27 EYLUL 2017
ŞU YAPAY ZEKÂ MESELESİ Yapay zekâ telefonlarda, arabalarda, evlerde kısacası her yerde. Halen dünyada birçok alanda yapay zekâ çalışmaları yapılıyor. Peki, yapay zekâ tartışmaları, neden bu aralar tekrar gündeme geldi? Geçen ay Facebook’un kurucusu ve üst yöneticisi Mark Zuckerberg ile SpaceX ve Tesla gibi şirketlerin üst yöneticisi Elon Musk yapay zekâya ilişkin bir tartışma yaşadılar. Musk, bu teknolojinin gelişmesini “medeniyetin şimdiye kadar karşılaştığı en büyük tehlike” olarak tanımlarken, Zuckerberg ise bu açıklamasından dolayı onu bilgisizlikle suçladı. Yine aynı sırada Musk’ın içinde bulunduğu, 26 ülkeden 116 uzman imzaladıkları mektupta, yapay zekâ ile hedeflerini otonom olarak belirleyip onları öldürebilen robotların geliştirilmesinin engellenmesini Birleşmiş Milletler ’den istedi. Bu aybaşında ise Putin, yapay zekâ üretiminde lider olanın tüm dünyayı yönetecek olacağına dair bir açıklama yaptı. İleride bu robotlar insanlara karşı gelip, bizi yok mu eder bunu şu anda bilemeyiz. Ama bugün bilebileceğimiz tek şey sermaye grupları ve devletler tarafından yapay zekâ çalışmalarına büyük fonlar sağlandığı ve bunun boşuna yapılmadığı. Sermayenin kâr hırsıyla buraya gözünü diktiği aşikâr. Ve ne yazık ki kapitalizm elinde bu gelişmelerin, pek de insanlık yararına olamayacağı rahatlıkla söylenebilir. Sadece iki örnek düşünelim… Birincisi yapay zekânın silah sektöründe kullanılması. Devletler belli bir süredir insansız hava araçlarını kullanıyorlardı, şimdi ise kendi kendine karar verip bombalar yağdıracak araçlara sıra geldi. Artık karşısındaki çocuk mu kadın mı sivil mi demeden vuracak makineler savaşlarda yer alacak… Teknolojik olarak gelişmiş kapitalist ülkelerin vatandaşları yapay zekâ robotların savaşlarda kullanımı arttıkça daha az ölecekler ama bu, onların savaşlara duyarlılığını daha da azaltma riskini beraberinde getirecek. Ve onlar karşısındaki gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerin insanları ise ölmeye devam edecek… İkincisi ise çalışma yaşamına ilişkin… Fabrikalarda makineleri kırdığımız zamanı elbette geçeli uzun bir süre oldu. Makineler tam anlamıyla insan gücünün yerini alamadı ancak yapay zekâ yani otonom robotlar kimi mesleklerde insan gücüne ihtiyacı neredeyse bitirebilecek düzeye geliyor. Çünkü artık insan gibi karar alma yetisini kullanan robotlar yapabiliyoruz. Diğer sorunlar bir yana bunun, kapitalizmde emekçiler açısından işsizliğin daha da artması anlamına geleceği pekâlâ söylenebilecektir. Bu iki örnek dahi bizler açısından bu teknolojik gelişmelerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bizlerin yapay zekâ konusundaki gelişmeleri ve buna dair politikaları yakından takip etmesi gerekiyor. Hem kapitalizme karşı mücadelede bu konuda ne yapabileceğini tartışabilmesi hem de kapitalizm sonrasında insanlık için yapay zekânın ne gibi yararlarının olacağını değerlendirebilmesi için… RESA
14
2018 bütçesi yeniden ısıtılmış tatsız bir yemektir Bakanlar Kurulu'nun onayladığı 2018 bütçesi ne yazık ki Anastasiadis Hükümeti'nin daha önceki bütçeleri ile aynı niteliğe sahip. PEO Sosyal ve Ekonomi Politikaları Sorumlusu Nikos Grigoriu bütçeyle ilgili olarak gazetemize yaptığı açıklamada "Ekonomide gerçek büyümeyi sağlayamayacak, hükümetin kendisinin doğrayıp attığı sosyal devleti tekrardan ayağa kaldırmayacak, yüksek işsizliği, halkın artan yoksulluğunu ve derinleşen eşitsizliği göğüsleyemeyecek, emeklilerin ve nüfusun ekonomik açıdan zayıf kesimlerinin sorunlarını çözemeyecek bir bütçe" tanımlamaması yaptı. Söz konusu bütçenin siyasi ve ekonomik felsefesinin çok sayıda olanların refahını değil az sayıda olanların çıkarını hedeflediğine vurgu yaptı. Nikos Grigoriu, Maliye Bakanı'nın toplumun ve çalışanların büyük sorunları üzerine odaklanacağına sağırlar diyalogunu ve yatırımlar konusunda vaatler politikasını sürdürme kararı aldığına dikkat çekti. Bakanın örneğin ücretler, özelleştirmeler ve sosyal devletle onurlu iş ve yeni iş yerleri açma ile sosyal devleti yeniden tesis
etme konularındaki tavrının, zorluklar içerisinde yaşam mücadelesi veren halkı değil, kalkınma karşıtı kemer sıkma politikalarının devamın amaçladığını ortaya koyduğunu belirtti. PEO Sosyal ve Ekonomi Politikaları Sorumlusu Nikos Grigoriu "Neoliberal Anastasiadis-DİSİ Hükümetinin ideolojik saplantılarının emeklileri, çalışanları ve toplumun ekonomik açıdan zayıf kesimlerini yoksulluğa sürüklediğini ve bu durumun da Kıbrıs'ı gelir eşitsizliğinde şampiyon yaptığı en nihayetinde anlamalıdırlar. Avrupa Komisyonu'nun kendisi
Kıbrıs ekonomisiyle ilgili son raporunda kriz döneminde çok yüksek işsizliğe ve özellikle de uzun süreli işsizliğe, çalışanların büyük kısmının düşük istihdamlı olarak çalıştırılmasına ve kötü çalışma koşullarına dikkat çekti. Çalışanlar, iyimser olmalarına müsaade edecek elle tutulur politika değişikliği görmek istiyor." dedi. PEO olarak, Hükümet ve Maliye Bakanı'ndan ekonominin ve toplumun pratik sorunlarının çözülmesine, çalışanlara, emeklilere ve nüfusun ekonomik açıdan zayıf kesimlerine yardımcı olacak gerçek büyüme politikalarına odaklanmalarını istediklerine vurgu yaptı.
AKEL 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Stavros Malas'ı destekleyecek AKEL, olağanüstü kongresinde Stavros Malas'ı destekleme kararı aldı. Kongede yer alan delegelerden 955'i Malas'ın desteklenmesinden yana oy kullanırken 3'ü karşı ve 5'i de çekimser oy verdi. AKEL Genel Sekreteri Andros Kipriyanu olağanüstü kongrede yaptığı konuşmada Stavros Malas'ın çevresinde, Kıbrıs'ı ileri taşıyabilecek, güven veren güçlü ve yetenekli bir grup oluşturduğu zafer seçimi olduğuna vurgu yaptı. Biri Kıbrıs'ı durgunluğa gömen ve diğeri de maceralara sürükleyenleri ret ederek adaylığı demagoji önermediği ve ne istediğini bildiği için Malas'ı seçtiklerini ifade etti. "Malas'ın oynanmakta olan oyununun döndürülmesinde bir güvencedir" dedi. Andros Kipriyanu konuşmasında Kıbrıs sorununa atıfta bulunurken de bir kez daha Kıbrıs sorununun çözümünde halkın umutlarıyla oynadığı için Cumhurbaşkanı Anastasiadis'i de sert bir biçimde eleştirdi. Müzakerelerin yeniden başlaması ve Türk tarafının Krans Montana müzakerelerinin başarısızlığı sonrası dayatmaya çalıştığı yeni oldubittileri ters yüz etmek için Anastasiadis'in samimi ve net girişimler üstlenmeye hazır olmadığına vurgu yaptı. Net ve samimi girişim üstlenecek yerde Birleşmiş Milletler'i ikna etmeyen tavır ortaya koyduğunu belirtti. AKEL Genel Sekreteri Andros Kipriyanu konuşmasında Kıbrıs sorununda "yeni strateji ve federal çözümün terkini" isteyenlere de seslendi Papadopulos ve Lillikas'ın seçim bürolarının bu yöndeki taleplerini işgal bölgesinde yerleşiklerin partisinin de ileri sürdüğüne dikkat çekti. Andros Kipriyanu iş yönetim ve hidro karbon konularına değinirken de Anastasiadis Hükümetinin tarihe çürüme, kibirlilik dönemi olarak geçeceğinin altını çizdi.