İşçininYolu 26/7/17

Page 1

26 TEMMUZ 2017

ORTADOĞU HUZUR BULURMU Kapitalist sistemin bütün devletleri, dünya işçi ve emekçilerine, dünyanın ezilen halklarına karşı aynı safta olmalarına rağmen, kesinti kabul etmez şekilde rekabet içindedirler ve bu rekabetin seyrine bağlı olarak çıkar çatışmalarında savaşlar dahil birbirlerini yok etmekten de kaçınamayacakları bir bumerang hareketine mahkûmdurlar. Dünyadaki ve bölgemizdeki gelişmeler, kâr için üretime dayanan bu sistemde rekabetin, pazar ve etki alanı için kavgaların, büyük güçlerin küçüklere baskısının, abluka, kuşatma ve savaşların kaçınılamaz olmakla kalmayıp bu yönlü birikimin arttığına işaret ediyor. Suriye’de devam etmekte olan savaş, dünyanın şimdiki zamanda en büyük iki nükleer gücünün Ortadoğu’daki fiili varlığı ve çekişmesi, ABD’nin Suudi Krallığıyla birlikte İran’a karşı giriştiği entrikacı politika, ABD-Çin ‘restleşmesi’, ABD’nin Latin ülkelerine yönelik baskısı ve Venezüella yönetimini yıkma girişimleri, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin Ortadoğu’ya yönelik politikaları, Katar’a karşı Suudi Arabistan ve Mısır başta olmak üzere çok sayıdaki bölge ülkesi yönetiminin başlattığı ilişki kesme ve yaptırım tehdidi, örneklerden sadece birkaçıdır. Katar’a karşı başlatılan boyun eğdirme hamlelerinin ABDSuudi kılıç dansının ürünlerinden biri olarak sahneye konduğu, Beyaz Saray şovmen ince açıklandı. Gerekçe “radikal ideolojilere verilen destek” idi! “Filistinli Hamas ve Mısır’da Müslüman Kardeşler’e verilen desteğin sona ermesi”, ilişkilerin düzeltilmesi için şart koşuldu. Bazı haber ajansları ise, Katar’a karşı uygulamaların Yemen’de İran’a yakın politika eğilimi göstermesiyle ilişkilendirdiler. Petrodolar zengini küçük Katar oysa Suudi krallık yönetimiyle birlikte Amerikan emperyalizminin bölgedeki işbirlikçileri arasında yer alıyor. ABD, bölgedeki askeri faaliyetlerinin bir bölümünü bu ülkedeki üslerden yürütüyor. Pentagon sözcüleri, başlatılan kuşatmaya rağmen, ABD ordusunun Katar’dan yürüttüğü Afganistan, Irak ve Suriye’deki operasyonlarında herhangi bir değişiklik yapılmayacağını açıkladılar. Bu demektir ki, kuşatmaya alma daha fazla uşaklığa zorlamaya yöneliktir. Artan gerginlik ve süren savaşlardan asıl zarar görenler ise, bölgemiz ülkeleri halkları başta olmak üzere dünyanın tüm işçi ve emekçileri olmaktadır. Dolaysıza savaş alanlarında yok edilenler, yaşam alanları tahrip edilenler, açlığa, yoksulluğa, işsizliğe sürüklenenler, hakları için mücadele yolunu seçtiklerinde karşılarına polisiye güçlerle çıkılanlar, dünyanın her yerinde işçiler başta olmak üzere kent-kır yoksullarıdırlar. Burjuvazi, emperyalist büyük güçler ve işbirlikçisi yönetimler bütün ülkelerde halkların karşısına bastırıcı, baskıcı ve sömürüye dayanan sistemin koruyucuları olarak çıkarken, mevcut sistemin sürdürülmesi dışında yol olmadığını; bu sistemin herkes için refah sağlayıcı, huzur içinde yaşamayı garanti edici olduğunu propaganda ediyorlar. Bu bir safsatadır! Kapitalizmi “huzur, güven ve refah sistemi” olarak gösteren propaganda ile kapitalizm ve burjuva devlet sisteminin gerçek niteliği her gün karşı karşıya gelir. Propagandanın örtüsü, maddi, görünür gerçekler tarafından parçalanıp atılır. O, huzursuzluk, güvensizlik, gerginlik ve savaşlar sistemidir; burjuvazinin en irilerinin kendileri de dahil olmak üzere, hiç kimse için sistematik bir güven ortamına olanak tanımaz. Sömüren ve sömürülenin; zenginlik ve yoksulluğun karşı karşıya durduğu bir sistemde huzur ve güven içinde yaşamak mümkünsüzdür. Sömürenin sömürülene, zenginin yoksula, güçlünün güçsüze tahakküm ve zorbalık sistemidir o. Varlığını sürdürdüğü sürece, burjuvazi dahil kimseye rahat yoktur. Bundandır ki, bu sömürü, baskı ve savaşlar sistemi sona erdirilmeksizin kimse huzur ve güven içinde yaşayamaz!

