•• Sayfa 23
GUNDEM Enerji Piyasasının Gazetesi
Yıl: 11
Sayı: 211
@petroturkcom
www.petroturk.com
ENERJI TICARETI MAKALE
•• 7
MAKALE
•• 5
STRATEJİ
GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan:
Hava sıcaklıkları doğal gaz tüketimini •• 14 azalttı
03
04
EPİAŞ’ta yeni dönem EPİAŞ’ın Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri belirlendi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi.
‘HEDEFLERİMİZİ
BÜYÜTTÜK’
E
nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “EPİAŞ’ın kurulma sürecine birinci elden tanık olmuş birisi olarak bu kısa zamanda hedeflerini büyüttüğünü, beklentilerini artırdığını söyleyebilirim. Enerji sektörü çok paydaşlı bir sektör. Enerji uzmanı denilince aklımıza iktisatçısı, mühendisi, idarecisi, hukukçusu, hatta üniversite hocası gelebilir. Enerji sektörü disiplinle akıl ve zekayı bir araya getiriyor, birçok disiplini de etkiliyor. Dolayısıyla enerjinin piyasa kurumları da çok disiplinli olmak zorunda.” Fatih Dönmez sözlerine şöyle devam etti: “EPİAŞ ile bu disiplinli yapının bir adım ötesine geçerek kamu özel işbirliğiyle küresel enerji oyununda Türkiye’nin girişimci ve yenilikçi zekasını bir araya getirmiş olduk. Türkiye enerji politikası boru hattı müteahhitliğinden finansal piyasalara uzanan bir zeka kazanmış oldu. Bu zeka, kanımca üç temel üzerinden yükselebilir: Bilgi, kurumsal yapı ve insan kaynakları. Bilgi denilince EPİAŞ’ın devreye aldığı şeffaflık platformunu ve daha ilk günden devrede olan rapor hizmetlerini örnek olarak gösterebiliriz. Piyasalar, zamanında, doğruluk ve şeffaflık ile bilgi ve veriler üzerinde gösterilir. Önümüzdeki dönemin doğal gaz, belki petrol ve karbon piyasaları ile Türkiye’nin enerji piyasası verilerinin kamuoyuna doğru, şeffaf ve hızlı bir şekilde aktarıldığı bir platform olmasını diliyorum.”
Selin Şahin / İstanbul
E
nerji Piyasaları İşletme A.Ş Olağan Genel Kurul Toplantısı İstanbul’da yapıldı. Toplantıda EPİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri belirlendi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını temsilen A grubu hisseler adına yönetim kurulu üyesi olarak Tahsin Yazar, Borsa İstanbul’u temsilen B grubu hisseler adına Talat Ulussever ve Osman Küçükçınar, C grubu hisseleri temsilen özel şirketler adına da Mustafa Karahan ve Faruk Bostancı, bağımsız üyeliğe ise şirketin Kurucu Başkan ve Genel Müdürü olan Hasan Hüseyin Savaş seçildi. EPİAŞ’ın yüzde 30’luk A grubu hisseleri Türkiye Elektrik İletim AŞ’ye, aynı orandaki B grubu hisseleri Borsa İstanbul’a ve yüzde 40’lık C grubu hisselerinin ise 98 özel şirkete ait.
“GELİŞEN TEKNOLOJİDEN FAYDALANILMASI ÇOK ÖNEMLİ” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, “Kurumsal yapı dediğimiz zaman bunu kurallar ve ilişkiler bütünü olarak tanımlamayı tercih ederiz. Uluslararası iş birlikleri, iç kurallar, ticaretin kolaylaştırılması, gözetimin daha dijital hale getirilmesi, gelişen teknolojiden faydalanılması çok önemli. İnsan kaynağı konusunda ise EPİAŞ özel ve kamu sektörünün hem tecrübeli
EPİAŞ’ın 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’ında Yönetim Kurulu Başkanlığına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönemez seçildi.
‘TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL ENERJİ MERKEZİ OLMASINI HEDEFLİYORUZ’
E
PİAŞ Genel Müdürü Hasan Hüseyin Savaş “18 Mart 2015 tarihindeki Yönetim Kurulu Toplantısı ile EPİAŞ’ın kuruluş çalışmaları fiilen başladı. Enerji piyasalarının etkin, şeffaf ve güvenilir şekilde işletilmesi misyonu ve Türkiye’nin bölgesel enerji merkezi olması hedefiyle faaliyetlerimize başladık” diye konuştu. Savaş açıklamasına şu şekilde devam etti: “Faaliyet dönemimiz içerisinde ana hedeflerimiz, organizasyon, piyasanın işletilmesi, çalıştaylar,
hem de bilgili insanlarını bünyesinde toplamaya devam ediyor. Fakat bugünün en iyi insan kaynağına sahip olsak da yarının en iyi insan kaynağına sahip olup olmadığımız da önem taşıyor. Bu üç temel üzerinden EPİAŞ’ın beş sene içerisinde Avrupa’nın en büyük enerji borsalarından birisi olmasını hedeflemesini, genel enerji piyasası gelişmesinde ise yenilikçi fikirlerin kuluçka merkezi olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
bilişim teknolojilerinin alt yapısının iyileştirilmesi ve finansallar olmak üzere sınıflandırılıyor.”
“ENERJİ TİCARETİNİN YAPILDIĞI TÜM PİYASALARI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ” Piyasanın işletilmesine ilişkin hedefler kapsamında yurt içi piyasaların faaliyete geçmesi için acil olarak personel istihdamı gerçekleştirdiklerini ifade eden Savaş, “Temmuz 2015 tarihinde, planlanan şekilde faaliyete geçtik. Piyasa
“PİYASA BİRLEŞMELERİNİ AMAÇLIYORUZ” EPİAŞ Genel Müdürü Hasan Hüseyin Savaş ise toplantıda yaptığı konuşmada, “Enerji ve finans piyasaları arasındaki etkileşim ve entegrasyon giderek artıyor. Bu çerçevede biz de EPDK başkanımızın bilgisi ve desteğiyle uluslararası normlara uygun kurumlar arası işbirliği sağlanmasına
katılma anlaşmalarını revize ettik ve ıslak imzalı olarak katılımcılardan temin ettik. Diğer taraftan EPİAŞ olarak enerji ticaretinin yapıldığı tüm piyasaları yakından takip ediyoruz. Bu anlamda spot, türev piyasası ve OTC arasındaki ilişkiler ve fiyat hareketlerinin farkındayız”
yönelik çalışmaları başlattık. Önümüzdeki dönemde EPDK, STK, Borsa İstanbul, EPİAŞ yetkilileri kurumlar arası işbirliğini gerçekleştirecekler. Teminatlandırmaya ilişkin mevzuat gözden geçirilerek acil olan hususlar EPDK ile işbirliği içerisinde düzenlendi. Ayrıca mevzuata ilişkin çalışmalarımız kapsamında YEKDEM yönetmeliğine ilişkin görüşlerimiz EPDK ve bakanlık yetkililerine aktarıldı. Diğer taraftan uluslararası
05 kuruluşlara üye olma ve piyasa birleşmelerini amaçlıyoruz. Bu kapsamda Europex ile yapılan üyelik görüşmelerimiz olumlu sonuçlandı. Piyasa birleşmeleri için de Bulgaristan ve Gürcistan enerji borsaları ile görüşmelerimiz ve temaslarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.
“ŞEFFAFLIK ÇALIŞMALARINDA CİDDİ BİR YOL ALINDI” Piyasanın etkin çalışması için esas üzerinde durulan ve bilgi asimetrisinin giderilmesi yönünde EPİAŞ’tan beklenen şeffaflık çalışmalarında ciddi bir yol alındığını vurgulayan Savaş, “Bu kapsamda piyasanın bütün taraflarının katılımıyla 24 Kasım 2015 tarihinde Şeffaflık Çalıştayı düzenlendi. Buradan elde edilen sonuçlar raporlaştırıldı. 16 Kasım 2015’te ise piyasa katılımcılarının ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve EPİAŞ bünyesinde tesis edilecek alt yapının belirlenmesi için Serbest Tüketici Çalıştayı düzenlendi. Ayrıca 15 Aralık 2015’te de tüm tarafların katılımıyla Doğal Gaz Piyasası Çalıştayı yapıldı”diye konuştu. Hasan Hüseyin Savaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bunların dışında EPİAŞ henüz lisans almadan önce başlattığımız Gün Öncesi Projesi büyük emek ve çaba harcanarak test aşamasına getirildi. Daha
Erman Tekdemir/Ankara Yıldızlar Holding’in 2010 yılında Özelleştirme İdaresi’nden devraldığı Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ’nin (OEDAŞ) satışa çıkarılmasında sona yaklaşıldı. Daha önce Çinli CMEC’in talip olduğu şirketin yüzde 100’ü için bu kez İtalyan Eni teklif verdi. Eni ile birlikte iki yerli firmanın da OEDAŞ’a talip olduğu öğrenildi.
İTALYA’NIN EN BÜYÜĞÜ Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ’ye (TETAŞ) olan 180 milyon liralık borcunu ödememesi nedeniyle yönetiminde değişikliğe gidilen OEDAŞ için İtalya’nın en büyük enerji şirketi Eni’nin teklif verdiği belirtildi. OEDAŞ, 2010 yılında Yıldızlar Holding tarafından 485 milyon dolar karşılığında Özelleştirme İdaresi’nden devralınmıştı.
“2016 YILI İÇİNDE 84 MİLYON TL GELİR ELDE EDİLECEK”
H EPİAŞ’ın yüzde 30’luk A grubu hisselerinin TEİŞ’a, aynı orandaki B grubu hisselerinin Borsa İstanbul’a ve yüzde 40’lık C grubu hisselerinin 98 özel şirkete ait olduğu bildirildi. önce Gün Öncesi Piyasası’nı işleten tecrübe, projenin temelini oluşturdu. EPİAŞ ile beraber gerekli irade, bütçe ve deneyimli insanların bir araya gelmesi sonucu proje oluşturuldu.”
“TEKNOLOJİ ŞİRKETİ OLMAYI HEDEFLİYORUZ” Hasan Hüseyin Savaş sözlerini şöyle sürdürdü: “EPİAŞ olarak bünyesinde yazılım geliştirme faaliyetleri dahil olmak üzere ihtiyaç duyulan tüm unsurları barındıran bir teknoloji şirketi olmayı hedefliyoruz. Personelimizin yüzde 30’unu bilişim ve yazılım ekibi oluşturuyor. Benzer şekilde 2015 yatırımlarımızın yaklaşık yüzde 75’i bilişim alanına yapıldı. 2016’da ise bu oran yüzde 95’e ulaşacak. Önümüzdeki dönemde şirketimizin TÜBİTAK
AR-GE merkezi olması planlanıyor. Böylece vergi ve prim avantajlarının yanında gerçekleştirilecek projeler için TÜBİTAK ve fonlardan destek alınması da mümkün olacak. Özellikle piyasa birleşmeleri ve yeni piyasaların açılması yerli yazılım alt yapısına ve geliştirme kabiliyetine sahip olunması stratejik açıdan çok önemli bir avantaj sağlayacak. Bilişim uygulamaları içinse şunları söyleyebilirim: Bilişim alt yapısının şirket faaliyetlerini düzeylemesi ve desteklemesini sağlayacak teknolojik alternatifler kullanılmaya çalışılıyor. Bu kapsamda açık kaynak teknolojilere öncelik verildi. Hali hazırda 1 milyon satırdan fazla kod geliştirmesi yapıldı ve 35 milyar satırı aşkın veri işlendi. Yapılan yatırımlar ve yüksek veri işleme gücüne sahip teknoloji altyapısı tesis edildi. Uygulamalarda web tabanlı, platform bağımsız yapı
tercih edildi.” Uluslararası normlar ve mevzuatlar hükümlerine göre EPİAŞ bünyesinde yürütülen faaliyetlerin bağımsız bir bilim tarafından yönetim kuruluna raporlanması gerektiğini söyleyen Savaş, “Bu raporlamada denetim uyum komitesi, riskin erken saklanması komitesi ve piyasa izleme komitesi rol alacak. EPİAŞ’ın yut içindeki ve yurt dışındaki paydaşlarına güvence verebilmesi, söz konusu raporlar ve komitelerin işlevsel hale gelmesiyle mümkün olacak. Bu doğrultuda faaliyet göstermek üzere alanında uzman personeller istihdam edildi ve çalışmalara başlandı. EPİAŞ’ın bir teknoloji şirketi karakteristiği göstermesi nedeniyle bilgi teknoloji denetleyicisi ve proje yöneticileri de istihdam edildi” açıklamasında bulundu.
