Yelpaze İstanbul Dergisi 142.Sayısı Online

Page 1

SAYI: 142 AYLIK ALIŞVERİŞ VE YAŞAM DERGİS

İ

İSTANBUL YIL: 14 • 15 HAZİRAN 2016

bahcesehir.web.tv iphone

İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da

yelpazeistanbul

yelpazeistanbul

yayında!



1

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


2

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


4

“Uyuyanları uyandırmaya tek bir UYANIK yeter!” Malcolm X

UĞUR BARIŞ KARABULUT

ubk@yelpazeistanbul.com

Ö

zetle ülkeme dair net tespit “Toplumsal olaylara olan tepkilerimiz çok ilginç. Bir taraf sokaklara dökülürken, diğer taraf “Bunlar neden sokağa dökülüyor?” diye merak etmiyor bile. Aradaki uçurum fena. Deforme olmuş hak, hukuk, adalet kavramlarının altında eziliyoruz. Adaletin bir gün hepimize lazım olacağını unutuyor sadece kendi yolumuza bakıyoruz. Bir şey olmamış gibi davranmak ve olanları unutmak robotlaştırıyor, rutinleştiriyor, farkına varmıyoruz. Farkına varmadığımız her şey, sonradan ev adresine gelecek ceza niteliğinde. “ ( “Modern hayatlar, suni mutluluklar, senkronize yalnızlıklar” başlıklı yazıdan kesit, yazarın isim kullanmadığı makalede sonuna kadar katıldığım bir tespit) Muhalefet paradoksu Uyguladıkları bu yönetim modeli ile muhalefetin başarılı olacağına güven yok! Türkiye’de topyekun muhalefeti kısır çekişmeler ve koltuk meraklılarından ayıklamadıkça, statükocu zihniyetleri arındırmadıkça sonuç değişmeyecektir. Seçime 5 ay kala hortlayan, para harcadığı için gündeme oturan, seçim medyasına boy boy beyanatlar veren, kendi aday olduğu bölgelerde dahi son ana kadar kimsenin tanımadığı kişilerle yol alınamadı, alınamaz, alınamayacak... Siyasetle ilgilenen ya da ilgilenmeyen sade vatandaşa sorun bakalım yaşadığı bölgenin milletvekilini, meclis üyesini, ilçe yönetimini hatta hatta mahalle muhtarını objektif kriterlerle tanıyarak mı oyunu kullanıyor? Seçim kriteri ne? Adayın yüzüne gülerek elini sıkmış olması mı, partilerin amblemleri mi? Gerçi seçmenin

adayları araştırıp bilmemesi mi doğal yoksa adayların mı kendilerini tanıtmaması, bu da ülkem için ayrı bir sosyolojik araştırma konusu hiç girmeyelim! Adayların başarı kriterini ucuz siyasi söylemlere değil topluma kattığı değere, geçmişinde gerçekleştirdiği başarılı projelere göre kıstas edinmeyen hiçbir siyasi tercih; Güçlü bir demokrasi, adaletli bir ülke isteğinden bahsedemez! Çünkü bu kavramlar bize lüks gelir...

Adaletin bir gün hepimize lazım olacağını unutuyor sadece kendi yolumuza bakıyoruz. Bir şey olmamış gibi davranmak ve olanları unutmak robotlaştırıyor, rutinleştiriyor, farkına varmıyoruz. Kaçış kurtuluş mudur? Son birkaç yıldır size de denk geliyor mu bilmiyorum ama yakın çevremde İstanbul’dan kaçmak isteyen hatta sadece bu şehirden değil ülkeyi terk edip başka bir ülkede yeni bir hayat kurmak için çabalayanlar... Aralarında 30-40 yıldır İstanbul’da yaşayan arkadaşlarım. Bu terk edişe kimisi bilinmeze kaçış olarak yaklaşırken kimisi de kurtuluş umudu olarak bakıyor. İçlerinde işini kaybedende, yorucu şehir yaşamından pes edende, ülkenin siyasi yönetimine isyan edende, toplumun vazgeçilemeyen yaşamsal, kültürel çelişkilerine anlam

Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon İnş.Tur.Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uğur Barış Karabulut ubk@yelpazeistanbul.com

Yayın Türü Süreli Aylık Yerel Yayın Reklam ve Rezervasyon Tel : 0212 669 83 86 Gsm: 0533 551 87 17

Editörler Nihal Ergenç, Yasemin A. Karaman Rashid, Baskı Av. Kayhan Selek Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Katkıda Bulunanlar Kağıthane/ İST Caner İlhan Tel: 0212 289 24 24 Protokol Dağıtım Aras Kargo Basım Tarihi: Haziran 2016

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

veremeyende var! Bu kararı almak, hiç bilmediği ya da kısmen bilgisi olduğu bir yerde yeniden hayat kurmak kimilerine göre büyük cesaret ister. Alışkanlıklar bağımlılık yaratır çünkü. Kopmak zordur. İşiniz, aileniz, akrabalarınız, dostlarınız, yanı başınızdaki komşunuz, eşiniz, çocuğunuzun geleceği, daha yüzlerce bağımlılığınız ve elbette sorumluluklarınız ket vurur bu isteğe. Ama gün gelir öyle baskın çıkar ki bu his, eyleme dönüşür. Satar savarsınız neyiniz var neyiniz yok ve arkanıza bakmadan gidersiniz bu bilinmeyene. Bu eylemin doğru karar olup olmadığını, kalmanın mı yoksa gitmenin mi ne kadar cesaret gerektirdiğini zaman gösterir. Ve sorunun cevabını yaşamadan bilemezsiniz. Öngörüde bulunabilirsiniz ama hiçbir öngörü yaşanmamış bir eylemi tarif edemez. Geriye tek bir seçenek kalır, bedel ödemeyi göze alır hissettiklerinizin peşinden gidersiniz ya da almaz mevcut şartlarla yaşamaya devam edersiniz. Her iki seçeneğe dairde örnek arkadaşım var. Ancak hangi kararın doğru olduğu konusunda henüz net bir yargıya sahip olamadım. Gerçi her birimizin yaşam gerçekleri farklı olduğundan kesin bir yargı olmayacaktır ancak en azından artısı eksisi ile genel bir değerlendirme kriteri elde etmeyi çok istiyorum. Eğer sizlerin yakınlarınızda gidenler, kalanlar, gitmeyi düşünenler varsa bu karar süreçlerini çok merak ediyorum, paylaşırsanız sevinirim. Gitmek mi kolay kalmak mı? Sağlıkla, sevgiyle kalın...

Yayına Hazırlık Yelpaze İstanbul Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 Tel/Faks: 0212 669 16 50

okuyucularımıza kişiye özel adrese

Sayın Okurlarımızın Dikkatine; Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy halkına ve İstanbul genelinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak dağıtılır. Bundan böyle talep eden

iade edilmez. Yayınlanan yazıların

teslim gönderilerde sağlayacağız. Adrese teslim taleplerinizde yalnızca dergi ücreti tahsil edilmektedir. Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. aze İstanbul’da yayınlanan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilinir.



6

İSTANBUL

Metro hatlarına entegre edilecek ve Halkalı-Gebze arası ulaşım süresini 105 dakikaya düşürecek proje araç trafiğini de rahatlatacak...

İstanbul Havalanacak! Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre, İstanbul trafiğine çözüm getirmesi planlanan Havaray projesinin başlangıcında geri sayım başladı. Türkiye’de ilk kez İstanbul Büşükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hayata geçirilecek proje sayesinde toplam 15 kilometrelik Sefaköy, Halkalı, Başakşehir güzergâhında havaray sistemi kullanılarak seyahat edilebilecek. Geçtiğimiz yıl İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy çokluğuyla kabul edilen Sefaköy, Halkalı, Başakşehir Havaray hattının inşaat sürecinde geri sayım başladı. Toplam 15 kilometre uzunluğunda olması planlanan havaray hattı 17 istasyondan oluşacak. Hattın proje çalışmalarının tamamlandığı, inşaat ihalesi için hazırlık

aşamasına gelindiği bilgisi verildi. İBB, yetkilileri, İstanbul’un çehresini değiştirmesi planlanan proje için önümüzdeki günlerde inşaat ihalesinin tamamlanacağını ve akabinde inşaat çalışmalarının süratle başlayacağını belirtti. Halkalı-Gebze 105 dakika Proje kapsamında Sefaköy, Halkalı, Başakşehir Havaray projesi, Sefaköy metrobüs durağından başlayıp Halkalı Meydanı’ndan geçerek, Atakent, İkitelli ve Başakşehir 1. Etap Metrosu’na kadar uzanacak. Proje, Beylikdüzü İncirli Metrosu, Kirazlı Halkalı LRT Hattı ve Mecidiyeköy Mahmutbey Metrosu ile entegre olacak. Havaray Projesinini metro ve metrobüs hatlarıyla entegre edilmesinden sonra

Halkalı-Gebze arasındaki yolculuk 105 dakikaya kadar inecek. İstanbul trafiği rahatlayacak Proje sayesinde her gün binlerce kişinin araç trafiğinden Havaray hattına geçeceği belirtilirken, araç trafiğinde de rahatlama yaşanacağı ifade edildi. Uzakdoğu ülkelerinde benzerleri olan proje sayesinde Sefaköy, Halkalı, Başakşehir bölgelerinin cazibe merkezi haline gelmesi öngörülüyor. Sefaköy metrobüs durağından başlayacak havaray tamamlandığında Başakşehir Fatih Terim Stadyumu’nda sona erecek. Güzergâh hattında Halkalı Metrosu, Arena Park Ziya Gökalp, Başak Konutları duraklarının da olacağı bilgisi verildi.

İstanbul Betonlaşmada Sınır Tanımıyor:

İki Yılda 705 Rezidans, 72 AVM İstanbul’das son iki yılda inşaatı biten ve devam eden rezidans sayısı 705, AVM sayısı 72 oldu. Trafik yoğunluğu yüzde 90’lara çıktı. 95 km uzunluğundaki E-5 hattında biten ve yapımı devam eden 76 lüks rezidans bulunuyor. Adeta güneşe kapanan yolda 25 büyük AVM yer alıyor. Tahminlere göre, trafiğe 2 yılda 500 bin araç çıkacak. Kuzey ormanlarının imara açılması halinde İstanbul’un nüfusuna 7.5 milyon ekleneceği iddia ediliyor. Yeni Hayat’tan Çağlar Avcı’nın haberine göre, TEM üzerinde son iki yılda biten ya da tamamlanan rezidans sayısı 45. Hat üzerinde 6 büyük AVM de bulunuyor. TEM’deki yapılaşmayla Avrupa yakasına 500 bin nüfus eklenecek. Ataköy-Zeytinburnu Sahil Yolu ve Basınekspres güzergahında ise 30 lüks konut ve rezidans inşaatı devam ediyor. 120 AVM’nin bulunduğu şehirde son iki yılda biten ve inşaata başlanılan AVM sayısı 72. İstanbul’un kuzeyinin yapılaşmaya açılması halinde 7.5 milyon nüfus ve 350 milyar dolarlık rant oluşması bekleniyor. Bu bölgede İstanbul’un orman alanlarının yüzde 46’sı, özel ormanlarının yüzde 34’ü, 2B alanla-

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

inşaatı devam eden lüks konut-rezidans sayısı bin 400. Bunların 705’ini rezidanslar oluşturuyor. Rezidanslar Beylikdüzü, Esenyurt, Bakırköy, Küçükçekmece, Ataşehir ve Kartal’da artıyor.

rının yüzde 38’i ve tarım alanlarının yüzde 43’ü bulunuyor. İstanbul’un 7 su kaynağı da burada. “Şehirde olmaz denen şeyler olur hale getirildi. Kamu denetimi söz konusu değil” İstanbul’da son dönemde tamamlanan ve

Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, “Şehirde olmaz denen şeyler olur hale getirildi. Kamu denetimi söz konusu değil. Bu durum olası deprem ve sel felaketlerinde ciddi insan ve ekonomik kayıplara neden olacak. Plansız yapılaşma şehrin yaşam kalitesi tamamen ortadan kaldırdı. İstanbul’un yaşanılır hale gelmesi için kamu tedbirlerine ve rehabilitasyona ihtiyaç var. Bugünkü anlayışla bunun gerçekleşmesi mümkün değil. Eşik geçildi, bizleri çok daha büyük felaketler bekliyor” dedi.



8

İSTANBUL

Kuzey Ormanları’na Yeni Tehdit:

Yeni Havalimanı Yakınına Fuar Alanı

Fotoğraf: Bünyad Dinç, Magma Dergisi

Sabah’tan İbrahim Acar’ın haberine göre İstanbul Ticaret Odası (İTO), 76 milyon metrekarelik alana kurulacak olan havalimanının yanına dev bir fuar alanı kurmak için harekete geçti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile temasa geçen oda, 500 bin metrekarenin üzerinde bir fuar inşa etmeyi planlıyor. ‘İGA ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşüyoruz’ İTO Başkanı İbrahim Çağlar, “Bu yatırımı yapmak için yeni havalimanı projesini hayata geçiren İGA ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşüyoruz. Ama tüm bunlar biraz zaman alacak” diye konuştu. Yeni havalimanının yaratacağı potansiyeli kullanmak için yapılacak fuar merkeziyle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de bir projesi olduğunu söyleyen Çağlar, “Yatırım alanında gerekli tüm sosyal tesislerin bulunmasında fayda var” dedi. Fotoğraf: Bünyad Dinç, Magma Dergisi

Çağlar, “İstanbul’a bu tür yatırımları bizim gibi kâr amacı gütmeyen kurumların yapması lazım. Çünkü yeni gelişen sektörlerden bize başvurular olabiliyor. Bunların fuar ihtiyacını çok ekonomik şartlarla karşılama imkânı bulacağız” dedi. İTO, Bakırköy’deki İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’nin (İDTM) mevcut fuar alanını da genişletmeyi planlıyor. 135 bin metrekare olan fuar alanının 700 bin metrekareye çıkarılması için temel bu yaz aylarında atılacak.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

3. Köprü ve 3. Havalimanı ile ilgili çalışmalar, Kuzey Ormanları’nın yok olmasına sebep olacağı gerekçesiyle başından bu yana eleştiri ve protestoların hedefinde.


9

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


10

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Yarınlar “Bahçeşehir” için Bahçeşehir, Ispartakule ve Beylikdüzü’nde yerel yayıncılık yapan Parola Gazetesi Bahçeşehirliler Derneği’nin (BADER) “Bahçeşehir İlçe Olmalı ve tekrar Bahçeşehir Belediyesi’ne kavuşmalıdır” talebine Haziran sayısında dernek başkanı ile gerçekleştirdiği röportajla geniş bir yer ayırdı. Bu haber-röportajı dağıtım ağımıza giren bölgelerde Parola Gazetesinin izniyle bizlerde okuyucularımızla paylaşmak istedik.

B

ahçeşehir, ablukayı kırmaya, onurunu geri almaya, yeniden ilçe olmaya odaklandı.

Çok sayıda etkin sivil toplum kuruluşunun, geniş ölçekli düşünce platformunun ve bağımsız inisiyatif grubunun öncülüğünde bayrak açan büyük yürüyüş, Bahçeşehir sakinlerini ve demokratik hakları elinden alınan ilerici kitleleri aynı cephede topladı. Ortaklaşan coşku, motivasyon ve heyecan, yeni Bahçeşehir’e dahil olmayı yürekten destekleyen komşu Esenkent sokaklarına ve gönülden arzu eden Ispartakule bloklarına da sıçradı. Geniş bileşen yapısıyla enerjisi parlayan sivil hareket gücü, Bahçeşehir’in sınırlarını, nüfus oranını, değerler haritasını dosyalar halinde somutlaştırdı. Yeni ilçenin koordinatlarını ifade eden teknik çizimler, uzmanlar ve şehir plancıları tarafından yorumlandı. Mahalle bölümleri tasarlandı, fiziki altyapı unsurları aktüel şartlara uyarlandı, kent programı yazıldı. Yaklaşık 250 bin kişinin yaşam sürmesinin öngörüldüğü taze Bahçeşehir ilçesinin, kriterleri, gerçekleri ve gerekçeleri ayrıntısıyla tanımlandı. 2008 yılında siyasi iklimin acımasız manipülasyonuna ezdirilen Bahçeşehir ruhu, önce uyandı, sonra kıpırdadı, ardından şahlandı. 22 Mart 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 5747 sayılı kanunun ikinci

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

maddesi uyarınca kapatılması istenen 283 ilk kademe belediyesi arasındaydı. Karardaki bazı hükümlerin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldı. Komisyonun asil üyesi, askeri hakim, Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavir Yardımcısı Necmi Özler, bürokratik dayatma sonucu oylamaya katılmadı. Özler’in yerine koltuğa oturan Malatya eski Valisi Mustafa Yıldırım, yedek üye sıfatıyla yer aldığı komisyonda kararın iptali başvusuruna red oyu vererek Bahçeşehir’in kaderiyle oynadı. Uydu kent, ödüllü kent, örnek kent, çağdaş kent Bahçeşehir’in belediye tüzel kişiliği, 1 oy farkla elinden kaydı. Mahalle saçmalığıyla yirmi kilometre uzak-

lıktaki Başakşehir ilçesine bağlanan güzide yaşam kenti, her türlü nimetinden fayda yaratılan sömürü yorgunu, mutsuz bir belde halini aldı. Genişledikçe genişleyen, imar üzerine imar, proje üzerine proje, plan üzerine plan denenen Bahçeşehir, bu dar perspektiften artık sıkıldı. Bahçeşehir’in ilçe olmasını destekleyecek çok önemli nüanslar var. Halkın önüne tercih sandığı konulması ve referandum hakkı bunlardan sadece bir tanesi. Yakın gelecekte nüfusu 800 bin 1 milyon aralığına ulaşacak Başakşehir’in zorunlu olarak ikiye hatta üçe bölünme ihtimali, Bahçeşehir ilçesi talebini doğrulayan süreçlerin en önemlisi.


11

BU YÜK KALKMAZ İstanbul, buram buram imar, inşaat, beton, çimento, yapı, duvar kokuyor. 2015-2016 döneminde TEM hattı boyunca, ana yol koridorunda tamamlanıp, yaşam konforuna sunulan rezidans sayısı 45.

Avrupa Konseyi’nden Şeref Bayrağı ve Çevre Diploma ödülleri almaya hak kazanmış muhteşem bir yaşam alanı. 1996 senesinde Birleşmiş Milletler Habitat 2 Konferansı raporlarında, çağdaş kent yapısı normlarında, “Kurumsal Uygulamalar ve Projeler’’ ödülüne,1997’de Kanada’da “Yeni Kentsel Yerleşim Anlayışı” ödülüne layık bulunmuş, popüler, kıymetli, emsalsiz bir şehir markası. Böyle inanılmaz kalite perspektifine, nitelik hazinesine ve değerler manzumesine sahip bir bölgeyi alakasız bir ilçe haritasının, mahalle karakterli küçük bir yerleşim birimi ruhuna sığdırmaya çalışmak, en hafif tabiriyle, toplumsal vicdanları hiçe sayan bir ibret vesikası.

Aynı hat üzerinde altı büyük alışveriş merkezi boy gösteriyor.

Bahçeşehir yeniden ilçe olabilir mi?

Yeni alışveriş merkezlerinin imalatı da şaşırtan hızla devam ediyor.

Bahçeşehir, özerk yapısına bir an evvel kavuşabilir mi? Bahçeşehir, güzelliklerle örülü pozitif potansiyelini kendi elleriyle kazanabilir mi? Hayli kritik ve önemli soru başlıklarına en reel yanıtları bulabilmek adına BADER Bahçeşehirliler Derneği Başkanı Sayın Uğur Barış Karabulut’un kapısını çaldık. Bader’in Badem 08’de yer alan şirin villasında, güzel bir kahvaltı sofrasının sıcak sohbet anlarında, kısa bir süre önce üçüncü kez dernek başkanlığına seçilen Karabulut ile, Bahçeşehir’in dününü, bu gününü ve geleceğini tartıştık. Bahçeşehir’in ilçe olması yönündeki çok değerli ipuçlarını, yol haritasını ve üstlenilmesi gereken sorumlulukları tanımladık.

