14H_Layout 1 24/11/2017 2:16 µµ Page 1
29 KASIM 2017
ÇOCUKLARA DAİR Çocuk hakları, yasal veya ahlâki olarak dünyadaki bütün çocukların doğuştan sahip olduğu haklardır. Çocuk hakları sadece eğitim, sağlık, barınma gibi ihtiyaçlarının karşılanması demek değildir. Çocukların, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunması da bu evrensel kavramın içerisindedir. Çocuk hakları, insan haklarından bağımsız düşünülemez. Günümüzde, dünyanın birçok yerinde meydana gelen şiddet, korku, baskı gibi insan hakları ihlalleri ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Bu durum çocukları daha çok etkisi altına almaktadır. Uluslararası Af Örgütü verilerine göre; az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, emek sömürüsü, pornografi, şiddet, yasa dışılık gibi olumsuz etkenlerin dahilinde, çocuk hakları ihlalleri daha büyük boyutlarda olmaktadır. Çocuklar, yetişkinlerden farklı fiziksel ve psikolojik özellikleri sahiptir. Büyüme ve gelişme çağı nedeniyle dış ortamların yıkıcı ve olumsuz etkilerine karşı toplumsal olarak korunmalıdır. Bu yaklaşım ve bilinçle, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi, Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi ile şekillenmiştir. 20 Kasım 1989 tarihinde; Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, 193 ülke tarafından onaylanmıştır. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin çok sayıda maddesi çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini desteklemektedir. Adı geçen sözleşmenin 6. maddesine göre her çocuk esas olarak yaşama hakkına sahiptir. Ek olarak, 24. madde gereğince her çocuk ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarından yararlanabilmelidir. Çocuklar, gerekli tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinden faydalanabilmelidir. İhmal edilen, sokağa bırakılan, istismara veya tacize uğrayan ya da işkenceye gören çocukların iyileştirilmesi ve yeniden topluma kazandırmasından devletler sorumludur. Çocukların en önemli haklarından biri Eğitim hakkıdır. Unicef’ tarafından 2015 yılında hazırlanan rapora göre, anne ve çocuk ölümlerinin önde gelen etkenlerinden biri, annenin eğitim düzeyinin düşüklüğü veya okuma-yazma bilmemesidir. Bu ve benzer araştırmalar göstermiştir ki çocuğun en temel hakkı olan yaşama hakkı ile eğitim hakkı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Eğitimsiz kalan insanlar; üretken biçimde çalışamazlar. Sağlıklarına özen gösteremezler, kendilerini ve ailelerini gereği gibi koruyamazlar ve kültürel açıdan zengin bir yaşam sürdüremezler. Geri kalmış ülkelerde çocukların eğitim haklarını kullanması önünde ciddi engeller vardır. Özellikle kız çocuklarının, bilgiye ulaşma, kişisel gelişim ve temel yaşam becerilerini kazanacakları eğitimden yoksun bırakıldıkları bilinmektedir. Dünya’da okula gitmeyen 6-11 yaşlarında 130 milyon çocuğun varlığından bahsedilirken, bu rakamın 73 milyonunu kız çocuklarının oluşturduğu düşünülmektedir. Kız çocukların eğitimine, günümüzde daha çok vurgu yapılmaktadır. Çocuk Hakları sözleşmesine göre, her çocuğun, temel yaşam hakkının yanında, nüfus kütüğüne kaydolma, isim, vatandaşlık ve mümkün olduğu ölçüde anne-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahiptir. Sözleşmeyi imzalamış olan her ülke, çocuğun kimliği, uyruğu, isim ve aile bağları dahil olmak üzere her türlü koruma hakkına saygı göstermekle yükümlüdür. RESA
14
PEO G. Sekreteri: Arzumuz çalışanlara hizmet etmek, hakları için mücadele etmek, kazanımlarını korumaktır PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis 27. Kongre çalışmalarını kapatırken yaptığı konuşmada, kongrenin sadece PEO’nun değil, PEO’nun tarihinin Kıbrıs’ın tarihi ile ve özellikle de ekonomik ve sosyal tarihi ile çakıştığından aynı zamanda Kıbrıs’ın da tarihine geçtiğine vurgu yaptı. Kongrede gerçekleştirilen zengin, yapıcı ve özlü diyalogta - Kriz döneminde verdiklerimizi geri almak için karşı saldırıya devam etmek gerektiğine, - Çalışma yaşamının düzensizleştirilmesine karşı çetin mücadele etmek gereğine ve -Çalışanların kolektif gücüne daha da fazla önem verilmesi gereğine vurgu yapıldığına dikkat çekti. Pambis Kiritsis Hayat Pahalığı Ödeneği’nin 1 Ocak’ta verilmesinin güvence altına alınmasını istedi. Önümüzdeki üç yıl içerisinde sistemin tam olarak tesis edilmesi mücadelesi verilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Diğer mücadele hedeflerini ise şöyle sıraladı:
-Sosyal devlet -Sosyal Sigortalar Kurumunun korunması -Emeklilikte 65 yaşın üzerinde tek bir gün dahi eklenmemesi -PEO’nun örgütsel yapısının güçlendirilmesi -Çalışanların taleplerini destekleyecek bir Hükümet oluşumu için Stavros Malas’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi için çalışılması. Pampis Kiritsis konuşmasında yeni mücadelelere tam olarak
hazır olduklarını da ifade etti. “İleri, başımızı yukarı kaldırıyoruz ve devam ediyoruz. Köklerimizden aldığımız büyük bir gücümüz vardır. Kongremizi tamamladık ve kararlı ve iyimseriz. Net tezlere ve bir çizgiye sahibiz. tüm kazalarda işyerlerinde herkese: Çalışanlara hizmet edeceğimiz, haklarını savunacağımız, kazanımlarını koruyacağımıza ilişkin güçlü inancımızı iletelim. Bu mücadelede, var olan zorluklara rağmen başarılı olacağız, çünkü güçlüyüz ve kararlıyız” dedi.