RESA

14

Çalışanlar kooperatiflerde geri adım atmayacak Kooperatif çalışanlarının örgütlü olduğu sendikalar Maliye Bakanı ile görüşme tarihinin belirlenmesini bekliyorlar. PASEİ-PEO, aynı işyerlerinde örgütlü SEK'e bağlı sendika ve Kamu Memurları Çalışanları Sendikası (PASİDİ) söz konusu görüşmenin bu ay sonuna kadar belirlenmemesi durumunda çalışanların birlikte greve giderek, yürüyüş düzenleyerek v.s. eylemlerle alacakları önlemlerin düzeyini yükseltecekleri uyarısında bulundular. PASEİ-PEO Sendikası Genel sekreteri Savvas Tulupos gazetemize, Kooperatif Merkez Bankasının kamuoyuna yaptığı açıklamada Genel Yönetim Kurulu tarafından onaylanacak beş yıllık bir plan yönünde adım atma arzusunda olduklarını ve çalışanlara neyi ne zaman vereceğini belirtti ve "Biz, bankanın yeni tavrını daha önce "Anlaşma Çerçevesi" temelinde üstlenmiş olduğu yükümlülüklerden kaçma uğraşısı olarak değerlendiriyoruz" dedi. PASEİ-PEO Sendikası Genel sekreteri Savvas Tulupos " Biz bunu kabul edemeyiz ve bankanın iş barışını arzulaması durumunda sendikaların önüne bir Çerçeve Anlaşması koyması gerektiğini vurgulamak istiyorum" görüşünü savundu. ortaya konacak çerçeve anlaşması aracılığıyla kooperatiflerin zor yoluyla birleşmesi döneminde sayılarının 90'dan 18'e ve 18'den de 1'e düşürülmesinde yaratılan eşitsizliklere birleşik ücret

politikası getirme ve uygulama taahhüdünün yaşama geçirilmesi gereğine de işaret etti. PASEİ-PEO Sendikası Genel sekreteri Savvas Tulupos' belirttiğine göre: -İki taraf Toplu Sözleşme ile ayrımcılıklardan ve aynı işverene çalışıp aynı görevi yapan çalışanlar için eşit olmayan yaklaşımlardan kaçınmak için tüm personel için benzer koşullarda istihdam üzerinde anlaşmalıdır. - Çalışanların taleplerinin karşılanması ve bankanın taahhütlerini yerine getirmesi için ekonomik kriz döneminde vazgeçilen hakların geri verilmesi için bir takvim üzerinde anlaşma sağlanmalıdır.

PASEİ-PEO Sendikası Genel sekreteri Savvas Tulupos bu arada çalışanların bu taleplerinden geri adım atmayacaklarını ve bunların kabul edilmemesi durumunda da eylemlerini yükseltecekleri uyarısında bulundu. " Eğer bankanın amacı yeni öneriler aracılığıyla çalışanların eylemlerini sınırlamak için zaman kazanmaksa, bunu kesin olarak başaramayacaktır" dedi. Hatırlanacağı üzere PEO, SEK ve PASiDİ üyeleri bankada 11 Temmuz tarihinde 24 saatlik başarılı bir grev gerçekleştirmişti. Üç sendika bu greve rağmen işverenin olumsuz tavrının sürmesinden ve 2014-2018 dönemini kapsayan özel anlaşmaya saygı göstermemesinden rahatsızlık duyduklarını da belirttiler.

