3 Nısan 2018
Kıbrıs sorununun çözümü için diyaloğun yeniden başlamasını istiyoruz
UZUN İNCE BİR YOL İnsanlık tarihinin “düz bir çizgide” ilerlemediği uzunca bir süredir bilinen bir gerçek. Tarihin biriktirdiği sorunlar gerekli şartları sağladığında kendini aşarak çözüme kavuşurlar ya da başka yeni sorunlara yol açarlar. Ancak en nihayetinde tarih sıçrayışlarla beraber var olur. Zembereği kurulmuş bir saatten daha fazlasıdır tarih… Bu tür tarihsel anlarda toplumun yaratıcı yanı da açığa çıkar. Daha önce hiç fark edilmeyen ancak nüvelerini gördüğümüz düşünceler böyle dönemlerde açığa çıkarlar ve “yaygın” taraftar bulurlar. Sıkışma anları toplumların “yaratıcı” enerjisini açığa çıkartmak için hazırlık zamanıdır. Ancak bunun için öyle ya da böyle değiştirici bir güce ihtiyaç duyulur. Değiştirici gücü oluşturanların diğerlerinden temel farkı sorunların köküne inebilme becerisidir. Böyle bir güç “yaratıcı” bakış açısını da açığa çıkarır. Ancak bunu gerçekleştirebilmek için her şeyden önce “değiştirme” fiilini gerçekleştirebilecek bir düşünce zenginliğine kavuşmak gerekiyor. Günümüzde, bu düşünce zenginliği henüz açığa çıkmış durumda değil. Düzenin biriktirdiği sorunlara karşı
derdi
14
olanların “değiştirme” kudretine
kavuşamamış olması, biraz da “kısır döngüye” girilmiş olmakla alakalı. Dahası, böyle bir kısır döngünün sonucu olarak “yenilgicilik” her tarafa sinmiş durumda. Başta solun geniş bir kesimi “yenilgici” bir bakış açısıyla hareket ederek kısır döngünün içinde kayboluyor. Halbuki esas mesele taktik ile ilgili değil, strateji ile alakalı. Düşünce zenginliği bir dizi taktik ayarın ürünü olamaz. Bugün temel sorunu “bağımsız siyaset” olarak algılayamayan sol taktiği ne olursa olsun bir “çıkışı” aralayamaz. Bir çıkışa işaret edecek yegâne unsur emekçilerin temsiliyetini “elde etmek” için atılacak adımlarla sağlanabilir. Tartışılacak temel nokta; düzenin yaşadığı sağa kayışı ve halkın bu başlıkta yaşayacağı derin temsiliyet sorunudur. Solun üstesinden gelmesi sorun emekçilerin temsiliyetinin siyasette nasıl hayat bulacağı ile alakalıdır. Düzenin meşruiyeti ancak bu bakış açısıyla sorgulanabilir. İhtiyaç duyduğumuz en önemli şey değiştirme iradesi ve kararlılığıdır, teminatımız ise “sınıfsal” bakış açımızdır. Bunu bilerek yola çıktık, bunu bilerek yolumuza devam ediyoruz. RESA
PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis Kıbrıslıtürk sendikal örgüt KTAMS’ın 36. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada PEO’nun, Kıbrıs sorununun çözümü amacıyla görüşmelerin yeniden başlaması için mücadeleye devam edeceğini söyledi. Genel Kurul’da konuşan PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis PEO ile KTAMS’ın kardeşçe ilişkilerine ve iki sendikayı birleştiren ortak değerlere atıfta bulundu. “Ülkemizi ve halkımızı yeniden birleştirecek ve bütün Kıbrıslılar için barış ve refah koşullarını yaratacak iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümünü talep ediyoruz. Kıbrıs sorununun bugün içinde bulunduğu durgunluk çok tehlikelidir ve bu çıkmazdan Kıbrıs halkının tümü zarar görmektedir. Bu durumdan mutlu olanlar sadece yeniden birleşmenin düşmanlarıdır.” dedi. Pambis Kiritsis daha sonar da iki liderden de yeniden diyaloğa başlayıp, görüşme masasında bugüne kadar başarılanları dayanak
alarak, talep ettiğimiz sonuca ulaşmak hedefiyle samimiyetle yaratıcı bir şekilde çalışmaları yönünde üzerlerine düşeni yapmalarını talep ettiklerini belirtti. Konuşmasının sonunda da “Mücadelelerinizi izliyoruz ve ne kadar çetin koşullarda mücadele ettiğinizi biliyoruz. Sizinle dayanışma içerisindeyiz. Tüm güçlüklere rağmen, taksim ve statüko yanlısı güçlerin tepkisi ne kadar güçlü olursa olsun, sizinle aynı
yolda birlikte ilerlemeye devam edeceğiz. Bu, sınıfımızın idealleri uğruna fedakârca mücadele eden öncü emekçilere boynumuzun borcudur. Bu, emekçiler ve yurdumuz karşısındaki yükümlülüğümüzdür. ” gdile getirdi. KTAMS 36. Genel Kurulu’nda sendika Başkanı Ahmet Kaptan görevinden ayrıldı ve yerini sendikanın Genel Sekreterliği görevini yürüten Güven Bengihan’a bıraktı.
