29 MART 2017
THERESA MAY’İN BREXIT VE İSKOÇYA ÇIKMAZI İskoçya Meclis Başkanı Nicola Sturgeon, pazartesi günü ikinci kez bağımsızlık referandumu yapmak istediğini açıkladığında bunun iki potansiyel cevabı vardı. İkisi de kendi çıkarlarına zarar verebilecek olasılıklar değil. Ya hükümet referandumu onaylayacaktı -böylece Sturgeon, başbakanın taviz vermesini sağlayacaktı- veya Theresa May bu talebi reddedecekti, böylece Muhafazakar Partinin İskoçların sesini bastırmak istediği söylenecek ve milliyetçi argüman güçlenecekti. Yani, ya 2014’teki referandum yeniden yapılacaktı ya da tekrar yapılması için argüman güçlenmiş olacaktı. Bu iki tatsız seçenek arasında kalan (Başbakan) Theresa May ikincisini tercih etti ve geçtiğimiz perşembe günü “şimdi” referandum zamanı olmadığını açıkladı. Başbakana göre referandum gerçekleştiğinde Brexit’in sonuçları yeterince net olmayacak bu yüzden İskoçların Birleşik Kırallık’ın beraberliği hakkında bilinçli karar verebilmesi mümkün olmayacak. Sturgeon’un buna cevabı şöyle; May’in kendi programında bile 2018’in sonlarına doğru bir netlik olması gerekiyor çünkü Brexit anlaşmasının Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması lazım. Avrupa milletvekilleri bu konuda bir karara varabiliyorsa, neden İskoç halkı da böyle bir konuda karar vermesi Sturgeon haklı olarak başbakanın kendi kafasına göre, Avrupa’ya aşırı şüpheci bakan İngiliz muhafazakarlara uygun bir Brexit tasarlamasına ve bu süreçte İskoçya halkının kararını dikkate almamasına önemli itirazlar sunuyor. May ise bir İskoç referandumunun Avrupa ile müzakerelerde sadece dikkat dağıtmak değil, aynı zamanda Avrupa’nın başkentlerinde Birleşik Krallık’ın geleceği hakkında cevabı olmayan sorulara yol açacağını söylüyor. Bu durum müzakereleri imkansızlaştırır. Sturgeon’ın yaptığı hesaba göre “sert bir Brexit” anlaşması, hiç seçeneği olmayan İskoçya’da bağımsızlık için desteği körükleyecektir. May ise halkın tercihlerini farklı tahmin ediyor, İskoç halkının çoğunlukla 2014’da yaşanan kargaşayı tekrar yaşamak istemediğini ve özerkliğe sahip İskoç hükümetinin aynı koşulda yönetmeye devam etmesini isteyeceklerini düşünüyor. Muhafazakar Partinin en son referandumda verdiği argüman halen ikna edici. Özellikle bağımsız bir bir İskoçya, AB içinde kalamaz ve iki birliğin (Birleşik Krallık ve AB) dışında kalarak zayıf düşebilir. İskoçya Ulusal Partisi (SNP), Edinburgh’un ve Brüksel’in arasında özel bir anlaşmanın olması gerektiğini kabul ediyor ama bunun nasıl bir anlaşma olacağının cevabını veremiyor. İskoçya bağımsızlık kampanyası için yürütülen “ayrıl” seçim çalışması için de aynı söz söylenebilir. “Ülke yönetiminin kontrolünü geri almak” argümanı her türlü ekonomik argümandan daha duygusal bir çekiciliği var. İnanılır bir planın olmaması bir engel de teşhir etmiyor. Başbakan May durumu yanlış değerlendiriyor olabilir. Eğer Brexit pazarlıkları sonucu hükümet kötü bir anlaşma elde ederse Britanya birliğinin cazipliği yok olacak. Yine de ikinci bir referandum talebini reddetmekten başka bir çaresi kalmadı. Seçmenlerin geleceği AB dışında, ama güvenilir bir elde olduğunu ikna etmek için Başbakan bütün riskleri göze aldı. Britanya birliğinin kopmaması gerektiğini vurgulayarak bunu Brexit pazarlığında kullanabilir. İskoç tabanını mutlu etmek daha zor olabilir ama bunu daha büyük riskin içinde ikincil bir sorun olarak görmek gerek. Başbakanın başarı ihtimalini yükseltmesi için Sturgeon şikayetlerini cevaplamalı. Kötü bir Brexit anlaşmasını kabul etmeyeceğini göstermeli. Kuzey İrlanda, Londra, Liverpool ve Manchester gibi İskoçya’nın da çoğunluğu AB içinde kalmak istediğini en son referandumda gösterdi. Milyonlarca Birleşik Krallık vatandaşı da AB içinde kalmak istiyor. Başbakanın, duyarsızlığı sadece İskoçyaları değil diğer seçmenleri de kızdırıyor. İskoçya’nın daha fazla yetkisi olan bir hükümeti var ve May’in planlarını altüst edecek gücü de bulunuyor; muhafazakar İngiliz ulusalcıların taleplerini kapsamayacak bir anlaşmaya da zorlayabilir. Başbakan, Brexit koşulları adı altında SNP’yi (İskoçya Ulusal Partisi) terslemeden önce çok dikkat etmeli, çünkü Nicola Sturgeon’un kaygıları İskoçya sınırının iki tarafından da karşılık buluyor.