Savaş, 2016 yılındaki temel hedeflerini ise özetle şu şekilde açıkladı: Gün Öncesi Projesi yazılımının 30 Haziran 2016 tarihine kadar testlerinin tamamlanması, Şeffaflık platformunun test çalışmalarının tamamlanması ve yürürlüğe girmesi, Bilişim alt yapısının güçlendirilmesi ve veri merkezine taşınması, OSOS sisteminin entegrasyon düzeyinin artırılması, Uzlaştırma süreçlerinin iyileştirilmesi ve periyotların kısaltılması, Tüketici yönetim sisteminin oluşturulması, Doğalgaz piyasasının oluşturulması, Teminatlandırma sisteminin revize edilmesi.
OEDAŞ’a İtalyan Eni’den teklif Yıldızlar Holding’in 2010 yılında özelleştirme idaresinden devraldığı Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ’nin (OEDAŞ) satışa çıkarılmasında sona yaklaşıldı.
ÇİNLİLER VAZGEÇMİŞTİ OEDAŞ’ın satışı konusunda 2015 yılı başlarında Çinli China Machinery Engineering Corporation (CMEC) ile anlaşmaya varılmış ancak 2015 Temmuz ayında sürpriz bir şekilde satış sürecinin durduğu açıklanmıştı. CMEC’ten yapılan açıklamada, hisselerin Dedeli Yatırım ve diğer hissedarlardan alınacağı duyurulmuş ancak taraflar arasındaki görüşmeler, belirlenen tutar karşılığında CMEC’e devredilecek varlıklar üzerinde anlaşmaya varılamaması tıkanmıştı. Bunun üzerine CMEC yetkilileri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bildirimde bulunarak OEDAŞ’ın çoğunluk hissesini almaktan vazgeçtiklerini açıkladı. CMEC, Osmangazi Elektrik Perakende Satış AŞ şirketlerinin yüzde 75’ini dolaylı yoldan 384.6 milyon dolara satın almak için anlaştığını açıklamıştı.
İKİ YERLİ ŞİRKET DAHA BAŞVURUDA BULUNDU Eni’nin yanı sıra, satış için yetkilendirilen Ak Yatırım’a iki yerli şirketin de başvuruda bulunduğu öğrenilirken, enerji kulislerinde 1.4 milyon abonesi bulunan dağıtım şirketinin satışında sona yaklaşıldığı
üseyin Savaş,2016 gelir durumuyla ilgili olarak şu ifadelere yer verdi: “2016 yılı içinde 84 milyon TL gelir elde edileceği, 66 milyon TL gider oluşacağı, 9 milyon TL tutarında yatırım yapılacağı, yılsonu itibarıyla vergi öncesi 18 milyon TL kar olacağı tahmin ediliyor.”
konuşuluyor. İtalyan Eni’nin verdiği teklif şirket hisselerinin yüzde 100’ünü kapsıyor. OEDAŞ’ın satış süreci, 2013 yılında EPDK tarafından yönetimi değiştirilerek başlatılmıştı.
OEDAŞ’IN 1.4 MİLYON ABONESİ VAR
1
.4 milyon abonesi bulunan OEDAŞ Eskişehir, Kütahya, Afyon, Uşak, Bilecik illerini kapsıyor. 5 il, 54 ilçe, 189 belediye, 1811 köy, 381 köy bağlısı, 56 işletmeye elektrik dağıtımı yapan OEDAŞ Türkiye enerji tüketiminin yüzde 2.4’ünü karşılıyor. Türkiye’deki nüfusun yüzde 3.6’sı ve abone sayısının yüzde 4’ü bu bölgede bulunuyor.
08
PETFORM ve Trayport’tan ticaret simülasyonu PETFORM, Avrupa’da pek çok Borsa ve brokerlik şirketine enerji ticaretinde veri, yazılım ve ticaret platform hizmeti veren Trayport ile İstanbul’da EnerjiSA’nın ev sahipliğinde bir doğal gaz ticaret simülasyon çalıştayı düzenledi.
P
ETFORM tarafından, Avrupa’da pek çok Borsa, brokerlik şirketine enerji ticaretinde veri, yazılım ve ticaret platform hizmet sağlayıcısı Trayport ile İstanbul’da EnerjiSA’nın ev sahipliğinde bir doğal gaz ticaret simülasyon çalıştayı düzenlendi. PETFORM üyesi şirketler ve kamu temsilcilerine yönelik bilgisayar ve internet bazlı bir doğalgaz ticaret simülasyonu etkinliği olarak planlanan Çalıştaya, EPİAŞ, BİST, EPDK, BOTAŞ ve PETFORM üyesi şirketlerden 70’in üzerinde temsilci katıldı.
Trayport’un çalışmalarına Londra, New York ve Singapur’daki ofislerinde devam ettiğinin altını çizen Constantinou, Türkiye’den de birçok firmaya yazılım desteği sağlandığını ve özellikle GlobusVision ticaret platformunun kullanılmaya başlanmasının piyasanın gelişimine önemli katkı sağladığını ifade etti. Çalıştayın tüm katılımcılar için faydalı olduğuna inandığını belirten Constantinou, ilerleyen süreçte de Türkiye enerji piyasasının gelişimine katkı sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
“ENERJİ TİCARETİNİ KOLAYLAŞTIRACAK YÖNTEMLERLE HİZMET VERİYORUZ”
“KATILIMCILAR 15 TAKIM İLE TİCARET SİMÜLASYONUNA KATILDILAR”
Trayport Bölgesel Satış Müdürü Paul Constantinou, Trayport’un kurulduğu 1993 yılından itibaren karşılıklı güven ve işlevsellik ilkesiyle hareket ettiğine değinerek, müşterilere enerji ticaretini kolaylaştıracak yöntemlerle hizmet vermenin temel hedefleri olduğunu belirtti.
Trayport Takım Lideri Oğuzhan Sak Çalıştayın ikinci kısmında katılımcıların eş zamanlı gaz ticaret işlemleri yapacakları simülasyon yazılımı ve kurallara ilişkin katılımcılara bilgilendirmede bulundu. Katılımcıların 15 ayrı takım halinde ticaret simülasyonuna katıldıklarını belirten Sak, her
TİCARET SİMÜLASYONU KATILIMCILAR TARAFINDAN OLDUKÇA FAYDALI BULUNDU
Ç
alıştayın ikinci kısmında 15 takım halinde gruplandırılan katılımcılar kendilerine verilen ticari portföyler uyarınca ticari aktivitelerde bulundular. Dört çeyrekten oluşan gaz yılının simülasyonu süresinde sistem yöneticisi tarafından verilen direktiflere göre katılımcılar farklı senaryoları deneme fırsatı yakaladılar. Simülasyonun sonunda 4 çeyrekte toplam 287 işlemin yapıldığı belirtilirken müdahalelere göre piyasadaki faaliyetlerde ve fiyatlarda önemli ölçüde değişiklerin olduğu gözlemlendi. Ticaret simülasyonu katılımcılar tarafından son derece faydalı bulundu.
takımın ayrı bir kullanıcı adı ve şifreyle sisteme bağlanacağını ve her takıma 4 çeyrekte de ticari dengesizliklerini yönetmeleri için ayrı ticari portföyler hazırlandığını ifade etti. Takımların simülasyon
ekibi tarafından hazırlanan ve takımlara dağıtılan farklı ticari portföylere göre piyasa işlemi gerçekleştirdiklerini belirten Sak, “Arz ve talep gerçekleşmelerini etkilemesi beklenen senaryolar hazırlanıyor ve bu senaryoların ticaret esnasında katılımcılara
duyurularak işlem ve ticaret sayısında artış sağlanması, böylece farklı durumlarda farklı fiyat oluşumunun test edilmesi de amaçlanıyor” dedi. Oyun bittikten sonra takımların sonuca ilişkin bilgilendirileceğini söyleyen Sak tüm katılımcılara başarılar diledi.
Trayport Takım Lideri Oğuzhan Sak Çalıştay’da simülasyon yazılımı ve kurallara ilişkin bilgilendirmede bulundu.
EPDK’dan LNG ve CNG kararı EPDK doğal gaz dağıtım şirketlerinin dağıtım bölgesi kapsamında olup iletim şebekesinin ulaşmadığı veya dağıtım şebekesi ile bir bütün oluşturacak şekilde şebeke imalatının yapılamadığı bölgelerde kolaylık sağlayacak yeni bir uygulama başlatıyor. Buna göre; doğal gaz dağıtım şirketlerinin dağıtım bölgesi kapsamında olup iletim şebekesinin ulaşmadığı veya dağıtım şebekesi ile bir bütün oluşturacak
şekilde şebeke imalatının yapılamadığı bölgelerde, Kurumca uygun bulunması durumunda; Doğal gazın iletim şebekesinden veya mülkiyetlerinde bulunan dağıtım şebekesinden alınarak sıkıştırılması veya sıvılaştırılması ile sıkıştırılmış veya sıvılaştırılmış haldeki doğal gazın özel vasıtalarla taşınması, Doğal gazın diğer lisans sahiplerinden sıkıştırılmış doğal
gaz (CNG) veya sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak tedarik edilmesi durumunda ise, dağıtım bölgesinde uygulanan perakende satış fiyatında herhangi bir farklılık olmaması, Bu bölgelerde günlük talebi karşılayacak şekilde arz güvenliğine ilişkin gerekli tedbirlerin ilgili dağıtım
şirketince alınması, CNG ve LNG’nin satışı faaliyetinde bulunulmaması,
LNG CNG ve ım t ile dağı na ası yapılm yeni eme düzenl
koşuluyla, bu bölgelere doğal gaz ana iletim hattı (şehir besleme hattı) veya dağıtım şebekesi ulaşıncaya kadar CNG veya LNG yöntemiyle beslenen lokal dağıtım şebekesi inşa edilerek dağıtım faaliyetinde bulunulmasına izin verildi.
10
makale Sohbet Karbuz
Uluslararası doğal gaz fiyatları ve fiyat mekanizması nereye gidiyor? makale@petroturk.com
@sohbetkarbuz
P
etrol fiyatları yazılı ve görsel basında haddinden fazla ilgi görürken doğal gaz fiyatlarının nedense üvey evlat muamelesi görmesi beni bu yazıyı kaleme almaya teşvik etti.
Gittikçe canlanacağından, spot LNG ticareti konusunda faaliyet gösteren yeni şirketlerin mantar gibi çoğalacağını göreceğiz. Umarız bunlar arasında Türk şirketleri de yer alır.Ayrıca, bakarsınız bu arada Türkiye’de enerji piyasası beklenenden daha hızlı serbestleşir ve spot LNG ithalatının artmasıyla hem fiyatlar aşağıya çekilir, hem tedarikçi yelpazesi genişler, hem de LNG ithalat kapasitesinin artırılmasına ön ayak olunarak gaz ticaret hub’ı olma yolunda bir adım daha atılır.
Brent tipi ham petrol, Ocak 2014 ortalama varil başı fiyatı olan 107,4 dolardan Haziran 2014’te yaklaşık 112 dolara çıktıktan sonra düşmeye başlamış ve Şubat 2016’da 33,2 dolara inmişken, Avrupa’nın ortalama doğal gaz ithalat fiyatı Ocak 2014’teki milyon Btu başına 11.6 dolar ($/MMBtu) seviyesinden sürekli kan kaybederek Şubat 2016’da 5 doların altına inmiştir.
