuvvetler 988 y›l› yaz aylar›nda Üsküdar’da Bardas Phokas’›n birliklerine sald›rd›lar. Bu esnada Phokas, Bizans kayna¤› Zonaras’›n kayd›na göre Abydos’ta idi. O buraya gelmeden önce ordusunun bir 35
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
k›sm›n› patrikios Delphinas’›n emrine vermifl ve Üsküdar’a göndermiflti. ‹mparator II. Basileios Ruslardan oluflan birli¤in deste¤i ile Üsküdar’da karargâh kurmufl olan Delphinas’›n üzerine yürüdü ve onu büyük bir hezimete u¤ratt›. Tarihe Üsküdar Savafl› olarak geçen bu korkunç savafltan sonra ‹mparator II. Basileios Abydos’ta bulunan Phokas’›n üzerine yürüdü.10 Ancak iki taraf›n karfl› karfl›ya geldi¤i s›rada Phokas’›n birdenbire at›ndan düflmesi ile savafl bafllamadan sona erdi. ‹mparatorluk birlikleri hemen Phokas’› k›l›ç darbeleri ile parçalad›lar ve kesilen kafas›n› ‹mparatora getirdiler. Manzaray› gören Phokas’›n askerleri hiçbir fley yapamadan geri çekilmek zorunda kald›lar (Nisan 989).11 Tarihi kaynaklarda Üsküdar ile ilgili di¤er iki olaya ‹stanbul kuflatmalar› esnas›nda rastlanmaktad›r. Bunlardan ilki bir Türk kavmi olan Avarlar›n 626 y›l›nda ikinci kez ‹stanbul’u kuflatmalar›d›r. Pek çok kavim taraf›ndan de¤iflik zamanlarda kuflat›lm›fl olan ‹stanbul’u muhtemelen 616 y›l›nda kuflatan Avarlar bundan bir sonuç alamam›fllar ve 626 y›l›nda bir kez daha flehri kuflatmaya karar vermifllerdi. Bu kuflatman›n di¤erlerinden fark› Sâsânîler ile müflterek ve anlaflmal› olarak yap›lm›fl olmas›yd›. Uzun zamandan beri Bizans ile amans›z bir mücadele içinde olan Sâsânî ‹mparatoru II. Hüsrev, Bizans’›n elinden Suriye, Filistin ve Kudüs’ü alm›fl ve fiahbarâz komutas›nda büyük bir orduyu Anadolu’ya göndermiflti. fiahbarâz Anadolu içlerindeki h›zl› ilerlemesini Bo¤aziçi sahillerine kadar sürdürmüfl ve 626 y›l› Haziran ay› bafllar›nda döneme en yak›n Bizans kaynaklar›ndan Chronicon Paschale olarak bilinen vekâyinâmeye12 göre önce Kad›köy sonra Üsküdar da Theophanes’e13 göre ise Kad›köy civar›nda karargâh›n› kurmufltu. Temmuz ay› bafl›nda ‹stanbul’a dört fersah mesafeye kadar yaklaflan Avarlardan oluflan 1000 kiflilik bir birlik Galata civar›na giderek Üsküdar yak›nlar›nda karargâh kurmufl olan Sâsânîlere görünmüfl ve orada olduklar›n› atefl yakarak göstermeye çal›flm›fllard›.14 Avar Hakan› Temmuz ay› sonlar›na do¤ru 80.000 kiflilik ordusu ile birlikte ‹stanbul surlar›na gelerek taciz etmeye bafllad›. Hakan› bu kadar k›sa zamanda beklemeyen Bizans var gücü ile flehrin savunmas› için u¤raflt›. Bu esnada ‹mparator Herakleios baflkent d›fl›nda idi ve flehrin savunmas›n› ileri gelenlerden biri olan Bonos’a ve Patrik Sergius’a b›rakm›flt›. Bonos askerî birlikleri teftifl edip, son haz›rl›klar› kontrol ederken, patrik de Ayasofya’da halk› teflvik edici vaazlar vererek flehrin savunmas›nda yard›mc› olmalar›n› istedi. Di¤er yandan da Avar hakan›na ard arda elçiler gönderilerek kuflatmay› kald›rmas› talep edildi. Mesela Bizans’›n Avarlara gönderdi¤i bir elçi heyeti hakan›n yan›na vard›klar›nda Sâsânî elçileri ile karfl›laflm›fllar ve hakan›n o elçilere iltifat edip kendilerini hor gördü¤üne flahit olmufllard›. Üstelik hakan onlara ba¤›rarak ‹ran elçilerini göstermekte ve Sâsânîlerle anlaflt›¤›n›, onlar›n flu an Üsküdar’da beklemekte oldu¤unu ve istedi¤i an onlardan yard›m alabilece¤ini söylemekteydi.15 Bizans elçilik heyeti anlaflma sa¤layamadan oradan ayr›l›rken, ‹ranl› üç elçide Üsküdar’da bulunan karargâhlar›na geri dönmeye karar verdiler. Ancak onlar 36
