Gas&Power Sayı 237 - Enerji - Dergi - Magazine

Page 1



03

8. Türkiye Enerji Zirvesi Antalya’da 8. Türkiye Enerji Zirvesi 2. Danışma Kurulu Ankara’da yapıldı. Toplantıya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, Özelleştirme İdaresi Başkanı Ahmet Aksu, Petrol İşleri Genel Müdürü Ömer Koca, EPDK Kurul Üyesi Ahmet Çağrı Çiçek, Türkiye Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan, Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu ve sektör temsilcileri katıldı. Değerlendirmeler ile başlayan danışma kurulu toplantısında zirvenin gündemi, tartışıldı. Her yıl farklı şehirlerde düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi’nin bu yıl 10-11 Ekim tarihlerinde Antalya’da yapılacağı açıklandı.

8. Türkiye Enerji Zirvesi 2. Danışma Kurulu Ankara’da toplandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez ve sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda Türkiye Enerji Zirvesi’nin bu yıl 10-11 Ekim tarihlerinde Antalya’da yapılacağı duyuruldu.

8. Türkiye Enerji Zirvesi 2. Danışma Kurulu Toplantısına katılan sektör temsilcileri, görüşlerini aktardı. Başta Enerji Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez ve Özelleştirme İdaresi Başkanı Ahmet Aksu olmak üzere kamunun üst düzey isimleri de toplantıda hazır bulundu.

DANIŞMA KURULU İFTAR YEMEĞİNDE BULUŞTU Bu yıl 8. kez düzenlenecek olan Türkiye Enerji Zirvesi’nin 2. Danışma Kurulu Toplantısı’nın ardından iftar yemeği gerçekleştirildi.



05

strateji Mustafa Karahan

Kamu şirketleri ve elektrik piyasaları H

atırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıl içerisinde piyasanın baskısı ile TETAŞ ticaret mantalitesini değiştirerek daha rasyonel hale getirmiş; üretimini ve piyasadan aldığı miktarları maliyete göre karar verilen bir yapıya dönüştürmüştü. Piyasa bunun doğal etkisinin fiyatların artması olduğu görüşünde birleşiyor olsa da, genel anlamda bu stratejinin daha doğru fiyatın oluşmasına neden olduğuna inananlar çoğunlukta. Zira bu haliyle TETAŞ’ın basiretli tüccar davranışına daha yakın hareket etmesi ve bu sebeple de yapacağı hareketlerin daha tahmin edilebilir olması, fiyatın da daha tahmin edilebilir olmasına yol açan etkenlerden birisi olarak görülüyor. Diğer taraftan, TETAŞ’ın bu stratejisini kamunun piyasaya müdahalesi olarak gören bir kesim de yok denemez. Özellikle fiyatlara olan etkisi konusunda görüşü net olan ve bundan zarar gören bazı kesimler

Konu aslında TETAŞ’ın ya da EÜAŞ gibi diğer kamu şirketlerinin stratejilerinin ne olduğu değil, bu stratejilerin sürdürülüp sürdürülemeyeceğidir.

bunu açıkça dile getiriyorlar. Burada konu aslında şu açıdan değerlendirilmeli; TETAŞ tamamı halka açık bir şirket olsa doğal olarak karını maksimize etmek için strateji yapacaktı. Normal ve beklenen de budur. Bir şirketin içerisinde yer aldığı piyasada kurallara uygun şeklide karını maksimize etmeye çalışması normal ve beklenen harekettir ve şirketler buna göre üretim/ticaret/finansman planlarını kurgularlar. Bu kurgular yanlış çıkabilir, piyasa ters hareket edebilir ve sonuçta hedefler yakalanamayabilir. Bu şirketin kendi iç meselesidir elbette. Ancak pazarı oluşturan tüm oyuncular bu şeklide rasyonel hareket ediyorlar ve aynı motivasyona sahiplerse, o piyasada tahmin yapmak mümkün olur. Bu nedenle, konu aslında TETAŞ’ın ya da EÜAŞ gibi diğer kamu şirketlerinin stratejilerinin ne olduğu

değil, bu stratejilerin sürdürülüp sürdürülemeyeceğidir. Yani TETAŞ bu stratejiden vazgeçer mi? Ne zaman vazgeçer? Bunun fiyata etkisini tahmin etmek mümkün mü? Bu durumu önceden tahmin etmem mümkün olmadığından, sorunu oluşturan mesele budur. Bu stratejilerin teyit edilmesi, belki de yasaya girmesi gereklidir. Ancak para piyasalarında bankalarla aynı motivasyonda olmayan bir TC Merkez Bankası örneğine benzetmeye çalışsak da bu, mevcut düzenlemeler içerisinde pek mümkün değil. Ancak bu durumda dahi, TCMB’nin ne zaman ve hangi araçlarla müdahale edebileceği tahmin edilebilen bir davranıştır. Bu durumda belki spot elektrik piyasaları için de bir “Piyasa Yapıcısı” rolünü tekrar tanımlayıp, piyasanın “Öngörülebilirliğine” katkı yapmak düşünülebilir.

Piyasada Yaz Gündemi Bir kaç yıl öncesine kadar enerji talebinin daha yüksek olduğu yıllarda, yaz döneminde elektrik fiyatlarını nereye yükseleceği en çok konuşulan konuların başında gelirdi. Son yıllarda ekonomik büyümenin yavaşlaması ile bu konu eski popülaritesini kaybetti. Ancak özellikle yüksek fiyatlar ve YEKDEM maliyetleri sebebi ile “Açık Pozisyon” taşıyan tedarikçiler ile ilgili konular halen en çok konuşulan konuların başında geliyor. Bunların yanında, üreticiler tarafında beklenen Yan Hizmetler Yönetmeliği’nin akıbetinden ise hala bir somut haber gelmedi. En son piyasa beklentisi 2017 sonuna yetişeceği gibiydi ama bu beklenti ile ilgili 2018’li tarihler de seslendirilmeye başlandı. Talep Tarafı Katılımı konusunda demir çelik üreticileri, çimentocular halen bekleme içerisinde. Daha önce Bakanlığın ve EPDK’nın da 2017 içerisinde ilk kapasiteleri alıp bir pilot uygulama yapmak istediği konuşuluyordu ancak Yan Hizmetler ile birlikte bu konuda maalesef gecikti. Özellikle sanayici açısından önemli bir teşvik/motivasyon konusu olacak bu konunun TEİAŞ tarafından kullanılabilir bir kapasite olarak pratiğe dökülmesi için 2017 yılının son çeyreği halen gerçekçi bir hedef ancak bu biraz da

yönetmeliğin durumuna bağlı. Eğer ayrı bir yönetmelik olarak çıkarılırsa bu zamanın tutturulmasında bir sorun yaşanmaz. Ancak Yan Hizmetlerin içerisinde yer alacaksa hızlandırılmaya ihtiyacı var. Kapasite Piyasası konusu da aynen Yan Hizmetler gibi sürüncemede kalmış gibi bir algı oluşturmaya devam ediyor. Piyasada duyulduğu kadarı ile her iki yönetmeliğin de aynı dönemde uygulamaya girmesi konusunda bir irade var. Ancak yine bu konuda zamanlama kilit nokta. Özellikle bu piyasanın potansiyel oyuncularının mali durumları ve bankalarla ilişkileri göz önüne alındığında konunun ne kadar kritik olduğu net olarak ortada... EPİAŞ bünyesinde çalışacak Doğal Gaz Piyasası konusu da yine önemli başlıklardan bir tanesi. Piyasa genel olarak EPİAŞ’ın yapacağı kurguya güveniyor ancak bu konuda BOTAŞ’ın rolü hala konuşulan önemli başlık. Bu kadar büyük ve dominant bir gücün olduğu piyasanın sağlıklı işleyip işlemeyeceği sorgulanıyor. Yukarıda bahsedilen TETAŞ/EÜAŞ meselesine göre bu çok daha büyük ve çözülmesi zor bir konu. Ancak, geçtiğimiz 10 yıla baktığımızda, yavaşlıktan şikâyet

etsek de, bazen zorlansak da ciddi yol kat ettiğimizi görüyoruz. Bu tip uzatmalara rağmen yolun doğruluğu önemli ve bu konuda herkes hem fikir. Bu nedenle sabırlı olmak ve daha önemlisi elbette şirketler açısında bu sabrı finansal olarak gösterebiliyor olmak çok önemli diye düşünüyorum.


06

‘Performans olumlu ama daha yeni başladık’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) 10. Sektör Toplantısı’nda, ELDER’in en önemli destekçilerinden biri olduğunu ve Türkiye’nin geleceği için daha fazla sorumluluk alarak her zaman en iyi hizmeti vermesini beklediklerini söyledi.

E

LDER tarafından bu sene 10’uncusu düzenlenen “Sektör Toplantısı” İstanbul’da gerçekleştirildi. Oluşturmaya çalıştıkları şeffaf ve mali açıdan güçlü, istikrarlı enerji piyasaları yolculuğunda ELDER’in önemli hizmetleri bulunduğunu dile getiren Enerji Bakanı Berat Albayrak, “Eğer rekabet yoksa tüketiciye uygun maliyetli enerji sağlama imkanı olmaz. Temel amacımız daha rekabetçi bir piyasa. Bu vesileyle daha iyi hizmeti daha uygun fiyatla tedarik etme stratejsi. Özelleştirip sektörü kendi başına bırakma lüksümüz yok. Her zaman bu amacın hayata geçmesi için uyumlu ve yoğun bir şekilde çalışıyoruz” diye konuştu.

“ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ” Enerji maliyetlerini sadece dağıtım ve perakende alanındaki çalışmalarla değil üretim alanındaki adımlarla da düşürdüklerini söyleyen Albayrak; “2002’de ortalama bir hanenin yıllık elektrik tutarının asgari ücret içindeki payı yüzde 20,1 iken, 2016’da bu rakam yüzde 6,3’e düşmüş durumda. Son 15 yılda laf yerine hizmet ve icraat ürettik. Vatandaşımızın hak ettiği hizmeti alması için çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. 2016- 2020 yıllarında altyapı iyileştirmesi için özel sektör eliyle 18 milyar lira, kamu eliyle 12 milyar lira olmak üzere 30 milyar liradan fazla yatırım yapıyoruz. Mevcut hatlarımız, altyapımız yeterli değil. Son 1 yılda enerji altyapısında büyük değişimler yaşadık. Doğalgazın elektrik üretimindeki payını yüzde 10 azaltarak, ithal gazın dış ticaret üzerindeki baskısını daha da azaltmak için çok çalışıyoruz. Yerli kaynaklardan elektrik üretiminde yüzde 49 ile rekor yaşandı” dedi.

E

‘RÜZGAR YEKA İÇİN ŞİRKETLERLE GÖRÜŞÜLÜYOR’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak

HEDEF: 10 MİLYAR METREKÜPÜN ÜZERİNDE DOĞALGAZ DEPOLAMAK Bakan Albayrak, Türkiye’nin nükleer enerjide de adımlar attığını belirterek, “Tüm dünyanın yüzde 11, OECD ülkelerinin ise yüzde 21 elektrik ihtiyacının nükleerden sağlandığı bir dünyada nükleeri de en kısa sürece hayata geçirmek için çok çalışmaya devam ediyoruz” dedi. 2023’e kadar toplamda 10 milyar metreküpün üzerinde bir doğalgaz depolama hedefini hayata geçirmeyi hedeflediklerini kaydeden Albayrak, “Amacımız Türkiye’nin yıllık tüketiminin en az yüzde 20’sini depolayan bir kapasiteye ulaşmak. Türkiye olarak, enerji köprüsü olmanın ötesine geçmek istiyoruz. Türkiye’de aynı zamanda fiyatlandırmanın yapıldığı, piyasa derinliğinin oluşturulduğu, pazarın daha da büyüyerek piyasa gelişimine yön verildiği bir yapıya kavuşmayı hedefliyoruz. Milli Enerji ve Maden Politikamız da tam da bu amaçla oluşturuldu” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Berat Albayrak, elektrik dağıtım sektöründe hizmetlerden duyulan memnuniyetin yüzde 53 arttığını belirterek, “Önümüzdeki yıl için sektörde müşteri memnuniyet oranında hedef yüzde 80 olmalı, inşallah bunu yakalayacağız” dedi. Bakan Albayrak, elektrik dağıtım sektöründe 2015 Mart- 2016 Mart dönemini baz alarak tüketici memnuniyeti anketini ilk olarak geçen yıl Trabzon’daki sektör toplantısında açıkladıklarını ve o toplantıda ‘tüketici memnuniyeti odaklı yeni dönemi’ başlattıklarını söyledi.