DOĞAL GAZDA HER BÖLGE İÇİN AYRI BİR FİYAT MEKANİZMASI VAR Bildiğiniz gibi uluslararası doğal gaz piyasaları derken aslında üç bölgesel piyasadan bahsediyoruz: Amerika, Avrupa ve Asya. Bu üç piyasayı birbirine bağlayan şey ise LNG, yani sıvılaştırılmış doğal gazdır. Küresel petrol piyasalarında WTI, Brent ve Dubai tipi gibi petrollerden oluşan benchmark veya referans dediğimiz ve aralarında yüksek korelasyon olan bir fiyat mekanizması söz konusuyken, doğal gazda her bir bölge için ayrı bir fiyat mekanizması var olmuştur. LNG’de ise küresel bir benchmark fiyat mekanizması hala oluşturulamadı. Boru gazı fiyatı genelde, uzun vadeli sözleşmelerle, petrol fiyatlarına endeksli bir formülle belirleniyor. Yine bildiğiniz gibi uluslararası gaz piyasaları genelde ikili anlaşmalar çerçevesinde yapılan uzun vadeli ve petrole endeksli kontratların hakimiyeti altında olmasına rağmen bu hakimiyet her geçen yıl azalmaktadır. Örneğin 2005 yılında petrole endeksli kontratların dünya gaz ticaretinde yüzde 80 civarında olan oranı bugün yüzde 60’ın altına düşmüştür. Aynı dönem içerisinde Avrupa piyasalarında petrole endeksli kontratların oranı yüzde 95’ten yüzde 40’lara doğru gerilemiştir. Petrol endeksli gaz fiyatları Avrupa gaz hub fiyatlarında önemli bir rol oynamaya devam ederken son zamanlarda Avrupa hub fiyatları ile spot LNG fiyatları arasında daha yakın bir ilişki yaşanmaya başlanmıştır. Gas&Power’ın geçtiğimiz Kasım sayısında LNG piyasalarında değişen dinamikleri konu alan bir yazı yazmış ve LNG’nin gaz piyasalarının globalleşmesindeki rolüne değinmiştim. Arz fazlası nedeniyle spot LNG fiyatlarının düştüğünü, kontratların yeniden müzakere edildiğini, yeni kontratların daha kısa vadeli süreler içerdiğini ve çoğunda teslim yeri şartının kaldırıldığını, boru hattı gaz fiyatlarında bile hub endeksine doğru bir kayış olduğunu ifade etmiş, en azından 2020 yılına kadar LNG
piyasalarında arz fazlası yaşanacağını söylemiştim. Arz cephesinde küresel gaz üretimine baktığımızda kayda değer bir yenilik görmezken LNG arzı cephesinde genişlemenin hemen farkına varıyoruz. Cheniere Energy’nin Sabine Pass LNG tesisten ilk kargo Şubat sonunda Brezilya’ya doğru yola çıktı. Mart ayı başlarında Chevron’un 54 milyar dolarlık Gorgon LNG projesi devreye girdi. Bu yıl küresel LNG kapasitesi 274 milyon tonu aşacak. 2018 sonuna kadar buna 65 milyon ton daha eklenecek. Şu anda yapım aşamasında olan veya nihai yatırım kararı alınmış LNG tesisleri de dahil olmak üzere piyasada toplam 100 milyon ton civarında henüz kontratı yapılmamış LNG mevcut. Bunun içindir ki en azından önümüzdeki 5 yıl içinde LNG piyasası satıcıların değil alıcıların borusunun öttüğü bir piyasa olacak. Bu hesaplarda yer almayan İran da LNG piyasasına girerse neler olabilir bir düşünün. Talep cephesinde ise haberler kötüleşiyor. Kuzey yarım kürede bu kış mevsim normallerinin 1,7 derece üstünde geçti. Amerika’da gaz stokları bu kışı önceki senelerin ortalamasının yüzde 40 üstünde kapatacak. Geçen yıl Güney Kore son 5 yılın, Japonya ise son 4 yılın en düşük LNG ithalatını gerçekleştirdi. Ayrıca Japonya’da şu ana kadar 4 nükleer reaktör yeniden devreye girdi (ancak son 2 reaktörün devre dışı bırakılması konusunda mahkeme kararı henüz sonuçlanmadığından şu anda yalnızca ikisi faaliyette). Çin’in LNG ithalatı ilk defa azaldı. Asya’nın toplam LNG talebindeki düşüş nedeniyle Avrupa’ya yönlendirilen LNG miktarı artmaya başladı. Düşen kömür fiyatları ve elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin gittikçe hissedilen ağırlığı, Asya’da üç büyüklerin (Japonya, Çin ve Güney Kore) gaz talep artışında frene basılması gibi nedenlerle talep cephesindeki hava kötüleşmeye devam edecek gibi gözüküyor.
AVRUPA VE ASYA LNG FİYATLARI ARASINDAKİ MAKAS KAPANIYOR Petrol fiyatlarındaki düşüşün de dolaylı etkisiyle gaz fiyatları aşağıya doğru inmeye devam ediyor. Henry Hub 1,7 dolar/MMBtu’ya kadar düştü. Avrupa Hub gaz fiyatları 4 dolar/MMBtu civarında dans ederken, Avrupa ve Asya LNG fiyatları arasındaki makas kapanıyor. Bu yazıyı yazdığım Mart başında LNG fiyatları 4,5 dolarının altında işlem görürken LNG, Avrupa piyasasında boru gazıyla rekabet etmeye başladı. Bu arada, çok yüksek veya çok düşük talebin, petrol paritesinin çok üstünde veya altında LNG fiyatlarına yol açabileceğine yeniden tanık oluyoruz. Hatırlarsanız 2008 yılı başlarında
Japonya’nın spot LNG alım fiyatı 19 dolar civarında iken Henry Hub 7 dolar, Avrupa ithalat fiyatları ise 10 dolar civarında seyrediyordu. Asya’da fiyatın bu kadar yükselmesinin temel nedeni gaz açığı olan Japon LNG ithalatçılarının hem birbirlerinin hem de Güney Kore’lilerin verdikleri fiyatların üstüne çıkarak ihtiyaçlarını temin yoluna gitmeleriydi. İthalatçılar arasındaki fiyat savaşı ihracatçılara yaramıştı aslında. Şimdilerde durum tersine döndü, ya da sokak tabiriyle “maymun gözünü açtı.” Birbirleriyle rekabet etmek yerine ithalatçılar artık ihracatçılara karşı birlik oluşturuyorlar. Mesela Japonya’nın Chubu elektrik ile Tokyo Elektrik’in kurduğu Jera adlı şirket dünyanın en büyük LNG ithalatçısı oldu. Ayrıca, Japon ve Güney Kore şirketleri alımlarını ortak yaparak fiyatları aşağı çekmeyi hedefliyor. Alıcıların birleşmesi petrol fiyatlarındaki düşüş ve küresel piyasalardaki LNG fazlası nedeniyle zaten baskı altında olan fiyatlara ekstradan bir tokat daha atarak fiyat yapısının değişmesine yardımcı olabilir. Jera’nın hedefi 2020 yılında ithal edilen LNG’nin fiyat portföyünde petrol endeksli oranı yüzde 50’ye indirmek. Ülkemizdeki ithalatçılar da kısa vadeli veya spot LNG tedarikinde böyle bir yapılanmaya neden gitmesin? Bunun yanında uluslararası gaz piyasalarındaki fiyat mekanizmaları, LNG önderliğinde yapısal bir değişime başladı. Orta ve kısa vadeli yeni LNG kontratlarında Avrupa hub endeksleri (NBP veya TTF) yeni bir standart haline geliyor. En azından Avrupa piyasası için. Uzun vadeli kontratlarda bile artık Hub endeksini görmek mümkün. Katar’ın Şubat ayında Pakistan ile yaptığı 15 yıllık kontrat herhalde LNG piyasalarında fiyat yapısının nasıl değiştiğini gösteren bir başka örnek. Kontrat fiyatının son üç aylık ortalama Brent fiyatının yüzde 13.37’sine sabitlendiği konusunda söylemler var. Yani geçtiğimiz 3 ayın Brent ortalaması 30 dolar ise Pakistan’ın LNG ithalat maliyeti 4 dolar/MMBtu’ya gelmiş olur (Buna cüzi taşıma maliyetini de ilave etmek gerekir). Uzun vadeli LNG kontratlarında bile revizyona gidildiğini görüyoruz. Geçtiğimiz Aralık ayında Hintli Petronet ve bu Mart başında Çin ulusal petrol şirketi CNPC’nin Katar’la yaptığı kontrat revizyonu bunun örneği. Dahası, önümüzdeki yıllarda daha yaratıcı ve daha esnek LNG kontratları yapılacağını hep beraber göreceğiz. LNG piyasalarının şu andaki handikabı global bir ticaret hub’ının olmayışı. Singapur’un geçen sene sonuna doğru global LNG ticaret hub’ı olma arzusuyla ortaya sürdüğü Asya spot LNG endeksine (SLInG) 25 Ocak’ta türev kontratlarını da dahil etmesi ve buna paralel olarak Japonya’nın girişimleri bakalım Asya’da
11 bir LNG benchmark fiyatı oluşmasına yol açacak mı? Hâlihazırda Asya piyasasında petrole endeksli kontrat yapısı baskındır. Spot LNG kargoların Asya’nın toplam LNG ithalatı içindeki payı yüzde 5 civarında. Bu yapının önümüzdeki 5 yıl içinde radikal bir şekilde değişmesini bekleyemeyiz. Fakat 2020 yılına kadar Asya spot LNG fiyatları ile petrole endeksli LNG fiyatları arasındaki bağ gittikçe gevşeyebilir. Eğer o zamana kadar Asya LNG fiyatlarının petrole endeksli yapısı kırılmaz ise arztalep arasındaki açığın gitgide kapanması yüzünden spot LNG ile petrole endeksli LNG fiyatları tekrar yakınlaşmaya başlayacak ve fiyatlar yukarıya doğru hareket edecek. Uluslararası gaz fiyatlarının geleceğini global ve bölgesel arz-talep dengesi haricinde, Avrupa’nın ileriki yıllardaki gaz ithalat miktarı ve yapısı, kaya gazı üretiminin nasıl gelişim göstereceği, LNG piyasalarındaki dinamikler ve Rusya’nın nasıl bir rekabet politikası izleyeceği belirleyecektir desek pek de yanılmış olmayız.
