3
İNDEX MART 2013
WM Dergi içeriğinden öne çıkan başlıklar MAİL ADRESLERİNİZİ WEB ORTAMINDA YAYINLAMAYIN Emin Doğu’nun özel makalesi
6
E-TİCARET’E SAĞLAM ADIM: “MAGENTO” Erdal Tuna’nın özel makalesi
18
AĞIZDAN AĞIZA PAZARLAMANIN YENİ ŞEKLİ: RETWEET M.Rıvan Özdemir’in özel makalesi
30
TEKNOSEYİR - RÖPORTAJ
32
Murat Gamsız ve Levent Pekcan ile yaptığımız özel röportaj
SOSYAL MEDYA’DA KULLANILAN DİL VE TERCİHLER M.Rıvan Özdemir’in özel makalesi NEDEN SANALLAŞTIRIYORUZ Sertaç Bayır’ın özel makalesi
BLOGLARINIZ NEDEN OKUNMAZ? Mehmet Burak İşçi’nin özel makalesi WORDPRESS GÜVENLİK ÖNLEMLERİ Mehmet Burak İşçi’nin makalesi İNTERNETTEN PARA KAZANIN Reklam izleyerek internetten para kazanmaya yönelik alternatifler
56 66 72 76 82
WM DERGİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ
YAZAR
emindogu@wmdergi.com Twitter : /emindogu
euckan@wmdergi.com
Emin Doğu
GRAFİK & DÜZENLEME
Merve Odabaşı
merveodabasi@wmdergi.com
Emir Uçkan YAZAR
Mehmet Burak İşçi
mbisci@wmdergi.com
İÇERİK SORUMLUSU
İLETİŞİM & RÖPORTAJ info@wmdergi.com
Erdal Tuna
erdaltuna@wmdergi.com
REKLAM & KAMPANYA reklam@wmdergi.com
YAZAR
SIK KULLANILANLAR sk@wmdergi.com
melih.andic@isimtescil.net
AYIN BLOG SİTELERİ bs@wmdergi.com
Melih Andıç YAZAR
İbrahim Hızlıoğlu
ibrahimhizlioglu@wmdergi.com
www.wmdergi.com
TEKNOSEYİR RÖPORTAJI, YENİ YAZARLAR
WM Dergi 10. sayısında siz değerli okuyucularımızı dopdolu bir içerik bekliyor.Bu ay, TeknoSeyir projesi Yayın Yönetmeni; Murat Gamsız ve İçerik Yöneticisi; Levent Pekcan ile gerçekleştirdiğimiz, zevkle okuyacağınızı düşündüğümüz bir röportaj sizleri bekliyor. Online yayıncılık ve medya sektöründe yılların tecrübesine sahip konuklarımızın, sektöre dair önemli değerlendirmeleri bulunuyor. Ayrıca, geçtiğimiz ay sizlerden yoğun ilgi gören Mehmet Burak İşçi’nin WordPress ve blog konulu makaleleri bu ay da sayfalarımızda yerini aldı. Eski Byte ve PCWorld yazarı, M.Rıdvan Özdemir bu ay sosyal medya konulu 2 makalesiyle WM Dergi’de yerini aldı.
Makalelerine göz atmanızda fayda var.
İsimtescil A.Ş. Sistem Yöneticisi; Sertaç Bayır da bu ay WM Dergi’ye katılan isimlerden ve “Neden sanallaştırıyoruz?” başlıklı makalesi ile sunucu sanallaştırma üzerine yazdığı makalesinde değerlendirmeleri ve yorumlarını sizlerle paylaşıyor. WM Dergi’yi sosyal medya’da da takip ederek gelişmelerden anında haberdar olabilirsiniz. Bizi izlemeye devam edin... Teşekkürler... Emin Doğu Genel Yayın Yönetmeni
5
Emin DOĞU
Webmaster Dergi Genel Yayın Yönetmeni
Twitter: /emindogu emindogu@wmdergi.com
Mail adreslerinizi web ortamında, text formatında yazarak yayınlamayın!
Arkadaşlar, mail adresinizi websitenize veya text olarak internet üzerine yayın yapan herhangi bir mecraya yazmayınız/yayınlamayınız. Spam mailler uzun yıllardır çok büyük kitlelerin genel şikayet konusu ve ne yaparsanız yapın bir şekilde buna maruz kalabiliyorsunuz. Yazıya neden bu şekilde giriş yaptım; çünkü web üzerinde tarama yaparak mail adreslerini toplayan çeşitli programlar mevcut
6
ve bunlar gerek ücretli gerek korsan yollarla edinilebiliyor.Tabii bazı web sitelerine mail adreslerinizi bıraktığınızda da bu amaçlar için kullanılabiliyor veya pazarlanabiliyor, işin bu yönü de var. Ama ben, web ortamında text olarak (yani herhangi bir tarama programı ile elde edilebilecek şekilde) yayınlamamanız gerektiği konusuna vurgu yapmak istiyorum.Çünkü
hiç bir site, bülten veya hizmet’te kullanılmamış mail adreslerine de spam mailler gelebiliyor ve bunun en büyük sebeplerinden birisi de bu.Artık uğraşın durun, listesinden çıkış yapamadığınız spam mailleri engellemek için. Bahsettiğim konuda yazı içerisinde bir de örnek vererek ilerleyeceğim.Hatta sabit ve sürekli gönderim yapılan 2 konuyu da yazacağım.
Hemen örnek vererek devam etmek istiyorum, bahsi geçen mail adresi; info@ wmdergi.com ve bu mail adresi gayet net anlaşılacağı gibi bir iletişim adresi.Yani sitelere veya bültenlere kayıt olmak amacıyla kullanılan bir mail adresi değil lakin WM Dergi’nin her bir amaç için farklı mail adresleri bulunmaktadır ki onları da dergi’nin künye sayfasında görebilirsinizBahsi geçen bu mail adresi de sadece genel iletişim kurulabilmesi amacına hizmet etmektedir. Ama şöyle bir detaydan bahsetmek istiyorum; bu mail adresi WM Dergi web sitesinin sol bloğunda text olarak yayınlanmıştır.Bu yapılan aslında belki bir hatadır ama insanların bize ulaşabileceği direkt kanalı web sitemizde açıkça yayınlamak da bizim tercihimiz ve bu da aslında güzel bir durum desek yeridir. Şimdi, sizlerin de yazının gidişatından muhtemelen anlamış olabileceğiniz gibi, bu mail adresi text formatında yayınladığı ve başka hiçbir üyelik vb. amaç için kullanılmadığı için bahsetmiş olduğum tarama ve ayıklama programlarının
ağına takılarak bir güzel kaydedilmiş olacak kibir süredir 2 kaynaktan neredeyse her gün spam mail gönderimi yapılmakta. Otomatik spam filtresi vb. önlemlere rağmen ulaşan bu iki spam mailin içerikleri şu şekilde; 1. Devlet hibeleri 2013 2. Egzemanızdan 15 gün içerisinde kurtulabilirsiniz Bu içerikle, aynı kaynaktan sürekli gelen bu spam maillerin en altında “listeden çık” linki mevcut ancak bu linklerden, hibe krediler ile ilgili olanı direk web sitesinin ana sayfasına çıkıyor, diğeri nin kaynağı ise bir yahoo uzantılı mail adresi. Devlet hibeleri 2013 başlıklı mailin gönderen adresi her seferinde farklı ve anlamsız adreslerden oluşuyor ancak yanıt adresi bir gmail hesabı.Listeden çıkma linki de gerçek amacına hizmet etmediği için, kendilerine yanıt adresi olan gmail aracılığı ile bu maile hangi amaçla sürekli bu spam gönderiyi yaptıkları ve mail adresini ne şekilde elde ettiklerine dair bir mail göndermemiz sonrası
herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi, hemen ertesi gün tekrar aynı mail gönderimi yapıldı.Mail başlığı da şu; “reklam değil bir haber duyurusudur.......” aynen kopyaladım.Bu gönderiyi yapan da İstanbul Levent’te bulunan (adres bilgileri o şekilde) bir danışmanlık şirketi ve sitelerinde bulunan bilgiye göre 6 farklı ilde de hizmet veriyorlar. Diğer mail, egzema tedavisi ile ilgili bir e-kitap tanıtımı içeriyor ve onlara da atılan aynı maile herhangi bir dönüş yapılmıyor.Bu iki kaynak ve içerikteki mailler dışında herhangi bir spam gönderimi yok veya bize ulaşmıyor. Çok rica ediyorum; özellikle Hibe krediler 2013 mailini gönderen şirket, siz eğer koskoca bir danışmanlık şirketiyseniz, lütfen öncelikle mailing yaparken listeden çıkma linkinin de doğru düzgün çalışıyor olmasına özen göstermeniz gerektiğinin bilincinde olunuz ve şirket adınızın geçtiği spam maili her gün, her gün tekrar tekrar göndermeyiniz.
7
Webrazzi E-Ticaret’13 konferansı gerçekleştirildi
Webrazzi’nin organize ettiği ve WM Dergi’nin de katıldığı, Türkiye E-Ticaret pazarının bugününün ve geleceğinin, sektörün önde gelen isimlerinin (Hepsiburada, Gittigidiyor, Turkcell, Limango, BKM vb.) katılımıyla tartışıldığı E-Ticaret’13 konferansı 20 Şubat‘ta Point Hotel Barbaros’ta gerçekleştirildi. Webrazzi kurucu ve CEO’su Arda Kutsal’ın açılış konuşması ile başlayan ve sektör ile ilgili çeşitli verilerin
8
de paylaşıldığı konferansın konuşmacıları şu şekildeydi; • Seyhun Özkara (ideasoft) • Soner Canko (BKM) • Nevzat Aydın (Yemeksepeti) • Gülfem Toygar (limango) • Yalın Özcan (Turkcell) • Ali Özen (Evim.net) • Göktuğ Okan Oğuz (Unnado) • Aslı Gökdere (Evmanya) • Koray Karataş (akakce) • Ali Karabey (212) • Numan Numan (212) • İlker Baydar (Hepsiburada) • Cenk Angın (GittiGidiyor)
E-ticaret, yatırım şirketleri, banka, tedarik, hizmet sağlayıcıları, çözüm ortakları gibi 160 civarı farklı şirketten toplam 500 kişinin katılım gösterdiği konferans’ta e-ticaret sektörüne dair önemli veriler paylaşıldı ve e-ticaret sektörünün bugünü, geleceği hakkında tartışmalar yapıldı. İlerleyen sayfalarda, konferans’ın konuşmacıların değindiği noktalar ve bilgisini verdikleri yenilik haberlerini paylaşıyor olacağız.
İdeasoft’tan Sektör verilerine detaylı bir bakış Konferans’ın ilk konuşmacısı olan İdesoft Genel Müdürü Seyhun Özkara, küçük ve orta ölçekli işletmelere e-ticaret çözümleri sundukları ve bu hizmetin aslında bir yazılım olarak adlandırılsa da, sunmuş oldukları yazılımdan, sürecin eğitimi, desteği, öğrenme süreçleri gibi süreçleri kapsadığından bahsetti. Bu güne kadar 3500 – 4000 civarı işletmeye hizmet verdiklerini de sözlerine ekleyen Özkara, İdeasoft’un sahip olduğu müşteri portföyü ve istatistikleri aracılığı ile hazırladığı
e-ticaret sektörü verilerinden bahsetti.Bu verilere göre, 2012 yılı e-ticaret sektörü dağılımında %6’lık en yüksek pay ile öne çıkan kategoriler şu şekilde; • Bebek & Çocuk • Elektonik & Elektrik • Kozmetik • Tekstil Bununla birlikte en hızlı gelişen e-ticaret alanlarının başında; Organik & Doğal Ürünler’in geldiği dikkat çekti.Bunu, Beyaz Eşya ve Takı & Mücevherat alanlarının izlediği görülürken, Tesettür Giyim’in ciddi bir gelişim içerisinde olduğu da dikkat
çekti.Sunumda en dikkat çeken verilerden birisi de, arama trendleri’ydi.İlk 5 aramanın şu şekilde; • iPhone 4 • iPhone 5 • Mama • Galaxy SIII • Saat olduğu dikkat çekti.Bu da e-ticaret’te öne çıkanlar ve yeni eğilimler konusunda önemli bir referans noktası sunarken, mama ve saat ürünlerinin ne kadar çok ilgi gördüğü bilgisi ile birlikte hangi pazarların öne çıktığı hakkında da girişimciler için önemli ipuçları sunuyor.
9
Türkiye e-ticaret hacmi 10 milyar tl’nin üzerinde Konferans’ın bir diğer konuşmacısı olan BKM Genel Müdürü Soner Canko, Türkiye e-ticaret pazarının bugünü ve geleceği hakkında bir sunum yaptı.
ulaştığını paylaştı.Paylaştığı verilere göre bu tutar; • 2005 yılında; 1 milyar TL • 2010 yılında; 15 Milyar TL • 2011 yılında; 23 Milyar TL • 2012 yılında; 31 Milyar TL
Canko, yaptığı sunumda internet’ten kredi kartı ile yapılan ödemeler hakkında önemli veriler paylaştı. Konuşmasında, “biz hiç bir zaman e-ticaret pazarına dair verileri açıklamıyoruz, internetten yapılan kartlı ödemeleri ile ilgili verileri paylaşıyoruz” bilgilendirmesi ile başlayan Canko, internet’ten yapılan kartlı ödemelerin 31 milyar dolara
şeklinde gözlemleniyor. Bununla birlikte gelecek tahminleri de; • 2015 yılında; 62 Milyar TL • 2023 yılında; 316 Milyar TL
10
seviyelerinde olacağı yönünde.Ayrıca 2005 yılında her 100 TL’lik bir işlemin 2 TL’si internet üzerinden yapılırken, 2012 yılında bu değerin 9 TL’ye yükseldi ve işlem başına tutar da 2005 yılında 76 TL
iken, 2012 yılında 189 TL’ye yükseldi. 2012 yılında, kartlarının üçte birinin internette kullanıldığını vurgularken, kullanılan kredi kartı sayısının da (sanal kartlar dahil) 4.8 milyon olduğunu açıkladı. Yapılan ödemelerin; • 7.4 milyonu; hizmet • 4.7 milyonu; elektronik • 4.5 milyonu; seyahat • 3.2 milyonu; havayolu • 2.1 milyonu; giyim • 2.0 milyonu; market • 0.6 milyonu; sağlık • 0.1 milyonu; yemek sektörlerine yapıldığı da açıklanan veriler arasındaydı.
Nevzat Aydın: Yemeksepeti üzerinden ödeme yapılabilecek Webrazzi E-Ticaret’13 etkinliğinde konuşma yapan Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın; 2013 yılı içerisinde yemeksepeti üzerinden ödeme yapılabiliyor olacağını dile getirdi.İki farklı ödeme modeli hayata geçireceklerinden bahseden Aydın, ön ödemeli kartlar
ve kredi kartları ile ödeme yapılabileceğini belirtti. Gelecek altı ayda toplam 3 ülkeye daha giriş yapacaklarını sözlerine eklerken, bu adımların satın almalarla gerçekleşeceğini de sözlerine ekledi. Bununla birlikte Rusya
operasyonu’nun, günde 80 -100 sipariş geldiği ve hedeflere ulaşılamadığı için sona erdirildiğini açıkladı. Nevzat Aydın, dikey projelere gelecek yıllarda ilginin azalacağını ve daha az konuşulacağını da sözlerine ekledi.
Aslı Gökdere: Stoksuz çalışmanın ezberlenmesi gerekiyor Evmanya.com kurucusu Aslı Gökdere, konferansta “E-Ticaret Girişimini Satmak: Öncesi ve Sonrası” konulu konuşmasında, Doğan Online ‘dan aldığı yatırım ile birlikte hepsiburada. com iştiraki konumuna
geldiklerini belirterek, sürekli fikir alışverişi yaptıkları ve çözemedikleri konularda hepsiburada’dan destek aldıklarını belirtti.
Evmanya.com’un 2013 yılı ciro hedefinin 20 milyon TL
olduğunu sözlerine ekleyen Gökdere, “Stoklu çalışmak en kritik noktalarından biri. Stok tutmazsak sağlıklıyız. Stoksuz çalışmak hepimizin ezberlemesi gereken bir şey.” şeklinde önemli bir değerlendirmede bulundu.
Koray Karataş: Tüketici internetten ne almak istiyor? Akakce.com kurucu ortaklarından ve Genel Müdürü Koray Karataş yaptığı konuşmada, akakce.com’dan çeşitli veriler paylaştı. 2012 yılında 25 milyon tekil ziyaretçiye ulaştıklarını belirten Karataş, Şubat 2013’te de 3 milyon 800
bin tekil ziyaretçi rakamına ulaştıklarını açıkladı. 2010 yılında sitenin kullanım oranı %30 kadın,%70 erkek şeklindeyken, 2012 yılı verilerine göre bu oran, %40 kadın, %60 erkek şeklinde. Ayrıca bu verilere göre, bayan kullanıcıların alışverişte
daha kararlı olduğunu da sözlerine ekledi.Eskişehir ve Muğla gibi öğrencilerin yoğun olduğu illerden daha yüksek bir ziyaret aldıklarını ve akakce.com’da 350 tane e-ticaret sitesiyle birlikte pazaryeri e-ticaret sitelerinin de ürünlerinin listelendiğine dikkat çekti.
11
Hepsiburada’nın 2012 cirosu 300 milyon dolar Hepsiburada Ticari Genel Müdürü İlker Baydar, yaptığı konuşmada önemli veriler paylaştı.Bu veriler;
• Hepsiburada’nın şu an 4,3 milyon kayıtlı kullanıcı var • Aralık 2012’de 1 milyon adet ürün sevkiyatı yapıldı • 2012 yılında 1,2 milyon tekil ziyaretçi alışveriş yaptı • Ocak 2013’te; 900 bin adet ürün sevkiyatı yapıldı
• Ocak 2012’ye göre %42’lik bir büyüme oranı mevcut • Ayda; 10 bin adet bebek bezi satışı yapılıyor • 2012 yılında; 125 bin çift ayakkabı satışı yapıldı ve 2013 yılı hedefi; 450 bin çift ayakkabı • Hepsiburada’da 350 bin farklı ürün bulunuyor • Yaklaşık 3 bin tedarikçi ile çalışıyor
şeklinde dikkat çekiyor.
Ayrıca Baydar’ın son olarak sözlerine eklediği ve dikkat çeken diğer bir önemli nokta ise, 2013 sonrasında yetersiz geleceği için hepsiburada’nın 10 bin metrekarelik deposu’nu yenilemek zorunda kalacağı bilgisiydi.
Göktuğ Okan Oğuz: Dikey e-ticaret ve müşteri sadakati Unnado Kurucu Ortağı Göktuğ Okan Oğuz da konferans’ın konuşmacıları arasındaydı.Anne&çocuk alanına yoğunlaşmış olan Unnado’nun 500 bin kayıtlı kullanıcı olduğundan ve alışveriş yapan kullanıcı oranının %65 olduğunu belirtti.Bebek bezi parazında
12
Türkiye’de en büyük 2. şirket olduklarını vurgulayan Oğuz, 2013 yılında 20 milyon TL ciro hedeflediklerini de sözlerine ekledi. 2012 yılında 2 ortağın 10’ar bin TL sermaye ile hayata geçirdikleri Unnado, geçen bu süreçte
700 tedarikçi ile çalışarak kullanıcılarına 1.700’den fazla ürün kampanyası sunmuş.iLab Ventures’dan 2 kere yatırım alan şirketin 3. yatırımının da yolda olduğunu belirten Oğuz, bu yatırımın iLab Ventures ‘den olup olmayacağının kesinlik kazanmadığını söyledi.
Sektörün gözdesi açık artırma ve pazaryerleri E-Ticaret’13 ‘ün son oturumunda konuşan GittiGidiyor Genel Müdürü Cenk Angın, 17 ay boyunca kapalı tuttuklarını ve tekrar açtıklarında eski yüksek popülaritesini geri kazandığını belirtti. Gittigidiyor’un 2012 yılında %46 oranında büyüme
gerçekleştirdiğini ve bu başarıda ekibin büyük katkısı olduğunu ifade eden Angın, 2013 yılında daha yüksek bir büyüme hedeflediklerini açıkladı. Bununla birlikte, bu yılın başında IOS ve Android uygulamalarını yenilediklerini, 2013 yılında
toplam hacimlerin %10’nun mobil taraftan gelmesini beklediklerini de sözlerine ekledi. Cenk Angın, sektörün gözdeki olarak nitelendirilen açık arttırma ve pazaryeri modellerinde ilk akla gelen ismin GittiGidiyor olduğunu vurguladı.