“5 YILLIK DÖNEM İÇİN 30 MİLYAR LİRALIK BÜTÇEMİZ VAR” Albayrak, geçen yıla kıyasla daha iyi bir noktaya gelindiğini dile getirerek, şöyle konuştu: “Tüketici memnuniyeti ve vatandaş odaklı hizmet olgusunda önemli hedefler koyduk. Değerlendirmemizi yatırımlar, tedarik kalitesi ve sürekliliği, müşteri hizmetleri ve iletişim başlıkları altında yaptık. Yatırımlarda 5 yıllık dönem için

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, son 10 yılda enerjide 75 milyar dolardan fazla yatırım gerçekleştirildiğini ve elektrik kurulu gücünün 80 bin megavata ulaştığını anlatarak, “Gelecek 10 yıl içinde asgari 50 bin megavatlık yatırımla sektörü büyütmeye devam edeceğiz. Bu dönemde güneş ve rüzgarda ilk olarak 5’er bin megavat, sonrasında 10’ar bin megavat ilave kapasiteyi sisteme kazandırmayı hedefliyoruz” dedi. Albayrak, bu yatırımları yaparken yerli üretim ve Ar-Ge’yi temel alan ve Türkiye’yi bu alanda bir üs yapacak anlayışla hareket ettiklerini belirterek, Karapınar YEKA ihalesinin başarılı bir şekilde tamamlandığını, 27 Temmuz’da son tekliflerin alınacağı rüzgar YEKA ihalesi için ise dünyanın önde gelen şirketleriyle görüşme ve toplantıların devam ettiğini

30 milyar liralık bir bütçemiz var. Tedarik kalitesi ve sürekliliğinde önemli metodolojiler geliştirdik. Müşteri hizmetleri noktasında da çağrı merkezi devrimini yaptık. Vatandaşımızın alınan hizmet noktasında dağıtım şirketlerimize verdiği puanda yüzde 20’lik bir artış var. Geçen yıl 5 puan üzerinden 2,86 olan not, bu yıl 3,45’e çıktı. Hizmetlerden duyulan memnuniyet noktasında baktığımızda ise geçen yıla kıyasla yüzde 53 artış var. Tüm vatandaşlarımız nezdinde bakıldığında iki yılı kıyaslayınca yüzde 60’lık bir seviyeye ulaşıyor ki bu olumlu bir performans. Ama daha yeni başladık. Önümüzdeki yıl için sektörde müşteri memnuniyet oranında hedef yüzde 80 olmalı. 21 dağıtım şirketinin çoğu kendini geliştirdi ama istediğimiz performansı henüz yakalamış değiller. Neler yapmalıyız bunu değerlendireceğiz.”

aktardı. İstihdam ve Ar-Ge ile yatırımlar sürerken, cari açığın düşürülmesine ve Türkiye’nin ihracatına da katkı yapmayı hedeflediklerini vurgulayan Albayrak, “Vatandaşımızın cebine yansıyan faturayı düşürmek için, inşallah bu iyileştirmelerin daha da ötesine gideceğiz. Yerli kömürün yeni nesil, doğa dostu ve ileri teknolojiye sahip santrallerin kazandırılması için gerekli altyapıyı hazırladık. Şu anda dünyadaki en ileri çevreci kriterlerle bu yatırımları yapacağız. Türkiye’de bir iş yapıyorsak en iyisini en çevrecisini ve doğru olanını yapmak zorundayız. Milletimizin hayır duasını almayan, teveccühünü kazanmayan hiçbir yatırımın başarıya ulaşmayacağını düşünüyoruz. Kaynaklarımız yüksek teknolojiyle milletimizin hizmetine sunulacak” diye konuştu.

“TÜKETİCİNİN YÜZDE 54’Ü HİZMETİ ‘DEVLET VERİYOR’ SANIYOR” Anketin detaylarını ve sonuçlarını paylaşan Albayrak, şirketleri “tanınırlık” başlığı altında değerlendirdiklerinde, elektrik dağıtım hizmetini kimin verdiğine ilişkin soruya tüketicinin yüzde 46’sının doğru cevap verdiğini, yüzde 54’lük kesimin ise elektrik dağıtım hizmetini “devlet veriyor” şeklinde yanıtladığını aktardı. Dağıtım hizmetini kimin verdiğine ilişkin oranın geçen yıla göre yüzde 21 arttığını belirten Albayrak, “Ortada bir başarı var ama bu performansa dayalı hizmeti devletin verdiğini düşünüyorlar. ‘Her gün elektrik kesiliyor’ diyen vatandaşımızın oranında yüzde 19 düşüş, ‘haftada bir iki kez kesiliyor’ diyende yüzde 40, ‘ayda bir iki


07

‘ENERJİ SEKTÖRÜ YENİ TÜRKİYE’DE DEĞİŞİMİN ÖNCÜSÜ OLACAK’

T

BMM Enerji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, enerji sektöründe tüm kuralların yeniden yazıldığı bir döneme girildiğini ifade etti. Değişen piyasalarda Türkiye’nin enerji ticareti alanında bölgesel ve küresel ölçekte en büyük 10 oyuncudan biri olmayı hedeflediğini söyleyen Altunyaldız; “Önemli ithalatçı ülkeler ihracatçı konuma geçiyor. Büyük enerji ihracatçısı ülkeler ise büyümenin merkezi haline geliyor. Bir taraftan petrol fiyatında meydana gelen önemli değişmeler, diğer taraftan dünyanın pek çok yerinde keşfedilen kaya gazı rezervleri ve yenilenebilir enerjideki gelişmeler, küresel enerji oyununun kurallarını değiştiriyor. Bütün bu değişken ortamda Türkiye son derece stratejik bir hamlede bulunarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini milletimizin büyük bir teveccühü ile hayata geçirdi. Enerji sektörü yeni Türkiye’de değişimin öncüsü olacak” dedi.

kez kesiliyor’ diyende yüzde 50’lik bir düşüş var. ‘Elektrik nadir veya hiç kesilmiyor’ diyende yüzde 60’lık artış var” dedi.

“KESİNTİDEN ÖNCEDEN HABERDAR OLMA ORANI YÜZDE 64” Kesintilerin yönetilmesi, vatandaşın haberdar edilmesi, kesintiyle ilgili bilgiye ulaşılması ve belirtilen sürede sıkıntıların giderilmesine ilişkin veriler de paylaşan Albayrak, şunları kaydetti: “Kesintiden önceden haberdar olma oranı yüzde 64. Yani ‘nereyi arayıp kesintiyi öğreneceğini’ bilenlerin oranı yüzde 64, ama kesintiyi önceden bilenlerin oranı yüzde 37. Halkımızın üçte ikisi bu kesintileri önceden bilme noktasında problem yaşıyor. Sorulara hızlı yanıt alanların oranındaki artış geçen yıla kıyasla yüzde 34 artmış. Bu, çağrı merkezleriyle halkımıza dokunma hususunun önemini ortaya koyuyor. Belirtilen zamanda kesintinin giderilmesi yüzde 30. Burada kat edeceğimiz ciddi bir mesafe var, bu hususu ciddi olarak iyileştirmemiz lazım.”

2017 YATIRIM HEDEFİ 5 MİLYAR LİRA Albayrak, 2016 yatırım tabanı olarak 3 milyar 576 milyon lira belirlendiğini, fakat hizmete alınan toplam

‘5 YILLIK YATIRIM DÖNEMİNDE HİZMET KALİTESİ ARTACAK’

‘SON 10 YILLIK DÖNEMDE TOPLAM KURULU GÜCÜMÜZ İKİ KATINA ÇIKTI’

E

S

PDK Başkanı Mustafa Yılmaz: “Türkiye’nin geleceği için taş üstüne taş koyan, en ücra köşelere hizmet götüren, istihdam sağlayan her şirket bizim için değerlidir” dedi. Yeni elektrik tarife döneminde EPDK’nın yatırımlar konusunda yüksek bir hedef ortaya koyduğunu belirten Yılmaz; “Elektrik dağıtım sektörünün bu yüksek çıtayı yakaladığını, hatta belirlenen yatırım tavanının da üzerinde bir yatırım gerçekleştirdiğini gördük. Dağıtım şirketleri 4 milyar liralık yatırım yaptı” dedi. İçinde bulunulan 5 yıllık yatırım döneminde tüketicilere yönelik hizmet kalitesinin artacağını dile getiren Mustafa Yılmaz, şunları kaydetti: “Teknolojide yaşanan gelişmelerin dağıtım şebekelerine entegrasyonunu öngören akıllı şebeke uygulamaları noktasında da mesafe alıyoruz. ‘Türkiye Akıllı Şebeke Yol Haritası’ çalışmasında sona yaklaştık. Çalışmanın tamamlanmasının ardından dağıtım şirketleri de akıllı şebeke dönüşümünü daha sistematik ve eşgüdümlü şekilde hayata geçirebilecektir.” Yılmaz, siber güvenliğin ülke güvenliği için önemine dikkat çekerek dağıtım şirketlerinin siber saldırılara karşı özellikle duyarlı olması gerektiğini vurguladı.

yatırımın 3,7 milyar lira olduğunu açıkladı. “Yani yüzde 103’lük bir bütçe gerçekleştirdik” diyen Albayrak, “2017 için yatırım tabanının 4 milyar 24 milyon lira olarak belirledik ama bu rakamı da 5 milyar liraya çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Albayrak, geçen yıl açılan 9 yeni çağrı merkeziyle 3 bin 200 kişilik istihdam sağlandığını aktardı. Bakan Albayrak, oluşturulan bu istihdamla önemli bir altyapı eksiğinin giderildiğini ve tüketicinin telefon başında bekleme süresinin azaldığını belirterek, “Özellikle belirlediğimiz 20 saniyede operatöre ulaşma hedefini 21 firmadan 18’i ile sağladık. Hepinizi tebrik ediyorum. Cevaplama oranıyla ilgili belirlediğimiz kriterlerde de yüzde 90-95 hedefleri açısından önemli bir ivme yakaladık, ama 21’de 21 şirket değil henüz” dedi. Sokak aydınlatmalarıyla ilgili sonuçları da aktaran Albayrak, 6,6 milyon adet sokak lambası bulunduğunu ve bunlardan 5 milyonunun kontrol edildiğini söyledi. Ayrıca 266 bin sokak lambasının da tamirinin yapıldığını dile getiren Albayrak, “Sokak lambasının yanmamasıyla oluşabilecek güvenlik tehlikesini ortadan kaldıracağız. Yılda en az iki kontrolle bu alanda sürekli yaşayan bir sistemi inşa edecek, müşteri memnuniyetinde ciddi bir iyileşme sağlayacağız” dedi. Albayrak, belirtilen sürede

kesintilerin giderilmesi hedefinin yüzde 80 olduğunu anlatarak, “Bunu başarmamız lazım. İtibar endeksi ve tanınırlık. Vatandaşın üçte ikisi sizi bilmiyor, artık daha görünür olma ve tanınırlık noktasında ciddi adımların atıldığı bir döneme girmemiz lazım. Burada, asgari bir yüzde 70’lik hedefi ortaya koymalıyız. Türkiye 80 milyon, 780 bin kilometrekarenin tamamında aynı hizmet kalitesi memnuniyetini, yakalamak zorunda çünkü büyük ve güçlü Türkiye diyorsak her alanda olduğu gibi bu alanda da en iyiyi hedeflemek zorundayız. Son hedef olan sorulara hızlı yanıt noktasında yüzde 70’lik hedefi ortaya koyacağız. İnşallah önümüzdeki yıl bu hedefleri hayata geçireceğiz. Yeni hedeflerle çıtayı daha da yukarıya taşıyacağız” dedi.

