www.semt.com.tr
‹SMEK Gazetecilik ve ‹letiflim Kursu Uygulama Gazetesi. • Ücretsizdir
Yaflas›n!
Haberi, foto¤raf› en önemlisi görmeyi ö¤rendik. Gördükçe birbirimizi tan›d›k, tan›d›kça sevdik, sevdikçe güzel ifller yapt›k. fiimdi de gazetemizi ç›kar›yoruz. Nice güzel ifllere ‹smek…
GÖRÜYORUZ!
21. yüzy›l›n insanlar›: 80’li y›llarda ortaya ç›kan, 2000’li y›llarda ise yaflam tarz› olarak sokaklarda görmeye bafllad›¤›m›z bir ak›m. S›ra d›fl› saç, makyaj ve tav›rlar› kendilerini di¤er insanlardan bariz bir flekilde ay›r›yor. Onlar›n ad› Emo.
➛Eray Karayel’in haberi 7’de
Türkler
arkeolojiden anlam›yor mu? Türkiye’de arkeolojik kaz›lar›n pek ço¤unun yabanc›lar taraf›ndan yürütüldü¤ünü belirten Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ö¤retim üyesi Doç.Dr.Haluk Çetinkaya, Kültür Bakanl›¤›’n›n acilen önlem almas› gerekti¤ini söylüyor.
➛fiükran Çiftçi’nin haberi 6’da
Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti
Krizde kâr›n› dörde katlad› ‹ki defa batm›fl kasap dükkan›n› kriz sayesinde ucuza alan Mehmet Santor, iflletmeyi
‘düflük kar marj›, güleryüz ve hijyen’ stratejisiyle yeniden faaliyete geçirerek cirosunu dörde katlad›. Haberi 4’te
Siyasetçisinden sanatç›s›na, düflünce suçlusundan kapkaçç›s›na, Deniz Gezmifl’ten Do¤ufl’a kadar birçok farkl› meslekten ve suçtan kifliye ev sahipli¤i yapan Bayrampafla Cezaevi flimdi sessizli¤e ‘mahkûm’…
➛ Merve Tekçam / Melisa Ayd›n 3’te
Futbola borcu olan
yorumcu olmas›n ■ ‹SMEK Gazetecilik Kursu’nda konu¤umuz olan Osman Tanburac›, futbola borcu olan kiflilerin yorumculuk yapmas›n› elefltirdi. Gazetecilik ve yorumculu¤u herkesin yapamayaca¤›n› söyledi. • Haberi 11’de
‘Ö¤retmen miyiz tamirci mi?’ ➛ “Krizi az hasarla atlat›r›z” ➛ Kad›n gözüyle spor Ümit Bulut’un haberi 10’da
Selman fiiflman’›n haberi 4’de
➛ Kemal Yüksel’in haberi 12’de
2
GÜNCEL
Veda de¤il bafllang›ç… nadolu’yu Anadolu yapan ‘adam’lar›n piridir Yunus. Hocas› Tapduk’un kap›s›na üniversiteler bitirmifl halde vard›¤›nda ilk ödevi verilir eline. Binlerce kez ‘Bilmem’ diyecektir. O kadar çok der ki, bir gün gelir ve sorarlar art›k… “Ad›n ne? –Bilmem… Kaç yafl›ndas›n? Bilmem… Hocan kim? Bilmem.” Ve böylece aç›l›r ‘bilgi’ye giden kap›lar. ‘Hiçbir fley bilmeyen biri’ olarak s›n›fa ilk girdi¤imde en iyi bildi¤imi sand›¤›m fleyi söyledim ilk olarak arkadafllar›ma… ‘Arkadafllar,gazetecilik ‘bilmiyorum’ diyebilmektir.’ Bugün elinizde tuttu¤unuz bu gazete, iflte bu arkadafllarla birlikte ‘Bilmiyorum’ diyerek bafllad›¤›m›z bir yolculu¤un üzerindeki ilk durak. Bilinmeyenleri bildirsin, görülmeyenleri gördürsün diye ismi Ayna… Bir insan›n çevresinde olup biteni görmeye bafllamas› demek, gerçekten, hakk›n› vererek yaflamaya bafllamas› demek. Yaklafl›k 50 arkadafl›m›z›n kendi ifadeleriyle ‘yaflamaya bafllamalar›’ndan daha önemli bir haber olmad›¤› için de manfletimiz: “Yaflas›n Görüyoruz” Gazetecilik okulda ö¤renilen bir meslek de¤il. Suyun içine düfltü¤ünüzde nefesinizi tutman›z gerekti¤ini ö¤renir ö¤renmez, suya atlaman›z gerekiyor. Habercili¤i de haberin içine girmeden ö¤renmek mümkün de¤il. Dolay›s›yla bu gazete de eksikleriyle hatalar›yla bir nevi ö¤renme çabas›… Bir gazetecinin ilk kez haberi yay›nland›¤› zaman, gazeteyi eline ald›¤›nda yaflad›¤› duyguyu anlatmak için kelimeler yeterli olmaz. ‹flte elinizde tuttu¤unuz bu gazetenin her bir sayfas›nda bu duygunun izleri var. Baflta ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ve ‹SMEK yönetimi olmak üzere bu duyguyu genç gazeteci aday› arkadafllar›m›za yaflatan herkese teflekkür ediyorum. ‹SMEK Mecidiyeköy fiubesi yöneticileri Fethiye Han›m ve Mehmet Bey’e, Yeni Mahalle yöneticileri Hatice ve Nazl› Han›m’a, her iki flubede bizleri güleryüzle karfl›lay›p motivasyonumuzu art›ran ve iflini severek yapan tüm arkadafllara da… Kurs süresince beni k›rmay›p gelerek arkadafllara tecrübelerini aktaran gazeteci dostlar›ma da flükranlar›m› sunmak isterim. Tabi ki verdikleri reklamla genç gazeteci adaylar›na destek olan Semt Tekstil Marketleri’ne özel teflekkürümüz var. Deste¤ini esirgemeyen Zafer Tahmaz kardeflime de teflekkür ediyorum.
A
‹SMEK’leri usta ö¤reticili¤e bafllamadan önce yak›ndan takip ediyordum ama ne kadar önemli bir bofllu¤u doldurdu¤unu, verdi¤im e¤itim s›ras›nda daha iyi fark ettim. ‹SMEK sadece meslek ya da sanat e¤itimi vermiyor. Bir çok arkadafl›m da sadece meslek ve sanat e¤itimi almak için gelmedi bu kursa… Burada dostluk var, arkadafll›k var, sevgi var, ‘hayat’ vard›. Sadece kursiyer arkadafllar›m›z için de¤il, benim için de çok fley ö¤renilen bir yer oldu ‹SMEK… S›n›fta beni dinleyen her bir çift gözden neler ö¤rendi¤imi tahmin bile edemezsiniz. Yaklafl›k 6 ay süren kursumuzun süresi bitti. Bafllang›c› olan her fleyin bir sonu oldu¤u gibi, bu kurs için de veda vakti geldi. Ama dostluklar, arkadafll›klar devam edecek. Yani bu bir veda de¤il, ‘merhaba’ yaz›s›… Bu yüzden de çok sevdi¤im Necip Faz›l’›n Veda isimli fliirindeki Yürü, gölgen seni u¤urlamakta, “Y Küçülüp küçülüp kaybol ›rakta, Yolu tam dönerken arkana bak da, Köflede bir lahza kal›ver gitsin! m›sralar›yla de¤il, Naz›m’›n m›sralar›yla nokta koymak istiyorum… Güzel günler görece¤iz çocuklar, Motorlar› maviliklere sürece¤iz, Çocuklar inan›n, inan›n çocuklar, Güzel günler görece¤iz, güneflli günler…”
Neyzen Emre Tombul ilkokul 4. S›n›fa giderken televizyonda Cihan Ünal’› ney üflerken izledi¤ini ve o andan itibaren vuruldu¤unu söylüyor. ‹lkokulu bitirir bitirmez konservatuara giren Tombul, 10 y›l e¤itim alm›fl. Okula girdi¤i y›l ney bölümüne baflka ö¤renci al›nmad›¤›n› ifade eden Tombul, derslerin bir sene boyunca özel ders gibi ifllendi¤ini anlat›yor. ‹stanbul Teknik Üniversitesi Klasik Türk Müzi¤i Bölümü mezunu olan Emre Tombul (Ney) haftan›n dört günü ‹SMEK Mecidiyeköy’de ney dersleri veriyor.
Üç gönül insan› Emre Tombul, Timur Sar›ca ve Emre Özbayraktar’dan oluflan Feyz Trio, ticari amaç gütmeksizin müzik yapan bir grup. Grubun felsefesini neyzen Emre Tombul özetliyor: “Mozart ile Dede Efendi arkadafl olsa ortaya acaba nas›l bir fley ç›kard›?” üzik dünyas›nda ad›ndan söz ettirmeye haz›rlanan bir grup Feyz Trio. Henüz albümleri olmasa da yapt›klar› iflin kalitesi nedeniyle flimdiden popülerlik kervan›nda yol almaya bafllam›fllar bile… Feyz Trio gönlü sevgiyle dolu üç genç müzisyen, neyzen Emre Tombul, kanuni Timur Sar›ca ve piyanist Emre Özbayraktar’dan olufluyor. 2006 y›l›ndan bu yana birlikte çal›flan üçlü, Feyz Trio’nun bir gönül projesi oldu¤unu ve ticari amaç gütmediklerini söylüyor.
nu alm›fllar. Özellikle klasik bat› ve klasik Türk müzi¤i üstatlar›ndan çok olumlu tepkiler gelmifl. Feyz Trio, bir yandan da bir albüm haz›rl›¤›nda. Hatta albümleri haz›r. Sadece en ideal olan› yakalamak ad›na küçük rötufllar› devam ediyor. Albümün ad› ise flimdiden belli: Feyz Trio. Grup üyelerinin her biri, aileden ‹stanbullu. Emre Özbayraktar ve Timur Sar›ca Yeniköy’lü, Emre Tombul ise Rumeli Hisar’l›… Timur Bey ve Emre Özbayraktar’›n ilkokul ö¤retmenleri de ayn›ym›fl.
M
GEÇM‹fi‹N VE GELECE⁄‹N MÜZ‹⁄‹ Müzik anlay›fllar›n› ‘geçmiflin klasik müzi¤i üzerine gelece¤in müzi¤ini yapmaya çal›flmak’ fleklinde aç›klayan grup üyeleri, bu zor ve denenmemifl yolda yapt›klar› fedakârl›¤›n sonucu-
KÖR TAL‹H! Emre Özbayraktar daha önce HiCazz projesi kapsam›nda YANSIMALAR projesinde görev al-
d›¤›n›, Dede Efendi’den Mozart ve Bach’a parçalar seslendirdiklerini belirtiyor. Emre Tombul ve Emre Özbayraktar ilk olarak “Kör Talih” isimli bir grupla yapt›klar› rock albümü s›ras›nda tan›flm›fllar ancak bu topluluk uzun ömürlü olmam›fl. Rock müzik ile ney saz›n› anlam›n› bozmadan birlefltirmeye çal›flt›klar›n›, ancak bunun çok zor oldu¤unu belirten Emre Özbayraktar, ney saz›n›n kendisini gitar soundlar›n›n aras›nda saklayabilen bir enstrüman oldu¤unu, kendilerinin bunu baflard›klar›na inand›klar›n› kaydediyor.
ÖZBAYRAKTAR: ÇOCUKLUK ÇOK ÖNEML‹ Emre Özbayraktar, istedikleri fleyi baflarabilmek ad›na bugüne kadar çok fedakarl›k yapt›klar›n› vurguluyor. Ailelerin çocuklar›na ilgisinin önemli oldu¤unu, çocuklar›n›n yeteneklerine göre yönlendirilmesi gerekti¤ine iflaret eden Özbayraktar, “Ben de çocukken televizyonda gördü¤üm için piyano çalmaya merak sald›m. En büyük hayalim Freddy Mercury ile birlikte çalmakt›. Ancak ölünce bu f›rsat› kaç›rsam da bir parças›na cover yapt›m ve
bunu Freddy Mercury’nin annesine ulaflt›rd›m. Hala mektuplaflmaya devam ediyorum” diyor. Feyz Trio olarak ilk çal›flmaya bafllad›klar›nda ortaya nas›l bir fley ç›kaca¤›ndan kimsenin emin olmad›¤›n›, zamanla bu tarz› gelifltirdiklerini anlatan Emre Özbayraktar, daha önce 2006 y›l›nda Onlar ve Di¤erleri isimli rock tarz›nda bir albüm haz›rlam›fl. Piyano bölümü mezunu olan Özbayraktar, bir dönem mimariye de merak salm›fl ancak müzisyenlikte karar k›lm›fl.
Rock’n Coke tam gaz! 2003 y›l›ndan beri Türkiye’nin en genifl kat›l›ml› ve kapsaml› müzik festivali olma özelli¤ini tafl›yan Rock’N Coke verdi¤i bir y›ll›k aradan sonra müzikseverleri hayal k›r›kl›¤›na u¤ratmayacak sanatç›lar ve gruplarla ‹stanbul Park'ta yap›lacak Foto¤raf ve yaz›: SELMAN fi‹fiMAN
recepyeter@gmail.com
TOMBUL: C‹HAN ÜNAL SAYES‹NDE NEYZEN OLDUM
“Dede Efendi ile Mozart’› sahnede buluflturuyoruz”
gördüklerimiz
e ditörden...
on y›llarda getirdi¤i gruplar ve sanatç›lar›n müzikseverleri pek memnun etmemesi nedeniyle elefltiri ald›¤› için tamamen son verilmesi düflünülen Rock’N Coke festivalinin bu y›lki konuklar› aylar öncesinden heyecan yaratacak kadar ünlü isimler: Linkin Park, Kaiser Chiefs, Prodigy, Nine Inch Nails, Jane’s Addiction. En büyük sürpriz flüphesiz y›llard›r Türkiye’ye gelmesi beklenen ama gelmeyen Linkin Park’›n ana grup olmas›.. Festivalin internet sitesinde grubun en öne ç›kan elemanlar›ndan Mike
S
Shinoda ile yap›lan bir röportaja da yer veriliyor. Shinoda Türk müzikseverlerin ilgisinden çok memnun olduklar›n›, bu yüzden Türkiye’yi turne kapsam›na ald›klar›n› söylüyor. Di¤er sürpriz konuklara gelince, alternatif rock piyasas›n›n renkli gruplar›ndan olan ve ad›n› dünyaya “Employment" albümüyle duyuran Kaiser Chiefs, elektronik müzi¤in duayeni The Prodigy, en köklü metal gruplar›ndan Nine Inch Nails (NIN).
TOMBUL: RAMAZAN MÜZ‹SYEN‹ DE⁄‹L‹Z Timur Sar›ca ise çocukken Ramazan davulcusundan çok etkilenmifl. Davulcunun kendilerini kovalamas›na ra¤men ›srarla peflinden ayr›lmad›klar›n› anlatan Sar›ca, sonunda davulcuyla arkadafl olmufl ve müzisyen olmaya karar vermifl. Medya kurulufllar›n›n kendilerini sadece Ramazan aylar›nda hat›rlad›¤›n› belirten ve buna karfl› ç›kan Sar›ca, “Biz dini musiki yapm›yoruz. Yapt›¤›m›z müzikle “Dede efendi ile Mozart arkadafl olsa acaba ortaya nas›l bir fley ç›kard›?” sorusuna cevap ar›yoruz.” diyor. Timur Sar›ca müzik ö¤retmeni olarak bir devlet okulunda müzik dersleri veriyor. Ayn› zamanda Yeni Türkü grubuyla birlikte çal›fl›yor.
18 Temmuz 2009 Cumartesi:
Ana Sahne Aylin Asl›m Howling Bells Emre Ayd›n Juliette Lewis Jane’s Addiction Duman Nine Inch Nails The Prodigy Alternatif Sahne Gece Wufi Ayyuka Gren Çilekefl Sakin The Twelves Badem Foma
SADECE MÜZ‹K YOK Daha önceki y›llarda Hezarfen Havaalan›nda yap›lan etkinli¤in yeni adresi F1 Grand Prix organizasyonunun düzenlendi¤i ‹stanbul Park. Oldukça genifl ve ferah bir arazisi olan ‹stanbul Park kampç›lara kucak aç›yor. Peki, ana ve alternatif iki sahnede gerçeklefltirilecek konserler d›fl›nda ne gibi etkinlikler ve imkanlar var? Luna park, hediyelik eflya sat›fl› ve türlü e¤lenceli aktivitelerin yap›ld›¤› standlar, al›flverifl merkezleri, postane, internet istasyonu, yar›flmalar, tai chi seanslar›…
19 Temmuz 2009 Pazar
Ana Sahne D2 Cold War Kids Hayko Cepkin Razorlight Kaiser Chiefs Linkin Park Alternatif Sahne Sattas Proudpilot Fuat Asfalt Dünya Post Dial We Have Band Fairuz Derin Bulut Mabbas & Style-Ist Santigold
Bana bir ekmek Önce çok hofl bir koku gelir burnunuza ve kokuyu takip edersiniz. Bir ekmek f›r›n›na götürür koku sizi. S›cak ekme¤in kokusudur sizi cezbeden.. O s›cakl›¤a f›r›nc› da kendinden bir fleyler katar ve size bir tebessüm sunar ekme¤inizi poflete koyarken...
