Üsküdarl› Bir Tarihçi: Prof. Dr. Nejat Göyünç A R fi .
G Ö R .
E R C A N
K A R A K O Ç
Marmara Üniversitesi
“Prof. Nejat Göyünç, herkesin ifline koflan, dindar, tam Üsküdarl›, hoflgörülü; bir yan›yla da Prusya profesörleri kadar kat› ve disiplinli, yufkayürekli ama inatç›, han›mlar›n elini öpen bir Tanzimat Osmanl›’s›… [Onu] Pazartesi ikindi namaz›ndan sonra, sevdi¤i Üsküdar’dan u¤urlad›k…” ‹lber Ortayl›
Ailesi Prof. Dr. Hasan Nejat Göyünç 18 Kas›m 1925 tarihinde Befliktafl’ta Serencebey Yokuflu’ndaki bir evde do¤du.1 Ailenin ikinci çocu¤uydu. Bir ablas› vard›. Annesi Cemile Han›m, babas› R›za Bey’di. Do¤umu esnas›nda babas› Avanos’taki annesini ziyarete gitmifl oldu¤undan nüfus kayd›na do¤um tarihi 4 Aral›k 1925 (1341) yaz›lm›flt›r. R›za Bey, Cemile Han›m’la 1922 y›l›nda evlenmiflti. Kendisi gemilerde çarkç›bafl› olarak çal›fl›yordu. Bununla birlikte uzun seferlerin yeni evli çifte zor gelmesi nedeniyle, R›za Bey iflinden ayr›larak Heybeliada Sanatoryumu Röntgen Dairesi’ne makinist olarak girmiflti. R›za Bey, May›s 1927’de meydana gelen bir yang›n sonucunda, 4 gün hastanede yatt›ktan sonra vefat etmifltir. Bu talihsiz kazadan sonra küçük Nejat yetim kalm›fl ve babas›z büyümüfltür. Hoca’n›n annesi Cemile Han›m da ‹stanbul do¤umludur. Ancak aslen ‹spir, Yukar› Özba¤ Köyü’ndendir. Annesinin ailesi Feneryolu’nda ikamet etmekteydi. Baba taraf›ndan dedesi Hasan Efendi ise Ürgüp do¤umlu bir müderristir.
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Tahsil Hayat› Nejat Göyünç’ün e¤itim hayat› sürekli seyahatlerle geçmifltir. Bu hususiyeti dolay›s›yla Evliya Çelebi’den el alm›fl denilebilir. ‹lkokul birinci s›n›f› 1932–1933 y›llar›nda Moda ‹lkokulu’nda okuduktan sonra aile Erzurum’a tafl›n›nca tahsil hayat›na orada devam etti. 1937 y›l›nda Erzurum Gazi ‹lkokulu’ndan mezun oldu.2 ‹lk mektep bitince Erzincan Askeri Ortaokulu’nun imtihanlar›na baflvurur, ancak sa¤l›k muayenesi s›ras›nda gözünden kusurlu bulunur ve çok istemesine ra¤men Askeri okula kay›t yapt›ramaz.3 Bunun üzerine Erzurum Lisesi orta k›sm›na kaydolur. ‹ki ay sonra paras›z yat›l› imtihan›n› kazand›¤› bildirilir ve okumak için Kars’a gitmesi gerekir. Kars’ta bir y›l okula devam ettikten sonra, ikinci s›n›fta paras›z yat›l› olarak Haydarpafla Lisesi’ne4 nakledilir ve 1943 y›l›nda Edebiyat fiubesi’nden mezun olur. 1943–1944 y›llar› aras›nda paras›z yat›l› olarak Ankara’da Siyasal Bilgiler Yüksek Okulu’nda okudu. Bununla birlikte burada sene sonunda not ortalamas›n› 56 tutturmas› gerekirken, 55’de kald›¤› için baflar›s›z say›ld›. Bunun üzerine okuldan ayr›l›p ailesinden habersiz ‹stanbul’a gelmifl ve ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne kayd›n› yapt›rm›flt›r. Buradan 1948 y›l›nda mezun olmufl ve hemen akabinde askere gidip, 1949 y›l›nda terhis olmufltur. Askerli¤inde Ankara Yedek Subay Okulu’nda e¤itim görmüfl ve askerli¤ini piyade yedek subay olarak tamamlam›flt›r.
Evlili¤i ve Ailesi Prof. Dr. Nejat Göyünç 16 A¤ustos 1954 y›l›nda Servet Ayten Ekler Han›mefendi ile evlendi. Evliklerinden biri erkek, biri de k›z olmak üzere iki çocuklar› oldu. O¤ullar› Arma¤an Ekrem Temmuz 1955’te, k›zlar› Ayfle Nihal Güres ise Ekim 1956’da do¤mufltur. Hoca, efli Ayten han›ma büyük sevgi ve sayg› duyard›. O, eflini flöyle anlat›r: “Kendisi mükemmel bir ev kad›n›d›r. Elinden dikifl, nak›fl, yemek ve temizlik gibi bütün ev iflleri geldi¤i gibi; evdeki tamiratlar› da kendisi yapard›. Ben de bütün vaktimi çal›flmaya hasredebilirdim. Çok flükür, bu da Allah’›n bir lutfudur.”
