Üsküdar’da Bir Mesnevihan Ali Behçet Efendi ve Muhiti D O Ç .
D R .
B ‹ L A L
K E M ‹ K L ‹
Uluda¤ Üniversitesi
Tarîkat fieyh-i mümtâz› Alî Behcet Efendi’dir Harîm-i s›rr-› pâk-› Mevlevî hem Nakfl›bendî’dir Kemâl-i aflkla Vassâf’› tebcîl eyler ol zât› Ferîd-i asr idi hem ârifân›n ser-bülendidir Hüseyin Vassaf Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî tasavvufî kiflili¤i ve düflünceleriyle Türk irfan›na ve edebiyat›na etki etti¤i bilinen bir gerçektir. Bu etki, flehirlerin müstesna muhitlerinden olan Mevlevîhanelerde çilesini dolduran derviflin ruhanî ayd›nlanmas›na paralel olarak, sanat ve edebiyatta kendisini hissettirir. Bir bilinç hâli olan bu ruhanî ayd›nlanma, t›pk› kam›fl›n ney’e dönüflmesi gibi, dervifli incelterek ona bir çelebi tav›r kazand›rm›flt›r. Bu çelebi tav›r, menk›beleri, fliirleri, musikisi, geleneksel sanatlar›, sosyal ve befleri iliflkileriyle flehirli kimli¤ini infla eden en önemli kaynakt›r. Üsküdar, içinde bar›nd›rd›¤› Mevlevîhaneyle, bu kaynaktan yeterince yararlanm›fl olmal›d›r. Mevlâna’n›n Türk kültür ve hayat›na etkisi, onun düflüncelerinin müesses hale kavuflmas› anlam›na gelen Mevlevîlikle s›n›rl› de¤ildir. Zira onun bize b›rakt›¤› en önemli miras olan Mesnevî, okunarak, yaz›larak, üzerinde düflünülerek, fleklî yap›dan ba¤›ms›z genifl ve derinlikli bir etki alan› infla etmifltir. Bu etkiyi oluflturan kurum ise, mesnevîhanl›kt›r. Nitekim mesnevîhan, Mesnevî okuyarak ve flerhederek Mevlâna’n›n fikir ve sanat dünyas›na ilginin oluflmas›n› sa¤lam›flt›r. Bu mesnevîhanlardan birço¤u, Nakflîlik ve Halvetîlik gibi farkl› irfânî muhitlere mensupturlar. Bu bak›mdan Mevlâna’n›n etkisi, onun estetik duyuflu ve
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Mevlana’n›n sadaka isteyen adama seddini verifli (Dervifl çehizi, s. 14)
kavray›fl›, Mevlevîlî¤i aflm›flt›r. Mesnevîhanlar içerisinde temayüz eden Nakflî-Müceddidî rehberlerden olan Ali Behçet Efendi, uzunca bir dönem Üsküdar Selimiye Tekkesinde irflat hizmetlerini ifa etmifl ve buray› adeta bir Mesnevihâne’ye dönüfltürmüfltür. Son dönem sufî flahsiyetler aras›nda öne ç›kan flahsiyetlerden birisi olan Ali Behçet Efendi, mesnevîhanl›k müessesesine farkl› bir tarz da kazand›ran Mehmet Emin Kerkûkî(ö.1813)’nin çizgisinde okuttu¤u derslerle ve yapt›¤› sohbetlerle Üsküdar’›n irfân hayat›na ›fl›k olmufltur. Bu ›fl›k, Yahya Kemal’in ifade etti¤i “dost ›fl›klar”›n da kayna¤› olmal›d›r. Burada k›saca “›fl›k insan” Ali Behçet Efendi ve oluflturdu¤u muhit inceleme konusu edilerek, mesnevîhanl›k kurumunun Üsküdar’daki izi sürülecektir.