3
YAfiAM BAYRAMPAfiA’NIN DUVARLARINDAN YAZILAR
■ Bayrampafla senin idam›n verildi benim sevkim. ■ Özgürlük yok! ■ Yalan dünya! ■ Hayat›n oldu¤u her yerde bir umut, umudun oldu¤u her yerde bir hayat vard›r. ■ Bana yar›nlar›n iyi olaca¤›n› söyleme, bugünlerde dünlerin yar›nlar› de¤il mi? ■ Bir gün elbet kavuflaca¤›z sevgilim. ■ Sen gittin kokun kalm›fl duvarlarda, seni benden ald› Bayrampafla. ■ Hayallerimin katili Bayrampafla… ■ Kalem istedim silah verdiler… ■ Geri dönmemek üzere elveda…
Bayrampafla’dan müzelik hayatlar geçti Siyasetçisinden sanatç›s›na, düflünce suçlusundan kapkaçç›s›na, Deniz Gezmifl’ten Do¤ufl’a kadar birçok farkl› meslekten ve suçtan kifliye ev sahipli¤i yapan Bayrampafla Cezaevi flimdi sessizli¤e ‘mahkûm’… irçok tan›nm›fl simay› misafir eden, isyanlar›, eylemleri ile sembol haline gelen Bayrampafla Cezaevi, Temmuz 2008’de düzenlenen bir törenle kapat›lm›flt›. Hizmet verdi¤i süre boyunca son yar›m as›rl›k tarihimize tan›kl›k eden Bayrampafla Cezaevi müze, kültür merkezi, üniversite veya yeflil alan olarak kullan›lacak. Bayrampafla’n›n ne olaca¤› kamuoyu taraf›ndan merakla beklense de gönlümüz müzelik hayatlar›n geçti¤i cezaevinin en az›ndan bir bölümünün bugünkü sessizli¤e mahkum haliyle korunmas›… Bayrampafla’n›n ak›betinden habersiz, tüm yaflanm›fll›klar›n› son bir daha görebilmek ve size aktarabilmek için bofl koridorlar›nda, ko¤ufllar›nda ve havaland›rmalar›nda dolaflt›k. YER YOKLU⁄UNDAN NÖBETLEfiE
B
UYUYORLARDI 1968 y›l›nda 120 dönüm arazi üzerine kurulan cezaevi 1200 kiflilik mahkûm kapasitesine sahipti. 2008’de kapat›lmadan önce yaklafl›k 5500 tutuklu ve hükümlü bulunuyordu. Tuvaletler y›k›larak ranzalar konmufltu. 20-30 santim aral›klarla dizilen üç katl› ranzalar›n bile yetersiz kald›¤› Bayrampafla’da tutuklu ve hükümlüler nöbetlefle uyuyordu. Tutuklu ve hükümlüler daha iyi flartlar için Silivri Cezaevine nakledildi ve Bayrampafla sessizli¤e terk edildi. Boflalt›lan
gördüklerimiz Foto¤raf ve yaz›: EBRU ÖZER
cezaevinin bundan sonraki kullan›m› hakk›nda, üniversite kurulmas›, kültür merkezi olmas› ve yeflil alan olarak halk›n hizmetine sunulmas› gibi farkl› görüfller gündeme geldi. Ancak kamuoyunun beklentisi tarihi ve yaflanm›fll›¤› olan Bayrampafla’n›n en az›ndan bir bölümünün müze olmas› yönünde. Bu görüflü dile getirenler tarihi ve yaflanm›fll›¤› sat›n alarak bir müze kurman›n imkans›z oldu¤unu hat›rlat›yor. YAfiANMIfiLIKLARIN RUHU BAYRAMPAfiA’DA REFAKATÇ‹ Mekana ruhunu veren içindeki insanlar de¤ilmifl, bofl duvarlar›n da ruhu varm›fl. Girifl kap›s›ndan içeri girdi¤in an yakal›yor bu ruh ve tüm ziyaret boyunca efllik ediyor; spor salonunda basketbol oynuyor, topun sesini duyuyorsun, ko¤uflta yata¤›na k›vr›lm›fl radyosunu dinliyor ve sen bunu hissediyorsun. Havaland›rmada duvara yaslanm›fl bir mahkumun “Bir gün elbet kavuflaca¤›z sevgilim.” yazan duvar yaz›s›na bakarken hüzünlendi¤ini görüyorsun. Kaçmaya çal›fl›yorsun tüm bunlardan, bu sefer de ayaklar›n bast›¤›n yere yap›fl›yor. Anl›yorsun buradaki yaflanm›fll›klardan kaç›fl yok. Takvim bir baflka görünüyor burada, kitaplar bir baflka. Baflka bir alem buras›. ‹nsan gücüyle örtülmesi mümkün olmayan ko¤ufl kap›lar›yla, demir par-
Topra¤a hasret! Kendisini do¤an›n sahibi sanan insano¤lu… Her fleyi keyfine göre flekillendirmeye devam ediyor. Bunun daha ne kadar devam edece¤ine do¤a karar verecek…
maklar›yla ve sadece duvar yaz›lar›yla bile suçtan ve anl›k hatalardan al›koyma gücüne sahip Bayrampafla müze olarak yaflamaya devam etmelidir. HAP‹SHANE MÜZELER‹N EN GÜZEL ÖRNE⁄‹ OLUR fiu anda müze olan kapat›lm›fl cezaevi örneklerini, Türkiye ve dünyada görmek mümkün. 1997 y›l›nda kapat›lan Sinop Cezaevi, her y›l binlerce turistin ak›n›na u¤ruyor. ABD’nin kaçmas› en zor hapishanesi olarak gösterilen Alcatraz Hapishanesi her y›l 750 bin ziyaretçinin gitti¤i Alcatraz Müzesi olarak kullan›l›yor. Malta’da bulunan cezaevi ise tutsaklar›n kireç tafl› duvarlara çizdi¤i yaflamdan kesitleri, oyunlar› ve kaç gün kald›klar›n› belirten çizik ve resimlerle ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. Bayrampafla müze olursa umudu, aflk›, özlemi anlatan duvar yaz›lar› ve yaflanm›fll›klar›yla dikkatleri çekecek ve bu müzelerin en güçlü rakibi olacak.
MEKTUPLAR…. TEK SI⁄INAK Ko¤ufllardan birinde yast›k alt›nda unutulmufl, yaz›lm›fl ama gönderilmemifl bir mektup dikkatimizi çekiyor. Ne bir tarih ne de bir isim var mektupta, gördü¤ümüz sadece Bayrampafla’n›n ruhu…”Umutlar›n tükenip, hasretlerin yafland›¤›, seveni sevdiklerinden ac›mas›zca alan, bu dört taraf› tel örgülerle çevrili, sevdas› yasaklanm›fl, özgürlü¤ü k›s›tlanm›fl ve de umutlar› kurflunlanm›fl, kartallar›n bile üzerinden geçmeye cesaret edemedi¤i, isyankar alemin isyankar ufkundan kardeflime selam olsun.”
Haziran 2009 ‹SMEK Gazetecilik ve ‹letiflim Kursu Uygulama Gazetesi. Ücretsizdir
YAZI ‹fiLER‹ Ahmet Güney Asuman Akgün Beyhan Demirci Canan Budak Çetin Aslantafl Ebru Özer Elif Y›lmaz Emre Dünder Eray Karayel Esen Ersoy Ersin Kemal Yüksel Fikret Ak Gül Akbaba Gürsel Ayd›n
Hüseyin Bilgen Hüseyin Salur Mehmet Özden Melisa Ayd›n Merve Tekçam Mürsel Devrim Müzellef Kurt Okan Baldil Özge Erdo¤an Özge Tezel Pelin Büyükgümüfl Perihan Akdo¤an Saadet Aytürk Saadet Üner
Seçkin Tavus Selman fiiflman Sema Kömürcüo¤lu Sercan Uzun Sevim Gündo¤an Sezen D.S. Maden Suzan Özdemir fiükran Çiftçi Umut Erdo¤an Ümit Bulut Yusuf Ulufer Zahide Çavufl Zeynep ‹flleyen Zeynep Kara
Görsel Yönetmen: Yusuf ULUFER Redaksiyon: fiükran Ç‹FTÇ‹ Yaz› ‹flleri Koordinatörleri: Recep YETER, Eray KARAYEL, Selman fi‹fiMAN S‹S REKLAM VE MATBAACILIK PAZ. T‹C. LTD. fiT‹ ADINA ‹MT‹YAZ SAH‹B‹
Ekrem KEFAL Sorumlu Müdür Genel Yay›n Yönetmeni
Zafer TAHMAZ
‹LET‹fi‹M: Küplüce Mh. fiemsibey Sk. No:67/3 Beylerbeyi / Üsküdar TEL: 0216 318 20 96 SÜTLÜCE ‹RT‹BAT: Sütlüce Mh. fiekerkuyusu Sk. No:18/B Beyo¤lu / ‹STANBUL TEL: 0212 320 15 26 / 0 533 692 41 00 www.altinboynuz.com Teknik Haz›rl›k ve Bask›: AKADEM‹ (0212) 493 24 67-68-69 Güven San. Sit. C Blok. No: 230 Topkap› / ‹STANBUL
Yerel süreli yay›n Gazetemiz basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Gazetemizde yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur
4
EKONOM‹
100. ma¤azaya do¤ru ad›m ad›m 2009’u 35 ma¤azayla kapatacak olan Semt Tekstil Marketleri 2010 y›l› sonunda 100 ma¤azaya ulaflacak. Genel Müdür Y›lmaz Yaman’la konufltuk. ekstil perakendecili¤i pazar›nda f›rt›nalar estiren ve sektörün adeta discountu olan Semt Tekstil Marketleri’ne kriz yarad›. Tohum Holding bünyesinde faaliyetini sürdüren ve ilk ma¤azay› Eylül 2007 tarihinde açan Semt’e ilgi de oldukça fazla. Firman›n genç, dinamik ve bir o kadar da baflar›l› Genel Müdürü Y›lmaz Yaman, bizlere flunlar› söyledi: “Tohum Holding, Türkiye’nin en büyük kumaflç›lar›nda biri. Ayn› zamanda Ümraniye ve Zeytinburnu’nda da ‘Sarmafl›k’ ad›yla çok katl› ma¤azac›l›k yap›yor. Shanghay’da kumafl firmas› var ve Merter’de 20 y›ldan bu yana faaliyette bulunuyor. Türkiye’deki ulusal ve uluslar aras› zincirlere de küçük el aletler ve günlük ihtiyaç maddeleri tedarik ediyor.”
T
2 haneli büyüme ‹lk günden itibaren flirketin bafl›nda oldu¤unu söyleyen Yaman, “Eylül 2007 tarihinden itibaren 1 haftada 4 ma¤aza açt›k. A¤ustos 2008 tarihinde ise 25 ma¤azaya ulaflt›k. Daha sonra baz› ma¤azalar› birlefltirme karar› ald›k. Ka¤›thane’de küçük bir ma¤azay› kapat›p k›sa sürede daha büyü¤ünü hizmete açarak 27 ma¤azaya ulaflt›k” dedi ve formatlar›n›n tekstil ma¤azac›l›¤›n›n discountu oldu¤unu ifade etti. Fiyat odakl› çal›flmad›klar›n›, görselli¤i ve kaliteyi ön plana ç›kard›klar›n› ve temel ihtiyaç maddelerine odakland›klar›n› söyleyen Yaman, geçen 2008 y›l› ile birlikte 2009 y›l›n› flöyle de¤erlendirdi: “2007 y›l›nda 3 ma¤aza açm›flt›k.2008 y›l›n› 2007 y›l›n›n 3 ay›na göre de¤erlendirdi¤imizde çok iyi sonuçlar ortaya ç›kt›. 2008 y›l›n›n son 4 ay›nda da krizi yaflamad›k. 2009 y›l›n›n ilk 3 ay›nda hem kriz hem de seçim nedeniyle iyi geçirdi¤imiz söylenemez. Önlemler alarak kay›p vermemeye çal›flt›k. Ma¤aza, ürün ve personel dönüflümleriyle ciromuzu yüzde 30 artt›rmay› baflard›k. Nisan, May›s ve Haziran aylar›nda ise 2 haneli büyüdük. 2009 y›l›n›n geri kalan aylar›nda da iyi sonuçlar almay› hedefliyoruz.”
“Krizi az hasarla atlat›r›z” Türkiye ‹hracatç›lar Meclisi (T‹M) Baflkan› Mehmet Büyükekfli, Türkiye’nin krizi geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelere göre daha az zararla atlataca¤›n› dile getirdi. Büyükekfli, Merkez Bankas›’n›n (MB) kurlar› sürekli bask› alt›na almas›n›n ihracat› olumsuz etkileyece¤ini de söyledi.
‹ M Baflkan› Mehmet Büyükekfli Türkiye’nin 2001 krizi sonras›nda bankac›l›¤›n yap›land›r›lmas›yla bu krizi geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelere göre daha az hasarla atlataca¤›n› söyledi. MB’nin kurlara müdahalesine de¤inen Büyükekfli, geçmifl dönemlerde faizlerin yüksek tutularak kurlar›n düflürülmesinin ihracatç›lara zarar verdi¤ini dile getirdi. Ekonomik krizin ülkemizdeki etkilerini T‹M Baflkan› Mehmet Büyükekfli ile konufltuk. DAR GEL‹RL‹ KRED‹Y‹ KALDIRAMADI
T
Ekonomik krizin sebebini düflük gelirli kiflilere verilen kredilerden kaynakland›¤›n› belirten Mehmet Büyükekfli, “Bu krediler türev piyasalarda tekrar iflleme sokularak de¤erlerinin düflmesi krizi tetikledi” dedi. Bankalar›n sermaye ihtiyaçlar›n›n artmas›yla
‹nternetten sat›fl ‹nternetten sat›fl yapt›klar›n› ama genelde müflterinin ürünü görüp be¤endikten sonra en yak›n ma¤azadan mal› ald›¤›n› kaydeden Yaman, fiyat politikalar›n› ise flöyle aç›klad›: “Müflteri bafllang›çta ma¤azalar›m›za ucuz ürünler var diye geliyordu. Sonra hem kaliteli hem de ucuz ürünlerin oldu¤unu gördüler. Müflterilerimiz 10 günde 1 ma¤azalar›m›za u¤ruyor. Ayl›k müflteri say›s› 85 bin civar›nda. Bayram öncesi bu say› 150 bini geçiyor.”
Anadolu için franchising verecek ‹stanbul’da büyümeyi tamamlad›ktan sonra Marmara bölgesinde büyümeyi hedeflediklerini, sonra da Anadolu’ya yay›lacaklar›n› kaydeden Yaman, ‹stanbul’da de¤il ama Anadolu için franchising verecekleri bilgisini de verdi. Bu operasyonlar›n 2010 y›l›nda bafllayaca¤›na de¤inen Yaman, “400’e yak›n tedarikçiden mal al›yoruz. Hepsi aktif de¤il ama 200’e yak›n›yla devaml› çal›fl›yoruz. Tekstil iflinde yo¤unlaflaca¤›z. Sonra di¤er yan ürünlere (ev tekstil, küçük ev aletler, aksesuar…gibi) yönelece¤iz. 2008 y›l›nda aksesuar ciromuz yüzde 2 iken, bu say› 2009 y›l›n›n ilk 5 ay›nda yüzde 8’e yükseldi” dedi.
‹hracat›m›zda geliflmifl ülkelerin a¤›rl›¤›n›n yüksek olmas›n›n ihracat›m›z› olumsuz etkiledi¤ini söyleyen T‹M Baflkan›, 2001 ekonomik krizinin ard›ndan düzenleme yap›lan bankalar sayesinde Türkiye’nin ekonomik krizi geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelere göre daha az hasarla atlataca¤›n› bildirdi. Kriz dönemlerinde önceli¤in flirketlerin ayakta kalabilmesi oldu¤unu belirten Mehmet Büyükekfli, ard›ndan
Kalite tasar›mla ve markayla bütünleflmiflti son dörT ürkiye’nin nemde markalaflma konusunda büyük ad›mlar att›¤›n› belirten Mehmet Büyükekfli, ‹hracat art›fl›n›n alt›nda da bu motivasyonun yatt›¤›n› söyledi. Türkiye’nin üretim kalitesi anlam›nda zaten çok baflar›l› oldu¤unun alt›n› çizen T‹M Baflkan› Mehmet Büyükekfli art›k kalitenin tasar›mla ve markayla bütünleflti¤ini bildirdi.
Hava paras› tarih oldu 2009 y›l›n› piyasa verilerine ve tarz›na göre revize ettiklerini ifade eden Yaman, “50 ma¤aza yerine 35 ma¤azal›k bir hedef belirledik. Hedefledi¤imiz ciroya 35 ma¤azayla da ulaflabilece¤iz.” dedikten sonra krizin olumlu ve olumsuz etkilerini flöyle s›ralad›: “Vatandafl para harcamaktan çekiniyor. Dolay›s›yla yeterli cirolar yakalanm›yor. Operasyonlarda detaylanmaya bafllad›. Ma¤aza görsellerini ço¤altt›k. Kriz bizleri bir anlamda disipline etti. Bize yarad›. Ma¤aza kiralar›nda gevfleme oldu. Kiralar düflmedi ama caddelerdeki hava paralar› kalkt›. Önceleri kirac›lar hava paras›yla dükkan› terk ediyor, mal sahibi ise kiras›na bak›yordu.” Gelecek hedeflerine de de¤inen Yaman, “Bu sistem 100 ma¤azay› tafl›may› hedefliyor. Alt yap›m›z buna müsait. 50 ma¤azal›k sistem kurulu. 2010 y›l›ndan itibaren yeni planlanmayla 100 ma¤azaya ulaflmay› hedefliyoruz. Müflterilerimiz B ve C sosyo-ekonomik yap›dan. Bafllang›çta C a¤›rl›kl› idik ama sonra B grubu ço¤ald›, müflteri portföyü gençleflti.” dedi.
reel sektöre ve birbirlerine verdikleri kredileri durdurduklar›n› belirten Büyükekfli, krize karfl› tedbir olarak yurtd›fl›ndaki bankalar›n ilk olarak sermaye yap›lar›n›n güçlendirilmesi yönünde çal›flma yapt›klar›n›, kurtar›lamayacak bankalar›n ise devletlefltirilerek krize karfl› tedbir paketlerinin oluflturuldu¤unu söyledi. TECRÜBEL‹Y‹Z
d›fl piyasada yeni alternatiflerin de¤erlendirilmesi amac›yla yeni yat›r›mlar›n düflünülebilece¤ini dile getirdi. Ayr›ca MB kura müdahalelerini de¤erlendiren T‹M Baflkan› Mehmet Büyükekfli, kuru bask› alt›na almayacak flekilde müdahalelerin yerinde olaca¤›n› kaydetti.
Kriz karamsarl›¤a itiyor T
ürkiye ‹statistik Kurumu (TÜ‹K) verilerine göre 2009 Nisan ay›nda kurulan flirket ve kooperatiflerin geçen y›l›n ayn› ay›na göre %24.6 oran›nda azalma görüldü. ‹stanbul Üniversitesi ‹ktisat Fakültesi Mezun ve Mensuplar› Vakf›n›n yapm›fl oldu¤u araflt›rmalara göre güven bunal›m›n›n toplam talep art›fl›n› engellerken krizin halk› karamsar bir duruma soktu¤u gözlemlendi. TÜ‹K Aral›k 2008 ay› içerisinde gösterdi¤i iflsizlik say›s› 5 milyon 572 bin iken bu say› ayn› ay›n 2007 döneminde 4 milyon 186 bin olmas›, bir y›ldaki iflsizlik art›fl oran›n›n yüzde 20’yi geçti¤i görüldü.