B ‹ Z A N S
D Ö N E M ‹ ’ N D E
Ü S K Ü D A R
Bo¤az’da Bizans makamlar›nca yakaland›lar. Chronicon Paschale’a göre onlardan birinin bafl› kesilerek derhal öldürüldü. Di¤er ikisi ise flehre götürüldü ve surlara ç›kar›larak Avarlara gösterildi. Bizansl›lar bu iki elçiden birinin kollar›n› kesti ve daha önce öldürülen elçinin kafas› ile birlikte Avar hakan›na gönderdiler. Üçüncü elçi ise gemi ile Üsküdar’a götürüldü ve burada Sâsânîlere gösterildikten sonra boynu vurularak denize at›ld›. Bu elçinin üzerinde Sâsânî elçilerinin Avar hakan› taraf›ndan Bizans makamlar›na teslim edildi¤i yaz›lmaktayd›. Bu duruma donanmas› olmayan ‹ranl›lar do¤rudan cevap veremediler.16 Sonuçta Avarlar›n ‹ran ile anlaflmal› olarak gerçeklefltirdi¤i kuflatma baflar›l› olamad› ve Avarlar geri çekilmek zorunda kald›lar. Onlar›n ayr›lmas›ndan sonra Üsküdar’da karargâhlar›nda bulunan Sâsânîler de art›k her fleyin bitti¤ini anlad›lar ve geri çekildiler. Üsküdar ad›na Araplar›n ‹stanbul kuflatmalar›nda da rastlanmaktad›r. Bilindi¤i üzere Araplar taraf›ndan ‹stanbul’a üçü Emeviler biri de Abbasiler zaman›nda olmak üzere dört askerî sefer düzenlenmifl bunlardan sonuncu seferde Araplar Bizans kayna¤› Theophanes’e göre Üsküdar’a kadar gelmifllerdir. Bu sefer Abbasi Halifesi Mehdi-Billah (775-785) zaman›nda gerçekleflmifl ve halife, o¤lu Harun Reflid’i büyük bir ordunun bafl›nda 782 y›l›nda ‹stanbul’a göndermiflti. Harun, Anadolu’yu bafltan bafla kat ederek Üsküdar’a kadar ulaflt›. Bu esnada Bizans taht›nda ‹mparator VI. Konstantinos (780-797) bulunmakta fakat yafl› küçük oldu¤u için onun ad›na annesi Irene devleti idare etmekteydi. Irene baflka pek çok problemle u¤raflt›¤› için bu sorunu bar›fl yoluyla halletme yoluna gitti ve Harun Reflid’le 3 y›ll›k bir anlaflma imzalad›. Kaynaklar›n bildirdi¤ine göre bu anlaflma ile Irene, Abbasilere anlaflma süresi boyunca her y›l 70.000 dinar ödemeyi, Abbasi ordusu geri dönerken onlar›n ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas› için pazarlar›n kurulmas›n› sa¤lamay› ve rehber temin etmeyi kabul etmekteydi.17 Bu anlaflmadan sonra Müslüman ordular› Üsküdar’dan ayr›larak ülkelerine geri dönmüfllerdi. Üsküdar, tarihi süreçte mevcut düzene, resmi imparatora veya imparator aday›na yönelik isyanlar›n bafllad›¤› bir yer olarak da karfl›m›za ç›kmaktad›r. Mesela, bunlardan ilki ‹mparator IV. Konstantinos döneminde (668-685) yafland›. ‹mparator 670 y›l›nda müflterek imparator olarak taçland›rd›¤› iki kardefli Herakleios ve Tiberios’un haklar›n› ellerinden alma ve onlar› tahttan uzaklaflt›rma karar›n› verdi. ‹mparatorun bu karar› ordu ve senato taraf›ndan protesto edildi ise de o, karar›ndan vazgeçmedi. Sonunda Anatolikon themas›18 askerleri isyan ederek Üsküdar’a kadar geldiler ve Theophanes’e göre imparatora “biz teslise inan›yoruz, bundan dolay› üç imparatoru da görmek isteriz” diye ba¤›rmaya bafllad›lar”19 ama imparator bunlar›n söylemlerinin aksine hareket etmeyi tercih etti ve önce kardefllerinin unvanlar›n› geri ald› sonra da 681 y›l›n›n sonlar›na do¤ru her ikisinin de burunlar›n› kestirdi. Üsküdar’a kadar gelerek imparatora karfl› gelen Anatolikon themas› askerlerinin ço¤u da idamla cezaland›r›ld›. Di¤er bir isyan hareketi ‹mparator II. Justinianus’un (685-695; 705-711) 711 37
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Büyük Konstantinos