Arifân’›n ser-bülendi Hüseyin Vassaf’›n ârifân›n ser-bülendi olarak nitelendirdi¤i Ali Behçet Efendi kimdir? Ali Behçet Efendi, Mehmed Süreyya’n›n ifadesiyle, hüsn-i hâl sahibi bir 308
Ü S K Ü D A R ’ D A B ‹ R M E S N E V ‹ H A N A L ‹ B E H Ç E T E F E N D ‹ V E M U H ‹ T ‹
Mevleviler
kiflidir. Kezâ Bursal› Mehmet Tahir’e göre de ârif bir zatt›r. Bu hüsn-i hâl sahibi ve ârif zât›n hakk›nda daha evvel bir iki çal›flma yay›nlanm›flt›r. Ancak onun eserlerinden yola ç›k›larak, akademik anlamda daha kuflat›c› çal›flmalar›n yap›lmas› gerekir. Biz burada sadece mevcut bilgilerden yola ç›karak hayat›na iliflkin küçük bir foto¤raf takdim edebiliriz1. Elimizdeki yegâne matbu eseri olan Risâle-i Ubeydiyye-i Nakflbendiyyet’de2 künyesini Ali Behcet b. Ebî Bekr b. Hasan b. Hüseyin olarak kaydeden Ali Behçet Efendi, aslen Konyal›d›r ve 22 Ekim 1727 (5 Rebîülevvel 1140) tarihinde burada do¤mufltur. Babas› ve dedesi ilmiyedendir. ‹lk tahsilini aile ortam›nda alm›fl ve bilahare Afyon’a giderek oradaki Divâne Mehmet Çelebi Dergâh› rehberlerinden Alaaddin Çelebi’nin özel ö¤rencileri aras›nda yerini alm›flt›r. Alaaddin Çelebi’den Avârifu’l-Maarif ve Hikem-i Atâiyye gibi irfânî hayat›n önemli eserlerinin yan›nda Mesnevî’yi de okumufltur. Bir süre ilmiye s›n›f›na intisap ederek çeflitli seviyelerde resmi görevde bulunmufltur. Hüseyin Vassaf’›n nakletti¤ine göre, Ali Behçet Efendi, Ankara’da kad› naibi olarak görev yaparken mesle¤inden istifa etmifl ve Afyon’a giderek Alaaddin 309
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Efendi’nin rehberli¤inde çileye girmifltir. Bir müddet sonra bizzat rehberinin delaletiyle Nakflî gelene¤in önemli temsilcilerinden olan Mehmed Emin Kerkûkî (ö.1813)’nin halkas›na girmek için Bursa’ya gelmifltir. Burada “ikmâl-› sülûk” ile Nakfl›bendi, Kâdirî, Kübrevî, Sühreverdî, Çefltî ve fiettârî tarîklerinden icâzet alm›flt›r (Sefine, II,194). Bilahare pirdafl› Sadrazam Dervifl Mehmet Pafla’n›n tavsiyesiyle II. Mahmud’un davetine mazhar olmufltur. Böylece Konya’dan Afyon’a oradan Bursa’ya ç›kan yolculu¤u, Bursa’da kemale ulaflm›fl ve t›pk› Üftade’nin tilmizi Aziz Mahmûd-› Hüdâyi gibi, Üsküdar’da nihayete ermifltir. Padiflah›n emriyle, III. Selimin Üsküdar’da Selimiye Camii civar›nda ihyâ eyledi¤i Nakflibendî zaviyesine, Nimetullah-› Buhârî (ö. 1817)”nin vefat›ndan sonra, postniflin olmufltur. Burada 16 Ocak 1823 (2 Cemâziyelevvel 1238)’te “dâr-› bekâyâ” irtihaline kadar, alt› y›ll›k k›sa bir süre dâhilinde hizmet ifa etmifltir. Bununla birlikte, birçok eser telif etmifl3 ve pek çok kifliyi yetifltirmifltir. Cenaze teflrifat›n› Kethüdâzâde Arif Efendi ifa eylemifl (Sefine, II, 195), namaz›n› Fatih Emîr Buhârî Dergâh› postniflini Abdullah Ferdî Efendi (ö. 1516) k›ld›rm›fl ve Mülkiye naz›r› Saîd Pertev Pafla da flu tarihi düflürmüfltür4: Oku ey Fâtiha-hân