AVRUPA LNG İTHALATININ GİTTİKÇE BÜYÜMESİ BEKLENİYOR Geçen sene yüzde 15 artış gösteren Avrupa LNG ithalatının Avrupa Birliği Komisyonu’nun Şubat ortasında açıkladığı LNG stratejisinin de etkisiyle gittikçe büyümesi bekleniyor. Avrupalı tüketicilerin kömürden gaza dönmeleri için gaz fiyatlarının biraz daha düşmesi veya yükselmemesi arzu ediliyor. Bu yüzden LNG’ye büyük rol biçiliyor. Kuzeybatı Avrupa ve Asya arasında swing LNG supplier rolünü oynayan Katar (Katar’dan her iki piyasaya taşıma maliyetleri arasında pek fark yok) Asya’da düşen talep nedeniyle LNG kargolarını yavaş yavaş Avrupa’ya yönlendirmeye başladı. Böylece LNG Gazprom’u rekabet etmeye zorlamaya başladı. Daha bir kaç yıl öncesine kadar Amerikan LNG’nin devreye girmesiyle Asya LNG fiyatlarının petrol endeksli yapısının darmadağın olacağı bekleniyordu. Bugün durum çok daha farklı. Benzer şekilde, Amerikan LNG’nin Avrupa piyasasına girmesiyle Avrupa gaz fiyat dinamiklerinde çok şeyin değişeceği bekleniyordu. Yakında Avrupa piyasasına girecek olan Amerikan LNG’nin bugünkü şartlarda kar edip etmeyeceği tartışılsa da Rus gaz fiyatlarına bir baskı oluşturacağı aşikar. Önemli olan Rusya’nın nasıl tepki vereceği. Ne demek istediğimi basit hesaplamalarla biraz açayım. Amerikan Enerji İnformasyon Dairesi, bugünlerde 2 doların altında olan Henry Hub spot gaz fiyatının 2016 yılı ortalamasının 2.64 dolar/MMBtu olacağını tahmin ediyor. Shell tarafından alınan BG’nin Cheniere’e vereceği sabit sıvılaştırma kapasitesi bedeli 2.25 dolar. Buna doğal gaz için vereceği bedeli, yani Henry Hub * yüzde 115’i eklersek 5.3 dolar rakamına ulaşırız. Daha gemi Luizyana’yı terk etmedenki bu fiyat şu anda UK NBP veya Hollanda TTF hub fiyatının üstünde. Üstüne üstelik bu fiyata en iyimser ihtimalle Kuzey Avrupa’ya ulaşım maliyeti için 0.5 dolar daha eklememiz gerekir. BG (Shell) haricindeki firmaların ödeyeceği sabit sıvılaştırma bedelinin daha yüksek olduğunu dikkate alırsanız Amerikan LNG’nin hangi fiyat seviyelerinde Avrupa piyasalarına girebileceği konusunda daha
iyi malumatımız olur. Bu rakamlar sadece maliyetler. Ortada henüz kar yok. Henry Hub gaz fiyatını 2 dolar alırsanız kargo fiyatı 5$’ın altına iner. Dolayısıyla Gazprom, Amerikan gazının Avrupa’ya girip girmemesine, eğer girerse bunun hangi miktarda sınırlı tutabileceğine dair hesaplamaları rahatça yapabilir. Bu açıdan bakıldığında uluslararası piyasalarda gaz fiyatlarının düşük olması Gazprom için bir anlamda iyi haberdir. Gazprom’un Almanya’ya gaz ihracat maliyetinin 3.5-4 dolar olduğu iddiaları eğer dikkate alınırsa Gazprom bir anlamda US LNG ihracat kapasite kullanım oranını bile etkileyebilir. Sizce gaz üretim ve taşıma maliyeti düşük olan Rusya, Amerikan LNG dahil diğer alternatiflerin Avrupa piyasasına girmesine göz yumup, sahip olduğu %30 pazar payını azaltmaya razı olur mu? Olmaz ise potansiyel alternatifler ile fiyat savaşına girer mi? Girerse en fazla kim kaybeder? Biraz ipucu vereyim. Petrol fiyatları düşük kaldığı sürece Rusya, petrole endeksli fiyatların kendisine sağladığı avantaj nedeniyle rakiplerine baskı yapabilecektir. Kısa vadede onları Avrupa pazarından uzaklaştırıp uzun vadede ise yeni yatırımları engellemeye çalışacaktır. Doğal gaz fiyatlarının uzun vadede görünümü konusunda şunları not düşebiliriz: Petrol fiyatları uzun süre bu düşük seviyelerde kalmayacaktır. Değişmeye devam eden gaz piyasaları yapısı ve fiyat dinamikleri nedeniyle bir süre sonra gaz ve petrol fiyatları nihayet beraberliklerini bitirip her ikisi de kendi yollarına gidebilir.
GÜNEY AMERİKA’DAKİ GELİŞMELER YAKINDAN TAKİP EDİLMELİ Kısa ve orta vade de ise, petrole endeksli gaz fiyatları genel olarak ham petrol veya petrol ürün fiyatlarındaki değişimi 6-9 ay arası gecikmeyle yansıttığı için bir şekilde petrole endeksli doğal gaz fiyatlarının düşük kalması gerekir. Eğer petrol fiyatlarında ciddi bir yükselme olmazsa tabii ki. Talep cephesinde kötümser hava devam ederken dünya LNG kapasitesine yeni miktarlar eklendikçe LNG arz fazlası önümüzdeki 5-6 yılda büyümeye devam edecektir. Dolayısıyla LNG fiyatları bu süre zarfında düşük seviyelerde seyredebilir. Bu arada Güney Amerika’daki gelişmeleri daha yakından takip etmek gerekir. Bakalım LNG piyasalarında ve Avrupa Hub’larında pusula gibi izlenen Henry Hub gaz fiyatı beklendiği gibi yükselişe geçip bu seneyi 2,8 dolar civarında, önümüzdeki seneyi de 3 doların üzerinde kapatacak mı? Yazıyı bitirmeden önce bir konuya daha değinmek istiyorum. Gittikçe canlanacağından, spot LNG ticareti konusunda faaliyet gösteren yeni şirketlerin mantar gibi çoğalacağını göreceğiz. Umarız bunlar arasında Türk şirketleri de yer alır. Ayrıca, bakarsınız bu arada Türkiye’de enerji piyasası beklenenden daha hızlı serbestleşir ve spot LNG ithalatının artmasıyla hem fiyatlar aşağıya çekilir, hem tedarikçi yelpazesi genişler, hem de LNG ithalat kapasitesinin artırılmasına ön ayak olunarak gaz ticaret hub’ı olma yolunda bir adım daha atılır. Yine uzun bir yazı oldu maalesef. Daha fazla zaman ayırabildiğimde karşınıza daha kısa bir yazıyla çıkma dileğiyle.
Ocak ayında doğal gaz ithalatı arttı EPDK, 2016 Ocak ayı Doğal Gaz Piyasası Sektör Raporu’nu yayımladı. Rapora göre doğal gaz ithalatı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,91 arttı.
E
PDK, 2016 2015 Ocak 2016 Ocak Ocak ayı 4.997,80 5.392,94 7,91 Doğal Gaz 35,45 35,52 0,19 Piyasası Sektör Raporu’nu 31,27 50,93 62,88 yayımladı. Rapora 5.471,38 5.783,30 5,70 göre doğal gaz ithalatı bir önceki Dönem Sonu Stok 1.324,09 1.708,55 29,04 yılın aynı ayına İthalat-üretim-tüketim-stok miktarları karşılaştırması göre yüzde 7,91 arttı. Rapora göre en fazla tüketim EN FAZLA ÜRETİM İstanbul’da gerçekleşti.
TEKİRDAĞ’DA GERÇEKLEŞTİ
DEPOLAMA MİKTARI YÜZDE 29,04 ARTTI Rapora göre yer altı depolama miktarı 1 milyon 537 bin 61 metreküp olurken LNG terminali depolama miktarı ise 170 bin 94 metreküp olarak gerçekleşti. Toplam depolama miktarı 2015 yılı Ocak ayında 1 milyon 324 bin 09 metreküp olurken bu oran yüzde 29,04 artış ile 1 milyon 708 bin 55 metreküp oldu. Raporda Yunanistan’a 50 bin 93 metreküp ihracat gerçekleştirildiği belirtildi.
Raporda, üretim yapan toptan satış lisansı sahibi şirketlerce satışa sunulan doğal gazın üretimin yapıldığı illere göre dağılımı şu şekilde; en fazla üretim 20 bin 111 metreküp ile Tekirdağ’da gerçekleşirken onu 5 bin 985 metre küp ile Kırklareli takip etti. Raporda İstanbul 4 bin 736 metre küp ile 3. olurken, Düzce 4 bin 353 metre küp ile 4. sırada yer aldı. 2015 yılı Ocak ayı üretimi 35 bin 45 metreküp olurken 2016 yılı üretimi yüzde 0,19 artış ile 35 bin 52 metreküpe yükseldi.
TOPLAM TÜKETİM 5 MİLYON 783 BİN 30 METREKÜP Doğal gaz tüketiminin sektörlere göre dağılımında ise konutlar 2 milyon 454 bin 56 metreküp ile ilk sırada yer alırken onu 1 milyon 348 bin 87 metreküp ile elektrik santralleri takip etti. Doğal gaz tüketiminin illere göre dağılımında İstanbul 1 milyon 129 bin 64 metreküp ile ilk sırada yer aldı. 2. sırada 554 bin 94 metreküp ile Ankara 3. sırada ise 439 bin 10 metreküp ile Kocaeli yer alırken onu 416 bin 46 metreküp ile İzmir ve 371 bin 28 metreküp ile Tekirdağ takip etti. 335 bin 14 metreküp ile 6. sırada yer alan Sakarya’yı, 331 bin 02 metreküp ile Bursa takip etti. Toplam tüketim miktarı ise 5 milyon 783 bin 30 metreküp olarak gerçekleşti.
Kaynak ülkelere göre doğal gaz ithalatı miktarları Gazın Türü
Ülke
Miktar
Rusya
2.785,60
Boru Gazı
LNG
852,88 Azerbaycan
594,46
Cezayir
468,50
Nijerya
171,21
Toplam Miktar 4.232,94
1.160,00
520,29 Toplam
5.392,94
İTHALAT MİKTARI YÜZDE 7,91 ORANINDA ARTTI
R
apora göre 2015 yılı Ocak ayında Rusya’dan 2 milyon 689 bin 33 metreküp olarak gerçekleşen doğal gaz ithalatı 2016 yılı Ocak ayında yüzde 3,58 artarak 2 milyon 785 bin 60 metreküp olarak gerçekleşti. Rusya’dan gerçekleştirilen ithalatın toplam ithalat oranı içindeki payı bir önceki yıla göre yüzde 2,16 düşerek yüzde 51,65 olarak gerçekleşti. Rusya’yı 852 bin 88 metreküp ile İran takip etti. Azerbaycan ise 594 bin 46 metre küp ile 3. sırada yer aldı. Boru Gazında toplam ithalat miktarı ise 4 milyon 232
bin 94 metre küp olarak gerçekleşti. Raporda Cezayir LNG ithalatında 468 bin 50 metreküp ile ilk sırada yer aldı. Nijerya’dan ithal edilen LNG miktarı 171 bin 21 metreküp olurken diğer ülkelerden ithal edilen toplam LNG miktarı ise 520 bin 29 metreküp olarak gerçekleşti. İthal edilen toplam LNG miktarı ise 1 milyon 160 bin metreküp oldu. 2015 yılı Ocak ayı toplam ithalat oranı 4 milyon 997 bin 80 metreküp olurken 2016 yılı Ocak ayı ithalat oranı yüzde 7,91 artış ile 5 milyon 392 bin 94 metreküp olarak gerçekleşti.
14
BÖLGELER
OCAK % FARK
ŞUBAT % FARK
TOPLAM % FARK
MARMARA
6,59%
-18,74%
-5,21%
İÇ ANADOLU
8,38%
-15,15%
-2,08%
EGE
12,53%
-15,56%
-0,32%
KARADENİZ
3,36%
2,32%
2,97%
DOĞU ANADOLU
10,09%
-0,20%
5,58%
AKDENİZ
10,99%
1,17%
6,32%
GÜNEYDOĞU ANADOLU
20,96%
-2,20%
10,85%
16
ISTRADE’de gündem enerji ticareti Türkiye Enerji Zirvesi bünyesinde ilk kez bu yıl İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Enerji Ticareti ve Tedariği Zirvesi ISTRADE 2016’nın 31 Mart’ta kapılarını açıyor.
ISTRADE 2016’NIN PANEL PROGRAMI BELLİ OLDU
T
Açılış Töreni ve Protokol Konuşmaları ile başlayacak olan Enerji Ticareti ve Tedariği Zirvesi ISTRADE 2016’nın ilk günü 13.30’da “Elektrikte Fiyat ve Etkileri” başlıklı panel gerçekleşecek. Birinci günün bir diğer paneli ise 15.30’da düzenlenecek olan “Enerji Borsaları” başlıklı oturum olacak. 19.30’da ise gerçekleşecek Gala Yemeği sonrasında “Enerji Ticareti Ödülleri” ve “Türkiye Enerji Zirvesi Ödülleri” dağıtılacak.
ENERJİ ARZI VE TİCARETİNİN ZORLUKLARI KONUŞULACAK
ZİRVE’NİN İKİNCİ GÜNÜ 8 PANEL YAPILACAK
Alanında Türkiye’deki yegane platform olma özelliği taşıyan ISTRADE 2016’da, enerji arzı ve ticaretinin zorlukları, gelişmeleri, beklentileri uzman kişiler tarafından iki gün boyunca düzenlenecek olan farklı oturumlarda masaya yatırılacak.
Organizasyonun 2. günü ise eş zamanlı toplam 8 oturum gerçekleştirilecek. Düzenlenecek olan oturumlarda doğal gaz ve elektrik piyasaları tartışılacak.
