Tabip Aziz Emin Pafla (1861-1918) ve Ailesi P R O F .
D R .
N ‹ L
S A R I
-
Ü M ‹ T
E M R A H
K U R T
‹stanbul Üniversitesi
Bu çal›flmay›, hasta ve yaral›lara ömrünü adayan Aziz Emin Pafla’n›n aziz hat›ras›na ithaf ediyoruz. Tabib Aziz Emin Pafla aslen Kastamonulu’ydu. Babas› Nakibo¤ullar›ndan1 seyyid2 el-Hâc Ali A¤a; dedesi “Muytap” Emin A¤a idi. Büyükbabas› bir serdengeçti oldu¤undan “Serdengeçtiler” diye de tan›n›rlard›. Aile Saray’a k›ldan dokumalar verdi¤inden, Mutafo¤ullar› diye de bilinirlerdi. 1861’de Aziz Emin dünyaya geldi¤inde Sultan Mehmed Vahdeddin (VI. Mehmed) tahta yeni ç›km›fl, Sultan I. Abdülmecid döneminin sonlar›ndaki K›r›m savafl› üzerinden bir kaç y›l geçmiflti (1856). Ordunun hekime, özellikle de cerraha ihtiyac› büyüktü.3 Emin A¤a, o¤lu Aziz’i Mekteb-i ‹dadî-i T›bbiye’ye yazd›rd›.4 Aziz Emin’in idadîde okudu¤u 1875-77 y›llar›nda Mekteb-i T›bbiye’nin ‹dadi k›sm› Kuleli Askeri Lisesine tafl›nm›flt›.5 Aziz Emin Efendi, derslerinde gösterdi¤i baflar› sebebiyle 1294/1877’de Mekteb-i ‹dadî-i T›bbiye’nin ikinci senesinde fiehadetname alarak Mekteb-i T›bbiye’nin 1. s›n›f›na nakledildi. Aziz Emin T›bbiye’ye bafllad›ktan k›sa bir süre sonra, Aral›k 1878’de, okul Galatasaray’daki binas›ndan Sirkeci’deki Taflk›flla’ya (Demirkap› T›bbiyesine) tafl›nd›.6 Aziz Emin Efendi 25 May›s 1884 tarihinde hem tabip, hem de cerrah olarak mezun olmufltu.7 O s›rada okul Naz›r› Marco Pafla idi. Mezuniyetten sonra 1870 tarihinden itibaren T›bbiye mezunlar›n›n “tatbikat ve ameliyat mektebi” olan Haydarpafla Askeri Hastanesi’nde8 çal›flt›. Staj›n› bitiren ve s›nav› veren tabibler yüzbafl› rütbesiyle ordu birliklerine atan›rd›. Aziz Emin de, kaleme ald›¤› tercüme-i hal evrak›na göre, staj›n› tamamlad›ktan sonra 27 May›s 1885’de Tophane-i Amire’ye mensup Sanayi ikinci alay›n›n üçüncü taburu tababetine tayin edilerek ilk görevine bafllam›flt›. K›sa süre sonra, Eylül/Ekim 1885’de, Eminönü’ndeki Bâb-› Seraskerî Hastanesi-
Ü S K Ü D A R
Tabip Aziz Emin Pafla
S E M P O Z Y U M U
V
1294/1877’de Mekteb-i ‹dadî-i T›bbiye’den Mekteb-i T›bbiye-nin 1. S›n›f›na nakledildi¤ine dair fiehadetname
ne9 tayin edildi. Burada çal›fl›rken bir müddet de Kuleli Hastanesi’nde hizmet etti. Bu y›llarda siyasi kar›fl›kl›larla sars›lan Balkanlarda s›k s›k çat›flmalar, ayaklanmalar oluyor, tabib ve cerrahlara cephelerde ihtiyaç duyuluyordu. Bulgarlar, S›rplar ve Yunanl›larla savafllar›n sürdü¤ü bu dönemde üçüncü Alay-› Hümâyûnu’na mensup Yunanistan’daki Preveze Mevki Hastanesine tayin edildi. K›sa süre sonra, ihtiyaç üzerine, yine Yunanistan’daki Yanya Ordusuna mensup Delvine Mevki-i Askerîsindeki üç taburun sa¤l›k ifllerine memur k›l›nd›. 13 A¤ustos 1886 tarihinde tabip Emin Efendi’nin ifadesiyle, “mes’ele-i Yunaniye’nin indifâ’›” üzerine; Band›rma Redif Taburunun umûr-i s›hhiyesinde ikmal memuru olarak görevlendirildi. ve taburla birlikte Band›rma’ya gitti. 9 Eylül 1886’da Dersaadet’e döndü ve Ekim ay›nda Edirne Merkez Hastanesi’ne tayini yap›ld›. Bundan sonra, 1909 y›l›na kadar Mekke ile elden henüz ç›kmayan Balkan topraklar› aras›nda gelip gidecekti. Haziran 1887 tarihinde Edirne’deki kolordunun terhis edilmesi üzerine Mekkei Mükerreme Emâret-i Celilesi ma’iyyeti tababetine tayin edildi ve 1 Ocak 1888 tarihinde sol kola¤as›10 oldu. Befl y›l Mekke’de çal›flt›. Mekke Emirli¤i Tabibli¤i’ne rütbeli memur atand›¤›ndan, bu atama Saray taraf›ndan yap›l›r ve hekimin dirayeti, temsil yetene¤i, devlete ba¤l›l›¤› göz önünde bulundurulurdu. 1870 y›l›nda 7. Ordu birliklerinden oluflturulmufl Hicaz ordusu askerleri Hicaz vilayetine yerlefltirilmiflti. Vilayet merkezi olan Mekke’de Arap as›ll› bir Emir ile bir kumandan bulunmakta; sa¤l›k ifllerine yüksek rütbeli bir asker hekim nezaret 540