Meslek Hayat› Askerlik sonras›nda ‹stanbul’a dönen Nejat Bey, hocas› Prof. Dr. Cavit Baysun arac›l›¤›yla Baflbakanl›k Arflivi’ne “telhisçi” olarak girmifl ve 22 ay bu görevde bulundu. Paras›z yat›l› okumas› sebebiyle 12 y›ll›k mecburi hizmetini yerine getirmek üzere Milli E¤itim Bakanl›¤›’nca 1951 y›l›nda Mardin Lisesi’ne tayin edildi. Buradaki ö¤retmenli¤i, Mardin’i, Mardinlileri tan›mas›na ve hatta flehir üzerine bir doçentlik tezi yapacak kadar sevmesine vesile olmufltu. Nejat Hoca, 386
Ü S K Ü D A R L I B ‹ R T A R ‹ H Ç ‹ : P R O F . D R . N E J A T G Ö Y Ü N Ç
Nejat Göyünç’ün anne ve babas›
kazand›¤› bir burs sayesinde dokuz ayl›¤›na ABD’ye gitmifltir. Eylül 1955’te yurda dönünce Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi’ne tayin olunup, 1957’ye kadar burada tarih ö¤retmenli¤i yapm›flt›r. 1957 y›l› hocan›n kariyerinde önemli bir de¤iflimin bafllang›c› oldu. Kendisi, Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n yurtd›fl›nda doktora yapmak üzere 1416 say›l› kanun gere¤i açm›fl oldu¤u imtihan› kazan›p Almanya’ya gitmifl, Goethe Enstitüsü’ndeki k›sa Almanca kurslar›ndan sonra Götthingen Üniversitesi’nde tan›nm›fl müsteflrik Prof. Dr. Walther Hinz’in5 nezaretinde doktora çal›flmalar›na bafllam›flt›r. Muhtemelen hocas›n›n tavsiyesi üzerine biraz farkl› bir alanda, ‹mâd es-Serâvî’nin 1340 tarihli Câmiü’l-Hesâb adl› resmi bir muhasebe kitab› üzerinde çal›flm›flt›r.6 1962 y›l› bafllar›nda doktoras›n› tamamlayarak yurda döner.
Akademik Hayat› Nejat Göyünç, ‹stanbul Üniversitesi Tarih Bölümü bünyesinde Prof. Dr. Tayyib Gökbilgin taraf›ndan yeni kurulmufl olan Osmanl› Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Kürsüsü’ne 31 A¤ustos 1962 tarihinde asistan doktor olarak al›nd›. 1 Aral›k 1966’da, XVI. Yüzy›lda Mardin Sanca¤› konulu tezi ile doçent oldu.7 Bu çal›flma esas itibariyle tahrir defterleri ve di¤er arfliv malzemesine dayanmakla birlikte, vekayinameler, seyahatnameler gibi eserlerden faydalan›larak haz›rlan387
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Nejat Göyünç ve Tayyip Gökbilgin
m›fl, XVI. yüzy›l tahrir defteri a¤›rl›kl› flehir incelemelerinin ilklerinden olarak daha sonrakilere de model teflkil etmifltir. Nejat Hoca, Aral›k 1971 tarihinde kendi iste¤i ile Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’ne geçmeye karar vererek, böylece hocas›ndan ve ‹stanbul’dan ayr›lm›flt›r. Hoca, çok sevdi¤i ve yurtd›fl›na gitmelerine destek oldu¤u Zeki Ar›kan ve Ahmet Yaflar Ocak baflta olmak üzere yetenekli baz› gençlere üniversite yolunu açmak için böyle bir yolu seçmiflti. Hacettepe Üniversitesi’nde Mart 1973’te profesörlü¤e yükseltilmifl ve burada ‹nk›lâp Tarihi derslerine de girmeye bafllam›flt›. ‹stanbul Üniversitesi Sonça¤ Tarihi Kürsüsü’nden Prof. Dr. Cevat Eren’in vefat› ve Prof. Dr. Cemal Tükin’in emekli olmas› üzerine, Nejat Hoca’ya bu kürsüye gelmesi teklif edilmifl ve kendisi bu teklifi kabul ederek Mart 1977’de ‹stanbul’a geri dönmüfltür. Bu s›rada 1979–1980 y›llar› aras›nda bir y›l süre ile Baflbakanl›k Arflivi Genel Müdürü olarak görev yapm›flt›r.8 Görevi boyunca cumartesi gününü arflivciler için açm›fl, araflt›rma salonunda çay ve kahve içimine son vermifltir. Ayr›ca köklü ve sistemli bir dergi ç›kartma fikrine de bu dönemde karar vermiflti.9 1980–1982 y›llar›nda Bo¤aziçi Üniversitesi’ne yar› zamanl› derse giden Prof. Göyünç, YÖK yasas›n›n ç›kmas›ndan sonra Rektör Prof. Dr. Ergün To¤rol’un daveti ile Aral›k 1982’de üniversitedeki Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lâp Tarihi Enstitüsü’ne müdür olarak geçmifl, bir süre sonra da Tarih Bölümü’ne ö¤retim üyesi olmufltur. 388
Ü S K Ü D A R L I B ‹ R T A R ‹ H Ç ‹ : P R O F . D R . N E J A T G Ö Y Ü N Ç
Nejat Göyünç, efli Ayten Han›m, Alman ve Japon akademisyen dostlar›yla
Nejat Göyünç Amerika’da ö¤retmenlik staj› y›llar›nda di¤er stajyer arkadafllar› ile birlikte
