Şer‘iye Sicil Defterleri

Page 1

‹stanbul Mahkemesi fier‘iye Sicil Defterleri’nin Üsküdar Esnaf Tarihi ‹çin Önemi K E N J ‹

F U J ‹ K ‹

Keio Üniversitesi

I. Girifl Bu çal›flma, ‹stanbul Mahkemesi fier‘iye Sicil Defterleri’nin* Üsküdar esnaf tarihi için önemini vurgulamay› amaçlamaktad›r.1 2005 ile 2008 y›llar› aras›nda ‹stanbul esnaf tarihini araflt›rmak amac›yla ‹slâm Araflt›rmalar› Merkezi (‹SAM)’nde XVIII. yüzy›la ait olan ‹stanbul defterlerinin mikrofilmlerini inceleme f›rsat› bulduk.2 Bu defterlerde Üsküdar’daki esnaf ile ilgili ve önemli kay›tlar›n, bir defterde iki üç adet gibi az olsa da bulundu¤unu, ayn› zamanda bu kay›tlar›n belirli bir ortak özellik tafl›d›¤›n› tespit ettik. Tebli¤imizde XVIII. yüzy›l ‹stanbul defterlerinde bulunan kay›tlar›n, Üsküdar esnaf tarihi için önemi ve özelli¤ini birkaç örnek göstererek aç›klamaya çal›flaca¤›m.3 II. Usta Listeleri ve Narhlar (24 numaral› ‹stanbul defterine göre) Daha önceki çal›flmalardan bilindi¤i gibi 24 numaral› ‹stanbul defteri, esnaf tarihi için önemli bir kaynakt›r.4 Bu defterin kapa¤›nda bulunan Fazîletlü Kethüda-zâde Mehmed Said’in nizâm sicillidir sene 1138 ifadesine ve içinde bulunan kay›tlara göre, ‹stanbul suriçi, Üsküdar, Galata ve Eyüp semtlerindeki esnaflarla ilgili hususlar› tetkik ve kaydetmek amac›yla 1138/1725-26 senesinde ‹stanbul kad›s› Kethüda-zâde Said Mehmed Efendi’nin nezaretinde tutulmufltur.5 Bu defterin dikkat çeken özelliklerinden biri, ilâm ve hüccet kay›tlar›n›n d›fl›nda narh kay›tlar› ile birlikte esnaf ustalar›n›n listelerini de ihtiva etmesidir.



‹ S T A N B U L

M A H K E M E S ‹ fi E R ‘ ‹ Y E S ‹ C ‹ L D E F T E R L E R ‹ ’ N ‹ N Ü S K Ü D A R E S N A F T A R ‹ H ‹ ‹ Ç ‹ N Ö N E M ‹

Özellikle usta listelerinin böyle tek defter içinde toplu olarak kaydedilmesi, bildi¤im kadar›yla çok nadirdir. Bu defterde bulunan usta listeleri ve narhlardan Üsküdar’la ilgili olarak birkaç örnek vermeye çal›flaca¤›m. Genellikle usta listesi üç k›s›mdan oluflmaktad›r. Birinci k›s›mda geçen Defter oldur ki esnâf-› teknecilerin kethüdâs› ve yi¤itbafl›lar› ma‘rifetiyle tahrîr olunan defteridir ki ber-vech-i âtî zikr olunur6 fleklindeki ifadeden, listenin neredeki hangi esnafa ait oldu¤u ve kim taraf›ndan tahrir olundu¤u anlafl›lmaktad›r. Baz› kay›tlarda bu k›s›mda esnaf nizam› da kaydedilmektedir. ‹kinci k›s›mda ustalar›n isimleri, baz› kay›tlarda dükkân›n bulundu¤u yer ile birlikte teker teker yaz›lmaktad›r. 24 numaral› defterdeki usta listelerinden Üsküdar’da 16 ayr› esnaf bulundu¤unu tespit ettim (Ek-1). Burada yer alan bilgiler, usta say›s› ve dükkânlar›n bulunduklar› yerleri ö¤renmemizi mümkün k›lmaktad›r. Meselâ toplam dokuz ustadan oluflan Üsküdar’daki hallaç esnaf›n›n befli ‹ncirli Kuyu’da, ikisi Yeni Çeflme’de, biri Beltafl›’nda ve biri Do¤ramac›lar’da çal›flmaktayd›.7 Alt› nefer gayr-i müslimden oluflan fliruganc› (susam ya¤›c›) esnaf›n›n biri Manavlar’da, biri Köprübafl›’nda, biri Yeni Çeflme’de, biri K›zlar A¤a Çeflmesi’nde, biri At Bazar›’nda, biri Tabutçular’da çal›flmaktayd›.8 Üçüncü k›s›mda ise esnaf nizam› ve kefalet bilgileri yer almaktad›r. Bu kay›tlar›n ço¤unda, usta ile dükkân say›lar›, malzeme ile metalar›n al›m sat›mlar› ve ç›rak alma gibi nizamlar› tasdik edip her ustan›n birbirlerine kefil oldu¤unu ve kethüdan›n da ustalar›n tamam›na kefil oldu¤unu görmekteyiz. Örne¤in kalayc› ile ilgili kay›tta; içlerinde bir hâm-destin olmamas›, bir usta ç›ra¤›n›n ustal›¤a terfii durumunda, gerekli ifli ö¤rendi¤i ‹stanbul kethüdas›, yi¤itbafl› ve ihtiyarlar› nezdinde onaylanmad›kça buna izin verilmemesi ve ‹stanbul’da yeteri kadar kalayc› dükkân› bulundu¤undan dolay› bundan böyle yenisinin aç›lmamas› yolundaki nizam için ferman istediklerine dair ilâm yer almaktad›r (Ek-2).9 Öte yandan bu defterde Üsküdar’da çal›flan hallaç, pefltemalc›, bürüncük ile ibriflim bükücü ve saka esnaflar›yla alakal› olan narh kay›tlar› da bulunmaktad›r. Meselâ hallaç esnaf›n›n narh kayd›nda; her okka için tüccardan al›nan penbenin fiyat›n›n 38.5 akçe, kalfa ücreti ve baflka masraflar›n 7.5 akçe tuttu¤unu ve hallaçlar›n sat›fl fiyat›n›n 54 akçe oldu¤unu ö¤renmekteyiz (Ek-3).10 III. Ekmekçi F›r›nlar› ve De¤irmenleri ‹stanbul defterlerinde Üsküdar’daki ekmekçi f›r›nlar› ve de¤irmenleriyle ilgili çok miktarda kay›t mevcuttur. Bunun sebebi, Bilâd-› selâse’ye dahil olan ‹stanbul’daki bütün f›r›nlar ve de¤irmenlerin gediklerinden yaln›z ‹stanbul kad›s›n›n sorumlu olmas›d›r.11 Dolay›s›yla Üsküdar’daki ekmekçiler, kendi f›r›n veya de¤irmen gediklerinin al›m sat›m muamelesini buna tek yetkili olan ‹stanbul mahkemesinde yapt›rmas› gerekiyordu. Genel olarak “gedik”in, XVIII. yüzy›l›n ortalar›nda dükkân say›s›n›n kontrolsüz artmamas› için esnafa sa¤lanm›fl olan bir hak oldu¤u bilinmektedir. Gedik sahibi olmayanlar dükkân iflletemez ve çal›flamazlard›.12 Fakat