Ellerinizi Kooperatiflerden çekiniz Çalışanlar, çiftçiler sıradan halk ayağa kalktı ve Kooperatiflerin satılarak elden çıkartılmasına güçlü bir “hayır” dedi. Halk, 100 yıllık fedakarlarının ve emeğinin bir ürünü olan kooperatifleri Hükümetin satmasına müsaade etmeyecek. AKEL’in, PEO’nun da katılımıyla 23 Mart Cuma akşamı Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde düzenlediği eylem bunu ortaya koydu. Bu arada PEO konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Hükümet’in Kooperatif Merkez Bankası’nı yani kooperatifçiliği satma kararını şiddetli bir biçimde mahkûm etti. Kooperatiflerin satılması yönünde almış olduğu karar Anastasiadis Hükümeti ve DİSİ’nin bu yöndeki sistemli çalışmalarını da ortaya koydu. PEO konuyla ilgili açıklamasında “Çalışanlar Kooperatiflerin Hükümetin yönetiminde ucuz bir şekilde satılıp özelleştirilmesi olayı karşısında öfke ve hayal kırıklığı yaşıyor. Çalışanların, çiftçilerin ve ayrıcalıklı olmayanların 100 yılı aşkın emeği, fedakarlıkları satılıyor” görüşünü savundu.
Hükümetin Kooperatiflerin elden çıkartılması kararını protesto etkinliğinde konuşan AKEL Genel Sekreteri Andros Kipriyanu da Hükümet’in kooperatifleri satma kararı Kıbrıs ekonomisinin temellerine bomba konmasıdır” diyerek kooperatiflerin Kıbrıs Cumhuriyeti ekonomisinin amiral gemisi olduğuna vurgu yaptı. PASEİ-PEO, PASİDİ ve SEK de söz konusu gelişmeyle ilgili yaptıkları açıklamada istihdam koşullarının ve Kıbrıs Kooperatif Merkez Bankası ile personel arasında varılan anlaşmaların uygulanmaya devam etmesi gereğine işaret ettiler. Kooperatiflerde iş yerlerinin tümünün korunması gereğini de belirtirlerken sendikal hareketin hiçbir koşulda personelin işten çıkartılmasına ya da istifa etmeye zorlanmasına müsaade etmeyecekleri dile getirildi. Sendikal hareket Kooperatif Merkez Bankası’nda her tür gelişme ve iş koşullarında değişim konusunda bilgilendirilme talebinde de bulundu.
Hükümet Sosyal Sigortaların sorunlarının üstünü örtmekten vazgeçmelidir PEO yaptığı açıklamada Sosyal Sigortalar için gerçek bir rezerv oluşturmak ve Sigortaların rezervlerini yönetmede karar alma yöntemlerinin değiştirilmesi amacıyla Hükümet’in konuyu Sendikal Hareket ve İşverenler Örgütleriyle görüşmesinin bir zorunluluk olduğuna vurgu yaptı. PEO Hükümet’e bu sorunu görmezlikten gelmekten vazgeçmesi çağrısında bulundu. Konunun hem bugünkü hem de gelecek nesillerin sosyal devamlılığı açısından büyük önem taşıdığına vurgu yaptı. PEO açıklamasını Sosyal Sigortalar Yasası’nın öngördüğü Sosyal Sigortalar Fonu yatırımlarına yönelik bir raporun Meclis’e sunulması sonrası yaptı. Rapor Sosyal Sigortalar Fonu rezervlerinin içinde bulunduğu durumu ortaya koyuyor. 31 Aralık 2017 itibarıyla Fon’un rezervleri 7,4 milyar Euro ve bunun ancak 2010 yılında dönemin Hükümeti tarafından Fon’a aktarılan 300 milyon Eurosu gerçek. 300 milyon Euro da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa tahvillerine yatırılmış durumda. PEO konuyla ilgili açıklamasında “Sosyal Sigortalar Fonu Kıbrıs’ın en büyük sosyal fonudur. Çalışan, kendi iş yerini çalıştıran herkesin onurlu bir emeklilik geliri almak ve çalışma yaşamı süresinde gerek duyduğu farklı evrelerde destek beklediği bir kurumdur ve bunun için de gerek duyulduğunda Hükümet’in bunu güvence altına alma zorunluluğu vardır. Fon’un rolünün daha da genişletebilmesi için gerçek rezervleri olmalıdır” görüşünü savundu.