Ekim 1983’te Malatya ‹nönü Üniversitesi’ne gönderilen Nejat Hoca, orada s›k›nt›l› günler yaflam›fl, ancak Haziran 1985’te Konya Selçuk Üniversitesi’ne nakledilmesiyle rahatlam›fl, 1992’de emekli oluncaya kadar burada kalm›flt›r. Kendisine kucak açan ve imkân sa¤layan Üniversite Rektör’ü Prof. Dr. Halil Cin’i hep iyilikle anm›flt›r. Bunlar›n yan›nda Hoca, 1972 y›l›nda doktora hocas› Prof. Hinz’in teklifi üzerine Alman Do¤u Bilimleri Cemiyeti’ne10 üye yap›ld›. 29 Eylül 1995 tarihi onun için önemli bir gün olacakt›r. Söz konusu cemiyetin kuruluflunun 150. y›ldönümünün de kutland›¤› Leipzig’deki Alman Do¤u Bilimleri Günü11 ad›n› tafl›yan uluslararas› toplant›n›n son gününde, Prof. Göyünç bu kuruluflun fahri üyeli¤ine seçildi. Ayr›ca, bu münasebetle berat verilmesinin ard›ndan, kendisine, kürsüde Prof. Dr. Klaus Kreiser ve Dr. Christoph K. Neumann taraf›ndan haz›rlanan ve Avrupa’n›n muhtelif üniversitelerine mensup on befl tan›nm›fl bilim adam›n›n makalelerini ihtiva eden bir hat›ra kitab› da sunuldu.12 Prof. Göyünç, 1970 y›l›nda Türk Tarih Kurumu’na muhabir, 1981’de ise asli üye oldu. 1995 y›l›nda yeniden asli üye ve ayr›ca Balkan Araflt›rmalar› Komisyonu baflkan› seçildi. Nejat Hocan›n ilmî faaliyetlerini yürüttü¤ü bir di¤er mekân ise Türkiye Diyanet Vakf› ‹slâm Ansiklopedisi’ni de ç›karan ‹slâm Araflt›rmalar› Merkezi’ydi. Kütüphanedeki çal›flma ortam› kendisini çok memnun etti¤inden 550 kitab›n› buraya ba¤›fllam›flt›r.13 Prof. Dr. Nejat Göyünç emekli olduktan sonra da hocal›¤a devam etmifl, 1996–2000 y›llar› aras›nda Bursa Uluda¤ Üniversitesi Tarih bölümünde dersler vermifl, 2000–2001 y›llar› aras›nda vefat›na de¤in Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Milli Güvenlik Stratejileri Bilim Dal›’nda lisansüstü dersleri vermifltir.14 1 Temmuz 2001 Pazar günü Üsküdar Sultantepe’deki evinde kalp sektesi sebebiyle uykudayken vefat etmifltir.15
Eserleri Prof. Nejat Göyünç hayat› boyunca çok say›da bilimsel faaliyet yapm›fl velud bir akademisyen ve entelektüeldir. O’nun çal›flmalar› sadece Türkçe olmay›p, ‹ngi389
Ü S K Ü D A R
Andreas Tietze ile Bo¤az kenar›nda bir sohbette
S E M P O Z Y U M U
V
Göyünç, Japon Profesör Yuzo Nagata’y› Üsküdar’daki evinde konuk ederken
lizce ve Almanca da eserleri vard›r. Kendisinin sekiz kitap,16 yüz atm›fl dört makale, on alt› ansiklopedi maddesi, yirmi yedi lisans tezi, yirmi yüksek lisans tezi, on dört doktora tezi, k›rk sekiz kitap tan›t›m›17 ve bir de çeviri olmak üzere toplam iki yüz doksan sekiz çal›flmas› bulunmaktad›r. Ayr›ca hocan›n vefat›na de¤in haz›rlad›¤›, fakat ömrünün kifayet etmemesi sebebiyle bilahare Prof. Dr. Kemal Çiçek taraf›ndan yay›na haz›rlanan bir kitab› daha vard›r.18 Akademik dan›flmanl›klar da yapan Göyünç, Ermeni sorunu ile alakal› haz›rlanan Sar› Gelin adl› belgeselinin bilimsel dan›flmanl›¤›n› Prof. Dr. Mim Kemal Öke ile birlikte yürütmüfltür.19 Ayr›ca Prof. Göyünç “hocalar›n hocas›” unvan›na sahip olan bilim adamlar›m›zdand›r. Kendisi, ö¤rencilerinden pek ço¤unun profesör oldu¤unu görebilmifltir. Bunlara örnek verecek olursak flu isimleri zikredebiliriz: Prof. Dr. Özer Ozankaya (Mardin Lisesi’nden ö¤rencisi), Prof. Dr. Ahmet Yaflar Ocak, Prof. Dr. Yusuf Halaço¤lu, Prof. Dr. Zeki Ar›kan, Prof. Dr. Mehmet ‹pflirli, Prof. Dr. Mehmet Akif Ayd›n, Prof. Dr. Mehmet Saray, Prof. Dr. Adnan fiiflman, Prof. Dr. Faruk Kocac›k, Prof. Dr. ‹hsan Günefl ve Prof. Dr. Ali Birinci. Hocan›n bir di¤er özelli¤i de pek çok yabanc› bilim adam› ile yak›n arkadafl olmas›d›r. Onlarla sürekli iletiflim içinde olarak, müflterek bilimsel çal›flmalarda bulundu. fiüphesiz ‹stanbul’a her gelifllerinde onlar› Sultantepe’deki bo¤az manzaral› evinde misafir etmekteydi. Nejat hocan›n yabanc› akademisyen arkadafl390
Ü S K Ü D A R L I B ‹ R T A R ‹ H Ç ‹ : P R O F . D R . N E J A T G Ö Y Ü N Ç
lar›ndan baz›lar› flunlard›r. Heath W. Lowry,20 Suraiya Faroqhi, Evangelia Balta, Klaus Kreiser, Andreas Tietze, Hans Georg Majer, Wolf-Dieter Hütteroth, Christoph K. Neumann, Machiko Nagata ve Prof. Yuzo Nagata.