T A B ‹ P
A Z ‹ Z
E M ‹ N
P A fi A
( 1 8 6 1
-
1 9 1 8 )
V E
A ‹ L E S ‹
* Mekteb-i T›bbiye 5. s›n›f ö¤rencisi Aziz Emin Efendi’nin derslerini vererek bir üst s›n›fa geçti¤ine dair tasdikname (27 A¤ustos 1879)
Mekteb-i T›bbiye ö¤rencilerinden on sekiz ya-fl›ndaki Aziz Emin Efendi’ye verilen Ulûm-› ‹btidâiyye diplomas› (10 Eylül 1880) Diploma üzerinde Frans›zca olarak, Faculte ‹mpériale de Mèdecine de Constantinople, Diplõme de Baccalauréat es Sciences Au Nom de S M J le Sultan Abdul Hamid I› Khan Nous D. Marco Pacha Senàteur Directeur de I Ecole F. de Medecine 1296 – 1297, Galata Serai yaz›l›d›r.
Mekteb-i T›bbiye 6. s›n›f ö¤rencisi Aziz Efendi’nin derslerini vererek bir üst s›n›fa yükseltildi¤ine dair tasdik-name (7 Temmuz 1881)
Yirmi üç yafl›ndaki Aziz Emin Efendi’ye verilen Mekteb-i T›bbiye Diplomas› (25 May›s 1884)
541
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Mekteb-i T›bbiye-i Askeriye-i fiahane’den 3 May›s 1300/ 1884 tarihinde yüzbafl› rütbesi ile mezuniyet foto¤raf›
etmekte, bu kifli ayn› zamanda Emir’in özel hekimli¤ini de yapmaktayd›. Babas› Emin A¤a’n›n seyyid olmas›, tabip Aziz’in Mekke-i Mükerreme’de görevlendirilmesinde etkili bir sebep olmufl olabilirdi.11 Bu arada 4 Eylül 1889 tarihinde binbafl› rütbesine yükseltildi ve 18 Eylül’de 3. rütbeden Mecidî niflan› ve gümüfl ‹mtiyaz madalyas› ile taltif edildi. K›sa bir süre sonra da, Mekke’deyken ‹ran flah›n›n halas› ile ekâbir- i ‹raniye’nin hastal›klar›n› tedavi etti¤inden Temmuz / A¤ustos 1890 tarihinde ‹ran Devleti taraf›ndan 4. rütbeden fiîr- i Hurflid Niflan› ile ödüllendirildi. 4 May›s 1892 tarihinde Dersaadet’e geri döndü. fiubat/Mart 1893 tarihinde ‹kinci Ordu-y› Hümâyûn’un K›rcaali Mevki Hastanesinde görev ald›. Ekim 1893’de Bulgaristan’daki Cisr-i Mustafa Pafla Hastanesinde ve 1894 y›l›n›n fiubat ay›nda Ordu-y› Hümâyûn Merkez Hastanesinde görevlendirildi. 5 Kas›m 1897 tarihinde tekrar K›rcaali Hastanesine atand›. Balkanlardaki mücadeleler nedeniyle bu bölgede hekime ve özellikle de cerraha büyük ihtiyaç vard›. Bir bak›ma tabib Aziz Emin cepheden cepheye kofluyordu. 1 fiubat 1898 tarihinde “iftiharü’l-emacid ve’l-ekârim” Aziz Bey’e kaymakaml›k (yarbay) rütbesinin verilmesiyle birlikte 2. Ordu-y› Humayun Edirne Merkez Hastanesi’nin tabib-i sanili¤ine tayin edildi. Eylül/Ekim 1902 tarihinde 4. rütbeden Osmanî niflan-› âlîflân› ile ödüllendirildi. 15 Nisan 1904 tarihinde Bulgaristan’daki Cisr-i Mustafa Pafla Hastanesi tabib-i evvelli¤ine; 13 Ekim 1907’ de 2. 542
T A B ‹ P
A Z ‹ Z
E M ‹ N
P A fi A
( 1 8 6 1
-
1 9 1 8 )
V E
A ‹ L E S ‹
‹ran Devleti taraf›ndan verilen 4. rütbeden Niflan-› fiîr- i Hurflid ve berat›
Ordu-yu Hümayun’un sertabib vekaletine atand›. 14 Temmuz 1908 tarihinde rütbesi miralayl›¤a yükseltilen Aziz Emin, Ordu-yu Hümayun’un sertabibli¤ine asaleten atand›ysa da, Mekke-i Mükerreme Emâret-i Celîlesi fierifi Hüseyin Pafla’n›n talebi ve Harbiye Nezâreti’nin uygun görmesi üzerine yeniden Mekke-i Mükerreme Emâret-i Celîlesi’ne atanacakt›. Aziz Bey ailesini Edirne’de b›rakarak Mekke’ye son kez gitti. K›sa süre sonra ‹stanbul Haydarpafla Askeri Hastanesi Sertabipli¤i’ne tayin edildi (1909). 1912 y›l›nda fiam 8. Kolordu-yu hûmâyûn sertabibli¤ine görevlendirildi. 22 Nisan 1912 tarihinde tabip Miralay Aziz Bey’e Mecidî Niflan›n›n 2. rütbesinden bir k›t’as› ihsan buyuruldu.12 1912 y›l›nda Sertabib olarak atand›¤› son görev yeri fiam 8. Kolordu-y› Hümâyûn’ununda hastaland› ve sa¤ taraf› felçli olarak ‹stanbul’a döndü.
