VARAN YOL BOYUNCA SAYI 215

Page 1


3


Editör Yıl: 22 Sayı:215 Aylık Ücretsiz İMTİYAZ SAHİBİ Ulusoy Global Yatırımlar Holding A.Ş adına Kenan ULUSOY YAYIN KURULU Selma ULUSOY KOÇAK, Haluk ULUSOY, Sevim ULUSOY, Berrin ULUSOY, Mustafa YILDIRIM, Ertuğrul GÖKSEL HUKUK DANIŞMANI Av. Eylem ŞAHİN SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Kenan ULUSOY

Değişim sıkılmaz, sürekli değişir... Ulusoy ailesi olarak yenilenerek değişmeye devam ediyoruz. Yolculuğunuzu daha keyifli hale getirmek için konforlu otobüslerimizle yeniliyoruz filomuzu. Koltuk arkası ekranlarda her ay yeni filmler sizlerle buluşuyor. Şu an elinizde tuttuğunuz dergimiz de değişime ayak uydurmak isteyen yol arkadaşlarınızdan biri. Kendini yeniledi, zenginleşti ve bu zenginliğini yolculuğunuz boyunca sizinle paylaşmak istiyor. Bu sayıda dünya sinemalarındaki yol filmlerini anlatacak size. Ayrılıkları, kavuşmaları ve maceraları anlatan filmler. Bazen ayrılık bazen de kavuşmak değil midir yolculuk? Gözünüz saatinizin yelkovanına takılı kalmazsa, keyifli hale gelir yolculuğunuz. Güzel bir sanat filmi izlemeye benzer yolculuk. Uçak yolculuğundaki gibi bir boşlukta gitmezsiniz. Her baktığınız yerde bir yaşam görürsünüz. Pencereden akan hayatlar bazen hüzünlendirir sizi bazen düşündürür. Yolculuğunuz süresince hayatın nasıl değiştiğine tanıklık edersiniz. Yol aldıkça şehirler değişir, farklı mimariler görse şölen sunar. Coğrafya ve iklim değişir. Yüzler, şiveler değişir... İşte değişen ve devam eden bu renkli hayatı anlatacak arkadaş size, yolculuğunuz süresince. Bazen Anadolu’da güzel bir şehre açılacak kapımız, bazen rotamız denizleri aşacak. Ünlü isimler ve yazarlar yoldaşlık ederken size, teknolojik icatlar değişimi anlatacak, lezzet sayfalarımız yeni tatlar sunacak. Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı diye soranlar, hep ‘gezerken okuyanlar’ diye cevap veririm. Bu nedenle ‘gezerken, okuyabileceğiniz’ bir dergi hazırladık sizlere. Keyifli bir yolculuk geçirmeniz dileğiyle...

Mustafa YILDIRIM Genel Müdür

YÖNETİM Varan Otobüs İşletmeleri Turizm Seyahat ve Nakliyat A.Ş. Basın Ekspres Yolu Cemal Ulusoy Caddesi No: 31 Yenibosna / İstanbul +90 212 692 15 00 www.varan.com.tr wwww.facebook.com/varanotobus Yayına Hazırlık

Genel Yayın Yönetmeni Selda YEŞİLTAŞ selda@viyamedya.com Editörler Murat ERDOĞAN murat@viyamedya.com Sema YEŞİLTAŞ sema@viyamedya.com Görsel Yönetmen Görkem GÜREL gorkem@viyamedya.com Fotoğraf Editörü M. Ali BARS Katkıda Bulunanlar Mustafa Efekan ÜST Sevim BESEV Reklam Sorumluları Cem ÖZDAMAR cem@viyamedya.com Erdem CÜRGEN erdem@viyamedya.com Bölgeler Reklam Sorumlusu Halil BİLTEKİN halil@viyamedya.com Kurumsal Satış Müdürü Ayşegül ALBİSTAN aysegul@viyamedya.com Reklam Rezervasyon Melek ERDOĞAN melek@viyamedya.com Adres Çelik İş Merkezi Sinanpaşa Mh. Sinanpaşa Köprüsü Sk. No: 10 Kat: 3 Ofis: 59 Beşiktaş / İSTANBUL Tel: 0 (212) 236 00 50 Faks: 0 (212) 236 93 32 viya@viyamedya.com www.viyamedya.com Baskı Aktif Matbaa ve Reklam Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. Sefaköy Halkalı Cd. No: 245 Küçükçekmece / İSTANBUL Tel: 0 (212) 698 93 54 Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. Dergimizde yer alan ilan, yazı ve fotoğrafların sorumluluğu sahiplerine aittir Kullanılan vektörler www.freepik.com sitesinden alınmıştır.

4

5


42

18

Ahmet Ümit ile edebiyat yolculuğu...

BU SAYIDA

38

Konser KİTAP Etkinlik FİLM Gezi TATİL Hobi DOĞA Tarih SİNEMA Dünyadan SÖYLEŞİ Pratik Bilgiler EFSANELER Sağlık&Güzellik

Dünya sinemasında yol hikayeleri

DOSYA Spor ŞUBAT DÖKÜMÜ Bakım TEKNOLOJİ Moda LEZZET Bulmaca

70

Taçsız Kral Metin Oktay

52

Enlerin Şehri Dubai Kadınların 90-60-90 ile Mücadelesi

6

30

7


MÜZİK

MÜZİK

na a e P o c Pa i ve yeniliği bir aradgücü,

ayal inalliğ lduğu h ’da orij o o k ip n h e a larını a, s Flâm un sınır co Peñ a ’n P o k n n a e m barındır riyle Flâ diyor. e hüne evam e v d ı ğ a y lı a lı i m bağ araştır leştirdiğ . gerçek madan r e u ’t d anat’ta 3 S 1 iç 0 h an 2 kez İş is k N il i e in il er ra Prömiy mencu jesi Fla o r p i n yepye 2015 2 Şubat Tarih: 1 0:00 Saat: 2 Sanat Yer: İş

Levent Yüksel Türkiye’nin en güçlü seslerinden Levent Yüksel, 20 şubat 2015 tarihinde Ooze Venue’de İzmirli müzik severlerle bir araya geliyor. Tarih: 20 Şubat 2015 Saat: 19:00 Yer: İKÜ Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi

Sezen Aksu Enver Aysever

ile Aykırı Kumpany a

Yakın geçmişimizi şekillendiren sosyal ve siyasal olayları şiirle, edebiyatla, m üzikle ve kayda ge çmiş görüntülerle canlı bir belgese l tadında sahneye taşıyan Aysever, izleyiciyi bir zaman tünelinden geçirer ek bellek tazeliyor; anlatısına kişisel tar ihinden hatıraları da ekleyerek kah güldürüyor, kah ağ latıyor, çokça düşü ndürüyor, zihinlere ve yüreklere doku nuyor. Tarz açısınd an bir ilk olan bu gösteriyi sahneye taşıyan ekibin ism i, gösterinin ruhunu iki kelimeyle özetliyo r: “Aykırı Kumpany a”. Tarih: 24 Şubat 2015 Saat: 20:30 Yer: Trump Kültür ve Gösteri Me

arak e ‘Minik Serçe’ ol Türk pop müziğind 15 20 t , 13-14 Şuba bilinen Sezen Aksu sium Ankara’da bir re ng tarihlerinde Co kış inik Serçe, soğuk konser verecek. M içini ın ar ıkl aş şarkılarıyla günlerinde sıcak ar al kik da li verlerin keyif ısıtacak. Müzik se TL .5 67 rı la at fiy erin bilet in geçirebileceği kons e’n rç Se ik in M değişiyor. ile 220 TL arasında de 6 Mart 2015 tarihin İstanbul konseri ise . ak ac ol erkezi’nde Bostancı Gösteri M t 2015 Tarih: 13 -14 Şuba Saat: 21:00 Ankara Yer: Congresium

rkezi-İST

8

9


MÜZİK

MÜZİK

Ramon Quero Boğaziçi Üniversitesi Klasik Mü zik Konserleri’nin ilkbahar teması ‘Romantizm Dorukta’. Mevsimin açılışına dramatik ve enerjik bir beşli konuk oluyor. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall İlkbahar dönemi “Romantizm Dorukta” temasıyla 18 Şubat 2015’te “Piyano ve Üfle me Çalgılar” konseriyle başlayacak. 18 Şub at 2015, Çarşamba akşamı 19:30’da başlayacak ola n Beş Çalgı-Beş Coşku başlıklı konserle Mozar t ve Beethoven’in beşlileri yanı sıra, neşeli sürpriz lerle keyifli bir mevsim açılışı yaşanacak.

Vega Grup, 2003 yılında “Hafif Müzik” albümünün çalışmalarına başladı. 2004 yılının Eylül ayında Serkan Hökenek ve Tuğrul Akyüz, albümün prodüktörlüğünü kendileri yapma kararı aldılar. Büyük bölümü ev stüdyosunda tamamlanan albüm, 2005 yılında Sony & GRGDN etiketi ile yayımlandı.

Xuefei Yang Klasik gitarın dünya çapındaki birkaç ismi nden biri olan Xuafei Yang, 14 yaşında Rodrigo’ya 17 yaşında John Williams’a çaldı. Yang’ın 2012’de yayınlanan “Bach Konçertoları” albümü, Amazon String Concertos listelerinde bir numara oldu.

Tarih: 21 Şubat 2015 Saat: 22:00 Yer: Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul

Birsen Tezer-Hüsnü Arkan İlk albümü Cihan’ı 2009 yılının Temmuz ayında yayımlayan Birsen Tezer, uzun süredir sahnede de birlikte çalıştığı müzisyen arkadaşları Derin Bayhan (davul), Emre Tankal (elektrik gitar), Gürol Ağırbaş (bas gitar), Tunç Öndemir (akustik gitar) ile yola ikinci albümleri “İkinci Cihan” ile devam ediyor.

Tarih: 18 Şubat 2015 Saat: 19:30 Yer: Boğaziçi Üniversitesi

Tarih: 23 Şubat 2015 Saat: 20:30 Yer: ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu, Ankara

Tarih: 14 Şubat 2015 Saat: 20:00 Yer: Sakıp Sabancı Müzesi - the Seed, İST

Simge

mge, 26 Şubat’ta n son prensesi Si ni iği yor. üz m p po rk Tü venleriyle buluşu ul sahnesinde se r bi un uz z, Jolly Joker İstanb ru çıkıyo da bir yolculuğa “Müzik dünyasın la beraber çıkmak yo da şın ba un uğ ul lc yo bu , yolculuk Bir de sürpriziJoker’e bekleriz. lly Jo a t’t ba Şu için 26 beriniz olsun...” k eğleneceğiz, ha ço de r bi ve r va miz 15 Tarih: 26 Şubat 20 0 :0 21 : Saat tanbul Yer: Jolly Joker İs

10

Alexander Rudin Alexander Rudin şefliğindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, 20 Şubat’t a Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nd a sahne alıyor. Şef: Alexander Rudin , Solist: Alexander Rudin (Viyolonsel, Piyano) Program:1 - Viyolonsel Konçertosu, Beste: Haydn 2- Piyano Konçertosu, Beste: W.A. Mozart Bilet fiyatları: Tam 12.50 TL, İndirimli 7.50 TL

Sigiswald Kuijken Barok kemanın en büyük ismi ve bu stilin öncüsü Sigiswald Kuijken 20 Ocak Salı Neve Şalom Sinagogu’nda. Tarih: 20 Şubat 2015 Saat: 20:00 Yer: Neve Şalom Sinagogu

Tarih: 20 Şubat 2015 Saat: 20:30 Yer: Congresium Ankara

11


SERGİ - ETKİNLİK

Yeni “Zübük” geliyor

Sonsuz aşkın müzikle dansı Shakespeare’in 420 yıl önceki hayali, bugünün hayal gücüyle İstanbul’da: Romeo & Giulietta

Aziz Nesin’in ünlü romanı “Zübük”, 27 Şubat’ta İzmir AKM Yunus Emre Salonu’nda sahneleniyor.

2’si 1 Arada

Türkiye’nin önemli ve usta yazarlarından Aziz Nesin’in, 2015 yılında kutlanacak doğumunun 100. yılı nedeniyle “Zübük” isimli eseri, Nedim Saban tarafından uyarlanarak özel olarak sahneye taşınıyor. Bundan 34 yıl önce Kemal Sunal’ın canlandırdığı, her dönemin bir mihenk taşı olma özelliği taşıyan “Zübük” karakterini bugün tiyatro sahnesinde, günümüzün önemli oyuncularından Tuna Orhan üstleniyor.

C

esur bir prodüktör, çılgın bir yönetmen ve 45 eşsiz oyuncu, dansçı ve akrobat; Shakespeare’in o günlerde hayal bile edemeyeceği 3 boyutlu dijital bir sahnede bu unutulmaz hikayeye yeniden hayat veriyor.

İtalya’da 8 ay gibi kısa bir sürede 400 bin kişiyi büyüleyen ‘Romeo e Giulietta, Ama e Cambia il Mondo, 270’ten fazla benzersiz kostüm, 23 sahne değişimi ve üstün teknolojik alt yapısıyla İstanbullu sanatseverlere bugüne kadar yaşamadıkları bir deneyim yaşatmak için geliyor. İtalya’da gelmiş geçmiş en görkemli gösteri olarak adlandırılan bu muhteşem show 21 Şubat’ta Zorlu Center PSM’de perdelerini açıyor.

Romantik komedi “2’si 1 Arada”, 14 Şubat’ta Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nde sahneleniyor.

D

ominant bir kadın olan Oya, kocasına sürpriz yapmak için seyahatten eve erken gelir. Evde kocası Tuna da Oya’yı terk etmek üzere hazırlanmaktadır. Bu kötü sürprizle karşılaşan Oya çılgına döner ve durumu bambaşka bir boyuta taşır. Oyunun bundan sonrası eve Tuna’nın sevgilisinin gelmesi üstüne bir de eve hırsızın girmesiyle daha da karmakarışık bir hal alır. Kaosa dönen ev hali oldukça komiktir de. “Kadının fendi bu sefer galip gelecek mi?” sorusunun cevabı siz izleyicileri bekliyor.

12

Tarih: 14 Şubat 2015 Saat: 20:30 Yer: Bursa Tayyare Kültür Merkezi


VİZYONDAKİLER

Birdman ABD’nin başarılı aktörlerinden Edward Norton’un oyunculuğuyla farklı bir boyuta geçen Birdman, kara komediyi içinde barındırıyor. Daha önceki yapımlarının aksine Birdman, yönetmen için farklı tonlar barındıran daha eğlenceli bir proje gibi görünüyor. Kara komedi türündeki bu film, bir zamanlar ikonik bir süper kahramanı canlandırmış olan düşmüş aktör Raymon Carver’ın kısa hikayesinden uyarlanan bir tiyatro oyunu etrafında gelişiyor.

SüngerBob Kare Pantolon Sevilen çizgi-dizi Süngerbob Karepantolon’un beyaz perde uyarlaması olan yapıtta Süngerbob Karepantolon’un kıyıya çıkıp yaşayacağı hayatının en kahramanca macerasını izleyeceğiz. Tehlikeli korsan Burger-Beard ele geçirdiği sihirli kitabın son sayfasını bulup formülü tamamlayarak planını hayata geçirmeyi istemektedir. Bu durumda Bikini Bottom şehri tehlikede olacaktır. Şehrin SüngerBob, Patrick ve ekiplerine denizin dışında ihtiyacı vardır. Şimdi tüm ekip Burger-Beard’a karşı harekete geçmek zorundadır. Şehirlerini tekrar kazanabilmek için ise kitabı geri almak durumundadırlar.

50 milyon dolarlık bütçeyle beyaz perdeye uyarlanan Sihirli Orman, tanıdık masal kahramanlarını tek senaryoda buluşturuyor.

The Honesman Yıllardan 1885’tir. Nebraska’dan Iowa kentine sürülen 3 kadına, eşlik edecek isimlerden biri yine Nebraskalı olan Mary Bee Cuddy’dir. Sert bir mizacı olan Mary Bee’ye, hayatını kurtardığı George Biggs de yol boyu eşlik edecektir. İkili bu zorlu yolda güçlerini birleştirerek hareket eder... Oscarlı aktör Tommy Lee Jones’un, 2005 tarihli Üç Defin filminden sonra yeniden yönetmen koltuğuna geçtiği film Glendon Swarthout’un romanından uyarlandı. Jones filmde başrolü ise Hilary Swank ile paylaşıyor…

Kırmızı Başlıklı Kız, Sindrella, Rapunzel gibi klasikleşmiş pek çok çocuk masalının farklı kahramanları aynı filmde buluşsa ve bir cadı onları eğitse! Klasik Grimm karakterlerini farklı bir tarzda ve üstelik müzikal türünde beyazperdeye taşıyan film, bir cadı tarafından lanetlenen bir fırıncı ve eşinin hikayesini klasik masallarla bağlıyor. Filmin yönetmeni Rob Marshall, başrollerinde ise Oscarlı oyuncu Meryl Streep, Johnny Depp, Chris Pine, Emily Blunt ve Anna Kendrick gibi pek çok gözde isim yer alıyor.


KİTAP

KİTAP

Ortak tarihimiz: Serenad

KEMAL, gel bi kahve içelim yaşayan, yediden yetmişe herkesin Yetmişinci doğum gününde Kemal görür görmez yüzüne bir gülümseme Sunal’ı bize sevgilisi, eşi, kondurmasına neden olan bir “sima”... hayat arkadaşı, çocuklarının annesi Gül Ekrandan, sinema perdesinden bize Sunal anlatıyor... yansıyan çocuksu gülümsemesiyle Aslında ikimiz de kahve sevmezdik. saflığın sembolleşmiş hali... Kardeşlik Söyleyemediklerimizin yerine geçerdi. ve paylaşımın... Araya giren duygusal ayrılıkların son bulması dileğiydi. Vazgeçememek, kıya“İyiler sonunda hep kazanır” sözünün... mamak, pişman olmak, Bizim Kemal, bizim gülen yüzümüz... KAVUŞMAK demekti. .. Hiçbir formatın sınırlarına girmeyi Evimizdeki sıcaklığı korumak demekti. kabul etmeden... İçinden geldiği gibi... Sonuçta BİZİ hep korudu bu sihirli O’nu sevmenin mutluluğunu, O’nsuz cümle... yaşamaya alışmanın hüznünü hâlâ en “Hadi gel, bi kahve içelim...” güçlü şekilde hissederek... O, bizim Kemal!.. Bu topraklarda

Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Kürk Mantolu Madonna, Türk edebiyatının öncü yazarlarında Sabahattin Ali’nin baş yapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insan ların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşam ın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına dair, yanıtlanması zor sorula r soruyor. Yazar kitapta Raif Efendi’nin içsel yolculuğunu aşk ile sarıp sarmalayarak okuyucuya sunmuştur. Okunduğunda uzun süreli izler bırakan, mutlaka okunması gereken bir kitap ve aynı zamanda psikol ojik tahliller, betimlemeler açısından çok tatmin edici. Kitap sürek li altını çizeceğiniz cümlelerden oluşuyor.

den öperim” diyor Özgür Bacaksız. Bizi çocukluğumuza doğru keyifli bir yolculuğa çıkaran yazar Özgür Bacaksız, yetişkinlerin hatıralarını canlandıracağı ve çocukların da bizi anlatıyor dedirteceği bir kitaba imza atmış. Destek Yayınları tarafından yayımlanan n kitap sosyal medyada oldukça ilgi göre r. alıyo yer ın aras kitaplar

zesi

ci Cumhuriyetin Kalkınma Mu Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk 15 yıldaki kalkınmasına ışık tutmak için yüzlerce arşivi araştırarak, saklı kalmış çalışmaları gün ışığına çıkaran Yazar Nazmi Kal, Genç Cumhuriyetin 15 yılda bir mucize gerçekleştirdiğinin altını çiziyor. Kitapta, Osmanlı’nın borçlarını ödemek zorunda r kalan Genç Cumhuriyetin 15 yılda nele en inin tarih yet huri Cum ve ını yaptıklar

16

yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile’ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir. Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.