Hoca Hakk›ndaki Görüfller Nejat hocan›n zamans›z vefat› onun sevenlerini derin üzüntüye bo¤mufltur. Zira ölümü üzerine hem ö¤rencileri olanlar hem de onu tan›yanlar düflüncelerini ve duygular›n› gazete ve dergilerdeki yaz›lar›yla ortaya koymufllard›r. Tarafl› tarafs›z herkes onun sevecen, yard›msever, hoflgörülü, alan›nda kendini iyi yetifltirdi¤ini ve yaflam›yla bir ‹stanbul ve Osmanl› beyefendisi ile Tanzimat Osmanl›s› oldu¤unu yazmaktad›r. Günümüz tarihçileri aras›nda tart›flmas›z çok önemli bir yeri olan ‹lber Ortayl›, hocan›n vefat› üzerine kaleme ald›¤› makalesinde onu flu flekilde anlat›r: “…Hoca’ya baflvuranlar sual eyler; ‘Efendim II. Viyana Muhasaras› y›llar›nda kalelerinin durumunu neyleyeyim?’; el cevap: Maliyeden müdevver defterlerde ‘Büyük Kaleler Defteri’ne bak… Veya ars›zca bir talep; ‘Hocam Makedonya Müfettifllik raporlar›na bak›yorum, bunlar›n birlikte mukayesesini yapsak’, önündeki ifli b›rak›r, birlikte okumaya oturur… ‹ster Anadolulu, ister Rumelili ister talebesi ol, ister yedi kat yabanc›… ‹stanbul’da gariplik çeken tarihçi tak›m› Üsküdar’daki eve davet edilir, efli Ayten Han›m’›n nefis yemekleriyle bir aile ortam›nda vakit geçirir. Herkesin meflrebine sayg›l›, kendi oruç tutar, tutmayana çay›n› ikram eder, sigara içmez, mesela sevimli tarihçi Evangelia Balta’n›n üst üste sigara yakmas›ndan hiç rahats›z olmazd›… Son yolculu¤una gönderen renkli cemaat, bir faninin Türkiye’de de sevilmesi ve faydal› olabilmesi için, mutlaka hizipçilik yapmas›n›n gerekli olmad›¤›n› gösteriyordu.” Gazeteci, yazar Beflir Ayvazo¤lu’da makalesinde “…1970’lerde Türk Kültürü dergisinde yay›mlanan yaz›lar›ndan tan›d›¤›m Nejat Hoca’y› talebesi Prof. Dr. Ali Birinci’den çok dinlemifl ve g›yab›nda sevmifltim. Sonraki y›llarda birçok toplant›da karfl›laflt›k; fakat flahsi tan›fl›kl›¤›m›z o ‹SAM’a geldikten sonrad›r… Son birkaç y›ld›r ‹SAM’da kendisine tahsis edilen odada çal›flmalar›na devam eden ve zengin kütüphanesinin hat›r› say›l›r bir bölümünü bu seçkin kurumun kütüphanesine ba¤›fllayan Prof. Dr. Nejat Göyünç, yurt içinde ve yurt d›fl›ndaki akademik çevrelerde iyi tan›nmakla beraber medyada hemen hiç görünmedi¤i için fikri sorulmayan –ve ölümü bile haber olmayan– mütevaz›, mütebahhir bir Osmanl› tarihçisiydi…” diye yazmaktad›r. Popüler tarihçi, gazeteci ve yazar Murat Bardakç› ise hocayla ilgili flu hususlara de¤inmektedir: “…‹stanbulluydu, 76 yafl›ndayd›, çok düzgün bir insand›, Türkiye’de ideolojilerin çarp›flt›¤› senelerde hiçbir ak›m›n esiri olmay›p sadece ilimle u¤raflm›flt›. Bu yüzden lay›k olmad›¤› muamelelere u¤ram›fl ve hayli çekmifl ama ilimleri kendilerinden menkul olup tantanal› unvanlar› sadece k⤛t üzerinde varolan ve ona karfl› en ak›l almaz iflleri edenler bile, neticede hocal›¤› ve ilmi kar391
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Nejat Göyünç meslektafl› Halil ‹nalc›k ile birlikte
fl›s›nda bafle¤mek zorunda kalm›fllard›… Bugün ço¤u isim sahibi birer profesör olan çok say›da ö¤rencisine tarihin belgesiz yaz›lamayaca¤›n› ve iflin yolunun arflivden geçti¤ini ö¤reten Nejat Bey’di… Eskiler, ‘âlimin ölümü âlemin ölümüdür’ derler. Prof. Nejat Göyünç’le beraber, tarih ilminin yarat›lmas› art›k imkâns›z olan bir âlemi göçüp gitti.” Yine gazeteci ve yazar Mehmet Niyazi, “Genellikle Hakk’›n rahmetine kavuflanlar›n ard›ndan ‘Bofllu¤u doldurulmaz’ diye yaz›l›r. Ama ‹SAM Kütüphanesi’nde yap›lan merasimle yetifltirdi¤i ö¤rencilerinin konuflmalar›ndan anlad›¤›m kadar›yla Prof. Dr. Nejat Göyünç, ard›nda boflluk b›rakmadan bu fani âleme veda etti… Bilim insanlar› milletlerin y›ld›zlar›d›r. Göyünç hoca da bizim y›ld›zlar›m›zdan biriydi…” diye ifade etmektedir. Gazeteci, yazar Taha Akyol ise Milliyet’teki köflesinde hocayla ilgili flunlar› söylemektedir: “…Kürtlerin tarihi konusunda araflt›rmalar yaparken, Prof. Göyünç’ün XVI. Yüzy›lda Mardin Sanca¤› adl› kitab›n› okudu¤umda, ilmi kudretine hayran kalm›flt›m. Sonra Nejat Göyünç imzal› her kitab›, makale ve tebli¤i okumaya çal›flt›m…” Hocalar›n hocas› olan Nejat Göyünç’ün talebelerinden Prof. Dr. Zeki Ar›kan ise O’nunla ilgili olarak, “…Prof. Göyünç’ün karakterini tek bir sözcükle özetleyebiliriz: ‘Ölçü’. Bu sihirli sözcük onun bütün benli¤ini sarm›fl ve yaflam›n› yönlendiren temel bir ö¤e olmufltur. ‹nsani iliflkilerinde son derece uygar, kibar ve sevecen 392