Pambis Kiritsis yeniden PEO Genel Sekreterliğine seçildi 27. Kongre’de seçilen PEO Genel İdare Kurulu 18 Kasım Cumartesi günü ilk toplantısını gerçekleştirdi ve Genel Sekreteri’ni seçti. Pambis Kiritsis Genel Sekreterlik mevki için tek aday olarak çıktı. PEO tüzüğü temelinde PEO’ya üye sendika genel sekreterleri de Genel İdare Kurulu’nun doğal üyeleri. PEO Genel İdare Kurulu daha önümüzdeki günlerde de yeniden toplanarak Federasyon yürütme kurulunu ve diğer yetkili organları seçecek.
Cumhurbaşkanı adayı Stavros Malas: Hiçbir çalışan korumasız kalmayacak PEO 27. Kongresi’ne katılan Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Stavros Malas delegeler tarafından sıcak ve coşkulu bir biçimde karşılandı. Kongre kürsüsünden çalışanlara, emeklilere, işsizlere ve tüm Kıbrıs halkına seslenen Malas, seçilmesi durumunda onların beklentilerine yanıt verecek politikalar izleyeceğini söyledi. Malas, çağdaş bir devlette ilerici bir hükümetin politika belirlemesinde sosyal diyalogu ve üçlü diyalogu kurumsallaştıracağını belirtti. Göstergelerin, -Alım gücünün 20 yıl geriye gittiğini, -Kıbrıs’ın sosyal eşitsizlikte birinci konumda olduğunu, -Geçici statüde ve kısmi çalışanların sayısının ikiye katlandığını -Halkın %27’sinin yoksulluk sınırları altına yaşadığını gösterdiğinde insanların gerçek yaşamlarının ne olduğunu çok iyi bildiğini ifade etti. Bu göstergelerin ardında taksitlerini ödeyemeyen, çocuklarına gerekli bakımı yapmak için gerekli parayı bulmayan aileler, geleceği belirsiz genç çiftler, öğrenimlerini yarıda bırakmak zorunda kalan öğrenciler, ilaç almaya para bulamayan emekliler olduğuna vurgu yaptı.
Kendi Hükümeti döneminde hiçbir çalışanın korumasız ve keyfi sömürünün rehini olarak kalmayacağını söyledi. İstihdam için asgari zorunlu koşulları (işe başlama asgari ücretini, 13. Maaşı, Ek mesai tazminatını, zorunlu tatilleri) belirleyen yasal düzenlemeler yapacağını belirtti. Bunun yanı sıra Toplu Sözleşmelerin uygulanmasını ve imzalandığı tüm iş koluna genişletilmesini yasal olarak güvence altına alacağını söyledi. Malas kalkınma alanında da yasal düzenleme gerçekleştireceğini, iş yasalarına ve toplu sözleşmelere saygı gösteren işletmelere devlet teşviği sağlayacağına dikkat çekti. Mesleki niteliklerin model olarak kurumsallaştırılacağını, meslek giriş kartı verileceğini ve bu şekilde ucuz ve eğitimsiz iş gücünün kullanımı ile mücadele edileceğini dile getirdi. Kıbrıs’ta iş gücünün iyileştirileceğini belirtti. Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Stavros Malas bunların yanı sıra emeklileri rahatlatacak önlemler alacağını, herhangi bir gecikmeye gitmeden Genel Sağlık Planı’nı uygulayacağını, Sosyal Sağlık Planını derhal uygulayacağını, İhtiyat Sandığında çalışanların uğradıkları haksızlıkların giderileceğini, çağdaş ilerici sosyal bir politika uygulayacağını da dile getirdi.