Kürk Mantolu Madonna

Deli Çocuğun Güncesi “Bazen insanlar kadar paragraflar da anlamsızlaşır. Hiçbir sözcük seni anlamaz, anlatamaz, yazdıramaz. Çaresiz bırakırlar seni, suskunluğa terk edersin kendini. Sonra biraz daha acı çekersin, hüzün çuvalına eklersin bir şeyler, tekrar yazmaya kalkarsın ve sonra fazlasıyla yazarsın.’ “Büyümemde, delirmemde, yalnızlığımda emeği geçen herkesin gözlerin-

Bir aşkın peşinden toplumsal tarihimize ışık tutan elinizden bırakamayacağınız bir roman. Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad’da Zülfü Livaneli’nin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: İç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz Dengesi. Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın (36) ABD’den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner’i (87) karşılamasıyla başlar. 1930’lu

yüksek kalkınma hızını nasıl yakaladıkları anlatılıyor. 1930-39 döneminde dünyada kalkınan ülkeler arasında; Türkiye’nin İngiltere ve Amerika’yı geride a bırakarak Japonya ve Almanya’dan sonr ğunu oldu ülke cü üçün ınan en çok kalk biliyor muydunuz? Tüm bu başarılar Nazmi Kal’ın kaleme aldığı Atatürk’ün diktiği Ağaçlar Kitabı’nda toplandı.

İnsan Sevgisiyle dolu bir ZORBA

Yunan yazar Nikos Kazancakis’in ilk kez 1946’da yayımladığı roman, 1964 yılında da ünü aktor Anthony Quinn başrolüyle beyaz perdeye aktarıldı. Zorba, 1883 1957 yılları arasında yaşamış olan Yunan yazar Nikos Kazancakis´in olgunluk dönemi ürünüdür. İnsan sevgisiyle dolu Zorba, bir yaşam kılavuzu olarak gösteriliyor. Hayattan fazlaca bir beklentisi olmayan bu mutsuz entellektüel, bir süreliğine kendisini dinlemek ve yaşantısına çeki düzen vermek üzere kitaplarını bir

kenara koyarak Yunanistan’ın Girit adasına gelir. Burada kendisine ait linyit kömürü madenleriyle de ilgilenecektir. Zorba kendi ilginç hayat felsefesini genç yazara da kabul ettirdikçe yazarın hayata bakış açısı da yavaş yavaş değişime uğrayacaktır. Zorba’nın hayat felsefesinin bir parçası da yenilgileri umursamamaktır. Zorba’ya göre yenilgiler hayatın kaçınılmaz parçalarıdır ve ancak yenilginin sürekli olarak tadılması ile hayatın zaferlerinin tadına varılabilir.

17


YURT İÇİ / GEZİ

YURT İÇİ / GEZİ

Anadolu’da gizlenen güzellik

AMASYA “Bir şehir ki Ferhat’a aşkından dağları deldirir, bir şehir ki Strabon’a coğrafya yazdırır, bir şehir ki bağrında şehzadeler gezdirir, bir şehir ki içinde tarih, ilim ve doğa birlikte akar gider..”

Erzincan’dan İstanbul’a dönerken sadece yemek molası için uğradığımız Amasya’nın seyahatımızı uzatmamızı sağlayacak ölçüde bizi büyüleyeceğini düşünemezdik. Tarihiyle, doğasıyla ve mimarisiyle güzeller güzeli Amasya’ya mutlaka yolunuzu düşürmelisiniz. Kurtuluş savaşının başlangıç temellerinin atıldığı Şehir, geçmişte bir çok şehzadeye de ev sahipliği yapması nedeniyle şehzadeler şehri

18

19

olarak kabul edilir. 8 bin 500 yıllık tarihi ile Amasya, Anadolu’da örnek bir Türk şehri olarak öne çıkıyor. Asırlarca tarihin en büyük sultanlarına okul olmuş şehzadeler diyarı, Türk tarihinin her döneminde önemli bir sığınak ve durak olma özelliğini de muhafaza etmiş. Halen ayakta olan sayısız sanat ve kültür yapıları ile Amasya, önemli bir tarih, kültür ve turizm merkezi olarak kabul ediliyor.


YURT İÇİ / GEZİ

Şehr-i Şehzade...

Hititler, Persler ve Romalılar gibi çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan bu tarihi şehirde neler yok ki; Cami ve külliyeler, hanlar, Amasya Kalesi, Kızlar Sarayı, köprüler, medreseler, türbeler, hamamlar, kaplıcalar ve müzeler... 12 saatte 12 medeniyet Tarihi bir kenti gezecekseniz ilk olarak müzelerinden başlamak en doğru tercih olacaktır. Daha sonrasında şehri gezerken müzede gördüğünüz tarih sizi büyülü bir yola çıkaracaktır. Bu nedenle Arkeoloji Müzesi ile başlayacağınız gezide, bölgede yaşamış 12 medeniyete ait eserler bulabilirsiniz. Özellikle müzenin bahçesinde bulunan ve Selçuklu Sultanı I. Mesud’a ait olan türbe içinde İlhanlılar dönemine ait 14. yy.’dan kalma mumyalar ilginizi çekecektir.

300 metrelik yüksekliğe sahiptir. Kale, İçeri Şehir (Hatuniye Mahallesi), Kızlar Sarayı ve Yukarı Kale (Harşena) olmak üzere üç bölümden oluşur. 2. Bayezid Külliyesi Gezilecek camiler ve külliyelerin başında 2. Bayezid Külliyesi geliyor. 1481-1486 yılları arasında, Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından babası Sultan II. Bayezid adına yaptırılmıştır. Cami, medrese, imaret ve şadırvandan oluşan bir külliye olarak yaptırılan yapının mimarı Şemseddin Ahmet’tir.

Görsel şölen zamanı Amasya’daki yapıları anlatmaya sayfalar yetmez. Yeşilırmak’ın aktığı şehirde, nehir kenarındaki konak ve yalılar hem gündüz hem de gece muhteşem bir görsel şölen sunuyor. Yalıların üst kısmında tepeye konumlanmış olan kale, adeta şehri koruduğunu anlatmaya çalışıyor. Amasya Kalesi, Amasya il merkezinin kuzeyini kaplayan Harşena Dağı üzerindedir. Nehirden

Kapı Ağası (Büyük Ağa) Medresesi Sultan II. Bayezid’in Kapı Ağası Hüseyin Ağa tarafından 1488 yılında yaptırılan Büyük Ağa Medresesi, şehirde gezilmesi gereken medreselerin başında geliyor. Planı, klasik Osmanlı medrese formundan farklılık gösterir. Özellikle Selçuklu mezar anıtlarında görülen sekizgen plan şeması ilk kez bu medresede uygulanmıştır.

Şehzadeler Müzesi, kentin ünvanını en iyi anlatan noktalardan biri. Nehir kenarındaki tipik Osmanlı mimarisi ile yapılan 2 katlı bu konağın alt katında Amasya’da valilik yapan ama Sultan olamayan şehzadelerin, üst katta ise Sultan olma şansını yakalayan şehzadelerin balmumu heykelleri sergileniyor. Şehri ikiye bölen Yeşilırmak’ı kenarında yürürken, yol boyunca Osmanlı döneminde Amasya’ya eğitim için gönderilen şehzadelerin büstlerini görmeniz mümkün. Şehzade Yıldırım Bayezıd, Çelebi Mehmet, Şehzade 2. Murat, Şehzade Ahmet Çelebi, Şehzade 2. Mehmet, Şehzade Aleaddin, Şehzade 2. Beyazıt, Şehzade Ahmet, Şehzade Murat, Şehzade Mustafa, Şehzade Beyazıt ve Şehzade 3. Murad Amasya’da valilik yapmışlardır.

Büyük Ağa Medresesi

20

21


2. Bayazid Külliyesi Ferhat ve Şirin

Yeme-İçme?

Rivayete göre Ferhat’ın Şirin’e ulaşmak için deldiği dağ Amasya’da olduğu düşünüldüğü için bu destanını sembolize eden bir çeşme ve Ferhat’la Şirin heykelleri yapılmış. Ferhat’la Şirin destanına konu olan bu su kanalları Amasya’nın su ihtiyacını karşılamak amacı ile arazi eğimine göre kayalar oyularak, tüneller açılarak yapılmış 6 km’lik bir su yolu. Konak ve yalıların kapladığı sokakları gezerken daha önce de orada bulunduğunuzu ve gezdiğiniz hissi yaratabiliyor. Yemek molasında tercihinizi yöresel yemeklerden yana kullanmanızı tavsiye ederiz. Tarihi seviyorsanız Amasya’ya birkaç gününüzü ayırmanızı öneririz. Nehir kenarındaki yalılarda konaklamak mümkün.

Elmasıyle ünlü olsa da kiraz ve şeftalisi de elması kadar lezzetlidir Amasya’nın. Bamya seviyorsanız bir de bölgede yetişen bamyalarının tadına bakmanızı öneririz. Fakat yemeğe kesinlikle buğday yarması, nohut ve süzme yoğurtla yapılan Toyga çorbası ile başlamalısınız. Ana yemek bakla, buğday yarması, kıyma ve baharat çeşitleri eklenerek asma yaprağına sarılıp, kaburga eti üzerinde pişirilen bakla dolması olabilir. Şehzade tatlısıyla da final yapabilirsiniz.

Nerede Kalınır? Şehir merkezinde veya merkeze sadece birkaç kilometre mesafede bulunan, hizmet kaliteleri yüksek otellerin yanısıra Yeşilırmak’ın kenarına inci bir gerdanlık gibi dizilmiş tarihi konak ve evlerin bir kısmı butik otel veya pansiyon olarak hizmet vermektedir. Tarihi dokularının bozulmadığı, odaların geleneksel Türk evlerinde olduğu gibi döşendiği bu pansiyonlar Amasya’yı gezdiğiniz sürece hissedeceğiniz ‘tarih yolculuğu’nu, kalacağınız yerde de yaşatmaya devam eder. Fotoğraflar için Amasya Valiliği ve İl Turizm Müdürlüğü’ne teşekkür ederiz


İYİLİK & SAĞLIK

İYİLİK & SAĞLIK

Kışı sağlıklı geçirin… “Kış aylarında, kış sebze ve meyvelerini sofralarınızdan eksik etmeyin. Kahve gibi içeceklerin yerine bitkisel çayları tercih edin.” “Omega-3 yağ asitlerini almamızı sağlayan balık, D vitamini açısından da tercih edilmesi gereken önemli bir besindir.” Kış hastalıklarından korunmak ve savunma kalelerimizi güçlendirmek için A ve C vitaminlerini yeterince tüketmemiz gerekir. Kış sebzeleri ve meyveleri de bu vitaminler bakımından oldukça zengindir. Portakal, mandalina, greyfurt, havuç, kivi, karnabahar, lahana, brokoli, Brüksel lahanası, maydanoz, tere, ıspanak gibi sebzeler ve bitkiler A ve C vitamini açısından zengin besinlerdir. Kış mevsiminin vazgeçilmezleri arasında olan nohut, kuru fasulye, mercimek gibi kuru baklagillere kış aylarında sofralarınızda mutlaka haftada en az iki gün yer verin. Kış aylarında ihmal etmemeniz gereken konulardan biri de spor. Soğuk havaların, sizi egzersiz yapmaktan vaz geçirmesine izin vermeyin. Haftanın dört günü 45 dakika kadar egzersiz yapmaya çalışın.

Tercihiniz kuşburnu olsun Antioksidan etkili kuşburnu çayı, kış günlerinde C vitamininin yanında iltihap, soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi enfeksiyonlu hastalıklar için de etkilidir. Kuşburnu meyvelerinin faydası bunlarla da sınırlı değil. Son yıllarda yapılan araştırmalarla mucizevi kuşburnu meyvesinin romatizma ağrıları ve özellikle ileri yaşlarda yaygın olarak karşılaşılan eklem kireçlenmesinde (osteoartrit) yararlı olduğu kanıtlanmıştır.

Günde 3-4 defa içilmeli Kuşburnu meyvesinin bütün bu bahsedilen faydalarından en iyi şekilde yararlanabilmek için günde 3-4 defa kuşburnu çayı içilmesi gerekiyor. Kuşburnu çayının hazırlanması normal çay hazırlama şeklinden farklıdır. Kuşburnunu bir demliğe koyarak su ekleyin ve kaynatın. Kaynamış suya birkaç adet kuşburnunu atmayı seçerseniz, çayın 10 dakika demlenmesini beklemeniz gerekiyor.

D vitamini için balık… Güneşin kendini daha az hissettirdiği kış aylarında D vitamini ihtiyacını da karşılamamız gerekiyor. Güneşli saatlerde 20-25 dakika kadar açık havada güneşin enerjisini almak D vitamini ihtiyacımızı karşılamamıza yardımcı olacaktır. Balık, omega-3 yağ asitlerini almamızı sağlarken, D vitamini acısından da tercih edilmesi gereken önemli bir besindir. Haftada 2 kez balık yemek kalp sağlığınızı korumaya yardımcı olurken, kemiklerimizin de güneşin eksikliğini (D vitamini yetersizliği) daha az hissetmesine sağlayacaktır.

24

25


HOBİ

Dağcılık denince insanların aklına genelde tırmanış gelse de, dağlarda yürüyüş ve kamp kurmak da dağcılık olarak kabul ediliyor. Fakat yürüyüşle başlayan dağcılık macerası, insanların zirveye ulaşma isteği sonucunda zirve tırmanışlarıyla devam eder.

Zirveye

Kentlerde betonlaşmanın yaygınlaşması ve teknolojinin günlük yaşamı esir almasıyla birlikte insanların doğada bulunma isteği de artıyor. Günümüzde en çok rağbet gören doğa sporlarının başında ise dağcılık geliyor. Talebin artmasının ana nedeni, doğa sporlarının çeşitlenmesi. 18. ve 19. yüzyıllarda Avrupalı zenginlerin boş zamanlarını değerlendirme ve hayatlarının rutinlerini yeni maceralarla renklendirme isteğiyle doğduğu tahmin ediliyor. Bugün ise doğayı keşfetme isteği ve insan sağlığı için fiziksel aktivite olarak kabul görmesi nedeniyle ilgi görüyor. Sürekliliğin sağlanması halinde vücudun kuvvet ve dayanıklılığını artıyor.

26

yolculuk

27


HOBİ

HOBİ

Kendine güveni artırıyor İnsanların dağcılığa merak salmasının nedenlerinin başında yaban hayata olan merak ve zirveye ulaşma isteği geliyor. Her spor dalı gibi dağcılığın da insana kazandırdığı özellikler vardır. Disiplin, dikkatli olma, sabır, kendine güven ve takım çalışması gibi becerilerin kazanılmasını sağlar. Dağcılık kimine göre bir hobi kimine göre de bir spor dalı. Fakat en önemli noktası kesinlikle tek başına yapılmaması gereken bir aktivite olarak kabul ediliyor. Zorlu koşullarda bir ekiple hareket etmeyi gerektirdiği için paylaşmayı öğreten özelliği vardır. Stres savar özelliği de yoğun iş programında çalışanları için tercih edilen spor oluyor.

Türkiye’de dağcılık İnsanların dağcılığa merak salmasının nedenlerinin başında yaban hayata olan merak ve zirveye ulaşma isteği geliyor. Her spor dalı gibi dağcılığın da insana kazandırdığı özellikler vardır. Disiplin, dikkatli olma, sabır, kendine güven ve takım çalışması gibi becerilerin kazanılmasını sağlar. Dağcılık kimine göre bir hobi kimine göre de bir spor dalı. Fakat en önemli noktası kesinlikle tek başına yapılmaması gereken bir aktivite olarak kabul ediliyor. Zorlu koşullarda bir ekiple hareket etmeyi gerektirdiği için paylaşmayı öğreten özelliği vardır. Stres savar özelliği de yoğun iş programında çalışanları için tercih edilen spor oluyor.

Nereden eğitim alınabilir? Dağcılığın lokomotifi üniversitelerdeki dağcılık kulüpleridir. Üniversiteler dışında profesyonel eğitim veren kulüpler var. Bu kulüpler, dışarıdan dağcılığa meraklı insanlara eğitim vererek destek olabiliyor. Dağcılığın çok tehlikeli bir spor dalı olması nedeniyle, eğitimin adım adım acele etmeden, malzemelerin doğru kullanılması ve deneyim kazanılmasıyla devam etmesi gerekiyor.

Dağcıların rotaları Türkiye’de amatör ve profesyonel dağcıların gidebileceği çok sayıda bölge bulunuyor. Kayseri, Niğde ve Adana arasında dizili olan Aladağlar, dağcılık faaliyetlerinin çok yayın yapıldığı bölgedir. Türkiye’nin orta bölgesinde olması tüm bölgedeki dağcıların gelmesini sağlar. İstanbul’da dağcılığa ilk başlayanların rotası genelde Ballı kayalardır. Ankara’daki amatör dağcılar ise Hüseyin Gazi’yi tercih eder. Antalya’da yaşayanlar için Bey Dağları’nın çok güzel imkanları var.


