Karaca Ahmed Hakk›nda Yeni Bir Kaynak ve Meçhul Kalm›fl Bilgiler D O Ç .
D R .
N E C D E T
T O S U N
Marmara Üniversitesi
Meflhur mutasavv›flardan Karaca Ahmed hakk›nda muhtelif kaynaklardaki bilgiler toplanarak baz› araflt›rmalar yap›lm›flt›r.1 Ancak Karaca Ahmed ile ilgili en önemli kaynak olan ve onun menk›belerini ihtivâ eden Mir’âtü’l-vefâ li vücûhi’ssafâ isimli yazma eser henüz ilim câmias›nda bilinmemektedir ve Karaca Ahmed hakk›ndaki araflt›rmalarda kullan›lmam›flt›r. Bu eser Karaca Ahmed’in henüz bilinmeyen yönlerini ortaya koymakta, onun di¤er kaynaklarda bulunmayan baz› söz ve menk›belerini ihtivâ etmektedir. Ayr›ca Karaca Ahmed’in soy fleceresi ve tasavvufî silsilesi bu eserde yer almaktad›r. Osmanl› döneminde Seyyid Hüseyin Enîsî taraf›ndan yaz›lan ve Karaca Ahmed hakk›nda en önemli ve en genifl kaynak mâhiyetinde olan bu eser onun hakk›nda yeni bilgiler sunmakta, yanl›fl bilgileri de ortadan kald›rmaktad›r. Bu tebli¤de bu yazma eser ›fl›¤›nda Karaca Ahmed tan›t›lacakt›r. Eser, Osmanl› Türkçesi ile yaz›lm›fl olup flimdilik iki yazma nüshas› bilinmektedir. Birisi ‹stanbul’da, Vehbi Koç Vakf› Sadberk Han›m Müzesi Hüseyin Kocabafl Kitapl›¤› Türkçe Yazmalar› Bölümü’nde, 169 numarada kay›tl› olup 21 varakl›k nüshad›r.2 Di¤er nüshas› ‹stanbul’da Süleymaniye Kütüphanesi Mikrofilm Arflivi’nde 2605/1 numarada kay›tl›d›r. Bu ikinci nüshan›n (mikrofilmin) nereden al›nd›¤› bilinmemektedir. Bir flahs›n özel kütüphanesindeki nüshadan mikrofilme al›nm›fl olup Sadberk Han›m Müzesi’ndeki nüshan›n kopyas› de¤ildir. Eserin ad› Mir’âtü’l-vefâ li-vücûhi’s-safâ’d›r. Müellif esere bu ismi verdi¤ini eserin içinde kaydetmifltir3. Ayr›ca Sadberk Han›m Müzesi’ndeki nüshan›n müstensihi eserin bafl taraf›na Menâk›b-› Karaca Ahmed Sultân kayd›n› eklemifltir. Eserin yazar› Seyyid Hüseyin Enîsî Akflemseddin hakk›nda en önemli kaynak olan Menâk›b-› Akflemseddin’in yazar›d›r.4
Süheyl Ünver’in f›rças›ndan Karacaahmet Camii (Süheyl Ünver, Sevdi¤im ‹stanbul, ‹stanbul 1996, s. 10)
400
Mir’âtü’l-vefâ, di¤er ad›yla Menâk›b-› Karaca Ahmed isimli esere göre, Karaca Ahmed’in nesebi baba taraf›ndan sahâbeden Enes b. Mâlik’e ulafl›r. Karaca Ahmed’in babas› Sûfî Abdullah diye meflhur olan Melik fiehâb b. Kara Arslan’d›r. Karaca Ahmed’in annesinin ad› ise Sâfiyye Hâtûn’dur. Sâfiye Hâtûn’un annesi, fieyh Mûsâ Zûlî’nin k›z›d›r.5 Eserdeki kayda göre, Karaca Ahmed, Sultan Hamza-i Asgar’›n Mardin’deki hâkimiyeti s›ras›nda 14 Zilhicce 545 (3 Nisan 1151) tarihinde burada dünyaya gelmifl ve 96 y›l ömür sürmüfltür.6 Bu durumda (545+96) hicrî 641, mîlâdî 1244 senesinde vefat etmifl olmaktad›r. Karaca Ahmed’in dedesi Kara Arslan Mardin flehrinde padiflah (idâreci) olmufltur. Ancak Kara Arslan’›n o¤lu Melik fiehâb babas› gibi idâreci olmak istemeyip yönetimi akrabas›ndan Hamza-i Asgar Mârdînî’ye b›rakm›fl ve zâhidâne bir hayat sürmeyi tercih etmifltir. Melik fiehâb’›n o¤lu Karaca Ahmed de babas› gibi dindar ve zâhid bir insan oldu¤u için mürflid aramaya bafllam›fl ve önce Ebû Ca‘fer Muhammed Basrî’ye mürîd olmufltur. Bu zât›n silsilesi tasavvuf tarihinde pek meflhur olmayan ve ço¤u Basra ve Kûfe gibi Irak flehirlerinden olan kifliler yoluyla Hz. Ali’ye ulafl›r.7 Karaca Ahmed bu zâttan tasavvufî e¤itim ve icâzet al-
d›ktan sonra Mardin’e dönmüfl, orada fieyh Mûsâ Zûlî’nin yan›nda bir süre bulunarak ondan da icâzet alm›flt›r. fieyh Mûsâ Zûlî, bugün Mardin’de “fiehmuz Sultan” olarak an›lmakta ve türbesi ziyaret edilmektedir. fieyh Mûsâ Zûlî, Ukayl Münbecî (Menbicî)’nin halifesidir. Tasavvufta silsilesi Hz. Ömer’e ulafl›r.8 Bu menâk›bda nakledildi¤ine göre, Karaca Ahmed önce fieyh Muhammed Basrî’ye mürîd olmufl ve onun yan›nda tasavvufî e¤itimini tamamlay›p icâzet alm›flt›. Bu esnâda hâtiften bir ses mânen daha fazla yükselmek istiyorsa fieyh Mûsâ Zûlî’nin yan›na gitmesini tavsiye etmifl, bunun üzerine Karaca Ahmed Mardin’e gelip Mûsâ Zûlî ile buluflmufltu. Bu buluflmada Zûlî “Benim Karaca Ahmedim” diyerek onu ba¤r›na basm›fl, bundan sonra ad› Karaca Ahmed olarak kalm›flt›r. Bu ilk buluflmada fieyh Zûlî’nin Karaca Ahmed’e fazla iltifat etmesi Zûlî’nin önde gelen mürîdlerince garip karfl›lanm›flt›. Bir süre sonra fieyh Zûlî Karaca Ahmed’e icâzet verip onu ser-halîfe olarak tâyin etti.9 Yine Enîsî’nin menâk›bda nakletti¤ine göre, fieyh Mûsâ Zûlî bir gün Mardin’de mürîdleriyle otururken “Rum’da (Anadolu’da) evliyâdan acaba kim var?” diye Karaca Ahmed’e sordu. Karaca Ahmed bir süre tefekküre dald›, sonra “Bilinmedik bir kimse yok, ancak bir öyük üzerinde bir güvercin var, onu tan›yamad›m” dedi. fieyh Zûlî mürîdlerinden Hac› Tu¤rul Baba’ya bu durumu araflt›rmas›n› söyleyince o bir do¤an flekline girip uçmufl, Rum vilâyetine var›p o güvercini görmüfl, yakalamak isteyince güvercin bir tavflanc›la dönüflmüfl ve do¤an›n kanad›n› k›rm›fl. Kolu k›r›k olarak Mardin’e dönen Hac› Tu¤rul Baba’y› Mûsâ Zûlî karfl›lam›fl ve Karaca Ahmed’e o kolu s›vayarak iyilefltirmesini söylemifl. Karaca Ahmed bu iste¤i yerine getirip kolu bir anda iyilefltirince fieyh Mûsâ Zûlî: Ey Karaca Ahmed! Rûm’da (Anadolu’da) bulunan insanlar senin s›vamanla flifâ bulsun” diyerek onu Anadolu’ya göndermifl.10 Eserde nakledildi¤ine göre, Karaca Ahmed Anadolu’nun birçok yerinde gezmifl, baz› bölgelerde bir süre ikâmet edip tekke kurmufl, halka flifâ da¤›tm›flt›r. Bu esnâda Karaman pâdiflah› (yöneticisi) Sultan Alâeddin bir hastal›¤a yakalanm›fl, saç› sakal› dökülüp zay›flam›flt›. Doktorlar çâre bulamay›nca sultan adamlar›n› gönderip Karaca Ahmed’i dâvet etti. Karaca Ahmed padiflah›n vücuduna elini sürdü, padiflah k›sa sürede iyileflti. Bunun üzerine Sultan Alâeddin Karaca Ahmed’e büyük ikram ve ihsânlarda bulunmak istedi ancak Karaca Ahmed dünya mal›na önem vermedi¤i için bunlar› kabul etmedi.11 Menâk›b’a göre, Karaca Ahmed Anadolu’da birçok yeri gezdikten sonra Sakarî (Sakarya nehri) kenar›ndaki bir köye yerleflti. Bu köye Enîsî’nin eserini yazd›¤› dönemde “Bafl Karaca Ahmed” deniyormufl. Yazar Karaca Ahmed’in as›l kabrinin bu köyde oldu¤unu, Karaca Ahmed’e nisbet edilen di¤er mezarlar›n ise onun çocuklar›na âit oldu¤unu söyler.12 Yine eserde nakledildi¤ine göre, Karaca Ahmed bir gün Sakarî (Sakarya) nehri kenar›nda seccâde üzerinde ibâdet ederken nehirden bir bal›k s›çray›p Karaca Ahmed’in seccâdesine gelmifl. Karaca Ahmed onu nehre sal›nca bal›k tekrar s›çray›p seccâdeye gelmifl. Bunun üzerine Karaca Ahmed’e bal›¤›n mürîd olmak is401
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Karacaahmet Mezarl›¤›’n›n havadan görünümü
tedi¤i ilham olunmufl, o da bal›¤a evrâk telkîn etmifl. Yazar, bu bal›¤›n b›y›kl› bal›k oldu¤unu ve Karaca Ahmed ile dostlar›n›n o tür bal›¤› yemedi¤ini nakleder.13 Bu menk›belerden anlafl›ld›¤› kadar›yla, Karaca Ahmed önce fieyh Muhammed Basrî’nin yan›nda (muhtemelen Irak’ta) tasavvufî e¤itim alm›fl, sonra Mardin’e gelip Mûsâ Zûlî’nin yan›nda tasavvufî e¤itime devam etmifl ve icâzet alm›flt›r. Bu rivâyetlere göre, Karaca Ahmed’in Hac› Bektafl Velî ile fleyh-mürîd gibi bir iliflkisi yoktur. Hattâ Hac› Bektafl taraf›ndan fieyh Mûsâ Zûlî’nin bir mürîdinin kolunun k›r›ld›¤› fleklindeki menk›be sembolik olarak bu iki tasavvuf cemâati aras›nda bir rekâbetin oldu¤unu akla getirmektedir. Enîsî’nin kaydetti¤i silsileye göre Karaca Ahmed’in mensup oldu¤u tasavvuf ekolünün Bektâflî silsilesiyle de iliflkisi yoktur. Eserde, Karaca Ahmed’e fieyh Mûsâ Zûlî taraf›ndan fazla iltifat edilmesinin Zû402
Y E N I
B I R
K A R A C A A H M E D H A K K I N D A K A Y N A K V E M E Ç H U L K A L M I fi
B I L G I L E R
lî’nin eski ve k›demli mürîdleri taraf›ndan yad›rgand›¤› nakledilir. Belki de bu durum k›demli mürîdler (halifeler) aras›nda huzursuzlu¤a sebep olunca Karaca Ahmed Mardin’i terk edip Anadolu’nun iç ve bat› bölgelerine göç etmifl olabilir. Gitti¤i bölgelerde halka flifâ da¤›tt›¤› için k›fla sürede ad› duyulmufl ve sevilen bir flahsiyet olmufltur. Günümüzde de biyo-enerji de¤eri yüksek olan baz› insanlar›n hasta insanlara dokunmak sûretiyle onlara enerji aktard›klar› ve k›sa sürede iyileflmesine yard›mc› olduklar› bilinmektedir. Karaca Ahmed’in de böyle bir enerjiye sahip oldu¤u tahmin edilebilir. Karaca Ahmed’in menk›belerini derleyen Enîsî’ye göre onun kabri Sakarya nehri kenar›nda bir köydedir,14 ona nisbet edilen di¤er mezarlar ise çocuk ve torunlar›na âit mezarlard›r. Bu durumda yazara göre Üsküdar’daki Karaca Ahmed Türbesi de onun evlâd›ndan birine âit olmaktad›r. Tarihte Karaca Ahmed isminde birden çok kiflinin yaflad›¤› ve bunlar›n birbirine kar›flt›r›ld›¤› da düflünülebilir. Enîsî’nin eserindeki bilgilerin di¤er kaynaklardaki bilgilerle örtüflmeyen yönleri de vard›r. Bunlardan baz›lar› flunlard›r: Âfl›kpaflazâde ve Âlî Mustafa’ya göre Karaca Ahmed Orhan Gazi döneminde yaflam›flt›r.15 Osman Gâzi mîlâdî 1326’da, o¤lu Orhan Gâzi de 1359’da vefat etti¤ine göre Karaca Ahmed bu tarihlere yak›n bir dönemde yaflam›fl olmal›d›r. Enîsî’ye göre ise Karaca Ahmed mîlâdî 1151’de do¤mufl ve 1244’te vefat etmifltir. Yani di¤er kaynaklarla aras›nda bir as›rl›k fark vard›r. Hac› Bektafl Vilâyetnâmesi’ne göre Karaca Ahmed Sivrihisarl› fieyh Nûreddin’in mürîdidir.16 Enîsî’ye göre ise onun birinci fleyhi Muhammed Basrî, ikinci fleyhi Mûsâ Zûlî’dir. Hüseyin Enîsî Mir’âtü’l-vefâ isimli bu menâk›b› derlerken “baz› kitaplardan ve güvenilir insanlardan yararland›¤›n›”17 söylemifl ise de bu kitaplar›n isimlerini belirtmemifltir. Onun günümüze ulaflmam›fl baz› kaynaklar› kullanm›fl olmas› muhtemeldir. Di¤er kaynaklarla çeliflen baz› yönleri olmakla birlikte, Hüseyin Enîsî’nin Karaca Ahmed hakk›ndaki bu eseri onun hakk›nda yeni bilgiler ihtivâ etti¤i için oldukça önemlidir ve Karaca Ahmed hakk›nda bundan sonra yap›lacak araflt›rmalarda önemli bir referans olarak kullan›lacakt›r. D‹PNOTLAR 1 Karaca Ahmed hakk›ndaki eski ve yeni kaynaklar›n toplu bir listesi için bk. Haflim fiahin, “Karaca Ahmed”, Diyanet ‹slam Ansiklopedisi, ‹stanbul 2001, XXIV, 374-375. 2 Sadberk Han›m Müzesi: Piyasa Caddesi No: 27-29 Büyükdere, Sar›yer / ‹stanbul. 3 Sadberk Han›m Müzesi’ndeki nüshan›n müstensihi eserin ad›nda bir kelimeyi atlayarak ismini Mir’âtü’l-vü-
cûhi’s-safâ fleklinde kaydetmifltir. bk. Seyyid Hüseyin Enîsî, Mir’âtü’l-vefâ li-vücûhi’s-safâ (Menâk›b-› Karaca Ahmed Sultân), Vehbi Koç Vakf› Sadberk Han›m Müzesi Hüseyin Kocabafl Kitapl›¤› Türkçe Yazmalar› Bölümü, nr. 169, vr. 3b. Do¤rusu Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki nüshada kay›tl›d›r. 4 Menâk›b-› Akflemseddin Ali ‹hsan Yurt ve Mustafa Kaçalin taraf›ndan daha önce yay›nlanm›flt›r. 5 Seyyid Hüseyin Enîsî, Mir’âtü’l-vefâ, (Sadberk Han›m Müzesi nüshas›), vr. 3b-4b.
403
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
6 a.g.e., vr. 4b-5a. 7 Ebû Ca‘fer Muhammed Basrî, Ebû Abdullah Ca‘fer Kûfî, Ebû Yûsuf Muhyiddin Medenî, Ebû Osman Nasruddin Kûfî, Ebû Nasrullah Muhammed Ruvî, Ebû Muhammed Hamîd Nessâc Ba¤dâdî, Ebu’l-Azîz Ca‘fer Basrî, Ebu’l-Kâs›m Ali Gazâlî, Esed Aynî, Ebû Osman Ca‘fer Kûfî, Ebû Sa‘îd Hasan Basrî, Ali b. Ebî Tâlib. Bk. Seyyid Hüseyin Enîsî, a.g.e., vr. 6a-6b. 8 Mûsâ Zûlî, Ukayl Münbecî (Menbicî), Müslim b. Zeyd el-Esmer es-Serûcî, Ebu’t-Tâc Remlî, Ebû Sa‘îd Harrânî, Ebû Tâhir Tayyib Remlî, Ebu’l-Müslim Havlânî, Ya‘kûb b. Abdullah Arabî, Ömer b. Hattâb, Hz. Peygamber. bk. Enîsî, a.g.e., vr. 6b-7a. Musa Zuli’nin Ukayl Menbici’nin mürid ve halifesi oldu¤u hakk›nda ayr›ca bk. Nureddin fiattanufi, Behcetü’l-esrar, Kahire 2001, s. 316. 9 Enîsî, a.g.e., vr. 7a-7b, 8b. 10 a.g.e., vr. 12a-14a. 11 a.g.e., vr. 16a-17a. 12 a.g.e., vr. 17a. 13 a.g.e., vr. 18b-19a. 14 Karaca Ahmed Sultan Köyü önceleri Eskiflehir’in Sivrihisar ilçesine ba¤l› iken daha sonra Ankara’n›n Po-
latl› ilçesine ba¤lanm›flt›r. bk. Ahmet Bican Atmaca, Sivrihisar’da Yetiflen Ünlüler ve Menk›beleri, Sivrihisar 2001, s. 39. 15 Âfl›kpaflazâde, Tevârîh-i Âl-i Osmân (nflr. Ali Bey), ‹stanbul 1332, s. 200; Âlî Mustafa, Künhü’l-ahbâr, ‹stan-
bul 1271, s. 62. 16 Vilâyetnâme (haz. A. Gölp›narl›), ‹stanbul 1958, s. 18-19. 17 Enîsî, a.g.e., vr. 2a.
404