İşçininYolu 31/1/18

Page 1

31 OCAK 2018

SPOR ve SİYASETE DAİR ABD’nin önde gelen dergilerinden New Yorker, bu hafta klasik kapaklarına bir yenisini ekledi. 2018’in üçüncü New Yorker kapağında 2017’ye damgasını vuran iki sporcu ve mirası eskimeyecek bir demokrat vardı: Colin Kaepernick, Michael Bennett ve Martin Luther King. Ressam ve İllüstratör Mark Ulriksen, kapağı çizmeden önce kendine “King bugün yaşasaydı ne yapardı” diye sorduğunu söylüyor ve ardından onun 1964 Nobel Barış Ödülü törenindeki “Yaratıcı mücadele” konuşmasını hatırlatıyor. King bu konuşmasında “Irkçılığı, eşitsizliği sona erdirmek için sürdürülecek uzun erimli bir yaratıcı mücadeleden” bahsediyordu. Trump ve NFL patronları tarafından işsizliğe zorlanmadan önce San Francisco 49’ers’ın quarterback’i olan Colin Kaepernick’in 2016’da başlattığı protesto tam da böyle bir ‘yaratıcı mücadele’ örneği. NFL’de her maç öncesi okunması zorunlu olan milli marş sırasında ayağa kalkmayıp diz çöken Kaepernick, kısa sürede ülke genelinde polis şiddeti, ırkçılık ve ekonomik eşitsizlik sebebiyle yaşanan hoşnutsuzlukların spor aracılığıyla daha görünür hale gelmesini sağladı. Yola yalnız başlayan Kaepernick, bugün NFL’den NBA’ya pek çok sporcu “yoldaş”ıyla “yaratıcı mücadele”yi sürdürüyor. “Spor sayesinde edindiği ayrıcalıklı platformu, sesini duyuramayan çoğunluk için kullanacağını” söyleyen Kaepernick, öyle büyük bir etki yarattı ki, 2017 yılında ABD’nin en prestijli dergilerinden Sports Illustrated’in “Muhammed Ali mirası” ödülünü kazandı. Elbette, toplumsal mücadeleyle birlikte yürüyen, birbirini besleyen bir ilişki söz konusu. Kaepernick, bir toplumsal hareket “yaratmadı”, -zaten bu hiçbir zaman bireyin marifeti olamaztoplumsal hareketin görünürlüğünün artmasını sağladı. ABD, bundan 10 yıl öncesine kadar sporu apolitik tutmayı başarmasıyla övünürdü. 1985 ve sonrasının en büyük spor yıldızı Michael Jordan’ın, onu kaçınılmaz olarak egemenlerle aynı safa iten apolitikliği smaçları kadar dikkat çekiciydi. Bu, “rol model” Jordan için bir erdem olarak görülüyordu. Bugünse tam tersi. Jordan’ın halefi LeBron James’in siyasi mesaj vermediği, Trump’a sataşmadığı, ırkçılığı lanetlemediği tek bir gün yok. Sporcular için politik gelişmelere dair söz söylemek artık bir zorunluluk haline geldi. Çünkü siyasi gelişmelerden birebir etkilenen sevenleri onlardan bunu bekliyor. Bu atmosferde Boston Celtics’in 21 yaşındaki yıldız adayı Jaylen Brown’ın Guardian’a verdiği röportaj çok konuşuldu. Brown, ırkçılık, sınıfsal eşitsizlik, Donald Trump, sporun sistemin köşebaşlarını tutanlar tarafından nasıl işlevselleştirildiğine dair konuşurken söyledikleriyle hayran bıraktı. Brown’ın deyimiyle “Ayrıcalıklıları ayrıcalıklı, yoksulları yoksul kılmak üzere inşa edilmiş engellerle dolu” “Amerikan makinesi” aslında Martin Luther King’in, Malcolm X’in, Muhammed Ali’nin, Kareem Abdul-Jabbar’ın, John Carlos’un, Tommie Smith’in isyan ettiği Amerika’ydı.ABD egemenleri, Martin Luther King’i reddedemeyeceklerini bildikleri için “zararsızlaştırmayı” seçmişti. Vietnam işgali sırasında “Savaşa değil refah devletine bütçe” diyen “Yoksul İnsanlar Kampanyası” örgütleyen, öldürülmeden önce temizlik işçilerinin grevine destek için Memphis’te bulunan Martin Luther King, bugün bu vurgularından arındırılarak sadece ırk eşitliği için mücadele etmiş bir isme indirgendi. Keza Muhammed Ali’nin ABD emperyalizmini mahkum edişi, John Carlos ve Tommie Smith’in Meksika 1968’deki mesajının ırkçılığa karşı olduğu kadar kapitalizme karşı oluşu unutturulmaya çalışıldı. Bugün de Kaepernick’in mesajları, Brown’ın röportajı ‘Amerikan makinesi’nin ırkçılığının ekonomik sistemle olan ilişkisine dikkat çekiyor. 1967’de Muhammed Ali’ye yönelik baskılara karşı Bobby Brown, Bill Russell, Kareem Abdul-Jabbar gibi isimleri bir araya getiren o meşhur fotoğraf, bir sporcu kuşağını simgeliyordu. Bu kuşak, Yurttaş Hakları Hareketi ve ötesindeki mücadelelerin doğal sporcu ayağıydı. Günümüzün sporcu kuşağı da 1960’lar ve ‘70’lerdeki bu bilinç seviyesini yansıtmaya başladı. “Yaratıcı mücadele” sürüyor.

RESA

14

Eğitimciler tam gün çalışma haklarının tanınmasını istiyor Tam Gün Okullarında İsteğe Bağlı çalışan İlköğretim Öğretmenlerinin çalışmaları maalesef resmi devlet tarafından tanınmamaktadır. Bu öğretmen grubu 2013 yılından beridir Anastasiadis Hükümeti’nin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hizmet alım sözleşmeleri imzalatılarak serbest çalışanlara dönüştürülerek mağdur edilmektedirler. Tam Gün Okul Girişimi Grubu, serbest meslekten dolayı işsizlik yardımı ve lisanslama fonu için haklarının elimine edilerek aşağılandıkları, ekonomik felakete uğratıldıkları ve diğer haklarının yanı sıra işsizlik parası tatil parası da alamadıkları suçlamasında bulundu. Bunun yanı sıra serbest çalışan statüsünde gelirlerinin %14,6’sını da Sosyal Sigortaya ödemekle yükümlüler.

Bu statüde çalışan öğretmenler maaşlarını da geç alıyorlar. Bunun yanı sıra Eğiti,m’de Yeni Atama Sistemi çerçevesinde bazıları 8 yıldan beridir tam gün çalışmakla beraber deneyimleri de yok sayılmaktadır. Söz konusu statüde olan öğretmenler hizmet alım rejiminin kaldırılmasını ve iş yasalarını garanti altına alan ve

bunları ilgili hukukun öngördüğü şekilde diğer öğretmenlerle memur olarak eşitleyen bir toplu sözleşmenin imzalanmasını talep ediyorlar. Tam gün serbest meslek sahibi statüsünde çalışan öğretmenler Devlet Eğitim ve Öğretim Enstitülerinde çalışan eğitimcilerin taleplerinin de karşılanmasını talep ediyorlar.

Kıbrıs Petrol Ürünleri Depolama Şirketi’nde toplu sözleşme imzalandı Kıbrıs Petrol Ürünleri Depolama Şirketi çalışanları ve Tarafların kabulü sonrası Sözleşme 23 Ocak günü şirket yönetim kurulu 2017-2018 dönemi toplu şirket genel merkezinde şirket Başkanı ile SİDİKEKsözleşmeleriyle ilgili Çalışma Bakanlığı’nın uzlaşma PEO ve SEK’in ilgili sendika Genel Sekreterleri önerilerini kabul ettiler. tarafından imzalandı. Antlaşma çalışanlşara 1 Şubat 2017 tarihi itibarıyla geriye dönük bir ve 1 Şubat 2018 tarihi itibarıyla yarım artış daha verilmesini öngörüyor. Sağlık Fonuyla ilgili olarak da kadrolu personel için 31 Ocak tarihi itibarıyla gerekli katkının ödenmesine devam edilmesi karar altına alındı. Her çalışanın bakmakla yükümlü olduğu her çocuğu için de işveren aylık bazda 6 euro ödeyecek.

Turizm sektörü çalışanları işverenlerin keyfi uygulamalarına karşı ayakta Turizm sektörü çalışanları otel sahiplerinin keyfi davranışlarına karşı devletten koruma istediler. Mağusa’nın özgür bölgesindeki otelelrde çalışanlar dün PEO’nun yönlendiriciliğinde eyleme geçtiler. Hükümetin hoşgörüsüyle otel sahiplerinin çalışanlara karşı tavrını protesto etiler. Otellerin kapalı olduğu dönemlerde işsizlik paralarını almada yaşanan gecikmeler karşısında Çalışma Bakanlığı’nın ilgisiz tavrından yakındılar. PEO’ya bağlı SİSKA sendikası üyesi yaklaşık 300 çalışan bir toplantı gerçekleştirerek sendikalarından geçen turizm sezonunda toplu sözleşmelerin uygulanması uğraşıları ve yeni turizm sezonu hakkında detaylı bilgi aldılar. Toplu Sözleşmelerin ihlali, haftada beş günlük çalışma hakkına uyulmamasını, tatil günleri hakkının tanınmaması ve 13. Maaşların ödenmemesi temel sorunlar olarak gündeme getirildi. Toplantıda Çalışma Bakanlığına sunmak için çalışanların taleplerinin tümünün yer aldığı bir de metin onaylandı. Sorunlarına çözüm.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.