Bir Mühtedi Dinden Dönerse

Page 1

XVI. Yüzy›l Osmanl› Toplumunda Özel Bir Vak‘a: Bir Mühtedi Dinden Dönerse… N U R A Y

G Ü L E R

‹SAM

Bu tebli¤de, Üsküdar Gülfem Hatun Mahallesi’nde yaflayan mütereddit bir Rum’un din tercihindeki karars›zl›¤› anlat›lacakt›r. Osmanl› topraklar›nda z›mmî statüsünde yaflayan Mihal isimli bir Rum, Kanunî’nin düzenledi¤i Almanya Savafl› (1532) s›ras›nda müslüman olmufl fakat daha sonra müslüman oldu¤unu inkâr ederek eski dini olan H›ristiyanl›¤a geri dönmüfltür. Üsküdar Gülfem Hatun Mahallesi sakinlerinden Debba¤ Haydar b. Abdullah bahsi geçen savaflta Mihal’in müslüman olufluna tan›k olmufl ve ayn› kiflinin yeniden eski dinine dönmesi karfl›s›nda Mihal’i mahkemeye flikâyet etmifltir. Bunun sonucu olarak Mihal ‹slâm ve Osmanl› hukukunda benzerine az rastlanan ilginç bir ceza flekli ile karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Ceza tehdidi karfl›s›ndaki Mihal’in son karar› ise yine ‹slâm’› kabul etmek olmufltur. Mihal’in dinden dönüflü konulu davay› de¤erlendirmeye bafllamadan önce Osmanl› toplumunda yaflanan ihtidâ ve irtidât olaylar›na k›saca de¤inmek istiyorum. Osmanl› toplum hayat›nda da çeflitli milletlerden gayrimüslimler bütün Osmanl› flehirlerinde oldu¤u gibi Üsküdar’da da sosyal hayat›n önemli bir parças›yd›lar. ‹slâm dininin egemenli¤i alt›nda yaflayan gayrimüslimler aras›nda Osmanl› Devleti’nin büyümesine paralel olarak çeflitli nedenlerle müslüman olanlar bulunmaktayd›. Devletin takip etti¤i hoflgörü politikas›ndan etkilenerek müslüman olanlara rastlan›lmakla beraber, bir mevki kazanmak ve sosyal statüsünü de¤ifltirmek için müslüman olan gayrimüslimler de vard›.1 Özellikle Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun uluslararas› arenada güçlü oldu¤u XVI. yüzy›lda, gayrimüslimlerin ço¤unlukla siyasî ve iktisadî nüfuz ve ç›kar elde etmek amac›yla din de¤ifltirdikleri ihtimali üzerinde durulmaktad›r.2 Bu flekilde ‹slâm’› din olarak seçme yollar›ndan birisi de savafl esiri olarak ele geçirilen kölelerin müslüman olmas›d›r. Kay›tlarda “Abdullah o¤lu” olarak ad›


Ü S K Ü D A R

S E M P O Z Y U M U

V I

Kanûnî Sultan Süleyman

geçen herkesin “mühtedi” olup olmad›¤› kesin olarak kan›tlanamamas›na karfl›n bunlardan ‘ço¤unun’ ya kendi istekleriyle ‹slâmiyet’i seçmifl yerli h›ristiyanlar veya azat edilmifl “mühtedi” köleler ya da devflirme yoluyla ‹slâmlaflm›fl kimseler olduklar› üzerinde ›srarla durulmufltur.3 Baba ad›n›n kullan›lmamas›n›n nedeni mühtedinin gerçek baba ad›n›n belgelere kaydedilmemesidir. Fakat bütün baba ad› “Abdullah” olanlara mühtedi demek de do¤ru de¤ildir. Müslüman aileden gelen kiflilerin baba adlar›n›n Abdullah olmas› da zaman zaman rastlan›lan bir durum olmakla beraber yayg›n de¤ildi.4 Di¤er taraftan babas› “Abdullah” olarak kaydedilenlerin bir k›sm› herhangi bir sebeple esir edilmifl ve annesi babas› kaybolmufl müslüman çocuklar› da olabilmekteydi.5 Gayrimüslimlerden ‹slâm’› seçenlerin bir k›sm› yeni dinlerinde sabit-kadem olurken, baz›lar› da eski dinlerine dönme e¤ilimi içinde olmufllard›r.6 Bunlar›n aras›nda “mühtedi” oldu¤unu inkâr edenlere de rastlan›lmaktayd›.7 Eski dinine geri dönenlerin yukar›da bahsi geçen “sosyal ve iktisadi” nedenlerle din de¤ifltirmifl olmalar› ihtimal dâhilindedir. ‹slâm hukukuna göre bir kimse müslüman olmaya zorlanamazd›. Fakat bir kiflinin ‹slâm’› seçtikten sonra bundan vazgeçmesi büyük bir suç say›lm›fl ve ele 492


X V I .