Capital Partners: Girişimlerde önce ekibe bakıyoruz E-ticaret’in yatırım kısmını ele alan oturumda, 212 Capital Partners Kurucu Ortağı Numan Numan ve 212 Capital Partners Direktörü Ali Karabey konuşmadı olarak yer aldı. Yatırım yapacakları girişim projelerinde öncelikle ekibe
baktıklarını vurgulayan Ali Karabey, “Görüşme sırasında yapılan sayfalarca sunumdan çok, ekibin bize verdiği enerji ve yarattığı izlenim’e önem veriyoruz” dedi. 30 milyon dolar fon ile kurulan Capital Partners, şu ana kadar toplam 7 milyon
dolar yatırım yaptı.400 yatırım başvurusu aldıklarını ve bu başvuruların %31’ini e-ticaret sitelerinin oluşturduğunu sözlerine ekledi. Capital Partners’in yatırım yaptığı girişimleri Butigo, Balerin ve Hazinem.com şeklinde sıralayabiliriz.
13
SMIT Summit 2013: Sosyal medya bir devrimdir 13 Nisan 2012’de birincisi gerçekleştirilen ve sosyal medyayla ilgili kurumları, sosyal medya strateji yöneticilerini, internet marka yöneticilerini, internet girişimcilerini, öğretim üyelerini ve öğrencileri bir araya getirerek büyük yankı uyandıran “SMİT SUMMIT (Sosyal Medyada İletişim Tasarımı Zirvesi)”nin ikincisi 19 Mart’ta gerçekleşecek. Etkinliğin birincisinde, her biri kendi alanında uzman ve sektöründe liderler arasında yer alan 9 konuşmacı, katılımcılarla deneyimlerini paylaştı. Şehir dışından da fazlasıyla katılım gören etkinlik sırasında yapılan canlı yayını 700 kişi takip etti. Etkinlik Trend Listesi’ne girdi. Zirve sonrası kurulan “Anadolu Üniversitesi Sosyal
14
Medya Kulübü” ile birlikte daha da büyüyen bir aile halini alan ekip bu sene daha da kalabalık. Etkinliğin amacı, son yıllarda gelişen ve herkes için büyük önem kazanan sosyal medyanın sahip olduğu gücü anlatmak, sektör ve öğrenciler arasında bir köprü oluşturmaktır. Yalnızca sosyal medyayı takip eden değil, sosyal medyanın da takip ettiği bir etkinlik olmayı hedefleyen SMİT SUMMIT’in ikincisi, 19 Mart’ta Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü Atatürk ve Kültür Sanat Merkezi’nde yapılacak. Bu seneki konsepti “Sosyal Medya Bir Devrimdir” olan zirvenin konukları şöyle: Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü’nden İsmail Hakkı Polat, Sponsorpay Türkiye ve Yunanistan Sorumlusu Afşın Avcı, Alkışlarla Yaşıyorum ve
59Saniye.Com’un kurucusu Fatih Aker (Mesut Bahtiyar), Wanda Digital’den Lara Alkış Baruh, V4Viral kurucusu Burcu Sarar, Karbonat Reklam Ajansı’ndan Melih Dinçer ile Cenk Gümüşçüoğlu ve Batesmotelpro Ekibi. İlki 13 Nisan 2012’de düzenlenen SMİT SUMMIT etkinliğinin açılış konuşmasında “Yıldızlara dokunamazsınız; ama karanlık gecelerde onlar size yol gösterir.” denmişti. Birkaç öğrencinin hayali olarak başlayan ve şimdilerde kalabalık bir aile ile yoluna devam eden SMİT SUMMIT etkinliği, bir devrim niteliğindeki sosyal medyaya dair her şeyi konuşmak için 19 Mart’ta tüm sosyal medya meraklılarını Anadolu Üniversitesi’ne bekliyor.
İsimtescil, alışveriş yapan tüm kullanıcılarına; ciceksepeti’nden %20 indirim kuponu verecek
İsimtescil, 4-10 Mart 2013 tarihleri arasında alışveriş yapan tüm kullanıcılarına ciceksepeti.com’dan %20 indirim luponu hediye edecek.Hediye edilen indirim kuponlarının, her müşteri
için özel olarak üretildiğini ve bu kampanyanın, alt limit olmadan çiçeksepeti gurme, takı, hediye ve meyve kategorileri de dahil tüm ürünlerde geçerli olduğunu belirtmekte farda var.
Ayrıca, kullanıcıların kazandıkları indirim kuponları, 4 Mart 2013 tarihi itibariyle aktif olarak, 31 Mart 2013 tarihine kadar kullanılabilecek.
Outlook.com resmen hizmete girdi, peki Hotmail? Son bir kaç aydır devam eden Hotmail’den, Outlook’a geçiş sürecinde önemli bir aşama kaydedildi ve geçtiğimiz ay ortalarında Outlook resmen hizmete girdi.
kullanılmaya devam edilecek ama artık kullanıcıların tamamı “.......@hotmail.com” uzantılı e-posta adreslerine www.outlook.com üzerinden yeni arayüz ile giriş yapabilecekler.
Buna göre kullanıcıların var olan Hotmail hesapları kapatılmayacak ve
Henüz net bir tarih olmamakla birlikte ilerleyen süreçte Hotmail tamamen
16
kapatılarak, yerini Outlook. com’a bırakacak. Outlook’a nasıl geçebilirim? Hotmail > Seçenekler sekmesi altında “Outlook. com’a Yükselt” menüsü ile işlem yaptığınızda tüm postalar otomatik olarak yeni gelen kutunuza taşınır ve bilgi kaybı yaşanmaz.
Yemeksepeti ve Gittigidiyor, Harlem Shake akımına katıldı Son dönemde çığ gibi büyüyen Harlem Shake akımına Türkiye’nin önce
gelen internet şirketleri de katılıyor.Yemeksepeti ve Gittigidiyor ofislerinde
çekilen Harlem Shake videolarını alttaki görsellere tıklayarak izleyebilirsiniz.
Üstteki görsele tıklayarak Yemeksepeti Harlem Shake
videosunu izleyebilir, alttaki görsele tıklayarak da,
GittiGidiyor Harlem Shake videosunu izleyebilirsiniz.
17
Android Geliştirici Günleri, 14-15 Haziran’da ODTÜ’de Mobil geliştiricilerin ilham alabilmeleri ve motive olabilmeleri amacıyla geçtiğimiz başlayan, WM Dergi olarak; İletişim ve Medya Sponsoru olduğumuz Android Geliştirici Günleri bu yıl 14-15 Haziran’da ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.Geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen etkinliğe toplam 700 kişi katılım gösterdi ve aynı anda 2 oturum şeklinde gerçekleşerek 30 sunum yapıldı.Etkin katılıma da açık olan etkinlikte ele alınacak konu başlıkları ise şu şekilde; • Geleceğin Teknolojileri
18
• Mobil Dünya • Mobil Dünyanın Geleceği • Yeni Nesil Mobil Cihazlar (Project Glass) • Android İşletim Sistemi • Gelecek Versiyonlar • Farklı Platformlarda Çalışabilirlik • Farklı Alanlarda Kullanım (Endüstri, Savunma, Ev Elektroniği) • Android Uygulama Geliştirme • Yeni Kabiliyetler ve Özellikler • Uygulama Geliştirme Pratikleri • Android SDK Araçları • Kullanıcı Arayüzü / Kullanıcı Deneyimi (UI/UX)
Tasarımı • Uygulamalardan Gelir Elde Etme Modelleri • Reklam Entegrasyonu • Uygulama İçi Faturalandırma(In-app Billing) • Kullanıcı İstatistikleri • Android NDK • T ü m Platformlar(Android, iPhone, Berry vb.) için Ortak Uygulama Geliştirme Altyapıları • HTML5 • Javascript Ayrıca, geçtiğimiz yıl düzenlenen Android Geliştirici Günlerinde yapılan tüm sunumlara buraya tıklayarak herkese açık klasörden ulaşabilir ve indirebilirsiniz.
Android developer days‘in yayınladığı etkinlik tanıtım metni şu şekilde; Android Dünyanın en çok kullanılan mobil işletim sistemi. Teknolojinin mobil etrafında döndüğü bugünlerde, yüksek pazar payı ile Android günlük teknolojik gelişmelerin merkezine yakın, belki de merkezinde bulunmaktadır. Android konusunda geliştirici seviyesinde bilgi paylaşımında bulunmak, farkındalık oluşturmak ve gelecek teknolojik akımları tahmin etmek için Android Geliştirici Günleri düzenlenmektedir.Android Geliştirici Günleri(AGG) ilk
defa 21/22 Mayıs 2012 tarihlerinde ODTÜ KKM’de düzenlenmiş olup yurt içinden ve yurt dışından toplam 30’ün üstünde konuşmacıya ve 1800 civarı kayıt arasından seçilen 700 civarında katılımcıya ev sahipliği yapmıştır. AGG 2012’de 3 Platin, 2 Gümüş ve 9 tane ürün sponsoru yer almıştır. Amaç ve Hedef Android Geliştirici Günlerinin gelecek teknolojilerin öngörülebildiği ve mobil teknolojilerdeki gelişmelerin geliştiriciler açısından değerlendirildiği, katılımcılara küresel pazara girme konusunda
ilham ve kıvılcım veren bir organizasyon olması amaçlanmaktadır. Android Geliştici Günleri aynı zamanda kendisini ingilizce Android Developer Days olarak duyururarak bölgenin konu ile ilgili en büyük uluslararası organizasyonlarından birisi olmayı hedeflemektedir. Yer ve Zaman Android Geliştirici Günleri, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezinde 14 / 15 Haziran 2013 tarihlerinde A, B,C ve H salonlarında gerçekleşecektir. Etkinliğe katılım ücretsiz olup, kontenjan sınırlıdır. Katılım formuna buradan ulaşabilirsiniz.
19
Google’ı üstteki gibi kullanmak ister misiniz? Google arama sayfasını üstteki gibi özelleştirmek ister miydiniz? İstediğiniz buton/menü/ seçenek’i kaldırabileceğiniz, hatta üstteki resimde gördüğünüz gibi arama kutusunu büyütebileceğiniz ve dilerseniz arka plana beğendiğiniz bir fotoğraf veya duvar kağıdı yükleyebileceğiniz bir eklentiyi tanıcacağız. Chrome tarayıcı eklentisi’ni kurmak için tıklayınız. Eklentiyi kurduğunuzda karşınıza çıkacak olan ayarlar
20
penceresinden, google arama sayfasını dilediğiniz gibi özelleştirebilir, fotoğraf yükleyebilirsiniz.Eğer resim konusunda kararsız kaldıysanız eklentinin ayarlar ekranından anahtar kelime
yazarak resim aratabilir, dilerseniz karşınıza çıkacak olan mevcut resimlerden birini seçerek de kullanmaya başlayabilirsiniz.Eklentinin ayarlar ekranını altta görebilirsiniz.
WM Dergi ‘ye ABONE OL WM Dergi, Her Ay E-Mail’ine Gelsin TIKLA HEMEN ABONE OL! abone.wmdergi.com
http://abone.wmdergi.com
05 23 17
WMDB
Bugün kullanmakta olduğumuz internet, web teknolojileri ve web siteleri nasıl doğdu, kimler temelini attı ve gelişimine öncülük etti? WM Dergi 3.sayısı itibariyle oluşturduğumuz WMDB sayfalarında her ay bu teknolojiler ve kişiler hakkında derlediğimiz bilgi, makale ve hikayelerini yayınlayacağız.Bu sayede, belki de hiç bilmediğiniz ilginç bilgi ve hikayeler okuyacak, bir web teknolojisi veya web sitesinin doğuşuna tanıklık
22
“WM Dergi ‘nin her sayısında bu sayfalarda İnternet, Web Dünyası, Sosyal Medya ‘nın doğuşu, şekillenişi, bunları gerçekleştiren kişiler ve en büyük web şirketleri hakkında derlediğimiz çok özel makale ve bilgilere yer vereceğiz.” edecek, mimarını tanıyacaksınız. WMDB sayfalarında yer alan bilgi ve hikayeler internet ortamında çeşitli kaynaklardan derlenerek bir
araya getirilmekte ve hazırlanmaktadır.İlgili bilgi ve hikayelerin doğruluğu garanti edilmemekte, mümkün olduğunda temiz ve net bilgiler sunulmaya çalışılmaktadır.
ASP’nin Tarihçesi ASP’nin ilk sürümünün yayınlandığı 1996 yılından bu yana henüz 3 yıl geçmişken Microsoft ASP+ duyurdu. Dahası,kısaca NGWS,açılımıyla New Generation Web Services terimi geldi ASP+ ile birlikte. NGWS yani Yeni Kuşak Web Hizmetleri sunucu taraflı Web programlamaya gerçekten de yeni bir boyut kazandırmak üzere. Microsoft’un
sunucu
taraflı Web hizmetleri aslında Internet Veritabanı Bağlayıcısı (Internet Database Connector = IDC) ile başlıyor. IDC teknolojisi, veritabanları için ODBC+SQL tanımları içeren idc uzantılı dosyaların işletilmesi sonucu elde edilen verilerin html şablon dosyaları (htx) nda tanımlanan biçimde dinamik sayfa haline getirilmesine sağlayan bir öncü teknoloji olarak Web tabanlı veri
sunumları-sorgulamaları uygulamalarında Web geliştiricilere büyük kolaylıklar sağladı. Kolaylıklar sağladı, çünkü o zamana kadar dinamik sayfalar yaratmak için kullanılan tek şey geleneksel Ortak Geçit Arayüzü (OGA) veya daha çok İngilizcesiyle tanınan Common Gateway Interface (CGI) tekniğine dayalı sunucu-taraflı yürütülebilir programlar (exe) yazmaktı.
23
• Standart bir Web sunucu arayüz tanımlaması olan OGA, sunucu taraflı işletilebilir programların kullanıcıdan (veya istemciden) gelen isteklerde yer alan tüm bilgiye erişim sağlamasına olanak sağlar. İstemciden gelen bilgi program tarafından işlendikten istemciye iletilmek üzere bir HTML dosyası yaratarak Web sunucuya gönderilir. • Geleneksel program dillerindeki yetersizlikler ve birtakım güçlükleri (derleme gibi) aşmak için büyük ölçüde Internet uygulamalarına özel ve OGA standartları destekleyen bir yorumlama dili olarak ortaya çıkan Perl uzun yıllar ve hala Web geliştiricilerin özellikle Unix ve Linux kutularında en vazgeçilmez araçlarından biri olmuştur. • Perl ile yazılan ve tamamıyla metin türünde olan script dosyaları Web sunucu üzerindeki Perl yorumlayıcısı tarafından işetilerek sonuçlar HTML biçiminde istemciye gönderilir. Böylece dinamik sayfaların oluşturulması sağlanır. Ancak, Perl dili ile çalışmak bazı açılardan güçtür. Herşeyden önce bir
24
çok geliştirici Perl öğrenilmesi gereken, deneyim kazanılması gereken yeni bir dildir. Diğer yandan programcıların hemen neredeyse tamamına yakın bir kısmı Basic dilinde kodlama yapabilecek durumdadır. Ve ardından Microsoft Visual Basic diye tanıdığımız ürünü ikiye ve hatta üçe, dörde ayrırarak özelleştirir. Visual Basic for Application (VBA) ya da Uygulamalar için Görsel Basic, Visual Basic Scripting (VBS) yani Görsel Basic Script Dili, Visual Basic for Access vs. gibi ayrımsamalar ya da yeni ve özelleştirilmiş ürünler ortaya çıkar. Burada dikkat çeken ürün,Web uygulamaları için geliştirilmiş olan ve VBA’in hafifletilmiş bir uyarlamasıdır. O zamana kadar, Web tarayıcılar Netscape’in Javascript’ini kullanmaktadır ve script uygulamaları istemci tarafında çalışabilmektedir. Microsoft, Internet Explorer 3 sürümüyle birlikte VBS’yi alternatif bir script aracı olarak arenaya sürmüştür
artık. Ancak, VBS sadece Internet Explorer tarafından desteklenmektedir ve tüm tarayıcılarca desteklenen Javascript kullanımı yaygındır. Bu durumda sorun gayet açıktır: • Web sayfasının dinamik unsurları tarayıcıdan bağımsız olabilmelidir. Yani tarayıcı ne olursa olsun dinamik sayfalar üretilebilmeli ve istemciye saf HTML biçiminde gönderilebilmelidir. • Web sunucu ve/ veya veritabanı sunucuları üzerindeki veritabanları veya diğer kaynaklara erişim gereklidir. • Sorunun çözümü scripting teknolojisini Web sunucu platformuna taşımaktır. İşte ASP yani Active Server Pages veya Türkçesiyle Etkin Sunucu Sayfaları’nın hikayesi işte böyle başlamakta... Kaynak; dijitalders.com
27
Erdal Tuna Webmaster Dergi İçerik Sorumlusu
Twitter: /erdaltuna erdaltuna@wmdergi.com
E- Ticaret’e sağlam adım “Magento” E-ticaret geleceği bırakın, günümüzün trend olan başlıklarından biri. Mutlaka ki bu zamanla doğru orantılı bir şekilde trend olmanın dışında bir ihtiyaç ve hayatımızın bir parçası haline geliyor. Bu ay yapılan “Webrazzi E-Ticaret” konferansında Türkiye’de yapılan e-ticaret işlem hacimleri herşeyi açıkça ortaya koyar nitelikte. Bu sayımızda da konferans ile ilgili detaylı bilgileri bulabilirsiniz. İnternet üzerinde birçok açık kaynak kodlu ilgi çekici ve kullanıcı dostu e-ticaret web uygulamaları yer alıyor ancak bu uygulamaların arasında yer alan Magento ile işe başlamanız sizin adınıza güçlü bir adım olacaktır.Bildiğimiz üzere internet üzerinden alışverişlerde güvenlik
26
unsuru en üstte yer alıyor, bu konuda da Magentonun alt yapısı ve gelişimi bizlere referans niteliğinde. Açık kaynak kodlu yazılım olan Magento ile istediğiniz özellikte bir e-ticaret sitesini kısa bir süre içerisinde yapmanız mümkün. Adımınızı atmadan önce biraz daha yakından Magento konusunda bilgi almanız yararınıza olacaktır.
Geliştirilmiş Güncel Tasarım
Önceden Magento ile modülleri kullanarak tasarım yapmak epey zordu ancak son düzenlemeler ile birlikte eklentilerin otomatik güncellemesi web site sahipleri için en iyi özelliklerden biri haline geldiğini söyleyebiliriz.
Magento site arayüzü Ayrıca eklenti modülleri ile izin verildiği Ürün Vitrini ve Arama ölçüde kendinize göre biçimlendirmeniz E-ticaret sitelerinde normal mümkün. mağzacılıkta olduğu gibi vitrin çok önemli yer tutuyor, eğer web sitenizde düşük Gelişmiş Özelleştirme kalitede bir ürün kataloğunuz varsa bu Magento kullanıcılarına özel geliştirme ticaretinizi olumsuz etkileyecektir. seçeneğide sunuyor, site sahipleri artık sadece kendileri değil, dışarıdanda Magento bu konuda epeyce başarılı, siteleri için değişik özellikte tasarım veya her ne kadar vitrin ürünleriniz temanıza ücretli-ücretsiz modül alarak sitelerini bağlı olarak düzenlecek olsada alt yapısı geliştirebiliyor. itibari ile kullanıcı dostu.
Magento yönetici paneli
27
Ayrıca müşterilerinizin bir ürünü ararken sorunsuzca ve kısa sürede ürüne ulaşması son derece önemlidir, web sitesinin olmazsa olmazı olan arama kısmında da Magento çok başarılı.
Çoklu Dil Desteği
E-ticaret sitenizde çoklu dil desteğiniz var ise pazarınız bir o kadar genişler ve tüm dünyadan müşteriler mağazanızı ziyaret eder. Eğer bu konuda global ve büyük düşünüyorsanız çoklu dil desteğinin oynayacağı rol büyük olur. Magento sistemi bu konuda imdadınıza yetişiyor, Magento şu an 55’ten fazla dili destekliyor.
Basit Ödeme Süreci
Kullanıcının kafasını karıştırmadan ve en kısa yoldan ödeme sürecini güvenli tamamlamak müşteriyi memnun edecektir. Pek çok e-ticaret sitesinde bu kısımlar
28
can sıkıcı ve uzun formlardan oluşabiliyor, Magento da kullanışlı ve farklı bir ödeme süreci ile müşterilerinizi memnun edebilirsiniz.