Aziz Emin Efendi’nin Evlili¤i ve Çocuklar› Tabip Emin Aziz Pafla’n›n o¤lu fievket Aziz Kansu’nun kaydetti¤ine göre 1874’de do¤an annesi Emine Han›m Çerkez as›ll› olup küçük yafl›nda memleketinden ‹stanbul’a gönderilmiflti.13 15-16 yafllar›na kadar ‹stanbul’da akrabalar›n›n yan›nda kalm›fl ve sonra e¤itilmek üzere Saray’a al›nm›flt›. Ne var ki sarayda isyan ç›kard› diye üç arkadafl› ile jurnalcilerin h›flm›na u¤rayacak ve Mek543
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Mekke-i Mükerreme Emâreti sertabibi Binbafl› Aziz Bey’e “devlet-i aliye u¤urunda fevkalede flecâat ve sadâkat ibraz etmesi” sebebiyle gümüflten mamul bir ‹mtiyaz Madalyas› ihsan k›l›nd›¤›na dair berât ve verilen madalya (18 Eylül 1889) (sa¤ üstte)
Madalyan›n bir taraf›nda saltanat-› seniyye armas›, di¤erinde “Devlet-i Aliyye-i Osmaniye u¤runda fevkalade sadâkat ve secâat ibrâz edenlere mahsus imtiyaz madalyas›; hilal içinde hamil olan zat›n ismi “Aziz Bey” yaz›l›d›r.
Mekke-i Mükerreme Emâreti Sertabibi Binbafl› Aziz Bey’e “muttas›f oldu¤u dirayet ve hilafet cihetiyle” 3. rütbeden Mecidî Niflan› verildi¤ine dair berât (18 Eylül 1889)
544
Kola¤as› Aziz Bey’e “dirayet ve ehliyeti” cihetiyle Binbafl›l›k rütbesi verildi¤ine dair belge (6 Eylül 1889)
T A B ‹ P
A Z ‹ Z
E M ‹ N
P A fi A
( 1 8 6 1
-
1 9 1 8 )
V E
A ‹ L E S ‹
Hac›lar›n Hicaz’a kolayca gidip gelmeleri için fiam’dan Medine ve Mekke’ye kadar uzanan demiryolu iflinde çal›flanlar› takdir için yapt›r›lan madalyalardan nikel olan bir tanesi hizmetlerinden ötürü Edirne Merkez Hastanesi’nde Kaymakam “iftiharü’l-emacid ve’l-ekârim” Hac› Aziz Bey’e berat›yla verilmifltir. (4 Ocak 1905)
ke’ye sürgün edilecekti. Yine de Sultan II Abdulhamid’in himayesi alt›ndayd›. Mekke Emiri’ne emanet edilen Emine Han›m’›n iyi bir evlilik yapmas› isteniyordu. Mekke-i Mükerreme Emâreti tabibi Aziz Emin Bey, Mekke Emirine emanet edilen Emine Han›m’dan haberdard›. Emine Han›m’› Emirden istetmifl, ancak Emine Han›m Aziz Bey’i görmeden evlenmek istememiflti. Emine Han›m, müstakbel eflini gördükten sonra, Aziz Emin’e büyük itimad› ve sayg›s› bulunan Mekke Emiri nezdinde evlendiler. ‹lk çocuklar› Nafi Bey (Nafi Atuf Kansu, 1890) Mekke’de dünyaya geldi. 1892 y›l›nda ‹stanbul’a döndükten sonra ikinci çocuklar› Müflfika Han›m; Edirne’de üçüncü çocuklar› Saibe Han›m (1898/99) do¤du. 1903’ de en küçük o¤ullar› fievket Bey (fievket Aziz Kansu) dünyaya geldi.