1720’de Osmanl› esnaf›ndan bir grubun geçit töreni (Surnâme-i Vehbî) (karfl› sayfa)

431


Ü S K Ü D A R

S E M P O Z Y U M U

V I

böyle belirli bir dükkân aç›p iflletmek hakk› anlam›nda olan gedik ve gedik sistemi, ortaya ç›k›fl tarihi, sebebi ve meslekler aras›nda bulunan fark gibi hususlar üzerinde hâlen maalesef ayr›nt›l› bir bilgiye sahip de¤iliz.13 Bu sebepten bu k›s›mda önce ekmekçi esnaf›n›n gedik hakk› üzerinde duraca¤›z. 1190 tarihli bir kay›t, Üsküdar’daki ekmekçi gedi¤inin al›m sat›m› ile ilgili genel bir örnek teflkil etmektedir. Ekmekçi Avanis isimli zimmi, K›z›la¤ac›? f›r›n› denilen f›r›n ve Tabutçular içinde olan de¤irmenin gedik ta‘bîr olunur sekiz bârgiri (beygiri) ve âlât-› lâz›me-i ma‘lûmelerinden 6 bârgiri ve gerekli eflyadan sekizde alt›s›n› Mag›rdic isimli zimmiye 840 gurufla satm›flt›r (Ek-4).14 1190 tarihli baflka bir kay›tta ise, el-Hac Osman f›r›n› denilen f›r›n ve Balaban ‹skelesi’ndeki de¤irmenin gedi¤i, 16 bârgir ve gerekli eflyadan olufltu¤u ve Hüseyin b. Ali isimli ekmekçi, gedikten sahip oldu¤u sekiz sehmin beflini ekmekçi Kabril isimli zimmiye 1.117 gurufla ve birini Sahak isimli zimmiye 223 gurufla satt›¤› kaydedilmektedir.15 Bu bilgiler ›fl›¤›nda; ekmekçi gedi¤inin, f›r›n ile de¤irmenin ikisini birden kapsayan bir hak olup f›r›n gedi¤i ile de¤irmen gedi¤i fleklinde ayr›lmam›fl oldu¤unu söyleyebiliriz. Muhtemelen bunun sebebi, nizam olarak bir de¤irmenin belirli f›r›nlara ba¤lanmas› ve bunlardan baflka bir f›r›na un vermemesidir.16 Ayr›ca gedik, ilgili de¤irmendeki bârgirin say›s›na göre bölünmekte17 ve ekmekçiler bir gedi¤i, baz› kay›tlarda sehm denilen bu parçalar›na sahip olduklar› ölçüde paylaflmaktayd›lar.18 Böylece birden fazla ekmekçi ustalar›n›n ortak olarak bir gedi¤e sahip olmalar› konusunda flu iki husus öne ç›kmaktad›r: Parçalar fleklinde sat›n al›nmas› mümkün oldu¤u için, ekmekçinin f›r›n ve de¤irmen aç›p çal›flmas›n› ekonomik yükleme bak›m›ndan kolaylaflt›rm›flt›r. Yani ekmekçi gedik sistemi, bir yandan f›r›n ve de¤irmen say›s›n› s›n›rland›rm›fl, öte yandan ortak sahiplik usulüyle usta say›s›n›n artmas›na yol açm›flt›r. Muhtemelen o zamanlarda ‹stanbul’daki nüfus art›fl› bunu bir flekilde etkilemifltir. ‹kincisi, bu sistemin flehir iaflesini sa¤lamas›d›r. E¤er bir ekmekçi gedi¤in tamam›na sahip olsayd› sadece kendisinin durumuna göre f›r›n ve de¤irmeni aç›l›p, kapan›rd›. Meselâ kendisinin hastalanmas› durumunda f›r›n ve de¤irmeninin kapat›lmas› gerekirdi. Fakat sahibi, uygulamada da oldu¤u gibi, birden fazla ustalardan oluflursa, bir ustas› çal›flamasa da f›r›n ve de¤irmeni sürekli ekmek ve unu piyasaya ç›karabilir. Bu sebeple flu söylenebilir; gedik sistemi, ekmekçilerin bir gedik paylaflmas› fleklinde yaln›z ekmekçi esnaf› için de¤il, flehir iaflesi için de çok önemli bir rol oynam›fl ve dolay›s›yla merkezi hükümet taraf›ndan da faydal› görülüp uygulanmaya çal›fl›lm›flt›r. Öte yandan bu defterlerde Üsküdar’›n önemli bir özelli¤i olan misafirhane ile ilgili kay›tlar da bulunmaktad›r. 1182 tarihli bir kayda göre; Üsküdar’da hacca giden müslümanlar ve di¤er misafirler için haz›rlanan hân denilen 20 adet misafirhaneye o zamana kadar Un Kapan› ‹skelesi’nden yeterli miktarda arpa gönderilmifl olmas›na ra¤men bu tarihten sonra uygulama sona ermiflti. Üsküdar’daki hanc›lar durumdan flikâyetlerini ‹stanbul mahkemesine bildirince kapan tüccarlar›, yemiflçi, ya¤c› ve baflka esnaflar da bu flikâyetin hakl›l›¤›n› teyit etmifller ve 432


