EÐÝTÝM ÞART! eðitim þart + rep / emre bilgiç adý marka! / yek pare bir tuhaf hikaye... / sefereddin dede eðitim zayiatý / m.fatih kutan veresiye defteri yazýtlarý / halil altay
VIII mart2010
EÐÝTÝM ÞART!
EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART !EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞAR T!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞA RT!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!EÐÝTÝMÞART!
albino viii / mart2009 ... ne zaman çýkacaðý belli olmayan bir fanzindir. ...
þeceretü’l-albino
kulüpdilemma adýna sahibi ve editörü abdullah baþaran, yazý iþleri müdürü halil altay’dýr. ayrýca rabia çaðlayan, hanife erkul, hanife erkul*, zeynep þüheda saðman, halil ibrahim özasma, hatice tuðba nur, sakin taþ, ayþegül genç, tuðba keleþ, esra yalçýn, nurseda karataþ ve betül barut’tan oluþan bir yayýn kurulu vardýr.
tashihu’l-albino cemile demirci
grafiku’l-albino
denizyýldýzý tasarým&uygulama / dytasarim@gmail.com** ... tüm sayýlara kulupdilemma.wordpress.com’dan ulaþabilirsin. yazý göndermek istersen de kulupdilemma@gmail.com’a gönder, amma ve lakin, yazýnýn üstünde istediðimiz deðiþikliði yaparýz. cýngar çýkarsan da, kudursan da, ölsen de, gebersen de iade etmeyiz. bu böyle biline. ha bu arada; istediðin gibi korsan baský yapýp daðýtabilirsin. hadi sana bi kýyak! ... pi-es: fiyatýný, satan kiþi alan kiþiye göre deðiþtirebilir.
... *önceki sayýda bir keþmekeþ içinde ismini yazmayý ihmal ettiðimiz sevgili kardeþimizin ismini iki defa yazmayý uygun gördük. hatta onun üzerine koca bir sayý çýkarmayý düþündük. o kadar özür diliyoruz yani. öyle böyle deðil. o kadar. buyur hanife, bu özür senin olsun! **künyeyi sayfaya yaymak daha fiyakalý görünüyodu, böyle yaptýk.
biz de, eðitimin þart olduðunu düþündüðümüz bu sýralar; aldýk elimize kalemlerimizi, ve karaladýk defalarca eðitim üzerine. olmadý çöpe attýk, o da olmadý sobada yaktýk. durmadýk. yýlmadýk. paslanmadýk. çünkü biz eðitimin þart olduðuna þartlanmýþtýk. güzel bir sayý hazýrladýk. ve bu sayý öðrenciye, eðitimciye, eðitimci olmayana, eðitimden hoþlanmayana, okulsuz toplum isteyene, istemeyene, istemeyi bile istemeyene, türkiye otobüsçüler ve minibüsçüler odasý baþkanlýðýna, tekel iþçilerinin eylemlerinde madur olan maðaza sahiplerine, ismail abi’ye, cüz’î’ye, deli hüsnü’ye, sevene, sevmeyene ve sevip de, sevip de kavuþamayana gelsin. varlýðýmýz türk eðitime armaðan olsun! hý bir de; yeni kitaplarýyla meþgul olan mine sota ablamýzýn, yoðunluðundan ötürü bizleri kýrmayýp daha önce yazmýþ olduðu bir yazýyý sayýya dahil etmemize izin vermesi gerçekten çok nazik. mine abla’ya þükranlarýmý sunarken; ayrýca yazýlarýyla aramýza yeni katýlan emre, betül, fatih ve yek’e de teþekkür ediyorum. tabi aþaðýdaki þu harika çizimin sahibi hanife’ye de. lafý daha fazla uzatmadan; birçok eksiðiyle gediðiyle buyrun size kocca bir balyoz: eðitim þart! selam ve dua ile.
A. B.
888
eðitim þart! vallahi eðitim þart azizim bu dönemde. bunca cahillikler, ana öldürmeler, baba býçaklamalar, kardeþ gýrtlaklamalar... daha neler göreceðiz, göreceðiz.
8888
PER + TRAÞ MÝTÝÐE emrebilgiç.emrebilgiç.emrebilgiç.emrebilgiç.emrebilgiç.emrebilgiç.emrebilgiç.
kaldý mý dohuz?
- Aabi þu kelimeye bi baksana þuna bi? - Ver bakiim neymiþ o? - Al abi bak þurda yazýyo. - Hmm, ben de bilmiyorum bunun anlamýný. Fakat üzülme gözüm. Bilgi çaðýnda yaþamaktayýz. Bilgi elimizin altýnda. Bak elinin altýna ne var? - Tatak. - Hay Allah belaný versin, al þu mendili! Bak, internet diye biþey var gözüm. Bununla her þeyi öðrenebilirsin. Bilmemek neyse de, bu çaðda öðrenmeyene öküz derler öküüüz! - Ýyi dedin abi. Cehalet kötü þey abi. - Kes kliþeyi. Bak þimdi, hemen alýyorum bu sözcüðü, yazýyorum þuraya. - Nere ora? -Sozluk.sourtimes.org lan kelek! Nere olacaðýdý daha? Bak þimdi. Aha çýktý meali. - Ee bisürü sonuç var? - Tabii olum, burdan anlamlarýný okuyosun, beðendiðini alýyosun. Ýnternet böyle hayatý kolaylaþtýran biþey. - Çok haklýsýn abi, ben yetiþemedim böyle þeylere, çocuk zehir gibi kullanýyo evde. -Ýstesen öðrenirdin, bahane bulma ibibik! En azýndan sözlükleri öðrenir insan! Ekþi'siydi, itü'süydü, ihl'siydi, cahil adam! - Ne desen haklýsýn abi. Bizim çocuk mesela bu yaþta zehir g… -Kes kliþeyi, aþ biraz kendini trol kýlýklý!
| emrebilgiç
Memleketin köþe yazarlarýný da bilmiyorsundur þimdi sen. Mesela, kimdir Hakan Albayrak? - Adýný duyduydum ama hiç okumadým. - Mühim deðil, ben de okumadým. Hemen açýyorum sözlükten, arattým bakalým kimmiþ: "þair, çete dergisinin ekibinden, Ýslamcý…" Bak nasýl çatýr çatýr tanýyorum herifi! Karakterini çözdüm hergelenin! - Vaay, süpermiþ yav. Alttaki taným ne? - "Çaycýlýktan stratejistliðe terfi etmiþ, lüzumsuz, mal, falan filan kiþi." - Hmm… Ýlkini seçeyim bari. Ýyi olaný. - Aferin, hemen kaptýn olayý lan, he he! Yakýnda sende cehaletin C'si kalmayacak bak, demedi deme. -Ýnþallah abi. - Neyse, þimdi kafana takýlan ne olursa buradan bulabilirsin, öðrendin bakmasýný. Hatta bu sitedeki aðabeylerin kadar bilgili, önemli biri olursan ileride sen de tanýmlar yazabilir, cehalete meydan okumuþ bu kitleye dahil olabilirsin. -Gerçekten mi? -Evet gerçekten. Hadi þimdi sktr git, baþýmý aðrýtma. Daha aydýnlatmam gereken yüzbinlerce genç var. - Nasýl sktrip gidilir bilmiyorum ama ben? - Arat iþte sözlükten. Onu da mý ben öðreticem ya öf! Cahil herif...