y›l›nda vefat›ndan sonraki dönemde yine thema askerleri taraf›ndan ç›kar›ld›. II. Justinianus’tan sonra Bardanes-Philippikos tahta ç›k›nca20 (711-713) onu istemeyen ‹znik merkezli Opsikion themas›21 birlikleri Bardanes’e karfl› ayakland›lar. ‹mparator 3 Haziran 713’te tahttan indirilerek gözleri kör edildi ve yerine II. Anastasios unvan›yla Artemios ad›nda bir memur getirildi. Yeni imparator ilk ifl olarak Araplara karfl› haz›rl›klar› ele ald›. ‹stanbul’un savunmas›n› tamamlad› ve Arap donanmas›n› bask›na u¤ratmak üzere bütün Bizans birliklerinin Rodos’ta toplanmas›n› emretti. Fakat Opsikion birlikleri buraya gelir gelmez yeniden isyan ettiler ve imparatoru istemediklerini söylediler. Üstelik onlar orada kalmayarak yollar›na devamla Anadolu’ya geçtiler. Burada bir vergi memuru olan Theodosios isminde birisini imparator ilan ettiler. ‹mparator II. Anastasios, Opsikion askerlerinin bu tavr› karfl›s›nda tam teçhizatl› bir ordu haz›rlad›. Öte yandan Opsikion askerleri de imparatora karfl› etkin bir flekilde mücadele edebilmek için gerekli haz›rl›¤› yapt›lar. Theophanes’e göre bu asi birlikler hem karadan hem de denizden Üsküdar’a kadar geldiler ve buradan imparatorluk askerleri ile mücadeleye bafllad›lar. Sonuçta kazanan taraf Opsikion themas› askerleri oldu ve onlar›n destekledi¤i III. Theodosios Bizans imparatoru olarak selamland› (715). Ancak o da taht›nda fazla kalamad› ve bu sefer onu taht›ndan indirmek için Anatolikon themas› strategosu Leon ayakland›.22 Askerleri ile birlikte Üsküdar’a kadar gelen Leon imparatorluk ile müzakerelere giriflti. Sonuçta ‹mparator III. Theodosios’un tahttan indirilmesine, kendisinin ise imparator olarak selamlanmas›na karar verildi. Neticede Leon 717 y›l› Mart ay›nda ‹stanbul’a gelerek imparator olarak selamland›.23 ‹mparator VI. Mikhail’e (1056-1057) karfl› bafllat›lan isyan her ne kadar Üsküdar’da bafllamasa da olaylar›n geliflim seyrinde Üsküdar’a rastlanmaktad›r. ‹mparator VI. Mikhail’in kumandanlar›ndan olan Isaakios Komnenos imparator 38
B ‹ Z A N S
D Ö N E M ‹ ’ N D E
Ü S K Ü D A R
1204’te Haçl› Donanmas› ve ordusu ‹stanbul’da
taraf›ndan haks›zca suçlanmas›na tepki olarak etraf›ndaki arkadafllar›n›n da deste¤i ile 8 Haziran 1057’de imparator ilan edildi ve hemen sonras›nda da isyan ederek üzerine gönderilen imparatorluk ordusunu yendi.24 Bunun üzerine ‹mparator VI. Mikhail, aralar›nda Bizans tarih yazar› Psellos’un da bulundu¤u bir elçi heyetini karargâh›n› ‹zmit’te kurmufl olan Isaakios’a göndererek onunla anlaflmak istedi. Nihayet heyet Isaakios’u ikna etmeyi baflard› ve onun gizli mesajlar›n› ‹mparator VI. Mikhail’e bildirdi. Bu mesajlar›n imparator taraf›ndan kabul edilmesi üzerine elçilik heyeti tekrar Isaakios’un huzuruna varmak için yola ç›kt›. Bu esnada Isaakios 27 A¤ustos’ta ‹zmit’ten ‹stanbul’a do¤ru hareket etmifl, 29-30 A¤ustos gecesini ‹zmit-Üsküdar yolu üzerinde oldu¤u tahmin edilen Almeai’da geçirmifl daha sonra muhtemelen Damatrys’e do¤ru gelirken Rheai’de Bizans elçilik heyeti kendisine ulaflm›fl ve imparatorun25 flartlar› kabul etti¤ini bildiren mektubunu getirmifllerdi. Isaakios art›k imparatorun yan›na ‹stanbul’a gitmekte bir mahzur görmedi ve heyete bu karar›n› imparatora ilet39
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