‹ S T A N B U L

M A H K E M E S ‹ fi E R ‘ ‹ Y E S ‹ C ‹ L D E F T E R L E R ‹ ’ N ‹ N Ü S K Ü D A R E S N A F T A R ‹ H ‹ ‹ Ç ‹ N Ö N E M ‹

bunun üzerine misafirhaneye yeniden arpa gönderilmesi konusunda merkezi hükümete ‹stanbul kad›s› taraf›ndan bir ilâm gönderilmifltir.19 IV. Üsküdar’›n ‹stanbul Suriçinde G›da Maddeleri ile Eflya Sa¤lamadaki Rolü ‹stanbul’un iafle ve baflka maddî ihtiyac›n›n, taflradan getirilen g›da maddeleri ve eflya ile karfl›land›¤› bilinmektedir. Üsküdar da bu konuda önemli bir rol oynuyordu. Burada dikkat edilmesi gereken husus, Üsküdar’›n ‹stanbul suriçine en yak›n arz yeri olmas›d›r. Bundan dolay› hem ‹stanbul kad›s› nispeten kolayca bu arz yerini denetleyebilir, hem de Üsküdar’daki esnaflar, flikâyetlerini ‹stanbul mahkemesine gidip kolayca arz edebilir ve kad›dan yard›m isteyebilirdi. Yani g›da maddeleri ve eflyan›n Üsküdar’da ne flekilde üretildi¤ini ve ayn› zamanda ne flekilde ‹stanbul suriçine getirilip orada pazarland›¤›n› da ‹stanbul defterlerinden ö¤renmemiz mümkündür. Bu k›s›mda bununla ilgili birkaç örnek sunmaya çal›flaca¤›z. 1190 tarihli bir kayda göre, Gekboza nahiyesi’ndeki kasabalar ve köylerin çevresinde bulunan bahçelerde yetifltirilen kiraz, viflne, üzüm, armut ve di¤er meyvelerin sürekli olarak ‹stanbul suriçinde sat›lmak için gönderilmifl ve orada bunlar için; müslümandan %3 oran›nda gümrük ve %1 oran›nda zarar-› kassâbiyye20 ki toplam %4 resim, gayr-i müslim taraf›ndan da %4 oran›nda gümrük ve %1 oran›nda zarar-› kassâbiyye ki toplam %5 resim ödenmifltir. Bu gümrük, meyve-i ter gümrü¤ü mukata‘as› olarak iltizama verilmifl olup tahsil hakk›, meyve gümrükçülerine aitti.21 Tanzimat’tan önceki dönemde al›nan iç gümrük vergisi (dahilî gümrük resmi), eflyan›n çeflidi, arz yeri, getirildi¤i yer gibi durumlara göre genellikle eflyan›n k›ymeti üzerinden %3-5 veya yük bafl›na 1-10 gurufl olarak al›nmaktayd›.22 Buna nazaran söz konusu meyve gümrü¤ünde, ‹stanbul suriçi iaflesinin sa¤lanmas› amac›na ve arz yerinin oraya çok yak›n olmas›na ra¤men hemen hemen genel bir oran›n tatbik edildi¤ini söyleyebiliriz. Öte yandan ‹stanbul suriçinde at, kat›r ve merkep derilerini tabaklay›p satan sa¤r›c› esnaf› ile ilgili 1188 tarihli bir kay›tta da flöyle bir dava görülmektedir: ... esnâf-› mezbûrdan kethüdâlar› mezbûr Abdülkerim ve yi¤itbafl›s› Mustafa ve ihtiyârlar›ndan on nefer mazbûtü’l-esâmî ustalar meclis-i fler‘-i hatîrde Üsküdar s›r›k hammâllar›ndan Ali bin Mehmed ve di¤er Ali bin Mehmed nâm kimesneler muvâcehelerinde ... Âsitâne-i sa‘âdet’e gelen at ve kat›r ve merkeb derileri bize mahsûs olup ... getiren tüccâr›ndan ancak bizler ifltirâ ve iktizâ iden tethîr ve perdâh›n› sa¤r›c› esnâf› idüp ve ‹slambol ve Galata ve Eyüp ve Üsküdar ve tevâbi‘lerinde helâk olan hayvânât-› mezkûre derilerini dahi sa¤r›c› esnaf› ifltirâ ve ›slâh ve tethîr ... hammâl tâ’ifesi ber-minvâl-› muharrer ‹slambol ve tevâbi‘inde helâk olan hayvânât-› mezkûre derilerini on dörder para deri bahâ(s›) ve ikifler para hammâliyye ile bizlere bey‘ idegelüp nizâm-› kadîmimiz bu vechile olup ... mezbûrân Ali ve di¤er Ali ile refîkleri gâ’ibân ane’l-meclis Ömer ve Osman nâm kimesneler bize mahsûs olan hayvânât mezkûre helâk olanlar› Üsküdar’da 433