..!ILIY MÝTERÐÖ ÝNEY minesota.minesota.minesota.minesota.minesota.minesota.minesota.minesota.
-Günaydýn çocuklar. -Günaydýn öðretmeniiimmm. -Ne gerek var þimdi bu kadar baðýrmaya? Seslere bak, kocaman. Baþlýcam sizin ergenliðinize haa, oturr. Gelir gelmez günaha sokmayýn adamý... Sen! En arkadaki, burnunda bilezik olan. Çýkar hemen þunu ordan.
| minesota
Gelirsem oraya, o þeyi takacak bir burnun kalmaz bak. Adýn neydi senin? -Kitara örtmenim. -Nitara?? -Kii-taa-raa -Ne demek o öyle? -Bi ses örtmenim. Yani nasý desem þimdi, nasý
Hayýr, nasýl da kamufle etmiþ. Yeni fark ediyorum, ba ba ba. -Hocam neresi uzun bunlarýn ya? -Oðlum kural ense deðil mi? Senin ensen belinde mi? Ýki de belik ör bari, bir de kurdele baðla, kýzýlderili þefi gibi dolaþ ortalýkta. Derhal kestiriyosun onlarý. Görmücem yarýn. -Ne diyosunuz siz hocam ya? Onlar benim uðurum. -Uðurlarýn çok uzamýþ. O kadar uður fazla sana. Birer parça kes, arkadaþlarýna daðýt. Onlara da hayýrlý uðurlu olsun. -Nasýl kesiyim hocam, kýyýlýr mý bunlara? Bi baksanýza þunlara. -Bana bakk, savunma saçlarýný öyle. Gelirsem yanýna, o uðurlarýnýn son kullanma tarihi aniden dolar, uðursuzluðun olur. Yarýn görmicem dedim. Anlaþýlmayan bi þey? -Öööff öfff. -Öfürdeme. Okulun kurallarýna uyulacak. Ýþte o kadar. -Hocam siz okulun kurallarý deðil, kurallarýn okulu yaptýnýz burayý ama. -Öyle mi Rapunzel? Sen bir öðrencisin ve okul bitene kadar þýrýl þýrýl görücem o enseyi, iþte o kadar. Söyle o saçlarýna, ya kafatasýnýn içine doðru uzasýn ya da gitsin kuralsýz bir yerde uzayabildiði kadar uzasýn. Yarýn görmiyim... Hayýr, ders anlatacaðýmýz gürûhu yontmaktan, öðrenci haline getirmeye çalýþmaktan bir türlü derse baþlayamadýk ki... Bakýn, beni Kel Mahmut ilân edeceðinizin farkýndayým. Ama isterseniz Führer ilan edin, umrumda bile deðil. Tepkilerimin tüm sertliði üzüntümden kaynaklanýyor. Ya ne bu hâliniz, nesiniz siz, kimsiniz?... Al iþte yaa, al iþte. Gel de çýldýrma þimdi. Kýzým o týrnaklarýnýn hâli ne öyle, çapa mý yapýcan? -Lâf atan oðlanlarý cýrmýklýycam örtmenim. Silâh onlar silâh, ha ha ha. -Kesss! Laubalilik istemez. Guinness Rekorlar Kitabýna girmeden derhâl kesiyorsun onlarý. Hatta arkadaþýn da yardým etsin. Çünkü normal bi insanýn gücü yetmez. Elektrikli testere lâzým sana be... Yok yaa, ben þimdiden kafayý yedim yaa, iflah olmam ben artýk. Çocuklar bakýn, yeminle söylüyorum, hâlinize kendi çocuðum kadar üzülüyorum. Hayýr, zaten üç
88888
anlatsam? Þimdi eee þöyle. Uzakdoðu'da eeee, baharýn geliþini müjdeleyen eee, bi kuþun çýkardýðý eee, bi ses yane. Hani ben de geliyomuþum ya, babamlar bahar geliyo gibisinden öyle demiþler iþte bana, iltifat þeysinden. Olay bu yaððne. -Kýzým o sakýzý ya çýkar ya da ebediyyen yut... Ayrýca yok öyle bir kuþ muþ. Baban atmýþ kafadan. Ne yani, baharýn habercisi öten bir kuþ deðil de böðüren bir inek olaydý baban sana böððð mü diyecekti þimdi? Bence Japon'un teki bu ismi kullanmýþ kullanmýþ, yýpranýnca da atmýþ bi kenara baban da yerden almýþ sana takmýþ. Oturrr. O sakýzý da çýkar, dýþarýdan aðzýna yapýþtýr. Böyle bir Türkçe'yle konuþma bi daha... Heey sen! Duvar tarafýnda oturan. Bana mý öyle geliyo, yoksa senin kulaðýnýn arkasýnda sigara mý var? Dua et, bana öyle geliyo olsun, dua et, halüsinasyon görüyo olayým... oðlum ne bakýyosun öyle aynada kendini ilk kez gören Aborjinler gibi? Sana konuþuyorum sanaa. -Kim, ben mi? -Hayýr dublörün. Yok, ben her gün ayný saatte o yöne bakýp "Hey sen!" derim. Tööbe yaa. Tabi ki sen. Çabuk yok et o sigarayý ordan. -Ne sigarasý hocam yiaaa? Sigara deðil ki bu. -Ne peki, bazuka mý? Utanmaz, saygýsýz, arlanmaz. Kulak arkasý paket taþý bari... hiþþþ! Sen sen, keþin arkasýndaki. Bak bakiyim sen bana bi? -Kim? Ben mi? -Hoppala. Yahu bu sýnýfta kimse kendini tanýmýyo mu be zombiler? Bak oðlum, tanýþtýrayým seni. Bu sen, bu da sen. Haydi memnun olun bakýyim... Kendine gel. Sýnýfta olduðunu unutma. -Ya n'aptým hociyam yiaa? -Çýkar kafaný o cips paketinden ya da tamamen gir içine, kaybol hadi!.. Yaa ne bu sýnýfýn hali yaa? Bi de bunlara ders anlatýcaz ha. Daha beyinleri nerede onu bulamadýk. Koca sýnýfýnkini toplasan bir omurilik soðaný etmez be... Hey hey hey! Sen sen! -Kim? Ben mi? -Pes yani, inan pes. Evet sen oðlum, sen ta kendin. Ne o saçlar öyle beline kadar uzamýþ? Ceketinin içine sok bari. Hem sýcak tutar.