melerini istedi. Isaakios bu mesaj› gönderdikten sonra yürüyüflüne devam ederken, Bizans kayna¤› Attaliates’e göre Üsküdar’a yak›n bir yere geldi¤inde kendisine ‹mparator VI. Mikhail’in tahttan indirildi¤i ve hemen yerine geçmek için ‹stanbul’a gitmesi gerekti¤i haberleri ard arda ulaflt›.26 Sonuçta bu haberlere kay›ts›z kalamad› ve Üsküdar’dan ayr›l›p imparatorluk tac›n› giymek üzere ‹stanbul’a gitti. Böylece Üsküdar, Isaakios Komnenos’un imparatorluk yolunda önemli bir yere sahip oldu. Türklerin yo¤un olarak Bizans topraklar›nda görülmeye bafllad›klar› XI. Yüzy›ldan itibaren muhalif imparator adaylar›n›n en çok Türkler’den yard›m istedikleri ve onlar›nda bu yard›m maksad›yla Üsküdar’a kadar geldikleri dikkat çekmektedir. Mesela ‹mparator VII. Mikhail Dukas’›n (1071-1078) hâkimiyeti esnas›nda Bizans’›n Anadolu ordular› komutan› Nikephoros Botaniates ve Rumeli ordular› komutan› Nikephoros Bryennios isyan etmifllerdi. Bunlardan 1077 y›l› Ekim ay›nda isyan eden Nikephoros Botaniates kendisine yard›m etmesi hususunda Anadolu fatihi Kutalm›flo¤lu Süleyman fiah ile anlaflt› ve onun deste¤i sayesinde 1078’de imparator ilan edildi. Bu iliflkilerin sonucu olarak Süleymanflah ve askerleri Üsküdar’a kadar geldi ve burada Botaniates taraf›ndan sayg› ve sevgi ile karfl›lan›p a¤›rland›lar.27 Botaniates’in imparatorlu¤u döneminde (1078-1081) ise ‹mparator VII. Mikhail’in kardefli Konstantinos Dukas’›n isyan› vukû buldu. Zonaras’a göre Konstantinos yeni ‹mparator Nikephoras Botaniates taraf›ndan Türklere karfl› gönderilmifl ancak o, Üsküdar’a geçtikten sonra kendisini imparator ilan etmiflti. Fakat bu durumu uzun sürmedi ve Konstantinos, ‹mparator Botaniates taraf›ndan yakalanarak hapsedildi.28 Üsküdar’›n ad›n›n geçti¤i bir baflka isyan hareketi de 1080 y›l› sonlar›nda Bizans’›n önemli ailelerinden birine mensup olan Nikephoros Melissenos taraf›ndan gerçeklefltirildi. Melissanos, Botaniates’e karfl› Süleymanflah ile anlaflarak imparatorlu¤unu ilan etti ve Üsküdar’a kadar ilerleyerek kendisi gibi imparator olmak isteyen Aleksios Komneneos’a mektuplar gönderdi ve imparatorlu¤u paylaflma teklifinde bulundu. Anna Komnene’nin kayd›na göre “Tanr›, emrindeki ordu ile beni Üsküdar’a kadar sa¤ salim getirdi” sözleri ile bafllayan bu mektuplar paylaflma plân› ile ilgili bilgiler vermekteydi.29 ‹mparator Botaniates bu geliflmelerden haberdar olmakla birlikte ne yapaca¤› konusunda çaresizdi. Anna Komnene’ye göre Melissanos’un Üsküdar’a kadar ilerlemesi ve buray› iflgal etmesi onu çok üzmüfltü. Botaniates çok düflündü ve sonuçta taht› Melissanos’a b›rakmaya karar verdi. Hatta adamlar›na Melissanos’u Üsküdar’dan bu tarafa geçirmelerini ve imparatorluk saray›na getirmelerini emretti. Ancak o esnada Aleksios’un imparator olmas› buna imkân vermedi30 ve taht Melissanos’un de¤il Aleksios’un oldu (1081-1118). Böylece Bizans’ta yüz y›l sürecek olan Komnenoslar hanedan›n›n hâkimiyeti bafllam›fl oldu. Malazgirt zaferi sonras› Anadolu’da ilerlemesi devam eden Türklerin Üsküdar önlerine kadar geldi¤i bilinmektedir. Aleksios imparator oldu¤u zamanlarda h›zla ilerleyerek Üsküdar’a kadar gelen bu Türkleri buradan uzaklaflt›rmak için 40
B ‹ Z A N S
D Ö N E M ‹ ’ N D E
Ü S K Ü D A R
