İşçininYolu 28/3/18

Page 1

28 MART 2018

ÇOCUK ÇOCUKTUR Dünyada ve Türkiye’de çocuk emeği sömürüsü giderek derinleşiyor. Çocuk emeğinin ucuz, esnek, güvencesiz, korumasız ve itaatkar emek olarak görülmesi, sermaye sınıfı tarafından daha çok kâr elde edebilmek için daha çok sömürüye maruz kalıyor. Çocuklar “çocuk yaşta” fiziksel, zihinsel, eğitsel, sosyal, duygusal ve kültürel gelişimlerine zarar verecek işlerde çalışmaya itiliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından yapılan ortak ve yeni bir araştırmaya göre 2016 yılında dünyada 40 milyonu aşkın kişinin modern köle olarak çalıştırıldığı; modern köle olarak çalıştırılanların yüzde 71’inin de kadın ve kız çocuklarından oluştuğu belirtiliyor. Yine ILO tahminlerine göre dünyada 5 ile 17 arasında olan 64 milyonu kız ve 88 milyonu erkek olmak üzere 152 milyon çocuk “işçi” olarak çalıştırılıyor. Yani dünyada her 10 çocuktan 1’i çocuk yaşta “işçi” oluyor. Çocuktan “işçi” olmaz. Çocuk, çocuktur. Ancak ne yazık ki küresel kapitalist sistemin yarattığı ekonomik sorunlar, gelir dağılımı dengesizliği, sosyal devlet uygulamalarının zayıflığı, işsizlik, yoksulluk en çok çocukları etkilemektedir. Bu sistem içerisinde çocuklar bazen ucuz emek bazen de yaşlılıkta anne-babaya bakmakla sorumlu bir sosyal güvenlik aracı olarak görülmektedir. Ortadoğu ülkelerinde görülen savaş, çatışma ortamı ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan zorunlu göç, milyarlarca insanın ülkelerinden ayrılarak başka ülkelerde zor şartlar altında yaşamalarına neden olurken bu durumdan en çok çocuklar etkilenmektedir. Bunun temel sebebi ise göç ettikleri ülkelerde gerek ailelerin gerekse de çocukların hayatlarını devam ettirebilecek ekonomik ve sosyal olanakların yokluğudur Bu çocukların da birçoğu yoksulluk ve eğitim olanaklarından yararlanamama nedeniyle çok erken yaşlarda çalışmaya mecbur kalmaktadır.Çocuk işçiliğini önleyici politikaların hayata geçirilmemesi çocukların canına mal oluyor. Çocuk işçiliğiyle mücadele toplumsal bir mücadeledir. Bu sorun çocuğa özgü değildir, toplumsal koşul ve şartlardan doğar. Gerçek anlamda çocuk işçiliğine karşı mücadele; yoksullukla, gelir dağılımı eşitsizlikleriyle, ucuz ve güvencesiz çalışmayla mücadeledir. Bu sorunların çözümü için politikalar hayata geçirilmez ise çocuk işçiliği ile mücadele sözde kalacaktır. Çocuk işçiliğinin önüne geçmek için öncelikle çocukların temel sağlık, eğitim, gelişim ve barınma ihtiyaçları kamusal olarak karşılanmalı, sosyal politikalar kapsamında gelir dağılımı, istihdam, ücretler, sosyal güvenlik gibi sosyal ve ekonomik alanlarda iyileştirmeler yapılmalı ve çocuk yoksulluğu önlenmelidir. Çünkü sorun yapısaldır ve çözümün yoksulluk ile mücadele başta olmak üzere çocuk işçiliğinin kuralsız ve güvencesiz bir alandan uzaklaştırılarak koruma altına alınması gerekir. RESA

14

Hükümet’in tüketiciyi koruma görevi vardır PEO 15 Mart Dünya Tüketici Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada öngörülemez ve düzensiz piyasa koşullarında tekellerin ve kartellerin korumasız olan tüketiciyi aşırı karları için kurban olarak kullandıklarına vurgu yaptı. PEO konuyla ilgili açıklamasında aynı zamanda tüketici olan binlerce çalışanı selamladı ve haklarının korunması ve toplumdaki konumlarının iyileştirilmesini talep etmeye devam edeceğini belirtti. PEO açıklamasında “Ülkemizde son yıllarda aynı zamanda tüketici de olan çalışanların konumları dramatik bir biçimde kötüleşmiştir. Çalışanlar krizin ve Anastasiadis Hükümeti’nin uyguladığı neoliberal politikaların ağır yükünü ödeme durumda kalmıştır. Bunun bir sonucu olarak gelir dağılımında eşitsizlik dramatik bir biçimde büyümüş ve Kıbrıs bu alanda Avrupa Birliği’nde en önlerde yer almıştır. Bu koşullarda, son yıllarda süt, ekmek gibi bazı temel tüketim ürünlerinin fiyatları artmış ve Avrupa Birliğine üye ülkeler arasında en yükseğe çıkmıştır. Aynı zamanda yığınsal tüketimin önemli bir ürünü olan yakıt fiyatları da artmıştır. Şeffaflık ve rekabet koşullarının doğru çalışması için koşullar yoktur ve bunun bir sonucu olarak da tüketiciler fiyatların belirlenmesi sistemi ile aşırı kar ve haksız