888888 kaldý mý iki?
kuruþa talim ediyoruz, bari kârýmýz siz olun istiyoruz. Hiç deðilse ruhen doymuþ oluruz bari. Biz geleceðimizi sizlere teslim edicez ama görünen o ki gelecek hiç gelmeyecek. Bu nesiiil öyle bir nesil kii, böyle bir nesiiil... -Paaattt! -Kýz sen çýkarmadýn mý o sakýzý hâlâ! Suratýna da yapýþtýrdý, ceset gibi oldu. Kalk git, çabuk temizle þu suratýný... Güya burda lâf anlatýyoruz. "Hoca nutuk atýyo." diyosunuz di mi? "Dinlemesek de olur." Anlamayý zaten geç... Size beyin nakli yaptýrmadan hiçbir þey iþlemez biliyorum ya, neyse. En iyisi býrakalým daðýnýk kalsýn. Bari kalbiniz kýrýlmasýn. Sonra öðretmenler odasýnda herkes çayýný içip sohbet ediyo, ben bir köþede, sigara dumanlarý arasýnda, bir elim baþýmda kahýr içinde oturuyorum. -...Dudu dudu dilleri, lýkýr lýkýr... -Kim o? Ne o? Al iþte al yaa, telefon mu o? -Yok Hocam, Tarkan bu. Cebimde taþýyom da, ha ha ha ha. Telefonun melodisi bu hocam, ne olcak baþka? -Bana ne melodisinden be. Okulda telefonun ne iþi var? Çabuk ver onu bana. Aman be amaaan. Annem ne güzel astronot ol demiþti bana. Hiç olmazsa gerçek uzaylýlarla uðraþýrdým. Ýçime fenalýk geldi be. -Bana da mesaj geldi hocam. -Bana bak, küstahlýk etme. Yuttururum o telefonu sana, akþama kadar dudu dudu dolaþýrsýn ortalýkta. Ver çabuk þunu bana. Bu telefonu bir daha burda öterken görmicem. Bugün olanlarý görmezlikten geliyorum. Hatta bugün tamamen kör oluyorum. Yarýn herkes insan sûretinde gelecek, karýþmam. Yoksa bugünküleri de eklerim, müebbet okursunuz bu okulda... Neyse, bakalým geçen seneden neler hatýrlýyorsunuz bir sýnayalým... 371 Orkun, kalk yavrum tahtaya. -Kim? Ben mi? -Hayýr oðlum, Ýzzet Altýnmeþe... Yahu tabi ki sen, kim olacak baþka? Kalk tahtaya. -Þimdi mi? -Hayýr yavrum. Nasipse önümüzdeki ayýn son perþembesine randevu veriyorum. Heehh,
buraya da not alalým. Geç kalma, tamam mý oðlum? Haydi güle güle... Kalk ulen tahtaya, diþçin mi sandýn beni? Tabii ki þimdi. -Öffff! Hayret bi þii yaaa. -Sensin hayret. Oðlum gelsene buraya, neden korkuyorsun, yemicez gel... Eveeet, pankreasýn görevleri nelerdir? Döktür bakalým. -Eeee, pankreasýn görevleri çoktur hocam. Bildiðiniz gibi deðil. -Hýmmm. Dünyanýn yükü omuzlarýnda diyosun yani, hý?... "Bildiðiniz gibi deðil." dedin. Pekâlâ, senin bildiðin gibi nasýl, de bakalým. Nerde mesela bu organ? Yani nerde ikamet ediyor? Kolda mý, kafada mý, karnýmýzda mý? -Kolda, amaann karnýmýzdadýr hocam. Beni de þaþýrttýnýz yaa. -Evet oðlum, ben þaþýrttým. Yoksa sen þakk diye bilecektin... Peki ne yer, ne içer? Bi þey salgýlýyordu bu organýmýz neydi o? -Yav hocam ne bulursa salgýlýyo iþte. Ne bileyim ben. Bir tükürük, bir su, ee efendime söyleyeyim bir ter... Belli olmuyo ki. Zamane pankreasý iþte... -Öyle diyosun yani. At yavrum at, açýlýrsýn. Eee, sonra? En sevdiði popçu kim?.. Geçç yerine. 100 üzerinden -1... Sen Kitara, baharýn habercisi olan kuþ. Müsaitseniz tahtaya buyrun lütfen. O sakýzý da gizli gizli sonra çiðnersiniz. Anlat bakalým kýzým, mitoz bölünme nedir? -Mitoz ya da mayoz fark etmez hocam. Bölünmek iyi bi þii deðildir. Zaten bizi bölmek isteyen çok... Yaðni adý ne olursa olsun, bölünmek iyi bi þii deðildir hocam. -Diyosun. Þehitler ölmez, hücre bölünmez yani, ha? Geç kýzým yerine. Gözlerim yaþardý. Bu cevaba lâyýk bir not bulamadým. Þimdilik al þu sýfýrý, idare et. Sonra aramýzda anlaþýrýz. Maksat ayaðýn alýþsýn. -Saat kaç hocam? -Þimdi çalacak. -Zaaarrrrrrrrrrrrrrrrrrrr! -Hadi geçmiþ olsun.
kýymetbilmez.kýymetbilmez.kýymetbilmez.kýymetbilmez.kýymetbilmez.
Bülent: Usta bize 5 kiþilik köfte atsana. Usta: Olur aslaným. Bülent: Buyurun köfteler… Usta: Vay, pek de küçüksünüz siz yaa… 91'liler mi þimdi bu sene… Vay vay, mehtap kaç senin? Bülent: Mehtap mý? Yok abi, benimki Ayþe. Usta: Haaahhaa haa yok be oðlum, teskerene kaç gün var diyorum. Bülent: Haaa 28 gün. Arkadaþlar: Lan oðlum, hiç mi duymadýn mehtabý. Bülent: Ne bilim abi ben , söylediniz mi sanki.. Yaa çok komik oldu bu yaa. Dur ben Ayþem'i arayýp anlatayým. O da çok gülecek eminim. Hem de bizimkilerle düðün iþini konuþtuðumu, köye döndüðüm hafta düðünümüz olduðunu söyleyeyim. Sürpriz yapacaktým ama, neyse. Bülent: Ayþem! Ayþe: Bülent'im! Bülent: Nasýlsýn? Ayþe: Ýyiyim Bülent'im. Sen nasýlsýn? Bülent: Ben de iyiyim. Bak ne dicem, mehtap 28. Ayþe: Bülent'im benim de bir haberim var da… Ne, ne diyorsun sen yaa, Mehtap mý?
| kýymetbilmez
Bülent: Dur bi yaa! Ayþe: Durayým mý, peki Mehtap? Bülent: Þöyle: (der ve açýklar.) Ayþe: Hmm, ne bileyim ben. Duyunca ilk, þaþkýna döndüm. Söyle, baþka ne diyecektin? Bülent: Sen ne diyecektin? Ayþe: Olmaz, sen söyle. Bülent: Hayýr, sen. Ayþe: Peki söylüyorum, sýký dur. Bülent: Hadi ama. Ayþe: Peki. Sýký durdun mu? Hi hi eveeeeeeet, iþte söylüyorum. Öss'yi kazandýýýýýýýýýýýýýýýýýýým. Ýstanbul'a gidiyorum. Bülent: … Ayþe: Bülent'im çok güzel, deðil mi? 2 yýldýr bunu hayal ediyordum Bülent: … Ayþe: Ee, niþanlýlýk biraz daha uzayacak artýk haliyle. Bülent: … Ayþe: Çok mutluyum Bülent'im, çooook… Neyse, sen gelince kutlarýz artýk bunu. Ee, sen ne diyordun Bülent'im? Bülent: Ihm ýhm… Iýýý… Tabi tabi, git... Bittim yani, gitmelisin dimi ama… Eðitim þart... Ooof of!
!AKRAM IDA yekpare.yekpare.yekpare.yekpare.yekpare.yekpare.yekpare.yekpare.yekpare.
| yekpare
Yavrum bak, bir dakikaný bile boþ geçirmemen gerekir senin. Bu tempoyla hiçbir þey yapamazsýn! Bak bizim bir Nüvit Tahtalý vardý. Her gün okula giderken evine uðrardýk, onu da almak için. Ve her gittiðimizde bu çocuðu okul kýyafetleriyle kitaplarýnýn üzerinde uyuya kalmýþ bulurduk. Ders çalýþýrken uyuya kalmýþ olurdu, bir dakikasýný bile boþ geçirmezdi. Eðer Nüvit Tahtalý gibi olmazsan üniversiteyi unut!!!
kazandý, arkasýndaki isim kim mi? Tabii ki Nüvit Tahtalý! Ablam (Ankara) Ýlahiyat'ta okuyor. Lisedeki büyük baþarýsý ve üniversiteli olmasý, Ankara Ýlahiyat gibi bir nimeti elde etmesi kimin sayesinde? Tabii ki Nüvit Tahtalý!
Abim þu an üniversite okuyor. Nasýl mý
Kýsacasý Nüvit Tahtalý bir ebeveynin en büyük
Nüvit Tahtalý eðitim sektöründe bir ekoldür, sizi geleceðe hazýrlar, çocuklarýnýzýn derslerine yardýmcý olur. Kiþisel geliþim için olmazsa olmaz bir örnektir.
8888888
MÝTÝÐE PATHEM
88888888
yardýmcýsýdýr. O bir öðretmen deðil, öðrenci deðil, eðitimci ya da dershane hiç deðil… O bir kahramandýr. Kimdir bu? Bilmem kim demeyin sakýn, açýklayayým. 79-80 Malatya Emeksiz Lisesi mezunlarý son yýl toplanýp bir karar alýrlar. Kendileri ömr-ü hayatlarýnda hiç ders çalýþmamýþlardýr ve son yýl bu yüzden piþmanlýk duymaktadýrlar. Düþünüp taþýnýrlar ve bir hayali kahraman yaratmaya karar verirler. Bunu, baþta kendi çocuklarýna, sonra gelecek nesillere gaz(!) vermek amacýyla yaparlar. Hedefleri, çocuða kahramaný (Nüvit Tahtalý) anlatýp örnek oluþturmak ve üniversiteyi kazanmasýný saðlamaktýr. Ben ve kardeþlerim Nüvit Tahtalý amcayla büyüdük. Küçükken oyun oynardýk arkadaþlarla. Herkes "Ben Örümcek Adam'ým.", "Ben Süperman'im." filan derken, ben Nüvit Tahtalý olurdum. Çünkü o benim kahramanýmdý. Ne zaman bir iþte zorlansam, yardýmýma koþardý. Ah bir de babamdan dayak yerken gelseydi ya! Olsun, yine de o benim hayatýma yön verdi hep…
Liseye geldiðimde bir þeyi fark ettim; bu amca ders çalýþmaktan baþka bir þey yapmýyordu. Uyuz olmaya baþlamýþtým. Ben ne zaman dersleri boþlasam, bu adam inadýma soru çözüyor, ders çalýþýyordu. Babam her akþam onu anlatýr olmuþtu. Ben de onu böyle sürekli ders çalýþan, yumuþak yatak battýðý için çalýþma masasýnda uyuyan, yalnýzca okul kýyafeti giyen biri bilirdim. Ama gerçek bu deðilmiþ… Oðlun ders çalýþmýyor mu? Kýzýn zayýf mý aldý? Çocuðun okumakta gözü yok mu? Uydur kardeþim iki Nüvit Tahtalý hikayesi, ver ara gazýný, bak bir daha yapýyor mu ayný þeyleri! Her çocuðun bir Nüvit Tahtalý'ya ihtiyacý vardýr. Ýnsanlar yirmi yaþýna kadar gazla çalýþýr. O zaman lazým olan tek þey küçük bir hikâye. Nüvit Tahtalý varsa hayatýnda, sorun olmaz öss sorularýnda. Not: Nüvit Tahtalý, þu anda Malatya Devlet Hastanesi'nde ürolog olarak görev yapmaktadýr. O beni tanýmasa da, babam sað olsun, ben onu çok iyi tanýyorum. Ve onu tüm çocuklarýn, gençlerin tanýmasý gerektiðini düþünüyorum. Hakkýný helal et Nüvit amca.
ITAÝYAZ MÝTÝÐE m.fatihkutan.m.fatihkutan.m.fatihkutan.m.fatihkutan.m.fatihkutan.
| m.fatihkutan
Hep bu bozuk düzen, bu daraðacý suratlý toplum Ali Emre Ritüelleri, saygý duruþlarý, kokteylleri, balolarý olmasa sanýrým sýkýcý olurdu eðitim. Eskiden daha bir garnizon mevsimi hakimmiþ tabi, biz parçalý bulutlu hâline yetiþebildik. Daha ilk sýnýfta haþin ve kanlý bir dil çarpýþmasýna þahitlik etsem de bu, ayrý ve baþka dilde yazýlmasý gereken bir konu. Ortaokulda, sosyal bilgiler'in coðrafya zeyllerinde coðrafya ve devrim konusunu çaðrýþtýran pek bir ibareye rast gelmediðimden olsa gerek kahverengi, yeþil, mavi renkleri ve onlarýn tonlamalarýndan ibaret bir dünya tasavvur ediyordum. Sonra bütün renklerim yýkýldý.