Y Ü Z Y I L O S M A N L I T O P L U M U N D A Ö Z E L B I R B ‹ R M Ü H T E D ‹ D ‹ N D E N D Ö N E R S E …

V A K ‘ A :

geçirildi¤inde ölümle cezaland›r›lmas› yoluna gidilmifltir.8 ‹slâm hukuku uygulamas›nda “mürtedlik”le suçlanan kifliye öncelikle “idam edilece¤i hükmü” hat›rlat›larak karar›ndan vazgeçmesi istenilmekteydi. E¤er “mürted” karar›nda ›srar ederse genellikle ölümle cezaland›r›l›rd›.9 Di¤er taraftan zorla Müslümanl›¤› kabul eden kiflinin Müslümanl›k’tan dönmesi halinde bu kifliye “mürted”e verilen cezan›n uygulanmad›¤› da bilinmektedir.10 Burada önemli olan baflka bir husus ise, Müslümanl›k’tan vazgeçenin ayr›ca “devlete ve vatana ihanet” suçu iflledi¤ine hükmolunmas›d›r.11 Örne¤in devlet hizmetlerinde görev alm›fl fakat sonradan “mürted” olmufl flah›slar için “melun” ibaresinin kullan›ld›¤›n› ve onlara “hain” gözüyle bak›ld›¤›n› kroniklerden tespit etmek mümkündür.12 Müslüman olduktan sonra ‹slâm dininden vazgeçenlere genel itibariyle acemi-o¤lanlar aras›nda veya serhad boylar›nda h›ristiyan ve müslümanlar›n bir arada yaflad›klar› yerlerde [daha çok] rastlanmaktad›r.13 Bu tebli¤ çerçevesinde ele al›nacak örnekte ise, ço¤unlu¤unu müslümanlar›n oluflturdu¤u Üsküdar’da dinden dönen bir “mürted”in mahkeme süreci takip edilecektir. Osmanl› topraklar›nda yaflayan bir Rum’un dînî aray›fllar›, yaflad›¤› gel-gitler ve bu kiflisel aray›fllar›n›n bir flekilde mahkemeye yans›mas› sonucu bugün elimizde mevcut davan›n bir kriti¤i yap›lacakt›r. Osmanl› hukukunun böyle kritik bir davada olaya yaklafl›m› ele al›nacak ve bu davadan yola ç›k›larak Osmanl›’da dinden dönmenin ne anlama geldi¤i irdelenmeye çal›fl›lacakt›r. Osmanl› topraklar›nda yaflayan bir kiflinin dini manada yaflad›¤› içsel çat›flma, Müslümanl›¤› seçiyorsa, ‹slâm hukukuna göre “ihtidâ”, Müslümanl›k’tan dönmüfl ise “irtidat” olarak ifadesini bulmufltur. Üsküdar Mahkemesi fier‘iyye Sicili’nin 15 numaral› defterinde kay›tl› bu hüccet Ramazan 957/Eylül 1550 tarihlidir. Öncelikle vurgulamak gerekir ki, konusu ile dikkati çeken bu kay›t flekil aç›s›ndan da oldukça ilgi çekicidir. Uzun bir flekilde kaleme al›nm›fl hüccetin yaz›m flekli di¤er kay›tlardan farkl›l›k arz etmekte, kayd›n çalakalem yaz›lm›fl oldu¤u görülmektedir.14 Bu davan›n bafl aktörü olan Mihal, Yunanistan’›n Teselya Bölgesi’nde bulunan T›rhala Kasabas›’nda yerlefliktir. Evli ve alt› çocuk babas› olan Mihal, geçimini f›r›nc›l›k yaparak sa¤lamaktad›r. Konu ile ilgili de¤erlendirmelerimiz sadece bir dava ile s›n›rl› bulundu¤undan bir tak›m hususlar muallâkta kalm›flt›r. Meselâ, davan›n görüldü¤ü tarihlerde Mihal, ailesinin T›rhala kasabas›nda oturmas›na karfl›n kendisi bir Üsküdar sakinidir. Üsküdar’a neden ve ne flekilde geldi¤ine dair bir bilgi ya da yoruma imkân tan›yacak herhangi bir ipucu elimizde mevcut de¤ildir. Mihal, 1532 senesinde Kanuni Sultan Süleyman’›n Almanya Seferi’nde15 ordunun geri hizmetlerinde kardefli ile birlikte f›r›nc› olarak görev alm›flt›r. Bir h›ristiyan olan Mihal ve kardefli bu savafl s›ras›nda kendi dinlerini terk ederek Müslümanl›¤› seçmifllerdir. Mihal anl›k bir heyecan ile bir karar vermifl olma ihtimali bulunmakla beraber savafl esnas›nda müslüman oldu¤u dikkati 493