Güvenli Ödeme
Muhtemelen hemen hemen herkes online alışverişlerinde sitelerin güvenirliğinin yanı sıra ödeme aşamasında da tereddütte kalabiliyor. Bu yüzden e-ticaret sektöründe müşterilerinize güvenli ödeme yöntemi sunabilmek çok önemli. Bu konuda Magento son ve güncel olan sürümü ile bu tedirginliklere son veriyor. Güncelleştirilmiş Magento ağ geçitleri ile online bankacılıkta Paypal, banka ve kredi kartlarını kullanarak güvenli nakit işlemlerinizi sağlıyor. Son olarak toparlamak gerekirse,e-ticarete adım atmayı düşünüyorsanız ve bu konuda açık kaynak yazılım tercihiniz ise Magentoyu ilk sıralara koymanızı tavsiye ederim.
/wmdergi beğendin mi yaptığımızı?
M.Rıdvan Özdemir
Turkcell PR / İz İletişim Twitter: /mridvano
rozdemir@wmdergi.com
Ağızdan ağıza pazarlamanın yeni şekli: Retweet Sektörel başarı kriterleri kendi kendini yaratır. Sosyal medyanın başarı kriterleri arasında önemli bir yere sahip olan iki kavrama başka bir açıdan bakıp, neden bu kadar önemli oldukları üzerine fikir yürütelim. Sosyal medyanın bu en bilindik 2 kavramı; Favorite (Fav) ve Retweet (RT), Twitter kampanyalarınızda başarı ölçütlerinin en b e l i r g i n l e r i n d e n d i r. Favorite; sizin attığınız bir tweetin bir başka kullanıcı
30
tarafından Favoriler listesine eklenmesidir. Twitter hesabınızı bir web sitesi olarak düşündüğünüzde web sitenizin, ziyaret edilen kullanıcı tarafından sık kullanılanlar listesine eklenmesi gibidir. Daha sonra attığınız tweetten faydalanabileceğini düşünen kullanıcılar tweetlerinizi Fav edecektir. Favoriler listesine girmenin asıl önemli kısmı; Favoriler listesine eklenen tweetiniz, onu ekleyen kullanıcının takipçileri tarafından da
görüntülenebilecek olmasıdır. Tweeti, takipçi sayısı fazla olan bir kullanıcı tarafından Fav edilen kişi,“yazdıklarından faydalanılabilir” görüldüğü için takip de edilecektir.Kim ne derse desin Twitter’da başarının en nihai ölçüsü takipçi sayısıdır.Diğer araçların tamamı da buna yöneliktir. Hashtaglere yazmak, RT almak, Fav edilmek gibi yöntemlerin tamamı daha fazla kişiye ulaşıp, daha fazla takipçi kazanmak için kullanılmaktadır.
Favoriler listesine girmek sosyolojik anlamda dijital sosyal toplumun grup etkileşimlerinde belirleyicilerden olmak anlamına gelmektedir. Retweet ise çok daha onore edici bir eylemdir. Hem Twitter’da hem de sosyal anlamda… Kavram olarak Retweet, sizin gönderdiğiniz bir tweetin bir başka kullanıcı tarafından, kendi hesabında, sizin isminizle tekrar yayınlanmasıdır. Onaylama, katılma, kabul etmeanlamlarını içeren Retweet, Twitter’da doğrudan takipçi sağlaması açısından da çok önemlidir. Retweet; onaylama, katılma, kabul etme ve altına imzanı atma anlamlarını içeren bir davranıştır. RT edilen tweetin etrafında da bir topluluk oluşturabilirsiniz ki sosyal medya üzerinden yapılan bir çok eylem, kampanya
ve duyuru da bu yöntem kullanılarak yapılmaktadır. RT sayısı arttıkça, attığınız tweet, Twitter tarafından etiket şeklinde algılanacak ve bingo: TopTrends listesine girebileceksiniz. TopTrends listesine girmek fikrinizin, mesajınızın çok daha fazla kişiye ulaşmasını da sağlayacaktır. RT bu yanıyla da Favori listesine girmekten daha önemlidir. Kullanıcılar tweetlerinizi RT etmek konusunda nisbeten çekimser kalırken, Favori listesine ekleme konusunda daha rahat davranabiliyorlar. Favori listesine eklediğiniz bir tweeti onaylamıyor olabilirsiniz fakat, geri dönüp bakabilmek için yer imi şeklinde kullandığınızı da ifade edebilirsiniz. Retweet kitle oluşturur, yönlendirir ve bir sonraki amacınızın filizlenebileceği uygun bir ekosistem yaratır.
Final de ise asıl hedefi ortaya koyabiliriz. Retweet, sosyal medyanın en başarılı ağızdan ağıza pazarlama yöntemidir. Bu nedenle büyük markaların, büyük kampanyalarının öncesinde doğrudan üründen söz etmeden, marka kimliğinin çatısını oluşturacak olan fikir, viral bir video ve bir hashtag ile desteklenerek sosyal medyada paylaşılır. Retweet, sosyal medyanın en başarılı ağızdan ağıza pazarlama yöntemidir. Viral video birden fazla sosyal medya mecrasından katılımcı akışı sağlarken, tüm katılımcıların birleştiği ana damar hashtag olacaktır. Hashtage yazılan tweet sayısı, tweetlerin konusu, olumlu-olumsuz olmaları gibi ölçümlerde kampanya süresince dönem dönem yapılır ve bu yolla kampanya başarısı hakkında fikir yürütülebilir. Sonucu kısaca özetlemek gerekirse RT > Fav … RT ve hashtag üzerinden yapılan paylaşımlar doğrudan veya dolaylı olabilir. Bu konuyu da ayrıca bir sonraki başlığımızda, örnekleriyle tartışacağız.
31
TeknoSeyir
ÖZEL RÖPORTAJ
Bu röportajımızda, WM Dergi Genel Yayın Yönetmeni: Emin Doğu soruyor, TeknoSeyir Yayın Yönetmeni: Murat Gamsız ve İçerik Yöneticisi: Levent Pekcan yanıtlıyor...
TeknoSeyir Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek 3 farklı teknoloji yayınının bir araya gelmesiyle oluşturulan bir proje.Bu 3 farklı teknoloji yayınının bir araya gelişi nasıl oldu? Murat Gamsız: Aslında biraz da mecburiyetten oldu çünkü yayınların tek tek olması, güç dağılımına sebebiyet veriyordu.Ayrıca sektörde, genel bir birleşme görülüyor ve kafaca uygun insanlar bir araya gelmeye çalışıyorlar. Artık tek tek başa çıkamıyorsunuz, eskiden sadece yazı yazılıyordu ama şimdi iş video’ya dönünce bir kişinin bunun altından kalkması mümkün değil, içeriği oluşturmak, düzenlemek ve arka tarafta bunların montajlanması gibi aşamalar var. Bizim, Özkan ile PcLabs ve BasCek projemiz zaten mevcuttu, askere gitmeden önce PcLabs’ı editör arkadaşımız Emirhan Döngel’e devretmiştim, geldikten sonra da BasCek projesinin başına geçtim. Levent abi ile de uzun yıllardır tanışıyoruz ve aynı kafada insanlarız zaten. Sonuç olarak Özkan, Levent abi ve ben’den oluşan bir kadro ile başladık.
Ancak ilerleyen süreçte dergiler de bizim masamıza oturdu, iki taraf da ayrı ayrı yerlerden ekmek yerken şöyle bir durum ile karşı karşıya kaldık; “ben tek başımayım, telifli olarak bana yardımcı olan arkadaşlar var ama kadrolu değil”. Murat’ın da “2-3 kişilik bir ekibi var, onun dışındaki arkadaşlar telifli çalışıyorlar” ancak karşınızda 30-40 kişilik ekibi olan Chip dergisi var ve size rakip oluyor. Her şey değişiyor tabii ki ve birazcık omuz omuza vermezsek, hiç şansımız kalmayacaktı. Bu sebeple 3 yayını bir araya getirdik, TeknoSeyir zaten herhangi birimizin tek başına yapabileceği bir şey değildi ve Murat’ın söylediği gibi kimyalar da uyuştuğu için oldu, normal şartlarda bunu yapamazdık, iyi ki yapmışız.
Siz, TeknoSeyir’i nasıl tanımlıyorsunuz? Levent Pekcan: Yeni nesil bir teknoloji sitesi. TeknoSeyir bir haber sitesi değil, günlük 1 yada 2 video ile haftalık sesli yayınımız olan podcast var. Dolayısıyla TeknoSeyir aslında bir teknoloji Levent Pekcan: Murat’ın da söylediği gibi, bir tutkunu ve tüketicisinin bütün istediğini ve kere işin yüzü değişti. Yani 2005 yılında biz içerik beklentisini karşılamıyor ama biz günde sitelerimizi yapıyorduk ve işlerimiz de iyiydi, 10 dakika teknoloji molası sloganı ile yola çıktık. dergiler de dergicilik yapıyordu.
33
Bizim sloganımız hiçbir zaman; “Artık biz varız, bundan sonra teknoloji, TeknoSeyir’den izlenir” şeklinde olmadı. Biz yardımcı yayınız ama bizde farklı içerikler, başka yerde olmayan ve yer verilmeyen şeyler var. Dolayısıyla yeni nesil ve biraz farklı bir teknoloji yayını. Murat Gamsız: TeknoSeyir, kısaca internet televizyonu gibi bir şey aslında. Biz ilk günden, videoları rastgele yayınlamadık, hepsinin günü ve o hafta hangi bölümün ne zaman yayınlanacağı bellidir.TeknoSeyir’in yanında her bir bölümün de kendi adı var (Tozlu Raflar, OtoSeyir, Podcast vb.). Bu bir televizyon yapısı gibi, izleyici biliyor o hafta bir tane Tozlu Raflar olacağını ve olmadığı zaman hesap soruyor neden yok diye. Her bir programın ayrı takipçisi ve meraklısı var ve bu yayını alıp televizyonda yayınlasalar kimse yadırgamaz. Bizim de mantığımız bu şekilde, her zaman bir program konsepti ve düzen vardır, rastgele iş yapmıyoruz. Sonuç olarak TeknoSeyir, ”internette televizyon
34
mantığı ile hazırlanmış programlar bütünü”. İlk başta OtoSeyir’i yaptığımızda, bunun burada ne işi var diye tepkiler gelmişti ama şimdi bir yapmayalım, burayı yıkarlar :) Levent Pekcan: İlk başlardaki, bunun burada ne işi var yaklaşımı aşıldı aslında.Biz örneğin; ütü, elektrikli süpürge vb. ürünler de inceledik ama meslektaşlarımız dalga geçti bizimle. Bana gelip; “Temizliğe geliyor musunuz?” diyen meslektaşım oldu ama bizimle dalga geçen adam şimdi beyaz eşya firmalarının kapısını çalıyor, biz de yapalım bunu diye. Dalga geçenler, “bu ne ya gelmeyeceğim bu siteye bir daha” diyenler de oldu ama onunla birlikte 500 tane ev kadını geldi bir anda, çünkü hayatımızda var bunlar. TeknoSeyir’i oluşturmak adına bir araya gelen teknoloji yayınları hangileridir, projeye ne gibi katkıları ve sağladığı avantajlar oldu? Murat Gamsız: Bizi oluşturan yayınlar; DarkHardware, PcLabs ve Bascek ‘tir. Bu sitelerin sahip olduğu yılların takipçileri var.
Bascek 2 senelik bir yayın ama onun da çok ciddi bir sosyal medya takipçisi var. Öte yandan DarkHardware ve PcLabs ‘ın da kendilerine ait 10 küsür senelik bir geçmiş var.Dolayısıyla sahip oldukları kitle bir anda TeknoSeyir’e geliverdi, proje sıfırdan başlamadı yani ve en büyük avantaj budur.
almaya başladık, daha önceki ofisimizin uzaklığı sebebiyle bunu yapamıyorduk. Levent Pekcan: Bir de video süreleri değişti. Maksimum 10 dakika çok sınırlıydı, artık Allah ne verdiyse 45 dakikaya kadar çıkan videolar var.
Murat Gamsız: Yani 10 dakikaya dönemeyiz Levent Pekcan: TeknoSeyir, 3-0 galip başladı mümkün değil de, 20 dakikayı da geçmemek maça. önemli bizim için. Murat Gamsız: Bizim sıfırdan, izleyici Levent Pekcan: Çünkü kendimiz ile de toplayalım diye hiçbir şey yapmamıza gerek çelişmememiz lazım, biz bu işe girerken 45 kalmadı, onlar geldi. dakikalık videolar yapanlar vardı ve biz biraz da onları eleştirerek girdik çünkü izlenmiyordu Levent Pekcan: Bu sebeple, biz hiç yeni web o kadar süre. Bir de doğası gereği, bir telefon sitesi açtığınızda gördüğünüz rakamları izlenmez 45 dakika, düşünsenize sakallı/bıyıklı görmedik, ilk günden bayağı hatırı sayılır bir bir adam telefonu 45 dakika elinde çevirip trafik ile merhaba dedik. duruyor. Sonuç olarak kendimizi anlatmakla pek Biz 10-15 dakika, çalışan adamın öğle uğraşmadık, hazır bir kitle vardı ve en büyük aralarında izleyebileceği bir şekilde dedik ama kazanç bu oldu bize. zamanla fark ettik ki 10-15 dakika da yetmiyor. Biraz bizden de detay bekleniyor, çok yüzeysel 1 Mart’ta 3. Yaşına girecek olan TeknoSeyir olarak; “Nokia yeni bir telefon yapmış, çok projesinde, bu süreçte ne gibi gelişim ve güzel” vs. deyip geçmek olmuyor. Bazı sohbet değişimler oldu.TeknoSeyir’in dünü ve videolarında 45 dakikayı bulduğumuz oldu o da bugünü hakkında bir değerlendirme alabilir konseptti ama Murat’ın dediği gibi, 20 dakikaya miyiz? dönüş olacak. Çeşitlenmenin yanı sıra sürelerin Murat Gamsız: TeknoSeyir’in site de uzaması en büyük farklardan biri. yapısı hiç değişmedi desek yeridir. Ama, Büyükçekmece’deki ofisimizden buraya TeknoSeyir’in en büyük farkı, sohbet olayı. taşındık ve dekor değişti. Bir anda 3 stüdyo Çünkü tek adamın kamera karşısına geçip gibi bir alana sahip olduk, bizde her duvar anlattığı videolar yavan oluyor. Bir de onları bir stüdyodur. Önceki ofisimizde 1 adet daha da yavanlaştıran bir şey de; okuyor! Yani stüdyomuz vardı (kahverengi jaluzi) ve konuşurken konuşuyor ama kamera detaya stüdyo sayısı artınca video sayılarımız da girdiğinde, okumaya başlıyor, okuduğu çok belli arttı. OtoSeyir ve RC bölümleri biraz da, bizim oluyor ve tüm samimiyet kayboluyor. buraya gelmemizden sonra başladı. Konuk
35
TeknoSeyir olarak ilk günden beri sohbet kısmını yönetmek ve tabii ki sektörün genelini konseptiyle gittiğimiz için insanlara yeni geldi etkileyen reklamların, daha doğrusu pazarlama bütçelerinin çok farklı yerlere gitmesi. Sırf biz ve başarılı oldu. değil herkesi etkiliyor, teknoloji mağazaları ve Biz tabii ki anlattığımız ürünün kaç GB farklı yerlere kaçıyor bütçeler. belleğe sahip olduğunu biliyoruz ama “Ya Murat, kaç GB ram vardı bunda?” diye sorarak Adamlar etkinlik istiyor, yani biz laptop’u alıp paslaşıyoruz çünkü bu şekilde paslaşarak sokakta çift kale maç yapsak onu beğenecek ve muhabbet yürüyor. Bence bu sohbet kısmı böyle etkinliklere gidiyor o bütçeler, istenen de en büyük farkı yarattı ve samimiyet kısmı bu. da ayrı, o da bizim biraz deli olmamızdan ve çok ticari düşünmeyip teknoloji objektifinden Levent Pekcan: Ürün inceleme; “zaten bakmamızdan kaynaklanıyor. Bizde öyle yapacaklar…” şeklinde görülmeye başlandı. videolar var ki, ticari açıdan meslektaşlarımız Adamlar bizden, Acun’un yapması gereken baksa, çoğu güler adamların yaptığı aptallığa şeyleri istiyor. bak der çünkü biz sponsor firmanın ürününe eleştiri yapıyoruz.Hayata bakışınız dolar Murat Gamsız: Yaparız ama diyor ki, “Acun’un işaretiyse, aptalca bir şeydir ve size gülerler yapacağı şeyi sen yine 1.000$’a yap”. Dolayısıyla ama yaptık ve izleyici de bunu fark etti, operasyonu yürütecek kaynak bulmakta zorlanıyorsunuz. Reklam kesiliyor ve şunu da kaçırmadı. diyemiyorsunuz ki; “10 inceleme, 10.000 TL” TeknoSeyir’in kuruluş sürecinde ve böyle bir şey yok, inceleme yapmak zorundasınız sonrasında önünüze çıkan engeller veya zaten. yaşadığınız sıkıntılar var mıdır? Murat Gamsız: Kendi işimiz olunca bir engeli yok aslında, bu bizim karar vermemizle ilgili olan bir şey. Kurulmasında bir sıkıntı yaşamadık ki biz her gün bir site kurarız tabiri caizse, site kurmanın bir derdi yok.WordPress temayı alıyorsun 10$’a hatta belki para bile vermiyorsun, hosting de ucuz, açıyorsun siteyi.
Levent Pekcan: İnceleme için para alamazsınız.
Murat Gamsız: En fazla, sponsorlu bölüm açabilirsiniz, o sponsorlu bölümler de zaten bizim yapmayı planladığımız çalışmalardır. Örneğin biz; IOS, Android ve Windows Phone’a özel bölüm yapalım diyoruz ama yapamıyoruz çünkü sponsorsuz olmaz, maliyetli bir iş. Sonra gidiyoruz firmalara; “böyle bir şey var, ister Asıl, yürütmesi zor çünkü bir defa misiniz?” diyoruz, isteyenle yapıyoruz. vergi veriyorsunuz, çalışanlarınıza maaş veriyorsunuz ve kendin kazanmasan bile Ayrıca, sponsorlu bölümlerde yayınlanan yine onlara ödemek zorundasın maaşlarını, zaten onlar olmazsa da yürümez. Burada videolar firma tarafından onaylanmaz, biz zor olan kurmak değil, işin operasyonel direk yayınlarız.
36
Levent Pekcan: Bizim aslında kuruluş aşamamızda teknik hiçbir sıkıntı olmadı çünkü WordPress ekspertizi vardı. Bir de yine Murat’ın söylediği gibi burada kamera önünde görünmeyen yüzler arasında programcı bir arkadaşımız da var, Gökhan. WordPress veya sunucu ile ilgili herhangi bir sıkıntı yaşadığımızda arıyoruz Gökhan’ı, hallediyor.
artık kabul edilemez bir duruma geldi. Ama şu çok iyiydi tabii, kendimiz host ettiğimiz için HD videoları gayet iyi yayınlayabiliyorduk. Murat Gamsız: Youtube’a geçtikten sonra kalite düşüklüğü ile ilgili dönüşler oluyordu ancak biz artık bitrate’i düzelttik, default’u HD yaptık. İzleyiciler dilerlerse Youtube çözünürlük seçeneklerinden düşürebiliyorlar. Bizim kameralar da iyi, en son Mark III’ü de kattık araya, onunla kötü çekemiyorsunuz zaten. Ama şimdi YouTube rakip bize, öyle bir sorun var. Yani Youtube kanalının ayrı takipçisi var ve TeknoSeyir diye bir yeri belki bilmeyen de vardır. Biz yorumu kapattık orada, link veriyoruz, yorum yapmak isteyenler siteye gelsin diye.
Ama Gökhan burada maaşıyla, sigortasıyla çalışan bir arkadaş. Bu da bize destek verdi, aksi halde örneğin; darkhardware’deyken webmaster de bendim, sistem admin de bendim, PHP ‘nin parametrelerini günlerce araştıran falan da. Hala öyle de darkhardware kısmında, WordPress’te hem kendi bilgimizin olması, hem de Gökhan’ın olması bizi teknik kısımda rahatlattı. Levent Pekcan: Bir yandan, Youtube artık ilkel cihazlarda bile var. Yani en kötü akıllı Süreç boyunca belki de tek sıkıntı hosting’ti televizyonda bile Youtube var, XBOX da buna bir çünkü videoları kendimiz host ediyorduk. örnek ve bu araçlardan Youtube’a direkt olarak Trafiğin artması ile önümüze çıkan fatura gidip seyredebiliyorsunuz.