Anlaþýlan bütün dersler ayný algý þekline sahip insanlarýn eleðinden geçip geliyordu zira inkýlap tarihinin 1930'larda kesilmesini bir yere kadar -bir yer belirleyelim: bin dokuz yüz seksen- anlayabilirdik de, ayný mantýkla edebiyat da ''sen geldin benim deli köþemde durdun'' dizesine varamýyordu bir türlü.
Konuya hakimiyetim için Nuri Pakdil'in çocukken durmaksýzýn incelediði atlasý yüzüne kapayarak uyuduðu kýssasýný anlatmalarý yeterdi, kýssa geleneði de yoktu Anneler ve Kudüsler þiiri de. Edebiyatýn eksikliði ve fazlalýðý da lisede kendini gösterdi.
Alfabe de Atina'dan kalma bir yalan zaten. Bütün hazinemiz burada gizli: Peltek se.
Tüm bunlarýn dýþýndan baktýðýnda -ki sivillik bu ritüellerin yanýnda veya karþýsýnda deðil dýþýnda durmaktýr Ece Ayhan'a göre- bir de görüyorsun ki sevgili daraðacý suratlý okur alfabe'den gerisi yalan.
sefereddindede.sefereddindede.sefereddindede.sefereddindede.
"Gam deler gam zedeler Sinem hakkak delemez Delerse gamze deler..." Her insanýn gönlünde kocaman bir kütüphane vardýr. Kimi tozlu raflar arasýnda kara ciltli kitaplar barýndýrýr, kiminin beyaz sayfalarý, kiminin karmakarýþýk notlarý, insanlar hakkýnda yazdýðý yazýlar ve okunmuþ-okunmamýþ mektuplarý vardýr. Kocaman bir salon; etrafýnda kitaplar, dolaplar, antika eþyalar, ortada küçük bir masa ve sandalye... Cafer Bey yine bir araþtýrma yapýyor olmalý. Ortalýðýn karýþýklýðýna bakýlýrsa yine bir þeylerin derinliklerine dalmýþ. Aklýndan tam olarak neler geçiyor, neyin hayalini kuruyor bunu bilemem. -Bir hikayeci zaten, kahramanýnýn aklýndan her geçeni aþikar etmemeli.- Ara sýra pala býyýklarýnýn kenarýný kývýrmasýndan ya da kafasýný kaþýmasýndan, zihninden geçenlerin bir kýsmýný yine de tahmin edebilirsiniz; eðer peþ peþe üç kez pala býyýðýný kývýrýyorsa yeni bir hesaplama yapmýþ, kel kafasýný kaþýyorsa bir parça eþyadan yine onlarca hikaye çýkarmýþ demektir. Masasýnýn üzerindeki deftere aldýðý notlardan da ayrýntýlarý görebilirsiniz. "Ne kadar daha yaþayabilirim?" sorusu altýnda bir sürü hesaplamalar, günlük almasý gereken kaloriler, yemek seçeneklerine kadar her þeyi yazmýþ. O hesaplarýný yapadursun, bana daha ilginç gelen notlarýndan size bir kaç kesit sunayým. Þu tozlu raflarýn ikinci sýrasýnda olmalý. (Bu adam ne kadar daðýnýk!) -Of! Buraya koymuþtum geçen sefer, yine nereye kaldýrdý kimbilir! Tamam tamam, þu karþýdaki olmalý. "Hayvanlar ve insanlar üzerine notlar: Bir dananýn 'möö' leme ses yüksekliði 16 desibel. Bizim Çaycý Nuri'nin kulaðýmýn dibinde 'çayy!' diye baðýrmasý da 16 desibel. Ýnsanýn duyma eþiði 0-20 desibel arasý. Sütçü Nuri'nin 'süt!' diye baðýrmasý da 16 desibel. Acý duyma eþiði 100 desibel ve üstü ise, Çaycý Nuri hayatýnda dana beslemiþ olabilir mi? Evet kahveyi açmadan önce çobanlýk yapmýþ. Demek ki insan beslediði hayvandan birçok yönden etkileniyor, bir süre sonra birbirlerine uyum
| sefereddindede
saðlýyorlar. Ýneðe 'oha' derken mesela, hayvanýn böðürme eþiðine yakýn bir ses çýkýyor ya da kediye pisi pisi derken, kedinin miyavlama ses yüksekliðine yakýn bir ses..." Tabi burada okunacak birçok þey var ama benim daha çok sevdiðim notlarý, herhangi bir eþya üzerinden çýkardýðý notlardýr. Mesela bir sandalyeden bahsederken, üzerinde kimlerin oturabileceðinden tut, ne iþe yaradýðýna, yapan ustanýn nasýl yaptýðýna kadar... Beyaz mercedes: Ýçine 10 koyun sýðabilir, bunu geçen kurban bayramýnda gördük. Gerçi o zaman tek koyun atmýþlardý arabaya ama 10 koyunun sýðmamasý için hiç bir sebep yoktur. Arka koltuðu kaldýrýp bagaja da bir delik açtý mý sorun çözülmüþ olur. Tabi baþka yöntemleri de vardýr; eðer aracý binek halden kamyonete çevirtirsen halkýn zekasýna bir payda da sen eklemiþ olursun. Samsun Çarþambasýnda kamyonun otobüse çevrilmesi gibi, hatta son zamanlarda ABS gibi yeni arablarda bulunan fonksiyonlar da takýlýyormuþ... Her þeyden önce bu arabanýn yaþýný bilmek istiyorsak, boyasýna klorlama tekniði ile yapýlan denemelerden bulabiliriz. Klorlama tekniðiyle arabada bulunan pas lekelerinin çokluðuna bakýlarak ve üzerine klorlu su akýtalarak pasý ne kadar çoðalttýðý ölçülür. Bi lekenin yüzde derecesinden çýkarýlýr. "pas oranýný yüzde yirmi artýrmýþtýr, o zaman yirmi yaþýndadýr, hiç artýrmamýþtýr, hata payýný da alýrsak o zaman sýfýr gibidir ve bu tekniðe göre bu araba 33 yaþýnda olmalý. Ayrýca bu modellerde, önündeki lambanýn dik olmasý, Mercedes'in bunlarý saçma bi þekilde yana indirdiði 80'li yýllardan önce olduðunun kanýtýdýr. Camlarýnýn otomatik olmamasý ve tornavida gibi delici aletlerin camýn kenarýna sýkýþtýrýlarak camýn açýlmasýnýn engellenmesi de 1967'yi hatýrlatýr. O sene çýkan arabalar için, 'Bunlarýn cam motoru 20 yýl sonra bozulur. Biz buna en iyisi tornavida için bir yer açalým.' diyerek, kenarlarýnda delik yapýlmýþtýr. Ýnanmayanlar, 67 model bir Mercedes'in camlarýnýn kenarýna bakabilirler. Komþum Halil Bey, 10 sene öncesinde garajdan çýkarken, büyüdüðünü anlayamadýðý çam
888888888
...EYÂKÝH FAHUT RÝB
8888888888
ortadaaaki iki sýfýrý da sildiniz.