Bölgedeki bu yapılaşma atağı, benzer ivme ile devam ederse çok yakın bir tarihte Avrupa yakası nüfusuna 500 bin kişinin daha eklenmesi kaçınılmaz gibi. Ataköy-Bakırköy sahil yolu bandından başlayarak, Güneşli Basın Ekspres, Başakşehir, Kayaşehir, İkitelli Ayazma, Güvercintepe, Bahçeşehir, Arnavutköy ve Hadımköy’e kadar uzanan geniş aks içinde yetmiş kadar lüks konut, rezidans ve iş merkezi projesi üretimi birbiriyle yarışır halde. Son zamanlara kadar 120 alışveriş merkezi ile yaşam akışını sürdüren İstanbul, son iki yılda eklenen 72 alışveriş merkezi ile adeta bunaltılmış durumda. Şehirde olmaması gereken herşey olur hale getirilmiş halde. Kamu denetimi yok seviyelerde. Olası deprem ve sel felaketlerinde kayıpların inanılmaz oranlara sıçraması olanaklı duruma geldi. Plansız yapılaşma, yetmeyen altyapı imkanları, sıkışan trafik, azalan doğal alanlar, kenti rehabilitasyona muhtaç duruma getirdi. İstanbul’un kuzeyindeki bu aşırı yeniden doğuş stratejisi 350 Milyar Dolar rantı ifade ediyor. Kentin su kaynaklarının yedi tanesi bu bölgede. Mega kente ait orman arazilerinin %46’sı, özel ormanlık alanların %34’ü, 2B alanlarının %38’i, tarım alanlarının %43’ü YARINLAR BAHÇEŞEHİR İÇİN; Uydu kent. Süper kent. Örnek kent.

Neredeydik, nerelere geldik sayın başkan? Bahçeşehir’de yerleşimin başladığı ilk senelere uzanmak gerekir. 1992-93-94 yılları. Buradan gayrimenkul edinen insanlara o dönem satış işlemleri yapılırken ve tapu kayıtları hazırlanırken bir dizi hak, aidiyet, durum, konum ve gerçeklik sıralanmış. Resmi evrak dokümanlarında hepsi mevcut. Neler yazılmış? Bahçeşehir’de doğa pazarı olacak. İki farklı noktada (Prestige Mall ve Lüxist altı) açık ve kapalı otopark alanları bulunacak. Sergi tanıtım binası yer alacak. Kuş evimiz olacak. Amfi tiyatro,

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


12

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Berit bloklarının altında, belediyeye ait sosyal alanı akaryakıt istasyonu yaptılar. Gölet üzerindeki gelişmeler hepimizin malumu. Burada da TOKİ’nin şerhleri göz önünde. Mevcut siyasi yapı, Bahçeşehir’e birşeyler katmak yerine, Bahçeşehir’in varolan değerlerini tüketiyor.

kültür binası, kulüp merkezi, golf sahası, konser alanı, halı saha, otel ve restoranlar. Satış uygulamalarını yürüten şirketler tüm bunları taahhüt etmiş. Vaatte bulunmuş. Garanti altına almış. Yön-Aş’ın Güz Festivalleri için halka dağıttığı broşürlerde benzer bilgi başlıkları bol bol kullanılmış. Yani herşey tanımlı. Herşey planlı. Yerel yönetimler, idareler, yöneticiler belirlenen temel şartlara uymak zorunda. Ama ne olmuş? Tüm bu gereklilikler zaman içinde dejenere edilmiş. Kimisi siyasi kaygıyla, kimisi ticari mantıkla, kimisi rant iştahıyla tek tek delinmiş.

var. Yürüyüş alanlarını, sosyal fonksiyon barındıran farkındalıkları hayata geçirmek gerekir. Betona yer açmak, yeni imar planlarını onaylamak doğru değildir. Kentin altyapısı 15.400 nüfus ölçeğine göre planlanmış durumdadır. Örneğin Kiptaş, hemen yanı başımızda Vaditepe diye bir projeye başladı. Kiptaş, Bahçeşehir’in kuruluşunda ne kadar altyapı bedeli ödedi? Hiç. Bizlerin emeğiyle ve özverisiyle oluşan kentin öz portföyünden yararlanmaya ne hakkı var? Bahçeşehir, yüksek emsalli, imar fazlası yüklü projelerden bunalmış durumda.

Gelinen nokta ortada. Haklar ve haksızlıklar birbirine karışmış durumda.

“Kiptaş Yapılaşmasında 10 blok üretiminin önünü kestik” Vaditepe için Kiptaş’a dava açtık. İmar yoğunluğu abartılıydı. Traşlanması gerekiyordu. 4.400 konut diye başladılar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde Çed raporuna itiraz ettik. Bir milyon liraya yakın ceza ödettik. Proje 4000 konuta indi. 10 blok üretimin önünü kestik.

Başlangıçta planlar bütünlük arz ederken birdenbire bu değişim nasıl oldu? Bahçeşehir uydukent özelliğine sahip, özel bir proje olarak yola çıktı. Emlak Konut-Süzer-Mesa-Nurol’un kendi aralarında mülkiyet durumları, ortaklıkları, paydaşlıkları ve anlaşmaları mevzu bahis. Konutların sayısı belli. Burada yaşaması planlanan nüfus 15.400. Kişi başına düşmesi öngörülen yeşil alan 12 metrekare. Otoparklar, parklar, fidanlıklar, her bir detay yönetim planında ayrıntısıyla yazılı. Emlak Konut-Zer İnşaat-Dolmabahçe-Mesa-Nurol inşaat üretimlerinde imzası olan firmalar. Yön-Aş dergi çıkarıyor. İmtiyaz sahibi Mustafa Süzer. Sosyal donatı alanları adına öne sürülen rezerv, buradan mülkiyet edinmeyi planlayan insanlar için caziplikler cenneti. Kuş bahçeleri, gezi alanları, Bahçeşehir kulübü, Gölet ve diğerleri. insanlara servis edilen bunca dolu donatı menüsünün %40’ı hiç gerçekleşmedi. Gölet’in kullanım hakkı Bahçeşehir sakinlerinindir. Burada yeterince işletme

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

“Mevcut siyasi yapı, Bahçeşehir’e birşeyler katmak yerine, Bahçeşehir’in varolan değerlerini tüketiyor. “ Loca’nın bulunduğu parsel, belediyenin hizmet alanı fonksiyonundaydı. Konuta çevrildi. Cadde dükkanlar zinciri geldi. Araçların park ettikleri alan yaya kaldırımı. Sofa Bahçeşehir projesi sağlık donatı alanıydı. Konut ürettiler. Başakşehir Belediyesi hasılat paylaşımının tarafı oldu. Ölçümler arka taraftan alındı ve 28 dükkan için yer açıldı. Pazartürk alanı 2003 yılında bedelsiz olarak Bahçeşehir Belediyesi’ne devredilmişti. Protokolde, amacı dışında kullanılamaz, devri ve satışı yapılamaz şerhleri var. Ama Kiptaş buraya da konut dikmek istiyor.

Kriz nasıl başladı? 1990’lı senelerde, Bahçeşehir’in Büyükçekmece ilçesine bağlı olduğu dönemde hazırlanmış plan notları aslında birçok bilinmeze ışık tutuyor. Sözü edilen plan notları her nedense ulaşılamaz bilgi düzeyinde. Kimse nerede saklandığını, içinde neler yazdığını konuşmak istemiyor. Bu konuda elbette vatandaşın da sorumluluğu fazla. İnsanlar, tapu kayıtlarında gözükmeyen bu önemli ibarenin peşinden gitmemiş. Hakkını aramamış. Bahçeşehir, ilçe belediyesi statüsüne kavuştuktan sonra, yönetime gelen başkan ve ekibinin anılan kayıtlara erişmesi gerekirdi. Ya da ellerinde böyle bir bilgi var ise, zaman geçirmeden açıklamak zorundalar. Plan notları elimize geçse, nerelerin hizmet alanı, hangi parsellerin kreş alanı olduğunu çok daha net görebilir ve fonksiyonları belli olmayan yerler hakkında fikir yürütebilirdik. Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın, halkın örgütlenmesini istemedi. Aynı kişilerin desteğini arkasına aldığı halde, vatandaşa sahip çıkmadı. “BADER Bahçeşehir’in Belediye kalması adına o dönem ciddi bir kampanya yürüttü” Bahçeşehir Belediyesi’nin kapanmaması için en ciddi çalışmayı yapan organizasyon BADER oldu. Yaklaşık 25 bin imza topladık. Anayasa Mahkemesi’ne itiraz hakkı sadece siyasi partilere ait olduğu için, süreci belirli bir noktaya kadar taşıdık, ardından siyasi sorumlulara gerekenleri anlattık. O dönem Bader Başkanı Erdal Samur beyin, Fitnat Çalışkan hanı-


13

AKBATI AİLE FESTİVALİ'NDE BİR BABANIN KALBİNDEN

Jess Molho 18 Haziran Cumartesi | 14.00-15.00

Aile Festivali kapsamında ünlü oyuncu ve sunucu Jess Molho’nun baba olmaya dair deneyimlerini paylaşacağı sohbetimize tüm anne babaları bekliyoruz. akbati.com 212 397 70 70 Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


14

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Bader’in 20.faaliyet yılına eriştiği günümüzde halen yaşıyor olması bile büyük başarı. Bahçeşehir’i saran problemlerin, acıtan meselelerin ve huzursuz eden dertlerin çözümleri elbette var. Mücadelemiz tamamen bunun üzerine kurulu zaten. Şelale Park’ta, Kiptaş Vaditepe’de ve diğer platformlarda elde ettiğimiz kazanımları daha da geliştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.

mefendinin çalışmalarını inkar edemeyiz. Ben o zaman Genel Sekreterlik görevini yürütüyordum. Krizin belirginleşmesi ilk plan notlarına ulaşamama mağduriyeti ile başladı diyebiliriz. Sonrası çok hızlı geldi. Bahçeşehir’i yöneten şirketin sorumluluğu yok muydu? Yön-Aş, resmi fonksiyonu olmayan bir yapıydı. Güvenlik taleplerine yanıt üretmeye çalışıyor, Bahçeşehir’in geneline site yönetim hizmetine benzer bir hizmet servis ediyordu. Temizlik işlemlerini hallediyordu. 1996-97 Bader kurulurken Yön-Aş artık Bahçeşehir’in taleplerine yetişemez haldeydi. Bahçeşehir sakinlerini bir arada tutacak kapsamlı bir dernek kurulması fikrini desteklediler. Biraz da olsa iş yüklerini hafifletmeyi arzu ettiler. İlk yönetim planları ile ev satın alanlar bu esaslara göre davranmak durumundaydı. Yön-Aş ek madde ile Bahçeşehir yönetim planının çizimini yapmış, inşaat değişiklikler, imar, boya gibi iş, işlem ve prosedürler için toplu yapı yönetim gibi tavır almıştı. Bader olarak o yıllarda da Kemal Aydın yönetimine muhalif pozisyondaydık. Bahçe-

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

şehir Belediyesi kapanma aşamasına gelinceye kadar her zaman Bahçeşehir halkının menfaatleri doğrultusunda eğilim aldık. Bader kurulduğu günden beri hiçbir zaman kolayı seçmemiştir. Pazarlığın sadece vatandaş lehine olan kısmıyla ilgilenmiştir. Günümüze taşınan tabloda Bahçeşehir’i sancıya boğan dertlerin çözümü var mı? Hak ihlalleri almış başını yürümüş. Devlet farklı farklı senaryo ve taleplerle gelmiş, özel şirketler kendi kulvarlarında hedefler belirlemiş. Kiminle muhatap olunacağı konusunda odak noktası tespiti güçleşmiş. Vatandaş, pürüzlerle, hukuki süreçlerle birebir uğraşmaktan kaçıyor. Ülkenin genel moral hali, bölgemizin psikolojik haritasını da yakından etkiliyor. Komşularımızın bazıları Bahçeşehir’i terk etti.Kalan insanlar içinden sağduyu sahibi, bilinç düzeyi yüksek kitlelerle yanyana durabiliyoruz. Egemen otorite ile, siyasi atmosferin ağırlığı ile başetmek gerçekten çok zor, zahmetli ve özveri gerektiren bir yol. Emek verilen her alanda başta bürokrasi olmak üzere, zabıta, polis ve diğer devlet mekanizmaları tarafından baskı altına alınma gerçekliğiniz var.

Bader gibi sivil toplum kuruluşlarının şeffaf kalması mümkün mü? On yıllık sivil toplum kuruluşu geçmişim var. Pek çok örneğini derinden hissettiğimiz gibi, bir sivil hareket ayakta kalmak istiyorsa, ya iktidar kanalından, ya da farklı bir mecradan beslenmek zorunda. Faaliyet verebilmesi, kendini ifade edebilmesi ve istikrarlı şekilde üretime yönelebilmesi için bu şart. Ya da zor olanı seçip, bizim gibi şeffaf, çalışkan, zorluklara direnen ve asla pes demeyen bir sivil toplum kuruluşu olmayı seçmek durumunda. Biz, Bahçeşehir’de bunu başardık. Hiçbir kurum ve sisteme gebe kalmadık. İçinde bulunduğumuz yönetim ofisimizi ve idari binamızı imece usulü ile tesis ettik. Projelerimiz var. Prensip olarak tüm sivil toplum kuruluşlarına açık bir görünüm sergiliyoruz. Bader’in binası herkese açık. Vatandaşımız gelip, hiçbir ücret ödemeden bedelsiz şekilde binamızın olanaklarından faydalanabilir. Tabi ki, dernek aktiviteleri bütçesiz olmuyor. Bizim de belirli planlarımızı somutlaştırmamız için sürekli finans kaynağına ihtiyacımız var. İtiraz edeceğimiz kararlar, yargı yoluna taşıyacağımız davalar peşpeşe geliyor. Bu gibi durumlarda yine bireysel fedakarlıklar ön plana çıkıyor. İhtiyacımız olan meblağ ne ise aramızda topluyor ve yolumuza devam ediyoruz. Şeffaflık, temiz yapı ve bağımsız karakterimizden kuvvet alıyoruz.


15

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


16

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Bader neleri başardı? Bahçeşehirliyiz. Yaşamımızı buraya endekslemişiz. Bahçeşehir’in güzelliklerinden koparılmaması, suistimale uğratılmaması ve hakların korunması adına, demokratik koşullar temelinde yalnız bırakılmaması yönünde gayretler veriyoruz. Şelale Park içinde Maranta diye bir restoran işletmesinin açılmasına karşı çıktık. Belediye meclisinde, meclis üyeleri farklı karar almalarına rağmen, bizim yarattığımız kamuoyu baskısı nedeniyle geri adım attılar. Serdar Bayraktar bey yönetim kurulu üyemizdi. Hukuken ve teknik olarak beraber çalıştığı ekibiyle birlikte Maranta’ya karşı dava açtı. Diğer davalarda benzer şekilde yapılandırıldı. Gölet hakkında 2013 yılında önümüze konan planlarda 10 bin konut üretimi, yamaçlarda 1500 konut imalatı gibi çok acımasız bir reçete çıkartılmıştı. Değişim isteyen planlar, aslında Bahçeşehir’de sonun başlangıcını anlatan planlardı. Başakşehir Belediyesi, bu büyük planlar bütünü içinde, kendisine yeni menfaatler sağlıyor ve ekstra yerler kazanmak adına iştahlı görünüyordu. Bahçeşehir’de büyük bir itiraz kampanyası başlattık. Ziyaretlerde bulunup, tek tek bilgi aşıladık. İnsanlar mağdurdu. Bam teline basmak deyiminin pratikteki karşılığını yaşıyorduk. Büyük bir eylem planladık. Vatandaşları konu ile ilgili yapılacak referanduma katılım sağlamaları yönünde motive ettik. Pankartlarımızı hazırladık, son hazırlıklarımızı tamamladık. Sürecin hareketlendiğini gören Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kararlı tutumumuz karşısında Bader’le iletişim kurma yoluna gitti. Bir anlamda kendisini buna mecbur hissetti. TOKİ Daire Başkanı ve Çevre Şehircilik İl Müdürü derneğimizi ziyarete geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar o günlerde Libya gezisinde olduğu için görüşmelere iştirak edemedi. Telefonla bağlanarak uzlaşma niyetlerini ifade etti. Yapılan toplantıda, Gölet ile ilgili plan tadilatının iptalini istediğimizi beyan ettik. Bu konudaki kararlılığımızı belirttik ve geri adım atmayacağımızı zikrettik. Yetkililer, planları onaylamayacaklarını ve iptali yönünde karar alınacağını söylediler. Bu bilgiyi kamuoyuna duyurabilirsiniz dediler. O sırada Akp’li Süleyman Soylu Başakşehir Belediyesi’nde bizi başka bir toplantıya çağırmıştı. Oraya gitmedik. Araya birçok insan koydular, yine de itibar etmedik. Bader olarak, Gölet’i imara açan plan tadilatı kararının iptalini sağlamıştık. Başakşehir Belediyesi akıl almaz bir tutumla, iptal kararının belediye eliyle geldiğini

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

kısa mesaj yoluyla halka duyurdu. İnsanların zekasını düşük gören, yanlış bir tutumdu. Gölette ve karşısındaki yamaçlarda bugün yüksek katlı konutlar yoksa bu BADER’in dik duruşu ile sağlanmıştır. Bahçeşehir’i neler bekliyor? Keşke Mesa gibi şirketler Bahçeşehir’de kalsaydı. Kiptaş, Bahçeşehir’in marka değerini %50 düşürdü. Burada küçük bir cennetin içindeyiz. Belediye sosyal alanları eksik yapmışsa, ya da hizmet yetersizlikleri varsa, kamu yararına olmak şartıyla, sivil toplum kuruluşu kimliğimizle takip ederiz. Düzeltme talep ederiz. Bader, toplum yararına işlevsellik üstlenen bir dernek. Belediye bize yer göstersin, sponsorlarla tesislerimizi yapalım ve birlikte zengin faaliyetler üretelim dedik. Olumlu bakmadılar. Marmara depreminde Gebze’den 200 çocuğu Bahçeşehir’e getirmiş, ihtiyaçlarını karşılamış, ağırlamıştık. Benzer etkinlikleri yine yapabiliriz. Gelişmemizi istemiyorlar. Dernek hüviyetinde bir yere kadar gidebiliyoruz. Daha üstünü

vermemiz bazen mümkün olamayabiliyor. Bahçeşehir’in trafik çilesinin çözümü adına, paralı geçiş sisteminin kaldırılması adına, ulaşım master planlarına içerik sağlamasına katkı sunmak adına bir dizi çalışma yaptık. Ancak, yerel yönetimler ve ilgili kurumlar olaya samimi bakmayınca sonuç alınamadı. Yine yeşil alanların korunması için, yaşam alanlarının ortasına baz istasyonlarının kurulmasını engellemek için, adaletsiz bulduğumuz imar kararlarına itiraz koymak için çok yoğun şekilde emek harcadık. Bahçeşehir, bu mantalite ile yönetilmeye devam ederse, çok yakın zamanda taşıdığı tüm pozitif özellikleri yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Bahçeşehir yeniden ilçe olabilir mi? Olacak mı? Türkiye’de ki tüm belediyeleri bir havuzda toplayın, tüm mahalleleri de başka bir kategoride buluşturun, Bahçeşehir’i ilçe yapamazsınız diyecek, mahalle statüsünde kalmalıdır fikrini sahiplenecek tek görüş ifadesi bulamazsınız. Bahçeşehir, tüm


17 ibaresi yazar. Bahçeşehir’e sonradan dahil olanlar bizim hakkımızı çiğneyerek, yeni haklar yaratma peşinde. Bedeli tarafımızdan ödenen altyapı imkanlarımız kullanılıyor. Bu adaletsiz görüntüye dur demenin vaktidir. Bader, Bahçeşehir’in ilçe olması için çok güçlü bir hareket başlatacaktır. Sivil toplum kuruluşlarıyla, Mimarlar Odası gibi uzman kurum ve kuruluşlarla, çevreci platformlarla, kent inisiyatifi oluşumlarıyla yan yana yol alacaktır.

