40 Ağ Daralıyor Rand, Logain ve Moiraine ile aynı masada oturduğunu sandı. Aes Sedai ve sahte Ejder onu sessizce izleyerek oturuyordu ve ikisi de diğerinin orada olduğunu bilmiyor gibiydi. Rand aniden odanın duvarlarının belirsizleştiğini, solarak grileştiğini fark etti. İçinde bir panik hissetti. Her şey kayboluyor, bulanıklaşıyordu. Masaya tekrar baktığında, Moiraine ve Logain yok olmuş, onların yerini Ba’alzamon almıştı. Rand’ın bedeni aciliyet hissi ile titriyordu; kafasının içinde gittikçe daha yüksek sesle vızıldıyordu. Vızıltı kulaklarını döven kanın sesi oldu. İrkilerek doğrulup oturdu. İnledi, sallanarak başını tuttu. Tüm kafatası acıyordu; sol eli saçlarında yapış yapış bir ıslaklık buldu. Yerde, yeşil çimenlerin üzerinde oturuyordu. Bu onu bir şekilde rahatsız etti, ama başı dönüyor, baktığı her şey sallanıyordu ve tek düşünebildiği başının dönmesi durana kadar uzanmaktı. Duvar! Kızın sesi! Bir elini çimenlere dayayarak dengesini buldu ve yavaşça çevresine bakındı. Yavaş hareket etmek zorundaydı; başını hızlı çevirmeye çalıştığında her şey yine dönmeye başlıyordu. Bir bahçe ya da parktaydı; taş döşeli bir yürüyüş yolu