Ü S K Ü D A R L I B ‹ R T A R ‹ H Ç ‹ : P R O F . D R . N E J A T G Ö Y Ü N Ç
olan Prof. Göyünç, bunun ötesinde sert ve kararl› bir kiflili¤i temsil ediyordu. Bu iki unsur yani ölçü ve kararl›l›k onu baflar›ya ulaflt›ran temel etmenler olmufltur. Bunlara bir üçüncüyü daha eklemek gerekir. O da sevgili efli Ayten Han›m’›n, Prof. Göyünç’e yaflam›n›n her an›nda verdi¤i destektir” demektedir. Akademisyen olmas› için elinden geldi¤ince yard›mc› oldu¤u ve halen Türk Tarih Kurumu baflkan› olan Prof. Dr. Yusuf Halaço¤lu da hocas› Nejat Göyünç için; “…Tan›d›¤›m ve talebesi oldu¤um 1967 y›l›ndan beri bir hoca olarak hep rehber edindi¤im kimselerden biri olmufltur. O, gerçek bir bilim adam›, gerçek bir insan, içiyle d›fl› bir olan, yard›msever, yetenekli gördü¤ü kimseleri destekleyen bir karaktere sahip, dürüstlü¤ü kendisine ilke edinmifl vatansever, milliyetperver,21 çal›flkan, maddeye de¤er vermeyen, hiçbir görevden kaç›nmayan ve y›lmayan bir flahsiyet, bir ‹stanbul efendisiydi. Almanca ve ‹ngilizce lisanlar›na vak›ft›. Pek çok ilmi toplant›da Türkiye’yi temsil etmifltir. Literatürü yak›ndan takip eden nadir ilim adamlar›ndand›… Ö¤rencilerini önce düflünmeye, duyduklar›n› ve okuduklar›n› test ettikten sonra kabul veya redde, gördüklerinin nedenini araflt›rd›ktan sonra hüküm vermeye yöneltti. Onlarla hep yak›ndan ilgilendi. Kabiliyetli, ciddi ve çal›flkan olanlar› hep desteklemifltir… O’nun ölümüyle Türk ve Dünya ilim dünyas› bir de¤erini daha yitirmifltir” cümleleriyle O’nu ifade etmektedir. Kendisinin ö¤rencisi ve ayn› zamanda hayat›n›n son dönemlerinde çal›flt›¤› ‹SAM’›n müdürü olan Prof. Dr. M. Akif Ayd›n makalesinde hocas›n› flöyle anlatmaktad›r: “…Çok de¤erli bir Osmanl› tarihçisi, mükemmel bir e¤itimci olman›n ötesinde merhum Göyünç hocam kelimenin gerçek anlam›yla bir Osmanl› Efendisiydi… Hemen ilk görüflmemizde bir Osmanl› Efendisi’yle beraber olma imkân›n› yakalad›¤›m› fark ettim. Bütün görüflmelerinde sevdi¤i ö¤rencilerine bir talebesiyle de¤il, akran› meslektafl›yla görüflen bir insan üslubuyla hitap ediyordu. Konuflmaya genellikle sayg›lar›n› sunarak bafllar ve öylece bitirirdi. Odas›na kim girerse girsin aya¤a kalkarak karfl›layan hocan›n bu içten nezaketi zannediyorum ö¤rencilerini bir anda kendisine ba¤l›yordu.” Ünlü Osmanl› tarihçisi, halen Princeton Üniversitesi’nde görevli, bir dönem Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih bölümünde de ders veren Prof. Dr. Heath W. Lowry “Nejat Göyünç: Bir Kiflisel Hat›ra” bafll›kl› makalesinde, Göyünç’le ilgili an›lar›n› ve yaflad›klar›n› anlatmaktad›r. Hususiyle onun, alçakgönüllülü¤ünü ve yard›mseverlili¤ini vurgular. Lowry, bu özellikleri nedeniyle onu Andreas Tietze’ye benzetir. O’nun kariyerini ve gelece¤ini etkileyece¤ini bilmesine ra¤men, do¤ru bildi¤i yoldan asla flaflmad›¤›n›, onun bu özelli¤ini bilmeyenlerin onu inatç› veya saf olarak alg›lad›klar›n› belirtir. Bununla birlikte onunla hayat› kesiflenler için Nejat hocan›n bir model olarak kendileri aç›s›ndan bir flans oldu¤unu söyler. Nejat Hoca’n›n ö¤rencisi olup, onun gayret ve çabalar›yla akademisyenler dünyas›na giren ö¤rencisi Prof. Dr. Mehmet ‹pflirli de hocas› için; “…Vefa duygusu kendisinde sars›lmaz bir ilke halindeydi… Devletine karfl› afl›r› bir minnet ve vefa duygusu ile ba¤l›yd›. Bunu sözleri ve davran›fllar›nda her vesile ile gösterirdi. 393
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Bir yetim olarak paras›z yat›l› okumas›, devlet bursu ile yurtd›fl›nda doktora yapm›fl olmas›nda flüphesiz bunun büyük pay› vard›. Milli ve manevi konularda hassast›.22 Ancak bu de¤erleri hiçbir zaman bir istismar arac› yapmaz bilakis bu flekilde davrananlara karfl› hep tenkitle yaklafl›rd›. Y›llarca içinde bulunup tahsilini tamamlad›¤› Avrupa’n›n de¤er ve ilkelerini be¤enir, ancak yabanc›lara ve özellikle Türklere karfl› önyarg›l› hatta biraz ›rki ve dini taassup içinde olduklar›n› bunun da tarihten, geçmiflte yaflananlardan geldi¤ine flahidi oldu¤u misalleri zikrederek vurgu yapard›…” de¤erlendirmesinde bulunur.