XX. yüzy›l›n bafllar›nda Yeni Valide Camii önündeki çiçekçiler

soyup ve derilerini ahz ve hafiyyeten âhara bey‘ ile nizâm›m›z›n ihtilâline bâ‘is ve umûr-› mühimmenin ta‘tîline bâdî olmufldur diyü teflekkî itdiklerinde ...23 Daval› olan hamallar, sa¤r›c›lar›n davas›n› tasdik edip sa¤r›c›lar›n esnafl›¤›na kar›flmamay› taahhüt etmifllerdi. Böyle umûr-› mühimme (devlet ve ordu ihtiyaçlar›) için Üsküdar gibi yerlerden hayvan derilerinin toplat›ld›¤› ve hamallar›n kaçakç›l›k için Üsküdar’a gidip orada derileri toplamaya çal›flt›klar› oldukça ilgi çeken bir olayd›r. 434


Son olarak çiçekçilerle ilgili 1192 tarihli bir kayda bakarsak, flükûfeci denilen çiçekçi esnaf›, ‹stanbul’daki bahç›van esnaf› kethüdas›n›n nezaretinde Üsküdar, Bo¤aziçi ve baflka yerlerde çiçekler yetifltirip bunlar› kay›kç› vas›tas›yla ‹stanbul suriçinde olan emîn denilen kimselere gönderiyorlard›. Bu eminler, gerekli miktar›n› Çiçekçibafl›’na, geri kalan›n› ise koltukçu denilen kimselere sat›yorlard›. Onlar da çarfl› ve mahalle aralar›nda bu çiçeklerin sat›fl›n› gerçeklefltiriyorlard›. Fakat Halil ve el-Hac ‹brahim isimli koltukçular, flükufecileri aldatm›fl ve eminlerden geçirmeden flükufecilerden do¤rudan do¤ruya çiçekleri almaya çal›flm›fllard›. 435


Ü S K Ü D A R

S E M P O Z Y U M U

V I

fiükufeciler de bunlardan flikayetçi olmufllard›. Bu durumdan Çiçekçibafl›na çiçek ulaflmayacak oldu¤u için eminlerin yerine, flükufeciler bu görevi yerine getirmek zorunda kalm›fllard›r. Fakat flükufeciler aras›nda kad›n, yafll›, hasta ve engelliler bulundu¤undan dolay› bu iflin yap›lmas› imkân d›fl›nda kalm›flt›r (Ek-5).24 Bu kay›tta dikkat etmemiz gereken birinci husus; çiçeklerin Üsküdar’daki üretiminden, ‹stanbul suriçinde tüketiciye yap›lan sat›m›na kadar hangi esnaf›n elinden geçti¤inin kaydedilmifl olmas›d›r. Daha önce Mehmet Genç taraf›ndan ifade edildi¤i üzere; Osmanl› dönemindeki esnaf teflkilât›, birkaç mal veya hizmeti ihtiva eden bir bölümünü kapsamadan çok dar ve s›n›rl› zümreler halinde, her mal ve hizmet için ayr› birer birim oluflturmaktay›d›.25 Böylece esnaf teflkilât›n›n uzmanlaflmas› ve farkl›laflmas›n›n geliflti¤i durumlarda teflkilâtlar aras›ndaki iliflkileri araflt›rmak son derece önemli bir konu olmaktad›r. Ne yaz›k ki, bu kay›tta ad› geçen esnaflar üzerinde daha fazla her hangi bir bilgiye sahip de¤iliz. Ancak bu örnekteki tespitimin, bu konuda ileride yap›lacak araflt›rmalarda faydal› olaca¤›n› ummaktay›m. Dikkat edilen ikinci husus; bizler ve içimizden olan ihtiyâr ve ‘alîl kimesneler ve hâtûnlar kadîmü’l-eyyâmdan berü Üsküdar ve Bo¤aziçi ve mahall-i sâ’irede flükûfe gars›yla me’lûf olup diye yaz›ld›¤› gibi, sosyal ve ekonomik olarak zay›f say›lan yafll›, hasta, engelli ve kad›nlar›n flükufeci olarak çal›flm›fl olmas›d›r. Kad›nlar›n, XVII. ve XVIII. yüzy›llarda ‹stanbul, Ankara ve Bursa gibi flehirlerde tüccar taraf›ndan ifl verilip, ilgili esnaf teflkilât›na intisap etmeden dokumac›l›k gibi ifllerle meflgul oldu¤u bilinmektedir.26 Bundan dolay› baz› araflt›rmalarda kad›n iflçili¤inden, esnaf teflkilât›n›n sahip oldu¤u inhisar hakk›n›n önüne geçen ve yeni bir sanayi düzenine yol açan bir unsur olarak bahsedilmifltir. Fakat yukar›daki bu kay›tta görülen flükufeci kad›nlar›, söz konusu iflçilikten farkl› bir flekilde çal›flyorlard›. fiükufeci esnaf› bahç›van esnaf› kethüdas›n›n nezaretinde oldu¤u için flükufeci kad›nlar›, bahç›van esnaf›n›n nizam›na ba¤l›yd›lar. Bahç›van kethüdas› da flükufeci olarak kad›n iflçili¤ini onaylamaktayd›. Ayr›ca bu kay›tta da geçen yoksul, zay›f ve engelliler hakk›nda flimdiye kadarki bildiklerimiz; imaretler taraf›ndan yiyecek yard›m› gördükleri27 ve geçimlerini bu flekilde sa¤lad›klar› yönündeydi.28 Fakat böyle kimselerin de çal›flarak geçinmek için bir imkân, çok az olsa bile, bulabildi¤ini ve kay›kç› veya koltukçu gibi esnaflara do¤rudan ve dolayl› ba¤lanarak çiçek sat›fl› gibi toplu bir ticaret bölümünde, belirli bir yer alabildi¤ini söz konusu kay›ttan ö¤renmekteyiz. V. Sonuç Bu çal›flmada üç çeflit konuda, yani usta listeleri ile narhlar, ekmekçi f›r›nlar› ile de¤irmenleri ve Üsküdar’›n ‹stanbul suriçinde g›da maddeleri ile eflya sa¤lamadaki rolü konular›nda, ‹stanbul defterinin Üsküdar esnaf tarihi için önemini aç›klamaya çal›flt›m. Konu etti¤im kay›tlar›n ortak özelli¤i, ‹stanbul kad›s› taraf›ndan tutulmufl olmalar› ve flehir idaresi için önem verilen konularla ilgili ol436