hâtime-i târihini Göçdü da’vet-gehi dîdâra Cenâb-› Behcet Kabri Selimiye Dergâh› haziresinde olan Ali Behcet Efendi, Mevlevilikle Nakflîlik gibi, ilk bak›flta bir birinden meflrep ve meslek itibariyle farkl› oldu¤u san›lan iki farkl› yolu cem etmifl nadir kiflilerden birisidir. Mamafih bir mesnevîhan olarak Mevlâna’n›n düflünce ve estetik dünyas›na dönük hizmetleriyle tebarüz etmesi hasebiyle olsa gerek, mezar tafl›nda Mevlevî sikkesi vard›r. Elimizdeki kaynaklar, ilk Nakflî-Mesnevîhan olarak Neccarzâde Mustafa R›za Efendi (ö. 1746)’yi zikrederler5. fiüphesiz Neccarzâde’den evvel de baz› Nakflî rehberlerin Mesnevî okumufl veya okutmufl olmas› ihtimal dâhilindedir. Ancak Neccâzâde’nin muhitiyle Nakflî çevrelerde Mesnevî’ye olan ilgi daha da geliflmifltir. Neccarzâde, Befliktafl Mevlevîhânesi postniflini Mesnevîhan Mehmed Memifl Efendi (ö. 1723)’den Mesnevî okuyarak icazet alm›flt›r. Onun vesilesiyle irfana uyanan Muhammed Âgâh (ö.1770), bu neflveyi devam ettirerek bu yolda büyük bir 盤›r açan daha sonra Bursa’daki Eminiyye Tekkesinin kuracak olan Mehmed Emin Kerkûkî (ö.1813)’yi yetifltirmifltir6. Mehmet Emin Kerkûkî’nin Nakflîlik-Mevlevilik yak›nlaflmas›na yapt›¤› katk›, halifesi Ali Behçet Efendi‘nin faaliyetleriyle devam etmifltir7. Daha do¤rusu Ali Behçet Efendi’nin dergâhta Nakflî-Müceddidî yolun esaslar›n› saliklere ö¤retmesinden baflka, temayüz etti¤i as›l yönü, üstad› Mehmed Emin Kerkûkî gibi Mesnevî baflta olmak üzere Avârifü’l-meârif, Hikem-i Ataiyye ve Mektubat-› Rabbanî gibi irfani kültürün temel eserlerini okutmufltur. Bir bak›ma o, Nakflilik ile Mevlevili¤i tevhit etmifltir. Ancak esas ve erkân itibariyle Nakfli olmakla birlikte, irfani bak›fl aç›s›ndan tam bir Mevlevidir. Bu sebepledir ki, Hüseyin Vassaf’ onu, “urefâ-y› Mevleviyye ve ricâl-› Nakfl›bendiyye’den” bir kâmil olarak nitelendirir. Ali Behçet’in yetifltirdi¤i talebelerinden bir k›sm› da 310
Ü S K Ü D A R ’ D A B ‹ R M E S N E V ‹ H A N A L ‹ B E H Ç E T E F E N D ‹ V E M U H ‹ T ‹
postniflin olduklar› dergâhta Mesnevi okutmufllard›r. Bunlar: 1. Tahira¤a Tekkesi postniflini ‹brahim Hayrânî Efendi (ö.1844), bunun yerine geçen o¤lu Mehmet Feyzullah Efendi (ö.1869) ve torunu Ali Behçet Efendi (ö.1878) mesnevihanl›k gelene¤ini sürdürmüfllerdir. 2. Unkapan›’nda Emir Buhar› Tekkesi postnifli olarak bulunan Mehmet R›fk› Efendi (ö.1854) 3. Derûnî Mehmet Efendi tekkesi postniflini Veliyeddin Efendi 4. Eyüp’te fieyhülislam Tekkesi postniflini Ali Efendi (ö.1862) ve onun yerine geçen o¤lu Mehmet Hasib Efendi (ö. 1891) Ali Behçet Efendi, bizzat padiflah›n iradesiyle Üsküdar’a geldi¤inden sarayla yak›n iliflki kurmufl olmal›d›r. Bu konuda çok ayr›nt›l› bir bilgimiz yok, ama Hüseyin Vassaf’›n nakletti¤ine göre, II Mahmud’un “pek ziyâde hürmet ve muhabet”ine mazhar olmufltur (Sefine, II, 198). Mamafih