Sonuç Hasan Nejat Göyünç, kökeni Anadolu’ya dayanan bir ailenin Beylerbeyi-Küplüce-Üsküdar nüfusuna kay›tl›, çok uzun y›llard›r Üsküdarl› olan bir ailenin o¤ludur. fiu an Beylerbeyi ‹skele’sinden Küplüce’ye ç›kan yolun üzerindeki 82 numaral› ahflap 3 katl› evden yola ç›kan bir ailenin çocu¤udur. Hocan›n kütükte bafllayan Üsküdarl›l›¤›, yaflant›s›n›n büyük bir bölümünde de devam etmifltir. Haydarpafla Numune Hastanesi karfl›s›nda bulunan flimdiki Marmara Üniversitesi’nin tarihi binas› vaktiyle Haydarpafla Lisesi’ydi. Ortaokul ve liseyi burada bitirmiflti. Söz konusu dönemde Beylerbeyi Küplüce’deki 82 numaral› aile evinde de halas› ikamet etmekteydi. Evlili¤i sonras›nda Mardin, Amerika, Ankara ve Almanya’da bulundu¤u 10 y›l sonras›nda Suadiye’de 3 y›l ikamet etmifl, akabinde ise halen eflinin oturdu¤u Üsküdar Sultantepe’deki evine May›s 1965’de tafl›nm›flt›. Türkiye’de oldu¤u dönemlerde de efli ve 2 çocu¤u ile 2 haftada bir Beylerbeyi’ndeki halas›n› mutlaka ziyaret ederdi. Bu ziyaretler, halas›n›n vefat›na kadar 20 seneye yak›n sürmüfltür. ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünde geçen Asistanl›k döneminde, yine Altunizade’de bulunan o zamanlardaki ad›yla Yüksek ‹slam Enstitüsü’nde Almanca dersleri vermekteydi. Vefat›ndan önce çal›flt›¤› ‹SAM ‘da Doç. Dr. Ahmet Kavas ile birlikte paylaflt›¤› odas›nda da Üsküdarl›l›¤› devam etmifltir. K›sacas› hoca yaflam›n›n hemen her döneminde Üsküdar içerisinde olmufltur. Yurtiçinde ve yurtd›fl›nda bulundu¤u dönemlerde ister ö¤renci, ister arkadafl çevresinden olan birçok tan›d›klar›n› Üsküdar’da misafir eder, Üsküdar’dan Bo¤az›n gündüz ve gece o eflsiz manzaras› karfl›s›nda sohbetler yap›l›r, eflinin o leziz kurabiye, pasta ve yemekleri yenirdi. Efli ile evliliklerinin onuncu y›l›ndan sonraki 37 y›l›n› yani orta yafltan ileri yafla geçen dönemdeki yaflant›s›n› Üsküdar’daki evinde sürdürmüfltür. Üsküdar‘daki evinin salon cam›ndan her gün Üsküdar’dan ‹stanbul Bo¤az›’n›n o eflsiz manzaras›n› seyretmeyi, havan›n balkonda oturmaya müsaade etti¤i za394
Ü S K Ü D A R L I B ‹ R T A R ‹ H Ç ‹ : P R O F . D R . N E J A T G Ö Y Ü N Ç
2001 Y›l›nda Nejat Göyünç’ün ad›n›n verildi¤i bir kütüphanenin aç›l›fl›
manlarda da evinin balkonunda efli ile karfl›l›kl› oturup sohbet etmeyi ve doyas›ya Üsküdar’› görmeyi âdet hâline getirmiflti. Vefat›n›n öncesine rastlayan 30 Haziran 2001 cumartesi akflam› yine balkonunda efli, o¤lu, gelini ve torunu ile Üsküdar’› bo¤azdan seyretmekteydi. Evinin salonundan yine Üsküdar’›n o eflsiz Bo¤az manzaras› önünde, yüzünü bo¤az›n mavi sular›na bakarak yummufltur. Çengelköy Mezarl›¤›ndaki ebedi istirahatgah›nda yani çok sevdi¤i Üsküdar’›nda yatmaktad›r. Üsküdar’› hayat› boyunca hiçbir zaman kendinden uzak tutmam›fl, bilakis Üsküdar onun yaflant›s›n›n de¤iflmez bir parças› olmufltur. Tüm tan›d›k efl, dost ve akrabalar› ile yerli ve yabanc› tüm dostlar›na, ö¤rencilerine bu eflsiz beldeyi güzellikleri ve olumsuzluklar› ile sevdirmeye çal›flm›fl, olumsuzluklardan bile Üsküdar ad›n›n alt›ndaki temiz özellik ve güzellikleri buldurmay› bilmifl, Üsküdar’› de¤iflmeyecek derin sevgisi ile her an, her yerde ve ortamda tan›tmaya özen göstermifltir.