bizzat kendisinin bafl›nda bulundu¤u ordularla de¤iflik zamanlarda seferler yapm›flt›r. Mesela bu seferlerden birinde Aleksios, k›z› Anna Komnene’nin ifadesine göre, teflkil etti¤i bir askerî birli¤i Türkler üzerine göndermeye karar verdi. Bu birli¤e geceleyin ilerleyerek karadan denize ç›kmalar›n› ve Türklerin say›s›n›n kendi say›lar›ndan az oldu¤unu gördüklerinde onlara sald›rmalar›n› ve sonras›nda hemen gemiye geri dönmelerini emretti. Askerler imparatorun dedi¤inin ayn›s›n› yapt›lar ve Türklerin Üsküdar’dan ayr›larak biraz daha içerilere çekilmesini sa¤lad›lar. Bundan sonra Aleksios’un yine de¤iflik zamanlarda Üsküdar’a kadar gelen Türkleri uzaklaflt›rmak için çaba sarfetti¤i görülmektedir.31 IV. Haçl› Seferi s›ras›nda Latinlerin ‹stanbul’u zaptetmeleri ile sonuçlanan süreçte Haçl›lar›n 1203 y›l› Haziran ay› sonunda Üsküdar’a geldikleri ve burada etrafa sald›r›larda bulunduklar› malûmdur.32 Seferin görgü tan›¤› Niketas Haçl› gemilerinin Üsküdar önlerine ulaflt›klar›n›, Bizansl›lar›n onlara do¤ru at›fllar yapt›¤›n› ama hiçbirinin hedefine ulaflt›ramad›¤›n› hay›flanarak anlat›rken, Bizansl› bir birli¤in haçl›lar›n sald›r›s›n› durdurmaya çal›flt›¤›n›, fakat ifle yarar hiçbir fley yapamad›klar›n› belirtir.33 Seferin bat›l› görgü tan›¤› Villehardouin ise Haçl›lar›n önce Kad›köy’e ard›ndan Üsküdar’a geldiklerini, gemilerin ve bütün kad›rgalar›n burada demirlediklerini ifade eder. Burada Scutarion (veya Scutari) isminde bir saray oldu¤unu söyleyen Villehardouin, Haçl›lardan bir k›sm›n›n Üsküdar’a yerlefltiklerini, burada yiyecek bulduklar›n› ve bu sayede bütün ordunun ihtiyac›n›n karfl›land›¤›n› kaydeder. Ayr›ca burada haçl›larla Bizansl›lar aras›nda küçük çapta bir savafl yaflanm›fl ve Bizansl›lar kaçm›fllard›r. Bu baflar› Villehardouin’e göre haçl›lar› çok sevindirmifltir ve onlar ganimet olarak akla gelebilecek her fleyi ele geçirmifllerdir.34 Üsküdar, Bizans imparatorlar›n›n dinlendikleri, ava ç›kt›klar› bir yer olarak da karfl›m›za ç›kmaktad›r. Burada Komnenos sülalesi taraf›ndan yapt›r›lan ve yukar›da Villehardouin’in da kaydetti¤i gibi Scutarion isminde bir saray bulunmakta ve özellikle bu sülaleye mensup hükümdarlar burada kalmay› tercih ederek dinlenmekte ve civar›nda kimi zaman gezintiye kimi zaman ise ava ç›kmaktayd›lar. Niketas, ‹mparator Manuel Komnenos’un (1143-1180) Üsküdar’›n iyi havas›ndan ve sessizli¤inden faydalanmak için buraya geldi¤ini ve sarayda kalarak dinlenmeyi sevdi¤ini söylerken35 Kinnamos da Manuel’in avlanmak için Üsküdar ve civar›n› tercih etti¤ini belirtir.36 ‹mparatorlar d›fl›nda Bizans ileri gelenlerinin de burada saraylar›n›n ve villa türü yazl›k evlerinin olduklar› rivayet edilmektedir. Mesela ‹mparator Mavrikios’un (582-602) k›z kardeflinin kocas› Philippikos’un Üsküdar’da büyük bir saray›n›n veya villas›n›n oldu¤u bildirilirken; yine Philippikos’un burada bir manast›r yapt›rd›¤›na dair kay›tlara rastlanmaktad›r. Theophanes’e göre Philippikos, imparator Phokas’›n imparatorlu¤u zaman›nda keflifl yap›lm›fl ve o da bundan sonraki ömrünü bu manast›rda keflifl olarak geçirmifltir.37 Bu manast›r›n sonraki dönemlerde de önemini muhafaza etti¤i görülür. Mesela 797 y›l›nda buran›n baflrahibi VI. Konstantinos’un annesi Irene taraf›ndan Arap 41
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
ordular› baflkomutan› ile görüflmek üzere Anadolu’ya gönderilmifltir. Yine imparator III. Mikhail’in (842-867) cesedinin önce buraya defnedildi¤i ard›ndan buradan al›narak baflka yere nakledildi¤i kaydedilmektedir.38 Üsküdar’da bu manast›rdan baflka manast›rlar›n oldu¤u tahmin edilmektedir.39 Mesela tespit edilebilenler aras›nda yerinin neresi oldu¤u çok bilinmese de Hagia Maria manast›r› önemlidir.40 Bunlar›n d›fl›nda Damalis olarak adland›r›lan ve bugün Salacak’a tekabül eden bölgede, Bo¤az’dan geçen gemileri kontrol etmek için yap›ld›¤› belirtilen ve Türkler zaman›nda K›zkulesi olarak adland›r›lan yap›dan karfl›ya