8 minute read

Tekno Sohbet

Next Article
Tekno Moto

Tekno Moto

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan ile Tekno Sohbet

Türkiye’de uzun yıllardır üst düzey yönetici olarak görev yapan ve şu an Türkiye’nin güçlü şirketlerinden bir tanesinin Genel Müdürü olarak, dünya genelinde son 10 yıldaki teknoloji gelişimini nasıl değerlendirirsiniz?

Advertisement

Son 10 yılda dünyadaki teknolojik gelişim baş döndürücü bir hıza ulaştı. Bugün kullandığımız cep telefonları 10 yıl öncesinin güçlü bilgisayarından daha fazla yeteneğe sahip. Mühendis kökenli bir yönetici olarak yıllardır teknoloji sektörünü yakından takip ediyorum. Bundan yıllar önce telekom sektöründe yaşanacak değişime yönelik olarak söylediğim “Konuşmanın yerini veri alacak” şeklindeki öngörümün ne kadar doğru olduğunu bugün net bir şekilde görüyoruz. Önümüzdeki süreçte de başta yapay zeka ve nesnelerin interneti olmak üzere pek çok teknolojinin büyük bir hızla hayatlarımızda yer edineceğini göreceğiz. Bu noktada pandemi sürecinin de etkisiyle dijital dönüşüm sürecinin daha da hızlanacağını belirtmekte fayda var. Yakın gelecekte bu dönüşümü gerçekleştirebilmiş olan şirketler başarıya ulaşırken geride kalanların ayakta kalma ihtimali son derece düşük olacak.

Teknoloji sektörüne giriş yaptığınız zaman ile günümüz teknolojik gelişmelerini göz önüne aldığınızda sizce ne tür farlılıklar var?

Sektöre girdiğimden bu yana dünyada yaşanan dijital

Güçlü altyapımız 5G’ye geçişi kolaylaştıracak

dönüşüme yakından şahit oldum. Bu dönüşüme öncülük eden Turkcell’de görev aldığım için de kendimi çok şanslı hissediyorum. 1994 yılında Türkiye’yi “cep telefonundan ilk alo” ile buluşturduk. Bugün müşterilerimize telefonla sadece sesli iletişim sunmanın çok ötesine geçerek kaliteli ve kesintisiz internet hizmetini veriyoruz. Turkcell mühendislerinin geliştirdiği BiP, fizy, TV+, Dergilik, Paycell gibi uygulamalarımızla müşterilerimizin hayatına her alanda dokunuyoruz. Ülke sınırlarını aşan ve tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından kullanılan bu uygulamalarımızla uluslararası arenada büyük oyuncularla rekabet eder duruma geldik. Teknolojik gelişmeler ne kadar hızlı olursa, biz de Turkcell olarak bir o kadar hızla adapte oluyor ve müşterilerimizin taleplerini en iyi şekilde

karşılamak için var gücümüzle çalışıyoruz.

Türkiye ve dünyadaki telekom pazarını gözlemlediğinizde, tüketicilerin eğilimini nasıl değerlendirirsiniz?

Özellikle pandemi sürecinde evden çalışma ve eğitime geçişle birlikte tüketici eğilimlerinde çok büyük değişimler yaşandı. Video konferans uygulamaları ve görüntülü görüşmeye olan talepte patlama yaşandı. Online alışveriş, internet üzerinden erişilen TV servisleri gibi pek çok başlıkta çok büyük büyümeler yakalandı. Tüketiciler sürekli daha kaliteli ve daha hızlı internet bağlantısına ihtiyaç duyuyorlar. İş, eğitim ve eğlence için daha fazla dijital servis kullanıyorlar. Biz de değişen tüketici eğilimlerini göz önünde bulundurarak, farklı servis ve ürünlerimizi hayata geçirdik. Mobil şebeke üzerinden fiber hızda internet sunan Superbox ürünümüz ve yerli video konferans platformumuz BiP Meet bunların sadece birkaç tanesi.

Önümüzdeki yıllarda hangi teknolojilerin ve ürünlerin teknoloji dünyasına damga vuracağını düşünüyorsunuz?