Üsküdar’da Yaflam ‹hsaniye’de ‹kâmet Aziz Emin Pafla büyük ihtimalle 1909’da Haydarpafla Hastanesi tabib-i evvelli545
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Yazd›¤› Terceme-i halinden edindi¤imiz bilgiye göre 1907 y›l›nda ald›¤› liyakat madalyas›
Asâkir-i flahane kaymakamlar›ndan ‹kinci Ordu-y› hümayun Merkez Hastanesi tabib-i sanisi, “iftiharü’l-emacid ve’l ekârim” Aziz Bey, “vazife-i memuriyetini hüsn-i ifa hususunda ibraz eyledi¤i mesai-yi celileden nâfli, sezavar-› taltifat-› seniyye-i flahane” oldu¤una binaen 12 Ekim 1901 tarihinde kendisine 4. rütbeden Niflan-› âlîy-i Osmanî ihsan k›l›nm›flt›r. (sa¤ üstte)
43. Hicaz F›rka-i hümayûnuna mensub olup Mekke-i Mükerreme Emareti maiyyetine memur tabip Miralay Aziz Bey’e “hidemat-› makbule-i reviyetimizaneden nâfli sezavar-› at›lfet-i ulyay-› mülükâne” oldu¤una binaen ikinci rütbeden ihsan k›l›nan bir Mecidi niflan› ve berat›. (22 Nisan 1912)
546
T A B ‹ P
A Z ‹ Z
E M ‹ N
P A fi A
( 1 8 6 1
-
1 9 1 8 )
V E
A ‹ L E S ‹
Emin Pafla, (soldan alt›nc›) hastane binas› önünde çal›flanlarla birlikte
Emin Pafla, askeri ve sivil zevat aras›nda (soldan beflinci)
547
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
R›za Tahsin’in Mirat-› Mekteb-i T›bbiye adl› kitab›n›n 42. sayfas›nda Miralay Tabib Aziz Emin’in foto¤raf› ve görev yerlerini bildiren aç›klamalar.
V
Aziz Emin Pafla’n›n sertabipli¤ini yapt›¤› Haydarpafla Askeri Hastanesi, günümüzde GATA (2007).
¤ine tayin edildi¤inde Üsküdar’a yerleflmeye karar vermiflti. O¤lu fievket Aziz Kansu’nun kaydetti¤ine göre, Aziz Emin Pafla, Üsküdar ‹hsaniye’de oturduklar› kona¤› Ankara’daki meflhur Foto Naim Gören’in day›s›ndan o y›llarda sat›n alm›flt›. Müflfika’dan olma torunu Mukbile Akdeniz (Akansu)’in anlatt›¤›na göre, ‹hsaniye’deki konak, “Orta Sokakta bulunuyordu. Ahflap bir köprü ile karfl› soka¤a ba¤lanan Köprülü Konak ve Dr. Akil Muhtar’›n kona¤› da ayn› sokaktayd›” (Bugün köprüsü y›k›lm›fl olan Köprülü Konak ve ayn› sokakta yer alan Dr. Mustafa Nevzat’›n Kona¤› bak›ml› bir flekilde ayakta duruyor) Bu tarihlerde ‹ngilizler Suriye’de isyanlar bafllatm›flt›. 1912 y›l›nda Aziz Pafla ailesini o zamanlar Üsküdar ‹hsaniye’de oturduklar› evde b›rak›p, atand›¤› yer olan, ordunun hekime ihtiyaç duydu¤u, fiam’a 8. Kolordu-yu Hûmâyûn sertabibli¤ine gitti. 14 Tayin edildi¤i bu son görev yerinde bir süre sonra hastalanm›fl ve sa¤ taraf› felçli olarak ‹stanbul’a dönmüfltü. ‹syan halinde olan Suriye’nin fiam flehri ölümünden sekiz gün sonra düflecek ve ‹ngilizler taraf›nda iflgal edilecekti. O¤lu Prof. Dr. fievket Aziz Kansu babas›n›n son y›llar›n› flöyle anlat›yor: “ Küçük Çaml›ca Ac›bademdeki Köflk yapt›r›larak oraya geçildi. Babam 6 y›l rahats›z olarak yaflad›. ‹lk 2 y›l daha tekaüd olmad›; bir süre düzeldi, dolaflabildi. Doktor Abdülhakim Bey (Abdülhakim Hikmet ) s›k s›k gelir bakard›. Nihayet orada (Çaml›ca’da) 9 Eylul 1918’ de öldü” 548
T A B ‹ P
A Z ‹ Z
E M ‹ N
Aziz Emin Pafla ve çocuklar› Nafi (sa¤da ayakta) Müflfika (solda ayakta) ve Saibe
P A fi A
( 1 8 6 1
-
1 9 1 8 )
V E
A ‹ L E S ‹
fievket Aziz Kansu a¤abeyi Nafi’nin kuca¤›nda
Aziz Emin Pafla’n›n vefat›, 11 Eylül 1334/1918 tarihli Zaman Gazetesinde flöyle duyurulmufltu: ‹rtihâl “Haydarpafla Hastanesi ve 8. Kolordu Sertababetinde ifa-y› hizmet ederek duçar oldu¤u hastal›k dolay›s› ile 3-4 sene evvel tekaüde sevkedilen Dr. Mirliva Aziz Pafla’n›n dünkü gün Küçük Çaml›ca’daki köflklerinde irtihal-i dâr-› beka eyledi¤i teessürle haber al›nm›flt›r. Ma¤firet na’fl› T›bbiye talebesi ve mikdar-› kafi asker bulundu¤u halde Köflklerinden ihtifâlât-› lazime ile kald›r›larak K›s›kl›’da Hazret-i Selami Dergah›nda defn-i hak k›l›nm›flt›r.”