aðacýna (Artýk kaç senede bir çýkarýyorsa arabayý? Kurbandan kurbana?!) aracýn sað tarafýndan vurmasý sonucu, aracýn çamurluðunun deðiþtirilmesine sebep olmuþ, bunun yanýnda, altýna da çürümesin diye o yýllarda zift attýrmýþtýr. Önceki gün yanýmdan geçtiðinde de burnuma arabanýn içinden kesik süt kokusu geldi. -Bir rivayete göre Halil Bey, kýþ günü Ýstanbul'a daha pahalý satarým düþüncesiyle aracýn içinde koyun götürürken, hem tünelden koyunlarla geçmenin polis tarafýndan hoþ karþýlanmayacaðýný düþünerek, hem de sýrf heyecan olsun diye Bolu Daðý'na beyaz Mercedesi'yle týrmanýp, yolda bazý týrlarla beraber kalýnca içinde bulunan koyunlara sarýlarak, týr þöförlerini de yanýna alarak ýsýn-
maya çalýþtýðý ve o koyunlarýn etinden sütünden faydalanmak üzere hayatta kaldýðý bir þehir efsanesi olarak anlatýlagelmektedir.Ama benim duyduðum kokunun bu kokuyla alakasý yok. (Dikkat edin, "-" içinde.) Muhtemelen köyden gelirken, içine süt dökülmüþ olmalý ki siz sakýn arabanýza süt dökmeyin." Neyse sayýn okuyucu, daha yazýlacak, anlatýlacak çok hikayesi var Cafer Bey'in ama bu Albino'nun sahipleri, Yeter artýk, bir Cafer Bey tutturdun tüm dergiyi onunla dolduracaksýn." Diyor. Gelecek sayýya Cafer Bey'in birsürü notuyla devam edeceðiz.
EDVERÖG YOSTFÝÇ zihniderin.zihniderin.zihniderin.zihniderin.zihniderin.zihniderin.zihniderin.zihniderin.
?: Ýyi akþamlar sayýn seyirciler, been Saadettin Çiftsoy, sorarým. Bu günkü konuðumuz devrimiyle dünyayý sallayan bay ünlem. (þak þak þaakkk) Hoþ geldiniz Bay Ünlem buyrunn. !: Þimdiii sayýn Çiftsoy, o zamanlar beyaz sayfada XVIII. Kara Nokta'nýn oðlu XIX. Kara Nokta kraldý. Karabasan gibi çökmüþtü adeta ülkemizin üstüne. Hain, zalim, Allahsýz, kitapsýz, þerref… ?: ýhým ýhým… Ben Saadettin Çiftsoy, sorarým. Size geçelim efenim… !: Ýþte o zaman ben daha gencim, kan kýmýl kýmýl. Boy desen boy, pos desen pos, bi yakýþýklýyým ki sorma, bütün kýzlar peþimde. Ben kimseye yüz vermiyorum tabi. Efenim evlilik kurumu zaten bilirsiniz önemlidir, öle hafife alýnmaz. Bi kýz bi erkekten oluþur. Bunlar ilk önce birbirlerini severler ya da sevmezler, bazen biri sever biri bunu ayþegül genç çizdi.
| zihniderin
sevmez bazen… ?: ýhým ýhým... Ben Saadettin Çiftsoy, sorarým. Konuya geçelim efenim… !: Her þey o karanlýk, sisli, puslu, mehtaplý, fecri sadýða bir kala… ?: ýhým ýhým… !: He iþte o gecenin karanlýk saatinde toplanmýþtýk. Birden kapý çaldý, kapý çalýndý, kapýyý kim çaldý? ha ha ha! (sadece ünlem gülüyo) Derken içeriye siyah pelerinli, yakasýnda chp rozeti olan bi iþaret girdi. "Kim lan bu kara çarþaflý, geri kafalý, yobaz, antilaik?" diye düþünürken, çarþafýný açtý. Anam anam anam! Bu bizim düþman safýndan Ýki Nokta Üst üste deel miymiþ Çiftsoy Bey? ?: Sorarým, deel miymiþ? !: Meðer Bay Parantez'in teblið hareketiyle imana gelmiþ, bundan böyle yanýmýzda yer alacakmýþ. Bütün gözler üzerime çevrildi. Yýllar önceydi Çiftsoy Bey, bir reklam firmasý reklam filminde beni oynatmýþtý. Kimse reklamýn bu denli meþhur olacaðýný düþünmemiþti ama reklam dünyaya açýldý ve insanlar ünlem modasýný ürettiler. Gençler yazýlarýnda hep beni kullandýlar. Reklam metinlerinin gözdesi oldum. Aþk mektuplarýnýn vazgeçilmeziydim. Üstüne üstlük trafik uyarý levhalarýnda da boy göstermeye baþladým. Tabi XIX. Kara Nokta'nýn tahtý kaptýrcam diye gözü korktu. Eee, yazý kullanýlmaya baþladýðýndan beri saltanat Nokta
iþte o karanlýk, puslu, ve bir o kadar da sisli gece...