37
Murat Gamsız: Bir de kuruluş aşaması ile ilgili şunu söyleyeyim; burayı aldık döşeyeceğiz, gittik dedik ki IKEA’ya, bakın biz böyle bir şey yapıyoruz. Ürün yerleştirme diye bir şey var sonuçta, buyurun siz yapın. Soruyorlar çünkü her şeyi, ayakkabıyı bile soran adam var yani, o ürünler IKEA mı diye soru geldi, koltuk ne marka, sehpa ne marka diye. Şu saati alan oldu, onu biliyorum (Oyun incelemelerinde görünen) IKEA’dan. Ama IKEA’ya böyle bir çalışma sunuyorsun, böyle bir uygulama yok. Yapamadık, tabii yine cepten gitti. Levent Pekcan: Tozlu Raflar da buna bir örnek, firmaya gittiğimizde bana “boş işlerle uğraşıyorsunuz” diyen adam oldu. Çünkü adam dümdüz bakıyor; “benim ürünüm inceleniyor mu?” Şu konuyu düşünmüyorlar, senin ürünün incelenecek 5.000 izlenecek tamam ama Tozlu Raflar’da 30 senelik HDD inceleniyor, 15.000 izleniyor.
Murat Gamsız: Not olarak söylemek istiyorum, TeknoSeyir’de ödül yok bu arada. Editör’ün seçimi vb. yok, 2 yıldır bu şekilde geldik. Markaların TeknoSeyir’e yaklaşımı nasıl? Murat Gamsız: Bizim çalıştığımız markalar memnun ki hepsi devam ediyorlar. Yani bir proje bitiyor başkasıyla başlıyor ve devam ediyor. Bizimle çalışan markaların özelliği iyi firmalar olması, diğerleri zaten teklif bile etmiyorlar ürünümüzü inceleyin vs. diye çünkü biliyorlar ki ne olsa söylüyoruz açık açık. Ürününden korkmayan, markasından çekinmeyen bir de eleştiriye açık firmalar var, adam istiyor onu benden. Yani öyle bir mekanizma olsa para verip almaya razı, benim ürünümü eleştirin diye. Bizim bir çok kere oldu, adam bize “ürünü inceleyin siz evet derseniz getireceğim” diyor. Küçük firmalar bunlar ve adamın öyle bir arge’si yok. Şimdi iş yaptığımız firmalar da şunu görüyorlar, bizim farkımız yorum çok fazla ve yorumlar da çok güzel yorumlar, +1, -1 gibi şeyler çok az. Adam ürününün konuşulmasından çok memnun. Çünkü; bir ürün mükemmel değildir, mükemmel olsa da onu bile almayacak adam var ve o da en basitinden pahalı diyecek. Ama bir de alanlar var, onlar da savunmaya geliyorlar ürünü, oradan adam insanların bakış açısını ve neresini eleştirdiğini görüyor. Bunu başka yayında çok nadir görebilirsiniz.1-2 tane sayarsınız, 3.yü sayamazsınız böyle yorum alan yoktur. O yüzden çalışan firmalar memnun bizden.
Buna sponsor olsalar, örneğin; “Intel, Tozlu Rafları sunar…” bu süper bir şey. Örnek veriyorum; AMD Ferrari’ye büyük yatırımlar yapıyor ve yarış arabasında küçücük AMD logosu var. Peki bunu neden veriyor; kimse bunu gördüğü için o an ben de AMD almalıyım demiyor ama bu bir marka bilinirliğidir, ayrıca bunu kullanacak bir de marka, ben şuraya sponsorum diye. Ama Türkiye’de maalesef bu gerçekleşemiyor ve adam sakınmadan “boş işlerle uğraşıyorsunuz” diyebiliyor. Ancak Firmalardan yeterli destek ve ilgi görebiliyor “senin ürünün incelemesini çıkaracağım, ödül musunuz? vereceğim” vs. diyeceksin, duyulmak istenen Murat Gamsız: Öyle bir şey yok zaten. şeyler bunlar.
38
Destek dediğiniz, ürün gelmesini destek yüksek yazıya göre. zannediyorlar. Bir video çekmenin ve yayınlamanın maliyetli olduğu algılanmıyor. Murat Gamsız: Yazıyı, tuvalette oturup bile Bu zaten yapılıyor bir şekilde diye zannediliyor. yazabilirsin, hiçbir sakıncası yok. Levent Pekcan: Kamera arkası gözükmediği Levent Pekcan: Dolayısıyla yazıda seni kurtaran için “2 tane adam kamerayı çalıştırmış önüne gelirler, videoda kurtarmıyor. geçmiş” şeklinde görülüyor. Murat Gamsız: Mümkün değil, evet. Murat Gamsız: Normal bir vatandaş, memur, evinde yaktığı elektriği bile hesaplı yakmak zorunda çünkü çok pahalı, biz burada çılgın gibi bir elektrik sarfiyatı yapıyoruz, ışıklar ve kameralar saatlerce çalışıyorlar. Yani hiç bir şey olmasa bile elektrik masrafı var. Editörler başka iş yapmıyor sonuçta, bunu da anlayamıyorlar anladığım kadarıyla. Yani bunu ara sıra hafta sonu toplaşıp çektiğimizi falan mı zannediyorlar bilmiyorum, anlatmamıza rağmen.
Levent Pekcan: Yada şöyle söyleyeyim, yazılı siteyi “one man show” şeklinde bir adam (benim yıllarca yaptığım gibi) kendi kendine yapabilir ama video sitesinin hiç şansı yok öyle tek başına. Ha tamam deneyen arkadaşlar oluyor, onlar alınmasın ama tabii amatör kalıyor. Yani kamerayı çalıştırıp, önüne geçip konuşup, sonra gelip de stop etmek… belli oluyor, tamam güzel çalışmalar oluyor ama amatör kalıyor.
Sen bunu ışığı ile, ekipmanıyla düzgün bir Levent Pekcan: Yani video’nun maliyeti çok şekilde yaptın mı amortisman da var.
39
Kullanılan kameralar ile 10.000$’ın üzerindedir ekipmanın toplam maliyeti ve sonuçta kullanım kaynaklı aşınıyor ve ömürleri azalıyor. Yoğun kullanıyoruz çünkü ve yıpranıyorlar. Firmaların, biz de ürünümüzü gönderelim konusunda ilgileri büyük de, hani bunun dışında birlikte bir şeyler yapalım edelim kısmında biraz sıkıntılı.
da şöyle bir sıkıntı var; bizim normalde DarkHardware ve PcLabs’ta iş yaptığımız component firmaları bir video reklam boyutuna gelmiş firmalar değil, adamın banner’i var en fazla. Anlatsan, ikna etsen bile adam “tamam her şey güzel de benim video reklamım yok, sen çeker misin” diyor.
Murat Gamsız: Yayınladığımız video reklamların Murat Gamsız: Çünkü günün sonunda, biz hepsi,Nokia veya Sony gibi şirketlerin yayınladığı izleyiciden para alsak abonelik olarak, hiçbir video reklamlar. Çünkü bunlar televizyonda da problem yok. Ama böyle bir şey yapmıyoruz, var. bu bedava olan bir yayın. Ancak bedava sürdürülemeyecek bir yayın ve yine reklam Levent Pekcan: Yani HP, Sony, Lenovo, Nokia, konusuna dönüyorsunuz. İncelemesi yapılan Intel’den sonra, ekmek kazanabileceğiniz firma markaların da bir yerde çalışma yapması portföyü bir anda küçülebiliyor. İster istemez gerekiyor, çünkü yarın öbür gün burası ufakları bırakıyorsunuz, adam giremiyor. kapandığında o ürünleri gönderecek çok yerleri olmayacak. Çünkü site açan ve bu şekilde Murat Gamsız: En basit örnek; banner’i sen firmalardan ürünleri toplayarak kaçan sitene koyarsın ama adam Youtube’dan izliyorsa adam var, bunlar yaşandı sektörde. Güvenilir gözükmüyor ki reklam. yerlere ihtiyaçları var, onun da yaşaması için en azından reklam vermesi lazım, en basit Levent Pekcan: O yüzden firmalarla böyle bir yapacağı şey bu yani. Ama o konuda bile; şu girişimin yaşadığı bir diğer sorun da bu. Ben anda bütçemiz yok, 6 ay sonra/1 yıl sonra bunun yıllar önce DarkHardware’de de aynısını gelin gibi cevaplar alarak göremiyorsunuz yaşadım. O zamanlar da banner yeni bir şey, ve bir yandan da yaptıkları harcamaları adam geliyordu bana (bir anlamda elinde görüyorsunuz, bir de bakıyorsunuz ki aslında parasıyla geliyor reklam vereceğim diye) ama öyle bir şey yok, istemiyor adam. banner’ım yok, sen yapar mısın diyor. Ben de; “ben yapabilsem, o işi yaparım zaten” diyorum :) Levent Pekcan: WM Dergi okuyucularını da Kendi reklam ajansına gidiyor, yıllarca dergilere bilgi olarak ilgilendirecek şöyle bir detay var; reklam vermiş, reklam ajansının bu şekilde flash TeknoSeyir gibi bir video sitesinin gelirini vb. banner hizmeti yok. Artı bir de reklam ajansı video reklamdan kazanması gerekiyor. Video bundan hiç memnun olmuyor, yani adamın “ben sitesi’nin doğası gereği sayfa gösterimi çok işte internet sitesine reklam vereceğim” gibi düşük, banner ile para kazanamıyorsun. şeyler demesinden memnun olmayıp bir de “ya o siteleri kimse okumuyor zaten, verme reklam” Video reklam alman lazım fakat orada diyerek iyice bozuyor işi.
40
Bir sürü adam, elinde parasıyla gelip, reklam verecekken DarkHardware’a reklam veremedi bu yüzden, banner’ı yaptıramadığı için. Bunlar zamanla aşıldı geçti, şimdi de aynı şey video reklam’da yaşanıyor. Yani adam geliyor bizimle birşeyler yapmayı çok istiyor ama yok, reklamı yok. Şunu yapan oldu; flash banner’ı video formatına convert ederek animasyon reklam gibi oynatan. Çünkü yer almak istiyor ama o boyutta değil. Ayrıca orada da şu geçerli, şimdi bir adam ben video reklam çektireceğim diye bir reklam ajansına gitse, öyle bir bütçe söylüyorlar ki düşüp bayılıyor zaten. Yani bize ödeyeceğinin herhalde 100 katı bir şey diyorlar :) umudu kesiliyor. Bu da bizim çok önceden düşünmediğimiz sürprizlerden biri oldu operasyonda yaşadığımız. TeknoSeyir’de önümüzdeki dönemde bizi bekleyen yenilikler/gelişmeler var mı? Murat Gamsız: Dijital tarafta olmaya çalışacağız, o birincisi. Bir arayüz değişikliği yapılacak, daha verimli olacak şekilde. Mesela bizim podcast’lerimizin sırf o yazı olduğunu zanneden var.
Yani podcast’lerde biz bir konu listesi veriyoruz bu hafta işlenenler diye. Onu zannediyor, alttaki play butonunu bilmiyor ve fark etmiyor, o yazıyı okuyor gidiyor.
Murat Gamsız: İşte onu daha güzel entegre edeceğiz. Genel bir arayüz değişimi planımız var, tasarım yenilenecek. Ama en büyük çabamız, TeknoSeyir’i devam ettirmek yani böyle olsun ama devam etsin. Bizim derdimiz hayatta kalma mücadelesi aslında. TeknoSeyir ekibi kamera önü ve arkası olarak toplam kaç kişiden oluşuyor? Murat Gamsız: Sürekli çalışan, kamera önü 6, kamera arkası 4 kişi olmak üzere toplam 10 kişiyiz. Ayrıca ara ara misafir olan arkadaşlarımız var. Kamera önüne yeni katılımlar olacak mı? Murat Gamsız: Benim şöyle bir tavrım vardır, bu 10 yıldır hiç değişmedi ve eleştiri yapan birisine anında teklif ederim, gel yap ve bunda da samimiyim. Onu şu şekilde sananlar var; “haydi kolaysa sen yap” diye ama o değil, ben ciddi ciddi çağırıyorum yani, gelin yapın buradayız sonuçta. Şu ana kadar gelip de olur diyen, oldu ama onlar da zaten eleştiri yapıp gelenler değil, zaten çıkmak isteyen kişilerdi. Geldiler ve işte örneğin Emre tuttu, bazıları tutmuyor, olmuyor. Deneyip de yayınlamadığım, çekildiği halde yayınlamadığım insanlar var. Bir taneyi yayınlamışım olmamış, 2-3 programı çekili olduğu halde yayınlamamışım. Dolayısıyla önü açık onun ve biz diyoruz ki kardeşim geleceksin hemen kameranın önüne geçeceksin, seni eğitmiyoruz da, atıyoruz aslanlara ve para almayacaksın.
Levent Pekcan: 1 yıl sonra fark etmiş adam, ne konuşuyorsunuz diyor, yorumlarda; Bu ikisine olur diyenler için bizim şartlarımız “dinledim, kedi sesi geliyor” vs. diyorlar ya, böyle, biz bu şekilde çalışıyoruz, tamam diyorsan adam onlara bakıp bir anlam veremiyormuş. gel. Bu çağrıya olumlu yanıt daha almadık.
41
Levent Pekcan: Saha kenarında ısınlar var ama, verme, yetiştirme şansımız yok ve hiçbir zaman Ozan ve oyunlar ile ilgilenen yeni arkadaşımız. da olmadı zaten. Çünkü öyle bir şey ki, ben evde çalışıyorum, DarkHardware’in ofisine gidiyorum, Murat Gamsız: Bir de şu var, insanlar zaten hiçbir şey yapmasanız bile her ay muhasebeciye bu tecrübeyi edinmek istiyorlar, daha sonra vergi beyannamesi veriyorsunuz vb. kırtasiye işi adam CV‘sine yazacak çünkü. Bunlara zaten var. biz hayır demiyoruz ama ekranın önüne Ayrıca TeknoSeyir var derken bu kadar şey çıkmak çok farklı bir şey, tutmayınca tutmuyor, içinde adam ancak; ben bir şey öğretmem o oldurtamıyorsun, zorla da olmuyor. kaparsa kapar.Ne yazık ki, ben geleyim para Bir de şu lazım, mesela biz Can’ı çıkarttık istemem diyenler var ama olmuyor, bilmiyor ve ilk günden tuttu ama Can gibi hem konuşacak, çok fazla şey öğrenemezler öğretemeyeceğimiz hem bilgili olacak... bu çok zor. Bir eğitim için, bizim suçumuzdan dolayı. sürecinden geçirmediğimiz için de eleştiriye açık olacaksın, işte Burak Akmenek’i kurşuna Murat Gamsız: TeknoSeyir’in bütçesi olsaydı, dizdiler ama çıkmaya devam etti, çünkü adam burada ekran önüne çıkarmak istediğimiz tecrübeli. İlk günden küsseydi çıkamayacaktı, kişiler tabii ki vardı. Bizim kafamıza yatan, bizim konsepte uygun insanlar var ama onu buraya şimdi alıştı. ancak konuk alırsın. Levent Pekcan: Bizim maalesef iş yapma Sürekli program yapmak istersen parasını yapımızdan ve işimizin başımızdan aşkın olmasından dolayı çeşitli nedenlerle bir eğitim vereceksin ama bizde olmadığı için olmuyor.
42
Şu an 8 ana kategoride yayın yapan TeknoSeyir’e yeni kategori eklenmesi planlar var mı? Murat Gamsız: İnceleme çok geniş bir kategori. Biz bir kere LCD inceledik 1 tane onun da nasıl geldiğini hatırlamıyorum, neden geldiğini hatırlamıyorum daha doğrusu ama inceledik. Arkasından her hafta bir LCD gelmeye başladı, Sony geldi, Panasonic geldi vs. bazen bir damar tutuyor, diyorsun ki artık bu ayrı bir kategori olsun. Çünkü o kadar az yer kaldı ki bunu inceletebilecekleri, biri görünce hepsi geldi ve artık biz durun demek zorunda kaldık çünkü çok büyükler ve biri gitmeden diğeri geliyor, hareket edemiyorsun ofiste. Böyle program olmayı hak edecek bölüm, kendiliğinden oluşuyor. Hem ilgi olacak, hem tutacak hem de ürün akışı sürekli olacak o zaman program oluyor. Şu ankilerin içinde yeni planladığımız, en fazla aday olan; beyaz eşya/küçük ev aletleri bölümü, olursa o olur diğerleri aynen devam. En yakın aday o, onun dışında Hobi bölümünü biz RC Hobi diye ayırmıştık, şimdi RC ayrı bir taraf oldu çünkü çok ilgi çekiyor, Hobi’yi ayıracağız, o bölüme başka şeyler girecek.
Şu andaki plan, en azından ayda 2 kere yapabilmek ama tutturur muyuz, tutturamaz mıyız belirsiz şu an çünkü bir onlar yurt dışında oluyor, bir ben oluyorum olmuyor, son bölümü de o yüzden yapamadık. Ekibin bir yerde olması şart, yani birisi bir başkasının yerine yapamıyor ve onlarda da ekipman var. Canlı yayın ayrı bir ekipman gerektiriyor, biz sabit yayın yapabiliyoruz. Levent Pekcan: Orada en az 2 kameraman var, mesela bizde öyle bir kavram yok. Yunus kameraları çalıştırıyor, bekliyor veya gidiyor. Ama orada 2 kişi ve öyle ki gecenin 1’ine kadar icabında sürebiliyor ve kameraman da orada yani, gece 1’e kadar çekim yapıyor. Kolay kolay o saatlere kadar seninle çalışacak adam bulamazsın. TeknoKonsey’in de öyle bir boyutu var.
Murat Gamsız: TeknoKonsey aslında biraz beta aşamasında olan bir şey, daha deniyoruz. İzlenim oranları güzel ama günün sonunda o da pahalı. TeknoSeyir için kamera önü ve arkası olarak toplam bahsettiğimiz 10 kişi ama orada her canlı yayında 10 kişi oluyoruz kameramanı, rejisiyle birlikte.Bunu devam ettirebilmek için Levent Pekcan: Ama büyük çaplı bir şey şu an daha da hızlı paraya çevirmen lazım. Daha hızlı sponsor bulman lazım işte işin o kısmı da var, hesapta yok. bakalım. O şu an çok belirsiz, yapıyoruz ama TeknoKonsey ismi ile canlı yayınlar göreceğiz. yapıyorsunuz.İlerleyen süreç hakkında Levent Pekcan: Onu takip etmek için yine planlananlar ve konu hakkında detayları TeknoSeyir’i takip etmeleri en doğru şey. alabilir miyiz? LiveStream üzerinden yayın yapıyoruz ama o Murat Gamsız: TeknoKonsey’i biz TeknoSafari tarafta TeknoSafari ekibinin yaptığı diğer işler ekibiyle yapıyoruz. Onların kendi stüdyoları için de kullandığı hesabı kullanıyoruz çünkü. var zaten Maslak’ta, orada yapıyoruz.
43
Aslında birazcık bu konuyu biz de öğreniyoruz ve aslında canlı yayını biz ilk sene yaptık ilk kez. Fakat onu kendi stüdyomuzdan, kendi imkanlarımızla TeknoSeyir’den izlenecek şekilde yaptık ama bir yayın kuruluşu geldi altyapı hizmetini vermeye, çok güzel bir bütçeyi peşin olarak alıp geldiler.İşlerini güzel yaptılar ve düzgün bir hizmet verdiler ama karşılanabilecek bir şey değildi. O, bir seferlik Asus sponsorluğunda özel bir yayındı.
televizyonda program yapayım dersen onlar da üzerine para istiyorlar, sponsorların hepsini sen bulacaksın ve çok büyük bir kısmını kendilerine istiyorlar getirinin. Üstelik bir de RTÜK faktörü var, TeknoSeyir’de bizim yaptığımız gibi örneğin; Asus, Nokia’dan daha iyi diyemezsin.