şehircilik kriterleri gereği, olağanüstü bir markadır. Yeniden ilçe olma talebi sonuna kadar haklılıktır. Bizi ilçe olarak bağladıkları yerin merkezine 17 kilometre yol aşarak ulaşabiliyoruz. Emniyet Müdürlüğü’ne, Kaymakamlık makamına, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gidip işlem yaptırmak için 35-40 kilometre mesafeyi göze almamız gerekli. Böyle bir ilçe profili olabilir mi? Başka yerde örneği görülebilir mi? Bahçeşehir gerçeğine, mahalle ölçeğinde bakamazsınız. Sadece siyasi aritmetik hesaplarını üst üste koyup böyle değerli bir yaşam noktasını imaj mağduru yapamazsınız. Formül nedir? Halkın referandum hakkı var Bu hak kullandırılmalı, kullanılmalı. Bahçeşehir Belediyesi zamanında doğal sınırlar belirlenirken, Esenkent halkı Bahçeşehir’e bağlanmak isteğini yüksek sesle ifade etmişti. Oranın halkı da referanduma katılmalı. Ispartakule’nin bloklar bölgesinin de benzer talepleri mevcut. Bahçeşehir’e dahil olmak istiyorlar. Denklemin formül kısmını oluştururken 250 bin nüfuslu yeni bir ilçe modelini baz almak gerekir. Siyaset iklimi, ya da rant hedefleri değil, halkın menfaatleri dikkate alınmalıdır. Bu adımda asla geç kalınmamalıdır. Bir daha ki mahalli seçim tarihine kadar bu oluşumun yapı taşları tamamlanmalıdır. Talebimiz uçuk kaçık, ayakları yere basmayan bir talep değildir. Daha çevreci, kent bilinci daha sağlam oturmuş bir Bahçeşehir arzuluyorsak bu harekete omuz vermeliyiz. İstanbul’da bu tip örnekler var. Ataşehir, Bahçeşehir’den sonra kuruldu. Ardından ilçe oldu. O marka üzerinden birleştirme yapıldı. Biz de ise tam tersi bir yol izlendi. Var olan Bahçeşehir adı, ismi yeni belirlenen bir ilçe belediyesinin küçük ünite darlığına kaydırıldı.

Formülümüz belli. Bader olarak, Bahçeşehir’in yeniden ilçe statüsüne kavuşması adına mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerle görüşeceğiz. Genel merkezlerine ziyaretlerde bulunup, hazırladığımız dosyaları kendilerine ileteceğiz. Hak kayıplarımızı, taleplerimizin içeriklerini ve ayrıntılarını, mücadelemizin boyutlarını derleyip, istişareler geliştireceğiz. Yasal dayanak var mı? Elbette var. Türkiye, 1988 yılında Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesi’ni imzalayan ülkeler arasında. İlgili şartnamenin 5.maddesinde ‘’Yerel Yönetimlerin Sınırlarının Korunması’’ başlığı altında açıkça vurgulanan bilgiler demetini okumamız ve anlamamız gerekiyor. Özelliği olan yerel yönetim örneklerinde, öncelikle halka danışılarak referandum yapılması sağlanmalıdır, bölge halkı talep ederse referandum yapılır

Hadımköy, Esenkent, Boğazköy, Ispartakule 1-2.Etaplar, Ardıçlıevler, Göl Ardıçlıevler site yönetimleri ile toplantılar, konferanslar oluşturulacaktır. Büyük ölçekli imza kampanyalarına öncülük yapacaktır. Destek bekliyor musunuz? Haklı bir talebimiz var ve doğru konseptle ilerliyoruz. İBB dahil, siyasi partiler dahil her kesimden destek ve katkı bekliyoruz. Bahçeşehir’in siyasi güdülerle rekabet konusu haline getirilmesine karşıyız. Vicdan sahibi, modern şehircilik anlayışına inanan, kalbinde doğa sevgisi barındıran kitleleri büyük yürüyüşümüze davet ediyoruz. Bader olarak 2009 yılı yaşanan sel felaketinden çok olumsuz etkiler aldık. Yersiz, yurtsuz kaldık. Sonra toparlanma sürecine girdik. Yeni kadrolar oluşturduk. Projelerimizin gerçek hayata entegresi için çok çalışmak gerekiyordu. Şövalye ruhumuzu kuşanarak çok çalıştık. Bahçeşehir yeniden belediye olmazsa, Bader’in kamuoyu oluşturma ve baskı gücü bir yerden sonra tıkanabilir. Komşularımızdan hergün yüzlerce telefon alıyoruz. Vatandaşları örgütleyerek, Bader enerjisini daha büyük halk kitlelerine devrederek gücümüzü en üst boyutlara taşımayı amaçlıyoruz. Siyasi partiler ile aynı platformda anılmak gibi bir derdimiz yok. Bahçeşehir faydasına olacağına inandığımız her girişimde varız. Akp olmuş, Chp, Mhp ya da diğer partiler olmuş fark etmiyor. 2009 yılında, madem bizi bölüyorsunuz bari böyle kalalım diye hazırladığımız bir haritamız vardı. O haritanın genel yapısına bağlı kalarak ilçe olma hakkımızı geri istiyoruz. Röportaj: Zer Parola İstanbul

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


18

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

“Ses tonlamasının muhteşem sahne performansıyla birleşmesi” Mall Of AVM Moi Sahnesinde Genco Erkal “Bir Delinin Hatıra Defteri” Oyununa BADER organizasyonuyla Bahçeşehir-Ispartakule- Boğazköy ve Esenkent’ten yoğun bir katılım sağlandı.

Bahçeşehirliler Derneği’nin (BADER) Kültür - Sanat etkinlikleri hız kesmeden devam ediyor. Ülkemizde oynanan ilk tek kişilik oyun olan Bir Delinin Hatıra Defteri’ni Genco Erkal 50 yıl sonra Mall Of Avm MOİ sahnesinde tiyatro severlerle buluşturdu. Nikolay Gogol’un en sevilen öykülerinden olan bir Delinin Hatıra Defteri 1965 yılında sahneye uyarlanmış ve ülkemizde ilk tek kişilik oyun olarak Genco Erkal tarafından Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oynanmıştı. Yıllar boyunca sanatçı aynı eseri üç kez, üç değişik yorumla sahneledi. Şimdiki yapım oyunun 50. yıl kutlaması olarak gündeme gelen oyunda, Gogol’un toplumsal kara mizah başyapıtı Genco Erkal’ın ses tonlamaları ve muhteşem sahne performansı ile bir kez daha güldürürken içimizi acıtan duygu yüklü anlara neden oldu. Oyun sonrası BADER Yönetim Kurulu dernek adına büyük üstat Genco Erkal’a kulis çıkışı teşekkür buketi sunarken, benzer sanatsal etkinliklerin önümüzdeki aylarda da süreceğinin müjdesini verdiler. Bahçeşehirliler Derneği’nin sosyal ve kültürel etkinliklerini yakından takip etmek için derneğin sosyal medya hesaplarına üye olabilirsiniz. (facebook/bahcesehirlilerdernegi)

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


19

Çevresel FARKINDALIK! Bahçeşehirliler Derneği Gölet Gönüllüleri 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında Gölette düzenledikleri Çınar Fidanı dağıtımı ile çevresel farkındalık adına duyarlı bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı.

“Sökülen, kesilen ağaçlara inat daha fazlasını dikmek için “FARKINDALIK” yaratmalıyız “ diyen dernek üyeleri bölge yaşayanlarını da evlerinin önüne fidan dikmeye davet ettiler. Gelecek nesillere en değerli mirasın yeşil alanlar olduğunun altı çizilen etkinlikte, sadece çevre gününe özel değil her daim benzer organizasyonların süreceğinin de mesajı yenilendi. Etkinlik Sofa Güllüoğlu’nun ikramlarıyla tatlıyla tamamlandı.

Bahçeşehir Bisiklet Grubu “Bahçeşehir Dayanışması” için pedal çevirdi Bahçeşehir’de yıllar içinde organize olmuş Bahçeşehir Bisiklet Grubu bisiklet sporunu sevdirmek ve dayanışmayı arttırmak amaçlı düzenledikleri bisiklet turlarına yenisini ekledi. Bahçeşehir’i temsilen yola çıkan grup üyeleri, BADER Üyesi Oğuz Cebeci ile 3.kez Düzce’ye pedal çevirirken bir diğer grupta Semih Saygın önderliğinde Burhaniye’ye yol aldı. Bahçeşehir markasının yaşaması ve korunması adına gerek bölge halkı ve gerekse sivil toplum örgütlerinin bu faaliyetleri soluksuz devam ediyor.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


20

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Bahçeşehir 19 Mayıs’ta kenetlendi Bahçeşehir 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında sivil toplum kuruluşları ve bölge yaşayanlarıyla kenetlendi.

Bahçeşehir’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları(STK) ADD, ÇYDD, BADER öncülüğünde siyasi partilerin Başakşehir İlçe Yönetimleri CHP ve MHP’nin de katıldığı kutlamalar Bahçeşehir tören alanında coşkuya dönüştü. Sabahın erken saatlerinde Bahçeşehir KC önünde toplanan yurtseverler tören alanına kadar marşlarla yürüyüş gerçekleştirdi. Resmi törenin yalnızca 5 dakikaya sığdırıldığı milli bayramda alternatif bir etkinlik düzenleyen STK’lar kurumları adına Atatürk Anıtına çelenk koymanın ardından, günün anlam ve önemini yansıtan konuşmalar ve şiirlerle duygu dolu anlara ev sahipliği yaptılar. Türk Milleti için bir dönüm noktası ve kurtuluşun başlangıcı olan günde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bu tarihe verdiği önemi “19 Mayıs benim doğum günümdür” diyerek göstermişti. Ve bir milleti bağımsızlığa kavuşturan mücadelenin başlandığı 19 Mayısı ulusal bayram ilan etmişti. İlk bayram kutlamaları, 1938 yılında İstanbul’da “Atatürk’ü Anma” günü olarak yapıldı. Atatürk, gençlere armağan ettiği bayram kutlamalarına sadece bir kez katılabildi. “Atamızın bizlere verdiği öğütlerini tekrar tekrar hatırlıyor ve hatırlatmaya devam ediyoruz” diyen katılımcılar, etkinliği Bahçeşehirliler Derneği Gölet Gönüllülerinin sembolik “19 Mayıs Doğum Günü Kutlaması” pastasının sunumu ile gururla sonlandırdılar.

Bahçeşehirliler Duyarlılıklarıyla Örnek Oluyor Bahçeşehir Camii Cemaati gönül birlikteliklerini Altınşehir, Şahintepe ve Esenyurt’ta ihtiyaç sahiplerine desteğe dönüştürüyor. Aralarında sanayici ve iş adamlarının olduğu hayırseverler, yalnızca ramazan ayına özel değil yıllardır kimsenin haberi olmaksızın yüzlerce ihtiyaç sahibinin evine ulaşıyor. Erzak, eşya ve çocuklar için kıyafetleri kapı kapı dolaşarak ihtiyaç sahipleriyle buluşturuyorlar. Haberi yapmaktaki amacımız bu dayanışma örneğinin örnek teşkil etmesi ve yaşam alanlarımızın çok yakınında yaşayan komşularımıza olan duyarlılığın artmasıdır. Maddi manevi katkıları, tüm kalbi duygularıyla bu çalışmalara destek veren komşularımıza teşekkür ediyor, hayırlarının allah katında kabulünü diliyoruz.

Başsağlığı Bölgemizin sorunlarına dair hukuksal mücadelemizde bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan Kıymetli Arkadaşımız Şehir Planlamacı Emine Sarıhan Erbaş’ın babası DURSUN SARIHAN hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun cenazesi 14.06.2016 Haznedar Merkez Cami’inde kılınan öğle namazını müteakip Bahçeşehir Gül Bahçe Mezarlığına defnedildi. Dursun amcamıza Allahtan rahmet, başta değerli arkadaşımız olmak üzere tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz. BADER AİLESİ

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


21

BADER İftar yemeğinde buluştu Bahçeşehirliler Derneği (BADER) Yönetim Kurulu, üyeleri ve aileleriyle Garden Cıty Organizasyon’un Boğazköy’deki mekanının bahçesinde iftar yemeğinde bir aradaydı. Yaşadığı kentin değerlerine sahip çıkan ve sosyal yaşamına katkı sağlamak için çalışan gönüllüler, gecede önümüzdeki dönem çalışmaları hakkında da bilgi alışverişinde bulundular.

Modern Çizgileri İle Dikkat Çeken Hacı Kamil Demiröz Camii Bahçeşehir’de Açıldı Hayırsever iş adamı İsmail Kemal Demiröz ve çocuklarının Bahçeşehir’de bağış olarak merhum babaları adına yaptırdıkları Hacı Kamil Demiröz Camii, 3 Haziran 2016 Cuma günü ibadete açıldı. Bahçeşehir 1. Kasım Mahallesi 2801 sokaktaki caminin açılış törenine, İstanbul Müftü Yardımcısı Ahmet Bilgi ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal katıldı. Modern Çizgileri İle Dikkat Çekiyor Hacı Kamil Demiröz Camii 5,5 milyon TL’ye mal oldu. Mermer ve ahşap malzemelerin

birlikte kullanıldığı caminin mimarlığını Deniz Çağlar Duman üstlendi. Camideki yazılarda başarılı hattat Selim Türkoğlu ile birlikte çalışıldı. 400 kişi kapasiteli cami 20 bin 224 metrekarelik bir alan üzerinde inşa edildi. Tasarımında görselliğin aşırı süste değil çizgilerin ve formların sadeliğinde arandığı Hacı Kamil Demiröz Camii modern ve şık çizgileri ile dikkat çekiyor. Girişinde yer alan büyük Allah yazısı ile caminin Allah’ın evi olduğuna vurgu yapılırken, caminin mihrabının arkasında ihlas suresi bulunuyor. Ayetlerin Arapça ve Türkçesi Yer Alıyor Caminin iç tarafında duvarlarda yer alan ayetlerin hem Arapçası hem Türkçesi ile İslam dininin güzellikleri anlatılırken, tüm ögeler cami bütünlüğünü koruyarak imamın cemaatle görsel ve işitsel ilişki kurmasını sağlıyor. Cami içindeki akustiğin kusursuz olması için son teknoloji ürünler kullanıldı.

Cami genelinde ana aydınlatmalar ve tüm tavan süslemelerinde kullanılan vav ve elif harfleri ile Allaha kulluğun manası vurgulanıyor. Geceleri yapılacak ışık oyunları, çevre dizaynı ile sadece inananların değil herkesin ulaşabileceği bir cami olması tasarlandı. Hacı Kamil Demiröz Camisi’nin minaresinde, geleneksel formların dışında yerden gökyüzüne doğru git gide incelen bir form oluşturuldu.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


22

Hep bir sonrakine sakladım öncekileri oysa ne dünler vardı yarınlara ertelenmeyecek ... HİLAL ERBAKAN

A

Mimar

macım ahkam kesmek, herhangi bir konuda belli ve değişmez olgulardan bahsetmek yerine rahatça ve özgürce duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak sadece ..

Hayata bulunduğumuz yerden önümüzde açık olan ilk pencereden bakıyoruz hep ... daha kolay geliyor. .. ve daha konforlu ... oysa ki ne kadar çok pencerelere sahibiz açılmayı bekleyen. Bir yoklarsak kendimizi... Şöyle kısa süreli bir sorgulama yaparsak kendimizden yana, iç dünyamızda ne büyük ufuklar barındırdığımızı fark edeceğiz... Ben çok hayal kurarım. Daha ortaokulda iken bile kurduğum hayalleri çok çok iyi biliyorum. Avantajım yazın dünyası ile sıkı fıkı dostluğum olsa gerek... Ortaokul hayallerimi çok iyi biliyorum diyorum; çünkü hayallerimi kağıda dökmeye başladığım zamanlar o yıllara rastlıyor. Örneğin bir günlüğümde şunlar yazıyor... “ Okuduğum devlet okulları hiç tanımadığım bir dolu insanın ödediği vergilerle yaşıyor ve ben hiç tanımadığım bir dolu insana borçlanıyorum... Önce mimar olmam lazım. Sonra sivil bir hizmet kuruluşunda bu ülkenin insanlarına olan vefa borcumu ödemek üzere mutlaka çalışmalıyım... Bu ülkenin bana verdiklerini bende yine bu ülkenin diğer insanları ile paylaşmalıyım Ahh keşke çok iyi bir mimar olsam ve çok param olsa!” Ben ve hayallerim birlikte büyümüşüz bu güne dek... Doğrusu ile yanlışı ile bir hayat yaşamış da taa bugünlere kadar gelmişiz... Gerçekleşenlerin yanı sıra gerçekleşmemiş bir dolu hayal... Hepsi iyi bir hayata özlem... hep daha iyiye... Ve hep daha fazla başarıya doğru uzanan hayaller... Şimdi şöyle bakıyorum bu konuya; “Hayat, biz geleceği planlarken başımızdan geçenler diye özetlenemez mi zaten?” Ve bu planlarımız hiçbir zaman kötü amaçlı olamaz. Her zaman iyiyi isteriz çünkü... Hiç birimiz iyi veya kötü değiliz aslında, böyle bir kavram da yok. Sadece iyi şeyleri yaşamak istemenin en insanca bir olgu olduğu tek gerçek. Ben öncelikle kendimden hareketle bakıyorum yaşanan hayatlara, insani gelişmelerimize... Toplumsal kurumların izleri var üzerimizde. Çok yoğun bir şekilde... Kolaylıkla vazgeçemediğimiz alışkanlıklar, dayatmalar ve yanlış öğretiler bir yana içinde var olmaya çalıştığımız ekonomik sistem aslında benim hayallerimin peşinde koşmamı engelleyen. En basitinden para kazanmak zorunda oluşum mesela... • Yiyeceğimizi satın alan para. • Sağlığımızı satın alan para. • Bir zümreye kabul edilmemizi sağlayan para. • Ve, hayattaki başarılarımızı, hedeflerimizi temsil eden para PARA; benim mesleğimle taban tabana zıt bir şey... Olması gerekeni yapmaya çalışırken ve

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

üzerinde çalıştığım tasarımla ilgili sonsuz yaklaşımlara sahipken... İşverenin ekonomik durumu, ben bunu istiyorum diyen ısrarcı hegemonyası beni ne denli özgür bırakıyor ki? Ve ben, benden daha iyisini yapacağına inandığım başka bir mimara bir işi yönlendirebiliyor muyum?

Geçen yıllarda ülkemizde ilk kez bir fütüristler zirvesi gerçekleştirildi .( Artık her yıl tekrarlanıyor) En önemli konuğu 1916 doğumlu, endüstri mühendisi, mimari tasarımcı, toplum mühendisi, fütürist ve düşünür Jacque Fresco. Bu konuda en az bilgiye sahip ve en ilgili izleyeni de bendim bence...

Veya bir terzi düşünün yandaki terzinin kendinden daha iyi olduğunu söyleyebilir mi müşterisine, ekonomik kaygılar içindeyken? Ve yandaki terziye belki de kusurlar yakıştırarak işi alma çabası bu durumda etik midir? İçinde var olmaya çalıştığımız paraya dayalı bu sistemde hangimiz tam anlamıyla etik olabiliriz? Olamayız .... Ne yazık ki olamayız ... Çünkü para, kazanmamız gereken bir şey ve yaşamak için ihtiyacımız var. Oysa; Geçmişi düşünüp çocuk olduğum zamanları hatırladığımda, paranın ne olduğunu bile bilmiyordum. Oynuyordum, meraklıydım ve çok şeyler yapıyordum... Sadece istediğim için.

Fresco, yıllardır sahip olduğumuz bilgiyi doğru kullandığımızda kurabileceğimiz yeni dünya uygarlığının nasıl olabileceğini tasarlıyor. Ve; insanlığın karşı karşıya olduğu problemlerin ve gelecek endişelerinin artık, “kıtlık temelli” sistem ve yaklaşımlarla çözülemeyeceğini savunuyor. (İçinde bulunduğumuz paraya dayalı bu sistem kıtlık üzerine kurgulanmış çünkü... Kıtlık her koşulda karı artırıyor. )

Sizin içinde bu böyle değil mi? Benim çevremdeki dostlarımla, iş nedeni ile görüştüğüm kişilerle yaptığımız tüm sohbetler önce iş, güç sonra para kıtlığı, sonra toplumsal yozlaşma, güvensiz ortamlar, çevre kirliliği, eğitim eksikliği, sonra sistemin bozukluğu, toplum içinde arası hızla açılan sınıfsal refah düzeyi, toplumsal baskılar, alışkanlıklarımız, özlemle hatırladığımız gençliğimiz, derken çocukken sahip olduğumuz mutluluklara kadar uzanıyor. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; En mutlu zamanlarımız çocukluğumuz... Henüz parayla tanışmadığımız o en saf halimiz... Ve para kazanmak için bu yaşımıza dek harcamak zorunda kaldığımız bunca efor... Bu kısacık hayatımızın en boşa giden zamanları değil de ne? İsyana götürüyor insanı çoğu zaman. Bana, sizlere, bu dünyada yaşayan pek çok insana ait olması gereken zamanların büyük bir kısmı, bu içinde bulunduğumuz birilerinin daha çok zengin olmasını sağlayan ekonomik sistemi yaşatmak uğruna geçmiş olmuyor mu? Bu bir çeşit kölelik değil mi? Üstelik de hani şu insancıl bulmadığımız kölelik şeklinden daha ağır bir kölelik değil mi bu? En azından onların yiyecek ve barınma sorunları yok ve bizim içinde bulunduğumuz ortamdan daha güvenli bir ortama sahipler. Gerçek bir toplumda, insanlar doğal eğilimlerini takip edip çalışarak herkes için topluma katkıda bulunur, “para” karşılığı çalışmak için değil, çünkü bütün bu farklılık içinde, bulundukları topluma katkı sağladıklarında, herkes kadar kendilerine de yardım ederler. Burada, bizim ödülümüz zaten o toplumun mutluluğu için katkıda bulunmaktır. Ve bu bizim mutluluğumuzu da ilerletir. Yine hayal kuruyorum... Gerçek olması çok zor bir hayal... Ama olsun ben hayallerimle yaşamayamazsam bu dünyada bir yer bulamıyorum kendime... Benim gibi düşünen herkes gibi... Çok iyi bildiğim pek çok arkadaşım, belki de sizler gibi... Kendime ait bu gerçeğin ayırdına varmadan önce fütürizm çok ilgi alanımı çeken bir şey değildi doğrusunu söylemek gerekirse...

Diyelim ki bir gün. .. ... sabah kalktınız ve etraftnızdaki herşeyaltın olmuş. Altın bir masa, altın bir ağaç, çöpler bile altın olmuş. Hatta, yüzebileceğiniz altın bir havuz bile var. Tabii ki. başlangıçta bu çok ‘’kıyak’’ olacaktır. Fakat bir süre sonra herkes, artık altının ender olmadığı konusunda hemfikir olur. Varolan bu kadar altın, beş para etmeyecektir. Şüphesiz, satamazsınız da. Ona değer veren şey, kıtlıktır. Paraya da aynen bu şekilde bakılmalıdır. Açlık, fakirlik, savaş gibi büyük insanlık sorunlarının kabul edilemez ve engellenebilir olduğuna inanan bir kültürün temelden inşasını öneriyor. İhtiyaç duyulan mal ya da hizmete istediği kadar ücretsiz sahip olmak Fresco’nun hayali... Kaynağa dayalı sistem yani... Ve bu hayal için yıllardır çalışıyor. Parasız ve politikasız çalısan bir sosyal sistem için o da hayal kuruyor yani... Yıllardır üzerinde çalıştığı hayallerini önce model olarak kurgulayıp artık gerçekleştirmeye ve bu sistem içinde kendisi gibi düşünen ekibi ile birlikte yaşayarak sistemi kurgulamaya ve örneklemeye devam ediyor.. “var olan global ve sosyal problemlere gerçekten son vermek istiyorsak, dünyayı ve kaynaklarını tüm insanlığın ortak mirası olarak kabul etmeliyiz” görüşünden hareketle, ben de artık içinde var olma mücadelesi verdiğimiz bu sistem içinde yaşamak istemiyorum. Sadece bugünü yaşamak ve geleceğimi garanti altına almak adına .. Hayallerim ve ufkum o kadar geniş ki... Eminim sizlerinkiler de öyle... Bende herkes gibi gelecek kaygılarım nedeni ile bunlara ket vurmak, ötelemek ve daha da kötüsü bu hayallerimi yok saymak istemiyorum. Hep bir sonraki güne ertelemek istemiyorum hayatımı... “Şimdi” önemli benim için... hepimiz için.


23

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


24

HAKKINIZ VAR

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı

AV. Fuat Ekİn

Avukat / fuat@ekin.av.tr

Demokratik toplum düzeninin ve işleyişinin vazgeçilmez unsurlarından olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı Anayasamızda da “ Kişinin Hak Ve Ödevleri “ başlığında güvence altına alınmıştır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü, ifade özgürlüğünün en basit ve en yaygın aracı olup, kişinin özüne dokunulamayacak en temel haklarındandır.

A

nayasa’ nın “ Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı “ başlıklı 34. Maddesi “ Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. “ şeklinde düzenlenmiştir.

hakkına sahiptir. Yabancıların bu Kanun hükümlerine göre toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri, İçişleri Bakanlığının iznine bağlıdır. Yabancıların bu Kanuna göre düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde topluluğa hitap etmeleri, afiş, pankart, resim, flama, levha, araç ve gereçler taşımaları, toplantının yapılacağı mahallin en büyük mülki idare amirliğine toplantıdan en az kırksekiz saat önce yapılacak bildirimle mümkündür. “ şeklinde düzenlenmiş olup, sonraki maddelerde sınırlamalar temel olarak yer, güzergâh ve zaman bakımından belirtilmiştir.

Anayasa’ nın bu Maddesi uyarınca çıkarılan 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile bu en temel haklara ilişkin yer yer Anayasa’ ya aykırı şekilde de olsa düzenlemeler yapılmıştır. Kanun’ un 2. Maddesi’ nde:

Kanun’un “Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Yer Ve Güzergâhı” başlıklı 6. Maddesi “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aşağıdaki hükümlere uyulmak şartıyla her yerde yapılabilir. İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde ve 22 nci maddenin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin görüşleri alınarak mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmişliği ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı belirlenebilir. Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâ-

Toplantı: Belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzelkişiler tarafından bu Kanun çerçevesinde düzenlenen açık ve kapalı yer toplantıları, Gösteri yürüyüşü: Belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak ve o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzelkişiler tarafından bu Kanun çerçevesinde düzenlenen yürüyüşler olarak tanımlanmıştır. Yine bu Kanun’ un 3. Maddesi “ Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

hı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli olur. Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilir.” şeklinde düzenlemiştir. Kanun’un “Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Zamanı” başlıklı 7. Maddesi ise “Toplantı ve yürüyüşlere ve bu amaçla toplanmalara güneş doğmadan başlanamaz. Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneş batmadan önce dağılacak şekilde, kapalı yerlerdeki toplantılar ise saat 24.00’e kadar yapılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca Kanun, anayasal hak olan ve yasaya aykırı olmayan toplantı veya gösteri yürüyüşünü engelleyenlere ilişkin de “Toplantı Veya Yürüyüşü Engelleyenler “başlıklı 29. Maddesi ile “Toplantı veya yürüyüş yapılmasına engel olan veya devamına imkân vermeyecek tertipler ile toplantı veya yürüyüşü ihlal eden kimse, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde, dokuz aydın bir yıl altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde suçu ve buna ilişkin cezayı belirlemiştir.


25

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


26

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


27

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


28

YAŞAM

OECD’nin Daha İyi Yaşam Endeksi’nde

Türkiye Sondan Üçüncü OECD’nin Daha İyi Yaşam Endeksi’nde Türkiye yine son sıralarda yer aldı. Yaşam kalitesinde sondan üçüncü olan ülkemiz 10 üzerinden 3.9 puan alarak Meksika ve Güney Afrika’nın üzerinde kendisine yer bulabildi.

H

aftada 50 saatten fazla çalışanların oranının yüzde 38’i bulduğu Türkiye, iş-yaşam dengesi puanlamasında, yani iş yeri dışında geçirilen zaman ortalamasında ise sonuncu sırada. 38 ülkeyi kapsayan rapora göre kendimize vakit ayırmıyoruz... Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından her yıl güncellenen ‘Daha İyi Yaşam Endeksi’nde sondan üçüncü olan Türkiye, 10 üzerinden 3.9 puan aldı ve Meksika ve Güney Afrika’nın üzerinde kendisine yer bulabildi. Endekste 11 kriter dikkate alınıyor Endeks oluşturulurken, •Barınma •Gelir seviyesi •İş bulabilme •Sosyal yaşam •Eğitim •Çevre •Yurttaş hakları •Sağlık •Yaşam memnuniyeti •Güvenlik •İş-yaşam dengesi alanlarında 11 kriter dikkate alındı. Türkiye, bunlardan yalnızca yurttaş hakları alanında 38 ülke ortalamasının üzerinde puan alırken, diğer 10 kriterde zayıf not aldı. Türkiye’nin yurttaşlık haklarında yüksek puan almasındaki en büyük etken ise seçimlere yüzde 85’leri bulan katılım oranları etkili oldu. Bu alanda OECD ortalaması ise yüzde 68’de kaldı. Yaşam kalitesi en yüksek ülke Norveç Ülkeler listesinin en tepesine 8 puan ortalaması ile Norveç otururken, onu 7.9’ar puanla Avustralya ve Danimarka takip etti. Haftada 50 saatten fazla çalışanların oranı: Türkiye yüzde 38 ile zirvede

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Haftada 50 saatten fazla çalışanların oranının yüzde 38’i bulduğu Türkiye, değerlendirmede iş-yaşam dengesi puanlamasında sınıfta kaldı. Kişilerin aile yaşamına ve eğlenceye ne kadar vakit ayırabildiğinin ölçüldüğü bu kritere göre, bütün ülkelerde 50 saatten fazla çalışanların oranı yüzde 13 düzeyinde. Kendimize ne kadar vakit ayırabiliyoruz? Günlük azami çalışma süresinin 10 saatten 12 saate çıkarılması yönündeki yeni istihdam yasasının protesto edildiği Fransa’da vatandaşlar günde ortalama 16.4 saati kendilerine ayırabiliyor. İş dışında geçirilen zaman açısında Fransa’yı İspanya takip ediyor. İspanyolların kendilerine ayırabileceği günde ortalama 15.9 saati bulunuyor. OECD’in 38 ülkeyi kapsayan raporıunda mesai dışı zaman ortalamalaınrda Avrupa ülkeleri zirvede. Hollanda ve Danimarka’da 15.9, Belçika’da insanlar 15.8 saati iş yeri dışında geçiriyor.

38 ülke arasında Türkiye sonuncu. Türkiye’de iş yeri dışında geçirilen zaman ortalaması günde 12.2 saat. Türkiye, çalışanların gelir düzeyinde ise 0.7 puan alabildi Eğitim, çevre, barınma ve toplum yaşamı Türkiye’nin 10 üzerinden 5’in altında puan aldığı diğer kriterler oldu. OECD’nin yaptığı araştırmada Türkiye en yüksek notu 6.8 ile güvenlik kriterinde aldı OECD’nin yaptığı araştırmada Türkiye en yüksek notu 6.8 ile güvenlik kriterinde aldı. OECD ortalamasına göre gece yolda yürürken kendini güvende hissedenlerin oranı yüzde 68 iken, Türkiye ortalamanın yüzde 8 gerisinde kaldı. OECD genelinde 100 bin kişiye düşen cinayet oranı 4.1 olarak kaydedilirken, Türkiye’de bu oranın yalnızca 1.7 olması güvenlik notunun yükselmesinde etkili oldu. Araştırmaya katılanlara yaşam memnuniyeti düzeyleriyle ilgili sorular da yöneltildi. Türkiye’den alınan cevaplarda ortalama 10 üzerinden 5.5’te kalırken, ülkelerin ortalaması 6.5 olarak gerçekleşti. Böylece Türkiye bu kriterde 2.3 puan aldı.


YAŞAM

Türkiye’nin Çevre Performansı: Biyolojik Zenginliğimiz Tehlike Altında Yale Üniversitesi’nin girişimiyle başlatılan Çevre Performansı Endeksi çalışmaları, 15 yıldır insan sağlığının ve ekosistemlerin korunmasında ülkelerin performanslarını değerlendiriyor ve yıllık raporlar yayımlıyor. Raporda yer alan verilere göre biyolojik zenginliği koruma konusunda Türkiye son 10 yılda büyük bir düşüş yaşadı ve kötü bir performans sergileyerek 180 ülke arasında ancak 177’inci sırada yer alabildi... EPI performans değerlendirme metodolojisinde 9 konu başlığı var: • İnsan sağlığı • Hava kalitesi • İçme suyu ve sanitasyon • Su kaynaklarının korunması, • Tarım • Ormancılık • Balıkçılık • Biyo çeşitliliği Koruma • İklim ve Enerji evresinde belirlenmiş 20 indikatör için kamu kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve akademi tarafından üretilen verilerden faydalanarak değerlendirmede bulunuyor. Bu verilerin tümünün kamuya açık ve paylaşılabilir durumda olmasına özen gösteriliyor.

EPI’nin öncelik verdiği 9 konu başlığında Türkiye’nin 2006-2016 arasında yaşadığı değişim ise aşağıdaki verilerle özetlenebilir... Tabloda görüleceği üzere 2006-2016 yılları arasında Türkiye en büyük ilerlemeyi hava kalitesi, atık su arıtım kapasitesi ve balık rezervleri alanlarında göstermiş. 180 ülke arasında 177’inci sıradayız... Ancak sağlıklı bir ekosistemin en önemli göstergesi kabul edilebilecek biyolojik zenginliği koruma konusunda Türkiye son 10 yılda büyük bir düşüş yaşamış. Türkiye hem deniz hem de kara koruma alanlarını hem de sınırları içindeki endemik ve endemik olmayan canlı türlerini korumak konusunda kötü bir performans sergileyerek 180 ülke arasında ancak 177’inci sırada yer alabilmiş.

‘Çevre haklarını gözeten hukuki kararlar’ vurgusu Analizde ‘eşsiz tabiatının ev sahipliği yaptığı canlı türleri düşünüldüğünde, Artvin’in madencilik nedeniyle maruz kalacağı çevresel tahribat Türkiye’nin hâlihazırda son derece kötü olan biyolojik çeşitlilik performansını daha da dibe çekecektir’ deniliyor ve finalde şu temenni yer alıyor: “Türkiye’nin her yerinde doğa ve insan sağlığına olumsuz etki potansiyeli olan projeler uygulamaya konulurken yerel düzeydeki sosyoekonomik koşulları dikkate alan bilimsel çalışmalar ve çevre haklarını gözeten hukuki kararlar yol gösterici olur.” Kaynaklar: EPI Türkiye

Doğruluk payı’nın değerlendirmesine göre, Çevre Performansı Endeksi’nde Türkiye’de durum nasıl? Yakından bakalım... Genel performans değerlendirmesinde Türkiye’nin puanı yüz üzerinden 67,68 Genel performans değerlendirmesinde Türkiye’nin puanı yüz üzerinden 67,68 ve bu puanla Türkiye 180 ülke arasında 99’uncu sırada yer alıyor. Türkiye’nin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında bulunduğu sıra pek iç açıcı değil, ancak Türkiye’nin son on yıldaki (2006-2016) EPI puanının yüzde 7,31 artış göstermesi olumlu sayılabilir.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

29


Renkli bahar Tek renk kıyafetlerinizi çarpıcı renklerde ayakkabılar ile birleştirerek yaza rengarenk bir merhaba deyin...

Arayıpta bulamadığınız büyük ve küçük numaralar fitbas.com’da... Erkek 37-39 ve 46-50 & Bayan 33-35 ve 41 -44 arası


Tarzınızı tamamlayın Tek fiyat

89,90 TL

Fitbas.com (FBS E-Ticaret Bilişim Hizmetleri Ltd.Şti.)

Ömer Avni Mah. Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya Sokak No:21/A Gümüşsuyu - Beyoğlu İstanbul

Tel: 0212 671 89 36

Hoşdere-Bahçeşehir Yolu Cad.Park City Evleri D-Blok No:12 Esenkent / İstanbul

Tel: 0212 549 49 90


32

/Travelogueress

/ travelogueress

/ Travelogueress

Arjant

in’den

şelale

Bir Güney Amerika Macerası

4. Bölüm Arjantin’de nIguaçu

İ

ki gündür eziyetini çektiğim migren bugün şiddetini iyice artırdı. Midemin ve görüşümün bulanmasına sebep oluyor. Üstüne üstlük yine iki gündür çektiğim karın ağrıları da durumu kolaylaştırmıyor. Aşırı sıcak ve nemli havalar artı suni klima havası mı sebep oluyor bunlara emin değilim. Ama bugün migren hayatımı çok zorlaştırıyor. Bugün hava inanılmaz güzel. Tam bir yaz havası. Gökyüzü masmavi. Ama saatler ilerledikçe sıcak iyice bastırdı. Sabahtan sınırı geçip, Arjantin’e girdik. Arjantin ve Brezilya arasındaki Iguaçu nehri üzerindeki köprü 1985’te inşa edilmiş. Aynı Yunanistan ve Türkiye ara-

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

sındaki Meriç Nehri üzerindeki köprü gibi, iki ülkenin bayraklarının renkleriyle yarı yarıya boyanmış.

Önce parkın içinde kısa bir tren yolculuğundan sonra Gargantua del Diablo isimli kısmına geldik şelalenin.

Köprünün tam ortasında durduğumuzda iki ülkenin topraklarını artı Iguaçu ile kesişen Paranara Nehri karşısındaki ve yine çok yakın olan Paraguay topraklarını da görebildik.

Bu sefer karşımızda Brezilya topraklarını görebiliyorduk. Suyun kuvvetini tasvir etmem mümkün değil. Hiçbir canlının o kuvvet altında yaşabileceğini sanmıyorum.

Iguazu Parkı’nın Arjantin tarafındaki gezimiz benim için çok sevindirici başladı çünkü parka girer girmez bir tukan kuşu gördük. Gözlerime inanamadım. O kocaman, turuncu ağzı plastik gibi, bir çizgi film karakterine benziyor. Diğer kuşlar tarafından saldırıya uğruyordu. Sanki taştan yapılmışa benzer bir kuş yuvasına vurarak, tukan diğer kuşlardan öç alıyor gibiydi.

Sonra panoramik manzara için başka bir alana gittik ve burada kovboy şapkası, Brezilya t-shirtü ve şortlarıyla gezen Türk Büyükelçisini gördük. Şelalelerin bu manzarası, insanlar bu gezegende varolmadan önce dünya nasıl bir yerdi, anlamamı sağladı. Dinazorların buralarda gezindiğini çok kolay


33

ele rtenk

k ke

Büyü

Tuk

an

resmedebilirim kafamda. Gezegenimizin ve doğanın kuvvetini burada hissetmek ve anlamak çok kolay oldu. Tüm kolum uzunluğunda ve elim genişliğinde kertenkeleler gördük. Dönüş yolunda trene binmek yerine ormanın içinden yürümeyi tercih ettik. Ormanın içinde „quiati“ isimli rakun ailesinden bir hayvanı, daha doğrusu birçoğunu, hatta bebeklerini bile gördük. İnanılmaz şirinlerdi. İnsanlardan hiç çekinmiyorlar, hatta bayağı yaklaşıyorlar çünkü turistlere alışmışlar. Bu sub-tropik yağmur ormanları aslında karman çurman. Ağaç ve otları çok yüksek olmadığından, bu ormanda yürümek neredeyse imkansız. Ancak Amazolar’da ağaçların boyu 100 m’yi bile bulabildiğinden, dipleri güneş görmediği için, başka bitki üremediğinden, Amazon ormanlarında yürümek daha kolaymış. Sao Paolo uçağımıza yetişmek için sınırdan tekrar Brezilya’ya giriş yaptık. Şimdi havaalanında gecikmeli Sao Paolo uçağımızı bekliyoruz.

Yavru Quiati

Siz de seyahat anılarınızı paylaşmak ve özellikle yazılarınızda gezilerinizde gözlemlediğiniz çocuk, hayvan, kadın, yaşlı hakları, çevre ve yaşam sorunlarını dile getirmekle ilgileniyorsanız, uluslararası alanda uyguladığımız GET HEARD (Sesini Duyur) Projesi’ne katılmanızı öneririz. Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilir ya da contact@travelogueress.com ‘a yazabilirsiniz. Gezi yazılarımın tümü yeni web sayfam www.travelogueress.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


34

YAŞAM

Muhtemelen Sizin de Maruz Kaldığınız, İnsan Beynine Girme Yöntemi:

Zihin Kontrolü

İnsan zihnine girmek, zihnin derinlerine sızmak ve zihnin içine normalde bulunmayan düşünceler, varsayımsal görüntüler yerleştirmek… Son dönemlerde belki de en çok üzerine araştırmalar yapılan, başarıya ulaşılıp ulaşılmadığı büyük bir muamma olan konulardan birisi bu, zihin kontrolü. Zihinde Halüsinasyon Oluşturulabiliyor İnsan beynine girmek mümkün müdür? Maddesel olarak gerçekleşmese de zihnin derinlerine inebilmek, fikri yerleştirmek olası mıdır? Nörobilimciler, insan beynini keşfedeceklerini, gerektiğinde onarabileceklerini ve zaman zaman da kontrol edebileceklerini öne sürüyorlar. Peki, nasıl? Zihin kontrolü, düşük frekanslı ve mikrodalga yoluyla beynin belli kısımlarına özel titreşimler göndererek uzun vadede

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

insanların bir takım davranış değişiklikleri sağlamasını amaçlar. Bu çalışmaların temelinde istenilen insan zihninin hakimiyetini ele geçirmek, bir şekilde beyinde ödüllendirme sistemi oluşturulup insanların davranışlarına yön vermektir. Öte yandan mikrodalga sinyalleriyle beynin işitsel, görsel bölgelerinde halüsinasyonlar oluşturmak da mümkündür. Bu sinyalleri, geniş bir topluluk içinde bile olsa istenilen kişiye gönderebilme

olanağı, o kişi de halüsinasyonlara sebep olacak fakat diğer insanlar bu durumu deneyimlemedikleri için o kişinin şizofrenik bir rahatsızlığı olduğu düşünülecektir. Zihin Kontrolünün Temelindeki Amaç İnsan davranışlarının merkezinde edindiği bilgiler ve bu bilgileri yorumlayarak çıkardığı sonuçlar vardır. Her birimiz bu yorumlamalardan edindiğimiz sonuçlara göre şekillendiririz düşüncelerimizi, dolayısıyla da davranışlarımızı. Kısacası


advertorial

Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı; çocuklarının geleceğini düşünen annebabalara ve yeni ufuklara açılmak isteyen yetişkinlere dogru secimler yapmalarinda rehberlik eder. Her anne-babanın en büyük arzusu, çocuklarını yetkin, kendi ayaklarının üzerinde duran, hayata hazır insanlar olarak yetiştirmektir. Hızla değişen dünya düzeni içinde bunun bazi ‘olmazsa olmaz’ları vardır:

Bu yaz çocuğunuzu ELLA Yurtdışı Eğİtİm Danışmanlığı rehberlİğİnde İngİltere’de yaz kampına gönderİn!

•Akıllı seçimler •İyi bir eğitim •İyi bir İngilizce Genellikle 7. ve 8. aylarda yapılan İngilizce Yaz Kampları, dil öğrenirken aynı anda farklı sosyal, kültürel ve sportif aktivitelere katılmak isteyen sekiz ile on yedi yas arasındaki öğrencilere hitap etmektedir. Yaz kurslarının hedefi, kişilerin dil bilgilerini iyileştirirken, öbür yandan da başka kültür ve milletleri tanımasını sağlamaktır. Peki Çocuğumu İngiltere Yaz Kampında ne bekliyor? Yaz Kampı sırasında öğrenciler haftada yirmi saat İngilizce’nin yanı sıra, haftada en az 1 tam gün ve 1 yarım gün şehir dışı ve içine kültürel gezilere katılım göstermektedir. Ayrıca haftanın her günü, çoğunlukla öğleden sonra, bireyler için sportif ve sosyal etkinlikler hazırlanmaktadır.

ÖRNEK PROGRAM GÜNLER

*Her okulun program içeriğinin farklı olabileceği unutulmamalıdır. SABAH 09:00-12:30

ÖGLEN 14:00-17:30

AKŞAM 20:00-22:00

PAZAR

Ögrencilerin varışı

Yerleşme ve okul oryantasyonu

PAZARTESİ

9:00 – 11:00 Yerleştirme testi 11:00-12:00 Hoşgeldiniz konusması

Sahil yürüyüşü ve Oceanarium gezisi

SALI

Dersler

13:30-18:30 Yarım gün gezi

Hazine avı

ÇARŞAMBA

Dersler

Bournemouth Bahçeleri, Müze ve Alışveriş

Zumba

PERŞEMBE

07:30 – 20:00 Londra’ya tüm gün gezi

CUMA

Dersler

CUMARTESİ

Dersler

PAZAR

Tüm Gün Gezi

Tenis Top oyunları Futbol ve Basketbol İngiliz oyunları: Cricket, croquet and Netball

Seda KOÇDAĞ AKYÜZ Kimdir? 2006 yılında İstanbul Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliğinden mezun olduktan sonra yükseköğrenimini İngiltere’de tamamlamıştır. Daha sonra Yıldızlar Koleji, Avrupa Koleji ve MEF Okulları’nda öğretmenlik ve yöneticilik görevinde bulunmuştur. 2015 yılında İngiltere’ye yerleşmiş ve Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı şirketini kurmuştur. İngiltere’de eğitim almak isteyenlere ücretsiz danışmanlık hizmeti vermektedir.

Seda AKYÜZ Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Şirketinin Kurucusu 9 The Cheviots, Overbury Road BH14 9JL, Poole,Dorset +44 744 025 42 13 • +90 533 283 10 84 (whatsapp) info@ellaedu.com • www.ellaedu.com

veya

Yüzme

Hoşgeldiniz daveti Grup etkinligi `Who are you?`

BBQ ve film gecesi Black and White Disco

veya

Arts and Crafts

Mr. and Mrs. Wentworth

veya

Drama

Uluslararası Spor Musabakaları

Yaz Kampı başvuruları her yıl Nisan ve Mayıs aylarında yapılır. Siz de geç kalmadan bizimle iletişime geçip, yerinizi şimdiden ayırın.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


36

bilginin kaynakları ve sunulma biçimleri, doğrudan davranış kalıplarının etkiler ve insan davranışlarına yön verir. Geldiğimiz noktada kitle iletişim araçlarının ne denli yaygınlaştığını göz önüne alırsak eğer bilginin, belki de gelmiş geçmiş en önemli silah olabileceğini varsaymak çok da yanlış olmayacaktır. Bilgi yoluyla zihin ve davranış kontrolü, her birimizi bireysel olarak ilgilendirdiği için, sanıldığından çok daha büyük öneme sahiptir. Zira bireyin bilinçlenmesi, toplumsal zihin kontrolünü güçleştiren en önemli faktörlerden birisidir ve zihin kontrol mekanizmaları en çok da bu alanda işletilmektedir. Zihin Nasıl Kontrol Altına Alınır? İstihbarat örgütleri ve istihbarat örgütleri için çalışan bilim insanları yıllarca insan zihnini kontrol etmek amacıyla çeşitli maddeleri kullandılar. Bu maddelerin çoğu, nörotransmitterleri çok sistematik bir şekilde değiştiren halüsinojenler, amfetaminler ve türevleridir.

Örneğin esrar (THC), sodyum pentotal gibi birçok madde bireysel zihin kontrolü amacıyla kullanılmıştır. THC’nin etkisinde bilinç dışına ait çeşitli bastırılmış motifler, imajlar ortaya çıkar. Güçlü halüsinojenler olan LSD, MDA, STP, Meskalin, PCP, İbogain algılanmakta olan her şeyin distorsiyona uğramasına, renklerin, seslerin veya bilinç dışından gelen her türlü düşüncenin değişmesine yol açarlar. Bu ilaçlarla bir kült içinde insanları transa sokmak ve istenilen amaçlar doğrultusunda kullanmak mümkündür. Sodyum pentotal kemo-hipnoz yapmaktadır ve bunu insanları konuşturmak için kullanmışlardır. Gerçekten kimyasal ajanlar kullanılarak yapay anksiyete, hipnoz, rüya görme hali, ağrıya duyarlılığın artırılması ve azaltılması, hafıza kaybı veya hatırlatma, sersemlik, psikoz, yaratıcı düşünce, aşırı duyarlılık oluşturulabilir.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Mançurya Kobayı Mançurya Kobayı, kendi iradesi dışında, birtakım beyin yıkama seansları, ilaçlar veya hipnozun etkisiyle başkasının istediği eylemleri yapanlara verilen genel isimdir. Mançurya Kobayı teriminden hedeflenen robotlaştırılmış ve her istenileni yapabilen bireyler elde edebilmektir. Temel konusu LSD, halüsinojenler ve kimyasal ajanlarla beyin kontrolü olan MK-ULTRA projesini başlatan Ailen Dulles’ın 1953 yılında yaptığı konuşma bu bağlamda oldukça ilgi çekicidir.

Ailen Dulles yaptığı konuşmada, hedeflerinin ne olduğunu şu cümlelerle açıklamıştır: “Hedef, insan zihnindeki savaşı kazanmaktır. Bu savaşın ilk cephesi propaganda, depolitizasyon ve sansür ile kitlesel sindirmeyi sağlamaktır. İkinci cephe ise bireyin beyninde kazanılacaktır. Hedef, beyin yıkamak, ideoloji değiştirmek ve gerektiğinde birçok Mançurya Kobayı yaratabilmektir.” CIA’in Zihin Kontrolü ile Alakalı Deneyleri 1950’li yıllarda Kore’de savaş tutsaklarına beyin yıkama, zihin yönlendirme ve insanların davranışsal mühendisliği üzerine deneyler yapıldığı istihbaratı üzerine CIA (Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı), bu yarışta geri kalmamak adına 1953 yılında MK- Ultra projesine start verdi. Projenin başına ise dönemin ünlü CIA ajanlarından Allen Dulles getirildi. Uzun bir süre gizli tutulmaya çalışılan, 44’ü üniversite olmak üzere toplamda 80 enstitünün ortak olarak yürüttüğü bu projede, CIA’in toplam bütçesinin %6’sı kullanılmıştır. Temel olarak LSD üzerine kurulan bu deneyde, LSD’nin yanında halüsinojenler, hipnoz, beyin yıkama ve ağır işkence seansları da denekler üzerinde uygulanmıştır. Denekler sandalyelere bağlanmış, zorla kimyasallar yutturulup, bu kimyasallara

verdikleri tepkiler görülmek istenmiş daha sonra ise bireysel ve toplumsal zihin kontrolü, kimyasal maddeler yardımıyla kişinin düşüncelerinin etki altına alınması amaçlanmıştır. ‘Böyle bir deneyde kim denek olmak ister’ sorularının cevabını ise bizzat deneyde yer almış bir yetkili şöyle veriyor: “Deneylerde, bize karşı koyamayacak herkesi kullandık.” ‘’Kanımda hiçbir duygu yoktu.’’ 1981’de öldürülen John Lennon’un katili Mark David Chapman’ın, bir ruh hastası olmasının yanı sıra, bir MK-ULTRA projesi kurbanı olduğu iddia edilmiştir. David Chapman kendisini John Lennon sanıyordu ve onu öldürürken söylediği sözler şunlardı:

“Kanımda hiçbir duygu yoktu. Hiçbir öfke yoktu. Hiçbir şey yoktu. Beynimde ölü bir sessizlik hâkimdi. Ölüm, soğuk sessizlik, kalkıp yürüyene kadar devam etti. O bana baktı… Beni geçerek ilerledi ve sonra kafamda onu duydum. O bana tekrar ve tekrar ‘onu yap, onu yap, onu yap’ diye emir verdi.”


37

BAHÇEŞEHİR MOBİLYACILAR ÇARŞISI'NDA

2. BAHAR

DEĞİŞTİRME KAMPANYASI Eski yataklarınızı evinizden alıyor, yeni YATAŞ'ınızı teslim ediyoruz.

Athletic Yatak

Wedding Premium Yatak

Winter Nevresim Takımı

Özel ev tekstil ürünlerinde %60'a varan İNDİRİMLER... Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı H-1 Blok No:3 Bahçeşehir-İstanbul T: 0212 605 06 15 • www.bahcesehiryatas.com

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


38

YAŞAM

10

ası Gereken m n a ş a Y e ’d e iy Türk

a r e c a M

1. Yenice Ormanlarında Kamp

Karabük’ün Yenice ilçesinde bulunan ve adını ilçenin adından alan Yenice Ormanları, son yıllarda bölgede yapılan çalışmalar sayesinde doğaseverler için karşı konulmaz bir cazibe merkezi haline geldi. Burada doğa yürüyüşleri ve kampçılık dışında kaya tırmanışı, kanyon geçişi gibi başka doğa sporları da yapmak mümkün. Yenice'de bisiklet rotaları ve özel kamp alanlarının bulunması burayı daha da özel bir hale getiriyor. Ayrıca Yenice Ormanları, dünyadaki en önemli anıt orman alanlarından biri. Yenice, İstanbul’dan 417 km, Ankara’dan ise 257 km uzaklıkta bulunuyor.

2. Ölüdeniz Babadağ’da Yamaç Paraşütü

Yüksekliği 1969 metre olan Babadağ’da her dönem yamaç paraşütü yapmak mümkün. Buradan yapılacak bir uçuş Ölüdeniz ve çevresine 2 bin metre yüksekten bakmayı sağlıyor. Başlangıçta yaşanan heyecan, havalandıktan kısa bir süre sonra yerini hayranlığa bırakıyor ve kendinizi hiç hissetmediğiniz kadar özgür hissediyorsunuz. Eğer hava açıksa, uçuş sırasında Patara, Dalaman, hatta Rodos’u bile görebilirsiniz

3. Bisikletle Gökova Filmlerde gördüğünüz eğlenceli doğa aktivitelerine katılmak istediğiniz oldu mu? Into The Wild’ı izleyip birden bire çılgın bir maceraya atılmak istediniz ama Amerika çok uzak mı geldi? Öyleyse çantaları hazırlayın, bisikletleri ve çadırları kapın. Türkiye’de yaşanılması gereken maceralar sizi bekliyor!

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bisikletle Ege kıyılarında gezmek, köylerde ve sahillerde konaklamak, denize yüksekten bakmak, ormanlarında kaybolmak, dalgaları dinleyerek uyumak... Gökova Körfezi’nde yaşanacak bir maceranın kazanımlarından sadece birkaçı bunlar. Bodrum’dan bisikletle yola çıkabilir; yolda Kızılağaç Köyü, Yalıçiftliği, Hurmanlık ve Çökertme gibi köylerde soluklanabilirsiniz ya da farklı noktalarda kamp kurabilirsiniz. İnanın bambaşka bir deneyim olacak. Bunların dışında bölgede bulunan Sedir Adası’na, Çamlık İskelesi’ne ve Ayın Koyu’na günübirlik geziler de yapılabilir.


39

4. Demirkazık Tırmanışı

Demirkazık, barındırdığı farklı rotalarıyla yerli ve yabancı dağcıların en çok uğradığı zirvelerin başında geliyor. Aladağlar’ın en yüksek zirvelerinden biri olan Demirkazık, Ağrı ve Süphan Dağları’nın aksine, iyi bir dağcılık deneyimi olmayanlar için yaşamsal risk taşıyor. Dolayısıyla deneyiminiz yoksa buraya gitmeden önce iki kere düşünmekte fayda var.

9. Çoruh’ta Rafting

Birçok çayın ve derenin birleşmesiyle oluşan Çoruh Nehri, derin vadilerden akarak Gürcistan’da Karadeniz’e dökülüyor. Kaçkar Dağları’nın sularıyla beslenen Çoruh, Türkiye’nin en coşkun akan nehirlerinin başında geliyor. Nehrin sakin olduğu ağustos ve eylül ayları Çoruh Nehri’nde rafting yapmak için en ideal zamandır. Raftingden alınan zevkin yanı sıra Çoruh Vadisi’nin muhteşem görüntüleri de katılımcıları büyülüyor

5. Frig Vadisi Keşfi

Kütahya-Eskişehir-Afyon arasındaki üçgende bulunan Frig Vadisi’ni dolaşmak, dağların arasında, ormanların içinde gizlenmiş Frig yerleşimlerini keşfetmek geçmişe uzanan bir macera sanki. Vadi çoğunlukla tüflerle kaplı. Kayalar kolay şekillendiği için yörede peri bacaları da oluşmuş. Bu yüzden de vadi, fotoğraflara çok güzel görüntüler veriyor.

6. Kızılırmak’ta Kano

Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ın, Kızıldağ’ın güney yamacından doğup Bafra Burnu’nda Karadeniz’e ulaşana dek yaptığı toplam yol 1355 kilometre. Bu nehri kanoyla geçmek ise oldukça eğlenceli ve yaşanması gereken bir deneyim. Sivas’tan başlayıp Gemerek yakınlarına kadar olan 120 kilometrelik etap, yaz aylarında kano geçişi için oldukça uygun.

7. Nallıhan

Ankara’nın Nallıhan ilçesi sınırları içinde kalan Kıztepe, günübirlik macera etkinlikleri için oldukça uygun bir yer. Doğal bir alanın onlarca yıl sonra ne hale gelebileceğinin en güzel örneğini Nallıhan erozyon bölgesi veriyor. Burası sadece ormanda, yaylada değil; hiçbir bitkinin yetişmediği bir coğrafyada da olağanüstü saatler geçirilebileceğinin en güzel örneği.

10. Buzul Göllerini Keşif

Türkiye’nin Rize-Erzurum sınırları içinde kalan Verçenik Dağı civarındakiler Doğu Karadeniz Dağları’ndaki en güzel buzul gölleri arasında gösteriliyor. Mal Gölü, Deli Göl ve Yıldız Gölü günübirlik turlar için en uygun yerlerin başında geliyor. Altıparmak Dağları’ndaki buzul göller, diğer göllerin aksine çok fazla ziyaretçisi olmayan göllerdir, diyebiliriz. Muhteşem doğal anıtlar olan bu buzul göllerde kamp kurarak doğayı keşfetmek mümkün en güzel buzul gölleri Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde yer alıyor.

8. Karapınar Kumulları

Karapınar Kumulları’nın apayrı bir güzelliği var, gerçek bir çöl deneyimi sunuyor ziyaretçilerine. Fakat bununla bağlantılı olarak ufak bir hatırlatma yapalım: Çöl ortamında öğle sıcağında yürümek zor olduğu için burada yapılacak etkinlikleri akşam saatlerine bırakırsanız daha iyi olur. Ayrıca burada yapacağınız yürüyüşlerin kumulun yapısı dolayısıyla oldukça zorlu olduğunu da ekleyelim. Dolayısıyla kendinizi ilerlemek için çok da zorlamadan, etrafınızın tadını çıkara çıkara gezmekte fayda var.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


40

RÖPORTAJ

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


41

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


42

TEKNOLOJİ

Biz Terör ve Politikayla Uğraşırken

Bilim Dünyasında Yaşanan 16 Önemli Gelişme

Ülkece nasıl bir süreçten geçtiğimiz herkesin malumu. Zaten bir süredir siyasetle boğulduğumuz yetmezmiş gibi bir de Ankara’da yaşanan katliam sonrası canımızdan can gitti. Ülkemizin gündemi uzun süredir kanla yazılıyor. Biz siyasetle, birbirimizi ötekileştirmeyle, hatta ve hatta katletmeyle meşgulken bilim dünyası ise birbiri ardına insanlığın yararına olacak ve ufuk açacak buluşlara imza atıyor. Biz birbirimizin hayatını zorlaştırırken, bilim bizlerin torunları için daha kolay ve güzel bir hayat sunmak için ilerliyor. İşte son zamanlarda gerçekleştirilen ve sanki başka bir dünyada gerçekleşiyormuş hissi uyandıran bazı bilimsel ve teknolojik gelişmeler:

1. Ses dalgaları kullanılarak beyne komutlar verildi Bilim insanları ilk kez ses dalgalarını kullanarak beyin hücrelerini kontrol etmeyi başardı. “Nature Communications” dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, araştırmacılar, laboratuvar ortamında ultrason dalgalarıyla minik bir kurtçuğun beynindeki bazı nöronları faaliyete geçirerek hayvanın farklı bir yöne hareket etmesini sağladı. 2. Laboratuvar ortamında sperm üretildi Fransa’da 10 yılı aşkın bir süredir yapılan çalışmalar sonucu, kısırlığı tedavi etmek için bir çözüm yolu bulundu. Lyon kentinde hükümete ait CNRS laboratuvarında yapay ortamda insan spermi üretilmeye başlandığı açıklandı. Kısırlığa çözüm olması beklenen uygulamanın, kanser hastaları için de umut olması bekleniyor.

3. Her türlü virüsü tespit etmemizi sağlayacak bir test geliştirildi ABD’nin Missouri eyaletindeki Washington Üniversitesi’nden araştırmacılar, insan ve hayvanda bulunan neredeyse her türlü virüsü tespit edebilecek basit bir test geliştirdiklerini açıkladı. Çalışmayı yürüten ekibin başında bulunan Dr. Gregory Storc, “Bu testle ne aradığınızı bilmek zorunda değilsiniz. Standart testlerin tanı koymakta zorlandığı ve salgına neyin sebep olduğunun bilinmediği durumlarda ViroCap testinin özellikle yararlı olacağını düşünüyorum” dedi. 4. İnsanın atası olan yeni bir tür bulundu: Homo naledi Güney Afrika’da yapılan kazılarda insanın atası olan yeni bir tür bulundu. Bulunan yeni tür ‘Homo naledi’ olarak adlandırıldı. Araştırmada yer alan Wisconsin-Madison Üniversitesi uzmanı John Hawks, “Homo Naledi, ilkel atalarımızı andırıyor. Ama bununla birlikte şaşırtıcı şekilde insanla benzer yönleri de var” dedi. 5. Plüton’da buz halinde su bulunduğu ve gezegenin mavi bir gökyüzüne sahip olduğu keşfedildi NASA, bugün uzay aracı ‘New Horizons’ tarafından çekilen Plüton’un yeni fotoğraflarını yayımladı. Uzay aracının aktardığı verilere göre Plüton’da buz halinde su ve mavi bir gökyüzü bulunuyor. New Horizons ekip lideri bilim adamı Dr. Alan Stern yaptığı açıklamada, Plüton’daki mavi gökyüzünün ‘göz kamaştırıcı’ olduğunu ifade etti.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

6. Türk bilim insanları tarafından karaciğer hücresi geliştirildi Kök hücreden karaciğer hücresi elde etmeyi başaran Türk bilim insanları, bir tür üre döngüsü hastalığı olan “sitrüllinemi”nin tedavisi için önemli bir adım attı. Tedavi uygulanmasının 10-15 yıllık bir zaman dilimini alabileceği belirtildi. Araştırmayla ilgili açıklama yapan İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Nur Arslan , sitrüllineminin bir metabolik hastalık olduğunu, dünyada da hastalığın kesin tedavisinin bulunmadığını ancak bazı diyet programlarıyla vücutta “amonyak birikiminin” engellenmeye çalışıldığını söyledi. 7. Diş dolgularının tarih olmasını sağlayacak bir diş macunu üretildi Japon bilim insanı Kazue Yamagishi kişisel bakım konusunda çığır açan bir buluş yaptı.


43 projesiyle felçlilere ve uzuvlarını kaybedenlere derman olmaya çalışan DARPA ’dan sevindirici haber sonunda geldi. Yapılan açıklamada HAPTIX projesi kapsamında üzerinde çalışılan protez kol ile beyine sinyal göndermeyi başardıkları ve ilk duyusal geri dönüşlerin alındığı belirtildi.

Bilim adamının bulduğu yeni diş macunu kolayca ve acısız bir şekilde dişlerdeki delik ve çatlakları dolduruyor, ayrıca diş minesini de yeniden oluşturuyor. Bu diş macunu aslında bileşenleri olarak dişin minesine oldukça benziyor, ve diş çatlağına direkt olarak uygulanabiliyor. 8. İlk ‘tam vücut nakli’ için geri sayım başladı 33 yaşındaki Rus bilgisayar uzmanı Valery Spiridonov, Aralık 2017’de Dünya’nın ilk tam vücut nakli hastası olacak. Spiridonov, Werdnig-Hoffmann hastalığı olarak bilinen kas zayıflatıcı nadir bir genetik hastalığa sahip. Bu hastalığın, şu anda bilinen bir tedavisi bulunmamakta. Bu hastalık nedeniyle vücudundaki kasların yüzde 90’ı çalışmayan ve bu nedenle kafasının sağlıklı bir vücuda aktarılmasını isteyen Rus bilgisayar mühendisi Valery Spiridonov hayaline bir adım daha yaklaştı. 9. Bilim insanları beyinden beyine iletişim kurmayı başardı Washington Üniversitesi Öğrenme ve Beyin Bilimleri Enstitüsü araştırmacıları, internet üzerinden birbirleriyle soru cevap oyunu oynayan katılımcıların beyinleriyle birbirlerine sinyal göndererek iletişim kurmayı başardığını açıkladı. Araştırmayı yöneten Doç. Dr. Andrea Stocco, şimdiye kadar insanlar üzerinde yapılan en kapsamlı beyinden beyine iletişim deneyinde iki bireyin görsel deneyimlerini

birbirlerine aktardığını belirtti. 10. Köpek klonlama dönemi başlıyor İnsan klonlama hala bilimkurgu filmlerine özgü olsa da Dolly ile başlayan süreçte şimdiye kadar birçok başarılı veya başarısız klonlanmış hayvana rastladık. Güney Koreli bir şirket ise bu işi artık “seri üretime” dökmeyi amaçlıyor ve para karşılığı köpek klonlamaya başlıyor. Bilim dünyası açısından her ne kadar heyecan verici olsa da köpek klonlama işi birçok tartışmayı da beraberinde getirmiş durumda. Aktivistler bunun doğayı aykırı olduğunu ve bu yüksek meblağların köpek barınaklarına harcanabileceğini savunuyor. Bazı uzmanlar ise klonlama işleminin epey düşük bir başarı oranına sahip olduğuna dikkat çekerek bu işin etik olmadığı görüşünde. 11. Kanser hastasına titanyum göğüs kafesi nakledildi Kansere yakalandıktan sonra göğüs kemiğinin ve göğüs kafesinin bir kısmını kaybeden 54 yaşındaki İspanyol bir adam, dünyanın ilk 3D yazıcıdan elde edilen titanyum protez göğsü ile hayata döndü. İspanyol bir hastayı hayata döndüren dünyanın ilk 3D yazıcıdan çıkan titanyum göğüs kafesi bir tıp mucizesi olarak değerlendiriliyor.

14. NASA, Mars’ta su bulunduğunu açıkladı ABD Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, Mars’ta sıvı halde su tespit ettiklerini açıkladı. Bilim insanları Kızıl Gezegen’de yaz aylarında görülen ancak yılın geri kalan bölümünde kaybolan siyah çizgilerin, periyodik olarak akan tuzlu suların sonucunda oluştuğunu bulduklarını belirtti. 15. Domuzlardan insan organları üretilecek Japon bilim insanlarından, organ üretimi ile ilgili büyük bir gelişme yaşandığı açıklaması yapıldı. Açıklamaya göre domuz vücudunda, insan organı yetiştirilebilecek. Domuz vücudunda oluşturulmaya çalışılacak insan organlarının, ne derece işlevsel ve verimli olacağı konuları ise, şu an için merak konusu olarak kalmaya devam ediyor. Ayrıca insan kök hücrelerinin, domuz tarafına aktarım çalışmalarının ne zaman başlayacağı da, yine merak konusu olarak kalmaya devam eden başlıca unsurlar arasında yer alıyor. 16. Işık tabanlı bellekler geliyor Elektronlar çok hızlı olsalar da, modern bilişim elektronlardan daha hızlısına ihtiyaç duyacak kapasiteye gelmiş durumda. Şimdi ise bir araştırma takımı, dünyanın ilk ışık tabanlı bellek yongasını geliştirmeyi başardı. Bu yeni bellek, veriyi “sınırsız” olarak depolama yeteneğine sahip.

12. Tüy kadar hafif olmasına rağmen çelikten güçlü olan madde üretildi Çinli bilim insanları, “tüy kadar hafif olmasına karşın çelikten güçlü” bir süper madde geliştirdi. Çin Bilimler Akademisi Şanghay Seramik Enstitüsü araştırmacıları, köpüksü yapıya sahip süper maddenin “mucize yapıtaşı” olarak da bilinen grafen tüplerinin elmas kadar kararlı bir hücresel yapıya dönüştürülmesi sırasında ortaya çıkarıldığını açıkladı. 13. Protez kolla beyne sinyal iletildi Daha çok robot teknolojileriyle ismini duymaya alıştığımız DARPA, HAPTIX projesi kapsamında duyusal geri bildirimi en üst düzeyde olan protezler üreteceğini vaat etmişti. HAPTIX

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


44

TEKNOLOJİ

Türkiye yılda 2 bin 460 saat güneş görmesine rağmen bu potansiyelini enerjiye dönüştürme konusunda zayıf kalıyor. 21 Haziran Dünya Güneş Günü kapsamında açıklamalarda bulunan İTÜ Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Anadolumuzun güneşine yazık oluyor, sürdürülebilir bir dünya için güneş seferberliğini başlatmalıyız” dedi

Türkiye’nin büyümesi güneşten gelecek

“Anadolumuzun güneşine yazık oluyor” Enerji kaynaklarının hızla tükendiği günümüzde, yılın büyük bölümünü güneşli geçiren Türkiye’nin elindeki bu sonsuz ve değerli enerji kaynağını sürdürülebilir bir gelecek için daha iyi değerlendirmesi gerekiyor. Kuzey Yarımküre’de en uzun günün yaşandığı 21 Haziran’da kutlanan Dünya Güneş Günü kapsamında açıklama yapan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Türkiye’nin büyümesinin güneşten geleceğini ifade etti. Prof. Dr. Karaosmanoğlu, güneşten ısı enerjisi elde eden ülkeler arasında Türkiye’nin şu anda 4’üncü sırada olduğunu ancak potansiyelinin çok azını değerlendirebildiğini ancak geleceği güneşin şekillendireceğini vurguladı.

Güneş enerjisi kayıp kaçağı önleyecek Güneş enerjisinin ekonomiye kazandırılmasının önemine dikkat çeken SÜT-D Başkan Yardımcısı Karaosmanoğlu, güneş enerjisine yapılacak her yatırımın ekonomiyi aydınlatacağını ifade etti. Karaosmanoğlu

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

düşük seviyelerde. Anadolumuzun güneşine yazık oluyor.” Güneş enerjisinin en büyük avantajlarından birinin yerinde enerji üretimi için mükemmel bir seçenek olması diyen Karaosmanoğlu, yenilenebilir enerjinin en yaygın formu olan dağıtık enerji sistemleri için güneşle en iyi uygulamaların başarılabileceğine ve böylece dağıtımda oluşacak kayıp-kaçak miktarının da azaltılabileceğine dikkat çekti.

Güneş seferberliği gerekiyor Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, yılda 2 bin 460 saat güneş gören bir ülke olmasına rağmen maalesef bu potansiyeli kullanmıyoruz. Güneşten ısı enerjisi üretiminde dünya dördüncüsüyüz. Ancak güneşi daha çok çatılarımızda sıcak su elde etmek için kullanıyoruz oysa bu yetmez. Sahip olduğumuz bu enerjiyi başta elektrik olmak üzere pek çok alanda kullanmalıyız. Bugün baktığımızda ülkemizde güneşe dayalı üretilen elektrik daha az güneş gören ülkelere göre çok

Prof. Dr. Karaosmanoğlu, güneş enerjisi potansiyeli açısından son derece elverişli bir konumda olan Türkiye’nin sahip olduğu bu avantaj ile geleceğin en büyük enerji üreticileri arasında liderlik payına bile sahip olabileceğini vurguladı. Güneş elektrik üretimi için adeta bir seferberlik gerektiğini belirten Karaosmanoğlu, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesinde güneş enerjisinin büyük rol oynayacağını, bu enerji ile iklime dirençli binalar, köyler hatta kentler yaratabileceğinin altını çizdi.


45

Yelpaze Emlak & Gayrimenkul sayfaları ile ücretsiz konut alım satım ilanı verebilirsiniz... İlanlarınız Yelpaze Bahçeşehir Dergisi’nde, yelpazeistanbul.com web sitesinde ve Yelpaze Emlak & Gayrimenkul’ün sosyal medya hesaplarında..

Nasıl ilan verebilirim? Metin İlanlar (ÜCRETSİZ) 25 kelimeye kadar alım satıma konu olan mülkünüze dair bilgileri paylaşabilirsiniz.

Örnek 1: Sahibinden Funda Bloklar’da Satılık 3+1 135 m2, tadilatlı, 6.kat daire; 480.000 TL

Görüntülü İlan İlanlarınızı video sunumu eşliğinde 1-2 dk.’lık sunumlar halinde hazırlayabilir ve sosyal medya hesaplarımızda paylaşabiliriz.

Diğer İlanlar ve detaylı bilgi için

Örnek 2:

Emlak ve Gayrimenkullerinizin alım satımları için size özel sayfalar tasarlayabiliriz. Detaylı bilgi için (0212) 669 2339 numaralı telefondan lütfen bilgi alınız.

Emlak Ofisinden Manavgat’larda 2+1 Kiralık 95 m2, kullanışlı, Bahçe Katı Daire 1.350 TL

Ücretsiz duyurularınızı

1 Kutu İlan, 1 görsel (50,00 TL) İlave her kutu ve görsel için 40 TL alım ya da satımınızı güçlendirebilirsiniz. • Kimden: Sahibinden /Emlak Ofisinden • Konut Tipi : Kiralık Apartman Dairesi • Konut Şekli: Daire • Banyo Sayısı: 1 • Kat Sayısı: 4 • Bulunduğu Kat: 3 • Yakıt Tipi: Doğalgaz • Yapı Tipi: Betonarme • Yapının Durumu: İkinci El • Kullanım Durumu : Boş • Aidat: 30 TL • Cephe Seçenekleri: Doğu, Batı • Fiyat: 1.500 TL • Açıklama: Kullanışlı, merkeze yakın...

emlak@yelpazeistanbul.com adresine iletebilirsiniz. facebook/yelpazeemlak instagram/ yelpazeemlak www.yelpazeistanbul.com bahcesehir.web.TV

Hizmetlerimiz Emlak&Gayrimenkul Alım-Satım Mimari Projelendirme- Uygulama Kentsel Dönüşüm Projeleri Kurumsal Kiralama ve Satınalma Ticari Kurulum ve Marka Danışmanlığı Kurumsal Kimlik & Tanıtım Yelpaze Emlak & Gayrimenkul & İnşaat bir Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon, İnşaat, Tur.Mad. Ltd.Şti markasıdır.

Bahçeşehir 1.Kısım mh. Bülbül cd. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İstanbul T: (0 212) 669 23 39 • G: 0533 551 87 17•E: emlak@yelpazeistanbul.com

yelpazeemlak

yelpazeemlak

yelpazeemlak Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


46

Bu hastalıklar

şişmanlatıyor!

PROF.DR. OSMAN ERK

osmanerk@yelpazeistanbul.com

Ne yaparsanız yapın bir türlü zayıflayamıyor hatta durmadan şişmanlıyor musunuz? Nedeni bazı hastalıklar olabilir… Bu hastalıkların tedavisiyle kilo alımının önüne geçebilirsiniz...

B

Tiroid Bezi Hastalıkları Hipotiroidi: Tiroid bezinin

çalışmaması veya az çalışması kilo artışı ve ödeme sebep olur. Tiroit hormonlarının kanda çok az bulunması ve işlevlerini tam olarak yerine getirememesi durumunda ortaya çıkan hastalığa hipotiroidi adı verilir. Hipotiroidi, metabolizma üzerinde birçok olumsuz etki gösterir. Metabolizma yavaşladığı için hastada kilo artışı ortaya çıkar. Kilo artışı ise bozulmuş glikoz toleransına, şeker hastalığına, kalp damar hastalıklarına yol açmaktadır.

Hipotalamus Bozuklukları Leptin hormonu eksikliği ve leptin hormonu direncinin söz konusu olduğu durumlar enerji alımının artmasına ve kilo fazlalığına neden olur. Leptin hormonu beyaz yağ dokusundan salgılanan ve dolaşıma girerek beyine kadar ulaşıp, orada yaptığı etkiyle iştahı azaltan bir hormondur. Leptin hormonu eksikliği durumunda ise kana leptin hormonu verilemez ve bu durumda kişinin iştahı artar ve aşırı yemek yiyerek şişmanlar. Fazla kalori, tatlandırıcılar, fazla trans ve doymuş yağlar ve rafine karbonhidratlar ise leptin direncine yol açarak obeziteye neden olurlar.

Polikistik Over Sendromu Polikistik Over Sendromu; beyin, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü bezi ve diğer endokrin organlar arasındaki iletişimin bozulmasına

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

bağlı olarak; üreme çağındaki kadınlarda en sık ortaya çıkan endokrin bozukluktur. Adet düzensizliği, tüylenme ve kilo problemleri ile kendini gösteren bir hastalıktır.

Böbreküstü Bezi Hastalıkları Kortizol bir stres hormonudur ve yüksekliğinin yol açtığı tabloya Cushing Sendromu adı verilir. Cushing Sendromu obezite ile beraberdir. Diyet ve egzersize rağmen kilo veremeyen şişman kişilerin vücutlarında daha çok karın bölgesinde, göğüs ve koltuk altlarında görülen kırmızı-mor renkli çatlaklar; tansiyon yüksekliği; ay dede yüzü tabir edilen özellikle yanak bölgesinde yağ dokusu artışı ve karın bölgesinde yağ dokusu artışı varsa Cushing Sendromu olasılığı düşünülmelidir. Hastalıkta büyük olasılıkla beyinde hipofiz bölgesinde veya böbreküstü bezlerinde adenom söz konusudur.

Endokrin Pankreas Hastalıkları İnsülin direnci, reaktif hipoglisemi, Tip 2 diyabet de obeziteye neden olur. İnsülin, kandaki şekerin kandan ayrılarak hücre içine girmesini sağlar. Kanda yüksek olan insülin önceleri kan şekerini hücrelere sokar, ancak hücrelerin alabileceğinden daha fazla glikoz vücuda girerse insülin artık bu görevini yapamaz hale gelir. İnsülin hormonunun yeterince etkili olamamasına insülin direnci (rezistansı) adı verilir. İnsülin direnci arttıkça kan şekerinin hücreye girmesi için daha fazla insülin salgılanması gerekir. Belirli bir süre sonra pankreastan

salgılanan insülin hormonu, pankreas bezinin çok çalışmasından dolayı yorulması nedeniyle azalır ve önce acıkma atakları olarak görülen şeker düşüklüğü (reaktif hipoglisemi) sonrasında da gizli şeker ve hatta şeker hastalığı ortaya çıkabilir. İnsülin direnci kilo aldırır. Kilo arttıkça bu direnç artar ve şeker hastalığı görülme olasılığı yükselir. Reaktif hipoglisemi, diyabeti olmayan kişilerde yemeklerden bir müddet sonra oluşan ani kan şekeri düşmesidir. Kan şekerindeki düşme, özellikle karbonhidratlı besinler aldıktan birkaç saat sonra ortaya çıkar. Kan şekeri düşünce sık yemek yenir. Özellikle glisemik indeksi yüksek, rafine karbonhidratların tüketilmesi bu tabloya yol açar. Bunun sonucu da şişmanlık olur… Tüm çabalarına rağmen kilo veremeyenlerin çoğunda reaktif hipoglisemi vardır. Şeker hastalarının büyük bir kısmı obezdir. Şeker hastalığının yanı sıra, pankreasta yerleşen, aşırı ve otonom insülin salgılayan “İnsülinoma” denilen tümoral hastalıkta insülin direncine bağlı olarak çok fazla yemek yemek şişmanlıkla sonuçlanmaktadır.

Uyku Apnesi Uykuda belli aralıklarla solunum durması olarak tanımlanan uyku apnesi de şişmanlığa yol açabilir. Derin uyku başladığı zaman büyüme hormonu, yağları yakan hormon da salınmaya başlar. Eğer bu hormonların salgılanmasında bir bozukluk olursa (horlama ve uyku apne sendromlarında buna çok sık rastlanır) vücutta bir yağlanma eğilimi ve obezite ortaya çıkar.


47

Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2016


48

SAĞLIK

Mısırlıların “Ölümsüzlüğün Bitkisi” Dediği

Aloe Vera’nın Vücudumuzdaki

11 İnanılmaz Etkisi Evet dostlar, Mısırlılar bu bitkiye “ölümsüzlüğün bitkisi”, Kızılderililer ise “cennetin âsâsı” ismini veriyorlar. Aloe Vera o kadar çok faydası olan bir bitkidir ki, sanki özellikle insan vücudunu tedavi etmek üzere evrimleşmiştir. Evinizde besleme imkânınız da olan bu bitki, sıyrık, kesik, yanık gibi lokal tedavilerde oldukça faydalı olmakla birlikte, vücudunuza aldığınız zaman iç organlardaki rahatsızlıkların tedavisinde de olağanüstü bir takım etkilere sahip...

1. Çünkü bu bitki, içinde polisakkaritlerin, vitaminlerin, çeşitli enzimlerin, aminoasitlerin ve minerallerin de yer aldığı 200’ün üzerinde bileşene sahip. Sarımsak ve soğan gibi bitkilerin de dahil olduğu zambakgiller familyasında yer alan aloe vera, farklı kısımlarının farklı amaçlar için kullanılabildiği, besin değeri oldukça yüksek bir bitkidir. 2. “The Journal of Environmental Science and Health” adlı derginin verdiği bilgiye göre bu bitki aynı zamanda antibakteriyel, antiviral ve antifungal etkilere sahiptir. Yani Türkçesiyle söylemek gerekirse bakterileri, virüsleri ve mantarları önlemek konusunda oldukça faydalı bir bitki. Ancak bu bitki de, tıbbi amaçlarla kullanılan pek çok diğer bitki gibi uzun süre boyunca her gün tüketilmeye uygun değil. 3. Yapraklarının içinde bulunan jel benzeri maddenin %99’luk kısmı sudan oluşmak-

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

tadır ve bu jel 5000 yıldır insanlar tarafından tıbbi amaçla kullanılmaktadır. Aloe veranın sahip olduğu bu madde adeta bir vitamin ve mineral deposudur. İçerisinde A, C, E vitaminleri, folik asit, kolin, B1, B2, B3, B6 ve B12 vitaminleri, ayrıca kalsiyum, magnezyum, çinko, krom, selenyum, sodyum, demir ve potasyum elementlerini barındırmaktadır. 4. Aloe vera aynı zamanda aminoasit ve yağ asitleri bakımından da oldukça zengin bir bitkidir. Aminoasitler, proteinlerin yapı taşlarıdır. İnsan vücudu toplamda 22 farklı çeşit aminoasite ihtiyaç duyar ve bunların içinden 8 tanesi hayati öneme sahiptir. Aloe vera bitkisinde bulunan aminoasit sayısı ise 18-20 civarındadır ve bu sayının içine hayati olan 8 aminoasit de dahildir. Ayrıca bu bitki, önemli yağ asitleri olan üç farklı bitki sterolü içermektedir ve

bunlar kandaki yağ oranının azalmasında, alerjilerin ve mide yanmasının tedavisinde oldukça etkilidir. 5. Aloe vera, vücut üzerinde dengeleyici etki yaratan bir bitkidir. Adaptojen ismi verilen bu tür dengeleyici ürünler, bedenlerimizin değişen dış etkilere adapte olma kabiliyetini geliştirerek hastalıklara karşı direncimizi artırmaktadır. Bu özelliği sayesinde aynı zamanda fiziksel, duygusal ve çevresel stresi rahatlatmak konusunda oldukça faydalıdır. 6. Sindirim rahatsızlıklarını gidermek konusunda mucizevi etkiye sahiptir. Sindirim problemleri pek çok hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkabilmektedir. Sağlıklı bir biçimde çalışan sindirim sistemi, çoğu zaman bedenimizin sağlıklı olduğunun en önemli işaretlerindendir. Aloe vera bitkisi de sindirim kanalı üzerinde düzenleyici ve temizleyici bir etkiye


sahip olduğu için kabız, ishal, reflü gibi hastalıklar üzerinde iyileştirici bir etkiye sahiptir ve sindirim sistemimiz için zararlı olan bakterilerden arınmamıza yardım etmektedir. 7. Toksinlerden arınmak için kullanılabilecek en etkili ilaçlardandır. Bitki, sindirim borusunu ve bağırsakları temizleyici bir etkiye sahip olduğu için vücudun toksik maddelerden arınması için önerilen en etkili ilaçlardan bir tanesidir. 8. Kalp sağlığı konusunda kilit rol oynamaktadır. Aloe veranın kalp ve damarlar üzerindeki etkisine dair yapılan çalışmalar henüz çok yetersizdir ancak bitkinin jeli vücuda enjekte edildiğinde kırmızı kan hücrelerimizin oksijen taşıma ve yayma kapasitelerini artırdığı bilinmektedir. Bitki, ayrıca tansiyonun ve kan dolaşımının düzenlenmesinde ve kolesterolün düşürülmesinde yardımcı rol oynamaktadır.

Teknik sorunların

çözümünde tek adres! Servis Tel

607 000 8 0544 221 36 21

9. Bağışıklık sistemini güçlendirmek konusunda kesinlikle başvurulması gereken bir bitkidir. Aloe veranın içinde bulunan polisakkaritler, bağışıklık sistemimizin virüslerle savaşmasında destekleyici rol üstlenmektedir. Ayrıca içinde bulunan antioksidanlar, vücudun yaşlanma sürecinde büyük rol oynayan dengesiz bileşiklerle savaşmasına yardımcı olmaktadır.

Hizmetlerimiz

10. Cilt üzerinde yenileyici ve hastalık giderici etkiye sahiptir. Cilt üzerindeki iyileştirici etkisi sebebiyle aloe vera, bugün kozmetik endüstrisi tarafından çokça tercih edilen bir bitkidir. Cilt yaralarının, yanıkların ve böcek ısırıklarının iyileşme sürecini hızlandıran bir etkiye sahiptir. Özellikle tıp endüstrisinin henüz gelişmediği dönemlerde, yaralanmalar üzerindeki etkisi sebebiyle hayat kurtarıcı bir bitki olarak görülmüştür. 11. Ve vücudun sağlıklı kilosuna ulaşmasına yardımcı olur. Bitkinin sindirim sistemi üzerindeki etkileri ve antioksidan özelliği, ikincil bir etki olarak zayıflamaya yardımcı olmaktadır. Biraz daha açmak gerekirse, sindirim sisteminin düzenli çalışması ve vücudun toksik maddelerden arınması, bedeninizdeki yükü azaltarak enerjinizin artmasına olanak sağlamaktadır.

Elektrik Arıza & Onarım

Bilgisayar Laptop Tamir & Onarım

Sıhhi Tesisat ve Doğalgaz İşleri

Alçı Boya Tadilat İşleri

Cam Balkon Küpeşte

PVC& Alüminyum Doğrama

Bahçeşehir 2.Kısım Mh. Yürüyüş Yolu Cad. No: 56 -1 Bahçeşehir/İst

www.mertyapibilisim.com


50

SAĞLIK

Anne Sütü bebekleri ishalden koruyor...

2 yaşına kadar bebeklerde ishal gelişiminin ileri yaşlara kıyasla daha kolay oluştuğunu söyleyen Kadıköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim Eker, anne sütünün ishali önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemi olduğunu vurguluyor. İshal; bağırsakta hareketliliğin artması sonucu dışkı miktarının fazlalaşması ile günlük dışkı sayısının artması ve kıvamının bozularak yumuşak, sulu bir görünüm almasıdır. Büyük çocuklarda günden 3 kereden fazla sayıda sulu dışkılama ishal olarak kabul edilir. Yalnızca sık dışkılama, kıvam bozuk değilse ishal sayılmaz. Özellikle küçük bebeklerde beslenme şekline göre dışkılama sayısı değişir. Yeni doğan döneminde anne sütü alan bebeklerde sulu, altın sarısı renginde, günde 6 kereyi bulabilen dışkılama normal sayılır. Bundan sonraki dönemde dışkı sayısı genellikle 2-3 tür. Ancak özellikle anne sütü ile beslenen sağlıklı bebekler, bazen her emzirme sonrası az miktarda yumuşak kıvamda dışkılayabilir. İlk 2 yaşta, ileri yaşa kıyasla ishal daha kolaylıkla oluşur. Bu durum, ilk aylardaki çocukların besi bileşimindeki değişikliklere kolay uyum gösterememeleri, ayrıca ishal yapabilen birçok etkene karşı henüz bağışıklık kazanmamış olmaları ile açıklanır. Anne sütü ile beslenme, ishal gelişimini önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemidir. Anne sütü ile beslenen bebeğin, ishal yapıcı etken ile temas riski çok azdır. Ayrıca, anne sütünün bebeğin bağışıklık yanıtını artırma, bağırsağı koruyan ve uygun bağırsak florasının devamını sağlayan faktörler içerme gibi önemli koruyucu özellikleri vardır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde genellikle ağır ishal görülmez. Bağırsak sistemi enfeksiyonlarında ishalin yanı sıra ateş, karın ağrısı, kusma, iştahsızlık,

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

halsizlik (ağır vakalarda uykuya meyil, bilinç değişiklikleri) görülebilecek bulgulardır. Dışkının cıvık veya sulu olmasının yanı sıra dışkıda sümüksü yapıdaki mukus veya kan görülebilir. Dışkının cıvık ve bol miktarda olması nedeniyle vücudumuz için önem arz eden su, besin ve minerallerin kaybı oluşur. Beslenmesi iyi olmayan veya kusan çocuklarda bu maddelerin kaybı ağızdan beslenme yolu ile yerine konulamayabilir. Çocuklarda sıvı kaybı fazlaysa gözyaşı azalır, dil ve ağız içi kuru olur, hastanın cildi esnekliğini yitirir, idrar çıkışı azalır, ağır vakalarda bilinç değişiklikleri görülebilir. Enfeksiyonun nedenini bulmak için dışkı tahlili, ishalin vücudumuzu ne kadar etkilediğini belirlemek için kan tetkikleri istenebilir. Çocuğa damar yolu açılarak kaybedilen sıvı serum olarak verilebilir. Ağır vakalarda çocuk hastaneye yatırılarak tedaviye devam edilebilir. Mevsim geçişlerinde çocuklarda ishal olma sıklığı artar. Çünkü mevsim geçişlerinde allerjik şikayetler daha fazla görülür ve allerji de enfeksiyon oluşması için gerekli ortamı hazırlar. Ayrıca yine mevsim geçişlerinde kapalı ortamlarda daha fazla kalınması, solunum yolu enfeksiyonu riskini artırır. Solunum yolu ile hastalık yapan bazı etkenler bağırsak enfeksiyonuna da yol açarak ishale sebep olabilirler. İshale neden olan enfeksiyon etkenleri bakteriler, virüsler ve bunların ürettiği toksinler olabileceği için her ishalin tedavisinde mutlaka antibiyotik kullanılması gerekmez ve hatta bakterilerin sebep olmadığı ishallerde antibiyotik kullanmak vücudumuz için yararlı bakterileri de öldürerek zararlı bile olabilir.

Çocuğun dışkıyla çok su kaybetmediği, dışkıda mukus ve kan görülmediği, yüksek ateşinin olmadığı, şiddetli karın ağrısının ve kusmasının olmadığı, beslenmesinin iyi olduğu vakalarda tedavide sadece ishal diyeti uygulamak ve ağızdan sıvı alımını sağlamak yeterlidir. Şekerli ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalı; yoğurt, ayran, patates püresi, pirinç lapası, yoğurtlu çorbalar, şeftali, muz gibi yiyeceklerden zengin bir diyet uygulanmalıdır. Ateş varsa, ateş düşürücü ilaçlar verilebilir. Vücudumuz için yararlı olan bakterileri içeren probiyotik veya prebiyotik olarak adlandırılan besin takviyeleri kullanılabilir. Eczanelerde hazır olarak satılan ve vücudumuz için gerekli mineralleri içeren “oral rehidratasyon sıvısı--‐ ORS” hafif ishali olan çocukların kayıplarını karşılamak için verilebilir. Ateşli, mukuslu ve kanlı ishal olgularında bakteriler ve parazitler için antibiyotik kullanılması gerekebilir. • İshalli bir bebekte emme iyice azaldıysa, • ishali olan çocukta sıvı kaybı fazlaysa • ateş yüksekliği, • dışkıda kan veya mukus gözleniyorsa, • şiddetli karın ağrısı varsa, • beslenme ve sıvı alımı yetersizse • şiddetli kusmalar varsa, mutlaka bir doktora müracaat etmelisiniz. Korunmak için; çiğ meyve ve sebzelerin iyice yıkanması, sıcak yaz aylarında uygun koşullarda saklanmamış yiyeceklerin tüketilmemesi ve tuvaletleri kullanırken hijyen koşullarına uyulması yeterlidir. 0-2 yaş arası ishallerin %50’sinden sorumlu olan ve 10 gün süreyle günde 10 kez ve daha fazla dışkılamaya sebep olabilen rotavirüse karşı ağız yoluyla uygulanan aşının uygulanması büyük oranda koruyuculuk sağlayacaktır. Özellikle 1 yaş altında, 2 haftadan uzun süren ve kilo kaybına yol açan ishallerde altta yatan besin emilim bozuklukları, gıda allerjileri, mide, bağırsak sisteminin yapısal sorunları gibi enfeksiyon dışı nedenlerin de akılda tutulması ve ileri tetkiki gerekir.


51

Siz, oturarak uyuyanlardan mısınız?

Seyahat esnasında uykuya dalmanın kas spazmına neden olabileceğini söyleyen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, “Seyahat sırasında vücut ağırlığı her iki bacağa eşit verilerek dik pozisyonda seyahat edilmelidir. Uyumak, oturma pozisyonunda kısa süre bile olsa kas spazmlarına sebep olabilir” dedi. Uyuduğumuzda bilinç kaybı yaşadığımız için uyuma aktivitesinin oturarak yapılacak bir şey olmadığının altını çizen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, kafanın, sırtın ve kalçaların uzun süre aynı pozisyonda kalmasının kas spazmına yol açabileceğini belirtti. Seyahat sırasında uyumanın bel ve boyun zedelenmesinin yanı sıra bacak kasılmalarına da sebep olabileceğini söyleyen Öztürk, “Vücudumuzdaki sinirler kasların içindedir. Fakat bazı yerlerde yüzeye çıkarlar. Kontrolsüz oturma ve uyuma birlikte olursa kısmı sinir felçleri de gerçekleşebilir” dedi. “Toplu taşıma araçlarında uyuyarak seyahat etmeyin” Omurga sağlığı için ideal yatış pozisyonunun sırtüstü ya da cenin şeklinde olduğunu vurgulayan Öztürk, “Cumartesi gecesi hastalığı denen bir hastalık var. Hafta içi çalışıp hafta sonu eğlenen ve bunun sonucu dengesiz uyku pozisyonda yatan kişiler, sinirlerin gerilmesine bağlı olarak pazar sabahı kalktıklarında kolları kasılmış olarak uyanırlar. Bunu önüne geçmek için ortopedik bir yatakta yatmak gerekir. Bu gibi yataklar kas, sinir ve bağ gibi oluşumların zorlanmasını en aza indirir.” Öte yandan toplu taşıma araçlarında da ağırlığı her iki bacağa eşit vererek dik pozisyonda oturmak gerektiğini söyleyen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, “Uyumak oturma pozisyonunda kısa süre bile olsa kas spazmlarına sebep olabilir. Bu yüzden toplu taşıma araçlarında uyumak yerine sohbet etmek, müzik dinlemek, kitap okumak gibi aktivitelere yer verilerek bu şekilde seyahat edilmelidir” diye açıkladı.

DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMAT GÜVENİLİR TEMİZLİK

• İPEK • ÇİN • NEPAL • DECO • YÖRÜK

• ŞAGE • KİLİM • BATTANİYE • YORGAN • MİLAS

• STEP • BÜNYAN • ANTİK • LADİK

Halılarınız El Değmeden En Son Teknoloji İle Yıkanır, Kurutulur, Evinizden Alınıp, Evinize Steril Ambalajda Teslim Edilir.

HER TÜRLÜ HALIFLEKS - KOLTUK YIKANIR YERİNDE HALIFLEKS YIKANIR HALI KENARLARINA OVERLOK YAPILIR

(0212) 876 63 22

(0535) 206 41 38

Yakuplu Merkez Mah. 46. Sk. No:32 Beylikdüzü, İstanbul Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


52

SAĞLIK

Beynimizi Daha Çok Çalıştırmanın Yolları 1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Hayatınızla ilgili Önemli kararlar alırken açık havada veya doğada deneyebilirsiniz. 2- Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz? 3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz. 4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın. 5- Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun. 6- Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin! 7-Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir. 8- Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir. 9- Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız. 10- Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır. 11- İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein‘in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar. 12- Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın. 13- Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun. 14- Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi “düşük viteste çalıştırmayın. 15- Beynin en tehlikeli yanı “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesin-

den en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanır mıyım?” diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız. 16- Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz. 17- Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna “sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz “servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken “kafadan “ değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın. 18– Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsiz kalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterince su için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78’i su ile kaplıdır. 19- Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak akıllıca bir harekettir. 20- Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz. Aklınızı “başınıza” toplayın ve kullanın.


53

Ten rengine göre ruj rehberi:

Senin rengin hangisi?

Açık tenliler Eğer beyaz yakın, açık tene sahipsen şeftali, narçiçeği gibi yumuşak tonları tercih etmelisin. Yazın enerjisini oldukça güçlü yansıtan bu renkler senin ten rengine çok yakışacaktır. Kış aylarında dudaklarında daha mora yakın renkler tercih edebilirsin. Kumrallar Kumral tenliler farklı renkleri kullanmak konusunda çok şanslılar! İster nude istersen de mat ve vurgulu turuncu tonlarını kullanabilirsin. Dudaklarında vurgulu renkler kullandığında göz makyajını sade bırakarak dikkatleri rujunda toplayabilirsin. Buğday tenliler Buğday tene sahip olanlar, sıcak tonlarda ruj kullanmalılardır. Gri tonlarındaki renkler yerine mora yakın pembeler, kırmızılar kullanabilirsin. Bu taktiği sadece dudak makyajında değil göz makyajında da aklından çıkarmamalısın. Sıcak tonlu renkler seni daha iyi ifade edecektir. Esmerler Esmer tene sahip olanlar, metalik renkleri deneyerek farklı bir görünüm yakalayabilirler. Canlı kırmızılar, turuncunun koyu tonları sana çok yakışacaktır. Kylie Jenner’in da favorisi olan kahverengi tonları esmerler için çok uygundur! Bu renkleri deneyerek yaz aylarında taze ve enerjik bir görünüm yakalayabilirsin. Bronzlar Yaz aylarında bronzlaştıktan sonra dudaklarında mutlaka vurgulu renkler denemelisin. Morlar, bordolar bronz teninde harika görünecektir! Bu görünümü strobing tekniği ile birleştirerek yaz aylarında damga vurabilirsin.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016


54

GÜZELLİK

: i m i devr

z h ö a g ı y l i a S mda iddi 4 adıyajı mak

İddialı bakışlara saniyeler içinde kavuşmayı kim istemez! Cüretkar ama ulaşması da bir o kadar kolay... Neyse ki Blackbuster var! L’Oréal Paris’in Güzellik Elçisi Barbara Palvin de Blackbuster’ın büyüsüne kapılmış ve masum mavi gözlerini çarpıcı bir göz makyajına bürümek için Blackbuster’ın uygulama kolaylığından yardım almış. Sen de gözlerini siyahın sofistike etkisi ile vurgulamak istersen, senin için hazırladığımız rehbere bir göz at!