Ü S K Ü D A R

S E M P O Z Y U M U

V I

çeken Mihal’in ekonomik ya da sosyal aç›lardan baz› ç›karlar›n›n oldu¤u da akla gelebilir. Mihal, müslüman olduktan sonra müslüman arkadafllar› taraf›ndan ona Kas›m ad› verilmifl, di¤er mühtedilerde oldu¤u gibi baba ad› da “Abdullah” olarak de¤ifltirilmifltir. Eski ad›n› bilmedi¤imiz kardefli de Mehmed ad›n› alm›flt›r. Müslüman olan Mihal’in, kardefli ile birlikte namaz k›lmaya bafllam›fl oldu¤u da kay›tta geçen ifadelerde yer almaktad›r.16 Bir süre için Üsküdar Gülfem Hatun Mahallesi sakini olan Mihal, müslüman olduktan bir müddet sonra tekrar sessizce eski dinine girmeyi tercih etmifltir. Fakat savafl s›ras›nda ahbapl›k etti¤i müslüman arkadafllar›ndan dericilik mesle¤i ile meflgul oldu¤u anlafl›lan Tabak Haydar b. Abdullah bu olaydan haberdar olunca Kas›m’› mahkemeye flikâyet etmifltir. fier‘iyye Sicillerinde rastlan›lan örneklerde, mürted olmufl bir kiflinin durumunun mahkemeye intikali, genellikle bundan haberdar olan müslümanlar›n flikâyeti ile gerçekleflmektedir.17 Böyle bir ihbar üzerine mahkemeye ça¤r›lan Kas›m, muhtemel ki ‹slâm hukukunun mürtedlere verdi¤i cezay› iyi bildi¤inden “daha önce müslüman oldu¤u” fleklindeki iddiay› reddetmifltir. Mihal “hiçbir zaman müslüman olmad›¤›n›, asl›n›n ve kendisinin kâfir oldu¤unu” savunmaktad›r. Burada dikkati çeken bir husus, Mihal’in kendisinden kâfir olarak söz etmesidir. Mihal ya müslümanlar›n kendisine bak›fl› ile durumu de¤erlendirmifl ya da kayda geçirilirken “kâfir” terimi kad› ya da kâtip taraf›ndan kullan›lm›flt›r. Bu savunmadan sonra kad›, hadiseyi mahkemeye tafl›yan Debba¤ Haydar’dan Mihal’in Müslümanl›¤›na flahit göstermesini isteyince Debba¤ Haydar, Almanya Seferi’ne birlikte kat›ld›klar› Murad b. Abdullah, Kas›m b. Abdullah ve H›z›r b. Abdullah ad›ndaki Üsküdarl› sakinleri flahit olarak göstermifltir. fiahitler bahsi geçen savafl s›ras›nda, Kas›m’›n, kendilerinin önünde bat›l dinden dönerek müslüman oldu¤unu ve eski ad› Mihal iken ‹slâm’a girdikten sonra müslümanlar taraf›ndan ona Kas›m isminin verildi¤ini söylemifllerdir.18 Burada Kas›m’› mahkemeye veren Tabak Haydar ve ona flahitlikte bulunan di¤er arkadafllar›n›n baba adlar›n›n “Abdullah” olmas›ndan yola ç›karak onlar›n da sonradan müslüman olmufl “mühtedi”ler olmalar› ihtimal dâhilindedir. Bu kiflilerin de Kas›m ile birlikte topluca müslüman olmufl olmalar› muhtemeldir. Bu ifadelerden sonra kad›, kesin bir flekilde Kas›m’›n mürted oldu¤u hükmüne vararak onu üç gün haps etmifltir. Kad›, bu hapis süresinden sonra tekrar Kas›m’› mahkemeye ç›kartm›fl ve cezas›n›n ölüm oldu¤unu, yak›larak cezaland›r›laca¤›n› dile getirmifltir: “Mürted olmuflsun seni ihrak etmek mukarrerdir”. Yakarak cezaland›rman›n ‹slâm ve Osmanl› hukukunda yeri yoktur. Fakat baz› istisnai durumlarda yakma cezas› siyaseten meflru say›lm›flt›r.19 Yakma cezas›n›n tarihsel seyrine bak›ld›¤›nda bir tak›m örnekleri bulunmaktad›r. Özellikle ‹slâm’dan önce Arap dünyas›nda yak›larak cezaland›rman›n varl›¤›ndan bahseden ‹srafil Balc›, bir çal›flmas›nda bu konuyu ayr›nt›l› olarak tart›flm›fl ve böyle bir ceza fleklinin ‹slâm hukukunda yeri olmad›¤› kan›s›na varm›fl fakat uygulamada bu cezan›n varl›¤›n› tamamen reddedememifltir.20 Osmanl› hukukunda da resmi olarak böyle bir ceza flekli bulunmamakla21 beraber baz› eserlerde 494