Son Söz Yerine “…Gençli¤i her türlü yabanc› fikir ve ak›mlardan korumak, hür fikir ve irfan sahibi yapman›n belirli flartlar› vard›r. Onlar› her fleyden önce düflünmeye, duyduklar›n› ve okuduklar›n› test ettikten sonra kabul veya redde al›flt›rmak laz›md›r… 395
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Sevenleri rahmetli Göyünç’ün kabri bafl›nda
Baflkalar›n›n fikirlerine karfl› hoflgörülü olmayan insanlar daha çok az okuyan, az bilenler aras›ndan ç›kar. Çünkü dünyalar› ve düflünceleri dar, sab›rlar› azd›r… …Demokrasi ise hür fikirli, hoflgörülü, flüpheci insan ister. ‹ktisaden geliflmenin de temeli yarat›c› beyinlerdir. Yeniyi bulamayan, yeni bir fleyler üretemeyen milletler; iktisaden de siyasi olarak da baflkalar›na ba¤l› veya ba¤›ml› kalmaktan kendilerini kurtaramazlar. Bu itibarla, Türk e¤itimin mutlaka hür fikirli gençler yetifltirmesi Türkiye’nin istikbali ve güçlenmesi için kaç›n›lmaz bir zorunluluktur. …Demokrasi ile sulh birbiri ile do¤ru orant›l›d›r. Dünyan›n alt›n› üstüne getirenler de ço¤unlukla tek kifli veya tek parti taraf›ndan yönetilen ülkelerdir, teflekküllerdir… Türkiye’de sa¤lam bir demokrasiye kavuflmak için, kanaatimce e¤itim sistemimizin düflünmeye, çok okumaya, okuduklar›n› elefltirip özümsemeye, iflittiklerini yine tenkit sürecinden sonra kabule al›flk›n gençlik yetifltirmek elzemdir.” Prof. Dr. Nejat Göyünç
KAYNAKÇA Ali Galip Baltao¤lu, “Örnek Bir Hoca Örnek Bir fiahsiyet: Prof. Dr. H. Nejat Göyünç (Hayat› ve Bibliyografyas›)”, Ata Dergisi, Say› VII, Konya 1997, s. 1–42. Beflir Ayvazo¤lu, “Alimin Ölümü (Bir Osmanl› Tarihçisi)”, Zaman, 4 Temmuz 2001.
396
Ü S K Ü D A R L I B ‹ R T A R ‹ H Ç ‹ : P R O F . D R . N E J A T G Ö Y Ü N Ç
Heath W. Lowry, “Nejat Göyünç: A Personal Remembrance”, Osmanl› Araflt›rmalar› Dergisi, XXII, ‹stanbul 2003, s. 27–32. ‹lber Ortayl›, “Tarihçi Hocan›n Ard›ndan”, Milliyet Pazar, 15 Temmuz 2001, s. 10. ‹smail Güleç, Prof. Dr. H. Nejat Göyünç Bibliyografyas›”, Osmanl› Araflt›rmalar› Dergisi, XXII, ‹stanbul 2003, s. 41–60. Mehmet ‹pflirli, “Prof. Dr. Nejat Göyünç”, Osmanl› Araflt›rmalar› Dergisi, XXII, ‹stanbul 2003, s. 33–40. Mehmet Niyazi, “Bir Y›ld›z Kayd›”, Zaman, 9 Temmuz 2001. M. Akif Ayd›n, “Prof. Dr. Nejat Göyünç’ün Ard›ndan”, Yeni fiafak, 6 Temmuz 2001. Murat Bardakç›, “Yerel Tarihçili¤in En Büyük Üstad› Öldü”, Hürriyet, 5 A¤ustos 2001. Servet Ayten Göyünç, “Prof. Dr. Nejat Göyünç’ün Ard›ndan”, Osmanl› Araflt›rmalar› Dergisi, XXII, ‹stanbul 2003, s. 11, 12. Servet Ayten Göyünç, Kendisiyle Üsküdar Sultantepe’deki Evinde Mülakat, 14 Ekim 2007 Pazar. Taha Akyol, “Göyünç Hoca’ya Sayg›”, Milliyet, 9 Temmuz 2001. Yusuf Halaço¤lu, “Kaybetti¤imiz Bir De¤er: Prof. Dr. Nejat Göyünç’ün Ard›ndan”, Belleten, Cilt: LXV, Say›: 243, A¤ustos 2001, s. 759–770. Zeki Ar›kan, “Tarihçili¤imizin Ac› Bir Kayb›”, Toplumsal Tarih, Eylül 2001, s. 42–45. D‹PNOTLAR 1 Hocan›n ebeveyninin ve kendisinin kütü¤ü ‹stanbul-Üsküdar nüfusuna kay›tl›d›r. Hocan›n ölümüne kadar
yaflayaca¤› Üsküdar’la ilintiyeti daha do¤umunda bafllam›flt›r. Kendisinin kütük bilgileri ise flöyledir. Kay›tl› oldu¤u il ‹stanbul, ilçe Üsküdar, mahalle Beylerbeyi; cilt no 010–08, aile s›ra no 758, s›ra no 10. 2 Bu okul Erzurum Kongresi’nin topland›¤› tarihî bir binad›r. 3 Hoca askerî okula kay›t yapt›ramam›fl olmas›n› daha sonra hay›rla yâd edecektir. Zira 1939 Erzincan Depremi’nde askeri okul da yerle bir olmufl ve ö¤rencilerinin ço¤u enkaz alt›nda kalarak ölmüfltür. Hoca, “e¤er gözümden kusurlu bulunmay›p, bu okula yaz›lm›fl olsayd›m ben de ölmüfl olacak ve flu anda aran›zda olamayacakt›m” diye anmaktad›r. 4 Bugünkü Haydarpafla Numune Hastanesi’nin karfl›s›ndaki Hukuk ve Eczac›l›k fakültelerinin bulundu¤u Marmara Üniversitesi’nin tarihi binas› o y›llarda yat›l› ve gündüzlü Haydarpafla Lisesi’ydi. 5 Prof. Walter Hinz hakk›nda detayl› bilgi için bk. Nejat Göyünç, “Walther Hinz (1906–1992)’in Ard›ndan”,
Osmanl› Araflt›rmalar› Dergisi, XIII, ‹stanbul 1993, s. IX-XII. 6 Das sogenante Gâme’o’l-Hesâb des ‘Emâd es-Serâvi. Ein Leitfaden des staatlichen Rechnungswesens von ca.