RESA
14
İşsizlerin durumu trajik Çoğunluğunu inşaat sektöründen işsizlerin oluşturduğu bir kesimin durumu trajik. Ergatiko Vima geçen hafta Paralimni'de Sosyal Sigortalar Dairesi dışında işsizlik kaydı için gelen önemli sayıda işsizle konuştu. Bir kadın "Nasıl yaşayacağız? Geçen Kasım ayından beridir İş Bulma Dairesi'ne geliyorum ve bana işsizlik paramı ancak Şubat ayında gönderdiler. İlgili Bakanlığa sürekli telefon açıyorum, hakkım olan ödemenin yapılmasını istiyorum. Üç çocuğum var, herhangi bir yardım olmadan nasıl yaşamamızı bekliyorlar?" dedi. Bir başka işsiz de " 1Aralık tarihinden beridir işsizim , altı küçük çocuğum var. İşsizlik paramı ödemeleri için kendilerinden ricada bulundum ancak hala olumlu bir yanıt almadım." diye yakındı. Şikayet çok. İki ya da daha çok çocuk sahibi tek ebeveynli kadınlar aylardan beridir yardım alamıyor. Otellerin kış sezonu nedeniyle kapandığı Ekim-Kasım aylarından beridir aile reisi işsizlerden bazıları ya bugüne kadar işsizlik paralarını alamadılar ya da çok küçük bir miktar aldılar. İşsiz bir kadın, ilgili daire sorumlusu-
nun kendisine işsiz kaldığı zaman işsizlik parası çıkana dek ekonomik açıdan dayanabilmesi için çalıştığı zaman maaşından biriktirmesi gerektiğini söylediğini belirtiyor ve " Keşke bu mümkün olsa. Aldığımız maaşla ancak geçinirken onlar bizden tasarruf yapmamızı bekliyor" dedi. Kış sezonu nedeniyle otellerin çalışmalarını durdurması sonucu çoğu turizm sektöründen olmak üzere işsizler,işsizlik ödeneklerini almada ciddi sorunlar yaşıyor. Kasım ayında kapanan oteller ancak 3-4 ay sonra açılıyor. Bu durumun getirdiği
sorunları çözmek için PEO Mağusa İlçe Örgütü ve turizm sektöründe örgütlü sendika Çalışma Bakanlığı nezdinde sürekli ve yoğun girişimlerde bulundu. İşsizlik paralarının zamanında ödenmesi için Bakanlıktan gerekli önlemleri almalarını talep etti. Konu doğrudan Çalışma Bakanı'nın da gündemine getirildi. Ancak maalesef bu sorunun çözülmesi için hiçbir adım atılmadı. Sendikal Hareket bu konuyu öncelikleri arasına almış durumda ve ödemelerin zamanında yapılmasını sağlamak için gerek görülmesi halinde akrif eylem dahil her tür çalışmayı yapacaktır.