onun muhitinde sarayda önemli görevlerde bulunmufl olan zevat›n olmas› da bu iliflkinin seviyesini gösterir mahiyettedir. Burada Sefine’den yola ç›karak Ali Behçet Efendi’nin oluflturdu¤u muhiti dikkatlere arzetmek için ondan feyz alan, dolay›s›yla Üsküdar’›n dost ›fl›klar›ndan irfanî anlamda ayd›nlanan devlet, ilim ve sanat adamlar›ndan baz›lar›n› burada zikretmek mümkündür. Yukar›da ismini zikretti¤imiz dönemin ünlü sûfî flahsiyetlerinden ‹brâhim-i Hayrânî’den baflka, bir dönem Mülkiye Naz›r› olarak da görev yapan Muhammed Said Pertev Pafla, Humbarahane Nâz›r› Ahmet Hamdi Efendi, Ahmet Buhârî Dergâh› postniflinlerinden R›fk› Efendi, Meclîs-i Meflâyih reisi Haf›z Feyzullah Efendi, Eyüp’te fieyhülislâm dergâh› fleyhi Ali Uflflâkî Efendi, Beflira¤a Dergâh› postniflini Hattat Hüsnü Efendi, Vezneciler’de Derûnî Dergâh› fleyhi Veliyüddin Efendi, Sinop’ta Seyid ‹brâhim Bilâl Dergâh› fleyhi Halil Sâib Efendi, müderris Ali Câmî Efendi, meflhur kethüdâ Hâlet Efendi, Takvîmhâne-i âmire nâz›r› flâir Lebîb Efendi, Baruthâne nâz›r› Muhammed Said Efendi, Kethüdâzâde Mehmed Ârif Efendi, fiem’î Molla, Sâid Mücib Efendi, Seyfullâh Efendi, Üsküdârî fieyh Muhammed Nazîf Efendi, Seyyid Niyâzî ve fieyhülislâm Turflucuzâde Ahmet Muhtar Efendi. ‹smi burada zikredilen zevat›n hemen hepsi, irfanî anlamda Ali Behçet Efendi’nin rahle-i tedrisinden geçmifllerdir. Bunlardan baflka, el-Hâc Muhammed Nûrî Efendi gibi, ondan “neflr-i feyz eden” zevat vard›r. Bu zat Yeniçerili¤in ilgas›ndan sonra Hac›bektafl Hângâh› fleyhi olan Kayserili Nakflî mürflidi Muhammed Said Efendi’den yolun esaslar›n› ö¤renmifl; ancak kemâle Behçet Efendi’nin huzurunda ulaflm›flt›r (Sefine, II, 128). Burada dikkatimizi çeken husus fludur: Üsküdar’da Selimiye Dergâh›nda oluflan irfanî muhit, hem devlet ricali içerisinde derin bir nüfuza sahiptir, hem de yetifltirdi¤i rehberlerle ‹stanbul’un de¤iflik semtlerinde ve Anadolu’nun baz› flehirlerinde etkili olmufltur. Ali Behçet Efendi, döneminde, Üsküdar’›n ‹stanbul’a ve Anadolu’ya aç›lan manevi kap›s› olmufltur. Dikkat edilirse, Ali Behçet Efendi’nin Üsküdar Selimiye’de infla etti¤i muhit, Osmanl›’n›n son yüzy›l›n›n en mümtaz flahsiyetlerinden oluflmaktad›r. Bunlar›n 311
Semah Esnas›nda Mevleviler
her birisi hakk›nda ayr›nt›l› çal›flmalar yapmak icap ed er. Fakat biz burada bu isimler üzerinde burada teker teker durma imkân›na sahip de¤iliz. Sadece birkaç›n› dikkatlerinize arzetmifl olduk. Mamafih yine burada zikredilmesi gereken iki önemli isim daha vard›r: Bunlardan ilki “mesnevîhân-› meflhur” Hüsâmeddin Efendi, ötekisi ise, bilahare Meclîs-i meflâyih reisi de olan fleyhü’lmeflâyih, reisu’l-kurrâ olarak da bilinen Eyüp’te Murâd-› Buhârî dergâh› postniflini Haf›z Feyzullah Efendi’dir. Hatûniyye Dergâh› postniflini Mesnevihân-› meflhur Hüsameddin Efendi, esasen, Ali Behçet