4 EKİM 2017
Gençler arasında işsizlik hala yüksek Kıbrıs'ta gençler arasında işsizlik yüksek. 15-24 yaş grubunda işsizlerin oranı %25.3. Bu oran bir yıl önce de %26’7'ydi, yani büyük bir fark yok. Devlet İstatistik Dairesi verilerine göre her dört gençten biri işsiz durumda. Genelde ise işsizlik oranı %10,6. Bu da 44.965 kişinin işsiz olduğu anlamına geliyor. İşsizlik süresi açısından bakıldığında ise uzun süreli işsizlerin oranı yüksek. Toplam işsizlerin %35,8'i altı aydan az bir süredir işsiz. 6 -12 ay arası işsizlerin oranı %18. Bir yıldan fazladır işsiz olanlar ise %46,2 oranında. bu arada kısmi çalışanların oranında küçük de olsa bir düşüş yaşandı. %14,1 olan kısmi çalışanların oranı %12,8'e geriledi. İstatistik Dairesi'nin iş Gücü Araştırma verilerine göre 2017 yılının ikinci çeyreğinde iş gücü 424.807 oldu. Nüfusun %61,42si iş gücüne katılıyor. Erkeklerin iş gücüne katılım oranı %66,6. Bu oran kadınlarda ise %56,7. İstihdam edilenlerin sayısı ise 379.842. istihdam oranı %54,9.Bu oran erkeklerde %59,9 ve kadınlarda ise%50,4. 2017'in ilk yarısında iş kazalarında artış oldu. Çalışma Bakanlığı'nın ilgili dairesine bu dönemde 1.053 kaza bildiriminde bulunuldu. Oysa bu rakam geçen yıl aynı dönemde 865'ti ve sonuç olarak iş kazalarında %21,7 oranında artış yaşandı. Toplam kazaların beşi 18 yaş altında çocuklarla ilgiliydi. somut olarak bunlardan üçü 17 ve ikisi de 16 yaşındaydı. Geçen yıl yaşanan 865 kazadan ise sadece ikisi çocuklarla ilgiliydi. Çalışma Bakanlığı verilerine göre en çok iş kazası %27,4 oranı ile turizm iş kolunda yaşandı. Bunu %12,6 oranı ile inşaat sektörü izledi. Üçüncü sırada ise 51,4 ile toptan ve perakentte ticaret geliyor. İş kazası yaşayan çalışanlar etnik kökenlerine göre sınıflandırıldığında %72 ile Kıbrıslılar ilk sırada. Onları % 23 oranı ile Avrupa Birliği vatandaşları ve %5 ile de üçüncü ülke vatandaşları izliyor. Bu dönemde üç de meslek hastalığı tespiti yapıldı. 2017 yılının ilk yarısında Çalışma Bakanlığı iş güvenliği ve sağlığı koşullarına uymayan 9 işveren hakkında da yasal suç duyurusunda bulundu.
Sendikalar Anlaşma Çerçevesinin değişmesini kabul etmeyecek PEO ve SEK Genel Sekreterleri, Maliye Bakanı’nı kamu için imzalanan Çerçeve Anlaşmasını ihlal etmekle suçladılar. Bakanın çalışanlara sıfır artış yaklaşımının imzalanan anlaşmaya ters olduğuna dikkat çektiler. İki sendika lideri Maliye Bakanı’na bir mektup göndererek konuya ilişkin olumlu bir sonuca ulaşmak için görüşme talebinde bulundular. Hatırlanacağı üzere Hükümet ve Sendikalar 4 Ocak 2017 tarihinde Hayat Pahaılığı Ödeneği artışlarının yeniden ödenmeye başlanması ve genel artışlar konusunda Çerçeve Anlaşması imzalamışlardı. Sendikalar maaş artış taleplerinin karşılanabilinmesi için gerekli zeminin var olduğu görüşündeler.