“TÜKETİCİ VE DAĞITIM ŞİRKETLERİ ARASINDA EŞİT DENGE KURULMALI” EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz; enerji piyasasında tüketici memnuniyetinin olmadığı bir piyasaya karşı oldukları kadar, yatırımcıların küstürüldüğü bir piyasaya da karşı olduklarını söyledi. Piyasada tüketici ile dağıtım şirketleri arasında eşit

ELDER Başkanı Serhat Çeçen’in önemli açıklamaları sayfa 31’de

on dönemde özel sektör tarafından elektrik sektörüne 100 milyar doları bulan yatırım yapıldığını söyleyen ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen; “Son 10 yıllık dönemde toplam kurulu gücümüz yaklaşık iki katına çıkarken özel sektörün payını da yüzde 41.5’ten, yüzde 74.5 seviyesine taşıdık. Yeni yatırımlar ve özelleştirmeler yoluyla ülkemizin enerji arzının güvenli ve sürdürülebilir olması için gerekli adımları attık. Elektrik dağıtım sektöründe kamu dönemine göre 3 kat daha fazla yatırım yapılmaktadır. Buna karşın elektrik fiyatları da reel bazda düşmüştür. 1995 yılı elektrik fiyatları ile EPDK tarafından belirlenen Nisan 2017 elektrik fiyatlarını, enflasyon etkisinden arındırılmış reel bazda karşılaştırdığımızda, mesken seviyesinde yüzde 25, sanayi ve ticarethane kullanıcılarında yüzde 60’lar seviyesinde düşüş yaşandığını görmekteyiz” diye konuştu.

bir denge kurulması gerektiğini belirten EPDK Başkanı: “Tüketicinin yanında olmanın piyasa oyuncularının ya da dağıtım şirketlerinin karşısında olmak anlamına gelmediği, sanırım hepimizin ortak görüşüdür. Tüketicinin memnun olmadığı bir piyasa sağlıklı olmaz. Yatırımcının küstürüldüğü bir piyasada da vatandaşımızın hak ettiği üstün hizmet kalitesini beklemek gerçekçi değildir” dedi. Geçen yıl Trabzon’da ELDER’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantının elektrik sektörü için bir milat olduğunu ifade eden Başkan Yılmaz: “Bu toplantıyla dağıtım şirketleri için tüketici memnuniyetini faaliyetlerinin odağına alan, hizmet kalitesi yönünden kendini gözden geçirmeye ve geliştirmeye teşvik eden bir süreç başladı” dedi. Yılmaz, söz konusu toplantıdan kısa süre sonra çağrı merkezlerinin kurulduğunu hatırlatarak, bütün dağıtım şirketlerinin kısa sürede kurdukları bu merkezlerle sadece tüketici memnuniyeti noktasında önemli bir adım atmakla kalmadığını, o şehirlerdeki istihdama da katkı sağladığını vurguladı.

“ENERJİ VE MADEN POLİTİKASINI BÜYÜK RESİM ALTINDA DEĞERLENDİRMELİYİZ” Toplantının ev sahibi ELDER

Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen küresel piyasaları değerlendirdiği bir konuşma yaptı. Çeçen; “Dünya ekonomisi 1985’den 2015’e kadar 30 yıllık dönemde reel bazda iki katından fazla büyüdü. Türkiye ekonomisi aynı dönemde yaklaşık 4 misli büyüdü. Bu büyümenin önemli bir bölümü son 15 yıllık istikrarlı dönemde elde edildi. Aynı dönemde dünya enerji tüketiminde de 2 katından fazla artış oldu. İlginç olan son 30 yılda enerji fiyatları neredeyse hiç değişmedi. Dünyanın enerji talebi gelecek 30 yılda da artmaya devam edecek. Üretimin bu talep artışına ayak uydurması ise kolay olmayacaktır. Dünya ekonomileri korumacı bir döneme girerken ekonominin sürücü unsuru olan enerjinin önemi de doğal olarak çok büyük oranda artacak. Enerji Bakanımızın açıkladığı Milli Enerji ve Maden Politikasının 3 sacayağını yani öngörülebilirlik, arz güvenliği ve yerlileştirme başlıklarını bu büyük resim altında değerlendirmek gerekiyor. Öngörülebilirlik, özel sektör yatırımlarının devamı için hayati bir unsur. Bu konu finans sektörü içinde, yatırımcılar içinde aynı derecede önemlidir. Öngörülebilir ve şeffaf olmayan bir piyasa sürdürülebilir değildir. Otoritenin bu konuyu ele alması biz yatırımcılar tarafından da büyük bir beklenti ortaya çıkarmıştır. Bizler de bu çalışmalara destek vermek için tüm bilgi ve birikimimizle hazırız” dedi.


08

Bir gaz arz güvenliği masalı B

u yazıda iki konudan bahsedeceğim: Avrupa Birliği doğal gaz arz güvenliği gerçekte neyi amaçlıyordu ve bunun tohumları nasıl atıldı. Önce bir uyarıda bulunayım: Aşağıda okuyacaklarınız hayal ürünüdür ve hiçbir kurum veya kuruluş ile bir ilgisi yoktur. Avrupa Birliği, doğal gaz arz güvenliğini artırma yolunda yaklaşık 15 yıldır çaba sarf ediyor. Meyvelerini ise daha yeni yeni almaya başladı. Daha kat edilecek epey yol var ama eğer Birlik üyeleri tek bir politika çatısı altında eylem birliği yapmış olsalardı meyvelerini çok daha önce almış olacaklardı. Neden mi? Çünkü Avrupa Birliği Komisyonu’nun 10 milyonlarca Euro vererek yaptırdığı Avrupa’nın enerji güvenliği konulu birçok araştırma ki çoğu özgün çalışmalardı, yol haritalarını yıllar önce çizmişti. Bu çalışmalardan birkaçında bu naçiz kulunuz çok mürekkep tüketti. Hatta büyük bir projeye genel koordinatörlük yaptı. Böbürlenmek için söylemiyorum. Ne haddime. Ben cahilin biriyim. Sadece bugün gelinen noktada geçmişte yapılan çalışmaların önemini, daha doğrusu araştırmaya neden önem verilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Tabii ki araştırma deyince özgün çalışmalardan bahsediyorum, copy-paste mantığı veya elalemin söylediklerinin derlenip cilalandığı veya parayı verenin duymak istediklerinin söylendiği raporlardan değil. Birçok çalışmada ana hatlarıyla şunlardan bahsediliyordu: Eğer gaz arz güvenliği temin altına alınmak, mevcut kırılgan yapıdan kurtulmak ve mevcut sistemi dezavantajdan avantajlı hale dönüştürmek isteniyor ise bazı şeylerin yerine getirilmesi veya değiştirilmesi gerekir. Nedir bunlar? İthal doğal gaza olan bağımlılığı azalt, boru hatlarıyla her yeri birbirine bağla, dört bir tarafı LNG tesisleriyle donat, tedarikçi sayısını ve güzergâhları arttır, depolama kapasitesini geliştir ve etkin bir şekilde kullanıma sun, satıcılara karşı birlik ol ve onları senin kurallarınla ticarete zorlayarak gaz fiyatını düşür. Avrupa Birliği’nin bugün geldiği konum da bir bakıma

bu resimden pek farklı değil. Avrupa’nın gelecekteki doğal gaz talebi her ne kadar müthiş bir belirsizlik perdesiyle örtünmüş olsa da Avrupa’nın doğal gaz üretiminin hızla düşmesi ithalat bağımlığının devam edeceğini gösteriyor. Avrupa Birliği’nin 2030 yılında yaklaşık 90 bcm ek gaz ithalatına ihtiyacı olacak (2016 yılı ile karşılaştırıldığında). Bu ek gaz nereden gelecek? Avrupa Birliği, doğal gaz ithalatının yüzde 90’ını üç geleneksel kaynaktan gerçekleştiriyor: Rusya, Norveç ve Cezayir. Rusya’ya olan bağımlılık politik nedenlerden dolayı artırılmak istenmiyor. Norveç’ten yapılan ithalat, gaz üretimindeki azalma nedeniyle düşecek, Cezayir’den yapılan ithalat ise en iyi olasılıkla Norveç’in düşen payını tamamlayacak. Yani, bu üç ülkeden yapılan ithalat miktarı 2016 yılındakinden pek farklı olmayacak. Peki, bu 90 bcm ek ithalat nerden gelecek? Evet, 10 bcm/yıl TANAP-TAP yoluyla Azerbaycan’dan temin edilecek. Geriye kaldı 80 bcm. Bunun büyük çoğunluğunu LNG oluşturacak. Kalan miktar ise Doğu Akdeniz dahil diğer bölgelerden gelecek gazla karşılanabilir. En azından teoride. LNG’nin Avrupa için önemini biraz açalım. Avrupa’nın gaz arz güvenliği konusundaki yumuşak karnı Orta ve Doğu Avrupa’da Rusya’ya aşırı bağımlı ülkeler ama Avrupa’daki LNG terminallerinin yüzde 80’den fazlası batıdaki ülkelerde. 1968 yılında Barselona’da kurulan Avrupa’nın ilk LNG tesisinden bu yana neredeyse 50 yıl geçti. Bu sürede 21 tane daha büyük çaplı LNG tesisi yapıldı ki bunların toplam kapasitesi bugün 200 bcm’in üstünde. FSRU’ları da katarsak bu miktar 230 bcm’i geçiyor. İyi de LNG olarak batıya getirilen gaz doğuya nasıl iletilecek? Cevabı basit: Boru hatlarıyla batıyı doğuyla bağlayarak, yani ülkeler arasında enterkonnekte bir sistem oluşturarak. Daha doğrusu, Avrupa Birliği Komisyonu’nun iç enerji piyasasını tamamlamamız gerekir diye yıllardır yırtındığı konuyu hallederek. Bu kolay mı? Hem evet, hem hayır. Evet, çünkü Avrupa Birliği alt yapı yatırımları için keseyi açmış durumda. Hayır, çünkü

enterkonnekte olmak bazı ülkelerin işine gelmiyor. Örnek mi? Mesela, İspanya ve Fransa arasındaki projede Fransa’nın halen ayak sürtmesi. İyi ama Avrupa’daki LNG terminallerinin çok düşük (2016 yılında %25) kapasite kullanım oranı nasıl artacak? Biliyorsunuz, LNG piyasalarındaki değişim hızla devam ediyor. 2021 yılına kadar 160 bcm yeni kapasite devreye girmesi bir yana, LNG piyasalarında önümüzdeki en az beş yıl daha kapasite fazlası olacağı tahmin ediliyor. Bu da bizi LNG fiyatının boru gazıyla rekabet edip edemeyeceği sorusuna getiriyor. Cheniere’nin eski CEO’su, Tellurian’ın şimdiki CEO’su Charif Souki’yi hatırlarsınız. Amerikan LNG’yi Avrupa’ya 4 dolar/MMBtu’ya getiririm diyordu. Halen de pek farklı düşünmüyor. LNG fazlalığı ve petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle Avrupa ve Asya piyasaları arasındaki fiyat makası neredeyse ortadan kalkmış durumda. Mesela, Nisan ayında İspanya’ya gelen ortalama LNG fiyat ile Asya’nın en büyük ithalatçılarının ortama fiyatları arasındaki fark sadece 30 cent idi. Gelecekte de bu böyle devam eder mi? Uzun vadede olmaması için büyük bir neden yok. Globalleşen LNG piyasaları ve LNG kontratlarında Hub endeksli fiyatlara yönelim bunun önemli bir göstergesi. LNG kontrat yapılarında da değişim söz konusu. 2016 yılında spot ve kısa vadeli işlemlerin toplam LNG ticaretindeki oranı yüzde 28’i aştı. Ayrıca, 2016 yılında yapılan LNG kontratlarının ortalama süresi 8 yıla indi. Hâlbuki 10 yıl önce ortalama kontrat süresi 19 yıl idi. Re-export hakkı da artık kanıksanmış durumda. LNG piyasalarındaki değişimin de etkisiyle Avrupa’daki gaz kontratlarının üçte ikisi artık Hub endeksli yapıya dönüştü. Bu oranın ileride daha da artacağı bekleniyor. Konuya bu perspektiften bakıldığında LNG piyasalarında gözlemlediğimiz değişen kontrat ve fiyat dinamiklerinin Rus gazına da baskı oluşturacağını iddia etmek hiç de abartı olmaz herhalde. Tüm bunlar yaşanırken Avrupa Birliği boş durmuyordu. Avrupa Birliği Rekabet Genel