Efendi’nin pirdafl›d›r. Hüseyin Vassaf’a göre mürflidi Mehmed Emin Kerkûkî’nin irtihalinden sonra Ali Behcet Efendi’nin huzurunda “tecdîd-i bey’at” etmifltir (Sefine, II, 206). Bu hususun sahihli¤i ayr› bir tart›flma konusudur, ancak her iki azizin aralar›nda yak›n bir iliflkinin oldu¤u da aç›kt›r. Burada belki hat›rlat›lmas› gereken isimlerden birisi de Kethüdâzâde Mehmet Ârif Efendi’dir. Mehmet Ârif Efendi, Befliktafl cemiyet-i ilmiyesi içerisinde yer alm›fl âlim bir zatt›r. Ö¤rencilerinden Emîn Efendi’nin kaleme ald›¤› Menâk›b-› Kethüdâzâde el-Hâc Mehmed Ârif Efendi isimli eser yak›n bir geçmiflti günümüz okuyucusuna sunulmufltur. Sadece bu kitap bile, Ali Behçet Efendi’nin ilim ve irfan hayat›na katk›s›n› tahlil bak›m›ndan kâfidir. Demem o ki, Ali Behçet Efendi’nin muhiti, daha sonraki dönemlerde farkl› ilim ve irfan çevrelerinin tesisine imkan sa¤lam›flt›r. Onun Üsküdar’daki manevî etkisi de halifesi ‹brâhîm-i Hayrânî, o¤lu Hidâyetu’llâh ve torunu Muhammed Saîd arac›l›¤› ile devam etmifltir. Keza silsile itibariyle ona ulaflan, mesela Üsküdarl› Balabanî fieyh Hasan Hüsnü gibi zatlar›n hizmetleriyle de varl›k kazanm›flt›r.
312
Ü S K Ü D A R ’ D A B ‹ R M E S N E V ‹ H A N A L ‹ B E H Ç E T E F E N D ‹ V E M U H ‹ T ‹
Üsküdar Mevlevihanesi
Netice-i kelâm Mesnevî, Mevlânâ’dan geriye kalan en önemli kültürel ve edebi mirâs olarak, geçen as›rda irfânî hayat› beslemeye devam etmifltir. Üsküdar, hem ba¤r›nda bar›nd›rd›¤› Mevlevihane, hem de Ali Behçet Efendi gibi mesnevihanlar›n oluflturdu¤u muhitlerle bu ruhânî g›dadan en çok faydalanan flehirlerimizden birisi olmufltur. Üsküdar’da Mesnevî okuma gelene¤i, daha sonraki dönemlerde, Ahmed Remzî Dede (ö. 1944)’nin Sultan Mustafa Camii’ndeki dersleriyle devam etmifltir. Günümüzde Ali Behçet Efendi’nin ilim ve irfan gelene¤ini sürdüren var m›d›r? Bunu bilemiyorum. Ancak, süre gelen göçler, çarp›k yap›laflma ve yozlaflan de¤erlere ra¤men, hala Mesnevî’nin Üsküdar’›n ruhanî havas›na tesir etti¤i ve edece¤i aflikârd›r.
313
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
D‹PNOTLAR 1 Hüseyin Vassaf, Ali Behçet Efendi’nin hayat›na iliflkin ilk müstakil risaleyi Terceme-i Hâl-i Hazret-i fieyh Alî Behcet Konevî ad›yla kaleme alm›flt›r. Kataloglar bu risalenin ‹Ü kütüphanesi’nde bulunan ‹bnülemin Kolesiyonunda 2760/4 numarayla kay›tl› oldu¤unu ifade etmektedir. Bu koleksiyonun Marmara depremi dolay›s›yla hasar gören Kütüphane binas›ndan ç›kart›ld›¤› bilinmektedir. O zamandan bu yana buradaki eserlerden sa¤l›kl› bir flekilde yararlanma imkân› kalmam›flt›r. Her ne kadar Vassaf bu risaledeki bilgileri Sefine’ye ald›¤› düflünülse de, risaleyi de görmek isterdik. Bu vesileyle k›ymetli yazmalar›n oldu¤u ‹bnülemin koleksiyonunun yeniden eski yerinde araflt›rmac›n›n hizmete sunulmas› gerekti¤ini bu vesileyle söylemek isterim.