Levent Pekcan: En büyük sorun o. Bir marka adı bir kere sarf edilebiliyormuş, onu da haber falan verirken. Bizim yaptığımız tür bir programı televizyon ekranından yapmanın mümkünü yok. Her hafta, her ay yapmak mümkün değil o Yani RTÜK dolayısıyla. bütçeler ile.TeknoSafari, yapım şirketi aslında ve reklam çekimleri yapıyorlar. O ekipmanı Murat Gamsız: Serdar Kuzuloğlu’nun programı kullanıyoruz Tekno Konsey’de, o bizim için örneğin, Sosyal Medya mesela, o da bulaşmıyor çok önemli. Bizde o ekipman yok, kadroyu da marka kısmına. Tek yolu bu yani bunu yapmanın kullanıyoruz, daha rayına oturmadı, o yüzden ve bu iş internetten yapılacak, yapılacaksa. TeknoSeyir’in sosyal medya kaynaklarından Bir şu var, ben bunu çok iyi bilmiyordum yeni öğrendim Samsung fuarındayken; “biz duyuruları takip etmek lazım. uygulamaların kimler tarafından izlendiğini, kaç Murat Gamsız: Duyuruları, Facebook’tan ve kere indirildiğini, indirildikten sonra kaç kere podcast’ten yapıyoruz, takip etmeyen kaçırıyor. kullanıldığını hepsini tutuyoruz” dediler. Bizde bunun bilgisi var dediler, şu an Samsung bu Levent Pekcan: Daha üzerinde çalışılacak, bilgileri derliyormuş ve ortaya şöyle bir sonuç TeknoKonsey daha yeni doğmuş çocuk. çıkmış; “Çöp içerik istemiyoruz!”. Çünkü herşeyi doldurdular içlerine akıllı tv’lerin ve şu anda TV üzerinden yayın yapmanız veya şikayetçiler, “işe yarar içerik bulun bize” diye TV programı şeklinde yayın yapmanız bütün lokal ofislere bilgi gitmiş, diğerlerinde de konusunda çeşitli talepler geliyor. Bu konuda farklı değildir. Televizyon üzerinden internet ile neler söyleyebilirsiniz? ulaşılacak yayınlarda kaliteyi ve farkı arttıracak Murat Gamsız: Yapamayız, çok pahalı. bir döneme gidiliyor. Dolayısıyla adam mesela Hatta biz Tivibu tarzı yerlere girebilir diyecek ki; “TeknoSeyir bende olsun” ve Sony, miyiz diye düşündük, inanılmaz paralar Panasonic, LG’nin teklif vermesi gerekecek ama gerekiyor. Biz o paraları bankadan kredi şu an o aşamada değiller, daha hala diğer dijital istesek yine giremiyoruz. Online tarafı biraz platformlardan biraz toparlamaya çalışıyorlar. daha makul ama orada da para veriyorsun Ama yarın öbür gün iş bu noktaya da gelecek ve orada sana sadece destek oluyorlar. çünkü televizyonlar gittikçe aynılaşıyor, pazar Ama online’de kalıyorsun sadece ve sana çok kızışıyor. izlenme istatistiklerini vermiyorlar. Gerçek
44
Daha komiği; herkes Dubai’ye gider bir şey alır ya ucuz diye, “Türkiye’de televizyon vergiye rağmen Dubai’den ucuz!“ Çünkü rekabet işi o noktaya getirmiş, biraz da kar marjı yüksek olunca tabii. Yarın öbür gün ufak farkları fiyattan değil, içerikten yapacaklar. O zaman işte TeknoSeyir’in yada başka bir yayının belli bir markada olmasının avantajını yaşayacak firmalar. Bu iş olursa sadece orada olur, başka türlü hiçbir şekilde olmaz. Yani biz yine televizyona gireceksek, internetten gireceğiz.
televizyonunda program yaptık.O, Maltepe Üniversitesi’nin televizyonuydu. Biraz ondan mıdır nedir, RTÜK ile alakası yoktu bir şekilde ama her yerde vardı, Kablo TV, Uydu vs. biz burada yaptığımız programı orada yapabilmiştik. Levent Pekcan: Orada bir de şu var, şikayet gerekiyor. Şimdi sen televizyon ekranında Nokia ile HTC’yi karşılaştırsan ve biri için; “plastiği hemen çıkıyor” desen, diğer marka; “Markamız karalanarak, haksız rekabet ortamı yaratılmıştır” diyecek.
Murat Gamsız: 2007 yıllarında patent davaları Levent Pekcan: Televizyonda yıllarca teknoloji vs. de yoktu zaten ve küçük firmalar bu işlerle programları yapıldı ama hani ben çok ağır uğraşmazdı. Ama bu günün şartlarında mümkün eleştirdim her zaman, “insanların mağazaların değil yani. içerisinde koşturmasından ibaret programlar” Levent Pekcan: O yüzden TeknoSeyir türü yapıldı. Ama işte o arkadaşların da zaten eli bir şeyi televizyon ekranında yapmanın yasal kolu bağlı, adamın yapabileceği başka bir şey olarak mümkünü yok.Biz TeknoSeyir’de BTK’yı yok. Tek yapabildiği o. vs. de eleştiriyoruz ama olay o değil aslında, olay; RTÜK’ün rekabet konusundaki kararları. Murat Gamsız: 2007 yılında teknoloji
45
TeknoSeyir’de toplam kaç video yayınlandı? videoların gösterimini artık saymıyor. Levent Pekcan: 600’ün üzerinde video var. Murat Gamsız: Bunu biz de bilmiyorduk ve Murat Gamsız: Bunun içinde podcast yok şu şekilde fark ettik; bizde TeknoSeyir’in bir yalnız. TeknoSeyir açıldıktan 2 hafta sonra istatistiği var. Örneğin o gün 5.000 kişi gelmiş atıyorum, şimdi 5.000 kişinin bizde yazı başladık podcast yapmaya. okumaya gelecek hali yok, bizde yazı yok çünkü, Levent Pekcan: 100’ün üzerinde de podcast video izlemeye gelmiş. Ama Youtube’da 100 kere izlenmiş görünüyor, olacak iş değil. var. Yani bu kadar az olamaz, 5.000 kişi TeknoSeyir’de gözüküyor ama Youtube’da 100 kişi izliyorsa demek ki sayılmıyor bunlar. Araştırdık, biz mi hata yapıyoruz dedik ve bu sonuç çıktı ortaya. Ama şu anda Youtube’da 4.000’i bulan izlenmelere ulaşıyoruz video TeknoSeyir’in toplam video izlenme rakamı başına ve TeknoSeyir üzerinden izlenenler hariç. nedir? Murat Gamsız: Youtube üzerinde 1 milyon’u Levent Pekcan: Biz zamanında videoları, geçtik. En başta başlasaydık bu rakam çok kendimiz yayınlıyorduk ve Youtube’u backdaha yüksek olabilirdi ancak Youtube’a 15 up gibi görüyorduk. İzleyicilere; “TeknoSeyir’i, Ağustos 2012’de geçiş yaptığımız için şu TeknoSeyir’den izleyin” diyorduk. O yüzden an istatistik o şekilde. Videolar TeknoSeyir de aslında Youtube’a geçince kendimizi tarafından barındırılırken sunucumuzun en ayağımızdan vurmuş olduk. kötü tarafı o istatistiki rakamları tutmuyordu, Şimdi insanlar yine yorumlara yazıyor, ben onu yapamıyoruz. her zaman TeknoSeyir’den izliyorum diye ama Levent Pekcan: Ayrıca şu da var, biliyorsunuz şimdi de o Youtube’un sayacına yansımıyor belki; Youtube’da gördüğünüz o izlenme izlenme olarak. İzleyiciler tarafından toplam ne kadar yorum yapıldı? Gökhan Öztürk: 25.02.2013, saat 21:05 itibariyle toplam : 34.533 onaylanmış yorum vardır.
rakamı, TeknoSeyir’in sitesinden izlediğinizi saymıyor. Embed edilmiş videolar Youtube tarafından izlenme istatistiklerine dahil edilmiyor. Bu konuda geçmişte sorun yaşanmış, pop şarkıcıların hayranları arasındaki bir yarış esnasında HTML sayfalara embed yaparak sürekli refresh yapmışlar ve izlenme oranlarını çok yüksek seviyelere çıkartmışlar. Youtube da bu olay sonrası karar vermiş ve embed edilmiş
46
Murat Gamsız: Ama şu oldu, zaman içerisinde Youtube’da da güçlü bir sayı olunca biz tabii firmaya gittiğimizde diyoruz ki, Youtube’da da bu kadar kişi izliyor. TeknoSeyir sunucusu hangi barındırılıyor? Murat Gamsız: Grid Telekom.
DC’de
TeknoSeyir, altyapı olarak WordPress kullanıyor.Video siteleri için farklı sistemler de mevcut iken tercihinizi neden bu yönde yaptınız? Murat Gamsız: Bizim WordPress ile ilişkimiz TeknoSeyir’den önce başladı PcLabs döneminde ve dolayısıyla bir tecrübemiz oldu, çok kolaylaştı işimiz. Modüler yapısı var ya WordPress’in plugin vs. istediğimiz her şeyi yapar hale geldik. O yüzden bu işi de en kısa zamanda halledebilmek için WordPress ile devam ettik, en iyi bildiğimiz şey o olduğu için. Bir şikayetimiz yok, her istediğimizi yapıyoruz bir de şu var tabi; arka plandaki admin paneli müthiş. Yani yeni editör aldığımız zaman PcLabs tarafına, fotoğraf girme, video girme gibi işlemleri öğretmek için 5 dakika harcıyorsunuz. Bir sürü avantajı var ve bu çok büyük bir avantaj. Biraz yavaşlık var ama şu anda dert değil yavaşlığı. WordPress’in orijinal haliyle mi kullanıyorsunuz veya ne ölçüde eklenti ve modifikasyonlar mevcut? Murat Gamsız: PcLabs full modifiye ve o kadar ki, artık update etmek işkence haline geliyor. Çünkü kullandığımız plugin’in yeni versiyon’a uyumu yok mesela, oturup bekliyorsunuz. TeknoSeyir daha basit, sürekli güncelliyoruz onu, güvenlik güncellemeleri falan hepsi yapılıyor Gökhan tarafından. Çok fazla eklentimiz yok, sadece basit şeyler var, örneğin; anket, son yorumlar vb. şeyler. O yüzden çok sade TeknoSeyir. Çok fazla eklentimiz yok, sadece basit şeyler var, örneğin; anket, son yorumlar vb. şeyler. O yüzden çok sade TeknoSeyir.
Levent Pekcan ve Murat Gamsız, internet yayıncılığı/dijital medya/online yayıncılık konusunda neler düşünüyor.Genel bir değerlendirme alabilir miyiz? Murat Gamsız: Biliyor musunuz bilmiyorum, ben Tekno Ciğer diye bir site açtım. Programda bahsetmiştim, o şaka gibi başladı ama açtım sonra, güncelliyorum ara sıra. Sektöre olan içimde kalan şeyleri oradan kusuyorum. Gittikçe kötüleşiyor ve online yayıncılık gittikçe ölüyor. Her gün bir kişinin daha özel sektör’e geçtiği haberi geliyor çünkü bu tarafta kaldığın zaman önünü göremiyorsun.Ücretler asgari ücretten hallice ve onu da alabiliyor musun, alamıyor musun ayrı bir sorun. Firmalardan da çalışan istiyorlar, bunu karşılayacakları bir okul yok, çünkü editörler hazır olarak o firmanın bütün ürünlerini incelemiş oluyorlar zaten ve hazır geliyor neredeyse, konuşmayı biliyor, sektörü biliyor,herkesi biliyor.Buradaki herkes de firmalar tarafından kapılıyor ve yerine kimse gelmiyor. Çünkü yetişilen bir şey, bunun okulu yok. Okulu olsa kapısında yatacağız, alacağız insanları ama yok öyle bir şey. Adam alıyorsun, ya tekniği var konuşmayı bilmiyor, ya yazmayı bilmiyor, Türkçe bilmeyen var (bildiğini zannediyor ama bilmiyor) dolayısıyla ikisini bir arada bulduğun zaman da kapmaya çalışıyorsun kapamıyorsun, elimizde olanı tutamıyoruz. Bizde yıllardır çalışıp da başka yere/yayına giden editörümüz yoktur, sektörü terketmiştir. Bascek’te Yalçın Aydın vardı mesela müthişti, adam baktı ki bu sektörde yaşayamayacak, KPSS’ye girdi ve şu an diplomat oldu. Dolayısıyla hala biz varız ve bizim aslında kamera önünde olmamamız lazım belki de.Bizim arka planda yapımcı olmamız gerekiyordu mesela. Hala biz kamera önüne geçiyorsak zaten sıkıntı bellidir.
47
Kalite gittikçe düştü, yerlerde sürünüyor. Basın bültenleriyle site yapan insanlar var, bizim içeriği çalarak site yapan insanlar var. Bunlara prim veren ajanslar var, bunları basın toplantılarına çağıran, reklam veren yerler var. Adamın bakış açısı şu; “neden masraf yapıp video çekeyim, neden içerik üreteyim, neden editör’e çok para vereyim.” Çünkü gerçekten de para verenler tarafında böyle bir talep yok. Kullanıcı tarafında talep var, onlar da para vermiyorlar, böyle bir ters durum var. Yani hep daha iyisini istiyor okuyucu, izleyici. Daha iyi olsun, daha iyi ışık olsun, daha net olsun, daha yüksek çözünürlüklü olsun ama diğer tarafta bunun parasını alabildiğimiz, paraya dönüştürdüğümüz yerlerde tam tersi ne kadar paçoz, ne kadar kötü olursa onlar için daha iyi. Çünkü onlarda adet önemli, günün sonunda markasının adını nerede geçirdi, kaç reklam yayına geçirdi bu önemli, nasıl geçirdiğinin önemi yok. O yüzden kalite de gittikçe düşüyor, ciddi ve içerik isteyen firmalar iş yapacak yer bulamamaya başladılar. Yani Türkiye’de iyi gitmiyor, dışarıda da iyi gitmiyor. Dışarıda İngilizce olması açısında yaşayabiliyorsun ama orada da şu var, gittikçe her yayın acaba nasıl yaparız da izleyicimizden para alabilirizin derdine düştü. Gittikçe yazalar çalıştığı yerden ayrılıp kendi bloğunu açarak paralı yapmaya başladılar. Onun da metotları var, örneğin; abone olmazsan içeriği ya hiç görmüyorsun, ya belirli bir süre görüyorsun yada bir ay sonra görüyorsun gibi modeller yurtdışında oluşuyor. Zaten Türkiye’de oluşan çok az şey vardır, yurtdışında çıkar, buraya gelir. Bilmiyorum oraya mı kayacağız biz de sektör olarak yani iyi içerik üretenler en sonunda nereye dönecekler. Firmaya dönemezsen okuyucuya
48
dönmek zorundasın yada kapatacaksın. Şimdi dolayısıyla bir hayatta kalma mücadelesi var ve içerikte gittikçe kötü, kötüleşmeye devam ediyor ve daha da kötü olacak. Yalan haber çok, daha dün yani (19 Şubat) yazdım; “Twitter’in 140 karakterlik sınırı düşürüldü” diye haber çıktı.Rezalet, yanlış haber değil bu, yalan haber, öyle bir şey yok. Olmayan haberleri sırf başlığa yazıp adam çekmeye çalışılıyor. Yani iPhone 5 çıkacak diye haber yaptılar aylarca, iPhone 4S çıktı. Hepsi ertesi gün o iPhone 5 haberlerini 4S ile değiştirdiler arşivlerinden. Çünkü iPhone haberi ile klik kapıyorsun. Şimdi olay klik kapmaya dönüştü. Koca koca siteler refresh yapıyor sayfaları, çıldırıyorsun yani, durum bu kadar rezalet. Şu an infial var, Google görsel aramayı yeniledi. Fotoğraf görüntülemek için artık siteye gitmeye gerek zorunda değilsin. Dolayısıyla şu anda fotoğraf galerisiyle var olmaya çalışan siteler çığlık çığlığa, Google’a bundan vazgeçmesi için baskı yapmaya çalışıyorlar çünkü artık girmesen de sadece görüntüye ulaşıyorsun. O nerede yayınlanmış, kim yazmış, neyin fotoğrafıdır girmeden görülebiliyor. Önceden javascript kodu ile yönlendirme yapabiliyorlardı sitelerine şimdi yönlendirme de çalışmadığı için ağlıyor galeri siteleri. Şimdi olay galeri yapmaya döndü yani, ne kadar çok fotoğraf, ne kadar çok galeri o kadar iyisin. Levent Pekcan: Dijital yayıncılık konusunda ben şunu söyleyebilirim sektörün sorunlarına rağmen, bundan sonra yayıncılık böyle olacak. Çünkü artık 21.yy insanları her şeyi hemen istiyor, anında tatmin olmak istiyor.
kendi sorunu şu, üzerindeki yükün büyüklüğünün farkında değil bence yada ciddiyetinin farkında değil. Yani günü kurtarmak beklentisi çok fazla. O yüzden ne oluyor, Türkiye’nin en saygın gazetelerinin internet sayfaları acınacak durumda. Hatta saygın bir haber kuruluşunun web sitesi, websense filtre uygulamasından nudity sebebiyle yasaklandı ve bu bir skandaldır, bu korkunç bir şeydir. Yani ulusal bir yayının web sitesine girdiğinizde “Blocking because of nudity” yazması felaket bir şey. Ama kendilerini bu duruma düşürdüler ve bu yüzden prestijleri sıfır. Yani bugün oralarda yer alsam sevinmem, üzülürüm. Bir saygınlık sağlayamıyorlar, bir referans olma görevini sağlayamıyorlar. Dijital yayınların web sitelerinde, çok fazla başlıkla hit kapma derdi var. iPhone 5 çıktı, iPhone 6 haberi yapan adam vardı. Salla bir şeyler, kaynaklara O yüzden artık insanlar, örneğin o dizinin göre, konuşulana göre, dedikoduya göre falan yayınlandığı cnbc-e’de gününün gelmesini de yolla, önemli olan orada iPhone 6 yazıyor ya, beklemiyor. Yayıncılıkta da böyle, artık konu o. örneğin haber bülteni başlıyor televizyonda, seyrediyorsun, önce günün gelişmeleri vs. Murat Gamsız: Tekno Ciğer’de haberim var çıkıyor, başka bir şey çıkıyor, senin ilgilendiğin benim; ”elinde olmayan ürünü inceleme rehberi” haber belki en sonda. Kimse artık beklemiyor. diye. Orada ben iPhone 5S incelemesi yaptım 7 Seçecek, onu izleyecek, adam için önemli olan sayfa, olmayan şey! O bir model şu anda işleyen, o. Diğer konu veya haberleri görmek istemiyor. gerçekten sitelerin kullandığı bir model, girip Dijital yayıncılık bunu sağlıyor, alakart menü görebilirsiniz. yapıyorsun kendine, kendi seçtiklerinden kendi paketini oluşturuyorsun. Bu devirden Levent Pekcan: Elinde olmayan oyunun sonra da kimseye o paket programını artık incelemesini yapan adam var. Biz ilk bunu yediremezsin zaten. İnsanlar bir kere bunun gördük videoda, bunu yazılı medyada yıllardır biliyorduk da yazılıydı. Ama videoda bunun tadını almış, kimsenin çok fazla vakti yok. yapılabildiğini ben ilk kez bir Türk sitesinde Örneğin; PS4 haberini izleyecek, hemen gördüm. Oyunun zaten internet’te trailer’ları başka bir şeye geçecek, dizi seyredecek mesela var ya, onu yeşil ekranda arkasına yansıtmış, yada oyun oynayacak vs. dijital yayıncılığın önüne çıkmış anlatıyor işte şu oyunda şöyle tek yolu bundan sonra. Ama dijital yayıncılığın ateş ediyorsunuz vs. diye. Eskiden tek kanal televizyon vardı, Pazar günü açıyorduk saat 10’da çizgi film başlıyordu, işte sonra Pazar konseri vardı, sonra Cenk Koray çıkıp kutu yarışması yapıyordu, sen Cenk Koray’ı izlemek için o pazar konserine de katlanıyordun vs. şimdi kimse buna katlanmaz. Mesela Türkiye’de IPTV yok, var aslında. Dizi sitesi diye bir şey var ve bu dizi siteleri çok basit şekilde başladılar, şimdi hepsi muhteşem siteler ve bu dizi siteleri platformlardan daha fazla kaliteli hizmet sunuyorlar. Korsan sitede, Türkçe dublaj, İngilizce, Türkçe altyazı, İngilizce altyazı seçenekleri var, resmi sitede bu yok. Platformlardan izlediğiniz zaman bu esneklik yok ve bunu yapan korsan site! Dolayısıyla insanlar deli gibi dizi izliyor ve dizi izledikleri platform internet artık, televizyon değil.
