31 EKİM 2018
KRİZİN FATURASINI ÖDEMEK İSTEMİYORSAK İşçi sınıfının gücü, ortak talepler belirleyip bu çerçevede dayanışma iradesi oluşturabilmekten ileri gelir. Sınıf temelli bu dayanışma, işçilerin birbirlerini teker teker desteklemesi olmayıp, sendikalar aracılığıyla örgütlenecek bir güçtür. Nitekim sendikaların tarihsel işlev ve görevi de, işçilerin birbirleriyle giriştikleri rekabete son vermek ve çıkar çelişkisi içinde oldukları sermaye sınıfına karşı birleşmelerini sağlamaktır. Artan işsizlik baskısı, sermayeye fesih kolaylığı sağlayan güvencesiz istihdam biçimleri, kuralsızlaşan çalışma ilişkileri ve genişleyen enformel sektör emek gücü üzerindeki denetimi arttırırken, işçiler arasındaki rekabeti de perçinliyor. İşçilerin inanç, etnik kimlik ve siyasi parti tercihlerinin bir “karşıtlık” konusu haline getirilmesi ise dayanışma zeminini tümüyle ortadan kaldırıyor. Sınıf dayanışmasını engelleyen her türlü ayrışma aynı zamanda sınıfsal çelişkinin gizlenmesine de yol açıyor. Çünkü işçiler birlikte hareket etme gücünü yitirdiği ölçüde çıkar karşıtlığı sınıflar arasında değil de sanki işçi sınıfının kendi içindeymiş gibi algılanıyor. Bu ise burjuvazinin ekonomik çıkarları yanında ideolojik zaferinin de güvencesi demek. İşçilerin ekonomik kriz konusunda bile kutuplaştırılmış olması, sendikaların sınıf dayanışmasını örgütlemeye dönük tarihsel görevinin hâlâ geçerli olması bir yana ne denli acil ve önemli olduğunu da gösteriyor. Bunun için de örgütlenme meselesini üye sayısı, yürütülen politikaları ise sadece üyelere dönük savunmacı bir yaklaşımla sınırlandırmamak gerekiyor. En önemlisi de, sendikal rekabete dönük politikaların ihtiyaç duyulan geniş kapsamlı sınıf dayanışmasının önündeki en önemli engellerden biri olduğuna dikkat çekmek lazım. Farklı sektör, meslek ve örgütlerde yer alan işçilerin birlikte hareket etme olanaklarının genişlemesi, sendikaların sınıfsal çıkarlar ekseninde ortaklaşmasından, sınıfsal haklar konusunda ortak bir irade belirlemesinden geçiyor. Ekonomik krize karşı işçilerin haklarını ortak taleplerle savunabilmek ve bundan sonraki süreci de ortak talepler etrafında beraber yürüyebilmenin yolunu bulmak zorundayız. “Krizin faturasını ödememek” sloganını hayata geçirebilmenin yegâne yolu da bu. RESA
14
Barış ve Yeniden Birleşme en acil talebimizdir PEO, DEV-İŞ, KTOS, KTOEOS, KTAMS, BES, DAU-SEN και KOOPSEN barış ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi talebini bir kez daha yükselttiler. Sendikaların girişimiyle her iki toplumdan barıştan yana siyasi partiler, önemli şahsiyetler ve 70’in üzerinde sivil toplum örgütü temsilcisi bir araya gelerek Kıbrıs’ta barışın ve yeniden birleşmenin sağlanmasına gerekli katkıyı sağlamak amacıyla yapılabilecekleri ele aldılar. Toplantıyı organize eden örgütler adına PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis ve DEVİŞ Başkanı Hasan Felek birer konuşma yaptılar. Dimitris Hristofias ile Mehmet Ali Talat da etkinliği selamladılar. Yorgos Vasiliyu da etkinliğe destek mesajı gönderdi. AKEL Genel Sekreteri Andros Kipriyanu ve CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın da süreçle ilgili partilerinin görüşlerini ortaya koyan konuşmalar yaptılar. Toplumcu Kurtuluş Partisi Başkanı Cemal Özyiğit, Birleşik Demokratlar adına Kostas Yeorgiyadis, Yeni Kıbrıs Partisi Genel Sekreteri Murat Kanatlı, Sosyalist Parti Genel Sekreteri Mehmet Birinci ve İki Toplumlu Barış Girişimi adına Takis Hacıdimitriyu da etkinlikte selamlama konuşması yaptılar. Daha sonra da