Sarayburnu’na ‹mparator Manuel Komnenos taraf›ndan bir zincir çektirildi¤i rivayeti mevcuttur. Üsküdar, ‹stanbul’un fethinden önce muhtemelen Orhan Gazi döneminde (1324-1362) Türklerin hâkimiyeti alt›na geçse de daha Osman Gazi zaman›nda ‹znik’in Bizans’tan al›nabilmesi için Sultan›n askerlerini civar bölgelere gönderdi¤i ve bu askerlerin Üsküdar’a kadar geldiklerine dair kay›tlar bulunmaktad›r. Üsküdar’›n ‹mparatorlarla Sultanlar›n bulufltu¤u bir mekan olarak da karfl›m›za ç›kt›¤› görülmektedir. Mesela Orhan Gazi, Bizans ‹mparatoru ve ayn› zamanda kay›npederi olan VI. Ioannes Kantakuzenos (1347-1354) ile büyük bir ihtimalle 1347 y›l›nda Üsküdar’da görüflmüfltür. Sonuç olarak Üsküdar, Bizans döneminde kendi ad›yla an›lan savafllar›n yap›ld›¤› bir yer olmas›, birçok isyana ve baflkenti hedef alan d›fl sald›r›lar merkezlik yapmas› ayr›ca avlanma ve dinlenme mekanlar›ndan biri olarak görülmesi ile dikkat çekmekle birlikte burada kapsaml› bir yerleflme söz konusu de¤ildir. O tarihteki kal›c› olan yerini bundan sonraki dönemde yani Türklerin eline geçmesi ile kazanacakt›r. D‹PNOTLAR
1 Gurub vakti günefl ›fl›nlar›n›n bölgeye alt›n rengi vermesinden dolay› bu ismin kullan›ld›¤› söylenmektedir. 2 R. Janin, Constantinople Byzantine, Paris 1950, s. 450; S. Eyice, Bizans Devrinde Bo¤aziçi, ‹stanbul 1976, s. 49; ayn› yazar, “‹stanbul’un Mahalle ve Semt Adlar› Hakk›nda Bir Deneme”, Türkiyat Mecmuas›, XIV(1964), s. 208-209. Eyice’ye göre Üsküdar ad›n›n Farsça-Türkçe kar›fl›m› oldu¤u belirtilen Esküdar ad›ndan gelme ihtimali de bulunmaktad›r. 3 G. Villehardouin, Konstantinopolis’te Haçl›lar, Türkçe terc. A. Berktay, ‹stanbul 2001, s. 65. 4 Çok genifl olan Roma topraklar›n›n idaresini bir elden yönetmek zor oldu¤u için ‹mparator Diocletianus (284-305) taraf›ndan bu topraklar 4 parçaya ayr›ld› (Tetrarkhia). Buna göre ‹mparatorlu¤un do¤usunda ve bat›s›nda birer Augustus olacak ve bu Augustlar›n emri alt›nda birer Caesar bulunacakt›. Augustuslar 20 y›l görev yapt›ktan sonra kendi r›zalar› ile idareden çekilecekler ve yerlerini Caesarlara b›rakacaklard›. Diocletianus baflkenti ‹zmit’ten (Nikomedia) Augustus s›fat›yla ülkenin do¤usunu idare ederken Maximianus da Augustus olarak bat›s›n› idare edecekti. Do¤uda Galerius bat›da ise Büyük Konstantinos’un babas› Konstantius Khlorus Caesar olmufltu. 20 y›l sonra Diocletianus ve Maximianus görevlerinden ayr›l›nca yerlerini Bat›’da Augustus olarak Konstantius Khlorus, Do¤uda ise Galerius ald›. Bat›’da Caesar Severus olurken, Do¤u’nun Caesar’› Maximianus Daia idi. Bkz. Chronicon Paschale, 284-628, terc. Michael Whitby-Mary Whitby, Liverpool 1989, s. 2. Ayr›ca bkz. A. A. Vasiliev, Bizans ‹mparatorlu¤u Tarihi, Ankara 1943, I, s. 75 vd; T.D. Barnes, The New Empire of Diocletian and Constantine, Cambridge 1982, s. 3-9; O. Akflit, Roma ‹mparatorluk Tarihi, ‹stanbul 1985, s. 495 vd; T. Kaçar, “Üsküdar Savafl› ve Bizans’›n Temelleri”, Üsküdar Sempozyumu I, 23-25 May›s 2003, Bildiriler, ‹stanbul 2004, I, s. 21-22. 5 Savafl›n ilk bölümü Edirne’de Meriç Nehri k›y›s›nda yap›ld› ve Licinius yenilerek (Temmuz 324) Byzantion’a çekilmek zorunda kald›. Bkz. Zosimus Nea Historia, II, s. 33-34, 22, 3-7; “Origo Constantini Imperatoris ‹mparator Constantinus’un Yükselifli”, Tarih ‹ncelemeleri Dergisi, XX(2005), s. 147. Karfl. Kaçar, a.g.m., I, 25. 6 Zosimus, a.g.e., II, 26, 2-3, 30, 1; “Origo Constantini Imperatoris”, s. 147-148. Karfl. Kaçar, a.g.m., I, s. 25-26.
42
B ‹ Z A N S
D Ö N E M ‹ ’ N D E
Ü S K Ü D A R
7 Skleros ailesine mensup olan Bardas Skleros, II. Nikephoros Phokas ve Ioannes Çimiskes (969-976) zamanlar›nda kumandan olarak büyük hizmetlerde bulunmufltu. Ancak II. Basileios devrinde gözden düflmesi ve görevinden uzaklaflt›r›lmas› onu derinden yaralam›fl ve isyan etmesine sebep olmufltu. Toplayabildi¤i büyük bir güçle II. Basileios üzerine yürüyen Skleros’un bu isyan hareketi ‹mparator II. Basileios nezdinde önce endifle ile karfl›land›. Fakat daha sonra Bardas Phokas’›n bu isyan› bast›rabilece¤i düflünüldü ve Phokas Bizans ordular› baflkumandan› tayin edilerek Skleros’un üzerine gönderildi. ‹ki taraf aras›nda 24 Mart 979 tarihinde Sarvenis’de yap›lan savafl Skleros’un yenilgisi ile sona erdi. Bkz. Mikhail Psellos, Khronographia, Türkçe terc. I. Demirkent, Ankara 1992, s. 7-10, not 8, 15. Ayr›ca bkz. E. Honigmann, Bizans Devletinin Do¤u S›n›r›, Türkçe terc. F. Ifl›ltan, ‹stanbul 1970, s. 48; W. Seibt, Die Skleroi (eine prosopographisch-sigilligraphische Studie), Wien 1976, s. 47. 8 Baflkumandan. 9 Psellos, a.g.e., s. 10-13. 10 Ioannes Zonaras, CSHB, yay. T. Büttner-Wobst, Bonn 1897. Militärs und Höflinge im Ringen um das Kaisertum, 960 bis 1118 (Nach der Chronik des Johannes Zonaras), terc. E. Trapp, Byzantinische Geschichtsschreiber, 16, Graz 1986, s. 51. 11 Psellos, a.g.e., s. 13-14. Ayr›ca bkz. G. Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Ankara 1991, s. 281-282. 12 Chronicon Paschale, s. 170-171. Bu kaynak fiahbarâz’›n Kad›köy’e geldi¤ini burada Avar hakan›n› beklerken kenar mahallelere zarar verdi¤ini söyler. Ayn› kaynak ilerleyen cümlelerde Avar öncü birliklerinin Üsküdarda konaklamakta olan Sâsânî güçleri ile irtibata geçti¤ini belirtir. Bu iki farkl› ifadeden anlafl›ld›¤› kadar› ile Sâsânîler önce Kad›köy’e ard›ndan Üsküdar’a gelmifller ve burada karargâh kurmufllard›r. Zaten devam eden ve kaynakta zikredilen olaylarda Üsküdar’› güçlendirmektedir. 13 Theophanes, The Chronicle of Theophanes, terc. Harry Turtledove, Philadelphia 1982, s. 22. Ayr›ca bkz. Vasiliev, a.g.e., I, s. 251. 14Chronicon Paschale, s. 171. Karfl. F. Bari_ic, “Le Siége de Constantinople par les Avares et les Slaves en 626”, Byzantion, XXIV(1954), s. 378-379. 15 Chronicon Paschale, s. 175. Karfl. Bari_ic, a.g.m., s. 379, 383. 16 Chronicon Paschale, s. 176 vd. Karfl. A.N. Stratos, Byzantium in the Seventh Century, terc. M. Ogilvie-Grant, Amsterdam 1968, s. 187; Bari_ic, a.g.m., s. 384. 17 Taberi, Târîh, VIII, s. 152-153; ‹bnü’l-Esir, el-Kâmil fi’t-Târih, Türkçe terc. A. Köfle, ‹stanbul 1987, VI, s. 64; ‹bn Kesîr, elBidâye ve’n-nihâye, Türkçe terc. M. Keskin, ‹stanbul 1994, X, s. 246-247; Theophanes, (a.g.e., s. 141-142) bar›fl›n Araplar taraf›ndan teklif edildi¤ini ileri sürmekle birlikte görüflmeler esnas›nda Bizansl› görevlilerin Araplar taraf›ndan rehin al›nmas› üzerine Irene’nin anlaflma yapmak zorunda kald›¤›n› belirtir. Ayr›ca bkz. M. Canard, “Tarih ve Efsaneye Göre Araplar›n ‹stanbul Seferleri”, (trc. ‹smail H. Daniflmend) ‹stanbul Enstitüsü Dergisi, II, ‹stanbul 1956, s. 236-237; C. Avc›, “Müslüman Araplar›n ‹stanbul Seferleri”, 2005-2006 Fatih Sempozyumlar› I-II, Tebli¤ler, ‹stanbul 2007, s. 113. 18 Bu thema, Ege Denizi sahilleri boyunca uzanmakta ve içeriye do¤ru Konya bölgesini de içine almaktayd›. Mesela bu themada ‹zmir, Efes, Afyon ve Konya gibi flehirler bulunmaktayd›. 19 Theophanes, a.g.e., s. 51. Ayr›ca bkz. Ostrogorsky, s. 119. 