‹ S T A N B U L

M A H K E M E S ‹ fi E R ‘ ‹ Y E S ‹ C ‹ L D E F T E R L E R ‹ ’ N ‹ N Ü S K Ü D A R E S N A F T A R ‹ H ‹ ‹ Ç ‹ N Ö N E M ‹

malar›d›r. Bu sebepledir ki ‹stanbul defterleri, Üsküdar sosyal tarihi araflt›rmalar›nda, araflt›rma konusuna göre, kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir öneme sahiptir. Ekler Ek-1: Üsküdar’daki esnaf usta listeleri (24 nolu ‹stanbul defteri)

Ek-2: Kalayc› esnaf›n›n nizam› Kalayc› tâ’ifesinin kethüdâ ve yi¤itbafl› ve ihtiyârlar› ba‘de’l-yevm içimizde hâmdest olmayup ve beynimizde bir usta flâkirdini bafl(k)a ç›karmak murâd eyledi¤inde ustalar›m›z beyninde san‘at› gere¤i gibi tahsîl ve mâhir oldu¤u ‹stanbul kethüdâs› ve yi¤itbafl› ve ihtiyârlar ma‘rifetleriyle zâhir olmad›kca izn verilmeyüp ve 437


Ü S K Ü D A R

Kartpostallarda Osmanl› esnaf›

S E M P O Z Y U M U

V I

fîmâ ba‘d ‹stanbul’da mevcûd olan dekâkîn kifâyet idüp ziyâde k›l›nmak bâ‘is-i ihtilâl olma¤la kat‘an ziyâde dükkân ihdâs olunmayup ve bu nizâm düstûrü’l‘amel k›l›nmak bâb›nda fermân-› ‘âlî recâs›nda olduklar› huzûr-› ‘âlîlerine ‘ilâm olundu bâkî fermân men lehü’l-emrindir. ‹fiS, n. 24, s. 10B. Ek-3: Hallaç esnaf›n›n narh› Hallâç tâ‘ifesi tüccârdan ifltirâ eyledikleri penbenin beher kantâr›n› on dört gurufl ve bir rub‘ gurufla alup bu sûretde beher vukiyyesi otuz sekiz buçuk akçeden ziyâde iktizâs› ider beher vukiyyesine hammâliyye ve kantâriyye ve kapan hammâliyye ve girifl akçesi n›s›f akçe ve noksân dört akçe ve kalfa ücreti yedi buçuk akçe ki cem‘an sermâye k›rk alt› akçeye bâli¤ olma¤la kendülere dahi fâ’ide sekiz akçe fâ’ide ta‘yîn olunup cem‘an elli dört akçeye narh viril(dik)den sonra esnâf-› mezbûr dahi minvâl-› meflrûh üzere ‘ibâdullâha bey‘ itmek üzere ta‘ahhüd itmeleriyle iflbu mahalle flerh virildi. ‹fiS, n. 24, s. 10A.

438


‹ S T A N B U L

M A H K E M E S ‹ fi E R ‘ ‹ Y E S ‹ C ‹ L D E F T E R L E R ‹ ’ N ‹ N Ü S K Ü D A R E S N A F T A R ‹ H ‹ ‹ Ç ‹ N Ö N E M ‹