SİDİKEK-PEO Hükümetten özelleştirme politikalarını terk etmesini istedi SİDİKEK-PEO hükümete özelleştirme konusunda en nihayetinde dogmatik politikalarını terk etmesi çağrısında bulundu. SİDİKEK, Meclis çoğunluğunun Özelleştirme Birimi'nin dağıtılması yönünde almış olduğu kararı da selamladı. Meclis Genel Kurulu 14 temmuz günkü oturumunda AKEL'in Özelleştirme Birimi'nin kaldırılması yasa teklifini görüşmüş ve oy çokluğu ile onaylamıştı. DİSİ ve DİKO ise bu kurumun bir başka isimle, "Devlet mülkiyetinin değerlendirilmesi birimi" ismiyle devamından yana tavır almışlardı. Maliye Bakanı da kurumun devamından yana tavır almıştı. SİDiKEK-PEO'ya göre Meclisin almış olduğu bu karar kar getiren kurumları özelleştirme politikasından vazgeçmesi için Hükümete güçlü bir mesajdır ve kamu aleyhine sermaye yararına "manifestodan" vazgeçilmelidir. SİDİKEK-PEO'ya göre Hükümet 2013'ten bugüne Troyka ile imzaladığı memorandum, daha sonra 2014 yılında özelleştirme konusunda Meclis'ten geçirdiği yasa ve kendi neoliberal "manifestosu" aracılığıyla her yolu kullanarak özel sermayeye hizmet verme mücadelesi içerisinde.

Bunun en yakıcı örneği de Limasol Limanı'nın ticari faaliyetlerini özelleştirilmesi oldu. Limasol Limanı'nda milyonlarca euro özel sermayeye aktarıldı. Buna ilaveten Hükümet Liman harçlarını yükseltti, Limanının rekabet gücünü azalttı. Hükümet, Limanı özelleştirirken yaptığı anlaşma çerçevesinde özel kesimden alacağı bazı hakları elde etmek için gerekli mekanizmayı da hala yaratmadı. SİDİKEK-PEO " çalışanların mücadeleleri ve Meclis kararı daha kötüsünü engelledi. Çalışanların, sivil toplum örgütlerinin mücadelesi ve Meclis çoğunluğunun kararı daha kötüsünü engelledi" vurgusu yaparak uygulanan politikanın kalkınmaya ve Hükümetin tekrarlamaktan hoşlandığı rekabete katkı yapmaksızın özel tekeller yarattığına dikkat çekti. "Artık bu dogmatik ısrardan vazgeçmeli ve son yıllarda ülke ekonomisinin büyümesine ve sosyal devlete özgürce katkı yapmalarını sağlamak amacıyla kurumların işleyişinde ve çağdaşlaşmasıyla ilgili sorunların giderilmesi için çalışanların önerilerini dikkate almalıdır" görüşünü savundu.

PEO, İstatistik Dairesi Müdür Vekili ile görüşmede bulundu Genel Sekreter Pambis Kritsis başkanlığında, aralarında Emek Enstitüsü (İNEK) Müdürü Pavlos Kalosinato'nun de yer aldığı PEO'dan bir heyet Devlet İstatistik Dairesi Müdür Vekili Stavros Karayorgi ile Kurum genel merkezinde bir araya geldi. PEO, istatistik verilerle ilgili konuların daha iyi işlenmesi amacıyla sosyal ortakların da katıldığı İstatistik Dairesi'nin aktif üyelerinden biri. PEO bu çerçevede gözlemleri ve önerileriyle iş yaşamının ve sosyal yaşama ilişin sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacak analizler için sürekli gözlemler ve önerilerle Daire'ye katkı sağlıyor. İstatistik Dairesi'ni ziyaret eden PEO heyeti kurum'un çalışmalarında doğru yönde adımlar atılıyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bununla birlikte daha da ileri boyutta iyileşme için alanın var olduğuna dikkat çekti. Sistemli bir biçimde iş yaşamı ile ilgilenen ve bu alanda çalışmalar yapan İNEK-PEO'nun kar amacı gütmeyen sivil bir toplum kuruluşu olarak herkes için ulaşılır olduğuna vurgu yaptı. İstatistik Dairesi Müdür Vekili ise ziyaret için PEO'ya teşekkür etti ve var olan işbirliklerinin çok iyi bir düzeyde ve yararlı olduğunu söyledi. gerçekleştirdikleri görüşmeyi de üretken olarak niteledi ve PEO'nun gündeme getirdiği önerileri dikkatli bir biçimde inceleyip değerlendireceklerini belirtti.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.