Aziz Pafla’n›n Vefat›ndan Sonra ‹hsaniye’deki Kona¤›n Sakinleri Konak semtin imam›na sat›lmadan önce, aile fertlerinden olan son sakinleri Aziz Pafla’n›n k›z› Müflfika Akansu ve ailesiydi. Birinci Dünya Savafl› yokluk y›llar›yd›. Erkek çocuklar Ankara’ya yerleflmiflti. Müflfika Akansu, akrabadan olan efli makine mühendisi ‹brahim Nihat ile üç k›z› Nezahat, Mukbile ve Neriman ile baba evinde oturmaktayd›. Ancak, Konak her geçen gün daha harap oluyordu. Büyük k›zlar› Nezahat, günümüz Çaml›ca K›z Lisesi’nin bulundu¤u yerde il549
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Soldan Sa¤a: Müflfika Kansu/Akansu, Nafi Atuf Kansu (ünlü maarifçi; Erzurum ve K›rklareli milletvekili, ölm. 1949), Emine Kansu (Emin Pafla’n›n efli, ölm.1958), Saibe Kansu/Albek (ö¤retmen, ölm. 1981), fievket Aziz Kansu (hekim, Ankara Üniversitesi kurucu rektörü, Prof. Dr., Türk Tarih Kurumu Baflkan›, ölm. 1983)
Aziz Pafla’n›n vefat etti¤i Küçük Çaml›ca’daki Köflk
Tabib Aziz Emin Pafla’n›n Çaml›ca’da efli Emine Han›m için yapt›rd›¤› köflk
550
K›s›kl›’da Selami Dede Dergâh›ndaki kabir tafl›n›n üzerinde, “Kastamonulu Nakip O¤ullar›ndan Ali A¤a torunu ve Muytap Emin A¤a o¤lu Mirliva doktor Hac› Aziz Pafla’n›n ruhuna Fatiha ölüm tarihi 9 Eylül 1918” kayd› bulunuyor.
T A B ‹ P
A Z ‹ Z
E M ‹ N
‹hsaniye’de Kona¤›n önünde Mukbile Akansu, Neriman Akansu, Ergun Kansu (1935)
P A fi A
( 1 8 6 1
-
1 9 1 8 )
V E
A ‹ L E S ‹
Aziz Pafla’n›n k›z› Müflfika Akansu, efli makine mühendisi Nihat Bey (riyâziyyeci ‹brahim Efendi’nin o¤lu), k›zlar› Nezahat (solda) ve Mukbile (sa¤da)
kokulu okudu. Ortanca k›zlar› Mukbile, Duvardibi ile Do¤anc›lar aras›nda bulunan Malhatun ‹lkokulu’nda ö¤renim gördü. Bu ilkokul kona¤›n iki sokak üstündeydi. Mukbile Akdeniz, ‹hsaniye’deki ahflap kona¤› flöyle anlat›yor: “ ‹hsaniye mahallesinde, Orta Sokakta otururduk. Dr. Akil Muhtar’›n evi ayn› s›rada, köfledeydi. Sokaktan araba geçince çocuklar fleytan arabas› geçti diye ba¤›r›rlard›. K›fl›n sokak diz boyu kar olurdu. Bir sokak afla¤›da annemin akrabas› Süreyya Han›m otururdu. Bazen Ahmediye’ye Emin Ongan’›n han›m› Perihan ablay› ziyarete giderdik. Kona¤›n han kap›s› gibi çift kanatl› kap›s› içeriye, haremlik taraf›na aç›l›rd›. Anahtar› elimden büyüktü. Zemin kattan içeri girince, koca bir tafll›kla karfl›lafl›l›rd›; kocaman, kare fleklinde beyaz Marmara mermerinden yap›lm›flt›. Tafll›kta bir set vard›. Kap›dan girince, duvara yak›n solda tafll›¤›n içinde, mermere ayr› ayr› gömme, a¤›zlar› 50 cm. eninde üç tane küp vard›. Küplerden evvel bir göz vard›, içinden boru geçerdi. Dam›n çevresine döflenmifl olan çinko boru damdan afla¤›ya iniyor ve ucu kap›dan girince sol tarafta, köflede bir gözden, kare pencereden giriyordu. Ya¤mur ya¤d›¤›nda ilk gelen ya¤mur suyu çamurlu oldu¤undan al›nmaz, soka¤a verilirdi. Sonra, eve çevrilip küplere al›n›rd›. Boru s›rayla önce birinci, sonra ikinci ve üçüncü küpe uzat›l›rd›. Boruyu öyle yapm›fllard› ki, çeviriyorsun soka¤a ak›yor, çeviriyorsun küplere ak›yordu. Boruyu çevirirken tafll›¤a 551