Ek-4: Ekmekçi gedi¤inin al›m sat›m› Habbâz tâ’ifesinden Avanis veled-i Naharan nâm zimmî meclis-i fler‘-i flerîf-i enverde iflbu bâ’isü’s-sifr Mag›rdic veled-i Sergiz nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr› tâm ve takrîr-i kelâm idüp medîne-i Üsküdar’da K›z›la¤ac›? f›r›n› dimekle ma‘rûf f›r›n ve medîne-i mezbûrede Tabutc›lar içinde vâki‘ iki horosl› bir bâb de¤irmen derûnunde mevcûd beyne’l-hiref gedik ta‘bîr olunur sekiz re’s bârgirden iki re’s bârgiri yedimde ibk_ ve bâkîsi olan alt› re’s bârgir ve mârrü’z-zikr alt› re’s bârgire isâbet iden mikdâr-› âlât-› lâz›me-i ma‘lûmemi tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî flurût müfsideden ve muvâza‘adan ‘ârî bey‘-i bât-› sahîh-i fler‘î ile mesfûr Mag›rdic zimmîye sekiz yüz k›rk gurufla be-safka-i vâhide bey‘ ve temlîk ve teslîm eyledi¤imde ol dahi ber-vech-i muharrer ifltirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl itdikden sonra semeni olan mebla¤-› mezkûr sekiz yüz k›rk gurufl› mesfûr Mag›rdic zimmî yedinden tamâmen ve kâmilen ahz ü kabz idüp mebî‘-i mezkûrun tagrîr ve gabn›na ve istîfâ-› semene ve gedik husûsuna müte‘allika ‘âmme-i de‘âvî ve kâffe-i eymân ve muhâsamâtdan mesfûr Mag›rdic zimmînin zimmetini ibrâ-i ‘âmm ile ibrâ ve isk_t eyledi¤imde ol dahi ber-minvâl-› muharrer ibrâ-i mezkûr› ba‘de’l-kabûl zikr olunan f›r›n ve de¤irmenden gedek ta‘bîr olunur alt› re’s bârgir ve sâlifü’l-beyân alt› re’s bârgir(e) isâbet iden mikdâr-› sâ’ir âlât-› lâz›me-i ma‘lûmede benim aslâ ve kat‘an ‘alâka ve medhalim kalmayup mesfûr Mag›rdic zimmînin mülk-i müflterâs› ve hakk-› s›rf› olmufldur keyfemâ yeflâ tahtâr mutasarr›f olsun didikde ba‘de’t-tasdîki’fl-fler‘î mesfûr Mag›rdic zimmî dahi flurût-› nizâmlar› sayf ve flitâda alt› ayl›k zahîre der-anbar itmek üzere ta‘ahhüd itme¤in mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu fî 10 min Cemâziyelevvel sene 1190. ‹fiS, n. 39, s. 65. Ek-5: Koltukçunun flükufeci esnaf›na kar›flmas›ndan men‘ Âsitâne-i ‘aliyye ve medîne-i Üsküdar ve Bo¤aziçi ve mahall-i sâ’irede olup flükûfe gars ve bey‘iyle me’lûf olan kimesnelerden Üsküdar’da sâkin kethüdâ vekîli Mehmed Çelebi ve Feyzullah Çelebi ve Hüseyin Befle ve Dervifl Ahmed ve elHac Mehmed ve Ali Çelebi ve Ahmed Befle ve di¤er Ahmed Befle ve es-Seyyid Mehmed ve el-Hac Veliyyüddin ve Hasan Usta ve sâ’irleri meclis-i fler‘-i münîrde ba¤çevânlar kethüdâs› es-Seyyid ‹smail A¤a hâz›r oldu¤u hâlde koltukçu ta‘bîr olunur esvâk ve mahallât aralar›nda sepet ile flükûfe bey‘ iden tâ‘ifeden Halil ve Mehmed Emin ve Osman ve Mehmed ve Süleyman ve Mehmed Odabafl› ve el-Hac ‹brahim ve sâ’irleri muvâcehesinde bizler ve içimizden olan ihtiyâr ve ‘alîl kimesneler ve hâtûnlar kadîmü’l-eyyâmdan berü Üsküdar ve Bo¤aziçi ve mahall-i sâ’irede flükûfe gars›yla me’lûf olup hâs›l eyledi¤imiz flükûfeleri kay›kç›lar tâ’ifesine virüp ‹stanbul’da emînimiz olan el-Hac Feyzullah ve es-Seyyid Mehmed ve Sar› ‹smail ve Ali Usta ve sâ’ir kimesnelere irsâl anlardan dahi 439


Ü S K Ü D A R

S E M P O Z Y U M U

V I

Üsküdar pazarlar›ndan birini tasvir eden bir kartpostal

Âsitâne-i ‘aliyye(’de) olan Çiçekçibafl›lar kendülere kifâyet mikdâr›n› ifltirâ mâ‘adâs›n› mezbûrlar alup esvâk ve mahallât aralar›nda bey‘ ve fürûht itmek mu‘tâd iken koltukçu tâ’ifesi mezbûrûndan iflbu Halil flükûfeci kethüdâl›¤› ve elHac ‹brahim yi¤itbafl›l›¤› iddi‘âs›yla mezbûrlar› i¤fâl ve tahrîk ve önlerine düflüp kethüdâ ve yi¤itabafl› nasb ve ta‘yîn itdirilüp ve gelen flükûfeyi ümenâm›z ahz itmeyüp kendüleri alup istedikleri gibi bey‘ itmek dâ‘îyesinde olup bu takdîrce flükûfe gars›yla me’lûf olan tâ’ifenin her biri vakt vakt hâs›l eyledikleri ednâ mikdâr flükûfelerini bey‘ itmek içün sayf ve flitâda ‹stanbul’a gelme¤e muhtâc bu sûret ise umûr-› müte‘assireden olma¤la kesbimizin muzâyakas›na bâ‘is ve girftâr-› meflâkk-› ‘azîm olmam›za bâdî ve vakt ve zamân›yla Âsitâne-i ‘aliyye’de flükûfe bulunmamas›na sebeb bir hâlet gayr-i merziyye olup ve koltukçu tâ’ifesi mezbûrûn iflbu yedimizde olan iki k›t‘a emr-i ‘âlîflânda zikr ve beyân ve tasrîh ve ‘ayân k›l›nd›¤› üzere koltukçu tâ’ifesi elli befl senesinde kendi üzerlerine bir kimesneyi kethüdâ nasb ve ta‘yîn ve ‘askerîden berât itdirüp ihtilâl-› nizâm-› kadîme bâdî olduklar›nda flükûfeciyân baflka esnâf ‘add olunmayup ve flükûfeciyân›n iktizâ idüp umûrlar› ez-kadîm bahçevânlar kethüdâs› taraf›ndan rü’yet olundu¤undan berât-› mezkûrun kayd› mahallinden terkîn ve kadîmîsi üzere müstakillen ‹stanbul ba¤çevân kethüdâs›na zabt itdirildi¤i sarâhaten tahrîr olunmufldur diyüp min külli’l-vücûh? takrîrlerine mutâb›k iki k›t‘a emr-i ‘âlîflân ibrâz eylediklerinde koltukçu tâ’ifesinden mezbûrân›n hilâf-› emr-i ‘âlî ve mugâyir-i flurût-› nizâm îrâd eyledikleri kelimât-› vâhiyelerinden tâ’ife-i merk_meyi mezbûrân›n tahrîk eyledikleri münfehim olma¤la kelâmlar›na i‘tibâr olunma440