1340. 7 Nejat Göyünç, XVI. Yüzy›lda Mardin Sanca¤›, ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay›nlar›, ‹stanbul
1969; ikinci bask›, TTK Yay›nlar›, Ankara 1991. 8 Zaman›n Devlet Bakan› Dr. Lütfi Do¤an’›n teklifini k›ramam›fl, kendisine müdürlük görevini yapmas›ndan
dolay› ekstra hiçbir ücret ödenmemesi ve Edebiyat Fakültesi’ndeki derslerine devam etmesine müsaade edilmesi flartlar›yla bu teklifi kabul etmiflti. 9 Osmanl› Araflt›rmalar› Dergisi bu dönemde yay›n hayat›na bafllam›flt›r. 10 Deutsche Morgenlandische Gesellschaft. 11 Deutscher Oriantalistentag. 12 Das Osmanische Reich in seinen Archivalien und Chroniken–Arflivleri ve Tarihi Eserlerinde Osmanl› Devleti. 13 Kütüphanenin ikinci kat›nda kütüphaneye ba¤›flta bulunanlar›n isim ve foto¤raflar›n›n bulundu¤u yerde Nejat hocan›n da resmi vard›r. 14 Prof. Göyünç’ün vefat› üzerine pazartesi günü Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde cenaze töreni düzenlenmifltir. Ayr›ca zaman›n Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ayhan GYTE Kütüphanesi’nin ad›n› Prof. Dr. Nejat Göyünç Kütüphanesi olarak de¤ifltirmifltir. 15 Hoca 1979 y›l›nda Ankara’da bir doçentlik savunmas› s›ras›nda ilk kalp krizini geçirmiflti. Derhal hastane-
397
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
ye kald›r›lan hoca tekrar hayata döndürülmüfl, sonras›nda uzun bir dönem dinlenmifltir. Kendisi ile en son 29 Haziran 2001 tarihinde GYTE’de beraberdik. Hoca ile odada çay içerken, birdenbire konuflmas›n› kesti, yüzünün rengi de¤iflti ve gözleri bir yere do¤ru odakland›. Onun bu durumu birkaç saniye sürdü. Aç›kças› ben de bu son halinden biraz çekinmifltim. Ancak hoca kendine gelince, hiçbir fley söylemeden ve hissettirmeden konuflmam›za devam etti. Galiba hoca, ikinci kalp krizini o gün benimle konuflurken yaflam›flt› 16 Bu kitaplardan biri Almancayd› ve Prof. Dr. Wolf-Dieter Hütteroth ile birlikte haz›rlanm›flt›r. Land an der
Grenze. Osmanische Verwaltung im Heutigen türkisch-syrisch und irakischen Grenzgebiete im 16. Jahrhundert (S›n›rlardaki Ülke: XVI. Yüzy›lda Bugünkü Türkiye, Suriye ve Irak Hudut Bölgesinde Osmanl› ‹daresi), ‹stanbul 1997. 17 Bunlardan 41 tanesi yabanc› dilde yaz›lm›fl eser tan›t›m›d›r. 18 Türkler ve Ermeniler, Ankara 2005. 19 Yap›mc› Ahmet Çelenk, Yönetmen ‹smail Umaç, Senarist-Editör M. Güray De¤erli. Bu çal›flma Türkçe’nin
yan›nda ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹spanyolca, Rusça ve Arapça olmak üzere 7 ayr› dilde seslendirildi. Araflt›rma çal›flmalar› yaklafl›k 3 y›lda tamamlanan projenin, çekim ve kurgu aflamalar› ise 1 y›l sürdü. Belgesel 13 ayr› ülkede çekildi ve içeri¤inde 160 röportaj yer almaktad›r. Çal›flman›n süresi ise 210 dakikad›r. 20 Lowry ile ilk defa 2002 y›l› yaz›nda Washington’da ATAA’da tan›flma imkân› buldum. Sohbetimizde kendisinin rahmetli Nejat hocay› çok derinden sevdi¤ini ve takdir etti¤ini sürekli ifade etmekten geri durmad›. 21 Prof. Nejat Göyünç, Asala eylemleri nedeniyle Türk diplomatlar›n›n flehit olduklar› dönemde, Ermeni so-
runu ile ilgili ilk kitap yazan müelliflerdendir. O’nun konuyla ilgili eseri ise fludur: Osmanl› ‹daresinde Ermeniler, Gültepe Yay›nlar›, ‹stanbul 1983. 22 Hoca vefat etti¤i tarihe kadar Türkiye’yi rahats›z eden Ermeni sorunu üzerine çal›flm›flt›r. Bu ba¤lamda D›fliflleri ve Kültür Bakanl›¤› ile TBMM taraf›ndan yap›lan söz konusu mesele ile ilgili faaliyetlerde yafl›na bakmaks›z›n bilfiil bulunmufltur. Örne¤in, vefat›na bir hafta kala, dönemin Kültür Bakan› ‹stemihan Talay taraf›ndan görevlendirilmifl oldu¤u Ermeni tezlerine karfl› oluflturulmufl olan komisyon baflkan› olarak Ankara’da ayl›k ola¤an toplant›ya kat›lm›flt›. Ayn› dönemde asli üyesi oldu¤u Türk Tarih Kurumu yönetim kurulu toplant›s›nda bulunmufltur. 27 Haziran 2001 Çarflamba günü ise, dönemin TBMM baflkan› Ömer ‹zgi’nin gayretleriyle oluflturulan Ermeni iddialar›na karfl› dünya kamuoyunda gerçeklerin ve Türk tezlerinin anlat›lmas› için oluflturulan çal›flma grubunun baflkan› olarak, ‹ngilizce bas›lan ve uluslararas› birçok yerli ve yabanc› tarihçinin makalelerini kapsayan The Armenians in the Late Otoman Period isimli kitab›n Ankara’daki tan›t›m ve ödül törenine kat›lm›flt›r.
398