LOB‹ GÜCÜMÜZ EKS‹K T‹M Baflkan› Mehmet Büyükekfli yurtd›fl›nda yaflayan Türk giriflimcileri için flunlar› söyledi;” Türk giriflimciler içinde bulunduklar› ülkelerin ekonomik gündemini yak›ndan takip ederek orada aç›klanacak olan tedbir paketlerine göre önlem almal›d›rlar.” Yurtd›fl›ndaki vatandafllar›m›z›n bir araya gelmekte yaflanan zorluklar› dile getiren Büyükekfli;”D›flar›da yaflayan Türklerin bir araya gelmemeleri bizim için çok büyük bir handikap. Türklerin bir araya gelerek kendi ülkelerinde bask› gücü oluflturmas› ülkemizin tan›t›m› ve ülkemizin d›fl politika sorunlar›n›n çözülmesi aç›s›ndan çok önemlidir” de¤erlendirmesini yapt›.
Krizde kâr›n› dörde katlad› ‹ki defa batm›fl kasap dükkan›n› kriz sayesinde ucuza alan Mehmet Santor, iflletmeyi ‘düflük kar marj›, güleryüz ve hijyen’ stratejisiyle yeniden faaliyete geçirerek cirosunu dörde katlad›. AHMET GÜNEY ‹STANBUL antor G›da’n›n sahibi Mehmet Santor, Çeliktepe’de iki defa batm›fl ve halk aras›nda kötü flöhrete sahip bir kasap dükkan› kriz sayesinde ucuza ald›. Dükkan›n kötü flöhretinden sat›n ald›ktan sonra haberi olan Santor, iflletmeyi ‘düflük kar marj›, güleryüz ve hijyen’ stratejisiyle yeniden faaliyete geçirdi. Bir ayda ciroyu dörde katlayan Santor, “‹nsanlar krizde risk almal›.” diyor. Sektörde 10 y›ll›k tecrübeye sahip olan ve dükkan›nda her kesimden müflterilere hitap eden Santor, krizi nas›l f›rsata çevirdi¤ini anlatt›
S
H‹JYEN B‹Z‹M ‹Ç‹N ÇOK ÖNEML‹ Hem halka hem de lokantala-
ra sat›fl yapan Santor, dükkan› uygun bir fiyata sat›n ald›¤›n› söylüyor. Dükkan›n daha önce iki defa batt›¤›n› ald›ktan sonra ö¤renen Santor, “Her gelen müflteri flikayetçiydi. Daha önceki iflletmeciler müflterilere kötü et vermifl. Müflteriler aras›nda eti koklayanlar vard›. Ama biz de burada kal›c› olmay› düflünüyorduk” diyor. Müflterileri yeniden kazanmak için ifle temizlik ve hijyene önem vermekle bafllayan Santor, reklam strtaejisini ise flöyle aç›kl›yor: “Bir kifliyi kazanmak on kifliyi kazanmakt›r. Sab›r ve sebat flart. Bir süre sonra bir çok müflterimiz biz flunun tavsiyesi ile geldik demeye bafllad›.”
Kriz cesareti tetikliyor Bu kadar kâr› reklam çal›flmas› yapt›n›z da bu kadar kar elde ettiniz? Biz reklam› görüntü baz›nda de¤il de müflteriye çok iyi davranarak yapt›k. Kalite, ucuzluk ve de tavsiye edilmek esas reklam halk›n yapt›¤› reklamd›r. Peki çevrenizdeki esnaflardan sizi ay›ran fark nedir? Hatta onlar bizden daha çok reklam yap›yorlar ama halk özellikle ette temizli¤e çok önem veriyor. ‹nsanlar eskisi gibi de¤il. Bir hizmete bir de kaliteye bak›yorlar. Elimizden geldi¤i
kadar müflteriyi k›rmamaya müflterinin isteklerine azami flekilde cevap vermeye çal›fl›yoruz. Et firmalar›n›n size yaklafl›m› nas›l? ‹lk zamanlarda hepsi tedirgindi bu dükkan mimli dükkan diyorlard›, hep peflin çal›fl›yoruz diyorlard›. Zamanla insanlar›n güvenini sa¤lad›ktan sonra devam› geliyor. fiimdi ise paran›n önemi yok diyorlar. Çünkü burada alaca¤›n› garanti gördü¤ü için bizimle çok rahat çal›fl›yorlar. Ve de di¤er firmalar›nda birbirlerinden haberi oluyor. Onlardan da ayn› talepler geliyor. Kriz sizi etkiledi mi? Baflbakan›n dedi¤i gibi kriz bizi te¤et geçti dersek yeridir. Et sektörü de etkilendi ama fiyat üstüne fiyat koyuyorlar. Biz ise fluan yüzde 20 olaca¤›na yüzde 13 kar marj› ile çal›fl›yoruz. Millet te hem ucuzluk hem de temizlik , ilgi var diyorlar. Biz sonuçta kötü flekilde kapanm›fl bir dükkan› ald›k. Büyük bir risk ald›k. Her türlü riski göze alarak yolumuza devam ediyoruz. Kriz döneminde bu dükkan› aç-
man›z›n size avantaj› oldu mu? Kriz dönemi oldu¤undan dolay› mesela dükkan› çok ucuza kapatt›m. Ama kriz olamasayd› insanlar›m›z daha rahat olurdu. Mal› peflin ald›¤›ndan di¤er esnaflara nazaran daha ucuza alabiliyorsun. Uygun fiyata da satabiliyorsun. Mesela lokantalarla görüflüyorsun adam niye y›lard›r çal›flt›¤›m esnaf› de¤ifltireyim ki diyor. Sen de ona öyle bir fiyat vermelisin ki orada etkinli¤ini ortaya koymal› ve o kifliye güven sa¤lamal›s›n. Kriz cesareti tetikliyor ve insanlar risk almas›n› bilmeli. Devlet te özellikle kriz döneminde esnaf› biraz daha rahatlatmal›d›r. Kriz devam etse bile ‹leriki dönemde peki ne düflünüyorsunuz. Önünüzü nas›l görüyorsunuz? ‹leriki dönemde çok iyi yerlere varaca¤›m. Kriz de benim için bir f›rsat oldu. Mesela kriz döneminde s›k›nt›ya giren çok firma var hem onlar›n müflteri portföyünden istifade ediyoruz. Hem de gerekirse onlarla daha iyi ifl imkan› oluflturabiliriz. Önümü çok rahat görebiliyorum.
5
GÜNCEL
Mesleki Bilgi ve ‹stihdam 5, 10 y›l geriye gidelim. Okullar tatil oldu mu babam›z al›r bir usta atölyesine götürürdü. Ustaya “Eti senin kemi¤i benim” der ve ilk ifl hayat› deneyimimizi orada edinirdik. Yaln›z bu yerlerin bir önemi vard›. Bir alt›n bilezik takard›k kolumuza; Meslek. Günümüzde baz› meslekler yok olmaya yüz tutmuflken, bu mesleklerin teknolojik geliflmelerle önemini daha çok kaybetmesi flüphesiz ustalar›n gönlünde bir yara b›rakmakta sadece. ‹leri teknolojinin sanayide uygulanmas› belirli bir miktarda geleneksel iflsizli¤e yol aç›yor. Ne kadar sanayide ileri teknoloji uygulamalar› kaliteyi, standard› ve verimlili¤i artt›rsa da el eme¤i kayboluyor ve hak etti¤i karfl›l›¤› alam›yor. Baz› meslek ve meslek gruplar› tamamen yok olmadan sahiplenildi. ‹stanbul Büyük fiehir Belediyesi sayesinde. ‹stanbul Meslek Edindirme Kurslar› (‹SMEK) ad› alt›nda oluflturulan kurum, birçok meslek grubunu ele alarak eski günler gibi olmasa da insanlar›n bir meslek sahibi olmalar›n› sa¤l›yor. ‹SMEK, ‹stanbul’un çeflitli bölgelerinde çal›flmalar›na ve e¤itimlerine ücretsiz devam ederken, olas› ifl imkanlar›n› kursiyerleriyle paylaflarak istihdam› sa¤l›yor. Devletin kriz döneminde iflsizli¤i en az seviyelere indirmek için gelifltirdi¤i istihdam paketi, meslek edindirme kurslar›n›n ihtiyaca göre yapm›fl oldu¤u çal›flmalar, ‹SMEK’in kuruluflunun önemini tekrar gözler önüne seriyor. Bir ‹SMEK Kursiyeri olarak yeni bir meslek hakk›nda edinmifl oldu¤um bilgiler ve becerilerin yeni istihdam ortamlar›nda karfl›ma ç›kmas› ne kadar do¤ru bir karar verdi¤imi de onaylar nitelikte.
Üniversiteliler harçl›¤›n› el r e l r e t f e d › m › p ya ile ç›kar›yor
Bunlar› hiçbir gazete yazamayacak çünkü bu bas›nda grev var Ellerine meflale alm›fl yürüyen on çift ayak. Meflaleden daha ›fl›l ›fl›l bakan on çift göz ve ya¤murda ›slanm›fl onlarca gün. Onlar gazeteci ve bir pankart›n alt›nda 13 fiubat’tan beri grevdeler revin ne oldu¤unu bile bilmezken sordum sorular›. Nereden bilecektim ki? Binlere baflkald›ran bir elim olmam›flt› ki hiç. Oysa karfl›mdaki dudaklardan s›z›yordu bir bir. Neden grevdeydiler, kimdiler? ‹syanlar› kimeydi, en çok kimdi k›zd›klar›, bir kap›n›n d›fl›nda olmak onlar için ne demekti? Onlar söyledi, ben utand›m. Onlar söyledi, ben yazd›m. Say›n U¤ur Güç ve Çilem Dalk›ç, bizlere grev sözcüsü olarak görevlerinizi söyler misiniz? Ç‹LEM: 4- 5 y›ld›r Turkuvaz dergi grubunda çal›fl›yorum. Foto muhabiriyim. U⁄UR: Sinema Dergisi’nde görsel yönetmendim. Daha önce Milliyet Gazetesi’nde çal›flt›m, sonras›nda Sabah Grubu’na geçtim. Para Dergisi’nde dokuz y›l çal›flt›m, on iki y›ld›r da Sabah’ta çal›fl›yorum. Ayn› zamanda 3 y›ld›r Sinema Dergisi’nde görsel yönetmen olarak görev yap›yorum. Bir gün bir internet sitesinde iflten kovuldu¤umuzu ö¤rendiniz. Nas›l karfl›lad›n›z, neler yapt›n›z? U⁄UR: ‘Medyatava’ diye bir site var, o siteye aç›klamada bulunulmufl, biz de oradan ö¤renmifl olduk. Geçerli bulmuyoruz. Her fley sendika ile tan›flman›zla bafllad›. Sendika nedir? Sendika fikri bünyenizde nas›l olufltu? Ç‹LEM: Sendikaya nas›l bakt›¤›n›za ba¤l›d›r. Sendika hak arama arac›d›r. E¤er bir gazetecinin sendikas› yoksa, haklar› gasp edilmifltir. Haberi çok de¤erli dahi olsa, editörün onaylamadan yay›na koyamazs›n. Sendika sana bu haklar›n› arama f›rsat› verir. Sabah’›n özel bir konumu var. TMSF’nin el koydu¤u, büyük patronlar›n gelip gitti¤i ve bu esnada çal›flanlar›n haklar›n› kaybetti¤i, sürekli el de¤ifltiren bir kurum. Bu el de¤ifltirmelerde çal›flanlar, flöyle bir fley gördüler. Birileri gelip patron oluyor, kurum sürekli el de¤ifltiriyor, olan çal›flanlara oluyor. Çünkü aylarca maafllar›n al›namad›¤› dönemler oldu. Çal›flanlar TMSF döneminde biz bu ifli kendimiz ele almal›y›z, diye yola ç›kt›. Ve bu yüzden çal›flanlar›n birço¤u sendikal› oldu. Sendikal› olabilmek için yüzde elli bir ço¤unlu¤a ulaflmak gereklidir. Biz bunu baflard›k. Grev karar› al›nd› ve pankart›m›z› as›p greve ç›kt›k. Kurumunuz el de¤ifltirdi¤inde sizlere bu
G
gördüklerimiz
armara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu Hakan Celayir ile ‹stanbul Üniversitesi’nde okuyan Yasemin ‹flcan’›n haz›rlad›klar› bu defterler, ö¤rencilerin oldu¤u kadar vatandafllar›n da hayli ilgisini çekiyor. Hakan Bey ve Yasemin Han›m, defterlerin nas›l yap›ld›¤›yla ilgili,“Toptanc›dan ald›¤›m›z ka¤›tlar›, tasarlayarak defter haline getiriyor ve 3, 5, 8 TL. gibi fiyatlarla ‹stanbul’un de¤iflik semtlerinde sat›yoruz. Böylece bütçemize de katk› sa¤l›yoruz” diyor.
nas›l yans›yor ki haklar›n›z al›nam›yor? U⁄UR: Gazete kapand›¤›nda bizlere ikramiye ödemesi gerekiyor. Çünkü her flirket, kar oran›n›n yüzde ikisini prim olarak
Ç‹LEM: En çok deste¤i gazetecilerden, muhalif medyadan al›yoruz. Gazetelerin hiçbiri bunu yazm›yor inanmad›klar›ndan ya da desteklemediklerinden de¤il. Patron bask›s›, ifl kaybetme korkusu ve yay›n yasa¤› adeta rejim oluflturmufl durumda. Bas›n bizden bahsedemiyor k›sacas›. Ana medya da grev haberinin
ödemek durumunda, bizlere ödeme yap›lmad›. Sendikan›n ne oldu¤unu bilmemenin yan›nda, maddi kayg› da olabilir mi? U⁄UR: Greve ç›kmak bir cesaret; çünkü gözünü karart›p yola haz›rlanman gerekiyor. Ç›kmaya karar veren birçok kifli ç›kmad›. Sonradan ise biz grevde iken içeride gergin ortamda bunalanlar keflke bizde ç›ksayd›k dediler. Keflke ç›ksalard›; çünkü o zaman 100 kifli olacakt›k. Greve ç›kmad›klar› için de daha emniyette de¤iller. Aksine grevdeki bir iflçi iflten kovulamaz;ama onlar her an iflten ç›kar›labilirler. Peki en çok deste¤i kimden al›yorsunuz?
yap›lmamas›n›n nedeni nedir? Ç‹LEM: Medya gruplar›n› tek tek inceledi¤inizde bakarsan›z e¤er, herkes bir siyasi bir tarafa yak›n ve onun görüflünde yay›nlar sunuyor. Oysa gazeteci tarafs›z olmal›. Peki nedir bizi tarafl› k›lan? Tabi ki büyük patronlar›n bas›na hâkimiyeti. Grev haberlerimiz gazetelerin internet sitesinde zaman zaman yay›nlan›yor; ama yaz›l› bas›na geçmiyor. Sendika istenmiyor, çünkü e¤er bizi görmezlikten gelmezlerse ve dediklerimiz kabul edilirse bir k›v›lc›m oluflturaca¤›m›z› düflünüyorlar. ‹flverenler sendikal› iflçiden korktuklar› için sendikay› muhatap almak istemiyorlar. Ben buradan sizin arac›l›¤›n›zla soruyorum. Acaba Recep Tayyip Erdo¤an'›n haberi var m› bizden? Peki, sizler de bir gazetecisiniz, bunu ona sordunuz mu? U⁄UR: Baflbakanla iletiflime geçmek çok zor, baflbakanl›k birimlerinin hepsine mail att›k. Ama dönüfl yap›lmad›. Recep Tayyip Erdo¤an sendikay› desteklemifl ve hatta örgütlenin diye ö¤ütte bulunmam›fl m›yd›? U⁄UR: Türkiye AB uyum ilkelerine imza att›. O anlaflmada bütün ifl kollar›nda y›l içinde sendika olmak zorunda. Recep Tayyip Erdo¤an’da onun için sendikalafl›n diyor; ama bunu uygulam›yor ve sessiz kal›yor. Sefaköy’e grev için 7 kiflilik bir grupla gidiyorsunuz ve sizi 70 kiflilik bir çelik kuvvet ekibi karfl›l›yor. Buna tepkiniz ne oldu? Ç‹LEM: Biz zaten greve ç›k›ncaya kadar yeterince bask›yla karfl›laflt›k. Bu bask›lar daha çok aleni ve tehditkâr bir biçimde yap›ld›. Genel müdür, bizleri odas›na tek tek ça¤›rd›. Ya sendikadan istifa edersiniz ya da istifa edersiniz dedi. Ve biz de zaten bask›lar›n ço¤unu atlatm›flt›k. Düflünsenize iki y›l›m›z bask› alt›nda geçti. Grev süreci boyunca iflten at›lmaktan korktuk. ‹lk baflta befl yüz kiflilik sendika isteyen insan say›s›, yüzün alt›na
Foto¤raf ve yaz›: PEL‹N BÜYÜKGÜMÜfi
M
BOYACI KED‹ Sahibinin yan› bafl›nda sessiz sakin bir o kadar da sad›k bir canl› o boyac› kedi çünkü; sahibinin olmad›¤› zamanlarda tezgah›n› her daim dolduran bir kedi o…
düfltü; çünkü insanlar iflini kaybetmek istemiyorlard›. ‹nsanlara flu afl›land›: e¤er buradan ç›kar ya da ç›kar›l›rsan bir daha ifl bulmazs›n;çünkü ad›n kara listeye geçer. Peki ilk grev gününüz nas›ld›? Ç‹LEM: Kim ç›kacak, kim ç›kmayacak biliyorduk. Bekledi¤imiz birçok kifli ç›kmad›, saatlerce bekleyen sendikal faaliyetler, ismi
önde olanlar vard›, gelmediler. Balmumcuya pankart›m›z› ast›k. Sefaköy'de alk›fllarla karfl›land›k. Çok büyük bir coflkuyla pankart›m›z as›ld›. Bu pankartlar as›l›rken kendimizi kahraman gibi hissettik. Di¤er gazeteci arkadafllar›m›z›n da greve kat›lmas› gerekiyordu;çünkü maafl indirimleri yap›ld›, ücretsiz izinlere ç›kt›lar.Ortada bir kriz var;ama bu krizi yaratanlar bizim haklar›m›z› gasp ediyorsa bu önlenmeli. ‹nsanlar krizle korkutulmamal›, bu yapt›klar› çal›flma yasalar›na ayk›r›d›r. Biz, bu röportaja geldi¤imizde 15 dakika ‹çinde donduk. Siz, o so¤u¤a nas›l dayan›yorsunuz? Üflüdük, üflüyoruz ve gerekirse daha çok üflüyece¤iz. Sa¤ olsun, Balmumcu’da bir cafe var, hemen kafl›m›zda. Onun çok çay›n› içtik. Peki, maafl alm›yorsunuz geçiminiz nereden geliyor? U⁄UR: Gazetede çal›flt›¤›m›zdan daha iyi durumumuz. Maafllar›m›z› sendikam›z ödüyor. Peki, iflinizi yapam›yorsunuz, masan›za gidemiyorsunuz, d›flar›da olman›n duygusu nas›l? Ç‹LEM: Bir kap› var, y›llarca geçti¤iniz; ama art›k oradan giremiyorsunuz. Bu çok zor bir duygu.(gözler nemlenir) Ama burada grev yapanlar aras›nda olmak, içeride olmaktan çok daha huzur verici. U⁄UR: Bu grev olumlu sonuç vermezse, art›k gazetecilik yapamay›z;çünkü Türkiye’de bas›n öyle bir silah olmufl ki kontrolü niflan almay› bilene de¤il, paras› olana verilmifl. Siz nas›l hedef al›nabilece¤ini düflünün art›k. Bir bas›n kuruluflunun karalad›¤› gazeteciyi hiçbir kurum kolay kolay ifle almaz. Biz art›k kendi ç›karlar›m›z› düflünmüyoruz, bundan sonra bunlar›n yaflanmamas›n› istiyoruz. Umuyorum ki Taksim’de yakt›¤›n›z meflaleleriniz sönmeden ›fl›¤› bulursunuz. Muvaffak olman›z dile¤iyle.