Müdürlüğü’nün açtığı ve Gazprom’un, Orta ve Doğu Avrupa’da haksız rekabette bulunup bulunmadığını inceleyen rekabet soruşturması Gazprom’u, AB’nin ‘Üçüncü Enerji Paketi’nin gereksinimlerini karşılamaya zorladı. Nihayetinde Gazprom, Orta ve Doğu Avrupa pazarlarında kontrat ve fiyat yapısında değişikliğe gitti. Bu değişiklik Gazprom’un diğer pazarlarına yansır mı bilemeyiz ama önemli olan Avrupa Birliği’nin diretmeleri meyve vermeye başladı. Buna bir de Gazprom ile Ukrayna’nın Naftogaz şirketi arasında Stockholm Tahkim Enstitüsü’nde 2014 yılı Haziran ayından beri devam eden ve gaz fiyatlarının piyasa koşulları göz önünde bulundurularak yeniden gözden geçirilmesi konusundaki tahkimin ön kararlarını eklemek gerekir. Mahkeme, Gazprom’un 2009 yılından beri uyguladığı “al ya da öde” kuralını ve doğalgazın yeniden ihracat yasağını iptal etmişti. Nihai kararın nasıl çıkacağını yakında göreceğiz. Buraya kadar bahsettiklerimi Istrade 2017’de bir giyim mağazasının vitrinine koyduğu “pantolonları indirdik, sizleri bekliyoruz” resmiyle özetlemeye çalışmıştım. Şunu demek istiyorum: Avrupa Birliği, çeşitli aşamalardan geçerek oluşturduğu stratejisini dış etmenlerin de yardımıyla hayata geçirme gayretine devam ederek Gazprom’a “bak kardeşim, oyunu benim kurallarımla oynayarak bana gazı makul fiyat ve şartlarla vereceksin, yoksa…” demeye çalışıyordu. Rusya ise rakiplerine “bak kardeşim, ben artık piyasa payımı korumak için bazı radikal değişiklikler yapmaya başladım, buyurun benimle rekabet edin” diyor. Geçen sene Gazprom’un Avrupa’ya sattığı gaz miktarı tarihi bir rekordu. Satış fiyatı ortalaması ise İngiltere NBP hub fiyatının altında kaldı. Haklısınız, düşen petrol fiyatları da bunda önemli bir rol oynadı ama şu var ki Gazprom Export CEO’sunun geçen ay gerçekleştirilen Flame konferansında söylediği şu cümleyi göz önünde tutmak gerekir: Ne pahasına olursa olsun Avrupa’daki pazar payımızı koruyacağız! Burada sorulması gereken soru Gazprom ile Avrupa pazarında orta veya uzun

vadede rekabet edebilmek bir babayiğidin olup olmadığıdır. Bazı tahminlere göre Gazprom, Avrupa’ya doğal gazı 3,5 dolar/MMBtu’ya satıp kar bile yapabilir. Yamal bölgesi sağ olsun, Gazprom eğer isterse yıllık üretimini de rahatça 100 bcm arttırabilir. Doğu Akdeniz gazı, Amerikan LNG vesaire, Gazprom’un bırakacağı oyun alanı çerçevesinde Avrupa piyasasına dahil olabilir diye düşünüyorum. Ama biz yine de “Avrupa’nın gazı Türkiye’den gidecek”, “AB’nin enerjide kurtuluş yolu Türkiye’den geçiyor” demeye devam edelim. Bakarsınız göl maya tutar; kim bilir. Sonuç itibariyle, “gaz arz güvenliği isterük” sloganıyla yola çıkmış gibi görünen Avrupa Birliği, gaz tedarik ve güzergâh çeşitliliğini artırmak için her türlü karta yatırım yaptı ve nihayetinde istenilen şeyin, yani Gazprom’dan gazı hem makul fiyatlarla hem de istediği şartlarda almanın, yolunu açtı. Gaz tedarik ve güzergâh çeşitliliği söylemi belki de sadece bir araçtı, amaç değil. Bir kaç istisna ülke haricinde gazın nereden geldiği o kadar önemli değildi aslında. Rusya ise Avrupa Birliği’nin direttiği koşulları göz ardı etmeyerek Avrupa piyasasına hâkimiyetini devam ettirecek. Gaz tedarik ve güzergâh çeşitliliği söylemi tozlu raflara doğru yolunu alırken, Kuzey Akım 2 boru hattı projesi için yelkenler boşuna suya indirilmiyor herhalde. Ne Avrupa Rus gazından vazgeçebilir ne de Rusya Avrupa pazarından. Genç kadın doktora şikâyetlerini anlatıyordu: “Birincide yoruluyorum. İkincide göğsümde ve bacaklarımda ağrılar başlıyor. Üçüncüde bayılacak gibi oluyor, kalp çarpıntılarım ve nefes almam hızlanıyor. Doktor sorar: “Peki birinciden sonra neden vazgeçmiyorsunuz? Genç kadın: “Nasıl vazgeçeyim doktor bey. Apartmanın dördüncü katında oturuyorum.” Rusya ve Avrupa Birliği ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine temennisiyle Bayramınızı şimdiden kutlarım. Kalın sağlıcakla...





12 Başkent EDAŞ, elektrik dağıtım hizmeti verdiği Kastamonu’da kesintisiz ve sürdürülebilir enerji hedefi ile insansız hava araçlarını kullanmaya başladı.

B

aşkent EDAŞ, sürdürülebilir ve kesintisiz enerji hedefi için teknoloji yatırımlarını hızlandırdı. Geçtiğimiz ay Bozkurt İlçesi’ndeki ormanlık alanda bu yöntemle 12 kilometrelik hatta arıza tespiti yapıldı. Arıza ve bakım tespitlerinin insan eliyle yapılmasının zor olduğu arazide dağıtım hatlarını insansız hava araçlarıyla yakından görüntüleme imkanı bulan Başkent EDAŞ, bu sayede müdahaleleri de daha hızlı gerçekleştirebiliyor.

Başkent EDAŞ’ın

İHA’ları sahaya indi İHA’LAR OCAK AYINDA KULLANILMAYA BAŞLANDI Kuzeyde yer alan enerji nakil hatlarının büyük çoğunluğunun ormanlık alanda bulunduğu Kastamonu’da arıza ve bakım tespiti, hem iş gücü hem de yabani hayvan riski nedeniyle ciddi sorunlar yarattığı belirtilirken ekiplerin yabani hayvanlar

nedeniyle bazı bölgelere giremediği belirtildi. Ocak ayı itibarıyla İHA’ları kullanmaya başlayan Başkent EDAŞ, bu sorunları teknolojiyle aştığını bildirdi. Biri 8 pervaneli multikopter, diğeri kanatlı tip olmak üzere iki insansız hava aracını sahaya indiren

Başkent EDAŞ, Kastamonu’nun Bozkurt İlçesi’ndeki ormanlık alandan geçen Günvakti enerji nakil hattının 12 kilometrelik kısmını İHA’larla kontrol ederek arızalanan direği bakım programına aldı.

2 GÜNLÜK İŞİ ÜÇ BUÇUK SAATTE YAPTI

G

ünvakti’ndeki çalışmayı 3.5 saatte tamamlayan İHA, ekiplerin zorlukla ulaşacağı, yabani hayvan tehdidinin olduğu bölgeye varıp tespiti hızla gerçekleştirdi. 3 kişilik bir ekibin bir günde yapamayacağı işi çok kısa zamanda bitiren insansız hava aracı, önümüzdeki dönemde Bartın, Karabük ve Zonguldak’ta da kullanılmaya başlayacak.

Enerjisa’lı Sabancı Gönüllüleri’nin deneyim

paylaşım toplantıları devam ediyor S

Enerjisa’lı Sabancı Gönüllüleri, Görmediğin Olamazsın Projesi kapsamında düzenlediği ilham verici kadın buluşmalarının ikincisini Başkent Kule’de 100 kişinin katılımı ile gerçekleştirdi.

Diyet Uzmanı Özge Naile Kazan Demirtaş ve ekibinin,

Genç Osman Anadolu Lisesi öğrencileri ile sağlıklı beslenme, diyet, beslenme bozuklukları üzerine sohbet ettikleri etkinlikte kadınlar gelecek ile ilgili hedeflerinden bahsettiler ve beslenmeye dair doğru bilinen yanlışlar hakkındaki sorularına cevap buldular.

abancı Gönüllüleri Programı kapsamında kadınların hayatına dokunmayı sürdüren Enerjisa’lı Sabancı Gönüllüleri, Görmediğin Olamazsın Projesi kapsamında 2016 yılı Kasım ayında ilkini düzenlediği ilham verici kadın buluşmalarının ikincisini Başkent Kule’de 100 kişinin katılımı ile gerçekleştirdi.

11 FARKLI PROJE GERÇEKLEŞTİRİLDİ Enerjisa’lı Sabancı Gönüllüleri; 2015 yılından beri kadın, eğitim, sağlık gibi konularda 11 farklı proje gerçekleştirdi. İlham perileri, Görmediğin Olamazsın Projesi ile kadın kişisel gelişimi ve cinsiyet eşitsizliği

ile ilgili farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Proje ile çevredeki birçok kadına örnek ve yardımcı olmak hedefleniyor. İlham perilerinin deneyim

paylaşım platformu oluşturmak için yola çıktığı projede daha çok kadına ulaşılması hedefleniyor.

İLHAM VERİCİ BAŞARI HİKAYELERİ PAYLAŞILDI Kendi hikayesi ile birlikte pek çok ilham verici başarı hikayesini katılımcılar ile paylaşan Özge Demirtaş, Başkent EDAŞ çalışanlarının da katılım gösterdiği etkinlikte beslenme bozukluklarının

kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha sık görüldüğü, günümüzde kadınların dış görünüşleri ile ilgili kaygılarının endişe verici boyutlara ulaştığına dikkat çekti.



Dağıtım Şirketi

İl

İlçe / Belde

Kurul Karar Tarihi

Kargaz Kars Ardahan Doğal Gaz Dağıtım San. Tic. A.Ş.

Kars

Selim

20.04.2017

Öngörülen Gaz Arzı Tarihi 2017

Taşköprü

08.06.2017

2017

Devrekani

08.06.2017

2017

Eskipazar

08.06.2017

2018

Atkaracalar

08.06.2017

2017

Ilgaz

08.06.2017

2017

Kızılırmak

08.06.2017

2017

Şabanözü

08.06.2017

2018

Çardaklı (Belde)

08.06.2017

2017

Saçak (Belde)

08.06.2017

2017

Kastamonu Karabük

Kargaz Doğal Gaz Dağıtım San. Tic. A.Ş. Çankırı


15


16

AGDAŞ’tan Şehit Ahmet Akyol

ilkokulu öğrencilerine çevre eğitimi A

GDAŞ Sosyal sorumluluk ekibi, Şehit Ahmet Akyol İlkokuluna giderek 70 öğrenciye çevre, geri dönüşüm ve güvenli doğalgaz kullanımı hakkında sunum yaptı. Çevre Temsilcisi projesiyle öğrencilere çevre bilincini aşılamaya çalışan proje ekibi, bu projesiyle çevrenin yaşam için ne kadar önemli olduğunu anlattı. Öğrencilere tohumlu kalem hediye eden

AGDAŞ Sosyal sorumluluk ekibi 5 Haziran Dünya Çevre günü kapsamında Şehit Ahmet Akyol İlkokulu öğrencilerine çevre, geri dönüşüm ve güvenli doğal gaz kullanımı hakkında eğitim verdi. AGDAŞ sosyal sorumluluk ekibi ağaçların yaşam için çok önemli olduğuna vurgu yaptı. Sunumun ardında öğrenciler çevreci yemini ederek Çevre Temsilcisi oldular.

‘YÜZLERCE ÖĞRENCİYE ULAŞIYORUZ’ AGDAŞ Kurumsal İletişim Sorumlusu Taner Tosun ve çevre temsilcisi projesi ekip üyeleri Hatice Açıkgöz, Ömer Ülken ve Ayten Demircioğlu; çevre temsilcisi projesiyle her yıl yüzlerce öğrenciye ulaştıklarını bu eğitimlerde

oldukça eğlenceli vakit geçirdiklerini ve öğrencilere çevre bilinci aşılamaya çalıştıklarını belirtti. Ayrıca kendilerini misafir eden Şehit Ahmet Akyol İlkokulu Müdürü Tekin Ateş’e teşekkür ettiler.

İzmirgaz çevreci resimleri ödüllendirdi DOĞALGAZIN ÇEVREYE YAPTIĞI ETKİ RESİMLERE AKTARILDI

İzmir Doğalgaz tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen okullar arası resim yarışması ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu. “Doğalgaz ve Çevre” konusuyla İzmir Doğalgaz tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen okullar arası resim yarışması ödülleri düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Yarışmada 6 eser dereceye girerken bir eser de jüri özel ödülü ile ödüllendirildi. Ödüller İzmir Doğalgaz Genel Müdürlüğü’nde yapılan törenle dağıtıldı. Öğrenciler ödüllerini İzmir Doğalgaz Genel Müdürü H. Burçin Yandımata ve Genel Müdür Yardımcısı Cebrail Ödemir’in elinden aldılar.