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
Aziz Pafla’n›n torunu Türkçe ö¤retmeni Mukbile Akansu (Akdeniz)’nun Malhatun ‹lkokulu’nun 4. s›n›f hat›ras›. (1932 ) Duvardibi ile Do¤anc›lar aras›nda bulunan ilkokul, Pafla Kap›s› kemerini geçince soldaki ilk bina idi
su akmazd›, küpler dolunca da d›flar› verilirdi. Küplerin tahtadan kapaklar› vard›. Atefl s›çramas›n diye tafll›kta yak›lan malt›zda (içinde kömür yak›lan beton ocak) su ›s›t›l›r ve gusulhaneye tafl›n›rd›. Çamafl›r le¤ende kal›p sabun ve sodayla y›kan›r, iki yan› meyilli bir tahta içindeki dilim dilim t›rt›kl› bir tahta üzerinde ovularak çamafl›r›n kiri ç›kar›l›rd›. Sol tarafta, kare fleklinde bir uflak odas› (3-4 m.) vard›. Tek cephesi ana soka¤a bakan odan›n kap› taraf› sa¤›rd›. Solda, sokak seviyesinde, 3-4 metre ebad›nda demirli iki penceresi vard›. Kafesler soka¤a bakan odalardayd›. Soldaki uflak odas›n›n bitiminde, tek kanatl› kap›dan selaml›¤a geçilirdi. Gusulhanenin sa¤›ndan k›vr›l›nca merdivenden inilerek bir uflak odas›na var›l›rd›; birkaç basamak daha inince bahçeye bakan mutfak odas›na ulafl›l›rd›. Mutfa¤›n oca¤›nda piflirilen yemekler, giriflte iki bölüm aras›nda bulunan döner bir dolaptan erkek taraf›na verilirdi. Tafll›ktan sofaya, içeriye aç›lan çift kanatl› tahta bir iç kap›dan geçilirdi. Tafll›kla sofa aras›nda set vard›. Sofa sabit bir sedirle duvar boyunca döflenmiflti. Kap›n›n karfl›s›na düflen sedirin arkas›nda üç pencere bulunuyordu. Dikdörtgen olan sofa bahçeye bakard›. Sofan›n alt›nda, girer girmez sa¤ tarafta bulunan sarn›ca bir kapak aç›l›rd›. Sol tarafta düz ç›kan bir merdiven üst kattaki odalara giderdi. Tek kollu merdivenin bir taraf›nda duvar ve di¤er taraf›nda trabzonu vard›. Merdivenden ç›k›nca, birinci katta küçük bir sahanl›k bulunurdu. Merdiven alt› vard›. 552
T A B ‹ P
Mukbile Akansu (Akdeniz)
A Z ‹ Z
E M ‹ N
P A fi A
( 1 8 6 1
-
1 9 1 8 )
V E
A ‹ L E S ‹
Aziz Pafla’n›n k›z› Saibe Kansu (Albek)
Gusulhanenin devam›nda, sahanl›¤›n karfl›s›nda büyük bir oda vard›. Merdivenin dibinden küçük bir geçitten geçilerek sol tarafta gusulhaneye gidilirdi; burada y›kan›l›rd›, tahtadan raf› vard›. Sahanl›ktan merdivenle ç›k›nca bir de kafesli oda vard›. Soldaki odalar denize bakard›. Sa¤ tarafta oda yoktu, pencere de yoktu, yani sofan›n sa¤› kapal› duvard›. Sahanl›¤›n solundaki merdivenden üst kata ç›k›l›rd›. Merdivenin tutunma yerleri soldayd›, sa¤ taraf duvard›. Sahanl›¤›n sa¤›nda, üç pencereli bir oda alt› küçük, iki orta ve bir uzun koltukla döflenmiflti ve yeflil-nefti renkteki perdelerin kumafllar› koltuklar›nkiyle tak›md›. Çini sobayla ›s›n›l›rd›. Sahanl›¤›n solunda, pencerelerinin