Pandeminin de etkisiyle önümüzdeki yıllarda başta uzaktan çalışma, uzaktan eğitim, teletıp olmak üzere online alışveriş, online eğlence (TV-oyun) gibi alanların daha da yükseleceğini düşünüyorum. Bununla birlikte yapay zeka, nesnelerin interneti, robotik süreç otomasyonu gibi yeni teknolojiler, kendine her alanda daha fazla yer bulacak. Üstelik bu değişim daha önce öngörüldüğü gibi 5-10 yıllık süreçlerde değil, birkaç yıl içerisinde yaşanacak. Teknolojinin doğru kullanımı kadar verilerin işlenmesi gibi kavramlar da öne çıkacak.

Son yıllarda öne çıkan dijital servislere pek çok yatırım gerçekleştirdiniz. Geliştirmiş olduğunuz dijital servislerin birçoğunu farklı ülkelere de ihraç ediyorsunuz. Gerçekleştirmiş olduğunuz bu yatırımlardan biraz bahseder misiniz?

Turkcell mühendisleri tarafından geliştirilen yerli ve milli uygulamalarımız aynı zamanda dijital ihracat hamlemizin de önemli bir ayağını oluşturuyor. İhracat hamlemizin son adımını Karayipler, Orta Amerika ve Pasifik bölgelerinde faaliyet gösteren Digicel ile attık. Digicel, Turkcell’in iştiraki Lifecell Ventures ortaklığıyla, yaşam ve iletişim platformu BiP, TV platformu TV+, lifebox ve Hızlı Giriş’i faaliyet gösterdiği 32 ülkede müşterilerinin kullanımına sundu. Kullanıcı sayısını global olarak artırmaya devam eden BiP, Karayipler’de gerçekleştirilen tanıtımından ardından yaklaşık 1 milyon indirilmeye ulaştı. Önümüzdeki dönemde de yeni işbirlikleriyle bu alandaki çalışmalarımız artarak devam edecek.

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sonrasında iletişim, özellikle görüntülü konuşma ve konferanslar önem kazandı. Turkcell’in bu noktadaki güçlü servisi Bip ve içerisinde sunduğu servisler tüm dünyada ilgi odağı konumunda. Sürekli gelişen Bip’in servislerine en son

Pandemi döneminde TV+ platformumuzun aktif kullanıcı sayısı %50 artış gösterdi

“Bip Meet” eklendi ve oldukça başarılı konferans özellikleriyle donatıldı. Bip’te başarı nasıl yakalandı?

Turkcell mühendisleri tarafından geliştirilen iletişim ve yaşam platformumuz BiP’in başarısı her zaman kendisini güncellemesi ve müşteri ihtiyaçlarına uygun olarak yeni çözümler sunmasından geçiyor. Örneğin eklediğimiz çoklu görüntülü görüşme özelliği sayesinde kullanıcılar pandemi döneminde toplantılarını fiziksel olarak bir araya gelmeye ihtiyaç duymadan, güvenli bir şekilde yapabildi. BiP üzerinden yapılan görüntülü görüşme süresi yüzde 90’lık artışla 29 milyon dakikaya çıktı; grup görüntülü görüşme süresi ise yüzde 400’lük artışla 25 milyon dakikaya ulaştı.

Yine sizlerin de bildiği gibi pandemi süreciyle birlikte tüm dünyada video konferans uygulamalarının kullanımı arttı. Yüzlerce uygulama ismi duymaya başladık. Bu kadar uygulama arasında yaşanan güvenlik açığı ve veri kayıplarının önüne geçebilmek amacıyla dijital konferans uygulamamız BiP Meet’i geliştirdik. Güvenli bir alternatif olarak sunduğumuz BiP Meet, kullanıcı verilerinin yurt dışına gitmesini önlemek amacıyla Turkcell veri merkezlerinin yüksek güvenlikli altyapısını kullanıyor. BiP Meet’in içinde kişiye ait özel oda oluşturma, güvenli toplantılar için şifre belirleme, lobide bekletme, katılımcıları

sessize alma, odadan çıkartma ve ekran paylaşımı gibi gelişmiş özellikler de bulunuyor. Ayrıca BiP Meet, hem bireysel hem de kurumsal olarak tüm operatör kullanıcıları tarafından ücretsiz olarak kullanılma opsiyonu da sunuyor.

Pandemi döneminde kullanılan bir diğer önemli servis, hepimizin malumu olan dijital televizyon. TV+ olarak pek çok yeni atılım yaptınız. Son olarak da TV+ Ready ürününü piyasaya sundunuz. TV+’ın bu başarıya nasıl ulaştığına da biraz değinir misiniz?