PEO G. S. Pambis Kiritsis: Çalışanlar son yıllarda 2 milyar Euro kayba uğradı PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis Kıbrıs Haber Ajansı'na verdiği röportajda çalışanların son dört yıl içerisinde 2 milyar Euro kaybederken faiz, kar payı gibi olgularla sermaye kârlarının 2011'deki düzeyini koruduğunu ve bu yıl karlarının 300 milyon Euro artmasının beklendiğini söyledi. Pambis Kiritsis son yıllarda varlıkların çok sayıda insandan az sayıda insana geçtiğini ve bunun bir sonucu olarak da Kıbrıs'ın Avrupa Birliği bünyesinde sosyal eşitsizliklerin artmasında birinci sırada yer aldığını dile getirdi. Ücretlerdeki düşüşün, özellikle gençler ve kadınlar arasında işsizliğin artıp, süresinin uzamasının bu duruma net katkı yaptığını ifade etti. PEO Genel Sekreteri çalışanların kriz döneminde vermeyi kabul ettiklerini ya da zor yoluyla yitirdiklerini şimdi geri alma zamanının geldiğini ve bunun koşullarının var olduğunu, PEO'nun toplu sözleşmelerin yenilenmesi sürecinde bunun için mücadele ettiğini belirtti. Son yıllarda çalışanların haklarına yönelik saldırlar olduğu tespiti yaparken " Böylesi koşullarda, işsizlik
varken, korku ve güvensizlik hakimken güçler dengesi çalışanlar için çok daha olumsuzlaşmaktadır. Bu koşullarda düzensiz çalışma artmakta, toplu sözleşme ihlalleri çok daha yoğun bir biçimde gündeme gelmekte ve bugün Hükümet edenlerin felsefesi nedeniyle devlet de işçi haklarına, sendikal kurumlara ve haklara saygı göstermemektedir." dedi. Devletin önemli sayıda çalışanını kendi işinde çalışan statüsüne dönüştürdüğünü ifade etti. PEO Genel Sekreteri bu arada çalışanların örgütlülüklerini korudukları ve toplu sözleşme imzalanan işyerlerinde çalışanların kriz döneminde kaybettiklerinin en azından bir kısmını geri almayı başardıklarını söyledi. Ancak çalışanların ciddi bir kısmının toplu sözleşmeler dışında olduğunu, örgütsüz olduklarını ve korktuklarını da dile getirdi. Talepleri ileri sürmede işsizliğin ciddi olumsuz bir faktör olduğuna dikkat çekerken toplu sözleşme dışı kalanların yasal açıdan da korunmadıklarını belirtti. Tüm bunlara karşı PEO' nun kararlı bir biçimde çalışanların hakları için mücadeleye devam ettiğini söyledi.
PEO Mağusa 33. Kongresi'ni gerçekleştirdi PEO Mağusa 33. Kongresi'ni gerçekleştirdi. Kongrede çalışanların ve genelde nüfusun ekonomik açıdan daha zayıf kesimlerinin haklarının daha iyi korunabilinmesi için sendikal hareketin güçlendirilmesi üzerinde duruldu. Kongre çalışmaları sırasında PEO Mağusa Örgütü Sekreteri konuştu ve bir karar taslağı onaylandı. İlçe Sekreteri yaptığı konuşmada Kıbrıs sorununun çözümü ve topraklarına geri dönüş arzusunu dile getirdi. Kıbrıslıtürk çalışanlara dayanışmalarını iletti. Çalışanların kazanımlarının korunup daha da geliştirilmesi için verilen mücadelenin yükseltilmesi gereği üzerinde durdu. PEO Mağusa ilçe kongresini selamlayan PEO Genel Sekreteri Pampis Kiritsis ise sendikal hareketin bu dönem önünde duran sorunlara değindi. PEO'nun 2015 Aralık ayında gerçekleştirdiği Olağanüstü Kongresi'nde alınan "karşı saldırıya" geçme kararını hatırlattı. Bu kararın başarılı bir biçimde hayata geçirildiğini ifade etti ve tüm sektörlere genişletilmesi gereği üzerinde durdu. "sadece siyasi, sendikal ve sosyal değil aynı zamanda örgütsel olarak da güçlü, sorumlu ve mücadeleci bir PEO şüphesiz bugün çalışanlar için hiç olmadığı kadar gereklidir. Ciddi, sorumlu ancak kararlı ve gücüne güvenen bir PEO. Bizi izleyen çalışanların her geçen gün daha bir özgüvenli olması ve örgüte katılma arzusu ortaya koyması içim eylemlerimizi bu ruh karakterize etmelidir" dedi.