‹ S T A N B U L

M A H K E M E S ‹ fi E R ‘ ‹ Y E S ‹ C ‹ L D E F T E R L E R ‹ ’ N ‹ N Ü S K Ü D A R E S N A F T A R ‹ H ‹ ‹ Ç ‹ N Ö N E M ‹

yup iktizâ iden umûr ve husûslar› kadîmîsi ve emreyn-i flerîfeyn mantûklar› üzere ‹stanbul ba¤çevânlar› kethüdâs› olanlar rü’yet ve fîmâ ba‘d koltukçu tâ’ifesi hilâf-› emr-i ‘âlî ve mugâyir-i flurût hareket itmeyüp ›rzlar›yla mukayyed ve kesbleriyle meflgûl olmak üzere cümlesine tenbîh olundukda mezbûrân Halil ve el-Hac ‹brahim dahi kethüdâ ve yi¤itbafl›l›k sevdâs›ndan fârig ve keff-i yed ve ba‘de’l-yevm tâ’ife-i mezbûrenin önlerine düflüp hilâf-› emr-i ‘âlî ve mugâyir-i flurût harekete cesâret iderse diyâr-› âhara nefy ü iclâ olunma¤a râzîler olduklar› ‹stanbul mahkemesinden huzûr-› ‘âlîlerine i‘lâm olundu fî 17 min Zâ sene 1192. ‹fiS, n. 43, s. 9B. D‹PNOTLAR * Bundan sonra “‹stanbul defterleri” olarak bahsedilecektir. 1 Bu çal›flma, Reserch Fellowships of the Japan Society for the Promotion of Science for Young Scientists taraf›ndan k›smen finanse edilmifltir. Ayr›ca bana bu sempozyuma kat›lma f›rsat› veren Prof. Dr. ‹smail E. Erünsal’a ve metnimin haz›rlan›fl› s›ras›nda hiçbir zaman çeflitli yard›mlar›n› esirgemeyen Mustafa Birol Ülker ve Kenan Y›ld›z’a minnettar kald›¤›m belirtmek isterim. 2

‹SAM’da yap›lan araflt›rmalar›m s›ras›nda, belgelerin okunmas› ve de¤erlendirilmesinde bana yard›m eden de¤erli hocalar›ma ve bana büyük kolayl›k gösteren ‹SAM’daki bütün müdürlükler ve personele teflekkür etmeyi bir borç bilirim.

3 fier‘iye sicil defterleri üzerinde genel bilgi için bk. Akgündüz, A. ve Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Vakf› (haz.lar), fier‘iye Sicilleri: Mahiyeti, Toplu Katalo¤u ve Seçme Hükümler, ‹stanbul 1988, I. Üsküdar’daki esnaf üzerinde flimdiye kadar az say›da araflt›rma yap›lm›fl olsa da yay›mlanm›fl olan IV. Üsküdar Sempozyumu’nun bildiri kitab›nda birkaç araflt›rma mevcuttur. bk. Y›lmaz, C., Üsküdar Sempozyumu IV: 3-5 Kas›m 2006: Birdiriler, ‹stanbul 2007, II. 4 Bu deftere dayanan çal›flmalar olarak bk. Ergin, O. N., Mecelle-i Umûr-› Belediyye, ‹stanbul 1922, I; Ak-

tepe, M. M., Patrona ‹syan› (1730), ‹stanbul 1958; Kütüko¤lu, M. S., “Osmanl› Esnaf›nda Oto-Kontrol Müessesesi”, ‹stanbul Esnaf ve Sanatkârlar Dernekleri Birli¤i (haz.), Ahilik ve Esnaf: Konferanslar ve Seminer: Metinler Tart›flmalar, ‹stanbul 1986, s. 55-85; Kal’a, A., ‹stanbul Esnaf Tarihi Tahlilleri: ‹stanbul Esnaf Birlikleri ve Nizamlar›, ‹stanbul 1998, I. 5

Sicill-i Osmanî’ye göre Said Mehmed Efendi 1138/1726’da ‹stanbul kad›s› olup 1139/1727’de azledilmifl ve 1141/1728’de vefat etmiflti. Ayr›ca kendisinin kad›l›k zaman›nda zahire narh›nda ve de¤erini belirlemede dikkat edip esnaf›n usulünü de¤ifltirmede gayretli görüldü¤ü de yaz›lmaktad›r. bk. Mehmed Süreyya, N. Akbayar (haz.), Sicill-i Osmanî, ‹stanbul 1996, V, 1455.