“ÇEVRE BİLİNCİ ERKEN YAŞLARDA OLUŞTURULMALI” Ödül töreninde konuşma

1.’lik Ödülü

yapan Genel Müdür H. Burçin Yandımata, çevrenin korunmasının önemine vurgu yaparak, “Çevre biz büyüklere emanet. Bizler çevreyi iyi korumalıyız ki, sizlere koruyabileceğiniz bir çevre bırakabilelim. Siz çocuklarımızda çevre bilincini ne kadar erken oluşturabilirsek, çevrenin korunmasına da o kadar katkı sağlamış oluruz.

ÖĞRETMENLER DE UNUTULMADI 2.’lik Ödülü

Altıncısını düzenlediğimiz bu yarışma ile yüzlerce çocuğumuz çevre konusundaki duyarlılıklarını bizlere çok güzel gösterdiler. Tüm öğrencilerimizi, öğretmenlerini ve ailelerini kutluyorum” diye konuştu.

3.’lük Ödülü

14 eser ve Jüri özel ödülüne 50 lira değerinde alışveriş çeki hediye edildi. Öğrencilerin başarısında öğretmenlerin katkısını göz önünde bulunduran İzmir Doğalgaz, birincinin öğretmenini yarım altınla, ikinci, üçüncü ve mansiyon alan öğrencilerin öğretmenini ise çeyrek altınla ödüllendirdi.

Çocukların gözünden doğalgazın çevreye yaptığı etkinin resme aktarılmasının istendiği yarışmada, jüri değerlendirmesi sonucunda 3 esere ödül, 3 esere mansiyon, 1 esere özel ödül verilirken 14 eser ise sergilenmeye değer bulundu. Yarışmanın birincisi Bornova Yavuz Selim Ortaokulu öğrencisi Cankat Çağlayan bin 500 lira değerinde diz üstü bilgisayar, ikinci Karşıyaka Özel Takev Ortaokulu öğrencisi Zeynep Özbay bin lira değerinde diz üstü bilgisayar, üçüncü Nevvar Salih İşgören Ortaokulu öğrencisi Bensu Simay Demirdağ ise 500 lira değerinde tablet bilgisayarla ödüllendirildi. Mansiyona değer görülen Çiğli Şehit Samet Çakır Ortaokulu’ndan Ceren Yıldız, Eren Şahin Eronat Ortaokulu’ndan Duru Özenç, Necmiye Bilgin Ortaokulu’ndan Ecem Cemre Karabacak ise tablet bilgisayar hediye edildi.


17

2015

11,6

2017 6,8

31,7

17,8

56,1

0,6

75,2

0,2

Desteklemiyorum Ne destekliyorum ne de desteklemiyorum Destekliyorum Cevap yok

2015

13,3

2017

11,5

21,7

20,4

64,9

0,1

68,1

Desteklemiyorum Ne destekliyorum ne de desteklemiyorum Destekliyorum Cevap yok

Bu proje Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olacaktır

%71,3 %82,2

Bu proje Türkiye’de doğalgaz kullanımını yaygınlaştırır

Bu proje Türkiye’de doğalgaz kullanımını yaygınlaştırır

%74,4 %80,5

Bu proje Türkiye ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunur

%71,8 %73,6

%69,2 %78,2

Bu proje Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olacaktır

%75,0 %71,7

Bu proje Türkiye’nin altyapısını geliştirmesine katkıda bulunur

%67,7 %74,9

Bu proje Trakya bölgesinde ekonominin gelişmesine katkıda bulunur

%69,9

Bu proje Türkiye’nin bölgede enerji merkezi olmasında yardımcı olur

%69,0 %74,0

Bu proje Türkiye’nin bölgede enerji merkezi olmasında yardımcı olur

Bu proje Türkiye ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunur

Bu proje Türkiye’nin daha güçlü bir ülke olmasına katkı sağlar

%65,8 %71,8

Bu proje Türkiye’nin enerji güvenliğini sağlayacaktır

%64,2

Bu proje Trakya bölgesinde ekonominin gelişmesine katkıda bulunur

%58,0 2015

2017

%78,8 %77,4

%71,9 %68,1

Bu proje Türkiye’nin altyapısını geliştirmesine katkıda bulunur

%68,6 %67,5

Bu proje Türkiye’nin enerji güvenliğini sağlayacaktır

%63,7

Bu proje Türkiye’nin daha güçlü bir ülke olmasına katkı sağlar

%68,7 %63,6 2015

2017







EWE Grubu’nun tüm hizmetleri tek çatı altında


24

Bursagaz’ın Koçluk Sistemi halkla ilişkilerde en iyi beşte Bu yıl “Hiç Durma” sloganıyla düzenlenen Halkla İlişkiler Çalışmaları Ödülleri 2017 kapsamında Bursagaz 2016 yılında ‘Koçluk Sistemi’ projesiyle aldığı ödülle, geçmiş yıllarda ödül alan projelerin değerlendirildiği “En İyi HİÇ”ler arasında yer aldı.

B

ursa Halkla İlişkiler Derneği tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Halkla İlişkiler Çalışmaları (HİÇ) Ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl ödüllerin beşinci yılına özel “En İyi HİÇ”ler de onurlandırıldı. 2016 yılında ‘Koçluk Sistemi’ projesiyle En İyi Kurum İçi İletişim ödülüne layık görülen Bursagaz, aynı projeyle Halkla İlişkiler Çalışmaları’nın beşinci

yılına özel seçilen “En İyi Beş HİÇ” arasına girdi.

İŞ VE SOSYAL HAYAT DENGESİ ÖN PLANDA 2014 ve 2016 yılları arasında yürütülen koçluk sistemi ile Bursagaz, tüm çalışanlarının eğitim ihtiyaçlarını tespit ederek, personelinin gelişimini sağlayacak gerekli mesleki, teknik ve yetkinlik

bazlı eğitimleri uygulamaya aldı. Koçluk sistemi ile çalışanlarının iş ve sosyal hayat dengesini sağlamayı amaçlayan Bursagaz, koçluk sistemi ile ilişkilendirmiş olduğu ve gelişim adaylarının özgürce kullanımına sunduğu “Özgür Fon” ile de tüm çalışanlarına ayrıcalıklı bir gelişim fırsatı sundu.

Bursa’nın Yıldızları Bursagaz öğrencileri Türkiye ikincisi oldu sektöre hazırlıyor Bursagaz, Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Gaz ve Tesisat Teknolojileri Bölümü 2. sınıf öğrencilerine yönelik bir eğitim programı hayata geçirdi.

Bursagaz’ın ana sponsoru olduğu Bursa Yıldızları, Basketbol 16 Yaş Altı Erkekler A Seviye Türkiye Şampiyonası’nda ikinci oldu.

B

ursagaz’ın ana sponsoru olduğu Bursa Yıldızları, oynadığı 5 maçın tamamını kazanarak çıktığı Basketbol 16 Yaş Altı Erkekler A Seviye Türkiye Şampiyonası final maçında, kadrosunu Anadolu Efesli basketbolcuların oluşturduğu Megabasket takımı ile karşılaştı. Konya’da oynanan 7569 sonuçlanan final maçında Bursa Yıldızları, az bir farkla kaybederek Türkiye ikinciliğini ilan etti.

HER YAŞTAN BURSA’NIN YILDIZLARI SAHADA U16 Yıldız Takım’ı dışında U11, U12, U13, U14 ve U16 liglerinde de takımları olan Bursa Yıldızları’nın 9 takımı bulunuyor. 2001-2010 doğumlu sporculardan oluşan takımlardan U11 Minik Takım’ı Bursa yerel liginde 10 maçın 10’unu da kazanarak yarı finallerde mücadele ediyor.

‘EĞİTİM PROGRAMLARINI HER DÖNEM DEVAM ETTİRMEYİ AMAÇLIYORUZ’ Bursagaz olarak eğitime büyük önem verdiklerini söyleyen Bursagaz İşletme Bakım Müdürü Nurettin Erikci, “Üniversite öğrencileriyle okulda gördükleri eğitimlerin yanı sıra kendi saha tecrübelerimizi de paylaşarak onları doğalgaz sektörüne hazırlamaya çalışıyoruz. Çünkü üniversite - özel sektör işbirliğinin belki de en önemli adımını, teorik eğitimin yanında uygulamalı eğitimin de yapılması olarak değerlendiriyoruz. Bursagaz ekibi olarak, iş hayatındaki ve sektördeki bilgi birikimimizi daha yetkin insan kaynağı yetiştirmeye yardımcı olmak için paylaşmaya her zaman hazırız. Ayrıca Bursagaz olarak bilgi paylaşımına büyük önem verdiklerini kaydederken, bu tür eğitim programlarını her dönem sürdürmeyi amaçlıyoruz” dedi.

B

ursagaz, Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu (TBMYO), Gaz ve Tesisat Teknolojileri Bölümü 2. sınıf öğrencilerine yönelik bir eğitim programı hayata geçirdi. Bursagaz İşletme Bakım Birimi çalışanlarının verdiği eğitim kapsamında, öğrencilere doğalgaz mevzuatı hakkında genel bilgiler, acil müdahale, doğalgaz şebeke ekipmanları bakım arıza ve doğalgaz şebekesi bakım faaliyetleri gibi konu başlıklarında hem teorik hem uygulamalı bilgiler aktarıldı.

Bursagaz İşletme Birim Yöneticisi Gökhan Cengiz ile Mekanik Bakım Ekip Sorumlusu Murat Fındıklı tarafından verilen ve 5 hafta boyunca süren derslere 38 üniversite öğrencisi katıldı. Ayrıca Bursagaz tesislerine düzenlenen teknik gezi ile öğrencilerin anlatılan konuları pekiştirerek, iş hayatı öncesi tecrübe kazanmasına da katkı sağlandı. Eğitim sonunda yapılan sınavın sonuçları ise öğrencilerin ikinci vize sınavı olarak not baremine eklendi.


25


26

Şekil 1: Dünya Birincil Enerji Tüketimi Yıllık Değişimi (%) 10 1995-2015 yılları arası

Yıllık % Değişim

8

2015-2035 yılları arası

6

4

2

0 Petrol (M bbl/g)

Gaz (Bcf/g)

Kömür (mtpe)

Nükleer (Mtpe)

Hidro (mtpe)

Yenilenebilir (Mtpe)


Şekil 2: Dünya Birincil Enerji Tüketim Değişimi (%)

35

2015

30

2035

% Değişim

25 20 15 10 5 0 Petrol (M bbl/g)

Gaz (Bcf/g)

Kömür (mtpe)

Nükleer (Mtpe)

Hidro (mtpe)

Yenilenebilir (Mtpe)



29

‘Global üreticilerle beraber

müşterilerimize çözüm üretiyoruz’ Burak Söylemez/İstanbul

2

015 yılında odaklandığı enerji sektöründe bugün itibarıyla 21 elektrik dağıtım firmasının 16’sına hizmet veren Teknoser, verdiği hizmetlerle kayıp kaçak oranının minimize edilmesine katkı sunmayı hedefliyor. Şirketin bu alandaki çözüm ve hizmetlerini Teknoser Grup Satış Direktörü Abide Kansu Erimer Gas&Power’a anlattı.

“SEKTÖREL ODAKLANMAYLA BERABER ENERJİ ALANINA ODAKLANDIK” Uzun yıllar Telekom sektöründe çalıştığını belirterek sözlerine başlayan Teknoser Satış Grup Direktörü Abide Kansu Erimer, “Uzun süredir kurumsal satış alanında çalışıyorum. Teknoser’de sistem Entegratörü alanında 3 yıl önce görev almaya başladım. 3 yıl önce sektörel odaklanmayla beraber enerji alanına odaklandık. Bu organizasyonumuzda temelde dikkat ettiğimiz şey; sektör danışman duruşunu sergilemek. Hal böyle olunca da sektörün sadece IT gelişimini değil, sektör gelişimini takip edip, gelişmelerin, değişiklerin ve mevzuatın yatırım sürecini nasıl etkileyeceğine bakıyoruz. Ve bütün iş planlarımızı da bu planlar doğrultusunda yürütüyoruz. Ben teknoloji alanında 20 yıldır çalışıyorum. Entegratör dünyası çok başka. Teknolojideki bu değişim hızıyla beraber, müşterinin ihtiyaçları çok hızlı değişiyor. Yapılan yatırımlar 5 yıllığına yapılan yatırımlar olarak başlayıp, 2 yıl sonra yeniden bir 5 yıllık yatırım olarak yapılabiliyor. Dolayısıyla bizim bu sizing dediğimiz müşterideki mevcut durumu anlayıp, ondan sonra o duruma yeni proje yöneltme anlamında da ekiplerle detaylı bir çalışma yapılıyor. Entegratör dünyası benim hakikaten de keyifle çalıştığım ekibi de çok dinamik tutan bir yapı” dedi.