6
TAR‹H
Haluk Çetinkaya
Eserlerimiz Tescilsiz! ‘Türkiye‘de bugün kültürel zenginlikleriyle çok övündü¤ümüz gözde flehirlerimizde bile kaç tane eser var, bilemiyoruz, eserlerimizin tescilleri yok.’’ diyen Çetinkaya, bu durumu de¤erlerimize karfl› ilgisizli¤in büyük bir göstergesi olarak yorumluyor. Haz›rlanan kaz› raporlar›n›n yetersizli¤inden de yak›nan Çetinkaya, bu konuda Kültür Bakanl›¤›’n›n kaz› baflkanlar›na yapt›r›m uygulamas› gerekti¤ini söylüyor ve s›rf bu eksiklik yüzünden akademik çal›flmalar›n da çok yavafllad›¤›n› önemle vurguluyor. Tarih ve tarihî eserler konusunda halk›m›z›n da biraz ilgisiz oldu¤unu belirten Çetinkaya, bilgiyi artt›racak ve bilinci uyand›racak filmlerin, belgesellerin çekilebilece¤ini, böylece var olan de¤erlerin hem dünyada hem de toplumda hak etti¤i de¤eri görece¤ini söylüyor.
Türkiye’de arkeolojik kaz›lar›n pek ço¤unun yabanc›lar taraf›ndan yürütüldü¤ünü belirten Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ö¤retim üyesi Doç.Dr.Haluk Çetinkaya, Kültür Bakanl›¤›’n›n acilen önlem almas› gerekti¤ini söylüyor.
Türkler
arkeolojiden anlam›yor mu? ünya tarihini de¤ifltiren birçok kaz›ya ev sahipli¤i yapan Türkiye’de arkeolojik kaz›lar›n pek ço¤unun Türkler de¤il, yabanc›lar taraf›ndan yürütülmesi, hem tarihi eserlerin yurt d›fl›na kaç›r›lma riskinini art›r›yor hem de mezun olan pek çok arkeolo¤umuzu iflsiz b›rak›yor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Doç.Dr.Haluk Çetinkaya, kaz› hakk›n›n sadece üniversitelere verildi¤ini ancak yetkili kurumlar›n araflt›rma için mali destek sa¤la-
D
iyi uygulamaSon y›llarda yap›lan en n tasarruf da ra pa n›n zamandan ve as› oldulam gu uy ettiren müze kart› ltür BaKü , ya ka ¤unu belirten Çetin sa¤layan l›k lay ko a kanl›¤›’n›n insanlar ndi¤ini söylüyor. bu projesini çok be¤e
gördüklerimiz
Foto¤raf ve yaz›: fiÜKRAN Ç‹FTÇ‹
PEK ÇOK KAZIDA YABANCI EL‹ VAR Bugün yap›lan kaz›lara bakt›¤›m›zda kendi tarihimiz ve dünya uygarl›¤› için gerçekten önemli ve bol eserler veren pek çok kaz›da yabanc› isimlerle karfl›la-
fl›ld›¤›n› söyleyen Çetinkaya, buna örnek olarak flu kaz›lar› gösteriyor: Orta Anadolu’da gerçeklefltirilen ve Japonlar taraf›ndan yürütülen ‘’Kaman-Kalehöyük’’ kaz›s›, kaz› baflkan› Japon arkeolog Dr. Sachihiro Omura’d›r. Höyükte, Hititler, Frigler, Asurlular, Persler, Romal›lar, Bizansl›lar, Selçuklular ve Osmanl› dönemine ait yaflam kal›nt›lar› mevcuttur. Bir di¤er örnek, Neolitik Döneme verdi¤i eserlerle damgas›n› vuran ‘’Çatalhöyük kaz›s›’’d›r ki bu kaz› da ‹ngiliz baflkanl›¤›nda gerçeklefltiriliyor. Kaz› baflkan› ‹ngiliz arkeolog Prof. Lan Hodder’d›r. Kaz› sahas›nda bu iflin piri say›lan Almanlar da büyük Troya kaz›s›n› yapm›fllard›r. Bunlar›n d›fl›nda ‹talyan ve Amerikal› kaz› baflkanlar› da ülkemizde kendi ekibiyle birlikte çal›flmalar›na devam ediyor. B‹Z‹M MEZUNLAR ‹fiS‹Z Türkiye’de 24 ayr› üniversitede kurulan arkeoloji bölümünden mezun olan arkeologlar, kolay kolay ifl bulam›yor; bu nedenle arkeoloji alan›nda uzmanlaflmak oldukça güç oluyor. Ülkemizde yap›lan kaz›larda, yabanc›lar›n sözünün geçmesinde bizdeki uzman eksikli¤inin de büyük bir rolü oldu¤unu söyleyen Çetinkaya: ‘‘Arkeoloji bölümünden mezun olan ö¤rencilerimizin pek ço¤u iflsiz, ifl veren baz› kurumlar ise kendimizi besleyecek kadar para vermiyorlar; bu nedenle arkeoloji, Türkiye’de istenilerek, bilinçli olarak seçilen bir alan olmuyor. Arkeoloji e¤itimini sürdüren arkadafllar›m›z›n ise neredeyse hepsi puan› buraya
akflama ziyaretime gelen tek dostlar›m, sarhofl gençlerin b›rakt›klar› küçük suyu bir an için unutmuflum… Bir de çöp kutusu koydular yan›ma, benim eski ra¤bet onda art›k, mahallenin tüm kad›nlar›, eskiden benim bafl›mda çekifltirirlerdi birbirlerini, art›k çöp dökerken yap›yorlar dedikodular›n›… Lay›k oldu¤um fley bunlarm›fl me¤er… Unutuldum, unutturuldum, utanç duydu¤um böylesi bir varl›ktan kaçmay› arzuluyorum… Vuslata az kald› sahip… 1328 Hüseyin A¤a Çeflmesi/Vezneciler…
yetti¤i için gelmifl. Oysa resmi kurumlarda, mezun olan ö¤rencilerimizin pek ço¤unun ifl bulabilece¤i kadar arkeolog a盤› var. Mesela koskoca ‹stanbul’da resmi olarak Bizans uzman› yok denecek kadar az. ‹stanbul için bu büyük bir eksikliktir. Kültür Bakanl›¤› buralara arkeologlar tayin edebilir, arkeoloji mezunlar› için yeni ifl f›rsatlar› yaratabilir.’’ diyor. KÜLTÜR POL‹T‹KAMIZ YOK! Her alanda oldu¤u gibi arkeoloji sahas›nda yap›lan çal›flmalar›n da yöneticilerin ilgisine dayand›¤›n› söyleyen Çetinkaya, kifliye göre de¤iflen bir politika ile de¤il, bu alanda gelifltirilen ve herkes taraf›ndan kabul edilen bir kültür politikas› ile çal›flmalar›n ilerleyebilece¤ini vurguluyor. Ülkemizin pek çok eflsiz tarihi eseri de yetkili kiflilerin ilgisizli¤i nedeniyle yabanc›lar taraf›ndan kaç›r›lm›fl, hâlâ kaç›r›l›yor da.19. yy bafl›nda Anadolu’dan kaç›r›lan, dünya kültürünün en büyük parçalar›ndan biri olan Bergama Suna¤› bu örneklerden sadece birisi. Bu konuda Osmanl› izniyle British Museum’a götürülen Tanr› Athena’ya ait Parteon Tap›na¤›’n› da hat›rlatan Çetinkaya, o günden bugüne de¤iflmeyen çok büyük hatalar›n yap›ld›¤›n›, durumun Roma dönemine ait bir kemerin üzerinden befl tonluk bir kamyon geçirilecek kadar içler ac›s› oldu¤unu söylüyor. Çetinkaya, arkeologlar›n en büyük düflman› olan definecilere sat›lan cihazlar›n ve yine defineciler taraf›ndan patlatmada kullan›lan silâhlar›n yasal olmas›n›, hattâ bu ürünlerin reklam›n›n yap›lmas›n› fliddetle elefltiriyor.
Camilerin standard› yok bilecek say›da irili ile ed de ifa ce er nl bi on e Türkiye’d en, hiçbirinin “TSE”li ufakl› cami olmas›na ra¤m k baz› camiler ise sahip ca An t›. ç›k ya ta or › ›¤ ad m ol rt›n›n çok ilerisinde da an st ” SE “T en en ist › as olm
Vuslata az kald› sahip! Bâki kalmak için b›rakt›¤›n ben, gün be gün sana daha çok yaklafl›yorum… Varl›¤›m›n bir anlam› kalmad› ki zaten, art›k kimse çeflme olarak görmüyor beni, hiç kimse aln›mda yazan yaz›y› anlam›yor, sana rahmet okumuyor. Ben de susuyorum…Yan› bafl›mda yang›nlar ç›k›yor, ac›lar çekiyorum da yine de susuyorum…. Koflmaktan nefes nefese kalm›fl çocuklar, art›k benden kana kana su içmiyor. As›rlar var ki su yüzü görmüyorum.Zaten memlekette su mu kald› ki sahip? Haaa… Nankörlük etmeyeyim sahip, su yüzü görmüyorum dedim amma, akflamdan
mad›klar›n› belirterek “Hâl böyle olunca kaz›lar›n gerçekleflebilmesi için ya yurt d›fl› ortakl›¤› ya da yabanc› kaz› baflkanlar›n›n gözetimi gerekiyor.’ diyor.
nkara’da 1987 Y›l›nda ibadete
A aç›lan Kocatepe cami ve Bil-
kent’te bulunan Do¤ramac›zade Ali Sami Pafla Cami ihtiyaçlara göre düzenlenmifl. Mesela rahat oturamayanlar sandalyede oturuyor, ‹stanbul’daki 27 adet camimizde de 24 saat güvenlik görevlisinin bulunmas› ve temizlik hizmetinin belediyelerce yap›lmas› gibi uygulamalar›n oldu¤unu biliyoruz. Buna karfl›n baz› köy ve flehirlerimizdeki camilerin durumu ise içler ac›s›. Camilerimizin TSE’li olmas› ile ilgili Türk Standartlar› Enstitüsünden ald›¤›m›z yaz›ya göre “Enstitümüz taraf›ndan yap›lan sistem belgelendirme faaliyetleri kapsam›nda herhangi bir caminin enstitümüz taraf›ndan düzenlenmifl bir yönetim sistem belgesi bulunmamaktad›r…” deniliyor.
7
TOPLUM
21. yüzy›l›n farkl› insanlar›: 80’li y›llarda beliren, 2000’li y›llarda ise yaflam tarz› olarak karfl›m›za ç›kan bir ak›m. S›ra d›fl› saç, makyaj ve tav›rlar› kendilerini di¤er insanlardan bariz bir flekilde ay›r›yor. Onlar›n ad› Emo. 0'li y›llarda ortaya ç›kan ve 2000'li y›llarda yaflam tarz› olarak dünyaya yay›lan bir ak›m. Uzun, tek gözü kapatacak flekilde taranm›fl boyal› saçlar, dar ve damal› kot pantolon ve giysiler, ayaklarda converse. ‹ngilizcedeki "Emotional" kelimesinin k›saltmas› olan emo, flimdilerde baz› genç kesimin s›fat› hâline gelmifl durumda. Türkiye’nin her yan›nda görmeye art›k al›flt›¤›m›z bu s›ra d›fl› kiflileri biraz daha yak›ndan tan›yaca¤›z. Rahats›z olduklar› ve rahats›z oldu¤umuz konulara de¤inerek emolar› anlamaya çal›flaca¤›z. Emolar› daha yak›ndan tan›mak amaçl› emolarla sohbet ettik. Bu sohbetimizin sonucunda kendilerini tan›tmak amaçl› flunlar› söyleyebiliriz;
8
“KARAR VER‹NCE DEVAMI GEL‹R” Emolar özenerek bafll›yorlar. O günkü ruh hâlleri bile e¤er “Emo olaca¤›m ben“ dedirtiyorsa muhakkak peflini b›rakmayarak emo olmaya devam ediyorlar. Farkl› görünmek için emo olanlar oldu¤u gibi istek üzerine emo olanlar da var. Mesela sevgilisinin ›srar›yla emo
olan 18 yafl›ndaki Emre, emolar›n s›cak kanl› olmas›ndan etkilenerek emo olmaya karar vermifl. Karar›n genelde uyguland›¤›n› belirtiyor.
“A‹LEMLE GEÇ‹NMESEM DE OLSUN, EMOYUM” Aileleriyle birço¤unun aras› öyle ya da böyle iyi de¤il. Aralar›nda baz› nedenlerden dolay› uçurumlar var. Yine Emre, ailesi ile aras›n›n emo olmaya karar verdikten sonra bozuldu¤unu belirtiyor. Ailesini çok sevse de, emo olmas›na karfl› gelmelerini istemiyor. Ailesi sabah para, akflam yemek veriyor, aralar›na mesafe koyuyorlar.
“B‹ZSEKSÜEL OLMASAKTA SANK‹ B‹SEKSÜEL‹Z”
Çevrelerinde sürekli alay konusu oluyorlar. Birço¤u biseksüel olmamas›na ra¤men biseksüel muamelesi görüyor. Ancak Türkiye’deki emolara bak›lacak olursa birço¤unun böyle bir sorunu yok. Normal olarak karfl› cinse ilgi duyduklar› için bu tav›rlara karfl› ç›k›yorlar.
D‹N VE S‹YASETTEN OFSAYT Ço¤u din ile alakas›z büyüyor. Ço¤u Müslüman olsa da dinlerini fazla önemsemiyorlar. Dini ile ilgilenen bir emo bulmak da kendilerinin belirtti¤ine göre çok zor ve neredeyse imkâns›z bir olay. Siyaset ile de ilgilenmiyorlar. Hepsinin birer görüflü olsa da bu görüflü sadece kendilerine sakl›yor ve tart›flma ihtiyac› duymuyorlar. Tart›flmad›klar› için siyaset hakk›nda bilgi ve ilgileri yok. Buna karfl›n 3 y›ld›r emo olan Duygu “Çakma sar›fl›nlar gibi baflbakan› tan›mayacak kadar da ilgisiz de¤iliz.” diyor.
“KEND‹M‹ HIRPALARDIM” Bayan emolar genelde mazoflist oluyorlar. Çok büyük ac›larda, en az›ndan sevgililerinden ayr›l›nca bile kendilerine zarar vermekten kaç›nm›yorlar. Farkl› yollardan kendilerine ac› ve-
riyorlar. Ama geneli kendini jiletlemekten ya da bir yerini kesmekten hofllan›yor. Ebru ise bafl›ndan geçen bir olay› flöyle anlat›yor: “Çok sevdi¤im bir kedim var. Gerçekten çok seviyorum ama birkeresinde kafam çok kötü bozulmufltu. Kendime zarar vermek istiyordum. Ama yapamad›m. O s›rada kedim geldi ayakucuma. Bir anda ona zarar verirsem belki bana sald›r›r diye geçirdim içimden. Çok sevdi¤im için asl›nda pek k›yamad›m ama birkaç kere göbe¤inden aya¤›mla kald›r›p yere b›rakt›m. Kedime zarar vermedim ama zavall›, benden ilk defa öyle bir muamele gördü¤ü için içeri kaçt›. Sonra yapt›¤›m fley için acayip piflmanl›k duymufltum. Çok üzüldüm hatta. Yan›mdan ayr›lmayan kediflim 3-4 gün boyunca
benden uzak durmufltu ama gönlünü ald›m kediflimin.”
“MAKYAJ YOKSA BEN YOKUM” Emolar›n hepsine yak›n› cinsiyet fark etmeksizin makyaj yap›yor. Makyajda en çok öze dikkat ediyorlar. Her tür makyajda siyah ve mor renkler hâkim. Saçlar› da ne kadar uç noktada olabilirse o kadar “güzel” yak›flt›rmas› yap›yorlar. Saç konusunda en gözde modelleri ise ön taraf› bas›k saçlar. E¤er saçlar müsaitse saç›n arka taraflar›n› da kald›rarak daha dikkat çekici hâle getirebiliyorlar. Bir ço¤u ise makyaj ve saç flekillerinden hofllanarak emo oluyorlar. Yani emo olmalar›n›n en büyük nedeni saçlar ve makyaj. “‹lk gördü¤ümde emolar› ben de sevmiyordum ama zaman içinde gözüme hofl gelmeye bafllad›lar. Ben de öyle yapmak istedim. Saçlar›m› uzatt›m, boyad›m… Derken emo arkadafllar›m oldu ve ben de art›k bir emoydum” diyor Salih.