Ulusal ve uluslararası katılımcılar ile ziyaretçiler, Türkiye ve bölgesel ülkelerde yer alan hükümetler, kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey isimleriyle iki gün boyunca devam edecek olan Zirve’de buluşma fırsatını yakalayacak.
İkinci günün ilk oturumları “Elektrik Piyasaları” ve “Doğal Gaz Piyasaları” başlıklı paneller olacak. Bu oturumlarda iki piyasanın son durumu, ihtiyaçları, beklentileri uzman kişiler tarafından masaya yatırılacak. Bir sonraki eş zamalı paneller ise; “Talep Tarafı Katılımı & Kapasite Piyasası” ve “Risk Yönetimi” olacak. Öğleden sonra ise “Enerji Yatırımları ve Finansmanları” ve “Enerji Mevzuatı ve Mahkeme Kararları Işığında Enerji Ticareti” adlı iki ayrı panel gerçekleştirilecek. “Uluslararası Petrol Ticareti ve Türkiye” paneli ve“İstanbul Traders Meeting” başlıklı kapalı oturumla Zirve son bulacak.
Türkiye için çözüm kömür Dünya Enerji Konseyi (World Energy Council / WEC), dünya enerji endüstrisine odaklanan yıllık “The World Energy Issues Monitor” raporunun yedincisini yayınlandı. Binden fazla global enerji liderinin katkıları ile kaleme alınan “The 2016 World Energy Issues Monitor” raporu, “İnovasyon İklimi – Emtia Fiyat Hareketlerine Cevap” alt başlığını taşıyor. 90 ülkeden enerji liderlerinin global soruların yanı sıra kendi ülkelerine dair 40 soruya verdikleri yanıtlar üzerinden hazırlanan raporda, fosil olmayan yakıtlara ağırlık verilmesi öne çıkıyor. Uluslararası pazarın şekillendirilmesi, yenilenebilir enerji ve enerji depolama alanlarında inovasyonun şart
olduğunu vurgulanıyor. Enerji-su ilişkisi meselelerinin endüstri projelerini etkilediğine dair görüşler de raporda bulunuyor. Raporun sonuçları, 9-13 Ekim’de İstanbul’da düzenlenecek 23. Dünya Enerji Kongresi’nde yürütülecek tartışmaların da yönünü belirleyecek.
“ENERJİ DÜNYASINDA İNOVASYON RÜZGARI” Dünya Enerji Konseyi Genel Sekreteri Christoph Frei raporla ilgili yaptığı değerlendirmede karbon salınımını azaltmak isteyen enerji dünyasında “inovasyon rüzgarı” estiğini söyledi. Frei, buna rağmen yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek şunları söyledi: “Emtia’da gözlemlenen ciddi hareketlenmenin etkilerinin
yanı sıra yenilenebilir enerjilerin fiyatlarının düşmesinden doğan fırsatlar, çevreyle ilgili tehditler ve yeni siber riskler karşımıza çıkıyor. Bu yıl, endüstri liderlerini en çok kaygılandıran konuların emtia fiyatlarının değişkenliği, küresel resesyon, ve inovasyonun yoğunlaştığı yeni pazarın şekillendirilmesi ile elektrik depolanması olduğunu gördük.”
ÖDÜLLERİ VERİLECEK
I
ürkiye Enerji Zirvesi bünyesinde bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Enerji Ticareti ve Tedariği Zirvesi ISTRADE 2016, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayelerinde ve EPDK’nın destekleriyle,31 Mart-1 Nisan tarihlerinde İstanbul Shangri-La Bosphorus otelde gerçekleşecek. Enerji Ticareti ve Tedariği Zirvesi Istrade 2016’ya ulusal ve uluslararası katılımcılar ile Türkiye ve bölgesel ülkelerden birçok kamu kurum ve kuruluşu katılım gösterecek.
ENERJİ SEKTÖRÜNÜN ÜST DÜZEY İSİMLERİ ISTRADE 2016’DA BULUŞACAK
ENERJİ TİCARETİ STRADE 2016 kapsamında, Zirve Gala yemeğiyle birlikte bir de tören düzenlenecek. Törende beş farklı kategoride “Enerji Ticareti Ödülleri” verilecek. Ödüller şu kategorilerden oluşuyor: • En iyi Broker • En iyi Servis Sağlayıcı (Danışmanlık, Data/Haber, Yazılım) • Enerji Ticaret Şirketi (OTC ve VIOP hacmi) • En iyi Perakende Satış Şirketi (Müşteri Sayısı, Hizmet Kalitesi, Yenilik) • Yılın Enerji Anlaşması
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI DESTEKLİYOR İki gün boyunca devam edecek olan organizasyon; TÜSİAD, TOBB, ELDER, ETD, PETFORM, EÜD, GAZBİR, GAZTED gibi Türkiye’nin önde gelen Sivil Toplum Kuruluşları tarafından destekleniyor.
Dünya Enerji Konseyi tarafından yayınlanan “The World Energy Issues Monitor” Raporu’nda, Türkiye’nin, kömür kaynakları sayesinde ‘enerjide dışa bağımlılıktan’ kurtulabileceği konusuna yer verildi.
BEKLENTİ, KÖMÜRLE İLGİLİ POLİTİKA BELİRLENMESİ Çalışmada, Türkiye’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye ağırlık verdiği ve doğal kaynaklara öncelik tanındığı vurgulanarak şöyle deniliyor: “Türkiye elektrik üretiminin yarısına yakınını ithal gaz ile gerçekleştiriyor. Devam eden hidroelektrik projelerinin yanı sıra kömürün yerli kaynak olarak enerji üretiminde
ağırlığının artması gerektiği belitiliyor. Kömür, geçmiş yıllarda enerji politikalarında önemli olmasına karşın, giderek artan elektrik talebine cevap verilmesi gerekliliği nedeniyle yatırımcıların dikkatini çekmiyordu. Sektör liderleri arasında, enerji ithalatını azaltabilmek için kömürün Türkiye için büyük önem arz
ettiği kanısının kuvvetlendiği görülüyor. Ancak diğer yandan COP21 sonrasında yatırımcılar CO2 emisyonlarına karşı alınacak önlemlerin kömür yatırımlarını ne şekilde etkileyeceğinden emin değil; dolayısıyla kömür üretimi ve kömür bazlı elektrik üretimi konusunda hükümetin politika belirlenmesi konusunda beklenti de artmış durumda.”
18
20
“Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı var” Raşit Kırkağaç/İSTANBUL
3.
Nükleer Santraller Zirvesi düzenlendi. Zirvede giderek artan enerji ihtiyacı ve büyüyen ekonomisi için Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı olduğunun altı çizildi. Zirvede düzenlenen oturumlarda nükleer endüstrinin ülke ekonomilerine katkısı, Türkiye’nin nükleer enerji konusundaki istekli tutumu ve nükleerde emniyet ve güvenlik konuları tartışıldı. İngiltere Başbakanlık Türkiye Ticaret Büyükelçisi Lord Robin Janvrin ise, “Birleşik Krallık ülkelerle iş birliği geliştirmeyi çok önemli görüyor. Türkiye’de deneyimimizi paylaşmaya çok istekliyiz. Türkiye sivil nükleer programını geliştirirken iş birliğine açığız” dedi.
“TÜRKİYE’YE NÜKLEER ENERJİNİN EN ETKİN NASIL GETİRİLECEĞİ TARTIŞILMALI” Westinghouse Elektrik Şirketi Kıdemli Başkan Yardımcısı Jeff Benjamin ise konuşmasında Türkiye’deki enerji ihtiyacına vurgu yaparak şunları söyledi; “Türkiye, dünya genelinde enerji ihtiyacının en hızlı arttığı ikinci ülke konumunda. Türkiye’deki enerji ihtiyacı her yıl yüzde 4,5 oranında artıyor. Ekonomik büyüme devam ettiği sürece enerji ihtiyacı da artacak. Bu noktada nükleer enerji son derece önemli olacak. Türkiye’ye nükleer enerjiyi en etkin nasıl getirilebileceği tartışılmalı. Yerel üreticilere büyük görev düşüyor.”
“FRANSA’DAKİ NÜKLEER ENDÜSTRİ EKONOMİYE ETKİ EDİYOR” Oturumda konuşma yapan Fransız Kalkınma Enerji ve Deniz Bakanlığı Enerji Direktörü Mario Pain uzmanlığın her şeyden önce birisinin yaptığı hataları toplamak anlamına geldiğini ifade etti. Pain, “Bizim uzmanlığımız diğer ülkelerin bizim yaptığımız hatalardan kaçınmalarını sağlamak ve bizim de yapılacak olan hataları engellememizdir. Biz nükleer araştırmalara ilk olarak 2. Dünya savaşında başladık. Nükleer elektrik üretimi konusunda çalışmalar yaptık. 1974 yılında ilk petrol krizi yaşandığında petrol fiyatları üç katına
3. Nükleer Santraller Zirvesi düzenlendi. Zirvede giderek artan enerji ihtiyacı ve büyüyen ekonomisi için Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı olduğunun altı çizildi.
çıktı. Fransız hükümeti ulusal bağımsızlığını sağlayabilmek ve petroldeki politik koşullardan etkilenmemek için nükleer enerjiye öncelik verdi. Nükleer program sadece enerji santralleri oluşturmak için değildir. Fransa’daki nükleer endüstri ekonomiye etki ediyor. Böylelikle 200 binden fazla istihdam sağlandı” dedi.
“NÜKLEER SANTRALLER YENİLENEBİLİRİ DESTEKLEMELİ” CEA Nükleer Enerji Direktörü Frank Carre elektrik üretimlerinin yüzde 90’ının karbondioksit içermeyen enerjiden geldiğini ifade etti. Carre konuşmasını şöyle sürdürdü;“Araştırma geliştirme hususu nükleer anlamda çok büyük bir alan. Çünkü işin içinde hidrolik, mekanik, fizik ve kimya var. Deprem araştırma ve geliştirme merkezi tarafından da olası afetlere karşı birçok çalışmamız ve senaryomuz var. Bununla birlikte biz sistemin güncellenen yönetmeliklere uygun olarak entegre olması için çalışıyoruz. Nükleer santrallerin yenilenebilir enerjiyi desteklemesi bizim açımızdan önemli.”
“TÜRKİYE NÜKLEER KABİLİYETİNİ GELİŞTİRMEK İSTİYOR” Fransız nükleer endüstrisinin Avrupa nükleer endüstrisinin yarısını oluşturduğunu ifade eden GIIN&PROMINF Direktörü Celine Cudelou Türk Hükümetinin Türkiye’nin nükleer kabiliyetini geliştirmek istediğine vurgu yaptı. Cudelou, “Nükleerde teknolojik bir zorluk var ve yeni bir emniyet kültürü geliştirmek oldukça zorludur. Türk hükümetinin bu konudaki çabası görmezden gelinemez” dedi. PNB’den Amedeo Mantovan ise bu zamana kadar nükleerde 166 milyon euroluk projeler gerçekleştiğini ve 61
milyon euroluk kamu desteği verildiğini kaydetti. Mantovan, PNB tarafından birçok yatırımcı için seminerler düzenlendiğini ve bu seminerlerin nükleer enerji yönetimi ve yatırımını devam ettirmek için çok önemli olduğunu da dile getirdi.
“ETKB VE ANDRA ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ” ETKB Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanı Halil İbrahim Dere ANDRA ile işbirliğinin nükleerde sağlam ve dayanıklı bir yönetim sistemi oluşturmak için gerçekleştiğini ifade etti. Bu anlaşmanın Türkiye ve Fransa arasında nükleer yakıt ve harcamaları temel aldığını belirtti. Fransa’nın nükleer enerji konusunda lider olduğunu ifade eden Dere Fransa’nın radyoaktif atık yönetimi ve nükleer enerji santralleri inşası konusunda uzman bir ülke olduğunu söyledi. ANDRA Direktörü Jean Michel Boniface ise atık yönetimi konusunda kaliteli bir iş gücünün oluşturulması gerektiğini, bu projenin bu tür konuları içerdiğini ve çok önemli olduğunu ifade etti. ETKB ile yoğun bir mesai harcadıklarına değinen Boniface nükleer atık yönetimi konusunda ulusal bir kuruluş planının hazırlanacağını belirtti.
“TÜRKİYE NÜKLEERDE GİDEREK GELİŞİYOR” Rollys Royce Tedarik Yönetimi Yöneticisi Nükleer Projeler Uzmanı Richard Everett Nükleer geliştirmede Türkiye ile beraber çalıştıklarını ifade etti. Everett, “Dünyanın birçok yerinde merkezlerimiz var bunlardan en önemli gördüklerimiz arasında Türkiye’de var. Türkiye’de gemi merkezimiz var. Bununla birlikte dizel jeneratörler de üretiyoruz. Nükleer ile ilgili iş geliştirme de Türkiye ile çalışıyoruz. Türkiye nükleer enerji konusunda giderek kendini geliştiriyor” dedi.
Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Necati Yamaç
Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Erdem
Nükleer Türkiye için önemli
Nükleer yatırımlar artacak
E
B
nerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Necati Yamaç Zirve’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Son 14 yılda yakalanan siyasi istikrarla beraber nükleer santraller proje haline gelebildi. Doğal gazda yüzde 98, petrolde yüzde 92 dışa bağımlıyız. Türkiye’de nükleer enerjiye ihtiyaç vardır. Türkiye’nin nükleerle ilk kez tanışan bir ülke olmaktan ziyade daha farklı bir konumda çünkü Türkiye 400 nükleer mühendis yetiştirdi. Türk nükleer sanayisinin en önemli adımları Sinop ve Akkuyu ile atılacak. Akkuyu’da kurulacak olan nükleer santralin ilk ünitesi 2022 yılında, Sinop’ta kurulacak santralin ilk ünitesinin ise 2023’te devreye girmesi planlanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanırsak nükleer enerjiye gerek kalmaz gibi bir argümanı kabul etmiyorum” dedi.
“NÜKLEERDE GÜVENLİK ÖNEMLİ KONU” Geoquip Worldwide İş Geliştirme Direktörü Dave Harmon ise Nükleer konuda tehlikeleri değerlendirirken dahili tehditlerin büyük tehlike yarattığını ifade etti. Harmon konuşmasını şöyle sürdürdü; “Nükleer tesislerin çevresinde
aşbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Erdem yaptığı konuşmada “Nükleer santrallerin gelişimine bu Zirve katkı sağlayacak. Ajans olarak enerji güvenliği ve enerjide dışa bağımlılığı azaltma çabası içerisindeyiz. Ulaşılan 74 gigavatlık enerjini yarısı yerli kaynaklardan oluşuyor. Enerjide doğal gazın kullanımında ise düşüş yaşıyoruz. Akkuyu Nükleer Santrali’nin deniz yapılarına geçen yıl başlandı ve 2022 yılında devreye girmesini öngörüyoruz. Sinop Santrali’nin ise 2023’te devreye girmesini bekliyoruz. Bunların toplan maliyeti 43 milyon dolar. Ve bu yapılar enerjimize büyük destek sağlayacak. Ülkemiz uluslararası yatırımlar açısından adeta güvenlik adasıdır. Bununla birlikte enerjide son 10 yılda birçok önemli adım atıldı. Özel sektörün piyasadaki payı yüzde 15’lerden yüzde 55 seviyelerine geldi. Enerji sektörüne dışarıdan gelen yatırım son 10 yılda 20 milyar doları buldu. Sadece geçen yıl enerji sektörünün uluslararası yatırımcı geliri 2.5 milyar dolar olmuştur.
21
“Türkiye’nin nükleer enerjide önü açık” ASO’DAN NÜKLEERDE DEV İŞBİRLİĞİ
3.
Nükleer Santralleri Zirvesi’nde gerçekleştirilen ilk oturumun ardından Ankara Sanayi Odası ile Uluslararası Nükleer Enerji Enstitüsü arasında nükleer eğitim ve sertifikasyon anlaşması imzalandı. Ankara Sanayi Odası Genel Sekreteri Doç. Dr. Yavuz Cabbar Uluslararası Nükleer Enerji Enstitüsü ile yapılan anlaşmanın çok önemli bir anlaşma olduğunu ifade etti. Cabbar, “Ülke olarak sahip olduğumuz alt yapı ve eğitim hizmetlerinin nükleer için en ideal şekilde değerlendirmemiz adına bu anlaşma büyük bir önem taşıyor.” dedi. Türkiye’nin nükleer programın faydalarını yerel üreticileri için yukarıya taşımak istediğini belirten Uluslararası Nükleer Enerji Enstitüsü Başkanı Yves Fanjas şöyle konuştu: “ASO ile yaptığımız bu anlaşma kapsamında Türk üreticilerinin nükleer endüstrisine adım atması için gerekli eğitim ve öğretim altyapısını sağlamayı ve kurslar düzenlemeyi hedefliyoruz. Anlaşma kapsamında; inşaat işleri, makine, elektrik, elektronik, kaynak ve kaplama gibi materyaller başta olmak üzere farklı alanlardan kendi alanında uzman tedarikçiler, nükleer sektörünün ihtiyaç duyduğu en temel bilgi birikimleri hakkında eğitimler alacak.”
çitlerin bulunmasının birçok sebebi var. Bunlar dışarıdan gelecek tehlikeleri önlemek açısından aldığımız tedbirler. Alınan bu tedbirler nükleer güvenlik konusunda büyük önem taşıyor.Bu güvenlik önlemleri her ne kadar basit gibi görünse de yakın mesafeden 40 km hızla gelen bir aracı kolayca durdurabilecek seviyedeler. Ayrıca bir tespit sistemimiz var. Termal kameralarla her şeyi gözlemleyebiliyoruz. Drone tehlikesine karşı da sistemlerimiz var.”
“KAZAKİSTAN NÜKLEERDE SİVİL AMACI GÖZETİYOR” Kazakistan Nükleer Topluluğu Direktörü Natalya Zhdanova ise Kazakistan’daki gerekli ön şartların nükleer için mevcut olduğunu ifade etti. Zhdanova, “Elektrik üretiminin yüzde 25’ini yapılan nükleer çalışmalarla karşılayabiliriz. Bütün bu çalışmalar nükleer enerji mühendisliği ile daha çok geliştirilecektir. Kazakistan’ın önceliği nükleerin sivil amaç ve güvenlik konuları için kullanımıdır” dedi.
“TEKNOLOJİ GÜVENLİK İÇİN ÖNEMLİ BİR ARAÇ” Nükleerde teknolojinin gelişmesine destek olduklarını ifade eden GRS Proje ve Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Sebastian Stransky teknolojinin güvenlik konusunda oldukça önemli bir yerinin olduğunu belirtti. Stransky, “Nükleerde güvenlik konusu oldukça önemli. Biz emniyet
analizlerinin performansının değerlendirilmesi ve uzman görüşlerinin hazırlanması konusunda da çalışıyoruz.”
“NÜKLEER GÜVENLİK KÜLTÜRÜ GELİŞTİRİLMELİ” ENGIE Başkan Yardımcısı Pierre Dumont ise işletmeciler için nükleer güvenlik kültürünün geliştirilmesinin zorunlu bir konu olduğunu ve ENGIE olarak bunu yapmaya çalıştıklarını ifade etti. Dumont, “Nükleer emniyet ve güvenlik arasında doğal bir bağ vardır. Terör, sabotaj ve hırsızlık gibi konular nükleer emniyet ve güvenliği açısından çok zorlayıcı ve tehlikeli konulardır. Güvenlik ve emniyet konusunda hedefler ortak çünkü ikisi de insanları korumaya yönelik çalışmalar yapıyor” dedi.
“NÜKLEER ATIK YÖNETİMİ ÖNEM KAZANACAK” VTT Finlandiya Teknik Araştırma Merkezi araştırma Takım Lideri Kari Rasilainen Finlandiya’nın nükleer atık için lisans verecek ilk ülke olacağını belirtti. Rasilainen, “Nükleer atık yönetiminde lider ülke olduk. Nükleer atık yönetimi çevre için üzerinde durulması gereken bir konudur. Finlandiya’da batı sahilinde bir atık dönüştürme tesisimiz var. Bu tesis lisanslı çalışmalarına devam ediyor. Nükleer atık depolama ve dönüştürme giderek gelişecek bir alan ve bu alanda şu an çok boşluk var” diye belirtti.
ABD ile Türkiye ve Türkiye ile Romanya arasında nükleer işbirliği anlaşmaları imzalandı. İmzalanan anlaşmalara göre ülkeler arasında teknoloji ve bilgi transferi sağlanacak.
A
BD ile Türkiye ve Türkiye ile Romanya arasında nükleer iş birliği anlaşması imzalandı. Enerji ithalatı bağımlılığından kurtulmak isteyen Türkiye, nükleer enerji konusundaki kararlılığını Akkuyu ve Sinop’taki mega projelerle sürdürüyor. Türkiye Nükleer Sanayi Derneği ve ABD Nükleer Altyapı Konseyi’nin imzaladığı anlaşma, iki ülke arasında teknoloji ve bilgi transferini sağlayacak. Romanya Nükleer Enerji Derneği ile yapılan anlaşma göre ise eğitim, işbirliği ve know-how transferi konularında Türkiye ve Romanya birlikte çalışacak.
NÜKLEERDE YERLİLEŞME HAMLESİ Nükleer Sanayi Derneği ve ABD Nükleer Altyapı Konseyi arasında imzalanan iş birliği anlaşması, nükleer enerjide teknoloji ve bilgi transferi konularında yerel şirketleri, Türkiye’de yatırım yapmak isteyen küresel şirketlerle bir araya getirmeyi hedefliyor. ABD Ticaret Bakanlığı’nın küresel finans toplantısında imzalanan anlaşma ile önümüzdeki yıllara ilişkin enerji politikasında uzun vadeli hedefler belirleyen Türkiye’nin geleceğe yönelik yapacağı yeni nükleer enerji atılımlarının da önü açılacak.
Nükleer Sanayi Derneği Genel Sekreteri Koray Tuncer
“KÜRESEL GÜÇ TÜRKİYE’NİN ARKASINDA” 70’in üzerinde şirketten oluşan ABD Nükleer Altyapı Konseyi ile varılan anlaşmayı değerlendiren Nükleer Sanayi Derneği Genel Sekreteri Koray Tuncer, Türkiye’nin nükleer enerji politikalarının bu anlaşma ile daha da güçleneceğini belirtti. Tuncer, “Güvenilir enerji politikaları oluşturabilmek için dünyada nükleer endüstrinin baş aktörlerinden olan ABD ile yaptığımız anlaşmanın iki ülke arasındaki işbirliğini geliştireceğine inanıyorum. Nükleer enerjinin güvenli bir şekilde geliştirilmesine yönelik atılan bu adım, ABD’li ve Türk şirketlerinin koordinasyonunu daha da güçlendirecek. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğimiz 3. Uluslararası Nükleer
Santraller Zirvesi’nde Türk firmalarıyla uluslararası firmaları buluşturarak çok büyük bir pazar olan nükleer endüstrisinden pay almaları için çalıştık. Bu anlaşma da aynı amaç doğrultusunda Türkiye’nin arkasına küresel bir güç olan ABD’yi almak için yapıldı. Anlaşma hem teknoloji ve bilgi transferi sağlayacak hem de Türk firmalarıyla ABD firmaları arasında iş birliğinin önünü açacak” dedi.
“ROMANYA İLE ANLAŞMA SAĞLADIK”
“500 TÜRK FİRMASI NÜKLEER ENERJİ SEKTÖRÜNE GİRMEYİ PLANLIYOR”
Nükleer Santraller Zirvesi’nin yerli firmaları yabancı firmalarla buluşturan son derece önemli bir organizasyon olduğuna dikkat çeken Koray Tuncer, Zirve’nin hemen sonrasında Romanya Nükleer Enerji Derneği ile Nükleer Sanayi Derneği’nin ortak çalışmalar yapmak üzere anlaşma imzaladığını bildirdi. Anlaşmayla ilgili Tuncer şunları söyledi: “Derneğimiz ile Romanya Nükleer Enerji Derneği arasında nükleer enerji hakkında eğitim, işbirliği ve know-how transferi gibi konularda birlikte çalışmak üzere ilk imzaları attık. Önümüzdeki günlerde Bükreş ve İstanbul’da Türk ve Romen firmaları arasında nükleer enerji konusunda işbirliği için B2B görüşmeleri düzenleyeceğiz.”
Nükleer enerji sektöründe tedarikçilerin diğer projelere kıyasla dört kat daha fazla kazanma şansı olduğunu açıklayan Nükleer Sanayi Derneği Genel Sekreteri Koray Tuncer, “Her geçen yıl nükleer enerji sektöründe potansiyel olabilecek firma sayımız artıyor. Bu da nükleer enerji sektörünün Türkiye’de giderek geliştiğinin en büyük göstergesidir. Bununla birlikte, 500’ün üzerinde olan yerli firma sayısının, artık sadece Türkiye’de değil yurt dışında da inşaatı gerçekleştirilecek nükleer santral projelerinde yer almaları önemli bir yatırım kaynağı olarak görülmeli. Bu yatırımlar ülkemiz ekonomisine katkı sağlarken enerji bağımlılığımızı düşürecek.”
SİNOP NÜKLEER SANTRALİNİN MAKETİ TANITILDI
İ
lk ünitesinin 2023’te devreye girmesinin planlandığı Sinop Nükleer Santralinde kullanılacak ATMEA 1 teknolojisinin maketi, ilk kez 3. Nükleer Santraller Zirvesi’nde tanıtıldı. 200 kilogramlık maket ile Sinop’ta kurulacak santralde kullanılacak teknolojinin özellikleri, performansı ve güvenirliliği anlatıldı. Üst düzey teknoloji ve güvenlik önlemlerinin alınacağı santralin 200 kilogramlık dev maketi zirve katılımcıları, sektör oyuncuları ve ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü.
23
EPDK yüzen LNG terminaline vize verdi Doğal gazda kaynak ve arz güvenliğinin ön plana çıktığı ve kaynak arayışlarının arttığı dönemde yüzen LNG terminalleri “ floating storage and regasification” (FSRU) için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan düzenleme geldi.
Kerem Gezer @KeremGezer
kerem.gezer@petroturk.com
EPDK’nın yüzen LNG terminallerine
ilişkin açıklamasının tamamı ise şöyle:
D
D
oğal gazda kaynak ve arz güvenliğinin ön plana çıktığı ve kaynak arayışlarının arttığı dönemde yüzen LNG terminalleri “ floating storage and regasification” (FSRU) için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan düzenleme geldi.
vizesini verdiği açıklamada, lisans başvurusunda bulunacak tüzel kişilerden başvuru evraklarını istedi.
BELİRTİLEN YERDE HER DAİM BULUNULMASI GEREKİYOR
Yıllık 1 milyar ile 500 milyon metreküp kapasiteye sahip olabilen terminallerin doğal gaz arz güvenliği için destek oluşturabileceği ön görülüyor.
EPDK, lisans başvurusu yapacak olan şirketlerin kuracağı tesisin depolama lisansında belirtilen yerde her daim bulunması gerektiğini de açıkladı. Ayrıca, depolama tesisinin iletim şirketi ile eşgüdümlü olarak çalışmasının istendiği ve bu konulara ilişkin taahhütname alınacağı da vurgulandı.
YÜZEN LNG İÇİN BAŞVURULABİLECEK
BOTAŞ 2000 YILINDA İHALEYE ÇIKMIŞTI
EPDK’nın, arz güvenliğinin ve kaynak çeşitliliğinin sağlanması amacıyla yüzen LNG terminallerinin lisanslama işlemlerinin başlayabileceğinin
Boru Hatları Taşımacılık AŞ (BOTAŞ) 2000 yılında İzmit Körfezi’nde kurularak iki yıl faaliyette kalması planlanan “Yüzer LNG (liquid natural
DOĞAL GAZ ARZ GÜVENLİĞİNE DESTEK OLACAK
gas) Deniz Terminali” için ile uluslararası petrol ve doğal gaz kuruluşlarından teklif istemişti. Fakat ihaleye istenen şartlarda teklif gelmemişti. BOTAŞ 16 yıl sonra FSRU kurulumu için yerli ve yabancı yatırımcılarla tekrar görüşüyor. Terminallerin Marmara Bölgesi’nde kurularak bölgedeki santralleri ve İstanbul’daki yoğun enerji tüketimini besleyebilecek.
YABANCI YATIRIMCININ İLGİSİ BÜYÜK EPDK, BOTAŞ ve ETKB’nin kapısını aşındıran yerli ve yabancı yatırımcıların mevzuat eksikliklerinin tamamlanması durumunda hızlı bir şekilde harekete geçecekleri öğrenildi. Japon Simutomo’nun da konuyla ilgilendiği Yüzer LNG Terminali için yatırıma hazır olduğu belirtiliyor.
oğal Gaz Piyasası Dairesi Başkanlığının 07/03/2016 tarih ve 49688552.120.01.03.02.9171 sayılı Başkanlık Makamına müzekkeresi çerçevesinde, Ülkemiz arz güvenliğinin ve kaynak çeşitliliğinin sağlanması, doğal gaz tüketiminin karşılanmasına yönelik ilave giriş noktası yaratılarak, arz- talep dengesinin sağlanması, kısa vadede arz esnekliğinin sağlanması amacıyla, Yüzen LNG Terminalinde yürütülecek faaliyetin, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nda (Kanun) ‘Günlük ve mevsimlik değişiklikleri karşılamak ve doğal gaz temininin azalması veya durması ile meydana gelen doğal gaz açığını gidermek amacıyla doğal gazın, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) veya gaz olarak depolanması olarak tanımlanan depolama faaliyeti olduğu ve söz konusu tesisin ‘Doğal gazın sıvı olarak taşınması ve depolanması amacıyla sıvılaştırılması, boşaltılması, depolanması ve tekrar gaz haline getirilmesi için kullanılan tesisleri’ olarak tanımlanan sıvılaştırılmış
doğal gaz tesisi olduğu değerlendirildiğinden;
İLETİM ŞİRKETİ İLE EŞGÜDÜMLİ FAALİYET Kuruma Yüzen LNG Terminalinde faaliyette bulunmak üzere lisans başvurusunda bulunacak tüzel kişilerden, lisans başvurusu evraklarına ek olarak; “Yüzen sıvılaştırılmış doğal gaz depolama (LNG) tesisinin lisans süresi boyunca ulusal iletim şebekesinin işleyişini ihlal etmeyecek şekilde iletim şirketi ile eşgüdümlü faaliyet göstereceğine, bununla birlikte Kurul tarafından uygun bulunan haller ile mücbir sebepler hariç tesisin depolama lisansında belirtilen yerde her daim bulunacağının ve işletileceğinin garanti edildiğine dair bir taahhütnamenin” alınması kaydıyla, Kuruma yapılacak söz konusu başvurulara ilişkin Kanunda depolama faaliyeti hakkında yer alan hükümlerle sınırlı olacak şekilde ilgili mevzuat kapsamında işlem tesis edilmesine, karar verilmiştir.
24
SEDAŞ’tan yeni mobil proje TABLETLER, 40 CİVARINDA AĞACIN KESİLMESİNİ ÖNLÜYOR
G
eçtiğimiz yıl SEDAŞ’a ödül kazandıran SAP (WFM) İş Gücü Yönetim Sistemi “Yılın Mobil Uygulaması” merkezinde, Samsung’un endüstri koşullarına göre tasarladığı ve geliştirdiği tableti SM-T365 yer alıyor. 8 inç ekran boyutuna sahip, dayanıklı tablet, yüksek performansı ve verimli güç kullanımıyla uzun süredir
birçok sektörde kullanılıyor. Android 4.4 (KitKat) işletim sistemi, 1.2 Ghz 4 çekirdek işlemci, artırılabilir 1.5 GB (RAM), Micro USB, 3G, Wi-Fi, Bluetooth 4.0, NFC, A-GPS + GLONASS networke sahip cihazda çıkarılabilir 4,450 mAh pil bulunuyor. Aynı zamanda darbelere karşı dayanıklılığı testlerle kanıtlanmış olan SM-T365, toz ve suya karşı
uluslararası direnç standartlarını da karşılayarak verimli bir şekilde çalışabiliyor. İş süreçlerinde kâğıt kullanımının azalmasını sağlayan tabletler, yıllık yaklaşık 40 civarında ağacın kesilmesini de önlemiş oluyor.
SEDAŞ, Mobil İş Gücü Yönetim Sistemi’ni hayata geçirdi. WFM, en yakındaki ekibin görevlendirilmesi sağlanırken ekibin de mobil cihazlardaki harita desteğiyle kısa sürede bakım mahalline ulaşmasını destekliyor.
S
EDAŞ’ın yeni projesi WFM sistemi, İşletme Bakım Grup Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin sahadaki durumu ve yapılacak işlerin gösterimi, mevcut işlerin coğrafi konumlarına göre otomatik sıralanması, harita üzerinde detaylı güzergâh tarifi, işlerin coğrafi konumlarının iş atama kriteri olarak kullanılabilmesi, haritada belirtilecek kriterlere göre en yakın ve uygun ekiplerin filtrelenmesi gibi çok sayıda takip seçeneği sunuyor.
ELEKTRİK DAĞITIM SEKTÖRÜNDE HİZMET KALİTESİ YÜKSELİYOR SEDAŞ, WFM projesi ile sahadaki operasyon süreçlerinin daha da verimli yönetilmesini Samsung’un SM- T365 tabletleri ile sağlıyor. SEDAŞ, ödüllü uygulaması olan SAP (WFM) İş Gücü Yönetim Sisteminde kullandığı Samsung SM–T365 model tabletlerle, elektrik dağıtım sektöründeki hizmet kalitesi çıtasını daha yükseğe taşıyor.
“ARIZA MAHALLİNE ULAŞMA SÜRESİ KISALTILIYOR” SEDAŞ İcra Başkanı Bekir Sami Güven, şebeke operasyon ekiplerinin iş gücü yönetim sisteminde pilot uygulama sonrasında 4 ilde de tablet kullanımına başlandığını belirterek, “Mobil İş Gücü Yönetimi için Alo 186 çağrı merkezimize gelen istek ve şikayetler coğrafi koordinatlar ile saha ekiplerinin tablet bilgisayarlarına yönlendiriliyor, böylece arızanın yeri doğru olarak belirlendiği için arızaya ulaşma süremiz kısalmış oluyor” dedi.
“HEDEFİMİZ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNDE ARTIŞ” Güven sözlerine şöyle devam etti: “Saha ekiplerimizin iş yükünü ve arızaya olan mesafesini tablet üzerinden gördüğümüz için en uygun ve arızaya en yakın ekibi görevlendirebiliyoruz. Arıza türleri, saha ekiplerine iş yönlendirme, keşifler, malzeme kullanımları, çalışan ekipler, kullanılan araçlar, izinler gibi birçok süreci, mobil ortamda anlık olarak yönetme kabiliyeti elde ettik. Bu proje ile saha personelinin görevlendirilme sıklığı, arızaya ulaşma ve arızayı giderme süresi, kullanılan malzeme miktarı, kullanılan araçlar gibi birçok değer, bilişim teknolojisi ile raporlanabilir ve yönetilebilir hale geldi” dedi.
ŞEKİLDE KULLANIYORUZ
26
“Jeneratör almadan önce güç tespiti yaptırın” Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker, jeneratör alırken mekana göre güç tespitinin önemine işaret ederek satış sonrası da hizmet sağlayan ve gerekli sertifikaları olan markaların talep edilmesi gerektiğini vurguladı.
J
eneratör alırken dikkat edilmesi gereken birçok püf noktası bulunuyor. Bunların başında da ortam ve kullanım amacı geliyor. İş sahalarında sürekli güç olarak, hastanelerde, fabrika, ofis, AVM, tatil köyü, festival, konser alanlarında, statlarda, şantiye ve deniz araçları gibi enerjisi olmayan yerlerde genellikle dizel jeneratörlerin tercih edilmesi gerekiyor. Taşıması kolay ve düşük güç
ihtiyacını karşılamada kullanılan portatif jeneratörler ise ev, iş yeri, kamp, piknik alanı ve çalışma sahasında kullanmak daha uygun oluyor.
“ÖNCE İHTİYAÇ BELİRLENMELİ” Jeneratörün kullanılacağı yerin güç tespitini yaparken uzman kişilerden destek alınması gerektiğine dikkat çeken Aksa Jeneratör CEO’su
Alper Peker “Doğru mekana doğru jeneratör tipini seçmek uzmanlık ister. Önce ihtiyaç belirlenmeli. Uzun yıllar verimli kullanım için de satış sonrası bakım ve tamir hizmeti verebilecek güvenilir markalar tercih edilmeli. Aksa Jeneratör olarak Türkiye’nin dört bir yanında satıştan, satış sonrası hizmete kadar jeneratör kullanıcılarının her türlü ihtiyacına cevap veriyoruz” diye konuştu.
‘JENERATÖRÜN KULLANILACAĞI YER ÇOK ÖNEMLİ’ Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker, jeneratörün kullanılacağı yerin çok önemli olduğunu belirterek; “Jeneratörü ev ve ofis içinde değil sürekli temiz hava alan yerde çalıştırmak gerekir. Jeneratörün yerleştirileceği zeminin uygunluğu kontrol edilerek, konulacağı yerin düz zemin olmasına özen gösterilmelidir” dedi.
Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker
Aksa Jeneratör Servis’ten 7/24 müşteri memnuniyeti
Aksa Jeneratör, çalışanlarına satış sonrası hizmet ve müşteri ilişkileri konulu eğitim toplantısı gerçekleştirdi. Aksa, dünya dinamiklerini yakından takip ederken, çalışanlarını da verdiği eğitimler ile destekliyor. Gerçekleştirilen toplantıda Aksa Servis çalışanlarına dönük eğitimler düzenlenerek iş sağlığı güvenliği konusuna dikkat çekildi. Aksa Servis ve Aksa Kiralama olarak 300 kişinin katıldığı eğitim toplantısında satış sonrası hizmet, iş güvenliği ve müşteri ilişkileri konuları üzerine eğitimler verildi.
“MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE İŞ GÜVENLİĞİ ÖN PLANDA” Gerçekleştirilen eğitimler ile ilgili Aksa Servis ve Yedek Parça Genel Müdürü Ömer Saner şunları söyledi: “Aksa Jeneratör olarak dünyanın birçok ülkesine jeneratörlerimizi ulaştırıyoruz ve satış sonrası hizmet sağlıyoruz. Dünyanın en büyük ilk 5 üreticisi arasında yer almamızı sağlayan kriterler arasında hem kaliteli ürün hem de kaliteli hizmet yer alıyor. Bu açıdan Aksa Jeneratör olarak kendi içimizde gerçekleştirdiğimiz
eğitim programlarını önemsiyoruz.”
“MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ” Saner sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin dört bir yanından Antalya’da gerçekleştirdiğimiz eğitime katılım gösteren arkadaşlarımız, 7/24 müşteri odaklı, sahada birebir müşterilerimiz ile Aksa Jeneratör markasını bir araya getiren en önemli temsilcilerimiz.
“İŞ GÜVENLİĞİNE DİKKAT ÇEKİYORUZ” Ömer Soner; “Burada müşteri odaklı ve güvenilir marka imajımız doğrultusunda Aksa Servis ekibimize müşteri ilişkileri ve iş sağlığı güvenliği eğitimleri verdik. Aksa Jeneratör olarak müşterilerimize her zaman kusursuz hizmet sunmayı amaçlarken, iş güvenliğine de dikkat çekerek çalışanlarımızın bilinçlenmesini sağlıyoruz. Bu sayede yaşanabilecek olumsuz durumların önüne geçiyoruz.” dedi.
Aksa Jeneratör Win Electrotech Fuarı’na katıldı
Aksa Jeneratör, Türkiye ve Avrasya Bölgesi imalat endüstrisi fuarlarından World of Industry Electrotech Fuarına katıldı. Aksa Jeneratör, Türkiye ve Avrasya Bölgesi imalat endüstrisi fuarlarından World of Industry Electrotech Fuarına katıldı. Fuarda, sektör profesyonelleriyle ürünlerini bir araya getirdi. Aksa, doğalgaz ve dizel jeneratörlerini fuarda ziyaretçilerine tanıttı.
“ÖNCELİĞİMİZ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ” WIN Electrotech Fuarı ile ilgili Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker şunları söyledi: “Bu yıl 17’ncisi düzenlenen Türkiye ve Avrasya Bölgesi imalat endüstrisi için en önemli fuarlarından WIN Electrotech Fuarı’nda Aksa Jeneratör olarak
yerimizi aldık. Enerji, elektrik ve elektronik sektörünün üretici, dağıtıcı ve kullanıcılarını bir araya getiren WIN Electrotech Fuarı’nda, müşteri memnuniyetini öncelikli tutan yaklaşımımızı katılımcılara aktarma fırsatı yakaladık” diye konuştu.
28
Çin’in doğal gaz ithalatı yükseldi Çin’in doğal gaz ithalatı Şubat ayında yıllık yüzde 15 arttı. Çin Genel Gümrük Yönetimi tarafından açıklanan verilere göre, doğal gaz ithalatı 2,9 milyon tona yükseldi. Ocak-Şubat döneminde ise doğal gaz ithalatı yüzde 21 artarak 5,7 milyon ton oldu.
Satılabilir kömür üretimi arttı Türkiye Taşkömürü Kurumu(TTK), Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,7 oranında artışla 80 bin 17 ton satılabilir kömür üretti. Bir önceki ay üretim miktarı 76 bin 441 ton olmuştu. TTK’nın internet sitesinde yayınladığı rapora göre, aynı ayda tuvenan kömür üretimi 138 bin 17 ton oldu.
Woodside, LNG projesini erteledi Avustralyalı petrol ve doğal gaz şirketi Woodside Petroleum, 40 milyar dolarlık LNG projesini geliştirme planlarını erteledi. Şirket ekonomik ve piyasa çevresi koşullarına dair endişeler ile projede ertelemeyi tercih etti. Asya LNG fiyatları geçen yıl içinde yüzde 45 düşüş gösterdi. Şirket CEO’su Peter Coleman, şu anki ekonomik ortamın yatırımı desteklemediğini söyledi.
‘Türkiye elektrik üretiminde
yerli kömüre geçmeli’
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Profesör Doktor Güven Önal Gas&Power’a özel açıklamalarda bulundu. Güven Önal, elektrik üretiminde doğal gazın maliyetine ve dışa bağımlılığa dikkat çekerek, “yerli kömürü” işaret etti. Erman Tekdemir/Ankara
Y
urt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, elektrik üretimi konusunda Türkiye’nin yerli kömüre yönelmesi gerektiğini belirtti. Doğal gazdan üretilen elektriğin yüksek maliyetine ve bu üretimde dışa bağımlılığa dikkat çeken Önal, “Elektrik üretiminde Rusya bile bizim kadar doğal gaz kullanmıyor” dedi.
“RUSYA BİLE BİZİM KADAR GAZ KULLANMIYOR” Elektrik fiyatlarının son dönemdeki hareketliliğine de dikkat çeken Önal, doğal gaz santrallerinin bu fiyatlar ile zarar ederek kapanabileceğini belirtti. Önal, “Türkiye bugüne kadar yanlış yaptı. Doğal gaz ile şehirlerimizi ısıtalım ama elektrik üretmek doğru değil. Rusya bile elektrik üretiminde bizim kadar doğal gaz kullanmıyor” diye konuştu.
“BİRİ YERLİ DİĞERİ İTHAL” Elektrik üretiminde doğal gaz santrallerinin, kömür santrallerine göre daha düşük maliyet ile kurulduğunu ancak amortismanın sağlanmasının artından üretimde yerli kömürün daha avantajlı
olacağını ifade eden Önal, “Biri yerli diğeri ithal. Doğal gazdan üretim daha pahalı. Kömür santrali kurmaya kalkarsanız pahalı oluyor ama daha sonra yatırım yapılan miktarı ödeyince çok daha ucuza elektrik üretiliyor. Türkiye geçici olarak doğal gaza sarıldı ama şimdi pahalı enerji üretiyor. Bugünkü koşullarda. Türkiye doğal gazı ucuza almıyor. Uzun vadeli anlaşmaları var ona göre alıyor” açıklamasını yaptı.
“DOĞAL GAZ İLE ÜRETİM YÜZDE 15’E GERİLEMELİ” Türkiye’de yerli kömürün, toplam üretim içindeki payının yüzde 16 civarında olduğunu da aktaran Önal, “Almanya elektriğinin yüzde 40’ını ABD ise yüzde 40-42’sini kömürden elde ediyor” dedi. Önal özetle şunları söyledi: “Türkiye’de yerli kömürden üretim yüzde 16 civarında. 1990’larda yüzde 40 civarındaydı. Yeni kurulan santraller ile bu oran biraz daha artacaktır. 10 yıl içinde Türkiye’nin yerli kömürden üretimi yüzde 30’ları bulur diye düşünüyorum. Önümüzdeki 10 yılda 100 milyar dolar yatırım yapılırsa, yüzde 45’lere çıkacak. Türkiye’nin kömürden ürettiği elektriğin yüzde 50’nin üzerinde olması gerek. Dünya standartlarını yakalayabilmemiz için doğal gaz ile üretim yüzde 15’e gerilemeli” diye konuştu.
ÖZEL
AJ RÖPORT
“SEKTÖR KÖMÜRE YÖNELDİ” Elektrik üretimine ilişkin değerlendirmesinde, doğal gazın “tedarik garantisinin” olmadığını da hatırlatan Prof. Dr. Güven Önal, enerji sektörünün kömüre yöneldiğini, kömür santrallerinin yapımının son dönemde hız kazandığını belirtti. Enerjide yerli kömür kullanımının Türkiye ekonomisi için katma değer oluşturduğunun da altını çizen Önal, “Enerji sektörü kömüre yöneldi. Doğal gazı ithal ediliyor pahalıya alınıyor. Tedarik garantisi yok. Rusya ile kriz olunca herkes korktu gaz kesilir diye. Pek çok enerji santrali kömüre dayalı kuruluyor. Birkaç tanesi devreye girmek üzere” ifadelerini kullandı.
“ESKİ SANTRALLERDE MALİYET YÜKSEK” Prof. Dr. Güven Önal sözlerine şöyle devam etti; “Dünya standartlarında, daha modern santraller kurulduğu takdirde ilk yatırımlar hariç elektriğin kW fiyatı 4-5 cent’tir. Bu fiyat amortismanla beraber yükselir. Amortisman bitince de düşer. Türkiye bulunan kömür santrallerinin büyük bir bölümü çok eski. Bu nedenle üretim maliyeti de yüksek olabiliyor. 1 ton kömürden Türkiye’de yaklaşık
1kW elektrik üretilirken, Almanya’daki santraller aynı kömür ile 2 kW üretiyor. Bu durum biraz da yatırımın niteliğine bağlı. Türkiye’nin başka yolu yok. Geç kalındı ama yatırımcılar yerli kaynaklara yönlendirilmeli. Sayın bakanın açıklaması var kömüre önem verileceğine dair. Çıkarılan genelgelere uyulursa elektrik üretimi konusunda kömürden başka yatırım yapılmamalı.”
Irak’tan ilk kondensat varil ihracatı Irak hükümeti ve Basrah Gas ilk doğal gaz kondensat varil ihracatını yaptı. Varilin 10 bin metreküp doğal gaz olduğu açıklanırken, ihracatın ulaşım güzergahı hakkında ayrıntı verilmedi. Şu an günlük olarak 550 milyon metreküp flare gaza ulaşılıyor.
Prof. Dr. Güven Önal: Türkiye’de bulunan kömür santrallerinin büyük bir bölümü çok eski. Bu nedenle üretim maliyeti de yüksek olabiliyor.
30