Soyu'nundu. Sað kolu Ýki Nokta Üst üste'nin önerisi üzerine ben ve kardeþlerimin noktalarýnýn toplatýlmasýný emretti. Karar verildi ve tüm ünlemler ayrýldý noktalarýndan. Ýþte o an benim bittiðim andý. Noktayla birlikte karizma da gitti. Býyýðý kesilmiþ Külhanbeyi gibi dýmdýzlak kaldým ortada. Ne kahveye gidebildim ne çarþýya, pazara. Veli Efendi bensiz kaldý, oynadýðým kuponlarý yatýramadým. Çok çektim çoookkk. Evim bana hapishane oldu. Kendimi kitaplara vurdum. Bütün kitaplar bitince düþünmeye baþladým. Düþündükçe var oldum. Var olunca vardým varlýklar alemine. Ýdealarda kayboldum, Nirvana'ya ulaþtým, Ganj Nehri'ne aktým, ben yandým eller yanmasýn, sevdalýlar ayrýlmasýn… ?: Ama ýhýýmmm… !: Sesim güzel ama dimi? Ve XIX. Kara Nokta'nýn zulmüne nokta koymaya karar verdim. Duydum ki sistemi sorgulayan bi Soru Ýþareti varmýþ. Vardým yanýna, açtým derdimi. Filozof Soru Ýþareti, "neden olmasýn!" dedi. Nokta'nýn taht sevdasý yüzünden yarýn kendisini de noktasýndan ayýrmayacaðýný nereden bilebilirdi? Uzun uzun tartýþtýk yapabileceklerimizi ve tüm iþaretleri toplamaya karar verdik. Ýþte buydu tüm hikaye. Ýki Nokta Üst üste, anlattý her þeyi. Kara Nokta son bir yýldýr aþmýþ çizgiyi, artýk dinlemez olmuþ onu. Onun için noktalama iþaretlerinin huzuru hiç önemli deðilmiþ. Sadece karýsý Virgül varmýþ gözünde. Havalý Noktalý Virgül girdi söze; meðer derinlerde neler varmýþ. Bu havalýylan Kara Nokta yavuklularmýþ. Dere kenarýnda, sur diplerinde, çeþme baþlarýnda buluþurlarmýþ. Susadým çeþmeye, dýrýnýrýným… Varmaz olaaaydým, dýrýnýrý… ýhýýým biliyorum ama maksat sizin reyting artsýn Çiftsoy Bey. Neyse bu hain Virgül büyü yapmýþ da kapmýþ güzelim kýzdan tacý. Havalý Noktalý Virgül'ün içine oturmuþmuþ meðer, eee taç yani. Neyse ben aldým sözü.
Bütün gece ne yapabilceðimizi konuþtuk da bi sonuca varamadýk. Tam ümitler tükendi, sesler kýsýldý derken bizim filozofun oðlu bastý kahkahayý. Neymiþ efendim, Ýki Nokta'yla Parantez yan yana gelince gülücük oluyomuþ. Diyorum veletleri getirmeyin toplantýya diye ama, karýlarýn altýn günü varmýþmýþ pehhh, demeye kalmadý farkettim ki aslýnda hiç de fena fikir deel. Noktayý tahtýndan edecek yeni iþaret bu olabilir. Herkes bu iþareti beðendi. Neyse, öyle böyle derken sabah olmuþ ve yokluðumuz nöbetçilerin dikkatinden kaçmamýþ. Bastýlar evi, topladýlar bizi, attýlar zindana. Hayallerimiz suya düþtü. Diðer iþaretlerle tüm baðlantýlarýmýz kesildi. Napsak, netsek derken oluþturduk bi plan ve hemen uygulamaya geçtik. Plan gereðince Havalý Noktalý Virgül 3 gün yemek yemedi ve hastalandý. Hemen doktor çaðýrýldý ve aldýlar Havalý'yý revire. Akþama doðru anca geldi gerüü. Meðer doktor zorluk çýkarmýþ bizim kýza. Havalý da yazývermiþ her þeyi kaðýda, koymuþ serum þiþesine fýrlatmýþ dereye. Bekle ki bulsun bi abdALLAH da kurtarsýn. Eli mahkum baþladýk beklemeye. Bizim imam, trenin arkasýnda her akþam kýldýðýmýz akþam namazýna müteakiben, ettiðimiz toplu dualarýn açtýðý kapýdan ulaþan ilahi ýþýk, zindanýmýza sýzan nur u aydýnlýðýn, gözlerimizi kamaþtýran berraklýðýnýn iç açýcý, gönül ferahlatýcý kalp mutmainliði veren, eee (biri bu cümleye dur desin! Noktaa nerdesin?) Neyse iki ay sonunda seçim günü topladýlar bizi meydâne, ikisi de birbirinden merdane. Hayy de bre pehlivan! Ne diyodum ben? Ha seçim diyoduk -neyi seçeceksek- Artýk yapacak hiçbir þey kalmamýþtý. Nokta bu yýl da da kraldý ama biz her profesyonel futbolcu gibi önümüze bakacaktýk. Hazýr bu kalabalýðý bulmuþken, þimdiden baþlamalýydýk seçim propagandasýna. Bu yeni iþaretten herkes haberdar olmalýydý. Koþtum hoparlör odasýna, baþladým anlatmaya. Nefesler tutulmuþ-
88888888888
bunu da ayþegül genç çizdi.
888888888888
toplayýnca ne yapar? kýrk yapar!
tu, herkes masal dinler gibi sakince dinliyordu. Konuþmamý bitirdiðimde, meydandakilerin coþkusunu hissetmeyi, baðýrýþmalarý, alkýþlarý bekliyordum ama beklediðim olmadý. Koþarak, meydana açýlan balkona çýktým. Havalý, Bay Parantez, Geveze, Filozof, Hayalperest, Küçük Filozof, herkes ordaydý. Balkondakiler þaþkýndý, çünkü meydandakiler konuþmanýn bitiþiyle gülmeye baþlamýþtýlar. Evet evet, gülüyorlardý, hem de kahkahalarla, katýla katýla, yerlere yatarcasýna gülüyorlardý. Meðer bizim dualar uçurmuþ þiþeyi, düþürmüþ kafasýna Medya Kralý Batan Karanlýk'ýn. O da gazetelerde, televizyonlarda yayýnlamýþ iþareti. Kaderde onun eliyle kurtulmak da varmýþ, dünya küçük. Yani kýsacasý istediðimiz oldu, seçim neticelendi ve iktidara bizimkiler geldi. Kara Nokta kahrýndan geberdi. Virgül de atladý bizim dereye, hem dünyasýný hem ahretini yaktý, gerüü! Bize gelince: Ben: Nokta'ya duyduðum kinin yerini merhamet aldý. Evlendim, henüz çocuðum yok. Klea Mektebini kurdum, siyaset dersleri veriyorum.
Filozof: O da benim okulda felsefe dersleri veriyo. Sorgulama sevdasý yüzünden çýldýrttý karýyý yenisini arýyo. Ýyi uþaktýr, duyrulur. Bay Parantez: Önündeki Bay ünvanýnýn yerini Kral ünvaný aldý. Herkesin huzuru ve refahý için çalýþýyo. Ýki Nokta Üst üste: Çok sevdiði eski görevine getirildi. Þuan Kral Parantez'in akýl hocalýðýný yapýyor. Evlendi, iki çocuk babasý. Havalý Noktalý Virgül: Boyu boyuna, huyu huyuna uygun olan Ýki Nokta Üst üste'yle evlendi. Þimdilik iki tane çocuðu var. ?: Zzz Zzz !: Çiftsoy Bey, Çiftsoy Bey… Bitti, uyannýýýýýnnn. Neyse kamera hala çekiyo: Buradan tüm hayranlarýma, yandaþlarýma, yoldaþlarýma, anneme, babama, Almanya'daki dayýma, Ankara Ýlahiyat'taki torunlarýma, ona, buna, þuna selam ederim. Her nerde yaþýyor ya da yaþatýlýyosanýz. Ooo Saadettin Çiftsoy, sarar, sýrar, surar, so.. yok yok sorar…
KÝDemeritib EVÝ EVÝ betülbarut.betülbarut.betülbarut.betülbarut.betülbarut.betülbarut.betülbarut.
Kelamcýlarýmýz kusura bakmasýnlar ama ilkel insana inanýyorum ben. Ve üstelik nesilleri de tükenmiyor aksine büyük bir artýþta. Ýþin ilginç yaný bu ilkel insanlar geliþme de göstermiyor. Git gide maðara dönemlerine doðru bir yol almýþlar ki üff. Sanýrsýnýz birden karþýma dinozor çýkacak. Olayý görsel ifade edecek olursak herkes gözlerini kapatsýn (ama sonra tekrar açýn ki okumaya devam edesiniz) karþýnýzda son yýllarýn en zekâ dolu filmi Recep ivedik. Bu, ara fosil diyebileceðimiz türden varlýk, bir kurgu. Yazarýn hayal dünyasýna ve olaðanüstü espri yeteneðine lafým yok. Çok þükür çevremde böyle bir yaratýkla karþýlaþmadým. Ama gel gelelim çevremde bu ara fosili izlerken affedersiniz böðüre böðüre bir þeyler yapan -yani bunun adýna gülmek ya da kahkaha atmak diyemiyorum ama kelime haznem de geniþ deðil anlayýn iþte-yaratýklarla dolu. Keþke bu kadarla kalsa. Üç yýldýr bu böðürmelerin ardý arkasý kesilmedi. Ortalýk adeta görünürde deðil beklide ama bazý sesler çýkarma konusunda bir idol bulmuþ insanlarýn bu konudaki yeteneklerini sergilediði bir jurassic park. Ýþin sinemasal yönüne girsem mi acaba diyorum ama cesaretim yok. Herkes fotoðrafçý ve herkes yönetmen. Hatta yardým istemediðin halde araba park ederken sokaktan geçen bir
| betülbarut
vatandaþ süper bir çerçeve yakalamýþçasýna iki elini kaldýrmýþ 'eveet, çok güzel, az daha saða, biraz geri, hýmmm tamam oluyorrr' diyerek çerçeve oluþturduðu elini yavaþça ileri geri götürerek bir sahne yakalamanýn derdinde. Orada kütt diye arabanýn birine bindirsen etraf cep telefonuyla görüntü alan muhabirlerle dolu. Ana habere yetiþirsiniz merak etmeyin. Ha bu arada olur ya kazara kavgaya tutuþsanýz bindirdiðiniz arabanýn sahibiyle avukatlar da sarar hemen etrafýnýzý, ne oluyor demeye kalmadan infaz memurlarý bile bulunabilir nöbetçisinden. Bir de ilkel insanýn eðitilebilirliði konusu var. Bu konuda ihtilaflardayým ki sormayýn. Mesela 'affedersiniz burasý kapalý mekân burada sigara içemezsiniz' dediðimde bana 'sigaramý içerim, cezamý öderim, aha þu çektiðim dumaný da suratýna üfürürüm' diyen ilkel insanýn eðitilebilme olasýlýðý kaç milyonda sýfýrdýr bilemiyorum. Durum vahim ama imkânsýz deðil. Gelin eðitime bir katký da siz yapýn; bir albino alýn eðitime can verin. Bir albino alýn; yazar-çizerleri sevinsin, onu okurken gülen insanlar sevinsin, onun güldüðünü gören insanlar neye güldüðünü sorsun, muhabbet olsun. Eðitim iþte bu. Mesaj kaygým yok valla.
SehriyAr bursevI
88888888888888
ÝRETFED EYÝSEREV IRALTIZAY halilaltay.halilaltay.halilaltay.halilaltay.halilaltay.halilaltay.halilaltay.halilaltay.halilaltay.
| halilaltay
I. "Modern bir alýþkanlýktýr ölmek" Sevmek çarmýha gerer gibi þimdi bir mesihi. Bir tren þaha kalkýyor içimde. Çýlgýn bir havyan geziniyor damarlarýmda pastoral. Okul yolunda tanklar devriliyor üstüme. Suratýmda patlýyor seni seviyorum. Yakýn markajýnda aþkýn, kýrýlýyor göz kaþ. Ah þu düþ ötesi düþüþte diziler! Bir o kadar pembe. Ya þu dinsel topluluk! Filler ve çimen. Ýrtica ve zombi. Ne de güzel yakýþýyor üstümüze penye ve ideoloji. Ve siyaset. Ah bu sakal, bu modernite. Ölesi tutuyor insanýn. Zaten nerden baksan tutarsýzlýk, nerden baksan… II. Þeyhime Bu… Çarp(ýt)malar üzerine yýrt(týr)malar; Ah! Ne muhsindir þeyhim. Þeyhim ünlüdür. Onurludur bir o kadar… III. Su. Hava be-dava ve Kafka. Hamamböcekleri. Ýlahi Dante. Hiroþima ve ayaklanma. Fare sýçan ikilemi. Ýhanet, çarmýh ve þarap. Einstein ve Dali arasýndaki yedi benzerlik Velhasýl delirmek mutluluktur. IV. Prenseslerin gülüþü zehirlidir. Özbek, nargile ve sevmek. Ve beni kurþunlasýnlar ihtimali… Ben kitabý açýyordum. Sen þiir okuyordun. Yan masada birileri vardý. V. "Seni seviyorumun içine nal salmak" Sen gidersin. Bir fünye alev alýr. Bakýþlarýn tropikal yaðmurlar doðurur. Ben aþký aðlarým. Çay molasýnda katil olur öpülesi eller. Radikal birleþmeler, ideolojik yaklaþmalar. Silah ve kan kaybý. Kýþbaharyaz gününde laik bir aþk…. Gidiþini baþka türlü açýklayamýyorum…
FÝLLER VE ÇÝMEN
P. KYO HÝKÂYELER VE VAAT EDÝLMÝÞ BÝR DÝYALOG
“YAKINDA” pnoktakyo.wordress.com gepettobaba@gmail.com, kyopino@windowslive.com
albino, dördüncü dünya savaþýna hazýrlanmaktýr.
bi’lira