Bu tebli¤de Sefine (Haz. M. Akkufl, Ali Y›lmaz, I-V, ‹stanbul, 2006)’nin yeni neflrinden yararlan›lm›fl, metin içerisinde eserin ildi ve sayfa numaras› gösterilmifltir. 2 Matbaa-i Âmire, ‹stanbul, 1260’da yay›mlanan bu eser, bir yüksek lisans tezine ve iki ilmi makaleye konu olmufltur. Bkz: Melahat Haksever, Ali Behçet efeni ve Risâle-i Ubeydiyye-i Nakflibendiyye Adl› Eserine Göre Tasavvuf Anlay›fl›, Yüksek Lisans Tezi, AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2001; Mahmut Yücer, “ Selimiye tekkesi fieyhi Ali Behcet Efendi ve Risâle-i Ubeydiyye-i Nakflibendiyye’si”, II. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler-II, (Ed. Zekeriya Kurflun vd.), 12-14 Mart 2004, ‹stanbul, 2005, 74-99; Yusuf Turan Günayd›n, “Ali Behcet Efendi ve Risâle-i Ubeydiyye-i Nakflibendiyye’si”, Tasavvuf: ‹lmi ve Akademik Araflt›rma Dergisi, VII (17), Ankara, 2006, 217-235. 3 Daha evvel iflaret edilen Risâle-i Ubeydiyye-i Nakfl›bendiyye’den baflka Vassaf’›n zikretti¤i eserleri flunlard›r: Becetü’s-Sülûk, Divânçe, Hadîkatü’l-Abdâl, Tercüme-i Hâl-i Ricâl-i Çefltiyye, Risâle-i Hâliyye ve Rûhâniye ve Vâridât-› Kalbiye. Ancak bilhassa Vâridât ve Divânçe’sini öteden beri aramakta oldu¤um halde henüz her hangi bir kayda rastlayamad›¤›m› da söylemeliyim. E¤er bu eserler bulun ise, geçen asr›n çok önemli bir irfan hazinesinin izleri bilim âlemine sunulmufl olur. 4 Pertev pafla’n›n bundan baflka flu k›tay› da söyledi¤ini Vassaf kaydeder:
Ey olan muntaz›r-› feth-i kilîd-i esrâr Dîde-i cân›n› k›l halka-i bâb-› Behcet Hâk-i dergâh› idüp sürme-i çeflm-i hak-bîn Göresin nidü¤ini feyz-i Cenâb-› Behcet (Sefine, II, 196) 5 Neccar-zâdenin hayat› ve düflünceleri çin bkz: Halil ‹brahim fiimflek, “Mesnevîhân Bir Müceddidiyye fieyhi: Neccârzâde Mustafa R›za’n›n Hayat› ve Tasavvufî Görüflleri”, Tasavvuf, Mevlânâ Özel Say›s›, XIV (OcakHaziran, 2005), 159-178. 6 Bu tekke ve Mehmet Emin Kerkükî Efendi’nin ailesi hakk›nda önemli bir okuma için bkz: Banu Demira¤, Manolya A¤ac›n›n Kökleri, ‹stanbul, 2000. Ayr›ca bkz: Hasan Basri Öcalan, “Bursada Bir Mesnevîhan: Mehmed Emin Kerkûkî”, I. Uluslaras› Mevlânâ, Mesnevî ve Mevlevîhâneler Sempozyumu Bildirileri (19-21 Aral›k 2001Manisa), Manisa, 2002, 147-160; Mustafa Kara, “Mehmet Emin Kerkûkî ve Eminiyye Dergâh›”, Manolya A¤ac›n›n Kökleri, ‹stanbul, 2007, 18-23. 7 Nihat Azamat, “Ali Behçet Efendi”, D‹A, II, ‹stanbul, 1989, 382.
314