“HAYKOYLA fiEBO EMOLARIN GÖZDES‹” A¤›rl›kl› olarak yabanc› müzik dinliyorlar. Tokio Hotel, Avril Lavigne, Good Charlotte, My Chemical, Skillet, Slipknot, Bullet for Valentine gibi grup ve flark›c›lar› dinliyorlar. Duman, Hayko Cepkin ve fiebnem Ferah’ta emolar taraf›ndan sevilen yerli sanatç›lard›r diyebiliriz. Emolar›n bir k›sm› Good Charlotte dinlerken My Chemical sevmeyip dinlemeyebiliyor ya da tam tersi. Kimin ruh hâline ne uyarsa onu dinliyor. Madem emosun, bunlar› dinleyeceksin gibi bir durum yok. Ama flafl›lacak bir durum belirtmek gerekirse son zamanlarda rap dinleyen emolar da görmek mümkün. fiafl›r›lmas› gereken k›s›m ise emolar›n yap›s› ile rap’in birbirine taban tabana z›t görünmesi. Tabiki bu duruma Sagopa Kajmer gibi melankolik rap yapan sanatç›lar›n etkisi tam olarak nedir bilemeyiz. Ancak rap dinleyen emolar›n ço¤u da melankolik rap dinliyor diyebilmek mümkündür. E¤itim durumlar› ortalamas› lise. Liseyi terk edenler de oldu¤u gibi üniversitede okuyan emolar da var. Liseyi terk edenler ise farkl› nedenlerle okulu b›rak›yor. Kimisi okuldaki arkadafllar› veya hocalar›yla anlaflamad›¤› için okulu b›rak›yor, kimisi de e¤itim sistemini protesto etmek amaçl› oldu¤unu belirtiyor.
NEW TRIEND “EMOCA” Türkçeyi çok iyi kulland›klar› söylenemez. Bir k›sm› “Konuflma dilime çok özen gösteririm” dese de yaz› diline önem veren az. Normal bir yaz› dili kullanan emo çok nadir bulunuyor. Emo forumlar›n›n birkaç›nda Türkçeye önem verilmesi ve düzgün yaz› yaz›lmas› konusunda kurallara yer verilirken birço¤unda ise ak›fl›na b›rak›lm›fl durumda. Ak›fl›na b›rak›lan forumlar›n ço¤unda da ne yaz›ld›¤›n› anlamak çok güç bir hâl alabiliyor. Türkçenin ünlüleri ç›kart›lm›fl, “é, w, q, x, $” ve daha farkl› harflerin kullan›m›yla gerçeklefltirilen bir dil gibi adeta. Hatta bu kulland›klar› yaz› diline “Emoca” diyenler bile var.
‹nsanlar neden emolara tepki gösteriyorlar? Emolar› bir ço¤u gelecek kayg›s› tafl›yor ama duyduklar› en büyük kayg› bu de¤il. Çevreden gelen tepkilere daha çok duyarl›lar. Gelen tepkileri umursamay›p özelefltiri yapmad›klar› için tepkinin artmas›na neden oluyorlar beklki de Bakkal Osman abi, kasap Hayri, caddenin sonundaki muslukçu Hüseyin usta ve akl›n›za gelen kim varsa bu insanlara tepki gösteriyor. Tepki göstermekte kendilerine göre çok hakl›lar. Tek sorun birbirlerini anlayamamak. Lugat›nda fazla kelime olmayanlar hemen küfre baflvursa da asl›nda bir fleyler anlatmaya, belirtmeye çal›fl›yorlar. Bu nedenlerin
bütününü ele ald›¤›m›z zaman ise insanlar›n emolara karfl› duydu¤u endifleleri ortaya ç›k›yor ve emolar›n anlams›z buldu¤u tepkiler anlam kazan›yor. Konufltu¤umuz kiflilerin emolara tepki göstermesinin bafll›ca nedenleri flöyle s›ralan›yor. A‹LE UMURLARINDA DE⁄‹L: Ailelerinden kopuk yetiflen bir gençlik istemiyorlar. Türk örf ve adetlerine göre tarihten beri ileri gelen aile kültürünü asimile ettikleri için k›zg›nlar. C‹NS‹YET: Emolar her ne kadar eflcinsel olmasalar da eflcinselller gibi alg›lanmalar› tepki çekiyor.
D‹N: Dinsiz ya da dini yaflamamak insanlar› farkl› yön ve görüfllere çekebilece¤ini düflünüyorlar. Onlar›n iyili¤i için tepkilerini koyuyorlar. S‹YASET: Siyaset ile ilgilenmeyen bir gençli¤in bu ülke için en büyük sorunlardan biri oldu¤u görüflündeler. MAKYAJ YAPAN ERKEKLER: Dünyada toplumlar geliflirken özünden kopmad›¤›, aksine özleriyle birlikte geliflti¤i apaç›k ortada. Makyaj yapan erkeklerin kendilerini elefltirenlere “geri kalm›fl” muamelesi yapt›¤› için do¤al olarak tepkilerini dile getiriyorlar.
Mehmet Eyüpo¤lu:
Onlar›n yazd›klar›n› anaokulunda yaz›yordum 1986 Erzurum do¤umlu. ‹zmir - Karfl›yaka’da yafl›yor. 2002 senesinden beri Rap camias›n›n içinde. Birçok albüm ve konserleri oldu. Söyledi¤i “Duygusal Ergen” flark›s› ile çok farkl› kesimlere ulaflt›. fiimdide bu flark›s› hakk›ndaki sorular›m›zla bizim konu¤umuz. -“Duygusal Ergen” nas›l ç›kt›? -Volkan arkadafl›m›z›n evinde oturuyorduk. Onun msn’inden bir k›zca¤›z bir fleyler yaz›yordu. Yazd›klar›ndan hiç bir fley anlamad›m. O zaman da emonun ne demek oldu¤unu hiç bilmiyordum. Okuduk, yazd›klar›n› anlamaya çal›flt›k. Anlayamad›k. Sonra google’da bir arama yapt›k. Bunlar›n dillerini Türkçeye çeviren bir site var. Yaz›yorsun böyle onlar›n yazd›klar› fleyi. Direkt Türkçeye çeviriyor. Bizde bakt›k falan araflt›rd›k. Sonra bu k›za senin derdin ne falan dedik. O da emoyum ya falan yapt›. Biz de emo ne ya falan dedik. Sonra baya küfür etmeye bafllad› size ne ya falan gibilerinden. Zaten nickini öyle bir yazm›fl ki okunmuyor. Sonra ben de buna ayar oldum. Volkan bekle sen, engelle flu k›z› kals›n kenarda dedim. Hemen eve gittim ve yaklafl›k 5–6 saatte bu flark› ç›kt›. Sonra o k›za yollay›p silmifltik onu. -Emolar ise “Duygusal Ergenim” ad›nda bir flark› ile cevap vermifller. Bu flark› hakk›nda ne
düflünüyorsunuz? Onlar›n bana att›¤› diss mi? (Diss: Bir rapper’›n bir kifliye ya da gruba yapm›fl oldu¤u alayc› ve mizahi içerikli rap parças›na verilen isim) Öncelikle flunu söyleyeyim onlar›n att›¤›na diss falan demek rap camias›na haks›zl›k olur. Çünkü emosun sen. Rap ile bana niye cevap veriyorsun ki? O zaman gel rapçi ol rap yapmaya çal›fl. Ona bir fley demem ama emosun ve rap yapmaya çal›fl›yorsun. fiu söze bak›n; “Bilmiyorum hangi akla hizmet edersin? Biz emolarla dalga geçersin, Üstüne bir de küfür edersin, Sen kendini ne zannedersin?” Ben bunu anaokulunda da yazard›m. Bu fal›mdan falan ç›kan manilere benziyor. O yüzden ben buna rap falan demem. Fuat Rapstar’da y›rt›p atm›flt›. Karfl›mda olsa ben de y›rt›p önüne atard›m yani. Baflka bir fley yapmazd›m.
gördüklerimiz
Foto¤raf ve yaz›: Dr. ASUMAN AKGÜN
Gelincik, Dik Duran Bir Zerafet “Do¤adan ö¤rendi¤im ne çok fley var” diye düflündü çocuk, yolun kenar›ndaki gelinci¤e bakarken. Gelincikleri çok seviyordu. Onlar›n k›pk›rm›z› renkleriyle yeflil otlar›n aras›ndan kendilerini göstermelerinden keyif al›yordu. “En olmad›k yol kenar›nda karfl›ma ç›k›veren; alçak gönüllü bir zerafetle beni selamlayan bu masum, k›rm›z› gelincikleri kaç kifli farkediyordur acaba?” diye düflündü. Bir kitapta okumufltu; “k›pk›rm›z› zarif yapraklar›yla, genç yaflta evlendirilmifl Anadolu gelinleri gibidir gelincikler” diye. “Adlar› da oradan geliyor herhalde” diye düflündü. Gelinci¤e bakt› yeniden. Bafllar›n›n alçak gönüllü bir
flekildeki e¤ikli¤ine, incecik gövdesinin dimdik ve onurlu durufluna bakt›. Ne de güzel görünüyordu. Kuvvetli bir rüzgarda savruluverecek gibi gelen, ancak dimdik ayakta duran gelinci¤e bakt› yeniden. Sanki gülümsüyor, selam veriyordu O’na. “O halde, dik durmak önemli” dedi çocuk. “Dik durmak için kal›n bir gövdeye sahip olmak gerekmiyor, gövde ince de olabilir ama esas olarak “öz” önemli. Annem ve babam diyorlard› “insan köklerine sahip ç›kmal›, özü sa¤lam olmal›, duruflu dik olmal›” diye. “Özün iyiyse, köklerin sa¤lamsa her zaman dik durabilirsin”. “Seni seviyorum gelincik” dedi, “ben de her zaman dimdik duraca¤›m”.
8
YAfiAM
E¤lenerek ö¤renmeyi bu kursta ö¤rendim E¤lenerek ö¤renmeyi, yirmi üç yafl›nda bu kursta ö¤rendim... Haberi, foto¤raf› en önemlisi görmeyi ö¤rendik. Gördükçe birbirimizi tan›d›k, tan›d›kça sevdik, sevdikçe güzel ifller yapt›k. fiimdi de gazetemizi ç›kar›yoruz. Nice güzel ifllere ‹SMEK… • Merve Tekcam
Hayat okulu Hayat okulu öyle bir fleydir ki ö¤rencilerini kendi seçer. Hayat›n getirdi¤i büyük depremlerle kimi zaman duvarlar› y›k›lm›fl, kimi zaman da bulundu¤u yerden baflka yere kayarak sürüklenmifl bir bina gibidir… Ama temeli sa¤lam oldu¤u için asla tam anlam›yla y›k›lmayan, her zaman küllerinden do¤an bir kale gibi yap›s› da vard›r. Onlar› bu kadar sa¤lam yapan fley içlerindeki mücadele aflk›d›r, bitmeyen sevgidir, ümittir… Yaflam bir maraton gibidir. Durmadan koflman gerekir. ‹nsanlar o kadar ac›mas›zd›r ki hep önüne bakarak daha h›zl› ilerlemek isteyen bir yar›fl at› gibi, tek amaçlar› sadece koflmak, di¤er rakiplerini geçmeyi düflünmektir. Ama hiç arkas›nda kalanlara bakmazlar, önlerindekilerin düfltü¤ünü görerek, kimi zaman ezer geçerek, onlar› fark etmeyerek sona do¤ru doludizgin koflmak… Yar›fl bitti¤inde var olan sadece geçici zevkler için tükenmifl bir hayat vard›r… Bencil olmak, duyars›z olmak, sevgiden yoksun olmak, bazen maddiyat peflinden onurlar›n›, hayatlar›n› bofl bir arzular peflinden sürüklemek ne zavall›l›kt›r bilir misiniz! Hiç düflündünüz mü ellerimizin yap›s›n›? Hiç farkl› geldi mi size flekli? Oluflma gayesi flefkatle dokunmak olan o güzel varl›¤›m›z›… Hayvanlarda pençeler varken bizde, sadece insanlarda var olan sevgiyle donat›lm›fl mükemmel tasar›m mucizesi eller… ‹flte hayat okulu ö¤rencileri bu ellerle ruhlar›na dokunarak, kendilerini özgürlefltirirler… Tek korktuklar› fley ise unutulmakt›r… Çok çeflitli duygu beslerler: Kimisi hayatlar›nda görmedi¤i sevgiye hasrettir, bir di¤eri; yitirdi¤i de¤erleri geri isteyerek fark edilmek ‘Ben de var›m… Duy beni… Gör beni…’ diyerek hayk›r›r. Sessiz bir 盤l›kt›r onlar›n sesi. Hiç duydunuz mu etraf›n›zdaki sessiz 盤l›klar›..! Hiç düflündünüz mü neden niçin böyle olmufl… Yarat›l›flta milyon hücre aras›ndan birinci olarak dünyaya gelmeyle flereflenmifl insan›, insan oldu¤u için bakt›n›z m›...? Hiç dokundunuz mu kalbine…? Do¤ru ya nerden bileceksiniz bunlar›… Çünkü siz de bir yoldas›n›z.. Kofl bakal›m, elbette bir gün sen de düfleceksin arkadafl, o zaman seni kaç kifli fark edecek… Umursama hayat›n renklerini. Her insan ayr› bir renktir. Ama sen nerden bileceksin ki renkleri, sen bencil olan insan. Hiç gördün mü, renklerin güzelliklerini, hiç hissettin mi iflittin mi onlar›n muhteflem seslerini… fiayet bir gün görürsen gördüklerimi, duyarsan duyduklar›m› o zaman sana hofl geldin diyece¤im. Düfltü¤ün yerden sana ellerimi uzataca¤›m ve seni al›p yürüyece¤im, kaderin bana göstermifl oldu¤u yolda devam edece¤iz birlikte. Bu zor ama onurlu hayat okulunda hep birlikte sevgiyle, kalplerinde sahtekarl›k olmayan, tek istedikleri fark edilmek, insanca de¤erlendirilmek olan onurlu insanlar›n aras›nda hep birlikte var olaca¤›z… Bu insanlar kimler mi? Bunlar ‹nsan ama gerçek insanlar.. Korkma, çekinme sana uzatt›¤›m sevgi dolu ellerimi b›rakma, ruhuma dokun korkmadan çekinmeden, sevgiyle yürümek varken savafl niye.. Hadi gel bekletme beni , bak bekliyor hayat okulu ö¤rencileri.. Haydi aç kalbini bak biz buraday›z.. Ya sen neredesin bekledi¤im aflk›m…
Mehmet Özden Ebru Özer
Naylon pofletlere
ç a fl a sav
ürkiye'de neredeyse tüm ma¤azalarda ve al›flverifl alanlar›nda naylon pofletler tüketiciye ücretsiz ve s›n›rs›z olarak sunuluyor. Kimyasal maddeler içeren naylon pofletler, sadece topra¤a de¤il, havaya, içti¤imiz sulara, deniz canl›lar›na, içine koydu¤umuz sebze ve meyvelere de zarar veriyor. Birçok canl›n›n ölümüne yol açan naylon pofletler baflta kufllar ve bal›klar olmak üzere pek çok canl›n›n ölümüne neden oluyor. Is› ve günefl ›fl›nlar›yla kimyasal çözünmelere u¤rayarak ve zaman içinde zehirli petro- polimerlere bölünerek topra¤› ve suyu zehirli hale dönüfltürüyor. Sonuçta besin zincirimizi yavafl yavafl kirleten naylon pofletler bunun yan› s›ra petrol ve do¤al gaz gibi yenilenemeyen enerji-
T
nin git gide azalmas›na da neden oluyor. Dünyada her y›l üretilen naylon poflet say›s› yaklafl›k 1 trilyon. Bu rakam Türkiye’de 260 bin ton civar›nda. Kullan›lan pofletlerin sadece %1’i geri dönüfltürtürken, yüzde 99’u do¤ada kal›yor. Petrolün yan ürünü plastikten üretilen pofletler karada en az 800 y›l, denizde kal›rsa 400 y›l do¤aya zarar vermeye devam ediyor. 800 YIL YOK OLMUYOR Fransa, ABD, ‹rlanda, Hindistan, Tayvan, Kenya, Güney Afrika, Uganda, Ruanda gibi birçok ülke naylon poflet kullan›m›na savafl açt›. Yap›lan araflt›rmalara göre, Türkiye’de her befl kifliden birinin yaflam› süresince bez torbay› tercih etmesi halinde 31 milyar 46 milyonun üzerinde naylon poflet kullan›mdan kalkm›fl olacak. Naylon pofletlerin bez tor-
Küresel ›s›nma ça¤›m›z›n en büyük sorunlar›ndan biri. Küresel ›s›nman›n en büyük nedenlerinden birisi naylon pofletler. Do¤aya bu kadar zarar veren naylon pofletlere, ne ilgili bakanl›klarca bir s›n›rland›rma getirildi ne de sivil toplum örgütleri bu konuda kayda de¤er bir çal›flma yapt› balara ve do¤ada çözünen pofletlere oranla 10 kat daha ucuz olmas› nedeniyle de fazla kullan›l›yor. Çevreci plastikler yenilenebilir hammaddeler olan m›s›r ve patates niflastas›ndan yap›l›yor, bu da do¤ada kolayl›kla çürümesine ve at›k b›rakmadan yok olmas›n› sa¤l›yor. Biyolojik bozuflan bu plastikler hem yenilenemeyen do¤al kaynaklar› (petrol, kömür, do¤algaz) hem de çevreyi koruyor. Devlet bir an önce cayd›r›c› yasa ç›kartmal› ve sivil toplum örgütleri naylon pofletlere savafl açmal›.
gördüklerimiz
ben Ali bir garip sokak hikayesiyim. elimde bir yudumluk flarap ve flarab›n da sindi¤i ter kokumu tafl›yan elbiselerim. yorgun ayaklar›m, güçsüz bedenim, sevgiye dokunmam›fl ellerim ben Ali 42 yafl›nda bir ayyafl i¤renç kokumla bir serseriyim. ama bu gece bu gece çok baflka yorgunum, çoook bitkinim.
PLAYSTATION ç›lg›nl›¤› ireylerin bofl zamanlar›n› de¤erlendirmek için, pc oyunlar›na ay›rd›klar› birkaç saat art›k günün büyük bir k›sm›n› kaps›yor. E¤lendirmenin yan›s›ra aksiyon içerikli oyunlar›yla kifliye verdi¤i hazz›n yan›nda fliddete de yönlendiriyor. Özellikle liseli gençler, aksiyon içerikli oyunlardan etkilenerek fliddete baflvuruyor. Bu konuda en önemli tehlikeyi ise ba¤›ml›lar dile getiriyor: “Bu benim hayat›m. Onsuz olmaz! “
dün gece çok fley yaflad›m kediler köpekler dile geldi çimenler davet etti gitmedim. dün gece do¤dum, dün gece büyüdüm ve dün gece öldüm bofluna bakma gördü¤ün ben de¤ilim flimdi usulca uzaklafl ve gürültü yapma dinlenmek istiyorum susun kald›r›mlar susun uyumak istiyorum...
Playstation k›sa tabirle PC oyunlar› günümüzün art›k vazgeçilmezleri aras›nda yerini ald›. Kitlesi’nin büyük ço¤unlu¤u gençlerden oluflan playstation kendi içinde pc1 pc2 ve pc3 olarak ayr›l›yor. Ama as›l önemli taraf› büyük bir ba¤›ml›l›k yapmas›.
Haber izlenim
B
Bir playstation ba¤›ml›s› olan Murat Apayd›nla gerçeklefltirmifl oldu¤um röportaj sonras›nda onun gibi nice ba¤›ml›lar›n asl›nda bir çok fleyin fark›nda olmad›klar›n› gördüm. Öncelikle zamanlar›n›n ne kadar de¤erli oldu¤unu bilmiyorlar,saatlerce sanal bir oyunun peflinden sürüklenirken aile hayatlar›n› ihmal ediyorlar.Sanki bu hayat›n bir parças› de¤il de sanal alemin bir parças› gibi sonu gelmez ve her geçen gün bir yenisi ç›kan oyunlar›n peflinden sürükleniyorlar.Bu gibi durumlara izin vermeyelim zaman›n su gibi ak›p geçti¤ini çaresiz gözlerle izlemeyelim.En önemlisi de ailemizi ikinci plana almayal›m.Onlar bizim her daim yan›m›zda olan efli benzeri olmayan insanlard›r.
SANAL TUZAK PLAYSTAT‹ON Yetiflkinlerin yan› s›ra belli bir olgunlu¤a eriflmemifl olan çocuklar›n internetteki pc oyunlar›na karfl› kendilerini tutsak etmeleri çok daha kolay; çünkü gençler bilgisayar bafl›nda ne kadar zaman harcayacaklar›n› düflünmüyorlar. Kendilerini pervas›zca pc oyunlar›na kapt›r›rlarken aile hayat›ndan tamam›yla s›yr›l›p günün neredeyse tamam›n› pc oyunlar›yla geçiriyorlar. Burada ebeveynlere büyük bir sorumluk düflüyor. Çocuklar›n›n internet bafl›nda ne kadar zaman harcad›¤›n› takip etmelidirler,internet üzerinde hangi sitelere girildi¤inden oynad›¤› oyunlar›n içeri¤ine kadar bilgi sahibi olmal›-
Foto¤raf ve yaz›: ZAH‹DE K.ÇAVUfi
d›rlar. Veliler çocuklar›n›n bilgisayar bafl›nda gerekli olmad›¤› sürece ba¤l› kalmas›na izin vermemelidir. Playstation’un nas›l bir oyun çeflidi oldu¤unu kavramaya çal›fl›rken bir taraftan da bu oyun türünün vazgeçilmezleri vard›r. Neden bu gibi oyunlara bu derece ba¤l› olduklar›n› ö¤renmek için Playstation ba¤›ml›s› olan Murat Apayd›n’la bir röportaj gerçeklefltirdim.
Playstation ailem gibi Gününüzün büyük bir vaktini playstation oynayarak geçirmenizin bir nedeni var m›? (Murat Apayd›n) Hay›r, yok. Sadece playstationla zaman›n nas›l geçti¤ini anlam›yorum. (P.B) Playstationla ilgilenirken aile ba¤lar›n›z›n zay›flad›¤›n› düflünüyor musunuz? (M.A) Herkesin bir hayat› var, playstationda benim hayat›m. (P.B) Playstation olmasayd› onun yerini doldurabilicek bir fley olur muydu hayat›n›zda? (M.A) Playstationla uzun süredir ilgiliyim, böyle bir ih-
timali düflünemiyorum (P.B) Gerçeklikten bu derece uzak bir oyunun esiri olmak sizi üzmüyor mu? (M.A) Asl›nda ben onu esirlik olarak görmüyorum. O kadar uzun zamand›r ilgiliyim ki playstation oyunlar›yla ailemden biriyle zaman geçirirmifl gibi zevk al›yorum. Esirlikten çok ba¤l›l›k diyebilirm. (P.B) Sanal bir oyuna bu derece kenetlenmenin ileriki yaflam›n›zda sorun yaratabilice¤ini düflünüyor musunuz? (M.A) Hay›r düflünmüyorum; çünkü zarar görmüyorum ben. Aksine do¤ru zaman geçirdi¤imi düflünüyorum.
9
TOPLUM
KAPTANIN GÜNLÜ⁄Ü
Ekvatorun gizemi
Y›l 1991 Sa¤ Sol Ba¤›ms›z
1950 1995 56 40 1,74
1954 1999 62,97 35,29 0,05
58,83 41,12
ek parti döneminden sonra parti say›s›n›n artmas› ile birlikte halk›n oylar› da kabaca sa¤ ve sol olmak üzere ayr›lmaya bafllad›. Al›nan oy oranlar›n›n y›llara göre de¤erlendirilmesi yap›ld›¤›nda, sa¤ ve sol e¤ilimler hakk›nda bilgi edinilebiliyor. Rakamlar son 50 y›lda sa¤ oylar›n giderek artt›¤›n› söylüyor. Sa¤ ve sol aras›ndaki fark 2007’de zirveye ulaflt›. Türkiye’de son 50 y›ldaki sa¤ ve sol oylar›n da¤›l›m›n› inceledik.
T
REKOR OY SA⁄ PART‹LERDE Yap›lan genel seçim sonuçlar›na bak›ld›¤›nda 1950 seçimlerinde al›nan sol oy oran› yüzde 40 iken 2007’de yüzde 25’e kadar gerilemifl. Halk›n e¤ilimleri 57 y›l boyunca yüzde 60’lar›n üzerindeki oranlarla sa¤ oylar üzerine. Sa¤ oylar›n en düflük oldu¤u 1977 seçim y›l›nda bile sa¤ partilerin ald›¤› oy oran› yüzde 54. Sa¤ oylar 2002 ve 2007 seçimlerinde bugüne kadar görülen en yüksek oranlara ulaflarak yüzde 70 ve yüzde 75 oldu. Rakamlar partilerin ald›¤› oy oranlar›na iliflkin olarak da ilginç fleyler söylüyor. Bir partinin ald›¤› en yüksek oy oranlar›na bak›ld›¤›nda s›ralama flöyle: 1. S›rada 1954 seçimlerinde yüzde 57.50 oy alan Demokrat Parti (DP), 2. S›rada 1965 seçimlerinde yüzde 52.87 oy alan Adalet Partisi (AP), 3. S›rada 1957’de yüzde 47.91 ile tekrar Demokrat Parti yer al›yor. 4. S›ray› 1969’da yüzde 46.55 oy alan Adalet Partisi ve 2007’de yüzde 46.58 oy alan Adalet ve Kalk›nma Partisi (AKP) paylafl›yor.
gördüklerimiz
1957 2002 62,49 36,74 0,81
65,09 31,72
1961 2007 61,56 32,85 3,19
1965 62,73 34,43
55,6 41,92 5,62
1969
30,46
68,41 33,27 2,8
1973 66,36 31,94
67,92 29,74 2,49
1977 69,79 37,37
Sa¤ oylar
yükseliyor
1950’lerin bafl›ndan 2007 seçimlerine kadar olan 57 y›ll›k sürede yap›lan genel seçimlerin sonuçlar› incelendi¤inde, seçmen oylar›n›n giderek sa¤a do¤ru kayd›¤› gözleniyor. Sol 2007’de en düflük oyunu alm›fl
SOL 41’DE KALDI Sol oy oranlar›na bak›ld›¤›nda ise flimdiye kadar en yüksek oran olan yüzde 41‘e 1957 ve 1977 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ulafl›yor. Yaklafl›k 52 y›l boyunca yüzde 30’lar›n alt›na düflmeyen, zaman zaman yüzde 40’lara ulaflan sol oylar, son iki
Foto¤raf ve yaz›: MEL‹SAAYDIN
Derin-iz… Bakma gözlerime… Gözümdeki yafllar bir derin-iz… Aln›mdaki çizgiler, hayat›mdan Derin-iz… 35’inde anneanne oldum Kalbimde gençli¤imin yaras›, Her bir fleyden daha derin… Bir iz… Bizim ad›m›z m›? Derin-iz
seçimde yani son 7 y›l içinde yaklafl›k yüzde 25’lere kadar geriliyor. Ba¤›ms›z oylar›n ulaflt›¤› oran 1969’da yüzde 5.62 ile 511 bin 023 iken 2007’de yüzde 5.32 ile 1 milyon 864 bin 971’e ulafl›yor. Ba¤›ms›z milletvekili say›s› 1969’da 13, 2007’de 26. Yani iki kat›. Kaynaklar: www.ansiklopedi.bibilgi.com www.belgenet.net www.egm.gov.tr www Haziran 2009
Eurovision flark› yar›flmas›nda Türkiye’yi temsil eden Hadise’den geriye ‘Birkaç günlük bir hadiseydi, gelip geçti.’ repli¤i kald›. Yar›flman›n ertesinde vatandafl ne düflünüyor diye biraz merak edip Bak›rköy’de bir çay bahçesine dald›k. Emekliliklerinin tad›n› her gün dostlar›yla bu çay bahçesinde bulup muhabbet ederek geçiren teyzelerimizin oldu¤u bir masaya kurulduk ve onlara teybimizi uzat›p, Eurovision havadislerinden haberleri olup olmad›¤›n› sorduk.
69,17 22,2
1987
72,6 0,37 0,87
0,13 0,96
SAYILARLA GENEL SEÇ‹MLER
50 y›ld›r 5. S›ray› 1983 seçimlerini 1. Parti olarak kazanan Anavatan Partisi (ANAP) al›yor. Ald›¤› oy oran›: yüzde 45.14
61,76 29,89 1,13 0,48
1983
53 y›l içinde (1954-200 7) yap›lan genel seçimlere say›larla bir göz atacak olursak: Bu 53 y›l içinde toplam 14 genel seçim yap›lm›fl. Ülke nüfusu 21 milyondan 68 milyona ulaflm›fl. Toplam seçmen say›s› 10 milyon 262 bin 063’den 42 milyon 799 bin 303’e ç›km›fl. Seçimlere kat›l›m oran› en az 1969 y›l›nda yüzde 64.35, en çok 1987 y›l›nda yüzde 93.28 olmufl. Seçimlere ortalama kat ›l›m oran› yüzde 80’lere yak›n. 53 y›lda toplam geçers iz oy say›s› 9 milyon 515 bin 781 olmufl. 1999’da en fazla oy ziy an› gerçekleflerek geçersiz oy say›s› 1 milyon 471 bin 574‘e ulaflm›fl.En son yap ›lan 2007 seçimlerinde geçersiz oy say ›s›: 1 milyon 006 bin 602. 1954’de seçmen/nüfus oran› yüzde 49 iken 2007’de yüzde 63’ e ç›km›fl. Kad›n milletvekili say›s› 1954’de 4 iken, 2007’de 50’ye kadar yük selmifl. 2002 seçimlerinde 24 ola n kad›n milletvekili say›s› 2007’de yüz de 100 den fazla artm›fl. Yani 53 y›l içinde yüzde 1 bile olmayan oran yüzde 10’a kadar ç›km›fl. Ç›kar›lan milletvekili say ›lar›n› inceleyecek olursak, 1954 y›l›nda 541 milletv ekilinden 502’sini, 1957 seçimlerinde 610 milletvekilinden 424’ünü alarak yine bir sa¤ parti olan Demokrat Parti 1. ve 2. s›ra ya yerlefliyor. 2002 seçimlerinde Adale t ve Kalk›nma Partisi 550 milletvekili kol tu¤undan 365’ini alarak 3. s›raya yerleflere k en çok milletvekili ç›karan 2. parti oluyor . Sol parti olarak en fazla milletvekilini CHP 1977 seçimlerinde ç›kar›yor. Al›nan koltuk say›s› 213.
Bir tarafta Akdeniz, di¤er tarafta Karadeniz, Ege, Marmara. Art›k b›km›flt›m dönüp dolaflmaktan. Kolay de¤il sekiz y›l› geçmiflti bu azg›n dalgalar›n içinde. Bazen bir ejderha gibi kükrer deniz; flaha kald›r›r sonrada yere atard› gemimizi. Günlü¤ümü bu dalgalarla yazd›m, dilimin döndü¤ü kadar, kaderimiz buymufl diyerek. Suda geçen bir ömrü yazsan ne olacak derdi arkadafllar.Bende hasretimi, içime ak›tt›¤›m göz yafllar›m›, kopan feryad›m› yaz›yorum derdim.Bazen yazsan ne ç›kar, kimse duymaz ki, Bazen de ne vard› bu kadar uzaklara gidecek bir lokma ekmek için, Bu kadar m› zordu kazanmak kendi flehrimde.Bunun için kendimi bu kadar kahredecek ne var diye Yat kalk her taraf deniz. Hayat m› bu diye. Bazen de yemin bile ederdim ilk f›rsatta b›rakaca¤›m bu denizi diye. Kader b›rakm›yordu yakam› bir türlü. ‹zin sonras› 3. Kaptan olarak bafllam›flt›m yine çal›flmaya büyük bir gemide. Art›k okyanuslarda yol almaya bafllam›flt›k. ‹stanbul’dan bir ç›kt›m› 20 günde Amerika’y› bulurduk. Türkiye’ye geri döndük, Uzakdo¤u seferi derken, Brezilya’ya gidece¤imiz belli olmufltu. ‹lk gitti¤im için oraya giderken yolda farkl› adetleri de yap›l›rm›fl. ‹stanbul’dan Brezilya’ya do¤ru yola ç›km›fl 13-14 gün sonra Atlas Okyanusunda Geminin birinci kaptan› anans etti bugün ö¤leden sonra tören yapaca¤›z diye. Hayret ettim do¤rusu, denizin ortas›nda bu ne töreni diye. Neyse her fley tam haz›rlanm›fl vaziyette yenildi içildi derken Kaptan konuflmaya bafllad›. Arkadafllar aram›zda daha yeni ekvatoru geçmekte olan 3. Kaptan›m›za bir sertifika vermek istiyorum diyerek ‹ngilizce haz›rlanm›fl sertifikay› bana uzatt›. Alk›fllar eflli¤inde alarak önce okudum ve teflekkür ettim. Ekvatoru geçti¤imizin bir belgesiydi bu. Sanki orda bir çizgi vard›da onu geçmifltik. Ama sa¤olsun 2. Kaptan satalayt de¤di¤imiz cihazdan konumu takip ederek en küçük saniye yi dahi kaydetmiflti. Mizansen de olsa bu bir an›d›r deyip kabul ettim.
Hüseyin Salur
“Nerede o eski yürovizyonlar” Eurovision ile alakal› neler düflünüyorsunuz? Fena de¤ildi;ama biraz Hadise’nin sesi yorgundu. Oylanmay› biraz da politik görüyorum, hadi ben sana veriyorum, sen de bana veriyorsun. Böyle oldu¤u için de baz› ülkeler Hadise’ye oy vermedi . Peki, sizce Hadise Eurovision için iyi bir isim miydi? Eurovision’un getirisi senelerdir ne oldu ki? Eurovision’dan bir fley beklemiyorum, sadece Türklerin de müzi¤e ne denli yatk›n oldu¤unu bilmelerini istiyorum.Hadise bu
anlamda sahneye yak›flan bir k›z. Birinci veya ikinci olur gibime geliyordu. Bence ikinci olamamas›n›n nedeni, oy politikas›, baflka bir fley de¤il. Genel olarak Hadise’nin performans›n› be¤endiniz mi ? Güzeldi; ama yorgunluktan herhalde sesi biraz zor ç›kt›, gür bir ses olmal›yd›. K›yafetini be¤endiniz mi? ‹lk elemede birazc›k acayip geldi; ama ikinci elemede hoflumuza gitti. Di¤er teyze: “Bana göre Hadise’nin dekoltesi güzel de¤ildi, blue jeansli Hadise çok daha iyiydi. Sahnede direk gözünüze çarpan neydi? Hadise’nin duruflu mu, sahnedeki k›yafeti mi,güzelli¤i mi yoksa flark› m›? fiark› güzel, hareketliydi. Hadise’nin dans›na gayet uygun bir parçayd›. Di¤er teyze: ‘Hadise, sahneye k›rm›z› kostümüyle ç›km›flt›. Sahne çok k›rm›z›yd›. Önce bo¤du gibi geldi;ama sonra be¤endim. Kareografiyi be¤endiniz mi? Güzeldi;ama yine de bir yerlerde, bir eksik var. Sertap
Erener birinci oldu,demek ki istenirse oluyor. Sertap Erener’le Hadise’yi k›yaslad›¤›n›z zaman aradaki fark sizce nedir? Ses derim. Sertap Erener ‘in gür bir sesi var. O zaman görsellikten ziyade ses önemli diyebilir miyiz? Tabi, onu diyorum.Hadise’yi bir ayd›r çok yordular.Yar›flmada sesi pek iyi de¤ildi. Sertap Erener, daha deneyimli bir sanatç› ve ayn› zamanda iyi bir söz yazar›.Onun sanat deneyimi çok daha fazla. O yüzden de daha baflar›l› oldu. Genel olarak tüm izledikleriniz aras›nda en çok be¤endi¤iniz hangisiydi? Ben birinci olan› bafltan be¤enmifltim. Norveç gayet iyiydi. Komflumuz diye söylemiyorum, Azerbaycan’›n da hakk›n› yememek laz›m. Eski y›llardan birazc›k bahsetsek, mesela Ajda Pekkan’›n dönemi ve flimdiyi k›yaslar m›s›n›z? Eskiden flark›ya ve sese önem veriyorlard›, flimdi flov daha ön planda.