“UZMANLIK ALANIMIZ SAHA HİZMETLERİNDEN OLUŞUYOR” Teknoser’in Hitay Holding bünyesinde 1998 yılında kurulduğunu ve sistem entegratörü alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu kaydeden Erimer, “Kendi teknisyen ve mühendisleriyle faaliyet gösteren sistem entegratörü firmasıyız. Tüm

800 çalışanı ve 76 hizmet noktasıyla Türkiye’nin 81 iline sistem entegrasyonu ve saha hizmetleri veren Teknoser, 2015 yılında girdiği enerji sektöründe bugün itibariyle 16 elektrik dağıtım firmasına uçtan uca çözümler sunmaya devam ediyor. Şirketin bu alandaki faaliyetlerini Teknoser Grup Satış Direktörü Abide Kansu Erimer, Gas&Power’a değerlendirdi. Türkiye’de 81 ili kapsayan saha hizmetleri yaygınlığıyla önemli bir konumda bulunuyor. Teknoser’in asıl uzmanlık alanı, bakım ve servis işi olmakla beraber ağırlıkla saha hizmetlerinden oluşuyor. Global üreticilerin her türlü ürünlerinin temini, satışı, kurulumu ve çözümleri alanında da hizmet gösteriyoruz. Sağlık, enerji, perakende, üniversiteler, kamu ve finans alanında faaliyet gösteriyoruz. Perakende tarafında sektöre çok hakimiz. Enerji de keza öyle. Yaygınlığımız sayesinde enerjide çok kısa sürede birçok elektrik dağıtım firmasıyla çalışıyoruz” diye konuştu.

“3 YILDAN BERİ ENERJİYE ODAKLANIYORUZ” Teknoser’in 3 yıldan beri enerji alanında çok ciddi işler yaptığını vurgulayan Erimer, “Bu sene de devam ediyoruz. Donanım parkında ciddi çalışan ürünler var. Çok ciddi data centerlar gerekiyor. Son iki yılda Türkiye genelinde 4-5 tane data center yaptık. Burada global üreticilerle beraber, müşterilerimize giderek, çözüm üretiyoruz. Donanım, network, sistem, wireless, yazılım gibi alanlarda Teknoser’in yetkinliklerini ve çözüm ortaklıklarını kullanıyoruz. Ciddi bir portföyümüz oluştu” dedi.

“ELEKTRİK DAĞITIMI ÖZELİNDE TANINAN BİR FİRMA OLDUK” Elektrik dağıtımı özelinde sektörde tanınan bir firma haline geldiklerini anımsatan Erimer, “Doğalgaz bu sene çok iyi gidiyor. Ankara Bölgesine bakan büyük bir doğalgaz firmasının projesini aldık, taşınıyorlar, taşınma işlerini aldık. Bütün binanın sistemlerini yapıyoruz. Regülasyonlar çok önemli. Devamlı yatırım yapılıyor. Bizim için her sene ilgimizi çeken projeler planlıyorlar. Ve 5 yıllık yatırım planlarının içinde alt yapılar çok ciddi derecede değişiyor. Burada önemli olan enerji tarafının IT alanında yaptığı yatırımlardır” şeklinde konuştu. IT tarafında finans sektörünün çok önemli olduğunu aktaran Erimer, “Çok ciddi yatırımlar yaparlar. Çünkü

‘MEVZUATLARLA İLGİLİ ÇÖZÜM GELİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’

T

eknoser’in enerji sektöründe mevzuatla ilgili konularda çözüm geliştirmeye çalıştığını belirten Erimer, “Biz, elektrik dağıtım sektöründeki değişimle beraber, firmalardan talep edilen IT yatırımı projelerinde, onlara bir danışman olup, ne yapacaklarını göstererek, yol haritalarını çıkarıyoruz. Bu iş çok detaylı bir iş. Ayrıştırma projeleri altında yapılan birçok iş ve projeler var. Biz genel olarak doğalgaz ve elektrik dağıtım alanına odaklandık. Türkiye genelinde özelleştirmesi yapılmış 21 tane elektrik dağıtım şirketi var. Bu kurumlar EPDK’nın düzenlemelerine tabiiler. EPDK’nın bazı regülasyonları oluyor. ISO 27001 ve ISO’nun başka sertifikasyonları gibi sertifikasyonları var. Bunlara IT ile ilgili ciddi yatırımlar yapılıyor” diye konuştu.

bankacılıkta güvenlik çok önemidir. Herhangi bir kayıp kaçakta herkes ciddi bir zarara uğrar. Enerjide de aynı şekilde özellikle doğu bölgesinde kayıp kaçak oranı çok fazla. Bunları indirmeye yönelik çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bunun için de IT kullanıyorlar. Biz burada onlarla çalışmak için hazır bir şekilde bekliyoruz. Bu kapsamda sürekli firmalara gidip, geliyoruz” bilgisini paylaştı.

“UÇTAN UCA ÇÖZÜMLER SAĞLIYORUZ” Entegratörün farklı sistemleri bir araya getirip, bütünleşik bir sistem halinde çalıştığının bilgisini paylaşan Erimer şöyle devam etti; “ Diğeri ise bir teknoloji şirketi olmak. Tek bir teknoloji üzerinde ürün ya da rafta ne varsa hizmet olarak onu satıyorlar. Entegratör işi, teknoloji işinden farklı bir iş. Bir elektrik şirketinde bunu dağıtanla, bunun perakendesini gerçekleştirenler farklı. Mevzuat artık bunu ayırdı. Dağıtıcının ihtiyaçları başka, bunu satan ve abone ile fatura işlemi yapan şirketin ihtiyaçları bambaşka. Eskiden bunlar tek şirketti. Bütün tabakalar altta tek bir şekilde hizmet veriyordu. Şimdi birebirde aynı işin iki taraf içinde ayrıştırılması gündeme geldi. Faturalaşma, CRM altyapısı ve sayaçların uzaktan takibi, dağıtım tarafındaki merkez binadaki data center

gibi konular bunların hepsi mevzuata göre ayrışmak zorunda. İşin içinde çok fazla kalem var. Biz o yüzden her bir ayrı sistemi birlikte entegre bir şekilde ikiye ayırarak, tekrar çalışır hale getirip, teslim ediyoruz. Teknoser, bir binanın ihtiyacı olan akıllı giydirmenin tamamını yapabiliyor. Kartlı geçişten, kablolamaya, çalışanların kullandığı yazılıma, kullanılan ekipmanlar, bilgisayarlardan, serverlardan, data sistemlerine, güvenlik yazılımlarına kadar bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Bir şirketin çalışabilmesi için sahip olması gereken her türlü şey. Uçtan uca çözümler de diyebiliriz”

“ALDIĞIMIZ PROJELERİN YURT DIŞI AYAKLARINI GERÇEKLEŞTİRİYORUZ” Teknoser’in yaklaşık olarak 800 kişiyle hizmetlerini sürdürdüğünü kaydeden Erimer, “800 kişinin içinde ağırlıklı olarak sahada koşuşturan teknisyen arkadaşlarımız var. Biz İstanbul Satış Organizasyonu olarak 47 kişiyiz. Bunların tamamı satış ekibi içerisinde değil. 47 kişilik bir organizasyon Teknoser’in sistem entegratörü olarak kurumsal müşterilerindeki iş fırsatlarını görüp, gerçekleştiriyor. Teknoser’in yurt dışında faaliyetleri yok. Fakat aldığımız projelerin yurt dışı ayaklarını gerçekleştiriyoruz. Proje bazlı

yatırımlar yapıyoruz” dedi.

“2015’TE ENERJİ SEKTÖRÜNE ODAKLANDIK” Teknoser’in 2015 yılında enerji sektörüne odaklandığını ifade eden Erimer, “2015’te odaklandığımızda 21 elektrik dağıtım şirketinin hiçbirisiyle çalışmıyorduk. Fakat o yıl aktif olarak 10 tanesiyle çalışmaya başladık. 2016’da buna 6 firma daha ekledik. 21 firmanın 16’sını ilk iki yılda kapsadık. Bu sene elektrik dağıtımına ek olarak gaz dağıtımına da odaklandık. Türkiye’nin iki büyük gaz dağıtım şirketiyle anlaşma imzaladık. Teknoser enerji sektöründe özellikle de elektrik dağıtım firmaları tarafından bilinen bir firmadır. Bizim amacımız burada genele hizmet vermek. Biz lokal olarak değil de, Türkiye’nin genelini düşünüyoruz. Biz buradan Erzurum’a da gidiyoruz, Diyarbakır’a da gidiyoruz. Bu işin Türkiye genelinde zaten yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü yapılan bir iş başka bir işin referansı oluyor. Bu şekilde yaygınlık sağlıyoruz. Bu sene özellikle sayaç tarafıyla da ilgilenmeye başladık. Akıllı sayaçlar olsun, scada tarafı olsun o tarafla da ilgili çözüm ortaklarıyla görüşüyoruz. Orada da çözüm oluşturup, müşterilerimize hizmet etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.



31

‘En yüksek abone memnuniyetini E

sağlamak için çalışıyoruz’

lektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) tarafından bu sene 10’uncusu düzenlenen “Sektör Toplantısı” İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşma yapan Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen yatırımların finansmanları, istihdam seferberliği ve insan kaynağı, akıllı şebekeler ve kaçak kullanıma ilişkin konularda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) tarafından bu sene 10’uncusu düzenlenen “Sektör Toplantısı” İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşma yapan ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

“ÖNCELİĞİMİZ ALT YAPI YATIRIMLARI” Elektrik dağıtım hizmetinin yaklaşık 5-6 senedir özel sektör tarafından sağlandığını ifade eden ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen, “En yüksek abone memnuniyetini sağlamak için çalışıyoruz. Özel sektör tarafından özelleştirmeden önceki sürece göre 3 kat daha fazla yatırım tanımlandı. Burada önceliğimiz alt yapı yatırımları. Bunun yanında, abone hizmet kalitesini nasıl geliştirebiliriz, arıza bakım onarım süreçlerini daha iyi nasıl yönetebiliriz gibi teknik yatırımlar da yapıyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Berat Albayrak’ın ortaya koyduğu ‘müşteri memnuniyeti’ çalışmalarının şeffaf bir şekilde takip edildiğini söylemek isterim. Müşteri memnuniyetini geliştirdikçe sahaya yansımasını hep birlikte takip ediyor olacağız” dedi.

“GEÇEN YIL 4,3 MİLYAR LİRA YATIRIM GERÇEKLEŞTİRDİK” Yatırımları finanse ettiklerini daha sonra da tarife yöntemi ve oluşturulan kurallara göre geri ödeme modellemesi oluştuğunu ifade eden Serhat Çeçen, “Elektrik dağıtım şirketlerinin geçen yıl 3,5 milyar yatırım yükümlülüğü vardı. 3,7 milyar lira yatırım gerçekleştirdik. Bunun tarifeden aynı yıl içinde 10’da birini alacağız. 10 yıl içinde geri ödemesi olacak. Sayın Bakanımızın sunumunda kamulaştırma bedelleri gibi belediyeye ödenen bedeller ve benzeri kalemler dahil edilmemiştir. Kamulaştırma bedelleri gibi, doğrudan yatırım unsurları olmayan hususlar ile birlikte 4,3 milyar lira yatırım gerçekleştirdik. Bu parayı yatırım olarak yaptık, 10 yılda geri alacağız. İlave yatırım ihtiyacı olduğunda müracaat ediyoruz ve EPDK yatırıma

‘YÜZDE YÜZ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ OLMAZSA OLMAZIMIZ’ İmar Kanunu’nda değişiklik yapılması gerektiğini dile getiren Serhat Çeçen bu sebepten dolayı ruhsatı olamayan binalara elektrik verilmediğinin altını çizdi. Çeçen, “Eğer aksi olursa alttan üste kadar herkes sorumlu oluyor. Suyu, doğalgazı, telefonu olan insanların mağdur olmasını, yüksek bedelle elektrik kullanmasını engellemek amacıyla çözüm olmasını istiyoruz. Vatandaşın mağduriyeti giderilmeye çalışılacak. Eskiden bütçe kanununa ilave yapılırdı. Kamu hizmetinden yararlanması için geçici abonelik verilirdi. Bunun gibi çözümlerin tartışılmasında fayda görüyoruz. Kademe kademe yukarı çıkarmak gereken bir şey. Yüzde 100 müşteri memnuniyeti olmazsa olmazımız. Gelecek senenin hedefi de bizler tarafından sonuçlandırılmaya çalışılacak. neden ihtiyaç duyulduğunu inceliyor ve karar veriyor” diye konuştu.

“KAMULAŞTIRMA YATIRIM SÜREÇLERİNİ GECİKTİREN ETKENDİR” Sistemi daha iyi kurgulamak için yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Serhat Çeçen, “6446 sayılı yasanın sadece dağıtımı ilgilendiren değil üretim ve diğer alanlarla da ilgili çalışmalar var. Biz de dağıtımla ilgili konuları vurguladık. Kamulaştırma, bizim yatırım süreçlerimizi geciktiren en önemli süreç. Onun optimizasyonu yönünde önerilerimiz oldu. Genel aydınlatmayla ilgili önerilerimiz oldu. Ruhsatsız binalara enerji verilmesinde çok önemli sorunlarla karşılaşıyoruz. Süreçleri hızlandırmak adına önerilerimiz oldu.

Kamulaştırmayla ilgili olarak da sahada karşılaştığımız ana başlıklar konusunda devlet de hem fikir oldu. Kanun yapıcılar bize öneri sunuyorlar” şeklinde konuştu.

“İNSANA VE EĞİTİME DAHA FAZLA YATIRIM YAPIYORUZ” İstihdam seferberliği başlattıklarından bu yana sağladıkları istihdam rakamının 5 bini bulduğunu konuşmasında dile getiren Serhat Çeçen 18 milyar lira yatırım hedeflerinin olduğunu belirtti. Çeçen, “İnsan kaynağımıza mesleki yetenek anlamında ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bunu çok önemsiyoruz. Hem altyapı hem de insan kaynağına ihtiyacımız olduğunu dile getiriyoruz. 3 kaynak var; zaman, para ve insan. İnsana, eğitime daha fazla yatırım yapıyoruz” dedi.

“YATIRIMLARIN YÜZDE 15’İ TEKNOLOJİYE AYRILIYOR” Akıllı Şebeke Yol Haritası’nın EPDK’nın hazırlamış olduğu katma değeri yüksek bir proje olduğunun altını çizen Serhat Çeçen, projenin herkese faydalı olacak bir çalışma olduğunu sözlerine ekledi. Çeçen konuşmasına şöyle devam etti, “Bu proje karşılaşabileceğimiz sorunları önceden görüp, ona göre önlemleri alan, tedavi hızını artıran bir yapı sunacak. Bu proje, diğer teknoloji yatırımlarıyla da desteklenecek. Proje ile, 2018’den itibaren fayda maliyet analizi çerçevesinde, hangi teknolojileri, hangi önceliklerle, hangi bölgelerde yapabiliriz konusunu konuşacağız görüşeceğiz. 2019’dan itibaren de teknoloji

yatırımlarımızda ciddi bir artış olacaktır. Yatırımların yüzde 15’i teknolojik yatırımlara ayrılıyor diyebiliriz. Bu rakam 2,7 milyar TL’ye denk geliyor. Coğrafi bilgi sistemi, SCADA sistemleri, güvenlik sistemleri, bütün bunlar teknolojik yatırımlarımızı oluşturuyor. Daha önce sizlerle paylaşılmış olan Vangölü EDAŞ’ın yaptığı Ar-Ge projesi kapsamında sayaçların uzaktan takibi projesi kapsamında, kaçak kullanım yüzde 65’lerden yüzde 15’lere indi. Kaçak mücadelesi yolunda gidiyor. Bu mücadelemizde ciddi oranda teknoloji kullanmaya başladık. Özellikle doğu ve güney doğu bölgelerinde akıllı şebekelerle sayaca müdahaleyi imkânsız hale getiriyoruz. Kaçağın yoğun olduğu tarımsal sulamada ciddi bir mücadelemiz var. Oradaki vatandaşlar da mağdur olmadan tarımsal üretimini yapabilmeli ama bunu da tüm Türkiye’ye fatura etmeden yapmasının yolunu bulmamız lazım. Sübvanse edilebilir mi, tarımsal desteklerinin içine alınabilir mi gibi modeller geliştiriliyor.”

“ELEKTRİK FİYATLARI 10 YILDA YÜZDE 22 DÜŞTÜ” Elektrikteki fiyat düzenlemesinin EPDK’nın yetkisinde olduğunu kaydeden Serhat Çeçen, “Hükümetimizin anlayışına baktığımız zaman gözlemlediğimiz kadarıyla bir zam beklentisi yaşamıyoruz. Öte yandan daha önce de belirttiğimiz gibi, son 10 yılda enflasyondan arındırarak fiyat ortalamasını koyduğumuzda elektrik fiyatlarımızın yüzde 22 düştüğünü görüyoruz. Buna geçmişteki fiyatın düzeltilmesi de diyebiliriz” dedi.


32 Burak Söylemez/İstanbul

E

nerji yönetim şirketi Eaton’ın İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısında, 11 gün süren Mobil Teknoloji Günleri Anadolu Turu ve şirketin başta enerji sektörü olmak üzere geliştiridği çözümler Teknoloji Tırı’nda basın mensuplarıyla paylaşıldı. Türkiye’ye üçüncü kez gelen 17 metre uzunluğundaki iki katlı dev Eaton Teknoloji Tır’ının yedi ilde gerçekleştirdiği “Mobil Teknoloji Günleri” tamamlandı. Eaton Teknoloji Tır’ında düzenlenen Basın Toplantısında Eaton Elektrik Orta ve Doğu Avrupa Satış Direktörü Iordan Minca ve Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan Eaton Elektrik ve Anadolu Turu hakkında bilgi verdi. Iordan Minca’nın açılış konuşması ile başlayan toplantıda Yılmaz Özcan, Eaton Elektrik’in faaliyetleri, inovatif çözümleri, hedefleri, yeni ürünler ve sektöre ilişkin bir sunum yaptı. Basın mensuplarının soruları cevaplandırıldıktan sonra TIR’ın alt katındaki ürün ve sergi alanı gezdirilerek yenilikler hakkında bilgi paylaşıldı.

Eaton Teknoloji Tırı’nın son durağı İstanbul oldu Türkiye’ye üçüncü kez gelen Eaton Teknoloji Tırı’nın yedi ilde gerçekleştirdiği ve 11 gün süren Mobil Teknoloji Günleri Anadolu Turu İstanbul’da gerçekleşen basın toplantısıyla tamamlandı.

YENİLENEBİLİR ENERJİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE

KATKI SAĞLIYORUZ

11 GÜNDE 7 ŞEHİR GEZDİ Enerji verimliliği konusunda çözümler sunan, enerji yönetim şirketi Eaton’un “Mobil Teknoloji Günleri Anadolu Turu” etkinliği 11 gün sürdü. İstanbul’dan yola çıkan Teknoloji TIR’ı Bursa, Eskişehir, Konya, Antalya, Denizli ve İzmir’de çözüm ortakları ve sektör ilgilileri ile buluştu. Eaton Elektrik uzmanları tarafından verilen eğitim seminerlerinde enerji verimliliği konusunda sağlanan çözümler anlatıldı. Türkiyre’de hızla gelişen birçok sektörün enerji ihtiyacı ve enerjinin rasyonel, verimli kullanımı için katkı sağlayan Eaton’un düzenlediği “Mobil Teknoloji Günleri”ne yoğun bir katılım oldu. Esneklik ve sürdürülebilirlik içeriği ile gerçekleştirilen etkinlikte gayrimenkul, AVM, sanayi, konut, turizm, sağlık, iletişim, organize perakende sektörü gibi pek çok sektörde enerjinin daha verimli, güvenli ve sürdürülebilir kullanımına yönelik Eaton uygulamaları anlatıldı.

T

oplantı Sonrası Gas& Power’a açıklamalarda bulunan Eaton Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan, “Tırımızdaki konseptimizin içerisinde yer alan x- Storage dediğimiz konutlarda enerji depolama sistemlerimiz var. Enerji artık yeşil enerjiye doğru geçiş yapıyor. Doğa ve çevre dostu enerji üretmek durumundayız. Bu hepimizin görevi. Burada karşılaşılan en büyük sıkıntılardan bir tanesi güneşten ve rüzgardan elde ettiğimiz enerjinin depolanmasıdır. Çünkü rüzgar ve güneş her zaman yok.

17 metre uzunluğundaki iki katlı dev Eaton Teknoloji Tır’ının yedi ilde gerçekleştirdiği “Mobil Teknoloji Günleri” tamamlandı.

Güneş olmadığı zaman ne yapcağız? İşte bu konutlarda enerji depolama sistemi adını verdiğimiz ekiplarımız var. Güneşten elde ettiğimiz enerjiyi, bu sistemde depolayıp, aldığımız enerjinin fazlasını bu cihazlarımızda depoluyoruz. Depoladığımız enerjiyi de gece ya da ihtiyaç olduğu anda, elektriğin kesildiği anlarda ve güneşten enerji elde edemediğmiz anlarda kullanabiliyoruz. Dolayısıyla yenilenebilir enerjinin sürdürülebilirliğini de sağlamış oluyoruz” diye konuştu

7 ANA TEKNOLOJİ PLATFORMU İÇİN ÇÖZÜM ÜRETİYOR

E

aton Elektrik, “Güç dağıtımı ve devre koruma”, “Zorlu ortamlar için çözümler”, “Aydınlatma ve Güvenlik”, “Yedek Güç koruma”, “Kontrol ve otomasyon”, “Yapısal çözümler ve kablolama araçları” ve “Mühendislik hizmetleri”nden oluşan 7 ana teknoloji platformu için çözüm üretiyor. Eaton, ürün ve hizmetleriyle, artan bilgi depolama ihtiyacını karşılamak üzere veri merkezlerine güç verip, petrol ve gaz sektöründe ihtiyaca yönelik çözümler sunuyor. Üretimde artan otomasyon ihtiyacına yönelik entegre çözümler üretip, daha fazla verimlilik talep eden binalara enerji sağlıyor. Güvenirliği arttıran şebeke modernizasyonu çözümleri sağlayıp, evleri, yaşam alanlarını ve iş yerlerini aydınlatıyor.

VERİMLİ VE GÜVENLİ ENERJİ ÇÖZÜMLERİ SAĞLIYOR Eaton, enerji tasarruflu çözümleriyle tüm sektörlerde enerjinin daha verimli, güvenli, sürdürülebilir ve etkin olarak yönetilmesine katkı sağlıyor. Enerji yönetim teknolojisi ve hizmetleriyle dünya genelinde 95 bin çalışanıyla 175 ülkede faaliyetlerini sürdürüren Eaton, 2016’da elde ettiği 19.7 milyar dolarlık cirosuyla, elektriksel, hidrolik ve mekanik gücü daha verimli, güvenli ve sürdürülebilir enerji çözümleriyle sağlıyor.



34

?

Krizin enerji boyutu ne Körfez’de tansiyon yükseldi, siyasi ilişkiler bir kez daha gerildi. Şimdi gündem, bu gelişmelerin enerji piyasalarını nasıl etkileyeceği…

5

Haziran’da Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE ve Mısır’ın, Katar’la tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini açıklaması sonrası bölgede artan gerilim uluslararası enerji piyasalarında enerji arz güvenliği ve fiyat şoku endişelerine neden oldu. Katar krizi ve bölgede devam eden

çatışmaların yarattığı risklere ek olarak İran’a yönelik ABD ve bölge ülkelerinden gelen gerilimi artıran sert açıklamaların bölgede önümüzdeki dönemde tansiyonun artacağının işareti olduğunu ifade eden uzmanlar bu durumun global enerji piyasalarında Orta Doğu kaynaklı riskleri artırabileceği uyarısında bulundu.

Gas&Power, Katar krizinin enerji boyutunu ve piyasalara olası etkilerini Türkiye’nin Katar ve OECD Eski Büyükelçisi, OECD İcra Komitesi Eski Başkanı Mithat Rende ve Thomson Reuters Kıdemli Petrol Analisti Serkan Şahin’le konuştu.

