6 minute read

Merkeze insanı alarak yapılan her eylem, mutluluk eşiğini yükseltir

Merkeze insanı alarak yapılan her eylem, mutluluk eşiğini yükseltir

AVS Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek

Advertisement

Türkiye’nin küresel gemi tedariki ve yönetimi alanındaki lider şirketi AVS'nin Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek ile fikir alışverişinde bulunduk. Neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsünün denizcilik sektörüne nasıl yansıdığını, hangi sıkıntıları doğurduğunu, kısa vadede neleri değiştirdiğini, uzun vadede ise neleri değiştireceğini Şimşek ile masaya yatırdık. D ünyanın başına gelen bu süreç inşallah hayırlı bir şekilde sonuçlanır diyen Abdülvahit Şimşek, “Dünya yepyeni bir döneme giriyor. Radikal bir geçiş olacak. Bu dönüşüm dünya çalışma sistemini değiştirecek gibi görünüyor. Şirket olarak bu düzene hazır olduğumuzu söylersek yanlış olmaz. Dijital anlamda altyapısını tamamlamış bir firmayız. Hem dijital gelişmeleri takip edebilmek hem de kendimizin küresel anlamda ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yazılım firmamız bulunuyor. Çoğu şirkete göre sistem ve altyapı bakımından birçok şeyi çözmüş durumdayız. Bunun vermiş olduğu avantajları da bu süreçte kullandık. Şu anda bütün çalışanlarımız evlerinde, ofis ortamını aratmayacak imkanlarla, hiçbir aksaklık olmaksızın çalışabilecek altyapıya sahip” şeklinde konuştu.

Ürünü ‘uygun’ limanda değil, ‘mümkün’ limanda temin ediyoruz!

İkmal konusunda bu dönemde önceliklerinin değiştiğini söyleyen Şimşek, “Eskiden ‘uygun limanda uygun ürünü temin etmek’ diye bir durum vardı. Yani planlama yapmak zorundaydık. Çünkü armatörün gemilerine ayırmış olduğu bütçeyle ihtiyaçları, en iyi limanda, en iyi ürünle, en etkili şekilde karşılamaya çalışıyorduk. Şimdi ürünü ‘uygun’ limanda değil, ‘mümkün’ limanda temin ediyoruz. Çünkü bir sonraki limanda ne olacağının belirsizliği planlama yapmanın önüne geçiyor. Bu da armatörün maliyetlerini yükseltiyor. Ne var ki tedarik sürecinde sorun yaşamamak ve armatörü zor durumda bırakmamak için de planlarımızı gözden geçirerek hareket ediyoruz. Burada konu insan sağlığı olduğu için armatör aradaki farklara bakmaksızın ihtiyaçları karşılamamız noktasında destek veriyor. Ancak genel anlamda tedarik noktasında geçen haftaya kadar mal verememe gibi bir sorunumuz olmadı. Son bir hafta içinde birkaç limanda mal verememe durumumuz oluştu ama bunun da çok ciddi bir oran olduğunu söyleyemeyiz. Çalışma şeklimiz ve bünyemizde bulunan gemi sayısından dolayı bizden bir teklif gittiğinde tedarikçiler özel bir gayret sarf ediyorlar. Müşterilerimizin bizim gibi firmalarla çalışmasındaki avantaj, özellikle bu günlerde kendisini daha çok hissettirdi. Firma olarak ayda 500 gemiye hizmet veriyoruz. Tedarikçilerimiz için iyi bir potansiyeliz. Bu durum pek tabi ki tedarikçilerimiz tarafından farklı algılanmamızı ve bunu destekleyen bir hizmet almamızı sağlıyor. Böyle olunca gemi

personeli mutlu, armatör mutlu ” ifadelerinde bulundu.