49
Trailer’ı anlatıyor aslında ama şöyle, “………. oyununun ilk incelemesi bizde”, böyle yayınlanıyor. İşte böyle yaparak dijital medya kendini ucuzlatıyor aslında, tamam o gün trafik rekoru kırdın, o oyunu çok merak eden herkes sana geldi, linklendin, tweet’lendin çok güzel de ne oldu? Kalıcı bir ziyaretçi de değil aldığın ziyaret, sonuçta gelenlerin büyük bir kısmı da (bir tek biz akıllı değiliz ki), “ne bu ya oyunu ellememişler bile, trailer’ı bize anlatıyorlar” deyip kapattı, küfür de etti üzerine bir de. Dijital yayıncılığın kendini bu duruma düşürmemesi gerekiyor ama şimdi Murat’ın da dediği gibi sertleşen rekabet, iyi şeyler yapmaya izin vermiyor. Çok kısa sürede para getirmeye yarayacak şeyler yapmaya izin veriyor. Yani bugün mesela (yine aynı örnek olacak ama)Tozlu Raflar’ı meslektaşlarımızın hemen hiç biri yapmaz. Çünkü dedim ya, firma neden bununla uğraşıyorsunuz diyor, onu adam neden yapsın. Ticari kaygılar, işin iyi bir şey yapma boyutunu öldürüyor. O yüzden TeknoSeyir’in en büyük özelliklerinden birisi şu; biz para kazandırmayan işler de yapıyoruz. Yani sırf merak edildiği için, örneğin; Rapberry Pi diye bir bilgisayar var onun üzerine 2 bölüm yaptık, ben haftalarımı harcadım onu çalıştırmakla, Linux confile etmekle vs. para kazandıran bir şey mi değil, zaten 35$’dan satılıyor, adam sana reklam verse ne olacak, ürünü verse kargo parası kendisinden fazla. Ama yaptık yayınladık, bunu (şimdi yayın ismi vermeyeceğim) hiçbir meslektaşımız yapmaz. Ama adam da haklı, neden yapmaz, onunla röportaj yapsa; “kardeşim 30 kişilik ekip çalışıyor, benim raspberry pi ile oynayacak zamanım yok” diyecektir, haklı da çünkü maaş bekliyor o kadar adam ay sonunda.
50
Bizimki delilik ama bir yandan da düşünüyorsun ya böyle mi olmalı, eğer para kazandırmayacak hiçbir şeye bakmazsak bu dünyada bir süre sonra sanat da olmaz, şiir de olmaz, edebiyat da olmaz, kimse resim de çizmez fotoğraf çekmek varken, yani dediğim gibi dijital yayıncılık bir şekilde dünyayı değiştirecek ve dünyanın da ona göre kendisi değişecek herhalde. Biz birazcık da bilgisayar kültürünü arttırmak için çalışıyoruz(benim sıkça sarf ettiğim laf bu), yani bugün bir Raspberry Pi’yi anlatıyorsak, Android çalıştıran çubuk bilgisayarı getirip anlatıyorsak yada işte filanca yerdeki bilgisayar demo partisine gidip anlatıyorsak bunlar bilgisayar kültürünü arttırmak ile ilgili şeyler.
Ben kendimi paralıyorum, bağımsız geliştiricilerin kendi yaptığı oyunların (özel bölüm çekemedim henüz ama) haber veriyorum mutlaka kampanyalarını falan. Hangi oyun dergisi, işleri oyun olduğu halde bunlara bakıyor? Çünkü bu beş para kazandırmaz adama, bunlar ufak developer’ların 3$’a sattığı oyunlar. Activision gibi bilmem kaç bin dolar vereyim, gel bir de seni Amerika’ya götüreyim Hollywood stüdyosunu gezdireyim diyebilen şeyler değil. Ama kim yapacak, birisinin de bunları konuşması lazım, biz bunu yapıyoruz. Ticari amaç ve kaygılar aslında içerikleri şekillendiriyor ve kısıtlayarak şekillendiriyor, kesinlikle öyle. Dijital yayıncılık sektöründe düzeltilmesi gerekenler, alınması gereken önlemler sizce var mı, nelerdir? Murat Gamsız: Bir defa yeni bir gelir modeli lazım. Levent Pekcan: İçeriği bedava sunup, reklamdan para kazanmak zaten sizi yeterince sınırlıyor. Murat Gamsız: Ben bu programları Levent abiye yapmıyorum, Tozlu Raflar’ı da o bana yapmıyor. Biz bunu izleyicilerimize yapıyoruz. İzleyicilerin de artık bir yerde tepki göstermesi, dur demesi lazım, hatta müdahale etmesi lazm. Yani onlar kalitesizliği izlemeyecek, prim vermeyecek ve konuşmayacaklar (ki zaten yapmıyorlar) onu da görüyoruz, aynı şeyleri incelemiş sitelerde bir tane yorum yok. Burada belki de Amerika’daki modelleri konuşmamız gerekiyor artık (herşeyin çıkış noktası orası olduğu için).Yani izleyicisi ile yayın bir araya gelmeli, şu anda yok.Dergide bitti o iş, dergide
öyleydi, bu anlattığım şey hiç olmayan bir şey değil ki. Eskiden hepimiz para verip dergi alıyorduk, hem de az buz da para vermiyorduk, bilgisayar dergisi pahalı bir dergiydi. İnternet’te her şeyin bedava olması sonucu, zannediliyor ki artık içerik de mutlaka bedava olmalı. Hayır artık internet’te yaptığın şeyin de prodüksüyonu televizyon ile yarışıyor yani masrafı vs. dergileri çoktan geçti, dergilerin en büyük masrafı matbaa’ydı zaten. Biz basmıyoruz ama bizim de daha önce olmayan masraflarımız var. Şimdi dolayısıyla tekrar yayınların izleyicisine dönmesi lazım, yani benim gördüğüm çıkış orada. İzleyici gelsin parasını ödesin, yayınlar da firmalarla ürün inceleme ve temini dışındaki bütün ilişkilerini kessin. Reklam gelebilir ama ben şunu yanlış görüyorum mesela, Sony’in ürünü inceleniyorsa ve Sony’nin reklamı da sitede varsa bu çirkin bir görüntüdür. Adam düşünür, “ya bu reklam aldı, bu ürüne iyi şeyler söylüyor“ diye. Bizi tanıyanlar öyle şeyler yapmadığımızı biliyor da, bizi hiç tanımayan adam da var, haklı. Orada Sony reklamı var sen Sony anlatıyorsun, Sony’nin rakibini anlatıyorsun ya haksızlık yapıyorsan? Hatta bunun çalışması yapılsa psikolog ile der ki “siz farkında değilsiniz ama reklam vereni kolluyorsunuz” diye bir sonuç çıkarabilir. Ben istiyorum ki benim sitemde, Pepsi reklamı çıksın, Beşler sucuk reklamı çıksın yani alakasız bir şey olsun bağlantı kurulmasın. Benim içeriğimden bağımsız, televizyondaki gibi. Şimdi Levent abi’nin çok verdiği bir örnek var, Kurtlar Vadisi’ne otogaz’cı sponsor oluyor. Ne alakası var, hiç alakası yok ama oluyor da, bu model işliyor. Bizde de böyle olması lazım, bizde de gelsin otogazcı OtoSeyir’de sponsor olsun, reklam versin, atıyorum. O sunsun, onun sunduğu OtoSeyir olsun.
51
Yani gidip te bizim incelediğimiz bir ürünün sponsorluğunda olmaması lazım, bu çirkin bir görüntü. Herkes oradan aldığı para yüzünden artı/eksi yazıyordur demiyorum, görüntü çirkin bir defa. Yani sen böyle yapmıyorum desen de çirkin, yapsan da çirkin. Reklam modelleri değişecek, yani bizim de televizyon tipi reklamcılığa geçmemiz lazım artık, mutlaka ve mutlaka okuyucunun/izleyicinin birlik olması lazım. Okuyucu ve izleyicinin talebi var, bağış seçeneği açın bağış yapacağız diye. Ama böyle bir sistem yok, böyle bir sistem çalışmaz yani burada süreli bir yayından bahsediyorsak sürekli bir destek gerekiyor. Bunun yolu da abonelikten geçer, bunun yöntemlerini belki araştırmak gerekiyor, nasıl yapılır, kaç kişi buna onay verir, kaç kişi ne kadar para vermek ister. Çünkü abuk sabuk şeylere veya herhangi bir yayına harcadığın parayı buraya da harcayabilirsin aslında. TeknoSeyir’de abonelik sistemi/ücretli üyelik olacak mı? Murat Gamsız: Biz yönteme bakıyoruz aslında ama örneği yok ki, yapan birisini görsek diyeceğiz ki ha bak bu model işe yaramış. Şu anda yok ama düşünüyoruz ve konu hakkında araştırmalar yapıyoruz. Doğru bir çözüm bulduğumuzda mümkün. Online yayıncılık alanında işe başlamak isteyen ve bu konuda web sitesi açmayı düşünenlere tavsiyeleriniz nedir? Murat Gamsız: Çok süper bir öneri, sakın yapmasınlar! Klasik memur çocuklarının kaderidir, git okulunu oku adam gibi, devlet memuru ol. O yöntemi uygulasınlar yani bu
52
işe girmesinler. Ticaret yapıyorlarsa farklı, içerik üretmek için uzak dursunlar, ne içeriği olduğu da önemli değil. Ama fikrim var, bir şey satacağım diyorlarsa tamam. Levent Pekcan:Ya da hizmet diyorsa. Murat Gamsız: Hizmet satacağım diyorsa, onların hepsinde iş var. Ha uygulama yazacağım diyorlarsa kendilerini o alanda geliştirsinler çünkü şu yolunu açıyor işin, firmaların bir kısmı kendileri yapamadıkları için sana geliyorlar. Örneğin; bana uygulama yap diyebiliyorlar ve çok fazla müşterisi var o işin, adını da duyurursa büyükleri toplar. Çünkü bu şirketler kendi içlerinde bir departman açmıyorlar uygulama geliştirmek için, dışarıdan hazır alıyorlar o hizmetleri. Bunlara yönelsinler, yazılımda her zaman para var ama içerik üretmekten uzak dursunlar, dediğim gibi teknolojiden bahsetmiyorum ne olduğu hiç önemli değil, içerik üretmesinler. Hobi için olur, ona bir şey demiyorum, kendi işin olur, artan zamanında hobi olarak yaparsın. Bizim Levent abi ile başka işlerimiz olurdu, hafta sonları bir araya gelirdik, bu yayını 2-3 video ile yine yapardık. Ama o kadar, böylesi olamazdı yani. Bu kadar, 600’ün üzerinde video’yu üretemezsin işin değilse senin bu, onun karşılığında da başka iş yapamazsın. O yüzden kesinlikle bulaşmasınlar. Türkiye’de İngilizce olarak yapabilirler.
hobi dışında bulaşmasınlar,
Levent Pekcan: İlla ki dijital yayıncılık yapacaklarsa bir alan seçsinler. Şimdi Türkiye’de her gün ismi Tekno ile başlayan bir site açılıyor, hepsi aynı.
Şimdi PS4 haberini her yer verdi zaten, bir daha senin vermenin hiçbir anlamı yok ama bir özellik getir, de ki (örnek veriyorum)PS4’ün sadece işlemcisi üzerine bir yazı yayınla ne bileyim hiç teknik bir şey yazamıyorsan, “Hayatımıza yansıması” de, bir yorum kat. Dijital yayıncılığa başlamak istiyorsan, gireceğin kapı bu. Murat Gamsız: Uzmanlık sitesi ol diyor yani Levent abi. Yani ekran kartı uzmanı ol, sen bütün bilişim komponentlerini yazma, ekran kartı yaz, sadece anakart yaz, sadece işlemci yaz. Levent Pekcan: Tamam bu seni hem içerik olarak kısıtlayacak hem bir de ileride belki, “tamam ben ekran kartı sitesi açtım, Intel bana reklam vermez artık” diyebilirsin. Böyle düşünme artı zaten böyle düşünürsen de başka şansın yok. Bir tane daha teknoloji sitesi açarak hiçbir şansın kalmıyor çünkü. Özel bir şeyler aç, ne alanda güçlüysen o alana
odaklan, sonuçta teknoloji’nin çok kategorisi var yada kullanıcı gözü ile bakabileceğin şeyler var ama oyun sitesi, yine Türkiye’de her gün bir oyun sitesi açılıyordur. Ya bırak şu oyun sitesini ama strateji oyunları sitesi aç, uzman konuştur, hiç kimsede hiçbir oyun sitesinde olmayan strateji oyunları üzerine bilgiler olsun senin sitende. Murat Gamsız: Genel siteler yaptığın zaman, özele inmen çok zor oluyor. Bizim özele inebilmiş tek şey Tozlu Raflar mesela yada otomobil vb. ama biz Levent abiyle %90 genel şeylerden bahsediyoruz, uzmanlık kısmımızı geride bırakıp geldik zaten. Levent Pekcan: Bence, tek şansları uzmanlık, genel site çok fazla var ve bir de bu işe giriyorlarsa terleyecekler. Murat Gamsız: Kolay para yok. Levent Pekcan: Ben en çok şunu çok gördüm; siteyi pazartesi günü açıp, Cuma günü hiç ziyaretçi gelmiyor diye kapatan adam var.
53
Ya herşey çok yavaş gerçekleşiyor, bakın TeknoSeyir 2 sene oldu ki biz dedim ya maça 3-0 önce başladık, buna rağmen anca firmaların kapısını çaldığımızda,hah TeknoSeyir’i biliyoruz diyorlar. O zamanlar bizi yine tanıyorlardı da, TeknoSeyir ne diyorlardı. Planlar uzun vadeli olacak, yıllar olacak işin içinde, hiç öyle Ocak ayında açarım, Temmuz’da tanınırım, Aralık’ta da altıma bir araba çekerim… Öyle bir şey yok.15 senede çekemedik biz o ayrı mesela. Hiç öyle şeyler yok, planlar yılları almak zorunda, büyüme hedefleri yılları almak zorunda. lk günden itibaren düzgün olarak işlerini yapsınlar, bir şey elde ederler. Ticari kısmını konuşmuyorum, ticari başarı elde edemezler bu dediklerimi yaparlarsa onu söyleyeyim ama hani kişisel tatminlerini, teknik olarak kendilerini geliştirmek istiyorlarsa onu elde ederler, güzel yorumlar alırlar, bir başarı elde ederler. Para kazanacağız diyorlarsa Murat’ın dediği gibi içerik sitesi düşünmesinler, hizmet düşünsünler. Son olarak şunu söyleyebilirim, bir sürü arkadaş bizim gibi var olan sitelerin (PcLabs, DarkHardware) forumlarından sivrildi, adam oradaki mesajlarının kalitesi, içeriği, üslubu ile sivrildi, profesyonel oldu, hani bu da var. Bu da kendilerine kariyer başlatmak isteyenler için bir yol, onu da değerlendirsinler. TeknoSeyir takiplerine iletmek istediğiniz şeyler var mı? Murat Gamsız: Aslında biz ne istersek herşeyi söylüyoruz onlara videolarda :) Levent Pekcan: Biz şanslıyız çünkü bizim izleyicimiz bizden yorumunu esirgemiyor. Olumsuzda da çok çabuk yanıtını alıyoruz, olumluda da dönüşünü çok net alıyoruz.
54
Bu bakımdan şanslıyız, sağolsunlar takip etmeyi sürdürüyorlar. Belki beklentileri bazen karşılayamıyoruz, kusura bakmasınlar ama kendimizi paralıyoruz iyi olsun diye. Her şeyden önce teşekkür etmek lazım. Mesela Tozlu Raflar özelinde, taa Amerika’lardan koleksiyoner ürününü postaya koyup bize yollayanlar oldu. Yada yine Türkiye’den aynı şekilde kutusuyla herşeyiyle (ebay’a koysalar, rahatlıkla satabilecekleri) eski teknoloji ürünlerini eksiksiz kutusuyla bize yollayan arkadaşlarımız oldu ve hatta bize hediye ettiler. Koskoca Macintosh G3 bile yollayan var, Amiga 1200 yollayan var. Bu ilgiyi hiçbir yerde, hiç kimse bulamaz. Bu gerçekten insanı çok mutlu eden bir şey. Yorumlarını kesmesinler, biz her ne kadar (inanmıyorlar bazen ama) olumsuz yorumları da istiyoruz, çünkü öbür türlü sadece olumlu yorumlar ile bir hayal dünyasına girersiniz, hep olumlu yorum, hep gaz… gerçekçi olmayan bir fantazi dünyasına sürükler adamı. Buna da sürüklenenler var, görüyoruz yaşadıkları dramı sonra :) Biz yorumsuz yorumları da bekliyoruz. Sanılanın aksine bizim sitede şu ana kadar silinmiş yorum 20 tane yoktur 2 senede. Çok ağır hakarete girmediği sürece bizim öyle bir derdimiz yok, olumsuz yorumları da yayınlıyoruz. Çok da gerekli buluyorum dediğim gibi ama şimdiye kadar gördüğümüz ilgi, göz yaşartacak bir ilgiydi gerçekten. Biz bazen onlara yetişemiyoruz çünkü özelden çok soru geliyor, ürün tavsiyeleri falan yetişemiyoruz, mümkün değil cevap vermek. Ama şöyle de değiliz, kendisine yazılan maillerin bir tanesine cevap vermeyen editör var. Ama bizim cevapladığımız, cevaplamadığımızdan daha çoktur. Memnunuz ya, sağolsunlar :)
@wmdergi takipte kal
M.Rıdvan Özdemir
Turkcell PR / İz İletişim Twitter: /mridvano
rozdemir@wmdergi.com
Sosyal Medyada Kullanılan Dil ve Tercihler
Sosyal medya üzerine henüz netleşmiş bir kurallar manzumesinin olmadığı, kurallarının, standartlarının henüz oturmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Hatta o kadar serbest bir salınım var ki, bu cümle bile o salınım içerisinde ciddi bir problem teşkil edebilir. Sosyal medya, konvansiyonel medya gibi bir kurallar manzumesine hapsedilemez fikri, hiç de hafife alınmayacak kadar geniş bir kitle tarafından paylaşılıyor.
56
Bu kuralsızlığın (informel daha doğru bir kullanım olabilir) içerisinden yazılı olmayan fakat yine de riayet edilen kurallar doğabilir. Doğması muhtemel o kurallardan biri de sanırım dil kullanımı konusunda olmalı. Çünkü sosyal medyada içler acısı bir dil kullanılıyor. Nezaketsiz, kuralsız ve hatta gayri ahlaki. Tercihler ve Algının Kullanılan Dile Etkisi Kişilerin ve kurumların sosyal medyada kullandıkları
dili, sosyal medya hesaplarına biçtikleri roller belirliyor. Kimi kullanıcı ve kurum sosyal medya hesabını bir iletişim kanalı olarak kullanıyor ve kullandığı cümleleri özenle seçiyor. Yazılan metnin anlamından bağımsız olarak, imla kurallarına uygun olmasına özellikle dikkat ediyor. Hitap ettiğiniz kitlenin dil konusundaki beklentisi ve onların beklentilerinin sizin nezdinizdeki önemi kullanılan dili etkilemektedir.
Bir önceki paragrafla durum tespitini yaptık, şimdi ise sebepler ekseninde dönelim ve seçenekler etrafında kendimizce doğruyu bulmaya çalışalım. a) Sosyal medya hesabım kişiseldir, yazdıklarım sadece beni bağlar! Sosyal medya hesabı konusunda herhangi bir kullanıcıya bir şikayet, bir veryansın ilettiğinizde alacağınız ilk tepkiyi paragraf başlığımız yaptık. Fakat burada da bir başka sarmal bulmaca yatıyor.Sosyal medya hesapları kişisel mi yoksa yazdıklarımız
konusunda takipçilerimizin hassasiyetlerini de gözetmek zorunda mıyız? Sosyal medya hesapları kesinlikle kişiseldir, fakat yazılan metinlerin içeriğinde üçüncü kişi ve kurumlardan söz edildiği andan itibaren kişisellik ortadan kalkar ve sosyallik başlar, şahsen sosyalleştiğimiz andan itibaren genel geçer kurallara azami düzeyde dikkat edilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Nedir bu genel geçer kurallar? Metinde bahsettiğiniz kişiler hakkında küfür,
hakaret, aşağılayıcı ve itham edici cümleler kurmamak genel geçer kuralların en kaba tanımı olabilir ki bu tanım kapsamında olan herhangi bir metinden de kimsenin şikayetçi olacağını sanmıyorum. Herhangi bir kurumla özdeşleşmiş, kamuoyuna mal olmuş kişilerin yazdıkları metinlerin sadece kişileri bağlamadığını, zincirleme şekilde kurumu ve kişinin sosyal çevresini de etkilediğini hep beraber gözlemledik.