Günlük buğulu makyaj nasıl uygulanır? Buğulu göz makyajlarına bayılıyoruz. Vazgeçemediğimiz bu göz makyajıyla, bakışlarımıza saniyeler içinde iddia ve çekicilik katıyoruz. Doğru tonlar ve bir kaç dağıtma hareketinin yardımını da es geçemeyiz tabii! Peki gün içinde buğulu makyajını nasıl uygulayabileceğini biliyor musun? Gri ve tonlarının vurgulama efektini kullanarak, bakışlarına gün içinde çarpıcılık kat diye sana kolay bir rehber hazırladık!

Sıra sende

Hazırladığımız beş kolay adımı takip ederek saniyeler içinde bakışların odak noktası olacak!

Birinci adım:

Birinci adım

İkinci adım:

İkinci adım

Göz makyajı uygulamak istediğin alanın çerçevesini çizerek işe başla.

Çerçevesini çizdiğin alanın içini doldur.

Color Riche 111 Urban Grey göz kalemini kirpik çizgini takip ederek, göz kapaklarının üzerine çek.

Buğulu etki için oluşturduğu çizgiyi fırçan yardımı ile dağıt.

Üçüncü adım:

Gözünün dış köşelerinden, şakaklarına doğru eyelinerının kuyruğunu uzat.

Dördüncü adım:

Üçüncü adım

Color Riche E5 Velours Noir far paletindeki gri göz farını göz kapaklarına uygula.

Dördüncü adım

Gözün etrafındaki yoğun bölgeleri fırça ve temizleme suyu yardımı ile düzelt.

Alt kirpik çizgine kalın bir çizgi çek. Bonus: Superliner Blackbuster’ın temizlemesi de uygulaması kadar kolay! Bakışlarda rock’n roll havasına bürünmek hiç bu kadar kolay olmamıştı!

Beşinci adım

Son olarak aynı adımları diğer gözün için de tekrarla. İşte bu kadar!

Yapmaman gereken 3 kapatıcı hatası

Makyaj çantamızın olmazsa olmazı kapatıcılar, doğru kullanıldığında mucizeler yaratabiliyor. Zor gecelerin, yorgun günlerin sonucu ortaya çıkabilen yorgunluk görünümünü saniyeler içinde maskeleyebiliyor!

Hata 1:

Cilt tonuyla aynı tonda ürün kullanmak Kapatıcını cildinle aynı tonda seçmek, kapatıcının etkisini azaltacaktır. Bunun yerine görünümünü aydınlatması için ideal kapatıcı cilt tonundan bir ton açık olandır.

Hata 2:

Fondöten öncesi uygulamak Kapatıcını fondötenden önce uygulayarak kapatıcı etkisini kaybedeceksin. Bunun yerine cildine önce nemlendiricini ardından BB kreYelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

mini veya fondötenini ve son olarak kapatıcını uygulamanı öneriyoruz.

Hata 3: Fırça kullanmak Sıvı yapısıyla kapatıcılar göz çevrendeki gölgelenmeleri maskeleyebilir. Doğal bir görünüm için ürünü fırça yerine parmaklarınla uygulamanı öneririz. Ürünü tampon hareketlerinle göz çevrene uygula. Şimdi kapatıcını daha çok seveceksin!


BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ (BADER) 669 61 61 BAHÇEŞEHİR ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 672 70 16 BAHÇEŞEHİR Ç.Y.D.D. 672 01 05 BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ (BODER) 607 13 77 BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLAR YELPAZE İSTANBUL HABER AJANSI (YİHA) 669 83 86 AİLE HEKİMLİĞİ 444 06 69 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62 BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş. 669 00 03 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 10 2.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25 ZABITA KARAKOLU 669 37 07 BARINAK 669 47 29 BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 444 0 669 PTT 669 16 00 İTFAİYE 669 31 37- 669 38 60 SAĞLIK OCAĞI 669 63 60 TAKSİ 669 63 60 ESENKENT ÖNEMLİ TELEFONLAR ESENYURT BELEDİYESİ 596 30 00 ISI DAĞITIM 672 16 13 KENT YÖNETİMİ 672 11 62 TAKSİ 672 62 72 EĞİTİM KURUMLARI BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 669 51 77 TAY SÜRÜCÜ KURSU 669 84 04 ÖZEL DERS VERENLER ARDA ÇANKAYA 0532 777 83 38 NERİMAN GÜNEŞDOĞDU 0542 832 17 25

ETÜT MERKEZLERİ YELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ 669 16 50 KAFE/RESTORANT/GIDA/PAKET SERVİS BAHÇEŞEHİR PROFİTEROL 669 73 45 MİE PASTANESİ 669 05 89 EMLAKÇILAR ARDA EMLAK (22. YIL) 669 21 32 İrtibat Cengiz Yılmaz 0532 213 77 53 SU SERVİSİ GÜMÜŞ SU 444 78 44 KORUSU 669 00 13 - 672 20 30 TAŞDELEN SU 669 1 669 HİZMET SEKTÖRÜ /ELEKTRİK/SU TESİSAT BAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK 669 00 25 SAĞLIK/GÜZELLİK MERKEZLERİ POLA FITNESS CENTER 669 00 25 GİYİM ARZU YETİŞ KOCATEPE Haute Couture (Gelinlik - Abiye) 0539 456 03 00 HALI YIKAMA Mis Köpük Halı Yıkama 853 95 24 VETERİNER&PET SHOP BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432 GÜNER PET 0532 266 14 91 SPRADON VETERİNER KLİNİĞİ 0532 646 14 31 İŞLETME REHBERİ AKYOL DANIŞMANLIK TERCÜME&BİLİŞİM 249 99 97 AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta 596 41 33 AJANS YELPAZE 669 83 86

Bundan böyle gıdadan eğitime, güzellikten sağlığa sektörel telefon rehberimizde sizde yerinizi alın... Detaylı bilgi için; (0212) 669 83 86

8 TL

3. Cadde Eczanesi Armağan Eczanesi Bahçeşehir Aydın Eczanesi Bahçeşehir Eczanesi Boğazköy Eczanesi Defne Eczanesi Deniz Eczanesi Derman Eczanesi Dilek Öz Eczanesi Eczane Akbatı Eczane Filiz Elit Eczanesi Elvin Eczanesi Güngör Eczanesi İstanbul Eczanesi Kent Eczanesi Mavi Eczane Oksijen Eczanesi Şehir Eczanesi Şelale Eczanesi Su Eczanesi Yıldız Eczanesi

608 00 26 669 93 00 608 00 37 669 34 34 607 06 07 669 96 59 672 43 03 605 02 13 669 70 10 397 01 17 672 01 03 672 33 32 669 18 27 672 94 01 672 33 30 596 55 53 669 59 51 669 44 66 608 17 27 669 09 11 669 97 97 607 08 10

Ay içerisinde nöbetçi çizelgelerinde değişiklik olduğundan dolayı güncel liste için www.ieo.org.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz.

Servis Tel

Marketten taşımaya son! Arayın getirelim...

10 TL

Nöbetçi Eczaneler

607 000 8 0544 221 36 21

Teknik sorunların çözümünde tek adres!

8 TL

Elektrik Arıza & Onarım Bilgisayar Laptop Tamir & Onarım

8 TL

Bahçeşehir 2.Kısım Mh. Yürüyüş Yolu Cad. No: 56 -1 Bahçeşehir/İst • www.mertyapibilisim.com

10 TL

10 TL

7/24et Hizm

KİLİT ÇİLİNGİR Bekir Usta

(0212) 669 1907-1905 - 0532 265 44 21 3. Cadde E Blok AVM Kat:1 No:28 - Bahçeşehir

• Çilingir Hizmetimiz gündüz 40 TL gece 50 TL • Çilingir ve Otomatik Kapı Kilitleri, • Her Türlü Elektrik ve Arıza, • Plan Proje ve Uygulama, • Parmak izi kapı sistemleri montajı...

KALE ÖZEL KİLİT SERVİSİ

FRANSIZCA DERS VERİLİR.

Tecrübeli Kimya Öğretmeninden

İlk ve Orta Okul öğrencilerine

HER SEVİYEDE DERS VERİLİR.

lise öğrencilerine okul sınavı ve YGS-LYS için oldukça etkili KİMYA dersi verilir.

TEOG hazırlık ve destek

NDS ve İ.Ü. mezunu emekli öğretmenden ilk, orta ve lise öğrencilerine

İletişim : 0532 323 41 66

Merve Yurdakul:

0537 324 53 83

Öğrenci Koçu- Kimyager’den dersleri verilir.

Hazal Görkey:

0534 411 75 68


56

76D

146T

BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (ÇİFT KATLI)

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 180 dakika KITA İND. hattır bahçeşehir Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:00 05:30 05:15 05:50 05:30 06:10 05:45 06:25 06:00 06:40 06:10 06:55 06:20 07:05 06:30 07:15 06:40 07:30 06:50 07:45 07:00 07:55 07:15 08:10 07:30 08:25 07:45 08:40 08:00 08:55 08:15 09:10 08:30 09:25 08:45 09:40 09:00 09:55 09:15 10:10 09:30 10:25 09:45 10:40 10:00 10:55 10:15 11:10 10:30 11:25 10:45 11:40 11:00 11:55 11:15 12:10 11:30 12:25 11:45 12:40 12:00 12:55 12:15 13:10 12:30 13:25 12:45 13:40 13:00 13:55 13:15 14:10 13:30 14:25 13:45 14:40 14:00 14:55 14:15 15:10 14:30 15:25 14:45 15:40 15:00 15:55 15:15 16:10 15:30 16:25 15:45 16:40 16:00 16:55 16:15 17:10 16:30 17:25 16:45 17:40 17:00 17:55 17:15 18:10 17:30 18:25 17:45 18:40 18:00 18:55 18:15 19:10 18:30 19:30 18:45 19:50 19:00 20:10 19:15 20:30 19:30 20:50 19:50 21:10 20:10 21:30 20:30 21:50 20:50 22:10 21:10 21:30 21:55

PAZAR 06:00 06:25 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55

taRLABAŞI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:15 19:45 19:30 20:00 19:45 20:15 20:00 20:30 20:15 20:45 20:30 21:00 20:45 21:15 21:15 21:30 21:30 21:45 21:50 22:00 22:10 22:15 22:30 22:30 22:50 22:50 23:10 23:10 23:30 23:30 23:50 23:50 00:15

PAZAR 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50

Not: Otolar Avcılar Yanyola Girmez, E-5 Yolundan Gider. Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-YENİKAPI Gidiş-Dönüş sefer süresi: 155 dakika

BOĞAZKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ

YENİKAPI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ

PAZAR

E - 58

ESENKENT BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖY

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika KITA İND. hattır İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR 06:15 06:15 07:00 06:35 06:35 07:30 07:00 07:00 08:00 07:15 07:15 08:30 07:45 07:45 09:00 08:15 08:15 09:30 08:45 08:45 10:00 09:15 09:15 10:30 09:45 09:45 11:00 10:15 10:15 11:30 10:45 10:45 12:00 11:15 11:15 12:30 11:45 11:45 13:00 12:15 12:15 13:30 12:40 12:40 14:00 13:05 13:05 14:30 13:30 13:30 15:00 14:00 14:00 15:30 14:25 14:25 16:00 14:50 14:50 16:30 15:15 15:15 17:00 15:40 15:40 17:30 16:05 16:05 18:00 16:30 16:30 18:30 17:00 17:00 19:00 17:25 17:25 19:30 17:50 17:50 20:00 18:15 18:15 20:35 18:45 18:45 21:10 19:15 19:15 19:45 19:45 20:15 20:15 20:45 20:45 21:15 21:15

PAZAR

06:10 06:10 06:30 05:25 05:25 05:30 06:30 06:30 06:50 05:35 05:35 05:50 06:50 06:50 07:10 05:55 06:00 06:10 07:20 07:10 07:30 06:05 06:10 06:30 07:40 07:35 07:50 06:15 06:20 06:50 07:50 07:50 08:10 06:30 06:30 07:10 08:15 08:10 08:30 06:40 06:40 07:30 08:35 08:30 08:50 06:50 06:55 07:50 08:45 08:50 09:10 07:00 07:10 08:10 08:55 09:05 09:30 07:10 07:25 08:30 09:10 09:20 09:50 07:25 07:40 08:45 09:25 09:35 10:10 07:40 08:00 09:00 09:35 09:50 10:25 08:00 08:20 09:15 09:50 10:05 10:40 08:20 08:40 09:30 10:05 10:25 10:55 08:40 09:00 09:45 10:25 10:40 11:10 09:00 09:25 10:00 10:40 10:55 11:25 09:25 09:45 10:15 10:55 11:20 11:40 09:40 10:05 10:30 11:20 11:40 11:55 09:55 10:25 10:45 11:35 12:00 12:10 10:15 10:45 11:00 11:50 12:20 12:25 10:30 11:00 11:15 12:10 12:40 12:40 10:45 11:15 11:30 12:25 12:55 12:55 11:00 11:30 11:50 12:40 13:10 13:10 12:55 13:25 13:30 11:15 11:45 12:05 13:10 13:40 13:45 11:30 12:00 12:20 13:20 13:55 14:00 11:45 12:15 12:35 13:40 14:10 14:15 12:00 12:30 12:50 13:55 14:25 14:30 12:15 12:50 13:05 14:10 14:40 14:45 12:30 13:15 13:20 14:25 15:00 15:00 12:45 13:35 13:35 14:40 15:20 15:15 13:05 13:50 13:50 15:00 15:40 15:30 13:20 14:10 14:05 15:15 16:00 15:45 13:35 14:25 14:20 15:30 16:20 16:00 13:55 14:40 14:35 15:50 16:40 16:15 14:10 14:55 14:50 16:05 16:55 16:35 14:25 15:10 15:15 16:20 17:20 17:00 14:40 15:30 15:30 16:40 17:35 17:20 14:55 15:45 15:45 16:55 17:50 17:40 17:20 18:05 18:00 15:10 16:00 16:00 17:35 18:20 18:20 15:30 16:15 16:20 17:50 18:35 18:40 15:45 16:30 16:40 18:05 18:55 19:00 16:00 16:50 17:00 18:20 19:10 19:20 16:15 17:05 17:20 18:35 19:30 19:40 16:30 17:20 17:40 18:55 19:50 20:00 16:50 17:40 18:00 19:10 20:10 20:20 17:05 18:00 18:20 19:25 20:30 20:40 17:20 18:20 18:40 19:45 20:45 21:00 17:40 18:40 19:00 20:00 21:00 21:20 17:55 19:00 19:20 20:15 21:20 21:40 18:10 19:20 19:40 20:30 22:00 22:00 18:25 19:40 20:00 20:45 22:20 22:20 18:40 20:00 20:20 21:00 22:40 22:40 19:00 20:20 20:40 21:20 23:00 23:00 19:20 20:40 21:00 21:40 23:20 23:20 19:40 21:00 21:20 22:00 23:45 23:45 20:00 21:20 21:45 22:20 00:10 00:10 20:20 21:40 22:10 22:40 20:40 22:00 23:00 21:00 23:20 23:45 21:20 00:10 21:40 22:00 Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

E - 57 ESENKENT Kalkış

146

BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45

07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45

PAZAR 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10 21:40 22:10 22:40

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

ESENKENT BAHÇEŞEHİR - MECİDİYEKÖY

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika EKSPRES hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:05 06:30 06:45 07:10 07:35 08:20 09:00 09:40 10:25 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15

06:00 06:15 06:40 06:55 07:20 07:45 08:30 09:10 09:50 10:30 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15

PAZAR 07:00 08:00 08:50 09:40 10:30 11:20 12:10 13:00 13:45 14:30 15:15 16:00 16:45 17:30 18:15 19:00 19:45 20:30

MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:00 07:35 08:10 08:45 09:20 09:55 10:30 11:05 11:40 12:20 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10

07:10 07:45 08:20 08:55 09:30 10:05 10:40 11:15 11:50 12:25 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

PAZAR 09:30 10:30 11:20 12:10 13:00 13:50 14:30 15:10 15:50 16:30 17:10 17:50 18:30 19:10 19:50 20:30 21:15 22:00

76E

BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-BAKIRKÖY Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika

BOĞAZKÖY EVLERİ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 04:50 05:00 05:07 05:14 05:21 05:28 05:34 05:44 05:50 05:56 06:02 06:08 06:14 06:20 06:26 06:32 06:42 06:48 06:54 07:04 07:10 07:16 07:22 07:32 07:38 07:46 08:02 08:10 08:20 08:30 08:45 08:55 09:05 09:15 09:25 09:35 09:45 09:55 10:05 10:15 10:25 10:35 10:45 10:55 11:05 11:15 11:25 11:35 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15

05:10 05:19 05:28 05:37 05:46 05:54 06:02 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30

PAZAR 05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:05 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:35 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45

BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:00 06:10 06:20 06:30 06:38 06:46 06:54 07:10 07:18 07:26 07:34 07:42 07:50 07:58 08:06 08:14 08:26 08:34 08:42 08:54 09:02 09:10 09:18 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:55 14:05 14:20 14:30 14:45 14:55 15:10 15:20 15:35 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 16:55 17:05 17:15 17:25 17:35 17:45 17:55 18:05 18:15 18:24 18:32 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:55 22:10 22:25 22:40 22:55 23:10 23:25 23:40

PAZAR

06:30 06:37 06:44 06:51 07:00 07:15 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:45 11:00 11:10 11:20 11:30 11:45 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:15 14:30 14:40 14:50 15:00 15:15 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:45 17:55 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:35 22:50 23:10 23:30 23:50

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016 NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.

07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:30 22:40 22:55 23:10 23:20 23:30 23:40 23:50 24:00

ESENKENT BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (EKSPRES)

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika KITA İND. hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00

05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00

PAZAR 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:25 12:50 13:15 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:00 16:35 18:00 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00 21:30

TAKSİM Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00

19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00

PAZAR 19:30 20:00 21:00 21:30 22:00 22:30 23:00

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

MK15 BOĞAZKÖY-BAHÇEŞEHİR-OLİMPİYATKÖY METRO Gidiş-Dönüş sefer süresi: 120 dakika

BOĞAZKÖY SONDURAK Kalkış OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ

PAZAR

İŞ GÜNÜ C.TESİ

PAZAR

06:00

06:00

07:00

06:50

06:50

07:50

06:30

06:35

08:40

07:30

07:30

09:30

07:10

07:10

09:30

08:00

08:00

10:20

07:45

07:45

10:20

08:50

08:50

11:10

08:30

08:20

11:10

09:40

09:35

12:00

09:00

09:00

12:00

11:10

11:10

12v:50

10:00

10:00

12:50

12:00

12:00

13:40

10:50

10:50

13:40

13:30

13:30

14:30

12:15

12:15

14:30

15:50

15:50

15:20

13:10

13:10

15:20

16:50

16:50

16:10

14:40

14:40

16:10

18:00

18:00

17:00

17:00

17:00

17:00

18:30

18:30

17:50

18:00

18:00

17:50

19:10

19:10

18:40

19:10

19:10

18:40

20:20

20:20

19:30

19:40

19:40

19:30

20:45

20:50

20:20

20:10

20:10

20:20

22:25

22:25

21:10

21:40

21:40

21:10

00:20

00:20

23:10

23:20

23:10

22:10 00:25



afiş reklam videosu

insert dağıtımı TOPLU SMS GÖNDERiMi

kurumsal kimlik

Broşür / Katalog

logo tasarımı

indoor ve outdoor tasarımları

ARAÇ GiYDiRME

e-bülten DERGi iLANI

advertorial ilan www.yelpazeistanbul.com

facebook/ajansyelpaze

twitter/ajansyelpaze

Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir (0212) 669 83 86


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.