10
E⁄‹T‹M/TEKNOLOJ‹
‘Ö¤retmen miyiz tamirci mi?’ yulufer@gmail.com
Geçmiflten bugüne bilgisayar ve ben Geçmiflime döndü¤ümde bilgisayarla ilgili ilk hat›rlad›¤›m fley 1978’de Pc8086 masaüstü donan›mlar ve kursda ald›¤›m basic, cobol, pascal dersleri Beni o zamanlar heyecanland›ran konsol oyunlar›n› veya grafik unsurlarla yap›lm›fl görsellefltirmelere ben de bir gün bunlar› yapabilecek miyim sorusuydu… Babam köfteciydi, Bostanc›’da yazlar› okul tatilinde yan›nda geçirdi¤im babamin köftelerini yemek zevkli ve güzeldi ama meslek olarak kendimi bulamazd›m Gelecekte onun için patent alsayd›m flimdi daha rahat bir yaflant›m olurdu ama öyle olmad› maalesef insanlar›n en çok tükettikleri fley yemek ve giyim ama ben bunlar›n yan› s›ra o zamanlarda gelece¤in mesle¤i olarak öne sürülen ve hakl› ç›k›lan bilgisayar destekli tasar›mla üretme iste¤i babam›n yan›ndan beni uzaklaflt›rd› .. Lise de baflar›s›z bir ö¤renciydim ve üniversiteyi de bitiremedim. Meslek lisesinde gördü¤üm stajlar çok iyiydi metalurji laboratuar›nda da bilgisayarlar vardi ve beni heyecanland›r›yordu. Zaman aral›klar›nda bilgisayardan uzamlaflm›flt›m. Geliflmeleri takip edemiyordum. Bir fleyler yapmal›yd›m. 1990 y›l›nda Diji Bilgisayar’da Commodore 64 ve Amiga sat›fllar› yapt›m bir y›l boyunca sonra askerlik geldi çatt› ‹zmir Narl›dere ‹stihkam Er E¤itim Alay› kurada ç›kt›. Büyük bir flehir oldu¤u için sevinmifltim… ‹lk gün meslek ayr›mlar› bafllad› ve ben alayda bilgisayarc› olarak seçildim. Yaflar Paflal› arkadafl›m da benimle beraber ayn› odada 14 ay geçirdik. Cobol da personel program› yazd›k ve alay›n baflar›s› takdirname ile süslendi. Ama ayn› zamanda nokta nöbetleri ile bizi zorlayan geceler ve sabahlar da oldu Askerden sonra yine alt› ay süreyle babamla beraberdim köfteci olarak. Sonra içimdeki tasar›m aflk› yine depreflti ve Turgut Özal dönemiyle bafllayan televizyonun özelleflmesi star televizyonun aç›lmas› ve ekranda gördü¤üm ola¤anüstü renkli perspektifli animasyonlar beni mest etti ve dedim ki bu adamlarla çal›flman›n bir yolu olmal› ve baflvuruda bulundum üç gün sonra haber geldi… Çok büyük bir heyecanla starda keyifli günler bafllam›flt› haber merkezi grafikleri ile Birlikte spikerlerin eksiksiz okumalar›n› sa¤layan promter ile yaz› ak›tma iflini de yap›yordum iki y›l sabah 9 gece 2 çal›fl›yordum ayda 15 gün tatil 15 gün mesai yap›yordum. Bir gün Amiga da animasyonlar yaparken müdürümüz Zerrin Ero¤lu yapt›¤›n çal›flmalar› tan›t›m bölümüne gösterelim dedi ve heyecandan dilim dama¤›m yap›flt› Fanus içinde yüzen k›rm›z› bir Japon bal›¤› animasyonu hayat›m› de¤ifltirmiflti 1 milyon dolarl›k bir yat›r›m olan Harry House ile tan›flt›m ve Softimage 3D ile 4 y›l daha orda güzel ifller yapt›m program jenerikleri reklamlar packshotlar haz›rlad›m. Hayattan ve sevdiklerimden en çok övgüler sevinçler ald›¤›m y›llard› 1998 y›l›nda yollarimiz ayr›ld›… Kriz herkesi vurmufltu asgari ücretin 5 kat›n› al›rken 6 y›l sonra askeri ücretin üzerine ç›kamam›flt›k. 0 zamla 3 y›l çal›flt›m… Yapt›¤›m ifller benim için referanst› ve bofl bir adam olamad›¤›m› anlad›m. fiu an freelence çal›fl›yorum ama dünya yine krizde baflar›m› yurt d›fl›na da tafl›mal›y›m. Art›k bunu anlad›m.
Marmara Üniversitesi Atatürk E¤itim Fakültesi Bilgisayar ve Teknoloji E¤itimi Bölümü’nden Ö¤retim Görevlisi Cahit Cengizhan Uzaktan e¤itim konusunda sorular›m›z› cevaplad›: Genel olarak bilgisayar destekli E¤itim, uzaktan e¤itim, internet tabanl› e¤itim e-ö¤renme kavramlar›n› aç›klar m›s›n›z? Bilgisayar destekli ö¤retim,ö¤renen kiflinin bilgisayar klavuzlu¤unda ö¤renme içeri¤inin bilgisayar arac›l›¤› ile sunulmas›n›, al›flt›rma tekrar, test ve s›navlara girme gibi bir çok etkinlik için bilgisayar›n kullan›lmas›n› kapsamaktad›r. Uzaktan e¤itim ise ö¤renen ile ö¤retmenin ayn› yerde bulunmad›¤›, yap›l›fl tarz›na göre efl zamanl› ya da efl zamans›z, ö¤renme kaynaklar›n›n uzaktan ö¤renene ulaflt›r›lmas›n› ifade etmek-
Bilgi Teknoloji s›n›flar›n›n iflleyebilmesini ve okullar›n bilgi teknolojilerine e¤itim amaçl› adaptasyonunu sa¤lamak amaçl› olarak Biliflim teknoloji ö¤retmenlerine görevleri d›fl›nda her ifli yapt›r›yor. Okulda yaz›c›ya k⤛t s›k›flsa, müdürün interneti kopsa kabak Biliflim Teknoloji ö¤retmenine patl›yor. Evin yolunu zor tutan ö¤retmenler düflük maafla talime diyor. eni görevleriyle birlikte haftal›k 6-10 saat aras›nda derse girebilirler. Di¤er zamanlarda bilgi teknoloji s›n›flar›nda bekleyecekler. Verilen görevin zorla verilmesi tepkilerin bafl›nda geliyor. Okullar›ndaki di¤er flube ö¤retmenlerinden çok daha fazla çal›flmalar›na (08:00 – 17:00) ra¤men onlardan daha az ücret ald›klar›n› söylüyorlar. Biliflim Teknolojileri ö¤retmenleri; 1992 y›l›ndan beri okullardaki Bilgi Teknoloji s›n›flar›n› ayakta tutmak ve okullar›n Biliflim teknolojilerine adapte etmek için çal›fl›yor. Fakat sürekli olarak görevlendirmelerle bu ifli sürdürmekte olduklar›n› ifade ettiler.
Y
BÜYÜK KAYNAK AKTARILDI AMA... Di¤er ö¤retmenlerin sürekli olarak siz ne ifl yapars›n›z ithamlar›na maruz kald›klar›n› hatta ö¤rencilerin hocam siz ö¤retmen misiniz sorular›na muhatap oluyor, okullar›n Biliflim Teknolojileri ile bütünleflmesi yönünde emek vermeye çal›flt›klar›n› ifade ettiler.MEB; e¤itim kurumlar›n›n Bilgi teknolojileri ile bütünleflmesi için az›msanmayacak kaynaklar aktarm›fl, çok büyük miktarda
paralar harcayarak Bilgi Teknoloji s›n›flar› kurdu. Çeflitli firmalarla anlaflmalar imzalayarak (Cisco, ‹ntel, Adobe, Microsoft’un bulundu¤u tüm bu yat›r›mlar› e¤itim sahas›nda hayata geçirecek olan Biliflim Teknoloji ö¤retmenleri görevlerini tan›mlamaya, sorunlar›n›n gidermeye dair çal›flmalar›n yetersiz kald›¤›n› unuttu. Ö⁄RETMENLER ÇOK DERTL‹ Konu ile ilgili olarak görüfllerini ald›¤›m›z ö¤retmenler s›k›nt›lar›n› ve çözüm önerilerini flu flekilde ifade etti… S.B (Kayseri); “Rehber ö¤retmenler gibi hem sabahç› gruba, hem de ö¤lenci gruba rehberlik edecek flekilde 09:00 – 15:00 saatleri aras›nda mesai yapmal›d›r.” Ü.B (Sivas); ”.Bakanl›k. Dyned, Thinkqu-
WiiSpray ile Yasal Graffiti
est, Meb Vitamin projeleri ile internet üzerinden çal›flmakta. Okullarda çal›flmakta kulland›¤›m›z internet hatt› filtre kullan›ld›¤› için çok yavafl çal›flmakta. Bakanl›¤›m›z›n Telekom’la da anlaflarak teknik alt yap›y› güçlendirilmesi ve okullara sa¤lanan ba¤lant› h›z›n›n art›r›lmas› gereklidir” M.‹(istanbul);”Dersimizin karneye geçmemesi ve dersin seçmeli olmas› s›n›f disiplini konusunda zorluk yaflamaktay›z…” Ö¤retmenlerimiz dertlerini bir fliirle flu flekilde dillendirmifl…. ‹Y‹ K‹ B‹LG‹SAYAR Ö⁄RETMEN‹Y‹M Yoksa teneffüslerde can›m s›k›l›rd›, fiimdi ise bir oraya bir buraya kofluyorum.. Çay m›? Ne çay› içmeye f›rsat bulam›yorum.. Hem çay zaten zararl› diyorlar mutlu oluyorum.. ‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim.. Ö¤rencilerimi tan›maya f›rsat›m da olmuyor, Haftada 40 dk görüyorum.. Simalar› hafif tan›d›k gelse yetiyor.. Ö¤renciler dersimi de ciddiye alm›yorlar.. Çünkü ben not falan vermiyorum.. Hem ciddiyet notla m› olur ne gere¤i var diyorlar,susuyorum.. ‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim..
Bir çok ülkede suç olarak kabul edilen graffiti, art›k yasak olmaktan ç›k›yor. Nintendo’nun gelifltirmeye devam etti¤i oyun konsolu olan wii geçti¤imiz aylarda WiiSpray’i sat›fla sundu merika Birleflik Devletlerinde y›lda 4 milyar
A dolar, Avrupada ise 1 milyar dolar boyanan yerleri temizlemekte kullan›l›yor. Türkiye’de ise henüz tam oturmayan bu sanatla mücadele için kaç milyon liran›n çöpe gitti¤i bilinmiyor. Duvar, köprü, tren istasyonlar›, park ve telefon kulübeleri gibi yerlerde görülmesi muhtemel olan graffitiler Nintendo sayesinde salonlara tafl›nacak gibi duruyor. 2006 y›l›nda klasik oyun oynama tarz›n›n çok d›fl›na ç›karak Wii’yi gelifltiren Nintendo, geçti¤imiz aylarda WiiSpray’i sat›fla sunarak bu yasakl› sanat› sanal ortamda yasal hâle getirmeyi baflard›. Wiispray sayesinde oyun ve gerçe¤in bir araya geldi¤i bir sanal ortam yarat›l›yor ve oyuncu elindeki cihazla polis korkusu olmadan graffiti sanat›n› icra edebiliyor. Sprey boya üreticileri de durumdan pek rahats›z gibi görünmüyor. Flash
-34 Ali burada m›? -Evdeyim ö¤retmenim tedir. Uzaktan e¤itmin ilk uygulamalari mektupla ö¤retim ,radyo ile ö¤retim bu alanda ilk uygulamalard›r.‹nternet teknolojilerinin geliflmesine dayal› olarak uzaktan e¤itim genellikle bilgisayar›n Üstün özellikleri iletim ortam› olarak da ‹nternetin seçilmesiyle h›zla geliflmifl ve internet tabanl› e¤itim yayg›nlaflm›flt›r. Sonuç olarak ö¤renmeyi temel alan yaklafl›m, Bireyin elektronik ö¤renme kaynaklar›n› kullanarak gerçeklefltirdi¤i tüm faliyetler için e-ö¤renme olarak adland›r›lmaktad›r.
Ülkemizde yürütülmekte olan uzaktan e¤itim programlar› hangileridir? Ülkemizde uzaktan e¤itim, gerek resmi ya da vak›f üniversitelerinde program ya da Sertifika programlar› olarak , gerek özel kurumlarda ya da kurumlar›n kendi akademi Leri üzerinden çal›flanlar›na verdikleri dersler fleklinde yürütülmektedir.fiu an itibariyle 19 farkl› üniversite’de 30 farkl› ön lisans ve yüksek lisans program›na yaklafl›k 25 bin üzerinde ö¤renci ile yürütülmektedir. Uzaktan e¤itim programlar›n›n ö¤ren-
Bazen beni okuldan eve geldi¤imde de ça¤›rd›klar› oluyor, Hem ne yapaca¤›m evde gidip yine sorun çözüyorum.. ‹nternet ba¤lant›s›n›n yavafll›¤›n›n da sorumlusu benim ya, Eyvallah deyip geçiyorum.. ‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim.. Bu arada 10 parmak klavye kullan›yorum, ‹darenin yaz›lar›n› yazd›kça klavyem de müthifl h›zland›.. Bir de öyle kendimi gelifltirdim ki, E¤itim fakültesinde ö¤renmedi¤im, Projeksiyon sökme takma ifllerini de bu sayede ö¤rendim.. ‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim.. Ço¤u bana selam bile vermeyen ö¤retmenleri, ‹flleri düfltü¤ünde tan›ma f›rsat›m oluyor.. Yapt›klar›m için teflekkür almasam da, Yapamad›klar›m için ald›klar› surat ifadesi hofluma gidiyor.. ‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim.. Bazen okuldan saat akflam 5 gibi ç›ksam da, Çok flükür ek ders alm›yorum.. Maafl karfl›l›¤›n› müzik dersi ile dolduruyorum.. Bir de ekders alsam ay›n bafl›nda gidip, Bankamatik s›ralar›nda beklemekten korkuyorum.. ‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim.. Hep foto¤rafç›l›kla u¤raflmak istemiflimdir. Törenlerde o ifl de bana kal›yor.. En büyük hobim oluyor çekti¤im foto¤raflar.. Web sayfas›na koymak akflamlar› vaktimi al›yor ama; Ben koskoca bilgisayar ö¤retmeniyim.. Ço¤u zamanda dersim bölünüyor, Ezik bir ses; hocam bir bakar m›s›n›z diye ça¤›r›yor.. Ne yapay›m bilgisayar ö¤retmeniyim ya k›zam›yorum.. Ya yaz›c›ya ka¤›t s›k›flm›fl oluyor, ya kopmufl bir internet ba¤lant›s›.. Bazense durumu abart›p cep telefonum niye çekmiyor diyen de oluyor.. Eee malum koskoca bilgisayar ö¤retmeniyim ya, Olacak o kadar diyorum k›zam›yorum.. Yanl›fl anlafl›lmas›n, Bunlar için egzersiz vs. ücret alm›yorum. Eee ne olacak can›m, Koskoca bilgisayar ö¤retmeniyim ben… ‹yi ki Bilgisayar ö¤retmeniyim.. Sürçi lisan ettiysek ne mutlu.. (h.y)
ciler aç›s›ndan sa¤lad›¤› faydalar nelerdir? ‹nternet tabanl› programlar genellikle her yerden , her zaman , herhangi bir araç ile herkese sunulmaktad›r. Bu faydalar›n yan› s›ra efl zamanl› sistemlerde, ö¤renciler canl› olarak sorular›n› sorarak hemen yan›t alabilmekte, görüntü ve ses paylafl›m› ile ö¤retmenlerini canl› olarak izleyebilir, ö¤retmen ekran› ve ö¤retim materyallerini paylaflarak ö¤rencilere gönderebilir bu tür canl› oturumlarda ö¤rencilerin yoklama al›nmas› kimin o anda derste oldu¤u-
ve Wii Flash Server yard›m› ile oluflturulan proje sayesinde normal sprey boya kutusu gibi tasarlanan konsolun kullan›m› ile normal sprey boya kullanmak aras›nda pek bir fark yok. Aksine WiiSpray ile çok daha fazla özelli¤e sahip olabilmektesiniz. Yapman›z gereken tek fley, televizyon’un karfl›s›na geçip wiispray ile televizyonun üzerini boyamak. Bunlar›n yan›nda en farkl› özelliklerinden biri de flüphesiz flablon ile boyama da yapabilme imkân›. Yine konsol ile verilen flablon kumandas›n› televizyonunuzun üzerine koydu¤unuz zaman flablonunuzdaki resim ekran›n›zda beliriyor ve wiispray ile ekranda beliren flablonu boyayarak istedi¤iniz flekilleri de elde edebiliyorsunuz. Tabi ki bu teknolojinin grafiti tutkunlar›n› ne kadar tatmin eder, bilemiyoruz.
nun belirlenmesi için kullan›labilen bir yöntemdir. Eflzamans›z e¤itimlerde ise ö¤renci ö¤renme materyallerini kendisi çal›fl›r, ancak sistem yine ö¤rencinin ne zaman girifl yapt›¤›n› hangi etkinlikte ne kadar zaman kulland›¤›n› da ayr›ca takip edebilmektedir. Bu konuda Türkiye’de yeterince fark›ndal›k var m› ? Türkiye’de geliflmeye befllayan uzaktan e¤itim üniversitelerin yan› s›ra özel kurumlar›nda maliyetler aç›s›ndan üzerinde önemle durduklar› bir olgu olmaya bafllam›flt›r. Branfllara göre e¤itimi ö¤renciler web üzrinde nereden ulaflabilir? Üniversiteler ve kurumlar kendi portallar› üzerinden kullan›c› kontrolü olarak bu hizmeti vermekte-
dirler. Ancak yak›n zaman önce Anadolu Üniversitesi Yunus Emre ö¤renme sistemini genel kullanc›lara açm›flt›r. Bunun yan›nda Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n Ö¤retim Teknolojileri Genel Müdürlü¤ü bünyesinde de çal›flmalar yap›ld›¤› bilinmektedir. Uzaktan e¤itimde mezun olanlar nerede kariyer yap›yorlar? Üniversitelerden mezun olan uzaktan e¤itim ö¤rencileri di¤er mezunlarla ayn› hakka sahip olarak bir üst e¤itime ya da çal›flma hayat›na devam etmektedirler.Yüksek lisans programlar› ise genellikle çal›flan ya da mezuniyet sonras› yeni bir alanda kendisini yetifltirmek isteyen adaylara yönelik olarak yap›lmaktad›r.Benzer olarak üniversite ve özel kurumlarda bir çok alanda sertifika programlar› da yürütülmektedir.