57
fakat sosyal medya hesaplarımızın yaşayan, canlı CVler olduğunu düşündüğümüzde bu mecralarda sarf edilen kelimelerin biraz daha özenle seçilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Fikirleri sadece kendisini bağlayan kişiler zaten bu ibareye profillerinde yer vermeksizin gönül rahatlığıyla salvolarına devam edebiliyorlar. Fakat bu konuda henüz emin olmayan ve yazdıklarının kurumunu ve kendi iş hayatını bağlayabileceğini düşünen kullanıcılar ise, bir günah çıkartma ibaresi olarak bu cümleyi kullanma ihtiyacı hissediyorlar: Sosyal medya hesabım kişiseldir, yazdıklarım sadece beni bağlar! Yazılan metinlerin semantik incelemesi aslında işin gerçekten kişisel olan kısmı, hakaret içermediği sürece de kişisel kalmaya devam edecektir. Fakat bu metinlerin giydirildiği elbiseler yani imla ve yazım kuralları metninizin sosyal
58
boyutunu teşkil ediyor. Yazılan metnin içeriği ne kadar başarılı olursa olsun elbisesi etkileyici, en azından temiz ve düzenli değilse içeriğin önemini aynı oranda ve negatif yönde etkileyebiliyor. Daha da kötüsü yazılan metinlerdeki argo kelime tercihleri, güzel bir pastanın üzerine konan kara sinek misali mide bulandırıyor ve hatta bir çok kullanıcıyı “Takibi bırak” butonuna yönlendirebiliyor. Umursamadığınız söylemeyin, inanın kimse inanmaz!
Bu perspektiften yazılan metinlere baktığımızda dikkat edilmesi gereken şey; neyi anlattığınızdan ziyade nasıl anlattığınızdır. Kaba ve argo cümle kullanımı için SMS veya WhatsApp tercih edilebilir
b) Sosyal medya hesabımın aidiyeti kişisel, içeriği kamusaldır Sosyal medya hesaplarını kullanırken tercih edebileceğiniz ikinci seçenek ise “daha özenli ve kuralcı bir üslup” seçeneğidir. Bu seçenekte yazdığınız metinleri okuyan kişileri önemsediğiniz, yazdığınız metni ve sosyal medya kimliğinizi önemsediğiniz açıkça belli olur. Özenle yazılmış tweetler ve paylaşım metinleri aynı özenle karşılanacak ve RT edilecektir. Peki nasıl özenli metinler hazırlanabilir, neler yapılabilir? İlk aşamada yazdığımız metinlerden argo ve küfür içeren ibareleri çıkartmak iyi bir başlangıç sayılabilir. İkinci aşamada ise yazdığınız kelimelerin doğruluğunu kontrol edebilirsiniz. Emin olamadığınız kelimeler için sıklıkla ziyaret ettiğim Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük servisini tavsiye edeceğim.
Yazım hataları konusunda da hassas davrananlardansanız ve emin olmak istiyorsanız Türk Dil Kurumu Yazım Kuralları servisi de işinizi oldukça kolaylaştıracak bir servistir. Sonuç olarak; belirli kurallara riayet ederek yazılan tweetler ve paylaşım metinleri günün sonunda size hiçbir şey kaybettirmeyecek, bilakis kelime dağarcığınız güncellenecek ve kelimeleri en doğru şekliyle öğrenebileceksiniz. Sosyal Medya Stratejisini Belirginleştiren Sorular 1. Sosyal medya için de
konvansiyonel medya gibi bir kurallar manzumesine ihtiyaç var mı?
medyada kullandığınız içerik ve bu içeriği ifade ediş biçiminizi ortaya koyacaktır.
2. Sosyal medya hesapları kişisel mi yoksa yazdıklarımız konusunda takipçilerimizin hassasiyetlerini de gözetmek zorunda mıyız?
Açıkçası içerik kadar ifade biçimine de önem addeden bir sosyal medya kullanıcısı olarak, en azından takipçilere saygı için özenli bir dil kullanılması gerektiğini düşünüyorum.
3. Sosyal medya hesaplarımızda laubalilik ile samimiyet sınırını neye göre belirleyeceğiz? 4. Sosyal medya hesapları etkileşim, bilgilendirme için mi kullanılmalı yoksa monolog şeklinde mi kullanılmalı? Soruların cevapları sosyal
Hatalar mutlaka olacaktır fakat önemli olan her zaman için niyettir, ki bu niyette gayet saygı değerdir.
M.Rıdvan Özdemir rozdemir@wmdergi.com
59
Webmaster araçları ile çalışmalarınızı geliştirin
Geçtiğimiz ay yayınlamaya başladığımız ve her ay, yayınlayacağımız webmaster araçları’ndan oluşan programları bu ay da sizler için derledik ve çalışmalarınızda faydalı olabilecek probramları sayfalarımıza taşıdık. Bu ay, tamindir ‘in desteği ile hazırladığımız webmaster
60
araçları sayfalarımızda, »» Metin editörleri »» Veritabanı yazılımları »» SEO yazılımları »» Tasarım araçları »» Optimizasyon aracı »» PDF aracı »» Analiz yazılımları gibi birçok konuda işlerinizi kolaylaştıracak, bir adım ileriye taşıyacak ve belki
de bilgi sahibi olmadığınız konularda size yardımcı olacak ve çalışmalarınızı geliştirmenizi sağlayacak programları derleyerek bir araya getirdik. Sizler de bu sayfalarda yayınlanmasını istediğiniz yazılım ve araçları bize info@ wmdergi.com adresinden iletebilirsiniz.
Artisteer - Web Sayfası Tasarlama Programı Artisteer, web tasarımı, HTML, CSS bilgisi olmayan kullanıcıların bile kolayca profesyonel görünümlü web siteleri, bloglar veya wordpress temaları oluşturabilmeleri için geliştirilmiş başarılı bir yazılımdır. Özellikle deneyimsiz kullanıcıların bile zorlanmadan kullanabilmeleri için tasarlanmış olan Artisteer ile web siteleri ve blog sayfaları oluşturmak gerçekten çok kolaydır.
İşletim Sistemi: Win8/Win7/Vista/WinXP
Ayrıca program içerisinde gelen hazır şablonların üzerinde istediğiniz düzenlemeleri yaparak hiç zaman kaybetmeden kendi temanızı tasarlama şansına da sahipsiniz.
EditBone - Ücretsiz Metin Editörü EditBone çeşitli programlama dilleri ve farklı scriptler için destek sunan kolay kullanımlı ve çok kullanışlı bir metin editörüdür. Program aynı zamanda 50’den fazla dil ve script için vurgulama desteği, 22 farklı stil, kullanışlı bir dosya karşılaştırma özelliği ve birden fazla dizin içerisinde arama gibi farklı özellikleriyle de dikkat çekmektedir.
İşletim Sistemi: Win8/Win7/Vista/WinXP
Eğer ihtiyaçlarınızı tamamıyla karşılamasını istediğiniz farklı bir metin editörüne ihtiyacınız varsa EditBone’u bir denemenizi tavsiye ederimz
61
TOWeb - Hazır Şablonlardan Site Yapma TOWeb pek çok yeni özellik eklenen versiyonuyla daha şık ve pratik web siteleri hazırlamanızı sağlıyor. HTML ve imaj editleme programlarını kullanmanıza gerek kalmadan 5 basit adımda sitenizi hazırlayarak yayına açmanız mümkün.
İşletim Sistemi: Win7/Vista/WinXP
TOWeb ile fotoğraf albümleri, formlar, kataloglar, multimedya dökümanlar (video, flash), slide show’lar hatta e-satış için alışveriş sepeti bile hazırlayabilirsiniz.
Adobe Dreamweaver CS6 Adobe Dreamweaver CS6 kullanıcılar için standart tabanlı web siteleri ve internet ve mobil uygulamaları oluşturma ortamını yaratan en güçlü yardımcı programlardan biri olarak gelişimine devam eden, endüstri lideri bir web geliştirme aracıdır.
İşletim Sistemi: Win8/Win7/Vista/WinXP
62
En yaygın web dillerini (HTML, XML, ASP, PHP, JSP vb.) sorunsuz ve tam bir şekilde destekleyen Dreamweaver CSS, JavaScrit, SWF, FLV gibi içeriklerle doğrudan çalışabilmenize olanak sağlarken, tasarlama ve geliştirme aşamalarında en büyük yardımcınız olacak eklentilerle güçlendirilmeye hazır bir şekilde sizi bekliyor.
CKFinder for ASP CKFinder internet tarayıcıları için güçlü ve kullanımı kolay bir Ajax dosyası yöneticisidir. Bu programın özellikleri, basit arayüzü sayesinde başlangıç düzeyindeki kullanıcılar ve uzman kullanıcılar tarafından kolayca öğrenilebilir. CKFinder For ASP’nin özellikleri: • Basit arayüz, • Sayfa yenileme gereğinin olmamasıhızlı tepkiler, • Tüm kullanıcılar için kolay öğrenme, • Aranan şeyin kolayca bulunmasını İşletim Sistemi: Win7/Vista/WinXP/Win2000 sağlayan kaliteli görseller, • Kullanıcı dilini otomatik algılayan çok dilli kullanım desteği, • Dosyalar ve klasörler için içeriğe duyarlı menüler
WebSiteSniffer WebSiteSniffer programı internet siteleri ve webmasterlık ile uğraşanların kullanışlı bulacakları programlardan birisi. Program temel olarak internette gezinirken ziyaret ettiğiniz web sitelerini bilgisayarınıza indirmeyi ve tüm alınan verileri istediğiniz klasöre kaydetmenizi sağlıyor.
İşletim Sistemi: Win8/Win7/Vista/WinXP
64
Bunun yanında web sitelerinin ne gibi içeriklerinin kaydedileceğini de seçmenize olanak veren uygulama HTML dosyaları, yazılar, XML dosyaları, CSS dosyaları, ses ve videolar, resimler, scriptler ve flash dosyalarını da filtreleyerek indirmenizi sağlayabiliyor.
HttpWatch Basic Edition HttpWatch programı Internet Explorer ve Mozilla Firefox web tarayıcıları ile uyumlu şekilde çalışabilen ve HTTP gözleme işlemlerini herhangi bir proxy veya network sniffera ihtiyaç duymadan gerçekleştirebilen kullanışlı ve bol detaylı bir uygulama.
İşletim Sistemi: Win8/Win7/Vista/WinXP
Internet trafiği ile ilgili detayları görüntülemek için tek yapmanız gereken bir web sayfası açmak ve talepler ile gönderilen verileri incelemek. Tarayıcı ve cache arasındaki ilişkileri de gösterebilen HttpWatch sayesinde headerlar, cookieler, query stringler ve diğer HTTP ilişkili verileri kolayca inceleyebilirsiniz.
Google App Engine SDK Google App Engine SDK kendi web uygulamalarınızı Google altyapısı üzerinden yürütmenize izin veren bir yazılım geliştirme kiti. App Engine uygulamaları kolayca geliştirilip kolayca saklanabilir ve değişen trafik ve data ihtiyaçlarınıza göre yeniden boyutlandırılabilir. App Engine Geliştirici Kiti’nin bir başka güzel noktası, geliştirdiğiniz uygulamaları saklamak için herhangi bir sunucuya ihtiyaç duymamanız. Uygulamanızı upload edip kullanıcılara sunmaya hazır hale getirebilirsiniz.
İşletim Sistemi: Win8/Win7/Vista/WinXP
Uygulamanızı appspot.com üzerindeki ücretsiz bir domainde ya da Google Apps’ı kullanarak kendi domaininiz üzerinde sunabilirsiniz. Uygulamaya erişimi de dilersek limitleyebilir dilersek bütün dünyaya açabiliriz.
65
Sertaç Bayır
İsim Tescil A.Ş Sistem Yöneticisi
Twitter: /msbayir sertac@isimtescil.net
Neden Sanallaştırıyoruz?
Sanallaştırma nedir?
Sanallaştırma teknolojisini “bir donanım havuzunu, limitler dahilinde mantıksal parçalara bölmek” olarak tanımlayabiliriz. Gelişen teknoloji ile birlikte IT sektörünün artan kaynak ihtiyaçları beraberinde donanımsal yatırımları da getirmiştir. Sanallaştırma, mevcut kaynakların parçalanarak bağlı olduğu donanım
66
havuzunun daha verimli kullanılmasını sağladığı için günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Sanallaştırma teknolojisinin tanımını basit bir örnekle daha anlaşılır hale getirebiliriz diye düşünüyorum.
Neden sanallaştırıyoruz?
Senaryoda ki şirketimizin Muhasebe, Personel Takip ve Yazılım ekibinin demo
çalışmaları için ayrı ayrı sunuculara ihtiyacı var. Ancak konumlandırılacak her sunucu Karar Mercii tarafında ; • Ekstra elektrik maliyeti, • Ekstra donanım yatırımı, • Ekstra Bilgi İşlem Personeli maliyeti gibi ön eki “ekstra” olan bir dizi “masraf” anlamlarını taşıyor.
Her sunucunun alt yapı gereksinimleri ise ; • Muhasebe sunucusu için 100 GB disk alanı, 4 GB Ram, 2 Core CPU, • Personel Takip yazılımı için 40 GB disk alanı, 1 GB Ram, 1 Core CPU • Demo çalışmaları için, 100 GB disk alanı, 2 GB Ram, 2 Core CPU şeklinde ön görülüyor. Sanallaştırma teknolojisi ile ileriye yönelik ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak tek bir sunucu üzerinde 500 GB disk, 8 Core CPU ve 16 GB ram ile çözüm üretebilmemiz mümkün. Böylece ; • Tek bir sunucu alanında 3 sunucu barındırabiliyor olacağız, • Yalnızca bir sunucu için elektrik maliyetimiz olacak, • Bilgi işlem personel(ler) imiz 3 yerine 1 sunucu altında ki parçaları tek bir ekrandan yönetebiliyor olacak. • Esnek yapısı sayesinde dilediğimiz zaman havuz limitleri dahilinde donanım kaynaklarını değiştirebiliyor olacağız. • Yazılım ekibimiz ekstra bir test sunucusuna ihtiyaç duyduğunda, tekrar yer açmak, donanım maliyetleri çıkarmak zorunda kalmayacağız.
Öyleyse, “Neden Sanallaştırıyoruz” sorusunun yanıtını “daha esnek, maliyetsiz, teknolojiye uyumlu ve yönetim kolaylığı olan yapılara sahip olabilmek için” şeklinde verebiliriz.
Nasıl Sanallaştırıyoruz?
Fiziksel kaynakları sanallaştırabileceğimiz bir çok uygulama mevcut. Biz bugün, en yaygın olarak kullanılan Hyper-V ve VMWare arasında ki belirgin farklılıkları aşağıda ki gibi özetleyebiliriz. “Kullanım amaçları aynı olan 2 uygulama için pazar araştırması yapıldığında, VMWare uygulamasının daha yaygın olarak kullanıldığı sonucuna varılsa da, maliyetlerin daha düşük olması nedeniyle Microsoft’un Hyper-V uygulamasının kullanım oranı oldukça yüksek.” “VMWare, Windows ve Linux platformlar üzerinde çalışabilirken, Hyper-V yalnızca Windows ile birlikte çalışabiliyor.” “VMWare üzerinde kurulan her Windows işletim sistemini ayrı ayrı lisanslamamız gerekirken, Hyper-V için
yalnızca asıl sunucuya lisans almamız yeterli oluyor. Bu noktada yukarıda belirttiğimiz maliyet kriterlerine bir madde daha ekleyebiliyoruz.” “Hyper-V asıl sunucu üzerinde kurulacak Linux işletim sistemleri için ekstra işlemler yapmak gerekiyor ancak VMWare bizi yormadan uyumlu olarak Linux sunucu parçası oluşturabiliyor.” Basit farklılıklar dışında bir çok sanallaştırma uygulaması aslında aynı işlevleri yerine getiriyor. Stabilite, kullanım kolaylığı gibi kriterleri gözardı edersek, ücretsiz uygulamalar ile sanallaştırma yapabilmek ve bu teknoloji ile tanışmak mümkün.
67
60
25
WordPre 66
Bu ay WordPress özel bölümümüzde, çeşitli WordPress eklenti ve tanıtımlarına yer veriyoruz...
Mak ale Ekle nti Tem a
ess
Mehmet Burak İşçi www.burakisci.com mbisci@wmdergi.com
Bloglarınız neden okunmaz?
Yepyeni bir blog açıyorsunuz ve aklınızda blogunuzla ilgili bir çok hayal bulunuyor fakat blogunuz sizce yeterince okunmuyor mu? Hemen hemen tüm webmasterların korktuğu bir şeydir yazılarının okunmaması.Hatta günümüzde orjinal olarak bulduğumuz bir projenin veya blogun yeterince okuyucu kitlesine ulaşamadığından kapandığını görüyoruz. Ancak insanlar yeterince okuyucuya ulaşamadıkları için bloglarını kapatmak yerine neden yeterince okuyucuya ulaşamadıklarını araştırsalar
72
belki de şuan da ülkemizde ki blog dünyası çok daha ileri seviyede olabilirdi.
Okuyucu kitleleri bloglar için oldukça önemlidir. Özellikle de yeni açılan blogların kısa zaman içerisinde bir okuyucu kitlesine ulaştığı görülemezse %90 o blogun bir daha toparlanabildiği görülemez. Bir webmaster için birkaç ay uğraştığı bir blogun yeterince okuyucu kitlesine ulaşamaması o webmaster da bir hayal kırıklığı yarattığından bir daha o webmasterdan bahsi geçen blogla aynı şekilde ilgilenmesi beklenemez.Bu
yüzden webmasterlar biraz daha bilinçli olarak yeterince kitleye ulaşamadıkları zaman bloglarını kapatmak yerine , neden yeterince bir kitleye ulaşamadığını araştırması g e r e k i y o r. B l o g l a r ı n ı z ı n yeterince okuyucu kitlesine ulaşamamasının nedenleri şunlar olabilir; İçeriğiniz Son Derece Sıkıcı ve Uzun Olabilir Blogunuzun yeterince okuyucu kitlesine ulaşamamasında ki nedenlerin en başında içeriklerinizin çok uzun ve sıkıcı olması yer alabilir.
Kimse eğer ilgisini çeken bir konu olmadıkça oldukça uzun bir yazıyı okumak istemez. Yazacağınız konu hakkında ki makalenizi gereğinden fazla uzatmadan anlaşılabilir yazmalısınız. Bugüne kadar görünen o ki eğer bir makaleyi yazabileceğiniz bir seviyeden daha fazla uzun yazmaya çalışırsanız makaleyi uzattığınız kadar makalede bir saçmalık ve anlam kargaşası ortaya çıkar. Bu yüzden makalelerinizi en ideal şekilde yazmalısınız. Diyelim ki yazacağınız makale konusu gereği uzun bir makale olacaktır işte bu durumlarda da okuyucularınızın uzun bir makaleyi okumaktan sıkılmasını önlemek için paragraf aralarına makale ile ilgili görseller veya videolar eklemelisiniz.Bir okuyucu makalenizi okurken sıkılmaya başlarsa büyük ihtimal o makalenin sonunu getiremez. Blogunuz Son Derece Karmaşık Olabilir Eğer sitenizde bir karmaşıklık var ise büyük ihtimal ziyaretçiler henüz makalenizi okumaya başlamadan sitenizden çıkacaktır. Artık günümüz blog
dünyasında karmaşık siteler arkaplana doğru giderken , ön plana sade siteler çıkıyor. Peki ya bu sadelik veya karmaşıklıktan kastımız nedir? Burada ki karmaşıklık veya sadelik sitenizin teması ile ilgilidir. Bu yüzden okuyucularınızın içeriğinizi sayfada bulamayacağı karmaşık ve yavaş temaları sitenizde kullanmak yerine daha basit ve sade , okuyucularınızın içeriğinize
daha kolay ulaşabileceği, içeriği ön plana çıkaran temalar kullanmalısınız. Blogunuz Tanınmıyor Olabilir Karşılaşabileceğiniz büyük sorunlardan birisi de blogunuzun yeterince tanınmamasıdır.Özellikle yeni sitelerin arama motorlarından pek fazla okuyucu çekemeyeceklerini düşündüğümüzde , blogunuzun tanınırlığını arttırmak için bir takım farklı yollar izlemelisiniz.
73
Eğer yeterince bütçeniz var ise çeşitli sitelere reklam vererek ya da tanıtım yazıları satın alarak sitenizin tanınırlığını arttırabilirsiniz. Eğer yeterince bütçeniz yok ise de kendinize rakip olarak gördüğünüz bloglara ya da takip ettiğiniz bloglara yorumlar atarak bu bloglardan kendi bloglarınıza hem okuyucu çekebilirsiniz hem de küçük bir miktar bile olsa tanınırlığınızı arttırabilirsiniz. Sosyal Ağları Yeterince Kullanmıyor Olabilirsiniz Yeni webmastarın düştüğü en büyük hatalardan biri de okuyucuların hiç uğraşmadan kendiliğinden geleceği düşüncesidir. Ancak hiç bir şey karşılıksız olmaz eğer belirli bir okuyucu kitlesine ulaşmak istiyorsanız günde milyonlarca aktif kullanıcının yer aldığı sosyal medyayı kullanmamak
74
ise büyük aptallık olur. Blogunuzu açtığınız günden itibaren çeşitli sosyal medya sitelerinde blogunuza ait hesaplar açarak , bu hesaplar sayesinde sosyal medyadan blogunuza okuyucu çekmeye çalışmalısınız. Sosyal Ağları Yeterince Kullanmıyor Olabilirsiniz Yeni webmastarın düştüğü en büyük hatalardan biri de okuyucuların hiç uğraşmadan kendiliğinden geleceği düşüncesidir. Ancak hiç bir şey karşılıksız olmaz eğer belirli bir okuyucu kitlesine ulaşmak istiyorsanız günde milyonlarca aktif kullanıcının yer aldığı sosyal medyayı kullanmamak ise büyük aptallık olur. Blogunuzu açtığınız günden itibaren çeşitli sosyal medya sitelerinde blogunuza ait hesaplar açarak , bu hesaplar sayesinde sosyal medyadan
blogunuza okuyucu çekmeye çalışmalısınız. Yaratıcılıktan Uzak Olabilirsiniz Herhangi bir okuyucu bir siteye girdiği zaman kendisine o siteyi sevdirecek unsurlar arar. Eğer başarılı olup blogunuzu ön plana çıkarmak istiyorsanız ziyaretçilerinizin sitenizde bulabileceği farklılıklar oluşturun. Öyle farklılıklar oluşturmalısınız ki sizi rakiplerinizden ileri taşıyacak kadar farklı olmalılar. Bugün artık insanlar birbirine benzeyen sıradan sitelerde vakit geçirmek yerine , yaratıcı ve ilgi çekici sitelerde vakit geçiriyorlar. Şuan da aklıma gelen olası nedenler bu kadar arkadaşlar eğer önerileriniz ve sorularınız varsa yorum olarak belirtebilirsiniz.
İsimtescil Joomla Hosting
%50 İNDİRİM KUPONU
Kupon Kodu:
MsjdIFoKVy
TIKLA, HEMEN SİPARİŞ VER! http://www.isimtescil.net/hosting/hazir-script/en-ucuz-joomla-hosting.aspx
Joomla %50 İndirim Kuponu, 1 - 31 Mart 2013 arası geçerlidir.05 23 87 65
WordPress güvenlİK ÖNLEMLERİ Güzel bir uykudan kalktığınızda, içerik eklemek için veya kontrol amacıyla blogunuza girdiğinizde blogunuzun ortadan gittiğini düşünün. Çok korkunç olurdu değil mi? Blogunuzun hosting sağlayıcısı hacklendi ya da içeriklerinizin bir kısmı yanlışlıkla silindi, bu durumda ne yapardınız? Böyle durumlara hazırlıklı mısınız? Eğer öncesinden güvenlik önlemlerinizi aldıysanız sorun etmenize gerek yok, aksi taktirde şansınızın büyük olması lazım.
Hepimiz internette sürekli birileri ile görüşüyoruz, bazen de tartışmalar çıkıyor.
76
Ülkemizde ne yazık ki öyle bir gruplar var ki birisiyle tartışınca ya da ondan istediğini alamayınca hemen onun bloguna zarar vermeye çalışıyorlar.Bu yüzden internet üzerinde görüştüğümüz kişilere dikkat etmeliyiz. Diğer yandan da ülkemizde ki çoğu hosting firmasının durumu orta da. Sürekli kesintiler, bağlantı sorunları, güvenlik açıkları… Aralarından yalnızda birkaç tane kaliteli firma sayabiliriz, diğer firmaları kullanan arkadaşlar ise sürekli bir tehlike içerisindeler, bloglarına ne zaman ne olacakları belli olmaz. Bu yüzden önlemlerimizi
önceden almalıyız.
WordPress Güvenliği. Önlemek, Düzeltmekten İyidir! İlk yapmanız gereken aslında blogunuza yapılabilecek her türlü hack girişimine karşı özellikle gerekli bazı dosya izinlerini ayarlamanız gerekiyor. Eğer kötü niyetli saldırıları nasıl önleyebileceğiniz konusunda bir fikriniz yoksa, size bilinen güvenlik açıklarını giderebilecek ve gelecekte ki saldırıları önleyerek blogunuzu daha güvenli hale getirecek birkaç eklentiden bahsedeyim.
• BulletProof Security Bu eklenti blogunuzu XSS, RFI, CRLF, Base64, kod enjeksiyon ve SQL enjeksiyon gibi çeşitli hack girişimlerine karşı blogunuzu korur. Acemi kullanıcılar için en iyi güvenliği sağlayacaktır. • Theme Authenticity Checker Hemen hemen tüm hack girişimleri tema dosyalarına kötü niyetli kodlar eklenerek yapılır. Bu eklenti ise temanıza kötü niyetli kodlar eklenip eklenmediği konusunda denetimler yapar, kötü niyetli bir kod bulduğu zaman size raporlama yapar. • AskApache Password Protect Çok iyi olduğunu düşündüğüm bir eklentidir. Eklenti kısaca şu işi yapar. Biliyorsunuz ki değiştirilme yapılmadıysa tüm WordPress sitelerin yönetici giriş paneli /wp-admin dizinindedir. Hack girişiminde bulunanlar bazen bu sayfadan şifrelerinizi deneme yanılma yolu ile ele geçirmeye çalışırlar. Bu eklenti ise /wp-admin dizinine ulaşabilmeniz için sizden ek bir şifre istiyor. Kendinizi Her Zaman En
Kötüsüne Hazırlayın Aldığınız tüm önlemlere rağmen blogunuz yine de hacklenebilir, ancak blogunuz zevk için blog hackleyen kişiler yerine daha profesyonel kişiler tarafından hacklenecektir. Büyük ihtimal hacker sitenizi hacklemesi ile beraber tüm içeriğinizi de silecektir. Peki ya böyle bir duruma hazır mısınız? Böyle durumlara hazır olmak için belirli aralıklarla blogunuzun yedeklerini almalısınız. Her zaman manuel olarak alınan yedekler daha iyidir ancak her zaman manuel olarak yedek alacak kadar vaktiniz yoksa bu işi sizler için otomatik olarak yapacak birkaç eklenti mevcut. WordPress Backup to Dropbox Dropbox hesabı
olan her kişinin rahatlıkla kullanabileceği bir eklentidir. Eklentinin kullanımı için sadece yedekleme zamanlarını belirliyorsunuz, gerisini ise eklenti kendisi hallediyor. Yedekleri ise Dropbox hesabınızda sizler için saklıyor. XCloner Bu eklenti ile dosyalar, klasörler ve WordPress veritabanı yedekleme ve geri yükleme işlemlerini yapabilirsiniz. Sizin yerinize otomatik olarak yedeklerinizi alır. Öne çıkan özelliği ise tüm yedekleri tek bir dosyaya sıkıştırabilmesidir. Kötü olan özelliği ise yedekleri sizin sunucunuza yüklediği için kapasite sorunu oluşturabilir.
M.Burak İşçi
mbisci@wmdergi.com
77
WP EKLENTİ TANITIMLARI WordPress sitenizi geliştirebileceğiniz ve ektra özellikler ekleyebileceğiniz çeşitli ve ücretsiz eklenti tanıtımlarını her ay bu sayfalarımızda bulabilirsiniz... Social Image Hover
UberMenu - WordPress Mega
Social Image Hover, eklentisi ile blogunuza önemli bir özellik kazandıracaksınız. Sayfanızdaki resimleri kolayca sosyal paylaşıma açabilirsiniz.
Sitenizi görsel ve işlevsel bir menü ile zenginleştirmek istiyorsanız bu eklentiyi denemenizi tavsiye ederiz.
Demo : Yok Download : İndirmek İçin Tıklayınız
Demo : Tıklayınız Download : İndirmek İçin Tıklayınız
WMD Puanı
WMD Puanı
RoyalSlider - Touch Content
5
Special Recent Posts PRO
WMDP
Demo : Tıklayınız Download : İndirmek İçin Tıklayınız
Blogunuzda klasik wordpress son mesajlar kısmından sıkıldıysanız bu eklentiyi denemenizde fayda var. 60+ fazla özelleştirme seçeneği ile blogunuza farklı bir boyut kazandırın. Demo : Yok Download : İndirmek İçin Tıklayınız
WMD Puanı
WMD Puanı
Bu eklenti ile, web sitenizdeki içeriğe birçok slider eklemeniz mümkün. Kullanım arayüzüde çok kullanışlı olan bu eklentiyi bu ay size tavsiye ediyoruz.
78
WP TEMA TANITIMLARI
Çeşitli WordPress temalarını sizler için değerlendiriyoruz.Her ay en güzel ve çeşitli tema tanıtım ve değerlendirmelerini bu sayfalarımızda bulabilirsiniz... Kernel - Blog & Magazine
Made - Responsive Review/Mag-
5
WMDP
Bu tema ile bir blog sitesinde olması gereken herşeye sahip olabilirsiniz. Blogunuz haber yönü de var ise bu harika tasarıma ait temayı mutlaka inceleyin.
Etkileyici bir inceleme blogum olsun diyorsanız bu temayı mutlaka deneyin. Ayrıca tema responsive özelliğe de sahip.
Demo : Tıklayınız Download : İndirmek İçin Tıklayınız
Demo : Tıklayınız Download : İndirmek İçin Tıklayınız
WMD Puanı
WMD Puanı
BigFeature
Cherry - Responsive News &
Sade ve şık bir haber blogu oluşturmak için BigFeature teması öne çıkıyor. Minimal ve sadelikten yanayım diyenler için.
Responsive yapıya sahip bu haber blog teması HTML5 ve CSS3 ile tasarlanmış.
Demo : Tıklayınız Download : İndirmek İçin Tıklayınız
Demo : Tıklayınız Download : İndirmek İçin Tıklayınız
WMD Puanı
WMD Puanı
79
iletin her ay ‘a m o c i. rg e d enizi, bs@wm Siz de blog sit laşalım... y a p la ız m rı la kuyucu bu bölümde o
e t i S g o l B Ayın Oyuncu7
İçimdekiler 2012 yılında yayın hayatına başlayan Oyuncu7, oyun haberleri, tanıtım, inceleme, video ve yamalarının yer aldığı çok şık ve oldukça güncel bir blog.
www.oyuncu7.com
PCnet Yayın Yönetmeni Erdal Kaplanseren’in hayata, insanlara, ilişkilere, izledikleri ve dinlediklerine dair yazdığı yazılar içerek blog sayfası.
www.icimdekiler.com
62 74
eleri
tıcı web siteleri ra a y l, e s v le iş i, İlgi çekic yfalarımızda... a s rı la ım ıt n a T her ay, Site
Sihirli Elma
Pembe Ruj Mac ailesi ve tüm Apple ürünleriyle ilgili olarak Türkiye’de son kullanıcıya en çok yardımcı olan blog tanıtımı ile yayın yapan oldukça güncel, bilgi dolu bir blog.
www.sihirlielma.com
2007 yılından bu yana yayın yapmakta olan Pembe Ruj; kadın, moda, saç, güzellik ve dekorasyon içerikli, sosyal medya’da takipçisi yoğun olan bir blog.
www.pemberuj.com
İNTERNETTEN
92
PARA KAZANIN
REKLAM İZLEYEREK PARA KAZANMAK İSTER MİSİNİZ? ReklamOLA, sizinle ilgili ürünler, servisler ve konularla ilgili gelişmeleri takip edebileceğiniz bir platformdur.Tanıtım konusunda size tek bir noktadan bilgi akışını sağlamayı amaçlamaktadır. Üstelik izlediğiniz her tanıtımdan Akçe kazanırsınız. Nasıl kazanırım? Platforma üye
olarak
ilk adımı atabilirsiniz. Sonrasında kendiniz ile ilgili belirtmiş olduğunuz bilgiler çerçevesinde size reklamlar ileteceğiz. Reklamları izledikçe hem çeşitli konularda bilgi edineceksiniz hem de Akçe kazanacaksınız. Neler kazanırım? Öncelikle sizi ilgilendiren çeşitli ürünler ve servisler
hakkında bilgi edinir ve ReklamOLA platformuna özel sunulan fırsatları yakalarsınız. Ayrıca izlediğiniz her reklamdan da Akçe kazanırsınız. Akçelerinizi paraya çevirebileceğiniz gibi size sunacağımız çeşitli fırsatları yakalamak için de kullanabilirsiniz.
83
NetAffİlİatİon İle Sİz de Kazanmak İster Mİsİnİz?
Şimdi NetAffiliation Yayıncısı olun, Reklam Alanlarınızdan Gelir Sağlayın... NetAffiliation kimdir ? NetAffiliation, 2003 yılında, Fransa’da kurulmuş, bugün 150 çalışanı olan bir satış ortaklığı (affiliation) ağıdır. Şirket, Avrupa ve Latin Amerika’da genişleyerek bir çok kıtaya ulaşmıştır. Şu anda 15 ülkede 1,700 program ve 100,000 yayıncısı ile faaliyet göstermektedir. Satış ortaklığı (affiliation) nedir ? Satış ortaklığı, bir reklamverenin ürün veya hizmetini, internet reklamları aracılığıyla yayınlamasına dayanan bir pazarlama tekniğidir. Bu model, performansa
84
dayalı işler : reklamverenin mesajlarını yayınlamayı kabul eden satış ortağı, reklamverene bir satış, doldurulmuş bir form veya newsletter üyeliği vb… gibi yönlendirmeleri gerçekleştirdiğinde bir komisyon alır. NetAffiliation’a Başvuru Yaparım ?
Nasıl
Bu linke tıklayarak... Website ve kullanıcı bilgilerinizi bu 3 aşamalı formda doldurun. İlk aşamada ülke olarak ‘Türkiye’, ikinci aşamada dil seçeneği olarak ‘Türkçe’yi seçin. Email adres teyidi için size otomatik bir email gönderilecektir. Bu
emaildeki konfirmasyon linkine tıklamanız yeterlidir. NetAffiliation kazandığım parayı nasıl öder? Hesabınızda 50€ biriktiğinde ödeme talep edebilirsiniz. Euro ile işleyen kampanyalar için ödemeyi PayPal veya banka havalesi ile, TL cinsinden işleyen kampanyalar için ise banka havalesi ile alabilirsiniz. Detaylı bilgi, platform kullanımı, ödemeler, vs ile ilgili her türlü soru hakkında Türkçe destek almak için bize her zaman destek@netaffiliation.com adresinden ulaşabilirsiniz.
91
Araştırmalara katılarak para kazanın
86
Sizi ilgilendiren konularda isteklerinizi kurumlara iletebilmek: Kurumların araştırma yapmak istemelerinin ana nedenlerinin başında sizi anlamak ve size daha iyi ürün ve servis sunabilmek gelmektedir.
şikayet etmektense, aktif davranarak sizi ilgilendiren ürünleri ve servisleri şekillendirmede rol alabilirsiniz. Sonuç olarak gelecekte alacağınız ürünlerin ve servislerin ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılamasını sağlarsınız.
Sizin düşüncelerinize ve isteklerinize önem veren bu kurumlarla görüşlerinizi paylaşarak, sizi ilgilendiren ürünlerin ve servislerin iyileştirilmesini sağlarsınız. Bu şekilde, bir ürün veya servis aldığınız ve memnun olmadığınız durumlarda
Sizinle ilgili araştırmalara yön verebilme: Sizi anlamak ve size yönelik en uygun sonuçları ortaya koymak için yapılan araştırmalara katılabilirsiniz. Böylelikle olayların istekleriniz doğrultusunda gelişmesini sağlayabilirsiniz.
Esnek zamanlama: Belli bir zamanda siteye girmek ve anketlere katılmak zorunda değilsiniz. Hafta boyunca ne zaman sizin için en uygunsa o zaman gelin ve fikirlerinizi paylaşın. Maddi kazanım: Sadece olayları şekillendirmekle kalmıyorsunuz. Aynı zamanda maddi kazanımlar da elde ediyorsunuz. Katıldığınız araştırmalardan kazandığınız Akçeleri daha sonra paraya dönüştürerek banka hesabınıza aktarabilirsiniz.
WEBSİTENİZ CANLANSIN! Şimdi NetAffiliation yayıncısı olun, reklam alanlarınızdan gelir sağlayın 4 Adımda NetAffiliation 1 Hemen
üye olun, ücretsiz !
2
Websiteniz için en uygun kampanyalara başvurun
3
Reklamları sitenizde yayınlayın
4
Para kazanmaya başlayın ve web sitenizin kârlılığını artırın
Çekici kazanç kurguları ve transparan fatura süreçleri ● Performans
bazlı kazançlar: CPL, CPA
● Hesabınızda
biriken 50 € ‘dan itibaren otomatik fatura kesimi
● PayPal
alma
veya banka havalesi ile ödeme
Basitleştirilmiş kampanya yönetimi ● Detaylı
ve kişiselleştirilmiş istatistikler, kapsamlı görüntülenebilir sonuçlar
● İşine
dedike ve ulaşılabilir bir destek ekibi
NetAffiliation hakkında : 2003 yılında Group C2B’ye bağlı olarak kurulan NetAffiliation, bugün 130’dan fazla çalışanı ile hizmet vermektedir. NetAffiliation, tüm dünyada farklı sektörlerde 1,700’ den fazla affiliate kampanyası ve 100,000 yayıncıdan oluşan ağı ile pazarın öncü isimlerinden biri olmuştur.
www.netaffiliation.com - +33 1 70 68 97 20 destek@netaffiliation.com
n her ay ti e il ‘a m o c i. erg nizi, sk@wmd e it s b e w e d Siz paylaşalım... la ız m rı la u c u kuy bu bölümde o
n a l ı n a l l u Sık K Kuponmatik Sahibinden.com’un yeni markası kuponmatik, çevrenizdeki kampanyalardan haberdar olmanızı sağlayan, alışverişe çıkmadan önce indirimleri yakalayabileceğiniz ve özel fiyatlar sunan bir uygulama.
www.kuponmatik.com
Murat.ly Online sunumlar yapabileceğiniz bu sistemde sürükle/bırak tekniği ile objeleri yerleştirebilir, hızlı ve basit bir şekilde sunumlarınızı hazırlayabileceğiniz uygulama, ayrıca sunumlarınızı ve tasarımlarınızı paylaşma ve indirme imkanı da sunuyor. www.murat.ly
Discourse Farklı ve hızlı bir forum altyapısı arıyorsanız, discourse’ye mutlaka göz atmalısınız.Tamamen ücretsiz olması da ayrı bir çekicilik katıyor. www.discourse.org
74
nlar
cı web siteleri tı ra a y l, e s v le iş İlgi çekici, larımızda... fa y a s rı la ım ıt n her ay, Site Ta
SosyalMedyaPort Yeni medya ve dijital dünyaya ilişkin tüm haber ve gelişmeleri anlık olarak okuyucularına sunan bir haber-yorum kaynağı olarak yayın yapıyor.Ayrıca sitede, uzman gözüyle değerlendirme ve analizler de mevcut.
www.sosyalmedyaport.com
Soshareit 1 TB ‘a kadar büyük dosyaları başka bir kişiye göndermenize yarayan servisin üst limitinin, bir çok benzer site 2+GB limit verirken 1 TB olması en dikkat çekici yanlarından.Servisi denemekte yarar var.
www.soshareit.com
Wetransfer Fatwallet Özellikle domain, hosting indirim kuponları bulabileceğiniz sürekli güncel bir web sitesi. www.fatwallet.com
Wetransfer, Üye olmaksızın 2 GB’a kadar dosya transferi yapmanıza yarayan farklı bir servis daha.Şu sıralar ülkemizde en bilinen servislerin başında.
www.wetransfer.com
75