ABD LNG’SİNİN FİYAT AVANTAJI OLUR G

as&Power’a özel değerlendirmelerde bulunan Türkiye’nin Katar ve OECD Eski Büyükelçisi, OECD İcra Komitesi Eski Başkanı Mithat Rende, Katar krizinin önemli bir enerji boyutu olduğunu ve Katar’ın global LNG piyasasındaki lider konumunu korumak amacıyla, son 12 yıldır Kuzey Sahasında tek taraflı uyguladıkları saha geliştirmeme moratoryumunu sonlandırdığının altını çizdi. Rende konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Suudi Arabistan’ın Körfez ülkelerinden BAE, Bahreyn, Yemen ayrıca Mısır ve Maldivleri yanına alarak, 5 Haziran günü Katar’la diplomatik ilişkilerini kesmesi, kara, deniz ve hava sahasını kapatarak bu ülkeyi abluka altına alması Körfez’de ciddi bir diplomatik krize yol açtı. Suudi Arabistan ve partnerleri uygulamaya koydukları sıkı tedbirler için gerekçe olarak Katar’ın terörizmi ve fanatik İslami grupları desteklemesini gösterdi. Katar makamları bu suçlamaları dayanaksız bulup ret ederken, karşı taraf için benzer iddialarda bulundu. Bu arada Katar karşı önlemlere başvurmayacağını, diyalog ve müzakereye hazır olduğunu açıkladı. Bu zamansız ve suni krizin bir de önemli enerji boyutu var. Suudi Arabistan dünyanın en büyük petrol üreticisi ülkeler arasında,

Rusya ve ABD ile birlikte ilk üç sırada yer alıyor. Üstelik yedek üretim kapasitesine sahip tek ülke. Gerekli gördüğünde üretimini bir iki milyon varil/ gün artırabiliyor. Yalnız petrol rezervlerinin tamamına yakın kısmı Dammam, Katif ve Al Hobar gibi şehirleri barındıran Doğu Bölgesinde, Basra Körfezinin batı sahillerinde. Bu bölgenin başka bir özelliği daha var: Suudi Arabistan’ın İran’a en yakın coğrafyasında ve Bahreyn gibi nüfusunun büyük çoğunluğu Şiilerden oluşuyor. Suudi tarafı bu nedenle İran’ı ideolojik rakip ve petrol alanları için tehdit olarak görebiliyor.” Mithat Rende; “Petrol fiyatlarında son dönemde gözlenen ciddi düşüşler de hesapları alt üst etti. Fiyatlarda arzu edilen yükselişin gerçekleşmemesi petrol ihracatçısı Körfez ülkelerinin deyim yerindeyse kimyasını bozdu. Milli gelirinin %95’ine yakın kısmını petrol gelirlerinin oluşturduğu Suudi Arabistan’ın düşük fiyatlar neticesinde petrolden beklenen geliri azaldı. Bunun sonucu olarak anılan ülke toplam 250 milyarlar dolarlık yatırımlarını ötelemek, ayrıca bütçesini dengelemek için döviz rezervlerinin bir kısmını eritmek zorunda kaldı. Hal böyle iken coğrafi ve siyasi olarak kendisini Suudi Arabistan ile İran arasında, iki bölgesel güç tarafından kuşatılmış hisseden

Katar, Körfez İşbirliği Teşkilatı (GCC) kapsamında diğer körfez ülkeleriyle işbirliğini sürdürürken aynı zamanda İran’la diyalog içinde kalmayı gerekli gördü. Suudi’ler ise bu tavrı kendilerine karşı bir hareket olarak algıladı. Bu arada Katar’ın İran’la diyalog arayışının başka önemli nedenleri de var. Katar İran’la dünyanın en büyük doğal gaz sahasını (North Field-South Pars) paylaşıyor. 25 trilyon m3 civarındaki kanıtlanmış doğal gaz rezervleriyle global rezervlerin %14’üne ve küresel sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) üretiminin 2/3 sine sahip durumda. Bir başka husus, Katar’ın 2014-2021 dönemi için LNG satışının yüzde 90’ını kesin alım sözleşmeleriyle güven altına almış olması. Şimdi önemli olan krize çözüm bulununcaya kadar, büyük tanker filosuyla sevkiyatını kesintisiz sürdürerek taahhütlerini yerine getirmesi. Bu kapsamda Katar’ın 2,5 $/mmbtu gibi çok düşük bir maliyetle LNG üretebilen ender ülkelerde biri olduğunu da zikretmek gerek..” dedi.

KATAR SAHA GELİŞTİRME MORATORYUMUNU SONLANDIRDI Katar’ın son 12 yıldır Kuzey Sahasında( North Field) tek taraflı uyguladıkları saha geliştirmeme moratoryumunu sonlandırdığını söyleyen

Rende, “Son 20 yıl içinde yaklaşık 150 milyar Dolar harcayarak geliştirdiği kapasite ile dünyanın en büyük LNG üreticisi ve ihracatçısı konumuna gelen Katar bugün yıllık 77 milyon tonluk LNG üretimiyle toplam global üretimin % 30 unu kontrol ediyor. Ancak, bu konumu Avustralya ve ABD’nin tehdidi altında görünüyor. ABD’nin kaya gazı devrimi sonucu büyük bir LNG ihracatçısı olarak ortaya çıkması, Avustralya’nın ise 2018 yılından itibaren LNG üretiminde birinci sıraya yerleşme ihtimalini göz önünde bulunduran Katar makamları, bu alandaki lider konumlarını korumak amacıyla, son 12 yıldır Kuzey Sahasında( North Field) tek taraflı uyguladıkları saha geliştirmeme moratoryumunu sonlandırdı. Bu çerçevede ilk aşamada 400.000 varil petrol eşdeğerinde ek bir kapasite oluşturmayı kararlaştırdı. Bu da yıllık 20 milyar m3 ek üretim demek” dedi. Mithat Rende şöyle devam etti; “Körfezin doğu sahillerinde ise, İran son olarak Fransız Total şirketiyle sonuçlandırdığı anlaşma ile Güney Pars (South Pars) sahasında geliştirme faaliyetlerini başlattı. Halen başka şirketlerle de görüşmeler devam ediyor. Katar’a uygulanan abluka bu ülkenin LNG ihracatını

orta ve uzun vadede olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle Mısır’ın uygulayabileceği teknik bariyerler, güvenlik veya sigorta primlerinden kaynaklanabilecek nedenlerle Katar’ın Avrupalı müşterilerine Afrika Burnu üzerinden ulaşmaya mecbur kalması halinde Avrupa’ya yönelik LNG fiyatlarının bir miktar ( 0.5 Dolar/mmbtu) yükselmesi beklenir. Bu durum ABD menşeli LNG’yi Avrupa’da fiyat açısından daha avantajlı kılar. Buna karşılık Katar pazar payını korumak için fiyatlarını düşürerek Uzak Doğu ülkelerine sevkiyatını artırabilir. Bu arada Katar’ın, ülkemizin LNG ihtiyacının karşılanmasında müzahir bir tuttum izlediğini söylemek maalesef güç. Geçmiş dönemlerde tüm girişimlerimize rağmen uzun vadeli bir anlaşma imzalamak mümkün olmadı. Oysa Türkiye’nin Katar’dan makul fiyatlarla ve uzun vadeli kontratlarla LNG tedarikine gitmesi enerji arz güvenliği açısından yararlı olur” dedi.


35

ANLAŞMAZLIĞIN DOLAYLI TARAFLARINDAN BİRİSİ DE İRAN G

as&Power’a özel değerlendirmelerde bulunan dünyanın önde gelen petrol uzmanları arasında yer alan Thomson Reuters Kıdemli Petrol Analisti Serkan Şahin yaptığı değerlendirmede Katar krizinin İran’ı da içine alacak bir aşamaya girmesi durumunda petrol piyasasını daha derinden etkileyecek bir durum oluşabileceğine işaret etti. Katar’a ambargo ile başlayan bu anlaşmazlığın dolaylı taraflarından birisi de İran olduğunu ifade eden Şahin, “Katar ve Körfez’deki komşularının arasında başlayan kriz sonrasında gözler bu gelişmenin enerji ayağının nasıl olduğuna ve bu olayların enerjiyi nasıl etkileyebileceğine döndü. Ciddi bir LNG üreticisi olan Katar, komşularına nazaran küçük ancak küresel anlamda küçümsenemeyecek bir petrol üreticisi. Katar’ın ürettiği petrolün büyük

kısmı “hafif petrol” sınıfında. Orta Doğu bölgesinin çoğu orta sınıf petrol ürettiği için kıymetli bir kaynak ülke. Üretim miktarı kısıtlı olduğu için doğal olarak petrol ihracat potansiyeli de kısıtlı. Bu nedenle Katar’ın ihracatında genel olarak tercih ettiği yöntem tankerleri komşuları ile paylaşmak. İran, Suudi Arabistan ve BAE ile paylaştığı tankerleri Asya’ya gönderen Katar için gemilerinin bu komşu ülkelere rahatça giriş çıkış yapabilmesi hayati önemde. Son gelen kısıtlamalar ile Katar bandralı ya da Katar menşeli tankerler Suudi Arabistan ve BAE’ye giremeyince çözümü 3. ülkelere ait gemileri kullanmakta buldu

Katar. Bu durum haliyle taşıma maliyetlerini etkiledi. Katar’a ambargo ile başlayan bu anlaşmazlığın dolaylı taraflarından birisi de İran; lakin Suudi Arabistan ve BAE’nin memnuniyetsizliğinin kaynağında Katar’ın İran yanlısı gruplara maddi destek olduğu iddiası var. Bu anlaşmazlık Katar’ın ardından İran’ı da içine alacak bir aşamaya girerse, İran ve Katar’ın beraber karasularını diğer komşulara kapatması durumunda petrol piyasasını daha derinden etkileyecek bir durum oluşabilir. Olayın tarafları olan Suudi Arabistan ve Kuveyt’in Arap Körfezi’nden yapacağı petrol ticaretinin Katar ve İran karasularından geçememesi demek, bu trafiğin durması demek anlamına gelebilir. Katar’ın kuzeyindeki tüm Arap Körfezi bir anda uluslararası bağlantısını kaybedebilir. Bunun Suudi Arabistan ve Kuveyt için ticari etkisi çok büyük olacağı gibi, küresel etkisi de çok yıkıcı olur. O çaptaki bir arz sorunu Asya başta olmak üzere ABD ve Avrupa’da

çok şiddetli hissedilir” değerlendirmesinde bulundu.

HAFİF PETROL ÜZERİNDEKİ BASKI ARTACAK Şahin yaptığı değerlendirmede şu noktaların da altını çizdi, “Eğer bu kriz yukarıdaki bir devreye girer ama bugünkü gibi sadece ülkelerin bayrağını ya da menşeini taşıyan gemilere sınırlamalar getirilirse arz tamamen kesilmese bile tanker kapasite sorunlarından arz sorunları yaşanacağı gibi taşıma maliyetlerinde küresel bir kriz ve son 1.5 yılda oluşan birçok arbitraj imkanının ortadan kalktığını görebiliriz. OPEC’in geçen Kasım’daki üretim kısma kararında Libya ve Nijerya’nın üretim kısıtlamalarından muaf tutulması bu iki ülkeye bir destek gibi görünse de asıl amaç bence Atlantik bölgesinde hafif petrol arzını yukarıda tutmak ve ABD hafif petrolü için arbitraj durumunu ortadan kaldırma stratejisi idi. Mayıs ayındaki son toplantıda diğer bir hafif petrol üreticisi Batı Afrika ülkesi

olan Ekvatoral Gine’yi üyeliğe katarak bu stratejiyi güçlendiren OPEC üyeleri, Arap Körfezi’ndeki hafif petrol arzında bu tür bir engellemeyi ortaya çıkararak Süveyş doğusunun hafif petrol kaynaklarında çeşitliliği azaltma çabasını da ortaya koymuş oldular. Buradaki en temel sorun da karşımıza kendileri hafif petrol olan WTI ve Brent’in bu arz durumu nedeniyle baskı altında kalmaları ve benchmark fiyatlarda artışı göremiyor oluşumuz oldu. DubaiBrent spread azaldıkça ve Asya’da fiziki rekabet arttıkça hafif petrol üzerindeki baskı artacak ve Süveyş doğusundaki hafif petrol kaynaklarına düşmanca saldırılar devam edecek gibi görünüyor” dedi.

Doha Qatar

Ras Laffan



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.