AKTÜEL

AKTÜEL

Kadının 90-60-90 ile tarihi mücadelesi Özellikle 90’lı yıllardan günümüze ideal kadının 90-60-90 ölçülerine ambalajlandığı, güzellik yarışmalarında birbiri ardına yürüyen rakamların gözümüze sokulduğu ve kendi bedenimizi şekillendirirken de benzer ölçülerin elimize tutuşturulduğu bir gerçek. Günümüzde kadın, popüler kültür tarafından idealize edilen bir “öteki beden” ile hiçbir zaman memnun olmadığı kendi bedeni arasında sıkışıp kalmıştır. Ama yine de kadın bedeni günümüze değin her dönemde güzelliğin sembolü olmuştur. Dilerseniz biz de güzelliğin bu değişmez sembolü kadının ölçülerinin ve kadın estetiğinin tarihten günümüze nasıl bir süreçten geçtiğine şöyle bir bakalım. Sema Yeşiltaş

1800 - 1900 1800’ler; balık etli kadınların ince bel sevdasıyla vücut hareketlerini kısıtlayan, sonuna kadar sıkılan korselerin revaçta olduğu yıllar. Abartılı hatların önem kazandığı bu yıllarda ince bel ve dolgun kalçalar kadının imzası haline gelmişti. Korsenin can simidi olduğu yıllardı elbette, fakat tek başına korse de yetersiz kalabiliyordu, kadının güzellik arzusu karşısında. İşte tam da bu noktada belin inceliğine dikkat çeken kemerler, kabarık etekleri yaratan tarlatanlar 19. yüzyıl kadınının son zarif dokunuşlarıydı. 1900’ler ise eleganlığın son demleriydi. Kadınlar daha sofistike fakat kıvrımlar ve feminenlik yine hat safhadaydı.

Erkeksi

1920

’ler

1920’lere gelindiğinde ise önceki yılların aksine küçük göğüslü ve dar kalçalı kadınlar moda dünyasına damga vurdu. “Skandal kadınlar” olarak da anılan bu kadınlar için korse artık beli inceltmek, kalça ve göğüsleri belirginleştirmek için giyilen bir materyal olmaktan çıkmış, aksine belirgin olan göğüsleri sıkıştırıp, görünürlüğünü azaltmak için kullanılan bir parça haline gelmişti. Göğüs ve kalçaların umursanmadığı, ince belin yok olduğu, omuzların genişlediği bu zaman diliminde, kadınlar başka bir kalıba girdiler. Bu dönemin ideal kadın tipi kuşkusuz ki Louise Brooks olmuştur.

Gösterişli

1930’lar

1930’lara baktığımızda ise yine gösteriş ve şaşa ön plandaydı. Kadınlar daha yumuşak ve hafif feminen bir görüntüyle karşımıza çıktılar. İşte tam da bu dönemde tüm erkeklerin rüyalarını süsleyen Hollywood yıldızı Mae West çıktı sahneye. Parlak ve dar kıyafetleriyle iri kalçalarını ve kıvrımlarını vurgulayan sarışın güzel, bir anda güzellik ve cinsellik sembolü haline geldi. 30’ların bir diğer ikonu Greta Garbo’nun ise göğüslerini ön plana çıkaran vücut yapısı da dönemin kadınları arasında korse kullanımını yaygınlaştırmış fakat bu kez korse nispeten daha dar kalçalar ve daha ön planda göğüsler elde etmek için giyilmişti.

31


AKTÜEL

AKTÜEL

Kendi vücuduyla barışan

1940’lar 1940’lar kadının kendi vücuduyla barıştığı yıllar olarak gösterilebilir. Artık vücutlarını belli bir kalıba sokmaktan vazgeçen kadınlar kıvrımsız vücut hatlarıyla, ayva göbekleriyle, şişkin baldırları, sarkık göğüsleri ve kambur omuzlarıyla daha fazla barış içerisinde yaşamayı öğrenmişti. Kadınlar kendilerine özgü ölçüleriyle de ne kadar alımlı olabileceklerini keşfetmişti bir anlamda. Ama yine de kıvrımlı hatlardan tam anlamıyla vazgeçildiği de pek söylenemezdi. Özellikle göğüsleri büyük gösteren destekli sutyenlerin hüküm sürdüğü bir dönem olduğu da bir gerçekti. Dönemin vazgeçilmez ikonu ise uzun bacakları, parlak beyaz teniyle hayranlık uyandıran Rita Hayworth’tı.

50 ’lerin ikonları bir başka güzel 1950’ler ise narin şıklığın, feminen duruşun yıllarıydı… Grace Kelly’nin incecik silueti New York sokaklarında süzülürken bir sokak ötesinde ise zarif bedeniyle 50’lere damgasını vuran Audrey Hepburn’e rastlayabilirdiniz. İkisinin az kıvrımlı sofistike duruşuna inat caddenin başındaki mazgallardan çıkan havanın

uçuşturduğu etekten Marilyn Monroe’nun kıvrımlı hatlarını ve cezbedici güzelliğini seyredebilirsiniz.

sska

1960’lara gelindiğinde ise kıvrımlı hatlar yerini sıska vücutlara ve uzun bacaklara bıraktı. İlk defa, aşırı zayıf bir vücut ölçüsü arzu edilir olmuştu. 60’lar iri gözleri ve ince vücuduyla birçok derginin kapak fotoğraflarını süsleyen Twiggy lakaplı manken Lesley lawson’lu yıllardı bir bakıma.

60’lar 70’lerde zay�f daha da zay�flad�

1970’ler zayıfın daha da zayıf olduğu yıllardı. Bir taraftan Farrah Fawcett gibi sporcu ve kaslı kadın vücudu yükselişe geçerken bir taraftan da Bo Derek ve Brooke Shields gibi siluetlere sahip olmak isteyenlerde yeme bozuklukları daha fazla dikkat çekmeye başladı.

Bir diğer sarışın güzel Brigitte Bardot ve efsane İtalyan aktrist Sophia Loren de olanca cazibeleriyle eşlik eder bu unutulmaz üçlüye.

1980’ler atletik vücut tipinin daha da popüler olduğu ince, kaslı kadınların beğenildiği dönemlerdi. Zira bu dönemde Jane Fonda’ya “taş gibi kadın” benzetmesini yapmak çok da abes kaçmayacaktır. Dönemin bir diğer önemli kadın ikonu da ince, sıkı ve kaslı fiziğiyle pop’un kraliçesi Madonna olmuştur.

32

33


AKTÜEL

Sıfır beden 90’lar

1990’lar “sıfır beden” kavramıyla tanıştığımız yıllar olarak kazındı hafızalarımıza. “Zayıf kadın güzeldir” anlayışının kafalara yerleştiği bu dönem bir kez daha 60’ların ideal kadın ölçülerini akıllara getirdi. Kate Moss televizyonların ve süper modellerin yükselişte olduğu 90’lı yılların şüphesiz ki en önemli isimlerinden biridir. Belirgin elmacık kemikleri, soluk cildi, zayıf bedeniyle bir anda genç kızların ulaşmak istediği kadın oldu.

Kıvrımlı 2000’ler Ve 2000’lerde kadınlar Adriana Lima ile tanıştı… bir anda ideal ölçünün ölçütü haline gelen Latin model tüm dünya kadınlarını olduğu gibi Türk kadınlarını da etkisi altına aldı. Bir kez daha belirgin vücut kıvrımlarına sahip kadınlar güzel kabul edilmeye başlandı. Uzun bacaklı, fit, kıvrımlı ve özgüvenli Adriana bir anlamda milenyumun ideal ölçü kriteri haline geldi.

34

35


DOĞA VE TOPLUM

Ada sakinleri sizi bekler Sadece nefes almak değil, bazen dokunmak gerekir yaşadığımızı anlayabilmemiz için. Bir insana, bir çocuğa, bir çiçeğe, bir hayvana ve en önemlisi bir kalbe dokunmak. Geçmişten bugüne hatırladığınız güzellikler, hep sizin kalbinize dokunanlar olmadı mı zaten. Şimdi dokunma sırası belki de sizde. Yazı ve Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN

Kış aylarında sessiz bir mateme bürünür İstanbul’un Adaları. Okulların açılmasıyla birlikte yazlıkçıların gelişiyle başlar süreç. Havalar soğudukça terk edişler devam eder. Bir kaç ada sakini dışında Adaları terk edemeyenler de vardır; kediler ve köpekler. Anlatacaklarımız tüm adalar için geçerlidir fakat ben Burgazada’dan bahsedeceğim size. Adalar içinde en az hanenin bulunduğu, en sessiz ve şirin adasına Bostancı’dan 30 dakika, Kabataş’tan ise bir saatlik keyifli bir yolculuğun ardından ulaşabilirsiniz. Fakat öncesinde bir petshop veya markete uğramayı unutmayın. Çünkü daha iskelede karşılamaya başlayacak Ada’nın sakinleri sizi. Kediler ile köpeklerin dost olduğu Adadaki bu dostluğun devam edebilmesi için, elinizde bir paket kuru kedi ve köpek mamasıyla gelin adaya. Yazın yiyecek sıkıntısı yaşamayan bu hayvanlar, kış aylarında yiyeceklerin azalması nedeniyle köpekler, kedileri rakip olarak görüyor ve savaş o zaman başlıyor. Kediler, Burgazada’nın sembolü haline geldi. Hangi sokağa girerseniz girin mutlaka, farklı renkler ve cinslerde kedilerle karşılaşırsınız. Bazıları ayaklarınıza dolanmaya başlar. Bu nedenle aldığınız mamaları da iskelede bitirmemenizi tavsiye ederiz. Çünkü Kalpazankaya’ya doğru yürüyüş yapmayı planlıyorsanız adanın bu sevimli hayvanları yol boyunca karşınıza çıkacaktır. Sait Faik Abasıyanık Müzesi ve Kalpazankaya ile öne çıkan Burgazada’ya geldiğinizde adres sormayın, ada kayıp olamayacağınız kadar küçük. Rastgele sokaklara girin mesela, karşınıza çıkacak yokuşlar ürkütmesin sizi ve tepelere çıkmaktan üşenmeyin. Tepeye vardığınızda vapur iskelesi ve spor kulübü ile komşu adalara uzanmaya çalışan keyifli bir manzara sizi bekliyor olacak. Kalpazankaya daha çok popüler olsa da tepelerin daha güzel panoramik manzaraya sahip olduğunu söyleyebilirim.Müze haline getirilen Türk edebiyatının özel kalemlerinden Sait Faik Abasıyanık’ın bir dönem yaşadığı evi de ziyaret edebilirsiniz. Eğer erken saatlerde geldiyseniz ve henüz kahvaltı yapmadıysanız, iskelenin karşında bulunan pastanede keyifli bir kahvaltı yapabilirsiniz. Veya 800 yıllık çınar ağacının yanındaki fırından sıcak poğaça ve simit alarak fırının arka tarafındaki Cemevi’nin çay bahçesinde oturabilirsiniz. Burada ada sakinleriyle sohbet etme fırsatı da bulabilirsiniz. Eğer son günlerin modası Burgazada ile bir selfie yapmak istiyorsanız, Spor kulübünün yanındaki balıkçıların iskelesini tavsiye edebilirim. Adanın büyük bölümü fotoğrafınızı fon olarak süsleyebilir. Unutmayın, sadece nefes almak değil dokunmak yaşadığımızın kanıtıdır.

36

DOĞA VE TOPLUM


SİNEMA ANADOLU EFSANELERİ

Unutulmaz

ız “Yol” filmi peliküle müze şüphesiz ki sayıs nü gü n da un luş ru ku ın eler değil, kendi Sineman yu uzayıp giden hikay bo l yo bir ce de Sa u söylemek aktarılmıştır. ndiği filmler olduğun zle gö in im ğiş de ve n miş bir içinde bir gelişimi sadece sınırları belirlen rı la an am hr Ka . tır ak luruz çoğu zaman. çok da yanlış olmayac a içsel bir seyahatte bu nd ma za nı ay ğil de ğına şahitlik yolculukta k gibi bir kalbin taşlaştı mu pa da ya ğü ştü nü anlatma Kötünün iyiye dö hikayeyi bir düzlemde in en tm ne yö da lın As çıkmamıza, belki de ederiz çoğu zaman. humuza bir yolculuğa ru i nd ke a md la an emize bir veçabası bir rak daha derinlere inm ya ko izi im nd ke e rin rce uzar kahramanın ye sayfalarca hatta ciltle ha da e list bu ki te et yahate siledir kim bilir. Elb mi eşliğinde kısa bir se fil ol” “Y 10 iz ğim çti gider ama biz sizleri se davet ediyoruz.

L O Y filmleri

Yazı: Sema YEŞİLTAŞ

YOL

SİNEMA ANADOLU EFSANELERİ

Yağmur Adam - Rain Man (Barry Levinson) Fırlama bir şehir delikanlısı olan Charlie ve varlığından haberdar olmadığı otistik ağabeyi Raymond’un yer yer komik ama çoğunlukla dramatik hikayesinin anlatıldığı film iki usta oyuncu Dustin Hoffman ve Tom Cruise’u bir araya getiren sinemanın unutulmaz yapıtlarından bir tanesi. Babasının ölüm haberini alan Charlie 3 milyon dolarlık mirasın hayallerini kurmaktadır.Fakat işler hiç de düşünüğü gibi olmaz. Cenazeye gittiğinde, babasının 49 model bir Buick Roadmaster hariç tüm mirasını o güne kadar varlığından bile haberdar olmadığı ağabeyi Raymond’a bıraktığını öğrenir. Charlie’nin mirastan vazgeçmeye hiç de niyeti yoktur. Bunun için Raymond’u kaldığı klinikten kaçırıp ülke çapında bir seyahate çıkarır. Yol boyunca ağabeyinin yaşamı zorlaştıran alışkanlıklarıyla çileden çıksa da otistik adamın matematik ve hafızalama konusundaki insanüstü yeteneği karşısında bol bol hayrete düşer. Bu yolculuk bir anlamda vurdumduymaz Charlie’nin kendini keşfettiği bir seyahate dönüşecektir. Film gösterildiği dönemde en iyi yönetmen, en iyi senaryo, en iyi erkek oyuncu ve eniyi film oscarını da es geçmemiştir. Şimdi Ya Da Asla – The Bucket List (Rob Reiner)

– (Yılmaz Güney)

Yol filmlerinden bahsedip Yılmaz Güney’in Cannes Film Festivalinde En İyi Film ödülünü alarak Türkiye’ye yaşattığı gururu anımsamamak olmazdı tabi ki. 35. Cannes Film Festivali de dahil olmak üzere birçok uluslararası festivalden ödülle dönen “Yol” İmralı açık cezaevinden bir haftalık izinle çıkan beş mahkumun acı dolu hikayesini anlatmaktadır. Seyit Ali, şeytana uyup kendisini aldattığını öğrendiği karısı Zine’nin cezasını kesmek için köyüne gelir. Töreler Zine’nin öldürülmesini emreder ve bu görev de Seyit Ali’ye düşer. Her ne kadar gönlü karısını öldürmekten yana olmasa da çıktıkları ölüm yolculuğunda töre değil ama çetin kış şartları alır Zine’nin canını. İç içe geçmiş beş mahkum’un hikayesinin anlatıldığı film Türk sinema tarihinin önemli yapıtlarının ilk sırasında gösterilir.

38

Ayrı dünyalardan gelen iki yaşlı adamın hayatları bir hastane odasında kesişir. Edward Cole yüksek gelirli bir şirket sahibidir, Carter Chambers kendi yağında kavrulan bir araba tamircisidir. Ufak atışmalar ve gerilimle başlayan arkadaşlıkları zamanla büyük bir dostluğa dönüşür. Edward ve Carter kanser tedavisi görmektedir ama hayat onlar için henüz bitmemiştir. Yapmak istedikleri daha çok şey vardır. Bir dilek listesi oluşturup hastaneden kaçan iki arkadaşı, macera ve komedi dolu bir yolculuk beklemektedir.Çıktıkları araba yolculuğu iki kafadarın birbirini daha iyi tanımalarına ve eğlence dolu dakikaları paylaşmalarına sebep olur. Ve yaşadıkları her macera, listelerine yeni bir madde daha ekler. Hollywood’un iki dev ismi Morgan Freeman ve Jack Nicholson’ı buluşturan film izleyenlere dram, macera ve komedi dolu dakikalar vaadediyor. Kirazın tadı – Ta’m-ı Gilas (Abbas Kiarostami) İran sineması denince hiç şüphesiz ki ilk akla gelen isimlerden biri başarılı yönetmen Abbas Kiarostami’dir. Kiarostami bu filminde intihar etmek isteyen orta yaşlı bir adamın, kendisini gömmek için birisini ararken çıktığı yolculuğunu anlatır. Bay Badii yolculuğu esnasında Kürt bir askerden, Afgan bir öğretmenden ve yaşlı Türk bir tahnitçiden intiharından sonra kendisini gömmesini rica eder.. Aralarından sadece biri bu teklifi kabul eder. Ancak Bay Badii bu yolculuğu esnasında bu kişilerden hayat dersi niteliğinde pek çok şey öğrenecektir. Kiarostami filmografisinin en başarılı filmlerinden biri olan “Kirazın Tadı” da çok sayıda ödülü kucaklayan doyumsuz bir yol hikayesidir.

39


SİNEMA

SİNEMA

cle Diaries (Walter Salles)

Motosiklet Günlüğü – The Motorcy

li iki arn olan motosiklet günlüğü Arjantin Biyagrafi türünün en iyi örneklerinde tır. Tıp anla rı Latin Amerika yolculuğunu kadaş Ernesto ve Alberto’nun çıktıkla un do’n rana arkadaşı biyokimyager AlbertoG öğrencisi Ernesto “Che” Guevara ve top otos a sonr n araçlarının arızalanmasında motosikletle başlayan yolculukları hat, yolmacera duygusuyla başlayan seya bir k anti çekerek devam eder. Rom er ve zlikl etsi adal r, acıla dığı rika’nın yaşa culuk ilerledikçe iki gencin Latin Ame dolu rle rizle sürp Bu . olur p sebe şimlerine yolsuzluklarla yüzleşmelerine ve deği cekştire deği rini kade un ulus sürü bir değil, yolculuk, sadece bu iki genç adamın arak arkadaşının güncelerinden yola çıkıl ve vara Gue Che i imc devr li tir. Arjantin ğü üştü dön n unu kendini keşfetme yolculuğ sinemaya aktarılan film, gençlerin eye. lde yansıtır beyaz perd devrim yolculuğunu etkileyici bir şeki Temmuz’da – Im Juli (Fatih Akın)

Fikrimin İnce Gülü- Sarı Mercedes

r kamerasını Fatih Akın Temmuz’da ile bu sefe e uzanan aşkın peşinde Almanya’dan Türkiye’y i küçük kend l, bir yol hikayesine çevirir.Danie fından tara se kim dünyasında hemen hemen tmenöğre bir genç ve ız ciddiye alınmayan yaln a tüm and bir fal ı ırdığ bakt ye dir. Daniel’in Juli’ sonra düre bir kısa ve cek ştire dünyasını deği Fakat r. aktı genç adam Türk kızı Melek’e aşık olac da o ki ır vard hesapta olmayan bir gerçek daha peşinden ek’in Mel iel, Juli’nin Daniel’e olan aşkı. Dan r verir. İstanbul’a uzanan kara eye gitm l’a nbu İsta e gerçek aşkı bulmak üzer de yaşadıkları dünya hakkında pek bu yolculukta ikili hem kendileri hem ek rle dolu bir aşk ve yol hikayesi izlem çok şey öğreneceklerdir. Sürprizle ilir. olab ih terc bir başarılı isteyenler için Temmuz’da oldukça

ada (Federico Fellini) Sonsuz sokaklar – La Str aklar efsane a yerleşen sonsuz sok sın ara i ler sik kla az araya getirmiş Sinemanın unutulm ncu Anthoni Quinn’i bir oyu ta us ve i llin Fe o ric tarafından gezici yönetmen Fede Gelsomina yoksul ailesi ir. sid aye hik yol ve karşılığı verilmiştir. sıradışı bir aşk tarı Zampano’ya para soy an yap ri ste gö da karnavallar nün aksine Gelsomina saba, duyarsız görünmü a kab ı, im yar iri un o’n Zampan a davranan öfkeli ve zal kızdır. Ve kendisine kab bir i k lpl Ço ka ır. ın lan alt , kat ek le tef lik ufak bir iyimser ğılamalarına tükenmez aşa laun rça o’n pa an n de mp ün Za ı yüz tas us ia, bu aşk vurulan sevimli Gelsomn gögeçmeden Zampano’ya tir. Öyle ki yaşadıklarını cek eye rm yiti u un ud um a asl ığı cak lad an gu , lsomina. Uy rına ayrılacak e kabul etmeyecektir Ge bil ni lifi tek a mZa çm ka an n rat ren Matto’nu unu günbegün yıp tlerle Gelsomnia’nın ruh r. fiziksel ve ruhsal şidde en acı hallerini tadacaktı ğın nlı rşılaşacak, pişma ka rle de ka bir acı ise pano Miss Küçük gün ışığım – Little

yarışOlive bir çocuk güzellik k bireyi tombul ve zeki çü kü ve’in en Oli nin nik mi esi ail Ve r . dir ove Ho mayı düşlemekte zan ka a e’d hin ns Su tle a doğru macera ması olan Miss Lit n minübüsle California’y age sw Vol bir ni esi ail r lere sahip aile bihayalleri Hoove taban tabana zıt karakter iyle bir Bir r. arı çık a luğ aile olmanın ne dedolu bir yolcu yolculuk gün geçtikçe yan şla ba la rıy ala ışm çat reylerinin masına sebep olacaktır. ecekleri anların yaşan fed keş n ide isidir. yen u un uğ mek old bir Amerikan yol komed n kalıpları yerle bir eden ine bil ım Işığ n Gü k çü Kü

ley Scott)

(Tunç Okan)

Almanya’ya gidip yoksulluktan kurtulma hayalleri kuran Öksüz Bayram gün gelir hayallerine kavuşur ve işçi olarak Almanya’ya gider. Almanya’da çalışarak biriktirdiği paralarla sarı bir Mercedes alan Bayram’ın bundan böyle tek hayali kalmıştır, “Balkız” adını verdiği Sarı Mercedesiyle köyü ’a ban Kez alısı ne geri dönmek ve sevd kavuşmak. Bayram’ın Almanya’dan ğı Türkiye’ye yolculuğunun anlatıldı Bay lur. sunu rciye seyi de tler en kesi film boyunca Bayram’ın geçmişind an yolculuğu Kapıkule sınır kapısınd ram’ın Almanya’da mutlu başlayan anda yerini hayal kırıklığına bırakır. bir geçtikten sonra başına gelenlerle gibi baktığı Sarı Mercedes’i artık Köyüne döndüğünde Bayram’ın gözü iş gibi yıllarca özlemini çektiği sevhurdaya dönmüştür… bu da yetmezm nmiştir. dalısı Kezban da başka birisiyle evle maya aktarılan filmin yönetmen kolsine dan anın rom ’nun Adalet Ağaoğlu Sinemasının usta oyuncularından tuğunda Tunç Okan oturmaktadır. Türk ı film gösterildiği dönemde bir çok İlyas Salman’ın başrolü canlandırdığ tarihine de adını altın harflerle yazödülü kucakladığı gibi Türk Snema dırmayı başarmıştır. 40

yton, Valerie Faris)

Sunshine (Jonathan Da

Thelma ve Louise – (Rid

şen iki kayıp kanun kaçağına dönü Özgürlük arayışıyla başla e iki usta yin e uis ıldığı Thelma ve Lo dının hikayesinin anlat getiren ya ara bir ’i vis n ve Geena Da oyuncu Susan Sarando ansaslı gararkadaşından bıkan Ark başarılı bir film.Erkek kocasıyla birar ve cinsiyet ayrımcısı son kız Louise , ihmalk rtır ve birn arkadaşı Thelma’yı aya likte sıkıcı bir hayatı ola çıkarlar. ne ati haftasonu araba seyah likte özgürlükle dolu bir cinsel saldıda Thelma’nın uğradığı Daha yolculuğun başın t iki kadını aye cin i diğ rmak için işle rı ve Louise’in onu kurta ştır. Polisin yolculuğa zorunlu kılmı artık geri dönülmez bir oyasına kapıan inanmayacağı paran kendilerine hiç bir zam kanun kaçağı rar verirler ve bir anda lan kadınlar kaçmaya ka y olan J.D ile bo elma’nın genç bir kov durumuna düşerler. Th den çıkılmaz için da ki işlerin daha yaşayacağı bir gecelik iliş arkadaş bu iki da un olur. Filmin son bir hal almasına sebep ema tarisuz özgürlüğe kırarak sin sefer direksiyonlarını son Scott’ın bu atarlar.Yönetmen Ridley hine unutulmaz bir imza leri arafilmi 1990’ların en iyi film çok meşhur feminist yol sında çoktan yerini aldı.

41


Beyoğlu’nun En Güzel Abisi ile Edebiyat Üzerine...

Tüm yazarlar insan ruhunu anlatmaya çalışır İnsan ruhu var oldukça edebiyat da var olacaktır. Çünkü gelmiş geçmiş tüm yazarlar ondan besleniyor. Yazar Ahmet Ümit de Shakespeare ve Dostoyevski gibi polisiye romanlarıyla insan ruhunu anlatmaya çalışıyor, insani değerlere sahip çıkarak.

Beyoğlu’nun En Güzel Abisi Ahmet Ümit ile bir çok romanın kahramanına ev sahipliği yapmış tarihi Pera Palace Jumeirah Hotel’de buluştuk. Şehirler ve mekanların romanlarında çok önemli yere sahip olduğunu söyleyen Yazar Ahmet Ümit, gelmiş geçmiş tüm yazarların insan ruhunu anlatmaya çalıştığını söylüyor. Yeni bir polisiye romanı yazmaya başlayan Ümit, hayranlarını sevindirecek bilgiler verdi. Kitapların birer ayna olduğunu söyleyen Ahmet Ümit, insanların bu aynalara bakarak makyaj yapamayacağına fakat insan ruhunu görebileceğine inanıyor. “İnsan ruhunu kalıba dökemeyiz, sürekli değişir, işte yazarlar bunu anlatmaya çalışır” diyor Ümit.

Röportaj ve Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN 42

43


SÖYLEŞİ

SÖYLEŞİ

bir yazarın kitabı 20 dile çevrilirken biz de bir yazarın eserinin yabancı dile çevrilmesi bayağı bir zaman gerektiriyor. Sizin kitaplarınız kaç dile çevriliyor? 20 dile yakın çeviri yapılıyor. Bir dile çevrildiğinde orda kalmıyor. Çevrildikçe talepler gelmeye başlıyor. Yunanca Bulgarca ve Arapçaya çevrilen bir kitabın ardından beş kitabım daha çevrildi. Çok değerli şeyler bunlar.

Yeni bir kitap ve dizi projesi üzerinde çalışıyorsunuz sanırım, biraz bilgi verebilir misiniz?

kemiğe büründü. Çok sevildiği için devam ettiriyorum. Fakat 11 romanımın sadece dördünde Nevzat var.

özel işler olunca giriyorum. Üzerinde çalıştığımız dizi projesini de Erol Avcı istediği için kıramadım.

Bütün polisiye unsurlar ve tarihin de olacağı bir kitap yazıyorum. Roman günümüzde ve 1926 yılında geçiyor. İttihat Terakki dönemi, 1908’de başlayan devrimin 1926’da aldığı hal; Cumhuriyetin ilan edilmesi ve günümüz. Devlet ve halkla arasındaki ilişki, kul kültürü, insan mı yoksa devlet mi kutsaldır sorularını tartışan bir roman olacak.

Dizi projesi yeni bir hikaye mi olacak? Yeni bir hikaye, çalışmalar devam ettiği için ismini veremeyeceğim. Polisiye,

Yazar kalitesinin sorgulandığı bir dönemde siz günümüz yazarlarını ve edebiyatı nasıl değerlendiriyorsunuz? Geçmişe baktığımızda klasikleşmiş yazarlar aklımıza geliyor. Zamanında sayı olarak 100’e varan. Biz onların sadece 15’ini bilebiliyoruz. Demek ki o kadar yazarın arasından bunlar klasikleşerek günümüze gelebilmiş. Bugün de çok fazla yazar var fakat bu yazarların ne kadarının geleceğe kalacağı bir muamma. Kitaplarımızın yabancı dillere çevriliyor olması, eserlerimizden filmler yapılıyor olması, bizim iyi yazarlar olduğumuz anlamına da gelmiyor. Tek bir ölçüt var, o da geleceğe kalacak mıyız, kalmayacak mıyız? Ama biliyorum ki Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Sait Faik, Nazım Hikmet ve diğerleri artık bizim klasikleşmiş yazarlarımız. Çok farklı türlerde kitaplar yazılıyor, edebiyat damarımızın çok renkli olduğunu düşünüyorum fakat Türk dilinin çok bilinmiyor olması, dünyaya açılım noktasında bizi zorluyor. İsveç’te genç

Kitabın kahramanı yine Komiser Nevzat mı. Nevzat yazı dizisi gibi bir proje olarak mı başladı? Hayır burada Nevzat yok, yepyeni karakterler var. Nevzat bir proje değildi. 1998 yılında Yeni Yüzyıl diye bir gazete çıkıyordu. O gazetenin yayın yönetmeni Okay Gönensin polisiye romanlarını çok severdi. Benden polisiye öyküler yazmamı istedi. Yazmaya başlayınca, Nevzat karakteri dizi oldu. Baktım, Nevzat karakterini alıp götürüyorlar, gitmesin diyerek Kavim diye bir roman yazdım böylece ete

bir suç hikayesi. ‘Bir Ses Böler Geceyi’ ile ‘Sis ve Gece’ adlı iki romanım filme uyarlanmıştı. İstanbul Hatırası’nın film haklarını verdik belki film olarak beyaz perdede görebiliriz. Sinemacılar çok fazla ilgi gösterdi benim romanlarıma. Bu nedenle önümüzdeki dönemde daha fazla romanımın film olmasını bekliyorum. Çok fazla dizi projesi geliyor ama ben tercih etmiyorum. Çünkü hikaye çok aşağı çekiliyor, istemediğim düzeylere gittiği için istemiyorum. Çok

44

Sosyal medya ve internetin edebiyat ve kitap okuma alışkanlığına etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sosyal medya kitap okumayı engelliyor diye görüşler vardır fakat ben bu genellemeye katılmıyorum, çok etkilediğini sanmıyorum. Kitap okuma başlı başına bir ihtiyaç. İnsanlar kitap okumanın lezzetini alırlarsa, kitapların hayatlarına kattığı güzelliği ve rengi fark edebilirlerse her durumda kitap okumaya devam edeceklerdir. Belki bir bilgisayarda veya tablette

okuyacaktır. Bu nedenle edebiyat ölmez. Evrensel sanatlarımızdan biridir ve ihtiyaç olarak kalacaktır. Gündelik hayat başarılı da başarısız da olsa sıkıcı olabiliyor ve bu sıkıcılıktan kurtulmak gerekiyor. Edebiyat bu kaçışı sağlıyor ve bu kaçış, hem ruhumuzu yüceltiyor, hem aydınlatıyor, hem eğitiyor hem de hoşça vakit geçirmemizi sağlıyor. O nedenle sosyal medyanın edebiyatı engelleyeceğini sanmıyorum. Ama sosyal medyayı nasıl kullandığınız da önemli. Siz mi sosyal medyayı kullanıyorsunuz yoksa sosyal medyanın esiri mi oldunuz, sosyal medya mı sizi kullanıyor bunu sorgulamak gerekiyor. Siz sosyal medyayı nasıl kullanıyorsunuz? Benim için sosyal medya çok yararlı. Okurlarımla direk iletişim kurabiliyorum ve paylaşabiliyorum. Bir duyurum olduğunda sosyal medya aracılığıyla beni takip eden binlerce insana doğrudan ulaşabiliyorum. Bu nedenle beni olumsuz etkilemiyor,

hatta faydası olduğunu söyleyebilirim. Aksiyonlu, değişken ülke gündemi sizi nasıl etkiliyor? Türkiye’nin gündemi beni çok olumsuz etkiliyor, konsantre olmakta zorlanıyorum. Siyasi tansiyonun biraz düşürülmesi lazım. Karşı tarafı düşman olarak görmek ülkenin geleceği için çok tehlikeli bir şey. Yarın diğer taraf iktidar olduğunda diğer tarafı düşman olarak mı görecek, hep bu şekilde mi yaşayacağız. Tüm siyasi partilere, sağduyu, kardeşlik ve hoşgörü öneriyorum. Yazmak için şehirden uzaklaşır mısınız? Yazarken sessizlik istiyorum. Ofisime çekiliyorum, dışarı çıkmıyorum, bir şey ile ilgilenmiyorum. Daha sonra hayata katılıyorum. Bir adaya kapanıp yazanlardan değilim ama yazarken konsantre gerektiği için kimse olmaması gerekiyor. Romanları bilgisayarda yazıyorum.

“İnsan, iyi ile kötünün çatışmasıdır” İnsanın iyi ile kötünün çatışması olduğunu söyleyen Yazar Ahmet Ümit, polisiye romanlarının çok okunma nedenlerini şöyle açıklıyor. Polisiye ve cinayet hikayeleri insanları heyecanlandırıyor. Çünkü riske girmeden birinin öldürüldüğünü görüyoruz. Kötüyüz çünkü, içimizde kötülük var. Shakespeare ve Dostoyevski, insan ruhunu anlatan gelmiş geçmiş en iyi iki yazardır bence.

45


BİLİYOR MUYDUNUZ ?

BİLİYOR MUYDUNUZ ?


ANADOLU EFSANELERİ ANADOLU EFSANELERİ

Tüm gizemiyle Şahmeran Efsanesi Efsaneler ya da bir diğer adıyla söylenceler, yüzyıllar boyu gerçekten olmuş gibi nesilden nesile sözlü ve yazılı aktarılmış hikayeler de diyebiliriz. Kimi efsanelerde anlatılanları günümüz koşullarında havsalamız çok da kabul etmez fakat yine de tekrar tekrar dinlemekten kendimizi bir türlü alamayız. Çocukluğumuzun bin bir gece masalları gibidir. Hangimiz büyükannelerimizin, büyük dedelerimizin dizinin dibinde, yüreğimiz ağzımızda atarken korkuyla karışık merakla dinlemedik ki bu efsaneleri. Yılan saçlı Medusa’nın, Çingene Kız Belkıs’ın, Sarıkız’ın hikayesini dinlerken gerçekliğini sorgulasak da içten içe inanmadık mı efsanelerine? Bu sayımızda sizlerle kitaplara, filmlere konu olmuş, doğudaki kadının süs eşyalarında, evlerin duvar süslemelerinde, genç kızların çeyiz işlemelerinde yaşattıkları ve unutmamak için hayatlarına nakşettikleri Şahmeran’ın üç farklı efsanesini hatırlatacağız.

ANADOLU EFSANELERİ ANADOLU EFSANELERİ

1. Şahmeran ve Camsab Efsanesi Camsab yoksul bir ailenin oğludur. Evinin geçimini odunculuk yaparak sağlamaktadır. Bir gün arkadaşlarıyla birlikte ormanda içi bal dolu bir kuyu bulan Camsab, balı çıkarması için arkadaşları tarafından kuyuya indirilir, balın çıkartılması sona erince de kuyuda bırakılır. Kuyunun içinde yardım beklerken bir ışık sızıntısı görür, ışığın geldiği yeri açarak büyük bir bahçeye çıkar. Burada bir tahtta oturan üst tarafı insan alt tarafı yılan şeklinde olan ve bir insan gibi konuşan Şahmeran ile karşılaşır. Yılanların şahı olup yer altında diğer yılanlarla birlikte yaşayan Şahmeran, Camsab’a korkmamasını ve bir süre kendilerinin misafiri olacağını söyler. Burada çok iyi ağırlanan Camsab, aradan yıllar geçtikten sonra sıkılmaya ve ailesini özlemeye başlayınca evine dönmek için izin ister. Şahmeran ise ölümünün bir insan elinden olacağını, eğer kendisini bırakırsa yerinin insanoğlu tarafından hemen bulunabileceğini söyleyerek Camsab’ın gitmesine izin vermek istemez. Ancak ısrarlara dayanamaz ve yerini kimseye söylememesi şartıyla Camsab’ı evine gönderir. Bu sırada Tarsus padişahı, önemli bir hastalığa yakalanır. Dönemin tanınmış hekimleri hastalığa bir türlü çare bulamazlar, fakat büyü işleriyle de ilgilenen vezir, pa-

Yazı: Sema Yeşiltaş

48

49

dişahın hastalığının Şahmeran’ın etinin yenilmesiyle geçeceğini söyler. Bunun üzerine Şahmeran’ın yerini bilene büyük vaatlerde bulunulur, ancak kimse ortaya çıkmaz. Vezir, Şahmeran’ı gören kişinin sırtının yılan derisi gibi pul pul olduğunu padişaha söyleyince herkesin hamama gelerek yıkanması emrini verir. Camsab, Şahmeran’a söz verdiği için hamama gitmez, fakat bir süre sonra sadece kendisinin yıkanmaya gitmediği anlaşılınca hamama gitmek zorunda bırakılır. Camsab’ın sırtının yılan derisi gibi olduğu görülünce, kendisinden zorla Şahmeran’ın yeri öğrenilir. Vezir, Camsab’ın gösterdiği kuyunun başında büyülü sözler söyleyerek Şahmeran’ı ortaya çıkartır. Şahmeran kaderini bildiği için karşı koymaz ve Camsab’a ölümünden sonra etini kaynatarak ilk suyu vezire, ikincisini padişaha içirmesini, üçüncüsünü de kendisinin içmesini tembihler. Şahmeran, hamama götürülerek burada öldürülür ve eti kaynatılır. Vezir ilk suyu Camsab’ın içmesini ister. (Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 16, Sayı 1, 2007, s.185-196 -189) Camsab, Şahmeran’ın dediklerini yaparak ilk suyu vezire verir. Vezir, bunu içer içmez ölür. İkinci suyu içen padişah iyileşir, üçüncüsünü içen Camsab ise aklı ve zekâsı daha da güçlenip padişaha baş vezir olur.


ANADOLU EFSANELERİ

2. Şahmeran ve Lokman Hekim Efsanesi Lokman Hekim’in babası da hekimdir. Ölmeden önce karısına; doğacak çocuklarının çok bilgili bir hekim olacağını, dünyada kimsenin onu geçemeyeceğini söyler. Kısa bir süre sonra da ölür. Çocuk doğar ve annesi tarafından adı Lokman konulur. Ancak Lokman büyüdüğünde okuma-yazmayı dahi çok zor öğrenir, bunun üzerine odunculuk yaparak evin geçimini sağlamaya başlar. Bir gün yine odunlarını satmış, yorgun bir şekilde evine dönerken yolun ormanlık tarafında bir inilti duyar. Sesin geldiği yöne doğru gittiğinde burada üst tarafı insan alt tarafı yılan olan bir yaratığın yaralı olduğunu görür. Korkup geri döneceği sırada bu yaratık, korkmamasını, kendisine yardım etmesini, bu iyiliğinin karşılığını bir gün mutlaka alacağını söyler. Lokman, Şahmeran’ı kucağına alır ve onu, söylediği yoldan bir mağaranın önüne getirir. Şahmeran, bir şeyler fısıldayınca mağaranın kapısı açılır, kapıdaki kara yılan Şahmeran’ı hemen saraya götürür. Çok güzel bir yer olan bu yerde, yılanların şahı kısa sürede iyileşir. Lokman da kırk gün bu sarayda kalır ve bu sürenin sonunda artık evine gitmek ister. Şahmeran, gördüklerini kimseye anlatmaması konusunda kendisinden söz ister ve ardından ölümünün bir insan elinden olacağını, bunu bildiğini, ölüm haberini aldığında nelerin yapılması gerektiğini, ayrıca neyin hangi hastalığa iyi geldiğini, ilaçların nasıl hazırlandığını Lokman’a tek tek anlatır, sonra da onu serbest bırakır. Lokman evine döndükten sonra bambaşka bir insan olur, bütün zamanını okuyup yazmaya, yeni şeyler öğrenmeye ayırır. Aradan uzun bir zaman geçer. Şahmeran, sarayındaki billur suda evrenin güzelliklerini izlerken Tarsus padişahının kızını görür ve hemen o anda âşık olur. Yemeden

50

içmeden kesilir. Günün birinde kızın hamama götürüldüğünü anlayınca onu daha yakından izleyebilmek amacıyla kendisi de gizlice hamama gider. Ancak hamamın ıslak mermerleri üzerinden kayıp düşünce kızın hizmetkârları tarafından fark edilerek göbek taşı üzerinde öldürülür. Şahmeran’ın öldürüldüğünü öğrenen Lokman Hekim, hemen hamama gelir. O sırada Tarsus padişahının hastalandığını, müneccim başının baktığı fallardan padişahın ancak Şahmeran’ın etinin suyundan içerse iyileşebileceği haberini duyar. Vezir, Şahmeran’ın olağanüstü güçlerini bildiği için padişah için gerekli ilacı kendisi hazırlamak ister, ancak asıl amacı zehirli kısmın suyunu padişaha içirmek, sonra da padişahın kızıyla evlenerek Tarsus’a hükmetmektir. Lokman da ilacı kendisi hazırlamak ister, sonunda bu görev padişah tarafından Lokman’a verilir. (Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 16, Sayı 1, 2007, s.185-196-190) Lokman,Şahmeran’ın daha önceden kendisine anlattığı gibi cansız gövdeyi üçe böler, her parçayı ayrı ayrı kaynatır. Bu parçalar kaynarken her biri hangi hastalığa iyi geleceğini söylemeye başlar. Bu sırada vezir gelerek, insanlara olağanüstü güçler veren parçanın suyunu ister. Lokman, vezirin kötü niyetini anlar ve ona kuyruk suyundan verir. Vezir, bunu içer içmez ölür. Gövdenin suyunu kendisi içer, baş kısmının suyunu padişaha içirerek onun iyileşmesini sağlar. Lokman, saraydan ayrılıp kırlarda dolaşırken birden çiçeklerin, bitkilerin dile geldiğini ve hangi hastalığa iyi geldiklerini söylemeye başladıklarını duyar. Lokman, bütün bunları defterine geçirince dönemin en iyi hekimi olur.

ANADOLU EFSANELERİ

lan başlarıyla birlikte askerlere karşı gelir, sonunda kralı öldürür, ancak kendisi de yenik düşer ve ölür. Yörede bu olayın yaşandığı dönemden günümüze, yılanlarla insanların birbirlerine düşman olduğuna inanılır. Bütün efsaneler, Şahmeran’ın öldürülmesiyle son bulmaktadır. İnanışa göre diğer yılanlar, Şahmeran’ın öldürüldüğünden henüz habersizdir. Şahmeran, yılanlara hamama yıkanmaya ve oradan da bir düğüne gideceğini söyleyerek sarayından ayrılmıştır. Yılanlar, o günden bu yana hâlâ Şahmeran’ın dönüşünü beklemekte, duydukları davul sesi ile düğünün devam ettiğini sanmaktadır. Bir gün davul sesi kesildiğinde (bunun kıyamet günü olacağına inanılıyor) bütün yılanlar Tarsus’a inecek ve Şahmeran’ın öldürüldüğünü anlayınca herkese düşman olup şehri yok edeceklerdir. Bizler gücünü topraktan ve bu toprağın hikayelerinden alan bir milletin, Anadolu’nun çocuklarıyız. Her günümüz tecrübeyle sabitlenmiş atasözleriyle, yaşanmışlığın ürünü türkülerle ve elbette ki her birinden onlarca ders çıkardığımız efsanelerle dolu. Her ne kadar günümüze ulaşan Şahmeran tasviri resimlerde, gravürlerde Şahmeran kadın olarak yorumlansa da hikayelerden de anlaşılacağı gibi Şahmeran’ın kadın ya da erkek olduğuna dair net bir bilgi yoktur.

3. Şahmeran ve Tarsus Kralı Efsanesi Arap ülkelerinden kervanlarıyla Tarsus’a gelen tüccarlar, bir süre burada konaklayıp dinlenir, kentin şifalı suyu olarak bilinen Kydnos Nehri (Tarsus Çayı)’nda yıkanır, bunun karşılığı olarak da Tarsus hükümdarı Sardanapal’a belirli bir miktar vergi öder. O dönemlerde Mısırlı zengin bir tüccar, buraya gelirken yolda haramiler tarafından soyulur. Kente geldiğinde vergisini ödeyemez. Ancak dürüst bir tüccar olduğu için vergisini bir sonraki gelişinde vermek üzere hükümdar tarafından kendisine yardımda bulunulup ülkesine gönderilir. Mısırlı tüccar, bu iyiliğin karşısında Tarsus hükümdarına eşi benzeri görülmemiş bir hediye getireceği vaadinde bulunur. Memleketine döndüğünde Tarsus kralına nasıl bir hediye sunacağını düşünürken hizmetkârı, o sıralar bir büyücünün elinde esir durumda olan, üst tarafı güzel bir kız alt tarafı yılan biçimindeki yılanları şahı Şahmeran’ı götürmeyi teklif eder. Şahmeran gizlice büyücüden kaçırılır ve kendisine bir süre sonra ülkesine dönmesi için izin verileceği konusunda söz verilir. Bir sandık içerisinde Tarsus kralına getirilir. Ancak Tarsus kralı, sandık açılır açılmaz Şahmeran’dan çok korkar ve bunun hediye değil bir büyü olduğunu düşünerek askerlerine Şahmeran’ın öldürülmesini emreder. Kendisinin azat edilmeyeceğini anlayan Şahmeran, gövdesindeki diğer yı-

51

Kaynak kişiler: K.1: Şehriban Çelik, 1919, Tarsus, yok, ev hanımı. K.2: Ramazan Öztürk, 1948, Tarsus, ilkokul, emekli. K.3: Ömer Özcan, 1960, Tarsus, lise, memur. K.4: Rüksan Özsezeroğlu, 1965, Tarsus, ilkokul, ev hanımı.


‘EN’lerin şehri

Dubai

Dubai’nin kısa süredeki değişimi, insan yaratıcılığı ve teknolojinin geldiği noktayı gözler önüne seriyor. 20 yıl önce Dubai’ye gidenler, ülkedeki bugünkü değişime inanmakta zorlanıyor. 20 yıl önce sadece Türkiye dahil dünyanın büyük kesiminin tanımadığı Dubai veya Birleşik Arap Emirlikleri, bugün turistlerin önemli destinasyonlarından biri haline geldi. En’lerin

toplandığı şehir, sanki gezmek, eğlenmek ve alışveriş yapmak için inşa edilmiş gibi. Yedi emirlikten oluşan Birleşik Arap Ülkeleri, dünyanın en zengin ülkelerinden. Emirliğin başkenti Abu Dhabi olsa da en modern ve en turistik şehri Dubai. Ayrıca paranın toplandığı merkez diyebiliriz. Dubai devamlı gelişen ve yenilenen bir şehir. Her gidişinizde yeni bir şey görmeniz

Türkiye’de kış aylarının devam ettiği şu günlerde sıcak bir mola vermek isterseniz, İstanbul’dan 4,5 saatlik uçuş sonrası egzotik bir tatil yapabilirsiniz. Devamlı gelişen ve yenilenen Dubai, hem ticaret hem de turizm açısından son yılların en popüler destinasyonu haline geldi.

52

53

mümkün. Dubai’ye gitmek için bir uçak bileti bir de vize gerekiyor. Her ikisini de internetten rahatlıkla alabiliyorsunuz. Vize ücreti 85 dolar ve bilgisayar çıktısını girişte göstermeniz yeterli. Türkiye’den iki saat ileri olan ülkede Arapça ana dil olsa da İngilizce ikinci dil olarak kabul görmüş durumda. Para birimi Dirhem (AED) olsa da doları çoğu yerde kullanmak mümkün.


GEZİ / YURT DIŞI

Birlikten Dubai doğar 1900’lü yıllarda küçük bir balıkçı ve liman kasabası olan Dubai’de değişim, 1969 yılında petrolün bulunması ve sonrasında ihracat ile başladı. Bölgeyi himayesinde bulunduran İngiltere’nin çekilmesinden sonra 2 Aralık 1971’de diğer 6 emirliğin katılması ile Birleşik Arap Emirlikleri kuruldu. Bölgede petrolün bulunmasından sonra Dubai’nin geliri devamlı ve hızla yükseldi ve emirlik bir ticaret, alışveriş ve turizm kenti haline geldi. Bugün Dubai; Ortadoğu ve Basra Körfezi bölgesinde sürekli gelişen dünya çapında bir kent olarak ticari ve kültürel bir merkez, kozmopolit bir metropol kenti oldu. Aynı zamanda yolcu ve kargo taşımacılığı bakımından da taşımacılık merkezlerinden biri. Dubai ekonomisi tarihsel olarak petrol sanayisi üzerine kurulmuş olsa da, batı tipi işletmecilik usulleriyle yürütülen turizm, havayolları, gayrimenkul işlemleri ve mali hizmetler Emirlik’in önemli gelir kalemlerini oluşturuyor.

Devamlı gelişen ve yenilenen Dubai, hem ticaret hem de turizm açısından son yılların en popüler destinasyonu haline geldi şehrin gösterişli avm’leri de alışveriş tutkunlarını ülkeye çekiyor.

Nereler Görülmeli ?

Yerel halk azınlıkta 1985 yılında 370 bin civarında olan Dubai nüfusu, 2013 yılında 2,1 milyon kişiye ulaştı. Yerel halk toplam nüfusun sadece yüzde 17’sini oluşturuyor. Hintli nüfusu başta olmak üzere Pakistan, Bangladeş ve Sri Lankalılardan oluşan Güney Asyalılar ise toplam nüfusun yüzde 75’ini oluşturuyor.

2011 yılında Dubai, Amerikan Mercer danışmanlık firması tarafından Ortadoğu’da yaşanılacak en iyi kent olarak tanımlanmıştır. 2012 yılı verilerine göre Dubai en pahalı kentler sıralamasında Ortadoğu’da birinci, dünya sıralamasında ise 22. en pahalı kent olma özelliğine sahip.

Al Barsha bölgesindeki otellerin turistik aktivitelere ve alışveriş merkezlerine daha yakın olması nedeniyle konaklama için tercih ediliyor. Taksiler çok ucuz olduğu için ulaşımı rahatlıkla taksiyle yapabilirsiniz. Geziye dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa ile başlayabilirsiniz. 829 metre yüksekliğindeki binanın içinde oteller, iş merkezleri ve restoranlar bulunuyor. 124. katta bulunan gözlem noktasından şehri tepeden izleyebiliyorsunuz. Eğer bu binaya çıkmayı düşünüyorsanız, erken rezervasyonla makul fiyatlara bilet bulabilirsiniz. Kapıdan geçerken girelim dediğinizde 150 dolara mal oluyor. Dubai’ye gidip de dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli Burj Al Arab’ı görmemek olmaz. Yelkene benzeyen bu otelin yanına yapılan ve dalgayı andıran

Jumeirah Beach Otel de görülmesi gereken yapılardan. Dubai’de görmezden gelinemeyecek bir yer de marinalar. Dünyanın en lüks teknelerinin bulunduğu marina etrafındaki kafeler Avrupa sokaklarını andırıyor. Dubai’yi ikiye bölen Dubai Creek (Koyu) yine gezi programında olması gereken yerlerden biri. Su taksisiyle gezebileceğiniz koyda muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz. Ayrıca Dubai Ulusal Bankası ve Ticaret ve Sanayi Odası’nı karşıdan görüntüleyebilmek mümkün. Altın ve Baharat Çarşısı, alışveriş içi en gözde merkez. Altın Çarşısı’ndaki altın matikler en çok ilgi çeken detaylar. Orta Doğu’ya gitmişken, Abu Dhabi & Central Souq ve Çöl Safari turlarına katılıp Dubai ve çöl atmosferini çok daha iyi özümseme şansını yakalayabilirsiniz.

55


GEZİ / YURT DIŞI

GEZİ / YURT DIŞI

Alışveriş

Yeme İçme

Dubai tam bir alışveriş şehri. Mağazalar sabah 9’da açılıyor ve hafta içi akşam 10’a, hafta sonu ise gece 24 ya da 01’e kadar açık oluyor. Satwa’daki mağazalar, Dubai’nin küçük Hindistan’ı olarak biliniyor. Altın ve tekstil ürünlerinin ağırlıklı olduğu dükkânlarda satıcılarla pazarlık yapmayı unutmayın. Burj Khalifa’nın komşusu Dubai Mall, toplam kapladığı alan olarak dünyanın en büyük alışveriş merkezi unvanını elinde tutuyor. Dubai Mall’un en ünlü atraksiyonu müzik ile dans eden su ve ışık gösterisi size keyifli görsel şov sunuyor. Dubai’de her millete ait yemekleri bulmak mümkün. Yiyebileceğiniz en yöresel yemekler ise Lübnan mutfağına ait.

Bilinmesi Gerekenler Dubai’ye vize gerekiyor fakat vizeyi internetten alabiliyorsunuz. Kasım-Mayıs arası Dubai’ye gitmek için en uygun zaman. Nisandan sonra ülkedeki sıcaklık bunaltıcı boyutlara ulaşabiliyor. Dubai’nin para birimi Dirhem (AED). Mağazalar sabah 9’da açılıyor ve hafta içi akşam 10, hafta sonu 01’e kadar açık oluyor. Dubai’nin hafta sonu tatilleri Cuma ve Cumartesi günleridir.


Geçmişin sırrı Zeugma’da… Size tavsiyemiz çantanıza birkaç parça eşya alın ve güneyin eşsiz güzellikteki topraklarına doğru yola çıkın. Uzun yolculuk gözünüzü korkutmasın çünkü sonunda ulaşacağınız nokta Gaziantep’in eşsiz güzellikleri olacak. Büyük İskender’in Selevkia Euphrates adıyla kurduğu Zeugma, günümüzde yerli yabancı turistlerin ilgi odağı… Hangi mevsimde gittiğinizin önemi yok yeter ki gidin! Fakat bizden size küçük bir tavsiye, Zeugma baharda ayrı bir güzeldir.

58

59


GEZİ TARİHİ

H

elenistik dönemde, Selevkos Nikator zamanında Zeugma’da önemli imar hareketleri görülür. Akropolün üzerine kader tanrıçası Thyke’nin bir tapınağı yapılır fakat bu tapınak halen toprak altındadır. Zeugma antik kenti kendi şehir sikkesi de basmış Roma kentlerinden biridir. Sikkeler üzerine bir tarafına Thyke tapınağı, diğer tarafına da güçlülüğü simgeleyen Roma kartalı motifi basılmıştır. Gezi esnasında karşınıza birçok uygarlığa ait izler çıkabilir, şaşırmayın. Zira bölge doğal güzelliklerinin yanı sıra konumu gereği de birçok ulusun dikkatini çekmiş, ticari ve askeri açıdan da her dönemde büyük öneme sahip olmuştur. Öyle ki Helenistik dönemde yeniden inşa edilmiştir. Roma döneminde oldukça büyüyen Zeugma, kültür, sanat ve ticari faaliyetlerle ön plana çıkar. Zengin villaları süsleyen mozaik döşemeler dünya örnekleri ile yarışır hale gelir.

Diğer taraftan Şehir, Palmyra etkisi ile mezar heykeltıraşlığı sanatında da ilerleyerek kendine özgü figürler ortaya koyar. Bizans döneminde ise eski canlılığını kaybetmeye başlar ve sonunda İslam akınlarına dayanamayarak önemini yitirir. Nam-ı diğer Belkıs Tarihte Zeugma, ardından da Belkıs olarak anılan yörenin Belkıs ismini nereden aldığı tam olarak belli değildir. Yerleşim yeri isimlerinin arkeoloji literatürüne pek de yabancı olmadığı düşünüldüğünde, ilk akla gelen Nizip’in Belkıs köyüdür. Ayrıca Ege Bölgesi’nde de birçok antik kentin yakınlarında Belkıs adıyla köyler bulunduğu bilinir. Antik kentlerle Belkıs adlı köylerin ilişkisini anlamak için yapılan araştırmalarda, dini anlatılarda, Hz. Süleyman ile görüştüğü ve sonra ona tabi olduğu belirtilen Saba Melikesi Belkıs’ın ülkesinin, düzenli planlı, güzel ve görkemli yapılarla süslü çok bayındır bir ülke olduğuna gönderme yapılır.

60

GEZİ TARİHİ

Gaziantep Arkeoloji Müzesi Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nin yanı başındaki alan Zeugma Mozaik Müzesi, Temmuz 2005’te açıldı. Türkiye’nin en büyük mozaik müzesi, özgün teşhiriyle dünyanın yegâne müzesi haline geldi. Eski ve yeni müze binası bir galeriyle birbirine bağlanarak, Eski Müze, Gaziantep ve çevresindeki taşınabilir kültür varlıklarının kronolojik sırayla sergilendiği, “kronolojik müze” olarak düzenlendi. Zeugma Mozaik Müzesi iki katlı olup, 16 adet teşhir salonunu barındırır. Alt katta, Zeugma 2000 yılı kurtarma kazılarında ortaya çıkarılan Poseidon ve Euphrates villalarının sütunlu avlusu, yemek odası, iç avlusu, mozaikleriyle, freskleriyle ve orijinal mimarisiyle birlikte sergilenir. Bu salonda savaş tanrısı Mars’ın heykeli de yer alır. Zeugma kurtarma kazılarında bulunan mozaikler müzenin duvarlarında monte halindedir. Ayrıca her mozaiğin yanında resimli bilgi panoları bulunur.

İkinci katta, mozaikler ve mezar heykelleri teşhir ediliyor ve bu katın balkonunda, yeniden kurulan Poseidon villasının avlusundaki Poseidon mozaiği ve oturma odasındaki Perseus mozaiği üstten seyredilebilir. Müze girişinin karşısındaki mozaikte pembe giysili Theonoe’nin resmi ziyaretçileri hoş geldiniz dercesine karşılar. Bu mozaikte, Kointus Kalpornius adlı mozaik sanatçısının adı da yer alır. Hemen önünde serili, aşk ve ruhun yan yana resmedildiği mozaikte ise Eros aşkı, Psykhe ise ruhu simgeler. Sağda ise bu mozaiklerin bulunduğu villaların maketi sergilenir. Bu makette, Zeugma evinin avlusunu, sığ havuzlarını, çeşmelerini ve mozaiklerini görmek mümkündür. Ön salondan sağa doğru gezi yolu izlendiğinde, solda duvara monte edilen “Dionysos’un Düğünü”nün resmedildiği mozaik karşınıza çıkar. 1998 yılında teşhir edildiği salondan çalınan bu mozaikte, on iki adet figürden, günümüze sadece üç figür kalmıştır. Bu salondan ulaşılan Okeanos salonunda, nehir tanrılarının anne ve babası Okeanos ve Tethis’in resimlerinin olduğu mozaik ve geometrik desenli mozaikler yer alır. Bu salondan, müzenin en büyük mekânı olan, Mars salonuna ulaşılır. Güneyinde, Poseidon evinin peristyli,

sütunları, sığ havuzu ve mozaiğiyle birlikte yeniden kuruludur. Sığ havuzda, denizlerin tanrısı Poseidon, deniz canlılarının arasında resmedilmiştir. Salonun merkezinde savaş tanrısı Mars’ın bronz heykeli, bir elinde mızrak, diğer elinde çiçek tutarak, kızgın bakışlarla ayakta durur. Göz bebeği gümüş ve altından yapılmıştır. Yüzünde ise öfke ve kızgınlık hâkimdir. Savaş ve bereketi simgelemesiyle dünyada bilinen tek Mars heykelidir. Bu salonun tam karşısında “Kadınlar Odası” yer alır. Odanın tabanında, Samsatlı Zosimos imzalı, “Aphrodite’nin Taçlandırılması” mozaiği serilidir. Bu odanın tam karşısında, Zeugma yontusunun kadın ve erkek büstleri ve heykelleri sergilenir. Buradan, sola dönüp, peristylin yüksek sütunlarının yanından geçerek, Euphrates salonuna ulaşılır. Solda genç nehir tanrıları arasında Fırat’ın nehir tanrısı Euphrates’in resmedildiği mozaik yer alır. Yanında, Zosimos’un bilinen ikinci eseri, “Kahvaltıdaki Kadınlar” adlı tiyatro oyununun bir sahnesinin resmedildiği mozaik mevcuttur. İkinci katta, balkondan, Poseidon ve Perseus-Andromeda mozaiklerinin muhteşem görünümü seyredilerek, mozaiklerin büyüsüne dalınır. Kronolojik müzede beş adet teşhir salonu vardır. Bu müzede eserler, insana duyarlı aydınlatmalı vitrinlerde teşhir edilir. Galerinin bitiminden sağa dönülerek, bakır, demir gibi minarelerden ve deniz canlıları ile yaprak fosillerinden oluşan tabiat tarihinin iki vitrini seyredilir. Daha sonra mamut iskeleti ve devamında ise, insanoğlunun ilk izlerini yansıtan 600 bin yıl öncesine ait, özellikle

61

Dülük’te bulunan paleolitik taş aletlerinin ve bunların kullanımına yönelik didaktik materyallerin yer aldığı vitrinlerle teşhir devam eder. Bu salondan Tunç Çağı salonuna geçilir. Daha sonra sırasıyla, Hitit ve Asur taş eserlerinin bulunduğu ince uzun salon, takıların olduğu ve ziyaretçileri baygın bakışlarıyla süzen Zeugma’nın sembolü olan çingene kızının bulunduğu salon gelir. Bu salondan, Akamenid-Pers, Helenistik ve Kommagene ile özellikle Roma dönemine ait heykelcikler, cam eserler, kırmızı astarlı kaplar ve tıp aletlerin sergilendiği salona girilir. Zeugma kazılarında bulunan kaplar, heykelcikler, sikkeler, mühür baskıları ve bereket tanrıçası Demeter’in heykeli de burada sergilenmektedir. Müze girişinin solunda kayaya oyulan aile mezar odası, lahitiyle ve mezar önüne konulan mezar sahiplerine ait heykellerle teşhir edilir. Theonoe’nin sevgiyi ve yaşamı simgeleyen pembe giysisiyle başlayan müze teşhiri, kaçınılmaz sonun sergilendiği aile mezarıyla son bulur.


GÜNCEL

E-kitap uyku düzenini bozuyor Tabletlerle birlikte ‘e-kitap’lar da daha pratik olması nedeniyle oldukça yaygınlaştı. Fakat uzmanlara göre; uyumadan önce elektronik kitap okumak uykunuza ve sağlığınıza zarar veriyor olabilir. Harvard Tıp Fakültesi’ndeki Amerikalı doktorlar ve araştırma ekibi, uyumadan önce ışık yayan e-kitap okuyanlarla, kâğıt baskı kitapları okuyanları kıyasladı. Araştırmacılar, uyku kalitesini bozan ve ertesi sabah kişinin daha yorgun kalkmasına neden olan e-kitapları okuyanların uykuya dalma sürelerinin de kitap okuyanlara göre daha uzun olduğunu ortaya çıkardı. Uzmanlar, akşam saatlerinde maruz kalınan ışık seviyesinin düşürülmesi tavsiyesinde bulunuyor. Çünkü gece ve gündüz ritmi, maruz kalınan ışığın belirlediği vücut saatimiz aracılığıyla bedenlerimizi de uyumlu hale getiriyor. Fakat akıllı cep telefonları, tablet bilgisayarlar ve LED teknolojisinde sık görülen mavi ışık vücut saatimizi bozabiliyor. Akşam saatlerinde maruz kalınan mavi ışık, uyku hormonu melatonin üretimine mani olabiliyor veya üretimi yavaşlatabiliyor. E-kitap okuyanlar yorgun uyanıyor Araştırma için seçilen on iki kişi, iki hafta boyunca uyku laboratuvarlarına kapatıldı. Deneye katılanlar beş gün boyunca baskı kitap, diğer beş gün de iPad tablet bilgisayarlarından e-kitap okudu. Kan örnekleri, e-kitap

okuyanlarda uyku hormonu melatonin üretiminin azaldığını gösterdi. E-kitap okuyanların ayrıca uykuya dalma sürelerinin daha uzun olduğu ve derin uyuyamadıkları görüldü. Bu kişilerin ayrıca ertesi sabah daha yorgun uyandıkları tespit edildi.

Akıllı

telefonlar

beyni değiştiriyor İsviçre’de yapılan bir araştırmada, insan beyninin dokunmatik akıllı telefon teknolojisine adapte olduğu sonucuna varıldı. Current Biology dergisinde yayımlanan araştırmada, beyin faaliyetlerini gözlemlemek için EEG (elektro-ensefalografi) yöntemi kullanıldı. Araştırma sonucu, eski moda telefon kullanıcıları ile akıllı telefon kullanıcılarının beyinlerinde

belirgin farklar gözlemlendi. Akıllı telefon kullananların parmakları daha uyumlu çalışıyor. Araştırmaya katılan 37 gönüllüden 26’sı dokunmatik ekranlı akıllı telefon, 11 kişi de eski moda telefon kullanıcısıydı. Çalışma sonuçlarına göre, akıllı telefon kullanan denekler baş, orta ve işaret parmaklarını ekrana dokundurduklarında daha yüksek

62

EEG beyin ölçümlerine sahip oluyor. Örneğin, keman çalanların beyinlerinde parmakların temsil edildiği bölge, müzisyen olmayanlara göre çok daha geniş bir alan kapsıyor. Tekrar eden davranışlar beynin yapısını şekillendirdiği için, araştırmacılar müzisyenlerde görülen durumun akıllı telefon kullanıcıları için de geçerli olabileceğini düşünüyor.


MODA

MODA

:

uz n u t s o d n a en yakı

A R R E I S H HIG

Kayakt

FLO botlarla çocuklar rengarenk gün güzelleşKadınların iç dünyalarını her de es geçtiren Penti, Sevgililer Günü’nü dini güzel ve miyor! Sevgililer Günü’nde ken r, Penti’nin ınla farklı hissetmek isteyen kad çamaşırı iç ı dığ arla Sevgililer Günü için tas a da dah de gün l öze koleksiyonlarıyla bu yor. ünü bür e etkileyici bir hal çalar, farklı Hazırlanan koleksiyondaki par p ederken vücut tiplerine ve zevklere hita ‘Lolita’ ve ry’ koleksiyon da bulunan ‘Glo d rengi tren en n onu sez çarpıcı modelleri ve iden yen gini ren ın aşk la Fuşya dokunuşlar yorumluyor. ot, saten ‘Glory Balkonet’ sütyen ve kül moda tutkuna dokusu ve dantel detaylarıyl en, ‘Lolita lark sağ larına gizemli bir şıklık ığı uyum lad sağ utla Yarı Push Up’ ise vüc garlar rüz ik ant rom yle ve çiçekli deseni estiriyor.

k riyle yaklaşı nışlı ürünle a ll u şı k a d a ve rk m a sağla ez yol Birbirinden n vazgeçilm ri ı e ız rl n ve rı la se a cera de eşy 40 yıldır ma mevsiminde r. k a yo ay nu k , su a ı rr ie rsat olan High S da taşıma fı kilde yanınız şe an marka, n ir b su li r n le ze dü un çözüm yg u gönlünü ra a çl la kayakçı rın la Farklı ihtiya ıy ğ lı k şı düzeyini ikleri ve nsantrasyon teknik özell ko n rı a ıl ıc n ulla dehidrasyon fethediyor. K ni sağlayan si e tm ke tü vı litrelik sıvıyı koruyarak sı çantaları, 2 k a ay k ip h nli olarak sistemine sa böylece düze ve r o lıyor. iy il eb d kolaylık sağ muhafaza e n sporlarda ke omik n re o ge rg e sı a la yapısıy sıvı alınm lu m yu u a ın ın sırt a, özellikle Kullanıcısın n High Sierr a n su r le n ürü kayak ya da ve konforlu i kullanarak id il k n ve a n lu bu yabileceğiniz ön yüzünde kolayca taşı ı niz ız n ği ta ce h e il ta eştireb snowboard ölmeye yerl b rden e iş rl n ve ge i se k e ile kayak li kaskı önd e d o m 18 metry modeli Sym rüyor. ö g gi il büyük

HOTİÇ’le her mevsim şıklık

de değil, Penti, sadece Sevgililer Günü’n kendi değee önc sevginin gücüne inanan ve ksiyonkole m giyi iç rini bilen her kadın için larını sunuyor.

Clarks ayakkabıda çığır açıyor taşıyan parçalardan nordik esinSezon modellerinde modern bohem esintileri birçok tarz bir arada. Kadın, erkek tililere, göçebe tarzından çöl atlılarına kadar yelpazesiyle Clarks, kışın vazgeçilve çocuk koleksiyonlarını içeren geniş ürün arına dayanırken şıklığından ödün mezlerini size özel indirimle sunuyor. Kış şartl yürüyüşten toplantı zamanına ye, vermeyen İngiliz ikonu, günlük hayattan gece yıla ‘Merhaba’ diyor. yeni rak soka her ana uygun özel modelleri indirme

64

HOTİÇ 2015 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu, rahat, şık ve elegan mevsim dokunuşlarıyla doğallığı vurguluyor. Lüks-spor konseptinin hakim olduğu koleksiyonda Oxford, slipperlar ve sneakerlar, lame ve dorenin yükselişiyle, feminen çizginin yeni temsilcileri oluyor.Kontrastla ilerleyen HOTİÇ Kadını, maskülen duruşunu feminite ile buluşturuyor. Parlak krokolar, somon ve gri tonlarının softluğunda ilkbaharı yaşatıyor. Bej açma derilerle rahat şıklığı yakalayan HOTİÇ, sezonun trendy tavrını sabolarla anlatıyor. Yıkanmış deriler ise yeşil, lacivert ve tabalarla karşı koyulmaz, naturel bir tarz oluşturuyor. Grafik baskıların enerjik stili, yaz canlılığını yansıtıyor. Siyah-kırmızı tüllerle süslenen kadınsı stilettolar, dramatik ve romantik tema ile kendini gösteriyor. Çok bağlı stilettolar, detaylara önem verenler için farklı ve trendy bir seçim.

65


MODA

MODA

Spor aşka gelirse Extreme sporcuların yan ı sıra, doğa aşıklarının da markası The North Face, Sevgililer Günü’nde spo r tutkusundan vazgeçemeyenler için, çok özel ürünler sunuyor. Markanın eldiven, mont, ayakkabı ve pantolon tasarımları, gün ün her anında çiftlere enerji getiriyor. Kış ın dondurucu etkisine karşı tasarlanan modeller, maceraperst ruhlu aşıkların özgürce doğada hareket etmesini sağlıyor. Sevgililer Günü’nde bir örnek giyinmek isteyen çiftler, markanın kadın ve erkekl ere özel aynı renk ve modeldeki tasarım larıyla bu özel güne farklı bir yorum katıyor .

a d ’ n o l h Decat ı d l ı ç a u k sezon

kaya

Türkiye’deki 9 mega-spor mağazası ve tüm Türkiye’ye gönderim yapan online alışveriş sitesiyle spor tutkusunu 7’den 70’e yaymaya devam eden Decathlon’da kış sporlarıyla ilgili binlerce ürünü bir arada bulabilirsiniz. Decathlon’un kış sporları markası Wedze’nin amatörden profesyonele çocuktan yetişkine farklı yaş grupları ve seviyeler için çok uygun fiyatlara kayak/snowboard ekipmanları, kıyafetleri ve aksesuarları bulunuyor.

66

67


LEZZET

Dana Tiffafiye

LEZZET

Likorlu Elma Tatlisi

Malzemeler

Malzemeler

Mayonezli Karides Malzemeler

Bal

6 adet elma

500 gr. Karides

Tereyağı

1/3 şişe nane likörü

3 ymek kaşığı mayonez

4 adet dana bonfile

6 yemek kaşığı

1 yemek kaşığı ketçep

1 adet ekşi elma

toz şeker

1 yemek kaşığı domates suyu

Karabiber, tuz

8 adet çilek

1 çay kaşığı limon suyu 1 demet körpe marul

Hazırlanışı

Hazırlanışı Elmaları soyun ve ortalarını oyun. İçlerine birer yemek kaşığı şeker koyun. Bir tencere içine 1/2 su bardağı su ve nane likörünü ve elmaları koyun. Yüksek ateşte kaynayana kadar tutun. Kaynadıktan sonra elmaları ters çevirin. Beş dakika sonra ateşten alın. Üzerine çilekleri dizerek dolapta bir süre bekletip servis yapın.

Karabiber ve tuz eklediğiniz etleri tavada pişirin. Elmayı dörde bölüp tereyağında hafifçe kavurun. Tarçın ve balla tatlandırdıktan sonra elma dilimlerini bonfilelerin üzerine koyun. Ballı sosu etlerin üzerinde gezdirin. İstediğiniz garnitürle servis yapın.

68

Hazırlanışı Derince bir kapta mayonez, ketçap, domates suyu, tuz, limon suyu karıştırılır. Haşlanmış ve kabuklarından temizlenmiş karidesler bu malzemeye karıştırılır. Kenarlar marul yaprakları ile süslenmiş kökte tabağına yerleştirilir ve limon dilimi ile süsleyip servis yapılır.

69


ANADOLU EFSANELERİ EFSANE SPORCULAR

ANADOLU EFSANELERİ EFSANE SPORCULAR

10 numara Metin Oktay’ın

8 numara sevdası

Daha 9-10 yaşlarında İzmir’in Meltemini arkasına alıp koşmaya başlar meşin yuvarlağın peşinde. Öyle ki perşembenin gelişi çarşambadan bellidir misali, tozunu attırır sokakların. Her erkek çocuğu gibi gönül verir futbola…

Mahallenin en afili abisi

Metin Oktay

Hani bazı insanlar vardır, başında haresiyle doğan… görmezsiniz ama baktığınızda gözleriniz ışıldar, siz de bir anlam veremezsiniz nedir bu ışığın kaynağı diye. Bir anda kapılırsınız rüzgarına, aynı renklere tutkun olmasanız da, içten içe seversiniz onun renklerini. Yazı: Sema YEŞİLTAŞ

Sonsuzdur sizin gözünüzde Metin Oktay’ın rengi. Laciverttir; en yakışıklısından, sarıdır; en özgüründen, siyahtır; en asilinden, beyazdır; en sonsuzundan, kırmızıdır; en tutkulusundan, yeşildir; en huzurlusundan…

70

kısaca, ebemkuşağı gibidir mahallenin taçsız kralı. Peki neydi futbolun efsane ismi Metin Oktay’ın alamet-i farikası. Dilerseniz gelin sizlerle Metin Oktay’ın bilinmezlerine doğru bir yolculuğa çıkalım.

Altay’ın, Göztepe’nin, Karşıyaka’nın, Altınordu’nun maçlarını kirpiğini bile oynatmadan izler. Ama biri vardır ki o

Metin

çıktı mı sahaya, adeta kilitlenir, dünya durur… Sait Altınordu… çocukluğunun kahramanı... Onun gibi olmayı, onun gibi topa vurmayı düşler. Nihayet düşleri gerçek olur ve hayranı olduğu Sait Altınordu gibi 16 yaşında İzmir’in amatör klübü Damlacık’ta forma giymeye başlar. Hatta takımın ilk 11’inde yer alır. Ama tek bir hayali vardır Metin Oktay’ın,

Sait ağabeyi gibi “8” numaralı formayı giymektir arzusu. O mahçup tavrıyla klüp yöneticilerinden “8” numaralı formayı giymeyi rica eder… kırmazlar bu genç yeteneği …Metin Oktay, hayalini kurduğu o “8” numaralı formanın hakkını verir ve gol kralı olur. Yıllar yılı Galatasaray’da “10” numarayla top koştursa da gönlü daima “8” numarada kalır. Belki de “8”, Kralın çocuk düşlerinin rakamıdır.

Oya’sından gelen bir telefonla atlayıp İzmir’e gidecek fakat “Galatasaray mı ben mi?” diye kendisini tercih noktasında bırakan Oya’nın karşısında hiç tereddür etmeden Galatasaray’ı tercih edip İstanbul’a geri dönecektir. Mazide tatlı bir anı, içinde inceden bir sızı olarak kalır Oya. Teselliyi yedi tepeli şehrin güzellerinde bulmaya çalışır başarılı golcü. Öyle ya sadece futboldaki başarısı değil, yakışıklılığı ve centilmenliği de efsane gibi yayılır dilden dile. İstanbul’daki ilk tesellisi sahnelerin, tiyatro ve sinemanın vamp kadınlarından Mualla Kaynak olur. Bir sonraki sefer gönlünün ezgilerini türküler söyleyen Feriha Şen’in ezgilerine katar. Bir süre Maria Vincent’in limanında soluklanır. 1952 Türkiye güzeli, paşa kızı Ceylan Ece’ye kaptırır gönlünü. Ceylan’ın hezeyanını hemşehrisi Ayfer Feray’ın kollarında

teselli arayarak gidermeye çalışır. Bir başka Ayfer’in, Ayfer Tatari’nin gözlerinde arar bu sefer aşkı. Doludizgin giden bu aşk da bir başka İzmirli Gönül Yazar’la tanışıncaya kadar sürer. Aynı filmde rol aldığı Gönül Yazar’la ilişkisi de ikinci kez evlenmeyi düşüneceği kadın Servet Kardıçalı ile tanışınca Gönül Yazar’ın aradan çekilmesiyle son bulur. Gönlünün Servetini bulmuştur artık ve Oya’sından sonra bir kez daha nikah masasına oturur ve bu evlilik ömürlük olur Kral’ın hayatında. Nasıl ki “8” çocuk düşlerini anımsatıyorsa, “9” da onun için hem forma numarası hem de şairin dediği gibi ‘aşk resmi geçidi’nin numarası olarak kazınır hafızalara. Ve tabi ki 10 numara, yıllar geçse de hala Metin Oktay’ın forması olarak Galatasaray camiasında unutulmaz oyuncuların forma numarası olur.

Oktay’ın

9 Aşkı

1954-1955 sezonu öncesinde İzmirspor’a transfer olur Metin Oktay. Ve bu transferle profesyonel futbol hayatı da başlar. Sadece bir sezon oynayacağı İzmirspor yöneticileri; “Sen golcü adamsın, golcüler 9 numaralı formayı taşır.” deyince aklı her daim “8” numarada olsa da çaresiz kabul eder ve 9 numaralı formayla top koşturur İzmirspor’da. 9 numarayla da gol kralı olur… ne büyük tesadüftür ki 9 onun için sadece forma numarası olmakla kalmayacak ilerleyen yıllarda yaşadığı aşklar da bu rakamla telaffuz edilecektir. 1955’te Galatasaray’la anlaşıp İzmir’den İstanbul’a geldiğinde henüz 19 yaşında , aşkın ve sevdanın baharında genç bir delikanlıdır Metin Oktay. Şöhreti ondan önce ulaşmıştır İstanbul kadınlarına... ama onun aklı ilk gönül sızısı Oya’sında, İzmir’de kalır. Öyle ki kampta bulunduğu sırada

71


Metin Oktay, askerlik yaptığı dönemde maç izinleri karnesine işlenmediği gerekçesiyle 8 gün eksik askerlik yaptığı iddiasıyla 1960’da aranmaya başlanır. Ama askerliğini yapan ve eline tezkeresini alıp terhis olan Metin Oktay’ın arandığından haberi bile yoktur. Gazetede haberin çıktığı günün ertesinde, yani 15 Eylül 1960’da Metin Oktay tutuklanır ve Toptaşı Cezaevi’ne konur. Toptaşı ve Paşakapısı cezaevinde tam 45 gün yatar. 29 Ekim sabahı, cezaevinden çıktıktan bir gün sonra, Gündüz Kılıç Metin Oktay’ın odasına gider ve “ Biliyorum oynayacak durumda değilsin ama seyirci seni görmek istiyor. Karagümrük’e karşı seni oynatmak istiyorum, üzülme verebileceğini ver sen bize çok maç kazandırdın, bugün de senin yüzünden kaybedelim, seni bekleyen seyirciye ne olur bu saygıyı gösterelim.” der.

Kralla bir türlü tanışma fırsatına nail olamaz ama hayallerine giden yolu inşa eden Metin Oktay’ın ismi hep sevgi ve saygıyla çınlar kulaklarında. Efsaneler kolay yazılmaz ve efsaneler asla unutulmaz. Transfer için önüne konulan açık çeki “Bizi sevenlere ayıp etmeyelim baba.” deyip geri çevirecek kadar sadık, rakip takımın formasını giyecek kadar centilmen, takımını yenilgiye uğratan genç futbolcunun kendisiyle fotoğraf çekilme isteğine “Sen benimle değil ben seninle resim çektirmek istiyorum. Bugün maçın kahramanı sensin.” diyebilecek kadar alçakgönüllü, “Bence Galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. Galatasaray’ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım.” diyecek kadar tutkulu bir adam. Mahallenin en afili, en yakışıklı abisi, Türk futbolunun Taçsız Kralı Metin Oktay.

Metin Oktay yorgun ve antremansız çıktığı bu maçta Karagümrük’e 2 gol atar ve o gün oynanan maç 3-0 alınır. Maçtan sonra Metin Oktay soyunma odasına kusa kusa ve ağlayarak gider. Galatasarayından ayrı geçirdiği günler ve tribünlerin sevgisi yaş olup akmıştır Kralın gözünden.

Demir parmaklıklar

ardında bir taçsız kral 27 mayıs 1960 darbesinin ilk aylarıdır. Metin Oktay 1955’de 5 seneliğine bir Chevrolet karşılığında Galatasaray’a transfer olur. 10 Haziran 1959 tarihinde Galatasaray ile Fenerbahçe takımları arasında oynanan maçta Fener ağlarını delen o meşhur golünü atması Türkiye’de aylarca en çok konuşulan konu haline gelir. Tabi bu durumda ağları inleten bu genç adam ülke gündeminin baş aktörüdür ar-

72

tık. Adeta bir kahramandır. Fakat sahalarda yakaladığı bu başarı bir anda başına dert olur Metin Oktay’ın. 14 Eylül 1960’da Milliyet gazetesi birinci sayfadan bir haber girer. Büyük puntolarla manşete taşınan haber şöyledir; “Polis ve savcının aradığı adam 40 bin kişi tarafından alkışlanıyor, golleri atıyor ama bir türlü yakalanamıyor. Oysa asker kaçağı Metin Oktay bugün sahaya çıkıyor.”

Ümit Besen şöhretine Metin Oktay dokunuşu Metin Oktay’ın yeşil sahalarda fırtınalar estirdiği, attığı gollerle fileleri delip geçtiği yıllarda Osmaniye’de ve civar köylerdeki düğünlerde org çalıp şarkı söyleyen bir gençtir Ümit Besen. ‘Filmler gerçek hayattan kesitlerdir’ lezzetinde bir tesadüftür onların karşılaşması. Teyzesinin düğününde, Çukurova Klübünde org çalıp şarkı söylediği sırada, o an arkadaşlarıyla klüpte bulunan Metin Oktay’ın kendisini dinlemesiyle değişir tüm hayatı bu genç müzisyenin. Ve Metin Oktay’ın tavsiyesiyle Tarabya sahnelerine transfer olur Ümit Besen.

73


DOSYA / SEVGİLİLER GÜNÜ

DOSYA / SEVGİLİLER GÜNÜ

Aziz Valentine başkaldırısından, sevgililer gününe Bir yıl içinde kutladığımız özel günleri hiç düşündünüz mü? En çok da çiftleri ilgilendirir belki de bu özel günler. En yaygın kutlananı da hiç kuşkusuz 14 Şubat Sevgililer Günü’dür. Her yerde kalpli figürler, kırmızının hakim olduğu bir dünya. Herkesin büyük bir özenle kutladığı bu özel günün anlamını hiç kuşkusuz ki yine pek çoğumuz bilmeyiz. 14 şubat da gelmişken, hem anlamını öğrenmek hem de sevgilinize en güzel hediyeleri seçmek için buyurun birkaç tüyo.

Bugün çılgınca kutladığımız sevgililer gününün tarihçesi eski Roma dönemine uzanmaktadır. Zamanın imparatoru ikinci Claudius, katı kuralları olan ve bu kurallar neticesinde yönetim anlayışına sahip bir adamdır fakat bir taraftan da en büyük sorunu, ordusunda savaşacak askerler bulamamaktır. Bu katı kurallara sahip adamın, bu sorunun temeli olarak Romalı erkeklerin eşlerini ve sevgililerini bırakma korkusu olduğunu düşünmesi de pek şaşırtıcı olmasa gerek. Bütün bu düşünceler, bu despot imparatorun Roma’daki tüm nişan ve evlilikleri yasaklamasına sebep olur.

Sevginin gücü uğruna ölümü göze almak Aziz Valentine isimli papaz ise bu yasağı tanımaz ve gizli de olsa Roma’daki çiftleri evlendirmeye devam eder. Bu kutsal görevi üstlenen papazın yaptıklarının, imparatorun kulağına gitmesi çok da uzun sürmez ve Aziz Valentine tutuklanarak, dövülerek öldürülme cezasına mahkum edilir. Cenazesinin ise MS 270’de 14 şubat günü Hıristiyan şehitliğine gömülmesi, bu anlamlı günün kutlanmaya başlamasının miladı olur. Aziz Valentine ise tüm sevenlerin koruyucu azizi haline gelir. Genci yaşlısı herkesin sevgisini bir kez daha ifade etmesine sebep olan bu özel günün anlamını öğrendikten sonra artık çok daha anlamlı bir 14 Şubat sevgililer günü kutlanacaktır elbet. Bizler de bu günü daha anlamlı kılacak küçük hediye önerilerimizle gününüze anlam katmaya çalışacağız.

74

75


DOSYA / SEVGİLİLER GÜNÜ

Sevgililer Günü’nde en anlamlı hediyeyi arayan beyler için Belle Atasay’ın puzzle parçalarının birleşmesiyle oluşan kalp figürlü kolye ve küpesi, aşkın tüm güzel parçalarını bir araya getirerek ona sevginizi armağan etmeyi sunuyor.

Sevgililer Günü’nde en anlamlı hediyeyi arayan beyler içi n Belle Atasay’ın puzzle parçalarının birleşmesiyle oluşan kalp figürlü kolye ve küpesi, aşkın tüm güzel pa rçalarını bir araya getirerek ona sevgini zi armağan etmeyi sunuyor.

Aşkın menüsü Merdiven’de

Evlilik teklifi için Atasay One&Only

Sevgilinize aşkınızı Belle Atasay ile ifade edin

Favori’den kalbinizin sahib ine

DOSYA / SEVGİLİLER GÜNÜ

Şık ve zarif tasa rımlarla en sa mimi duyguların tem silcisi, özel an ların en değerli şahi di Atasay One& Only, aşkınıza eşlik ediyor.

ace ile s r e V e z i n i Sevgil ye edin i d e h ı n a zam

i Versace ü üstlendiğ n ü ğ ü rl tö k dire l modeliyle ace’nin art ünü’ne öze rs G e r V e ayn eden a il ll il te vg a e Don ne göre diz yında S ü a g t l a b ze u ö Ş u 5 b 1 at seversaati saatler, 20 onik Leda dranıyla sa a İk k r. a o d ıy n ık to ç ı ayn iyle tasarla karşımıza eri kayışı ve nan desen d ı yu ah ız iy ik s m n l o ır k ze ik , anın tonu ö Versace ekiyor. Mark sıtıyor. Saatin ayar bu ç i n e ti c a a k rs ik Ve lerin d rını yan vresi ikonik altın ışıltıla kristalin çe n e rk nan bezel, li e g meydana kristanden ıyor. taçlandırıl deseniyle

76

Anadolu yakasının kısa sürede en iddialı mekanı olan Merdiven Restoran, 14 Şubat’ta sevgilinizin ayağını yerden kesecek en özel menüsü ve sürprizleri ile sizleri bekliyor. Mekan, enfes tatların ve aşk şarkılarının büyüsünü kalbinin derinliklerinde hissedecek çiftleri, bu özel günde unutulmayacak bir program ile karşılamaya hazırlanıyor. Huzurun, sıcaklığın, gizemin ve tutkunun en güzel yansımasını sizlere yaşayacak olan Merdiven, özel tatları ve çiftlere özel ekonomik menü seçeneği ile muhteşem güne damgasını vuracak. Mekan, iddialı menüsü sürpriz hediye çekilişi ve özel ikramları ve kutlama seçenekleri ile 14 Şubatı unutulmaz kılacak.

Lovingly by Bruce Willis ile aşkın kokusunu hediye edin Romantizmin doruklarda yaşandığı Sevgililer Günü’nde sevgilisine en güzel ve en özel hediyeyi almak isteyenlere LR Health & Beauty ideal bir hediye seçeneği sunuyor. Ünlü Hollywood starı Bruce Willis’in eşine duyduğu aşktan ilham alarak arattığı Lovingly, Sevgililer Günü’nde aşkınızın göstergesi olacak.

Romantik sevgililer e Andrea Bocelli Toskana kon seri

a ile Sevgilinize sp e edin rahatlık hediy

Sevgilinize bu sene sev gililer gününde çok far klı bir hediye sunun ve on u Andrea Bocelli Toska na konserine götürün. Dü nya çapında 100 milyo ndan fazla albümü satılan ün lü tenor Andrea Bocelli’ yi, HighFive Travel tarafınd an hazırlanan 3 gece 4 günlük paket sayesind e dinlemek istemez mi siniz? Paketle Bocelli’yi doğu p büyüdüğü topraklarda , kendisini onurlandırma k için yapılan etrafı üz üm bağlarıyla çevrili Teatro Del Silenzio’nun eşsiz atmosferinde sevgilini zle birlikte seyredin.

i bir arada Lüks ve dinginliğ Spa, 14 Şubat sunan Bliss Life için, özel bir Sevgililer Günü ında olanları armağan arayış fe Spa’nın bekliyor. Bliss Li ttığı iki özel paçiftler için yara le Couple ve Coup keti Luxurious lik in ng di ve r zu hu Dream, aşıklara m vadediyor. dolu bir deneyi

77


BİLMECE & BULMACA

BİLMECE & BULMACA

Cevapları “Teknoloji” sayfamızda bulabilirsiniz.

78

79


ANADOLU TEKNOLOJİ EFSANELERİ

ANADOLU TEKNOLOJİ EFSANELERİ

Şaşırtacak teknolojiler geliyor

En büyük

Günlük yaşamımızda büyük yer tutan teknoloji, 2015 yılında da şaşırtmaya devam edecek. Tweet atabileceğiniz ve kalp ritminizi arkadaşınıza gönderebileceğiniz saatlerle, esnek ekranlı katlanabilir telefonlarla buluşmaya hazır mısnız?

iPad

Apple Watch Windows 10 Apple’ın iPhone 6 ve iPhone 6 Plus ile birlikte tanıttığı Apple Watch, şirketin ilk akıllı saati olma özelliğini taşıyor. Bu yıl bahar aylarında satışa sunulması beklenen Apple Watch ile iPhone sahipleri telefon görüşmesi yaparken, mesaj atabilecek, müzik dinleyebilecek. Apple Watch Digital Crown adını verdiği özel kadranı sayesinde kullanıcıların görüşlerini engellemeden ekran üzerinde gezinmesini ve yakınlaştırma yapmasını mümkün kılıyor. Apple Watch’un ekranı çizilme ve darbelere karşı dayanıklı olan safir kristal ile kaplanmış. Saatte yerleşik jiroskop, kalp atış hızı sensörü ve Taptic Engine adını taşıyan özel bir sensör bulunuyor. Taptic Engine sayesinde Apple Watch ekran üzerindeki hafif bir dokunuş ve sert bir bastırma arasındaki farkı algılayabiliyor. Saatin endüktif kablosuz şarj özelliği bulunuyor. Apple Watch ile kullanıcılar mesajlarını saatleri üzerinden okuyabilecek. Kullanıcılar harita yönergelerini, iPhone’larındaki şarkıları ve hatta hava durumunu yine saatleri aracılığıyla erişebiliyor. Bunun dışında ses tanıma ve emoji’ler yoluyla cevap gönderebiliyorsunuz. Yazı yazabileceğiniz bir klavye sunulmuyor.

Microsoft’un geçen yılın sonunda tanıttığı yeni işletim sistemi Windows 10 Microsoft’un son harikası. Windows 10 ile birlikte artık Microsoft’un tüm cihazları (tabletler, bilgisayarlar ve telefonlar) aynı işletim sistemi altında çalışacak. Windows 10 tüm cihazlar altında çalışabileceğinden örneğin bilgisayar kullandığınızda tasarım buna göre değişirken, tablet altında işletim sistemini kullandığınızda ara yüz de ona göre yeniden şekillenecek. Windows 10’un 2015’in sonlarına doğru son kullanıcıyla buluşması bekleniyor.

Apple’ın 2015’e damgasını vuracak ürünlerinden biri de en geniş ekranlı tableti iPad Pro olacak. 12.2 inç’lik ekranı olması beklenen cihazın tablet sektörüne yeni bir soluk getireceği konuşuluyor.

Mini Surface tablet Microsoft’un tıpkı Apple’ın yaptığı gibi daha küçük ekranlı tabletiyle 2015’te görücüye çıkması bekleniyor. Surface Mini ismini taşıyacağı düşünülen cihaz önceki sürümlere göre daha küçük ve ince bir yapıda olacak.

Oculus Rift

Halen test aşamasında olan ve 2 milyar dolara Facebook’un satın aldığı Oculus Rift teknoloji dünyasında yeni bir dönüm noktası olacak. Artırılmış gerçeklik deneyimini sonuna kadar yaşatan cihazın 2015 yılının sonlarına doğru satışa sunulabileceği düşünülüyor.

Esnek ekranlı telefonlar Yıllardır konuşulan ancak Samsung’un resmen dillendirmediği esnek ekranlı telefonlarla bu yıl tanışabiliriz. Eğer bu gerçek olursa telefonları katlayıp cebimize öyle yerleştirebileceğiz.

İsterseniz kalp ritminizi de arkadaşınıza gönderebiliyorsunuz. Bunu yaptığınızda karşı taraf, kalp ritminizle eşleşen bir titreşim hissediyor. Apple Watch, Apple Watch Sport ve Apple Watch Edition olmak üzere üç model tanıtıldı. Saat, iPhone 6, iPhone 6 Plus, IPhone 5, iPhone 5C, ve iPhone 5S’le çalışabiliyor. Apple Watch’ın fiyatı 349 dolardan başlıyor.

80

Samsung Galaxy S6 Samsung her yıl yaptığı gibi Galaxy S serisine de bu yıl yeni bir halka ekleyecek. İsmi de Galaxy S6 olacak. Bahar aylarında tanıtılması beklenen Galaxy S6’nın Samsung’un bugüne kadar çıkardığı tüm telefonların üzerinde bir cihaz olacağı düşünülürken, cihazla ilgili henüz bir bilgi bulunmuyor.

81


TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

Arabayı çalıştıran saatler Akıllı saatler üzerinden otomobilleri uzaktan çalıştırmak mümkün hale geliyor. Hyundai, BlueLink adını verdiği hizmetini akıllı saatler üzerinden de kullandırmaya başlıyor. Bu sistem Google tarafından geliştirilen giyilebilir cihaz işletim sistemi Android Wear üzerinden de kullanılabilecek.

tı Satış fiya 9 2.49

Acer Aspire R 13 Acer Aspire R13 yenilikçi döner merkez menteşesi sayesinde 6 farklı kullanım şekline rahatça geçiş yapılabiliyor. Acer Aspire R13’ün, 8 saatlik pil ömrüne sahip. Aspire R13, rahat okuma ve internette gezinmek için ezel modu, maksimum verimlilik için dizüstü bilgisayar modu, verimlilik ve paylaşım için stand modu, video izlemek ya da oyun oynamak için tablet modu, dar alanlarda film seyretmek ya da okumak için V modu, fotoğraflara bakmak için ekran modunda kullanılabiliyor. Görüntülediğiniz her şey, bu cihazın normal bir HD ekrandan 4 kat daha fazla piksel sunan son derece keskin ve ekstra canlı 13’’ WQHD ekranında her zaman mükemmel görünecektir.

Hyundai’nin BlueLink adındaki uygulama Android Wear işletim sistemli akıllı saate yükleniyor. Bu uygulama sayesinde otomobili uzaktan çalıştırma, farları ve kapılarını açıp kapatma, korna çalma gibi işlemleri yapılabiliyor. Bunun için kullanıcının araca belli bir mesafede olmasına da gerek yok. Otomobilde internet bağlantısının bulunması tüm bu işlemleri yapabilmek için yeterli oluyor. Uygulamanın akıllı saat sürümü sesli komutları da algılayabilecek.

LG G Flex 2 Ocak sonundan itibaren ilk olarak Kore’de satışa sunuldu ve önümüzdeki aylarda Avrupa ve Amerika’da raflarda yerini alacak.

Geleceğin yüzüğü Un, şeker, tuz gibi gıda maddelerinin ölçümünde kullanılan Pocket dijital mutfak ağırlık ölçer kaşık, yüksek hassasiyet kabiliyetiyle tasarlanmış bir denge kaşığı aslında. 0.1 gr. ağırlık hassasiyetinde ölçüm yapan kaşık, un, yağ, şeker gibi gıda ürünlerini ölçmek için pratik ve dayanıklı bir alet olarak göze çarpıyor. Enerji tasarrufu da bulunan cihaz, tartım yapılmadığı takdirde, 1 dakika içinde kendi kendine kapanma özelliğine sahip. Kolay biçimde temizliği de yapılabilen ürün, sökülebilir kelepçeye sahip.

Nikon, en yeni DX formatlı DSRL makinesi D5500’ü fotoğraf severlerin beğenesine sundu. 24,2 megapiksel çözünürlüklü APS-C sensörün yer aldığı makine optik düşük geçiş filtresi barındırmıyor. Makinede bu filtrenin kullanılmıyor oluşu sayesinde lense giren ve sensöre geçen ışık difüzyona uğramıyor. Bu da çok daha keskin fotoğraflar çekeceğiniz anlamına

LG, merakla beklenen tanıtımın ana kahramanı akıllı telefonu nihayet geçen ay tanıtıldı. LG G Flex 2 Snapdragon 810 işlemcisine sahip ilk telefon oldu. Kavisli plastik OLED ekranın çözünürlüğü Full HD seviyesine yükseltilirken, kendi kendini iyileştiren arka kapağın onarım süresi de bir hayli geliştirildi. LG G Flex 2’de ekran boyutu daha makul seviyelere çekilmiş. 6-inç yerine bu defa 5.5-inçlik boyutu tercih eden Güney Koreli firma tasarım tarafında ise amiral gemisi G3’ten ilham alıyor. Kamera özellikleri G3’le aynı görünen telefonun 3.000mAh kapasiteli pili 40 dakikada %50 dolum seviyesine ulaşabiliyor.

tı Satış fiya 175 $

Çorbanızın tadı tuzu dengeli olsun

Nikon’un ilk dokunmatiği: D5500 tı Satış fiya 0 $ 90

Giyilebilir akıllı teknolojiler yavaş yavaş hayatımıza girmeye devam ediyor. Akıllı gözlük ve akıllı saat furyasının ardından bir Kickstarter projesi olan bu akıllı yüzüğün (The Ring), hareket algılayıcı sensörleri sayesinde parmağınızla çizdiğiniz harfleri akıllı telefonunuza aktarabilmek veya parmak hareketiyle ışıkları yakabilmek gibi bir çok özelliği bulunuyor.

geliyor. Nikon’un ilk dokunmatik ekranlı makinesi olma özelliğini taşıyan D5500’de 1,037 milyon nokta 3,2 inçlik TFT LCD ekran ve yüzde 95 kapsama alanlı bir optik vizör kullanılıyor. 39 nokta otofokus sistemiyle birlikte gelen makine, MPEG-4 ve H.264 formatlarında 1080p video kaydedebiliyor. Nikon D5500, Wi-Fi bağlantısına da destek veriyor.

tı Satış fiya 70

Kavisli ekran dönemi başladı tı Satış fiya 9 4 549 - 7

$

LG’nin yeni telefonu tı Satış fiya 0 76 $

CES 2015’te yeni ürünlerini görücüye çıkaran üreticilerden biri de HP oldu. Şirket 4K, 5K ve kavisli ekran teknolojisine sahip yeni monitör çözümlerini resmen duyurdu. Şirketin Z24 ve Z27 isimli 4K çözünürlüklü monitörleri 16:9 görüntü formatında. Dört adet USB 3.0 girişi, mini DisplayPort ve HDMI girişlerinin yer aldığı monitörler Ocak itibariyle ilk olarak Amerika’da satışa sunuldu. Önümüzdeki dönemde de dünyanın değişik noktalarında satışa çıkacak. NOT: Bulmaca sayfası çözümüdür.

82

83


BAKIM

BAKIM

Fiyatı 50 ml: 250

Dermokil Multi Etkili Banyo Tuzu enerji akışını düzenleyerek vücudun dengesini sağlar, stresi azaltır. Yorgun düşen vücudunuza ve ayaklarınıza terapi etkisi yaparak rahatlatır, sakinleştirir ve kasları gevşeterek dinlenmenizi sağlar.

Parfümde aşk teması LA NUIT TRÉSOR

Dermokil Spa ürünleri sayesinde evinizde spanın keyfine varacaksınız! Dermokil Multi Etkili Banyo Tuzu, PH dengesini sağlayan mükemmel karışımıyla, enfeksiyon risklerini azaltır ve hücre yenilenmesine yardımcı olur.

Make up for ever artist shadow ile Son 30 yıldır geniş renk yelpazesiyle ön plana çıkan Make Up For Ever, ikon olmuş göz farı serisi Artist Shadow’u tamamen yeniledi. Markanın kurucusu ve sanatsal direktörü Dany Sanz, yaratıcılığının sınırlarını zorlayarak Artist Shadow ile 5 farklı yapıdaki 210 renk yeni nesil göz farını hayata geçirdi. Hem doku hem de renk olarak oldukça

renkler başrolde

zengin olan seri, kadınlara en uygun sonucu sunmak için özel üretilen renkler sunuyor.

acil bakım: Yıpranmış saçlara e Phytokératine Mask

ranmış saça Hasar görmüş ve yıp muşaklığı, kaybettiği gücü, yu ği yeniden kli ne parlaklığı ve es ÉRATINE OK YT kazandıran PH tinin gücüne ra ke MASKE, bitkisel tin, saça sahip… Bitkisel kera ederek saçı z fu nü derinlemesine

84

Tutkulu bir gecede aşıklar koşulsuz aşk ile kucaklaşır. Eau de Parfum nadir bulunan işlenmemiş maddelerden oluşmuştur: Kalbinde büyüleyici Siyah Gül esansı ile Tahiti’ye özgü erotic Vanilya Orkidesi yer alır. Kokunun dibinde ise Tütsü, Papirus ağacının esansı ve tropic meyve aroması yatar. Lancôme için 2 Fransız parfümör yıldızı tarafından yaratılan 21. yüzyılın modern aşk iksiri. İlk Leziz Afrodizyak etkisi.

zler Lıerac Diopti serisiyle aydınlık gö Yorgunluğun neden olduğu ya da anne-babadan miras kalan göz çevresindeki koyu halkalar, kadınların en büyük kabuslarından biri… Mavi koyu halkalar kan pigmentlerinin, kahverengi koyu halkalar ise cilt pigmentlerinin birikmesi nedeniyle oluşuyor. Lierac’ın göz çevresindeki koyu halkalara karşı etkili kremi DIOPTICERNE, içeriğindeki C, E

ARTIST SHADOW’un yenilikçi formülü, göz kamaştırıcı bir etki için renklerin cilt yüzeyinde emilmeden üst üste sürülmesini sağlıyor. Serideki koyu bir göz farının rengini fırçayla ya da üzerine daha açık renk göz farı sürerek açmak mümkün.

Fiyatı 75 ml: 95 r. İçerdiği yeniden yapılandırıyo sinde saç hyaluronik asit saye lgunlaştırırken, tellerini besleyip do nem seviyesini saçların maksimum k veriyor, saçın de korumaya deste arak pürüzsüz dış tabakasını onar şturuyor. bir görünüme kavu

Fiyatı 75 ml: 325

vitaminleri, kokina ve dağ tütünü ekstreleri sayesinde her iki tipteki koyu halkanın da fark edilebilir bir biçimde azalmasına yardımcı oluyor. DIOPTICERNE sayesinde göz kapakları pürüzsüz, sıkı, genç ve dinamik görünüyor. Antiaging ve yenileyici etkili göz kremi DIOPTICERNE ile dünyaya daha aydınlık ve dinlenmiş gözlerle bakın!

Fiyatı 89

e Make up for hekvireprikiller mükemmel siya

MAKE UP FOR EVER’ın yeni keşfi Smoky Stretch Maskara, simsiyah kirpiklere sahip olmak isteyen kadınlar için hazırlandı. Sahne arkası makyaj uzmanlığından esinlenen Smoky Stretch Maskara, kirpikleri uzatıp, ayırıp belirginleştirerek televizyon, film ve fotoğraf çekimleri için ideal bir görünüm sağlıyor. Buğulu göz makyajını tamamlayan hacimli, uzun ve kıvrık simsiyah kirpiklere imza atan yeni

85

maskara topaklanma problemini de ortadan kaldırıyor. Yeni maskara, koyu siyah renkte ve tarzıyla dikkat çekmek isteyenler için mükemmel... Konik fırçası, mükemmel uzunluktaki, belirginleştirilmiş kirpikler için maksimum ürünün sürülmesini sağlıyor. Özel formülü sayesinde kirpikler gün boyunca hem uzunluğunu hem de esnekliğini koruyor.


BAKIM

ANADOLU EFSANELERİ

Avon

Uyurken cildiniz i ertesi güne hazırlayın

ızdakileri n fı ra et e il ze ri e sm e M tek bakışta büyüleyin

Yıllardır kadınların hayallerinden ilham alan Oriflame, Masquerade serisiyle karşınızda! Parfüm, sabun, vücut losyonu, çanta, kolye ve küpeden oluşan Masquerade koleksiyonu ile kendinizi gizemli daha büyüleyici hissedeceksiniz. Yıldız çiçeği, sandal ağacı ve böğürtlenin baştan çıkarıcı tatlı notalarının birlikteliğinden doğan benzersiz kokuyu taşıyan Masquerade EdP özel tanıtım

Sevgililer Günü’nde sevgilisine büyüleyici bir hediye vermek ve iz bırakmak isteyenler için AVON yeni Mesmerize parfümü sunuyor. Hem kadınlara hem de erkeklere gizemli ve zarif bir dünyanın kapılarını aralayan AVON Mesmerize’ın kokusu farklı bir çekim etkisi yaratıyor. AVON Mesmerize Kadın Parfümü, zarif çiçeklerin ve duyulara hitap eden odunsu notaların karışımından oluşan oryantal ve çiçeksi bir parfüm. Yeşil limonun ferahlığı, frezya, şakayık, yasemin çiçekleriyle birleşiyor, koku vanilya ve odunsu notalarla tamamlanıyor.

KADIN 50 ml: 30.50

Oriflame ile baştan çıkarıcı bir macera

KADIN 100 ml: 31.50

FİYATI

171 Short Night Recovery Moisturizing Mask/Cream geceleri siz uyurken cildinizi ertesine güne hazırlıyor. +112% nem ve ışıltı verme oranı ve devrimsel hibrid yapısıyla, cildinizin yorgunluk izlerinden arınmış sağlıklı ve ışıltılı bir görünüme kavuşmasına yardımcı oluyor.

Yeni Rexona Black & Whit ile siyah, beyaz Her zaman daha fazlasını hedefleyenlerin bir numaralı deodorant markası olan Rexona, sarı leke oluşumuna karşı diğer iz bırakmayan deodorantlardan çok daha etkili yeni Rexona Black + White ürünüyle raflarda yerini aldı. Siyah kıyafetler üzerinde beyaz iz bırakmayan, beyaz kıyafetlerde ise sarı lekelere meydan okuyan Rexona Black + White, tüketicilerinin gün boyu kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor.

İnce telli saçlara hacim kaynağı Phytovolume serisi İnce telli saçlarınızın daha dolgun ve hacimli görünmesi için Phytovolume Şampuan, kullanabilirsiniz. Ürünün içeriğindeki enerji verici özelliğe sahip guarana ekstresi saç tellerini kökünden canlandırıyor, kitin özü ise saç tellerinin etrafını sarıyor. Civanperçemi ve beşparmakotu özleri, saç tellerini hafifleterek hacim kazandırıyor.

Phtyovolume serisinde yer alan Phytovolume Actif Spray, hacimsiz saçların kalıcı şekillendirme problemine çare oluyor. Ürünün içeriğindeki keratin amino asitleri ve latin çiçeği ekstresi ile ince saç tellerinin etrafını sararak saç tellerinin çapını genişletiyor ve saçların genel hacmini arttırıyor.

FİYATI

65 86

FİYATI

44

teklifiyle kısa süre için 32,90TL. Kadınların yeni tercihi Masquerade’in adeta tamamlayıcısı Masquerade Vücut Losyonu parfümün kalıcılığını arttırıyor. Cilde ışıltı ve kalıcı bir koku katan ve nemlendirme özelliğine sahip Masquerade Vücut Losyonu 8,90TL. Cilde temizlik hissi kazandıran koleksiyonun adeta tamamlayıcısı Masquerade Sabun 3,90 TL’lik özel fiyatı ile Oriflame kataloğunda.

FİYATI

8.95

Tüketicilerinin yeni formülündeki avantajları sonuna kadar hissedebilmelerini amaçlayan Rexona, iletişim çalışmalarında “siyahsa siyah, beyazsa beyaz” söylemi ile herkesi özgürce siyah ve beyaz giyinmeye davet ediyor.

87

Shiseido’dan cilt canlandırıcı serum: Glow Revival

FİYATI

279 Cildin sağlıklı görünümünü ve ışıltısını etkileyen 3 önemli faktör, cilt tonu, cilt dokusu ve yüz hatlarının sıkılığı.Bunlarda meydana gelecek hasar ile , cildin genel ifadesi değişir, yaşlanma izleri belirgin hale gelir. Shiseido, Bio Performance Glow Revival Serum özellikle sağlıklı bir cilt dokusu, tonu ve yüz hattı elde etmek için kılcal damarları besleyen ve canlandıran Multi-Capisolve 1124 teknolojisi kullanılarak üretilmiştir.Bu teknoloji cildin genel görünümünü etkileyen birden fazla soruna kökten çözüm sağlıyor.


88

89


90

91


setra 415

KAPI

KAPI

1

5

6

7

8 9

10

11

12 13

14

15

16 17

18 19

20 21

22

23

24 25

26

27

28 29

30

31

32 33

34

35

36 37

38

39

40 4

32

28

KAPI 27

36

2 7

3 8

4

KAPI 1 6

city 46

4

5

KAPI 3 8

16

7

15 20

12

14 19

11

13 18

10

16 17

9

15 20 21

12

19 24 25

11

23 32

43

39

48

44

40

34

30

26

31

27

23

32

28

24

39 44

40

36

42 43

35

41 46

38

45

37

33

22

31 29

47 54

36

53 58

35

57

setra deluxe 40

3 8

4

9

5

1

10

6

2

15

11

7

3

16

12

8

4

city 46

1 7 12 14

KAPI

5 11 13

KAPI

9 16 18

15 17 22

13 20 21

1

10

6

2

19

15

11

7

3

24

20

16

12

8

4

20

19 24

5

14

23

19

17 23

9

18

24

21

36

13

22

23

32

35 40

17

26

32

28

36

28

31

39 44

21

30

31

27

41

25

34

35 40

27

25

43 48

29

38

44

26

25

47 54

33

42 39

30

29

29

45 53 58

33

49 57

37

51

37

se KAPI

41 46 43

4

50

45 49

neoplan city line

3

KAPI 2

45

41

37

33

46

42

38

34

43

39

35

31

44

40

36

32

29

25

21

17

13

9

5

1

34

30

26

22

18

14

10

6

2

31

27

23

19

15

11

7

3

36

32

28

24

20

16

12

8

4

se

33 38 35

KAPI

37 42

41 40

46 39

45 44

50 43

49

25

21

17

13

9

30

26

22

18

14

10

31

27

23

19

15

11

36

32

28

24

20

16

12

4

29

34

35

40

3

33

38

39

44

2

37

42

43

48

1

41

46

47

52

8

45

50

51

7

49

54

6

53

5

KAPI

setra 417 koltuk 54

KAPI

8

31

40

1

8

KAPI

KAPI

24

KAPI

3

12

35

44

KAPI

7

16

39

48

KAPI

11

20

43

52

KAPI

9 13 17 21 25 29 33 37 41 45 49 51

15

KAPI

19 24

47

WC

23

51

KAPI

5 9 13 17 21 25 29 33 37 41 45 49 53 57

setra deluxe 40

4

5

3

1

2

61

7

16

12

6

15

11

5

14

10 13

18

9

17

23

28

22

30

27

32

21

29

34

31

36

20

33

38

35

40

19

37

42

39

26

41

46

25

45

93 92

1


94

95



99


100


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.