11
TOPLUM ecidiyeköy ‹stanbul Meslek Edindirme Kurslar› Gazetecilik kursiyerlerini ziyaret eden Spor Yazar› Osman Tanburac›, 1970 senesinde bafllad›¤› gazetecilikte zaman›n insan› dalgaland›ra dalgaland›ra bir yerlere götürdü¤ünü söylüyor. Tanburac›, önceleri hakem ya da futbolcu olan kiflilerin televizyonlarda ve gazetelerde elefltiri yapmas›n›n do¤ru olmad›¤›n› ifade ediyor.
i rac›: “Ben y u b n a T n e Osma den bir fl an Sabri n e b , r la r d seviyo Trabzon’ nc›m . r la r o iy a gizlem ›m. ‘Osm › y a y a r a i ’ fiener orular›m na s e v r e d a nas›ls›n?’ imsenin bu zam im. K d cevaplar. s›ndan söz etme › a fl kadar ark iysem yüzüne kar k zor. e Ne söyled Bu duruma gelm sin. ” k . söyledim rflunu yemeyece u Karn›na k
M
■ Futbol sizin için ne ifade ediyor? O.T.: Futbol sadece topun çimlerin üzerinde yuvarlanmas› de¤ildir. Onun gizli bir dünyas› var. O hayat› alg›lama, bir yaflam biçimi, insanlar›n hayata bak›fl aç›s›;ama maalesef bizde vur, k›r, parçala, bu maç› kazana dönüflüyor. Futbol sadece kin, intikam ifli de¤il, skorborda yaz›l› olan sonuç da de¤il, beden ve ruh sa¤l›¤›. Ama Türkiye’de maalesef ben seni nas›l yendim olay› oldu. Türkiye’de ma¤lubiyet insanlarda ne yaz›k ki bir namus olgusuna varan rahats›zl›k yarat›yor.Yurtd›fl›nda futbolun ve sporun alg›lanmas› fevkalade güzel; ama burada istedi¤imiz düzeye gelemiyoruz. Aidiyet duygusu çok önemli. Bir yerin gücünden istifade etmek anlam›na gelir. Neden bir Galatasaray, Fenerbahçe, Befliktafl tutulur da, Antalya, Diyarbak›r tutulmaz. Dünyan›n hiçbir yerinde bu yok. Liverpoollu Liverpool’u tutar, Barselonal› Barselona’y› tutar. Baban Fenerliyse Fenerli oluyorsun, annene düflkünsen annen de Galatasarayl›ysa, sen de Galatasarayl› oluyorsun. Kendi elinde olmadan bir yere aidiyet duygusu beslemeye bafll›yorsun. Ne zamanki bu kendini bilme dönemine giriyor, kiflilik oturmas›nda, o zaman çok büyük tiryaki oluyorsun. Galatasarayl›ysan, Galatasaray camias›nda olmak demek sana büyük bir kimlik kazand›r›yor. “Ben Galatasarayl›y›m;çünkü Galatasaray baflar›l›, UEFA kupas›n› alm›fl. Benim üzerime kimseyi tan›m›yorum.” diyorsun. Ne zaman ki Galatasaray yeniliyor, sen kendine kaçacak delik ar›yorsun. Evden d›flar› ç›kam›yorsun. Niye? O çok büyük fiyakan sars›ld›. Hâlbuki spor bu de¤il. Bunlardan neden bu derece etkileniyoruz, çözebilmifl de¤ilim. ■ Bir röportaj›n›zda 27 yafl›nda futbolu b›rakt›¤›n›z› söylemifltiniz. Gazetecili¤e hemen bafllamasayd›m diye piflmanl›k duydunuz mu? O.T.: Piflman de¤ilim. Bir tak›m hayat felsefelerim var. Keflke laf›n› hiç sevmem. ■ Futbol sonras› yorumlar› ve bu kadar çok
Futbola borcu olan
yorumcu olmas›n ‹SMEK Gazetecilik Kursunda konu¤umuz olan Osman Tanburac›, futbolu b›rakan kiflilerin borçlu oldu¤unu ve bu borcu yorumculuk yaparak ödediklerini söyledi. Gazetecilik ve yorumculuk e¤itimi olmayan bu kiflilerin ak›l satamayaca¤›n› belirtti. yorum yap›lmas›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Kendi yorumlar›n›z› izledikten sonra ne düflünüyorsunuz? O.T.: Çok müsterihim. fiimdiye kadar mahkemeye verilmedim, taraf›ma tazminat davas› aç›lmad›. Kimseye hakaret etmem. Ama Türkçeyi iyi kullan›yorum. Bazen de iyi vurgular yapar›m. O benim mesle¤imin bir taraf›. Futbolda on tane flart var. Bu on tane flart›, televizyonda seyrederken sen de benim gibi görüyorsun. Onlar› tekrar etmenin hiçbir manas› yok. Onlar›n üzerine ne katabilirim ki senin dikkatini cezp
edebilirim, ben bunun peflindeyim. ■ Gazetecilik e¤itimi almam›fl kiflilerin televizyonda ve gazetelerde yorum yapmas›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? O.T.:Bunu birilerini kötülemek için söylemiyorum;ama benim mesle¤imin bir haysiyeti olmas› laz›m. Osman Tanburac› yaz›yor dendi¤inde, bana güven duyulmas› laz›m. Ama ne yaz›k ki medyan›n gidiflat› “‹pte bas›n, bunu da yaz›n” haline geldi. Kimsenin birbirine güveni kalmad›. Futbola borcu olanlar ahkâm kesip ak›l sat›yorlar. Oynarken neredeydiler? Bunlar,
size ak›l sat›yor. Onlar›n böyle gazetecili¤i de yok. Allah yetenek vermifl, güzel top oynam›fl, vadesi dolmufl, flimdi gelmifl bir koltu¤a oturmufl, size yorum yap›yor. ■ Yorumlar neden bir hafta sürüyor? O.T.: Futbol o kadar güzel bir spor ki, herkesin yorumuna aç›k. Hakem hakk›nda bir bilgin var, taç hakk›nda, gol hakk›nda bir bilgin var. Çok kolay bir ifl futbol. Bir de toplumlar› sürükleyici bir fley. ‹nsanlar futbolla, kendini mutlu hissediyor. Futbol, herkesin ilgisini çekti¤i için de güzel bir fley. Dünyayla k›yaslad›¤›-
m›zda öyle. Dünyada Ahmet Çakar,Erman Toro¤lu gibisi yok. “Dur bakal›m al geri…” yok böyle bir fley. Herkes televizyonda bir kere ayn› h›zda geçiyor. Ondan sonra han›mefendiye soruyorlar, ne diyorsunuz diye. Han›mefendi: “Valla bir fley yok, buz gibi gol.” diyor. Al ileri, al geri hiç yok, yasak; çünkü hakem bir seferde görüyor. Öyle al geri, dersen sabaha kadar neler bulursun neler. ■ Kopma noktas›na geldi¤iniz anlar oldu mu? O.T.: Çok oldu. Öncelikle flunu itiraf edeyim, her meslekten daha güzel bir meslektir. Bir popülerli¤i var, sevgisi var. Ben bir kundurac› olsam, kimse beni fark etmeyecekti; ama flimdi hakl› haks›z bafl tac› oluyorum, bu güzel bir fley. Bütün dünyay› geziyorsun. Görmedi¤im yer yok. Böyle bir meslek sevilmez mi? Ama bu meslekte de tak dedirten olaylar oluyor. Telefon aç›yorlar, küfrediyorlar. Yeme¤ini beraber yedi¤iniz insanlar bunlar. Çok keyifli bir ifl yap›yorum;ama Türkiye do¤rular› içine sindiremiyor. ‘’Bu adam sa¤ aç›k oynayamaz arkadafl, bundan daha iyisi varken bunu neden oynat›yorsun.’’ diyorsunuz, ertesi gün de iflten kovuluyorsunuz. Böyle bir ahlaks›zl›k olmaz.Buna ra¤men, zorluklar›na katlan›nca dünyan›n en güzel ifli. ■ Bu noktaya gelmek için neler yapt›n›z? O.T.: Senin gördü¤ünün d›fl›nda bir fley yazmad›m. Golse, gol dedim. Arkalardan dolan›p bin bir dereden su getirmedim. Bir süre sonra dendi ki: Tamburac› dili sivridir, haflindir;ama kambura yatmaz. Beni Befliktafll›s› da sever, Fenerbahçelisi de sever, Galatasarayl›s› da sever, herkes sever. ■ 40 sene sonra bir Osman Tanburac› daha gelir mi? O.T.: Bir Osman Tanburac› olur. Dilinizi iyi kullan›n, mert olun, dürüst olun, ödüller, taktirler gelir sizi bulur. Ama yan yollara sapar, reyting u¤runa koflarsan, insanlar›n beklentilerini, umutlar›n› bofla ç›kar›rsan olamazs›n.
KURS‹YERLER‹N GÖZÜNDE t›.. t a k y e fl k o ç a ‹SMEK hayat›m lmad›¤› uriyetim o Hiç mecb evams›zl›k deyse hiç d halde, nere ta bir çok gitti¤im kurs yapmadan .. Belki gaim, gelifltim fley ö¤rend ama art›k ayaca¤›m zeteci olam ok daha bakarken ç bir gazeteye üflünecefazla fley d birinden ¤im... Bir , siyasi yafl, e¤itim k çok görüfl olara lar kayfarkl› insan sonranaflt›k... ‹fl n yors› günün e rinde gun saatle önülbile can› g rek den isteye
‹SMEK
mdan çok .. Her bak› devam ettik m ‹smektlu ayr›l›yoru kazançl› mu bunun için y'den... Ve Mecidiyekö Hüzünlü innettar›m. ‹smek'e m rkadafllar›ünkü ne a de¤ilim... Ç de ‹smek'i p hocay› ne m› ne Rece enim için m..‹smek b b›rakm›yoru edecek. di... Devam daha bitme Ebru Özer
Dünyan›n en flansl› ö¤renc ileriyiz biz. Ku gazetecilik e¤ rsa bafllarken itimi bekliyord teorik bir uk. Oysa bir ho çevresini sefe cam›z var ki tü rber etti bizle m re , kim i savafl muhab foto¤rafç›l›¤›, irli¤ini anlatt›, kimi zaman ga kimi zete binalar›n sergileri arfl›n a gittik kimi za latt›. ‹smek’e man bize bu imkân› teflekkürlerim sundu¤u için i sunuyorum. sonsuz Ö¤renmeye âfl Ö¤retmenin de ›k bir deliydim . aflk oldu¤unu ö¤rendim. Zahide Kocao ¤lu Çavufl
DÜNYANIN E N BÜYÜK E⁄ ‹SMEK, ‹stanb ‹T‹M MERKEZ ul’da ücretsiz ‹ vermifl oldu nat ve mes
¤u üst düzey lek e¤itimi ku sarslar› ile, Dün merkezi halin ya ’n ›n en büyük e¤iti e gelmifl ve m ö¤renmek iste sat eflitli¤i sa yen herkese ¤lam›flt›r. Takd de f›rire flayan bu y›, eme¤i geçe çal›flmalardan n herkesi gönü dolalden kutlar, sa yg›lar›m› sunar›m. Hüs eyin Salur
Tesadüfen aç›k oldu¤unu gördü¤üm kursa baflvurmakla ne kadar do¤ru bir karar verdi¤imi flimdi anl›yorum. Belki gazeteci olamayaca¤›z. Ancak gazetecili¤in ne demek oldu¤unu art›k bilen kiflileriz. Ve her fleyden önemlisi, hayat›m›z boyunca sürecek olan mükemmel dostluklar san›r›m bu kurstan geriye kalacak en de¤erli fleylerden sadece biri… Eray Karayel
"Bu kursta kendimi ve çevremi geliflirken ve de¤iflirken farkl› aç›lardan gözlemleyerek tan›ma, de¤erli uzmanlar›n tecrübelerinden yararlanma ve çok de¤erli arkadafllar edinme imkan› buldum." Okan Baldil
tlarda, var nkmifl ki haya i Olmayan bir re kimi iflten geld dirdi yaflam›, en er nl zl fle yü la z uy olufl uykusu uldan; b›kk›n, ok i m ki ›fl n, m g› ak yorgun ar bir dünyaya i anda baflka bilgi vard› kap›dan girdi¤ vard› burada, i vg se kü ün önemlisi gibiydi;ç her fleyden de , en ey kl be i e¤imizi ö¤renilmey ucumuzda et r bi i is nd ke s›n›rlar›n› hayat›n ta uhayyilemizin m da ra bu z bi ›k. çekifltirirken, lamay› baflard utlulu¤u yaka m ve ›k ad rl zo fiükran Çiftçi
Kad›n bak›fllar›yla saha içi Y›ld›z Teknik Üniversitesi Foto¤rafç›l›k Bölümü’nden mezun olan Ayten Kaya’ya, foto muhabiri olarak çal›flt›¤› Zaman Gazetesi’nde yapt›¤› iflin incelikleri, keyifli yanlar› ve zorluklar›yla ilgili sorular›m›z› yönelttik.
u ifli seçme nedeniniz futbol sevgisi miydi ? Futbolu sevmezdim;ama kendi yapt›¤›m ifl d›fl›nda baflka bir fleyler yapmak istedim. Bu ifli denedim ve gerçekten çok da güzel geldi. ■ Hangi tak›ml›s›n›z ? Tak›m tutmuyorum; çünkü hepsi ayn› fley asl›nda. Mesela, bu sene Fenerbahçe flampiyon oluyor, seneye baflka biri oluyor. Bunlar›n hepsinin biraz yalan oldu¤una inan›yorum. (Gülüflmeler) ■ Maç esnas›nda çekti¤iniz ve o an› yakalad›m dedi¤iniz foto¤raf›n›z›n tarz›n› ö¤renebilir miyiz? Kendinden geçmifl ve coflkuya kap›lm›fl bir seyirci foto¤raf›m vard›, o çok güzeldi. Bundan öncesinde de bir kaleci foto¤raf› çekmifltim.O, kalecinin kovulmadan önce yedi¤i en son goldü ve bir tek bende vard›. ■ Sadece futbol maçlar›n› m› izliyorsunuz, yoksa atletizm müsabakalar›n› da takip ediyor musunuz ? En çok futbol a¤›rl›kl›;ama futbol maçlar› genelde akflam vakitlerinde yap›ld›¤› için daha erken saatlerde ve bofl oldu¤um zamanlarda
B
di¤erlerine de gitmeye çal›fl›yorum. ■ Maçlar› hangi marka makine ile izliyorsunuz ve objektifle birlikte toplamda ne kadar a¤›rl›k tafl›yorsunuz? Makine Canon Mark III ve objektif olarak da genelde
sabit dedi¤imiz 300’ile çekim yap›yoruz. A¤›rl›¤› laptop ile birlikte 20 kg kadar oluyor. ■ Neden bu objektifle çekim yap›yorsunuz? Futbol sahas› çok genifl ve oyuncular› kendinize yaklaflt›rabilme ad›na, ayn› zamanda da kareyi doldurabilme ad›na 300 gerekiyor. Bu noktada, 400 benim için daha do¤ru;ama hem daha pahal› hem de çok a¤›r.
200’lük objektifleri de yak›n› gösterdi¤i için kullanm›yorum. fiayet onu kullan›rsan›z, olay›n çok yan›n›zda olmas› gerekir ve o ana kadar da maç bitmifl olabilir. ■ Siz kaç kilosunuz ? 43 (Gülüflmeler) ■ Bayan gazeteci olman›n avantajlar› ve dezavantajlar› nelerdir ? Dezavantaj›n› flu ana kadar görmedim, diyebilirim;ama avantajlar›n› gördüm. Mesela benim yan›mda küfürlü konuflam›yorlar. Hatta taraftar beni görünce bazen susuyor. Bu gerçekten çok güzel. Öyle ki benim için birde slogan kullan›yorlar. ‘Allah’›n bize gönderdi¤i bir cezas›n sen.’ diyorlar. Tabi ki küfür edemedikleri için. (Gülüflmeler) Bunun yan› s›ra foto muhabirlerinin argo konuflmalar›na da müdahalede bulundu¤um oluyor. ■ ‹lk mesle¤e bafllad›¤›n›zda ald›¤›n›z tepkiler nas›ld› ? ‘Yok sen yapamazs›n, yok korkars›n, yok hava so¤uyunca gelemezsin.’ falan dediler;ama 3 y›l oldu hala gidiyoruz. (Gülüflmeler) ■ Sizin o saha kenar›nda herc ü merc içerisinde, ayn› zamanda da 20 kiloya yak›n a¤›rl›kla âdeta savaflman›z inan›l›r gibi de ¤il. Bunun yan›nda futbol topu da tehlike
yaratabiliyor mu? Çok fazla geliyor. Hatta bir defas›nda Lincoln’ün vurdu¤u bir top, objektifi gözüme kapak yap›yordu. (Gülüflmeler) Gözümün tam üstüne oturdu; ama Allah’tan fliflme veya daha baflka bir fley olmad›. ■ Süratle gelen bir fleyi hiç hareket etmiyor gibi durdurmak, o an› dondurmak nas›l bir duygu? Bu inan›lmaz e¤lenceli. Mesela Lincoln röveflataya kalkt› ve çeke bilen o an› çekti; ama daha sonra o an› yakalayamayan çevredekiler aramaya bafll›yorlar. fiayet siz çekmiflseniz bundan inan›lmaz bir keyif al›yorsunuz. ■ ‹stanbul d›fl›nda maçlara gidiyor musunuz ? Bir kere ‹stanbul d›fl›na gittim;ama genelde buralarday›z.