tamam› kafesli, soka¤a bakan cumbal› bir oda bulunurdu. Cumbal› odan›n yan›nda bir helas› vard›. Oda, sokak taraf›nda, sa¤dan sol duvara kadar sabit sedirle döflenmiflti; soldaki penceresi küplü tafll›¤›n girifl avlusuna bakard›. Cumbal› odada mindere oturup kafesten soka¤a bakmaya bay›l›rd›m. Ben sokaktaki herkesi görür, ama kimse beni göremezdi. Sahanl›¤›n orta yerinden yukar›ya dümdüz merdiven ç›kar ve çift kanatl› bir kap› büyük salona aç›l›rd›. Evin eni kadard›, dü¤ün salonu gibi büyüktü. Yekpare sedir bir camdan ötekine uzan›rd›. Salonun sol taraf› Marmara’y› çok güzel görürdü. 1927’de Atatürk ‹stanbul’a gelmiflti. En üst kattan onun gemisini gördüm, denizde karfl›lama törenini seyrettim ve vapurlar›n düdük seslerini duydum. Salonun sa¤›nda soka¤a bakan bir oda, sol tarafta Marmaraya bakan bir oda var553
Ü S K Ü D A R
Soldan Sa¤a Aziz Pafla’n›n k›z› Saibe Kansu (Albek), Emine Kansu ( Aziz Pafla’n›n efli) ve Aziz Albek
S E M P O Z Y U M U
V
Ceyhun Atuf Kansu
d›. Gusulhane, kerevetli salonun sol taraf›ndayd› (merdivenin sa¤›nda). Buras›, abdes alma, su dökme yeriydi. Kocaman bir mermer hela ve el y›kama muslu¤u vard›. Bir rafc›¤› vard›. Oturma odalar›nda duvarlar ve tavanlar süslü, dolaplar ifllemeliydi. Selaml›k çok daha basitti. Selaml›¤a, sokaktan haremlik kap›s›yla ayn› hizadaki ayr› bir kap›dan girilirdi. Kap›dan girince; bir tafll›k, bir aral›k ve sonra bahçeye bakan bir oda, merdivenden inince de bir uflak odas› yer al›rd›. Yukar› ç›kan merdivenden bir aral›¤a ç›k›l›r, biri bahçeye, di¤eri soka¤a bakan iki oda vard›. Arada bir hela vard›. Üst kat da ayn› plan üzerineydi. Tafll›ktan sonraki aral›ktan merdivenle inilince, sol taraftan önce birinci bahçeye, sonra tekrar merdivenlerle ikinci ve üçüncü bahçe bölümüne inilirdi. Bahçe duvarlar ile kademelendirilmifl, set set yap›lm›flt›. Bahçe bir sokaktan ötekine kadard›. Bahçe kap›s› Orta Soka¤a bakard›. Bahçedeki dut a¤ac›n›n yapraklar›yla ipek böce¤i yetifltirirdim. Bahçede bir de kara keçim vard›, nereye gidersem oraya giderdi. Bir gün ipi aya¤›ma doland›, düfltüm, çok yaraland›m. Küçük day›m Haydarpafla Hastanesinde doktordu; orada bana tetanoz afl›s› yapt›lar. Keçinin bir konuflmas› eksikti. Beni düflürdü diye babam keçiyi kasaba götürdü, çok üzüldüm. Bahçede müstakil, kubbeli büyük bir hamam vard›. Çiniliydi. Görsen, hayret ederdin. Tepeden ›fl›k veren camlar› vard›. ‹çindeki tafltan oyulu raflar› ifllemeliy554
T A B ‹ P
A Z ‹ Z
E M ‹ N
P A fi A
( 1 8 6 1
Ankara’ya tafl›nan Nafi Atuf ve fievket Aziz Beyler ve çocuklar yaz mevsimi köflkte misafir edilirdi. Köflkün bahçesinde her çeflit meyva a¤ac› bulunurdu. Çaml›ca’daki evin önünde (soldan sa¤a do¤ru) Nafi Atuf Kansu, Emine Kansu, Saibe Kansu (Albek), Müflfika Akansu, fievket Aziz Kansu, Ergun Kansu (önde solda) ve önde sa¤da Olcay Kansu görülmekte.