X V I .

Y Ü Z Y I L O S M A N L I T O P L U M U N D A Ö Z E L B I R B ‹ R M Ü H T E D ‹ D ‹ N D E N D Ö N E R S E …

V A K ‘ A :

Bu¤ün müze olarak kullan›lan Üsküdar fieriye Mahkemesi

yakma cezas› uygulamas› bahislerine rastlanmaktad›r. Örne¤in, Dernschwam, ‹stanbul ve Anadolu’ya Seyahat adl› eserinde 14 fiubat 1550 tarihinde ‹stanbul’da müslüman olmufl bir Rum’un gizlice kendi dinini yaflad›¤› a盤a ç›kt›¤›nda At Meydan›’nda yak›ld›¤›ndan bahsetmektedir. Bu eserde yak›larak öldürülen birkaç mürtedin daha ad› geçmektedir.22 Di¤er taraftan, Asafi Dal Mehmed Çelebi, fiecaatname adl› eserinde Özdemiro¤lu Asaf Pafla’n›n ‹ran’a düzenledi¤i seferler esnas›nda mürted olmufl bir Rum’un yak›lmas›ndan söz etmekte, kitapta yakma cezas›n› resmeden bir minyatür de bulunmaktad›r.23 Burada flahs›n yak›larak öldürülmesi kad›ya baflvurulmadan “siyaseten katl” olarak gerçekleflmifltir.24 Ancak, sicillerde, irtidat ile alakal› kay›tlarda flu ana kadar herhangi bir yakma cezas› ile karfl›lafl›lmam›flt›r. Dinlerini terk eden müslümanlar›n öldürülmesine dair uygulama 1856 Islahat Ferman› ile kald›r›lm›flt›r.25 Mahkeme mahalline tekrar dönecek olursak, incelenen bu dava kayd›n›n nihayetinde cayd›r›c› bir yapt›r›m ile karfl›laflan Kas›m, müslüman olmak istedi¤ini söylemifl ve kad›dan ‹slâm ve îman› tarif etmesini talep etmifltir. Kad› önünde ve flahitler huzurunda müslüman olan Kas›m’›n mümin ve muvahhid oldu¤una hükm edilmifltir.26 Bu mahkemeden sonra Kas›m, görünüflte müslüman olmakla beraber ‹slâm’a gerçekten de inanm›fl m›d›r bilemiyoruz. ‹slâm’›n ilk y›llar›ndan beri ve Osmanl›’da da flahsî menfaatleri gere¤i zahiren müslüman olduklar›n› aç›klad›klar› halde gerçekte eski dinlerinin vecibelerini yerine getiren ve kendi dinleri lehine çal›flan insanlar daima var olmufltur. Eski dinlerini yaflamaya 495