14
Yaşam koşulları ne yazık ki emekliler için çok zor Maliye Bakanı haksızlığı ve somut olarak emeklilerin Anastasiadis Hükümeti döneminde yaşam standatlarının dramatik bir biçimde düşmesini haklı çıkarma uğraşısına girdi. Bakan, Astra Radyo İstasyonu’na yaptığı açıklamada Emekliler Sendikası’nın –EKİSİ- faaliyetleri hakkında şüphe yaratma uğraşısına girdi ve daha önceki hükümet döneminde neden protesto eylemleri yapmadıklarını sordu. EKİSİ’nin Bakan’ın bu sorusuna yanıtı çok netti: EKİSİ sorunlarının çözümü ve emeklilerin yaşam standartlarını yükseltmek için her zaman girişimlerde bulundu ve önceki ve daha önceki Hükümetler döneminde yaşlıların hakları ve yaşam standatları 2012 yılına kadar yükseldi. 2013 yılından bugüne kadar ise yaşlılar ve özellikle de düşük emekli maaşı alanlar gelirlerinin %30’unu kaybettiler. Somut olarak: -Yaklaşık 25.000 emekli, düşük emekli maaşı alanları güçlendirme planı çerçevesinde uygulanmaya konulan ek küçük ödeneklerini kaybetti. Bugün dahi devletin gerçekten desteğine ihtiyaç duyan düşük emekli maaşı alanların başvuruda bulunmasına olanak sağlayacak değişikller için Hükümet Asgari Gelir Ödeneği yasasında düzenleme yapmayı reddetmektedir.
-Hükümetin 2013 yılında belirlediği kriterler nedeniyle paskalya ikramiyesi düşük emekli maaşı alanlar ve özellikle de iki kişilik aleler için hemen hemen iptal edilmiştir. Düşük emekli maaşı alan ve paskalya ikramiyesi hakkı sahibi yaklaşık 70.000 kişiden bugün söz konusu ikramiyeyi alanların sayısı yaklaşık 13 .000’e düşmüştür. -Parasız tedavi hakkı kaldırıldı ve emeklilerin tümü 2013 yazından beridir tedavi için para ödeme zorunda kaldı. Hastahaneler bugünkü Hükümet tarafından, yaşlılara gerekli hizmeti sunamama noktasında diz çökmeye terk edildi. Emekliler cefa çekerek hatta bazı durumlarda hayatlarını kaybederek tedavi ya da ameliyat için aylarca bekleme listelerindeler. -Kamu taşımacılığından parasız yararlanma hakları kaldırıldı.
-Bakım hizmeti vermek için var olan kriterlerin bugünkü Hükümet tarafından değiştirilmesi nedeniyle daha önce bakım hakkına sahip olan kişiler son yıllarda bu haklarını yitirdiler. Bu amaca yönelik verilen yardım miktarları da azaltıldı. EKİSİ, Maliye Bakanı’na yanıtında “karayı beyaz yapmaya çalışanlar ve emeklileri, yaşam standartlarını çökertmedikleri konusunda ikna etmeye çalışanlar gerçeği söylemiyorlar. Maalesef gerçek trajiktir” vurgusu yaptı. Emekliler örgütü Anastasiadis ve DİSİ’nin seçim “gereksinimlerini” anladığını, ancak bunların verilere, rakamlara ve yaşananlara göre cefa çeken emeklilikleri ilgilendirmediğini de belirtti. Hükümet ne kadar gerçek dışı görüş ortaya koyarsa koysun emeklilerin yaşadığı tamamı ile farklı gerçekliğin maalesef değişmeyeceninin de altını çizdi.
Kıbrıs halkının geleceği her şeyin üstündedir Kıbrıs sorununun çözüm sürecinde son gelişmeler herkesi düşündürme ve sarsmalıdır. Cumhurbaşkanı’nın süreci ve özellikel de son dönemki önetimi bazılarının Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarında halkın umutları ile oynadıklarını bir kez daha netleştirmişti. Bir kez daha kişisel arzular ve seçim hesapları Kıbrıs halkının geleceğinin önüne konmuştur. Bunu ifade etmek te Türk tarafının pozisyonlarını haklı çıkarmaz. Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacıyla yıllardan beridir müzakerelerin Türk uzlaşmazlığı ve ileri sürdüğü kabul edilemez tezleri sonucu olumlu bir neticeye ulaşmadığını herkes bilmektedir. Kıbrısrum tarafı tüm bunları çok iyi bildiğinden çok dikkatli olmalı ve Cumhurbaşkanı Anastasiadis Türk uzlaşmazlığını aşmak için tezlerinde çok tutarlı olmalıydı. Bunu başaramaması durumunda da çözümsülüğün sorumlusu olarak uluslararası toplumun gözünde Türkiye mahkum olmalıydı. Çalışanlar ve tüm toplum Kıbrıs sorunu çözümsüz kaldığı sürece vatanın kalıcı taksim tehlikesinin çok somut olacağını anlamalıdır. Bu koşullarda da Cumhurbaşkanı Anastasiadis çok daha sorumlu davranmalı ve Kıbrıs halkının çıkarlarını her tür küçük çıkar hesabının üstünde tutmalıdır.