İşçininYolu 12/7/17

Page 1

12 TEMMUZ 2017

ARTIK ANALAR AĞLAMASIN Neden bu kadar zalim olduğumuzu konuşmamız gerek. Neden yaşantılarımız, değerlerimiz, duygularımız, kutsal saydıklarımız, edinimlerimiz giderek birbirinden uzaklaştı? Nasıl ve neden zalimleştik? Hakikate değer vermemekle ve hakikatin peşinden koşmamakla zalimleşmek arasında çok derin bir ilişki var. Hakikatin hükmüne zalimlerin dünyasında yer yoktur. Bilim insanlarının da vatandaşların da aslında hakikat ile ilişkisi aynıdır: Ya sorumluluk duyar gereğini yapar ya da inkâr edersiniz... İnkâr ettikçe kötülükten yana olursunuz. Nihayet kötü ve zalim olursunuz. Hakikatten canımız öyle istiyor diye kurtulamayız. Yok, saymakla, unutmakla kaybolacak bir hayalet değildir hakikat. Ve çok iyi biliyoruz insanlar arasında öyle temel bir dayanışma bağı vardır ki, her birimizi dünyadaki bütün haksızlık ve adaletsizliklerden, ama özellikle bizim tanıklığımızda veya bilgimiz dahilinde işlenen adaletsizliklerden sorumlu kılar. Şayet bunları önlemek için elimizden geleni yapmazsak, biz de zalim oluruz. Adaletsizlik varken, zulüm varken eylemsiz, bir şekilde seyirci kalanlar, olana bitene ortak olur. Barış bu topraklara kolay kolay gelmiyor. Neden? Hakikatler ile barışamadığımız için. Hakikat ile yüzleşemediğimiz için birbirimizle de yüzleşemiyoruz. Öğretilen ezberleri, yalanları birbirimize anlatmayı konuşmak sanıyoruz. Kendi ezberlerimiz tekrarlıyoruz. Ötekinin ne düşündüğü umurumuzda değil. Ötekini dinlemeye, anlamaya dair hakiki bir arzumuz, irademiz yok. Düşünmüyoruz. Sorumluluk almaktan o kadar çok korkuyoruz ki düşünmüyoruz. İnsanların aşağılanmalarına, acı çekmelerine, inkar edilmelerine, sessiz kalabiliyoruz. Hep sorumluluktan kaçmanın bir yolunu buluyoruz, bir şekilde kendimizi masum hatta mağdur ilan edebiliyoruz ve her hakikat talebini öteki kabul ediyoruz, hatta suçluyoruz. Bu bizi yüzyıllardır bir kolektif yalan üretiminin parçası haline getiriyor. Bugün yaşadığımız her kötülüğün kökü toplumsal tarihimizdeki hakikatlerle yüzleşmeye cesaret edemediğimizden ve böyle bir geleneğimizin olmamasından kaynaklanıyor... Hakikate değer vermemek, onunla yüzleşmemek zalimleştirir. Zalimlerin ise bir arada yaşama iradesi olamaz. Zalimler bir toplum oluşturamaz… Unutmayın lütfen eğer bir toplum olmak istiyorsak sadece hakikat kurtarır bizi! Barış hakikat ile gelir. İnsan olarak bizi değerli kılan tek şey eşitlik için özgürlük için adalet için ve barış için ödemeye gönüllü olduğumuz bedellerdir. Barış talebi her tür bedeli ödemeye değer, biz bedel ödeyelim yeter ki analar ağlamasın.” RESA

14

Çalışanlar yakıcı sıcakların insafına bırakılmamalıdır Çalışanlar, onların sorunları, iyi koşullarda çalışmaları, PEO'nun her zaman dikkat merkezindedir. Son dönemde Kıbrıs'ta hakim olan yakıcı sıcaklar çalışanların çalışma koşullarını bir kez daha gündeme getirdi. PEO işverenlere ve çalışanlara, aşırı sıcaklarda hangi koşullarda çalışılacağını belirleyen koşullara uymaları çağrısında bulundu. PEO konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada aşırı sıcakların çalışanların sağlığı için oluşturduğu tehlikeye dikkat çekti. Çalışma Güvenliği ve Sağlığı Yasası temelinde her çalışanın güven içinde olması ve uygun koşullarında çalışması gereğinin altını çizdi. Çalışanların aşırı sıcaklar altında çalışmaktan korunması hedefiyle 2014 yılında "Çalışanlar için Termal Stres Pratik Genelgesi" yayınlandığını hatırlattı. Söz konusu Genelge temelinde işverenlerin kendi ölçümlerini yapma ve sıcaklığın tehdit oluşturacak düzeye çıkması halinde çalışanların güvenliği için işi durdurma dâhil gerekli önlem-

leri almaları zorunluluğu var. Sonuç olarak çalışanlarının sağlığının tehlike altına girmemesi için gerekli önlemleri almak işverenlerin sorumluluğundadır. Genelgenin uygulanmasında Çalışma Bakanlığı İşyerlerini Denetleme Dairesi'nin de büyük sorumluluğu vardır. Daire özellikle yaz aylarında iş yerlerini daha sıkı denetlemelidir.

PEO Çalışma Bakanlığı İşyerlerini Denetleme Dairesi'ni çalışanların yaptıkları şikâyetleri derhal dikkate almaya ve söz konusu Genelge'nin öngördüklerini uygulamayan işverenlere ağır cezalar uygulamaya davet eder. PEO son olarak da çalışanlara sağlıklı ve güvenlikli koşullarda çalışma haklarına sahip çıkmaları ve bunları yerine getirmeyenleri gerekli makamlara şikâyet etmeye çağırır.

Sendikalar pozisyonlarında ısrarlı Hükümet ile PEO ve SEK arasında imzalanan Çerçeve Antlaşması'nın öngördüğü çalışmalar tamamlandıktan sonra SİDİKEK-PEO ve SEK'e bağlı aynı iş kolunda örgütlü sendikalar, Maliye Bakanlığı ile ilk görüşmelerini gerçekleştirdiler ve taleplerini sundular. Sendika temsilcileri Bakanlıkta net bir biçimde konuştular ve taleplerini gündeme getirdiler. Sendikaların talepleri şöyle: 1. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla çerçevesinde, mekanizmada ifade edildiği gibi /1/2017 ve 1/1/2018 tarihlerinden itibaren maaş artışı. Sendikalar maaşlardan yapılan kesintilerin bir kısmının kaldırılmasını, ek mesai tazminatlarına geri dönülmesini ve çalışanların bir kısmının karşı karşıya oldukları bir kısım yapısal sorunların da çözümünü istiyorlar. 2. İşe yeni girenlerin ya da süresiz çalışanların, Hükümet'in Mayıs ayı sonuna kadar öneri sunma

taahhütü temelinde İhtiyat Sandığı Fonu'na dahil edilmeleri gerekiyor. Aynı zamanda süresiz çalışanların istihdam koşullarına ilişkin öneri sunulmalıdır. 3. Hayat Pahalılığı Ödeneği gibi konuların gelişme halinde olan sosyal ortaklar diyaloğunda ele alınması. 4. Sendikalar bunların dışında (vergi muafiyeti/çocuk yardımı gibi ) genel öneme sahip konuları ve kurumlarda kadro sorununu ve dıştan hizmet alımı gibi yakıcı diğer konuları da gündeme getirdi. Maliye Bakanlığı, sendikaların görüşlerine yakın olmayan kendi görüşlerini masaya koymaya hazır olduğunu açıkladı. Buna karşı sendikalar tarafların en kısa sürede yaklaşımlarını netleştirmelerini 2018 yılı bütçesi hazırlanmadan önce bir anlaşma hedefiyle görüşmelere başlamalarını talep etti. sendikalar bu süreçte iş yasaları temelinde hareket edeceklerini de duyurdular.

Hükümetin sosyal diyalogtaki tavrı kabul edilemez PEO, Anastasiadis Hükümeti'nin üçlü işbirliği kurumuna ve sosyal diyaloğa saygı duymama tavrına karşı sessiz kalmayacağı uyarsında bulundu. PEO Genel Sekreteri Pambis Kritsis PEO Larnaka Konseyi'nde konuşurken üçlü işbirliği kurumlarının son dönemlerde gerekli saygıyı görmeyen sosyal işbirliğinin korunup geliştirilmesi olgusunun sendikal hareketin öncelikleri arasında olduğunu söyledi. Kritsis " Hükümet, Ekonomik Danışma Konseyi, Üretkenlik Komitesi ve diğer benzer üçlü işbirliği kurumları ve sosyal diyalog kurumlarına karşı tamamıyla ilgisiz ve bunları tam olarak işletmiyor suçlamasında bulundu. Sosyal ortaklar arasında geleneksel ilişkiler üzerinde de özel olarak duran Kiritsis iş yaşamıyla ilgili sekiz yasa tasarısı Meclis'in gündemindeyken herhangi özlü bir bilgilendirme yapılmamasının ve bu tasarıların İş Danışma Konseyi'nde ele alınmamasını da gündeme getirdi. Söz konusu kurumların öneminin sürekli bir biçimde aşağı çekildiğine işaret etti. "PEO'nun bu konularda sessiz kalmayacağı uyarısında bulunuyorum. Üçlü işbirliği kurumları ve İş İlişkileri Yasaları Kıbrıs'ta PEO'nun da katıldığı önemli ve belirleyici öneme sahip kurumlardır. " diyen PEO Genel Sekreteri sistemin dengesinin bu kurumlara saygıya ve özellikle de devlet dahil sosyal ortakların birbirlerine saygısına dayalı olduğuna vurgu yaptı. "Eğer devlet sosyal bir ortak olarak kurumlara saygı duymazsa Sendikal Hareket tavrını ve davranışlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaktır" uyarısında bulundu.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.