Yeni sistemimizin cloud-base versiyonu yılsonunda devreye girecek

Günümüzde teknolojinin tüm sektörlere olan katkısının inkar edilemez olduğunu vurgulayan Şimşek, “Dijital altyapımızı 3 sene öncesinden kurguladık. Global bağlamda iş yapan bir firma olduğunuzu söylüyorsanız, altyapınız da bu oranda

iyi çalışabilmeli. Bunun stratejisini de 15 sene önce oluşturduk. Sistemler en nihayetinde kendi içinde 3 ila 5 yıl içinde yenilenmek zorunda. Bu sebeple global bir pazara talip olduk. Ayrıca söylemek istediğim bir husus da yeni sistemimizin cloud-base (Bulut teknolojisi tabanlı) versiyonunun bu senenin sonunda devreye girecek olması. Müşterimizi ve tedarikçilerimizi ortak bir ağın altında toplayan bir platform üzerinden daha hızlı, daha güvenilir ve daha alternatifli olabilecek bir altyapı hazırlıyoruz. Müşteriler çok rahatlıkla mobil cihazlarından dahi talepte bu

lunabilecek. Hem fiyat kıyaslaması yapabilecek hem de kendisi istediği zaman nerede ne aşamada olduğunu takip edebilecek. Bu da müşteriye zaman kazandıracak. Aynı zamanda bunun tedarikçi ayağı da olacak. Tedarikçilerimiz de bunu kullanacak ve ortak dili konuşmuş olacağız. Bu şartlarda ‘iyi ki yapmışız’ demeyi hiç istemezdik, ancak öngörülü olmanın faydasını görmüş olduk. Altyapınızı, sistemlerinizi, iletişim enstrümanlarınızı bütçelendirip, geleceğin şartlarına uyarlayamazsanız küresel pazarda rol sahibi olmak hayli güçleşir. Üstelik tek taraflı bir çalışma da

değil bu, tedarikçilerimiz de bahsettiğim gibi hem iş geliştirirken, hem de kendi içlerinde sistemlerini güçlendirmiş oluyorlar. Üç saç ayağı, müşteri, tedarikçi ve servis sağlayıcı, sinerji geliştiriyor. Diğer yandan bu durum sadece ticari olarak değil, kültürel bağların da gelişmesini destekliyor. Düşündüğünüzde, şu an belki 50 ülkede 150 ayrı geminin tedariki yapılıyor, ihtiyacı karşılanıyor. Çalışanlarımız için de keyifli bir doku bu. Farklı coğrafyalarda farklı kültürlerle karşılaşma olanağı sağlıyor. Bu da farklı bir motivasyon unsuru. Çünkü, günümüz şartları artık çalışan motivasyonundaki motivatörleri de değiştirdi. Malumunuz #EVDEKAL konseptini belki de ilk destekleyen firmalardan biriyiz. Hızlı aksiyon alarak tüm çalışanlarımızı ‘evden çalışma’ düzenine geçirdik. Yaptığımız görüntülü konuşmalarla artık hiyerarşik yapının değiştiğini, çalışanlara daha rahat dokunabildiğimizi, onların da daha yaratıcı olabildiklerini gözlemliyoruz. Dünya ticaretinin %80’inin deniz yoluyla yapıldığı bir sektörde bütün bileşenler gibi aslında tedarikin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Tedarik zinciri bir geminin gerek teknik motivasyonunu gerekse çalışan personelin ruhsal motivasyonunu karşılamak için çok önemli. Bir gıda talebinin bir gemiye ulaştırılamamasının ne kadar feci olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Tedarikçiler direkt gemiye dokunan insanlar olduğu için tedarikçilerin ne kadar önemli bir rol üstlendiklerini bir kez daha söylemeden geçemeyeceğim. Her zaman müşterileriyle yakın diyalogda olan bir firmaydık, ne var ki bu süreçte aldığımız kararları, nedenlerini, planlamalarımızı onlara da anlatıp, çözüm önerilerimizi dikkatlerine sunduk. Belki bazı ürünlerde sorun oldu, ancak hiçbir gemi ana ihtiyaçları anlamında sorun yaşamadı” dedi.