Pandemi sürecinde TV+ platformumuzun aktif kullanıcı sayısı yüzde 50 artış gösterirken, mobil uygulamasında geçirilen süre kişi başı ortalama 70 dakikaya ulaştı. Televizyon izleme deneyimini tamamen değiştiren TV+ platformumuz izleyicilere sunduğu zengin içeriği ile çok sevilen ve takip edilen uygulamalarımızdan bir tanesi. Geçtiğimiz aylarda yine Turkcell mühendisleri tarafından geliştirilen TV+ Ready cihazı ile artık televizyon izleme keyfi her an her yerde yaşanabiliyor. Taşınabilir TV+ Ready cihazınızı, kablosuz interneti olan her yerden HDMI girişli bir televizyona taktıktan sonra canlı televizyon kanallarının yanı sıra 5 binden fazla film ve dizi de izlenebilir hale geliyor. TV+ Ready ile Bundesliga, Premier Lig, NBA ve F1 gibi spor içerikleri ile belgesellere ve binlerce uygulamaya aynı anda ulaşmanız da mümkün.

Günümüzde temassız ödeme sistemlerinin öne çıktığı aşikar. Paycell olarak birçok inovasyonun yanında QR kod ile ödeme sistemini hayata geçirdiniz ve tüm cihazlar üzerinden insanların ellerini cüzdanlarına değdirmeden istediği kart ile ödeme imkanına kavuşmasını sağladınız. Paycell’in başarısından bahseder misiniz?

Dijital dönüşümün hızlı şekilde değiştirdiği alışkanlıklarımızdan birisi de dijital ödeme tarafında yaşanıyor. Bu dönemde ödeme alışkanlıkları dijitalleşen kullanıcılar techfin platformumuz Paycell’i tercih etmeyi sürdürüyor. Paycell uygulamamızın aktif kullanıcı sayısı 2020 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla 4,6 milyon olarak gerçekleşti. Yine bu dönemde toplam işlem hacmi 2,2 milyar TL olarak gerçekleşen Paycell platformumuzun grup dışı

Yapay zeka ve nesnelerin interneti hızlıca hayatımıza girecek

gelir büyümesi yıllık bazda yüzde 85’lik artış gösterdi.

Paycell’e her geçen gün farklı yenilikler eklemeye devam ediyoruz. Paycell Hazır Limit özelliği ile müşterilerimiz kendilerine özel belirlenen limitlerinin bir kısmını kendileri için oluşturulan sanal kartlarına aktarıp alışveriş yapabiliyorlar. Bunu dünyada ilk kez yapan telekom operatörüyüz. 2020’nin üçüncü çeyreğinde 11 bin üye iş yerinde kullanılan Paycell ile maliyet ve verimlilik avantajları sağlayan mevzuatlara uygun ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvuruda bulunan ilk Android POS cihazı Paycell Android POS’u da müşterilerimizin kullanımına sunduk.

Paycell olarak yıllardır teknolojik altyapımız ve yenilikçi ürünlerimizle nakitsiz topluma geçiş için yatırım yapıyoruz. Pandemi ile hızlanan dijital tüketim alışkanlıklarının, bu sayede gelecekte de mevcut trendin süreceğini öngörüyoruz. Türkiye’nin bir sonraki unicorn şirketinin fintech alanından çıkacağına inanıyoruz. Bu noktada Paycell’i Türkiye’nin yeni unicorn adayı olarak görüyoruz. Paycell ile hedefimiz banka hesabı olsun olmasın, herkesin finansal servislere erişimini sağlayarak, hayatı kolaylaştırmak ve Türkiye’nin en büyük ödeme platformu olmak.

Dünyanın ve Türkiye’nin gündeminde olan 5G ve yerli 5G altyapısı hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Uzun bir süredir 5G’ye hazır olan Turkcell, 5G’nin kullanıcılara neler getireceğini ve bu teknolojinin neleri değiştireceğini düşünüyor?