20 Bardanes-Philippikos’un imparator olmas› sorunlar› da beraberinde getirdi. Yeni imparator monofizit e¤ilimli oldu¤u için daha tahta ç›kar ç›kmaz papa ile aras› aç›ld›. Bu arada Bulgar Han› Tervel de II. Justinianus’un intikamc›s› olarak ortaya at›ld› ve Bardanes’e savafl açt›. Tervel ‹stanbul surlar› önüne kadar gelerek baflflehrin bütün civar›n› yak›p y›kt›. Bunun üzerine imparator Opsikion themas›n›n birliklerini kendisini kurtarmalar› için bo¤az›n karfl› k›y›s›na geçirdi. Fakat bu askerler imparatora karfl› ayakland›lar. Bkz. Nikephoros, Patriarch of Constantinople, Short History, terc. C. Mango, Washington 1990, s. 115; Theophanes, a.g.e., s. 77. Karfl. Ostrogorsky, a.g.e., s. 142-143. 21 Bat› Karadeniz sahilleri ve Marmara bölgesini içine almaktayd›. Burada Çanakkale, ‹znik, ‹zmit, Eskiflehir ve Ankara bulunmaktayd›. 22 Theophanes, a.g.e., s. 80 vd. 23 Ostrogorsky, a.g.e., s. 144-145. 24 Psellos, a.g.e., s. 173, not 242; 176-177; Mikhail Attaliates, CSHB, yay ve terc. I. Bekker, Bonn 1853, s. 54 vd; Zonaras, a.g.e., s. 118. Karfl. Seibt, a.g.e., s. 81 vd. 25 Psellos, a.g.e., s. 177-185 ve not 259. Karfl. G. Schlumberger, L’épopée byzantine á la fin du X e siécle, Paris 1896, III, s. 815. 26 Psellos’a göre asl›nda Isaakios imparatorun tahttan feragat etti¤i haberlerine ilk bafllarda inanmad›. Hatta o esnada yan›nda yer alan kendisinin de bulundu¤u elçilik heyetide öyle. Ama ard arda habercilerin ayn› haberle gelmesi bunun do¤ru oldu¤una onlar› inand›rd›. Bkz. Psellos, a.g.e., s. 186 vd. 27 O. Turan, Selçuklular Zaman›nda Türkiye, ‹stanbul 1993, 3 bsk, s. 55; A. Sevim, Anadolu Fatihi Kutalm›flo¤lu Süleymanflah, Ankara 1990, s. 26-27; A. Özayd›n-F. Baflar, Siyasi-Dini-Kültürel-Sosyal ‹slam Tarihi, ‹stanbul 1994, s. 101; Ostrogorsky, a.g.e., s. 322; J. Laurent, Byzance et les origines du Sultanat de Roum, Paris 1930, I, s. 177-182, Türkçe terc. Y. Yücel, “Rum (Anadolu) Sultanl›¤›’n›n Menflei ve Bizans”, Belleten, 202(1988), s. 224.
43
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
28 Zonaras, a.g.e., s. 15. 29 Anna Komnene, Aleksiad. Türkçe terc. B. Umar, Anna Kommena. Alexiad, ‹stanbul 1996, s. 81-82. Ayr›ca bkz. Sevim, a.g.e., s. 29-30; Laurent, a.g.m., s. 225. 30 Anna Komnene, a.g.e., s. 88-89. Ayr›ca bkz. Turan, a.g.e., s. 61; Sevim, a.g.e., s. 30. 31 Anna Komnene, a.g.e., s. 124-126. 32 Haziran 1203’te ‹stanbul’a gelerek Yeflilköy’de demirlediler. Yeflilköy’de beklemekte olan Haçl›lar aralar›nda yapt›klar› toplant› sonras› buradan ayr›lmaya karar verdiler. Ald›klar› karar gere¤i önce Kad›köy’e ard›ndan da Üsküdar’a gideceklerdi. 33 Niketas Khoniates, Historia, Yay. I. Bekker, Nicatae Choniatae Historia, CSHB, XXII, Bonn 1835. Türkçe terc. I. Demirkent, Niketas Khoniates’in Historia’s› (1195-1206), ‹stanbul 2004, s. 110-111. Ayr›ca bkz. B. Küçüksipahio¤lu, “‹stanbul’un Lâtinler Taraf›ndan ‹flgali”, 2005-2006 Fatih Sempozyumu I-II Tebli¤ler, ‹stanbul 2007, s. 130. 34 Villehardouin, a.g.e., s. 65 vd. 35 Niketas Khoniates, Historia, Türkçe terc. F. Ifl›ltan, Ioannes ve Manuel Komnenos Devirleri, Ankara 1995, s. 150. 36 Ioannes Kinnamos, Historia. Türkçe terc. I. Demirkent, Ioannes Kinnamos’un Historia’s› (1118-1176), Ankara 2001, s. 191. 37 Theophanes, a.g.e., s. 4. Karfl. R. Janin, Les _glises et Les Monastéres des Grands Centres Byzantins, Paris 1975, s. 24-25. 38 Janin, Les _glises…., ayn› yer; Eyice, a.g.e., s. 50-51. Bu manast›r›n Üsküdar’›n neresinde oldu¤u konusunda net bilgi yoktur ve afla¤› yukar› X. Yüzy›ldan itibaren bu manast›r hakk›nda art›k bilgi bulunmamaktad›r. 39 Janin, Les _glises…., s. 25 vdd. 40 Eyice, a.g.e., s. 51. Bunlar›n d›fl›nda Üsküdar civar›nda muhtemelen Kuzguncukta II.Justinos (565-578) ve kar›s› Sophia taraf›ndan yapt›r›lan bir kilise ile, ‹mparator Justinianos (527-565) devrinde infla ettirildi¤i belirtilen Meryem Ana veya Hagios Panteleimon Kilisesi’nin oldu¤u ifade edilmektedir.
44