ticari uygulamalar karşısında korumasız kalmıştır” vurgusu yapmıştır. PEO Hükümete, denetimde bulunma ve tüketiciyi koruma amaçlı önlemler alma çağrısında da bulunmuştur. PEO tüketiciler konusunda önceliğin aşağındaki konulara verilmesini talep etmiştir: -Rekabeti Koruma Komitesinin işlerlik kazanması ve koruma için rekabet yasasının uygulanması. - Onaylandığı şekliyle Genel Sağlık Planı’nın uygulanması ve bu konularda gel gitler yaşanmaması. -Merkezi Kalite Denetim Merkezi’nin kurulması. Bu merkezin olmadığı koşullarda tüketici sağlığını ilgilendiren kanunlar çeşitli devlet daireleri arasında yayılmış ve uygula-

malarda gerekli koordine sağlanamamıştır. -Tüketici şikayet ve taleplerinin hızlı ve etkin bir şekilde çözümlenesi için Tüketici Hak Talepleri mevzuatının Mahkeme Dışında Uzlaşması'nın daha etkili bir şekilde uygulanması. - Tüketici Danışma Komitesi'nin etkin çalışması. - "Kapalı" olarak nitelendirilen pazarlarda söz konusu olan fiyatların sıkı kontrolü (havaalanları, limanlar, tiyatrolar, otopark). - Fiyatların düşürülmesi için üretime doğrudan destek. Yerel Yönetimlerle Yerel Pazarlar Oluşturması. - Tüketicileri koruyan mevzuat ve yönetmelikler için daha sıkı cezalar uygulanması.

PEO K/T Sendikal Örgüt KTAMS Başkanı Kaptan’ı onurlandırdı 15 Mart tarihinde PEO Genel Merkezi’nde PEO Yürütme Kurulu ile Kıbrıslıtürk sendikal örgüt KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan ve Genel Sekreter Güven Benkay arasında bir görüşme gerçekleştirildi. Görüşme Ahmet Kaptan’ın sendika başkanlığını bırakacak olması nedeniyle gerçekleştirildi. PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis görüşme sırasında yaptığı konuşmada KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan’ın faaliyetleriyle Kıbrıslı çalışanların ortak barış ve yeniden birleşme mücadelesine verdiği katkıya atıfta bulundu.

Ahmet Kaptan da görüşme için teşekkürlerini sundu ve KTAMS liderliğinden ayrılsa da mücadeleye her zaman bağlı kalacağını ifade etti. İki sendikal örgüt görüşme sırasında Kıbrıs sorunu ile ilgili görüş alış verişinde de bulundular ve bugünkü statükonun bütününde Kıbrıs halkının çıkarlarına hizmet etmediği konusunda ortak görüş ifade ettiler. PEO Genel Sekreteri, Ahmet Kaptan’a işbirliğine katkıları nedeniyle bir anı plaketi verdi.

Kıbrıslıların alım gücü AB ortalamasından %17 daha aşağıda Avrupa İstatistik Dairesi verilerine göre Kıbrıslıların alım gücü Avrupa Birliği ortalamasından %17 daha aşağıda. Veriler Gayri Safi Yurt İçi Hasıla ile vatandaşların alım gücü arasında bir kıyaslama yapıyor. Avrupa Birliği’nin 276 kenti ve bölgesi temel alınan kıyaslamada 2016 yılı verilerine göre Kıbrıslıların Gayri Safi Yurt İçi Hasılası alım güçleri düzeyinde ele alındığında Avrupa Birliği ortalamasının %83’ne denk geliyor. Alım gücü hesaplamasında ülkeler arası ekonomik göstergeler arasında kıyas amacıyla ulusal düzeyde var olan fiyat farkları ölçülüyor. Avrupa İstatistik Dairesi verilerine göre 2016 yılında alım gücü temelli Gayri Safi Yurt İçi Hasıla ortalaması Avrupa Birliği’nde 29,2 bin Euro oldu. Kıbrıs’ta ise bu 24,1 bin Euro. Bu da 5100 Euro daha az. 2012 yılında Kıbrıs’ta Gayri Safi Yurt İçi Hasıla alım gücü temelinde 24,8 bin Euro düzeyindeydi ve rakamlar da Kıbrıslıların, Avrupa Birliği ortalamasının %94’ü düzeyinde alım gücüne sahip olduğunu gösteriyordu. Büyük düşüş 2013 yılında memorandumla gündeme gelen kesintilerle yaşandı ve kişi başına alım gücü temelinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla 23,6 bine ve oran da %89’a geriledi. 2014 yılında alım gücü temelinde GSYİH daha da gerileyerek 22,4 bin oldu. Bu rakamlarla da Kıbrıs, AB ortalamasının %82 oranına düştü. 2015 yılında ise belli bir yükseliş görüldü ve 23,5 bine çıktı. Bununla birlikte AB düzeyinde ortalama %81’e geriledi. Avrupa İstatistik Dairesi verilerine göre Avrupa Birliği’nin en zengin bölgesi AB ortalamasının % 611’i ile Birleşik Krallığın merkezi Londra bölgesi. Onu %257’i ile Lüksemburg, %217 ile İrlanda’nın güneydoğu bölgesi izliyor. En fakiri ise %29 oranı ile Bulgaristan’ın Severozabaden, % 33 ile Fransa’nın Mayot ve %34 ile yine Bulgaristan’ın Severin bölgesi. Yunanistan’ın Doğu Makedonya ve Trakya bölgeleri de %46 oranı ile fakir bölgeler arasında.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.