Türkiye’nin Turkcell’i olarak teknolojideki öncü rolümüzü

5G’de de sürdürüyoruz. Mevcut güçlü altyapımız şüphesiz 5G’ye geçişimizi kolaylaştıracak. Ancak burada önemli olan Cumhurbaşkanımızın ‘Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G’ye geçemeyiz’ şeklindeki açıklamasında olduğu gibi yerli ve milli 5G şebeke ekipmanlarının geliştirilmesi. Biz 5G çalışmalarımızın başından bu yana, bu hassasiyeti gözeterek çalışmalarımızı yürütüyoruz. 4.5G ve 5G radyo erişim şebekeleri için girişim önleme (COMP Projesi) ve 5G uçtan uca şebeke dilimlemesi (RELIANCE Projesi) konularında TÜBİTAK destekli Ar-Ge projelerimiz var. ULAK’la 5G odaklı Ar-Ge projelerinde de ortak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda ULAK ile Haberleşme Teknolojisi Kümelenmesi (HTK) çalışmaları kapsamında yerli 5G baz istasyonu üzerindeki çalışmalarımız da devam ediyor. Bugün en yüksek yerlilik oranına sahip operatörüz. 5G’de de ilk günden yerli ve milli ürünleri kullanabilmek için Ar-Ge çalışmalarına tam destek veriyoruz. Bunun yanında, 5G’yi sadece şebeke ekipmanı olarak düşünmemek lazım. Gerek üniversitelerimiz gerekse şirketlerimizle birlikte çalışarak Türkiye’de yerli ve milli bir 5G çözüm ekosisteminin oluşturulmasına destek oluyoruz.

Tüm dünyanın büyük bir heyecanla beklediği 5G teknolojisi sayesinde hayatımızda köklü değişimler yaşanacak. 5G’nin getireceği hızın yanı sıra ses ve internet iyileştirmesinin çok ötesinde bir deneyim sunacak. 5G mobil bir toplumun temelini inşa edecek diyebiliriz. Uçtan uca bahsettiğimiz bu ekosistemle pek çok sektör dönüşecek. 5G’nin önemli bir değişiklik yaratacağı sektörün başında sağlık alanı geliyor. Sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinde 5G’nin sunacağı düşük gecikme büyük rol oynayacak. Hasta verilerinin aktarımında ve uzaktan robotik cerrahi işlem gibi pek çok alandaki gelişmelerin temeli 5G ile sağlanacak. Yine işlem gecikmesinin sıfıra yaklaşacak olmasıyla tüketiciler finansal işlemlerini gerçek zamanlı yapabilecekler. Nesnelerin interneti ile birbirine bağlı cihazların tarım alanında yeni devrimlere imza atılması sağlayacak. Enerji üretimi ve iletimi gibi konularda pek çok çözümün yolunu açacak. Otomasyon, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik teknolojilerinin yaygınlaşmasını sağlayacak, hatta hayatımızın büyük bir alanını kaplamasına yol açacak. Ancak tüm bunların ötesinde 5G kendi gerçekliğiyle gelecek, kendi ihtiyaçlarını doğuracak ve bu yönde değişim ve gelişimleri beraber izleyecek ve bu yeni sisteme hep birlikte giriş yapacağız. Kısacası 5G teknolojisi, insan hayatının dokunduğu her alanda hayatımızı daha önce olmadığı kadar kolaylaştıracak.

Yapay Zeka ve insanlığa getirecekleri hakkındaki yorumunuz nedir?

Müşterilerimizin hayatındaki her alana dokunuyoruz

Önümüzdeki dönemde hayatımızda en çok yer edinecek teknolojilerin başında yapay zeka geliyor. Bu alanda öncülüğü üstlenen ülkelerin küresel ekonomide daha fazla öne çıkacağını düşünüyorum. Turkcell olarak yapay zeka alanında yaptığımız çalışmaların sadece şirketimize değil, Türkiye’ye de değer kattığını düşünüyorum. Şu anda sayıları bin 300’e yaklaşan mühendisimiz Endüstri 4.0 kapsamında birçok teknolojiyi kullanarak dijitalleşmeyi bir adım öteye taşıyor. Yapay zeka ve görüntü işleme alanlarında geliştirdiğimiz çözümleri hali hazırda şirketimizde kullanıyoruz.

Yapay zeka günümüzde techfin dünyasında da yoğun şekilde kullanılıyor. Bugün Paycell’de yüz tanıma teknolojilerini kayıt ve ödeme sistemleri tarafında aktif olarak kullanıyoruz. Şu anda şirketimize yüz tanıma teknolojisi ile giriş yapabiliyor, yemekhanemizde ise, yüz algılama teknolojisi ile yemeklerin ödemesini kart kullanmadan yapabiliyorsunuz. Müşteri hizmetleri ve işe alım süreçlerinde de yapay zeka algoritmalarından yararlanıyoruz.

This article is from: