2 minute read
\u0130\u015ES\u0130Z \u0130\u015E\u00C7\u0130N\u0130N 1 MAYISI
by Furkan Ay
1 Mayıs İşçi Bayramı, bizde yumuşatılmış hali ile, ‘’Emek Bayramı’’, arifesinde sayılırız ve 1 Mayıs günü geldiğinde, Komünistler anti-faşizan sloganlar ile sosyal medyayı işgal edecek; milliyetçi ve muhafazakar camia ise anti-komünist safsatalar ile.
Aslında 1 Mayıs karşıtlığı yapanlara gülmekle yetinmeliyiz. Çünkü bugün dünyada geçerli 8 saatlik çalışma kanunu hakkında hiçbir şey bilmedikleri aşikar. Bugün 16 saat köle gibi çalıştırılmamasının nedenini hiç sorgulayamaz Türk insanı. Çünkü hiçbir zaman kendi hakkını kendisi kazanmamıştır. Kâr bazlı ekonomik sistem olan kapitalizmin kârından kısmasına neden olan olayları hâlâ birileri anlayamadı. Üstüne grev yapmak;hak aramak Türkiye’de ‘’anarşistlik’’ ‘’moskofluk’’ olarak damgalandı. Oysaki işçilerin hak talepleri, Bolşeviklerden yüz yıl önceye kadar dayanır. Bu hak talepleri onları ücretli köle olmaktan kurtardı, sermayeden emeklerini daha adil aldılar bugün dünyada en adil diyebileceğimiz gelir dağılımı aynı zamanda işçiyi koruyan yasalar Avrupa’dadır. Bunun nedenini hiç insanlar düşünmez. Ama o yasalar bizim ülkemize gelsin diye can atarlar. Hep bahsetmişimdir, Türk insanı geçmediği merhalelerin ödüllerini ister, bu yüzden de o ödüllerin kıymetini de hiç bilmez. Avrupa o yasalara binlerce grev, onlarca isyan ve binlerce ölü üzerine çıkardı. 5 Yaşındaki çocukların fabrikalarda 16 saat çalıştığı, insanların yaşayacak kadar maaş kazandıkları dönemlerde Paris Komünü, 1848 Devrimleri yaşanmış ve daha çoğunu kazanmak için daha çok insanın emeğini sömüren patronlar ve diğerleri bu acı tecrübeler sonrasında sistemin böyle devamı halinde daha çok isyan ve grev olacağından 12 saatlik iş kanunlarını 1850’ye kadar kabul ettiler.
Advertisement
Devamında Amerika’da işçilerin 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik çalışma kanunu için greve başlaması ile beraber II. Enternasyonel de uzun yıllardır istenen bu çalışma kanunu için 1 Mayıs’ı genel grev tarihi olarak belirledi. Bugün, 1 saat mesaiye kalsa sövmedik insan bırakmayanlar; aynı anda 1 Mayıs gelince saçma sapan argümanlar ile ortaya çıkıyorlar.
1886 yılından itibaren, her 1 Mayıs tarihinde sendikalar ve komünistler 8 saatlik çalışma kanunu talebi ile meydanlarda oldu. Bunun ilk önemli adımını Henry Ford hiçbir baskı ve zorlama olmadan hayata geçirdi. O zamanlar, ‘’Ford çıldırdı’’ ‘’batacak’’ diyenler ters köşe olmuştu çünkü Henry Ford ve işçileri arasında samimi bağlar oluşmuş, mutluluk da verimlilik de artmıştı. Haftada 2 gün tatil ve günde 8 saat çalışma ile beraber Ford zamanının en büyük otomobil üreticisi oldu.
Kâr bazlı ekonomik sistemde, patronların savunculuğunu yapan insan sayısı çoktur. Patron hep çok kazansın geri kalan hep az kazansın. Bu yüzden 1929 Kara Cuması yaşandı. Marx’ın öngörüsü doğru çıkmış ve sermayeler tekeller altına toparlandıkça tüketecek insan kalmamıştı. İnsanlara yaşayacak kadar maaş veriyorlar ve sürekli artan endüstri karşısında küçük ve orta boyutlu işletme ve üreticiler de işçileşmeye başlıyordu. Bunun sonucunda müthiş üretim karşısında, tüketimi yapacak insan olmadığından ABD ve dünyayı sarsan büyük bir buhran yaşandı. Bu şartlar altında parlak fikirler arayan ABD’li iktisatçılar, 8 saatlik çalışma kanunu çıkarmaya karar verdiler. İlginçi patronlar batmadı! Bugün 6 saat de yapsalar yine batmazlar belki de gelecekte işsizlik olmaması için bu önlem mecburen alınacak.
Kapitalizmin en büyük açığı daha çok kâr elde etmek için alttakinin cebinde para bırakmama arzusudur. Marx ve Engels’in Kapitalizmin çökeceği öngörüsü bahsettikleri neden ile 1929 yılında gerçekleşti ve Marx’ın dilediği oldu. Marx, daha insani çalışma koşulları, daha adil maaşlar olmadıkça sistemin birgün tıkanacağını öngörmüştü. Roosvelt döneminde, 1937 yılında ABD bu kanunun ekonominin çarklarının dönmesi için gerekli olduğuna karar verdi,