-
1 9 1 8 )
V E
A ‹ L E S ‹
Çocuk Hastal›klar› uzman› ve flair Dr. Ceyhun Atuf Kansu da Çaml›ca’daki köflkün ziyaretçilerindendi
di. Kubbesi de çok nak›fll›yd›. Süslemeleri pek güzeldi, parlak ve yald›zl›yd›. Hamam›n önünde, a¤z›na kadar suyla dolu bir kuyu vard›. Ama konak çok eskimiflti. 1936 y›l›nda konak semtin müezzinine sat›ld›. O y›l eve su gelmiflti… “
Küçük Çaml›ca’daki Köflkün Son Sakinleri Emin Aziz Pafla, Çaml›ca’daki evi efli için yapt›rm›flt›. Emin Aziz Pafla’n›n efli Emine Han›m hayat›n›n sonuna kadar Çaml›ca’daki Köflk’te yaflayacakt›. Uzun y›llar k›z› Saibe Albek ile birlikte oturdu. Aziz Pafla’n›n k›z› Saibe Kansu Küçük Çaml›ca’dan K›s›kl›’ya ç›karken sol tarafta yer alan ‹lk Mektebin ö¤retmeniydi. Küçük Çaml›ca ‘daki köflkten günümüze kalan bir de çevrenin do¤al bitki örtüsünden olan pek güzel kokulu yal›n nergisler, sümbüller, menekfleler, k›rm›z› zambak, dört befl çeflit papatya ve birkaç meyve türü- olabildi¤ince yiyebilece¤iniz en lezzetli, sulu ve difli kamaflt›rmayan cinsten can eri¤i, ekfli tad›nda karadut- henüz görülebilir ve tad›labilir. Çünkü, Çaml›ca’da iskan etmeyi sürdüren Aziz Pafla’n›n torunlar›ndan Dr. Nezahat Özver (rahmetli) ile kardefli edebiyat 555
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
V
ö¤retmeni Mukbile Akdeniz köflk y›k›lmadan önce birkaç çiçek ve meyva türünü evlerinin bahçelerine tafl›m›fllar. Vaktiyle Çaml›ca’n›n genifl yeflil alanlar›na yay›lan bu bitki türleri yerlerini yo¤un inflaat alanlar›na b›rakt›¤›ndan çevrede onlara rastlamak ise art›k mümkün de¤il… D‹PNOTLAR 1 Nakibü’l-eflraf: Seyyid ve fleriflerin iflleriyle ilgilenen; kimin seyyid-flerif olarak kabul edilece¤ine ve seyyid-
ler ile sahtelerinin ayr›lmas›na iliflkin inceleme ve teftifl yapan kurum. Bu göreve atananlar ilmiye mensuplar›ndan seçilir, seyyid ve flerifler tercih edilirdi. K›l›ç, R., Osmanl›’da Seyyidler ve fierifler, ‹stanbul 2005. 2 Seyyid: Hz. Muhammed’in ailesine, yani Ehl-i Beyt’e mensubiyet, a.g.e. 3 Ayten Alt›ntafl, “Osmanl›lar’da T›p E¤itimi”, Osmanl› Devleti’nde Sa¤l›k Hizmetleri Sempozyumu, Ankara, 2000, s. 99. 4 T›bbiye’de okuyacak ö¤renci önce yüksek okula haz›rlayan idadi, k›sm›na kaydolurdu. 1869 y›l›nda Maarif-
i Umumiye Nizamnamesi ile aç›lan ve 1910 y›l›na kadar hizmet veren idadilerden Mekteb-i ‹dadî-i T›bbiye’de her bir s›n›f geçmede ö¤renci bir tasdikname al›rd›. Ö¤rencileri yüksek okula haz›rlama amac›yla kurulan bu okullarda ana ilimleri ö¤renmek için yard›mc› olan dil bilgisi, söz söyleme, mant›k, cebir, co¤rafya..vb. dersler ö¤retilir. Üç y›l›n sonunda baflar› ile bitirenlere Ulûm-i ‹btidâiyye (Baccalauréat es –Sciences) ad› verilen diploma verilirdi. Bu diploma yüksek okullara girmenin flartlar›ndan biriydi. 5 Kemal Özbay, Türk Asker Hekimli¤i Tarihi ve Asker Hastaneleri, ‹stanbul 1976, II, 64. 6 a.g.e., s. 64. 7 1839 y›l›ndan itibaren tabiplik ve cerrahl›k diplomalar› bir arada verilmekteydi. 8 Osman Ergin, ‹stanbul T›p Mektepleri Enstitüleri ve Cemiyetleri, ‹stanbul 1940, s. 41. 9 Günümüzde ‹stanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin bulundu¤u yer. 10 Osmanl› ordusunda yüzbafl› rütbesi ile binbafl› rütbesi aras›ndaki rütbe. 11 Özbay, K., a.g.e. 12 Bir üst rütbeden niflan verildi¤inde bir önceki rütbeden niflan devlete iade edilirdi. 2. rütbeden niflan al›n-
d›¤›nda 3. rütbeden olan niflan iade edilmifltir. 13 1860 y›l›nda Rus ordular›n›n Kafkafllar› tamamen ele geçirmesinin ard›ndan buradaki kavimler gördükleri
fliddet ve cebir nedeniyle göçe zorlanm›fllard›r. Çeçenler, Çerkezler, Kabardal›lar ve Balkarlardan oluflan on binlerce aile Türkiye’ye göçmüfltür. Büyük ihtimalle Emine Han›m’da göç eden bu ailelerden birine mensuptu. (Akdes Nimet Kanat, Rusya Tarihi Bafllang›çtan 1917’ye Kadar, TTK yay›nlar›, XIII. Seri, No 17, Dünya Tarihi, Ankara 1948, s. 331-332.) 14 ‹smail Hami Daniflmend, ‹zahl› Osmanl› Tarihi Kronolojisi, ‹stanbul 1972, IV, 445.
556