Ü S K Ü D A R

S E M P O Z Y U M U

V I

Kas›m'›n irtidat› ile ilgili belge

devam eden bu insanlar için “dönme” tabiri kullan›lm›fl fakat zamanla sonraki yüzy›lda vuku bulan Sabatay Sevi taraftarlar› için kullan›lan özel bir terim halini alm›flt›r.27 Di¤er taraftan Mihal ile Sabatay Sevi aras›nda bir benzerlik kurulabilir. Osmanl›daki Yahudi cemaatlerini etkileyen Sevi’nin faaliyetleri, rahats›zl›k uyand›rm›fl, onu, dinini de¤ifltirmekle karfl› karfl›ya b›rakm›flt›r. Mesih oldu¤unu iddia eden Sevi ya iddialar›ndan ya da hayat›ndan vazgeçecekti. Fakat Sevi de t›pk› Mihal gibi müslüman olmay› tercih etmifltir.28 Sonuç olarak Mihal’in statüsü k›sa zaman zarf› içerisinde birkaç ana aflamadan geçmifltir. Mihal Teselyal› bir Rum (H›ristiyan, Ortodoks) olarak Kanunî’nin 1532 senesinde Almanya’ya düzenledi¤i sefere kat›l›r ve bu seferde –di¤er birkaç kifliyle birlikte– müslüman olur. Daha sonra Üsküdar Gülfem Hatun Mahallesi’nde müslümanlar aras›nda yaflamaya bafllar. Bu noktada yeniden eski dinine döner. Birlikte müslüman oldu¤u arkadafllar› taraf›ndan flikâyet edilince kad›’n›n tavr› karfl›s›nda yeniden müslüman olur. Olay› formüle edecek olursak, ilk aflamada Mihal H›ristiyan–Ortodoks’tur. ‹kinci aflamada müslüman-“mühtedi” olur. Eski dinine döndü¤ü üçüncü aflamada h›ristiyan–“mürted”, son aflamada ise “mürted”in f›k›htaki hükmünü ö¤renince yeniden müslüman“mühtedi” olmufltur. Bir kiflinin dinden dönmesi örne¤inden hareket eden bu tebli¤in s›n›rlar› Osmanl› hukuk sisteminde “yakma cezas›”n›n yeri konusunda kesin bir hükme varmak için yetersizdir. Bu konu siciller üzerinde yap›lacak yeni çal›flmalarla ayd›nlat›labilecektir. 496


X V I .

Y Ü Z Y I L O S M A N L I T O P L U M U N D A Ö Z E L B I R B ‹ R M Ü H T E D ‹ D ‹ N D E N D Ö N E R S E …

V A K ‘ A :

D‹PNOTLAR 1

Kamil Çolak, XVI. Yüzy›lda ‹stanbul’da ‹htida Hareketleri (Doktora Tezi, Ankara 2000), s. 101–102.

2

a.g.e., 85–99.

3

Heath W. Lowry, Trabzon fiehrinin ‹slâmlaflmas› ve Türkleflmesi: 1461–1583 (çev. Demet ve Heath Lowry), ‹stanbul 1998, s. 120. 4

Ö. Lütfi Barkan, “Edirne Askerî Kassam›’na Ait Tereke Defterleri (1545–1659)”, Belgeler: Türk Tarih Belgeleri Dergisi, III/5–6, 1966, s. 11.

5 Osman Turan, “Selçuklu Devri Vakfiyeleri”, Belleten, XI/41 (1947), s. 213 vd.; Hüseyin Özde¤er, 1463–1640 Bursa fiehri Tereke Defterleri, ‹stanbul 1988, s. 39. 6 Y›lmaz Kurt, “XVI. Yüzy›lda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda ‹htida Hareketinin Onomastik Aç›dan ‹ncelenmesi”, Kafal› Arma¤an›, Ankara 2002, s. 265. Kamil Çolak, a.g.e., s. 170. 7 Osman Çetin, “Bursa fier’iye Sicillerine Göre Anadolu’nun ‹slamlaflmas› Sürecinde ‹htidalar›n Yeri ve Baz› ‹htida Kay›tlar›n›n Düflündürdükleri”, Tarih ve Toplum, XIII/73 (1990), s. 109. 8

M. Ertu¤rul Düzda¤, fieyhülislam Ebussuûd Efendi’nin Fetvalar›na Göre Kanunî Devrinde Osmanl› Hayat›, ‹stanbul 1988, s. 178–185. Y›lmaz Kurt, a.g.m., s. 265.