katılımcılardan konuşmak isteyenler söz aldılar. Toplantıda sendikal hareket ve genelde ilerici insanlar için Kıbrıs sorununun çözümünün acil bir gereksinim olduğuna vurgu yapıldı. Kıbrıs sorunu çözümsüz ve adada taksimci statüko devam ettiği sürece ada çalışanlarının kazanımlarının kalıcı olamayacağının altı çizildi. PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis buluşmanın; milliyetçi emellere karşı çıkarak, "Kıbrıs’ın ve Kıbrıslıların çıkarlarını her şeyin üstünde tutan ve emperyalist müdahalelere karşı yıllardır istikrarlı bir şekilde mücadele eden işçi sınıfının ortak mücadelesinin ve faaliyetlerinin bir devamını teşkil ettiğini" söyledi. Kiritsis, Kıbrıslıtürk ve Rumların, Dünya Barış Günü’nde, “barış ve ortak vatanın yeniden
birleşmesi’’nden yana sesini yükselttiğini ifade ederek, Kıbrıs’ta çözüm için üzerinde anlaşmaya varılmış ortak zeminin mevcut olduğunu, "Kıbrıslıların, barış, güvenlik ve refah koşullarını yaratacak, ülkeyi ve halkı yeniden birleştirecek çözümün bulunması isteklerini ve kararlılıklarını bir kez daha haykırdıklarını" kaydetti. “Kıbrıs’ta hedefin; siyasi eşitliği olan, iki bölgeli iki toplumlu, tek egemenlikli, her toplumun etnik ve dinsel kimliğine saygı gösterecek ve herkes için barış ve güvenlik içerisindeki bir geleceği güvence altına alacak bir çözüm olduğunu” ifade eden Kiritsis, çözüm için taksim ve iki devlet mantığından uzak bir şekilde iyi niyet ve siyasi irade gösterilmesinin şart olduğunu belirtti.
İnşaat işçileri Sendikası çalışanları mücadeleye devam ediyor Uluslararası İnşaat İşçileri Sendikası Yürütme Kurulu 19-20 Ekim’de PEO Pervolya Dinlenme Tesislerinde toplandı. Toplantıya, inşaat sektörü ve sektör çalışanlarının durumunu ele alıp tartışan farklı ülkelerden 20 temsilci katıldı. Toplantı sırasında uluslararası örgütün faaliyetleri ve 17. Kongrede belirlenen örgütsel görevlerin yaşama geçirilmesi de değerlendirildi. Toplantının gündemindeki bir diğer konu da uluslararası ekonomik durum oldu. Bir dayanışma kararı onaylandı. Toplantının açılışını Uluslararası İnşaat İşçileri Yürütme Kuruluna ev sahipliği yapan PEO İnşaat İşçileri Sendikası adına Andreas Konstantinu yaptı. Toplantının ana konuşmacısı aynı zamanda PEO İnşaat İşçileri Sendikası Genel Sekreteri de olan Uluslararası İnşaat İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Mihalis Papanikolau’ydu. Papanikolau konuşmasında “Çalışanlar için zor bir dönemden geçiyoruz çünkü büyük sermayeye hizmet eden gerici güçler sosyal devleti ortadan kaldırmak ve iş ilişkilerinde düzensizleştirme politikalarını ileri götürmek, çalışanların sınıfsal sendikaları aracılığıyla örgütlü tepkisini ortadan kaldıracak bir politika güdüyorlar. Halk yaşamının tüm düzeylerinde uzun süren ve bir kriz yaşıyor. Üretilen zenginliğin adil olmayan bir biçimde paylaşılmaması ve her zaman daha büyük kar amacıyla örgütlenilmesi nedeniyle insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunların çözümü için bir umut yoktur (…). Sendikal hareketin mücadelesinin çok büyük önemi de burada ortaya çıkıyor. Uluslararası İnşaat İşçileri sendikasının saflarında mücadele ettiği DSF öncülüğünde iş kollarında ve genelde çalışanları ve genel olarak meşgul eden konularda her ülkede mücadele veriliyor.” dedi. Toplantıyı Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) adına PEO Genel Sekreteri de olan Pambis Kritsis de selamladı.