6

‹stanbul mahkemesi fler‘iye sicil defterleri (bundan sonra ‹fiS), n. 24, s. 11A.

7

‹fiS, n. 24, s. 9B.

8

‹fiS, n. 24, s. 53A.

9

‹fiS, n. 24, s. 10B.

10

‹fiS, n. 24, s. 10A.

11

Aynural, S., S. Faroqhi (tr.), “The Millers and Bakers of Istanbul (1750-1840)”, S. Faroqhi & R. Deguilhem (haz.lar), Crafts and Craftsmen of the Middle East, London/ New York 2005, s. 168. Üstelik XVIII. ve XIX. yüzy›llarda ekmekçi esnaf› için bk. Aynural, S., ‹stanbul De¤irmenleri ve F›r›nlar›, ‹stanbul 2001. 12

Kütüko¤lu, M. S., “Osmanl› ‹ktisadî Yap›s›”, E. ‹hsano¤lu (haz.), Osmanl› Devleti Tarihi, ‹stanbul 1999, II, 610-612.

441


Ü S K Ü D A R

S E M P O Z Y U M U

V I

13 Gedik üzerinde son çal›flmalar olarak bk. Yi, E., Guild Dynamics in Seventeenth-Century Istanbul: Fluidity and Leverage, Leiden/Boston 2004; Faroqhi, S., “Ottoman Craftsmen: Problematic and Sources with Special Emphasis on the Eighteenth Century”, S. Faroqhi ve R. Deguilhem (haz.lar), Crafts and Craftsmen of the Middle East, London/New York 2005, s. 84-118. 14

‹fiS, n. 39, s. 65B.

15

‹fiS, n. 39, s. 64A.

16

Belirli f›r›nlara ba¤lanmayan müstakil de¤irmende çal›flan uncu esnaf›n›n gedi¤i ise yaln›z de¤irmene aittir. Uncu esnaf› üzerinde ayr›nt›l› bilgi için bk. Aynural, ‹stanbul De¤irmenleri ve F›r›nlar›, s. 103110.

17 ‹stisna olarak 1187 tarihli bir kay›tta, Komidas isimli zimminin, sahip oldu¤u ekmekçi gedi¤inden birer beygir ve birer aya¤›n› Melak? ve Oskohi isimli nasraniyelere ve üç beygir ve 2 aya¤›n› Nakohi? isimli nasraniyeye satt›¤› yaz›lmaktad›r (‹fiS, n. 36, s. 35B). Yani baz› gedikler, beygir ayaklar›na göre de parçalanm›flt›r. 18

Genellikle gediklerin, ustan›n efli ya da o¤lu gibi ilgili esnaf olmayan kimseye sat›ld›¤› bilinmektedir (msl. ‹fiS, n. 39, s. 23A). Bu husus, flehir halk›n›n mal ve serveti aç›s›ndan gedik sisteminin yeni bir özelli¤ini iflaret eden önemli bir unsurdur. Ancak flimdiye kadarki incelememizde ekmekçi gediklerinde söz konusu al›m sat›m görülmemifltir.

19

‹fiS, n. 30, s. 48A. Bununla ilgili olarak, Kartal karyesinde hacca giden yolcu ve baflka misafirlere ekmek veren f›r›n ve bu f›r›na ba¤l› olan de¤irmen hakk›nda bk. Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi, ‹stanbul Ahkâm Defteri (A. DVN. AHK. ‹S), I, 98, h. 439 (1156/1743). 20

Bu resim için bk. Ergenç, Ö., “1600-1615 Y›llar› Aras›nda Ankara ‹ktisadî Tarihine Ait Araflt›rmalar”, O. Okyar & Ü. Nalbanto¤lu, Türkiye ‹ktisat Tarihi Semineri: Metinler / Tart›flmalar, 8-10 Haziran 1973, Ankara 1975, s. 160-163.

21

‹fiS, n. 39, s. 90A.

22

Kütüko¤lu, M. S., Osmanl›-‹ngiliz ‹ktisâdî Münâsebetleri, Ankara 1974, I, 62-63.

23

‹fiS, n. 39, s. 95B.

24

‹fiS, n. 43, s. 9B. Bu kay›t, flu çal›flmada da bahsedilmektedir. bk. Zarinebaf-Shahr, F., “The Role of Women in the Urban Economy of Istanbul, 1700-1850”, International Labor and Working-Class History, 60 (2001), s. 142. 25 Genç, M., “Osmanl› Esnaf› ve Devletle ‹liflkileri”, ‹stanbul Esnaf ve Sanatkârlar Dernekleri Birli¤i (haz.), Ahilik ve Esnaf: Konferanslar ve Seminer: Metinler Tart›flmalar, ‹stanbul 1986, s. 113-114. 26 Zarinebaf-Shahr, F., “The Role of Women in the Urban Economy of Istanbul, 1700-1850”, International Labor and Working-Class History, 60 (2001), s. 145-147. 27

Bununla ilgili son çal›flmalar için bk. Ergin, N., C. K. Neuman ve A. Singer (haz.lar), Feeding People, Feeding Power: Imarets in the Ottoman Empire, Istanbul 2007.

28 ‹stisna olarak dilencilik ise flu çal›flmada araflt›r›lm›flt›r. bk. Tekin, Z., “Osmanl› Döneminde Dilencilik”, H. ‹nalc›k (haz.), Osmanl›, Ankara 1999, V, 570-583.

442


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.