9

“Bir kimse mürted olsa, ‹slâmiyet’e geri dönmesi teklif olunur. fiüpheleri varsa giderilir, müsaade isterse üç gün hapsedilerek müsaade edilir. Bu üç gün içinde tevbe ederek ‹slâmiyet’e dönerse b›rak›l›r. E¤er dönmezse, öldürülür. Mürted olan kimseye, önce ‹slâmiyet’e geri dönmesi için teklif edilmesi müstehapd›r.” ‹brahim Halebî, Mevkûfât: Mülteka Tercümesi (flerheden: Mehmed Mevkûfâtî, sad. Ahmed Davudo¤lu), ‹stanbul 1983, II, 730. Kaflif Hamdi Okur, “‹slam Hukukunda ‹rtidat Fiili ‹çin Öngörülen Asli Yapt›r›m Üzerine Baz› Düflünceler”, Gazi Üniversitesi Çorum ‹lahiyat Fakültesi Dergisi, I/1 (Çorum 2002), s. 352–354. Sahip Beroje, “‹slâm Hukukunda ‹rtidat Cezas›na Yeni Bir Yaklafl›m”, ‹slâmî Araflt›rmalar, XVII/4 (Ankara 2004), s. 309–321. Davut ‹ltafl, “Yads›nan Gelenek: “‹slam’a Yamanan Sanal fiiddet: Recm ve ‹rtidat Meselesi” Yaz›s› Üzerine Baz› Elefltirel Mülahazalar”, Marife: Bilimsel Birikim, III/1 (Konya 2003), s. 221–224.

10

Selahattin Özçelik, “Osmanl› ‹ç Hukukunda Zorunlu Bir Tehir (Mürted Maddesi)”, OTAM, sy. 11 (Ankara 2000), s. 352. (Mühimme Defteri Kay›tlar›, BOA, MV. 79/19.)

11

Selahattin Özçelik, a.g.m., s. 350. Ayr›ca, ülkedeki ihtida ve irtidat olaylar›, devletin uluslararas› prestijini etkilemektedir. Selim Deringil, “There is No Compulsion in Religion: On Conversion and Apostasy in the Late Ottoman Empire: 1839–1856”, Comparative Studies in Society and History, July 2000, vol. XL, s. 566-568.

12

Mustafa Efendi, Tarih–i Selanikî, (haz. Mehmed ‹pflirli), ‹stanbul 1989, I, 138, 346, 507.

13

Selahattin Özçelik, a.g.m., s. 352.

14

ÜfiS, 15/78b–1.

15

‹smail Hakk› Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi: ‹stanbul’un Fethinden Kanuni Sultan Süleyman’›n Ölümüne Kadar, Ankara 1988, II, 335. 16

ÜfiS, 15/78b–1.

17

Kamil Çolak, a.g.e, s. 169–170.

18

ÜfiS, 15/78b–1.

19

Ahmed Akgündüz, “Dede Cöngi Efendi’nin Siyâset-i fier‘iye ‹simli Eserinin Tercümesi (Siyasetnâme)”, Osmanl› Kanunnâmeleri ve Hukuki Tahlilleri, 4. Kitap Kanuni Devri Kanunnâmeleri, I. K›s›m Merkezî ve Umumî Kanunnâmeler, ‹stanbul 1992, s. 132. 20

‹srafil Balc›, “Mürtedlerin Yak›larak Öldürüldü¤üne Dair Rivayetlerin Tahlili”, Din Bilimleri Akademik Araflt›rmalar Dergisi, VI/ 4 (2006), s. 23–47.

21

Nihat Dalg›n, “‹rtidat ve Cezâs›”, Kur’an Mesaj›: ‹lmî Araflt›rmalar Dergisi, sy. 10 (Ankara 2000), s. 176–184.

497


Ü S K Ü D A R

22

S E M P O Z Y U M U

V I

Hans Dernschwam, ‹stanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlü¤ü (çev. Yaflar Önen), Ankara 1992, s. 155, 384.

23

Asafi Dal Mehmed Çelebi (Bey, Pafla), fiecaatnâme [t›pk›bas›m]: Özdemiro¤lu Osman Pafla’n›n fiark Seferleri (1578–1585) (haz. Abdülkadir Özcan), ‹stanbul 2007, s. 263–265.

24

Siyaseten katl ‹slâm ceza hukukunun d›fl›nda bir kurum de¤ildir. Do¤uflu ‹slâm’a ayk›r› olmakla beraber, fleriat taraf›ndan derhal hukukilefltirilmifltir. Ahmet Mumcu, Osmanl› Devletinde Siyaseten Katl, Ankara 1963.

25

Selim Deringil, ‹ktidar›n Sembolleri ve ‹deoloji: II. Abdülhamid Dönemi (1876–1909) (çev. Gül Ça¤al› Güven), ‹stanbul 2002, s. 98–99. 26 27 28

ÜfiS, 15/78b–1. Kamil Çolak, a.g.e., s. 163–164.

Cengiz fiiflman, A Jewish in the Ottoman Court: Sabbatai Sevi and the Emergence of a Judeo-Islamic Community (1666–1720) (doktora tezi, Cambridge: Harvard University, 2004), s. 112–116.

498


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.