Uluslararası tedarik neredeyse nakde döndü

Sektördeki en büyük tehdidin, yapmış oldukları işlerin karşılığında tahsilatlarını ne kadar sağlıklı yapıp

yapamayacakları olduğuna değinen Şimşek, “Bunu istismar eden taraflar da olacaktır. Biz şu ana kadar ödemelerimizi hiçbir şey olmamış gibi sürdürüyoruz. Müşterilerimizle yakın temasa geçip bu süreçte ekstra destek talebinde bulunuyoruz. Çünkü uluslararası tedarik neredeyse nakde döndü. Mal tedariki noktasında böyle bir kırmızı hat oluştu. Tedarikçinin armatörün isteklerini yerine getiremediği takdirde sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum. Benim müşterilerimden istirhamım, denizcilik sektöründe gerek armatörlere gerekse gemi yönetim firmalarına bu resmin içerisinde olan tedarikçilerini gerçekten rahatlatacak samimiyette yaklaşmaları, onları bu süreçte desteklemeleri olacak. Bu zor günde bizler onlarla beraberken, onların da tedarikçileriyle beraber hareket etmelerini talep ediyorum. Eğer tedarik zincirinde kırılma olursa çok daha büyük problemlerden söz etmeye başlarız” çağrısını yaptı.

Merkeze insanı alarak yapılan her eylem, mutluluk eşiğini yükseltir

“Bu virüsün bir an önce sonucu hayırlı olacak şekilde dünyayı terk etmesi için dua ediyorum” diyen Şimşek sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanlar bugüne kadar hiç düşünmedikleri kadar düşünüyorlar. Bugüne kadar fark etmediğimiz veya dikkate almadığımız birçok değeri tekrar fark ettiğimizi gözlemledim. Zamanımızı en iyi şekilde değerlendirip, özellikle yoğun iş tempomuz ve gündelik hayat meşgalesinde ihmal ettiğimiz yakın çevremiz ve ailemizle iyi vakit geçirmeliyiz. Teknolojinin vermiş olduğu imkanlarla internet üzerinden toplantılar yapıyoruz. Bir araya gelemediğimiz arkadaşlarımızla fikir alışverişinde bulunuyoruz. Belki dokunamıyoruz ama her gün ekip arkadaşlarımızı çok rahat görebiliyor, onlarla iletişime geçebiliyoruz. Bu süreçte bunun çok büyük avantajlarını gördüm. En önemli noktalardan biri de bundan sonraki süreçlerde teknolojiye daha fazla yatırım yapılmasının gerekliliği. Firmaların yıllık bütçelerini oluştururken dijital alana da bir bütçe ayırmalarını öneriyorum. Gün gelecek, terk-i diyar edeceğiz. Ne var ki, yaşadığımız sürece elimizden gelenin en iyisini yapmakla mükellefiz. Temsil ettiğimiz değer ve ilkeler çok önemli. Bu değerler insanlığa fayda sağlıyorsa ne mutlu bize. Merkeze insanı koyarak yapılan her eylemin insanın mutluluk eşiğini yükselttiğine inanıyorum. Dünya insanla güzel. Dünyaca ünlü sanatçıların büyük ibadethanelerde, normal zamanlarda kalabalıktan içeri dahi girmenin mümkün olmadığı özel noktalarda konserler verdiğine şahit oluyoruz. Ne acıdır ki, içeride insan yok, alkış yok, mekanlar insansız ruhlarını kaybediyor. Paylaşmak istediğim önemli bir konu daha var. Şöyle ki; ülkeleri etkisi altına alan bu sorun ve bu hassas günlerin müsebbibi, ülkelerin değil dünyanın sorunudur. Gördük ki, insanların sorunlarını kendi başlarına çözmeye

çalışması bizi bir yere götürmüyor. Küresel bakış açısıyla değerlendirilse ve ülkelerin değil dünyanın sorunu olarak görülse bu kadar sıkıntılı süreçlere belki de girmeyecektik. Ülkeler, neredeyse birbirlerinin sağlık materyallerine el koydular. İnsanın, insana duyduğu ihtiyaç tarif edilemeyecek kadar büyük. Son olarak bir de kitap önerisinde bulunmak isterim, malum hepimiz daha çok okuma fırsatı yakalayabildik. Yuval Noah Harari’nin 21.Yüzyılda 21 Soru...

İnsanlığın bu musibetten kurtulabilmesi için önce biz insanların bireysel olarak üzerimize düşen vazifeleri yapıp, ardından Allah’a sığınarak en az hasarla bu günleri geride bırakmamız için dua ediyorum. Tekrarının olmaması ancak olması halinde de insanlığın ortak akılla hareket etme olgunluğunu gösterebilmesi temennisiyle, diyorum.”

This article is from: